Myomlar - Jinekolog Op. Dr.Kenan Ertopçu

Download Report

Transcript Myomlar - Jinekolog Op. Dr.Kenan Ertopçu

OP.DR.KENAN ERTOPÇU
•
Halk arasında kadınlarda ur olarak adlandırılan durum
aslında myomdur.
•
Fibroid ya da leiomyoma adı da verilen myomlar, rahimin
düz kas ve bağ dokusu içeren iyi huylu (kanser olmayan)
kitleleridir.
•
Rahimi bir armut gibi düşünecek olursak ,armudun
cücüklerine de myom diyebiliriz.
•
Kadın pelvisinde en sık görülen tümördür.
•
Doğurganlık çağındaki kadınların ¼ ünde görülür.
•
40 yaş ve üzerindeki kadınların yarısında görülür.
•
Ergenlik döneminde görülmesiçok enderbirdurumdur.
•
Birinci derece akrabalarında myomolan kişilerde ,gelişme şansı
fazladır.
•
Myomların kötü huylu yani kanser olma ihtimali
çok düşüktür.
•
Ancak, çok hızlı büyüme gösteren myomlarda bu
olasılık göz önünde bulundurulmalıdır.
•
Birçok kadın myomlarının farkında olmadan
ömrünü geçirmektedir.
•
•
•
Myomlar rahmin değişik yerlerinde görülebilirler.
Östrojenin myomlar ın b üyüm e s i n e yol açtığı
düşünülmektedir.
Menapoz döneminde hormon replasman tedavisi
almayanlarda östrojen düzeyi azalır ve myomlarda
küçülme görülür.
•
Myomlar rahmin içinde, duvarında, d ış yüzeyinde, ağzında veya rahme
sapla tutunmuş şekilde karın içinde olabilirler.
•
•
•
Uterusun(rahim) kalın duvarı 3 tabakadan oluşur.
•
Ortadaki kas tabakasına myometrium denir. Uterusun en kalın
tabakasıdır ve istemsiz çalışan düz kaslardan oluşur.Bu kaslar adet
kanaması esnasında rahim içinde biriken kanı, doğum esnasında ise
bebek ve plasentayı rahim dışına atmak için kasılır.
•
Uterusu dışarıdan çevreleyen zar tabakasına ise seroza ismi verilir. Bu
tabaka rahimi diğer organlardan ayırır ve yerinde tutunabilmesi için
destek bağları oluşturur.
Bunlardan en içte olanı endometrium adını alır ve adet siklusu boyunca
değişimler gösterir ve eğer gebelik olmaz ise dökülerek adet kanaması
ile birlikte atılır.
•
Gebe olmayan bir kadının rahminin büyüklüğü
kişinin yaşı ve geçirmiş olduğu gebelik sayısına göre
değişkenlik gösterir.
•
Ortalama ağırlığı doğum yapmamış kadında 60-70
gram,doğum yapmışlarda 80 gram kadardır.
•
Myomlar işte bu myometrium tabakasını oluşturan
düz kaslardan köken alan iyi huylu tümörlerdir.
•
Sadece kas hücresi içermezler. Aslında myom daha
gerçekçi bir tanımla bağdokusu tarafından bir arada
tutulan düz kas hücreleridir.
•
Bugün hala myomların nasıl geliştiği tam olarak
aydınlatılamamıştır.
•
Durağan (sedanter) yaşam sürenlerde ,spor yapan
atletiklere göre fazla karşılaşılır.

Myom tanısı koymak kolaydır.
Tipik belirtilerle gelen bir kadında yap ılan
jinekolojik değerlendirme (muayene ve ultrason)
% 99 doğrulukta tanı koydurur

•
Myomlar çok büyük olsalar bile hiç belirti vermeyebilir.
•
Hastaların %75'i kendilerinde myom olduğundan dahi
habersizidir
•
Fazla kanama: Myomlu kadınların yaklaşık %30'unda adet
kanamaları normalden fazla olur.
•
Fazla kanamaya yol açan rahim iç zarına yakın myomlardır.
•
Bu fazla kanamalar bir süre sonra kansızlığa yani anemiye
neden olur.
•
Bazı myom türleri ise kanama fazlalığı ile birlikte
ara kanamalara da yol açabilir.
•
Myomlu hastaları doktora gitmeye mecbur eden
en önemli bulgu bu kanama bozukluklarıdır.
•
Myom ile birlikte kanamalar o kadar fazla olabilir
ki kişi neredeyse saatte bir ped değiştirmek
zorunda kalabilir.
•
Myomda ağrı nadir görülen bir belirtidir.
•
Genelde adet kanaması sırasında kramp tarzında olur.
•
Burada uzun yıllar boyunca adet kanamaları ağrısız olan kadında
birden bire ağrıların olması teşhiste myomu akla getirmelidir.
•
Sancılı adet görenlerde ise ağrının şiddetinin artması ya da şeklinin
değişmesi düşündürücüdür
•
İleri derecede büyümüş bir myom etrafındaki dokulara ve sinirlere baskı
yaparak da ağrıya yol açabilir. Burada daha çok bel ağrısı tarzında
yakınmalar görülür.
•
Dejenere olan ya da etrafında dönerek kanlanması bozulan myom ,ani
ve bıçak saplanır tarzda ağrıya yol açar.
•
Zaman zaman ise adet kanamalarından bağımsız ağrılar olabilir ancak
bu sonderece nadirdir.
•
Myom büyüdükçe diğer organları iter ve bu da her
türlü rahatsızlığa neden olabilir.
•
Mesaneye bası yaparsa sık idrara çıkma, rektuma
(barsağın en son kısmı) bası yaparsa kabızlığa yol
açabilir.
•
Nadiren çok fazla büyüyen myom idrar yollarında
tıkanma ve idrar yapmada güçlük problemi
yaratabilir.
•
Yine barsaklardaki basıya bağlı olarak gaz problemi
görülebilir.


Myomlar kadının gebe kalmasını ya da gebe
kaldıktan sonra rahimin gebeliği taşımasını
zorlaştırabilirler.
Tubaları iterek spermin ve yumurtanın geçişini
güçleştirebilir ya da endometrium düzenini
bozarak döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesini
engelleyebilir
•
Çoğu myom belirti vermemesine rağmen bazı
komplikasyonların varlığında özellikle ağrı ve kanama
bulguları artar.
•
MYOMLARIN KOMPLİKASYONLARI ŞUNLARDIR:
•
TORSİYON: Myomun sapı etrafında dönmesi ve sapının
sıkışarak kanlanmasının bozulmasıdır.
•
Bu durumda önce myomdan dışarıya sıvı kaçışı olur ve bu
ağrıya neden olur.
•
Eğer olay uzarsa myom sapından koparak batın boşluğuna
düşebilir ve burada kendisine beslenecek uygun bir ortam
bularak büyümeye devam edebilir (parazitik myom).
•
ENFEKSİYON: Myomun ülsere olması ve daha sonrasında
enfekte olmasıdır.Ağrı ve kanama yapar.
KANSERE DÖNÜŞÜM: Myomlu kadınlarda kafalarını
kurcalayan en önemli soru hastalığın kansere dönüp
dönmeyeceğidir.
• Myomlu kadınların %0.5'inde ileri dönemlerde leiomyosarkom
denilen kanser türü görülür.
•
•
Acak pekçok araştırmacı bunun var olan myomlardan köken
almadığını, kendi başına ve diğerlerinden bağımsız olarak
geliştiğini ileri sürmektedirler.
•
Eğer varlığı bilinen myom hızlı büyümeye başlarsa, ağrı ve ateş
görülüyorsa detaylı incelenmesi gerekir.
•
DEJENERASYON: Myomun normal hücre yapısının değişikliğe
uğramasıdır.
•
Menopozdan sonra myom küçülür ve atrofik dejenerasyon olur.
•
Gebelikte rahimin hızlı büyümesine bağlı olarak myomun kanlanması
hafif derecede bozulur ve hafif nekroz olur. Hastada ağrı, ateş, bulantı
ve kusmalar olabilir. Myom içine hafif kanamalar olabilir. Gebelikte
görülen bu değişime kırmızı dejenerasyon adı verilir.
•
Myomlarda en sık görülen dejenerasyon ise hyalen dejenerasyondur.
Mikroskopik bir değişimdir.
•
Myom çekideği içerisinde kalsiyumun biriktiği kalsifik dejenerasyon da
oldukça sık rastlanılan bir durumdur.Ultrasonografi veya röntgende
kireçlenme bulguları görülür.

Asit: Saplı subseröz myomların karın zarını irrite
etmesi ile karın boşluğunda sıvı birikimi olur.

Karın içi kanama: Myomun üzerindeki
damarlardan birinin yırtılması sonucu kanama
olabilir. Son derece nadirdir.

İnversiyon: Saplı bir submüköz myomun
çekmesine bağlı olarak rahim tersyüz olabilir ve
vajenden çkar. Tehlikeli ancak nadir görülen bir
durumdur.
Anne adayının yaşı ilerledikçe gebelikte myom görülme olasılığı da artar.
Myomu olduğu bilinen bir gebenin daha yakın takibi gerekir.
Tanı gebe olunmayan dönemde yapılan bir ultrasonda konulabileceği gibi sıklıkla
birinci trimesterde yapılan rutin ultrasonda konur. Özellikle arka duvar yerleşimli
miyomların gebeliğin daha ileridönemlerinde tanınması zordur.
Gebelikte myomların büyüdüğü veya küçüldüğü gözlenmiştir.
Submüköz(rahim iç zarına) veya intramural(rahim kas tabakası arasına)
yerleşimli olanlar tekrarlayan düşüklere, erken doğum tehdidine, fetusun
anormal bir pozisyonda yerleşmesine, plasentanın erken ayrılmasına uterusun
kasılmasını engelleyerek doğum sonrası kanamaya neden olabilirler.
Bu nedenlerle myomu olan gebelerde sezaryanla doğum olasılığı artar.
Sezaryen operasyonu esnasında myom çıkarılması aşırı kanamaya neden
olabilece ğinden tercih edilmez.
•
Düzenli Takip
•
Tüm myomların cerrahi ile çıkarılmasına gerek yoktur .
•
Myomu olan bir çok kadında eğer belirgin bir şikayet yoksa
tedavi gerekmez. Bu gibi durumlarda her 6 ayda bir jinekolojik
muayene ve transvajinal ultrason ile hastanın izlemi yapılır.
•
Ağrı, basınç hissi, düzensiz ve aşırı kanama yakınmaları
olmayan hastaların düzenli kontrolleri yapılarak myom
boyutları takip edilir.
•
İleride gebelik düşünen hastalar veya menopoza girecek
hastalar bu şekilde takip edilir.
•
İLAÇ TEDAVİLERİ
•
Myomu küçültmek için kullanılan ilaçların ise pek fazla faydası yoktur.
Bu tür ilaçlar kişilerdeki estrojen seviyesini d üşürerek ge çici bir
süreliğine myom hacminde küçülme yapsa da bu durum ilaç tedavisinin
kesilmesini izleyen bir kaç ay içerisinde geriye d öner.
•
Kandaki estrojen azalmas ı kadınlarda bir takım olumsuz durumlar
(erken menapozda kemik erimesi gibi)ortaya çıkabileceğinden ötürü,
uzun süreli tedavide bu tür ilaçlar kullanılamamaktad ır.
Myom hacminde küçülme yapan ilaçlar ancak baz ı durumlarda
ameliyat öncesi dönemde, kişinin kanamasının durdurulmas ında ve
böylelikle kan demir seviyesinin y ükselerek kans ızlığın giderilmesinde
geçiciolarak kullan ılabilmektedir. Ayr ıca bu şekilde myomun hacminin
küçülmesi ameliyat i çin de kolayl ık sağlar.
• SON YILLARDA ,OPERASYONDA YAPIŞIKLIK OLASILIĞININ ARTMASI
NEDENİYLE İLAÇLI TEDAVİ YAKLAŞIMI GÜNDEMDEN DÜŞMÜŞTÜR
•
•
Yakınmalara yol açan ve hızla büyüyen myomlar
cerrahi olarak çıkarılmalıdır.
•
Rahim bırakılarak sadece myomların çıkarıldığı
ameliyatlara MYOMEKTOMİ denir. Myomun yeri
ve büyüklüğü cerrahi işlemin tipini belirler.
•Cerrahi Histeroskopi
•Rahim boşluğuna yerleşen myomlar cerrahi
histeroskopi ile çıkarılabilir. Rahime yerleştirilen
histeroskop ile vajinal yoldan sadece rahim içinde
yerleşen myomlar çıkarılır.
•Cerrahi Laparoskopi
•Cerrahi laparoskopi rahimin dış duvarında yerleşen
myomların çıkarılması için uygulanabilir. İnce bir kesiden
laporoskop ile karın içine girilir, ve myomlar çıkarılır.

LAPARATOMİ

Myomlar çok büyük veya çok sayıda ise diğer
yöntemlere göre daha büyük bir girişim olan
laparatomi uygulanabilir.
Myomektomi veya rahim alınması (histerektomi)
uygulanabilir.
Myomektomi geçiren hastalar ileride doğum
yaparlarsa sezeryan gerekebilir


Son yıllardaki bazı araştırmalarda myomların artık ameliyatla
alınmasının gerekli olmadığı, dondurularak tedavi
edilebilecekleri gösterildi.
Bu tedavi şeklinde myoma özel bir alet ile ulaşılarak ve eksi 196
derecelik sıvı nitrojen uygulanarak myomlar dondurulabiliyor.
Dondurulan myom nüvesi canlılığını kaybettiğinden ufalıyor.
Bu tedavi sayesinde myomların ameliyatla alınmalarına gerek
kalmıyor, kan kaybı ve ciddi ameliyat riskleri ve ameliyat
sonrası yapışıklıkları gibi komplikasyonlardan kaçınılmış
oluyor.