G*R***MC*L*K ve KÜÇÜK **LETME YÖNET*M*

Download Report

Transcript G*R***MC*L*K ve KÜÇÜK **LETME YÖNET*M*

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
 İşletme
nedir?
 İşletme yönetimi nedir?
 İşletme fonksiyonu nedir?
GİRİŞİMCİLİK
ÖZELLİKLERİ
KAVRAMI
VE
İşletmelerin yapısal ve yönetsel alanlarında
köklü değişiklikler yapma sebepleri nedir?
Teknolojinin hızla gelişmesi
 Rekabetin küreselleşmesi

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi,
 Avrupa'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların
üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan
makinaların makinalaşmış endüstriyi doğurması, bu
gelişmelerin de Avrupa'daki sermaye birikimini
artırmasına denir.

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
“İŞLETMECİLİKTE DEVRİM”
 “ÖRGÜTSEL DEVRİM”


Her örgütsel yapı belli bir amacı yerine getirmek
için çeşitli faaliyetlerde bulunur. İşletmeler de
amaçlarına ulaşmak için çok çeşitli faaliyetleri
yerine getirirler. Söz konusu faaliyetler
benzerliklerine göre gruplandırılır. Bu faaliyet
gruplarına İŞLETME FONKSİYONU denir.
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ

Belli Başlı İşletme Fonksiyonları:
ÜRETİM
 PAZARLAMA
 MUHASEBE – FİNANSMAN
 İNSAN KAYNAKLARI




ARAŞTIRMA- GELİŞTİRME
HALKLA İLİŞKİLER
İLETİŞİM
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
MODERN TOPLUM nedir?
 İŞLETME YÖNETİMİ nedir?


Yönetim ve işletme yönetimini birbirinden ayıran
farklılıklar nelerdir?
Ortak amacın iktisadi olması
 Sosyo-teknik bir niteliğe sahip olması

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ

İŞLETME kavramının 3 farklı niteliği =
1. Bir icraatı anlatan DİNAMİK nitelik
2. işlerin yürütüldüğü yeri belirten STATİK
nitelik
3. Fiil ve hareketlerin oluştuğu yer değil bunlar
için oluşturulmuş YAPI niteliği
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ
İşletmecilik biliminin kapsamına giren konular:
İşletmenin amacına en etkili biçimde nasıl
ulaşabileceğinin analizi ve bununla işletmenin
kendisi ve çevresi arasındaki olaylarla ilgili neden
sonuç ilişkilerini bulma
 İşletmelerin
yöntemiyle
ilgili olan ilke ve
politikaları ortaya koyma ve işletmelerde geçerli
işlemleri ve teknikleri geliştirme
 İşletmelerde karar alma yeteneğini geliştirme tüm
işletme sisteminin amaçlarının ve problemlerinin
kavranmasını sağlama

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI
 Girişimciliğin
günümüzde herkes
tarafından yaygın olarak bilinen ve
kabul görmüş tanımı ilk olarak 1755
yılında Fransız asıllı İrlandalı
ekonomist
Richard
Cantillon
tarafından
yapılmıştır.Cantillon’a
göre
girişimci,kar
elde
etmek
amacıyla işi organize eden ve işin
riskini üstlenen kişidir.
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI
Schumpeter’e göre girişimci;
-yeni ürünler (mal veya hizmet )
 -yeni süreçler geliştirme,
 -yeni ihracat pazarları bulma,
 -yeni hammadde,yarı mamül arz kaynakları
bulma ya da,
 -yeni bir organizasyon yapısı oluşturma gibi
,işletme
açısından
yeni
kombinasyonlar
yaratarak mevcut ekonomik düzeni yıkan bir
kişidir.Bunu da yıkıcı girişimcilik (desctructive
entrepreneurship) olarak ifade etmektedir.

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI

PROFESYONEL
YÖNETİCİ:
birden çok
girişimcinin
bulunduğu
fakat hiçbirinin yönetici
olmadığı
işletmelerde
yönetim etkinliğinin bunu
meslek olarak seçen birine
bırakılması
işletmenin
profesyonelce
yönetildiği
anlamına gelir..
Profesyonel yönetici; işletmenin risk dışındaki tüm
yetki ve sorumluluklarını üzerinde taşıyan ve mesleği
profesyonelce yerine getiren kişidir. Bu kişinin yönetim
ilke ve yöntemlerini bilmesi gerekir. Profesyonel
yöneticilik deneysel becerilerin , geleneksel kuralların
aksine Yönetim Bilimine dayanmaktadır
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI
 Teknik,
MART AYININ İLK HAFTASI
GİRİŞİMCİLİK HAFTASI
ekonomik,
ve
sosyolojik
psikolojik
bağlamlarda ve her
türlü
örgütlerde
geçekleşmekte
olan
girişimciliğin
günümüzde çok çeşitli
tanımları
yapılmaktadır.
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI

Bunlardan bazıları şunlardır.
Girişimcilik, iktisadi mal veya hizmet üretimi
için gerçek veya tüzel kişilerce üretim faktörlerinin
bir araya getirilerek, ekonomik fırsatların yeni
değerlere
dönüştürüldüğü
organizasyonun
sağlanmasıdır.
 Bir atasözünde ifade edildiği gibi girişimci, un,
yağ ve şekeri tedarik edip helvayı yapan kişidir.

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI

Bir diğer tanıma göre girişimcilik, mevcut
veya potansiyel faaliyet alanlarında, yeni
kaynak bileşenlerinin ortaya çıkarılması,
yeni fırsatların araştırılması ve
keşfedilmesi, risk alınarak üretim
faktörlerinin bir araya getirilmesi ile
katma değer yaratacak yeni
organizasyonlar veya işler yaratma
sürecidir.
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI
Kısaca girişimcilik; ürünlerin, süreçlerin,
organizasyonların ve pazarların yeni
bileşenlerinin oluşturulduğu bir süreçtir.
 Girişimcilik yeni ve bilinmeyen bilginin
yaratılması sürecidir.

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI

Girişimcilik, gerekli zaman ve çabanın
tahsis edilmesiyle finansal, psikolojik ve
sosyal risklerin alınması yoluyla parasal
kazançların ve kişisel tatminin elde
edildiği katma değeri olan farklı eylemler
ortaya koyma sürecidir.
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI
Girişimcilik, bir bireyin veya bir grubun
bir organizasyon vasıtasıyla
 değer yaratma, karlı bir işi başlatma veya
büyütme, yeni bir mal ya da
 hizmet sunma ve katma değer yaratma
süreçleridir.

GIRIŞIMCILIĞIN TARIHÇESI

İnsanoğlunun tarihin ilk yıllarından bu yana
yaşamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için
yaptığı her faaliyet aslında basitçe girişim
olarak nitelendirilebilir.
 Avcılık, balıkçılık, çiftçilik, hayvancılık, ticaret vb. gibi her
türlü faaliyet tarihin ilk dönemlerinden beri insanoğlunun
girişimci olduğunu ortaya koyuyor.
 Öyleyse her insan öyle veya böyle girişimci görünüyor.
 Hatta geçmişteki atalarımız bizlerden daha girişimciydiler.
GIRIŞIMCILIĞIN TARIHÇESI




İlkel insan, bugün girişimciliğin tanımlarında ortaya
konulan tüm özellikleri içinde barındırmaktaydı.
Risk alıyorlardı, yenilik yapıyorlardı, yaşamlarını
ortaya koyuyorlardı, fakat yaptıkları tüm bu
faaliyetlerin tek amacı hayatlarını devam ettirebilmek
ve daha iyi yaşamaktı.
Girişimcilik İlk kez 18. yüzyılın başında
Fransız
ekonomist
Richart
Canutillo
tarafından tanımlanmıştır.
Avrupa'daki bu ilk girişimciler ticaretten
kazandıklarıyla güçlenmişler,
GIRIŞIMCILIĞIN TARIHÇESI
Güçlendikçe siyasi alanda hak
kazanmışlar ve kazandıkları haklarla
kendileri için daha elverişli bir Avrupa
oluşturmuşlardır.

Böylece sınırlar yeniden çizilmiş, siyasi
sistemler değişmiş, kazanmak ve daha
çok kazanarak belirli sınırlar içinde
zenginliği artırmak Avrupa'nın temeli
olmuştur.

GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNEMİ



Girişimciliğin önemi; toplumsal ihtiyaçların
saptanması, bu ihtiyaçları karşılamaya yönelik
uygun yatırımların gerçekleştirilmesi ve bunların
sonucunda istihdam, gelir, yaşam ve kalitesinin
artırılması ile ilgilidir.
Varlığı koruma, bağımsızlık, demokratik rejim
Girişimcilik ülke kalkınmasında olduğu kadar,
günümüzde bölgesel, yöresel (yerel), kentsel,
kırsal kalkınmada önemi hızla artan bir
olgudur.
GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNEMİ
Ülkemizde son yıllarda bölgeler ve iller
arasında gözlenen hızlı değişmeler makro
politikalar yanında, girişimcilik faktörüne olan
ilgiyi artırmıştır.
•
 Kısaca
girişimciliğin önemi kalkınmaya
sağladığı katkılar açısındandır.
 Oynamaktan maksat kazanmaktır.
 Girişimcilikten maksat kalkınmaktır.
GİRİŞİMCİNİN AMACI:
Girişimci bir mal veya hizmeti üretmek, pazarlamak için
kendine ait ya da başka kişi ya da kurumlardan sağladığı
kaynaklarla üretim faktörlerinin bir araya getiren, bu
faaliyeti yaparken ortaya çıkabilecek zararı da göze alan
kişidir.
Buna göre girişimcinin başlıca amaçları şunlardır:
 İşletmenin stratejisini belirleme
 Yönetim organizasyon politikalarını belirleme
 Üretim faktörlerini temin ederek üretim faaliyetine geçme
 Yeni mal ve hizmetler bulma, yeni üretim yöntemleri, dağıtım
kanalları araştırmak
 Çevreyi takip etme. İşletmenin karşısına çıkacak gelişme ve
değişmelerin fırsat mı yoksa tehdit mi oluşturacağını tahmin
etme. Fırsatların değerlendirilmesi, tehditlerden zarar
görülmemesi için gerekli tedbirleri alma
 Teknolojideki
değişme ve gelişmeleri üretim sürecine
uygulayabilme faaliyetlerinin daha ucuz ve kaliteli
yapılabilmesi için sürekli çaba içinde bulunma ve çeşitli
riskleri karşılamak.
GİRİŞİMCİNİN TOPLUMSAL MİSYONU
Girişimcilerin bulundukları topluma karşı çok
önemli misyonları vardır. Bunları kısaca
şöyle sıralayabiliriz:
1. Az gelişmiş ülkelerde en önemli sorunlardan
biri işsizliktir. İşsizlik ürün/hizmet üretimi
için yeni yatırımların yapılmaması sonucunda
doğar. İşsizlikten kurtulmanın en etkin yolu ,
kişilerin kendi işlerini kurmalarıdır. Girişimci
sayısı ne kadar artarsa , istihdam oranı da o
kadar artar.
GİRİŞİMCİNİN TOPLUMSAL MİSYONU
2.
•
3.
4.
Girişimci sayısının artması ile toplumsal refah
düzeyi , insanların hayat standartları da
yükselecektir.
Girişimcilikte asıl amacın, daha çok para
kazanmak olarak düşünülse de , para sadece
bütünün bir parçasıdır. Asıl amaç toplumsal
yaşam kalitesini artırmaktır.
Girişimciler hem bilim ve teknolojiyi kullanarak,
hem de bu alanlara kaynak aktararak bilim ve
teknolojinin gelişmesine ön ayak olurlar.
Girişimciler yurtdışında, kendi ülkelerinin
reklamını yaparlar.
GİRİŞİMCİNİN TOPLUMSAL MİSYONU
5.
•
Girişimciler kullanılmayan potansiyelleri
kullanarak , bunların atıl olmalarını önlerler.
Örneğin turistik bölgelerde insanların evlerini
pansiyon olarak kullanmaları.
Girişimcilikle ilgili diğer kavramlar:
Esnaflık
Tacirlik
İşletme sahipliği
Teknisyenlik- teknotraklık
Yöneticilik
Alt düzey yöneticiler
Orta düzey yöneticiler
Üst düzey yöneticiler
Fabrika yöneticiliği
Liderlik
Koçluk
GIRIŞIMCILIĞIN TEMEL FONKSIYONLARI
Yeni mal veya hizmet üretmek
 Yeni
üretim
yöntemleri
geliştirmek
ve
uygulayabilmek
 Endüstride yeni organizasyonlar kurabilmek
 Yeni pazarlara ulaşmak
 Hammaddelerin vb maddelerin(yarı mamul) yeni
kaynaklar bulmak

GIRIŞIMCILIĞIN TEMEL FONKSIYONLARI
Girişimci herşeyden önce bir insandır. Bu nedenle
girişimciler yaşadıkları sosyo- ekonomik ortamın
ürünüdürler. Fakat girişimciyi diğer insanlardan
ayıran bir takım özellikler vardır ki bunlar
aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Kaynaklar hakkında öngörüde bulunmak, işi
planlamak
 İnsanlar ile çalışmak, onları örgüt içinde
bulunmaya razı etmek
 Girdi sağlamak, örgüt içinde girdileri işleyerek
tekrar kullanıma sunmak ve kar sağlamak

GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI FAKTÖRLERİ
GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI FAKTÖRLERİ
GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
Girişimcilik değişik bakış açılarından farklı
biçimlerde tanımlanabilir. Bunlardan bazıları
aşağıda sunulmuştur.
FIRSAT GIRIŞIMCILIĞI
Fırsat girişimciliği temelde, pazardaki mevcut
fırsatları görerek ya da potansiyel fırsatları
sezinleyerek, mevcut olan bir mal veya hizmeti
pazara sunmaktır.
 Girişimci, geleceğe ait öngörülerde bulunarak,
doğabilecek fırsatları kollar ve karlı olabilecek
alanlara yatırım yapar.

GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
FIRSAT GIRIŞIMCILIĞI
Bu tür girişimcilik, pazardaki fırsatları
değerlendirebilecek görüş açısına ve kar
edebilecek biçimde kaynaklan organize
ederek,
organizasyon
yeteneğini
gerektirir.
• Fırsat
girişimciliğinde
pazardaki
potansiyel fırsatların kollanması ve buna
göre yatırımlara girilmesi önemlidir.
•
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
YARATICI GIRIŞIMCILIK
 Yaratıcı
girişimcilik, yeni bir fikir veya
buluşu, ya da mevcut olan bir mal veya
hizmetin dizayn, fiyat, kalite gibi yönlerden
iyileştirilerek pazara sunulmasıdır.
•
Yaratıcı girişimcilikte mevcut ürünlerde tasarım
veya kullanım itibari ile bazı değişiklikler
yapılması, hatta, tüketici beklentilerinin de
ötesinde mevcut olmayan ürünleri yeni bir fikir
veya buluşun pazara sürülmesi şeklinde üreterek,
piyasaya sunmak önemlidir
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
YARATICI GIRIŞIMCILIK

Fırsat girişimciliğinde pazardaki potansiyel fırsatların
kollanması ve buna göre yatırımlara girişilmesi , yaratıcı
girişimcilikte ise mevcut ürünlerde tasarım veya kullanım
itibarı ile bazı değişiklikler yapılması hatta işletmelerin
tüketici beklentilerinin de ötesine geçerek mevcut olmayan
ürünleri yeni bir fikir veya buluşun pazara sürülmesi
şeklinde üreterek müşterilerin kullanımına sunmaları
önemli bir ayrıntıdır.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
Takipçi girişimcilik

Piyasadaki gelişmeleri izlemekle yetinen, bu
gelişmelere
göre
davranan,
yenilik
yapan
girişimcilerin yolundan gitmeyi içeren girişimcilik
türüdür. Bu girişimcilik türünde girişimcilerin yeni
girişimcileri izlemekle yetindikleri görülmektedir.
Fakat girişimciliğin dinamik yapısı nedeniyle roller
her an değişmektedir. Başlangıçta dinamik bir
hareket yeteneği kazanan yenilikçi bir girişimci
zamanla takipçi bir girişimci haline gelebildiği gibi
zamanla takipçi bir girişimcinin yenilikçi bir
girişimci durumuna gelmesi de sözkonusudur.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
İÇ GIRIŞIMCILIK

Faaliyet halindeki organizasyonlardaki girişimcilik
olarak ele alınan iç girişimcilik; organizasyonel ve
genel ekonomik gelişmede çok önemli bir dinamik
unsur olarak değerlendirilmektedir. İç girişimciliğin
önemi, işletmeleri gerek karlılık gerekse ekonomik
büyüme bakımından yeniden canlandırması ve
performanslarını iyileştirmesinde yatmaktadır.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
İÇ GIRIŞIMCILIK
iç girişimcilik (intrapreneurship); kurulu bir
düzende ve işleyen bir yapıda, tüm insan
kaynakları
tarafından
sürdürülen
girişim
yaklaşımıdır.
 Genel Müdür’den Genel Hizmetli’ye yayılan
yelpazede,” yaratıcılık-yenilikçilik açılımlı değer
yaratma ve fayda sağlama süreci”dir.

GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
İÇ GIRIŞIMCILIK

iç girişimcilik; özünde, “Kurum İçi Açık
İnovasyon” yaklaşımıdır. Diğer bir anlatımla,
kurum
insan
kaynaklarının
inovasyon
yetkinliğinin
-“sinerjik”
biçimdeeklemlenmesidir.
İNOVASYON NEDİR?
Yaygın bir yanılgı, alışılagelmiş
kalıpların ötesine geçemeyen her
türlü yeniliğin inovasyon
sanılmasıdır.
Unutmayınız ki; var olan kalıpları
aşamayan bir yenileşme çabası,
inovasyon olmaktan uzaktır.
İnovasyon, bazen “yaratıcı düşünce”
ile eş anlamlı kullanılmaktadır.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
İÇ GIRIŞIMCILIK
İNOVASYON NEDİR?
Yaratıcı düşünce, yalnızca “inovasyon hammaddesi”dir. Şöyle ki;
yaratıcı düşünce “ticarî ya da sosyal fayda”ya dönüştürebilirse, ancak
o zaman inovasyon gerçekleşmiş olur.
İnovasyona ilişkin diğer bir yanlış anlama ise, bu kavramın sadece
ürün AR-GE’si çerçevesinde düşünülmesidir.
Bilinmelidir ki; inovasyon, yalnızca “ürün odaklı” bir kavram değildir.
İnovasyon kavramı, zaman zaman da “buluşçuluk – icat” ile aynı şey
zannedilmektedir.
Ne var ki; buluşçuluk – icat (örneğin, patentlendirilmiş bir ürün)
“ticarî katma değer” ya da “sosyal katma değer” sağlamadıkça,
inovasyondan söz edilemez.
Prof. Dr. İsmail Üstel
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
İÇ GIRIŞIMCILIK

Kardeş Kavramlar:
KURUM İÇİ GİRİŞİMCİLİK
 KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK
ÖRGÜT İÇİ GİRİŞİMCİLİK
İÇSEL GİRİŞİM
SÜREKLİ GİRİŞİM
ÖĞRENEN ÖRGÜT GİRİŞİMCİLİĞİ
GİRİŞİM ODAKLI KURUMSAL DAVRANIŞ
İç girişimcilik, şöyle de tanımlanabilir: Kurumdaki
bireysel akıl / ortak akıl birikiminin, kurumun
varlık gerekçesine (misyonuna) ve ufuk hedefine
(vizyonuna) yönelik girişimlere dönüştürülmesidir.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
İç Girişimcilik Ön Koşulları
İç girişimcilik uygulamalı felsefesinin sürdürülebilir biçimde
uygulanabilmesinin ön koşulları şunlardır:
•Kavramı “adanmışlık düzeyinde” destekleyen lider-yöneticilerin
varlığı
•Kavramın stratejik planda ağırlıklı olarak yankılanması
•Gerekli dozda yetki devri ve inisiyatif kullanma olanağı
•Kurumsal aidiyet (işe gelirken, yüreğini de getirmek)
•İçsel motivasyonun (“psikolojik sermaye”nin)
güçlendirilmesi :
Koçluk
•Mesai saatleri içinde ayrılan yeterli “zaman bütçesi” (mesainin en az
% 15’i)
•Gerçek ve sanal katılım – etkileşim – paylaşım ortamları
•İç girişimcilik konusunda seçici ve duyarlı performans yönetimi
sistemi
•İç girişimcilik temalı kurum içi halkla ilişkiler, sosyal pazarlama ve
savunuculuk etkinlikleri
•“İç girişimcilik dostu” kurum kültür iklimi
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
BAĞIMSIZ GIRIŞIMCILIK

Girişimcilik, yeniliklerin ortaya çıkarılması, yeni
istihdam yaratılması, yeni işletmeler kurulması ve
ekonomik büyümenin ve toplumun refah seviyesinin
artırılması bakımlarından ekonomik ve sosyal hayatta
oynadığı rollerle ilgilidir.
• Bununla birlikte, girişimsel davranışın ve eğilimin mevcut
organizasyonlarda oynadığı roller özellikle ülkemizde henüz
yeterince ele alınamamaktadır.
Buna göre bağımsız girişimcilik, girişimciliğin
ekonomik ve sosyal hayatta oynadığı rollerin
sınırlı biçimde ve daha çok yeni işletmelerin
kurulması şeklinde algılanması ile ilgilidir.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
YATIRIMCI GIRIŞIMCILIK
Kişisel (Bireysel) Girişimcilik
Sanayileşme sürecinin başlangıcında görülen bu
girişimcilik tipidir.
 Karar yetkisi tek kişinin elindedir.
 Bu kişi işletmenin hem sahibi hem de yöneticisi
durumundadır.
 İşletme için uzmanlaşma ve iş bölümü henüz
gelişmemiştir.

GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
PAYLAŞIMCI/KATILIMCI GIRIŞIMCILIK




Sanayileşmenin gelişmesi ile birlikte işletme içinde iş
bölümü ve uzmanlaşma artmıştır. Finansman, üretim,
pazarlama, araştırma vs. gibi yeni görevler/işlevler
doğmuştur.
Bu durumda girişimci söz konusu alt dallara ilişkin her
biri ayrı uzmanlık gerektiren görev ve yetkilerin büyük bir
kısmını daha alt yüzeydeki yöneticilere bırakırken kendisi
uzun dönemli stratejik kararların özellikle yatırım
kararlarını alınması görevini üstlenmiştir.
Yatırımcı girişimcilikte sermaye sahibinin egemenliği ve
yönetiminde son sözü söyleme hakkı sürmektedir.
İşletmeyi yine tek başına kontrol etmektedir. Ancak
günlük işlerin yürütülmesini alt düzey
yöneticilere
bırakmıştır.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
YÖNETICI TIPI GIRIŞIMCILIK

Yatırıma dayalı
girişimcilik tipinde
deneyime dayalı
yöneticilik bilgisi yeterli
olurken, zamanla işletme
yönetim ve sorunlarının
bilimin konusu olmasıyla,
eğitilmiş yöneticiler
yetişmeye başlamıştır.
• Böylece girişimcilik bilgisi olmayan sermayedar,
uzman bilgiye ihtiyaç duyulan işletmesinde, profesyonel
yöneticilerle çalışmak zorunda kalmıştır. Sonuçta
işletmenin yönetimini bir kişi değil, bir grup üstlenmiştir.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
BILIŞIMCI GIRIŞIMCILIK

Bilgi toplumunda bilişim teknolojisinin bilgi üretimini
hızlandırması sonucu bilginin hem hacmi hem de
göreceli önemi artırmıştır. Bu bilgiler, girişimcinin
kararlarını belirleyecektir. Girişimci riskini en aza
indirmek ve en yüksek karı elde edebilmek için
kendini belli bir bilgi yüküyle donatarak karar ve
tercihlerinde akılcı olmak zorundadır.
• Ayrıca girişimci ekonomik ve toplumsal
alanlarda köklü yeniliklerin ve girişimlerin
kaynağı durumundadır. Çünkü bu buluşlara
üretim sürecine ve ticari ilişkilere aktararak
yenilik şekline dönüştüren girişimcilerdir.
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
BILIŞIMCI GIRIŞIMCILIK

Bilişimci
edebiliriz:
girişimciliği
şu
şekilde
formüle
GIRIŞIMCILIK TÜRLERI
BILGISIZ VE BILINÇSIZ/KOPYACI GIRIŞIMCILIK
Bilişimci girişimciliğin gereği gibi uygulanamaması
durumunda buna karşıt terimlerle ifade edilebilecek
değişik girişimci türleri söz konusu olabilir. Bunlardan
birisi, eksik veya yanlış bilgi ile girişimciliğe yönelme
anlamında bilgisiz girişimcilik olarak isimlendirilebilir.
 İş alanlarının ve sektörlerin artan bilgi gereksinimine
cevap verebilecek bilgi donanımına sahip olmamayı
ifade eder.
 çevresinden gördüğü kadarıyla, onların faaliyetlerini
taklit ederek girişimcilikte bulunmaktır. Bu tür
girişimcilik için kopyacı girişimcilik terimi kullanılabilir.

STRATEJIK GIRIŞIMLER
Küresel rekabetin artması ile yaygılaşmıştır.
 İşletmeler arasında dayanışma ve kaynak
birleştirme faaliyetlerinin genel adıdır/şeklidir.

•
•
•
•
Ortak dağıtım kanallarını kullanma
Ortak bilgi bankası oluşturma
Ar-Ge birimlerinin birleştirilmesi
Ortak Girişimler oluşturma (İş Ortaklıkları)
http://www.stratejikisler.com
ORTAK GIRIŞIMCILIK
•
•
İş Ortaklıkları - Joint Venture
Belli bir iş için kurulan ortaklıklar. Genellikle
büyük çaplı proje tipi taahhüt işlerinde, farklı
uzmanlık gerektiren işlerde işbirliği yapma
şeklinde olur
Örn; Baraj, Boğaziçi Köprüleri, Metro inşaatı vb.
Başarılı ve başarısız bir işadamı, kişisel ve buna
bağlı olarak karar alma yeteneği ile birbirinden
ayrılmakla birlikte bir işe başlarken gözönünde
bulundurulması gereken bazı başarı faktörleri de
vardır. Bunlar;
İş olanağının bulunması
 İşe başlamak için uygun zamanın seçilmesi
 Yönetim yeteneği ve tecrübesi
 Öz sermaye ve kredi olanakları
 Riske karşı sigorta

İŞLETMELERİN KURULUŞ SÜRECİ VE AMACI

Optimum kuruluş yeri maliyetin en düşük karın
ise en yüksek olmasını sağlayan yerdir.
Kuruluş
yeri:
işletmenin
amaçlarına
ulaşmada
faaliyetlerini verimli, ekonomik
ve karlılık ölçütlerine uygun
şekilde yürütmesine imkan
veren yerdir.
Konumluk
yeri:
belirlenen
kuruluş yeri içinde işletmenin
faaliyetlerini yürütmek üzere
fiziksel
mekan
olarak
kurulduğu ya da açıldığı yer.
KURULUŞ YERI ETMENLERI:
Taşıma
 Hammadde
 Pazar alanı
 İşgücü
 Su ve su kaynakları
 İklim koşulları
 Sosyal ve kültürel koşullar
 Şehir ve bölge yöneticilerinin davranışları
 Vergi, resim ve harçlar ile teşvik önlemleri
 Enerji kaynakları
 İşletme dışı artırımlar
 Jeolojik koşullar

KURULUŞ YERİ
???BÖLGE SEÇİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ???
 Pazara
Yakın Olma
 Hammaddelere Yakın Olma
 Vergi Oranları
 İş İklimi
 Ücret Oranı
 Emek Piyasalarındaki
Koşullar
KURULUŞ YERİ
ŞEHİR SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
 Populasyon
Trendleri
 Rekabet
 Ulaşım
Olanakları
 Kamu Hizmetlerinin
Kalitesi,Maliyeti ve Yerel
Düzenlemeler
 Yaşam Kalitesi
 Kümelenme
 Topluma Uyum Gösterme
KURULUŞ YERİ
KONUMLUK YERİN SEÇİMİ
(= PERAKENDE VE HİZMET İŞLETMELERİNDE)











Ticari Alan Ölçeği
Perakende Uyumluluğu
Rekabetin Derecesi
Ulaşım Altyapısı
Politik Engeller
Müşteri Trafiği
Park Yeri Olanakları
Tanınmışlık
Genişleme olanakları
Görünürlülük
Fiziksel,Irksal ve Duygusal
Engeller
KURULUŞ YERİ
KONUMLUK YERİN SEÇİMİ
(= ÜRETİM İŞLETMELERİNDE)
 Serbest
Bölgeler
 Küçük ve orta Ölçekli Sanayi
Siteleri
 Organize Sanayi Bölgeleri
 İnkübatörler
 Endüstri Bölgeleri
 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri
İNKÜBATÖR NEDİR?
PAZAR ARAŞTIRMASI VE TALEP TAHMİNİ

1.
2.
Toplanan veriler sonucunda bir talep tahmini
yapılır. Talep tahmini ilgili pazarda üretilmesi
düşünülen mal veya hizmetin ne kadar talep
edileceğini ifade eder. Talep iki şekilde
incelenmektedir.
Potansiyel talep, pazarda mevcut şartlar
altında tüketicilerin sayısı veri iken satın
alınabilecek toplam mal veya hizmet miktarıdır.
Fiili talep, belli bir dönemde talebin ne kadar
olduğunu gösterir.
KURULUŞ AŞAMALARI



İşletme kuruluş çalışmaları bir süreç şeklinde işler ve
herbiri son derece titiz çalışmayı gerektiren analizleri
kapsar. Proje yatırım düşüncesinin oluşmasından
sonra kuruluş aşamasının en önemli ve en kapsamlı
çalışmasını içeren fizibilite etüdleri yapar.
Girişimci açısından yatırım parasal sermayenin bina,
arazi, makine ve stoklar gibi maddesel ve patent veya
imtiyaz şeklindeki maddi olmayan değerlere
dönüştürülmesidir.
İşletme açısından yatırım işletmeye ileride gelir
sağlamak amacıyla yapılan her türlü harcamadır. Bu
açıdan değerlendirildiğinde arsa, bina, makinalar,
lisans, patent hakkı ve firma değeri için yapılan her
tür harcama yatırım harcamasıdır.
PROJE YATIRIM DÜŞÜNCESI
Amaçlar açısından ele alındığında işletmelerin
yaptıkları yatırımlar ÜRETİM AMAÇLI ve MALİ
AMAÇLI YATIRIMLAR olarak ikiye ayrılır.
Üretim amaçlı yatırımlar:
1. Sabit sermaye yatırımları
kuruluş yatırımları
rasyonelleştirme yatırımları
tevsi yatırımları
yenileme yatırımları
1. Stok yatırımları
ÜRETİM AMAÇLI YATIRIMLAR
Kuruluş yatırımları yeni kurulan bir işletmenin mal ya
da hizmet üretimin gerçekleştirmek için gerek
duyduğu varlık değerlere yaptığı harcamalardır.
Rasyonelleştirme yatırımları mevcut tesis veya
üretim yöntemini geliştirerek daha çağdaş tesis ya
da üretime yöntemine göre organizasyonun yeniden
şekillendirilmesi amacıyla(reorganizasyon) yapılan
yatırımlardır.
Tevsi
yatırımlar,
kurulu
bir
işletmenin üretim kapasitesini artırmak amacıyla
yaptığı
yatırımlardır.
Yenileme
yatırımları
ekonomik ömrünü dolduran sabit değerlerin
yenilenmesine
yönelik
yatırımlardır.
Stok
yatırımları işletmenin hammadde, yarı mamul,
mamul ve yardımcı malzemeler için yaptığı
harcamalardır.
Stok
yatırımlarını
sermaye
yatırımlarından ayıran en önemli fark yatırımın
süresidir.
Finansal
planlama
açısından
ele
alındığında sabit sermaye yatırımları uzun süreli,
stok yatırımları ise kısa süreli yatırımlar olarak
kabul edilir.
MALİ YATIRIMLAR

Sermayenin üretim dışında
mali bir kazanç sağlamak
amacıyla hisse senedi, tahvil
veya hazine bonosu gibi
alanlara
yönlendirilmesidir.
Yatırım
projesi
kavramı
yatırıma göre daha kapsamlı
bir kavramdır.
İleride belli bir ekonomik
yarar sağlayacağı umularak
yapılan yatırımla ilgili olarak
geliştirilen bir plandır. yeni
bir işletmenin kurulması,
mevcut
bir
tesisin
genişletilmesi,
işletmenin
kullandığı
teknolojilerin
geliştirilmesi
veya
yenilenmesi,
alt
yapı
hizmetleri, sağlık ve eğitime
yönelik çalışmalar gibi her
türlü harcama ve çaba yatırım
projesi olarak değerlendirilir.
FIZIBILITE(YAPILABILIRLIK )ÇALIŞMALARI
Yatırım
kararlarının
öncesinde
durum
değerlemesi.
Türkçede yapılabilirlik olarak bilinen bu terim, daha ziyade fizibilite etüdü
olarak kullanılır. Fonların ve imkanların kullanımını gerektiren hemen her
yerde, gelecekte kazanç getirecek bir işe kalkışıldığında, söz konusu olacak
yatırımın değer olup olmadığını, ne ölçüde karlı olabileceğini ortaya koymak
için yatırım projesi ile ilgili önemli bütün hususların değerlendirilmesine ihtiyaç
duyulur. Bu amaçla yapılan çalışmalara fizibilite çalışması denir. Değerleme
sonucunda
karlı
bulunan
yatırımlar
için
fizibil
dir
denilir

Rasyonel yatırım alanlarının tespit edilebilmesi için
çeşitli etütler yapılır. Bunlar; OLANAK ETÜDÜ ve
FİZİBİLİTE ETÜDÜDÜR. Olanak etüdü ülkenin
doğal kaynakları diğer üretim faktörlerinin durumu,
ithal ikamesinin olup olmaması durumu, ülkede
izlenen ekonomi politikaları ve rakiplerin durumu
gibi konularda yapılan araştırmaları kapsar.
FIZIBILITE(YAPILABILIRLIK )ÇALIŞMALARI

Fizibilite çalışması yeni bir
yatırım kararı için yapılabileceği
gibi,
mevcut
tesislerin
genişletilmesi,
yenilenmesi
maksadıyla da yapılabilir. Bu
çalışmalar bazen bir istek sonucu
da gündeme gelir. Yatırım için
ihtiyaç duyulacak kredileri ve
teşvikleri
sağlayacak kamu veya finansman
kuruluşları
bu
işin
yapılabilirliğini görmek için bir
fizibilite raporu talep ederler. Bu
durumda müteşebbis şartlarına
uygun
bir
fizibilite
etüdü
hazırlamak
zorunda
kalır.
FIZIBILITE(YAPILABILIRLIK )ÇALIŞMALARI
Bir fizibilite çalışmasında esas itibariyle beş ana konuda bilgiler toplanıp
bir değerleme yapılmaya çalışılır.


1. Piyasa incelemesi: Üretilmesi düşünülen mal veya hizmetin
çeşitini, özelliklerini, muhtemel satış fiyatını, hangi pazarlarda veya
pazar dilimlerinde ne kadar satılabileceğini, satış dönemlerini,
sağlayacağı ihracat, istihdam, katma değer gibi iktisadi faydaların
neler olacağı değerlendirilir. Bu maksatla ayrıntılı piyasa
araştırmalarına girişilir.
2. Kuruluş yeri incelemesi: Bir işletmenin iktisadi ve sosyal bakımdan
maliyetinin en az; buna karşılık sağlayacağı faydaların en fazla
olması esastır. Bu maksatla, yatırım için en uygun yerin
belirlenmesine ihtiyaç duyulur. Hammadde, enerji, işgücü, pazara
yakınlık, tabii şartlar, ulaşım imkanları, gelişme potansiyeli ve daha
birçok faktör dikkate alınarak en rasyonel kuruluş yeri tayine
çalışılır.
FIZIBILITE(YAPILABILIRLIK )ÇALIŞMALARI



3. Mali inceleme: Fizibilite etüdünün bu bölümünde yatırımın toplam
maliyeti, sabit ve değişir giderlerinin yapısı, işletme sermayesi
ihtiyaçları, aylar ve yıllar itibariyle nakit akışları ve finansman
programı,
üretime
geçtikten
sonra
nakit
akışları,
başabaş üretim miktarları ve yatırımın kara geçiş zamanı gibi
hususlar değerlendirilir.
4. Teknolojik inceleme: Üretimde kullanılacak teknik ve teknolojiler
ile, alternatif üretim teknikleri ve her tekniğe göre ortaya çıkacak
ham ve yardımcı madde ihtiyaçları, bunların gerektirdiği makina ve
teçhizat ile, bunlara ait girdi-çıktı analizleri, yerleşme planı, inşaat
ve
montaj
işlerinin
nasıl
yapılacağı,
tedarik
kaynakları, istihdam edilecek personelin miktar ve özellikleri gibi
hususlar bu bölümde değerlendirilir.
5. Hukuki inceleme: Yatırım projesinin hazırlanma safhasından
kuruluş yerinin seçimi, yatırımın gerçekleştirilmesi, işletmenin
faaliyete geçip malların pazarlanmasına kadar uyulması gereken
kanun, tüzük ve yönetmelikler, yatırım üzerinde yapacağı muhtemel
etkiler ve getireceği fırsatlar bakımından değerlendirilir.
Başlıca bu bölümlerden meydana gelen fizibilite etüdü
ardından sonuç olumlu (yapılabilir) bulunursa, yatırım için bir
ön proje hazırlanır. Daha sonra, kesin proje haline getirilecek
uygulamaya geçilir.
KAPASİTE KULLANIMI VE BAŞABAŞ NOKTASI ANALİZİ

İşletmeler belirli bir kapasite düzeyinde faaliyette
bulunurlar. Kapasite sınırsız değildir. İşletmeler sınırlı
kapasite ile mal ve hizmet üretiminde bulunurlar.
İşletmelerin belirledikleri hedeflere ulaşabilmeleri
içinse kapasitelerini tam olarak kullanmaların gerekir.
Arzu edilen işletmelerde atıl kapasitenin
bulunmamasıdır.
KAPASİTE KAVRAMI:
Çoğunlukla bir yıl olarak alınan işletmenin belirli bir
dönemde mevcut kaynaklarını kullanarak elde
edebileceği maksimum üretim miktarını ifade eder.
KAPASİTE TÜRLERİ:
TEORİK (MAKSİMUM) KAPASİTE
NORMAL(PRATİK) KAPASİTE
GERÇEK(FİİLİ)KAPASİTE
AYLAK(BOŞ) KAPASİTE
ZORLANMIŞ KAPASİTE
OPTİMUM KAPASİTE
TEORİK(MAKSİMUM) KAPASİTE

Bir işletme, makine veya teçhizatın, hiçbir
bekleme gecikme, arıza, aksam veya duraklama
olmadan ulaşabileceği en yüksek üretim
miktarıdır. Diğer bir deyişle, maksimum
kapasite, “teknik açıdan yapılabilir” nitelikte
olup, üretimde herhangi bir sıkılma, bozulma,
işgücü veya hammadde tıkanıklığı, diğer üretim
darboğazları
ile
maliyetleri
göz
önünde
bulundurmaz Maksimum üretime ulaşmak için
fazla çalışma, kadar, yardımcı hizmetler, araçgereç ye aşırı yıpranma da üretim maliyetlerinin
normal düzeyini aşmasına yol açar.
NORMAL(PRATİK) KAPASİTE

Genellikle,tesis kapasitesi olarak maksimum kapasite düşünülürse de,
bir işletme veya tesisin tahmin edilen hakiki üretim kapasitesinin
sürekli olarak maksimum kapasitede kalması, çok zor, hatta
imkansızdır, Çünkü, bakım-tamirler, beklemeler, duraklamalar, montaj
ve ayarlamalar, çalışmaya hazır hale getirmeler, çalışma
yanılgılarından değeri gecikmeler v.b., makinelerin veya işletmelerin
belirli çalışma sürelerinin % 100’ünü doldurmalarına imkan vermez. Bu
tür gecikme ve beklemelere, “faaliyet kesilmeleri” denilir. İşte,
maksimum, kapasiteden bu faaliyet kesilmeleri çıkarılırsa, normal veya
pratik
kapasiteye
ulaşılır.
Şu halde daha pratik bir kavram olan bu kapasite, salt kurulu tesisi
değil, normal duraklamalar, tatiller, tamirler, gereç değişiklikleri,
istenen vardiya şekilleri ve birleştirilecek ana makinelerin
bölünmezlikleri gibi tesisin teknik özelliklerini içeren normal çalışma
koşulları yanında uygulanan, işletme sistemi de göz önüne alınarak
ulaşılabilen
üretim
miktarını
verir.
Bir işletmenin üretim tesislerinin kurulu kapasitesi yıllık 60 000 ton
iken, normal veya pratik kapasitesi 50 000 ton olabilir. Değişik şartlara
ve endüstri kollarına göre de fark etmekle beraber, normal kapasitenin
maksimum kapasitesinin % 75-80 civarında olabileceği ileri
sürülmektedir.
OPTİMUM KAPASİTE
Birim başına sabit ve değişken giderler toplamının minimum olduğu
kapasiteye “optimum kapasite” denir. Şu halde,.konuyu maliyetlerle ilişkili
olarak, ekonomik açıdan ele alan bu kapasite kavramı, üretim tekniği
değişmediğinde bir işletmenin minimum maliyetlerle üretilebileceği mamulün
miktarını vermektedir Maksimum kapasitenin teknik niteliğine karşın, bu
ekonomik kapasitedir; ancak şunu da hemen belirtmek gerekir ki, bunun
ölçümü diğerlerine göre daha zordur. Optimum kapasite, normal kapasite
dolaylarındadır.
Optimum kapasite ile yine ekonomik bir kavram olup, daha önce üzerinde
durulan “optimum işletme büyüklüğünü” birbirine karıştırmamak gerekir.
Herhangi bir işletme, optimum büyüklükte olsun veya olmasın, o işletmenin
kapasitesinin,
“maliyet
giderlerini
minimum
düzeyde
tutarak”
kullanılabilecek bir sınırı vardır. İşte işletme kapasitesinin bu sınırı optimum
kapasiteyi
ifade
eder.
GERÇEK(FİİLİ)KAPASİTE
Fiili kapasite, işletmenin herhangi, bir dönemdeki fiili veya gerçekleşen
üretim kapasitesini ifade, eder. Normal kapasite, her zaman için
“ulaşılabilir ‘üretim miktarını” verir ve bu açıdan gerçekçi bir “tam
kapasite”dir. Ancak, işletmenin normal kapasitede çalışmasını
gerektirmeyen veya bunu aşması gerektiren durumlar (örneğin, talep
düzeyinin düşüklüğü nedeniyle daha az veya bazen de aksi bir durumda
daha yüksek üretim) söz konusu olabilir. Esasen bir işletmenin her
zaman
normal
kapasitede
çalışması
istisnai
bir
haldir.
Atıl (Boş, Kullanılmayan) Kapasite
İşletmenin belirli bir dönemdeki fili veya gerçekleşen üretim miktarı
(fiili kapasitesi) normal kapasitesinin altında ise aradaki fark atıl
kapasiteyi” gösterir. Atıl veya kullanılmayan kapasite’, “boş kapasite”,
“aylak kapasite” gibi adlar da verilir.
ÖZET:
Girişimcilik özellikleri











İş ve görevlere bağlanma
Belirsizlikle yaşama becerisi ve orta düzeyde risk
alma
Fırsatları yakalama
Objektif olma
Geri bildirim ihtiyacı
İyimserlik
Paraya olan tutum
Proaktif yönetim
Bağımsız olma
Başarma ihtiyacı
İçsel kontrol odağı
ÖZET:
GIRIŞIMCILIĞIN ÖNEMI
 Ekonomik büyüme ve işsizlik sorunu
 Rekabet ortamı
 Toplum menfaatleri
 Bireysel menfaatler
GIRIŞIMCILIĞIN AVANTAJ
VE
DEZAVANTAJLARI
Bağımsızlık
-Başarma Duygusu
-Saygınlık elde etme
-Kar elde etme
-Kişisel gelişime olan katkısı
ÖZET:
GIRIŞIMSEL KARAR VERME SÜRECI VE
GIRIŞIMCILIĞI ETKILEYEN FAKTÖRLER







Yeni iş kurma isteğinde bireyin kültürü, alt kültür,
aile,öğretmenler, meslektaşlar, arkadaş çevresi etkili
olmaktadır. Ancak yeni bir şirket kurmayı mümkün
kılan ve bu anlamda etkileyici unsurlar şunlardır:
1-Devlet
2-Alt yapı
3-Pazarlama
4-Rol modelleri
5-Finansal kaynaklar
Bir ülkedeki girişimcilik düzeyini, etkileyen faktörler;
kültür, altyapı, sosyal faktörler, ekonomik faktörler, bilgi
alt yapısı, finansman olanakları, teknoloji kapasitesi, piyasa
yapısı, bireysel özellikler, yasalar ve düzenlemeler gibi
çeşitli unsurlara bağlıdır.
KÜÇÜK İŞLETMELER
ÖZET:
1-Küçük İşletme Tanımı ve Çeşitleri
Küçük işletmeler, Türkiye gibi gelişmekte olan
ekonomilerin bel kemiğini oluşturmaktadır.Emek yoğun
çalışan işletmelerden,teknoloji yoğun çalışan işletmelere
kadar bir çok sektörde küçük işletmelerin varlığını
görmek mümkündür.Büyük işletme(modern işletme)
tanımına bakıldığı zaman,çok iyi tanımlanmış özellikler
gösterirken;aynı kolaylığı küçük işletmeler açısından
söylemek güçtür.
Ölçek büyüklüğü olarak gerek ülkemizde gerek diğer ülkelerde ikili
ya da üçlü sınıflandırma benimsenmiştir. İkili sınıflandırma
şöyledir:
-Küçük ve orta ölçekli işletme,
-Büyük işletme.
Üçlü sınıflandırmada ise şu şekilde ele alınmaktadır:
-Küçük ölçekli işletme,
-Orta ölçekli işletme,
-Büyük işletme.
ÖZET:
 Küçük işletme tanımında bir takım nitel ve
nicel kriterler esas alınmaktadır. İşletme
büyüklüğünü belirlemede kullanılan nicel
ölçütler şunlardır;
 yıllık satışlar, yıllık karlar, bilanço büyüklüğü,
öz kaynak miktarı,yatırım miktarı ve çalışan
personel sayısıdır.
 İşletme
büyüklüğünü
belirlemede
kullanılan nitel ölçütler ise şunlardır;
Yönetim şekli, hissedarların sayısı, sektördeki
göreli durumu, hukuki şekli ve bölgeye yönelik
olup olmama. Genellikle büyüklük saptamada
ölçme kolaylığı açısından nicel ölçütler daha
çok kullanılmaktadır.
TÜRKIYE’DE KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTE
İŞLETME TANIMI ÖZET:

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından AB mevzuatına
uyumlu KOBİ tanımını ilişkin kanun tasarısı
hazırlanmıştır. Küçük ve orta büyüklükte işletmelerin
tanımı nitelikleri ve sınıflandırılması hakkında
yönetmelik taslağını 5. maddesinde AB esasları ile
uyumlu olarak yapılan KOBİ tanımı ve sınıflandırılması
şöyledir:
1-Mikro işletme: On iki kişiden az çalışan istihdam eden ve
yıllık net satış hasılatı ve /veya mali bilançosu bir milyon
Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler
2-Küçük işletme: Elli kişiden az çalışan istihdam eden ve
yıllık net satış hasılatı ve/veya yıllık mali bilançosu beş
milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler
3-Orta büyüklükteki işletme: İki yüz elli kişiden az çalışan
istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ve/veya yıllık mali
bilançosu yirmibeş milyon Yeni Türk lirasını aşmayan
işletmeler
ÖZET:
KÜÇÜK İŞLETMELERIN ÖNEMI
1-İşsizlik ve Üretime Olan Katkıları
2-Bazı Endüstrilerde Önemli Bir Paya Sahiptir
3-Rekabet Potansiyeli
4-Diğer
KÜÇÜK IŞLETMELERIN SAHIP OLDUĞU
ÜSTÜNLÜKLER
-Esneklik
-Niş Pazar
-Hızlı karar alma süreci
-Tüketicilerle direkt temas
ÖZET:
Küçük işletmeler bu üstünlüklerine karşılık bazı
Dezavantajlara da sahiptir:
a-)Küçük işletmeler bilgiye ulaşmada bazı sıkıntılara sahiptir
*Rakipler,tedarikçiler,teknoloji ve ihracat pazarlar hakkında
bilgi edinme zorlukları vardır.
*Ulusal, uluslar arası normlar, ithalat-ihracat yapılan ülke
gerekleri,ihracatta tüketicilerin beklentileri konusunda
bilgiye ulaşma güçlükleri vardır
b-)Çevre ile ilgili maliyetlerin katlanabilme zorunluluğu
vardır.
c-)Finansal kaynaklara ulaşabilmede güçlüklerle
karşılaşmaktadır.Bu nedenle de yetersiz sermaye ile
çalışmaktadır
d-)İnsan kaynaklarının kalitesi düşüktür.Kalifiye elemanları
bünyesine almada sıkıntılar vardır
e-)Teknolojiden yararlanma olanakları sınırlıdır.Küçük
işletmelerin çoğu sınırlı olanakları sahip olduğundan
dolayı,düşük teknoloji ile çalışmaktadır
f-)Sınırlı yönetsel becerilere sahip olmasıdır
KAPASİTE TÜRLERİ:
Teorik(max) kapasite
 Normal(pratik) kapasite
 Gerçek(fiili)kapasite
 Aylak(boş)kapasite
 Zorlanmış kapasite





Zorlanmış Kapasite : İşletmelerin bazen müşterilerin artan
istemlerini karşılamak için;
Standart çalışma süresini genişleterek
Bakım sırası gelişmiş olan makinelerin bakımlarını bir süre
erteleyerek
Hammadde güven stokunu kullanarak ya da ek hammadde
satın alarak, vb yaklaşımlarla normal kapasitenin üzerinde bir
çalışma düzeyine çıkmaları sonucu ulaşılan üretim düzeyine
zorlanmış kapasite denir.
KAPASİTE TÜRLERİ:

Kapasite türleri aşağıdaki gibi gösterilebilir.
OPTIMUM KAPASITE VE UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞININ SEÇIMI



Bir işletmenin üretebileceği ürün miktarını yani kurulu
ölçeği ile ulaşabileceği üretim düzeyini en düşük maliyetle
elde edebileceği kapasitedir. Optimum kapasite kuruluş
ölçeğinin bir fonksiyonudur.
Optimum kapasite düzeylerinin belirlenmesinde kısa
dönemde artan ve azalan verimler kanunu uzun dönemde
ise ölçeğe göre artan sabit ve azalan getiri şartları etkili
olmaktadır.
KISA DÖNEM: iktisat teorisinde tüm üretim faktörlerinin
değiştirilemediği dönem olarak kabul edilir. Belli bir sabit
faktör üzerine herbir değişken faktörün ilavesinin üretime
sağladığı katkı bir önceki faktöre göre giderek artar. Buna
ARTAN VERİM denir.
Faktör düzeyinin aşılması
durumunda ise her ilave değişken faktör bir önceki faktöre
göre toplam üretimi daha az artırır. Buna da AZALAN
VERİM denir. Belirtilen bu iki olay birlikte ARTAN VE
AZALAN VERİMLER KANUNU olarak bilinir.
OPTIMUM KAPASITE VE UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞININ SEÇIMI
UZUN DÖNEM: Production in the long run
tüm üretim faktörleri değiştirilebilmektedir. Bu
değişme , işletme ölçeğinde bir değişmeyi ifade
eder. Üretim ölçeğinde meydana gelen değişmeler
sonucu üretim miktarında meydana gelen
değişmelere ÖLÇEĞE GÖRE GETİRİ
denilmektedir. Üretim miktarıyla yakından ilgili
olan bu ölçek değişmeleri üretim miktarını hep
aynı yönde ve aynı oranda değiştirmez. Bütün
üretim faktörleri birlikte ve aynı oranda
değiştirildiğinde üç çeşit ölçeğe göre getiri durumu
ortaya çıkar:
 ÖLÇEĞE GÖRE SABİT GETİRİ
 ÖLÇEĞE GÖRE AZALAN GETİRİ
 ÖLÇEĞE GÖRE ARTAN GETİRİ

OPTIMUM KAPASITE VE UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞININ SEÇIMI

Ölçeğe göre getiri durumlarını şekil yardımıyla
açıklayacak olursak;
Üretim faktörlerindeki
işgücü-toprak
artışı
toplam üretimi de aynı
yönde ve aynı oranda
artırmıştır.
Ölçeğe
göre sabit getiri söz
konusudur. F eğrisi
pozitif
eğimli
ve
doğrusaldır.
OPTIMUM KAPASITE VE UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞININ SEÇIMI
Üretim faktörlerindeki
artış toplam üretimi
daha fazla artırmıştır.
Ölçeğe göre artan getiri
söz konusudur. G eğrisi
bu yüzden pozitif eğimli
ve dışbükey bir seyir
izlemektedir.
OPTIMUM KAPASITE VE UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞININ SEÇIMI
Üretim
faktörlerindeki artış
toplam üretimi daha
az artırmıştır. Ölçeğe
göre azalan getiri söz
konusudur. H eğrisi
de bu yüzden pozitif
eğimli fakat azalarak
artan veya içbükey
bir seyir izlemektedir.
OPTIMUM KAPASITE VE UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞININ SEÇIMI
KOM: kısa dönem ortalama maliyet eğrisi’nin herbiri belli bir
üretimi(Q1 ve Q2üretim düzeyleri) minimum bir maliyetle
gerçekleştirecek bir tesisi temsil etmektedir. Firma gelecekteki üretim
miktarını göz önünde bulundurarak bu tesislerden birini seçecektir.


Herbir KOM eğrisine optimal olduğu noktada teğet olan ölçeğe göre artan
ve azalan getiriden dolayı “U” biçimli uzun dönem ortalama maliyet
(UOM) eğrisi ise firmanın istediği herhangi bir tesisi kuracağı zaman her
üretim düzeyinin en düşük ortalama maliyetini göstermektedir. UOM
eğrisine min. Olduğu noktada teğet olan KOM2 ile gösterilen ikinci tesis
tam kapasitenin söz konusu olduğu, birim maliyetlerin olabilen en düşük
düzeylere çekildiği optimum çaptaki tesisi ifade eder.
İşletmenin yapısına, büyüklüğüne ve amaçlarına en uygun düşen üretim
miktarına OPTİMUM KAPASİTE denir. Bu kapasite öyle bir noktada
gerçekleşmelidir ki o noktada üretim maliyetleri en düşük, üretim miktarı
en yüksek, üstelik üretilen malın tümü satılmış olmalıdır. İşletmeler için
optimal kapasite bulundukları sektörün kapasitesine göre belirlenmelidir.
BAŞABAŞ NOKTASI ANALİZİ



İşletme kapasitesinin belirlenmesinde yararlanılan bir
başka grafik araç ise Başabaş Noktası Analizidir. Bu analiz
hangi üretim(kapasite) düzeyinde işletmenin karsız
hangilerinde ise zarar ve kar durumunda olacağını ortaya
koyan bir kapasite belirleme aracıdır.
"Maliyet-Kâr-Hacim Analizi" veya "Kâra Başlama Noktası
Analizi" de denir.
İşletmelerin maliyetlerinin üretim miktarı ile İlişkili
olması ve fiyatın genellikle işletme dışında "piyasa"
dediğimiz ortamda oluşması, işletme yöneticilerinin belirli
bir fiyatla satılacak ürünlerin, hangi üretim (ve satış)
düzeyinde ne kadar kâr bırakacağı konusunda bir çalışma
yapmalarını gerektirir. Piyasa fiyatını etkileyebilecek
güçteki işletmeler bile bu çalışmayı yapacak hangi üretim
(ve satış) düzeyinde, ne fiyatla satış yaparlarsa en kârlı
durumda olacaklarını bilmek isterler. Fiyatlandırma,
üretim seviyesini belirleme veya yeni ürünler çıkarma
konusunda verilecek kararlar, bu tür irdelemeleri gerekli
kılar.
BAŞABAŞ NOKTASI ANALIZININ DAYANDIĞI VARSAYIMLAR
ŞUNLARDIR:





a) Maliyetler açıkça sabit ve değişken olarak sınıflandırılabilirler. Ya
da karma maliyetlerin (hem sabit, hem de değişken maliyetlerden
oluşan) sabit ve değişken kısımları belirlenebilir;
b) Sabit maliyetler kesinlikle satış tutarıyla birlikte değişmez. Yani
satış düzeyinden etkilenmezler. Değişken maliyetler ise kesinlikle
satış düzeyinden etkilenirler;
c) Satış hacmi değişse de, birim başına satış fiyatı değişmemektedir;
d) Satış karışımı (İşletmenin ürün çeşitleri ve toplam üretim içindeki
payları) sabit kalmaktadır;
e) Üretim işletmeleri için Üretim Miktarı'nın tamamı satılmış
olacaktır. Dönem sonu mamul stoku yoktur;

f) Her çeşit satın alma fiyatı sabittir;

g) İşletmenin verimliliği değişmemektedir;

h) Maliyetler üzerinde yalnızca üretim veya satış miktarının etkisi
bulunduğu kabul edilmektedir. Maliyetlere çok başka etkenler de
etki
eder.
Fakat
Başabaş
Noktası
Analizlerinde
olay
basitleştirilmcktedir. Bir anlamıyla bu analiz statiktir. İş
hayatındaki dinamik etkiler gözönüne alınmaz.


TG, üretim ve satışla birlikte gelir elde edilmeye başlanacağı için
orijinden başlayarak,üretim ve satış miktarı arttıkça ürünün fiyatı ile
doğru orantılı olarak artan, Toplam Geliri gösteren doğrusal bir eğridir.
TM ise, üretim miktarı ile ilişkili olmayan üretim olsun veya olmasın
katlanılan sabit maliyetlerden dolayı orijinden daha yukarıdan
başlayarak üretim miktarı ile ilişkili olarak değişen, değişken
maliyetlerle orantılı olarak artarak doğrusal bir seyir takip eden Toplam
Maliyeti göstermektedir.


TM ve TG eğrilerinin kesiştiği nokta Başabaş noktası olup (Q1 üretim
düzeyi), bu üretim düzeyinde gelir ve gider eşittir. Bu üretim düzeyinin
üzerinde kar altında ise zarar sözkonusudur. İşletme kar edilen bölgede
yer alacağı bir kapasite düzeyi(Q1’den fazla) ile çalışmak
durumundadır.
Başabaş noktası üretim miktarı, maliyet kalemlerinin bilinmesi halinde
aşağıdaki formül ile hesaplanır.
İŞLETMELERIN AMAÇLARI:
İşletmenin amacı: ulaşmak istedikleri hedefleri
belirleyen planların kapsamını ortaya koyar.
Belli faaliyetleri gerçekleştirerek ulaşmak
istenen durumlardır.
 Büyük olsun küçük olsun bütün işletmelerin
amacı ekonomik malları üretmek ve/veya
pazarlamaktır. Buradan hareketle her bir
işletmenin amacının kar elde etmek olduğunu
söyleyebiliriz.
 İşletmelerin genel kabul görmüş amaçları
arasında;

Uzun dönemde kar elde etme
 Topluma hizmet sunma
 Bağımsız olma ve prestij sağlama
 Ömrünü sürekli kılma

İŞLETMENIN HUKUKSAL YAPISI VE TÜRLERI:


İşletmeler açısından amaca uygun bir hukuki
yapının seçimi ve ona şahsiyet kazandırmak
önemlidir.
GİRİŞİMCİLER İŞLETMENİN HUKUKİ YAPSINI
SEÇERKEN AŞAĞIDAKİ FAKTÖRLERE DİKKAT
ETMEK DURUMUNDADIRLAR.
1- Vergi
2-Sorumluluk
3-Kuruluş sermayesi gerekleri
4- Kontrol
5-İşletme amaçları
6-Yönetim başarı Planları
7-Maliyet
HUKUKİ ŞEKİLLERİ BAKIMINDAN İŞLETMELER
1- Özel İşletmeler
 2Kamu İşletmeleri
 3Yabancı Sermayeli
İşletmeler ,
olmak üzere 3 ana işletme
grubu bulunmaktadır.
Bunlar da kendi içinde sınıflara
ayrılmaktadır.







1-ÖZEL İŞLETMELER
A-Tek kişi İşletmeleri
B-Şirketler
a-Adi şirketler
b-Ticaret Şirketleri
1-Şahıs Şirketleri



2-Sermaye Şirketleri




Kolektif Şirketler
Komandit Şirketler
AnonimŞirket
Limited Şirket
Sermayesi Paylara Bölünmüş
Komandit Şirketler
C-Kooperatifler
2-KAMU İŞLETMELERI
•Katma bütçeli işletmeler:
 •Döner sermayeli işletmeler:
 •Yerel yönetim işletmeler:
 •Kamu İktisadi teşebbüsleri (KİT’ler):.
 •İktisadi devlet teşekkülleri (İDT)
 •Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK).

3
YABANCI SERMAYELI İŞLETMELER
Sermayesinin tamamı veya %51 lik kısmı yabancı
girişimcilere ait olan işletmelerdir.
HUKUKİ ŞEKİLLERİ BAKIMINDAN İŞLETMELER
Her ülkede işletmelerin çeşitli yönlerden bağlı kalacakları
hususlar bazı kanunlarla düzenlenmektedir. Ülkemizde
bunlar;
 •Türk Ticaret kanunu (TTK),
 •Borçlar kanunu
 •Kooperatifler kanunu
 •Vergi kanunu
Diğer bazı kanunlar; Türk Medeni Kanunu, iş kanunu,
bütçe kanunu, vb.’dir.
 Daha önce yapılan sınıflandırma kapsamına giren
özel işletme çeşitleri ve tanımları şu şekildedir:

ŞAHIS IŞLETMELERI VE HUKUKSAL YAPISI:




Oldukça eskilere dayanan kurulması basit olan
işletme türüdür.
İşletmenin tek sahibi vardır. Bu nedenle işletme
sahibi işletme faaliyetleri konusunda her türlü kararı
alır, uygular ve denetler. Ortaya çıkabilecek işletme
riskleri tümüyle kendisine aittir.
Kuruluşu: kişinin işletme kurma isteği bağımsız çalışma
isteği, küçük sermayesini değerlendirme isteği, başka
alternatifin olmaması, miras, vb. olabilir.
Şahıs işletmelerinin bu risklere karşın birtakım
üstünlükleri de vardır. Bunlar:






Kurulması kolaydır
Yetkiler işletme sahibi olan kişide toplanmıştır.
Faaliyetlerde gizlilik vardır.
Kar bir tek elde toplanır.
Esnek bir yapıya sahiptir.
Kredi bulma imkanları vardır.
ŞAHIS IŞLETMELERI VE HUKUKSAL YAPISI:

Şahıs işletmelerinin bu üstünlüklerinin yanısıra
hukuki yapıdan ötürü işletme sahibine getirdiği
birtakım dezavantajlar da vardır. Bunlar:
Büyümeleri sınırlıdır.
 Örgüt yapısı gelişmemiştir.
 İşletmenin devamı belirsizdir.
 İşletmenin
tüm
borçlarına
sözkonusudur.


karşılık
sorumluluk
Şahıs
işletmeleri
az
sermaye
ile
kurulabildiğinden küçük işletmeler için en uygun
hukuki yapı olduğu uygulamada görülen bir
gerçekliktir. Bununla beraber işletmenin hukuki
yapısı
o
işletmenin
büyüklüğü
veya
küçüklüğünün bir ölçüsü değildir.
Şahıs
işletmesi olan büyük sermayeli işletmeler de
vardır.
ŞİRKETLER
BORÇLAR KANUNUNA
GÖRE BIR IŞLETMENIN ŞIRKET
OLABILMESI IÇIN GEREKEN HUSUSLAR AŞAĞIDAKI GIBIDIR:
 Şirketi
kuranların sayısı birden fazla
olmalıdır.
 Ortak bir amaç olmalıdır
 Ortak amaca ulaşmak için ortaklar
arasında bir anlaşma olmalıdır
 Belirlenen hedefe ulaşmak için para, mal
veya emek, sermaye olarak konmalıdır
 Bu tip şirketler Borçlar kanununda adi
şirketler olarak tanımlanır.
ŞİRKETLER

Ortak ekonomik amaç ve çıkarları gerçekleştirmek, ya
da belli bir ekonomik amaç ve çıkarın gereği olarak
birden çok kişilerin emek ve sermayelerini bir araya
getirmeleriyle
kurulan
işletmelere
şirket
denir. Bir ortaklığın varlığından söz edilebilmesi için
aşağıdaki niteliklerin bulunması gereklidir.
• Ortaklığı oluşturan kişiler birden
fazla olmalıdır. Bu kişiler gerçek
veya tüzel kişi olabilir. Bu kişilere
ortak, hissedar, şerik veya pay sahibi
denir.
• Ortak bir amacın bulunması
gereklidir.
• Ortak amaca ulaşabilmek için
ortaklar
arasında
bir
anlaşma
bulunmalıdır.
• Şirketin amacına ulaşabilmesi için
ortaklarının mal ve emeklerini
sermaye olarak şirkete getirmelidir.


Türkiye yasalarına göre şirketler temelde ikiye
ayrılır: kişi (şahıs) şirketleri ve sermaye
şirketleri.
Şahıs şirketleri
Adi şirket
 Kollektif şirket
 Komandit şirket


Sermaye şirketleri
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket
 Limited şirket
 Anonim şirket

YUKARIDA
AÇIKLANAN
NITELIKLERE
SAHIP
OLAN
OLARAK
BORÇLAR KANUNUNDA "ADI ORTAKLIKLAR ”
INCELENIRLER. BUNLARIN DIŞINDA TICARET
KANUNU
DA
IŞLETMELER
KIMI
ORTAKLIK
ÇALIŞMALARINI DÜZENLER.
BU
TÜRLERINI
VE
"
ŞIRKETLERI " DENILMEKTEDIR. BU NEDENLE ,
YAPILARI AÇISINDAN ŞIRKETLER IKIYE AYRILIRLAR.
ŞIRKETLERE ISE
ONLARIN
TICARET
HUKUKI
1. ADİ ŞİRKETLER : İki veya daha çok
kişinin
bir
araya
gelerek
iş
yapması
durumlarında adi şirket söz konusu olmaktadır.
Borçlar kanununa göre her ortak para, alacak
veya başkaca mal veya emek olarak da bir
sermaye
koymakla
yükümlüdür.
Şirket
sözleşmesi yazılı ya da sözlü olabilir. Bu tür
şirketlerin
tüzel
kişilikleri
yoktur.
1. ADİ ŞİRKETLER :



Adi şirketin kuruluşu kanınca bir şekle bağlanmıştır.
İster gerçek, ister tüzel kişi olsun, ortakların şirket
kurmak konusunda anlaşmalarıyla şirket kurulmuş
olur.
Adi şirketlere Borçlar Kanununun 520 – 541
arasındaki maddeleri
uygulanır.
Kazanç veya zarar ortaklar arasında daha önceden
belirtilen oranlarda veya eşit olarak dağıtılır. Bütün
ortaklar şirketin yönetiminde yetki sahibidir. Ancak
bu yetki bir veya birkaç ortağa, ya da dışarıdan
seçilecek birine devir edilebilir. Üçüncü kişilere karşı
ortaklar sınırsız ve zincirleme sorumludur. Kuruluş
anlaşmasının aksine bir hüküm yoksa, ortaklardan
birinin
ölmesi
ile
ortaklık
sona
erer. Adi şirketi ticaret ortaklıklarından ayıran en
önemli özellikler şunlardır.
1. ADİ ŞİRKETLER :

Adi şirketi ticaret ortaklıklarından ayıran
en önemli özellikler şunlardır.
•Adi şirketin tüzel kişiliği
yoktur.
• Adi şirketler borçlar
kanununun hükümlerine
tabidir.
• Adi şirket ticaret siciline şirket
olarak kayıt olmaz
• Adi şirket bir ticaret ünvanı
almak zorunda değildir..
ADI ŞIRKETLERDE SERMAYE


Ortağın getirdiği sermaye, “Sermaye Payı”, “Katılma Payı”,
“İştirak Hissesi” olarak adlandırılır ve ortakların sermaye
payının birbirine eşit olması ve fiilen getirilmiş olması
gerekmez.
Ortakların sermaye miktarı şirket sözleşmesinde
gösterilmemişse, eşit olarak katıldıkları varsayılır
KÂR VE ZARARIN PAYLAŞIMI
Ortaklık sözleşmesinde her hangi
bir şekil kararlaştırılmamış ise
kâr ve zarar yasada belirtilen
şekilde paylaştırılacaktır.
 Yasada,
kâr
ve
zararın
paylaşılmasına dair bazı esaslar
belirlenmiştir.

ŞIRKETIN YÖNETIMI


Kural olarak adi şirketin yönetimi, bütün ortaklara aittir.
Ancak, bu durum güçlükler yaratabileceğinden, yönetim
yetkisinin ortaklardan veya hariçten bir veya birkaç kişiye devri
kararlaştırılabilir
ŞIRKETIN DENETIMI
Adi şirketlerde her ortağın şirketi denetleme yetkisi vardır.
SONA ERMESI/KAPATILMASI:


Sözleşmede belirlenen sürenin sona ermesi,

Amaca ulaşmanın olanaksızlığının anlaşılması,

Bütün ortakların birlikte karar vermeleri,



Ortaklardan birinin ölümü, iflas veya 3. Kişilere olan borçlarından
dolayı tasfiye payı üzerinde zorunlu icra vuku bulması
Ortaklardan birinin 6 ay önceden feshi ihbar etmesi gibi nedenlerle
şirket sona erer.
Fesihten sonra şirketin borçları ve ortakların alacakları dağıtılır kar
varsa sözleşmeye göre pay edilir.
Zarar varsa ortaklardan
talep edilir
2. TİCARET ŞİRKETLERİ :

Çalışmaları Türk Ticaret Kanununun
hükümlerine göre düzenlenen ortaklıklara
"ticaret şirketleri” denilir. Ticaret şirketleri
kendi aralarında ;
Kişi Şirketleri
Sermaye Şirketleri
KİŞİ ŞİRKETLERİ :

Ortak
ekonomik
bir
çıkar
veya
çıkarların
Gereği olarak sayısı belli kişilerin kurdukları ve
sorumlulukları kişisel olan ortaklıklara kişi şirketleri
denir. Ortakların sayısı genelde azdır ve ortaklığın devri
de oldukça zordur. Kişi şirketlerinde ortakların hepsi
uygun görmeden ortaklık payı başkalarına satılmaz veya
devir edilemez. Şirketten ayrılan bir ortağın şirket
ilişkilerinden dolayı üçüncü kişilere olan sorumluluğu
bir
süre
daha
devam
eder.
KOLLEKTİF ŞİRKET :



Türk
Ticaret
Kanununa
göre,
ticari
Bir işletmeyi bir ticaret ünvanı altında çalıştırmak amacıyla
gerçek kişiler arasında kurulan, ortakların her birinin şirket
alacaklılarına karşı sınırsız sorumlu olduğu ortaklıklara
kollektif
şirket
denir.
Şirketin yönetiminden her ortak sorumludur. Kuruluş
anlaşmasında aksine bir hüküm yoksa, diğer ortakların rızası
olmadan ortaklıktan çıkılamaz. Aynı şekilde şirkete yeni bir
ortağın alınması için tüm ortakların rızası olmalıdır.
Kolektif şirketlere yalnızca gerçek kişiler ortak olabilir.
Ortaklar, kar veya zararı eşit olarak ya da daha önce kuruluş
anlaşmasında belirtilen oranlarda bölüşebilirler.
Ticari hayatta en yaygın olan şirket türüdür.
Özellikle küçük ve orta çapta perakende, yarı toptancı ticaret
işletmeleri ile orta çapta işletmeler için uygundur.
KOMANDİT ŞİRKET :

Kolektif şirketin bir çeşidi olup, Ortaklardan bir veya
birkaçının sorumluluğu sınırlı değildir. Diğer ortakların
sorumlulukları, şirkete katıldıkları sermaye miktarı ile
sınırlıdır.
Sorumlulukları
sınırsız
olan
ortaklar
" komandite ortak” , sınırlı olanlar da " komanditer ortak "
denir
Komandite ortakların gerçek kişiler olması gereklidir.
Komanditer ortaklar ise gerçek veya tüzel kişi olabilir.
Komandit şirketler komandite ortaklar tarafından
yönetilirler. Komanditer ortaklar yıl sonunda hesaplarını
denetleyebilirler ve kardan sermayeleri oranında pay
alırlar.
SERMAYE ŞİRKETLERİ :
Sermaye
şirketlerinde,
ortakların
Sorumlulukları şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye
miktarıyla sınırlıdır. Bu tür şirketlerde ortaklardan birinin
ayrılmasıyla ortaklığı bozmaz. Ortakların şirketteki ortaklık
payları kişisel değildir. Bu paylar başkasına satılabilir veya
devredilebilir.
Sermaye şirketlerinin en önemli özelliklerinden biri de , sermayeye
ortak olmak ile şirketin yönetimiyle ilgilenmenin birbirinden
ayrılmış olmasıdır. Ortakların ikinci planda kalmaları ve asıl olanın
şirkete getirilen sermaye olması nedeniyle bu tür ortaklıklara
sermaye şirketleri denir.
ANONİM ŞİRKETLER :

En az beş veya daha çok gerçek yada
tüzel kişi tarafından kurulan ve paylara bölünmüş
bir temel sermayesi, ekonomik amaç ve konusu
bulunup, borçlarından ötürü yalnızca şirketin
varlığı kadarıyla sorumlu olan ortaklıklara anonim
şirket denir. En önemli özellikleri şunlardır :
Ortak sayısı en az beş olmalıdır. Ortaklar gerçek veya
tüzel kişi olabilir.
Şirketin temel sermayesi belli olmalı ve bu miktarın
en az tutarı beş milyar olmalıdır.
Şirketin temel sermayesi eşit paylara bölünmüştür.
Şirketin ticari ünvanı bulunmalı ve çalışma konusu
belli olmalıdır.
Şirketin üçüncü kişilere olan sorumluluğu şirketin
varlığı ile sınırlıdır.
Şirket ortaklarının üçüncü kişilere karşı finansal
sorumluluğu şirkete getirdikleri sermaye miktarıyla
sınırlıdır.
ANONİM ŞİRKETLER :
Aile Anonim Şirketleri: ortak sayısı 250 kişiyi
geçmeyen hisse senetleri halka arz edilmemiş
olan veya arz edilmemiş sayılan şirkettir
 Halka Açık Anonim Şirketler: hisse senetleri
halka arz edilmiş olan veya ortak sayısı 250
kişiyi geçtiği belirlenip, hisse senetleri halka arz
edilmiş sayılan şirketlerdir.

LİMİTED ŞİRKETLER :



Ekonomik
amaç
ve
konular
için
iki
veya
daha fazla gerçek yada tüzel kişi tarafından bir ticaret ünvanı
altında kurulmuş olup, ortaklarının sorumluluğu şirkete getirmeyi
taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve temel sermayesi belli olan
şirketlere " limited şirket " denir.
Limited şirketler ortaklar tarafından yönetilir ve temsil edilir. Bu
tür şirketlerde ortaklardan oluşan bir genel kurul bulunur. Bunun
yanı sıra ortak sayısı 20’den çok olan limited şirketlerde en az bir
denetçinin olması zorunludur.
En
belirgin
özelikleri
şunlardır
:
Ortak
sayısı
ikiden
az
elliden
fazla
olamaz.
Temel sermayesi en az beşyüz milyon olmalıdır.
Bankacılık, sigortacılık ve borsa bankerliği ile
uğraşamazlar.
Şirkete getirilen sermaye için hisse senedi çıkarılamaz.
Ortaklık payının tutarı ne olursa olsun, her ortağın bir
payı
bulunur.
Ortaklık payının devri, genelde, diğer ortakların iznini
gerektirir.
Şirketin temel sermayesi, şirkete ilişkin zarf, kağıt ve
başka basılı evraklarda belirtilmiş olmalı ve şirket
ünvanının " limited şirket " kelimesini taşıması şarttır.
SERMAYESİ PAYLARA BÖLÜNMÜŞ KOMANDİT ŞİRKET :

Sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından
bir veya birkaçı, şirket alacaklarına karşı bir
kollektif şirket, diğerleri bir anonim şirket
ortağı gibi sorumlu olan şirkettir. Bu tür
şirkette kolektif şirket ortakları gibi sorumlu
olan ortaklara "komandite”, anonim şirket
ortakları gibi sorumlu olanlara "komanditer”
ortak denir.
BÜYÜKLÜKLERINE GÖRE İŞLETMELER
Büyüklük Ölçütleri:
a.Niceliksel (Kantitatif) büyüklük ölçütleri:
İstihdam edilen personel sayısı, toplam işletme
sermayesi, yıllık üretim ve satış miktarı, toplam
yatırım miktarı, çalışanlara ödenen toplam ücret
miktarı, hammadde ve malzeme miktarı, pazar
payı, kullanılan enerji miktarı vb. kriterlerdir.
b.Niteliksel (Kalitatif) büyüklük ölçütleri:
Yönetim biçimi, seçilen hukuksal yapı (şahıs
işletmesi, sermaye şirketleri), Pazar yapısı, diğer
işletmelerle ilişki düzeyi.

BÜYÜKLÜKLERINE GÖRE İŞLETMELER





1.Cüce İşletmeler: Tek bir çalışanı bile tam gün çalıştırmayacak kadar
küçük işletmelere denir. Bir iş yerinde yalnız başına çalışarak, bir meslek
ve sanat yardımıyla, faaliyette bulunan kişilerin oluşturduğu işletmelerdir.
2.Küçük İşletmeler: İşgören sayısı 1-5 arası olan işletmelerdir.işletme
sahipliği ve yöneticiliği aynı şahısta toplanmıştır. Basit ve yalın örgütsel
yapısı vardır. Ancak işgören sayısına göre işletme kriterini belirlemek
ülkeden ülkeye değişmektedir. Örneğin ABD’de bir sanayi işletmesinde
istihdam edilen işçi sayısı 2502den az ise o işletme küçük işletme sayılır.
3.Orta büyüklükteki İşletmeler: Genellikle Limited şirket biçiminde
kurulur. Aile ortaklıkları olarak görülür. 5-50 arasında değişen çalışanı
vardır. Tüketici tercihlerine cevap verme yetenekleri daha yüksektir.
Üretimleri sayıca az fakat kalitelidir. Çalışanların sayıca az olması
problemleri azaltmakta ve onlara büyük işletmelere göre üstünlük sağlar.
4.Büyük işletmeler: İşgören sayısı 50’den fazla olan işletmelerdir. Çoğu
anonim şirket şeklinde örgütlenmiştir. Bu nedenle sermaye piyasaları ile
önemli ilişkileri vardır. Sayıları hızla artmaktadır.
5.Çok Büyük (Dev) İşletmeler: Personel sayısı 2000’den fazladır. Üretim
güçleri, pazara ulaşma, pazarda tutunma ve pazarı kontrol etme diğer
işletmelerden daha büyüktür. Rekabet güçleri, yatırım yapma yetenekleri
sermaye büyüklükleri çok büyüktür.pahalı yatırımlar yapabilir, maliyeti
yüksek araştırma geliştirme çalışmalarına kaynak ayırabilirler. Genellikle
petro-kimya, otomotiv, bilgi teknolojileri, sağlık ve silah gibi alanlara
yatırım yaparlar.
BÜYÜKLÜKLERINE GÖRE İŞLETMELER

Büyük İşletmelerin; bilimsel araştırma
sonuçlarından geniş ölçekte yararlanma
olanaklarına karşın bir takım sakıncaları da
vardır. Bunlar:
Büyük çaptaki üretimin değişen tüketici taleplerine
uydurulması ve imalat programlarının kolayca
değiştirilmesi çok zor hatta imkansızdır.
 Organizasyon işlemleri çok güç hatta yüksek maliyetlidir.
 İşletme içinde çalışanların haberleşmeleri ile ilgili
aksamalar yaşanabilir.
 Üretim fazlasının elde kalması ihtimalleri vardır.
 Fazla büyüme sonucu kültürel ve sosyal sakıncalar
doğabilir.

KOBİLER VE KOBILERIN ORTAK ÖZELLIKLERI
Kobi nedir?
KOBİ, "Küçük ve orta büyüklükteki işletme"
kelimelerinin kısaltmasıdır. Birçok farklı tanımı
bulunan bu kelimenin en bilinen tanımını KOSGEB
yapar: "imalat sanayiinde, hisselerinin %25'in fazlası
büyük işletmelerin elinde olmayan, 1'den 250'ye
kadar işçi çalıştıran" şirketler.
KOBİ kavramına;
çalışan sayısı,
satış miktarı,
sermaye miktarı,
çalışma alanı,
maaş dağılımı,
üretim miktarı gibi birçok ölçüt etkendir. En genel
ölçüt kavramları ise firma çalışan sayısı ve
firmanın cirosudur.

KOBİLER VE KOBILERIN ORTAK ÖZELLIKLERI

KOBİ kapsamına 3 farklı birim girmektedir.
Bunlar; Mikro ölçekli işletmeler, küçük ölçekli
işletmeler, orta ölçekli işletmeler olarak
sınıflandırılmaktadır.
a) Mikro Ölçekli İşletme: Bünyesinde yıllık 10 kişiden
az çalışan barındıran ve yıllık net satış hasılatı ya da
mali bilançosu 1 milyon Türk Lira'sını aşmayan
işletmeleri
kapsar.
b) Küçük Ölçekli İşletme: Bünyesinde yıllık 50 kişiden
az çalışan barındıran ve yıllık net satış hasılatı ya da
mali bilançosu 5 milyon Türk Lira'sını aşmayan
işletmeleri
kapsar.
c) Orta Ölçekli İşletme: Bünyesinde yıllık 250 kişiden
az çalışan barındıran ve yıllık net satış hasılatı ya da
mali bilançosu 25 milyon Türk Lira'sını aşmayan
işletmeleri kapsar.
KOBİLER VE KOBILERIN ORTAK ÖZELLIKLERI






Ülkemizde son yıllarda kabul gören Sanayi Yatırım ve Kredi
Bankası’nın Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin tanımı ve
sınıflandırılması şu şekilde yapılmaktadır.
İŞYERLERİ: ücretli işçi çalıştırmayan sadece işyeri sahibinin
ve aile bireylerinin çalıştırğı işletmlerdir.
ÇOK KÜÇÜK SANAYİ İŞLETMELERİ: 1-9 arasında personel
istihdam eden işletmelerdir. Bu gruptaki sınıflandırmada aile
bireyleri ve çıraklar dikkate alınmamaktadır.
KÜÇÜK SANAYİ İŞLETMELERİ: 10-49 arasında personel
istihdam eden işletmelerdir. Çok küçük ölçekli işletmelere
paralel olarak çalışan sayısı 5’e kadar indirilebilir. Makine
parkı üst sınırı 500 bin dolardır.
ORTA ÖLÇEKLİ SANAYİ İŞLETMELERİ: 50-199 arasında
personel istihdam eden işletmelerdir. Makine parkı üst sınırı
5 milyon dolardır.
BÜYÜK SANAYİ İŞLETMELERİ: istihdam edilen personel
sayısı 200 den fazla olan işletmelerdir. Makine parkı değeri 5
milyon doların üzerindedir.
KOBİLER VE KOBILERIN ORTAK ÖZELLIKLERI
BAZI ÜLKELERE GÖRE KOBİ TANIMLARI



JAPONYA: imalat ve ticaret sektörleri ayrı ayrı
değerlendirilmiş olup; imalat sektöründe 1-4 arasında
istihdam yapan işletmeler cüce 5-19 arasında
personeli olanlar çok küçük, 20-299 arasında
istihdam edenler küçük ve orta ölçekli işletme olarak
tanımlanmıştır. KOBİ’lerin ödenmiş sermayeleri 100
milyon Yen’den azdır.
ALMANYA: Kobi cenneti olarak görülen bu ülkede 149 arasında istihdam eden şirketler küçük, 50-499
kişi personele sahip olan işletmeler orta ölçekli olarak
tanımlanmıştır. KOBİ’lerin yıllık satış tutarları 50
milyon Euro’yu geçemez.
FRANSA: 50 den az istihdamı olanlar küçük, 50-500
arası istihdama sahip olan işletmeler ise orta ölçekli
işletme sınıfına girerler.
KOBİLER VE KOBILERIN ORTAK ÖZELLIKLERI
BAZI ULUSLAR ARASI KURULUŞLARIN KOBİ
TANIMLARI:


OECD’ye göre 20 den az işçi çalıştıran
işletmeler çok küçük, 20-99 küçük, 100-149
orta ölçekli ve 500’den fazla işçi çalıştıran
işletmeler de büyük ölçekli işletme olarak
tanımlanır.
BM’nin KOBİ tanımı: 1958 yılında Mısır
,İsrail ve Türkiye’yi kapsayan çalışmasında
10’un altında işçi çalıştıran işletmeler küçük
ölçekli işletme olarak tanımlanmıştır.
KOBİ’LERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Bağımsız olma; Kobi’lerin bağımsız olması
gereğinin özü, KOBİ’de büyük işletme hissesinin
olmaması anlamında tamamen bağımsız olması
veya
varsa
büyük
işletme
hissesinin
sınırlandırılmış olmasıdır.
 KOBİ’lerin bağımsızlık özelliğinin bir diğer
boyutu da, girişimcinin karar alma özgürlüğüdür.
Bu ifadeden yöneticilerin istedikleri gibi hareket
edebilecekleri sonucunu çıkarmak yanlış olur.
Çünkü normal şartlar altında bir çalışan
işverene veya idareciye karşı sorumluyken,
girişimci bütün müşterilere karşı sorumludur.

KOBİ’LERİN ORTAK
ÖZELLİKLERİ
Girişim (Teşebbüs ) Yeteneği
Girişim yeteneği özel bir değerdir ve risk
üstlenebilme, geleceği öngörebilme gibi temel
nitelikleri içerir.
 Kişisel İlişkiler
KOBİ’lerde genelde yönetim işlevini girişimci
yürütür. Böylece sayısı az olan personelini daha
yakından tanıma fırsatı bulur.İşverimini, çalışma
performansını iyi ölçebildiği gibi, işyeri dışında
da medeni durumunu, sağlık ve aile
problemlerini takip edebilir.

KOBİ’LERİN ÖZELLİKLERİ

KOBİ Sahipliğine ilişkin Nitel Özellikler
Sahip olduğu KOBİ’nin aynı zamanda yöneticisi
de olan girişimci, işletmeyle sadece yöneticilik
ilişkisi olan başka bir yöneticiden daha farklı bir
konuma sahiptir. Girişimci işletmesi için
herşeyini ve prestijini de ortaya koymuştur ve
KOBİ’nin bütün riskini üstlenmiştir. Yönetici ise,
işletmeye sadece maaşı veya ilaveten aldığı
primleriyle
bağlanmıştır.
Zarar
edilmesi
yöneticiyi nispi olarak fazla etkilemez. Bu
nedenle
KOBİ
yöneticisini
profesyonel
yöneticiden ayırmak üzere ‘ risk üstlenen
yönetici’ deyimi kullanılabilir.
KOBİ’LERİN ÖZELLİKLERİ
KOBİ’lerin Örgütsel Yapısına ilişkin Nitel Özellikler
Yönetim, finansman, pazarlama, tedarik ve üretim
işlevine ve çalışan personele ilişkin nitel özelliklerdir.
KOBİ’LERİN NİCEL ÖZELLİKLERİ
 Personel Sayısı
 Makine Sayısı
 Üretim Kapasitesi
 Sabit Varlıkların ve Makine Parkının Değeri
Sabit varlıklar, üretim faaliyetinde kullanılan
makine,tesis, araz, bina vb.
Makine Parkı Değeri, makinelerin fiziki birimleri değil,
parasal değer olarak ele alınması.
 Satış Tutarı ve Katma Değer

KOBİ’LERİN FAALİYET ALANLARI
1.Üretim Sektörü; Üretim işletmelerinin bir araya
gelerek oluşturdukları sektördür. Bu sektörde
yer alan işletmeler, tedarik piyasalarından satın
aldıkları üretim faktörlerini ürün veya yarı
mamule dönüştürerek pazara sunmaktır.

KOBİ’LER
BÜYÜK
İŞLETMELER
KARŞISINDA
PİYASADAKİ DURUMLARINA GÖRE İKİ KISIMDA
İNCELENİR.
Rakip Sanayi
Rakip sanayi, büyük işletmelerle aynı ürünü
piyasaya arz etmektedir. KOBİ’ler , talep yetersizliği
olursa
küçük
kapasite
ile
piyasaya
uyum
sağlayabilmektir. Talep artarsa ,
kapasitelerini yükseltir yeterli seviyeye ulaşınca da
büyük sanayiye dönüşürler.
KOBİ’LERİN FAALİYET ALANLARI

a.
b.
Yan Sanayi
Yardımcı(Tamamlayıcı ) İşletmeler
Birden fazla büyük işletmeye ara malı üreten
işletmelerdir.
Taşeron İşletmeler
Üretimlerinin tamamını veya çoğunu tek bir büyük
işletemeye veren KOBİ’lerdir.
2. Ticaret Sektörü
Ekonomik
malların
mülkiyet
değişiminin
gerçekleştirildiği bu sektörde faaliyet gösteren KOBİ’ler,
temelde toptancı ve perakendeci işletmeler olarak ikiye
ayrılabilir.
Toptancı İşletmeler; hammadde,yarı mamul veya mamul
ürünleri üretim, hizmet, veya ticaret sektöründeki
işletmelere satmak için toplu alımda bulunmaktadır.
Perakendeci İşletmeler; malı doğrudan üreticiden ve
çoğunlukla da komisyoncu,toptancı vb. aracılardan satın
alıp, son tüketiciye satan işletmelerdir.
KOBİ’LERİN FAALİYET ALANLARI
3. HİZMET SEKTÖRÜ
Hizmet, maddi bir değer içermediği halde
piyasaya sunulan, satın alındıktan sonra
değiştirilemeyen veya geri verilemeyen ürün
biçiminde tarif edilebilir.
KOBİ’ler hizmet sektöründe de önemli bir yere
sahiptirler. Çoğu kişisel hizmetler tarzında
faaliyet gösteren KOBİ’ler bankacılık ve eğitim
alanındaki hizmetlerin önemli bir bölümünü
karşılarlar. Bunlar kişisel (kuru temizleme,
berber gibi), ticari (muhasebe, finans), eğlence,
hukuk, ulaşım gibi hizmetlerdir.
KÜÇÜK İŞLETMELERDE YÖNETİM
İŞLEVİ VE
YENİ YÖNETİM
YAKLAŞIMLARI
İşletmeler çeşitli faaliyetleri yerine getirmek
amacıyla kurulmaktadır. Bu faaliyetler
benzerlikleri açısından gruplandırılabilir.
Benzerlerine göre gruplanan çalışmalar, işletme
fonksiyonları veya işlevleri olarak
adlanırılmaktadır. İşletmeler tarafından yerine
getirilen işlevlerden bazıları, işletmenin amacına
ulaşabilmesi için gerekli olan çalışmalardır.
Bunlara Temel İşletme İşlevleri denir. Temel
işlevlerin yürütülmesine yardımcı olan
çalışmalara da Destekleyici İşlevler denir.
A. KÜÇÜK İŞLETMELERDE
YÖNETİM İŞLEVİ
Yönetim işlevi temel olarak;
 Planlama,
 Örgütleme,
 Yönlendirme
 Kontrol faaliyetlerinden oluşur.
1. Planlama Fonksiyonu
Planlama yönetimin ilk fonksiyonudur. Her yönetim
faaliyetinin başarıya giden yolu etkili planlamadan geçer.
En çok bilinen tanımıyla planlama ‘neyin,ne zaman,nerede,
kim
tarafından
ve
nasıl
yapılacağının
önceden
belirlenmesidir’.
Planlama örgütsel amaçlara ulaşmak için, gerekli olan
faaliyetlerin belirlenmesi sürecidir. Bu süreç aynı zamanda
işletmelerin bilgi toplama faaliyetlerini de içerir. Planlama
ile işletmenin amaç ve stratejisini belirleyen ve bunlara
ilişkin taktik kararların neler olacağını tespit etmeye
yarayacak bilgiler toplanır. Planlama yönetimin en temel
fonksiyonudur. Çünkü gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, hiç
bir yol sizi hedefinize götüremez. Plansız örgütsel ve
bireysel her uğraş sonuçsuz kalır.
Planlama gelecekle ilgilidir ve örgütün geleceğini
biçimlendirir ancak, planın hazırlanmasında örgütün
bugünkü durumu kadar geçmiş performansının
değerlendirilmesi de önem taşır. Planlama, örgütlerin
kısa, orta ve uzun dönemde ulaşmak istedikleri tüm
hedefleri ortaya koyar.
1.PLANLAMANIN AŞAMALARI
a. Sorunların veya fırsatların saptanması
b. Amaçların Belirlenmei
c. Planın dayandığı hareket noktalarının belirlenmesi
d. Seçeneklerin Saptanması
e. Seçeneklerin Değerlendirilmesi
En uygun alternatifin seçilmesi
g.
Yardımcı planların düzenlenmesi
h.
Planların, sayısal değerlerle bütçelenmesi
2. PLAN TÜRLERİ
2.1 Kullanım Biçimlerine göre Planlar

Sabit Planlar: İşletme amaçları için tekrar tekar
kullanılan ve süreklilik gösteren planlardır.

Tek amaçlı planlar: Tek amaçlı ya da belirli bir
amacın gerçekleştirilmesi için kullanılan planlardır.
Genellikle kısa dönemler için düzenlenir. Tek amaçlı
planlar içinde programlar, projeler ve bütçeler yer
alır.
f.
2.2 Niteliklerine Göre Planlar
 Stratejik planlar: Örgütün zaman içindeki büyüme
ve gelişimiyle ilgili planlardır. Stratejik Planlama,
örgütün kontrolü dışında sayılan dış çevreyi göz
önünde tutar ve işletmeyi bir bütün olarak ele alır.
Örgütün ulaşmayı düşündüğü ana amaçların nasıl
başarılacağına ilişkin bilgiler sunar.
 Taktik planlar: Stratejik planlarda saptanmış olan
amaçlara nasıl ulaşılacağını gösteren planlardır.
Stratejik planlar, örgütün NE yapmasıgerektiğine
eğilirken, taktik planlar, amaçlara NASIL
ulaşılacağını belirler.
2.3 SÜRELERİNE GÖRE PLANLAR
 Kısa süreli planlar: Çoğu zaman bir yıllık süreyi
kapsar. Genellikle günlük idari işlerle ilgilidir.
 Orta süreli planlar: 1-5 yıllık bir süreyi kapsar. İşletme
yatırımları, gelir ve giderler vb. Konular için
düzenlenen planlardır.
 Uzun süreli planlar: Bu tür planlarda süre genellikle 5
yıldan başlamakta ve amaçları gerçekleştirmek için,
belirlenmiş politika ve stratejilerin öngördüğü
etkenlere bağlı olarak uzamaktadır.
2.ÖRGÜTLEME İŞLEVİ
Örgüt, belirli amaçlara ulaşmak için bilinçli bir
şekilde kurulmuş toplumsal birimlerdir. Bir
örgüt, bireylerin amaçlarına ulaşmak için
karşılıklı davranışlarda bulundukları yapısal bir
süreçtir. Bu süreci yönetici işletir.
Örgütleme ise; amaca ulaşmayı sağlayacak şekilde
tüm kaynakların uygun yer ve pozisyonda
değerlendirilmesi, sonuca ulaşmayı sağlayacak
bir örgüt yapısının oluşturulmasını ifade
etmektedir.
ÖRGÜTLEMENİN
AŞAMALARI
Örgütsel yapının kurulması
b.
İlişkilerin saptanması
c.
Görev tanımlarının yapılması
d.
Görevin gerektirdiği niteliklerin tanımlanması
3. KADROLAMA İŞLEVİ
Kadrolama,

istihdam edilecek işgücünün seçimi,

geliştirilmesi,

değerlendirilmesi,

kariyer planlamasının yapılması,

eğitim gibi insan kaynakları ile ilgili
faaliyetlerin tümüdür.
a.
4. KOORDINASYON(EŞGÜDÜMLEME)
İŞLEVI
Koordinasyon, yöneticinin önemli görevlerinden biridir.
Örgütsel amaçlara ulaşmak çok sayıda insanın katkısı ile
gerçekleşeceğinden, örgütte detaylı bir işbölümüne gerek
vardır.
Koordinasyon, bir işletmenin düzenli ve sürekli
çalışabilmesi için amaçlar, faaliyetler, organlar ve bireyler
arasında uyum ve işbirliğinin sağlanmasıdır.
Koordinasyon, yönetim sürecinin tüm aşamalarında
örgütte bir denge kurmayı sağlar. Bu denge, fiziksel
faktörlerle insan faktörü arasında olabileceği gibi, çeşitli
kademeler ve bölümler arasında da olabilir. Söz konusu
denge faaliyetine statik koordinasyon denir. Diğer taraftan,
uygulama aşamasında örgütsel faaliyetler ve kişiler
arasında kurulan uyum ve işbirliği dinamik koordinasyon
olarak adlandırılır.
KOORDİNASYON TEKNİKLERİ
İyi ve basit bir organizasyon yapısı kurulmalıdır.
 Plan ve programlar uyumlaştırılmalıdır.
 Gönüllü koordinasyon özendirilmelidir.
 İyi bir haberleşme sistemi kurulmalıdır.

5.YÖNELTME İŞLEVİ
Yöneticiler, çalışanları harekete geçirmek için
onlara emir verir ve motive eder.
 Yöneltme işlevi, işgörenlerin görevlerini etkin
biçimde yapmalarını sağlayan bir yönetim
fonksiyonudur.
 Yöneltme örgütsel faaliyet devam ettikçe sürer.
 Emir/ komuta veya yürütme olarak da
adlandırılabilen bu işlevin amacı, işgörenlerin
kendilerine verilen görevleri, etkin biçimde
yerine getirmelerini sağlamaktır.

6.DENETİM İŞLEVİ
Denetleme örgütte gerçekleşen sonuçlar ile,
planlanan hedeflerin karşılaştırılması ve sapma
halinde bunların nedenlerini bulup giderme
sürecidir.
Denetim; sonuç denetimi, süreç denetimi,
önleyici denetim, bütçe denetimi ve proje
denetimi şeklinde olabilir.
Denetim yapılabilmesi için bir temele dayanmak
gerekir ve daha açık, eksiksiz, ve ayrıntılı planlar
yapıldıkça, daha etkin denetim yapılabilir.
Denetim işlevinin nedeni, faaliyetlerin
sonuçlarını ölçmek ve değerlemek, planların
başarıya ulaşmasını sağlamak olduğuna göre, bir
işletmede planlardan sapmanı nedenlerinin
araştırılması gerekir.
DENETİMİN AMACI VE ÖNEMİ
Tüm birimlerin aksayan yönlerini saptamak,
 Gerektirdiği takdirde reorganizasyona gitmek,
 Plan ve programları gözden geçirmek, aksayan
uygulamaları plandan çıkarmak,
 Yeni yöntemleri uygulamak
 Performans standartları oluşturmak ve
performanı ölçmek,
 Gerekli olan yerlerde düzeltici faaliyetlerde
bulunmak.

DENETİM FAKTÖRLERİ VE ETKİN BİR
DENETİM SÜRECİNİN ÖZELLİKLERİ
Denetim sistemleri incelendiğinde, hepsinin ortak
özelliği olan dört temel öğe bulunmaktadır.
 Denetlenebilir ve ölçülebilir özellikleri belirleme
 Doğrulama ve ölçme
 Performansın sonuçlarını önceden belirlenmiş
standartlarla karşılaştırıp aradaki farkı değerlendirmek
 Gerekli olan değişiklikleri yapma
İyi bir denetim sisteminin bir takım özellikleri
olmalıdır. Söz konusu özelliklerin en önemlileri
aşağıdaki gibi sıralanır.
 Denetim amaçlara ve planlara dayanmalıdır.
 Denetim esnek olmalıdır.
 Denetim, örgüt yapısına uygun olmalıdır.
 Denetim tarafsız olmalıdır.
 Denetim, düzeltici tedbirlerin alınmasına imkan
vermelidir.
YENİ YÖNETİM YAKLAŞIMLARI
1. Toplam
Kalite Yönetimi
Türkiye Kalite Ödülü Kriterlerine göre TKY,
müşteri memnuniyetinin, çalışan
memnuniyetinin ve toplumda olumlu etkilerin
sağlanabilmesi, iş sonuçlarında mükemmelliğe
ulaşılabilmesi için politika ve stratejilerin,
çalışanların, kaynakların ve proseslerin uygun
bir liderlik anlayışı ile yönetilmesi ve
yönlendirilmesidir.
Toplam Kalite Yönetimi ilkelerinin bazıları aşağıda
ifade edilmiştir.
 Müşteri odaklılık
 Süreki iyileştirme
 Tam katılım
 Önce insan anlayışı
 Üst yönetimin liderliği ve sorumluluğu
 Süreç üzerinde yoğunlaşma
 Hata bulma değil hata önleme
 Kalite kontrolü bütün süreçlere yayma

2. Değişim Mühendisliği (Reengineering)
Değişim mühendisliği veya süreç yenileme, bir
kavram olarak , işletmelerin rekabet koşullarına
uyabilmeleri ve müşterilerine daha iyi, daha kaliteli,
daha çabuk ve daha ucuz hizmet sunabilmeleri için ,
işletme bünyesindeki tüm iş yapma usul ve
süreçlerinin köklü bir şekilde gözden geçirilmesi ve
yeniden yapılandırılmalarını ifade eder.
Değişim mühendisliğinin bazı özellikleri şunlardır:
 İşgörenler karar alırlar.
 Gereksiz iş süreçleri ortadan kaldırılır.
 İş süreçleri, müşteri tatmininin en üst seviyeye
çıkarılmasını sağlamak üzere düzenlenir.
 İşletme içinde denetim ve kontrol minimum seviyeye
indirilir.
3. Stratejik Kalite Planlaması
Stratejik kalite planlaması , uzun süreli amaçların
kaliteye bağlı kalarak belirlenmesi ve
gerçekleştirilmesi sürecidir.
4. Örgütsel Küçülme
Örgütsel küçülme; örgüt performansını iyileştirmek
amacıyla, işgücü ve diğeer kaynakların azaltılması,
ölçeğin küçültülmesi ve böylece örgütün hantal
yapıdan kurtarılarak daha yenilikçi ve esnek bir
yapıya büründürülmesidir.
5. Personel Güçlendirme (Empowerment)
Personel güçlendirme, çalışanların, kendilerini motive
olmuş hissettikleri, bilgi ve uzmanlıklarına olan
güvenlerinin arttığı, insiyatif kullanarak harekete
geçmek arzusu duydukları, olayları kontrol
edebileceklerine inandıkları ve organizasyonun
amaçları doğrultusunda uygun ve anlamlı buldukları
işleri yapmalarını sağlayan uygulamaları ve koşulları
ifade eder.
6. Dış Kaynak Kullanımı
Ürünün üretimi için gerekli parçaların veya diğer
katma değer oluşturucu faaliyetlerin dışarıdan bir
kaynak tarafından sağlanmasıdır.
7. Kıyaslama (Benchmarking)
Daha iyiyi, ya da en iyiyi bulmayı, öğrenmeyi,
öğrendiklerini kendi süreçlerine uyarlayarak gelişmeyi
sağlamayı amaçlayan bir süreçtir.
8. Öğrenen organizasyon
Öğrenen organizasyon, bulunduğu zaman ve ortamda
ne olup bittiğinin farkında olan, istedikleri sonuçları
elde etmek için tüm potansiyelini kullanarak
kapasitesini genişletip becerilerini geliştirebilen, işine
bağlı, takım arkadaşları ile anlamlı bir hedefi ve
vizyonu paylaşan kişilerden oluşan, yeni düşünce ve
fikirlerin beslendiği ve geliştiği, ortak beklentilerin
serbest bırakıldığı bir anlayışı ifade eder.