aileiciiletisim

Download Report

Transcript aileiciiletisim

AİLE İÇİ İLETİŞİM
Doç. Dr.Nergüz BULUT SERİN
LEFKE AVRUPA ÜNİVERSİTESİ
Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Rehberlik ve
Psikolojik Danışmanlık Bölümü








Onunla daha çok yürüyüşlere çıkar, uçurtmalar
uçururdum.
Ona karşı ciddi bir tavır içinde olmak yerine onunla
oyun oynardım.
Onunla kırlarda koşar, yıldızları seyrederdim.
Onunla daha az çekişir, ona daha çok sarılırdım.
Önce benlik saygısını kazanmalarını sağlar, Sonra
bir ev almaya çalışırdım.
Ona her zaman katı davranmaz, onu daha çok
onaylar ve yüreklendirirdim.
Güç konusunda daha az ders verir, Sevgi
konusunda daha çok şey öğretirdim.
DİANNE LOOMANS

Temelinde sevgi olan hiçbir eğitim
başarısızlığa uğramaz.
Aile bir ilişkiler sistemidir

Aile demekle neyi kastediyoruz? Soyut
anlamda kişiler arası ilişkileri içeren belli
kuralları olan bir düzendir. Aile sistemi
dediğimiz zaman aile içindeki bireylerin
birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduklarını
düzenleyen kuralların tümünü kastederiz.
Her birey kendi benlik tanımlaması içinde
ailenin tüm düzeninden ciddi biçimde
etkilenir.

Çocuk, aile içi ilişkileri benimsemiş ya da en
azından kanıksamışsa, koşullar olanak
sağladığında, alıştığı türden bir aile ortamını
yaratmaya girişir. Daha doğrusu koşullarını
ve olanaklarını kendi bildiği aile türünden bir
aile yaratacak biçimde kullanır. Bu nedenle
babası alkolik olan bir kız (babasıyla bu
yüzden ciddi sorunlar yaşamış olsa bile)
alkolik bir adamla evlenebilir;

Güçlü ve sağlıklı ailelerin en önemli
özelliklerinden biri, sağlıklı iletişim
konusundaki yetenekleridir. Sağlıklı aileler
birbirleriyle daha açık, daha net, daha sık ve
doğrudan iletişime geçerler.

söylemeye çalıştıklarını dinlerler ve
birbirlerini doğru olarak anlarlar.
İmalarda bulunmaz, birbirlerine kötü söz sarf
etmezler. Birbirlerine saygılı davranırlar

Başarılı bir iletişime sahip olan bir ailede aile
bireyleri birbirleriyle duygularını,
düşüncelerini, hayallerini, korkularını,
ümitlerini, acılarını, sevinçlerini, deneyimlerini
ve ihtiyaçlarını paylaşır.

Aile bireylerinin tümünün birbirleriyle kurduğu
açık ve dürüst bir iletişim son derece
değerlidir. Çünkü birbirleriyle
etkili ve sağlıklı bir iletişim kurabilmiş bireyler
hayattan daha fazla zevk alabilmekte ve
kendilerini daha mutlu hissetmektedirler.

İletişim denince pek çok kişinin aklına
karşılıklı konuşma ve diyaloglar gelmektedir.
Oysa iletişim, ne söylendiği, nasıl söylendiği,
niçin söylendiği, ne zaman söylendiği, hatta
ne söylenmediğidir. İletişim ağızdan çıkanlar
kadar bir şeyi söylerken;

• yüz ifadesinin,
• jest ve mimiklerin (el, kol hareketleri ve
yüzdeki ifade),
• bedenin duruşunun,
• ses tonunun ve
• o andaki duygunun ne olduğudur.
Yani başkalarıyla kurulan iletişim, sözlü
mesajları olduğu kadar sözsüz mesajları da
içerir.

. Her türlü aile iletişiminde sözlü ve sözsüz
mesajlar sürekli olarak kullanılmaktadır.
İletişimin en sağlıklı şekli, söylenmek
isteneni imalarda bulunmadan, karşıdakinin
kişiliğine saldırmadan, kendi açısından
canını sıkanın ne olduğunu anlatarak
kurulan, doğrudan, net ve dürüst
iletişimdir.

Sağlıklı aile yapılarında bu tür sağlıklı ve
doğrudan iletişimleri içeren sözlü ve sözsüz
mesajlar kullanılmakta, konuşma becerilerine
olduğu kadar dinleme becerilerine de dikkat
edilmektedir. Kişinin sözel mesajlar kadar
sözel olmayanları da tanıması,sağlıklı iletişim
konusundaki başarısını arttırır

Karşısındakini daha iyi anlamasını, kendisini
daha iyi ifade edebilmesini kolaylaştırır,
yanlış anlaşılmaları azaltır.Bir ailenin
üyelerinin birbirleriyle kurdukları iletişimin
kalitesi, aile içi ilişkilerin sağlıklı devamını
sağlar. Aile içi iletişim becerileri konusunda
bilgi sahibi olmak ve öğrenilenlerin
uygulanması, ailenin iletişim kalitesini arttırır.

Aile üyeleri kaç yaşında olurlarsa olsunlar,
birbirleriyle fikir alışverişinde bulunarak,
birbirlerinin bilgi ve tecrübelerine başvurarak,
birbirlerini anlamaya,birbirlerine destek
olmaya, birbirlerinin aynı zamanda arkadaşı
olmaya gayret ederek sağlıklı bir iletişim
ortamı yaratabilirler.

Sağlıklı iletişim yapısına sahip aileler:
• Hep birlikte zaman geçirmeye önem
verirler.• Birbirlerinin arkadaşlıklarından zevk
alırlar.• Birbirlerinin iyi ve kötü günlerini
paylaşırlar.• Birbirlerinin bireysel ihtiyaçlarına
ve isteklerine saygı duyarlar.• Sürekli
birbirlerinin hatalarını bulmaya çalışmazlar.

Aralarındaki çatışmaları olumlu bir şekilde
çözmeye gayret ederler.• Birbirlerinin
duygularına, hayallerine, fikir ve ideallerine
saygı duyarlar.• Birbirlerini can kulağıyla
dinlerler.• Birbirlerinin söylediklerini duymak
kadar, sözsüz mesajlarını ve beden dillerini
de okumaya gayret ederler.• Birbirlerine
imalarda bulunmaz, lafla can yakmaya
kalkmazlar.• Aralarındaki küskünlükleri fazla
uzatmazlar.

Birimiz Hepimiz,Hepimiz Birimiz İçin!
Aile üyelerinize sık sık güzel sözler
söylemeye, onları cesaretlendirmeye,
onurlandırmaya gayret edin.Onlara olan
sevginizi, takdir ve beğeninizi ifade etmekten
çekinmeyin.Unutmayın ki aile bir birlikteliktir.
Biri mutlu olduğunda tümü mutlu olur.

Çocuk aileyi yansıtır. Ailedeki bireylerin
kişilik yapısı çocuğun kişilik yapısını
şekillendirir.


Kişilik gelişimi her ne kadar insanın yaşamı
boyunca süregelse de kişilik gelişiminin
temelinin çocukluk döneminde atıldığı
gerçeği geçerliliğini korumaktadır.
Anne-babanın ve ailenin diğer bireylerinin
çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile ve
sosyal hayat içindeki rolünü ve yerini
belirlemektedir.

Başarılı anne-babalar, çocuğun ihtiyaçlarını
sezen, onlara uygun yanıtlar veren, aşırı hoş
görülü veya katı olmayıp, çocuğa karşı esnek
bir yaklaşım içinde olan, davranışlarında
belirli bir devamlılık ve kararlılık sağlayan,
karşı çıkmadan önce her zaman çocuğun
isteklerini dinleyen anne-babalardır.

Çocukların model
alarak öğrendiklerini
unutmayın. Çocuklarınızda
görmek istemediğiniz
davranışları öncelikle siz
sergilememelisiniz.

Yemek saatleri ailenin bir arada olduğu en
kıymetli saatlerdir. Yemek masasında iletişim
her zaman pozitif tutulmalı, asla tartışmalara
müsaade edilmemelidir. Ayrıca yemek
sofrası tatsız konuların konuşulacağı veya
çocukların disipline edileceği bir mekân
değildir.Yemek sofrasında çocuklara
verilebilecek terbiye sadece adabıyla yemek
yeme konusunda olabilir.
Ailenin Temel Gereksinimleri

1. Değerli olma duygusu: Aile içindeki
etkileşim çocukları ya "ben değerliyim" ya da
"değersizim" duygusuna götürür. Bu
gereksinim aile içinde yerine getirilmezse
çocuk her türlü davranışla bu duyguyu elde
etmeye çalışır. "Ben değerliyim" duygusunu
aile içinde elde eden birey kendisini
kanıtlamak için aşırı davranışlarda
bulunmaya gerek duymaz.

2. Güven ortamı: Aile içindeki bireylerin
emniyette olduğu, dışarıdaki tehlikeli
olayların aile içine girmeyeceği duygusu, bu
gereksinmenin temel nedenidir. Eğer çocuk
ev içinde kendisini güven içinde bulmuyorsa
çocuk ailenin dışında bir yere yönelir. Aile ile
olan bağlarını koparır.

3. Yakınlık ve dayanışma duygusu: Aile
içinde temel güven ve dayanışma varsa aile
dışında bireyin karşılaştığı stres getirici
olumsuz olaylar yıkıcı etkisini pek göstermez.
Güven duygusunun baskın olduğu aile dış
dünyanın yaratmış olduğu sıkıntı ve
kaygılarından kendisini kurtarır.

Bu tür aile içinde olan kimseler kendilerine
olduğu gibi çevresine de güvenirler. Eğer aile
içinde güven ve dayanışma sağlanmamışsa
bu insanlar yoğun stres ve gerginlik yaşarlar.
Bu kişiler kendilerine dahi güvenemezler.
Dolayısıyla çevresinde yakın ilişkiler
kuramazlar.

4. Sorumluluk duygusu: Aile sistemi
içindeki anne ve babalar davranış ve sözleri
ile sorumluluk duygusunu ifade ederler. Aile
içinde sadece anne baba değil herkes
sorumluluk duygusunu paylaşır. Çocuklara
yaşları oranında sorumluluk yüklenmelidir.
Tüm sorumluluğu kendi üzerine alan, kendi
yaşamını biçimlendirmekten aciz sürekli
başkalarının yönetiminde olmaya alışık
bireyler yetiştirirler

. Bu tür tutumlar sonucunda yetişmiş bireyler
yaşamlarında yer alan olaylardan sürekli
başkalarını sorumlu tutarlar. Gelişimsel
dönemi göz önüne alınarak çocuğun odasını
toparlaması, ev işlerine yardım etmesi gibi
konularda sorumluluğu sağlanabilir.

Bunu yaparken kız ve erkek işleri kesin
çizgilerle ayrılmamalıdır. Çocuklarımızdan
biz sorumluyuz. Bu sorumluluklarımızı
unutmazken onlara da sorumluluk
duygusunu küçük yaşlarda kazandırmaya
çalışmalıyız.

5. Zorluklarla mücadele ederek onların
üstesinden gelmeyi öğrenme: Çocuğa her
şey hazır verilmemelidir. Sorumluluk
duygusunun gelişimi ile ilgili anlatılanlar
zorluklarla mücadele etme ile ilgilidir.
Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem
göz önünde bulundurularak çocuk kendi
sorunları ile baş başa bırakılmalıdır.

Bu durum onların zor sorunları ile mücadele
ederek, uğraşmasına olanak vermek,
kendisine güvenli sorun çözme becerileri
gelişmiş bireyler olarak yetişmeleri için
gereklidir. Karşılaştığı her zorluğa aşırı
yardım eden ana babaların çocukları sürekli
başkalarına muhtaç, kendilerine güvensiz
olur. Böyle kişiler yeteneklerini
keşfedemezler.

6. Mutluluk ve kendisini gerçekleştirme
ortamı: Aile ortamı bir mutluluk ortamıdır.
Şimdiye kadar anlatılan gereksinimlerin
karşılanması mutlu olmayı getirir. Evde
değerli olduğu duygusunu tadan birey mutlu
olur ve yaptığı şeylerden doyum alır, kendini
gerçekleştirme olanağı bulur.


Korunması Gereken Beş Temel Özgürlük
1. Şimdi ve burada olanı duyma ve görme
(algılama) özgürlüğü
2. Kendi düşündüğünü olduğu gibi ifade
edebilme özgürlüğü
3. Kendi duygularını olduğu gibi ifade
edebilme özgürlüğü

4. Kendi arzularına göre bir şeyi isteme ya da
reddetme özgürlüğü
5. Olmak istediği yönde gelişerek kendi
özünü gerçekleştirme özgürlüğü
Aile İçi İletişim

Etkili iletişimin temelinde bireyin kendisini
tanıması, kendi değerlerinin ve tutumlarının
farkında olması ve kendine güven yatar. İyi
bir iletişimci ipuçlarını anında görür (jestler,
mimikler, beden duruşu) ve onları gerçekçi
olarak değerlendirir.


Ana Babalar 12 İletişim Engelini
Kullanınca:
1. "Benim oğlum okulu bırakamaz. Buna izin
vermem." EMİR VERME, YÖNLENDİRME



2. "Okulu bırakırsan benden para mara
bekleme." UYARMA, GÖZDAĞI VERME
3. "Okumak herkese nasip olmayan
ödüllendirici bir deneyimdir." AHLAK DERSİ
VERME
4. "Ödevini yapmak için neden bir program
yapmıyorsun?" ÖĞÜT VERME, ÇÖZÜM
GETİRME




5. "Üniversite mezunu lise mezunundan
yüzde elli fazla kazanır." NUTUK ÇEKME,
ÖĞRETME
6. "Uzak görüşlü değilsin. Düşüncelerin
henüz yeterince olgunlaşmamış."
YARGILAMA, ELEŞTİRME, SUÇLAMA
7. "Her zaman gelecek için umut veren iyi bir
öğrenci oldun." ÖVME
8. "Hippi gibi konuşuyorsun." AD TAKMA,
ALAY ETME




9. "Çaba göstermediğin için okuldan
hoşlanmıyorsun." YORUMLAMA, ANALİZ
ETME
10. "Duygularını anlıyorum, ama son sınıfta
daha iyi olacak." GÜVEN VERME,
DUYGULARINI PAYLAŞMA
11. "Eğitimsiz ne yapacaksın? Nasıl
geçineceksin?" SINAMA, SORU SORMA,
SORGULAMA
12. "Yemekte sorun istemiyorum." KONUYU
Sağlıklı Bir Ailede Sorunları
Çözmek İçin Kullanılan Yöntemler:

Duygu ve düşünceler olduğu gibi,
abartılmadan ortaya konulmalıdır Sorunlar
şimdiki bağlam içinde ele alınmalı ve eski
birikimler işin içine sokulmamalıdır Kesinlikle
öğüt verme kullanılmamalı, davranışlar
somut bir biçimde ayrıntılı olarak ele
alınmalıdır.

Yargılamaya gidilmemeli, kişiler kendi duygu
ve düşüncelerini ifade edebilmelidirler;
Konunun özü ile konuya ilişkin olmayan
ayrıntılar birbirinden ayırt edilmelidir Sorun
çözmede etkin dinleme kullanılmalıdır. Belirli
bir zaman konusu içinde ancak bir çatışma
üzerinde durulmalı, başka çatışma konuları
çatışmaya katılmamalı.


Ben Dili:
Genellikle anne ve babalar iletişimde "sen
dili" ni kullanıyorlar. Sen iletileri duygu ifade
etmez. Genellikle emir verme yargılama,
öğüt verme gibi iletişim engellerini içerir.


Örneğin
Konuşma artık "
- "Yapmamalısın "
- "Dersine çalışmazsan "
- "Yaramazlık yapıyorsun "
- "Bebek gibisin "
- "Dikkat çekmek istiyorsun "
- "Daha iyi öğrenmelisin

Ana-baba çocuğun davranışını kabul
etmediği zaman o davranış nedeniyle ne
hissettiğini çocuğa söylerse ileti "SEN
İLETİSİ"nden "BEN İLETİSİ"ne dönüşür.

Yani ben dilinde duygular konuşur: - Eğer
bugün çok yaramazlık yaparsan ben çok
üzülürüm. - Akşam yemeğini zamanında
yetiştiremeyeceğim diye endişeleniyorum. Yorgun olduğum zaman canım oyun
oynamak istemiyor.

Anne ve babanın çocuklarına, uygun olan
davranışın ya da neyin doğru neyin yanlış
olduğunu öğretebilmeleri için, gerek kendi
aralarında, gerekse çocuklarına yönelttikleri
davranışlarında dengeli, tutarlı ve kararlı
olmaları gerekir.

Ana-baba, öncelikle çocuğunu bağımsız bir
birey olarak kabul eden, ona sevgi ile
yaklaşan ve olumlu ilişki kurmaya çalışan
kişiler olmalıdırlar. Bilinmelidir ki sevgi
temeline dayanan eğitim sağlam ve başarılı
bir eğitimdir.
Anne-babalar aşırı koruyucu yaklaşımdan
kaçınarak çocuğun kendi kendini yöneten bir
birey olmalarına fırsat vermelidirler. Kısacası,
ana-baba çocuğa sevgi veren, girişim
yeteneğini ve öz güvenini kazanabilmesi için
onu destekleyen kişiler olmalıdırlar. Çocuğa
yeterli düzeyde desteğin sağlandığı bu
ortamda, ana-babanın sağladığı disiplin ve
eğitimin nitelikleri olumludur..
 Özellikle
çocukların kişilik
gelişiminde önemli bir nokta da
anne baba tutumlarıdır.






1) Baskıcı ve kabul edici tutum:
-Gelişim geriliği
-Uyumsuzluk
-Anne babaya aşırı bağımlılık
-Aşağılık duygusu
-Korkular oluşur


KABUL ETMEYİ SÖZSÜZ İLETME
İletiler sözlü ya da sözsüz gönderilir. Sözsüz
iletiler jestler, tavırlar, mimiklerdir.





2) Baskıcı ve reddedici tutum:
çocuklarda:
-Hırsızlık
-Yalancılık
-Utangaçlık gibi durumlar görülebilir.



3) Reddedici tutum:
-Otoriteye karşı gelmek
-Kötü, olumsuz davranışlarda bulunma gibi dikkât
çekmeye yönelik davranışlar görülür.


Demokratik tutum:
Çocuklara şartsız sevgi gösterilmelidir.
Onların kişiliklerine ve bağımsızlıklarına
saygı göstermek gerekir. Demokratik anne
ve babalar çocukları ile dürüst ilişki içindedir.
Onlara sorumluluk verirler. Şefkatli ve tutarlı
bir disiplin anlayışları vardır. Bu durumda
çocukların kendilerine güveni artar ve daha
gerçekçi olurlar.

Burada disiplindeki amaç çocuğa
davranışlarının düzenlenmesini sağlayarak
kendi kendisini yönetme yeteneğini
kazandırmak olmalıdır. Bir başka değişle
çocuk doğru olanla olmayanı ayırdetmesini
öğrenmelidir. Çocuk eğitiminde hiçbir zaman
ceza korku aracı olarak kullanılmamalıdır.
Sorun çözebilmek için
kullanılabilecek aşamalar



1. Birinci aşama: ÇATIŞMAYI TANIYIN
2. İkinci aşama: BİR ÇOK ÇÖZÜM YOLU
ORTAYA KOYUN
3. Üçüncü aşama: ÇÖZÜM YOLLARINI
DEĞERLENDİRİN



4. Dördüncü aşama: EN İYİ ÇÖZÜMDE
ANLAŞIN:
5. Beşinci aşama: ÇÖZÜMÜ UYGULAMAYA
KOYUN
6. Altıncı aşama: ÇÖZÜMÜ GÖZDEN
GEÇİRME
Pozitif Eğitimde 10 Temel İlke
Çocuğumda başarısızlıklara değil, başarılara
dikkat çekerim. Onu başarılı gördüğüm
zamanlarda mutlaka kutlarım.
2. Çocuğuma güvenli bir ortam sağlayabilmek
için elimden geleni yaparım. Ona her zaman
ilgi ve sevgi gösteririm.
3. Çocuğumun kendisini değil de davranışını
eleştiririm.
4. Hatalı davranışlarının doğurabilecek
sonuçlarını kendisine açıklayarak
düzeltirim.
5. Çocuğuma değerler ve normlar konusunda
açık ve net olarak hareket ederim.
 6. Çocuğumun anlattıklarına her zaman
önem veririm. Duygularını ve duygularının
ifade biçimini mutlaka önemserim.
 7. Başarması için baskı yapmak yerine
destek ve yardımcı olmaya çalışırım.



8. Ev içinde düzenin sağlanması için açık ve
net kurallar, sınırlar oluşturmaya
çalışırım.Ve bu kurallara bağlı kalınmasını
isterim.
9. Eşimle aramızdaki tutum farklılıklarını
çocukların yanında tartışmam.
10. Her zaman iyi örnek olmaya çalışırım
İLETİŞİM ENGELLERİ



UNUTMAYALIM!
Olumlu ilgi, çocuğunuzu mutlu eder, kendine
olan güvenini artırır. Övme, teşekkür, takdir
ve hayranlık gibi olumlu ilgi gösterme şekilleri
kişinin moraline gerçek bir katkıda bulunur.
Olumsuz ilgi ise üzer ve yenik düşürür.
Eleştiri ve gülünç bulma, hayal kırıklığı ve
güvensizlik kişiyi üzer ve yıpratır.