Ticaret Şirketleri

Download Report

Transcript Ticaret Şirketleri

TİCARET HUKUKU
DERSİ
TACIR (GERÇEKTÜZEL KIŞI)
1- GERÇEK KIŞILERDE TACIR
SIFATININ KAZANILMASI
• Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi
adına işleten kişiye tacir denilir.
• Tanımdan hareketle, gerçek kişilerde tacir
olmanın üç koşulu vardır: Ortada bir ticari
işletmenin var olması, bu ticari işletmenin
faaliyette olması, ticari işletmenin kendi
adına işletiliyor olması.
BIR TICARI İŞLETMENIN VAR
OLMASI
• Ticari İşletme, esnaf faaliyetlerinin sınırını aşan düzeyde gelir
elde etmeyi amaçlayan süreklilik ve bağımsızlık esasına göre
işletilen ekonomik ünitedir.
• TİCARİ İŞLETME YA YOKSA?
Bir ticari işletme açmış gibi ister kendi adına ister adi bir şirket
veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer
bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemler yapan kimse iyiniyetli
şahıslara karşı tacir gibi sorumlu olur.
• Tacir gibi sorumlu olanlar tacir olmanın haklarından
yararlanamazlar; sonuçlarına katlanırlar. Örneğin borçlarından
dolayı iflasa tabidirler, ticari örf ve adetleri bilmeseler dahi
aleyhine kullanılır, basiretli iş adamı gibi hareket etmelidirler
vb.
TICARI İŞLETMENIN FAALIYETTE
YANI IŞLETILIYOR OLMASI
• ANCAK İSTİSNASI VAR: Kişi, işletmeyi
açmış ama henüz çalıştırmaya başlamamış
olsa bile tacir sayılır.
«Bir ticari işletmeyi kurup açtığını sirküler,
gazete, radyo veya diğer yollarla halka
bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline
kaydettirerek durumu ilan etmiş olan kimse
fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir
sayılır.»
TICARI İŞLETMENIN KISMEN DE
OLSA KENDI ADINA IŞLETILMESI
• Tacir sıfatının edinilmesi bakımından
üçüncü koşul işletme faaliyetinin kendi
adına yürütülüyor olmasıdır.
• Kısmen
ifadesi,
Adi
ortaklık
düşünülerek söylenmiştir.
• Ergin veya kısıtlı olanların durumu –
Cezai sorumluluk
TACIR
SIFATI
BAKIMINDAN
ÖZELLIK GÖSTEREN DURUMLAR
• Mesleki olarak yasaklıların durumu:
Hakim, avukat, noter, memur gibi kişiler
görev ve mesleği gereği ticaretle uğraşması
yasaktır.
• İzin ya da ruhsat alınması koşulu varsa:
Ör. Eczane
Şayet bu yasağa rağmen ticari işletme
işletirlerse tacir sayılırlar!
2- TÜZEL KIŞILERDE TACIR
SIFATININ KAZANILMASI
• 1- Ticaret Şirketleri
• 2- Dernek
• 3- Vakıf
• 4- Kamu Tüzel Kişileri
• 5- Donatma iştiraki
TICARET ŞIRKETLERI
• Tüzel kişi tacir olarak ticaret şirketleri TTK md. 124’de
sayılmıştır. Bunlar kollektif, komandit, anonim, limited ve
kooperatif şirketleridir.
• Ticaret şirketlerinin bir ticari işletme işletmek üzere kuruldukları
ve bu sebeple kendiliğinden tacir niteliği kendiliğinden kabul
edilmiştir (TTK md. 16).
• Yani ticaret şirketlerinin tacir sayılması için bir ticari işletme
işletmesi koşulu ticaret şirketleri için bir daha belirtilmemiştir.
• Ticaret şirketleri tüzel kişi olduklarından yani ayrı bir kişilik
taşıdıklarından tacir sıfatı kendine ait olup ortaklar tacir sıfatı
taşımazlar.
DERNEKLER VE VAKIFLAR
• Dernekler ve vakıflar iktisadi faaliyette bulunmak,
ticari işletme işletmek yahut kazanç sağlayıp
paylaşmak maksadıyla kurulmazlar
• Ancak, amaçlarına ulaşmak için bir ticari işletme
işletebilirler. Eğer ticari işletme işletirseler TTK
bakımından tacir sayılırlar ve tacir olmanın hüküm
ve sonuçlarına tabi olurlar.
• Kamu yararına dernek ya da vakıf olmamaları
gerekir.
(Kızılay’ın durumu)
KAMU TÜZEL KIŞILERI TARAFINDAN
KURULAN İŞLETMELER
• Kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk
hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek
üzere Devlet, İl Özel İdaresi ya da Belediye gibi kamu
tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar tacir
sayılırlar!
• Devlet, il özel idaresi ve belediye gibi kamu tüzel kişileri
tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin tacir
sayılması için iki koşuldan birisinin var olması yeterlidir:
Kuruluş kanunları gereği özel hukuk hükümlerine göre
yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek.
• KİT, İDT-KİK, Diğer kamu kurumlarının kurduğu
işletmeler
KAMU TÜZEL KIŞILERI TARAFINDAN
KURULAN İŞLETMELER
• İktisadi Devlet Teşekkülü (İDT), sermayesinin tamamı devlete ait olan,
iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan ve
özel sektörle rekabet halinde faaliyet gösteren KİT’dir (md. 2, f. 2).
Örneğin Vakıflar Bankası, Ziraat Bankası gibi.
• Kamu İktisadi Kuruluşu (KİK), sermayesinin tamamı devlete ait olup
tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve
pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla
ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan KİT’dir (md. 2, f. 3). Örneğin
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Posta İşletmeleri,
Devlet Hava Meydanları, Tekel İşletmeleri gibi.
• Müessese, sermayesinin tamamı bir iktisadi devlet teşekkülü veya
kamu iktisadi kuruluşuna ait olan ve bunlara bağlı olarak çalışan
işletme veya işletmeler topluluğudur. Örneğin TCDD’na bağlı
Adapazarı Vagon Sanayi Müessesesi gibi.
• Bağlı Ortaklık, sermayesinin % 50’sinden fazlası KİT’ne ait olan işletme
veya işletmeler topluluğundan oluşan anonim şirkettir (md. 2, f. 5).
KAMU TÜZEL KIŞILERI TARAFINDAN
KURULAN İŞLETMELER
• TACİR SIFATI, kamu tüzel kişilerine
bağlı olarak faaliyet gösteren bu
kuruluşlarda
faaliyet
gösteren
kuruluşlarda kamu tüzel kişisine ait
değildir; ona bağlı olarak faaliyet
gösteren bu kuruluşlar tacirdirler.
DONATMA İŞTIRAKINDE
• Birden çok kişinin paylı mülkiyet şeklinde malik oldukları
bir gemiyi, menfaat sağlamak amacıyla aralarında yapmış
oldukları sözleşme gereğince, hepsi adına ve hesabına
suda kullanmaları ile ortaya çıkan birliğe donatma iştiraki
denir (TTK md. 1064, f. 1, md. 17).
• Donatma iştirakinin tüzel kişiliği yoktur fakat TTK md. 17
uyarınca tacirler hakkındaki hükümlere tabi tutulmuştur.
• Donatma iştiraki tacir sıfatına sahiptir ve tacir olmanın
hükümlerine tabidir.
GERÇEK KIŞILERDE TACIR
SIFATININ KAYBI
• Tacir sıfatını kazanmak için var olan koşulların
yitirilmesi
• Sicile bildirim
• Tacir ölmüşse mirasçıların 15 günlük süresi
• Ticareti terk eden tacirin bildirimden itibaren 2
aylık mal beyanı süresi
• Ticaret sicili memuru ticaretin terk edildiğini ilanı
• 1 yıllık iflas yolu ile takip süresi
TÜZEL KIŞILERDE TACIR
SIFATININ KAYBI
• Tüzel kişilerde tacir sıfatı kural olarak tüzel
kişiliğin sona ermesiyle birlikte son bulur.
• Tasfiye durumu ve sicile etkisi
• Ticari işletme işleten dernek ve vakıflarda
işlettikleri ticari işletmenin faaliyetine son
verebilirler. Yine terk eden tacir gibi tescil ve ilan
gerekir.
• Donatma iştiraki sona erdiğinde tasfiye süreci
tamamlanıncaya
kadar
tacirler
hakkındaki
hükümlere tabi olmaya devam eder.
Tacir Sıfatından Doğan
Hüküm ve Sonuçlar
İFLASA TABI OLMA
• TTK md. 18, f. 1’e göre tacirler her türlü
borçlarından dolayı iflasa tabidir.
• İflas yoluyla alacağın takibi yöntemi
kural olarak sadece tacirlere karşı
uygulanabilse de tacir olmadıkları halde
bazı kimselere karşı da iflas yoluyla
takip imkanı öngörmektedir
İFLASA TABI OLMA
• 1. Ticareti terk eden tacir
• 2.Kollektif ve komandit şirkette ortakların iflasa
tabi olabilmesi
• 3.Tacir gibi sorumlu olanlar
• 4.Donatma iştiraki
• 5. Banka yöneticileri
• 6. Sermaye Piyasasındaki şirketin yöneticileri ve
ortağı
TICARET SICILINE KAYDOLMA
• Tacir, ticari işletmenin açıldığı günden
itibaren 15 gün içinde işletmesini ve
ticaret unvanını ticaret siciline tescil ve
ilan ettirmelidir.
TICARET VE SANAYI ODALARINA
KAYDOLMA
• İTO, ATO vb.
TICARET
UNVANI
KULLANMA
SEÇME
VE
• Tacirin ticari işletmesiyle iş ve
işlemlerde kullandığı ada ticaret unvanı
denir.
• Her tacir TTK hükümlerine uygun
olarak bir ticaret unvanı seçmeye ve
kullanmaya mecburdur.
TICARI İŞ KARINESINE TABI OLMA
• TTK md. 19’e göre tacirler ticari iş
karinesine tabidir. Yani tacirlerin tüm
borçlarının ticari işten doğduğu,
dolayısıyla ticari borç olduğu varsayılır.
TICARI ÖRF VE ADETE TABI OLMA
• Tacirler arasındaki uyuşmazlıklarda
ticari örf ve adet, gerekiyorsa mutlak
uygulanır. Yani tarafların ilgili ticari örf
ve adet kuralını bilip bilmediğine
bakılmaz ve bildiği varsayılır.
TICARI DEFTERLER TUTMA
• Her tacir ticari işletmesinin ekonomik
ve mali durumunu, borç ve alacak
ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde
edilecek neticeleri tespit etmek amacıyla
işletmesinin niteliğinin ve öneminin
gerektirdiği tüm defterleri tutmak
zorundadır
BASIRETLI BIR İŞ ADAMI GIBI
DAVRANMA
• Her durumda basiretli bir iş adamı gibi
davranmalıdır.
• Sağduyulu, önlemlerini alan, ileriyi
gören, yaptıklarının sonuçlarını bilen
olmalıdır.
• Objektif esaslara göre belirlenir.
• Tecrübesizlik ve Gabin mazeret olamaz!
BASIRETLI BIR İŞ ADAMI GIBI
DAVRANMA
•
Yargıtay kararlarına konu olan, basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne
ilişkin şu olaylar örnek olarak gösterilebilirler:
•
1. Müteahhidin gerekli malzemeyi vaktinde almaması veya aldığı malzemeyi uygun
ortam ve koşullarda depolamaması,
•
2. Normal şartlarda çek karnesi verilmemesi icap eden kişiye banka tarafından çek
karnesi verilmesi veya ödenmesi için ibraz edilen çekte tahrifat ihtimalini
incelememesi,
•
3. Numuneye uygun kumaşın piyasada yeterli miktarda var olup olmadığını
araştırmadan sözleşme ilişkisine girilmesi,
•
4. Köy tüzel kişiliğine ait cari hesaptan kaymakamın yazısı üzerine köy tüzel kişiliğini
temsile yetkisi bulunmayan şahsa banka tarafından ödeme yapılması,
•
5. Yolcuları sağ ve sağlam bir şekilde varma yerine ulaştırmayla yükümlü tacirin mola
verme yerlerini özenle seçmesi ve orada yolcuların herhangi bir zarara uğramasını
önleyici tedbirleri alması.
KARARLAŞTIRILMASA DAHI ÜCRET
VE FAIZ İSTEME HAKKI
• Ticaret hayatında her zaman her işin
karşılığı vardır!
ÜCRET VE CEZAI ŞARTIN
İNDIRILMESINI İSTEYEMEME
• Bir işin görülmesi karşılığı ödenecek ücret veya
sözleşmeden
kaynaklanan
edimin
yerine
getirilmemesi hali için verilmesi gereken cezai şart
imkanı konusunda tacirlerle adi işler arasında bir
ayırım yapılmış ve tacir olmayanların ücret veya
cezai
şartın
fahiş
olduğu
iddiasından
yararlanmaları
mümkün
kılınmışken,
tacir
olanların bu imkandan yararlanması mümkün
görülmemiştir (TTK md. 22).
• Ahlaka ve adaba aykırılık savunması TBK
FATURA DÜZENLEME
ZORUNLULUĞU
• Ticari işletmesi gereği bir mal satmış
veya bir iş görmüş veya bir menfaat
temin etmiş olan tacirden, diğer taraf
kendisine bir fatura verilmesini ve
bedeli ödenmiş ise bunun da faturada
gösterilmesini isteyebilir.
FATURAYA İTIRAZ
• TTK md. 21, f. 2’ye göre faturayı alan kimse aldığı
tarihten itibaren sekiz gün içinde içerik hakkında
bir itirazda bulunmamışsa fatura içeriğini kabul
etmiş sayılır. Bu bir karinedir.
• Faturaya itiraz gereği için geçerli sözleşme gerekir.
• Faturaya itiraz edilmemesi faturada belirtilen işin
yapıldığını veya malın teslim edildiğini göstermez,
sadece fatura içeriğinin kabul edildiği anlamına
gelir. Ancak bu karinenin tersi kanıtlanabilir.
TEYIT MEKTUBUNA İTIRAZ
• TTK md. 21, f. 3’e göre, sözlü, telefon veya
telgrafla yapılan sözleşmelerin veya
beyanların içeriğini teyit eden bir yazıyı
alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz
gün içinde bir itirazda bulunmamışsa teyit
mektubunun yapılan sözleşmeye ve
beyanlara uygun olduğunu kabul etmiş
sayılır.
BIR TAKIM İHTAR VE İHBARLARIN
GEÇERLI OLABILMESI İÇIN
BELLI ŞEKILLERE UYMA
ZORUNLULUĞU
Tacirler arasında
• diğer tarafı temerrüde düşürmek veya
• sözleşmeyi fesih
• yahut sözleşmeden dönme maksadıyla yapılacak
ihbar ve ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla,
telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı
elektronik posta sistemi ile yapılır.
• Bunun uygulanması için her 2 tarafın da tacir ve her
ikisinin de ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
HAPIS HAKKININ KULLANILMASINDA
SAĞLANAN KOLAYLIKLAR
• Medeni hukukta hapis hakkı, kanuni koşulların
varlığı halinde alacaklıya borçlunun rızasıyla
zilyetliğinde bulunan ve iadesi gerekli olan
borçluya ait taşınır mallar ve kıymetli evrakı
iade etmeyerek alacağının teminatı olarak
alıkoyma ve paraya çevirme yetkisi veren ayni
bir haktır (MK md. 950, f. 1).
• MK md. 950, f. 2’de hapis hakkının kullanılma
koşulları bakımından tacirlerle tacir olmayanlar
arasında bir noktada farklılık tesis edilmiştir.
HAPIS HAKKI KULLANILMASI
ŞARTLARI
•
1. Alacaklı borçlunun taşınırına veya kıymetli evrakına onun rızasıyla zilyet
bulunmalıdır. Zorla veya tesadüfen ele geçirilen eşya üzerinde hapis hakkı doğmaz.
•
2. Alacaklının alacağının geçerli ve muaccel olması gerekir.
•
3. Alacaklının zilyetliğindeki taşınır mal veya kıymetli evrak ile alacak arasında
bağlantı bulunmalıdır. Yani alacağın eşya veya kıymetli evraktan dolayı doğmuş
olması gerekir.
•
4. Hapis hakkının kullanılmasının ortadan kaldırılmamış olması gerekir. Zira alacaklı
hapis hakkını kullanmayacağını borçluya taahhüt etmişse veya hapis hakkının
kullanılması eşyanın niteliği gereği mümkün değilse veya hal veya şartlardan
anlaşılıyorsa veyahut hapis hakkının kullanılması kamu düzeniyle bağdaşmıyorsa
hapis hakkı kullanılamaz (MK md. 951).
ÜÇÜNCÜ KOŞUL YANİ BAĞLANTI, TACİRLER arasında ARANMAZ!