Şiir - EdebiyatCa

Download Report

Transcript Şiir - EdebiyatCa






CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI (1923-1940)
Cumhuriyet dönemi, millileşme akımının devamı olarak,
hızlı bir gelişme göstermiştir.
Halk ve aydın arasındaki uçurum kapatılmaya
çalışılmıştır
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Beş Hececiler", en parlak
dönemlerini yaşamıştır.
Cumhuriyet'in kuruluşuyla 1940 (İkinci Dünya Savaşı)
yılları arasında eser veren şair ve yazarla genellikle daha
önceki Milli Edebiyat akımının etkisinde tam anlamıyla
"yerli" ve "halka doğru" bir anlayışla yapıt vermişlerdir.




Kimileri de Batı'nın, özellikle Fransız
edebiyatının etkisinde kendi yolunda yürümüştür.
Yine bu dönemde 1928'de ortaya çıkan "Yedi
Meşaleciler", "Beş Hececileri” gerçeklere
dayanmayan "memleket edebiyatı" anlayışına
sahip olmakla suçlamışlardır.
"Yedi Meşaleciler" adını almalarının nedeni ise
"Yedi Meşale" adlı derginin etrafında toplanmış
olmaları ve bu adla ortak bir yapıt
yayınlamalarıdır.
Hikâye, roman ve tiyatro eserlerinde "yurt" ve
"köy" sorunlarına yönelim başlar.


1940 yılında Orhan Veli Kanık, Melik Cevdet
Anday, Oktay Rıfat Horozcu, "Garip" adlı bir
şiir kitabı yayınlayarak yeni bir hareketi
başlatırlar.
Buna "Birinci Yeni" adı verilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi edebiyatının
özelliklerini şöyle sıralayabiliriz :




Edebiyatımız bu dönemde toplumcu bir karakter
kazanmış, edebiyatta gerçekçi bir anlayış güdülmüştür.
Aruz ölçüsünün yerini hece ölçüsü almış, şiirlerde de
günlük konuşma dili kullanılmıştır.
Bu dönemde şiirin, biçimce daha da serbestleşmesi
sağlanmıştır.
Şiir, roman, hikaye ve tiyatro gibi türler gelişmiş, bu
türlerde başarılı ürünler verilmiştir.



Edebiyat, sadece ayrıcalıklı bir kesimin ilgi alanı
olmaktan çıkmış; İstanbul dışında da birçok
edebiyatçı yetişmiştir.
Uluslararası düzeyde şair, romancı ve
eleştirmenler yetişmiştir.
Öykü ve romanda toplumsal gerçekçilik egemen
olmuştur.
CUMHURİYET DÖNEMİ
SANATÇILARI




SAİT FAİK ABASIYANIK (1906-1954 )
Şiir, hikâye, roman ve röportaj türlerinde ürünler
vermiştir.
Çocukluk gençlik izlenimlerini günlük yaşamı
şiirli bir dille anlatır, Konuya, olaya fazla önem
vermez.
Hikâyelerinde çoklukla balıkçılar,
yoksullar,avareler, serseriler, sohbet edip
selamlaştığı, uzaktan yakından tanıdığı insanlar
yer alır.





Onların yaşamlarına dikkat çeker.
Ezilenlerin yanında yer alır.
Onların dramatik yanlarını şiirli etkili bir
anlatımla verir.
Herkesin anlayacağı biçimde bir Türkçe kullanır.
İnsanı büyüleyen, şaşırtan, süssüz, yer yer argolu
cümlelerle hikâyelerini anlatır.



Yazmadaki amacının daha iyi bir dünya
hazırlamak olduğunu söyler.
Şiir yazmaya İstanbul Sultanisi'ndeki öğrencilik
günlerinde başlamış, öyküye ise Bursa'daki
öğrencilik zamanında geçmiştir.
İlk dönem öykülerinde Adapazarı ile
İstanbul'daki çocukluk ve ilk gençlik yıllarını
anlatır.




Sonraki yapıtları giderek şiirselleşir. "Lüzumsuz
Adam", "Mahalle Kahvesi "Havada bulut" gibi.
Eserlerinde esnaf, işsizler gibi dertli insanlara,
toplumun acı çeken kesimlerine yönelir.
"Kumpanya" ile öykülerine giren karakterler
artmıştır.
Gezgin tiyatro topluluğu, cambazhane çalışanları,
emekli miralay, Malata, Samatya Yedikule'deki
deri işçileri, meyhaneler, sabahçı kahveleri,
çımacılar, garsonlar bu kişilerdendir.




Son Kuşlarda bir tür düş kırıklığı hissedilir.
"Alemdağ’da Var Bir Yılan gerçeküstücülüğe
yönelir.
Sürekli kullandığı ana tema yaşama sevincidir.
Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar,
sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, ekmekçiler ve
küçük burjuvalar onun insanlarıdır.





Aynı zamanda bir İstanbul öykücüsüdür.
İstanbul'un doğa güzellikleri karşısında başı
döner.
Toplumsal sorunlar onu bireysel planda bir
hayıflanmaya sürükler.
Böyle anlarda karamsar bir tablo çizer.
Toplumsal çelişkiler karşısındaki tavrı öfke,
yenilgi ve kaçış olur.
Eserleri:
Öykü:
 Semaver, Sarnıç, Şahmerdan, Lüzumsuz Adam, Mahalle
Kahvesi, Havada Bulut, Kumpanya, Havuz Başı, Son
Kuşlar, Alemdağ'da Var Bir Yılan, Az Şekerli, Tüneldeki
Çocuk, Mahkeme Kapısı, Balıkçının Ölümü, Yaşasın
Edebiyat, Açık Hava Oteli, Müthiş Bir Tren
Şiir:
 Şimdi Sevişme Vakti
Roman:
 Medar-ı Maişet Motoru, Kayıp Aranıyor, Yaşamak Hırsı
SABAHATTİN ALİ (1907-1948)




Yazmaya Balıkesir'de yayımlanan "Çağlâyan
dergisinde çıkan şiirleriyle başlamıştır.
Öyküleri ve yazılarıyla tanınmıştır.
İlk toplumsal gerçekçi öyküleri "Resimli Ay"
dergisinde yayınlanmıştır.
Şiirler, hikâyeler, romanlar yazmış, çeviriler
yapmıştır. 1937'de yayınlanan "Kuyucaklı Yusuf"
romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün
örneklerindendir.



İlk hikâyelerinde dış gözlemcilik çerçevesinde
kalırken, sonraki hikâyelerinde toplumsal
gerçekliğe yönelir.
Romanlarında uzun konuşmalar olmasına karşın,
öykülerinde karşılıklı konuşmalar en aza
indirgenmiştir.
Yoksul köy ve kasaba çevrelerinde acıklı olaylar
içinde yer alan güçsüz, yoksul ezik kişilerle ilgili
görüntüleri, başarılı betimlemelerle ve kısa
çözümlemelerle verir.
Eserleri:






Şiir:
Dağlar ve Rüzgâr, Kurbağaların Serenadı, Öteki Şiirler,
Tüm Şiirleri
Roman:
Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu
Madonna
Öykü:
Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk, Esirler
MEMDUH ŞEVKET ESENDAL
(1883-1952)


Türk öykücülüğünün çığır açan
öykücülerindendir.
Hayatının büyük kısmı siyasi mücadeleler ve
bürokratik görevlerle geçmesine rağmen,
okunurluğunu ve önemini bugün bile yitirmeyen
çok sayıda öykü ve üç de roman yazmıştır.



Eserlerinin çoğu ölümünden sonra bir araya
getirilmiştir.
Siyasi arenadaki tanınmışlığını edebiyat alanında
kullanmak istemediğinden, hikâyelerini “M.Ş”,
“M.Ş.E.”, “Mustafa Yalınkat”, “M. Oğulcak”,
“İstemenoğlu” gibi on iki takma adla
yayınlamıştır.
Edebiyatımıza getirdiği en önemli yenilik, ele
aldığı konuları büyük bir sadelikle işlemesidir.



Ömer Seyfettin'in izinden gitmiş; Üslubunda
“Çehov" un etkileri açıkça görülür.
Hatta bazı öyküleri, "Çehov" dan yapılmış
uyarlamalardır.
İnsanları üzüntüye düşüren yazılardan
hoşlanmaz; "Zaten tam bir refah ve huzur içinde
yaşamayan bizler, bir de karanlık, kötü şeylerden
bahseden yazılarla karşılaşırsak bu, insanı bir
havana koyup ezmeye benzer." der.



Çehov gibi, öyküye hayatın rasgele seçilmiş bir
anından söz ederek başlar, çok canlı insan
tiplerini anlatır.
Bu tipler, eski edebiyatın yüceltilmiş
kahramanları değildir.
Şimdiki zamanda karşılıklı konuşmalarla
ilerleyen öyküleri, okuyucuyu daha etkin kılmaya
yöneliktir.



Memduh Şevket Esendal, hayattan aldığı
konuları konuşur gibi, temiz bir dille, sadelik,
içtenlik ve rahatlıkla, edebiyatsız, oyunsuz bir
üslupla yazar.
Gündelik bir olayı nesnel bir yaklaşımla
ayrıntıya girmeden, ilgi çekici, yergili, mizahlı,
canlı bir anlatımla verir.
Gazete ve dergilerde yayınlanan öyküleriyle
ünlenmiştir
Eserleri:




Öykü:
Otlakçı, Mendil Altında, Temiz Sevgiler, Ev
Ona Yakıştı, İhtiyar Çilingir, Bir Küçük
Çiçek, Veysel Çavuş
Roman:
Miras, Ayaşlı ve Kiracıları, Vassaf Bey
ABDÜLHAK SİNASİ HİSAR (1883 1963)


Geçmişe dönük, geleneksel yaşam ya da
beğeniden etkilenen bir yazardır.
Osmanlıcanın konuşulan sözcükleriyle ve geçmiş
zaman kipiyle yazmıştır.
Eserleri:








Roman:
Fehim Bey ve Biz, Çamlıca'daki Eniştemiz, Ali Nizami
Bey'in Alafrangalığı ve Şeyhliği
Anı ve deneme:
Boğaziçi Mehtapları, Boğaziçi Yalıları, Geçmiş Zaman
Köşkleri, İstanbul ve Pierre Loti, Yahya Kemal'e Veda
İnceleme:
Ahmet Haşim'in Şiiri ve Hayatı
Antoloji:
Aşk İmiş Her Ne Var Âlemde (şiir), Geçmiş Zaman
Fıkralar
ERCÜMENT EKREM TALU (1888- 1956)




Pek çok dergi ve gazetede söyleşi,fıkra ve
makaleler yazmış; şiir, hikâye ve roman
türlerinde eserler vermiştir.
Yaygın şöhretini ise "Meşhedi" serisi adı verilen
mizahi romanlarıyla kazanmıştır.
Cumhuriyet döneminin ilk gülmece yazarı
sayılmaktadır.
Anlatımda abartıdan yararlanır.
Eserleri:

Evliya-yı Cedit, Asriler, Gün Batarken, Kopuk,
Sabir Efendi’nin Gelini, Şevketmeap, Meşhedi ile
Devri Âlem, Gemi Aslanı, Kodaman, Papeloğlu,
Beyaz Şemsiyen, Bir Gönül Böyle Sevdi,
Mesnedinin Hikâyeleri, Çömlekoğlu ve Ailesi
NEYZEN TEVFİK (1879- 1953)





Hiciv sairlerimizin en ünlülerindendir ve büyük
bir ney üstadıdır.
Nef'î ve Eşreften sonra üçüncü büyük hiciv ve
taşlama ustası olarak bilinir sanatçının bilinen tek
bestesi "Nihavent Saz Semaisi"dir.
Eserleri:
Şiir:
Hiç, Azab-ı Mukaddes
AHMET HAMDİ TANPINAR (1901-1962)




Edebiyat, sanat tarihi,estetik,mitoloji
öğretmenlikleri ve Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğü
yapmıştır.
İçe dönük bir bakışla doğa ile iletişim kurmaya
çalışır.
Şiirlerinde dış öğe olarak "ahenk", iç öğe olarak da
"zaman" kavramı ve bilinçaltı" ağır basar.
Renkli ve pürüzsüz görüntüleriyle insanı içten
kavrayan bir şairdir.





Şiirindeki zaman kavramı, Bergson felsefesinden
kaynaklanmaktadır.
Onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik değil,
çok katlı ve karmaşık bir akıştır.
"Ne İçindeyim Zamanın", "Bursa'da Zaman"
şiirleri bu olgunun örnekleridir.
Yurt sevgisi, geçmiş özlemi şiirlerinde sıkça
karşımıza çıkan motiflerdir.
Huzur Tanpınar'ın en yetkin romanı sayılır.
Eserleri:









Şiir: Bütün Şiirleri
Roman:
Mahur Beste, Huzur, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri
Ayarlama Enstitüsü, Aynadaki Kadın
Öykü:
■ Abdullah Efendi'nin Rüyaları, Yaz Yağmuru, Hikâyeler
Deneme:
Beş Şehir, Edebiyat Üzerine Makaleler, Yaşadığım Gibi
İnceleme:
Tevfik Fikret, Namık Kemal, Yahya Kemal, 19. Asır Türk
Edebiyatı Tarihi
PEYAMİ SAFA (1899-1961)


Kardeşi İlhami ile çıkardığı "Yirminci Asır" adlı
akşam gazetesinde "Asrın Hikâyeleri" başlığıyla
yazdığı magazin hikayeleriyle dikkat çeker.
Para kaygısıyla yazdığı sıradan yazılarda annesi
"Server Bedia"nın adından esinlenerek yarattığı
"Server Bedii" takma adını kullanmıştır
Eserleri:


Roman:
Gençliğimiz, Şimşek, Sözde Kızlar, Mahşer, Bir
Akşamdı, Süngülerin Gölgesinde, Bir Genç Kız
Kalbinin Cürmü, Canan, Dokuzuncu Hariciye
Koğuşu, Fatih-Harbiye, Atilla, Bir Tereddüdün
Romanı, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu,
Yalnızız, Biz İnsanlar, Cumbadan Rumbaya
Öykü:
Hikâyeler
 Oyun:
 Gün Doğuyor
 İnceleme - deneme:
 Türk İnkılâbına Bakışlar, Büyük Avrupa Anketi, Felsefî
Buhran, Millet ve İnsan
 'Mahutlar, “Mistisizm, Nasyonalizm, Sosyalizm”,
“Doğu -Batı Sentezi”, “Sanat - Edebiyat-Tenkid”,
“Osmanlıca -Türkçe – Uydurmaca”, “Sosyalizm Marksizim – Komünizm”, “Din - İnkılâp – İrtica”,
“Kadın - Aşk – Aile”, “Yazarlar -Sanatçılar –
Meşhurlar”, “Eğitim - Gençlik – Üniversite”,
“20. Asır- Avrupa ve Biz

Ders Kitapları









Cumhuriyet Mekteplerine Millet Alfabesi,
Cumhuriyet Mekteplerine Alfabe,
Cumhuriyet Mekteplerine Kıraat,
Yeni Talebe Mektupları,
Büyük Mektup Numuneleri,
Türk Grameri,
Dil Bilgisi,
Fransız Grameri,
Türkçe İzahlı Fransız Grameri
NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905-1983)






"Kaldırımlar" adlı şiir kitabı büyük ilgi görmüştür.
Bu kitabın ardından uzun süre "Kaldırımlar Şairi" olarak
anılmıştır.
Uzunca bir aradan sonra 1955'te "Sonsuzluk Kervanı"
isimli şiir kitabını yayınlar.
Anı, makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel
ve siyasal konuları ele alır.
Tekke şiirimizin verilerini modern Fransız şiiri
ölçüleriyle değerlendirmiştir.
Şiirlerinde soyut insanın evrendeki yerini araştırmış;
madde ve ruh problemlerini, iç âlemin duygu ve
tutkularını dile getirmiştir.





Bütün mesele iç şekli bulmaktır; fakat bu iç şeklin
gergefi dış kalıptır.
Esrarlı iç âlemini sağlam bir teknikle, etkileyici
biçimde dile getirir.
Hırçın karakter yapısı, kalem kavgalarında
kendini gösterir.
Çağdaş insanın dinsel bunalımlarını, oyunlarında
işler.
Şiirin yanı sıra, fıkra, makale, tarih, eleştiri,
biyografi, monografi, hikâye türlerinde de yapıtlar
vermiştir.
Eserleri:




Şiir:
Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi,
Sonsuzluk Kervanı, Çile, Şiirlerim
Öykü ve roman:
Birkaç Hikâye, Birkaç Tahlil, Ruh
Burkuntularından Hikâyeler, Aynadaki Yalan,
Kafa Kâğıdı
Oyun:



Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Satırbaşı,
Namı Diğer Parmaksız Salih, Ahşap Konak, Reis
Bey, Para, Abdülhamit Han
Monografi-makale- fıkra-anı:
Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil, Namık Kemal,
Çerçeve, Son Devrin Din Mazlumları, Hitabe,
İhtilal, Yılanlı Kuyudan, Hac, Babıâli, Çöle İnen
Nur, İman ve İslam Atlası
CAHİT SITKI TARANCI (1910-1956)



Cumhuriyet dönemi şiirimizin öncülerindendir.
Estetik ve bireysel bir şiir görüşüyle hemen
bütün şiirlerinde "yalnızlık", "ölüm" ve "fanilik"
konularını işler.
Mutluluk kokan duyguları arasında
karamsarlığını, yaşama sevinci ile dolu olduğu
anlarda yalnızlık ve ölüm korkusunu duymamak
olanaksızdır.



Türkçeyi tüm doğallığı ve sıcaklığıyla şiire
aktaran, "Yeni Şiir"i hazırlayan şairlerden biridir.
Kendine özgü, yalın, açık, duru ve içten bir
söyleyişi vardır.
Bir çok şiirinde çoklukla dörtlüklerden oluşan
nazım biçimlerini, dokuzlu, onlu, on birli, on
dörtlü hece ölçüsünü, çapraz uyak örgüsünü
kullanmış; serbest nazma da yer vermiştir.
Eserler








Şiir:
Ömrümde Sükût, Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel,
Bütün şiirleri
Mektup:
Ziyaya Mektuplar (edebi mektup)
Öykü:
Cahit Sıtkı'nın Hikâyeciliği ve Hikâyeleri
Seçme yazılar:
Sonrası
AHMET MUHİP DIRANAS (1909-1980)



Sür kelimelerle dördüncü bir boyut yaratma
çabasıdır.
Şiirin amacı insandır.
En çok kullandığı dörtlüklerden-oluşan nazım
biçimleri yanında ikilik, üçlük, beşlik,
yediliklerden oluşanlar sone, terza-rima biçiminde
olanlar da vardır.



Yalın söyleyişinde her zaman açık olmayan yer yer
imgeler ve benzetmelerle izlenimci bir özellik
görülmektedir.
Bazen yepyeni sözcükler kullanmakta,
karşısındaki kişiyle konuşan bir anlatım göze
çarpmaktadır.
Aşk ve mutluluk özlemi, mevsimlerin, gecelerin,
bulutların esinleri, çevreden, insanlardan ve
nesnelerden gelen duygular, insanın iç dünyası,
tarih, metafizik, doğa aşkı, yitirilenler, umut ve
umutsuzluklar, şiirlerindeki başlıca temalardır.
Eserleri:




Şiir.
Şiirler, Kırık Saz
Oyun:
Gölgeler, Çıkmaz, O Böyle İstemezdi, Oyunlar
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914-...)


İlk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek etkisinde
kalmış, kendi şiir çizgisine yönelişi "Çocuk ve
Allah", "Daha" kitaplarıyla başlamıştır.
Şiirleri genellikle epik-dramatik, lirik-didaktik ve
toplumsal gerçekçilik çerçevesindedir.




Günlük konuşmaların yanında arı dile, hayali
kamçılayan çağrışımlara, şiirin güzelliğini
yansıtan kompozisyonlara geniş yer verir.
1970 sonrasında yoğunlukla çocuk şiirleri
yazmıştır.
Hem Türkiye'de hem uluslararası düzeyde birçok
ödül kazanmış, kitapları birçok dile çevrilmiş,
şiirleri birçok ülkede okunmuştur.
Dağlarca, eserlerinin özü, sayısı ve hacimleri
bakımından Tanzimat'tan bu yana şiirimizin en
verimli sanatçısıdır


Şiir:
Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve Allah, Daha, Çakırın Destanı,
Taş Devri, Üç Şehitler Destanı, Toprak Ana, Aç Yazı, İstiklal
Savaşı- Samsun'dan Ankara'ya, İstiklal Savaşı- İnönüler, Sivaslı
Karınca, İstanbul-Fetih Destanı, Anıtkabir, Asu, Delice Böcek,
Batı Acısı, Mevlana'da Olmak (Gezi), Hoo'lar, Özgürlük Alanı,
Cezayir Türküsü (Fransızca, İngilizce ve Arapça çevirileriyle
birlikte), Aylam, Türk Olmak, Yedi Memetler, Çanakkale Destanı,
Dışarıdan Gazel, Kazmalama, Yeryağ, Vietnam Savaşımız,
(İngilizcesiyle) Kubilay Destanı, Haydi, 19 Mayıs Destanı,
Vietnam Körü (destan-oyun), Hiroşima (Fransızca, İngilizce
çevirileriyle), Malazgirt Ululaması, Kınalı Kuzu Ağıdı, Gazi
Mustafa Kemal Atatürk, Horoz, Hollandalı Dörtlükler, Çukurova
Koçaklaması, Nötron Bombası, Yunus Emre'de Olmak, Çıplak,
İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler, Uzaklarda Giyinmek, Dildeki
Bilgisayar
NURULLAH ATAÇ (1898-1957)




Ataç, İlkokulu 1909 yılında bitirmiş, aynı yıl annesini
yitirmiştir. Daha sonra dört yıl Mekteb-i Sultanî'de
(Galatasaray Lisesi) okumuş, okulda Burhan Asaf
(Belge) ve Vedat Nedim (tör) gibi sonradan yazar olacak
arkadaşlar edinmiştir.
Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı sanatçısıdır.
Kendisini "edebiyatı, sanatı kendine dert edinmiş, gece
gündüz edebiyat düşünen bir adam" olarak niteleyen
Ataç'ın ilk yazısı 1921 yılında Dergâh dergisinde
çıkmıştır.
Bu yazının Ahmet Haşim'in yeni çıkan Göl Saatleri adlı
şiir kitabı üzerine olduğunu belirten Ataç, daha sonra
tiyatro eleştirileri yazmaya başlamıştır.






Ataç'ın bir de Yahya Kemal Bayatlının yönettiği Dergâh
dergisinde şiir yaşamı vardır.
Ancak, kendi sözleriyle "şair olmadığını, olamayacağını
anlatan" Ataç, şiiri bırakıp 1922 yılında Falih Rıfkı
Atay'ın çağrısıyla Akşam gazetesinde yazmaya
başlamıştır.
Bu yazılarda Ataç, özellikle tiyatro üzerine
yoğunlaşmıştır.
Ataç, daha sonra doğrudan yazın yapıtlarına, yazın
sorunlarına yönelir, eleştiri ve deneme yazmayı başlıca
uğraş edinir.
Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde
ürün veren ilk yazar ve eleştirmendir.
Ataç, çeviri, deneme ve eleştirileriyle Cumhuriyet
dönemine damgasını vurmuştur.

Yeni bir kültür ve dil arayışı içinde, kendi türettiği
sözcükleri', devrik tümceleri ve kendine özgü
biçemiyle dili bir uygarlık sorunu olarak ele almış;
Batılılaşma, Divan şiiri, yeni şiir, eleştiri gibi
çeşitli konularda, kişisel yönü ağır basan
yazılarındaki kuşkucu ve cesur tavrıyla pek çok
genç yazarı da etkilemiştir.




Elliye yakın çeviri yapmıştır.
Ataç’ın başlangıçtakinin "aksine zaman içinde
tiyatro yazıları seyrekleşir.
Kendini dil devrimine, Türkçenin
yalınlaştırılmasına adayan Ataç, Türkçenin
özleşmesi, edebiyatımızın yenileşmesi için büyük
çaba göstermiştir.
Kör inançlarla, beylik düşüncelerle savaşmış,
duygusallıktan sıyrılarak akılcı bir yöntemle özgür
düşüncenin yolunu açmıştır.




Ataç, "Benim kültürüm Fransızca üzerine
kurulmuştur, Fransız kitapları okuyarak yetiştim?'
der.
Eleştirmeci değil, denemeci olduğunu söyler.
Devrik cümleleri çok, yabancı sözcüklerinden
arınmış kendine özgü bir dili vardır.
Yazı diline konuşma dilindeki özellikleri aşılarken
gösterişten süsten yapmacık özentiden uzak bir
anlatımı vardır.




Eski Türk edebiyatı ile çağdaş Batı edebiyatını
incelemiştir.
Yeni bir kültür, edebiyat ve dil arayışı içinde
olmuştur.
Çoğulcu bir düşünce yapısına ulaşmak için Batı
hümanizmi ve demokratikleşme sürecini
sindirmek gerektiğini savunur.
Türkiye'de ulusal benliği koruyan bir Batılılaşma
modeli uygulanmasını önerir.




Eleştirmenin, okura sezinleyemediği güzellikleri
tanıtması gerektiğini savunur.
Kendi türettiği sözcükleri, devrik tümceleri ve
kendine özgü biçemiyle dili bir uygarlık sorunu
olarak ele almıştır.
Batılılaşma, Divan şiiri, yeni şiir, eleştiri gibi
çeşitli konularda, kişisel yönü ağır basan
yazılarındaki kuşkucu ve cesur tavrıyla pek çok
genç yazarı etkilemiştir.
Şiir, makale, inceleme, sözlük, söyleşi yazmış,
çeviriler yapmıştır?
Eserleri:





Deneme-eleştiri-inceleme:
Günlerin Getirdiği, Sözden Söze, Karalama Defteri,
Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Okuruma
Mektuplar, Prospero ile Caliban, Söyleşiler, Günce
I -II , Dergilerde, Söyleşiler, Günce,
Çeviri:
Aisopos: Masallar, Lukianos: Seçme Yazılar
1,11,111, Sophokles: Oipidus Kolonos'ta, Plautus:
Amphitryon, Balzac: Vandetta, Stendhal: Kırmızı
ve Siyah I, II, Lac-ı los: Tehlikeli Alâklar,
Simenon: Kiralık oda




Daha sonra başladığı oyun yazarlığında da ulusal
değerlere önem vermiştir, ilk en önemli oyunu
Köşebaşı'nda Batı'ya bilinçsizce özenenleri
eleştirir.
1961'de sahnelenen son oyunu, Satılık Ev
yayımlanmamıştır.
Çoğunluğu dergilerde olmak üzere Halk edebiyatı
ve folklor konularında çeşitli incelemeleri de
vardır.
Folklordan, Halk edebiyatından, günlük
yaşantılardan, Anadolu'nun eski efsanelerinden
geniş ölçüde yararlanır.






Samimi ve ince, duygulu memleket şiirleri,
tanınmasında etkili olmuştur.
Heceye yeni imkânlar aramıştır.
Halka giden halkı bize getiren bir şairdir.
Şiiri tüm süslerden arındırarak, şiirin saf sesini vermek
ister.
Şiirden başka araştırma, inceleme ve tiyatro dallarında
da yapıtlar vermiştir.
Sağlam, geniş kültürlü, açık fikirli, hür düşünceli bir
kişiliği, ince, özlü, aydınlık, az mecazlı, duygu yüklü
bir şiir yapısı vardır.



Zaman zaman da ülke sorunlarına el atar.
Sonradan başladığı oyun yazarlığında da yine
ulusal duyguları işlemiştir.
Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel'in keşfedilip
Türkiye'ye tanıtılmasında önemli rolü vardır.
Eserleri:






Şiir:
Şiirler, Tüm Şiirleri
Oyun:
Köşebaşı, Koçyiğit Köroğlu, Bir Pazar Günü, Satılık Ev,
Yazılan Bozulmadan
İnceleme:
Köylü Temsilleri, Sivas Halk Şairleri Bayramı
MİTHAT CEMAL KUNTAY (1885-1956)






Şiirle başlamış; çeşitli dergilerde yayınlanan ve aruzu
ustaca kullandığı, ulusal duyguları ön plana çıkardığı,
vatan millet konularında aruzla yazdığı epik-lirik
şiirleriyle tanınmıştır.
Şiirlerinde aruz, geleneksel nazım biçimleri ve uyaklar
dışında, sözcüklerin yinelenmesi ve aliterasyonlarla
uyum sağlamaya çalışır.
Klasik şiirimizden kalma kimi deyişleri kullanır.
Milli Edebiyat akımının değerlerini benimsemiş,
Mehmet Akif'le tanışması, sanatı ve düşünceleri üzerinde
etkili olmuştur.
Yahya Kemal Beyatlı'dan da etkilendiği görülür.
Yalın bir dil kullandığı "Kemal", "Yirmi Sekiz Kânun-ı
Evvel" gibi oyunlarında yurt sevgisi konusunu işlemiştir.




Meşrutiyet dönemini konu alan araştırmalarıyla adını
iyice duyurmuş, tarihsel bir nitelik taşıyan ve roman
dalında tek yapıtı olan Üç İstanbul romanıyla da
yazınsal değerini artırmıştır.
II. Abdülhamit, II. Meşrutiyet ve Mütareke yıllarının
İstanbul'unu anlattığı bu romanı, en önemli eseridir.
Gerçekçi kişiler, ayrıntılı tahliller ve bu üç dönemin
yaşantısından sunduğu canlı kesitlerle dikkat çeken bu
roman, televizyon dizisi olarak da yayınlanmış ve
büyük ilgi toplamıştır.
Kuntay, Edebiyat araştırmaları da yapmıştır.
Eserleri:












Şiir:
Türk'ün Şehnamesinden
Antoloji:
Nefais-i Edebiye
Oyun:
Kemal, Yirmi Sekiz Kânun-ı Evvel
Roman:
Üç İstanbul
Biyografi:
İstiklal Şairi Mehmet Akif, Namık Kemal, Sarıklı İhtilalci
Ali Süavi
İnceleme ve araştırma:
KEMALETTİN KAMU (1901-1948)








Türk Dil Kurumu Terim Kolu Başkanlığı yapmıştır.
Hâkimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinde yazılar
yazar.
Atatürk ve İsmet İnönü'nün çeşitli gezilerine katılır.
İlk şiirleri Büyük-Mecmua'da yayınlanır.
Kurtuluş Savaşı sırasındaki şiirleriyle dikkat çeker.
Hece ölçüsü kullandığı şiirleriyle Milli Edebiyat
akımına bağlı bir şair olarak bilinir.
İlk şiirlerinde vatan sevgisi, milli mücadele, sonraki
şiirlerinde aşk, gurbet, yalnızlık gibi konulan işlemiştir.
Savaş, yurt, gurbet, aşk konularında dili ve ahengi
sağlam, lirik-epik şiirleriyle tanınmıştır.






Gösterişli olmayan bir kahramanlığı, ince bir içlenmeyle
ve acıyla aktarır.
İlk şiirlerinde aruzu kullanmasına karşın daha sonra
hece ölçüsüyle Milli Edebiyat akımına bağlı yurt
sevgisi, gurbet, aşk, ulusal kurtuluş heyecanını yansıtan
şiirler yazmıştır.
Şiirleri, iyi niyetli, bu ülkeyi, bu milleti seven bir şairin,
bir yalnız adamın şiirleridir.
Milli Mücadele yıllarında savaşın kazanılması için
çalışmış, o dönemde yazdıkları elden ele dolaşmış.
Kimi şiirleri bestelenmiş, marş olmuş, şarkı olmuştur.
“Bingöl Çobanları, Kimsesizlik, Gurbet, İrşad, Hicret”
onun çok bilinen şiirleridir.





Yazdıklarının hepsinin birbirinden değerli ürünler
olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir.
Bazı şiirlerinin zayıf olduğunu kendisi de bilir.
Bu yüzden yaşadığı dönemde pek çok şiirini
yayınlamamıştır.
Kemalettin Kamu, incedir, kırık gönüllüdür, incinmelerin
ve gurbetin şairidir.
Ne var ki, yaşamı yaradılışına uygun olmayan bir
döneme, bir savaş dönemine rastlamıştır.




Savaşlardan, işgallerden, bir de politikadan uzak
yaşasaydı, Türk şiirindeki yeri bugünkünden çok başka
olurdu.
Şiirleri:
Gurbet, Gurbet Geceleri, Gurbette Renkler, Kimsesizlik,
Bingöl Çobanları, Güz, İzmir'e Tahassür, Hazan
Yolcusunda, İrşad, Söğüt.
Şiirleri ölümünden sonra Rifat Necdet Evrimer
tarafından "Kemalettin Kamu, Hayatı, Şahsiyeti ve
Şiirleri“ adlı kitapta toplanmıştır.
YEDİ MEŞALECİLER



Edebiyatımızda 1930'lara gelindiğinde yeni bir yazın
çığırı açmak girişimiyle karşılaşılır.
Milli Edebiyatçıların sığlıklarına, gerçekçilikten uzak
memleketçiliklerine bir tepkidir bu.
Yazın tarihimize Yedi Meşaleciler adıyla geçen bu
topluluğun (Sabri Esat Siyavuşgil Ziya Osman Saba,
Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi, Vasfi Mahir
Kocatürk, Cevdet Kudret, Kenan Hulusi Koray) amacı,
Hececilerin elinde tıkanan Türk şiirini yeni ufuklara
açmaktı.



1928'de çıkardıkları ortak bir kitabın önsözünde:
"Yazılarımızı müşterek neşretmemizin sebebi,
memleketimizde son edebi cereyanları gösterecek toplu
bir eser vücuda getirmek arzusudur.
Yazılarımızda ne dünün mızmız ve soluk hislerini, ne son
zamanların renksiz ve dar Ayşe, Fatma terennümünü
bulacaksınız.
Biz her şeyden evvel duygularımızı başkalarının manevi
yardımına muhtaç kalmadan ifade etmeye çalıştık."
diyen Yedi Meşaleciler, tıpkı, Edebiyat-ı Cedide'ye karşı
çıkıp Edebiyat-ı Cedide'nin kanatları altına sığınan Fecri Aticiler gibi, edebiyatımızda fazla etkili olamadılar.




"Canlılık, samimiyet ve daima yenilik"
sözcükleriyle özetledikleri girişimleri, temelde bu
üç ilkeden de yoksundu.
Hece ölçüsünden yola çıktılar, biçimde bir
yenilik getirmediler.
Özde ise Verlaine, Mallarme, özellikle de
Baudelaire gibi Fransız ozanlarını örnek aldılar.
Yeni bir dünya görüşüne dayandıklarını söylemek
de olanaksızdı.





Kendi kuşağını "müstakbel abidenin malzemesini
hasırlamış rençberler" olarak gören ve gençlerin
"ellerindeki hazır malzeme ile yeni şaheserler
yaratacaklarına" inanan Yusuf Ziya Ortaç da onlardan
umudu kesti.
1928'de Meşale dergisi kapanınca topluluk dağıldı.
Sanatçılar, kendi istek ve yeteneklerine göre
çalışmalarını sürdürdüler.
Kenan Hulusi, zaten "menşure" ciydi, öyküye yöneldi;
Muammer Lütfi yazından uzaklaştı, ötekilerse değişik
yazın alanlarına kaydılar. Yalnız Ziya Osman Saba şiirde
direndi.
Bu şairler içinde Cevdet Kudret, Baudelaire'e bağlı
görünür, Sabri Esat, Fransız izlenimcilerinin daha
aydınlık, daha kesin bir uzantısı gibidir, Ziya Osman ile
Yaşar Nabi ise daha yerlidir.
Yedi Meşalecilerin Özellikleri:



Realist dünya görüşünü aşarak olaylara daha
gerçekçi bir yaklaşımla bakmak istediler.
Edebiyat ve sanatta taklitçilikten uzak kalarak,
duygu ve düşünceleri ön plana çıkararak
kişiliklere saplanmaktan kurtulmaya çalıştılar.
İşlenen konuları çeşitli görünümlerle
zenginleştirmek; canlı, içten ve yeni bir ruhla
ortaya çıkmak istediler.





Canlılık, içtenlik, sürekli yenilik yapmak için
büyük bir çaba içine girdiler; ne var ki
amaçlarına ulaşamadılar.
Konuları olabildiğince genişletmek istediler.
Sürekli yenilik için buluş adını verdikleri yeni
söyleyişlerin arayışı içinde oldular.
Edebiyatımızda kısa süreli bir yankı
uyandırdılar.
Şair kaleminden ziyade, sanki daha çok ressam
fırçasıyla çalışan bu sanatçılar, his ve hayalden
çok gözlemi öne çıkarmışlardır.



Şiirimize yeni bir duyarlık getirmişler; bu
duyarlığı, işledikleri konuları, imge ve
benzetmelerle beslediler.
İç dünyalarına, eşya ve olaylara izlenimci bir
ressam gibi baktılar.
Onların şiirleri, ustalıkla yapılmış birer tablo
değeri taşır.



Bir düzyazı dizimi içinde, geri plan ve çağrışım
olanakları düşünmeden, kısa yoldan sağlama
peşindedirler; bu tutum onları imge, simge ve
mecaz katkılarıyla birer görünüm şairi yapmıştır.
Bir ressam duyarlılığıyla hareket eden şairler,
duygu ve hayalden çok, göze seslenmek istediler.
İç dünyamıza eşyaya, hayata ve olaylara izlenimci
bir ressam gözüyle bakmışlardır.
YAŞAR NABİ NAYIR (1908-1981)





Sanat hayatının ilk dönemlerinde şiirler yazmış, Yedi
Meşale topluluğu şairlerinden biri olarak tanınmıştır.
Sonraları roman, hikâye, fıkra, makale, gezi yazısı,
inceleme, çeviri, deneme, oyun, manzum destan
alanlarında da yapıtlar vermistir.
Yaşar Nabi, yazınsal türlerdeki bu yapıtlarından çok,
yayıncılığıyla edebiyatımızda unutulmayacak bir yer
edinmiştir.
Varlık Yayınevi'ni kurmuş, ölümüne değin kırk sekiz yıl
hiç aksatmadan yayınladığı Varlık Yayınevi'ni
yönetmiştir.
Hâlâ yayınlanan Varlık Dergisi, Türk" edebiyatına büyük
katkı sağlamış, birçok yeni yazar kazandırmıştır.




Onun, yaşadığı dönem şair ve yazarlarını az çok
yönlendirdiği bir gerçektir.
Varlıkta çıkan yazılarına dil, edebiyat sanatla ilgili
görüşlerini açıklamış, tarihsel gelişmelerden örnekler
vererek güncel olan, değerlendirmiş ve yol gösterici
olmuştur.
Güncel ve geleceğe dönük sanat ve edebiyat politikasına
katkı yapmıştır.
Yazınsal görüşleriyle, Türkçenin yalınlaşması
Türkçülük doğrultusundaki çabalarıyla iz bırakmıştır.
Panait Istrati ve Balzac başta olmak üzere Fransızcadan
çeviriler yapmış, derlemeler ve incelemeler
hazırlamıştır.
Eserleri:








Şiir:
Yedi Meşale (ortak kitap), Kahramanlar, Onar Mısra
Roman:
Bir Kadın Söylüyor, Adem ve Havva
Öykü:
Bu da Bir Hikâyedir, Sevi Çıkmazı
Oyun:
Mete, İnkılâp Çocukları, Beş Devir, Köyün Namusu,
Radyonofik Öyküler




Derleme:
Genç Neslin En Güzel Hikâyeleri, Türk Nesir
Antolojisi, Başlangıcından Bugüne Türk Şiiri,
Günümüz Türk Hikâyeleri
Sözlük:
Kılavuz Sözlük / Osmanlıca-Türkçe, Türkçe
Osmanlıca
CEVDET KUDRET SOLOK (1907-1992)





İlk gençlik döneminde, biçimsel özelliklerin dışına
çıkmadan, hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır.
Bu şiirlerinde bireysel duygularını ve karamsar iç
dünyasını dile getirmiştir.
Sonraları ölçüsüz, fakat uyaklı şiirler de yazmıştır.
Kendi yaşamını da yansıttığı romanı, öyküleri ve temsil
edilen oyunlarının yanında onu daha çok tanıtanlar,
edebiyatla ilgili olarak ortaya koyduğu incelemearaştırma ürünü yapıtlarıdır.
Eleştirel bir yöntemle açıkladığı konular, gelecek
kuşaklar için aydınlatıcı bir bilgi kaynağı niteliğindedir.
Eserleri:








Oyunları:
Tersine Akan Nehir, Rüya İçinde Rüya, Kurtlar,
Danyal ve Sara
Romanları:
Sınıf Arkadaşları, Havada Bulut Yok, Karıncayı
Tanırsınız
Öyküleri:
Sokak
Diğer yapıtları:
Türk Hikâye ve Roman Antolojisi, Dilleri Var Bizim Dile
Benzemez, Ortaoyunu, Bir Bakıma, Örnekleriyle
Edebiyat Bilgileri
ZİYA OSMAN SABA (1910-1957)





Şiir yazmaya henüz on yedi yaşında bir lise
öğrencisiyken başlamış, ilk şiiri 1927'de Servet-i Fünun
dergisinde yayımlanmıştır.
Bu dergide tanıştığı arkadaşlarıyla "Yedi Meşale"
topluluğuna katılmış ve bu topluluğun şiire en sadık
şairi olmuştur.
Bir süre Milliyet gazetesinin edebiyat sayfasına ve
İçtihad dergisine yazılar yazmış; Varlık, Yücel ve Ataç
dergisinde de yazı ve şiirleri yayınlanmıştır.
Çoğunu hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde Batı nazım
biçimlerini kullanmış, ancak içerikte 19'uncu yüzyıl
edebiyatı anlayışına bağlı kalmıştır.
1940'tan sonra serbest şekillerle de şiirler yazmıştır.






Şiirlerinde çocukluk anıları, ev ve aile sevgisi, yoksullara
karşı duyarlılık, küçük mutlulukların sevinci, Tanrı'ya ve
yazgıya boyun eğiş, ölüm ve ötesi gibi konularını
işlemiştir.
Hecenin yanı sıra özellikle son dönemlerinde serbest
biçimde ve duru bir dille yumuşak, hüzünlü ve açık
şiirler yazmıştır.
Öykülerinde ise çoğunlukla anılarını anlatmıştır.
Öykülerinde tam bir hatıra karakteri görülen sanatçı,
üzgün ve yumuşak, açık, duru şiirler bırakmıştır.
İnsan ve hayat sevgisi, her varlıkta bir güzellik, her
olayda bir iyimserlik araması şiir ve düzyazılarının genel
özelliğidir.
Yalın dili, gösterişe kaçmayan, lirik ve içten söyleyişiyle
alçakgönüllü, karamsar ya da özem dolu söyleyişiyle
tanınmıştır.
Eserleri





Şiir:
Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak
Hikaye:
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul
Bunların yanında bir de Concourt Kardeşlerden
Germine Lacerteux adlı bir roman çevirisi vardır.
VASFİ MAHİR KOCATÜRK (1907-1961)






Sanat hayatına Yedi Meşale şairlerinden biri olarak
atılır.
Halk şiirinin biçim ve özelliklerinden yararlanarak
hece ile ulusal epik ya da doğadan etkilenen duygusal
şiirler yazmıştır.
Bir sanatçı olmasının yanında edebiyatla ilgili kitap,
antoloji ve araştırmalarıyla tanınmıştır.
Önce epik şiirler yazmış, daha sonra hece ölçüsüyle,
âşık tarzı şiire yönelmiştir.
Kahramanlık, fedakârlık, milli duygular, vatan ve
millet sevgisi gibi temalar işler.
Manzum oyunları, çocuk hikâyeleri de vardır.
Eserleri:






Şiir:
Dağların Derdi, Tunç Sesleri, Geçmiş Geceler, Bizim
Türküler, Ergenekon, Hayat Şarkıları
Oyun:
Yaman, Sanatkâr, On İnkılâp
Deneme-İnceleme-Antoloji:
En Güzel Türk Manileri, La Fontaine Hikayeleri,
Şaheserler Antolojisi, Divan Şiiri Antolojisi, Osmanlı
Padişahları, Türk Edebiyatı Şaheserleri, Tekke Şiiri
Antolojisi, Metinlerle Edebiyat, Namık Kemal, Şiir
Defteri, Hikâye Defteri, Namık Kemal'in Şiirleri, Ziya
Paşa'nın Şiirleri, Saz Şiiri Antolojisi, Türk Nesri
Antolojisi, Meşhur Beyitler, Türk Edebiyat Tarihi, Türk
Edebiyatı Antolojisi
SABRİ ESAT SİYAVUŞGİL (1907-1968)









Yedi Meşale topluluğunun üyesidir.
Hece ölçüsüyle, günlük yaşamla ilgili eşyayı, bu yaşamı
çerçeveleyen mekânları, dışavurumcu ve yer yer alaycı bir
anlatımla canlandıran şiirler yazmıştır.
Ruhbilim, eğitim ve folklor konularındaki çalışmalarının yanı sıra
fıkra yazarlığı da yapmıştır.
Şiirlerinde empresyonizmin izlerinin yanında, resim ve renge
verdiği önem dikkati çeker.
Fotoğraf gözlemciliğiyle etrafındaki olayları şiirine yansıtmaya
çalışmıştır.
Ekspresyonist imajist bir görüşle duygularını yansıtır.
Şiirin konularını genişletmek, şairanelikten kurtulmak, canlılık,
içtenlik, yenilik ilkelerine bağlıdır.
Şiirlerinde yaratmaya çalıştığı biçim ve söyleyiş özgünlüğünden
çok, Fransız edebiyatından yaptığı çevirilerle ün kazanmıştır.
Dışavurumcu bir ressam tutumuyla yeni ve canlı şiirler yazmıştır.










Edmond Rostand'ın ünlü oyunu "Cyrano de Bergerac"ın
Türkçe çevirisiyle büyük ün kazanır.
Psikoloji, eğitim, folklor ve edebiyatla ilgili yazılan birçok dergi
ve gazetede yayımlanmıştır.
Ayrıca Sait Faik Abasıyanık'tan öyküleri Fransızcaya çevirmiş;
bu öyküler "Un Point Sur la Carte" (Haritada Bir Nokta)
adıyla Hollanda'da yayınlanmıştır.
:. Eserleri:
Şiir:
Odalar ve Sofalar
İnceleme:
İstanbul'da Karagöz ve Karagöz'de İstanbul, Psikoloji 'Terbiye
Bahisleri, Karagöz
Çeviri:
İki Başlı Kartal
MUAMMER LUTFI BAHSİ (1927-1947)



Yedi Meşale'deki diğer arkadaşlarıyla birlikte şiirler
yazmış; ancak aruzla ve heceyle daha sonra da serbest
nazımla yazdığı şiirleriyle önemli bir başarı
gösterememiştir.
Yedi Meşale topluluğu dağıldıktan sonra arkadaşları
Varlık dergisinde yazmaya devam ettikleri halde o
Anadolu'da, pek de yaygın olmayan yerel gazete ve
dergilerde yazmıştır.
Şiirlerini bir kitapta yayımlayamadığı gibi yazdıklarını
dâ bir kitap halinde yayımlâmamıştır.
KENAN HULUSİ KORAY (1906-1943)









Yedi Meşale'nin altı şairi arasına, düzyazının öykü türüyle katılan
tek yazarıdır.
Yaşadığı sürede beş hikâye kitabı yayınlamış, "Osmanoflar"
romanı ve kısa hikâyelerinin birçoğu gazete sayfalarında kaybolup
gitmiştir.
Gazeteciliğinin de etkisiyle küçük hikâye tarzını benimseyen
sanatçı, Cumhuriyet döneminde korku türünde örnekler veren ilk
hikayecidir.
Hikayelerinde kurgu sağlamdır. Ne var ki konuya ve kurguya
verilen önem, zaman zaman hikâyelerin işlenişini, ayrıntıların
zenginliğini, diyalogların canlılığını zedeler.
Bazı öykülerinde Anadolu insanının yaşama koşullarını gerçekçi
biçimde ele alırken, erken yaşta gelen ölümü nedeniyle daha
yetkin ürünler verememiştir.
Eserleri:
Öykü: Bir Yudum Su, Bahar Hikâyeleri, Bir Otelde Yedi Kişi
Roman:
Osmanoflar, Son Öpüş, Büyük Öykü
GARİP AKIMI (BİRİNCİ YENİ)







1941'de Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat ve Melih Cevdet, birlikte
yayımladıkları Garip adlı şiir kitabının önsözünde bu akımın
ilkelerini ortaya, koydular.
Fransız gerçeküstücülüğünün, bu akımın ortaya çıkmasında
büyük etkisi vardır.
Orhan Veli ve arkadaşlarının çabalarıyla şiirimiz, ölçü ve uyağın
terk edilmesinin yanında özde de "şairenelik"ten kurtularak
"yalınlık"a, "halk"a "insanlık"a ve "yaşama sevinci"ne
yönelmiştir.
Garipçilerin amaçları, şiirde iç ahengi yakalamaktır.
Dış ahenk öğesi olan ölçü ve uyağa önem vermezler.
Söz sanatlarını şiir için zararlı bulmuşlar ve şiirin kaynağının
bilinçaltı olması gerektiğini savunmuşlardır.
"Şiir halka seslenmelidir." anlayışıyla günlük hayatta olan her
şeyi şiire konu olarak almışlardır.









Garipçilerin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Şiirde ölçüye başkaldırıp serbest şiir yazma yoluna
gittiler.
Uyağı şiir için gerekli olmaktan çıkardılar.
Her şeyi şiirin konusu haline getirerek, şariane
duyguları ve parlak görüntüleri şiirden uzaklaştırdılar.
Sokağı ve gerçek yaşamı şiire aktardılar.
Bu akım, İkinci Yeni hareketinden sonra Birinci Yeni
diye de adlandırılmıştır.
Her türlü sözcüğün şiirde yer almasını savundular;
şiirde gündelik, küçük sorunlar konu edilmiştir.
Şiirlerinde toplumsal aksaklıkları eleştirdiler.
Şiirde parça güzelliği değil, bütün güzelliğini savundular.






Orhan Veli ve arkadaşlarının Türk edebiyatında "Birinci
Yeni" diye de adlandırılan bu çıkışları, şiirdeki sözcük
hiyerarşisini ve parıltılı sözcüklerin egemenliğini
yıkmıştır.
Şiiri, hastalıklı bir duyarlıktan kurtarmak istediler.
Şiirin, düşünce ve zekâdan güç alarak yaşama sevincini
ve güzelliğini anlatması gerektiğini savundular.
Şiirlerinde halktan kişileri, sıradan insanları anlattılar.
Dilin söz ve anlam sanatlarına başvurmadan, doğal
biçimiyle kullanılmasının gerektiğini savundular.
Söz oyunları, gösterişli sözler şiirden atıldı.
ORHAN VELİ KANIK (1914-1950)





İlk şiirleri 1936'da Varlık dergisinde 'yayımlanmıştır. Aslında
aruzu çok iyi bilen, hece şiirinin özelliklerini kavramış bir şairdir.
Şiirlerinde çocukluk anılarını, aşk, özlem temalarımı, uç bir
duyarlılığa götüren genç bir şair olarak tanınmıştır.
Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Fransız
simgeci şairlerden izler taşıyan ölçü ve uyağın çok iyi
kullanıldığı, müzik öğelerinin belirgin olduğu şiirler yazmıştır.
Asıl ününü çocukluk arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet
Anday'la birlikte 1941 'de yayınladıkları "Garip" isimli kitabın
adını taşıyan şiir akımını başlatarak kazanır.
Garip adlı eserin önsözünde yazdığı önsözünde, "hece ölçüsü ve
uyağın şiiri yozlaştırdığı", "şiirin insanın beş duyusuna değil
beynine seslenen bir söz sanatı olduğu" savunuyordu.







"Şiire, egemen sınıfların beğenilerinin sonucu yerleşen
kalıplaşmış öğeler kaldırılmalı, şairaneliğe son verilmeli ve şiir
toplumun çoğunluğuna seslenmeliydi. Bu amaç da ancak yeni
yollar ve yeni araçlarla gerçekleştirilebilirdi.
Sonuçta sokaktaki insanı ön plana çıkarmış, biçim, şiirin
kalıbıyken kendisi haline gelmiştir.
Şiirimizin eski şiirle olan tüm bağlarını koparmıştır.
Şiirdeki benzetmeyi, eğretilemeyi, mecazları, kaldırmanın
gerekliliğini savunur, bunları umursamaz.
Şiirden ölçüyü atar, anlatımı şiirin temeli kabul eder. Böylelikle
Türk şiirini şairanelikten, yıpranmış kalıplardan, benzetmelerden
kurtarmış; yalın bir halk dilini, gündelik sözleri, yergili esprili bir
istifle şiirlerinde kullanmıştır.
Şiirimize onunla birlikte Japon ulusal şiir biçimi olan halkalar
girer.
Nükteli bir realizm, ironili bir lirizm vardır.











Şiirden başka makale, deneme, hikaye, çeviri alanlarında yapıtları
vardır.
Yaprak dergisi döneminde şiirde yeni eğilimler içine giren Orhan
Veli, şaşırtıcılıktan, yadırgatıcılıktan uzaklaşırken, duyguya,
yaşama sevincine, gündelik yaşama, sokaktaki insanların
sorunlarına ağırlık vermeye başlar.
Durmadan araştırmalar yaparak, yeni denemelerle şiirini sürekli
ileri götürmeye çalışmıştır.
Moliere, Gogol, Sartre gibi yazarlardan çeviriler yapmış eleştiri ve
öyküler yazmıştır.
Nasrettin Hoca fıkralarını şiirleştirip "Nasrettin Hoca
Hikâyeleri" kitabında toplamıştır.
Eserleri:
Şiir:
Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı, Nasrettin
Hoca Hikâyeleri, Bütün Şiirleri
Ölümünden sonra Orhan Veli'nin şiirleri, "Bütün Şiirleri" adı
altında bir kitapta toplanmıştır.
Düzyazı:
La Fontaine, Nesir Yazıları, Denize Doğru, Edebiyat Dünyamız,
Sanat ve Edebiyat Dünyamız, Bindiğimiz Dal
MELİH CEVDET ANDAY (1915 - 2002)






Akılcıdır, toplumsal gerçekçiliği savunur.
İlk şiirlerindeki romantik özelliklerden zamanla
sıyrılmış, şiiri duygudan çok aklın egemenliğine
vermiştir.
Şiirlerinde güzel günlere özlem vardır.
Söz oyunlarından kaçar, yalın bir dili
vardır.düzyazılarında yoğun bir düşünce, şiirseJesprili, özlü bir dili vardır.
Dizelerinde diyalektik, toplumcu duygularını
düzyazıya sürükler.
Fıkra, deneme, çeviri, gezi, roman, tiyatro
türlerinde ürün vermiştir; ama ısrarla şiir
üzerinde durur.












Eserleri:
Şiir:
Garip, Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafhane, Yan Yana, Kolları Bağlı
Odysseus, Göçebe Denizin Üstünde, Teknenin Ölümü,
Sözcükler, Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Tanıdık Dünya,
Güneşte, Yağmurun Altında
Roman:
Aylaklar, Gizli Emir, İsa'nın Güncesi, Raziye, Yağmurlu Sokak
Meryem Gibi
Deneme:
Doğu-Batı, Konuşarak, Yeni Tanrılar, Sosyalist Bir Dünya,
Dilimiz Üstüne Konuşmalar, Maddecilik ve Ülkücülük, Paris
Yazıları
Tiyatro:
İçerdekiler, Mikado'nun Çöpleri, Dört Oyun
Gezi:
Sovyet Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan
OKTAY RİFAT HOROZCU (1914-1988)












Sözcüklerle, modern ressamlar gibi dünyaya yeni bir biçim verir.
Parça güzelliklerinden bütün güzelliğine geçmeye çalışır.
Garipçi, bireyci, toplumcu, gerçeküstücü akımların penceresinden dünyaya mutlu bir
gözle bakar.
Şiir dilinde mecazlarla yüklü günlük konuşmalardan, halk söyleyişleriyle deyimlerden
geniş ölçüde yararlanır iyi şiirin, toplumu ileriye götüreceği görüşündedir.
Hep kendini yenilemeye çalışan ya da her türlü biçimi denemeye çalışan bir yazardır.
"Aşağı Yukarı" ve "Karga ile Tilki" kitaplarında özgür bir söyleyişe uyar.
Eserleri:
Şiir:
Garip Güzelleme, Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler, Aşağı Yukarı, Karga
ile Tilki, Perçemli Sokak, Âşık Merdiveni, Elleri Var Özgürlüğün, Koca Bir Yaz, Dilsiz
ve Çıplak, Elifli, Yeni Şiirler, Şiirler, Yeni Şiirler, Çobanıl Şiirler, Bir Cigara İçimi,
Denize Doğru Konuşma, İkilik
Roman:
Bir Kadının Penceresinden, Danaburnu, Bay Lear
Oyun:
Birtakım İnsanlar, Kadınlar Arasında, Oyun İçinde Oyun, Atlar ve Filler, Çil Horoz,
Yağmur Sıkıntısı, Dirlik Düzenlik, Toplu Oyunlar
Düzyazı:
Şiir Konuşması
1940 SONRASI EDEBİYATI
İKİNCİ YENİ








Daha sonraları ortaya çıkan ve "İkinci Yeniciler" adı verilen
şairler ise "şiir için sanat" anlayışına dayanan, sürrealizmden
daha aşırı bir soyutlama anlayışını sürdürmüşlerdir.
/ İkinci Yeni şiirimizde çok uzun soluklu olamasa, geniş bir
okuyucu kitlesi bulamasa bile Türk şiirine yeni boyutlar, yeni
öğeler getirmiştir.
/ İkinci Yeni şiiri daha çok yorum şiirleridir, izlenim şiirleridir.
/ İkinci Yeni şiiri, yalnız yeni kuşak için değil, her okuyana,
dahası her yeniden okuyana ayrı izlenimler edinme, ayrı yorumlar
yapma olanağı sağlamıştır.
/ İkinci Yeni, Orhan Veli ve arkadaşlarının yalın anlatımına tepki
olarak doğmuştur.
/ İkinci Yeni, "şiir için şiir" anlayışıyla hareket etmiş, aydınlara
seslenmek istemişlerdir.
/ İkinci Yeni'ye göre şiir, görüntülerin verildiği bir araç olmalıdır.
• İkinci Yeniye göre anlamlı olmak, şiir için gerekli
görülmemelidir.








/ İkinci Yeni'ye göre şiir, bir öykü anlatma aracı değildir, öteki
yazın türlerinden kesin çizgilerle ayrılmalıdır.
İkinci Yeni'ye göre şiirde doğa betimlemelerine yer verilmemeli,
öteki türlerde anlatılamayanlar dile getirilmelidir.
İkinci Yeniciler, şiirde anlama değil, söyleyişe önem verdiler.
Konuyu, olayı şiirden attılar.
/ Şiir dili konuşma dilinden ayrılmalı, mantık süzgecinden
geçmeli ve kendine özgü bir yapıda olmalıdır.
/ Şiir, insanlara yararlı olmak için yazılmaz, bu yüzden erdem,
ahlak, toplum ve gerçek gibi konular şiirin dışında aranmalıdır.
Şiirde açık ve yalın anlatıma yer vermemek gerektiğini
savundular.
/ Eşya, görünüm ve özellikle insanı gerçeküstücülükten daha
aşırı bir soyutlama ile anlatmayı amaç edindiler.
EDİP CANSEVER (1928-1986)









İlk şiiri "İstanbul", dergisinde yayımlanmıştır.
Sürekli yazan, yayımlayan bir şair olarak otuz yıla yakın bir süre ilgileri hep
üstünde tutmuştur, şiirlerinin yanı sıra şiir üzerine yazdıkları, söyledikleriyle
de tartışmalara neden olmuştur.
Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi dönemin sanat yayınlarında şiirsel
canlılığı besleyen şairlerden biridir. "Nerde Anthgöne", "Tragedyalar",
"Çağrılmayan Yakup bu dönemin ürünleridir.
Yine de İkinci Yeni içindeki bazı şairler gibi anlamsızlığı savunmamıştır.
Eserleri:
Şiir:
İkindi Üstü, Dirlik Düzenlik, Yerçekimli Karanfil, Umutsuzlar Parkı, Petrol,
Nerde Antigone, Tragedyalar, Çağrılmayan Yakup, Kirli Ağustos, Sonrası
Kalır, Ben Ruhi Bey Nasılım, Sevda ile Sevgi, Şairin Seyir Defteri, Yeniden,
Bezik Oynayan Kadınlar, İlkyaz Şikâyetçileri, Oteller Kenti
Düzyazı:
Gül Dönüyor Avucumda
SEZAİ KARAKOÇ (1933-...)







Başlangıçta Pazar Postası'nda İkinci Yeni akımı
doğrultusunda şiirler yazmış; daha sonraki yıllarda
tümüyle kendi şiirine yönelmiştir.
Gazete yazılarında ise İslam toplumlarının çağdaş
dünyadaki konumlarını ele almış; eski Türk
uygarlıklarına ilişkin değerlerle çağdaş bir kişilik
oluşturma düşüncelerini işlemiştir.
Öze önem vermiş ve her özün yeni bir biçim
yaratacağına inanmıştır.
Şiirin geleneksel sınırlarını zorlamıştır.
Şiirle düz yazı arasındaki ayrımı ortadan kaldırmıştır.
Biçim, konu ve söyleyiş özellikleri, aşağı yukarı her
yapıtıyla değişikliğe uğrayarak başkalaşır.
İmge, çağrışım, soyutluk ve kapalı anlatım nitelikleriyle
İkinci Yeni şairidir.













Eserleri:
Şiir:
Körfez, Şahdamar, Hızır'la Kırk Saat, Sesler, Taha'nın Kitabı,
Kıyamet Aşısı, Gül Muştusu, Zamana Adanmış Gönüller,
Alınyazısı Saati, Ayinler, Leyla ü Mecnun, Ateş Dansı, Mona Rosa,
Şiirler, Ayinler, Ateş Dansı, Alınyazısı Saati
Şiir-düzyazı:
Mağara ve Işık
Röportaj:
Tarihin Yol Ağzında
İnceleme:
Yunus Emre, Mehmet Akif, Mevlana
Öykü:
Meydan Ortaya Çıktığında, Portreler
Deneme:
Yazılar, Ölümden Sonra Kalkış, Makamda, Edebiyat Yazıları 1,
Edebiyat Yazıları 2
TURGUT UYAR (1927-1985)









Çeşitli dergilerde alan şiirleriyle adını duyurmuştur.
İlk dönem şiirlerinde çevresinin, yaşayışının izlenimleri üzerinde
durmuş, daha sonra iç derinliğine inmeye başlamıştır.
Ölçülü, uyaklı ilk dönem şiirlerinde daha çok kişisel yaşantısını
yansıtır.
Aşk, ayrılık, ölüm temalarını işlediği bu dönem şiirlerinde Garip
akımının izleri görülür.
1945 şiirini biçim ve öz bakımından yenileştiren şairlerin en
güçlülerindendir.
Toplum ve törelerle çatışan bireylerin yenilgisini, kurtuluş
çabalarını araştırır.
Başlangıçta gelenekselden ve o günlerin ünlü şairlerinden
etkilendiği göze çarpar. Daha sonra yoğun imgelerin ve simgeci
bir söyleyişin etkili olduğu şiirleriyle İkinci Yeni'nin başlıca
şairlerinden biri olmuştur.
Sanatını Halk şiirinin deyişleri ve Divan şiirinin biçimlerinden
yararlanarak geliştirmiştir.
Büyük kent yaşamını bütün karmaşıklığı, parçalılığı ve
sarsıntılarını içeren bir şiir oluşturmuştur.












Lirik şiirin geleneksel sınırlarını zorlamıştır.
Şiirle düz yazı arasındaki ayrımı ortadan kaldırmıştır.
Biçim, konu ve söyleyiş özellikleri, aşağı yukarı her yapıtıyla
değişikliğe uğrayarak başkalaşır.
İmge, çağrışım, soyutluk ve kapalı anlatım nitelikleriyle İkinci
Yeni şairidir.
Ne var ki onun şiirinde baştan sona toplumsala, insana yönelik bir
tutum vardır.
Şiirinde iyiye, güzele özlem duyan, düşünsel-duyarlı bir içerik
süregelmiştir.
Şiirde yenilikçi niteliğine arı bir değer katmıştır.
İnsan duygularındaki karmaşıklığı, bireysel özgürlüğü yansıtan
izlenimci gerçeküstücü şiirler yazmıştır.
İnsan gibi, sanatın da çıkmazda olduğunu, sanat eserinden yarar
sağlamanın gereksizliğini savunmuştur.
Günümüzde Türkçeyi en güzel kullanan şairler arasındadır.
Son dönem şiirlerinde başlangıçtaki zengin doku giderek
yalınlaşmış, daha karamsar olmaya başlamıştır.
Türk şiiri üzerine yazıları ve edebiyat eleştirileriyle de ilgi gören
sanatçının şiirleri İngilizce, Fransızca ve Sırpçaya çevrilmiştir.
Eserleri:
 Şiir:
Arz-ı Hal,
Türkiyem,
Dünyanın En Güzel Arabistanı,
Tütünler Islak, Her Pazartesi, Divan,
Toplantılar, Kayayı Delen Zincir, Evrenin Yapısı
 Toplu Şiirler, Dün Yok mu, Büyük Saat
 İnceleme:
 Bir Şiirden

ECE AYHAN (1931 -2002)










Şairin ilk şiiri 1954 yılında "Türk Dili"nde yayımlanmıştır.
İkinci Yeni şiirinin en önemli temsilcisi olarak gösterildiyse de de, kendisi
"İkinci Yeni" tanımı yerine "Sivil Şiir"i önerdi ve kullandı.
Günümüz Türk şiirinin "modern ustalarından biri" olarak adlandırılan şair, ilk
şiirlerinden itibaren oluşturduğu kendine özgü dille dikkat çeker.
Şiirlerinde, dünyaya karanlık bir bakış açısı; aklın sınırlarını zorlayan ve
sürrealizmi çağrıştıran bir kurgu; tarihe, coğrafyaya, sokak yaşantısına,
ekonomiye göndermeler; ölüm ve arzu iç içeliğiyle örülmüş bir lirizm vardır.
Şiirde biçim ve anlam kaygısını en aza indirmiştir.
İmgeli görüntülerle yüklü dizelerine kendine özgü sözdizimini yerleştirerek
dilin olanaklarını zorlayan özgün bir şairdir.
Okurun, edindiği izlenimlerle çaba harcayarak yorumlayabileceği şiirleri,
toplumsal ve bireysel eleştiriyi, gülmeceyi de içerir.
Şiir kitaplarından başka, günceleri, denemeleri de vardır.
Şiirlerinden çok, güncelerini ve denemelerini çağrıştırmakta, poetikası ve
politik anlayışı konusunda ipuçları vermektedir, düşünce şiir ve anlatı"' bir
yerdedir.
Güncelerinde ve denemelerinde, en başta şiir olmak üzere edebiyat, sanat,
politika, tarih alanlarında eserler vermiştir.
Eserleri:









Yort Suval,
Bakışsız Bir Kedi Kara,
Kınar Hanımın Denizleri,
Zambaklı Padişah,
Çok Eski Adıyladır,
Ortodoksluklar,
Devlet ve Tabiat ya da Orta İkiden Ayrılan
Çocuklar İçin Şiirler,
Çanakkaleli Melahat'a İki El Mektup ya da
Özel Bir Fuhuş Tarihi,
Sivil Şiirler
CEMAL SÜREYA (1931 - 1990)






Şiire lise yıllarında aruz denemeleriyle başlamış, ilk şiiri "ŞarkısıBeyaz" 1953'te Mülkiye dergisinde yayınlanmıştır.
Çeşitli yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük,
çevirmenlik yapmıştır.
Papirüs dergisini üç kez çeşitli aralıklarla çıkarmış; çeşitli yayın
organlarında şiir ve yazılarını yayımlamıştır.
İkinci Yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından
sayılır.
Geleneğe karşı olmasına rağmen, geleneği şiirinde en güzel
kullanan şairlerden birisidir.
İkinci Yeni hareketine katılmakla birlikte, şiirde anlamsızlığı
savunan görüşleri benimsememiştir.







Karşı çıktığı geleneğin diri değerlerinden yararlanmıştır.
Şiirde erotizmi canlandırırken, toplumsal değerlere uzak
düşmemiştir.
Şiirin "anayasaya aykırı" olduğunu, doğanın ahlakı kovduğu
yerde ve yasadışı olduğunu savunmuştur. Bu görüş onu şiirde
öyküden kaçınmaya, çarpıcı, yoğun imge adacıklarından oluşan
bir söz sanatına yöneltmiştir.
Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla zengin,
birikimi ile duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle İkinci Yeni
şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir.
O adeta yeni şiirin modern ressamıdır.
İronik bir söyleyişle yaşadığı çağı, canlıları ve çevreyi şiirleştirir.
Toplumsal gerçekliğe açık bir görüşle yaşayan insanı anlatır.














Şiirde önceleri biçime önem verdiğini, sonra insani öze yöneldiğini, şiirinde
toplumsallığın öteden beri bulunduğunu söyler.
Şiirlerinde aşk ve cinsel duyguları değişik bir şekilde dışarı vuran şairin içten ve
sağlam bir söyleyişi vardır.
Düzyazılarında sürekli yeni sorular sorar.
Denemelerinde de başka sanatçılar, özellikle şairler üzerinde durmayı
yeğlemiştir.
Eserleri
ŞİİRLERİ : Göçebe, Beni Öp Sonra Doğur Beni, Sevda Sözleri, Sıcak Nal, Güz
Bitiği
Deneme:
Günübirlik, Şapkam Dolu Çiçekle
Günlük:
Üstü Kalsın-999.Gün
Düzyazı:
Onüç Günün Mektupları, Folklor Şiire Düşman, Uzat Saçlarını Frigya Aydınlık
Yazıları / Paçal, Oluşum'da Cemal Süreya, Papirüs'ten Başyazılar, Güvercin
Curnatası, Toplu Yazılar
Antoloji:
100 Aşk Şiiri, Mülkiyeli Şairler
SON DÖNEM TÜRK EDEBİYATI
NAZIM HİKMET (1901-1963)










Tevfik Fikret, Mehmet Emin ve Mehmet Akif gibi şairlerin yoluna
girmiştir.
Sovyetler Birliği'nde kaldığı ilk yıllarda, bu biçim arayışları doruğuna
ulaşmıştır.
Hece ölçüsünün kalıplarını kırarak, Türkçenin zengin ses özelliklerine
büyük uyum sağlayan serbest nazma geçmiş; bu değişiklikte
Mayakovski'nin ve Gelecekçilik'i savunan öbür genç Sovyet şairlerinin
etkileri olmuştur.
"Satır"adlı ilk kitabı yayımlandığında, bu kitaptaki şiirler karşısında,
sanat çevreleri önce büyük bir şaşkınlığa düşmüştür.
Sonra çağın ünlü yazarlarından umulmadık övgüler gelmiştir.
Ahmet Haşim, Yakup Kadri gibi sanatçılar bile şairliğini övmüştür.
Türk şiirinin en büyük ustalarından biri olan Nazım Hikmet romanlar
da yazmıştır.
Toplumcu gerçekçi oyun yazarlığının kuramsal sorunlarına çözümler
getirmek amacındaki oyunlarından film, bale, opera uygulamaları
yapılmıştır.
Ayrıca çeşitli konularda çok sayıda makalesi, eleştiri yazıları da vardır.
Halkın kullanmadığı sözcüklerden kaçınır
Eserleri:






1988 -1990 arasında Adam Yayınevi Nazım Hikmet'in bütün yapıtlarını 28
kitaplık bir dizide topladı.
Dizinin editörlüğünü Memet Fuat, araştırmacılığını Asım Bezirci yaptı.
Bugün satışta bulunan bu dizideki kitaplar şunlar:
Şiir: Güneşi İçenlerin Türküsü, 835 Satır (835 Satır; Jokond ile Sİ-YA-U; Varan 3;
1+1=1; Sesini Kaybeden şehir)Benerci Kendini Niçin Öldürdü (Benerci Kendini
Niçin Öldürdü; Gece Gelen Telgraf; Portreler; Taranta-Babu'ya Mektuplar;
Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı; Şeyh Bedreddin Destanı'na
Zeyl) Kuvâyi Milliye (Kuvayi Milliye; Saat 21-22 şiirleri; Dört Hapisaneden;
Rubailer) Yatar Bursa Kalesinde, Memleketimden İnsan Manzaraları ,Yeni
Şiirler , İlk Şiirler, Son Şiirler, La Fontaine'den Masallar
Oyun:
Kafatası (Ocak Başında; Kafatası; Bir Ölü Evi; Unutulan Adam; Bu Bir Rüyadır)
Ferhad ile Şirin (Yolcu; Ferhad ile Şirin; Sabahat; Enayi) , Yusuf ile Menofis
(Allah Rahatlık Versin; Evler Yıkılınca; Yusuf ile Menofis; İnsanlık Ölmedi Ya;
İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?),Demokles'in Kılıcı(İstasyon; İnek;
Demokles'in Kılıcı; Tartüffe)
Kadınların İsyanı (Kadınların İsyanı; Yalancı Tanık; Kör Padişah; Her Şeye
Rağmen)












Roman:
Kan Konuşmaz, Yeşil Elmalar,
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
Öykü:
Hikayeler Çeviri Hikâyeler
Masal: Masallar
Yazılar:
Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil
Yazılar
Konuşmalar
Mektuplar:
Nazım ile Piraye
Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR (1908 -1969)










Halkevlerinin açılışında yazdığı ve şahsen rol aldığı Çoban Piyesi
ve ardından yazdığı ve oynadığı Ergenekon Piyesi dolayısıyla
Atatürk'ün dikkatini" çekmiştir.
Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı sanatçısıdır.
Giderek ulusal duyguları dile getiren deyişleri ve yurt güzellikleri
bile bu özle belirlenir..
"Ankaralı Âşık Ömer" takma adıyla yazdığı âşık tarzı şiirlerinde
folklorumuzdan yararlandığı görülür
Şiir:
Erciyes'ten Kopan Çığ, Burada Bir Kalp Çarpıyor, Benden İçeri,
Son Şiirleri
Oyun:
Çoban, Atilla, Deniz Abdal
Öteki Yapıtları:
Halkevleri (inceleme), Hasan Ali Yücel ve Eserleri, Hür Mavilikte
Gezi, Dolmabahçe'den Anıtkabir'e Kadar (Gözlemler), Kur'an-ı
Kerim'den İlhamlar, Atatürk Deniz'inden Damlalar (antoloji),
Battal Gazi Destanı, Bugünün Diliyle Atatürk'ün Söylevleri.
NECMETTİN HALİL ONAN (1902- 1968)








Daha çok bireysel ve milli duygularla örülü hece
şiirleriyle tanınmıştır.
Aruz ve hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde aşk, doğa ve
ulusal duyguları işlemiştir.
Düzyazıya geçmesi, az şiir yazması, belirli sözcüklerle
belirli konuların etrafında dönmesi şairlik dünyasını
daraltır.
Eserleri
Şiir:
Çakıl Taşları, Bir Yudum Daha
Roman:
İşleyen Yara
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA(1901-1984)









1924'te başladığı öğretmenlik görevini İstanbul Kız Lisesi ve
yurdun çeşitli yerlerindeki liselerde yıllarca sürdürmüştür.
Şiir yazmaya mütareke yıllarında başlamış; Kurtuluş
Savaşı'nın etkisi ve heyecanıyla Milli Edebiyat akımına
katılmıştır
Eserleri:
Şiir:
Geceden Taşan Dertler, Yayla Türküsü, Yurdumun
Dört Bucağı, Ellerim Bomboş,
Roman:
Küller, Sisli Geceler, Aşk ve Zafer, Gülün Babası Kim
Öykü:
Beyaz Selvi, Büyük Anne, Aydınlık Kapı
TURAN OFLAZOĞLU (1932-...)



_Günümüz tiyatro yazarlarındandır.
Tiyatroculuğundan gelen rahatlıkla çeviriler
yapmıştır. Günlük yaşamın gerçekleriyle
tarihsel gerçekleri sanatın potasında eriterek
yansıtmıştır.
Eseler Oyun:
Keziban, Allanın Dediği Olur, Deli İbrahim,
Güzellik ve Aşk
REFİK ERDURAN (1928- ...)









Günümüz gazetecisi ve tiyatro yazarlarındandır. Askerliğini Kore Savaşı
Sırasında Türk Tugayı'nda yedek subay olarak yapmıştır. Nazım Hikmetin
Türkiye'den kaçmasına yardımcı olmuştur. Bir süre yayıncılık ve filmcilikle
uğraşmış; mizah dergisi yöneticiliği, köşe yazarlığı yapmıştır. Kısa adı İTİ
(UNESCO) olan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi'nin 1986
yılından beri başkanıdır.
Eserleri:
Oyun:
Kahraman, Deli, Korkunçlar, Bir Kilo Namus, Cengiz Hanın Bisikleti, İp
Oyunu, Karayar Köprüsü, İkinci Baskı, Aman Avcı, Ayı Masalı, Direkler
Arasında, Uçurtmanın Zinciri, Kartal Tekmesi, Kelepçe, Turp Suyu, Canavar
Cafer, Tamirci, Hayal, Yemenimin Uçları, Açıl Susam Açıl, Seher Vakti
Roman:
Yağmur Duası (Köy kalkınmasının nasıl olması gerektiğini anlatmak için
yazılmıştır.)
Anı:
Gülerek; İblisler- Azizler- Kadınlar
RECEP BİLGİNER (1922-2005)




Gazeteci ve tiyatro yazarı olan sanatçı gazeteciliğe, 1944 te Vatan
gazetesinde başlamıştır. Akın ve Tasvir gazeteleriyle Düşünce ve Yeni
Çağ adlı dergileri çıkarmıştır. Daha sonra tarihsel konulu oyunlar
yazmaya başlayan sanatçının pek çok oyunu İstanbul Şehir Tiyatrosu
ile Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenmiştir.
Eserleri:
Oyun:
Gazeteciden Dost, Ben Devletim, İsyancılar, Utanç Dünyası, Sarı
Naciye, Yunus Emre, Mevlana, Politikada Bir Sarıçizmeli, Hapiste Bir
Gazeteci, Zenginler Hükümeti gibi kitaplara imza attı. Hapisliğim,
İnsan Bir Düşüncedir, Hapiste Bir Gazeteci, Zenginler Hükümeti,
Soruların Gündeminde, Unutulmasınlar Diye diğer yapıtlarıdır.
NECATİ CUMALI (1921-2001




Çağdaş Türk edebiyatının en verimli yazarlarından biri olarak kabul
edilirŞiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanmasıyla kendini kolayca okutturur.
Necati Cumalı'nın öykülerinden, romanlarından ve tiyatro eserlerinden birçoğu
televizyon dizisi ve sinema filmi olarak da değişik yönetmenler tarafından
ekrana getirilmiştir. "Susuz Yaz "dan yola çıkılarak 1963 yılında yapılan ve
Metin Erksan'ın yönettiği film 1964 Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı
Ödülü'nü almıştır. Bu ödül Türk sinemasının o zamana kadar uluslararası
yarışmalarda aldığı ilk önemli ödüldür.
Şiirde biçim özgürlüğü, yaşamsallığa somut yöneliş,
yalın açık, dolaysız, içten; ama şairaneliğe pek yaklaş
mayan yer yer düzyazıyı andıran bir söyleyişi vardır.
Eserleri:




















Şiir:
Kızılçullu Yolu, Harbe Gidenin Şarkıları, Mayıs Ayı Notları, Güzel Aydınlık, Denizin İlk Yükselişi,
İmbatla Gelen, Güneş Çizgisi, Yağmurlu Deniz, Başaklar Gebe, Ceylân Ağıdı, Aşklar Yalnızlıklar,
Kısmeti Kapalı Gençlik, Aç Güneş, Bozkırda Bir Atlı, Yarasın Beyler, Tufandan Önce, Aşklar
Yalnızlıklar, Kısmeti Kapalı Gençlik, Bütün Şiirleri <
Öykü:
Yalnız Kadın, Değişik Gözle, Susuz Yaz, Ay Büyürken Uyuyamam, Makedonya 1900, Kente İnen
Kaplanlar, Dilâ Hanım, Revizyonist, Yakub'un Koyunları, Aylı Bıçak, Uzun Bir Gece
Roman:
Tütün Zamanı, Yağmurlar ve Topraklar, Acı Tütün, Aşk da Gezer, Üç Minik Serçem, Viran Dağlar
Oyun:
Mine, Nalınlar, Derya Gülü , Yaralı Geyik
Oyunlar II (Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri)
Oyunlar II (Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar)
Oyunlar III (Nalınlar, Masalar, Kaynana Ciğeri)
Oyunlar IV (Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol)
Oyunlar V (Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb'un Yumurtası)
Oyunlar VI (Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte)
Deneme:
Niçin Aşk, Senin İçin Ey Demokrasi, Etiler Mektupları, Niçin Af, Şiddet Ruhu, Ulus Olmak
İnceleme:
Muzaffer Tayyip Uslu
Günce:
Yeşil Bir At Sırtında
HALDUN TANER (1915-1986)



Öyküleri ve-oyunlarıyla çağdaş Türk edebiyatının öncü yazarlarından
olan Haldun Taner, düşün ve kültür insanı olarak da aydınlanma
düşüncesinin oluşumunda etkili olmuştur. Toplumun aksak, bozuk,
düzensiz, eksik, çürük yanlarını kişilerden hareketle yansıtır. Kültürün
en etkin araçlarından biri olan "ironi"yi kullanır.
Haldun Taner, tiyatromuza sayısız oyun kazandırmakla kalmamış,
birçok oyunuyla, Türk tiyatrosunu ileriye götürmüştür. Sürekli olarak
yeni şeyler deneyen, kendini aşmaya çalışan biridir. Eleştiriyi
güldürüyle yoğurmuş, izleyiciyi güldürürken hem sarsmış, hem şaşırtmış, hem de düşündürmüştür.



Akılcı ve yergicidir. O, epik tiyatronun ülkemizdeki kurucusudur. Öykülerinde, büyük
kentin çeşitli kesimlerinden seçilmiş değişik tiplerin,
davranış tutarsızlıklarının, çelişkilerinin, içtensizliklerinin
yansımasını görürüz. Öykülerinde insan sevgisi ön plandadır.
Güçlü bir dili vardır. Yapı ve
kurgu ustasıdır. —
Toplumsal değişimin ve dönüşümün sancılarından
Bu oyun Türkiye'nin yanı sıra Almanya, İngiltere,
Çekoslovakya, eski Yugoslavya'nın çeşitli kentlerinde
oynanmıştır. Daha sonraki dönemlerde konularını güncel
olaylardan alan si-yasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı
oyunlar yazmıştır. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Devekuşu
Kabare Tiyatrosu'nu, Ahmet Gülhan ile Tef Tiyatro Grubu'nu
kurmuştur. Türk ortaoyunu ve tuluat tiyatrosu öğelerinden de
yararlanarak toplumsal olayları alaylı bir dille eleştirdiği
oyunlarıyla büyük başarı kazanmıştır.
Eserleri:














Öykü:
Yaşasın Demokrasi, Tuş, Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu, Ayışığında Çalışkur, Onikiye Bir Var,
Konçinalar, Sancho'nun Sabah Yürüyüşü, Kızıl Saçlı Amazon, Yalıda Sabah
Oyun:
Günün adamı-Dışardakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın, Huzur
Çıkmazı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Zilli Zarife, Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i Stanbul
Ki, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Astronot Niyazi, Ha Bu Diyar, Dün Bugün, Aşk-u Sevda, Dev
Aynası, Yâr Bana Bir Eğlence, Ayışığında Şamata, Hayırdır İnşallah, Eşeğin Gölgesi, Haldun Taner
Kabare
Epik Tiyatro:
Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Zilli Zarife
Kabare:
Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Aşk ve Sevda, Dev Aynası, Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i İstanbul
ki, Astronot Niyazi, Ha Bu Diyar, Dün Bugün, Yar Bana Bir Eğlence
Söyleşi:
Hak Dostum Diye Başlayım Söze
Portre (anı):
Ölür İse Ten Ölür Canlar Değil
Ftkra- gezi:
Devekuşu'na Mektuplar, Düşsem Yollara Yollara, Yaz Boz Tahtası, Çok Güzelsin Gitme Dur, Berlin
Mektupları, Koyma Akıl Oyma Akıl, Önce İnsan Olmak
AZİZ NESİN (1915-1995)

Türk edebiyatında çağdaş mizah yazarlığı tekniklerini
geliştiren, genç mizah yazarlarının doğmasını sağlayan bir
yazardır. Mizah öykülerinin konularını öykücülerimizin
hiçbirinin şimdiye kadar ulaşamadıkları geniş bir çevreden
almaktadır. Bizdeki çok köklü ve eski mizah geleneğini
yenileştirip sürdürerek büyük şehirlerin dar çevresinden
ayırabilmiş, köylülere kadar ulaşabildiği gibi, bu eski
geleneğin canlı kalan zincirine bağlanarak küçük öykü
alanındaki mizah anlayışını çok geliştirmiştir.
Eserleri:






Şiir:
Sondan Başa, Sevgiye On Ölüme Beş Kala, Kendini Yakalamak, Hoşçakalın, Sivas Acısı
Konuşmalar:
İnsanlar Konuşa Konuşa, Çuvala Doldurulmuş Kediler
Hikaye:
Geriye Kalan, İt Kuyruğu, Yedek Parça, Fil Hamdi, Damda Deli Var, Koltuk, Kazan Töreni, Toros Canavarı,

















Deliler Boşandı, Mahallenin Kısmeti, Ölmüş Eşek, Hangi Parti Kazanacak, Havadan Sudan, Bay Düdük, Nazik Alet, Gıdıgıdı, Aferin, Kördöğüşü, Mahmut ile
Ni-gar, Gözüne Gözlük, Ah Biz Eşekler, Yüz Liraya Bir De-' li, Bir Koltuk Nasıl Devrilir, Biz Adam Olmayız, Rıfat Bey Neden Kaşınıyor, Yeşil Renkli Namus
gazı, Bülbül Yuvası Evler, Vatan Sağolsun, Yaşasın Memleket, Büyük Grev, Hayvan Deyip Geçme, 70 Yaşım Merhaba, Kalpazanlık Bile Yapılamıyor, Maçinli
Kız İçin Ev, Nah Kalkınırsın
Roman:
»
Kadın Olan Erkek, Gol Kralı Sait Hopsait, Erkek Saba-hat, Saçkıran, Zübük, Şimdiki Çocuklar Harika, Tatlı Betüş, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Surname,
Tek Yol
Anı:
Bir Sürgünün Hatıraları, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez, Poliste, Yokuşun Başı, Salkım Salkım Asılacak Adamlar, Rüyalarım Ziyan Olmasın
Masal:
Memleketin Birinde, Hoptirinam, Uyuşana Tosunum, Aziz Dededen Masallar
Taşlama:
.
Azızname
Fıkralar:
Nutuk Makinası, Az Gittik Uz Gittik, Merhaba, Suçlanan ve Aklanan Yazılar, Ah Biz Ödlek Aydınlar, Korkudan Korkmak
Gezi:
Duyduk Duymadık Demeyin, Dünya Kazan Ben Kepçe
Oyun:
Biraz Gelir misiniz, Bir Şey Yap Met, Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı, Çiçu, Tut Elimden Rovni, Hadi Öldürsene Canikom, Beş Kısa Oyun, Bütün Oyunları
KEMAL TAHİR (1910-1973)

Köy edebiyatımızın ünlü romancışıdırRomanları nehir roman niteliği taşır. Her
romanı günümüzün köy-şehir yaşamını, tarihsel ve toplumsal gelişmelerimiz
içinde ele alan bir diğer romanının devamı gibidir. Derlediği sözcüklerle,
cümlelerle, deyimlerle, araştırma ve kültür




zenginliyle İstanbul şivesinin kaynaşmasından doğan canlı, rahat bir anlatımı
vardır.
On beş kadar takma adla otuza yakın çeviri roman da yayımlamıştır. Konularını
Çankırı, Çorum dolaylarından, Kurtuluş Savaşı'ndan eşkıya menkıbelerinden
alan köy düzen ve sorunlarını derinliğine geliştirdiği yerli dekor ve renkleri
ustalıkla kullanarak gerçek Anadolu romanını yaşadığı, yaşattığı görülür.
Başlangıçta köy ve köylü sorunlarına eğilmiş; daha sonra Türk tarifti ve
özellikle yakın tarihin olaylarını ele almıştır. Ona



Eserleri:
Roman:
Sağırdere, Esir Şehrin İnsanları, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yedi Çınar Yaylası,
Köyün Kamburu, Esir Şehrin Mahpusu, Bozkırdaki Çekirdek, Kelleci Memet, Yorgun
Savaşçı, Devlet Ana, Kurt Kanunu, Büyük Mal, Yol Ayrımı, Namusçular, Karılar Koğuşu,
Hür Şehrin İnsanları, Damağacı, Bir Mülkiyet Kalesi








Öykü:
Göl İnsanları
Notlar:
Kemal Tahir'in Notlan
Mektup:
Kemal Tahir'den Fatma İrfan'a Mektuplar
ORHAN KEMAL (1914-1970)



Hece ölçüsüyle yazdığı ilk şiiri Duvarlar
1939'da Yedigün dergisinde "Reşad Kemal"
imzasıyla yayınlanmıştır.













Eserleri:
Öykü:
Ekmek Kavgası, Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, 72. Koğuş, Grev, Arka Sokak, Kardeş Payı, Babil Kulesi,
Dünyada Harp Vardı, Mahalle Kavgası, İşsiz, Önce Ekmek, Küçükler ve Büyükler (ölümünden sonra)
Öykülerinden yapılan derlemeler Bilgi Yayınevi'nce dört cilt olarak yayınlandı:
cilt Yağmur Yüklü Bulutlar;
cilt Kırmızı Küpeler;
cilt Oyuncu Kadın;
cilt Serseri Milyoner/İki Damla Gözyaşı Arslan Tomson,
İnci'nin Maceraları *
Roman:
Baba Evi, Avare Yıllar, Murtaza, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Suçlu, Devlet Kuşu, Vukuat
Var, Gâvurun Kızı, Küçücük, Dünya Evi, El Kızı, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları (Eskici
Dükkânı adıyla, Gurbet Kuşları, Sokakların Çocuğu, Kanlı Topraklar, Bir Filiz Vardı, Müfettişler
Müfettişi, Yalancı Dünya, Evlerden Biri, Arkadaş Islıkları, Sokaklardan Bir Kız, Üç Kâğıtçı, Kötü Yol,
Kaçak, Tersine Dünya
"Baba evi"nde çocukluk yıllarını, "Avare Yıllar" da gençliğini anlattı.








Oyun:
İspinozlar, 72. Koğuş
Ara:
Nazım Hikmet'le Üç buçuk Yıl
İnceleme:
Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili
Notlar
Röportaj: .
İstanbul'dan Çizgiler
YAŞAR KEMAL (1922-...)


İlk önce folklor araştırmalarıyla yazı
hayatına başlamıştır.
Yapıtlarında Torosları, Çukurova'yı, Çukurova insanının acı
yaşamını, ezilişini, eşkıyaların ve ağaların yaptıklarını, ırgatları,
halkın sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu
çarpıcı bir biçimde ortaya koyar. Anadolu'nun özellikle de
Çukurova yöresinin Cumhuriyet döneminde yaşadığı sorunları,
doğası ve gelenekleriyle öyküleyen; öykülerken de şiirli bir anlatımına doğa coşkusunu, yazgıyı, acıyı, savaşı katan özgün bir
yazardır. Yeni Türkiye'nin kalkınmasında ihmale uğramış
özettikle köy ve kasabadaki Osmanlıdan kalma bozuk ve
dengesiz toprak düzeni ile yöre insanının bu bozuk yapıda
yaşadığı çatışmaları anlatır; bu düzeni eleştirir. Amacı geleneksel
ile çağdaşı, gerçek ile düşü, toplumsal bildiri ile duygu ve
coşkuyu birlikte vermektir. Bunun için geleneksel sözlü ya da
yazılı halk ürünlerinden, biçim, tema ve motiflerden yararlanır.



Eserleri:
Roman:
Teneke, Beyaz Mendil, İnce Memed







Namus Düşmanı, Ala Geyik, Ölüm Tarlası
İnce Memed II, Yılanı Öldürseler
İnce Memed III, İnce Memed IV, Orta Direk
Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yumurcuk Kuşu
Kale Kapısı, Yer Demir Gök Bakır, Üç Anadolu Efsanesi, Ölmez Otu, Ağrı Dağı Efsanesi, Çakırcalı Efe, Yusufçuk Yusuf
Al Gözüm Seyreyle Salih, Kuşlar da Gitti














Höyükteki Nar Ağacı, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Karınca, Allahın Askerleri, Deniz Küstü, Kale Kapısı, Bir Ada Hikâyesi: Fırat Suyu Kan Akıyor,
Karıncanın Su içtiği, Tanyeri Horozları, Kanın Sesi
Destansı romanları: Üç Anadolu Efsanesi, Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırın Efe
Öykü:
Sarı Sıcak, Teneke, Bütün Hikâyeler, Kuşlar da Gitti
Röportaj:
Yanan Ormanlarda Elli Gün, Çukurova Yana Yana Peri Bacaları, Bir Bulut Kaynıyor, Allahın Askerleri
Fıkra-deneme:
Taş Çatlasa, Baldaki Tuz, Ağacın Çürüğü
Derleme:
Ağıtlar
Çocuk kitabe
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
minval üzere büyür. Bir de komşuları Hatçe'ye sevdalanır. Onunla geceleri gizli gizli buluşurlar. Sevdaları erişilmez bir sevda olur. Bir gün İnce Memed'le
arkadaşı Mustafa, kasabaya gitmek isterler. Bu köylerden kasabaya kimse gidemez. Gidenler de Apti Ağa'nın izniyle giderler. Memed'le Mustafa ava gitme
bahanesiyle yola düşerler.
TARIK BUĞRA (1918-1994)


İnsanın iç dünyasına yönelerek, öyküle-meye bir yenilik
getirmek istemesine karşın, özentili ama yer yer özensiz bir
anlatımı vardır
1950'lerin toplumculuğu benimsemiş egemen edebiyat
anlayışından ayrı bir yol izlemiştir. Anlatıları kesin,
kuruluşu pürüzsüz cümleleriyle, kılı kırk yararcasına
yaptığı karşılaştırmalarla, yeni edebiyatın anlatımına
yerleşen o film çabukluğuna kapılmamış; edebiyata has o
eski, rahat ye sakin anlatış temposunu kullanmıştır.
Düşünsel ve yazınsal tercihlerindeki farklılığı bir süre sonra
yalnızlaştırır onu.

Tarık Buğra'nın kendine özgü varoluşçu felsefesini ve
muhafazakâr psikolojisini en iyi 1960 öncesinde yazdığı
hikâyeleri ve "Siyah Kehribar" romanı yansıtır. Muhafazakârlığının bir duruş olmaktan çıkarak siyasi bir tavra
dönüştüğü, ancak tavrını bir dünya görüşü, bir felsefe
zemininde temellendirdiği ölçüde, Türk-İslam sentezine
dayandırmak zorunda kalmıştır. Romanlarında siyasi olana
yaptığı vurgu arttığı ölçüde ihmal ettiği estetik değerleri
edebiyat adına bir kayıp olarak kaydetmek gerekir.









Eseleri:
Öykü:
Yarın Diye Bir Şey Yoktur, Oğlumuz, İki Uyku Arasında, Hikâyeler
Roman:
Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara'da, Siyah Kehribar, İbişin Rüyası,
Firavun İmanı, Dönemeçte, Gençliğim Eyvah, Yalnızlar, Osmancık,
Yağmur Beklerken, Dünyanın En Pis Sokağı
Oyun:
Ayakta Durmak İstiyorum, İbişin Rüyası, Güneş ve Aslan Patron,
Sıfırdan Doruğa- Patron
Düzyazı:
Gagaringrad (gezi), Gençlik Türküsü (fıkra), Düşman Kazanmak
Sanatı, Bu Çağın Adı, Politika Dışı, Güneş Rengi Bir Yığın Yaprak
ORHAN SAİK GÖKYAY (1902-1994)

Çeşitli lise ve üniversitelerde öğretmenlik yapmış,
edebiyat dersleri vermiş, önceleri âşık tarzına
uygun, çoğunlukla ulusal konuları işleyen lirik
şiirler yazmıştır. 1940'jardan sonra edebiyat tarihi,
folklor ve Halk edebiyatı araştırmalarına yönelir.
Eski metinleri incelemiş, eklediği notlarla birlikte
sadeleştirilmiş basımlarını hazırlamıştır. Daha çok
inceleme ve araştırmalarıyla tanınan sanatçı
özellikle Dede Korkut kitabı üzerindeki özenli
çalışmalarıyla tanınmıştır










Eserleri:
Şiir:
Birkaç Şiir-Poems
-Sadeleştirme-düzenleme:
Dede Korkut, Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları,
Dedem Korkudun
Kitabı
Kâtip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti, Eseri
Kâtip Çelebi'den Seçmeler,
Kabusnâme (Mercimek Ahmed'in Keykavuş'undan çeviri)
Eşkâl-i Zaman (Ahmet Rasim'den) Ferah-Cerbe






Fetihnamesi (Zekeriyazâde'den)
Mevâ-idü'n Nefâis fi Kavaidi'l Mecâlis
(Görgü ve Toplum Kuralları Üzerinde
Ziyafet Sofraları)
(Gelibolulu Mustafa Ali'den)
Hâlâtü'l Kahire mine'l Adâti'-z Zahire
Eleştiri:
Destursuz Bağa Girenler
CAHİT KÜLEBİ (1917-1997)

1940 sonrasında başlayan şiirimizin yenileşmesi hareketinde
kendine özgü bir yeri vardır. Memleketçi şiirimize yeni bir
ses getirmiştir. Rahat anlatımı, içtenlik ve duyarlılığıyla ilgi
çeken titiz bir şairdir. Anadolu'yu derinliğine duyup yazar.
Şiirlerinin ses-lirizm yönü zengindir. Yurdumuzun ilkel
katıksız coğrafyalarından hareket ederek, "dağ çeşmeleri
gibi serin tertemiz bir şiir" söylemek dileğindedir. İyimser
açık ve gerçekçidir. Şiirlerinde tertemiz bir Türkçe,
Karacaoğlan'ı andıran bir içtenlik, yeni bir romantizm,
içten bir duyarlılık vardır







Eserleri:
Şiir:
Adamın Biri, Rüzgâr, Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda,
Yeşeren Otlar, Süt, Şiirler, Türk Mavisi, Sıkıntı ve
Umut, Yangın, Bütün Şiirleri, Güz Türküleri
Anı:
İçi Sevda Dolu Yolculuk
Düzyazı:
Şiir Her Zaman
EFLATUN CEM GÜNEY (1896-1981)


Değişik illerde dergi ve gazeteler çıkar- f mıştır. İstanbul'a geldikten
sonra folklor | çalışmalarını yoğunlaştırmış; halk hikâye, masal ve
efsanelerini derleyerek kitap-laştırmıştır. Derlediği masalları, özünü
bozmadan, fakat yeni bir üslup içinde yeniden yazmıştır. "İstanbul
Radyosu'nda yaptığı "Bir Varmış Bir Yokmuş" programıyla büyük
ilgLtoplayan Eflatun Cem Güney'in masal, halk hikâyesi, halk
fıkrası, âşık edebiyatı, folklor ve halk eğitimi alanlarındaki yapıtları
çekici bir İstanbul Türkçesiyle işlenmiş örneklerdir. Halk
hikâyelerimizin, efsanelerimizin, geleneksel yapısını ruhunu,
bozmadan bunlara modern bir sanat niteliği kazandıran usta bir
masalcımızdır. Türk folklor ürünlerini sadece sözden yazıya geçirmekle
kalmayarak onları değerlendirmiştir. Folklor çalışmalarıyla ün
kazanmış, kimi yapıtlarıyla "Masal Baba" unvanını almıştır.






Eserleri:
■Şiir: Matem
'Monografi:
Erzurumlu Emrah
Diğer eserleri:
Nar Tanesi, Sabırtaşı, En Güzel Türk Masalları, Halk Şiiri
Antoloji, Zümrütanka, Açıl Sofram Açıl, Akıl Kutusu, Bir
Varmış Bir Yokmuş, Evvel Zaman İçinde, Dede Korkut
Masalları, Kerem ile Aslı, Gökten Üç Elma Düştü, Az
Gittim Uz Gittim, Atatürk'ün Hayatı ve Eserleri, Folklor ve
Eğitim, Folklor ve Halk Edebiyatı, Nasreddin Hoca
Fıkraları
MUHSİN ERTUGRUL (1892-1979)

Türk tiyatro adamı; oyuncu, yönetmen,
yönetici, eğitmen, çevirmen, makale yazarı,
sinema yönetmeni; çağdaş Türk
tiyatrosunun kurucusudur. Kendi deyişiyle,
"daha düzenli, daha iyi ve daha güzel olana
erişmeyi amaçlamış tiyatro anlayışını
(meliorizmi)" benimsemiş, çağdaş Batı
tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştırmıştır.



Eserleri:
insan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim,
Benden Sonra Tufan Olmasın
ARİF NİHAT ASYA (1904-1975)


Sanatçının henüz bir aylıkRen babası ölür.
Akrabalarının himayesinde büyümüştür. Bu
yüzden şiirlerinde "öksüzlüğün acısını derinden
duymuş ve duyurmuştur. Çeşitli liselerde edebiyat
öğretmenliği yapmış, milletvekili olmuştur.
Edebiyatımızda "Bayrak şairi" olarak tanınan şair,
"Bayrak" şiirini Adana'nın kurtuluş günü olan "5
Ocak" tarihinin heyecanı ile yazar.
Çok renkli ve değişik biçimli şiirler yazmış, son
şiirlerinde biraz da mistisizme yönelmiştir.





Eserleri:
Şiir:
Heykeltıraş, Yastığımın Rüyası, Ayetler, Kubbe-i Hadrâ,
Kökler ve Dallar, Emzikler, Aynalarda Kalan, Kıbrıs Rubaileri, Avrupa'dan Rubailer, Kova Burcu, Bir Bayrak
Rüzgâr Bekliyor, Rubâiyyât-ı Arif -I-, Rubâiyyât-ı Arif -II-,
Dualar ve Âminler, Fatihler Ölmez ve Takvimler, Ses ve
Toprak, Nisan
Düzyazı:
Kanatlar ve Gagalar (özdeyişler), Enikli Kapı (makaleleri),
Top Sesleri, Aramak ve Söyleyememek, Ayın Aynasında,
Kanatlarını Arayanlar, Kubbeler
BEHÇET NECATIGIL (1916-1979)


Değişik dergi ve gazetelerde çıkan şiirleriyle tanınmıştır. Otuza yakın
kitap çevirmiştir. Radyo oyunları yazmış, edebiyat tarihiyle ilgili
çalışmalar yapmıştır. İlk şiir kitapları "Kapalıçarşı",Çevre."nin
ardından yayınlanan "Evlerde Divan ve Halk şiirlerini sıcak bir lirizmle
bir araya getirdiği şiirleri yer alır. Bundan sonraki kitaplarında uzun
dizelerle yeni bir biçem arayışına yönelir. "Yaz Dönemeci" kitabında
günlük dilden ustaca yararlandığı görülür. Sonraki şiirlerinde iç dünyasından yansımalar, anımsamalar ve tedirginliklerle lirizmin özgün
örneklerini vermiştir. Son şiirlerinde geleneksel Türk şiirinin söyleyiş
uygulamalarını denemiştir. Bir arayış, yeni bir şiir dili kurmak amacıyla
ilk yapıtından sonuncuya kadar bir gelişme içindedir.
Evreni, insan topluklarını sembolist bir gerçekçilikle mısralarında işler.








Eserleri:
Şiir:
Kapalı Çarşı, Çevre, Evler, Eski Toprak, Arada, Dar Çağ, Yaz Dönemi,
Divançe, İki Başına Yürümek, En/Cam, Zebra, Kareler Aklar,
Sevgilerde, Beyler, Söyleriz
Düzyazı:
Bile/Yazdı, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü Edebiyatımızda Eserler
Sözlüğü
Radyo oyunları:
Yıldızlara Bakmak, Gece Aşevi, Üç Turunçlar, Pencere
"Yalnızlık Bir Yağmura Benzer" ismiyle çeviri şiirleri yayınlanmıştır.
SABAHATTİN EYÜBOĞLU (19081973)

Çok yönlü bir yazın adamıdır. Denemeci,
sinemacı, sanat tarihçisi ve çevirmendir. O
etkinliklerinde halka ve köye yönelmek,
Doğu-Batı köprüsü kurmak ve hümanizmi
benimsemek ilkelerine bağlıdır. Sanat ve
toplum sorunlarına kuvvetli bir kültürle
yaklaşır.



Eserleri:
Deneme:
Mavi ve Kara, Köy Enstitüleri Üzerine,
Yunus Ermeye Selam, Bütün Yazıları, Pir
Sultan Abdal, Avrupa Resminde Gerçek
Duygusu, Anadolu Ormanları, Siyah Kalem,
Surname, Anadolu Yolları, Karanlıkta
Renkler, Gökyüzü Mavi Kaldı, Politika
Sanatı, Hitit Güneşi,
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911 1975)

Türkiye'nin en usta ressamlarındandır_ Ses Dergisinde
sanat ve estetik konusunda düzenli yazılar yazmıştır. Şiire
lise yıllarında başlamış; ilk şiirleri Varlık, Yedi-tepe, Ses,
İnsan gibi dergilerde yayınlamıştır. İlk şiir kitabı "Yaradana
Mektuplar" 1941'de basılmıştır. Şiirlerinde de resimlerinde
olduğu gibi Halk edebiyatının zengin motiflerinden
esinlenmiş, yararlanmıştır. Yalın bir dille, içten, lirik şiirler
yazan sanatçı, modern resim görüşünü şiire uygular. Şiirlerinde resimden gelen renk bolluğu, göz alıcı sıfatlar ve
derin halk sevgisi yer alır. Ona göre, köy türkülerinde ve
köy nakışlarında hepimizin olan bir öz var. Bu öz,
yüzyılların ve yüz binlerin emeği olan bir baldır.

Toplumcu, halk sevgisiyle dolu, kuvvetli
kafiyelere bağlı, fikirlerle örülü, renkli
mısralarını, argoya varan bir halk diliyle
işler. Şiir, fıkra, gezi, hikâye türlerinde eser
vermiştir.
CEVAT SAKİR KABAAĞAÇLI (18901973)


Halikaras Balıkçısı lakaplı yazarımız, Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazılar yazmış, kapak resimleri
ve süslemeler yapmış, karikatürler çizmiştir.
Öykü ve romanlarında olduğu gibi anı, mitologya ve söylencelerinde doğa ve deniz tutkusu, insan
sevgisi, Anadolu uygarlığı, kişiliğini etkileyen başlıca unsurlardır. Cevat Şakir, çevresinden evrensele
uzanır. Edebiyatımızda çevre gelenekselinden evrensele uzanan ilk yazardır. Yapıtlarındaki olaylar
genellikle sıradan değil, seçkin yani az rastlanır niteliktedir. Öykü ve roman tekniğinde belli bir düzen
yoktur. Çoğunlukla öyküleme ya da anı anlatma biçiminde yazar. Dili oldukça yalındır. Coşkun, şiirli
diline güvenerek üs|up ve tekniğe pek önem vermez, konu dışı bilgilerle kompozisyon bütünlüğünü
bozar.






Eserleri:
Roman:
Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocuğu, Uluç Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri
Öykü:
Ege Kıyılarında, Merhaba Akdeniz, Ege'nin Dibi, Yaşatsın Deniz, Gülen Ada, Ege'den, Gençlik
Denizlerinde, Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek, Parmak Damgası










Anı:
Mavi Sürgün
Çocuk kitapları:
Denizin Çağrısı
Yol Ver Deniz
Deneme-inceleme-mitoloji:
Anadolu Efsaneleri, Anadolu Tanrıları, Anadolu'nun Sesi, Hey Koca
Yurt, Çiçeklerin Düğümü, Düşün Yazıları
Diğer yapıtları:
Sonsuzluk Sessiz Büyür, Merhaba
SUUT KEMAL (1903_1980)

SUUT KEMAL (1903_1980)

Yazın hayatına şiirle atılıp SUUT SAFFET adıyla şiirler, mensur şiirler yazmış; dene'meleriyle ün kazanmıştır. Deneme, eleştiri, şiir, mensur şiir, inceleme, biyografi, edebiyat
tarihi, çeviri alanlarında yapıt vermiştir. Edebiyatın türlü konuları üzerindeki görüşlerini
zaman zaman açık, anlaşılır bir dille kaleme alarak demene türünün en başarılı temsilcilerinden biri olmuştur. Denemelerinda genellikle sanat, edebiyat, roman, şiir, kitap
okumak üzerinde durmuştur. Sağlam bir dil anlayışıyla denemelerinde, denemeden çok
makaleye yaklaşmış, bilim adamı kişiliyle denemeci yanını birleştirmiştir. Edebiyatla ilgili
görüşleri kesin sonuçlara varmadan, yalın bir dille eleştirir.
Eserleri:
Deneme:
Edebiyat Konuşmaları, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Düş'ün Payı, Yokuşa
Doğru, Şiir Üzerine Düşünceler, Denemeler
İnceleme:
Sanat Felsefesi, Estetik, Ahmet Haşim ve Sembolizm, Edebi Meslekler, Estetik
Doktrinler, Baudelaire ve Kötülük Çiçekleri





HASAN ALİ YÜCEL (1897-1961)






Milli Eğitim Bakanlığı'nda bakanlık da dahil olmak üzere çeşitli görevlerde bulunmuştur. Köy enstitülerini kurarak eğitim ve bilimi Türk köylerine kadar
ulaştırmıştır. Dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesini sağlamıştır.
Gazetelerde makaleler yazmış; şiirlerini önce aruzla, sonra heceyle yazmıştır.
Asıl önemli yanı Türk kültürü ve eğitimine yaptığı unutulmaz hizmetlerdir.
Eserleri: Şiir:
Dönen Ses, Sizin için, Dinle Benden
Düzyazı:
Goethe, Bir Dehanın Romanı, Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış, Pazartesi
Konuşmaları, içten Dışa, Türkiye'de Ortaöğretim, Davalar ve Neticeleri,
Hürriyete Doğru, iyi Vatandaş İyi İnsan, Kıbrıs Mektupları, Edebiyat
Tarihimizden, İngiltere Mektupları, Türkiye'de Maarif, Hürriyet Gene Hürriyet
PERTEV NAİLİ BORATAV (19071998)



Türkiye'nin önde gelen folklor ve Halk edebiyatı
araştırmacısıdır
Eserleri:
Köroğlu Destanı, Halk Hikâyeleri ve Halk
Hikâyeciliği, Halk Edebiyatı Dersleri, İzahlı Halk
Şiiri Antolojisi, Pir Sultan Abdal, Folklor ve
Edebiyat I, Folklor ve Edebiyat II, Zaman Zaman
İçinde, Az Gittik Uz Gittik, 100 Soruda Türk Halk
Edebiyatı, 100 Soruda Türk Folkloru, Nasreddin
Hoca









KEMAL BILBAŞAR (1910-1983)
Önceleri Batı Anadolu'daki küçük kent ve kasaba
insanlarının ilişkilerini, yaşamlarını ele almıştır.
Eserleri:
Öykü:
e'.
-rV Anadolu'dan Hikâyeler, Cevizli Bahçe, Pembe Kurt, Uç
Buutlu Hikâyeler, Irgatların Öfkesi, Pazarlık, Kurbağa
Çiftliği (çocuk öyküleri)
Roman:
Denizin Çağırışı, Ay Tutulduğu Gece, Cemo, Memo, Yeşil
Gölge, Yonca Kız, (çocuk romanı) Başka Olur Ağaların
Düğünü, Kölelik Dönemeci, Bedoş, Zühre Ninem
RIFAT İLGAZ (1911-1993)













İlk şiirleri ile yazıları, Kastamonu'da yayınlanan "Nazikter" ve "Açıksöz" dergileri ile "Güzel
İnebolu", "Güzel Tosya", "Samsun" gazetelerinde çıkmıştır. Kişisel duygularını yansıttığı ölçülü
uyaklı bu dönem şiirlerini sonraki kitaplarına almamıştır
Eserleri:
Şiir:
Yarenlik, Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Üsküdar'da Sabah Oldu, Soluk Soluğa, Karakılçık, Uzak Değil,
Güvercinim Uyur mu, Kulağımız Kirişte, Ocak Katırı Alagöz, Bütün Şiirleri
Roman:
Karadeniz'in Kıyıcığında, Karartma Geceleri, Sarı Yazma, Yıldız Karayel
Anı:
Yokuş YuKarı, Biz de Yaşadık, Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra
Mizah, öykü ve roman:
Radarın Anahtarı, Don Kişot İstanbul'da, Bizim Koğuş, Hababam Sınıfı, Kesmeli Bunları, Nerde O
Eski Usturalar, Saksağanın Kuyruğu, Şevket Ustanın Kedisi, Geçmişe Mazi, Altın Eskicisi, Palavra,
Tuh Sana, Çatal Matal Kaç Çatal, Bunadı Bu Adam, Keş, Al Atını, Hababam Sınıfı-Uyanıyoı, Sosyal
Kadınlar Partisi, Apartman Çocukları, Çalış Osman Çiftlik Senin 1984
Çocuk kitapları;
Öksüz Civciv, Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Sigara Çocukları, Bacaksız Paralı Atlet
CEYHUN ATIF KANSU (1919-1978)






İlk şiirlerini lise öğrencisiyken halk şiiri geleneklerinden yararlanarak yazmış
ve bunlar, okul dergisinde yayınlanmıştır. Ardından şiirleri İnkılâpçı Gençlik,
Ülkü, Yücel, Millet, İstanbul gibi" dergilerde yer bulmuştur. Çocuk hastalıkları
doktoru olarak Anadolu'ya gidince bin bir çilenin, hastalığın, cahilliğin,
yoksulluğun pençesinde kıvrananların; öksüz, bakımsız, kimsesiz çocukların
şairi olmuştur
Eserleri:
Şiir:
Bir Çocuk Bahçesinde, Bağbozumu Sofrası, Çocuklar Gemisi, Yanık Hava,
Haziran Defteri, Yurdumdan, Bağımsızlık Gülü, Sakarya Meydan Savaşı,
Buğday, Kadın, Gül ve Gökyüzü, Tüm Şiirleri
Makale-deneme:
Devrimcinin Takvimi, Ya Bağımsızlık Ya Ölüm, Köy Öğretmenine Mektuplar,
Atatürkçü Olmak, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı, Balım Kız Dalım Oğul, Halk
Önderi Atatürk, Cumhuriyet Ağacı, Sevgi Elması
TAHİR ALANGU (1915-1973)




Yazarlık hayatına şiirle girmiştir. Folkloru
benimsemiş, inceleme ve eleştiride karar kılmıştır.
Hikâyeciliğimiz ve romancılığımız üzerine yoğun
ve titiz bir araştırmaya girişmiştir.
Eserleri:
Araştırma:
Cumhuriyet'ten Sonra Hikâye ve Roman, Ömer
Seyfettin'in Bütün Eserleri, Ülkücü Bir Yazarın
Romanı, Türkiye'de Folklorun El Kitabı, Sait Faik
İçin, Ataç'a Saygı
CAHİT ZARIFOGLU (1940-1987)


Çeşitli kurum ve kuruluşlarda muhasebeci,
çevirmen, düzeltmen, teknik sekreter olarak
çalışmış; öğretmenlik yapmıştır.
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (19041946)




Anadolu'da görev yaptığı sırada gezip
gördüğü yerlerdeki izlenimleri, şiirlerinin
temel konusudur.
Eserleri:
Şiir:
Deniz Sarhoşları, Yayla Dumanı, Sarıkız
Mermerleri, Yayla Dumanı
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN (19261984)

On yaşında ilk şiirlerini yazmış, bunları on dört yaşında okuyucunun karşısına
çıkmıştır. En çok aşk, ölüm, çaresizlik, yalnızlık, temalarını işler. Şiiri bir
kelime sanatı olarak görür.



Eserleri:
İnsanoğlu, Deniz Musikisi, Dillere Destan, Dolmuş, Aşkımızın Son
Çarşambası, Bir Daha Ölmek, Kör Ayna, İki Kişiye Bir Dünya, Karanlığın
Gözleri, Akıllı Maymunlar, Seninle Ölmek İstiyorum, Üstüme Varma İstanbul,
Sahibini Arayan Mektuplar, Yeni Dünya Rekoru, Sevenler Ölmez, Çigan Gözler,
Ötesi Yok, Hüzün Şarkıları, Bir Gün Anlarsın, Sadrazamın Sol Kulağı,
Mihribana Şiirler, Taşlar ve Başlar, Biraz Kül Biraz Duman, Avrupa Görmüş
Adam, Toprak Olana Kadar, Göbek Davası, Ben Seni Sevdim mi, Halktan
Yana, Aşk mtydı O, Önce Sen Sonra Sen, Rubailer, Yalan Bitti, En Eski Yalnızlığımda Aşk Benim, Acılar Denizi, Dikiz Aynası, Şiirle Kırk Yıl, Yüz Yıl
Yanarım Yanmayı Öğrendimse, İki Kişiye Bir Dünya
RUŞEN EŞREF ÜNAYDIN (18921959)






Yazarlık hayatına mütercimlikle başlamıştır. Yeni
Gün muhabiri olarak Kafkasya'ya, Tasvir-i Efkar
muhabiri olarak Sivas'a gitmiştir.
Eseleri: Röportaj:
Diyorlar ki
Anı-sohbet:
Geçmiş Günler, Ayrılıklar, Atatürk'ü Özleyiş,
Atatürk, Tarih ve Dil Kurumları
Tasvir: Boğaziçi
MAHMUT YESARI (1895-1945)








Halkm diliyle yazan, halkın içinde yaşayan, halkın dertlerini yansıtan gerçekçi bir yazardır. Asıl edebî kişiliği, küçük hikâye ve tiyatrolarından çok, romanlarında görülür. Günlük
yaşantıların yanı sıra sosyal konulara eğilir. Hikâye ve tiyatrolarında mizaha, duygusal bir gerçekliğe yönelir. Çok sayıda roman oyun, komedi, operet ve hikâye yazmıştır.
Eserleri:
Roman:
Çoban Yıldızı, Çulluk, Pervin Abla, Ak Saçlı Genç Kız, Geceleyin Sokaklar, Bağrı Yanık Ömer, Kırlangıçlar, Su Sinekleri, Bahçemde Bir Gül Açtı, Tipi Dindi, Aşk Yarışı, Kanlı Sır,
Yakut Yüzük, Bir Kadın Geçti, Sağnak Altında
Hikâye:
Yakacık Mektupları
Oyun:
Hanife Teyze Hizmetçi Arıyor,Sürtük, Erkek Güzeli, Monologlarım














ŞÜKUFE NİHAL (1896-1973)
Başlangıçta Tevfik Fikret'in etkisinde aruz ölçüsüyle şiirler yazarken zaman içinde Milli Edebiyat akımının ilkelerine uygun olarak hece ölçüsünü kullanmaya başlamıştır.
Eserleri:
Şiir:
Yıldızlar ve Gölgeler, Hazan Rüzgârları, Gayya, Yakut Kayalar, Su, Sıla Yolları, Sabah Kuşları, Yerden Göğe, Şukufe Nihal
"Roman:
Domaniç Dağlarının Yolcusu, Renksiz Istırap, Yakut Kayalar, Çöl Güneşi, Yalnız Dönüyorum, Çölde Sabah Oluyor
Oyku:
Tevekkülün Cezası
Gezi notları:
Finlandiya
MEHMET ŞEYDA (1919 -1986)
Öykü ve roman yazarıdır. Psikolojik çözümlemelerin ağır bastığı öykü ve romanlarıyla tanınan yazar, çocukluğunu ve gençlik yıllarını Trakya ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde
geçirmiştir. Lise öğrenimini yarıda bıraktıktan sonra işçilik ve gazete muhabirliği yapmış; çeşitli devlet kuruluşlarında memur olarak çalışmıştır.


Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı









Eserleri: Roman:
Ne Ekersen, Yaş Ağaç, Cinsel Oyun, Bir Gün Büyüyeceksin, Köroğlu Destanı, Sultan Döşeği, İhtiyar Gençlik, Nemrut Mustafa, Süeda Hanımın Ortanca Kızı, İçe Dönük ve Atak,
Yanartaş, Şeytan Çekiçleri, Gerçek Dışı, Ölümsüz Dostluk, Bastıbacak Ermiş
Hikâye:
Beyaz Duvar, Zonguldak Hikâyeleri, Başgöz Etme Zamanı, Oyuncakçı Dükkanı, Garnizonda Bir Olay, Anahİ tarcı Salih, Kör Şeytan, Şehzadenin Başıdır, Çikolata, Düşleme
Oyunu,
Anı:
Çocukluk Yılları, Del’Ali
Deneme:
,.;
Bir Acıdan
VEHBİ CEM AŞKUN (1909-1979)







Halk edebiyatı araştırmacısı, yazar ve şairdir. Yazı hayatına
ciddi anlamda İzmir Öğretmen Okulu'nda okuduğu
yıllarda başlamıştır. İlk yazılarını bu ilde çıkan "Hizmet",
"Ahenk", "Yeni Asır", "Anadolu" ve "Halkın Sesi" adlı
gazetelerde yayımlamıştır.
.Eserleri: Şiirler:
Duyuş, Yayladan Sesler, Geçmiş Günler, Ölümsüz Atamız
İnceleme:
Sivas Şairleri, Merzifon Şairleri, Sivas Folkloru
Hikâye:
Öksüz Yusuf
RAKIM ÇALAPALA (1909-1995)








Çocuklar için yazdığı şiirler ve hikâyelerle
tanındıktan sonra romana geçmiştir. Halk
kitaplarının yanı sıra halkevleri için oyunlar da
yazmıştır.
Eserleri: Çocuk romanı: 87 Oğuz, Mustafa
Roman:
Köye Giden Gelin
Hikâye:
Işıklı Pencere, Aşk İnsanı Güzelleştirir
Şiir:
Yavrukurt Şiirleri
CAHİT UÇUK (1911-2004)












Çocuk edebiyatımıza kazandırdığı eserleri yanında hikâye ve romanlarında yurdun
gündelik yaşamından tatlı bir dille kesitler sunar; gerçekçilik akımını destekler.
Eserleri:
Roman:
Küçük Ev, Kanlı Düğün, Siyah Dantelli Şemsiye, Uçan Su, Değirmentaşı, Hep Yarın,
Güneş Kokusu, Kirazlı Pınar, Sürü Çıngırakları
Öykü:
Cennet Bahçesi, Işıklı Pencere, Kurtların Saygısı, Değişen Sensin, Altın Pabuçlar
Çocuk romanları ve öyküleri:
Türk İkizleri, İran İkizleri, Gümüş Kanat, Yalçın Kayalar, Mavi Ok, Kırmızı Mantarlar,
Üç Masal, Ateş Gözlü Dev, Cepteki Yavrular, Kurnaz Çoban, Herte Verte Pitte, Eve Giren
Güneş, Açılan Pencereler, Esrarengiz Yalı, Mavi Derinliklerdeki Sır, Sırrını Vermeyen
Tabak
Oyun:
Yaşamak İstiyoruz, Gök Korsan, Bileziklerin Sesi
Anı:
Bir İmparatorluk Çökerken, Erkekler Dünyasında Bir Kadın Yazar





MÜKERREM KAMİL SU (1900-1997)
Kadın yazarlarımızdan olan sanatçı, popüler aşk romanlarıyla tanınır.
Çeşitli yerlerde ilkokul öğretmeni olarak çalışmış; Balıkesir'de uzun
yıllar lise edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Ankara Radyosu "Çocuk Saati" Programı'nın şef redaktörlüğünü üstlenmiştir.
Eserleri:
Roman:
Sevgi ve Istırabım, Sus Uyanmasın, Çırpınan Sular, Bir Avuç Kül,
Uyanan Hatıralar, İhtiras, Gençliğimizin Rüzgârı, Özlediğim Kadın,
Aynadaki Kız, Ayrı Dünyalar, Ben ve O, Karakış, Ata'nın Romanı, Bu
Kalp Duracak, Dinmez Ağrı, Istıranca Eteklerinde, Ateşten Damla,
Atatürk Bizimle, Günah Yolu, Uzaklaşan Yol, Olaylar Gemisi, Kaybolan
Ses, Gizlenen Acılar, Bir Avuç Hatıra, İnandığım Allah
FERİDUN FAZIL TÜLBENTÇİ
(1912-1982)

Edebiyat dünyasına şiirleriyle girmesine
rağmen tarihî romanda karar kılmıştır.
Tarihimizin hayranlık uyandıracak şanlı
zaferlerini ulusumuza güven verecek bir üslupla işlemiştir. Sürükleyici, gerçekçi, yalın
bir anlatımı vardır.
Eserleri:


Roman:
Yavuz Sultan Selim Ağlıyor, Sultan Yıldırım
Beyazit, ^ Barbaros Hayrettin Geliyor,
Osmanoğulları, Sultanların 4j Aşkı, İstanbul
Kapılarında, Şah İsmail, Turgut Reis, Ka-§
nuni Sultan Süleyman, Şanlı Kadırgalar






Şiir:
Sabahtan Bir Saat Evvel, Büyük Harpten
Sonrakiler
İnceleme:
Cumhuriyet Nasıl Kuruldu, Türk Atasözleri ve
Deyimleri, Cumhuriyetten Sonra Çıkan Gazete ve
Mecmualar
Radyo konuşmaları:
Geçmişte Bugün, Büyük Türk Zaferleri,
Kahramanlar Geçiyor
ŞEVKET RADO (1913 -1988)

Şiir ve hikâye ile yazın hayatına girmiş; fıkra ve
sohbetleriyle tanınmıştır. Şevket Hıfzı imzasıyla Varlık
dergisinde yayımlanmış şiirlerini yıllar sonra şairliğinin
tarihçesini ve şiirleri üzerine yazılmış eleştirileri de ekleyerek "Şiirler" kitabında toplamıştır. Sohbetleri, genellikle,
gençlere doğru yolu gösteren, onlarda yaşama sevinci
uyandıran, hayat yollarında karşılaşacakları güçlükleri
iyimser bir görüşle yorumlayan bir özellik taşır. Dili
oldukça sadedir. Açık, rahat bir dil örgüsü vardır. Sohbet,
deneme, radyo konuşmaları, gezi notları, fıkra türünde
ürün vermiştir.
Eserleri:





Şiir: Şiirler
Deneme-Sohbet:
Eşref Saat, Ümit Dünyası, Hayat Böyledir,
Aile Sohbetleri,
Gezi: s
50. Yılında Sovyet Rusya
OĞUZ TANSEL (1915-1994)

İlk şiirleri "Servet-i Fünun" ve "Varlık" dergilerinde, ilk yazıları "Halk Bilgisi Haberlerimde yayımlanmıştır. Öğretmenlik, halk
kültürü araştırmacılığı ve ozanlığı, kişiliğinde birbirinden ayrılmaz öğeler olarak
yer alır.
Eserleri:






Şiir
Savrulmayı Bekleyen Harman, Gözünü Sevdiğim
Masal:
Altı Kardeşler, Üç Kızlar, Yedi Devler, Mavi Gelin, Allı ile
Fırfırı
Bektaşi Dedikleri (şiirleştirilmiş Bektaşi fıkraları)
Oğuz Tansel, 1985'te şiirlerini Sarıkız Yolu adıyla, masallarını ise Konuşan Balıkla Yalnız Kız ve Çobanla Beykızı
adlarıyla bir araya getirilmiştir.
OSMAN ATILLA (1922-1978)

Afyon'da doğan Osman Atilla, eğitimini
tamamladıktan sonara Tarım Bakanlığı ve
Türk Dil Kurumunda çalıştı. Bir dönem
milletvekilliği de yapmıştır. Aşkı, yurt
güzelliklerini, insanların günlük yaşamlarını,
gelenekleri, folkloru işlemiştir. Halk şiir
geleneğine bağlıdır.
Eserleri






Şiir:
Sabahleyin, Güpegündüz, Gözlerimin
Söylettiği
İnceleme:
Afyonkarahisar Türküleri
Antoloji:
Memleket Şiirleri, Türk Kahramanlık Şiirleri
Antolojisi
İBRAHİM ZEKİ BURDURLU (19221984)

Modern şiirle halk şiirimizi kaynaştırmaya çalışır.
Şiirlerinde kişisel duyguların yanı sıra toplumsal
konuları da işler. İlk şiirlerinde görülen anılarına
sıkı sıkıya bağlılık, daha sonra yerini Atatürk
sevgisine, Kıbrıs özlemine, memleket gerçeklerine
bırakır. Doğup büyüdüğü yerlerin yöresel
renkleriyle yaşantılarını, halk şiiri geleneklerinden
yararlanarak kendine özgü bir dille yansıtır. Şiir,
masal, antoloji, türlerinin yanında öğretici nitelikli
eserler vermektedir.
Eserleri:




Şiir:
Toprak İnsanları, Toprağın İçindeki Toprak,
Burdur'da-ki Mahallemiz, Keloğlan, Basık
Tavan, Bir Köyden Bir insan Lefkoşa,
Minnacık Ada, Günaydın Yavru Kıbrıs,
Atatürk'üm, izmir'in Mor Atları
Masal:
Nar Güzeli, Dileği Gerçekleşmeyen Kız,





Güllü Padişah, Sihirli Gül
Çocuk Romanı:
Can Memiş
Antoloji:
Şiirimizde Öğretmen, Öğretmen Şairler
Antolojisi
MEHMET ÖNDER (1926-...)

Henüz on sekiz yaşında Konya'daki dergi ve
gazetelerde yayımladığı şiir ve yazılarıyla
edebiyat dünyasına girer. Kültür
kaynaklarımızı, bizi biz yapan folklor
kaynaklarımızı inceler. Geçmişe, ulusal
kültüre dayalı, ileri bir ulus olabilmemiz
için, ulusal değerleri yaşatmak zorunda
olduğumuzu savunur.
Eserleri:




Şiir:
Zafer Yolunda, Köyün Bağrından, Mevsim Sonu,
Diğer Eserleri:
Seyahatnamelerde Konya, Konya Basın Tarihi,
Konya Maarif Takvimi, Tarihi Turistik Konya
Rehberi, Konya Çeşme ve Şadırvanları, Konya
Camileri, Anadolu Efsaneleri, Mesneviden
Hikâyeler, Şehirden Şehre, Kırşehir Güldestesi
İBRAHİM ÖRS (1928-...)


Günümüz yazarlarındandır. Romancılığının
yanında
gazetecilik kişiliği de vardır. Çocuk
edebiyatına merak « sarmış, çocuk
romanlarıyla ün kazanmışıtır.
Eserleri:


Roman:
Muhtarın Yeğenleri, Onur Çocuğu,
Mücahitin Oğlu Canbazlar Kralı, Almanya
Öyküsü, Balıklı Köy
BEKİR YILDIZ (1933-1998)

Hikâyelerinde dolambaçlı yollardan kaçınır,
işlenmemiş konuları çoğunlukla da Urfa
köylerinin yaşantısını yansıtır. Diyalektik
açıdan Anadolu insanının acı kaderini işler.
Eserleri:






Roman:
Türkler Almanya'da, Halkalı KöleHikaye:
Reşo Ağa, Kara Vagon, Kaçakçı Sahan, Sahipsizler,
Evlilik Şirketi, Beyaz Türkü, Alman Ekmeği,
Dünyadan Bir Atlı Geçti, İnsan Posası, Demir
Belek, Olumsuz Kavak, Acılı Çocuklar
yun: ç Vatandaş
Röportaj:
Güneydoğu Zindanı, Harran
NİHAD SAMİ BANARLI (1907-1974)

Edebiyat tarihçisi ve yazardır. Liseler için
yazdığı ders kitapları ortaöğretim kurumlarında uzun süre okutulmuştur. Resimli
Türk Edebiyatı adlı eserinde Türk edebiyatı
sözlü dönemden başlanarak ve Türk
tarihinin dönemleri esas alınarak, yüzyıllar
içindeki gelişim, akımlarla birlikte
sergilenmeye ve değerlendirilmeye
çalışılmıştır.

Resimli Türk Edebiyatı adlı bu eser büyük bir
gereksinmeyi karşılamıştır. Ne var ki Banarlı başka
yapıt ve yazılarında olduğu gibi bu eserindeki
değerlendirmelerinde yansız kalamamış,
geleneksel milli ve manevi değerleri sanat ve
estetik değerlerin üzerinde tutmuştur. Onun sanat
ve estetik anlayışının en üst göstergesi Yahya
Kemal'dir. Bu yönüyle çağdaş yenilikleri,
Türkçenin özleşmesini benimsediği söylenemez.
Eseleri:

Türkçenin Sırları, Yahya Kemalin Hatıraları,
Yahya Kemal Yaşarken, Resimli Türk
Edebiyatı Tarihi, Edebi Bilgiler, Metinlerle
Türk Edebiyatı, Metinlerle Edebi Bilgiler,
Kültür Köprüsü, Tarih ve Tasavvuf
Sohbetleri, Bir Dağdan Bir Dağa, Şiir ve
Edebiyat Sohbetleri
ORHAN HANÇERLIOGLU (19161991)

Hikâye ve romanlarında yurt sorunlarını ele
alan, her eserinde değişik biçim yapısı ile
okurun karşısına çıkan bir sanatçıdır. Sanat
anlayışını, gerçeğe sanatçı eliyle yeniden
biçim vermek olarak açıklar. Yurt köşelerine
ilişkin gözlemlerini yansıtır. Düzyazı
türlerinin yanında şiir de yazmıştır.
Eserleri:








Şiir:
Kıvılcım
Roman:
Karanlık Dünya, Büyük Balıklar, Oyun, Ekilmemiş
Topraklar, Ali, Kutu Kutu İçinde, Yedinci Gün,
Bordamıza Vuran Deniz
Hikâye:
İnsansız Şehir
İnceleme:
Başlangıcından Bugüne Kadar Özgürlük
Düşüncesi, Erdem Açısından Düşünce Tarihi
FAKIR BAYKURT (1929-1999)

Yazmaya şiirle başlamıştır. Orhan Veli
çizgisinde; ama köy hayatı içerikli şiirler
yazmıştır. 1950'den sonra öykü ve romana
yönelir. Hikâyeden romana geçer. Yazılarla,
anılarla içinde doğup büyüdüğü köy
sorunlarımızı toplumcu gerçekçi bir görüşle
anlatır.
Eserleri:



Roman:
Rezil Dünya, Elleri Sesinin Rengindeydi,
SarduvanÖykü:
Çilli, Efendilik Savaşı, Karın Ağrısı, Cüce
Muhammet, Anadolu Garajı, On Binlerce
Kağnı, Can Parası, İçerdeki Oğul, Sınırdaki
Ölü, Gece Vardiyası, Barış Çöreği, Duirsbug
Treni, Bizim İnce Kızlar, Dikenli Tel






Toplum-Eğitim Yazıları:
Efkâr Tepesi, Şamaroğlanları, Kerem ile
Aslı, Kale Kale
Çocuk Kitapları:
Topal Arkadaş, Yandım Ali, Sakarca, Sarı
Köpek, Dünya Güzeli, Saka Kuşları
Şiir:
Bir Uzun Yol
FAİK BAYSAL (1922-2002)


Çeşitli liselerde Fransızca ve İngilizce öğretmenliği yapmış;
gazetelerde, dergilerde çalışmıştır. Edebiyata şiirle girmiş
romanlarıyla tanınmıştır. Gerçekçi bir yaklaşımla işlediği
konular, çoğunlukla İstanbul'un yoksul semtleri ve
Adapazarı yörelerinde geçer. Kendine özgü yalın, devrik
cümlelerle örülü usta bir dili, destansı bir anlatımı vardır.
İkinci Dünya Savaşı boyunca yedek subay olarak orduda
görev almıştır. Başından sonuna kadar Meydan
Larousse'un çalışmalarına katılmış; ilk romanı Sarduvan'ı
1944 yılında yayınlamıştır. Arkasından çok sayıda şiir, öykü
ve roman yazmıştır
SABAHATTİN KUDRET AKSAL
(1920-1993)

Şair, hikâye ve oyun yazarıdır. Şiirlerinde
yaşama sevincini, hikâye ve oyunlarında
psikolojik gözlemlerini anlatır. Şiirin bir
düşünceyi, bir duyguyu en güçlü biçimi ile
veren bir sanat olduğuna inanır.
Şairanelikten, süsten arınmış yalın bir
söyleyişi vardır.
Eserleri:








Şiir:
Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Duru Gök, Elinle, Bir
Sabah Uyanmak, Çizgi, Ağzında Bir Sevi
Oyun:
Şakacı, Evin Üstündeki Bulut, Bir Odada Üç Ayna,
Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede Şenlik Var, Bay
Hiç, Sonsuzluk Kitabevi
Hikâye:
Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvanlar
Deneme:
Geçmişle Gelecek
YUSUF ATILGAN (1921-1989)


Edebiyat dünyasına şiirle girmiş, öyküyle gelişmiş, romanla
gerçek gücünü göstermiştir. Köy ve kent izlenimlerini
yoğun bir duyarlılıkla ve özgün bir dille anlatır. Aylak Adam
ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma
ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak
tanınmış ve modern Türk edebiyatının önde gelen ustaları
arasında yerini almıştır. "Anayurt Oteli" sinemaya da
aktarılmıştır. Hakkında yazılan yazı ve röportajlar ve
kendisine adanan yazılar ölümünün ardından bazı
"Perşembeci Dostları" tarafından "Yusuf Atılgan'a
Armağan" adlı kitapta derlenmiştir.






Öykü:
Bodur Minareden Öte, Eylemci Bütün
Öyküleri
Çocuk Kitabı:
Ekmek Elden Süt Memeden
Çeviri:
Toplumda Sanat
CEMİL MERİÇ (1917- 1987)

Gençlik yıllarında Fransızpadan tercümeye
başlamış; Hanore de Balzac ve Victor Hugo'dan
yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim
olduğunu göstermiştir. Batı medeniyetinin
temelini araştırır. Dil meseleleri üzerinde önemle
durmuş; dilin, bir milletin özü olduğunu savunmuştur. Sansüre ve anarşik edebiyata şiddetle
karşı çıkar. 1955'te görme yetisini kaybetmiş; fakat
talebelerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne
kadar sürdürmüştür.
Eserleri:

Ümrandan Uygarlığa, Kırk Ambar, Hint
Edebiyatı, Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk
Sosyalist, Bir Dünyanın Eşiğinde, Bu Ülke,
Mağaradakiler, Bir Facianın Hikâyesi, Işık
Doğudan Gelir, Kültürden İrfana
Ord. Prof. Dr. ALİ FUAT BAŞGİL
(1893-1967)


Ordinaryüs Profesör Dr. Ali Fuat Başgil, son devirde
yetişmiş büyük bir hukuk âlimidir. Doktorasını Fransa'da
yapmıştır. Ankara'da Mülkiye mektebinde ve diğer çeşitli
okullarda hocalık yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nde "İş Hukuku" ve "Türk Anayasası"
okutmuştur. Ama onun asıl mühim tarafı sadece hukuk
âlimliği değildir. Bu özelliğiyle beraber, milletine mal
olmuş bulunmasıdır. En önemli eserlerinden biri
"Demokrasi Yolunda" adını taşır.
Eserleri:

La Vie Juridique des Pepul es, Klasik Ferdî Hak ve
Hürriyetler Nazariyesi ve Muasır Devletçilik
Sistemi, Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Türkiye İş
Hukuku, Va-, tandasın Türkiye Büyük Millet
Meclisi'ne Müracaat Hakkı, Hukukun Ana
Müessese ve Meseleleri, Cihan Sulhu ve İnsan
Hakları, Türkçe Meselesi, Vatandaş Hürriyeti ve
Bunun Teminatı, Demokrasi ve Hürriyet, Vatandaş
Hak ve Hürriyetlerinin Korunması ve Anayasamızın Eksiklikleri, 27 Mayıs İhtilâli ve Sebepleri,
Ali Fuat Başgil'in Hatıraları
NAKİ TEZEL (1925-1980)

Masal yazarı ve folklorcudur. Kendini Türk
masallarına, Türk folkloruna adamış bir
ülkü adamıdır. Çeşitli gazete ve dergilerde
yayımlanan yazılarıyla çocuk edebiyatımıza
zengin olanaklar kazandırmıştır.
Eserleri:

İstanbul Masalları, Keloğlan Masalları,
Köroğlu Masalı, Bilmeceler ve Maniler,
Beybörek, Altın Tas, Yeşil Kuş Peri Kızı,
Konuşan Kaval, Elmas İşlemeli Nine, Küçük
Sultanın Güvercinleri, Altın Bülbül, Limon
Kız Sultan, Türk Masalları
SALAH BİRSEL (1919-1999)

Şiirleri öncelikle zekâya ve ince alaya dayanan yergi ağırlıklı
şiirlerdir. Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre
yorumlayarak uzaktan izlemiş; şiirlerinde Halk şiirine
yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaşmıştır. Yalın üslubu,
hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı yaklaşımıyla,
kendine özgü farklı bir yeri vardır yazınımızda. Asıl ününü
1970'lerde peş peşe yayınlanan "denemelerle" kazanmıştır.
Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve
deyimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça
kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu
denemelerde özgün bir üslup yaratır.
Eserleri:


Şiir:
Dünya İşleri, Hacivat'ın karısı, Ases,
Kikirikname, Haydar Haydar, Köçekçeler,
Bütün Şiirleri^Varduman, Yalelli, İnce
Donanma, Rumba da Rumrja, Yaşama Sevinci, Çarleston, Baş ve Ayak, Sevdim Seni
Ey İnsan
Deneme-eleştiri-günlük:

Şiirin İlkeleri, Günlük, Sev Beni Sev, Kendimle Konuşmalar,
Şiir ve Cinayet, Kahveler Kitabı, Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu,
Kuşları Örtünmek, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi, Boğaziçi
Şıngır Mıngır, Halley Kimi Kurtarır, Paf ve Puf, Hacivat
Günlüğü, Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi,
Amerikalı Tolstoy, İstanbul-Paris, Bir Zavallı Sarı At,
Yapıştırma Bıyık, Şişedeki Zenci, Asansör, Kediler, Aynalar
Günlüğü, Seyirci Sahneye Çıkıyor, Bay Sessizlik, Nezleli
Karga, Yaşlılık Günlüğü, Gandhi ya da Hint Kirazının
Gölgesinde, Gece Mavisi, Papağan-name, Yanlış Parmak




Roman:
Dört Köşeli İnsan
İnceleme:
Fransız Resminde İzlenimcilik, Goethe
BAHATTİN ÖZKİŞİ (1928-1975)


Karagümrük Ortaokulunu bitirdikten sonra Sultanahmet
Sanat Enstitüsü'nde okurken sanatkâr ruhu kendini
göstermeye başlamıştır. Bir patlama neticesi okul
atölyesinde ölen ve yaralananlar, onu roman denemesine
sevk eder. Artık küçük hikâyeler de yazmakta, onları beğenmemekte ve yeniden yazmaktadır. Bu arada durmadan
okumaktadır. Mezun olunca ustabaşı olduğu Haliç
Tersanesi'nde karşılaştığı değişik tipler, olaylar, gemi
sintinelerindeki zehirli havada ekmek parası kazanan
küçük çıraklar, mahallesi, semt sakinlerinin ahlakları,
sergüzeştleri ve kişilikleri onda derin tesirler
bırakır.



Eserleri: Roman: Sokakta, Köse Kadı,
Uçdaki Adam
Hikaye:
Göç Zamanı, Bir Çınar Vardı
SAMİM KOCAGÖZ (1916-1993)

İlk romanı "İkinci Dünya" 1938'de yayınlanmış; Servet-i
Fünun Uyanış, Ses, Hep, Bu Topraktan, Vatan, Fikirler,
Yenilikler, Yeditepe gibi dergilerle Demokrat İzmir
gazetesinde yayınlanan öyküleriyle ün-lenmiştir. 1950'de
Yeni İstanbul gazetesi ve New York Herald Tribüne
gazetesinin ortaklaşa düzenlediği Dünya Hikâye
Yarışması'nda "Sam Amca" öyküsüyle birincilik
kazanmıştır. Güçlü gözlemlerine dayanarak köy ve kasaba
insanlarının sorunlarını, günlük yaşamlarını ve duygularını
yalın bir dil ve gerçekçi bir tutumla yansıtır.


Sanat hayat içindir." görüşüne bağlı kalarak
içinde doğup büyüdüğü çevreyi, daha çok
hayatını emeğiyle kazanan insanları, toprak
sorunlarını, toplumsal çatışmaları hikâye ve
romanlarında yansıtır. Gözlemlerini sanat
endişesiyle işler. Olayları yeniden
kurgulayarak onların psikolojik
yapısını tamamlar.
Eserleri:






Roman:
İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan
Hikâyesi, On binlerin Dönüşü, Kalpaklılar,
Doludizgin, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz,
İzmir'in İçinde, Tartışma, Eski Toprak
Öykü:
Telli Kavak, Sığınak, Cihan Şoförü, Ahmet'in
Kuzuları, Yolun Üstündeki Kaya, Yağmurdaki Kız,
Alandaki Delikanlı
Deneme:
Roman ve Yazarlık Onuru
ATTILA İLHAN (1925-2005)

Çeşitli gazetelerde köşe yazıları yazmış;
Yelken ve Sanat Olayı dergilerini
yönetmiştir. "Nevin Yıldız" takma adıyla
İstanbul, "Beteroğlu" takma adıyla Yücel
dergilerinde şiirleri çıkan sanatçının ilk şiiri
"Balıkçı Türküsü" dür. Bir şiir yarışmasında
"Ceb-baroğlu Mehemmed" şiiriyle birincilik
ödülü kazanmıştır.


Bu başarıdan sonra hızla tanınıp sevilmiş; dergilerde şiirleri, deneme ve eleştirileri yayınlanmıştır.
Türk edebiyatının önemli isimleri arasına girmeyi
başaran sanatçı, Garip Akımı ve İkinci Yeni şiirine
karşı çıkar. Mavi ya da Maviciler adıyla tanınan
toplumcu gerçekçi bir şiir akımını başlatır. Şiire
yeni bir ses düzeni, taşkın, coşkulu bir anlatım ve
kendisine özgü bir duyarlılık getirmiştir
Eserleri




Şiir:
Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana
Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek,
Tutkunun Günlüğü, Böyle Bir Sevmek, Elde Var
Hüzün, Korkunun Krallığı, Ayrılık Sevdaya Dahil
Roman:
Sokaktaki Adam, Zenciler Birbirine Benzemez,
Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya
Tuz Basmak, Fena Halde Leman, Dersaadet'te
Sabah Ezanları, Ha-co Hanım Vay, O Karanlıkta
Biz


Gezi-Deneme-Eleştiri:
Abbas Yolcu, Hangi Sol, Gerçekçilik Savaşı,
Hangi Atatürk, Batı'nın Deli Gömleği,
İkinci Yeni Savaşı, Sağım Solum Sobe,
Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler, Ulusal
Kültür Savaşı
VÜSAT O. BENER (1922-2005)

Samsun'da doğmuş; ilk, orta öğrenimini
Anadolu'nun çeşitli kentlerinde tamam-• lamıştır.
1941'de Harbiye Mektebi'ni, 1957'de Ankara
Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş. Ticaret Bakanlığı'nda
raportör, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde hukuk
müşaviri olarak çalışmıştır. Emekliye ayrılıp
yazarlıkla geçinmiştir. 1950'de New York Herald
Tribüne gazetesi ile Yeni İstanbul gazetesinin
birlikte düzenlediği öykü yarışmasında
"Dost"?isimli öyküsüyle üçüncülük kazanır.

Bu başarı tanınmasını sağlar. Seçilmiş Hikâyeler,
Varlık, Yeditepe dergilerinde yayınlanan şiir ve
öyküleriyle dikkat çeker. Şiirlerinden çok
öyküleriyle bilinir. Ham gerçekliği edebi bir temele
oturtarak ele alır. Gündelik olaylarla bilinçaltında
birikmiş yaşam parçalarını birleştirir. Sürekli yeni
anlatım biçimleri arar. Bu yönüyle zaman zaman
şematizme düşmekle, dış gerçekleri yanlış yerlere
koymakla, hatta bozmakla eleştirilmiştir. Kısa
dizilerden oluşan, esprili ve şaşırtıcı şiirler
yazmıştır.
Eserleri:






Öykü:
Dost, Yaşamasız, Dost II, Dost III
Oyun:
Ihlamur Ağacı, ipin Ucu
Roman:
Buzul Çağının Virüsü, Bay Muannit
Sahtegi'nin Notları, Siyah-Beyaz
ADALET AGAOGLU (1929


Yazmaya 1946'da Ulus gazetesinde yayınlanan tiyatro
eleştirileriyle başlar. Kaynak dergisinde şiirleri yayınlanmıştır. Sevim Uzgören'le birlikte yazdığı "Bir Oyun
Yazalım" adlı oyun 1953'te Ankara Küçük Tiyatro'da sahnelenmiştir. İlk romanı "Ölmeye Yatmak" yayınlanıncaya
kadar sadece tiyatro yazarlığıyla ilgilenir. İlk romanı
yayımlandıktan sonra çalışmalarını öykü ve romanda
yoğunlaştırmıştır. Eserlerinde toplumun çalkantılı
dönemlerini ve bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkilerini
irdeler. yararlanmadaki başarısıyla dikkat çeker.
Eserleri:




Oyun,
Evcilik Oyunu, Çatıdaki Çatlak,
Sınırlarda.Tombala, Üç Oyun: Bir Kahramanın
Ölümü, Çıkış, Kozalar, Kendini Yazan Şarkı, Duvar
Öyküsü, Çok Uzak-Fazla Yakın, Fikrimin İnce
Gülü
Roman:
Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün
Gecesi, Yazsonu, Üç Beş Kişi, Hayır, Ruh
Üşümesi, Romantik Bir Viyana Yazı



Yüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi
Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri
Göç Temizliği, Gece Hayatım
Güner Sümer Toplu Eserleri, Adalet
Ağaoğlu Seçmeler, Karşılaşmalar, Geçerken,
Başka Karşılaşmalar
FERİT EDGÜ (1936-...)

Yazın hayatına şiirle başlamış; ilk şiiri 1952'de
Kaynak dergisinde, ilk öyküsü 1954'te Yeni Ufuklar
dergisinde yayınlanmıştır. Yazılarında edebiyatın
konumu, yazarın özgün koşullan ve nitelikleri
üzerine düşünceleriyle dikkat çekmiştir. Plastik
sanatlar alanındaki deneme, eleştiri ve
tartışmalarıyla ilgi uyandırmıştır. Romanlarında
"niçin" sorusundan çok "nasıl" sorusu üzerinde
durur. Çevresiyle uyum sağlayamayan bireyin
sorunlanna eğilir.
Eserleri:





Oyku;
Kaçkınlar, Bozgun, Av, Bir Gemide, Çığlık,
Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı
Kimse, O
Ah Min-el Aşk
Ders Notları, Yazmak Eylemi, Şimdi Saat
Kaç, Binbir Gece
ORHAN PAMUK (1952-...)

İstanbul'da doğmuş, liseyi Robert Koleji'nde bitirdikten sonra İstanbul Teknik
Üniversitesi'nde üç yıl mimarlık eğitimi
görmüştür. İlk romanı Cevdet Bey ve
Oğulları Milliyet Yayınları Roman
Yarışması'nı kazanmıştır.
Eserleri:






Roman:
Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz
Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım
Kırmızı, Kar
Öykü:
Öteki Renkler
Senaryo:
Gizli Yüz
FURUZAN(1935-...)

İstanbul'da doğan sanatçı yazık ki sadece ilkokul
eğitimi alabilmiştir; ancak kendini yetiştirmiştir.
İlk öyküsü Seçilmiş Hikâyeler Dergisi'nde
yayımlanır. Dost, Yeni Dergi ve Papirüs'te yayınlanan öyküleriyle dikkat çeker. Bir yıl kaldığı
Berlin'de Türk işçilerle röportajlar yapmıştır.
"Benim Sinemalarım" adlı öyküsü sinemaya
uyarlanmıştır. İlk romanı "Parasız Yatılı" ile Sait
Faik Hikâye Armağanı'nı kazanınca ünlenir.
Eserleri:







Öykü:
Parasız Yatılı, Kuşatma, Benim Sinemalarım,
Gecenin
Öteki Yüzü, Gül Mevsimidir
Roman:
47'liler, Berlin'in Nar Çiçeği
Yeni Konuklar, Balkan Yolcusu, Ev Sahipleri
Redife'ye Güzelleme, Kış Gelmeden



Şiir:
Lodoslar Kenti
Die Kinder Der Turkei (Türkiyeli Çocuklar)
SADRI ERTEM (1898-1943)

1900'da İstanbul'da doğmuş, 1943 yılında
Ankara'da ölmüştür. Öykü ve roman
yazarıdır. Toplumsal gerçekçi bir yazardır.
Çıkrıklar Durunca adlı romanıyla ün
kazanmıştır.
Eserleri:







Öykü:
Silindir Şapka Giyen Köylü, Bacayı İndir Bacayı Kaldır,
Korku, Bay Virgül
Roman:
Çıkrıklar Durunca, Bir Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol
Arkadaşları
Gezi , deneme:
Kıyılardan Stepe Bir Vagon Penceresinden, Ankara Bükreş,
Fikir ve Sanat, Avrupa'nın İskeleti
ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR
(1897-1976)


Kendi hayat hikâyesini "Suyu Arayan
Adam" adlı kitabında anlatır. "Toprak
Uyanırsa" adlı romanında bir Anadolu
köyünün bir aydının öncülüğüyle kalkınması
hikâye edilir.
Eserleri:

Suyu Arayan Adam, Tek Adam, İnkılâp ve
Kadro, Menderesin Dramı, Üçüncü Adam,
Kahramanlar Doğma-lıydı, Makedonya'dan
Ortaasya'ya Enver Paşa
YILMAZ BOYUNAĞA (1935-1995)

Kırklareli'nde doğmuş, ilk, orta ve lise tahsilini
Zonguldak'ta tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun
olduktan sonra değişik illerde öğretmenlik
yapmıştır. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim
Fakültesinde öğretim üyeliğinden emekliye
ayrılmıştır. Ahmet Yılmaz Boyunağa, arkasında,
özellikle gençlerin zevkle okuduğu pek çok tarihi
roman bırakmıştır.
HASAN NAİL CANAT (1943-2004)




Kayseri'de 1943 yılında doğan ve bu ilde başladığı sanat yaşamını
İstanbul'da sürdüren sanatçı, geleneksel tiyatronun örneklerini
sunmuştur.
"Keloğlan", "Mindrella", "Süper Bekçi" gibi çocuklar için, "Bir
Avuç Ateş", "Demedim mi?", "Aynalar Yolumu Kesti" gibi
oyunlarını da yetişkinler için sahnelemiştir.
Çocuk ve yetişkinlere tiyatro eğitimi de veren Canat, "Bize Nasıl
Kıydınız?", "Beşinci Boyut", "Sürgün", "Çizme", "Hasret",
"Siyah Pelerinli Adam" adlı sinema filmleri ile "Camgöz", "Deli
Yürek", "Ekmek Teknesi", "Kalp Gözü", "Müslüman'ın 365
Günü", "Müslüman'ın 24 Saati" adlı TV dizilerinde rol almıştır.
Oyuncu ve yazar ödül aldığı bir gecede geçirdiği kalp krizi sonucu
yaşamını yitirmiştir.