Mimarlıkta Analoji Yaklaşımı – Mimari Tasarım Kuram ve Yöntemleri

Download Report

Transcript Mimarlıkta Analoji Yaklaşımı – Mimari Tasarım Kuram ve Yöntemleri

MİMARLIKTA BENZETME
(ANALOJİ) YAKLAŞIMI
Analoji; bilinmeyen, yabancılık çekilen bir olgunun, bilinen,
benzer olgularla açıklanması olarak tanımlanmaktadır.
İlk analoji örneği milattan önce 2800 yılında Memphis
yakınında Sakkara’ da Kral Djoser anıt mezarıdır. Mimar
İmhotep, Nil vadisinde kurutulan kerpiçlerin piramit şeklinde
dizilmiş katmanlarından esinlenerek bina tümel formunu
oluşturmuştur.
Mimarlık ve doğadan öğrenme denildiğinde literatürdeki en yaygın
paradigma doğadaki form ve strüktürlerin bir analoji ile yapıya aktarılması
olmuştur.
Mimarlık mirasında doğadan esinlenilmiş/öğrenilmiş pek çok örnek vardır;
ağaç gibi dallanmış yapılardan, çiçek analojilerine, ağ yapılaşmalarından
kabuklara, kristallerden yıldızlara kadar çok geniş bir yelpazede değişik
metaforlardan yararlanıldığı görülebilir.
Mimarlıkta kullanılmış bazı doğa analojileri
• Çevremize benzetme gözüyle bakmaya
başlayınca, mobilyalarımızı ya da evlerimizi, canlı
varlıklara benzetmekte zorlanmayacağımızı
anlarız. Sürahimize bakınca bir penguen,
çaydanlığımıza bakınca tıknaz, kendini
önemseyen bir adam, çalışma masamıza
bakınca zarif bir geyik, yemek masamıza bakınca
da bir öküz aklımıza gelebilir.
Bir Santiago Calatrava tasarımı olan bu sehpa insan vücudunda
esinlenerek ortaya çıkmıştır.
• Binalar bizimle çağrışım yoluyla iletişim kurarlar. Bize bir
şeyler anlatırlar ve bazen bizden alıntı yaparlar. Yapılara
baktığımızda ondaki tarihsel durumu merak eder, yapıyla
tarih, kişi, çevre veya birçok şey arasında bağlantı kurar
benzetme yöntemine başvururuz. Mimarlık dünyasında
da analoji yönteminin birçok nedeni bulunuyor. Mimar,
tasarım yaparken hayal güçlerini sınırsız ölçüde
zorlayabiliyor, kendilerini teknoloji ve etik değerlerin
belirleyiciliği dışında tamamen özgür bırakabiliyor. Düz
çatılı ve üçgen alınlıklı çatılar yapmak yerine bize yapı ile
çevre arasında iletişim kuruyorlar. Saussure’ün terimiyle
“çağrışımlar” düzlemi ise konuyu şöyle açıklar: “Söylem
dışında, aralarında ortak bir yan bulunan öğeler bellekte
birbirini çağrıştırırlar ve böylece çeşitli bağıntıların
egemen olduğu öbekler oluştururlar.” Her öbek, gücül bir
belleksel dizi, bir “bellek hazinesi” oluşturur.
Fali Yerlileri’nin kaplumbağa bedenini çağrıştıran ev şemaları
• İnsanların genelde benzetme, özelde de
hayvanlara benzetme tutkusundan, kentlerin
yanı sıra tek tek binalar da paylarını alırlar.
Hayvanlarla binalar arasında kurulan benzerlikler
her zaman açık seçik, ayan beyan olmayabilir.
Bitkisel formaların
kullanıldıgı Art
Nouveau akımından
bir metro istasyonu
girişi.
CASA MİLA
Casa Milà, Katalonya’nın idarî
merkezi Barselona şehrinin Eixampl
e semtinde
1906 - 1910 yıllları arasında
Antoni Gaudi tarafından
tasarlanmıştır.
Bina amorf bir hücreye benzer.
Döşemenin duvarlarla amorf
bileşimi, kemiği andıran balkon
parapetleri,peri bacalarından
esinlenildiği söylenen ilginç baca
stili. Ve tavanlar ise muazzam bir
sıva tekniği ile “çöl” veya belki de
“kumsal” kumullarına
dönüştürülmüştü. Dalgalanma o
kadar fazladır ki, Gaudi, kimi
yerlere deniz yıldızı filigranı
eklemek zorunda hissetmiştir
kendisini.
LE CORBUSIER-RONCHAMP
Notredame-du-Haut -Fransa
Kilise rahibe kukuletası, bir keşiş
kapşonu, bir gemi pruvası, dua
eden elleri çağrıştırır.
Bir mantara benzer
SANTİAGO CAATRAVA - LION SATOLAS TGW İSTAYONU
Bina Saarinen'in bile
daha fazla dinamizm ile
uçuş simgeleyen,
bir kuşun en açık ifade
etmektedir TGW
İstasyonu New York'ta, iki
ana kemer kuş gagası
gibi bir araya geliyor.
Calatrava bu yapısında
kuş ve insan gözünün
yapısından esinlenmiştir.
TGW İstasyonu New
York'ta, iki ana kemer kuş
gagası gibi bir araya
geliyor.
Dev betonarme kanatlarıyla
kuş kanatlarını çağrıştırıyor.
SANTIAGO CALATRAVAALLAMILO KÖPRÜSÜ
Esin kaynağı ise uçmakta olan kuş
profilidir. aynı zamanda harpe de
benzetilebilir.
TRANS WORLD AİRLİNES
• Eero Saarinen'den bir
terminal tasarlaması
istendiğinde,mimari bir
anlatımın simgeselliği
içinde,uçuş duygusunu
iletebilecekbir yapı
şekillendirmeye
koyuldu.Yardımcılarıyla
birlikte,merkezinden dışarı
dev kanatlar gibi uzanan,
büyük beton kabukları
olan ve keskin açılar ile
keskin köşer olmaksızın
kavislenip yükselen iç
yüzeylere sahip bir yapı
tasarladı
SANTIAGO CALATRAVA
SANAT VE BİLİM ŞEHRİ
Valencia'da yer almaktadır
.
Bilim müzesi, planeteryum IMAX
tiyatro, opera binası ve dış alanı
çevreleyen çok büyük bir
pergoladan meydana gelen
kompleks Avrupa'nın önemli kültür
kenti adaylarındandır.
Calatrava bu yapıyı göz şeklinden
yola çıkarak eskizlemiştir.
SANTIAGO CALATRAVA - TORSO TOWER
Tek "burgulu gökdelen", İsveç'in Malmö şehrindeki "Torso Tower" binası.
Mimar Calatrava insan vücudunun kendi ekseni etrafında
dönmesinden esinlenerek bu yapıyı tasarlanmıştır.
Üst üste konulmuş 9 küpün kendi eksenleri
etrafında 90 derece dönüşüyle oluşuyor.
54 katlı 190 metre
BURJ EL ARAB-YELKEN OTEL
Dubai
Mimari açıdan denizde yüzen bir
yelkeni andırdığı için Yelken Otel de
denilmektedir.
DANCING HOUSE
Kanada kökenli bir mimar
olan Frank Gehry nehir
kıyısında yer alan bir alanda
tasarladığı binadır.
Bina dans eden bir çifte Fred
ve Ginger’a benzetilmiştir.
Dans eden iki partneri sembolizce ettiği için Fred and Ginger olarak
adlandırılan bu yapı bölgede yaygın olan Barok, Gotik ve Art
Nouveau binalar arasında Dekonstrüktivizm stilindedir. Yapıya verilen başka
bir isim de "Sarhoş Ev"’dir.
VULANCANIA BİNASI
Hans Hollein’in dev bir kabuklu deniz hayvanını çağrıştıran
Fransa’daki Vulcania binası
.
Putraya Kültür Merkezi, Hijjas Kasturi, Malezya
Sage Sanat Merkezi
Malezya’daki Putraya Kültür
Merkezi (Hijjas Kasturi), heran
bizi ısırıverecekmiş gibi duran
bir böcektir sanki.
Gateshead’deki Sage Sanat
Merkezi ise, daha zararsız,
kirpi gibi bir hayvanı çağrıştırır.
KANSAI HAVALİMANI
Renzo Piano’nun Kansai
Havalimanı’nın iç mekânında dev
bir balinanın midesindeymiş gibi
hissedip, devasa omurgasına hayran
kalıyoruz. Koca havaalanı ise, kıvrak
hareketlerle, eski çağlardan gelerek
yeryüzüne yeni inmiş, upuzun
bacaklı, büyük bir tarih öncesi
kuşuna benziyor.
Dünyanın en büyük yapay adası
üzerine oturtulmuş ve bir çok ödüle
layık görülmüştür.
• Çocukken oynadığı böceğin formunda bir
evde yaşayan heykeltıraş Mehmet Aksoy,
“İnsanın yaşadığı yerde, etrafında gördüğü
şeylerde kendisinden bir parça olmalı” diyor.
YOKOHAMA ULUSLAR
ARASI LİMAN TERMİNALİ
Alejandro Zaera-Polo tarafından
tasarlanmıştır.
Limanda yer alan otobüs terminali
dalgalardan esinlenerek
tasarlanmıştır.
WAWE RESİDENCES
(DALGA EVLERİ)
Henning Larsen Mimarlık
firması tarafından
Danimarka’da yapılmıştır .
Bu evler tasarımından ötürü
ismi Dalga Evleri olarak
uygun görülmüş.
SYDNEY OPERA BİNASI
JORN UTZON
Utzon bu binayı bir
yarışma projesi olarak
iç içe geçmiş kabuklar
şeklinde tasarladı.
Bina ses dalgalarını ve
çevresindeki su
dalgalarından
esinlenerek
tasarlanmıştır.
•
Erken Cumhuriyet döneminde Türkiye’ye gelen yabancı
mimar Jean Walter’in, Ankara’da yapılmak üzere
tasarladığı 15 katlı tıp fakültesi binasını çok iri bulduğu için
şöyle eleştiren Orhan Alsaç’ı gösterebiliriz: “O bina,
projesi gibi uygulanırsa, Ankara’nın ortasında bir tepe
gibi oluşturacaktır. Ankara’nın ortasında, koskoca bir
mamut gibi yatıp, duracaktır.” “Beş Şehir” adlı ünlü
kitabında, Ankara Kalesi’nin içindeki Alaaddin Camii’nin,
“ovayı asırlardan beri şahin gibi süzdüğünü”, Bursa’daki
Yıldırım Külliyesi’nin, “göklerin derinliğine susamış bir kartal
hamlesiyle ovanın üstünde” beklediğini söyleyen Ahmet
Hamdi Tanpınar da, binaları hayvanlara benzeten
yazarlar arasındadır.
200910403034 A y ş e
Lisa
YAKUPOĞLU
201010403021 A y ş e
İdil
201010403016 Ü m i t
ÖZBUNAR
BALOĞLU
K a y n a k l a r:
www.wikipedia.org
www.artcyclopedia.com
www.mimarizm.com
Arkitera- Mimarlıkta Doğanın Fikirlerinden Öğrenmek
Mimarlığın Öyküsü
Mimarlık Tarihi