Transcript Slide 1

Türkiye Muhasebe Standartları
Semineri
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Muğla SMMM Odası
18 Aralık 2010
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Giriş
Kavramsal Çerçeve bir Muhasebe Standardı değildir. Dolayısıyla
herhangi bir ölçüm veya kamuyu aydınlatma konusunda standart
belirlememektedir. Kavramsal Çerçevede TMS’lerin herhangi
birinin yerini alacak hiç bir husus yer almamaktadır.
Uygulamada, TMS’ler ile Yorumlarında hüküm bulunmayan
hallerde UFRS ile Yorumlarına uyulur.
Kavramsal Çerçeve ile TMS’lerden biri arasında uyuşmazlık söz
konusu olduğunda TMS’ler Kavramsal Çerçeveden önce gelir.
TMSK, yeni ihtiyaçlar ortaya çıktığında mevcut Kavramsal
Çerçeveyi rehber alır.
Kapsam
Kavramsal Çerçeve aşağıdaki konuları düzenler:
•Finansal tabloların amacı
•Finansal tablolarda yer alan bilgilerin yararlılığını belirleyen
niteliksel özellikler
•Finansal tabloları oluşturun unsurların tanım, tahakkuk ve
ölçümleme esasları
•Sermaye ve sermayenin devamlılığı (Korunması) kavramları
Finansal Tablo Kullanıcıları
Finansal tabloları kullananlar;









Mevcut ve potansiyel yatırımcılar
Çalışanlar
Borç verenler
Satıcılar
Diğer ticari tedarikçiler
Müşteriler
Hükümetler
Kamu işletmeleri
Genel olarak kamu
Bunlar finansal tabloları değişik bilgi ihtiyaçlarını karşılamak
için kullanırlar.
Finansal Tablo Kullanıcılarının Bilgi İhtiyacı
Finansal tablo kullanıcılarının ihtiyaç duydukları bütün
bilgileri finansal tablolar içermeyebilir.
Ancak bazı ihtiyaçlar bütün kullanıcılar için aynıdır.
Yatırımcılar temel hedef kullanıcılar. Çünkü işletmeyle ilgili
en fazla riski üstleniyorlar.
Finansal Tabloların Sorumluluğu ve Tabloların Amacı
Tabloların Sorumluluğu:
İşletme
yönetimi
işletmenin
finansal
tablolarının
hazırlanmasından ve sunumundan sorumludur.
Tabloların Amacı:
Finansal tabloların amacı, çeşitli kullanıcıların ekonomik
kararlar verirken faydalanmaları için işletmenin finansal
durumu, performansı(faaliyet sonuçları) ve finansal
durumundaki değişiklikler hakkında bilgi sağlamaktır.
Finansal Durum
Bir işletmenin finansal durumu, kontrol ettiği ekonomik
kaynaklardan, finansal yapısından, likit kıymetlerinden,
finansal durumunun güçlülüğünden ve içinde bulunduğu
koşullardaki değişime ayak uydurma kapasitesinden
etkilenir.
Finansal durum hakkındaki bilgiler öncelikle bilançoda yer
alır.
Performans
Bir işletmenin halihazırdaki performansı,
karlılığı hakkındaki bilgiler,
mevcut kaynaklarını kullanarak nakit yaratma kapasitesini
tahmin etmeye yarayan bilgiler.
İşletmenn performansı öncelikle kapsamlı gelir tablosunda
gösterilir. TMS 1 ayrıca özkaynak değişim tablosunu da
istemektedir.
Finansal Durumdaki Değişimler
 İşletmenin finansal durumundaki değişikliklere ilişkin bilgiler işletmenin
söz konusu raporlama dönemindeki yatırım, finansman ve işletme
faaliyetlerini değerlendirmeye yarar.
 Bu bilgiler kullanıcıya işletmenin nakit ve nakit benzerlerini yaratma
olanaklarını ve bu nakit kaynaklarını ne şekilde kullandığını da anlatır.
 Finansal durumdaki değişim tablosunun oluşturulmasında fonlar değişik
şekillerde, örneğin finansal kaynaklar, işletme sermayesi, likit aktifler ve
nakit olarak tanımlanabilir.
 Kavramsal Çerçevede fonlar için herhangi bir tanımlama yapılmamıştır.
Nakit akış tablosu bu tür bilgileri sunar.
Notlar ve Tamamlayıcı Çizelgeler
Finansal tablolar, notlar ve tamamlayıcı çizelgelerle diğer
bilgileri de içerirler.
İşletmenin risklerini ve işletmeyi etkileyebilecek mevcut
belirsizlikleri ve bilançoda yer almayan kaynakları ve
yükümlülükleri (maden rezervleri gibi) açıklarlar.
Coğrafi dağılım ve endüstriyel bölümlerle ilgili bilgiler ile fiyat
değişikliklerinin işletme üzerindeki etkilerini gösteren bilgiler
de tamamlayıcı bilgiler şeklinde verilir.
Muhasebenin Varsayımları
Tahakkuk Esası:
Bu esasa göre, işlemlerin ve diğer olayların etkisi, nakit veya
nakit benzerleri alındığında veya ödendiğinde değil, bu işlem
ve olaylar olduğu zaman tahakkuk ettirilir ve ilgili oldukları
dönemin muhasebe kayıtlarına kaydedilerek o dönemin
finansal tablolarında raporlanırlar.
İşletmenin Devamlılığı:
Finansal tablolar normal olarak işletmenin devamlılığı ve
öngörülebilir bir gelecekte de faaliyetlerini sürdüreceği
varsayımına dayanılarak hazırlanırlar.
Finansal Tabloların Niteliksel Özellikleri
Anlaşılabilirlik
Finansal tablolarda yer alan bilgilerin taşıması gereken
önemli bir özellik kullanıcılar tarafından tam olarak
anlaşılabilir olmalarıdır.
İhtiyaca Uygunluk
Bilginin faydalı olabilmesi için kullanıcıların karar vermeleri
sırasındaki ihtiyaçlarına uygun olması gerekir. Eğer
kullanıcıların ekonomik kararlarını geçmişteki, bugünkü ve
gelecekteki olayları değerlendirmelerine yardımcı olmak ya
da geçmişteki olayları algılamalarını teyid etmek veya
düzeltmek suretiyle etkiliyorsa, bilgi, uygunluk kalitesini
taşır.
Finansal Tabloların Niteliksel Özellikleri
Güvenilirlik
Faydalı olması için bilginin güvenilir de olması gerekir. Bilgi
önemli hatalar içermiyorsa, önyargılı değilse ve kullanıcılar
tarafından bu bilgiye dayanılacaksa bilginin güvenilirlik özelliği
vardır.
Karşılaştırılabilirlik
Kullanıcıların işletmenin finansal tablolarını karşılaştırma
imkanları olmalıdır. Önemli bir şartı, muhasebe politikaları, bu
politikalarda yapılan değişiklikler ve bu değişikliklerin etkileri
hakkında bilgilendirme yapılmasıdır.
Finansal Tabloların Unsurları
Finansal durumun ölçümlemesiyle doğrudan ilgili unsurlar:
 Varlık, geçmişte olan işlemlerin sonucunda ortaya çıkan
ve halihazırda işletmenin kontrolünde olan ve gelecekte
işletmeye ekonomik fayda sağlaması beklenen
değerlerdir.
 Borç, geçmiş olaylardan kaynaklanan ve ödenmesi
işletmenin ekonomik fayda sağlayabilecek değerlerinde
bir çıkışa neden olacak mevcut yükümlülüklerdir.
Özkaynaklar, işletmenin varlıklar toplamından yabancı
kaynakların indirilmesi suretiyle kalan kısımdır
Finansal Tabloların Unsurları
Gelir, muhasebe döneminde, ekonomik yararlarda işletme
bünyesine varlık girişi veya diğer şekillerdeki varlık
çoğalmaları sonucundaki artışı veya özkaynaklarda
hissedarların yatırdıkları fonlar dışındaki kalemlerde artış
meydana getiren borçlardaki azalmayı ifade eder.
Giderler, muhasebe döneminde, ekonomik yararlarda
varlık çıkışı veya diğer şekillerdeki varlık eksilmeleri
sonucundaki azalışları veya özkaynaklarda hissedarlara
yapılan ödemelerin sonucunda ortaya çıkan azalmaların
dışında özkaynaklarda azalma sonucunu doğuran
borçlarda meydana gelen artışları ifade eder.
Finansal Tabloların Unsurlarının Tahakkuku
(TANINMASI)
Bu süreç bir kalemin sözel olarak ve parasal tutar olarak
tarifini ve bu tutarın bilanço ve gelir tablosu toplamları
içine dahil edilmesini içerir.
Tahakkuk ölçütlerine uyan ve bunları geçen kalemler
bilançoda veya gelir tablosunda gösterilmelidirler.
Finansal Tabloların Unsurlarının Tahakkuku
(TANINMASI)
Unsur tanımına giren bir kalem aşağıda belirtilen ölçüt
veya koşullara uygun olması halinde bilançoda veya gelir
tablosunda gösterilmelidir:
Unsur tanımına giren bu kalem muhtemelen ileride
işletmeye ekonomik yarar sağlayacak veya işletmeden
ekonomik yarar çıkışına neden olacaktır.
Sözkonusu kalemin maliyeti veya değeri güvenilir bir
şekilde ölçümlenebilmelidir.
Varlık ve Borcun Tanınması
Bir varlığın gelecekte işletmeye ekonomik yarar girişine
neden olacağı muhtemelse ve maliyeti ya da değeri
güvenilir bir şekilde ölçümlenebiliyorsa bu varlık bilançoda
gösterilir.
Mevcut bir yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik
yarar sağlanabilecek kaynakların işletmeden çıkışı
gerçekleşecekse ve ortadan kalkacak yükümlülük güvenilir
bir şekilde ölçümlenebiliyorsa bilançoda borç tahakkuku
yapılır.
Gelirin Tanınması
Güvenilir bir şekilde ölçümlenmek şartıyla, varlıklardaki bir
artış ya da borçlardaki bir azalış nedeniyle gelecekte
ekonomik yarar artışı olacaksa, gelir tablosunda gelir
tahakkuku yapılır.
(Örneğin, mal veya hizmet satışları nedeniyle varlıklardaki net
artışlarda veya alacaklının alacağından vazgeçmesi halinde
borçlarda meydana gelen azalışlarda olduğu gibi.)
Giderin Tanınması
Varlıklardaki bir azalış ya da borçlardaki bir artış nedeniyle
ortaya çıkan ve ölçülebilen bir gelecekteki ekonomik yarar
azalması, gelir tablosunda gider olarak tahakkuk ettirilir.
(Örneğin, çalışanların ödemelere hak kazanmasında ya
da maddi duran varlıkların amortismanında olduğu gibi.)
Finansal Tabloların Unsurlarının Ölçüm Esasları
Ölçüm, finansal tablolarda yer alan unsurların parasal
tutarların belirlenmesi işlemini ifade eder.
Finansal tablolarda ölçüm esasları aşağıda belirtilenleri
içerir:
Tarihi Maliyet
Cari Maliyet
Gerçekleşebilir Değer (Ödeme Değeri)
Bugünkü Değer
TMS -1 FİNANSAL
TABLOLARIN SUNULUŞU
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Amaç
Bu Standardın amacı, işletmenin genel amaçlı finansal
tablolarının önceki dönemin finansal tablolarıyla ve diğer
işletmelerin finansal tablolarıyla karşılaştırılmasına olanak
verecek biçimde sunulması için gerekli olan temel
unsurları açıklamaktır. Bu amaca ulaşmak için Standart,
finansal tabloların sunuluşuyla ilgili genel kuralları, yapıyla
ilgili açıklamaları ve içerikle ilgili asgari koşulları ortaya
koyar.
Kapsam
İşletme; bu Standardı, Türkiye Finansal Raporlama
Standartlarına (TFRS’lere) göre hazırlanan ve sunulan
genel amaçlı finansal tablolara uygular. Belirli işlemlerin
ve diğer olayların muhasebeleştirme, ölçme ve açıklama
koşulları diğer TFRS’lerde ele alınmıştır.
Finansal tabloların amacı
Finansal tablolar işletmenin finansal durumunun ve
finansal performansının biçimlendirilmiş sunumudur.
Finansal tabloların amacı, geniş bir kullanıcı kitlesinin
ekonomik kararlar almalarına yardımcı olan işletmenin
finansal durumu, finansal performansı ve nakit akışları
hakkında bilgi sağlamaktır. Ayrıca finansal tablolar,
yöneticilerin kendilerine emanet edilen kaynakları ne
etkinlikte kullandıklarını da gösterir.
Finansal tabloların amacı
Finansal tablolar bu amaca ulaşmak için işletmeyle ilgili
aşağıdaki bilgileri sunar:
Varlıklar;
Borçlar;
Özkaynaklar;
Gelir ve giderler, karlar ve zararlar dahil;
Ortakların ortak olmaları sebebiyle yaptıkları katkılar ve
ortaklara yapılan dağıtımlar ve
Nakit akışları.
Bu bilgi, dipnotlarda yer alan diğer bilgilerle birlikte
finansal tablo kullanıcılarının işletmenin gelecekteki nakit
akışlarını ve özellikle bunların zamanını ve kesinliklerini
tahmin etmelerine yardımcı olur.
Tam bir finansal tablolar seti
Tam bir finansal tablolar seti aşağıdakileri içerir:
a)Dönem sonu finansal durum tablosu (bilanço);
b)Döneme ait kapsamlı gelir tablosu
c) Döneme ait özkaynak değişim tablosu
d)Döneme ait nakit akış tablosu ve
e)Önemli muhasebe politikalarını özetleyen dipnotlar ve diğer açıklayıcı
notlar.
Bir işletme, Standartta kullanılan başlıklar dışındaki başlıkları finansal
tablolarında kullanabilir.
Birçok işletme finansal tabloların dışında, yönetimin, işletmenin finansal
performansı ve finansal durumu ve karşılaştığı temel belirsizliklerin ana
esaslarını açıklayan, bir finansal değerlendirme sunmaktadır. Bu
raporlar TFRS’lerin kapsamı dışındadır.
Finansal Tabloların Gerçeğe Uygun Sunuluşu ve
TFRS’lerle Uyumu
Finansal tablolar işletmenin finansal durumunu, finansal
performansını ve nakit akışlarını gerçeğe uygun olarak
sunar.
Gerçeğe uygun sunuş, işlemlerin sonuçlarının, diğer
olayların ve koşulların Kavramsal Çerçeve’de belirtilen
varlık, borç, gelir ve gider tanımlarına ve muhasebeleştirme
kriterlerine sadık kalınarak sunulması demektir.
Finansal tabloları TFRS’lerle uyumlu olan bir işletme, bu
uyumu açık ve tam bir şekilde dipnotlarda belirtecektir.
İşletme, Finansal tabloları TFRS’lerin tüm maddeleriyle
uyumlu olmadığı sürece, finansal tablolarını TFRS’lerle
uyumlu olarak nitelendiremez.
İşletmenin Sürekliliği
Yönetim, finansal tabloları düzenlerken işletmenin
faaliyetlerini süreklilik içerisinde devam etme yetisini
değerlendirir. Yönetimin şirketi tasfiye etme veya ticari
faaliyetini sona erdirme niyeti veya mecburiyeti yoksa
finansal tablolar süreklilik kavramına göre düzenlenir.
Muhasebenin Tahakkuk Esası
İşletme, nakit akış tablosu hariç, tüm finansal tablolarını
muhasebenin tahakkuk esasına göre düzenler.
Muhasebenin tahakkuk esası kullanıldığı zaman işletme,
kalemleri Kavramsal Çerçevede bunlar için verilen
tanımlara ve tahakkuk kriterlerine uydukları takdirde
varlıklar, borçlar, özkaynaklar, gelirler ve giderler (finansal
tabloların unsurları) olarak muhasebeleştirir.
Önemlilik ve Birleştirme
İşletme, benzer kalemlerden oluşan her bir önemli sınıfı,
finansal tablolarda ayrı bir biçimde gösterir. İşletme,
nitelikleri ve işlevleri itibariyle farklı olan kalemleri de,
önemsiz olmadıkları takdirde, ayrı olarak sunar.
Netleştirme (Mahsup Etme)
İşletme, bir TFRS zorunlu kılmadıkça veya izin
vermedikçe varlıkları ve borçları ya da gelirleri ve giderleri
netleştiremez.
Karşılaştırmalı Bilgi
Bir başka TFRS’de tersine bir hüküm yoksa işletme, cari
dönem finansal tablolarında raporlanan tüm tutarlara
ilişkin olarak önceki dönem ile karşılaştırmalı bilgileri
sunmalıdır. Cari dönemin finansal tablolarının anlaşılması
için gerekli olduğu takdirde metinsel ve tanımsal bilgiler
için karşılaştırmalı bilgi verilmelidir.
Finansal Tabloların Tanımlanması
İşletme, her finansal tablosunu ve dipnotlarını açıkça
tanımlamalıdır. Ayrıca işletme, aşağıdaki bilgileri de
açık bir biçimde göstermeli ve bilgilerin doğru dürüst
anlaşılması için gerektiğinde bunları tekrarlamalıdır:





Raporlayan işletmenin adı veya diğer kimlik bilgileri ve bu
bilgide önceki raporlama döneminden bu yana olan
değişiklikler,
Finansal tabloların tek bir şirketi mi yoksa şirketler grubunu mu
içerdiği,
Raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) veya finansal tablo ve
dipnotların kapsadığı dönem,
TMS 21 ‘de tanımlandığı gibi, sunum para birimi ve
Finansal tabloda sunulan tutarların yuvarlanma derecesi.
Raporlama Sıklığı
Bir işletme, tam bir finansal tablolar setini (karşılaştırılabilir
bilgileri içerecek şekilde) en az yılda bir kez sunmalıdır. Bir
işletme, raporlama dönemi sonunu (bilanço tarihini)
değiştirdiğinde ve finansal tablolarını bir yıldan daha uzun
ya da daha kısa bir dönem için hazırladığında, finansal
tabloların kapsadığı dönemin açıklanmasına ilaveten
aşağıdaki bilgileri de açıklamalıdır:
Finansal tablolarının bir yıldan daha uzun ya da daha kısa
bir dönemi kapsamasının nedeni ve
Finansal tablolarında sunulan tutarların tümüyle
karşılaştırılabilir olmadığı
Finansal Durum Tablosu (Bilanço)
Bir kuruluş, likidite temeline dayalı sunumun daha güvenilir ve
yararlı bilgi sağladığı durumlar hariç, dönen ve duran
varlıklarını ve kısa ve uzun vadeli yükümlülüklerini bilançoda
ayrı ayrı sınıflandırarak sunacaktır.
Hangi sunum yöntemi kullanılırsa kullanılsın ;
(a) bilanço tarihinden itibaren oniki ay içinde; ve
(b) bilanço tarihinden itibaren oniki ayı aşan sürede ödenmesi ve
tahsili beklenen tutarları birlikte içeren her varlık ve borç kalemi için
kuruluş, oniki aydan uzun vadede gerçekleşmesi beklenen tahsilat
ve ödeme tutarlarını açıklayacaktır.
Dönen Varlık – Duran Varlık
Bir varlık aşağıdaki kriterlerden herhangi birine uyduğu
takdirde dönen varlık olarak sınıflandırılır:




işletmenin normal faaliyet dönemi içinde paraya çevrilmesinin,
satılmasının veya tüketilmesinin beklenmesi;
özellikle ticari amaçla elde bulundurulması;
bilanço gününden sonra oniki ay içinde paraya çevrilmesi;
veya
(TMS 7) Nakit Akış Tablosu’nda tanımlandığı gibi bilanço
tarihinden sonra en az oniki ay içinde bir borcun ödenmesi için
kullanılmak üzere veya başka bir nedenle sınıflandırılmamış
olmak koşuluyla, nakit veya nakit benzeri olanlar.
Diğer tüm varlıklar duran varlık olarak sınıflanacaktır.
Kısa Vadeli Y.K. - Uzun Vadeli Y.K.
Bir yabancı kaynak aşağıdaki kriterlerden birine uyduğu
takdirde kısa vadeli olarak sınıflandırılır:
a) kuruluşun normal faaliyet dönemi içinde ödenmesinin
beklenmesi;
b) özellikle ticari amaçla elde tutulması;
c) bilanço gününden sonra oniki ay içinde ödenecek olması; veya
d) kuruluşun borcunu, bilanço gününden sonra en az oniki ay
içinde ödemesini erteleyecek koşulsuz bir hakkının olmaması.
Bilanço Kalemleri
Bu Standart kalemlerin hangi sıra ve biçimde sunulacağını
açıklamaz. Finansal durum tablosunda (bilançoda) ayrı
olarak sunulmaya yeter ölçüde birbirlerinden nitelik ve
işlev olarak farklı olan kalemlerin, bir listesini verir.
a) maddi duran varlıklar,
b) yatırım malları; (Yatırım amaçlı gayrimenkuller)
c) maddi olmayan duran varlıklar,
d) finansal varlıklar (e), (h) ve (i) şıklarında gösterilenler
hariç;
e) özkaynak yöntemine göre izlenen yatırımlar, (iştirakler,
bağlı ortaklıklar)
f) biyolojik varlıklar;
g) stoklar,
h) ticari ve diğer alacaklar;
Bilanço Kalemleri
i) nakit ve nakit benzerleri;
j) ticari ve diğer borçlar;
k) karşılıklar;
l) finansal borçlar ( (j) ve (k) şıklarında gösterilenler hariç);
m) TMS 12’de tanımlandığı gibi, dönem vergisiyle ilgili
borçlar ve varlıklar;
n) TMS 12’de tanımlandığı gibi, ertelenen vergi borçları ve
ertelenen vergi varlıkları;
o) Özkaynaklarda gösterilen azınlık hakları; ve
p) Ana şirketin ortaklarına ait çıkarılmış sermaye ve
yedekler.
Kapsamlı Gelir Tablosu
Bir işletme bir dönemde muhasebeleştirilen tüm gelir ve
gider kalemlerini:
(a)
Tek bir kapsamlı gelir tablosunda veya
(b)
kar veya zarar bileşenlerini gösteren bir tablo
(bireysel gelir tablosu) ve kar veya zararla başlayan ve
diğer kapsamlı gelir bileşenlerini gösteren ikinci bir tablo
(kapsamlı gelir tablosu) olmak üzere iki tabloda sunar.
Diğer kapsamlı gelir bileşenleri
(özkaynaklara yansıtılan kar veya zararlar)
Diğer TFRS’ler tarafından gerekli kılındığında ya da izin verildiğinde
kar ya da zararda muhasebeleştirilmeyen gelir ya da gider (yeniden
sınıflandırma düzeltmeleri de dahil olmak üzere) kalemlerini kapsar.
Diğer kapsamlı gelirin unsurları:
a) Yeniden değerleme fazlasındaki değişimler ( bakınız: TMS 16
Maddi Duran Varlıklar ve TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar)
b) TMS 19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar Standardının 93A Paragrafı
uyarınca muhasebeleştirilmiş tanımlanmış fayda planlarındaki
aktüeryal kazanç ve kayıplar;
c) Dış ülkedeki bağlı işletmeye ait finansal tabloların çevrilmesinden
kaynaklanan kazanç ve kayıplar (bakınız: TMS 21 Kur Değişiminin
Etkileri )
d) Satılmaya hazır finansal varlıkların yeniden ölçümünde ortaya
çıkan kazanç ya da kayıplar (bakınız: TMS 39 Finansal Araçlar:
Muhasebeleştirme ve Ölçme)
e) Nakit akış riskine ilişkin riskten korunma araçlarına bağlı olarak
oluşan kazanç veya kayıpların etkin kısımları (bakınız: TMS 39)
Kapsamlı Gelir Tablosunda Sunulacak Bilgiler
Kapsamlı gelir tablosu asgari olarak, söz konusu dönemle ilgili
aşağıdaki tutarları gösteren kalemleri içerir:
(a) Hâsılat,
(b) Finansman maliyetleri,
(c) Özkaynak yöntemi kullanılarak muhasebeleştirilen iştirakler ve iş
ortaklıklarının kar veya zarar payları,
(d) Vergi gideri,
(e) (i) Durdurulan faaliyetlere ilişkin vergi sonrası kar ya da zarar
ile
(ii) Satış maliyeti düşülmüş gerçeğe uygun değerin ölçülmesinde
veya durdurulan faaliyetleri oluşturan elden çıkarılacak grup ya da
grupların veya varlıkların elden çıkarılmasında muhasebeleştirilen
vergi sonrası kazanç ya da zarar toplamını içeren tek bir tutar,
Kapsamlı Gelir Tablosunda Sunulacak Bilgiler
(f)Kar veya zarar,
(g) (h maddesinde belirtilen tutarlar hariç olmak üzere)
niteliğine göre sınıflandırılan gerçekleşmemiş kar ya
da zarar bileşenlerinin her biri,
(h)
Özkaynak yöntemi kullanılarak muhasebeleştirilen
iştirakler ve iş ortaklıklarının gerçekleşmemiş kar veya
zarar payları,
(i) Toplam kapsamlı gelir.
Kapsamlı gelir tablosunda ya da dipnotlarda
sunulan bilgiler
Gelir ya da gider kalemleri önemli olduğunda işletme, bu kalemlerin
niteliğini ve tutarını ayrı ayrı açıklar.
Gelir ve gider kalemlerinin ayrı ayrı sunulmasını gerektirecek durumlar
şunlardır:
(a) Stokların net gerçekleşebilir değerine veya maddi duran varlıkların
geri kazanılabilir tutarına indirgenmesi için ayrılan karşılık giderleri ve
bunların iptali;
(b) İşletmenin faaliyetlerinin yeniden yapılandırılması ve yeniden
yapılandırma maliyetleriyle ilgili karşılıkların iptali;
(c) Maddi duran varlıkların elden çıkarılması;
(d) Yatırımların elden çıkarılması;
(e) Durdurulan faaliyetler,
(f) Dava ödemeleri ve
(g) Karşılıklarla ilgili diğer iptaller.
Kapsamlı Gelir Tablosu
İşletmenin çeşitli faaliyetlerinin, işlemlerinin ve diğer
olayların etkileri sıklık, kar veya zarar yaratma
potansiyelleri ve tahmin edilebilirlik açılarından farklı
olduğu için finansal performansın bölümlerinin
açıklanması, kullanıcıların sağlanan finansal performansı
anlamalarına ve gelecekteki finansal performansa ilişkin
kestirim yapmalarına yardımcı olur.
Finansal performansın unsurlarının açıklanması için
gerekli olduğu takdirde, işletme kapsamlı gelir tablosuna
veya (eğer sunulmuşsa) bireysel gelir tablosuna ek
kalemler ekler ve kullanılan tanımları ve kalemlerin
sıralamasını düzeltir. İşletme, önemlilik ve gelir ve gider
kalemlerinin nitelik ve işlevlerini kapsayan unsurları
dikkate alır.
Kapsamlı Gelir Tablosu
İşletme, hiçbir gelir veya gider kalemini ne gider tablosunda ne de
dipnotlarda olağandışı kalemler olarak göstermeyecektir.
Gidelerin fonksiyon veya çeşit esasına göre sınıflandırma yöntemi
arasında tercih yapma, tarihi ve sektörel unsurlara ve işletmenin
niteliğine bağlıdır. Her iki yöntem de işletmenin satış veya üretimiyle
birlikte doğrudan veya dolaylı olarak, değişebilecek maliyetlerle ilgili
göstergeler sağlar. Her sunuş yönteminin değişik tipteki işletmelere
yararı olduğu için bu Standart, yönetimin en tutarlı ve güvenilir sunuş
yöntemini seçmesini gerektirir. Ancak, giderlerin niteliğiyle ilgili bilgi
gelecekteki nakit akışlarının tahmininde yararlı olduğu için giderler
fonksiyonlarına göre sınıflandırıldıkları takdirde ek bilgilerin
sunulmasına gerek vardır
Öz Kaynak Değişim Tablosu
İşletme, tabloda aşağıda sayılanları göstererek özkaynak
değişim tablosunu sunacaktır:
(a) ana ortaklığın sahiplerine ve kontrol gücü olmayan
paylarına (azınlık paylarına) ilişkin toplam tutarları ayrı
olarak gösteren, döneme ilişkin toplam kapsamlı gelir;
(b) her bir özkaynak bileşeni için, TMS 8’e göre
muhasebeleştirilen, geçmişe yönelik uygulama ve
düzeltmelerin etkileri;
Öz Kaynak Değişim Tablosu
Her bir özkaynak bileşeni için aşağıdakilerden
kaynaklanan değişiklikleri ayrı olarak gösteren, dönem
başındaki ve sonundaki defter değeri arasındaki
mutabakat:
 Kar ya da zarar;
 Gerçekleşmemiş kar ya da zararın her bir kalemi;
 Ortaklar tarafından yapılan katkıları ve ortaklara yapılan
dağıtımları ayrı olarak gösteren ortaklarla bunların ortak
olmaları nedeniyle ortaya çıkan işlemler ve kontrolün
kaybedilmesiyle sonuçlanmayan bağlı ortaklıktaki ortaklık
paylarındaki değişimler
İşletme, özkaynak değişim tablosunda veya dipnotlarda
dönem içinde ortaklara dağıtılmak üzere
muhasebeleştirilen temettü tutarını ve hisse başına düşen
tutarı açıklar.
Öz Kaynak Değişim Tablosu
İşletme, ya özkaynaklar değişim tablosunda
dipnotlarda aşağıdaki husuları da sunacaktır:
veya

ortaklara yapılan dağıtımları ayrı olarak göstermek suretiyle,
kuruluşun ortaklarla ortakların kendi iradeleri dahilinde
yaptıkları işlemlerin tutarları;

dönem başındaki ve bilanço tarihindeki dağıtılmış karlar
bakiyesi (e.g. birikmiş kar veya zarar) ve dönem içinde
meydana gelen değişiklikler.

Her değişikliği ayrı göstermek suretiyle, her sermaye sınıfının
ve her yedeğin dönem başı ve dönem sonu defter değerlerinin
uyumlaştırılması.
Dipnotlar
Dipnotlar;

Finansal tabloların düzenlenmesinde kullanılan temeller ve
özel muhasebe politikalarıyla ilgili bilgileri sunacak;

Bilanço, gelir tablosu, özkaynak değişimler tablosu veya nakit
akış tablosunda yer almayan fakat bunların herhangi birinin
anlaşılması için geçerli olan ek bilgiyi sağlayacaktır.
Dipnotlar, mümkün olduğu ölçüde, sistematik bir biçimde sunulacaktır.
Bilanço, gelir tablosu, özkaynaklar değişim tablosu ve nakit
tablosundaki her kalem, dipnotlarda verilen ilgili bilgiye atıfta
bulunacaktır.
TMS 7 NAKİT AKIŞ TABLOLARI
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
İşletme faaliyetleri
İşletme faaliyetlerinden
kaynaklanan nakit akışları,
genellikle işletmenin ana gelir getirici faaliyetleriyle ilgili
olup, net karın veya zararın belirlenmesinde yer alan
işlem ve olaylardan kaynaklanır.
a) Satılan mallardan ve verilen hizmetlerden (satışlardan) elde
edilen nakit girişleri
b) Royalti, ücret, komisyon ve diğer hasılatla ilgili nakit girişleri,
c) Mal ve hizmetler için yapılan ödemelerden kaynaklanan nakit
çıkışları,
İşletme faaliyetleri
d) Çalışanlara ve çalışanlar adına yapılan ödemelerden
kaynaklanan nakit çıkışları,
e) Sigorta şirketlerinin aldığı veya ödediği primler, tazminatlar,
yıllık ödemeler ve poliçeyle ilgili diğer yükümlülükler nedeniyle
oluşan nakit giriş ve çıkışları,
f) Finansman veya yatırım faaliyeti ile doğrudan ilgili olmadığı
sürece kurum kazancı üzerinden hesaplanan diğer vergiler ile
ilgili nakit çıkışları veya söz konusu vergiler kapsamında alınan
vergi iadeleri ile ilgili nakit girişleri,
g) Alım satım amaçlı elde bulundurulan sözleşmelerle ilgili nakit
girişleri ve çıkışları.
Yatırım Faaliyetleri
Yatırım faaliyetleriyle ilgili nakit akışları, gelir ve
nakit akışı sağlama amacına yönelik olarak ayrılan
kaynakların gösterimini sağlamak amacıyla ayrı
olarak gösterilir.
a) Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve diğer uzun
vadeli varlıkların alımı ile ilgili nakit çıkışları.
b) Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve diğer uzun
vadeli varlıkların satışı ile ilgili nakit girişleri;
c) Başka bir işletmeye iştirak etmek veya o işletmenin
borçlanma aracını satın almak için ve müşterek yönetime
tabi teşebbüse(İş ortaklığına) katılmak için yapılan nakit
çıkışları;
Yatırım Faaliyetleri
d) Başka bir işletmenin hisse senedinin veya borçlanma
aracının veya işletmenin bir müşterek yönetime tabi
teşebbüsteki(İş ortaklıklarındaki) payının satılması
sonucu elde edilen nakit girişleri;
e) İşletmeler tarafından üçüncü kişilere verilen avans ve
borçlara ilişkin nakit çıkışları;
f) İşletmelerin üçüncü kişilere verdikleri avans,kredilerden
yapılan tahsilatlar,
Finansman faaliyetleri
Finansman faaliyetlerine ilişkin nakit akışları, işletmeye
sermaye sağlayanların işletmenin gelecekteki nakit
akışlarından talep edecekleri kısmın belirlenmesini
sağlamak üzere ayrı olarak açıklanır.
a) Hisse senedi ve diğer öz sermaye araçlarının ihracından
sağlanan nakit girişleri,
b) Sermayenin azaltılması veya işletmenin kendi hisse
senetlerini almasıyla ilgili nakit çıkışları,
c) Borçlanma araçları ihracı ve diğer uzun ve kısa vadeli
krediler ile sağlanan nakit girişleri,
d) Borç ödemelerine ilişkin nakit çıkışları,
e) Finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan borç
ödemelerine ilişkin nakit çıkışları
Finansman faaliyetleri
Nakit akış tablosunda, faiz ve temettülere ilişkin nakit
giriş ve çıkışları ayrı ayrı açıklanır. Bu kalemlerin her biri
dönemler arasında tutarlı bir şekilde işletme, yatırım veya
finansman faaliyetleriyle ilgili oluşlarına göre sınıflandırılır.
Vergilerle ilgili nakit akışları ayrıca açıklanır ve bu nakit
akışları, açık olarak finansman ve yatırım faaliyetleriyle
ilişkili olmadıkları takdirde işletme faaliyetlerinden nakit
akışı olarak sınıflandırılır.
İşletme faaliyetlerinden sağlanan nakit
akışlarının raporlanması
İşletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışları aşağıdaki yöntemlere göre
raporlanabilir.
a) Brüt nakit girişleri ve brüt nakit çıkışlarına ait ana grupların belirtildiği
Brüt (Dolaysız) yönteme* göre, veya
b) Net kar/zararın, gayri nakdi işlemlerin, geçmiş veya gelecek
işlemlerle ilgili nakit giriş veya çıkışları tahakkuklarının veya
ertelemelerinin ve yatırım veya finansman faaiiyetleriyle ilgili nakit
akışlarına ilişkin gelir veya gider kalemlerinin etkilerine göre düzeltildiği
net (dolaylı) yönteme göre.
* Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunca, uygulama birliğinin
sağlanması bakımından nakit akış tablolarının Türkiye içinde
raporlanmasında, brüt (dolaysız) yöntemin uygulanması tercih
edilmiştir.
Brüt (dolaysız) yönteme göre raporlama
İşletmelerin , işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarını brüt
(dolaysız)yönteme göre raporlaması tercih edilmektedir.
Brüt yöntem, gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilmesi açısından
yararlı bilgiler verirken, net (dolaylı) yöntemde bu mümkün değildir.
Brüt yöntemde , önemli brüt nakit giriş ve çıkışları aşağıdaki kaynaklardan
sağlanabilir:
(a) İşletmenin muhasebe kayıtlarından veya ,
(b) Satışlar, satışların maliyeti ( finansal bir kuruluş için faiz, benzeri gelir
ile giderler) ve gelir tablosundaki diğer kalemlerin:
Dönem içerisinde stoklar, faaliyetle ilgili ticari alacak ve borçlardaki
değişiklikler,
Diğer nakit giriş ve çıkışı gerektirmeyen kalemler ve,
Nakit etkisi, yatırım veya finansman nakit akışlarıyla ilgili olan kalemlerin
etkisi dikkate alınarak düzeltilmesi ile.
Sağlam A.Ş.
31.12.2005 Nakit Akış Tablosu
(DOLAYSIZ YÖNTEM)
Esas Faaliyetlerden Doğan Nakit Akımları:
Müşterilerden Elde Edilen Nakit Akımları
Alınan Faiz ve Kar payları
Esas Faaliyetlerden Sağlanan Nakit Akımları
Tedarikçi ve Personele Nakit Ödemeler
Ödenen Faiz
Ödenen Gelir Vergileri
Esas Faaliyetler için Nakit Ödemeler
Esas Faaliyetlerden Doğan Net Nakit Akımı
Yatırım Faaliyetlerinden Doğan Nakit Akımları:
Menkul Kıymet Alımı
Menkul Kıymet Satışından Edinimler
Verilen Borçlar
Tahsil Edilen Alacaklar
Maddi Duran Varlık İktisabı için Ödenen Nakit
Maddi Duran Varlık Satışından Edinimler
Yatırım Faaliyetlerinde Kullanılan Net Nakit
Finansman Faaliyetlerinden Doğan Nakit Akımları:
Kısa Vadeli Borçlanmadan Edinimler
Kısa Vadeli Borç Ödemeleri
Tahvil İhracından Edinimler
Hisse Senedi İhracından Edinimler
Ödenen Kar payları
Finansman Faaliyetleriyle Elde Edilen Net Nakit
Nakitteki Net Artış (Azalış)
Nakit ve Nakit Benzerleri, Dönem Başı
Nakit ve Nakit Benzerleri, Dönem Sonu
870.000 YTL.
10.000 YTL.
880.000 YTL.
(764.000 YTL.)
(28.000 YTL.)
(38.000 YTL.)
(830.000 YTL.)
50.000 YTL.
(65.000 YTL.)
40.000 YTL.
(17.000 YTL.)
12.000 YTL.
(160.000 YTL.)
75.000 YTL.
(115.000 YTL.)
45.000
(55.000)
100.000
50.000
(40.000)
100.000 YTL.
35.000 YTL.
20.000 YTL.
55.000 YTL.
TMS -16
MADDİ DURAN VARLIKLAR
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Muhasebeleştirme
Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti, sadece
aşağıdaki koşulların oluşması durumunda varlık olarak
finansal tablolara yansıtılır:
(a)Bu kalemle ilgili gelecekteki ekonomik yararların
işletmeye aktarılmasının muhtemel olması; ve
(b)İlgili kalemin
ölçülebilmesi.
maliyetinin
güvenilir
bir
şekilde
Muhasebeleştirme
Yedek parça ve bakım malzemeleri genel olarak stoklarda
izlenir ve kullanıldıklarında gelir tablosuna yansıtılır.
Ancak, bir işletmenin bir dönemden fazla kullanmayı
beklediği önemli yedek parça ve yedek malzemeleri maddi
duran varlık olarak değerlendirilir.
Aynı şekilde, eğer yedek parça ve bakım malzemeleri
sadece bir maddi duran varlık kalemiyle ilişkili olarak
kullanılabiliyorsa, maddi duran varlık olarak dikkate
alınırlar.
Sonraki maliyetler
Bir işletme maddi duran varlık kalemlerinin günlük bakım
maliyetlerini aktifleştiremez. Aksine, bu maliyetleri
oluştukları tarihte gelir tablosu ile ilişkilendirir.
Bu harcamaların amacı genel olarak maddi duran varlık
kaleminin ‘tamir ve bakım’ı olarak tanımlanır.
Muhasebeleştirmede ölçüm
Varlık olarak muhasebeleştirilme koşullarını sağlayan bir
maddi duran varlık kalemi, maliyet bedeli ile ölçülür.
Maliyet unsurları
Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti aşağıdaki
unsurları içerir:
(a)İndirimler ve ticari iskontolar düşüldükten sonra, ithalat vergileri
ve iade edilmeyen alış vergileri dahil, satın alma fiyatı.
(b)Varlığın yerleştirileceği yere ve yönetim tarafından amaçlanan
koşullarda çalışabilmesini sağlayacak duruma getirilmesine
ilişkin her türlü maliyet.
(c)Maddi duran varlığın sökülmesi ve taşınması ile yerleştirildiği
alanın restorasyonuna ilişkin tahmini maliyeti, işletmenin ilgili
kalemin elde edilmesi ya da stok üretimi dışında bir amaçla
belirli bir süre kullanımı sonucunda katlandığı yükümlülük.
Maliyet unsurları
Doğrudan ilgili varlığa atfedilebilir maliyetler aşağıda
belirtilmiştir:
(a) Doğrudan maddi duran varlık kaleminin elde edilmesiyle veya
inşaatıyla ilgili çalışanlara sağlanan faydalardan kaynaklanan
maliyetler
(b) Yerin hazırlanmasına ilişkin maliyetler;
(c) İlk teslimata ilişkin maliyetler;
(d) Kurulum ve montaj maliyetleri;
(e) Varlığın uygun şekilde çalışıp çalışmadığına dair yapılan test
maliyetlerinden, varlığı gerekli yer ve duruma getirirken üretilen
kalemlerin satışından elde edilen net hasılat düşüldükten sonra
kalan tutar (teçhizatın denenmesi sırasında üretilen örnekler
gibi); ve
(f) Mesleki ücretler.
Maliyet unsuru olmayan kalemler
Bir maddi duran varlık kaleminin maliyetine girmeyen
maliyet unsuru örneklerine aşağıda yer verilmiştir:
(a) Yeni bir tesis açılmasının maliyetleri;
(b) Yeni bir ürün veya hizmetin tanıtılmasına ilişkin maliyetler
(reklam ve tanıtım harcamaları dahil);
(c) Yeni bir yerde veya yeni bir müşteri kitlesiyle iş yapmak
amacıyla katlanılan maliyetler (personel eğitim masrafları
dahil); ve
(d) Yönetim giderleri ve diğer genel giderler.
Maliyet unsurları
İşletme, olağan faaliyetleri kapsamında benzer varlıkları
satış amacıyla üretiyorsa, bu varlıkların maliyeti satış için
üretilen varlıkların maliyetine genellikle eşit olur. Bu
sebeple, bu tür maliyetler hesaplanırken işletme içi kârlar
elimine edilir.
Bir varlığın işletmece imal edilmesinde kullanılan normalin
üzerindeki tutarda artık madde, iş gücü veya diğer
kaynaklar varlığın maliyetine dahil edilmez.
Ölçüm:
Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti, muhasebeleştirme
tarihindeki peşin fiyatın eşdeğeri tutardır.
Muhasebeleştirme sonrası ölçüm:
Bir işletme muhasebe politikası olarak maliyet modelini ya
da yeniden değerleme modelini seçer ve bu politikayı ilgili
maddi duran varlık sınıfının tamamına uygular.
Maliyet modeli
Bir
maddi duran
varlık
kalemi
varlık
olarak
muhasebeleştirildikten
sonra,
finansal
tablolarda
maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa birikmiş değer
düşüklüğü zararları indirildikten sonraki değeri ile
gösterilir.
Yeniden değerleme modeli
Gerçeğe uygun değeri güvenilir olarak ölçülebilen bir maddi duran
varlık kalemi, varlık olarak muhasebeleştirildikten sonra, yeniden
değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilir.
Yeniden değerlenmiş tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe
uygun değerinden, müteakip birikmiş amortisman ve müteakip
birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan
değerdir.
Yeniden değerlemeler, düzenli olarak yapılmalıdır.
Bir maddi duran varlık kalemi yeniden değerlendiğinde, o varlığın ait
olduğu tüm maddi duran varlık sınıfı da yeniden değerlenir.
Yeniden değerleme modeli
Eğer bir varlığın defter değeri yeniden değerleme
sonucunda artmışsa, bu artış doğrudan özkaynak hesap
grubunda yeniden değerleme değer artışı adı altında
muhasebeleştirilir.
Ancak, bir yeniden değerleme değer artışı, aynı varlığın
daha önce gelir tablosu ile ilişkilendirilmiş bulunan
yeniden değerleme değer azalışını tersine çevirdiği ölçüde
gelir olarak muhasebeleştirilir.
Yeniden değerleme modeli
Eğer bir varlığın defter değeri yeniden değerleme
sonucunda azalmışsa, bu azalma gider olarak
muhasebeleştirilir.
Ancak, sözkonusu varlıkla ilgili olarak daha önce bir
yeniden değerleme değer artışı oluşturulmuşsa, bu azalış
önceki yeniden değerleme farkını tersine çevirdiği ölçüde
özkaynak hesap grubundaki yeniden değerleme değer
artışı hesabından düşülür.
Amortisman
Bir maddi duran varlık kaleminin, toplam maliyetine göre
önemli bir maliyeti olan her bir parçası ayrı ayrı amortismana
tabi tutulur.
Bir İşletme, maddi duran varlık kaleminin başlangıçta
muhasebeleştirilmiş olan tutarını önemli parçalara ayırır ve
her bir parçayı ayrı olarak amortismana tabi tutar. Örneğin, bir
uçağın gövdesi ve motoru ister mülkiyete, ister finansal
kiralamaya konu olsun, her ikisine de ayrı ayrı amortisman
ayırmak uygun olabilir.
Amortisman
Her bir döneme ilişkin amortisman gideri, başka bir
varlığın defter değerine dahil edilmediği sürece, gelir
tablosu ile ilişkilendirilir.
Dönemin amortisman gideri genel olarak gelir tablosunda
muhasebeleştirilir.
Amortismana tabi tutar ve amortisman dönemi
Bir varlığın amortismana tabi tutarı yararlı ömrü boyunca
sistematik olarak dağıtılır.
Bir varlığın kalıntı değeri ve yararlı ömrü en azından her
hesap dönemi sonunda gözden geçirilerek, beklentilerin
önceki tahminlerden farklı olması durumunda,
değişiklik(ler) “TMS 8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe
Tahminlerindeki Değişikler ve Hatalar” Standardı uyrınca
muhasebe tahmininde değişiklik olarak muhasebeleştirilir.
Amortismana tabi tutar ve amortisman dönemi
Bir varlığın bakım ve onarımı, amortisman ayırma
ihtiyacını ortadan kaldırmaz.
Bir varlığın amortismana tabi tutarı, kalıntı değeri
düşülerek belirlenir. Uygulamada, bir varlığın kalıntı değeri
genellikle değersiz ve dolayısıyla amortismana tabi tutarın
hesaplanmasında önemsizdir.
Amortismana tabi tutar ve amortisman dönemi
Bir varlığın amortismana tabi tutulması, varlık kullanılabilir
olduğunda başlar.
Bu yüzden amortisman ayırma işlemi, varlık tamamen itfa
olmadıkça, atıl kaldığında ya da kullanımdan kaldırıldığında
durmaz.
Kullanıma
göre
amortisman
metodu
uygulanırken,
amortisman gideri üretim olmadığı zamanlarda sıfır olabilir.
Amortismana tabi tutar ve amortisman dönemi
Varlığın yararlı ömrü işletmenin varlıktan beklediği faydaya
göre belirlenir.
Bir varlığın yararlı ömrü ekonomik hizmet süresinden kısa
olabilir.
Bir varlığın yararlı ömrünün tahmini, işletmenin benzer
varlıklara ilişkin tecrübelerine dayanan bir takdir
meselesidir.
Amortismana tabi tutar ve amortisman dönemi
Arsa ve binalar birlikte alındıklarında dahi ayrılabilir maddi
duran varlıklardır ve ayrı olarak muhasebeleştirilirler.
Arsaların sınırsız yararlı ömrü vardır ve bu nedenle
amortismana tabi tutulmazlar.
Binaların sınırlı yararlı ömrü vardır ve bu nedenle
amortismana tabi varlıktırlar.
Bir binanın üzerinde bulunduğu arsanın değerindeki artış
binanın amortismana tabi tutarını etkilemez.
Amortisman Yöntemi
Kullanılan amortisman yöntemi, varlığın gelecekteki
ekonomik yararlarına ilişkin olarak işletme tarafından
uygulanması beklenen tüketim modelini yansıtır.
Amortisman yöntemi her hesap döneminin sonunda gözden
geçirilir.
Amortisman yöntemi varlığın gelecekteki ekonomik
yararlarının beklenen tüketim modelinde önemli bir
değişiklik olması durumunda değiştirilir.
Amortisman yöntemi değşikliği muhasebe tahminindeki bir
değişiklik olarak muhasebeleştirilir.
Amortisman Yöntemi
Doğrusal amortisman yönteminde, varlığın kalıntı değeri
değişmediği sürece, amortisman gideri yararlı ömrü boyunca
sabittir.
Azalan bakiyeler yönteminde, amortisman gideri yararlı
ömür boyunca azalır.
Üretim miktarı yönteminde beklenen kullanım ya da üretim
miktarı üzerinden amortisman ayrılır.
Seçilen yöntem gelecekteki ekonomik yararların beklenen
tüketim biçiminde bir değişiklik olmadıkça dönemden döneme
tutarlı olarak uygulanır.
Değer düşüklüğü
En azından her bilanço günü itibariyle işletmeler, TMS 36
Varlıklarda Değer Düşüklüğü çerçevesinde, varlıklarında
bir değer kaybı olup olmadığını kontrol etmek
durumundadır.
Bu şekilde bir varlığın geri kazanılabilir tutarının nasıl
belirleneceğine ve değer düşüklüğü zararının ne zaman
muhasebeleştirileceğine ya da iptal edileceğine karar
verilir.
Bilanço dışı bırakma
Bir maddi duran varlık kaleminin bilanço dışı
bırakılmasından doğan kazanç ya da kayıp; varsa
varlıkların elden çıkarılmasından kaynaklanan net tahsilat
ile varlığın defter değeri arasındaki fark olarak belirlenir.
Bilanço dışı bırakılmasından doğan kazanç veya kayıp gelir
tablosu ile ilişkilendirilir ve hasılat olarak sınıflandırılmaz.
Elden çıkarma tarihinin belirlenmesinde, “TMS 18 Hasılat”
Standardındaki mal satış hasılatına ilişkin kriterler
uygulanır.
Açıklama
Finansal tablolarda her maddi duran varlık grubu için
aşağıdaki açıklamalar yapılır:
(a) Brüt defter değerinin belirlenmesine ilişkin ölçüm
esasları;
(b) Kullanılan amortisman yöntemleri;
(c) Faydalı ömürler veya kullanılan amortisman oranları;
(d) Dönem başı ve sonundaki brüt defter değeri ile
birikmiş amortisman tutarı (birikmiş değer düşüklüğü
zararlarıyla birlikte),
TMS -36
VARLIKLARDA DEĞER
DÜŞÜKLÜĞÜ
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Değer Düşüklüğü Belirtileri
İşletme dışı bilgi kaynakları
(a) Dönem içinde varlığın piyasa fiyatı, zamanın ilerlemesinden veya
normal kullanımdan kaynaklanması beklenenden çok daha fazla
azalmıştır.
(b) İşletmenin faaliyette bulunduğu teknolojik, ekonomik veya hukuki
çevre ile pazarda veya varlığın tahsis edildiği piyasada işletme üzerinde
olumsuz etkisi olan önemli değişiklikler dönem içerisinde gerçekleşmiş
veya bu değişikliklerin yakın gelecekte gerçekleşmesi beklenmektedir.
(c) Dönem içerisinde, faiz oranları veya diğer yatırım kârlılığı ile ilgili
piyasa oranları artmış olup; söz konusu artışların, varlığın kullanım
değerinin hesaplanmasında kullanılan iskonto oranını önemli ölçüde
etkilemesi ve varlığın geri kazanılabilir tutarını büyük ölçüde azaltması
muhtemeldir.
(d) İşletmenin net varlıklarının defter değeri piyasa değerlerinden daha
yüksektir.
Değer Düşüklüğü Belirtileri
İşletme içi bilgi kaynakları
a) Varlığın fiziksel hasara uğradığı veya değer yitirdiğine ilişkin kanıt
bulunmaktadır.
b) İşletmede, varlığın mevcut veya gelecek kullanım yöntemini
etkileyecek, önemli olumsuz değişiklikler meydana gelmiş veya
bunların yakın gelecekte meydana gelmesi beklenmektedir. Bu
değişiklikler şunları içerir; varlık kullanım dışıdır; varlığın dahil olduğu
faaliyetin sona erdirilmesi veya yeniden yapılandırılması planları
vardır; varlığın beklenen tarihten önce elden çıkarılması
planlanmaktadır; varlığın yararlı ömrünün sınırsız değil sınırlı olduğu
sonucuna varılmıştır.
c) İşletme içi raporlamada, varlığın ekonomik performansının
beklenenden daha kötü olduğu veya olacağına ilişkin kanıt
mevcuttur
Değer Düşüklüğü Belirtileri
Varlığın değer düşüklüğüne uğramış olabileceğini gösteren işletme içi
raporlardan elde edilen kanıtlar şunlardır:
a) Varlığın edinimi için gerekli nakit akışları ya da varlığı bulundurmak
veya çalıştırmak için sonradan gerekli olan nakit, ilk başta
bütçelenenden önemli ölçüde yüksektir;
b) Varlıktan kaynaklanan net nakit akışları veya faaliyet kâr ya da
zararı bütçelenenlerden önemli ölçüde kötüdür;
c) Bütçelenen net nakit akışlarında veya faaliyet kârında önemli
azalmalar, veya bütçelenen zararda önemli artışlar mevcuttur; ya
da
d) Cari dönemde gerçekleşen tutarlar, geleceğe ilişkin bütçelenmiş
tutarlarla bir arada değerlendirildiğinde, varlığa ilişkin faaliyet
zararları veya net nakit çıkışları olacağı görülmektedir.
Değer Düşüklüğü Karşılığı
Değer düşüklüğü varsa varlığın gerçekleşebilir değeri
tahmin edilerek gerekli değer düşüklüğü karşılığı
ayrılmalıdır.
Net Gerçekleşebilir Değer
Net Satış Fiyatı
Piyasa koşullarında yapılacak bir satıştan
elde edilecek tutar
Sabit kıymetin kullanımından gelecekte
elde edilecek nakit akımlarının bugünkü
değeri
Ayrılan Karşılığın İptal Edilmesi
Aktif değerin net gerçekleşebilir değerinde bir
değişiklik meydana gelmiş ise ayrılan değer
düşüklüğü karşılığı düzeltilmelidir.
Yani ayrılan karşılık ters çevrilir ve kıymet bilanço
tarihi itibariyle gerçekleşebilir değeri ve ilk maliyetinin
düşük olanı ile yansıtılır.
Dipnotlar
Değer düşüklüğü karşılığı ayrılan her bir varlık grubu
için aşağıdaki açıklamaların da yapılması gerekir:

Dönem içinde ayrılan değer düşüklüğü ve gelir tablosunda
gösterildiği hesap,

Dönem içinde ters çevrilen değer düşüklüğü ve gelir
tablosunda gösterildiği hesap,

Dönem içinde ters çevrilerek özkaynakların altında gösterilen
değer düşüklüğü,

Değer düşüklüğü hesaplamasında kullanılan yöntem.
TMS -34
ARA DÖNEM MALİ
TABLOLAR(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Ara Dönem Mali Tabloları
İşletme ara dönem mali tablolarını özet şekilde hazırlayabilir ancak
mali tabloların bir önceki yıl sonu mali tablolarında yer alan başlık ve
ara toplamları içerecek bir şekilde hazırlanması ve detay hesaplardan
önemli olanlarının da gösterilmesi gerekir.
Ayrıca ara dönem mali tablolarından bilançonun bir önceki mali yıl
sonu itibariyle hazırlanmış olan bilanço ile, diğer mali tabloların ise bir
önceki sene aynı dönem itibariyle hazırlanmış olan mali tablolarla
karşılaştırmalı olarak sunulması gerekir.
Dipnotlar
Mali tablolarda ayrıca gösterilmeyen aşağıdaki hususların
da şayet önemliyse dipnotlarda açıklanması gerekir:

Ara dönem mali tabloların hazırlanmasında kullanılan muhasebe
politikalarının bir önceki mali yıl sonu ile aynı olduğunun
belirtilmesi veya değişiklik varsa değişikliğin etkileriyle birlikte
açıklanması,

Operasyonların mevsimsel olması durumunda bununla ilgili
açıklayıcı bir not,
TMS -23
BORÇLANMA MALİYETLERİ
(ÖZET)
Doç. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
İşletme Fakültesi
Tanımlar
Borçlanma maliyetleri: Bir işletme tarafından yapılan
borçlanmalarla ilgili olarak katlanılan faiz ve diğer
giderlerdir.
Özellikli varlıklar: Amaçlanan kullanıma veya satışa hazır
duruma getirilebilmesi zorunlu olarak uzun bir süreyi
gerektiren varlıklardır.
Muhasebeleştirme-Temel yöntem
Borçlanma maliyetleri oluştukları dönemde gider olarak
finansal tablolara yansıtılır.
Temel yöntemde, borçlanmanın niteliğine ve yöntemine
bakılmaksızın, borçlanma maliyetleri oluştukları dönemde
gider olarak muhasebeleştirilir.
Muhasebeleştirme -Alternatif yöntem
Bir özellikli varlığın satın alınması, inşaatı veya üretimi ile
doğrudan ilişkisi kurulabilen borçlanma maliyetleri, ilgili
özellikli varlığın maliyetinin bir unsuru olarak aktifleştirilir.
Aktifleştirilebilecek borçlanma maliyetlerinin tutarı bu
Standarda uygun olarak belirlenir.
Bu tür maliyetler güvenilebilir bir biçimde ölçülebilmeleri ve
gelecekteki ekonomik yararlardan işletmenin
faydalanabilmesinin muhtemel olması durumunda, özellikli
varlığın maliyetine dâhil edilir.
Aktifleştirilebilir borçlanma maliyetleri
Bir işletmenin genel amaçlı olarak borçlandığı fonların bir
kısmının, bir özellikli varlığın finansmanı için kullanıldığı
durumlarda; aktifleştirilebilecek borçlanma maliyetlerinin
tutarı, ilgili varlığa ilişkin yapılan harcamalara uygulanacak
bir aktifleştirme oranı yardımı ile belirlenir.
Aktifleştirme oranı, özellikli varlık alımına yönelik yapılmış
borçlanmalar hariç olmak üzere, işletmenin ilgili dönem
süresince mevcut tüm borçlarına ilişkin borçlanma
maliyetlerinin ağırlıklı ortalamasıdır.
Aktifleştirmenin sona ermesi
Bir varlığın amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma
getirilmesi için gerekli tüm işlemler esas itibarıyla
tamamlandığında borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesine
son verilir.
Bir özellikli varlığın yapımının parçalar halinde tamamlandığı
ve diğer parçaların yapımı devam ederken her bir parçanın
kullanılabildiği durumlarda; belli bir parçanın amaçlanan
kullanıma veya satışa hazır duruma getirilmesi için gerekli
tüm işlemler esas itibarıyla tamamlandığında, ilgili parçaya
ilişkin borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesine son verilir.
Açıklama
Finansal tablolarda aşağıdaki açıklamalar yapılır:
(a) Borçlanma maliyetlerine ilişkin uygulanan
muhasebe politikaları,
(b) İlgili dönem boyunca aktifleştirilen borçlanma
maliyetlerinin tutarı,
(c) Aktifleştirilebilecek borçlanma maliyetleri tutarının
belirlenmesinde kullanılan aktifleştirme oranı.
TMS 40 Yatırım Amaçlı
Gayrımenkuller
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanım
Yatırım amaçlı gayrimenkul: Aşağıda yer alan amaçlardan
ziyade, kira geliri veya değer artış kazancı ya da her ikisini
birden elde etmek amacıyla (sahibi veya finansal kiralama
sözleşmesine göre kiracı tarafından) elde tutulan
gayrimenkullerdir (arsa veya bina ya da binanın bir kısmı
veya her ikisi):
(a) Mal veya hizmet üretiminde ya da tedarikinde
veya idari amaçla kullanılmak; veya
(b) Normal iş akışı çerçevesinde satılmak.
Tanım
Sahibi tarafından kullanılan gayrimenkuller: Mal veya
hizmet üretimi veya tedariki ya da idari amaçla kullanılmak
üzere elde tutulan (sahibi veya finansal kiralama
sözleşmesine göre kiracı tarafından) gayrimenkullerdir
Yatırım Amaçlı Gayrimenkullere İlişkin Örnekler
(a) Normal iş akışı çerçevesinde kısa vadede
satılmaktan ziyade, uzun vadede sermaye kazancı elde
etmek amacıyla elde tutulan arsalar.
(b) Gelecekte nasıl kullanılacağına karar verilmemiş
arsalar (işletme, araziyi sahibi tarafından kullanılan
gayrimenkul olarak kullanmaya veya normal iş akışı
çerçevesinde kısa vadede satmaya karar vermemiş ise, söz
konusu arazinin sermaye kazancı elde etmek amacıyla elde
tutulduğu varsayılır.)
(c) İşletmenin sahip olduğu (veya finansal kiralama
işlemi çerçevesinde işletme tarafından elde tutulan) ve bir
veya daha fazla faaliyet kiralamasına konu edilen binalar.
(d) Bir veya daha fazla faaliyet kiralaması
çerçevesinde kiralanmak üzere elde tutulan boş bir bina.
Yatırım Amaçlı Olmayan Gayrimenkullere İlişkin
Örnekler
(a) Olağan iş akışı içerisinde satılmak amacıyla elde tutulan veya satış
amacıyla inşa veya geliştirme aşamasında olan (bakınız: TMS 2
Stoklar), örneğin, sadece, yakın gelecekte elden çıkarılmak veya
geliştirilmek ve satılmak amacıyla edinilen gayrimenkuller.
(b) Üçüncü kişiler adına inşa edilmekte veya geliştirilmekte olan
gayrimenkuller (bakınız: TMS 11 İnşaat Sözleşmeleri).
(c) (Diğer unsurların yanı sıra), gelecekte sahibi tarafından kullanılmak
ya da, geliştirilmek ve ardından sahibi tarafından kullanılmak amacıyla
elde tutulan, çalışanların ikamet ettiği gayrimenkuller (çalışanların piyasa
rayicine uygun kira ödeyip ödemediğine bakılmaksızın) ile sahibi
tarafından kullanılmakta olup elden çıkarılmayı bekleyen gayrimenkuller
dahil, sahibi tarafından kullanılan gayrimenkuller (bakınız: TMS 16).
Yatırım Amaçlı Olmayan Gayrimenkullere İlişkin
Örnekler
(d) Gelecekte yatırım amaçlı gayrimenkul olarak
kullanılmak üzere inşa edilen veya geliştirilen
gayrimenkuller. Bu gibi gayrimenkullerin inşası veya
geliştirilmeleri tamamlanıncaya kadar bunlara TMS 16’da
yer alan hükümler uygulanır; inşa veya geliştirme
işlemlerinin tamamlanması durumunda yatırım amaçlı
gayrimenkul niteliğini kazanır ve bu Standardın
kapsamına girerler.
(e) Başka bir işletmeye finansal kiralama işlemi
çerçevesinde kiralanan gayrimenkuller.
Muhasebeleştirme
Bir varlık olarak tanınma:
(a) Gayrimenkulle ilgili gelecekteki ekonomik
yararların işletmeye girişinin muhtemel olması, ve
(b) Yatırım amaçlı gayrimenkulün maliyetinin
güvenilir bir şekilde ölçülebilir olması.
Bu muhasebeleştirme ilkesini uygulayan bir işletme yatırım
amaçlı gayrimenkul maliyetlerini, söz konusu maliyetler
ortaya çıktığı anda değerlendirir.
Bu maliyetler; başlangıçta yatırım amaçlı gayrimenkulün
elde edilmesine ilişkin olarak gerçekleştirilen maliyetler ile
yatırım amaçlı bir gayrimenkule daha sonradan yapılan
ilave, değişiklik veya hizmet maliyetlerini içerir.
Muhasebeleştirme sırasında ölçme
Yatırım amaçlı gayrimenkul başlangıçta maliyeti ile ölçülür. İşlem
maliyetleri de başlangıç ölçümüne dahil edilir.
Satın alınan yatırım amaçlı bir gayrimenkulün maliyeti; satın alma
fiyatı ile bu işlemle doğrudan ilişkilendirilebilen harcamalardan
oluşur. Doğrudan yapılan harcamalara örnek olarak; avukatlık
hizmetlerine ilişkin ödenen ücretler, gayrimenkul alım vergisi ve
diğer işlem maliyetleri gösterilebilir.
Yatırım amaçlı gayrimenkulün inşa edilmesi durumundaki
maliyeti, inşaatın veya geliştirmenin tamamlandığı tarihteki
maliyetidir. Bu tarihe kadar işletme, TMS 16 hükümlerini uygular.
Söz konusu tarihte ilgili gayrimenkul, yatırım amaçlı gayrimenkul
haline dönüşür ve bu Standart hükümlerine tabi olur
Muhasebeleştirme sırasında ölçme
Yatırım amaçlı bir gayrimenkulün maliyeti aşağıda belirtilen sebepler
nedeniyle arttırılmaz:
(a) İlk tesis maliyetleri (anılan maliyetler, ilgili gayrimenkulün yönetimin
amaçladığı şekilde faaliyet göstermesi için gerekli olmadığı sürece),
(b) Yatırım amaçlı gayrimenkulün planlanan doluluk/kullanım düzeyine
ulaşmasına kadar oluşan işletme zararları,
(c) Gayrimenkulün inşası veya geliştirilmesi sırasında ortaya çıkan aşırı
tutarda artık malzeme, kayıp işçilik veya diğer kaynaklar.
Yatırım amaçlı gayrimenkule ilişkin ödemenin ertelenmiş olması
durumunda, gayrimenkulün maliyeti eşdeğer peşin ödeme tutarıdır. Bu
tutar ile toplam ödemeler arasındaki fark, kredi süresi boyunca faiz gideri
olarak muhasebeleştirilir
Muhasebeleştirme sonrasında ölçme
Muhasebe Politikası
İşletme gerçeğe uygun değer yöntemini veya maliyet
yöntemini seçer ve anılan yöntemi tüm yatırım amaçlı
gayrimenkullerine uygular.
Gerçeğe uygun değer yöntemi
İlk muhasebeleştirme işleminin ardından, gerçeğe uygun değer
yöntemini seçmiş olan bir işletme, tüm yatırım amaçlı
gayrimenkullerini gerçeğe uygun değer yöntemi ile ölçer.
Yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değerindeki değişimden
kaynaklanan kazanç veya kayıp, oluştuğu dönemde kâr veya zarara
dahil edilir.
Yatırım amaçlı bir gayrimenkulün gerçeğe uygun değeri bilanço
tarihindeki piyasa koşullarını yansıtır.
Gerçeğe uygun değer, belirli bir tarihe özgü değerdir. Piyasa koşulları
değişebileceğinden, gerçeğe uygun değer olarak sunulan tutar başka
bir zaman için tahmin edilmesi durumunda hatalı veya uygunsuz
olabilir.
Maliyet yöntemi
İlk muhasebeleştirme işleminden sonra maliyet yöntemini
seçen bir işletme, "TFRS 5 Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran
Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler" Standardı uyarınca satış
amaçlı elde tutulan olarak sınıflananlar (veya satış amaçlı
elde tutulan olarak sınıflanan elden çıkarılacak varlık
grubuna dahil edilenler) hariç olmak üzere, tüm yatırım
amaçlı gayrimenkullerini söz konusu yöntem için TMS 16’da
belirtilen hükümler çerçevesinde maliyet yöntemiyle ölçer.
Satış amaçlı elde tutulan olarak sınıflanma kriterlerine uyan
(veya satış amaçlı elde tutulan olarak sınıflanan elden
çıkarılacak varlık grubuna dahil edilen) yatırım amaçlı
gayrimenkuller, TFRS 5 çerçevesinde ölçülür.
Transferler
Bir gayrimenkulün yatırım amaçlı gayrimenkul sınıfına transferi
veya bu sınıftan transferi sadece ve sadece kullanımında bir değişiklik
olduğu zaman yapılır, söz konusu değişikliğin gerçekleşmekte olduğuna
ilişkin kanıtlara aşağıda yer verilmiştir:
(a) Yatırım amaçlı gayrimenkulden sahibi tarafından kullanılan
gayrimenkule transferi amacıyla, sahibi tarafından kullanılmasına
başlanması;
(b) Yatırım amaçlı gayrimenkulden stoklara transfer için satış
amacıyla, geliştirilmeye başlanması;
(c) Sahibi tarafından kullanılan gayrimenkulden yatırım amaçlı
gayrimenkule transferi amacıyla, sahibi tarafından kullanılmasına son
verilmesi;
(d) Stoklardan yatırım amaçlı gayrimenkullere transfer için, bir
başkasına faaliyet kiralaması suretiyle kiralamanın başlaması; veya
(e) İnşa veya geliştirme aşamasındaki gayrimenkulden (TMS
16’nın kapsadığı) yatırım amaçlı gayrimenkule transferi amacıyla, inşaat
veya geliştirme işleminin sona ermesi.
TMS - 38
MADDİ OLMAYAN DURAN
VARLIKLAR
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Maddi Olmayan Duran Varlıklar
Örnekler;













bilgisayar yazılımı,
patentler,
telif hakları,
sinema filmleri,
müşteri listeleri,
ipotek hizmeti sunma hakları,
balıkçılık lisansları,
ithalat kotaları,
isim hakları,
müşteri ve tedarikçi ilişkileri,
müşteri sadakati,
pazar payı
pazarlama haklarıdır.
Belirlenebilirlik
Maddi olmayan duran varlık tanımı, maddi olmayan duran
varlığın şerefiyeden ayrı olarak belirlenebilmesini
gerektirir.
Bir işletme birleşmesinde elde edilen şerefiye, devralanın
tek
başına
belirlenemeyen
ve
ayrı
olarak
muhasebeleştirilemeyen varlıklardan gelecekte beklediği
ekonomik yararlar için yaptığı ödemedir
Ölçme
Bir maddi olmayan duran varlık ilk muhasebeleştirilmesi
sırasında maliyet bedeliyle ölçülür.
İşletme içi yaratılan maddi olmayan duran
varlıklar
İşletme içi yaratılan bir maddi olmayan duran varlığın
muhasebeleştirilebilmesi için ilgili varlığın oluşumunu şu
safhalara ayırır:
(a) Araştırma safhası; ve
(b) Geliştirme safhası.
Safhalar ayırt edilemiyorsa sadece araştırma safhasından
söz edilebilir.
Araştırma safhası
Araştırmadan kaynaklanan herhangi bir maddi olmayan
duran varlık muhasebeleştirilmez.
Araştırma safhasında, işletmenin gelecekte ekonomik
yararlar sağlayacak bir maddi olmayan duran varlığın
mevcudiyetini göstermesi mümkün değildir. Bu nedenle
araştırma harcamaları gerçekleştiğinde gider olarak
muhasebeleştirilir.
Araştırma safhası
Araştırma faaliyetleri ile ilgili örnekler şunlardır:
(a) Yeni bilgi elde edilmesine yönelik faaliyetler;
(b) Araştırma bulguları ve diğer bilgilerin uygulanmasına
yönelik olarak değerlendirme ve nihai seçim araştırması;
(c) Malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem veya hizmetler için
alternatif araştırması; ve
(d) Yeni veya geliştirilmiş malzeme, aygıt, ürün, süreç,
sistem veya hizmetlerin olası alternatiflerinin
oluşturulması, tasarlanması, değerlendirilmesi ve nihai
seçimi.
Geliştirme safhası
Sadece ve sadece, aşağıdaki koşulların tamamının varlığı
halinde, geliştirmeden (veya işletme bünyesinde yürütülen
bir projenin geliştirme safhasından) kaynaklanan maddi
olmayan duran varlıklar muhasebeleştirilir:
(a) Maddi olmayan duran varlığın kullanıma veya satışa hazır
hale gelebilmesi için tamamlanmasının teknik olarak
mümkün olması.
(b) İşletmenin maddi olmayan duran varlığı tamamlama ve bu
varlığı kullanma veya satma niyetinin bulunması.
(c) Maddi olmayan duran varlığı kullanma veya satma
imkanının bulunması.
Geliştirme safhası
(d) Maddi olmayan duran varlığın muhtemel gelecek ekonomik
faydayı nasıl sağlayacağının belirli olması. Ayrıca, maddi
olmayan duran varlığın ürününün veya kendisinin bir
piyasasının olması ya da işletme bünyesinde kullanılacak
olması durumunda buna elverişli olması.
(e) Geliştirme safhasını tamamlamak ve maddi olmayan duran
varlığı kullanmak veya satmak için yeterli teknik, mali ve diğer
kaynakların mevcut olması.
(f) Geliştirme sürecinde maddi olmayan duran varlıkla ilgili yapılan
harcamaların güvenilir bir biçimde ölçülebilir olması
Geliştirme safhası
Geliştirme safhasında, bazı durumlarda işletme, bir maddi olmayan
duran varlığı tespit edebilir
Geliştirme faaliyetleri ile ilgili örnekler şunlardır:
(a) Üretim ve kullanım öncesi prototip ve modellerin tasarımı,
yapımı ve test edilmesi;
(b) Yeni teknoloji içeren alet, model ve kalıpların tasarımı;
(c) Ticari üretim açısından ekonomik olmayan bir ölçekteki pilot
tesisin tasarlanması, inşası ve çalıştırılması; ve
(d) Yeni veya geliştirilmiş malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem
veya hizmetler için karar verilmiş bir alternatifin tasarımı, inşası
ve denenmesi.
Geliştirme safhası
İşletme içi yaratılan markalar, ticari başlıklar, yayın hakları,
müşteri listeleri ve benzer nitelikteki kalemler, maddi olmayan
duran varlık olarak muhasebeleştirilmez.
İşletme içi yaratılan maddi olmayan duran varlık
maliyeti
İşletme içi yaratılan maddi olmayan duran varlıkla doğrudan
ilişkilendirilebilen maliyetlere ilişkin örnekler aşağıdaki gibidir:
(a) Maddi olmayan duran varlığın oluşturulmasında kullanılan
veya tüketilen malzeme ve hizmet maliyetleri;
(b) Maddi olmayan duran varlığın oluşturulmasından
kaynaklanan çalışanlara sağlanan faydalara ilişkin maliyetler
(c) Yasal hakkın tesciline yönelik ödemeler; ve
(d) Maddi olmayan duran varlığın oluşturulmasında kullanılan
patent ve lisansların itfa payları.
"TMS 23 Borçlanma Maliyetleri" Standardı, faizin, işletme içi
yaratılan bir maddi olmayan duran varlığın maliyetinin bir
unsuru olarak muhasebeleştirilmesine ilişkin kriterleri
belirlemiştir.
İşletme içi yaratılan maddi olmayan duran varlık
maliyeti
Aşağıda belirtilenler işletme içi yaratılan maddi olmayan
duran varlık maliyetinin bir parçası değildir:
(a) Varlığın kullanıma hazır hale getirilmesi ile doğrudan ilgili
olmayan satış ve yönetim giderleri ile diğer genel giderler;
(b) Varlığın amaçlanan performansına ulaşmasından önce
meydana gelen verimsizlikler ve ilk faaliyet zararları; ve
(c) Varlığın kullanımı için personele verilen eğitim harcamaları.
Muhasebeleştirilme sonrası ölçme
Bir işletme, maliyet yöntemini veya yeniden değerleme
yöntemini muhasebe politikası olarak seçer.
Bir maddi olmayan duran varlığın yeniden değerleme
yöntemine
göre
muhasebeleştirilmesi
durumunda,
sınıfındaki diğer tüm varlıklar da, aktif bir piyasalarının
bulunmaması durumu söz konusu olmadığı sürece, yine
aynı yönteme göre muhasebeleştirilir.
Muhasebeleştirilme sonrası ölçme
Maliyet yöntemi
Bir maddi olmayan duran varlık, ilk muhasebeleştirilmesinin
ardından, maliyetinden, tüm birikmiş itfa ve değer düşüklüğü
zararları düşülmüş olarak izlenir.
Yeniden değerleme yöntemi
Bir maddi olmayan duran varlık, ilk muhasebeleştirilmesinin
ardından, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun
değerinden birikmiş itfa ve değer düşüklüğü zararlarının
tamamı düşüldükten sonra hesaplanan tutarı olan yeniden
değerlenmiş tutarı üzerinden izlenir ve yeniden değerleme
düzenli olarak yapılır.
Yararlı ömür
İşletme, bir maddi olmayan duran varlığın yararlı ömrünün
sınırlı mı yoksa sınırsız mı olduğunu ve eğer sınırlı ise,
bunun süresini veya kendisini oluşturan ürün veya benzeri
birimlerin sayısını değerlendirir.
İlgili her türlü unsura ilişkin olarak yapılan analiz esas
alındığında, varlığın işletmeye net nakit girişi sağlaması
beklenilen süre için öngörülebilir bir sınır olmaması
durumunda, işletme, maddi olmayan duran varlığı sınırsız
yararlı ömre sahip olarak değerlendirir.
İtfa süresi ve itfa yöntemi
Sınırlı yararlı ömre sahip bir maddi olmayan duran varlığın
itfaya tabi tutarı yararlı ömrü boyunca sistematik olarak
dağıtılır.
Bir varlığın itfaya tabi tutarının yararlı ömrüne sistematik
olarak dağıtılması için birçok itfa yöntemi kullanılabilir. Bu
yöntemler arasında; doğrusal itfa yöntemi, azalan
bakiyeler yöntemi ve üretim birimi yöntemleri sayılabilir
Defter değerinin geri kazanılabilme durumu –
değer düşüklüğü zararları
Bir maddi olmayan duran varlığın değer düşüklüğüne
uğrayıp uğramadığını belirlemek için, işletme, "TMS 36
Varlıklarda Değer Düşüklüğü" Standardını uygular.
Anılan Standart, işletmenin varlıklarının defter değerlerini
ne zaman ve nasıl incelenmesi, geri kazanılabilir
tutarlarının nasıl belirlenmesi ve değer düşüklüğü
zararlarının ne zaman muhasebeleştirilmesi ya da iptal
edilmesi gerektiğini gösterir.
TMS -17
KİRALAMA İŞLEMLERİ
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Kapsam
Finansal kiralama bir varlığın mülkiyetine sahip olmaktan
kaynaklanan her türlü risk ve yararların devredildiği
sözleşmedir.
Sözleşme süresi sonunda, mülkiyet devrediledebilir veya
devredilmeye debilir.
Faaliyet kiralaması
kiralamadır.
ise
finansal
kiralama
dışındaki
Bir kiralamanın finansal kiralama mı yoksa faaliyet
kiralaması mı olduğunun tespitinde, sözleşmenin şeklinden
ziyade işlemin özü esas alınır.
Kapsam
Aşağıda yer alan kriterlerin birlikte ya da tek başlarına var oldukları
kiralama işlemleri finansal kiralama olarak kabul edilir:
a- Kiralama sözleşmesinde, kiralanan varlığın mülkiyetinin kiralama süresi
sonunda veya daha önce kiracıya geçeceğinin öngörülmesi;
b- Kiracıya, kiralanan varlığı buna ilişkin opsiyonun kullanım tarihinde
oluşması beklenen gerçeğe uygun değerinden çok daha düşük bir bedelle
satın alma opsiyonu verilmesi nedeniyle, kiralama sözleşmesinin
başlangıcı itibariyle kiracı tarafından bu opsiyonun kullanılacağının
beklenmesi;
c- Mülkiyet kiracıya geçmeyecek dahi olsa, kira süresinin kiralanan
varlığın ekonomik ömrünün büyük bir bölümünü kapsaması
d- Kiralama sözleşmesinin başlangıcı itibariyle, asgari kira ödemelerinin
bugünkü değerlerinin, en az, kiralanan varlığın gerçeğe uygun değerine
eşit olması; ve
e- Kiralanan varlığın, üzerinde büyük değişiklikler yapılmadığı sürece,
sadece kiracı tarafından kullanılabilecek özel bir yapıda olması.
Kapsam
Aşağıda yer alan kriterlerin birlikte veya tek başlarına var
oldukları durumlar, yine ilgili kiralama işleminin finansal
kiralama olarak nitelendirilmesi sonucunu doğurur:
1.Kiracının kiralama işlemini feshedebilmesi durumunda, kiraya
verenin fesih işleminden kaynaklanan zararlarının kiracı
tarafından karşılanması;
2.Kalıntı değerin gerçeğe uygun değerindeki değişmelerden
kaynaklanan kazanç ya da kayıpların kiracıya ait olması
(örneğin kiralama süresi sonundaki satış gelirlerinin tamamına
eşit bir kira indirimi şeklinde);
3.Kiracının, piyasa fiyatının çok daha altında bir bedelle bir
dönem daha kiralamayı sürdürme hakkının bulunması.
Kiralama sözleşmesinin kiracının finansal
tablolarında gösterilmesi
Finansal kiralamalar
İlk muhasebeleştirme

Kiralama süresinin başlangıcında, kiracılar, finansal kiralama
işlemini, kiralama sözleşmesinin başı itibariyle tespit edilmiş,
gerçeğe uygun değer ya da asgari kira ödemelerinin bugünkü
değerinden düşük olanı üzerinden bilançolarında varlık ve
borç olarak muhasebeleştirir.

Asgari
kira
ödemelerinin
bugünkü
değerinin
hesaplanmasında
kullanılacak
iskonto
oranı;
tespit
edilebiliyorsa kiralama işleminde zımnen yer alan faiz oranı,
bunun tespit edilememesi durumunda ise, kiracının ek
borçlanma faiz oranıdır.

Kiracının her çeşit başlangıç doğrudan maliyetleri, varlık
olarak muhasebeleştirilen tutara eklenir.
Kiralama sözleşmesinin kiracının finansal
tablolarında gösterilmesi
Asgari kira ödemeleri; finansman giderleri ve mevcut
yükümlülüklerdeki azalma (borç anapara ödemesi) olarak
ayrıştırılır.
Finansman giderleri, kalan borç tutarlarına sabit bir faiz
oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde kiralama süresi
boyunca her bir döneme dağıtılır.
Koşullu kiralar, oluştukları dönemde gider olarak dikkate
alınır.
Kiralama sözleşmesinin kiracının finansal
tablolarında gösterilmesi
Finansal kiralama işlemiyle her dönem


finansman giderleri ve
varlıklara ilişkin amortisman giderleri
ortaya çıkar.
Kiralanan varlıklarla işletme mülkiyetinde yer
varlıklara benzer amortisman politikası uygulanır
alan
Eğer, kiralama süresi sonunda kiracının kiralama konusu
varlığın mülkiyetini edineceğine ilişkin tam bir kesinlik
bulunmamakta ise, ilgili varlık, kiralama süresi ve yararlı
ömründen kısa olanı itibariyle tamamen itfa edilir.
Kiralama sözleşmesinin kiracının finansal
tablolarında gösterilmesi
Faaliyet kiralamasında, başka bir sistematik yaklaşım
kiracının beklediği faydanın zamanlamasını daha iyi
yansıtmadıkça, yapılan kira ödemeleri doğrusal (eşit)
olarak
kiralama
süresi
boyunca
gider
olarak
muhasebeleştirilir.
Kiralama sözleşmesinin kiraya verenin finansal
tablolarında gösterilmesi
Finansal kiralamalar
İlk muhasebeleştirme:
Kiraya verenler, finansal kiralamaya konu edilmiş varlıkları
bilançolarına yansıtırlar ve net kiralama yatırımı tutarına eşit
tutarda bir alacak olarak gösterirler.
Finansman geliri, kiraya verenin finansal kiralama konusu
varlığa ilişkin net yatırımındaki sabit bir dönemsel getiri
oranını yansıtan bir esasa göre muhasebeleştirilir.
Kiralama sözleşmesinin kiraya verenin finansal
tablolarında gösterilmesi
Kiraya verenler, faaliyet kiralamasına konu olan varlıkları
niteliğine göre bilançolarında gösterir.
Faaliyet kiralamasından kaynaklanan kira geliri, kiraya
konu varlıktan elde edilen faydadaki azalmanın
zamanlamasını daha iyi yansıtan başka bir sistematik
yöntem var olmadıkça, kiralama süresi boyunca doğrusal
yöntem
uygulanmak
suretiyle
gelir
olarak
muhasebeleştirilir.
Kiralama sözleşmesinin kiraya verenin finansal
tablolarında gösterilmesi
Üretici veya satıcı konumdaki kiraya verenler, satış kâr veya
zararlarını, ilgili dönemde kesin satışlarında uygulamış
oldukları yöntem çerçevesinde muhasebeleştirir.
Kasıtlı olarak düşük faiz oranlarının kararlaştırılması
durumunda, satış kârları piyasa faiz oranının uygulanması
durumunda oluşacak tutarlarla sınırlandırılır.
Üretici veya satıcı konumdaki kiraya verenler tarafından
kiralamanın müzakere ve düzenlenmesi ile bağlantılı olarak
katlanılan maliyetler satış kârının muhasebeleştirilmesi
esnasında gider olarak dikkate alınır.
TMS -2 STOKLAR
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanımlar
Stoklar;
(a) İşin normal akışı içinde ( olağan işletme faaliyetleri
kapsamında ) satılmak için elde tutulan ;
(b) Satılmak üzere üretilmekte olan ; ya da
(c) Üretim sürecinde ya da hizmet sunumunda kullanılacak
ilk madde ve malzemeler şeklinde bulunan varlıklardır.
Tanımlar
Net gerçekleşebilir değer; işin normal akışı içinde ,
tahmini satış fiyatından, tahmini tamamlanma maliyeti ve
satışı gerçekleştirmek için gerekli tahmini satış giderleri
toplamının, düşürülmesiyle elde edilen tutarı ifade eder.
Gerçeğe uygun değer; Karşılıklı pazarlık ortamında ,
bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi
yada bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması
geken tutardır.
Stokların Değerlemesi ve Maliyeti
Stokların Değerlemesi
Stoklar, maliyet ve net gerçekleşebilir değerin düşük olanı
ile değerlenir.
Stokların Maliyeti
Stokların maliyeti; tüm satın alma maliyetlerini,
dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut durumuna ve
konumuna getirilmesi için katlanılan diğer maliyetleri içerir.
Satın Alma Maliyeti
Stokların satın alma maliyeti ;






satın alma fiyatı,
ithalat vergileri
diğer vergiler(firma tarafından vergi idaresinden iade
alınabilecekler hariç)
nakliye,
yükleme boşaltma maliyetleri ile
mamul, malzeme ve hizmetlerin elde edilmesiyle doğrudan
bağlantısı kurulabilen diğer maliyetleri içerir.
Ticari iskontolar ve benzeri diğer indirimler, satın alma
maliyetinin belirlenmesinde indirim konusu yapılır.
Dönüştürme Maliyetleri
Stokların dönüştürme maliyetleri; direk işçilik giderleri gibi,
üretimle doğrudan ilişkili maliyetleri kapsar.
Bu maliyetler ayrıca ilk madde ve malzemenin mamule
dönüştürülmesinde katlanılan sabit ve değişken genel üretim
giderlerinden sistematik bir şekilde dağıtılan tutarları da içerir.
Diğer Maliyetler
Stokların maliyetine alınmayan ve oluştukları dönemin
gideri olarak kabul edilen giderlere ilişkin örnekler şöyledir:




Normalin üstünde gerçekleşen, ilk madde ve malzeme
(fire ve kayıplar), işçilik ve diğer üretim maliyetleri
Bir sonraki üretim aşaması için zorunlu olanlar dışındaki
depolama giderleri
Stokların bulunduğu konum ve duruma gelmesinde
katkısı olmayan genel yönetim giderleri; ve
Satış giderleri.
Diğer Maliyetler
Yalnızca özellikli varlık niteliğinde olan ve satılabilir
duruma getirilmesi uzun bir süreyi gerektiren stoklar için
katlanılan borçlanma maliyetleri istenirse stok maliyetine
verilebilir.
Bir işletme stokları vadeli ödeme koşuluyla almış olabilir.
Anlaşma, peşin alım fiyatı ile ödenen fiyat arasında bir
fark olan finansman unsuru içerdiği takdirde, bu unsurlar
finanse edildiği dönemde faiz gideri olarak
muhasebeleştirilir.
Maliyetin Ölçümüyle İlgili Teknikler
Perakende yöntemi:
Bu yöntemde, stokların maliyeti, stokların satış değerinden
uygun bir brüt kar marjının düşülmesi suretiyle bulunur.
Kullanılacak yüzde oranının belirlenmesinde, gerçek satış
fiyatının altında fiyatlandırılan stoklar dikkate alınır.
Çoğunlukla, her perakende satış bölümü için ortalama bir
yüzde kullanılır.
Stok Maliyetlerini Hesaplama Yöntemleri
Gerçek parti maliyet yöntemi:
Normal şartlarda birbirleri ile ikame edilemiyen stok kalemleri
ile özel projeler için üretilen veya satın alınan mal veya
hizmetlerin maliyeti, her bir varlığa ilişkin özel maliyeti dikkate
alınarak belirlenir.
Maliyetin özel olarak belirlenmesi, maliyetin belirlenen stok
kalemleriyle ilişkilendirilmesini ifade eder.
Stok Maliyetlerini Hesaplama Yöntemleri
FİFO ve Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemleri:
Ortalama maliyet periyodik bazda (Dönem sonu ağırlıklı
ortalama maliyet yöntemi) veya her bir ek alım/üretim
sonrasında (hareketli ağırlıklı ortalama maliyet
yöntemi)hesaplanabilir.
Bir işletme benzer özelliklere ve benzer kullanıma sahip
tüm stoklar için aynı maliyet hesaplama yöntemini kullanır.
Net Gerçekleşebilir Değer
Stokların maliyeti; stokların zarar görmesi, kısmen veya
tamamen kullanılmaz hale gelmesi ya da satış fiyatlarının
düşmesi gibi durumlarda geri kazanılamayabilir ve stok
maliyeti geri kazanılabilir tutardan daha yüksek olabilir.
Stokların maliyeti, tahmini tamamlanma maliyeti veya
tahmini satış maliyetinin artması durumunda da geri
kazanılamayabilir.
Stoklar mali tablolarda, kullanımları veya satılmaları
sonucunda elde edilmesi beklenen tutardan daha yüksek
bir bedelle izlenemez.
Net Gerçekleşebilir Değer
Maliyetlerin kullanım veya satış sonucu elde edilecek
tutardan yüksek olması durumunda, stok değer düşüklüğü
karşılığı ayrılır.
Stok maliyetlerinin net gerçekleşebilir değere
indirgenmesi, stokların maliyet veya net gerçekleşebilir
değerden düşük olanıyla değerleme ilkesiyle uyumludur.
Gider Olarak Kaydetme
Stoklar satıldığında, bu stokların kayıtlı değeri, bu
stoklarla ilgili hasılatın finansal
tablolara alındığı
dönemde gider olarak muhasebeleştirilir.
Değer düşüklüğü karşılık tutarları ve stoklarla ilgili
kayıplar, indirgemenin ve kayıpların oluştuğu dönemde
gider olarak muhasebeleştirilir.
İşletmelerde kullanılmak üzere imal ve inşa edilen
varlıklar için kullanılan stoklar, bu varlıkların maliyetine
yüklenerek varlıkların hizmet süresi içinde gidere
dönüştürülür.
Gider Olarak Kaydetme
İptal edilen stok değer düşüklüğü karşılığı o dönemde
karşılık gideri olarak yazılan tutardan mahsup edilir.
İptal edilen karşılık tutarı hesap dönemi içinde ayrılan
karşılık giderlerinden fazla olması durumunda,
aradaki fark konusu kalmayan karşılık olarak gelir
kaydedilir.
TMS 20Devlet Teşviklerinin
Muhasebeleştirilmesi ve Devlet
Yardımlarının Açıklanması
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanımlar
Devlet: Devleti, devlet organlarını ve yerel, ulusal veya
uluslararası benzer kuruluşları ifade eder.
Devlet yardımı: Belirli koşulları yerine getiren bir işletme
veya işletmeler grubuna bir ekonomik fayda sağlamak
üzere devlet tarafından yapılan faaliyetlerdir.
Tanımlar
Devlet teşvikleri: İşletmenin faaliyet konuları ile ilgili belirli
koşulların geçmişte veya gelecekte yerine getirilmesi
karşılığında işletmeye kaynak transferi şeklindeki devlet
yardımlarıdır.
Varlıklara ilişkin teşvikler: Teşviğe hak kazanan işletme
tarafından duran varlık satın almanın, inşa etmenin veya
edinmenin ilk koşul olduğu devlet teşvikleridir. Bu tür devlet
teşviklerine duran varlığın türünü, yerini, edinme veya elde
tutma dönemlerini sınırlayan tali koşullar da eklenebilir.
Tanımlar
Gelire ilişkin teşvikler: Varlıklara ilişkin teşvikler dışında
kalan devlet teşvikleridir.
Feragat edilebilir krediler: Önceden belirlenmiş koşullar
altında borç verenin alacağından feragat etmeyi kabul
ettiği kredilerdir.
Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı pazarlık ortamında,
bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi
ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması
gereken tutardır.
Tanınma
Önceden gerçekleşmiş gider veya zararları karşılamak ya
da işletmeye gelecekte herhangi bir maliyet
gerektirmeksizin acil finansman desteği sağlamak
amacıyla verilen devlet teşvikleri, tahsil edilebilir hale
geldiği dönemde gelir olarak finansal tablolara yansıtılır.
Parasal olmayan devlet teşvikleri
Bir devlet teşviği, işletmenin kullanması amacıyla verilen
arsa veya diğer kaynaklar gibi parasal olmayan teşvikler
şeklinde olabilir.
Böyle durumlarda teşvik konusu parasal olmayan varlığın
gerçeğe uygun değerinin belirlenmesi ve teşviğin ve
varlığın belirlenen gerçeğe uygun değer ile finansal
tablolara kaydedilmesi genel uygulamadır.
Bazı durumlarda izlenen alternatif yöntem, varlık ve
teşviğin nominal değeri üzerinden kaydedilmesidir.
Teşviklerin sunumu
Varlıklara ilişkin teşviklerin sunumu
Gerçeğe uygun değeri ile izlenen parasal olmayan devlet
teşvikleri de dahil olmak üzere, varlıklara ilişkin teşvikler
bilançoda ertelenmiş gelir olarak veya varlığın defter
değerinden indirilerek gösterilir.
Gelire ilişkin teşviklerin sunumu
Gelire ilişkin teşvikler bazı durumlarda gelir tablosunda
ayrı bir kalem olarak veya "Diğer Gelirler" genel başlığı
altında, alternatif olarak da ilgili giderlerden düşülerek
gösterilir.
Devlet teşviklerinin geri ödenmesi
Geri ödenmesi gereken devlet teşvikleri, bir muhasebe
tahmininin düzeltilmesi olarak muhasebeleştirilmelidir
(bakınız TMS 8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe
Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar).
Gelire ilişkin bir teşviğin geri ödenmesi durumunda,
ödenen tutar öncelikle bu tutarın izlendiği itfa edilmemiş
ertelenmiş gelir kaleminden düşülür.
Geri ödenen tutarın ertelenmiş gelir bakiyesini aşması
veya ertelenmiş gelir kaleminin olmaması durumunda, söz
konusu tutar doğrudan gider olarak gelir tablosu ile
ilişkilendirilir.
Devlet teşviklerinin geri ödenmesi
Varlıklara ilişkin devlet teşviklerinin geri ödenmesi
durumunda, ilgili varlığın defter değeri geri ödenecek tutar
kadar artırılır veya ertelenmiş gelir hesabı geri ödenecek
tutar kadar azaltılır.
Varlığın defter değerinin artırılması halinde, birikmiş
amortisman tutarı devlet teşviklerinin olmadığı yeni durum
itibariyle geçmişe şamil olarak yeniden hesaplanır ve
bulunan fark gider olarak doğrudan gelir tablosu ile
ilişkilendirilir.
TMS -37
KARŞILIKLAR, KOŞULLU
BORÇLAR VE KOŞULLU
VARLIKLAR
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Amaç
Bu Standardın amacı; uygun muhasebeleştirme kriterleri
ve ölçüm esaslarının karşılıklar, koşullu borçlar ve koşullu
varlıklara uygulanmasını ve kullanıcıların bunların
nitelikleri, zamanlamaları ve tutarlarını anlamalarını
sağlamak üzere gerekli bilgilerin finansal tablo eklerinde
gösterilmesini sağlamaktır.
Tanımlar
Karşılık: Gerçekleşme zamanı veya tutarı belli olmayan
yükümlülüktür.
Yükümlülük: Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve ifası
halinde ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden
çıkmasına neden olacak mevcut yükümlülüktür.
Sorumluluk doğuran olay: İşletmenin söz konusu
yükümlülüğü yerine getirmekten başka gerçekçi bir
alternatifinin olmaması sonucunu doğuran, hukuki veya
zımnı bir kabulden doğan yükümlülük yaratan olaydır.
Tanımlar
Hukuki yükümlülük: Aşağıda sayılanlardan kaynaklanan
yükümlülüktür:

Sözleşme (açık ya da zımni hükümleri aracılığıyla);

Yasal düzenleme; veya

Diğer kanuni uygulamalar.
Tanımlar
Zımni kabulden doğan yükümlülük: İşletmenin aşağıda
yer alan fiillerinden kaynaklanan yükümlülüktür:

Geçmişteki uygulamalar, yayımlanmış politikalar veya
yeterince belirli cari açıklamalarla, işletmenin belirli
sorumlulukları üstleneceğini diğer şahıslara taahhüt
etmesi; ve

Bunun sonucunda, işletmenin bu sorumlulukları yerine
getireceği konusunda diğer şahıslar nezdinde geçerli
bir beklenti yaratmış olması.
Tanımlar
Koşullu yükümlülük:
(a) Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam
anlamıyla kontrolünde bulunmayan, bir veya daha fazla kesin
mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip
gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilebilecek olan; veya
(b) Geçmiş olaylardan kaynaklanan; fakat aşağıda yer alan
nedenlerle finansal tablolara yansıtılamayan mevcut
yükümlülüktür:


Yükümlülüğün yerine getirilmesi için, ekonomik fayda
içeren kaynakların işletmeden çıkma ihtimalinin
bulunmaması; veya
Yükümlülük tutarının, yeterince güvenilir olarak
ölçülememesi.
Tanımlar
Koşullu varlık: Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve
işletmenin tam anlamıyla kontrolünde bulunmayan, bir
veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride
gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit
edilecek olan varlıktır.
Ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşme: Sözleşme
kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için
mutlaka katlanılması gereken maliyetin, söz konusu
sözleşme kapsamında elde edilmesi beklenen ekonomik
faydayı aştığı sözleşmedir.
Tanımlar
Yeniden yapılandırma: Yönetim tarafından planlanan ve
kontrol edilen bir programdır ve aşağıdakilerden herhangi
birinin değişmesi sonucunu doğurur:
(a) İşletme tarafından yapılmakta olan faaliyetin kapsamı;
veya
(b) Söz konusu faaliyetin ifa şekli.
Karşılığın Muhasebeleştirilmesi
Karşılıklar: Bir karşılık, aşağıda yer alan koşulların varlığı
halinde finansal tablolara yansıtılır:
3. aşama
Provizyon
2. aşama
1. aşama
KARŞILIK
Güvenilir bir tahmin yapılabilmesi gereki
İşletmeden bir nakit çıkışının muhtemel olmas
Bilanço tarihi itibariyle geçmiş işlemlerden
doğan bir yükümlülüğün olması
Muhasebeleştirme
Sorumluluk doğuran olay, işletmenin söz konusu
yükümlülüğü yerine getirmekten başka gerçekçi bir
alternatifinin olmaması sonucunu doğuran, hukuki veya
zımnı bir kabulden doğan yükümlülük yaratan olaydır.
Mevcut yükümlülük
Nadiren de olsa, bazı durumlarda ortada mevcut bir
yükümlülük olup olmadığı açık değildir.
Anılan durumlarda, eldeki tüm kanıtlar dikkate alındığında,
bilanço tarihi itibariyle mevcut bir yükümlülüğün var olması
ihtimali böyle bir yükümlülüğün yok olması ihtimalinden
daha yüksekse, geçmişteki bir olayın mevcut bir
yükümlülüğü doğurduğu kabul edilir.
Ölçme - En gerçekçi tahmin
Karşılık tutarı, mevcut bir yükümlülüğü yerine getirmek için
bilanço tarihi itibariyle yapılması gereken harcamaya ilişkin en
gerçekçi tahmin olmalıdır.
Değerleme konusu karşılığın çok sayıda kalemden oluştuğu
durumda, ilgili yükümlülük her türlü getiriyi bunlara ilişkin
olasılıklara göre ağırlıklandırmak suretiyle tahmin edilir.
Söz konusu istatistiksel tahmin metodunun ismi, “beklenen
değer”dir.
Bu nedenle, ilgili karşılık, belli bir tutarın zarar olasılığının
örneğin %60 veya %90 olmasına bağlı olarak farklılık arz
edecektir.
En gerçekçi tahmin
Paranın zaman değerinin etkisinin önemli olduğu
durumlarda karşılık tutarı, yükümlülüğün yerine getirilmesi
için gerekeceği tahmin edilen giderlerin bugünkü değeridir.
İskonto oranı (veya oranları); paranın zaman değerine ilişkin
mevcut piyasa değerlendirmelerini ve borca özgü riskleri
yansıtan vergi öncesi orandır (veya oranlardır).
Sözü edilen iskonto oranı, gelecekteki nakit çıkışlarına ilişkin
tahminlerle ilgili riskleri yansıtmaz.
Riskler ve belirsizlikler
Karşılık tutarına ilişkin en gerçekçi tahmine ulaşılmasında,
birçok olay ve durumu kaçınılmaz olarak çevreleyen
riskler ve belirsizlikler dikkate alınır.
Tazminatlar
Bir karşılığa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmesi için
gerekli harcamaların bir kısmının veya tamamının diğer bir
taraf tarafından tazmin edilmesi beklendiğinde, ilgili
tazminat ancak ve ancak, işletmenin yükümlülüğü yerine
getirmesi durumunda tazminatın elde edileceğinin kesine
yakın olması durumunda muhasebeleştirilir.
Söz konusu tazminat, ayrı bir varlık gibi işleme tabi tutulur.
Tazminata ilişkin olarak muhasebeleştirilen tutar karşılık
tutarını geçemez.
Tazminatlar
Yükümlülüğün yerine getirilmesi için gerekli olan tutarı
etkileyebilecek gelecekteki olaylar, bu olayların
gerçekleşeceğine dair yeterli tarafsız kanıt bulunması
durumunda ilgili karşılık tutarında yansıtılır.
Varlıkların elden çıkarılmalarının beklendiği durumlarda,
söz konusu işlem sonucunda oluşacak kazançlar herhangi
bir karşılığın ölçülmesinde gözönünde bulundurulmaz.
Karşılıklardaki değişmeler
Karşılıklar, o anda mevcut en iyi tahmini yansıtmak üzere,
bilanço tarihi itibariyle gözden geçirilir ve düzeltilir.
Yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda
sağlayan kaynakların çıkışı ihtimalinin ortadan kalkması
durumunda, ayrılan karşılık iptal edilir.
Karşılıkların kullanımı
Bir karşılık, sadece söz konusu karşılığın ayrılmasına
dayanak teşkil eden harcamalar için kullanılır.
Koşullu Yükümlülükler ve Koşullu Varlıklar
İşletme her bir koşullu borç sınıfı için, bunların yerine
getirilmelerine yönelik kaynak çıkışı ihtimali düşük
olmadığı sürece, bilanço tarihi itibariyle ilgili koşullu
borcun niteliğine ilişkin dipnotlarda genel bir tanıma yer
verir ve makul bir çaba ile belirlenebiliyor olması
durumunda aşağıdaki hususlarda açıklamada bulunur:


Kaynak çıkışlarının miktar ve zamanlaması hakkındaki
belirsizliklere ilişkin açıklamalar;
Tazminat olasılıkları.
İşletme, koşullu varlıklarını finansal tablolarına yansıtmaz
Başla
Bağlayıcı bir
olaydan
dolayı bir yükümlülük
var mı?
Hayır
Evet
Güvenilir olarak
tahmin
edilebiliyor mu?
Hayır
Evet
Evet
Nakit çıkışı
muhtemel mi?
Muhtemel bir
yükümlülük mü?
Hayır
Evet
İhtimal az mı ?
Hayır
Hayır
Evet
Karşılık Ayır
Hiçbir şey yapma
Dipnotlarında
Bilgi Ver
147
TMS 18
HASILAT
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanımlar
Hasılat: Ortakların sermayeye katkıları dışında,
özkaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin dönem
içindeki olağan faaliyetlerinden elde edilen brüt ekonomik
fayda tutarıdır.
Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı pazarlık ortamında,
bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi
ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması
gereken tutardır.
Tanımlar
Mal veya hizmetlerin benzer özelliklere ve değere sahip mal
ya da hizmetlerle değiştirilmesi veya vadeli takasa (swap)
konu edilmesi, hasılat yaratıcı işlem olarak değerlendirilmez.
Birbirinden farklı mal veya hizmetlerin değiştirilmesinde, takas
hasılat yaratıcı bir işlem olarak değerlendirilir. Bu durumda
hasılat, alınan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun
değerinden transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının
düşülmesi suretiyle hesaplanır.
Elde edilen mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerinin
güvenilir biçimde belirlenemediği durumlarda hasılat, elden
çıkarılan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerine varsa
transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının eklenmesi
suretiyle hesaplanır.
Satış Bedeli
Çoğu durumda bedel, nakit veya nakit benzerleri
biçimindedir ve hasılat tutarı da alınan veya alınacak olan
nakit ya da nakit benzerleri tutarıdır.
Ancak, nakit ve nakit benzerleri girişinin ertelendiği
durumlarda; satış bedelinin gerçeğe uygun değeri,
alınacak olan nakdin nominal tutarından daha düşük
olabilir.
Tanımlar
İşletme alıcıya vade farksız bir satış yapabilir veya satış
bedeli olarak alıcıdan piyasa faiz oranı altında olan bir
alacak senedi alabilir. Anlaşma bir finansman işlemi niteliği
taşıyorsa, satış bedelinin gerçeğe uygun değeri gelecekteki
tüm tahsilatların emsal faiz oranı ile iskonto edilmesi yoluyla
belirlenir.
Emsal faiz oranı aşağıdakilerden biri olarak tespit edilebilir:
(a) Benzer kredi derecelendirmesine sahip bir işletmenin benzer
finansal araçları için geçerli olan faiz oranı; veya
(b) Finansal aracın nominal değerini ilgili mal veya hizmetin nakit
satış fiyatına indirgeyen faiz oranı.
Satış bedelinin nominal tutarı ile gerçeğe uygun değeri
arasındaki fark, faiz geliri olarak muhasebeleştirilir.
Mal satışı
Mal satışına ilişkin hasılat, aşağıdaki tüm koşullar yerine
geldiğinde finansal tablolara yansıtılır.
(a) İşletmenin malların sahipliği ile ilgili önemli risk ve getirileri alıcıya
devretmiş olması;
(b) İşletmenin satılan mallar üzerinde etkin bir kontrolü veya sahipliğin
genel olarak gerektirdiği şekilde bir yönetim etkinliğini
sürdürmemesi;
(c) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi;
(d) İşleme ilişkin ekonomik yararların işletmece elde edilmesinin
muhtemel olması;
(e) İşleme ilişkin yüklenilen veya yüklenilecek olan maliyetlerin
güvenilir biçimde ölçülebilmesi.
Hizmetlerin sunumu
Hizmet sunumuna ilişkin bir işlemin sonucunun güvenilir
biçimde tahmin edilebildiği durumlarda, işlemle ilgili hasılat
işlemin bilanço tarihi itibariyle tamamlanma düzeyi dikkate
alınarak finansal tablolara yansıtılır.
Hizmet sunumuna ilişkin işlemin sonucunun güvenilir
biçimde tahmin edilemediği durumlarda, hasılat ancak
finansal tablolara yansıtılmış giderlerin geri kazanılabilir
tutarı kadar finansal tablolara yansıtılır.
Hizmetlerin sunumu
Aşağıdaki koşulların tamamının varlığı durumunda, işleme
ilişkin sonuçların güvenilir biçimde tahmin edilebildiği
kabul edilir:
(a) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi;
(b) İşleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde
edileceğinin muhtemel olması;
(c) Bilanço tarihi itibariyle işlemin tamamlanma düzeyinin
güvenilir biçimde ölçülebilmesi; ve
(d) İşlem için katlanılan maliyetler ile işlemin tamamlanması için
gereken maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi.
Faiz, isim hakları ve temettüler
İşletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından
sağlanan faiz, isim hakları ve temettü getirileri aşağıdaki
esaslar çerçevesinde finansal tablolara yansıtılır:
(a) Faiz, etkin faiz yöntemine göre muhasebeleştirilir;
(b) İsim hakları; ilgili sözleşmenin özü dikkate alınarak,
tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilir; ve
(c) Temettüler; hissedarların tahsil etme hakları ortaya
çıktığında finansal tablolara yansıtılır.
Açıklama
İşletme tarafından aşağıdaki hususlar açıklanır:
(a) Hizmetlerin sunumuna ilişkin işlemlerin tamamlanma düzeylerinin
belirlenmesi için kullanılan yöntemler dahil, hasılatın
muhasebeleştirilmesine yönelik muhasebe politikaları;
(b) Aşağıdakilerden doğan ve dönem içinde muhasebeleştirilen her bir
önemli hasılat sınıfı tutarı:
(i) mal satışları
(ii) hizmet sunumları;
(iii) faiz;
(iv) isim hakları;
(v) temettüler; ve
(c) Her bir önemli hasılat sınıfı içinde yer alan mal veya hizmet
takası suretiyle ortaya çıkan hasılat tutarı.
TMS 39 FİNANSAL ARAÇLAR
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Finansal Varlıklar
Nakit
Menkul Kıymetler
Ticari alacaklar
Finansal kiralama alacakları
İşletmenin tahsis ettiği krediler
Başka bir kurumun sermayesine yapılan yatırımlar
Başka işletmeler tarafından çıkarılan borçlanma araçları
Türev olan finansal varlıklar
Finansal Olmayan Varlıklar
Maddi duran varlıklar
Peşin ödenen giderler
Envanter
Vergi aktifleri
Finansal kiralamayla edinilen varlıklar
Maddi olmayan varlıklar; patentler, ticari markalar
Finansal Yükümlülük
Finansal yükümlülükler, aşağıda belirtilen ve
sözleşmeden doğan yükümlülükleri ifade
eder;
a) sözleşmeden doğan ve diğer bir işletmeye
nakit veya başka bir finansal varlık devretme
yükümlülüğü
veya
b) diğer bir işletme ile finansal araçları uygun
olmayan koşullarda değiştirme yükümlülüğü.
Finansal Yükümlülük
Ticari borçlar
Alınan krediler
Faiz gider reeskontları/tahakkukları
Finansal Olmayan Yükümlülük
Topluluk dışı paylar
Ödenecek gelir vergileri
Raporlamayı yapan işletmenin kendi sermaye araçları
Finansal Araçların Değerlemesi
Gerçeğe Uygun Değer
Bilgili ve istekli taraflar arasında ve muvazaadan ari olarak,
bir varlığın el değiştirmesi veya bir yükümlülüğün yerine
getirilmesinde geçerli olacak tutardır.
Piyasa değeri
Bir finansal enstrümanın aktif bir piyasada satışından elde
edilecek ya da alımında ödenecek olan tutardır.
Finansal Araçların Değerlemesi
Finansal Varlıklar
Alım-Satım
amaçlı
finansal
varlıklar
Vadeye kadar
elde tutulacak
finansal
varlıklar
İşletmenin
doğrudan tahsis
ettiği kredi ve
alacakları
Satılmaya hazır
finansal
varlıklar
Finansal Araçların Değerlemesi
Finansal
Yükümlülükler
Alım-Satım
amaçlı
Vadeye kadar elde
tutulacak
İlk Değerleme
Finansal varlık ya da finansal yükümlülük
ilk önce maliyet bedeli ile
değerlenir
Varlıklar için:
verilen bedelin
rayiç değeri
Yükümlülükler
için:
alınan bedelin rayiç
değeri
Alım esnasında oluşan işlem maliyetleri buna dahildir.
Satış esnasında oluşabilecek işlem maliyetleri bundan
hariç tutulur.
Sonraki Değerleme
Menkul Kıymetler

Alım-Satım amaçlı menkul kıymetler

Rayiç Değer
 Gelir Tablosu

Vadeye kadar elde tutulacak menkul kıymetler

İskonto edilmiş maliyet
 Gelir Tablosu
Sonraki Değerleme
Menkul Kıymetler

Satılmaya hazır menkul kıymetler

Rayiç Değer
 Faiz Geliri
 Gelir Tablosu
 Rayiç Değer Farkı
 Özkaynaklar
Sonraki Değerleme
Alacaklar / Krediler
İşletmenin doğrudan tahsis ettiği alacakları ve aldığı
kredileri

İskonto edilmiş maliyet

Gelir Tablosu
Değer Düşüklüğü ve Tahsil Edilememe Durumu
varlıklar
değer
azalışı

Tüm finansal
geçirilmelidir.

Taşınan değer gelecekte beklenen nakit akımlarının şimdiki
değerinden (geri alınabilir tutar) düşük ise değer azalışı
mevcuttur.
<
için
gözden
Geri alınabilir tutar
Taşınan değer

Her bilanço tarihinde değer azalışı için objektif kanıt olup
olmadığı değerlendirilmelidir

Değer azalışı varsa, bu tutar Kar / Zarar’da gösterilmelidir.
TMS 19 ÇALIŞANLARA
SAĞLANAN FAYDALAR
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Kıdem Tazminatı
Kıdem tazminatı karşılığı çalışan tarafından hakedildikçe
ayrılır.
Kıdem tazminatı yükümlülüğü çalışanın emekli olunca elde
edeceği faydanın bugünkü net değerine indirgenmesi suretiyle
hesaplanır.
Kıdem tazminatı karşılığına ilişkin provizyonlar ilgili fonksiyon
hesabına gider olartak eklenir.
Kıdem Tazminatı
Örnek:
Bilanço Tarihi
İşe Giriş Tarihi
Şirkette çalışılan yıl
Daha öne çalışılan yıl
Çalışılması gereken toplam yıl
İskonto edilmesi gereken yıl
Maaş / tavan
Tam Yükümlülük
Öngörülen enflasyon
Öngörülen iskonto oranı
İskonto edilmiş yükümlülük
31 Aralık 2002
1 Ocak 1988
15
2
20
3
500
7,500
35%
43%
6,329
6310,65
TMS 12
GELİR VERGİLERİ
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Amaç
Finansal raporlama yapan kuruluş bir varlığı veya borcu
muhasebeleştirdiğinde bunların defter değerleri kadar bu
varlıktan ileride fayda temin edileceğini, borcun ise
ödeneceğini bekler.
Eğer defter değerleri tutarında ileride fayda elde edildiği
veya borç ödendiğinde ödenecek vergiler, bu faydanın
elde edilmesi veya borcun ödenmesinin vergisel etkisinin
olmadığı duruma göre fazla veya az olacaksa; bu
Standart, bazı istisnai durumların dışında, işletmenin
ertelenmiş vergi borcu veya ertelenmiş vergi alacağı
muhasebeleştirmesini zorunlu kılar.
Tanımlar
Muhasebe kârı (muhasebe zararı): Vergi gideri öncesi
dönem kârını (zararını) ifade eder.
Vergiye tabi kâr (mali zarar): Vergi otoriteleri tarafından
konulan kurallara göre bir hesap dönemi için tespit edilen
ve üzerinden vergi ödenen (vergi geri kazanımı sağlayan)
kârı (zararı) ifade eder.
Vergi gideri (vergi geliri): Dönem kârının veya zararının
belirlenmesinde dönem vergisi ve ertelenmiş vergi
açısından dikkate alınan toplam tutarı ifade eder.
Dönem vergisi: Vergiye tabi kâr (mali zarar) açısından o
döneme ait ödenecek gelir vergisini (geri kazanılacak gelir
vergisini) ifade eder.
Tanımlar
Ertelenmiş vergi borçları: Vergiye tabi geçici farklar
üzerinden gelecek dönemlerde ödenecek gelir vergilerini
ifade eder.
Ertelenmiş vergi varlıkları: Aşağıdaki durumlarda
gelecek dönemlerde geri kazanılacak olan gelir vergisi
tutarlarını ifade eder:
(a) İndirilebilir geçici farklar;
(b) Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış mali
zararlar; ve
(c) Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış vergi
avantajları.
Tanımlar
Geçici farklar: Bir varlığın veya borcun bilançodaki defter
değeri ile bunların vergi açısından taşıdıkları değerler
arasındaki farkları ifade eder.
Geçici farklar aşağıdakilerden biri şeklinde olabilir:
(a) Vergiye tabi geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde
faydalanma veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi
kârını veya zararını belirlerken vergiye tabi tutarlar oluştururlar;
ya da
(b) İndirilebilir geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma
veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya
zararını belirlerken vergi matrahından indirilebilir tutarlardır.
Vergiye esas değer: Bir varlık veya borcun vergisel açıdan
taşıdığı tutarı/değeri ifade eder.
Dönem vergi borcu ve dönem vergi varlıklarının
muhasebeleştirilmesi
Cari dönemin ve önceki dönemlerin vergileri, henüz
ödenmemiş kısımla sınırlı olmak üzere, borç olarak
muhasebeleştirilir.
Eğer cari dönem ve önceki dönemler için ödenen vergiler
bu dönemlere ait vergiden fazla ise aşan kısım varlık (vergi
varlığı) olarak muhasebeleştirilir.
Dönem vergi borcu ve dönem vergi varlıklarının
muhasebeleştirilmesi
Bir mali zararın önceki dönemin dönem vergisine mahsup
edilebilir bir şekilde geriye taşınabildiği hallerde
faydalanılabilecek tutar bir varlık olarak muhasebeleştirilir.
Bir mali zararın önceki dönemin ödenecek vergisine
mahsup edilebildiği ve bu mahsubun yapıldığı durumda
mali zararın ortaya çıktığı dönemde, işletmenin bu
faydadan yararlanacağının olası olması ve faydanın da
güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi nedenleriyle, işletme, bu
faydayı bir varlık olarak muhasebeleştirir.
Ertelenmiş vergi borçlarının ve ertelenmiş vergi
varlıklarının muhasebeleştirilmesi
Vergiye tabi geçici farklar
Bütün vergiye tabi geçici farklar için ertelenmiş vergi borcu
muhasebeleştirilir.
Bir varlığın muhasebeleştirilmesi işlemi, ilgili varlığın defter değerinin bir
ekonomik yarar olarak işletmeye gelecek dönemlerde geri
kazanılacağını gösterir.
Eğer varlığın defter değeri onun vergiye esas değerini aşarsa, bu varlık
nedeniyle ileride muhasebe kârının tespitinde gider yazılabilecek tutar
vergi mevzuatına göre gider yazılabilecek tutarı aşıyor demektir.
Bu fark, vergiye tabi bir geçici farktır ve sonuçta oluşan gelir vergilerini
gelecek dönemlerde ödeme yükümlülüğü ise bir ertelenmiş vergi
borcudur.
Ertelenmiş vergi borçlarının ve ertelenmiş vergi
varlıklarının muhasebeleştirilmesi
Vergiye tabi geçici farklar
Bazı geçici farklar gelir veya giderin bir dönemin muhasebe
kârına dahil edilmiş olmasına rağmen vergiye tabi kârın
hesabında farklı bir dönemde dikkate alınmış olmasından
kaynaklanabilir. Bu tür farklar, zamanlama farkı olarak
adlandırılır.
Ertelenmiş vergi borçlarının ve ertelenmiş vergi
varlıklarının muhasebeleştirilmesi
İndirilebilir geçici farklar
Vergisel açıdan indirilebilir gider niteliğindeki bütün geçici
farklar için, ileriki dönemlerde bu giderlerin indirilmesine
yetecek kadar vergiye tabi gelir oluşacağının muhtemel
olması koşuluyla ve ertelenmiş vergi varlığının aşağıda
sayılan işlemler sonucunda bir varlık veya borcun ilk
muhasebeleştirilmesinden kaynaklanmamış olması halinde
ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirilir.
(a) İşlem bir işletme birleşmesi değildir; ve
(b) İşlem, ne muhasebe kârını ne de vergiye tabi kârı (mali
zararı) etkilememektedir.
Ertelenmiş vergi borçlarının ve ertelenmiş vergi
varlıklarının muhasebeleştirilmesi
İndirilebilir geçici farklar
Bir borcun muhasebeleştirilmesi bu borcun defter değeri tutarında bir
ekonomik fayda içeren kaynakların gelecek dönemlerde işletmeden
çıkacağını ve borcun böylece kapatılacağını gösterir.
Kaynaklar işletmeden çıkarken, bunların tutarlarının tamamı veya bir
kısmı borcun muhasebeleştirildiği dönemden sonra gelen, çıkışların
olduğu dönemlerin vergiye tabi kârının tespitinde gider olarak
indirilebilir.
Böyle durumlarda, bir borcun defter değeri ile vergiye esas değeri
arasında geçici bir fark doğar.
Buna bağlı olarak da, ileriki dönemlerde bu farka ilişkin borç tutarının
vergiye tabi kârın tespitinde gider olarak indirilmesine izin verildiğinde
geri kazanılacak vergileri ifade eden bir ertelenmiş vergi varlığı oluşur.
TMS 8
Muhasebe Politikaları, Muhasebe
Tahminlerinde Değişiklikler ve
Hatalar
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanımlar
Muhasebe politikaları; finansal tabloların hazırlanmasında
ve sunulmasında işletmeler tarafından kullanılan belirli
ilkeler, esaslar, gelenekler, kurallar ve uygulamalardır.
Muhasebe tahminlerindeki değişiklik; bir varlık veya
yabancı kaynağın defter değerinin veya bunların cari
durumunun saptanmasından ve gelecekte beklenen fayda
ve yükümlülüklerinin değerlendirilmesinden kaynaklanan,
dönemsel kullanım tutarının değişimi nedeni ile yapılması
gereken düzeltmelerdir. Muhasebe tahminlerindeki
değişiklikler, yeni bir bilgiden veya gelişmeden kaynaklanır,
dolayısıyla, hataların düzeltilmesi anlamına gelmez.
Tanımlar
Geçmiş dönem hataları; İşletme’nin bir veya daha önceki
finansal tablolarında, güvenilir bilgiyi kullanmaması veya yanlış
kullanması sonucu ortaya çıkan aşağıda sıralanan, ihmaller veya
yanlış bilgilendirmelerdir.
Güvenilir bilgi; finansal tabloların onaylanması sırasında
mevcut olan ve finansal tabloların hazırlanması ve sunulması
esnasında elde edilebilir olması ve dikkate alınmış olması
beklenen bir bilgi olmalıdır.
Bu tip hatalar; matematiksel hataları, muhasebe politikalarının
uygulanmasındaki yanlışlıkları, yolsuzlukları ve bilgilerin yanlış
yorumlanmasından veya yönetilmesinden kaynaklanan etkileri
içerir.
Tanımlar
Geriye dönük uygulama; yeni bir muhasebe politikasının
işlemlere, olaylara ve koşullara, söz konusu politika hep
kullanımdaymış gibi uygulanmasıdır.
Geriye dönük yeniden düzenleme; geçmiş dönem
hatalarının düzeltilerek, düzeltilmiş tutarların finansal
tablolarda hiç hata olmamış gibi yer alması, ölçülmesi ve
açıklanmasıdır.
Tanımlar
Muhasebe politikasındaki değişikliklerin ve muhasebe
tahminlerindeki değişikliklerin etkilerinin ileriye dönük
olarak uygulanması;
(a)Yeni bir muhasebe politikasındaki değişikliğin işlemlere,
olaylara ve koşullara, söz konusu politikanın değiştirildiği
tarihten sonraki dönemlerde uygulanmasını,
(b)Muhasebe tahminlerindeki değişikliklerin etkilerinin
değişiklikten etkilenen cari ve gelecekteki dönemlerde
finansal tablolara alınmasını gerektirir.
Muhasebe politikalarının tutarlılığı
Bir standart veya yorumun farklı bir uygulamayı veya
sınıflamayı gerektirdiği veya bunlara izin verdiği durumlar
dışında; işletme benzer işlemler, diğer olaylar ve
durumlarda tutarlı muhasebe politikaları seçmeli ve
uygulamalıdır.
Bir standart veya yorum böyle bir sınıflamayı gerektiriyor
veya buna izin veriyorsa, her bir sınıf için uygun bir
muhasebe politikası seçilmeli ve tutarlı bir şekilde
uygulanmalıdır.
Muhasebe Politikalarında Değişiklikler
Bir işletme muhasebe politikalarını ancak; aşağıdaki
hallerde değiştirebilir;


Bir Standart veya Yorum tarafından gerekli kılınıyorsa veya
işletmenin finansal durumu, performansı veya nakit akışları
üzerindeki işlemlerin ve olayların etkilerinin finansal
tablolarda daha uygun ve güvenilir bir şekilde sunulmasını
sağlayacak nitelikte ise.
Aşağıdakiler muhasebe politikalarında değişiklik sayılmaz;


Daha önce meydana gelenlerden özü itibariyle farklı olan
işlem veya olaylar için bir muhasebe politikasının
uygulanması,
Daha önce ortaya çıkmamış veya önem arz etmemiş işlem
veya olaylar için yeni bir muhasebe politikasının
uygulanması
Muhasebe Politikalarındaki Değişikliklerin
Uygulanması
Bir işletme yeni bir Standardın veya Yorumun
uygulanmasını varsa söz konusu Standartta veya Yorumda
yer alan geçiş hükümlerine uygun bir şekilde yapmalıdır.
İlgili Standart veya Yorumda herhangi bir geçiş hükmü yer
almıyorsa, işletme muhasebe politikasındaki değişikliği
geçmişe dönük olarak uygulamalıdır.
Muhasebe Politikalarında Değişiklikler
- Geçmişe Dönük Uygulama
Muhasebe politikalarındaki değişiklik geçmişe dönük
uygulanırsa, işletme etkilenen her bir özkaynak kaleminin
finansal tablolarda yer verilen en eski döneme ait açılış
tutarını düzeltmeli ve bu yeni muhasebe politikası eskiden
beri uygulanıyormuşçasına önceki dönemlerle
karşılaştırılabilir bilgileri sunmalıdır.
Muhasebe politikasındaki değişiklikle ilgili döneme özgü etki
uygulanamazsa, İşletme muhasebe politikasındaki değişikliği
geçmişe dönük uygulamanın uygulanabilir olduğu en yakın
dönemin başı itibariyle ki bu cari dönem olabilir varlık ve
yabancı kaynak hesaplarına uygulamalı ve özkaynakların tüm
etkilenen kalemlerinin açılış bakiyelerinde buna paralel bir
düzeltme yapmalıdır.
Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklikler
Birçok finansal tablo kalemleri, işletme faaliyetlerindeki
mevcut belirsizlikler nedeniyle tam olarak ölçülemez, ancak
tahmin edilebilirler.
Tahminler en güncel ve güvenilir bilgilere dayanılarak yapılır.
Örneğin;
(a) Şüpheli alacaklar,
(b) Kullanımdan kalkmış stoklar,
(c) Finansal varlıkların veya yükümlülüklerin gerçeğe uygun
değerleri,
(d) Amortismana tabi varlıkların faydalı ömürleri ya da gelecekteki
ekonomik faydalarının beklenen yararlanma şekilleri,
(e) Garanti yükümlülükleri hakkında tahminler yapmak gerekebilir.
Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklikler
Makul tahminlerin kullanılması, finansal tabloların
düzenlenmesinde vazgeçilmez bir unsurdur ve bu durum
finansal tabloların güvenilirliğini olumsuz yönde etkilemez.
Tahminin yapıldığı koşullarda değişiklik olması, yeni bir
bilgi edinilmesi veya tecrübe kazanılması sonucunda,
tahminin revize edilmesi gerekebilir.
Yapısı gereği, bir tahminin revize edilmesi bir hata
düzeltmesi olmadığı gibi önceki dönemlerle de ilişkili
değildir.
Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklikler
Uygulanan değerleme yönteminde yapılan bir değişiklik
muhasebe tahmini değişikliği değil, bir muhasebe
politikası değişikliğidir.
Muhasebe politikasındaki bir değişiklik ile muhasebe
tahminindeki bir değişikliği ayırmanın zor olduğu hallerde
değişiklik, bir muhasebe tahmini değişikliği olarak kabul
edilir.
Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklikler
Muhasebe tahminlerindeki değişikliğin etkileri varlık, yabancı
kaynak veya özkaynak kalemlerinde değişiklik yaratıyorsa,
ilgili varlık, yabancı kaynak veya özkaynak kaleminin defter
değerleri değişikliğin yapıldığı dönemde düzeltilmelidir.
Yukarıdaki değişiklikler dışında, bir muhasebe tahminindeki
değişikliğin etkisi ileriye dönük olarak, kar veya zarar ile
ilişkilendirilerek aşağıda belirtilen dönemlerde finansal
tablolara yansıtılmalıdır:
(a) sadece değişikliğin yapıldığı cari dönem ile ilgiliyse değişikliğin
yapıldığı dönemde veya;
(b) gelecek dönemler ile de ilgiliyse hem değişikliğin yapıldığı
dönemde hem de gelecek dönemlerde finansal tablolara
yansıtılmalıdır.
Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklikler
Muhasebe tahminindeki bir değişikliğin etkisinin ileriye
yönelik olarak finansal tablolara yansıtılması, tahminde
değişiklik yapıldığı tarihten sonraki işlemlere, olaylara ve
koşullara uygulandığı anlamına gelir.
Muhasebe tahminlerindeki bir değişiklik sadece cari dönemi
etkileyebileceği gibi, hem cari hem de gelecek dönemleri
etkileyebilir. (Örneğin şüpheli alacaklar tutarının tahmininde
bir değişiklikya da amortismana tabi varlıkların faydalı
ömürleri ya da ekonomik kullanma şekillerine yönelik
tahminlerin tahminindeki bir değişiklik gibi)
Her iki durumda da cari döneme ilişkin değişikliğin etkisi
gelir tablosuna, gelecek dönemler üzerinde bir etki varsa
etki ilgili gelecek dönemlerde finansal tablolara yansıtılır.
Hatalar
Hatalar, finansal tablo kalemlerinin tanınması, ölçülmesi, sunulması ve
açıklaması sırasında ortaya çıkar.
Eğer finansal tablolar, önemli bir hata veya İşletme’nin finansal
durumunu, finansal performansını veya nakit akışlarını yanlış
göstermeye yönelik önemsiz de olsa kasıtlı yapılmış ön bir hatayı
içeriyorsa, TFRS’ye uygun değildir.
Cari dönemde yapılan hatalar finansal tablolar onaylanmadan önce
saptanırsa cari dönemde düzeltilmelidir.
Ancak bazı durumlarda hatalar, sonraki dönemlerde farkedilir ve bu
geçmişe yönelik hatalar karşılaştırmalı bilgilerde izleyen dönemlere
ilişkin finansal tablolarda düzeltilir.
Hatalar
İşletme önceki dönem hatalarını farkedildikten sonra
onaylanacak ilk finansal tablo setinde geriye dönük olarak
düzeltmelidir.
Düzeltme işlemini;
(a) hatanın yapıldığı döneme ait karşılaştırmalı tutarlarını yeniden
düzenleyerek veya
(b) hata sunulan en eski finansal tablo döneminden daha önce
meydana gelmişse, söz konusu geçmiş döneme ait varlık,
yabancı kaynak ve özkaynak açılış tutarlarının yeniden
düzenlenmesi yoluyla düzeltmelidir.
Geçmişe dönük yeniden düzenlemelere ilişkin
kısıtlamalar
Hataya ilişkin döneme özgü veya kümülatif etkilerin
hesaplanamadığı durumlar haricinde önceki dönem
hataları geriye yönelik yeniden düzenleme yoluyla
düzeltilirler.
Hataya ilişkin karşılaştırma amacıyla sunulmuş olan
dönem ya da dönemlere özgü etkilerin hesaplanamadığı
durumlarda, İşletme, geriye yönelik yeniden düzenlemenin
mümkün olduğu en eski dönemin varlık, yabancı kaynak
ve özkaynaklarının açılış tutarlarını yeniden düzenler (bu
cari dönem de olabilir).
Geçmişe dönük yeniden düzenlemelere ilişkin
kısıtlamalar
Hataya ilişkin tüm geçmiş dönemlerin kümülatif etkisinin
cari dönemin başı için hesaplanamadığı durumlarda,
İşletme, karşılaştırmalı bilgilerini uygulamanın mümkün
olduğu en yakın dönemin başından itibaren ileriye yönelik
olarak yeniden düzenler.
Önceki dönemlere ilişkin hataların düzeltme etkileri,
hataların farkedildiği döneme ilişkin kar veya zarara dahil
edilemez. Geçmiş dönemlere ait özet finansal veriler de
dahil olmak üzere geçmiş döneme ilişkin her bilgi mümkün
olan en eski döneme kadar geriye yönelik yeniden
düzenlenir.
Geçmişe dönük yeniden düzenlemelere ilişkin
kısıtlamalar
Muhasebe
tahminlerindeki
değişiklikler
hataların
düzeltilmesinden ayrı tutulmalıdır. Muhasebe tahminleri,
yapıları nedeniyle, yaklaşık tutarlar ile ifade edilebildiği
için, ek bilgilerin öğrenilmesi sonucunda bu tahminlerde
revizyon yapılması gereği ortaya çıkar.
Örneğin; geçmiş dönemlerde güvenilir biçimde tahmin
edilememiş bir olasılıktan kaynaklanan gelir veya gider
unsuru, temel hata düzeltmesi değildir.
Geçmişe dönük uygulamada veya yeniden
düzenlemede tatbik edilememe durumu
Bazı durumlarda, cari dönemde karşılaştırılabilirlik
sağlanması amacıyla, bir veya daha önceki geçmiş
dönemlere ilişkin karşılaştırmalı bilgilerin düzeltilmesi
uygulanabilir değildir.
Örneğin; geçmişe dönük uygulama gerektiren yeni bir
muhasebe politikasına veya geçmişe dönük yeniden
düzenleme gerektiren geçmiş dönem hatalarının
düzeltilmesine ilişkin bilgilerin toplanması veya bu
bilgilerin yeniden derlenmesi mümkün olmayabilir.
TMS 21
KUR DEĞİŞİMİNİN ETKİLERİ
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Amaç
Bir işletme; yabancı para birimlerinde işlemler yapmak ya da
yurtdışında işletmeye sahip olmak suretiyle yabancı
faaliyetlerde bulunabilir.
Ayrıca, bir işletme finansal tablolarını bir yabancı para
biriminde sunabilir.
Bu Standardın amacı, yabancı para işlemlerin ve
yurtdışındaki işletmelerin finansal tablolara nasıl dahil
edileceğini ve finansal tablolarda kullanılan para birimine
nasıl çevrileceğini düzenlemektir.
Hangi döviz kuru/kurlarının kullanılacağı ve döviz
kurlarındaki değişimin finansal tablolar üzerindeki etkilerinin
nasıl raporlanacağı bu standardın temel konularıdır
Tanımlar
Kapanış kuru: Bilanço tarihinde geçerli kurdur.
Kur farkı: Bir para birimindeki belirli bir tutarın diğer bir para
birimine farklı kurlardan çevrilmesinden kaynaklanan farktır.
Döviz kuru: İki para biriminin değişim oranıdır.
Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili
ve istekli taraflar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir
borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.
Yabancı para: İşletmenin geçerli para biriminden farklı para
birimidir.
Tanımlar
Yurtdışındaki işletme: Raporlayan işletmenin,
kendisininkinden farklı bir ülke ya da para biriminde
faaliyette bulunan, bir bağlı ortaklığı, iştiraki, iş ortaklığı ya
da şubesidir.
Geçerli para birimi: İşletmenin faaliyet gösterdiği temel
ekonomik çevrenin para birimidir.
Grup: Bir ana ortaklık ve onun tüm bağlı ortaklıklarıdır.
Parasal kalemler: Elde tutulan para ile sabit veya
belirlenebilir bir tutarda para olarak alınacak veya ödenecek
varlık ve borçlardır.
Tanımlar
Yurtdışındaki işletmede bulunan net yatırım: Yurtdışındaki
işletmenin net aktiflerinde raporlayan işletmenin payıdır.
Finansal tablolarda kullanılan para birimi: Finansal tabloların
sunulduğu para birimidir.
Geçerli (spot) kur: Hemen teslim halindeki geçerli olan döviz
kurudur.
Bir yabancı para işlemi ilk muhasebeleştirme sırasında; yabancı para
birimindeki tutara, geçerli para birimi ile işlem tarihindeki yabancı para
birimi arasındaki geçerli kur uygulanarak, geçerli para biriminden
kaydedilir.
Tanımlar
İşlem tarihi, işlemin Türkiye Finansal Raporlama
Standartları’na göre ilk defa kaydedilmesi gerektiği tarihtir.
Uygulama kolaylığı nedeniyle, işlem tarihindeki gerçek
kura yaklaşan bir kurun, örneğin, haftanın ya da ayın
ortalama kurunun, o dönem içinde her bir yabancı para
biriminde gerçekleşen işlemlerin tümü için kullanılması
mümkündür.
Bununla birlikte, döviz kurunun önemli ölçüde
dalgalanması durumunda dönem için ortalama kur
kullanılmaz.
İzleyen bilanço tarihlerinde raporlama
Her bilanço tarihinde aşağıdaki çevrim işlemleri
gerçekleştirilir:
(a)Yabancı para parasal kalemler kapanış kurundan çevrilir;
(b)Tarihi maliyet cinsinden ölçülen yabancı para birimindeki
parasal olmayan kalemler işlem tarihindeki döviz kuru
kullanılarak çevrilir; ve
(c) Gerçeğe uygun değerden ölçülen yabancı para
birimindeki parasal olmayan kalemler gerçeğe uygun
değerin belirlendiği tarihteki döviz kurları kullanılarak
çevrilir.
TMS -10
BİLANÇO TARİHİNDEN
SONRAKİ OLAYLAR
(ÖZET)
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanımlar
Bu standartta geçen terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Bilanço tarihinden sonraki olaylar; bilanço tarihi ile finansal
tabloların yayımı için onaylandığı tarih arasında işletme lehine
veya aleyhine ortaya çıkan olayları ifade eder.
Bilanço tarihinden sonraki olaylar ikiye ayrılır:
a) Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren olaylar;
(bilanço tarihi itibarıyla ilgili olayların var olduğuna ilişkin
kanıtları gösteren koşulların bulunduğu durumlar) ve,
b) Bilanço tarihinden sonra düzeltme gerektirmeyen
olaylar; (ilgili olayların bilanço tarihinden sonra ortaya çıktığını
gösteren koşulların bulunduğu durumlar)
Finansal Tabloya Alınma ve Değerleme Esasları
Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren olaylar
İşletmeler; bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren
olayların ortaya çıkması durumunda, finansal tablolara
alınan tutarları bu yeni duruma uygun şekilde düzeltmekle
yükümlüdür.
Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen
olaylar
Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen
olaylar için finansal tablolarda herhangi bir düzeltme
yapılmaz.
Finansal Tabloya Alınma ve Değerleme Esasları
Temettüler
Ödeneceği, raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra,
ancak finansal tabloların yayımı için onay verilen tarihten önce ilan
edilen temettüler (örneğin; temettülerin onaylanması ve dolayısıyla
artık işletmenin isteğine bağlı olmaması durumunda); söz konusu
zamanda herhangi bir yükümlülük bulunmadığından yükümlülük
olarak finansal tablolara alınmaz. Bu tür temettüler, “TMS 1
Finansal Tabloların Sunuluşu” Standardı uyarınca dipnotlarda
açıklanır.
İşletmenin sürekliliği varsayımının geçerliliğini kaybetmesi
İşletme yönetimince bilanço tarihinden sonra işletmenin tasfiye edilmesi
veya ticari faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmesi veya bu şekilde
hareket edilmesi dışında gerçekçi bir alternatifin bulunmaması halinde;
finansal tabloların hazırlanmasında işletmenin sürekliliği varsayımı
dikkate alınmaz.
Bilanço tarihinden sonraki düzeltme
gerektirmeyen olaylara ilişkin açıklamalar
Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen olayların
önemli olması durumunda, bunların açıklanmaması finansal
tablo kullanıcılarının finansal tabloları esas alarak aldıkları
ekonomik kararları etkileyebilir. Bu nedenle, bilanço
tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen olayların önemli
her bir kategorisi için aşağıdaki bilgilerin dipnotlarda
açıklanması gereklidir.
(a) Olayın niteliği (esası) ve,
(b) Olayın tahmini finansal etkisi veya böyle bir tahminin
yapılamadığına ilişkin açıklama.
Bilançonun yayımı için onaylama tarihine ilişkin
açıklamalar
Bilanço tarihi itibarıyla olan durum hakkında bilanço
tarihinden sonra yeni bilgiler elde edilmesi durumunda;
söz konusu durum yeni bilgiler çerçevesinde güncellenir.
Bilançonun yayımı için onay tarihi ile onayın kimin
tarafından yapıldığına ilişkin bilgiler kamuya açıklanır.
İşletmenin ortakları veya başka taraflar, finansal tabloların
yayımı sonrası finansal tabloları değiştirme gücüne
sahipse, İşletme bu durumu açıklamalıdır.
TMS 24
İlişkili Taraf Açıklamaları
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Amaç
Bu Standardın amacı; bir işletmenin finansal durumunun
ve faaliyet sonuçlarının, ilişkili tarafların mevcudiyeti ile
ilişkili taraflarla gerçekleştirilen işlemler ve mevcut
bakiyelerden etkilenebileceği olasılığına dikkat çekmek
için, işletmenin finansal tablolarının gerekli açıklamaları
içermesini sağlamaktır.
Tanımlar
İlişkili Taraf: Bir tarafın bir işletme ile ilişkili sayılması için:
(a) Söz konusu tarafın, doğrudan ya da dolaylı olarak bir
veya birden fazla aracı yoluyla:



(i) İşletmeyi kontrol etmesi, işletme tarafından kontrol edilmesi ya
da işletme ile ortak kontrol altında bulunması (ana ortaklıklar,
bağlı ortaklıklar ve aynı iş dalındaki bağlı ortaklıklar dahil olmak
üzere);
(ii) İşletme üzerinde önemli etkisinin olmasını sağlayacak payının
olması; veya
(iii) İşletme üzerinde ortak kontrole sahip olması;
b) Tarafın, işletmenin bir iştiraki olması (“TMS 28
İştiraklerdeki Yatırımlar” Standardında tanımlandığı gibi);
Tanımlar
(c) Tarafın, işletmenin ortak girişimci olduğu bir iş ortaklığı
olması (bakınız: “TMS 31 İş Ortaklıklarındaki Paylar”);
(d) Tarafın, işletmenin veya ana ortaklığının kilit yönetici
personelinin bir üyesi olması;
(e)Tarafın, (a) ya da (d) de bahsedilen her hangi bir bireyin
yakın bir aile üyesi olması;
(f)
Tarafın; kontrol edilen, ortak kontrol edilen ya da
önemli etki altında veya (d) ya da (e)’ de bahsedilen her
hangi bir bireyin doğrudan ya da dolaylı olarak önemli oy
hakkına sahip olduğu bir işletme olması; veya
(g) Tarafın, işletmenin ya da işletme ile ilişkili taraf olan bir
işletmenin çalışanlarına işten ayrılma sonrasında sağlanan
fayda planları olması,
Tanımlar
İlişkili tarafla yapılan işlem: İlişkili taraflar arasında
kaynakların, hizmetlerin ya da yükümlülüklerin bir bedel
karşılığı olup olmadığına bakılmaksızın transferidir.
Bir bireyin yakın aile üyeleri: İşletme ile ilgili işlemler
üzerinde etkisi olabilecek ya da işlemlerden etkilenebilecek
aile bireyleridir. Aşağıdakileri içerebilir:
(a) Bireyin eş ve çocukları;
(b) Bireyin eşinin çocukları ve
(c) Bireyin ya da bireyin eşinin bakmakla yükümlü oldukları
kişiler.
Tanımlar
Tazminat: “TFRS 2 Hisse Bazlı Ödeme” Standardına tabi
olanlar dahil olmak üzere, çalışanlara sağlanan bütün
faydaları içerir (“TMS 19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar”
Standardında tanımlandığı gibi). Çalışanlara sağlanan
faydalar, işletmeye sunulan hizmetler karşılığında işletme
tarafından ya da işletme adına ödenen, ödenecek olan ya
da sağlanan her türlü faydalardır.
Tanımlar
Ayrıca işletme ile ilgili ana ortaklık adına yapılan ödemeleri de
içermektedir.
Tazminat aşağıdakileri içerir:
(a) Ücret, maaş, sosyal güvenlik yardımı, ücretli yıllık izin,
ücretli hastalık izni, kârdan verilen paylar, ikramiyeler gibi
fiilen çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar (eğer dönem
sonundan itibaren on iki ay içinde ödenecekse) ile fiilen
çalışanlara sağlanan parasal olmayan faydalar (sağlık
imkanları, barınma, taşıt ve bedelsiz ya da indirimli sağlanan
mal ya da hizmetler gibi);
(b) Emeklilik, diğer emeklilik faydaları, işten ayrılma sonrası
hayat sigortası ve sağlık imkanları gibi işten ayrılma sonrası
sağlanan faydalar;
Tanımlar
(c) Uzun dönemli hizmet izni ya da ücretli izin, jübile veya
diğer uzun süreli hizmete bağlı faydaları, uzun vadeli iş
görememezlik faydaları ve dönem sonundan itibaren on iki
ay içinde tamamı ödenmeyecek olan kârdan verilen
paylar, ikramiyeler ve ertelenmiş tazminatı içeren,
çalışanlara sağlanan diğer uzun vadeli faydalar;
(d) İşten çıkarma halinde sağlanan faydalar ve
(e) Hisse bazlı ödemeler.
Tanımlar
Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz
konusu işletmenin finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücüdür.
Müşterek Kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün
sözleşmeye dayalı olarak paylaşılmasıdır.
Kilit Yönetici Personel: İşletmenin, (idari ya da diğer) herhangi bir
yöneticisi de dahil olmak üzere, faaliyetlerini planlama, yönetme ve
kontrol etme yetki ve sorumluluğuna doğrudan veya dolaylı olarak sahip
olan kişilerdir.
Önemli Etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle ilgili
politikaların belirlenmesi kararlarına katılma gücü olup, bu politikalar
üzerinde kontrol etme gücünü ifade etmemektedir. Önemli etkiye, hisse
sahipliği, esas sözleşme veya bir anlaşmayla sahip olunabilir.
Açıklama
Ana ortaklıklar ve bağlı ortaklıkları arasındaki ilişkiler,
aralarında işlem olup olmadığına bakılmaksızın açıklanır.
İşletme, kilit yönetici personele ödenen toplam ücret ve
benzeri faydaları aşağıdaki her kategori için kamuya
açıklar:
(a) Çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar;
(b) İşten ayrılma sonrası faydalar;
(c) Diğer uzun vadeli faydalar;
(d) İşten çıkarma nedeniyle sağlanan faydalar; ve
(e) Hisse bazlı ödemeler.
Açıklama
İlişkili taraflar arasında işlemlerin gerçekleşmesi
durumunda işletme; aşağıdaki hususları açıklar:
(a) İşlemlerin tutarı;
(b) Mevcut bakiyeler ve:
(i) İşlemlerin koşul ve durumları, teminat altına
alınmış olup olmadıkları ve ödeme için belirlenen
karşılığın niteliği; ve
(ii) Verilen veya alınan garantilerin ayrıntıları;
(c) Mevcut bakiyelerle ilgili şüpheli alacak karşılıkları; ve
(d) Dönem içinde ilişkili taraflardan olan şüpheli
alacaklarla iligili olarak finansal tablolara yansıtılan
giderler.
Açıklama
Öngörülen açıklamalar aşağıda belirtilen kategoriler
itibariyle ayrı ayrı yapılır:
(a) Ana ortaklık;
(b) İşletme üzerinde müşterek kontrol gücüne ya da önemli etkiye
sahip bulunan işletmeler;
(c) Bağlı ortaklıklar;
(d) İştirakler;
(e) İşletmenin ortak girişimci konumunda olduğu iş ortaklıkları;
(f) İşletmenin ya da ana ortaklığının kilit yönetici personeli; ve
(g) Diğer ilişkili taraflar.
TMS 33 Hisse Başına Kar
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Hisse Başına Kar
Halka açık şirketler hisse başına kar payını hesaplayarak
gelir tablosunda açıklamak zorundadır.
Hisse başına net kar hesaplanırken dönemin net geliri
dönem içinde tedavülde bulunan hisse adedinin ağırlıklı
ortalamasına bölünür. Bu hesaplamada önce imtiyazlı
hisse senetlerine düşen kar payının hesaplanması ve
dönem karından düşülmesi gerekir.
ana ortaklığın kendi mali tabloları, hem de
konsolide mali tablolar birlikte sunuluyorsa, bu bilgiler
sadece konsolide bazda sunulur.
Hem
TMS 27 KONSOLİDE VE
BİREYSEL TABLOLAR
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Kapsam
Bu Standart, bir ana ortaklığın kontrolü altında bulunan bir
grup işletmenin konsolide finansal tablolarının
hazırlanmasına ve sunumuna ilişkin esasları belirler.
İşletme birleşmeleri sırasında ortaya çıkan şerefiye de dahil
olmak üzere, işletme birleşmeleri ile ilgili muhasebeleştirme
yöntemleri ve bunların konsolidasyon üzerindeki etkileri bu
Standart kapsamında değildir.
Bu Standart, herhangi bir işletmenin yerel mevzuat gereği
ya da kendi isteği ile bireysel finansal tablo düzenlemesi
söz konusu olduğunda, bağlı ortaklıklar, iştirakler ve
müştereken kontrol edilen işletmelerin
muhasebeleştirilmesinde de uygulanır.
Tanımlar
Konsolide finansal tablolar: Bir grubun finansal tablolarının
tek bir işletme gibi sunulduğu finansal tablolarıdır.
Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak
amacıyla, söz konusu işletmenin finansal ve faaliyet
politikalarını yönetme gücüdür.
Maliyet yöntemi: Başka bir işletmeye yapılan bir yatırımın
maliyet bedeli ile finansal tablolara yansıtıldığı
muhasebeleştirme yöntemidir. Yatırımcı işletme, yatırım
yapılan işletmeden kaynaklanan gelirleri ancak yatırımın elde
edilme tarihinden sonra oluşan birikmiş karlardan yapılan
dağıtımlar kadar gelir olarak muhasebeleştirir. Bu tutarlar
dışında elde edilen dağıtımlar yatırımın geri kazanılması
niteliğinde olup, yatırım maliyetinden indirilmek suretiyle
muhasebeleştirilir.
Tanımlar
Grup: Bir ana ortaklık ve onun tüm bağlı ortaklıklarıdır.
Azınlık payı: Bir bağlı ortaklığın net varlıklarının ve kar veya zararının
ana ortaklık tarafından, doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla dolaylı
olarak, sahip olunmayan paylara isabet eden kısmını ifade eder.
Ana ortaklık: Bir veya daha fazla bağlı ortaklığı bulunan işletmedir.
Bireysel finansal tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımı olan bir
işletme ya da müştereken kontrol edilen bir işletme yatırımcısı tarafından
sunulan ve yatırımların raporlanan faaliyet sonuçları ya da net aktifleri
yerine doğrudan özkaynak payına dayalı olarak muhasebeleştirildiği
finansal tablolardır.
Bağlı ortaklık: Adi ortaklıklar gibi tüzel kişiliği olmayan işletmeler de dahil
olmak üzere, ana ortaklık tarafından kontrol edilen işletmelerdir.
Konsolide finansal tabloların kapsamı
Konsolide finansal tablolar ana ortaklığın tüm bağlı
ortaklıklarını kapsar.
Ana ortaklığın doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla
dolaylı olarak bir şirketteki oy haklarının yarıdan fazlasını
kontrol etmesi durumunda, aksini kanıtlayan açık deliller
olmadıkça, kontrolün var olduğu kabul edilir.
Konsolide finansal tabloların kapsamı
Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı halinde, ana ortaklık bir
şirketteki oy haklarından yarısına veya daha azına sahip olsa
da, kontrolün var olduğu kabul edilir
(a) Diğer pay sahipleriyle yapılan bir anlaşma gereği
oy haklarının yarıdan fazlasının kontrol edilmesi,
(b) Bir düzenleme veya sözleşme gereği, işletmenin
finansal ve faaliyet politikalarını yönetme yetkisine sahip
olunması,
(c) İşletmenin kontrol edildiği organ olan yönetim
kurulu veya eşdeğer yürütme organının üyelerinin
çoğunluğunu atama veya görevden alma gücüne sahip
olunması,
(d) İşletmenin kontrol edildiği organ olan yönetim
kurulunda veya bu hakları haiz yürütme organında oyların
çoğunluğunu kontrol etme gücünün elde bulundurulması.
Konsolidasyon işlemleri
Grup içi bakiyeler, işlemler, gelir ve giderler tamamen
elimine edilir.
Gelir, gider ve temettüler dahil olmak üzere, grup içi
bakiyeler ve işlemler tamamen elimine edilir.
Grup içi işlemler nedeniyle oluşan ve stoklar ve maddi
duran varlıklar gibi varlıkların maliyetine dahil edilen kar ve
zararlar tamamen elimine edilir.
Grup içi zararlar, varlıklarda konsolide finansal tablolara
yansıtılması gereken bir değer düşüklüğünün oluştuğunu
gösterebilir.
Grup içi işlemlerden kaynaklanan kar ve zararların elimine
edilmesi sırasında ortaya çıkan geçici farklara ilişkin olarak
TMS 12 "Gelir Vergileri" Standardı hükümleri uygulanır.
Konsolidasyon işlemleri
Konsolide finansal tabloların hazırlanmasında kullanılan
ana ortaklık ve bağlı ortaklık finansal tabloları aynı tarih
itibariyle hazırlanmış olmalıdır. Ana ortaklık ve bir bağlı
ortaklığın raporlama tarihlerinin farklı olması durumunda,
uygulanmasının mümkün olmadığı durumlar hariç olmak
üzere, bağlı ortaklık konsolidasyon amacıyla ana ortaklığın
finansal tabloları ile aynı tarihli ilave finansal tablolar
hazırlar.
Buna uygun olarak konsolide finansal tabloların
hazırlanmasında kullanılan bağlı ortaklık finansal
tablolarının ana ortaklık finansal tablolarından farklı tarihli
olması durumunda, iki tarih arasında geçen süre zarfında
gerçekleşen önemli işlem ve olaylar ilgili finansal tablolara
yansıtılır.
Her durumda, ana ortaklık ile bağlı ortaklığın raporlama
tarihleri arasındaki fark üç aydan fazla olamaz. Raporlama
dönemlerinin uzunluğu ve raporlama tarihlerinin farklılığı
dönemler itibariyle aynı olmalıdır.
Konsolidasyon işlemleri
Konsolide finansal tablolar, benzer işlemler ve benzer
koşullardaki diğer olaylar için yeknesak muhasebe
politikaları benimsenerek düzenlenir.
Azınlık payları, konsolide bilançoda ana ortaklığın
özkaynaklardaki payından ayrı olarak özkaynaklar
içerisinde gösterilir. Grubun kar ya da zararından azınlık
paylarına isabet eden tutar da ayrıca gösterilmelidir.
Konsolidasyon işlemleri
Konsolide finansal tablolar, benzer işlemler ve benzer
koşullardaki diğer olaylar için yeknesak muhasebe
politikaları benimsenerek düzenlenir.
Azınlık payları, konsolide bilançoda ana ortaklığın
özkaynaklardaki payından ayrı olarak özkaynaklar
içerisinde gösterilir. Grubun kar ya da zararından azınlık
paylarına isabet eden tutar da ayrıca gösterilmelidir.
Konsolidasyon işlemleri
Konsolide edilmiş bir bağlı ortaklıkla ilgili olarak azınlık
paylarına isabet eden zararın tutarı, bağlı ortaklıktaki
azınlık payı tutarını aşabilir.
Bu durumda, azınlık pay sahiplerinin zararı karşılamaya
yönelik herhangi bir bağlayıcı yükümlülüğünün olması ve
zararı karşılamak için gerekli ilave yatırımları yapabilme
gücünün yeterli olması durumu hariç, söz konusu fazla
kısım bağlı ortaklıktaki çoğunluk payından mahsup edilir.
Konsolidasyona tabi şirketin daha sonra kara geçmesi
halinde, daha önce mahsup edilen tutarlara ulaşılıncaya
kadar tüm karlar çoğunluk paylarına ilave edilir.
TMS 31 İŞ ORTAKLIKLARINDAKİ
PAYLAR
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanımlar
Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak
amacıyla, söz konusu işletmenin finansal ve faaliyet
politikalarını yönetme gücüdür.
Özkaynak yöntemi: Müştereken kontrol edilen bir
işletmedeki yatırımın başlangıçta elde etme maliyeti ile
muhasebeleştirilerek, sonrasında bu tutarın müştereken
kontrol edilen işletmenin net varlıklarında ortak girişimcinin
payına düşen kısmı yansıtacak şekilde düzeltildiği ve
böylece ortak girişimcinin kar veya zararının müştereken
kontrol edilen işletmenin kar veya zararından kendisine
düşen payı kapsadığı muhasebeleştirme yöntemidir.
Tanımlar
İş ortaklığı yatırımcısı: Bir iş ortaklığında müşterek kontrol
gücü olmayan katılımcı taraftır.
Müşterek kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki
kontrolün sözleşmeye dayalı olarak paylaşılmasıdır. Bu
kontrolün, sadece ekonomik faaliyetle ilgili stratejik finansal
ve faaliyetle ilgili kararların, kontrolü paylaşan tarafların
(ortak girişimciler) oy birliği ile mutabakatını gerektirdiği
durumlarda varolduğu kabul edilir.
İş ortaklığı: İki veya daha fazla tarafın, müşterek kontrole
tabi bir ekonomik faaliyeti gerçekleştirmesini sağlayan
sözleşmeye bağlı girişimdir.
Tanımlar
Oransal konsolidasyon: Müştereken kontrol edilen
işletmenin aktif, pasif, gelir ve gider kalemlerinin, ortak
girişimcinin payı oranında ortak girişimcinin finansal
tablolarında satır satır benzer kalemlerle birleştirilmek
suretiyle muhasebeleştirilmesi veya ortak girişimcinin
finansal tablolarında söz konusu kalemlerin ayrı bir satır
olarak raporlanmasını kapsayan muhasebeleştirme
yöntemidir.
Bireysel finansal tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte
yatırımı olan bir işletme ya da müştereken kontrol edilen bir
işletmenin ortak girişimcisi tarafından sunulan ve
yatırımların raporlanan faaliyet sonuçları ya da net aktifleri
yerine doğrudan özkaynak payına dayalı olarak
muhasebeleştirildiği finansal tablolardır.
Tanımlar
Önemli etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve
faaliyetle ilgili politikaların belirlenmesi kararlarına katılma
gücü olup bu politikaları tek başına ya da bir başka taraf ile
ortak kontrol etme gücünü ifade etmemektedir.
Ortak girişimci: İş ortaklığı üzerinde müşterek kontrol
gücüne sahip olan katılımcı taraftır.
İş Ortaklığı İçerik
Müştereken kontrol edilen faaliyetler
Müştereken kontrol edilen varlıklar
Müştereken kontrol edilen işletmeler
Oransal konsolidasyon
Ortak girişimcinin oransal konsolidasyon uygulaması,
bilançosunun müştereken kontrol ettiği varlıklardaki payını
ve müştereken sorumlu olduğu yükümlülüklerdeki payını
içermesi anlamına gelir. Ortak girişimcinin gelir tablosu,
müştereken kontrol edilen işletmenin gelir ve
giderlerindeki payını içerir. Oransal konsolidasyonun
uygulanması ile uyumlu olan işlemlerin bir çoğu TMS
27’de açıklanan bağlı ortaklıkların konsolidasyonuna
ilişkin işlemlerle benzerdir.
Oransal konsolidasyon
Oransal konsolidasyon uygulanırken farklı raporlama
biçimleri kullanılabilir.
Ortak girişimci, müştereken kontrol edilen işletmenin aktif,
pasif, gelir ve giderlerinin her birinden payına düşen kısmını
kendi finansal tablolarında satır satır benzer kalemler ile
birleştirebilir.
Örneğin; müştereken kontrol edilen işletmenin stoklarındaki
payını kendi stokları ile ve müştereken kontrol edilen
işletmenin maddi duran varlıklarını kendi maddi duran
varlıkları ile birleştirebilir.
Oransal konsolidasyon
Ya da ortak girişimci, finansal tablolarına müştereken
kontrol edilen işletmenin aktif, pasif, gelir ve giderlerinin
her birinden payına düşen kısmı için ayrı satırlar ilave
edebilir.
Örneğin, müştereken kontrol edilen işletmenin dönen
varlıklarındaki payını kendi dönen varlıklarının bir parçası
olarak ayrıca gösterebilir; müştereken kontrol edilen
işletmenin maddi duran varlıklarındaki payını kendi maddi
duran varlıklarının bir parçası olarak ayrıca gösterebilir.
Bu raporlama biçimlerinin her ikisi de kar veya zarar
miktarları ile varlıkların, borçların, gelir ve giderlerin her
birinin aynı ana sınıflar altında raporlanması sonucunu
doğurur. Her iki raporlama biçimi de bu Standart
hükümlerine uygundur
TMS 28 İŞTİRAKLERDEKİ
YATIRIMLAR
Prof. Dr. Serdar ÖZKAN
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Tanımlar
İştirak: Yatırımcı işletmenin, adi ortaklık gibi tüzel kişiliği
olmayan işletmeler de dahil olmak üzere, iş ortaklığı veya
bağlı ortaklık niteliğinde olmayan, ancak üzerinde önemli
etkisinin bulunduğu işletmelerdir.
Konsolide finansal tablolar: Bir grubun, tek bir iktisadi
işletmenin finansal tabloları gibi sunulan finansal
tablolarıdır.
Kontrol: Faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla bir
işletmenin faaliyet ve finansal politikalarını yönetme gücünü
ifade eder.
Tanımlar
Özkaynak yöntemi: İştirakteki yatırımın başlangıçta elde
etme maliyeti ile muhasebeleştirilerek, sonrasında bu tutarın
yatırım yapılan iştirakin net varlıklarında yatırımcı işletmenin
payına düşen kısmı yansıtacak şekilde düzeltildiği ve böylece
yatırımcı işletmenin kar veya zararının yatırım yapılan
işletmenin kar veya zararından kendisine düşen payı
kapsadığı muhasebeleştirme yöntemidir.
Müşterek kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün
sözleşmeye dayalı olarak paylaşılmasıdır. Bu kontrolün,
sadece ekonomik faaliyetle ilgili stratejik finansal ve faaliyetle
ilgili kararların, kontrolü paylaşan tarafların (ortak girişimciler)
oy birliği ile mutabakatını gerektirdiği durumlarda varolduğu
kabul edilir.
Tanımlar
Bireysel finansal tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte
yatırımcı veya müştereken kontrol edilen bir işletmede ortak
girişimci tarafından hazırlanan ve yatırımların, yatırım yapılan
işletmenin net varlıkları ve raporlanan faaliyet sonuçları
yerine, doğrudan özkaynak payı esas alınarak hesaplandığı
finansal tablolardır.
Önemli etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle
ilgili politikaların belirlenmesi kararlarına katılma gücü olup
bu politikaları tek başına ya da bir başka taraf ile ortak
kontrol etme gücünü ifade etmemektedir.
Bağlı ortaklık: İşletmenin, adi ortaklık gibi tüzel kişiliği
olmayan işletmeler de dahil olmak üzere, (ana ortaklık olarak
bilinen) başka bir işletme tarafından kontrol edilen
işletmelerdir.
Önemli etki
Bir yatırımcının doğrudan ya da dolaylı olarak (örneğin
bağlı ortaklıkları vasıtasıyla) yatırım yapılan işletmenin oy
hakkının % 20 ya da daha fazlasını elinde tutması
durumunda, aksi açıkça ortaya konulamadığı sürece, söz
konusu yatırımcının önemli etkisi bulunduğu kabul edilir.
Diğer yandan, yatırımcının doğrudan ya da dolaylı olarak
(örneğin bağlı ortaklıkları vasıtasıyla) yatırım yapılan
işletmenin oy hakkının % 20’sinden daha azını elinde
bulundurması durumunda ise; böyle bir etkinin bulunduğu
açıkça ortaya konulamadığı sürece, söz konusu
yatırımcının önemli etkisi bulunmadığı kabul edilir.
Yatırım yapılan bir işletmeye başka bir yatırımcı tarafından
önemli tutarda veya mutlak çoğunlukla sahip olunması,
yatırımcı işletmenin önemli etkiye sahip olmasına engel
teşkil etmez.
Önemli etki
Aşağıdaki hususların bir ya da birden fazlasının varlığı
halinde bir yatırımcı işletmenin "önemli etkisinin" bulunduğu
kabul edilir:
a) Yatırım yapılan işletmenin yönetim kurulu ya da eşdeğer
idari organında temsil edilme;
b) Temettüler ya da diğer dağıtım kararları dahil olmak
üzere, işletmenin politika belirleme süreçlerine katılma;
c) Yatırımcı işletme ile yatırım yapılan işletme arasında
önemli işlemlerin gerçekleştirilmesi,
d) İşletmeler arasında yönetici personel değişimi; veya
e) İşletme için gerekli teknik bilginin sağlanması.
Önemli etki
Potansiyel oy haklarının önemli etkiye katkı sağlayıp
sağlamadığının değerlendirilmesinde işletme, yönetimin bu
hakları kullanma istek ve finansal yeterliliği haricinde, olayla
ilgili (bireysel veya topluca değerlendirilen potansiyel oy
haklarının kullanılma koşulları ve sözleşmeye bağlı
düzenlemeler dahil) tüm hususları inceler.
Özkaynak yöntemi
Özkaynak yöntemine göre, iştirak yatırımı başlangıçta
elde etme maliyeti ile kaydedilir.
İktisap tarihinden sonra ise, yatırımcının yatırım yapılan
işletmenin kar ya da zararındaki payı finansal tablolara
yansıtılmak üzere yatırımın defter değeri artırılır ya da
azaltılır.
Yatırımcının yatırım yapılan işletmenin kar ya da
zararından alacağı pay, yatırımcının kar ya da zararı
olarak muhasebeleştirilir. Yatırım yapılan bir iştirakten
alınan (kar payı vb.) dağıtımlar yatırımın defter değerini
azaltır.
Özkaynak yöntemi
Yatırım yapılan iştirakin kar veya zararına henüz
yansıtılmamış tutarların yatırım yapılan iştirakin
özkaynaklarında ortaya çıkardığı değişiklikler de
yatırımcının yatırım yapılan iştirakteki payı oranında
yatırımın defter değerinde düzeltme yapılmasını gerekli
kılabilir.
Bu tür değişiklikler, maddi duran varlıkların yeniden
değerlemesinden ya da yabancı para çevrim farklarından
kaynaklanan değişiklikleri içerir. Bu değişikliklerden
yatırımcıya düşen pay doğrudan yatırımcının kendi
özkaynaklarında muhasebeleştirilir.
Bir yatırımcı işletme (yatırımcının konsolide edilen bağlı
ortaklıkları dahil olmak üzere) ile ortakları veya iştirak ve
bağlı ortaklıkları arasında gerçekleşen işlemlerden doğan
kâr ve zararlar iştirak edenin finansal tablolarına ancak
iştirakteki grup dışı yatırımcıların payı kadar yansıtılır.
Ortaklarla yapılan işlemler, örneğin, bir iştirakin yatırımcı
işletmeye yaptığı varlık satışı gibi işlemlerdir. İştirak ve
bağlı ortaklıkları arasındaki işlemler ise, bir yatırımcı
işletmenin iştirakine yaptığı varlık satışı gibi işlemlerdir.
İştirakin bu işlemler sebebiyle oluşan kâr ve zararından
yatırımcı işletmeye düşen pay elimine edilir