ÇOCUK VE SÖZ VARLI*I BA*LANTISINDA K*TAPLARIN ROLÜ

Download Report

Transcript ÇOCUK VE SÖZ VARLI*I BA*LANTISINDA K*TAPLARIN ROLÜ

SÖZ VARLIĞI VE
ÖĞRETİMİ
Doç. Dr. Bayram BAŞ
1. Söz Varlığı Nedir

Genel terminolojide, söz varlığı kavramı,
“kelime hazinesi, kelime serveti, kelime
dağarcığı, sözcük varlığı, sözcük dağarcığı,
sözcük serveti, sözcük gömüsü, vokabüler,
kelime kadrosu” vb. kullanımlarla
karşılanabilmektedir. Ancak bu kavramların
hiçbirinin de tam olarak söz varlığının
karşılığı olduğu söylenemez. Çünkü söz
varlığı tüm bu kavramların bir üst boyutudur.
Başka bir deyişle tüm bu kavramlar, söz
varlığının bir alt unsurudur.









2. Söz Varlığını
Meydana Getiren
Unsurlar
Kelimeler
Deyimler
Atasözleri
İkilemeler
Kalıp Sözler (İlişki
Sözleri) : afiyet olsun,
güle güle, afedersiniz vb.
Kalıplaşmış İfadeler
(Özdeyişler): “Ne
mutlu Türküm diyene!”,
“Gölge etme başka
ihsan istemez(m).
Terimler
Yabancı Kelimeler
TEMEL SÖZ VARLIĞI

bir fiil ile iki yüz dört çekimli fiil elde edebiliriz. Mesela, gel- fiilini tüm haber kipleri ve dilek kipleri ile tüm şahıs
eklerini de ekleyerek çekimleyelim:

“gelmişim, gelmişsin, gelmiş, gelmişiz, gelmişsiniz, gelmişler; gelmiştim, gelmiştin, gelmişti, gelmiştik, gelmiştiniz, gelmiştiler;
gelmişmişim, gelmişmişsin, gelmişmiş, gelmişmişiz, gelmişmişsiniz, gelmişmişler; geldim, geldin, geldi, geldik, geldiniz, geldiler;
geldiydim, geldiydin, geldiydi, geldiydik, geldiydiniz, geldiydiler; geliyorum, geliyorsun, geliyor, geliyoruz, geliyorsunuz, geliyorlar;
gelmekteyim, gelmektesin, gelmekte, gelmekteyiz, gelmektesiniz, gelmekteler; gelmedeyim, gelmedesin, gelmede,
gelmedeyiz, gelmedesiniz, gelmedeler; geliyordum, geliyordun, geliyordu, geliyorduk, geliyordunuz, geliyordular; geliyormuşum,
geliyormuşsun, geliyormuş, geliyormuşuz, geliyormuşsunuz, geliyormuşlar; gelmekteydim, gelmekteydin, gelmekteydi,
gelmekteydik, gelmekteydiniz, gelmekteydiler; gelmedeydim, gelmedeydin, gelmedeydi, gelmedeydik, gelmedeydiniz,
gelmedeydiler; gelmekteymişim, gelmekteymişsin, gelmekteymiş, gelmekteymişiz, gelmekteymişsiniz, gelmekteymişler;
gelmedeymişim, gelmedeymişsin, gelmedeymiş, gelmedeymişiz, gelmedeymişsiniz, gelmedeymişler; geleceğim, geleceksin,
gelecek, geleceğiz, geleceksiniz, gelecekler; gelecektim, gelecektin, gelecekti, gelecektik, gelecektiniz, gelecektiler;
gelecekmişim, gelecekmişsin, gelecekmiş, gelecekmişiz, gelecekmişsiniz, gelecekmişler; gelirim, gelirsin, gelir, geliriz, gelirsiniz,
gelirler; gelirdim, gelirdin, gelirdi, gelirdik, gelirdiniz, gelirdiler; gelirmişim, gelirmişsin, gelirmiş, gelirmişiz, gelirmişsiniz,
gelirmişler; gelsem, gelsen, gelse, gelsek, gelseniz, gelseler; gelmişsem, gelmişsen, gelmişse, gelmişsek, gelmişseniz,
gelmişseler; gelseydim, gelseydin, gelseydi, gelseydik, gelseydiniz, gelseydiler; geliyorsam, geliyorsan, geliyorsa, geliyorsak,
geliyorsanız, geliyorsalar; gelmekteysem, gelmekteysen, gelmekteyse, gelmekteysek, gelmekteyseniz, gelmekteyseler;
gelmedeysem, gelmedeysen, gelmedeyse, gelmedeysek, gelmedeyseniz, gelmedeyseler; geleceksem, geleceksen, gelecekse,
geleceksek, gelecekseniz, gelecekseler; gelirsem, gelirsen, gelirse, gelirsek, gelirseniz, gelirseler; geleyim, gelesin, gele,
gelelim, gelesiniz, geleler; geleymişim, geleymişsin, geleymiş, geleymişiz, geleymişsiniz, geleymişler; geleydim, geleydin, geleydi,
geleydik, geleydiniz, geleydiler; gelmeliyim, gelmelisin, gelmeli, gelmeliyiz, gelmelisiniz, gelmeliler; gelmeliymişim,
gelmeliymişsin, gelmeliymiş, gelmeliymişiz, gelmeliymişsiniz, gelmeliymişler; gelmeliydim, gelmeliydin, gelmeliydi, gelmeliydik,
gelmeliydiniz, gelmeliydiler; gel, gelsin, gelin, gelsinler”

Yukarıdaki iki yüz dört fiil olumsuzluk eki ile çekimlendiğinde sayı dört yüz sekize çıkar. Gel- fiilini bunların da
dışında kalıcı isim oluşturmayan sıfat fiil ve zarf fiillerle çekimlediğimiz ve ilgi ekleri, şahıs ekleri vb. ile
çoğalttığımız takdirde sayı beş yüzü geçecektir. Gelen, gelesi, gelmez, geldik, gelecek, gelmiş, gelince, geldikçe,
geldiğinden, gelirken, gelir, gelmez, geleli, gelerek, gelmeden, gelmeksizin, gele, gelip vb. Türkçede yer alan herhangi bir fiil,
şekil açısından değerlendirildiğinde beş yüz farklı kelimeye dönmektedir.

Toplam kelime sayısı 500.000

İki boşluk arasında yer alan ve şekilsel bakış açısıyla farklı kelime sayısı 70.017

Tüm işlemler yapıldıktan sonra ortaya çıkan farklı kelime sayısı 17.990






Derinlik: Sözcüklerin çeşitli anlamlarını bilmek ve duruca anlamak
Genişlik: Çeşitli konularda sözcükler bilmek
Ağırlık: Bir konuda çok sözcük bilmek
Çağrışım: Kişisel farklılıklarla birlikte, söz varlığı birikimi ölçütünde,
derinliğin ağırlaşmasında, genişliğin daha derin ve nihai ağır hâle gelmesinde,
tüm dil becerilerini çevreleyen hem yatay ve hem de düşey eksende
hareket eden bir rol gösterir.
Birey, derinlemesine öğrendiği söz varlığı unsurlarının, temel ve yan
anlamları yanında, zıt ve mecazi anlamlarını ve hatta açıklamalarını da göz
önünde bulundurarak çağrışım alanını zenginleştirir. Bu alanın zenginleşmesi,
aile, çevre ve eğitim ortamının niteliği ve ilişkisi ile çok yönlü bir ilişki
gösterir. Alıcı söz varlığına dâhil olan her unsurun düşey olarak edinim ve
gelişim düzeyi, bu unsurun çekim alanını yaygınlaştırır ve davranışlar,
düşünceler, kavramlar arasında yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan
bağlantılar artar. Bu artış, dil becerilerinin arasındaki farklı dağılımla bir
yandan alıcı söz varlığına yeni katılımlar sağlar, bir yandan da, üretici yönde
düşey ağırlıklı ve yatay zenginlikli anlatım ortamları için zemin hazırlar.
BAĞLAM: Derinlik, ağırlık ve genişlik kavramlarını yerleştirdiğimiz düşey
eksen, çağrışımın katkısıyla yatay eksende işleve dönük bir bağlantıya ihtiyaç
duymaktadır. Tüm bu kavramları, amaçlanan yönde gelişmeleri akabinde,
çağrışımın da desteğiyle yatay eksen üzerinde bir araya getirecek ana husus
da bağlamdır. Söz varlığına ait her unsur, geniş bir zeminde edinilip, derin bir
aşamadan ağır bir duruma eriştikten sonra, amaçları doğrultusunda
konuşma ve yazma temelli metinler içerisinde bir yer edinecektir. Bu yerin
edinilmesindeki yatay hazırlığı da bağlam gerçekleştirecektir.
Mesela, döküntü kelimesini inceleyelim (www.tdk.gov.tr, 2010):
1.
Dökülmüş, saçılmış şeyler:
"Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar."- Y. K. Beyatlı.
2.
Bir topluluktan geri kalmış kimseler.
3.
Bozuntu.
4.
Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi.
5 . Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna
getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı.
6 . mecaz Değersiz, bayağı, ayaktakımından olan kimse:
"Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz."- H. C. Yalçın.
7 . sıfat, mecaz İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat:
"Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler."- Ç. Altan.
8 . tıp (***) Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti.
9 . coğrafya Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer.
Dinleme Esnasında Edinilen Deyim:
ağzından girip burnundan çıkmak: [temel anlam] türlü
yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek,
kandırmak.
[O, köylülerin ağzından girip burnundan çıkmayı
mükemmel becerir.]
DEYİMİN DERİNLİK/AĞIRLIK VE GENİŞLİK
BOYUTLARINA GÖRE KAVRAMAYA YÖNELİK
AKTARIMI
Okuma Esnasında Oluşabilecek Aktarımlar:
Deyimin temel anlamıyla başka bir cümlede karşılaşma:
[Ağzından girdi burnundan çıktı ve neticeye ulaştı.]
Deyimin yan anlamıyla ilgili bir örnekle karşılaşma: “iyice dövmek”
Ağzını topla! Şimdi ağzından girer, burnundan çıkarım!
Deyimin açıklamalarından hareketle, yeni deyimlerle karşılaşma:
1. “kandırmak, aldatmak” vb. anlamlardaki deyimlerle ilişkilendirmek:
fikrini çelmek: Belki bir yolunu buluruz da kızın fikrini çeleriz, diyormuş.
papazlık etmek: Aldırma. Bana da papazlık etmeye kalktı ama ağzının payını verdim. Biz keyfimize bakalım.
(birini) kayışa çekmek: Denk getirince, onu da kayışa çekmişlerdi.
(birinin) ağzına bir parmak bal çalmak: Hürriyet, müsavat diye herkesin ağzına bir parmak bal çaldılar
gönlünü çelmek: Nice beyler, paşalar onun peşinde yıllarca dolaşmışlar, onun gönlünü çelmek için her türlü çareye
başvurmuşlardı.
göz boyamak: Yerine göre fakiri korur gibi görünür, gözleri boyar böylece.
iğfal etmek: Bu takdirde hem kendilerini hem de milleti iğfal etmiş olurlar.
ayak yapmak: Sen kime ayak yaptığını sanıyorsun.
kafasına girmek: Kafasına girme çocuğun, elbet çizer yolunu.
oyun oynamak: Üç aydan beri bana mütemadiyen aynı oyunu oynuyorsunuz.
dümen yapmak: Dümen yapmakta üzerine yoktu.
ağız yapmak: Kaçacağım, tövbeler olsun, bir fırsatını bulayım diye ağız yaptı.
bin dereden su getirmek: Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi.
2. “ikna etmek, razı etmek” vb. anlamlardaki deyimlerle
ilişkilendirmek:
dil (diller) dökmek: Ninniyi mutlaka söylemesi için ona bir sürü dil döktü.
(birinin) gönlünü etmek (yapmak): Ben patronun gönlünü ederim, hafta
arasında.
beynine girmek: Onun beynine girecek tek kişi sensin.
3. “dövmek, hırpalamak” vb. yan anlamlarındaki deyimlerle
ilişkilendirmek:
Allah yarattı dememek: Ver şunları! Allah yarattı demem, fena yaparım.
(birinin) kemiklerini kırmak: Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını
ağlatırım.
(birinin) pestilini çıkarmak: Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman
adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı.
eşek sudan gelinceye kadar dövmek: Uslu otur yoksa ufak bir
münasebetsizliğini duyarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim, kemiklerin
kırılır, anladın mı?
Deyimin temel, yan ve zıt anlamlarından hareketle, atasözü vb. söz varlığı
unsurlarıyla karşılaşma:
papaz her gün pilav yemez
adam adamı bir kere aldatır
ölümü gören hastalığa razı olur
anasına bak, kızını al, kenarına (kıyısına, tarağına) bak, bezini al
iki cambaz bir ipte oynamaz
DİNLEME VE OKUMA ALANLARINDA KAVRANAN DEYİMİN
KONUŞMA VE YAZMA ORTAMINA
BİR BAĞLAM İÇİNDE AKTARIMI
[Aşağıda, deyimlerin okuma ve anlama alanında oluşturdukları, temel anlam, yan anlam ve
çağrışım alanlarından hareketle ve bazılarını kullanmak suretiyle, konuşma ya da yazma ortamında
kullanılabilecek, tahkiyeli kısa bir metin oluşturulmuştur. Yukarıda yer alan deyimler altı çizili
olarak, sonradan kullanılan deyimler koyu harflerle gösterilmiştir. Metne ikileme, atasözü vb.
eklenen unsurlar ise italik harflerle gösterilmiştir.]
Ne diller dökmüştü annesine, ama nafile. Nuh diyor, peygamber demiyordu. Halk
eğitim kursu da ne idi Ayşe Kadın için? Kursmuş, gâvur icadı idi sonunda hepsi.
Köyün kızları, onun Emine’sinin de gözünü boyamışlar, hepsi bir araya gelip ağzına
bir parmak balı çalmışlardı. Ama kaçın kurasıydı Ayşe Kadın? Göz yumar mıydı,
böyle papazlık etmelere? Zavallı Emine, bin dereden su getirdi, olmadı. Anasının
ağzından girdi burnundan çıktı. Yine de bana mısın diyen yoktu. Sonunda çareyi,
Komşu Anneyle konuşmakta buldu. Soluğu onun yanında aldı Eminecik. Anlattı
Komşu Annesine her şeyi. Kurban olayım, dedi, ölümü gör dedi. Razı et şu ak
denene kara demeyen anamı. Komşu annesi derin derin baktı gözüne Emine’nin.
Hele bir vakit bekle kızım, dedi. Sabrın sonu selamet. Ne yapsın Eminecik? Yine
soluğu anasının dizi dibinde aldı. Hâlâ söyleniyordu Ayşe Kadın. Eee. Keçi geberse
de kuyruğu inmezmiş.
Okul Öncesi Eğitim Programına Söz Varlığı Açısından Bir Bakış




















GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
36-48 AYLIK ÇOCUKLAR İÇİN
DİL GELİŞİMİ
• Kendi kendine şarkı, şiir, tekerleme söyler.
• Yaptığı günlük işlerle ilgili olarak sorulan
sorulara cevap verir.
• Konuşmalarında sıfatları kullanır.
• Konuşmalarında kişi zamirlerini kullanır.
• Konuşmalarında yer bildiren ifadeleri
kullanır.
• Konuşmalarında çoğul eklerini kullanır.
• Neden , nasıl, kim gibi sorular sorar.
• İki olayı oluş sırasına göre anlatır.
• Duygularını sözel olarak ifade eder.
48 - 60 AYLIK ÇOCUKLAR İÇİN
DİL GELİŞİMİ
• Kendisine verilen üç yönergeyi dinler ve
yerine getirir.
• Birleşik cümleler kullanır.
• Resimdeki saçmalıkları açıklar.
• Zıt sözcükleri söyler.
• Konuşmalarında bağlaç kullanır.
• Konuşmalarında sözcüklerin olumsuz
biçimlerini de kullanır.
60 -72 AYLIK ÇOCUKLAR İÇİN
DİL GELİŞİMİ
• Günlük deneyimlerini anlatır.
• Birbirini izleyen üç emir tümcesinde,
istenileni sırası ile yerine getirir.
• Tekil ve çoğul ifadeleri birbirine
dönüştürerek kullanır.
• Cümlelerinde özneye uygun fiil kullanır.
• Yeni ve bilmediği kelimelerin anlamını
sorar.
• Bazı sözcüklerin eş ve karşıt anlamlarını
bilir.
• “Ne zaman, neden, nasıl?” gibi soru
sözcüklerini içeren soruları yanıtlar.
• “Bana tersini söyle” yönergesine doğru
yanıt verir.
• Yer bildiren sözcükleri doğru ve yerinde
kullanır.
• Cümlelerinde “çünkü, daha sonra” gibi
bağlaçlar kullanır.
• Birleşik cümleler kullanır.
• Basit şakalar yapar.
• Bazı soyut ifadeleri anlar.
• Evinin ve / veya anne-babasının telefon
numarasını söyler.
36 - 72 AYLIK ÇOCUKLAR İÇİN OKUL ÖNCESİ E⁄İTİM PROGRAMI
KAPSAMINDA ELE ALINMASI ÖNERİLEN KAVRAMLAR LİSTESİ
büyük, orta, küçük
ileri - geri
ters - düz
ince - kalın
tatlı
ilk, orta, son
uzun - kısa
tuzlu
başı - sonu
geniş - dar
acı
başlangıç - bitiş
şişman - zayıf
ekşi
kirli - temiz
az - çok
sıcak, soğuk, ılık
ağır - hafif
sert - yumuşak
boş - dolu
taze - bayat
tek - çift
kaygan
bütün - yarım
kokulu - kokusuz
kalabalık - tenha
sesli - sessiz
parça - bütün
eski - yeni
önce, şimdi, sonra
yaşlı - genç
gece - gündüz
derin - sığ
sabah, öğle, akşam
parlak
renk tonları
dün, bugün, yarın
sivri - küt
siyah
uzak - yakın
tüylü
beyaz
ön - arka
mutlu
koyu - açık
önünde, arkasında, yanında
üzgün
kenar - köşe
yukarı - aşağı
kızgın
düz - eğri
yukarıda - aşağıda
korkmuş
daire
iç - dış
şaşkın
çember
içinde - dışında
aynı, farklı, benzer
üçgen
içeri - dışarı
açık - kapalı
kare
sağ - sol
hızlı - yavaş
dikdörtgen
sağında - solunda
canlı - cansız
arasında
hareketli - hareketsiz
alt - üst - orta
kolay - zor
alçak - yüksek
aç - tok
ıslak - kuru
güzel - çirkin
doğru - yanlış
para
ana renkler: kırmızı, sarı, mavi
ara renkler: turuncu, yeşil, mor
1 - 20 arası sayılar
düzenli - dağınık
İlköğretim 1-5. Sınıf Türkçe Dersi Programına Söz Varlığı
Açısından Bir Bakış





Genel Amaçlar:
4. Metinler arası okuma becerilerini geliştirerek söz varlığını zenginleştirmek,
Öğrenme Alanı: Konuşma
Amaç 2: Kendini Sözlü Olarak İfade Etme
Konuşmasında söz varlığını kullanır. (4/5. Sınıf)




Öğrenme Alanı:Yazma
Amaç 2: Kendini Yazılı Olarak İfade Etme
Yazılarında söz varlığından yararlanır. (4/5. Sınıf)










Öğrenme Alanı: Okuma
Amaç 4: Söz Varlığını Geliştirme
1 Görsellerden yararlanarak söz varlığını geliştirir. (1/5. Sınıf)
2 Kelimelerin eş ve zıt anlamlılarını bulur. (2/5. Sınıf)
3 Eş sesli kelimelerin anlamlarını ayırt eder. (2/5. Sınıf)
4 Bilmediği kelimelerin anlamlarını araştırır. (1/5. Sınıf)
5 Ekleri kullanarak kelimeler türetir. (3/5. Sınıf)
6 Seslerden heceler, hecelerden kelimeler, kelimelerden cümleler oluşturarak okur. (1. Sınıf)
7 Kelimelerin gerçek, mecaz ve terim anlamlarını ayırt eder. (4/5. Sınıf)
ÖĞRENME-ÖĞRETME SÜRECİ
HAZIRLIK
1/b/2
: Anahtar Kelimelerle Çalışma
ANLAMA
2/a/4
: Anlamı Bilinmeyen
Kelimelerle Çalışma
2/c
: Söz Varlığını Geliştirme
KENDİNİ İFADE 4/d
: Söz Varlığını Kullanma
ANLAMA
ETME
ÇOCUK KİTAPLARININ SÖZ VARLIĞI
Sıra
Nu.
ROMAN
KELİME
HİKÂYE
MASAL
DESTAN
EFSANE
Sıklık
sıra
Sıklık
sıra
Sıklık
Sıra
Sıklık
Sıra
Sıklık
Sıra
12.
kız
217
64
137
112
956
7
435
25
1083
7
69.
at
43
368
40
393
133
134
687
10
108
152
93.
padişah
1
7485
20
791
631
13
19
825
89
188
116.
çoban
22
675
39
412
71
236
89
190
443
22
120.
arkadaş
172
85
189
75
115
154
106
162
62
259
326.
köpek
55
289
84
187
72
234
15
1031
8
1602
344.
gelin
11
1253
14
1046
78
217
35
455
82
201
446.
kuzu
59
263
53
295
27
562
16
973
13
1080
3991.
bisiklet
35
441
8
1604
0
-
0
-
0
-
Kelime Öğretiminin Esasları



Kelime öğretiminde dilin en sık kullanılan
kelimelerine öncelik verilmelidir.
Yaş düzeylerine öğrencilerin kelime
hazinesinin tespit edilmesi, öğrencilere
hangi kelimelerin öğretileceği sorusunun en
önemli cevaplarındandır.
Öğretilmesi hedeflenen kelimelerle,
öğrencilerin sahip olduğu kelimeler arasında
anlam ilişkileri kurulmalıdır.





Kelime öğretimi sürecinde kelime
hazinesinin genişlik, derinlik ve ağırlık
bakımından geliştirilmesi hedeflenmelidir.
Yeni öğrenilen kelimeler, konuşma ve yazma
becerileri aracılığıyla üretici kelime
hazinesine dâhil edilmelidir.
Kelimelerin söyleniş özellikleri öğretilmelidir.
Kelimelerin yazım özellikleri öğretilmelidir.
Hedef kelimeler bağlam aracılığıyla
öğretilmelidir.
Türkçe kelimelerin öğretiminde, kelimelerin
kökteşlik özelliğinden yararlanılmalıdır.
 Kelime öğretiminde öğrencilere kelime
öğrenme stratejileri kazandırılmalıdır.

Kelime Öğrenme Stratejileri
1. Bilinmeyen bir kelime ile
karşılaşıldığında kelime anlamını çözmek
için kullanılacak stratejiler,
 2. Kelime anlamını kesinleştirmek ve
kelime hazinesini derinleştirmek için
kullanılacak stratejiler,
 3. Yeni kelime ve kavram öğrenmek için
kullanılacak stratejiler,

1. Bilinmeyen bir kelime ile karşılaşıldığında, kelime anlamını
çözmek için kullanılacak stratejiler.
Kelimenin içinde bulunduğu bağlama
başvurma
 Kelimeyi başka ifade, cümle ve metin
bağlamında arama
 Şekil bilgisi (morfoloji) farkındalığını kullanma
 Tahmin etme
 Sözlük kullanma

2. Kelime anlamını kesinleştirmek ve kelime hazinesini
derinleştirmek için kullanılacak stratejiler
Bağlam üretme
 Metinler arası okuma
 Kelime defteri/sözlük oluşturma
 Kavram haritası oluşturma

3. Yeni kelime ve kavram öğrenmek için kullanılacak stratejiler
Dil farkındalığı kazanma
 İletişime açık olma
 Dinleme ve okuma alışkanlığı kazanma

Kelime Öğretim Yöntem ve
Teknikleri
Soru Cevap Yöntemi
Çözümleme ve Birleşim Yöntemi
DramatizasyonYöntemi
Kelime ve Kavram Havuzundan
Seçerek Konuşma/Yazma Tekniği
 Not Alma Tekniği
 Boşluk Doldurma Tekniği
 Kavram Haritası Tekniği
 Anlam Analizi Tekniği
 Beyin Fırtınası Tekniği



