BİLİŞSEL GELİŞİM

Download Report

Transcript BİLİŞSEL GELİŞİM

BİLİŞSEL
(ZİHİNSEL)
GELİŞİM
Prof. Dr. Kurtman ERSANLI
• Biliş, çevremizi öğrenme ve anlamayı içeren
zihinsel etkinlikleri ifade etmek için kullanılan bir
kavramdır.
• Sperman’ göre zeka: genel yetenek ve bu
yeteneğe bağlı özel yeteneklerden oluşan
güçtür.
• Thorndike’a göre zeka: sözcükleri anlama, akıl
yürütme, kavrama, ilişkileri görsel algılama
gücüdür.
• Küp kuramcısı Guilford’a göre zeka: işlemler,
içerik ve üründür.
• Piaget’e göre zeka: bireyin çevreye uyum
sürecidir.
• Zeka, genel zihin gücü, bilişselliği ise, zihinsel davranışların
tümünü anlatan geniş kapsamlı bir kavramdır.
ZEKA
• algılama (benzerlikler ve farklılıkları görerek gerek iç,
gerekse dış dünyadan edinilen bilgilerin yorumlanması,
organize edilmesi),
• bellek (algılanan bilginin bulunup getirilmesi ve depo
edilmesi),
• muhakeme (bilgiyi belirli bir anlam çıkarma ve sonuca
varma amacıyla kullanabilme),
• düşünme (bilginin ve çözümlerin nitelikçe değerlendirilmesi,
yaratıcılığın gelişmesi olan düşünce, içselleştirilmiş
hareketlerin sonucu olarak gelişir),
• kavrama (bilginin iki ya da daha fazla kısımları arasındaki
yeni ilişkileri tanımlayabilme) olmak üzere beş alt kavram
yer almaktadır
• Yeni doğan bebeğin, baş etmesi
gereken en önemli problem, yaşadığı
dünyayı öğrenmesi ve anlamasıdır.
• Başlangıçta bebekler, uyarıcıların
kontrolü altındadır ve değişik
uyarıcılara belli yollarla tepki
gösterirken tepkileri, zamanla
uyarıcıdan bağımsız hale gelir.
• Çevresiyle olan etkileşimi içinde
kendilerini ve dünyayı anlama ve
anlamlandırmayı öğrenirler.
• Bilişsel gelişim, tepkilerin uyarıcıdan bağımsız
hale gelmesidir.
• Bu süreç, doğumundan başlayarak, kendini ve
çevresini anlama, yorumlama ve yaşamı
anlamlandırma biçiminde otaya çıkan nitelik ve
niceliksel gelişme süreçleri olarak tanımlanabilir.
• Beyin, zekânın vücutta konuçlandığı bir organdır.
• Bilişsel gelişimin ilk koşulu sağlıklı bir beyin
gelişimidir.
• Bebek, beyni milyarlarca sinir hücresi ile
donatılmış olarak dünyaya gelir.
• Bebeğin genetik donanımı ve doğumdan sonraki
ilk yıllarda karşı karşıya kaldığı uyarıcılar ve
deneyimler onun zekâsının şekillenmesini sağlar.
Piaget’ye Göre Bilişsel Gelişim
• Piaget; gelişimin, soya çekim ve çevrenin
karşılıklı etkileşiminin bir sonucu olduğunu
belirterek, bilişsel gelişimi açıklarken
olgunlaşma kadar yaşantı ve öğrenmeye de
ağırlık vermiştir.
• Bilişsel yapılar gelişim sırasında oluşur,
doğuştan getirilen sadece zihnin işleyiş
biçimidir.
• Piaget’nin zihin gelişimini açıklamak için
kullandığı kavramlar: olgunlaşma, yaşantı,
şemalar, uyum, örgütleme ve dengeleme’ dir.
Şemalar
• Bilginin yapılanmasında temel unsur olan
şemalar, birbirine benzeyen, tutarlı ve
birbiriyle güçlü bağları olan, bir bütün
oluşturan eylem grubuna ilişkin bilişsel
yapılardır.
• Başka bir anlatımla şemalar, bireyin
çevresindeki dünyayı anlamak için
geliştirdiği bir bilgisayar programı gibidir.
• Organize olmuş düşünce ve davranış
kalıplarıdır.
• Şemalar, bireyin dış dünyayı zihninde
nasıl organize ettiğini gösteren bilgi
kalıpları olduğu için, yeni bilginin
kazanılmasına da rehberlik ederler.
• Bilişsel yapılar ya da şemalar yolu ile
birey, çevresine uyum sağlar ve çevreyi
organize eder.
Yaşantı
• Bireyin çevresiyle etkileşimi sonunda bireyde
kalan izler, yaşantı olarak adlandırılmaktadır.
• Bilişsel gelişim, olgunlaşma ve yaşantı
kazanma arasındaki sürekli etkileşimin bir
ürünüdür.
• Bilişsel gelişim, bireyin geçirdiği yaşantıların
zenginliğiyle doğru orantılıdır.
• Yaşantılar ister yapılandırılmış, isterse
yapılandırılmamış olsun, çocukların dünyayı
tanımaları, anlamaları ve yorumlayabilmeleri
için gerekli bilgileri kazanmalarını ve
geliştirmelerini sağlar.
Örgütleme
• Bireylerin doğuştan getirdikleri temel
eğilimlerden biri de örgütleme
becerisidir.
• Daha sistematik bir düşünce yapısına
ulaşmak için bireyler bilgileri
birleştirme, bilgi grupları oluşturma ve
düşünce ile eylem arasında eşgüdüm
sağlama, sonuçta da çevreye uyum
sağlama çabası içindedirler.
Uyumsama
• Birey yeni bir durumla karşılaştığında, bu
durumu yorumlayarak eski şemalara
uydurmaya (özümleme) çalışır veya yeni
yaşantıları bilgi düzeyinde kazanmak için
eski şemada değişiklik yapar.
• Çevredeki yeni deneyimlerden yararlanarak,
şemaları değiştirmek yoluyla, problem
çözme sürecine Piaget, uyumsama adını
verir.
• Uyumsama, içsel yapıların gerçeğe uyacak
şekilde yeniden yapılandırılmasıdır.
• Bu süreçte örgütleme ve özümleme olarak ifade
ettiğimiz birbiririni izleyen işlemler dizisinin,
hem biyolojik hem de sosyal boyutları vardır.
• Biyolojik anlamda özümleme ve örgütleme,
organizmanın sistematik bütünlüğü içinde belli
bir organ grubunun, yapıyı koruma ve
geliştirmesi biyolojik boyutunu ifade etmektedir.
• Sosyal anlamda özümleme ve örgütleme iç ve
dış uyaranların bilişsel olarak kodlanması ve
düzenli bir davranış örüntüsü olarak
yansıtılması ise sosyal boyutunu ifade
etmektedir.
• Her bir uyum hareketi, organize edilmiş bir
davranışın parçasıdır.
• Uyum hareketleri birbirinden bağımsız değil,
koordineli etkinliklerdir.
Özümleme
Bireyin karşılaştığı yeni bir olayı,
nesneyi veya durumu daha
önceden geliştirmiş olduğu
şemalarla açıklaması ve böylece
var olan şemayı daha kapsamlı,
karmaşık ve daha işlevsel hale
getirmesi sürecidir.
Dengeleme
• Özümleme-örgütleme ve uyum süreçlerinin
birbirleriyle etkileşmesi sonucu yaşanan bir
süreçtir.
• Dengelenme, örgütlenme işlevinin bir
uzantısıdır.
• Bütünlüğün tutarlı ve dengeli olmasını ifade
eder.
• Bir denge durumu olarak tanımlanabilecek
bu eğilime dengelenme dürtüsü denmektedir.
• Dengeleme ile, bireyin ilk kez karşılaştığı bir
durumla, kendisinde önceden var olan bilgi
ve deneyimler arasında denge kurmak için
yaptığı zihinsel işlemler kastedilmektedir.
Piaget’e Göre Bilişsel Gelişimin
Aşamaları
Piaget, bilişsel gelişim dönemlerini birbirini
izleyen hiyerarşik bir sıra izleyen olup dört
döneme ayırarak ele almaktadır. Bunlar:
1. Duyusal–Hareket Dönemi (Doğum–2 Yaş)
2. İşlem Öncesi Dönem (2–7 Yaş)
a) Sembolik evre (2–4 yaş)
b) Sezgisel evre (4–7 yaş)
3. Somut İşlemler Dönemi (7–11 Yaş)
4. Soyut İşlemler Dönemi (11–18 Yaş)
Duyusal–Hareket Dönemi
• Bebek, doğduğunda kendisi ve dış dünyanın
varlığı konusunda bilgisi yoktur.
• Başlangıçta dünyası durağan olmayan geçici
imgelerle dolu olan bebeğin zihinsel
etkinlikleri, duyusal uyarıcılar, refleksler ve
basit hareketlerle sınırlıdır.
• Bebek, doğumunun ilk gününden itibaren
çevresini ve kendini keşfetme çabası içindedir.
• Dokunma gibi basit duyusal verilerden, tutma
ve emme gibi basit hareketlerden işe başlayan
çocuk, temel süreçlerin üzerine yenilerini
koyarak çevresini anlayabilecek bir bilişsel
sistem geliştirmeye başlar.
• Bu dönemde bebekler, hareketleri ile bu
hareketlerinin sonuçları arasındaki ilişkileri
keşfetmekle meşguldürler.
• Bebeğin bu dönemdeki önemli bir keşfi, dış
dünyadan kendisini ayırt etmesidir.
• Bebek, çevresi ile kurduğu etkileşimleri
sonucu yaşantılarıyla yeni bilişsel yapılar
kazanarak refleksif eylemlerden amaçlı
davranışlara doğru ilerleme sağlar.
• Önceleri duyu organlarının dışında bir
dünyanın varlığını düşünemeyen ve kendine
dönük olan bebek; bu dönemde bir yaşına
doğru nesnenin devamlılığını anlamaya başlar.
• Böylece bebek belleğini kullanılmaya başlar.
Başlangıçta zihninde varlıkların temsili olmayan
bebek,
4. aydan itibaren çevresindeki varlıkların
varlığından haberdar olmaya başlar.
4-8 ay arası bilinçli uyum sağlamaya çalışır.
8-12 ay arası amaçlı davranışlarda bulunur ve
taklit ederek ve nesnenin hareketlerini izler.
18-24 ay arası deneme ve yanılma yoluyla basit
sorunları çözmeye başlar.
2. yaşın sonlarına doğru çocuklar, bireysel
farklılık göstermelerine rağmen genelde, zihinsel
ve fiziksel deneme yanılma davranışlarını
gerçekleştirebilecek düzeyde şemalar
oluşturabilecek bir yeterliğe ulaşırlar
Duyusal-hareket dönemi çocuğunun
zihinsel gelişiminin genel özellikleri
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Kendisini dış dünyadan ayıt edebilir.
Bedeninin farkına varır ve onu istediği gibi kullanır.
Başkalarının davranışlarını taklit eder.
Deneme ve yanılma yolu ile basit problemleri çözebilir.
Basit hareketleri birleştirerek yeni hareketler üretmeye
başlar.
Refleks davranışlardan amaçlı davranışlara geçer.
Objelerin sürekliliğini anlar.
Hayali oyunlar yaratmaya ve yeni araçlar icat etmeye
başladığı için yeni bir döneme geçer.
Dönemin sonuna doğru zaman ve mekan boyutlarına
ilişkin sebep-sonuç ilişkisini kurmaya başlar.
İşlem Öncesi Dönem (2–7 Yaş)
Çocuğun dünyayı algılamasında sembolik
düşünce ve taklit oyunları büyük önem
taşıdığı bu dönem, sembolik ve sezgisel
olmak üzere iki evrede ele almaktadır.
Sembolik Evre
• Bu evrede mantıksal düşünme işlemi
tam olarak gelişmemiş olduğundan
çocuklar, nesnelerin görüntüsünün
etkisinde kalırlar.
• Kullandıkları sembollerin anlamları,
kendilerine özgüdür ve çoğu zaman
gerçek değildir.
• Dikkatleri, nesnelerin bir özelliğine
odaklanarak diğer özelliklerini dışta
bırakır.
• Görüntünün etkisindedir.
Akıl yürütmesinin yönü özelden özele
doğrudur.
Durumu oluşturan elemandan elemana
giderek sorunu çözmeye çalışır.
Çocuk, hayal ettikleri ile konuşur,
onunla iletişimler kurar.
Benmerkezci düşünce yapısını hala
korur.
Çevresindeki olayların kendisi için
meydana geldiğini düşünür.
• 3 yaşına kadar çocuklar, cansız
varlıkları da insanlar gibi
düşüncelerinin, duygularının,
isteklerinin olduğunu
düşüncesindedirler onları canlı
varlıklar olarak kabul ederler
(animistik düşünce).
Sembolik dönem çocuğunun
genel özellikleri
• Davranışları ben merkezlidir.
• Empati kuramaz.
• Objeleri tek bir özelliği açısından
sınıflandırabilir.
• Mantık yürütmede tümevarım ve tümdengelim
yolarını kullanamaz.
• Mantıkları değişken ve yüzeysel olduğu için
tek yönlü düşünür.
• Oyunları semboliktir.
• Oyunlarında animistik düşünce hâkimdir.
• Madenin korunumu ilkesini kavrayamamıştır.
Sezgisel Evre
• Canlı ve cansız eşyaları ayırt edebilir.
• Geçmiş, anlamaya başlamıştır.
• Dil gelişimleri oldukça iyidir. (3 yaşında 1000;
4 yaşında 1500; 5 yaşlarında 2072; 6
yaşlarında 2562 sözcüğü bilebilecek düzeye
çıkarır.
• Anlatımları, kısa anılara ve imgelere dayanır.
• Olandan ve gördüğünden daha çok,
zihninden geçenleri anlatmaya çalışır.
• 6. yaşın sonlarına doğru yaptırılacak
alıştırma ve özel çalışmalarla maddenin
korunum ilkesini kazanmaları sağlanabilir.
Sezgisel dönem çocuğunun bilişsel
özellikleri
• Animistik düşünce yerini canlı ve cansız nesneleri doğru
tanımaya bırakmıştır.
• Grup etkinliklerine katılır.
• Cinsiyetinin kalıcı olduğunu dönemin sonuna doğru
kavramaya başlar.
• Olaylara başkalarının açısından kısmen de olsa bakmaya
başlar.
• Dil gelişimi oldukça hızlıdır.
• Konuşmaları monolog tarzındadır.
• İşlemleri tersine döndüremezler ( 5 + 9 = 14 ise, 14 – 5 = 9
işlemini düşünemezler).
• Evrenin sonuna doğru başlangıçtaki benmerkezcilikten
sıyrılır.
• Objelerin korunumu ilkesini kazanamamıştır.
• “-cı” ekini kullanarak sözcük türetebilir.
Somut İşlemler Dönemi (7–11 Yaş)
• Bu dönemde sembolik zihinsel faaliyetlerden,
gerçek zihinsel işlemlere geçilir.
• Mantığa dayalı şemalar oluştuğundan, mantıklı
düşünce de başlamıştır.
• Olay ve nesneleri sınıflamada, birden fazla
boyutunu dikkate alabilecek düzeye gelmiştir.
• Çocukta, mekân, boyut, zaman, sayı, hacim ve
uzaklık kavramları yerleşmeye başlamıştır.
• Bu dönemin sonlarına doğru olayların bilimsel
açıklamalarını kısmen yapabilir.
• Çocuğun düşüncesi bu dönemde daha esnektir.
• Herhangi bir ekleme veya çıkarma yoksa
nesnenin aynı kalacağının anladığı için
korunum ilkesini kavrar.
• Tersine çevirebilme kavramını kazanmıştır.
• Bilimsel şüpheye sahip değildir.
• Problemin çözümü için genellikle bir yolu
sürekli dener, olası çözümler üretemez.
• Hipotezini test edecek yeterliliğine sahip
değildir.
• Adalet, özgürlük gibi soyut kavramları
konuşmaları sırasında kullanabilmelerine
karşın, içeriklerini kavramada sorunları vardır
Somut işlem dönem çocuğunun genel özellikleri:
•
•
•
•
•
•
Objelerin korunumu ilkesini kavrar.
Tersine çevirebilme becerisi kazanmıştır.
Üst düzeyde gruplama yapabilir.
Somut varlıklarla problem çözer.
Başkasının rolüne girebilir.
Bazı matematiksel işlemleri zihinsel olarak
yapabilir.
• Soyut kavramları anlamakta sıkıntı çeker.
• Davranışlarında benmerkezci düşünce
egemenliğini iyice yitirmiştir.
• Öğretimlerinde somuttan soyuta bir yol
izlenmelidir.
Soyut İşlemler Dönemi (11–18 Yaş)
• Bir sorun değişik biçimlerde ele alınabilir.
• Genelleme, tümdengelim, tümevarım gibi
zihinsel işlemler yapabilir.
• Hipotezler kurarak, doğruluklarını kontrol
edebilir.
• Bağdaştırıcı analiz yeteneği ve tasarlayıcı
düşünce gücü olan soyut düşünce yetisi
geliştiği için, soyut kavramlar kullanarak
olaylar üzerlerinde fikirler üretebilir.
• Olayları çok faktörlü açıklayarak ve analiz
ederek sonuca ulaşabilir
Soyut işlemler dönemi çocuğunun genel özellikleri:
• Analiz yeteneği gelişmiştir.
• Düşünebilmek için nesne ve olaylara
gereksinim duymaz.
• Genellemelerde tümevarım ve tümdengelim
yöntemlerini birlikte kullanır.
• Bilimsel yöntemlerle denenceler üretip test
edebilir.
• İdeal, fikir, değer ve inanç geliştirebilir.
• Ergenlik döneminin kendine özgü
benmerkezciliği görülür.
• Sosyal, politik ve günlük yaşamla ilgili konulara
felsefi yaklaşımlar içinde açıklamalar getirmeye
başlar.
Jerome Bruner’in Bilişsel Gelişim Kuramı
• Bruner, bilişsel gelişimi Piaget’ye benzer.
• Her ikisi de dünyaya ilişkin bilginin kodlanması,
işlenmesi, depolanması ve sıralanması üstünde
durmuştur.
• Bruner, eylemsel dönem, imgesel dönem ve sembolik
dönem olmak üzere üç aşamada ele almıştır.
• Bruner’e göre bilişsel gelişim:
• Tepkilerin uyarıcıdan bağımsız hale gelmesidir..
• Gelişim, bilgiyi işleme sürecinin ve depolama sisteminin
gelişimine bağlıdır.
• Bilişsel gelişim, bireyin kendisinin farkında olmasıdır.
• Bilişsel gelişim, öğrenme etkileşimini gerektirir.
• Bilişsel gelişimde dil önemli bir anahtardır.
• Bilişsel gelişim, birçok seçenekle başetme becerisinin
gelişimiyle yakından ilgilidir.
Eylemsel Dönem
• 1. 0–3 yaş arası olan bu dönemde çocuk,
çevreyi eylemleriyle anlar; çevresindeki
varlıklarla ilgili yaşantıyı onlara dokunarak,
vurarak, ısırarak, hareket ettirerek kazanır.
• Çocukların yaparak-yaşayarak öğrenmesi söz
konusudur.
• Sözcükleri de onlara ilişkin eylemlerle
öğrenirler.
• Bruner’in bu dönemde ifade etmeye çalıştığı
Piaget’nin duyusal-hareket dönemine denk
gelmektedir.
İmgesel Dönem (3–6 yaş)
• Bu dönemde bilgi imgelerle
taşınmaktadır ve görsel bellek
gelişmiştir.
• Çocuklar algılarının tutsağıdır.
• Bu dönem Piaget’nin işlem
öncesi dönemine karşılık
gelmektedir.
Sembolik Dönem (6 yaş ve sonrası)
• Çocuk bu dönemde etkinlik ya
da algının anlamını açıklayan
sembolleri kullanır.
• Çocuk dil, mantık, matematik,
müzik vb. alanların sembollerini
kullanarak iletişim kurabilir.
Lev Vygotsky Bilişsel Gelişim Kuramı
• Öğrenmelerin kaynağının tamamen sosyal çevre
olduğunu ileri süren Vygotsky, çocuğun belli bir
duyuşsal özellik ve bilişsel yeterlik kazanmasının, içinde
bulunduğu kültürlenme ile ilgili olduğunu
benimsemektedir, çevreye önem verir.
• Piaget’nin bilişsel gelişimi, çocuğun nerdeyse kendi
başına gösterdiği bir gelişim olarak ele almasına karşın
Vygotsky; bilişsel gelişimin dış etkilere açık olduğunu,
ifade etmiştir.
• Vygotsky, bilişsel gelişimin, sosyal etkileşimler ve
kültürlenme tarafından yönlendirildiğini savunurken;
Bruner, çocuğun bilişsel gelişiminde daha çok psikolojik
dinamiklere ağırlık vermektedir.