Transcript 16.03.2013

Kur’ân Buluşmaları: 8
ÜMİT ŞİMŞEK
‫ومن الناس من يقول آآمنا ابهلل وابليوم الآخر وما مه مبمؤمنن‬
Bir de insanlardan “Allah’a ve âhiret gününe
iman ettik” diyenler vardır; halbuki onlar
mü’min değildirler.







Kâfirler hakkında 2 âyet
Münafıklar hakkında 13 âyet
Münafıklar dahilî düşman
Tanınması daha zor
Tanınmaması daha zararlı
Nifak, hile, yalan, istihza gibi sıfatlar
Yaptığı işin kötülüğünü zamanla görebilir



Münafıklar Cehennemin en aşağı
tabakasındadırlar; onları oradan kurtaracak bir
yardımcı bulamazsın.
Ancak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler,
Allah’ın buyruklarına sımsıkı sarılanlar ve tam
bir içtenlikle iman ve ibadetlerini Allah’a
yöneltenler müstesnadır. Onlar mü’minlerle
beraberdirler; Allah ise mü’minlere pek büyük
bir ödül verecektir.
Nisâ, 4:145-146

“İnsanlardan...”

Belirtilmemiş / etrafımızda gördüğümüz,
bizimle yaşayan kimseler arasında böyleleri
bulunabilir

Dileseydik Biz onları sana gösterirdik de
yüzlerinden tanırdın. Ama sen onları konuşma
biçimlerinden de tanırsın. Allah ise bütün
işlerinizi bilir.

Muhammed, 47:30

“Allah’a ve âhiret gününe iman ettik derler”

Bu iki rüknün iman rükünleri içinde önemi

Asr-ı Saadetteki münafıkların çoğunluğu
Ehl-i Kitaptan / peygamber ve kitaplara
iman rüknünden bahsetmiyorlar

“Onlar mü’min değillerdir”

Nifakları devamlıdır
Onları mü’min bilmeyin


Size ne oluyor ki münafıklar hakkında ikiye
ayrılıyorsunuz? Allah onları, kendi kazandıkları
günahlar yüzünden gerisin geri çevirmiştir.
Yoksa Allah’ın saptırdığını siz mi doğru yola
getireceksiniz? Allah’ın saptırdığı kimse için sen
bir çıkış yolu bulamazsın.

Nisâ, 4:88
‫خيادعون هللا واذلين آآمنوا وما خيدعون اال آنفسهم‬
‫وما يشعرون‬
Güya Allah’ı ve iman edenleri aldatıyorlar!
Oysa ancak kendilerini aldatıyorlar da
farkına bile varmıyorlar
Münafıklar güya Allah’ı aldatıyorlar! Oysa Allah
onların hilelerini başlarına geçiriyor. Namaza
kalktıklarında da onlar üşenerek ve insanlara
gösteriş olsun diye kalkarlar; Allah’ı ise pek seyrek
hatırlarına getirirler.
 Arada bocalar dururlar. Ne onlara yâr olurlar, ne
bunlara. Sen Allah’ın saptırdığı kimseyi kurtaracak
bir yol bulamazsın.
 Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri
kendinize veli edinmeyin. Yoksa kendi aleyhinizde
Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?


Nisâ, 4:142-144

Onlar, halkı Allah yolundan alıkoymak için
yeminlerini kalkan yaptılar. Bu yaptıkları,
gerçekten pek kötü birşeydir.

Çünkü önce iman etmiş, sonra kâfir
olmuşlar, ondan sonra da kalpleri
mühürlenmiştir; artık birşey anlayacak
durumda değillerdir.

Münafikun, 63:2-3

Onlar yeminlerini kalkan yaparak insanları Allah
yolundan alıkoydular. Artık onlar için hor ve hakir
edici bir azap vardır.

Ne malları, ne de evlâtları, Allah’a karşı onlara bir
fayda verecek değildir. Onlar ateş ehlidir ve orada
sürekli kalacaklardır.

Allah onların hepsini dirilttiği gün, şimdi size yemin
ettikleri gibi, Allah’a da yemin ederler ve bununla
kendilerine fayda verecek birşey yaptıklarını
sanırlar. İyi bilin, onlar yalancıların tâ kendileridir.

Mücadele, 58:16-18

İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına dair
konuşması senin hoşuna gider. Üstelik kalbindekine
Allah’ı şahit tutar. Oysa düşmanlıkta o pek
yamandır!

Senin yanından ayrıldığında ise, memlekette fesat
çıkarmaya, ürünleri ve nesilleri helâk etmeye koşar.
Fakat Allah bozgunculuğu sevmez.

Ona “Allah’tan kork” dendiğinde de kibir ve gururu
kabarır ve onu daha çok günaha sürükler. Onu
ancak Cehennem paklar. Ne kötü bir yerdir orası!

Bakara, 2:204-206

Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider.
Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin.
Onlar elbise giydirilmiş keresteler gibidir.
Her gürültüyü aleyhlerinde sanırlar. Onlar
düşmandır; onlardan sakın. Allah kahretsin
onları, nasıl da dönüveriyorlar!

Münafikun, 63:4

Âhir zamanda öyle adamlar çıkacak ki,
dinlerini dünya için satacaklar; yumuşak
görünmek için koyun postuna
bürünecekler; dilleri şekerden tatlı, kalpleri
ise kurt kalbi olacak.

Tirmizî, Zühd: 60

Dört huy vardır ki, bunlar kimde bulunursa
halis münafıktır. Kimde bu huylardan birisi
bulunursa, onu terk edinceye kadar kendisinde
nifaktan bir haslet bulunmuş olur:




- Emanet edildiğinde hıyanet eder
- Konuştuğunda yalan söyler
- Söz verdiğinde sözünden döner
- Düşmanlıkta aşırı gider

Buharî, İman: 24; Müslim, İman: 106

Âyetlerimizi yalanlayanları ise, hiç
ummadıkları bir yönden yavaş yavaş helâke
yaklaştıracağız.
Ben mühlet veririm; tuzağım ise pek çetindir

A’râf, 7:182-183


Bu sözü yalanlayanı Bana bırak. Onları
ummadıkları yönden yavaş yavaş helâke
yaklaştıracağız.
Ben mühlet veririm; tuzağım ise pek çetindir.

Kalem, 687:44-45

İnkâr edenler, onlara mühlet verişimizi kendilerinin
hayrına sanmasınlar. Biz onlara, günahlarını
arttırsınlar diye mühlet veriyoruz. Sonunda onlar
için aşağılayıcı bir azap vardır.
 Allah, habis olanla temiz olanı birbirinden
ayırmadan, mü’minleri sizin şu andaki halinizde
bırakacak değildir. Allah sizi gaybdan haberdar
kılacak da değildir; bunun için Allah
peygamberlerinden dilediğini seçer. Siz Allah’a ve
peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve
sakınırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır.


Âl-i İmrân, 3:178-179

Onlar tuzak kurup duruyorlar.

Ben de onların tuzaklarına karşı tuzak
kuruyorum.

Onun için sen o kâfirlere mühlet ver; bir
süre onları kendi hallerine bırak.

Târık, 86:15-17
‫يف قلوهبم مرض فزادمه هللا مرضا‬
‫وهلم عذاب آلمي مبا اكنوا يكذبون‬
Onların kalplerinde hastalık var; Allah onların
hastalığını daha da arttırmıştır. Yalan
söyledikleri için onlara acı bir azap vardır.

Hastalık kalplerinde / O bozulmuşsa

Bilin ki, insan vücudunda küçük bir et
parçası vardır. Eğer o et parçası iyi olursa,
bütün vücut iyi olur; bozulursa, bütün vücut
bozulur. İşte bu et parçası kalptir.

Buharî, İman:39; Müslim, Müsâkât:107-108

Kalbi doğru olmadıkça kulun imanı doğru
olmaz. Dil doğru olmadıkça da kalp doğru
olmaz.

Müsned, 3:198

Allah sizin yüzlerinize ve cesetlerinize değil,
kalplerinize ve amellerinize bakar. (Resulullah
bunu söylerken parmağıyla göğsünü işaret
etti.)

Müslim, Birr: 33

Ey iman edenler! Size hayat verecek şeye
çağırdığı zaman, Allah’a da, Resulüne de cevap
verin. Bilin ki Allah kişiyle kalbinin arasına
girer ve siz de Onun huzurunda
toplanacaksınız.

Enfâl, 8:24

Onların kalplerinde olanı Allah biliyor. Sen
onlara aldırma, onlara öğüt ver ve kendileri
hakkında, durumlarına uygun ve
anlayabilecekleri şekilde beliğ söz söyle.

Nisâ, 4:63

O ağacın altında sana biat ettiklerinde,
Allah mü’minlerden hoşnut oldu. Onların
kalplerinde olanı bildiği için, üzerlerine
sekîne indirdi ve onları yakında erişecekleri
bir fetihle ödüllendirdi.

Fetih, 48:18

Kalplerinde hastalık bulunanların,
“Başımıza bir felâket gelmesinden
korkuyoruz” diyerek onların arasına
koşuştuklarını görürsün. Fakat bakarsın,
Allah size bir fetih nasip eder veya kendi
katından bir iş ortaya çıkarır da onlar
gönüllerinde sakladıkları şey için pişman
oluverirler.

Mâide, 5:52

Münafıklar, kalplerindekini yüzlerine
vuracak bir sûre indirilmesinden
çekiniyorlar. De ki: Siz alay ededurun;
çekindiğiniz şeyi Allah mutlaka ortaya
çıkaracaktır.

Tevbe, 9:64


Yeni bir sûre indirildiğinde, onlardan “Bu
sûre hanginizin imanını arttırdı?” diyenler
olur. İman edenlere gelince, bu sûre
gerçekten onların imanını arttırmıştır; onlar
bununla sevinç duyarlar.
İndirilen sûre, kalplerinde hastalık
bulunanların da pisliğine pislik katar;
sonunda onlar kâfir olarak ölürler.
▪ . / ..




. / ..
Onlar her sene bir veya iki defa imtihana
çekildiklerini görmüyorlar mı? Fakat ne tevbe
ediyorlar, ne de ibret alıyorlar.
Bir sûre indirildiğinde, “Bizi gören var mı?”
diye birbirlerine bakar, sonra da sıvışırlar.
Onlar öylesine bir anlayışsızlar güruhudur;
onun için de Allah onların kalplerini haktan
uzaklaştırmıştır.
Tevbe, 9:124-127

Allah’a verdikleri sözden dönmeleri ve
yalan söyleyip durmaları yüzünden,
kendisine kavuşacakları güne kadar Allah
onların kalplerine münafıklığı
yerleştirmiştir.

Tevbe, 9:77

Onlar, halkı Allah yolundan alıkoymak için
yeminlerini kalkan yaptılar. Bu yaptıkları,
gerçekten pek kötü birşeydir.

Çünkü önce iman etmiş, sonra kâfir
olmuşlar, ondan sonra da kalpleri
mühürlenmiştir; artık birşey anlayacak
durumda değillerdir.

Münafikun, 63:2-3

Doğru yolda olanların ise Allah hidayetlerini
arttırır. Bâki kalan güzel işler, Rabbinin
katında hem ödül bakımından, hem de
âkıbet itibarıyla daha üstündür.

Meryem, 19:76

“Yalan söyleyip durmaları yüzünden...”


Bütün günahlarının temelinde yatan şey
Müslümanları uyanık bulunmaya davet

“Haberiniz olsun, onlar yalancıların tâ kendileridir.”

Mücadele, 58:18

Onların yalancı olduklarına Allah şahitlik ediyor.

Haşir, 59:11

Münafıkların yalancı olduklarına Allah şahitlik
ediyor.

Münafikun, 63:1

İnternet adresleri

[email protected]

utesav.org.tr

facebook.com/yazarumitsimsek