Ders 7-Nükleer tıp lab. nın planlanması

Download Report

Transcript Ders 7-Nükleer tıp lab. nın planlanması

NÜKLEER TIP
Nükleer tıp lab. nın planlanması (3 saat)
Radyo-izotoplar, Radyofarmasötikler,
Radyasyon tehlikelerinden korunma
yöntemleri (3 saat)
BİRİMLER
1. Organ Sintigrafileri ve Metabolik
Görüntüleme (PET) Ünitesi



Alt birimler: Organ sintigrafileri ve Metabolik
Görüntüleme (Pozitron Emisyon Tomografisi, PET)
ünitesi olmak üzere, kendi içerisinde idari ve hizmet
açısından birimlere ayrılır.
Sıcak Oda: Sorumlu öğretim üyesi ve Radyofarmasist
görev yapar. Radyofarmasotiklerin hazırlanması, kalite
kontrol ve doz kontrolünün yapıldığı birim.
Muayene ve sorgulama birimi: Sorumlu öğretim üyesi
gözetiminde araştırma görevlileri, hemşire ve gama
kamera teknisyenlerinden oluşur. Organ sintigrafileri için
müracaat eden hastaların ilk sorgulama, muayene ve
hazırlıklarının yapıldığı birim.
1. Organ Sintigrafileri ve Metabolik
Görüntüleme (PET) Ünitesi



Efor Testi Ünitesi: Myokard perfüzyon sintigrafisi için
müracaat eden hastaların fizyolojik efor testi veya
farmakolojik stres test uygulamaları yapılan birim.
Sorumlu öğretim üyesi gözetiminde araştırma görevlisi
ve hemşire görevlidir.
Enjeksiyon Odası: Sıcak odada hasta için özel
hazırlanan radyofarmasotiklerin uygulamasının yapıldığı
birim. Sorumlu öğretim üyesi gözetiminde araştırma
görevlileri ve hemşire görevlidir.
Kemik Dansitometri (DEXA): Sorumlu öğretim üyesi
gözetiminde gama kamera teknisyeni görev yapar.
Görevi: Kemik dansitometri ölçümünün yapılarak,
raporlamaya hazır hale getirildiği ve arşivlendiği birim.
1. Organ Sintigrafileri ve Metabolik
Görüntüleme (PET) Ünitesi


Gama Kamera Odası: Sintigrafik tetkikler için
radyofarmasotik uygulaması yapılmış hastaların
görüntülerinin elde edildiği, filmlerinin basılarak
raporlamaya hazır hale getirildiği birim. Sorumlu öğretim
üyesi gözetiminde araştırma görevlileri ve gama kamera
teknisyenleri görev yapar.
Metabolik Görüntüleme (Pozitron Emisyon Tomografisi,
PET) Ünitesi: Metabolik görüntüleme için
radyofarmasotik uygulaması yapılmış hastaların
görüntülerinin elde edildiği, filmlerinin basılarak
raporlamaya hazır hale getirildiği birim. Sorumlu öğretim
üyesi gözetiminde araştırma görevlileri ve gama kamera
teknisyenleri görev yapar.
1. Organ Sintigrafileri ve Metabolik
Görüntüleme (PET) Ünitesi

Hasta bekleme odaları: Organ sintigrafileri ve
metabolik görüntüleme için radyofarmasotik
enjeksiyonu yapılmış hastaların bekletildiği,
radyasyondan korunma prensipleri çerçevesinde
dizayn edilmiş odalar
2. Radyonüklid Tedavi Ünitesi



Tiroid Karsinomu hastalarının ablasyonu ve hipertroidi
tedavisi
enflamatuar ve osteoartritik eklem hastalıklarına
uygulanan radyasyon sinoviektomi
iskelet sistemine metastaz yapmış ve medikal tedaviye
cevap vermeyen ağrısı olan malignensi hastalarında ağrı
pallasyonu ve özellikle kemoterapiye cevap vermeyen
dirençli lenfoma hastalarında radyoimmünoterapi
tedavileri uygulanır.
3. RIA-İnvitro Testler Ünitesi
NÜKLEER TIPTA SIKLIKLA KULLANILAN
TERMİNOLOJİK KAVRAMLAR




Sintigrafi: Görüntü elde etmek için yapılan işleme verilen
isimdir.
Radyofarmasötik:Çok düşük dozda radyoaktif madde
içeren ve amaca uygun olarak bu radyoaktif maddeye
bağlanmış organik yada anorganik kimyasal bileşiklerin
kombinasyonuna denir.
SPECT: Filmi alınacak organın çevresinden 180-360
derece boyunca görüntüler alınır. Görüntüler bilgisayarca
işlemden geçirilir.
PET: Kullanılan radyoaktivite pozitron yayan ışınlardır.
Diğer yönlerden SPECT gibidir.
RADYOFARMASÖTİKLER
Radyofarmasötikler, insanlarda teşhis ve tedavi amacıyla
kullanılan ve yapısında radyonüklid içeren ilaçlardır. Bir
radyofarmasötik, radyoaktif element (Xe-133), radyoizotop tuzu
(Talyum-201 klorür) veya işaretlenmiş bileşik şeklinde olabilir (Tc99m DMSA).
İşaretlenmiş bileşik şeklindeki bir radyofarmasötik, radyonüklid
ve biyoaktif bileşen olmak üzere 2 birimden oluşur. Hazırlanması
için, bir organda lokalize olan veya organın fizyolojik fonksiyonuna
katılan güvenilir ve toksik olmayan biyoaktif bileşen seçilir.
Yayınladığı radyasyondan yararlanılarak vücut dışında izlenebilen
veya vücut içinde bulunduğu dokuyu tahrip eden, öldüren uygun
bir radyonüklid, bu seçilen biyoaktif bileşene bağlanır. Bu işleme
işaretleme denir.
Teşhis amaçlı kullanılan radyofarmasötikler çok küçük miktarda
kullanıldıkları için farmakolojik etkiye sahip değildirler. Bu
radyofarmasötiklerin, ilaçlardan ayrılan 2 önemli özelliği vardır.
Bunlardan ilki radyoaktif olmasıdır. İkinci ise ilaçlardan farklı olarak
hastaya tetkik için hayatı boyunca bir veya birkaç kez uygulanmasıdır.
Günümüzde teşhis amaçlı yapılan sintigrafik incelemelerde Tc-99m,
6 saatlik yarı ömrü, partiküler radyasyon yaymaması, 140 keV’lik
monoenerjili gama ışını yayması ve jeneratör ürünü olması gibi üstün
özelliklerinden dolayı en çok kullanılan radyonükliddir.
Radyofarmasötikler vücuda Parenteral ,oral veya solunum yolu ile
verilir. Oral yoldan kullanılan bir radyofarmasötik, çözelti (sulu, sulualkollü, yağlı), kapsül, koloit veya süspansiyon şeklinde olabilir.
Parenteral yollar içinde en yaygın kullanılan intravenöz (iv)
enjeksiyondur. Ayrıca intratekal, intradermal, subkütan olarak da
uygulanabilirler.
RADYOFARMASÖTİK DOZAJ ŞEKİLLERİ
Nükleer tıp rutin çalışmalarında hastaya uygulanan radyofarmasötiklerin
çoğu önceden liyofilize edilerek üretilmiş kitler halinde bulunur. Kitler, çözelti
veya kolloidal dağılım, süspansiyon ve aerosol halinde formüle edilip daha
sonra steril azot geçirilmiş flakonlarda liyofilize edilerek hazırlanırlar. Hazırlanan
kitlere daha sonra bir radyonüklid ilavesinden sonra hastalara uygulanırlar.
Radyofarmasötikler farmasötik dozaj şekli bakımından dört grup altında
incelenebilir.
a- İnhalasyon: Kr-85m (Kripton-85m), Xe-133 gibi gazlar özel apareyler ile
hastaya solutulurlar. Kullanıma hazır halde bulunurlar.
b-Çözelti: Radyofarmasötiklerin büyük bir kısmını kapsar. Örneğin I-131
sodyum iyodür çözeltisi, Tc-99m DTPA, Tc-99m MDP… gibi.
c-Kapsül: I-131 sodyum iyodür tanı ve tedavi amacı ile sert jelatin kapsül
içinde verilir.
d-Kolloit ve süspansiyon: Örnek olarak karaciğer Kupffer hücreleri
tarafından fagosite edilen Tc-99m SC ve akciğer kapillerleri tarafından tutulan
Tc-99m MAA verilebilir.
TEŞHİS AMAÇLI KULLANILAN RADYOFARMASÖTİKLERİN
ÖZELLİKLERİ
Radyonüklidden Yayılan Radyasyon Cinsi
Radyonüklidler kararlı hale gelebilmek için ya partikül (alfa=α, beta=β,
pozitron=ρ) ya da foton (gama ışını= γ) yayarlar. Teşhis amaçlı kullanılan
radyonüklid saf gama yayıcısı olmalı ve partiküler radyasyon yaymamalıdır.
Klinikte kullanılan bütün radyonüklidler reaktör, siklotron veya diğer tip
hızlandırıcılarda üretilirler. Doğal olarak oluşan radyonüklidler uzun
yarılanma ömrüne sahip, ağır ve toksik elementlerdir. Bu radyonüklidlerin
klinikte kullanımı yoktur.
Nükleer Tıp uygulamalarında teşhis amaçlı sıklıkla kullanılan
radyonüklidler
Xe-127, I-123,I-131, Tc-99m, Kr-81m, Mo-99, In-111, Ga-67, Tl201,C-11,O-15, F-18
Radyonüklidlerin İdeal Enerji Aralığı
Görüntüleme açısından ideal enerji aralığı 100–250 keV’dir.
Genelde gama kameralar bu aralıkta çalışılacak şekilde
ayarlanmıştır.
İncelenecek Organdaki Birikim Oranı
Radyofarmasötik, belli bir organa veya dokuya
hedeflendirildiğinden, yüksek bir hedef / hedef dışı oranına
sahip olması önemlidir. Örneğin tiroit taraması yapılırken
radyoaktivite, boyun çevresinde veya başka bir yerde değil,
sadece tiroit bezi içinde olmalıdır.
Etkili Yarı Ömrü
İdeal bir radyofarmasötiğin etkili yarı ömrü, tanı için gerekli
olan sürenin 1,5 katı olmalıdır. Vücuda verilen radyofarmasötik
hem fiziksel hem de biyolojik olarak parçalanır.
Diğer Özellikleri
Radyofarmasötiklerin kullanılmasında hasta
güvenliği her zaman için çok önemlidir. İdeal bir
radyofarmasötiğin hiçbir toksik etkisi olmamalı ve
hastaya minimum radyasyon dozu verirken
maksimum etkinlik sağlamalıdır. Çalışanlar
radyasyondan korunmak için radyofarmasötikleri
mümkün olan en kısa zamanda hazırlamalı, zırhlama
kurallarına uymalı ve radyoaktiviteye mümkün olan
en uzak mesafede durmalıdır.
Radyofarmasötikler kolay üretilmeli, pahalı
olmamalı ve temin edilebilir olmalıdır.
RADYOFARMASÖTİKLERİN RUTİN UYGULAMADA
HAZIRLANMASI
Hastaya uygulanacak radyofarmasötiğin yapılacak işleme
göre doğru ve istenilen dozda olmasından ve yapılan işlemlerin
dökümante edilmesinden nükleer tıp doktoru ile radyofarmasi
bölümü sorumludur.
Radyofarmasötiklerin büyük bir kısmı hastaya verileceği
anda hazırlanır. Ancak Xe-133 gazı, I-123 ve I-131 kapsülleri
gibi kullanıma hazır halde bulunan dozaj şekilleri de vardır.
Rutin uygulamada işaretlenecek bileşik (DMSA, MDP),
indirgeyici ajan ve gerekiyorsa formulasyona uygun diğer
yardımcı maddelerin aseptik koşullarda liyofilize edilerek
hazırlanmış kit formlarına, Tc-99m gibi bir radyonüklid ilave
edilerek radyofarmasötik kolayca hazırlanır.
Nükleer tıp tetkiklerinde teşhis amaçlı kullanılan başlıca radyofarmasötikler
Radyofarmasötik
Kullanım Alanı
Ga-67 sitrat
İnflamasyon enfeksiyon, tümör görüntüleme
In-111 pentreotide
Gastroenteropankreatik endokrin tümör görüntüleme
Kripton-81m gas
Akciğer ventilasyon çalışmaları
Tc-99m sodyum perteknetat
Akciğer
ventilasyon
çalışmaları,
gastrointestinal kanama çalışmaları
Tc-99m albumin kolloit
Kemik görüntülemede ve lenfosintigrafi
Tc-99m difosfonatlar ( Tc-99m MDP, Tc-99m HDP)
Kemik görüntüleme
Tc-99m Dimerkaptosüksinikasit ( Tc-99m DMSA)
Böbrek korteksine ait parankimi göstermede
Tc-99m -Hekzametilenpropilenaminoksim-( Tc-99m
HMPAO)
Beyin sintigrafisi, Lökosit işaretlemelerinde
Tc-99m -imino diasetik asit ( Tc-99m İDA), Tc-99m
mebrofenin
Hepatobilier Sistem Sintigrafisi
Tc-99m depreotid trifloroasetat
Akciğer tömörlerinde
Tc-99m-makroagregatlar (Tc-99m MAA)
Akciğer perfüzyon sintigrafisi
Tc-99m mertiatide( Tc-99m MAG3), Tc-99m
Dietilentriamin pentaasetik asit ( Tc-99m DTPA)
Böbrek görüntüleme ajanı
Tc-99m tetrofosmin
Miyokard perfüzyon sintigrafisi
Tc-99m sestamibi (MIBI)
Miyokard perfüzyon sintigrafisi, Paratiroid sintigrafisi
Tc-99m -sülfür kolloit
Lenfosintigrafi, kemik iliği sintigrafisi
I-123,I-131 (NaI formunda)
Tiroit fonksiyonlarında
tiroid
görüntüleme,
Radyofarmasötik hazırlandıktan sonra hastaya
uygulanmadan önce, gerekli tüm kalite kontrol testleri
yapılmalı, doz kalibratöründe hastaya uygulanacak doz
ölçüldükten sonra kullanılmalıdır.
Ayrıca parenteral veya oftalmik
radyofarmasötiklerin hazırlanması sırasında herhangi bir
partikül ve mikroorganizma kontaminasyonu olmamalı
aseptik şartlarda bu işlem gerçekleştirilmelidir.
Hazırlanan ürünler steril, izotonik olmalı ve pirojen
madde içermemelidir .
Tc-99m radyofarmasötiklerinin genel hazırlanma akış şeması
I-123 Hippuran, I-131 Hippuran
Böbrek fonksiyonları, akciğer için aerosol
Xe-133,Xe-127
Akciğer ventilasyonu
Kr-81m
Akciğer ventilasyonu
Tl-201klorur
Miyokart perfüzyonu
C-11 asetat
Metabolizma
C-11 palmitat
Yağ asidi metabolizması
N-13 NH3
Perfüzyon
O -15CO2
Perfüzyon
O-15 H2O
Perfüzyon
C-11 CO
Kan hacmi
F-18 deoksiglikoz
Metabolizma
NÜKLEER TIP UYGULAMALARINDA TEDAVİ AMAÇLI
KULLANILAN RADYOFARMASÖTİKLER
Nükleer tıpta terapötik uygulamaların çoğunluğu kötü huylu
tümörlerin tedavisine yöneliktir. Bununla birlikte I-131’nın tirotoksikoz
tedavisinde kullanımı hala önemlidir.
Tiroid kanserlerinin tedavisinde en yaygın kullanılan terapötik
ajan I-131 ’dur. I-131 metaiyodobenzilguanidin veya yüksek doz In111 oktreotid (son zamanlarda Y-90 somatostatin analogları)
nöroendokrin tümörlerinin tedavisinde kullanılmaktadır.
Tedavi amaçlı kullanılan radyonüklid ve radyofarmasötikler
Radyonüklid
Radyasyon
Yarı ömür
Doku içinde
max.
İlerlem
e
Radyofarmasötik ve uygulama alanı
İyot-131 (I-131)
Beta, gamma
8.04 gün
2.4 mm
I-131 sodyum iyodur, I-131 tositumomab (Bexxar), I-131
metaiyodobenzilguanidin birçok kanserlerde
Ytriyum-90 (Y-90)
Beta
2.67 gün
12 mm
Y-90 ibritumomab tiuxetan Non-Hodgkin Lenfoma
Fosfor-32 (P-32)
Beta
14.3 gün
8.7 mm
P-32 (sodyum fosfat) haemoproliferative hastalıkların
tedavisinde
Stronsiyum89
(Sr-89)
Beta
50.5 gün
8.0 mm
Sr-89 (Stronsuyum klorit) kemik ağrısı tedavisinde
Samaryum153
(Sm-153)
Beta
1.95 gün
3.0 mm
Sm-153 (samaryum lexidronam kemik ağrısı tedavisi
Lutesyum–177 (Lu-177)
Beta
6.7 gün
1.8 mm
Somatostatin analogları ile işaretlenerek nöoendokrin
tümörlerinin tedavisi
Renyum-188
Beta
17.0 gün
10.8 mm
In-111
Auger
2.83 gün
0.6 mm
Somatostatin analogları ile işaretlenerek yüksek dozda
nöroendokrin tümörlerin ted.
RADYASYON KORUNMASI
Radyasyonun bilimde, tarımda, sanayide ve tıpta kullanımı
ile birlikte radyasyon korunması kurallarının geliştirilmesine
de ihtiyaç duyulmuştur.
Radyasyonun kullanımıyla birlikte 1920’lerde Avrupa ve
Amerika’da Ulusal Radyasyon Komiteleri kurulmaya
başlanmıştır. Bu kuruluş günümüzde Uluslararası
Radyasyon Korunması Komisyonu (ICRP) olarak
faaliyetlerine devam etmektedir. ICRP hükümet organı
olmayan bağımsız bir uzman kuruluş olup, "maksimum
müsaade edilebilir” radyasyon dozlarını kuruluş yılı olan
1928’den beri önermektedir. ICRP’nin bu önerileri radyasyon
korunmasından sorumlu olan uluslararası kuruluşlar
tarafından kabul edilmektedir. Maksimum müsaade edilebilir
doz kavramı günün ihtiyaçlarına göre yeniden belirlenmekte
ve belirli aralıklarla da ilan edilmektedir.
ICRP 1965’te yayınladığı tavsiye kararlarıyla bir önceki
maksimum müsaade edilebilir (MMD) sınırlarının mümkün
olduğunca aşağısında kalınmasını tavsiye etmiştir. Bu
düşüncenin nedeni, üreme hücrelerinin düşük seviyeli
radyasyonla ışınlanması ile düzelmeyen genetik
bozuklukların oluşabileceği yolundaki kanıtların artmış
olmasıydı.
ICRP’nin 1965 raporları günümüzde hala güncelliğini
korumaktadır. Hatta bazı ülkeler bu tavsiye kararlarını
aynen uygulamaktadır.
ICRP’nin 1965 yılı raporlarında radyasyon doz limitleri
(MMD’ler) ilk defa iki grup için önerilmiştir. Bu
1.Görevleri gereği radyasyonla çalışanlar,
2.Halk
RADYASYON KORUNMASINDA TEMEL KURALLAR
Eksternal (dış) radyasyondan korunmak için Uluslar arası
radyasyondan korunma komitesi tarafından önerilen standart
kurallar vardır. Bunlar mesafe, zırhlama ve süredir.
Mesafe
Radyasyon korunmasının en etkin ve ucuz yolu mesafedir. Doğal
olarak radyasyon kaynağından uzaklaştıkça daha az radyasyona
maruz kalınır. Radyasyon kaynağı ile aramızdaki, mesafeyi iki
katına çıkarırsak, radyasyon şiddetini dört kat azaltmış oluruz. Bu
kural ters kareler yasası olarak bilinir. Bu yasaya göre, radyasyon
şiddeti mesafenin karesi ile ters orantılı olarak değişir.
Örneğin: Işınlama şiddeti 100 mR/saat olan bir radyoaktif kaynağı
çıplak el yerine 10 cm lik bir maşa ile tutarsak elimizin maruz
kalacağı radyasyon şiddetini 100 kat azaltmış oluruz.
Günümüzde geçerli olan ICRP tavsiyelerine göre yıllık
dozun 5 rem'i (50 mSv) geçmemesi şartıyla ardışık 5
yılın ortalamasının 2 rem (20 mSv) olabileceği
hükmünü getirmiştir. Ayrıca yıllık dozun radyasyon
görevlisinin yaşı N olmak üzere, Toplam doz = 5(N–
18) formülüyle hesaplanması kuralını getirmiştir.
Burada 18 sayısı, bu yaştan küçüklerin radyasyonla
çalışmasına izin verilmez anlamındadır. ICRP toplam
doz miktarının yukarıdaki formülle ifade edilen miktarı
geçmemek şartıyla bazı yıllar 5 remi (50 mSv)
geçebileceği şeklindeki bir uygulamayı serbest
bırakmıştır. Radyasyonla çalışan bir şahsın önceki
yıllara ait doz kayıtlarının tutulmadığı bir durumda,
radyasyon dozu hesaplamalarında önceki yıllarda her
yıl için 5 rem (50 mSv) doz alındığı kabul edilir.
Zırhlama (Engel)
Radyasyon korunmasında dikkat edilmesi gerekli bir diğer
kural kaynakla vücut arasına zırhlama materyali
konulmasıdır. Zırhlama materyalinin seçimi radyasyonun
tipine ve enerjisine bağlı olarak değişir. Alfa ışınları ince bir
kağıt tabakasında tutulurken, beta ışınları birkaç cm tahta
parçasında tutulabilir. Gama ışınlarını durdurmak için ise
genellikle kurşun engeller kullanılır.
Kurşun kolay şekillenebilen ve ucuz bir elementtir. Bu
nedenle radyasyon korunmasında çok tercih edilir.
1mm kalınlığında kurşun eşdeğeri önlük 140 KeV enerjili
99mTc ışınlarına karşı %96 koruma sağlamaktadır.
Zaman
Mesleği gereği radyasyon ile çalışanların çalışmaya
başlamadan önce iş planlaması yapması gerekir. Denemeyanılma yoluyla sonuca gitmek gereksiz yere radyasyon ile
daha çok çalışılmasına neden olur. Maruz kalınan radyasyon
dozu süre ile doğru orantılıdır. Çalışma öncesi iyi bir planlama
yapmak işin daha kısa sürede bitirilmesine yardımcı
olacağından maruz kalınan radyasyon dozunu da azaltacaktır.
Düşük seviyeli ışınlama veren ortamlarda çalışma süresi
daha uzun olabilir. Çalışılan ortamdaki ışınlama seviyesinin
bilinmesi ve çalışma süresinin buna göre yapılması faydalıdır.
Günümüzde radyasyon ile çalışanlar için alınmasına müsaade
edilen maksimum radyasyon dozu yıllık 50 mSv olup, ardışık 5
yılın ortalaması en fazla 20 mSv olabilir.
Halk için bu değerlerin 1/10’u esas alınır.
İÇ RADYASYON TEHLİKELERİNDEN KORUNMA
YÖNTEMLERİ
Radyoaktif maddeler vücuda ağız, solunum ve cilt
üzerindeki yara ve çiziklerden girebilir. Vücut içerisine
giren radyoaktif maddeler özelliklerine göre vücudun
çeşitli organlarında belli bir süre veya ömür boyu
kalabilirler. Dolayısıyla vücut içerisinde geçici bir süre
veya sürekli ışınlama yapabilirler.
Bir radyoaktif maddeye karşı korunma önlemleri
alınırken bu maddenin fiziksel durumu ( cinsi, enerjisi,
yarılanma süresi, aktivitesi... vs) göz önünde bulundurulur.
İç radyasyon tehlikelerinden korunmanın ana yöntemi,
radyoaktif maddelerin müsaade edilen limitlerin üzerinde
vücuda girmelerinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması
ve uygulanmasıdır. Bu amaçla alınması gerekli tedbirleri şu
şekilde sıralayabiliriz:
Çalışma yerlerinin seçimi ve çalışmanın planlanması
yapılmalı,
Laboratuvarların havalandırılması gereklidir,
Çalışmalar sırasında bazı önlemlerin alınması gereklidir.
Bu amaçla,
Radyoaktif maddeler hiçbir şekilde çıplak elle
tutulmamalıdır. Ağız ile çekilen pipet gibi malzemeler
kullanılmamalıdır.
Eller ve cilt çalışma öncesinde yaralanmış olmamalıdır.
Zira radyoaktif maddeler cilt üzerindeki yara ve çiziklerden
kolayca nüfuz edebilir.
Yiyecekler, içecekler ve bunlarla ilgili eşyalar, el
çantası, mendil ve kozmetikler radyoaktif maddeler ile
çalışılan yerlere sokulmamalıdır. Kullanılması
gerektiğinde emdirici özelliği olan kağıt mendil ve
peçeteler tercih edilmelidir. Daha sonra bu gibi
malzemeler radyoaktif atık olarak işleme tabii
tutulmalıdır.
Çalışma yerleri terk edilirken vücudun açık kısımları
iyice yıkanmalı, yıkama sırasında tırnak diplerine özen
gösterilmelidir.
Koruyucu giysiler giyinmeli.
Radyoaktif maddelerin çeker ocak içerisinde veya
havası sürekli temizlenen bir yerde depo edilmelidir.