Otizm Spektrum Bozuklukları ve Bipolar Bozukluk Komorbiditesi

Download Report

Transcript Otizm Spektrum Bozuklukları ve Bipolar Bozukluk Komorbiditesi

RTÜK
İlköğretim Okullarında “Medya Okuryazarlığı
Dersi”nin Yaygınlaştırılması Paneli
7 Eylül 2011 Ankara
Televizyonun Çocuklar
Üzerindeki Etkisi
&
Görsel İşitsel Medyada Çocuk
Nilüfer Pembecioğlu
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi
El Bebek Gül Bebek
İçindekiler
1. Temel Bilgiler
2. Medyadaki Çocuk İmgesi
a. Sergilenen Çocuk
b. İzleyen Çocuk
3. Etkiler - Tepkiler – Sonuçlar
a. Sıradan / Ünlü çocuk
4. Ne Yapabiliriz
İletişim Herşeydir!
Değişen Medya Kavramı
Hız / Seçim / Değerler
Popüler Kültür ve Küreselleşme
Yalnızlaşma ve Yabancılaşma
Yüzeysel / İlgi Eksik / Otomatik
Farklılıklar ve Benzerlikler
Öğrenmemizi Sağlar
Öğrendiklerimiz,
Olaylar Durumlar
Karşısında Duruşumuzu,
Tepkilerimizi Belirlememizi
Sağlar
ÖĞRENMEYE İLİŞKİN BİLGİLERİMİZ
•Öğrenme bireyin etkin zihinsel çabası ile oluşur.
•Her birey kendi bilgisini oluşturur.
•Bilgi sosyal olarak yapılandırılır.
•Öğrenmede sinir sistemi ve beyindeki çeşitli
öğrenme merkezleri önemli rol oynar.
•Her beyin biricik olduğu için öğrenmede bireysel
farklılıklar vardır.
•Öğrenme, bireylerin kendilerini nasıl
hissettikleri/algıladıkları ile yakından ilintilidir
ÖĞRENME ÇEVRESİ





Öğrenciler onlar için anlam ifade eden ve
merak ettikleri şeyleri öğrenirler
Öğrenciler ne öğrendikleri hakkında söz
sahibi olduklarında daha iyi öğrenirler
Öğrenme başkaları ile etkileşim içinde
bulunduğumuz sosyal ortamlarda
gerçekleşir
Öğrenme, gerçekleştiği ortamdan
etkilenir.
Medya bunların hepsini sağlayan bir
noktada durmakta.
Eğitim
Araç Olarak Eğitim
Amaç Olarak Eğitim
Eğitim Sistemleri
Okullaşma
Sınıf İçi Öğretim
Sınıf Dışı Etkinlikler
Uzaktan Eğitim
E-Eğitim
Bebekler Doğduklarında Çok Zengindir
Algılama Zenginliği
Anımsama Zenginliği
Alımlama Zenginliği
Eklemleme Zenginliği
Yorumlama Zenginliği
Temel Bilgiler
Yaşam Deneyimleri Beynimizi Değiştirir
Çocuğa verilen herşey çocuğa normal
görünür. Çocuk, doğru yanlış – iyi kötü
arasındaki farkı göremez
Bebekler iletişime hazır bir biçimde
dünyaya gelir ve gördükleri herşeyi,
herkesi taklit eder
Temel Bilgiler
Televizyon alışkanlıklar oluşturur:
Bağlanma, bunların başında gelen en
tehlikeli alışkanlıktır.
Çocuk, kiminle uzun bir zaman dilimi
geçirirse, onun alışkanlıkları ve bakış açısı
ile biçimlenir.
Televizyon, çocuklara bir ilişki biçimi
sunar ve çocuk bunları sorgusuz bir
biçimde kabullenir.
Temel Bilgiler
Televizyon – Bilgisayar, birlikte zaman geçirme
süresi, gönderdiği iletileri, renkli ve hareketli
uyaranları ile diğer kaynaklardan (kimi zaman
anne babadan) daha belirleyici bir rol
üstlenebilir
Bebeklikten başlayarak ilişki motifleri oluşturur
ve sonra, yaşam boyu bunları kullanırız. Bunların
oluşması çok kolay, kaybolması çok zordur.
İmgeler, belleğin yokedilemez bir parçası haline
gelir ve deneyim, belleğe işlenerek, kişiliğe
dönüşür.
Temel Bilgiler
Çocuklar kendilerini ifade etme
noktasında kimi zaman dilsizdir.
Duydukları, gördükleri, hissettikleri
herşeyi bir bir anlatmaları olanaksız
olabilir. Kaygılarını, korkularını,
paylaşmak konusunda çekinceleri vardır.
Çocuklar, iletişimsel bağlamı, eylemleri,
duyguları, renkleri, kokuları, birbiri ile
bağlantılı bir biçimde anımsarlar.
Ne Olur - Sevgi
 Psikiyatrist Thomas Lewis bize şunu
anımsatmakta; “İlgili bir anneden yoksun
olmak sürüngenler için bir anlam taşımazken
bu durum, insan gibi, narin ve karmaşık bir
memeli beyni için yıkıcı bir hasar demektir.”
Ne Olur - Sevgi
Örneğin, bir şempanze annesine altı yıl
bağımlıdır – çünkü beyninin gelişmesi ve
yetişkinleşmesi için bu kadar süre gereklidir.
Ancak, insan yavrusunun beyninin
yetişkinleşmesi için geçen süre yirmi yıla
yakın zaman almaktadır.
Katıştırma
Ne Olur - Sevgi
Doğduğunda bir bebeğin beyninde
bağlantısız milyonlarca beyin hücresi
vardır.
Bu hücrelerin bir araya gelebilmesi için
insan sıcaklığı, limbik titreşim şarttır.
Gelişmemiş Nöron
Gelişmiş Nöron
Ne Olur - Sevgi
Anne-babalar çocuklarının ilk yıllarında
büyük bir fark yaratabilirler. İnsan beyni,
gebelikle birlikte gelişmeye başlar ve ilk
dokuz ay boyunca inanılmaz derecede hızla
gelişir. Beşinci aydan yedinci aya kadar
etkinliğinin doruğunda olan embriyonun
beyni, dakikada 250.000 ya da saatte 15
milyon beyin hücresi üretmektedir
Ne Olur - Sevgi
Yeni doğmuş bir bebeğin 100 trilyondan
fazla beyin hücresi bulunmaktadır.
Nöronlar olarak adlandırılan bu beyin
hücreleri, birbirine bağlantılandırılmayı
bekler. Synapsis diye adlandırılan bu
bağlantılar
olmaksızın,
öğrenme
gerçekleşemez. Synapsis, ancak çocuğun
çevresinde uygun bir uyaran olduğunda
gelişecektir.
Ne Olur - Sevgi
Albert Einstein, düş gücünün bilgiden
daha önemli olduğunu söyler. ‘İnsan
Tasarımı’
günümüzün
önemli
konularından birini oluşturmaktadır.
Birey, öngörüleri, beklentileri ve
bireysel
yetileri
ile
kendini
tasarlayabilen bir noktada durur.
Ne Olur - Sevgi
Ancak, bunu gerçekleştirebilenlerin
sayısı gerçekten çok azdır. Biryeler,
genellikle bilge birinin gelip kendilerine
dokunmasını, böylelikle birşeylerin
kendiliğinden ‘oluvermesini’ beklerler.
Birinin gelip bizi mutlu etmesini
bekleriz, ya da birinin gelip bir
sorunumuzu çözüvermesini...
Ne Olur - Sevgi
Oysa, ‘ben’ yeterince güçlü olduğunda,
birey,
sorunların
çözümlerinin
dışarıdan gelecek şeyler olmadığını, asıl
çözümlerin
‘içeride’
olduğunu
anlayacaktır.
Ne Olur - Sevgi
Araştırmalar doğumdan sonraki birkaç gün
içinde insan sıcaklığından mahrum kalmış
öksüzlerin on sekiz aylık oluncaya dek
beyinlerinin ciddi bir hasara uğramış
olacağını göstermiştir.
Neocortex ya da başka bir deyişle beynin düşünen
kısmı bu çocuklarda daha az gelişmiştir ve daha az
kullanılmaktadır.
Bu tip çocuklarda, beyin etkinliklerinin çoğu
sürüngenlerin beyin sistemine benzer ve bu da
çocukta hiperaktiflik, saldırganlık ve ciddi dikkat
dağınıklığı gibi sorunlar ortaya çıkarır.
Beynin yapısının düzgün bir şekilde yanıt
verebilmesi için sevginin var olması ve hissedilmesi
gerekir.
İletişimde temel ilke KABUL ETMEK tir.
Başkasını olduğu gibi kabul etmek, onu
gerçekten sevmektir. Kabul edildiğini hissetmek,
sevildiğini de hissetmektir.
Ancak "kabul etme" kavramı, karşımızdakinin
söylediği her şeyi onaylama, ileri sürdüğü
fikirlere katılma veya tüm yorumlarını
kabullenmeyle karıştırılmamalıdır.
İletişim Olgusu
Kalıtımsal olarak var olan zekanın belirli çevresel öğeler
yardımıyla arttırılması olasıdır.
Zekanın
% 50’sinin 4 yaşa kadar,
% 30’unun 4-8 yaş arasında,
%20’sinin ise 8-17 yaş arasında geliştirildiği
bulgulanmıştır.
Değişen Çocukluk Üstüne
 21. Yüzyılda Çocuk Olmak
 Teknoloji İle Erken Yaşta Tanışmak
 Bilgi Küpü Olmak
 Hızlı Düşünmek, Çabuk Karar Vermek
 Yaşama Oyun Oynamadan, Doğayla
Tanışmadan Başlamak
Sorunlu Çocuk
Medya çocukların hem bir bilgilenme, eğlenme
ortamı hem de özellikle sorunlu çocukların seçtiği
bir kaçış ortamı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu durumda, iyileri kütüye, kötüleri ise daha
kötüye dönüştüren bir sistemle karşılaşmaktayız.
Örneğin, televizyonun etkisi kalıcı ve yoğundur.
Programlarda sunulan kişiler, olaylar ve model
davranışların yapılarına göre etkileri olumlu,
istendik toplumsal davranışları ortaya çıkarıcı,
arttırıcı ya da olumsuz davranışa yol açacak yönde
olabilir.
Sorunlu Çocuk
* Karışık Eğitimli
* Çarpık Kentleşme Ürünü
* Bireysel Zaman ve Mekanı Kısıtlı
* Sosyal Açıdan Uyumsuz
* Paylaşımsız
* Sorumluluk Almak İstemeyen
* Görsel Medya Tutsağı
Çocuklara Yönelik Nasıl Bir İletişim
Radyoda Yayınların Oranı Düşük
•Televizyonda Yayınların Oranı Düşük
•Çocuk Kanalı kavramını denetlemek, sorgulamak gerekli
•Sinemada Çocuklara Yönelik Filmler Tartışmalı
•Yazılı Basında Çocuklara Yönelik Yayınların Oranı Düşük
•Yazılı Basında Çocuklarla İlgili Haberler Sorunlu
•İnternette Çocukların görünmezliği, pek çok sorunu beraberinde
getirmekte
•Koruyucu yasalar ne derece koruyucu?
Horizon Report
•1
yıldan daha az zamanda
Elektronik Kitap
• 1 yıldan daha az zamanda
Mobile Aksesuarlar
• 2-3 yıldan daha az zamanda
Sanal Gerçeklik
• 2-3 yıldan daha az zamanda
Oyun Temelli Öğrenme
• 4-5 yıl içinde
Hareket Temelli Öğrenme
• 4-5 yıl içinde
Analitik Düşünceyi
Öğrenme
Horizon Report
• İLGİ TEMELLİ BİR KATILIM
• SOSYAL KATILIM
• KENDİ KENDİNE KATILIM
• AKRAN ETKİSİ
Düşünmeden Öğrenmek
Zaman Kaybetmektir
Konfüçyüs
En zor şey,
karanlık bir odada
bir kara kediyi bulmaktır,
özellikle odada bir kedi
yoksa!
Konfüçyüs
Teknoloji
Dost mu Düşman mı?
Teknoloji
 Yenilik, Farklılık Değil
 Karışık, Bilinmez Değil
 Olması Gereken Şey
 Yaşamı Kolaylaştıran Bir Şey
Teknoloji
 Zamanın ötesine geçebiliyor
 Enerji ve zaman tasarrufu sağlıyor
 Kalıcı ve erişilebilir
 Sınırların ötesinde bir yerde
 Süreklilik sağlayan bir noktada
 Değiştirilebilir
 Her zaman bir adım ileri
Teknoloji = Öğrence
 Zamana ve yere bağlı kalmadan Fiziksel
sınırları aşabilmek
 Merak odaklı öğrenme
 Keşif
 Açıklık ve şeffaflık
 Yenilikçi ve yaratıcı düşünce
 Hız, ağ bağlantıları ve erişilebilir olma
 Katkıda bulunabilme
 Esneklik
% 14 Yazma
% 16 Konuşma
 % 17 Okuma
 % 21 Etkin Dinleme (Yüz Yüze İletişim)
 % 32 Edilgen Dinleme (Medya)
Teknoloji = Sosyal Yalnızlık?
Hepimiz biryerlere koşuyoruz.
Hepimizin farklı amaçları, farklı beklentileri var.
Birbirinden farklı hızlarımız, birbirinden farklı
koşma biçimlerimiz, birbirinden farklı
parkurlarımız var, hatta, yarışa farklı
noktalardan başlamışız.
Belki de hepimiz aynı yöne doğru koşuyoruz,
ancak, farklı biçimlerde, farklı hızlarda.
Belki de aynı noktaya ulaşmaya çalışıyoruz,
ancak hepimiz için o nokta farklı yerlerde...
Yeni teknolojilerle öğrenmekten son
derece memnunum
Katılıyorum
%54
Kesinlikle Katılıyorum
%33
Yeni teknolojilerle öğrenmeyi son derece
güvenilir buluyorum.
Katılıyorum
%53
Kesinlikle Katılıyorum
%36
Konuşlandırma
Bireysel
Konuşlandırma
Toplumsal Konuşlandırma
Karşımızdaki Bizi Nasıl Görüyor?
Biz Karşımızdakini Nasıl Görüyoruz?
Medya Sizi Biçimlendiriyor
 Yeni bir bilgi kaynağı olarak medya
 Toplumsal değerlerin aktarım biçimi
olarak medya
 Haber kaynağı olarak medya
 Toplumun sesi
Günümüzde çocukların pek çoğu, kendine ve
çevrelerindeki diğer insanlara, akranlarına ve en
yakın arkadaşlarına bile güvensiz durumda.
Anne babalar ise medyada duyduklarından hareketle
çocuklarına
çok
daha
dikkatli
olmalarını
tembihlemekte ve bu güvensizliği körüklemekte.
Medyada ise daha da güvensiz olmaları için
yayınlanan haberlerle ve kötü örneklere her gün
yenisi eklenmektedir.
Anne baba olarak çocukların televizyon izleme
etkinliklerini biraz daha kontrol altına almak
gerekiyor.
 Çocukların, yalnızca kendilerine
izlemelerine izin verilmelidir
Uzun
süre
engellenmelidir
ekran
başında
yönelik yayınları
yalnız
kalmaları
Televizyon izlemek, kesinlikle çocuğa bir ödül olarak
sunulmamalıdır
 Ekran, kesinlikle bebek bakıcısı ya da uyumaya yardımcı
bir gereç olarak kullanılmamalıdır
Ancak, asıl sorumluluk medyada. Çocukların yoğun
olarak ekran başında oldukları saatlerde yayınlanan
iletilerin hem içeriğinin hem de bunun aktarılış
biçiminin son derece titizlikle ele alınması gerekli.
Karşımızdakini Tanımak
İlk Karşılaşma
Kişiliklerin Ortaya Çıkması
Empati
Sempati
Dostluk / İlişki
Beyin Gelişimi
Yenidoğan
400 gram
3 Yaş
1100 gram
Yetişkin
1500 gram
Sıradan İnsanlar
Dakikada 450 sözcükle düşünür
Bunun ancak 150-175’i
konuşmaya – sözcüğe dökülür
ABD’deki San Diego Üniversitesi bilim
adamları modern yaşamın beynimize fazla
yüklendiğini ortaya koymakta.
Araştırmalara göre internet, televizyon ve
diğer yayın organları her gün sıradan bir
insana ortalama 100 bin 500 sözcük
yüklüyor.
Bu da saniyede 2.3 sözcük demek
Öğrenci Açısından
 Biliyorum
 Sanırım Biliyorum
 Bir araştırsam iyi olacak
 Sanırım Bilmiyorum
 Bilmiyorum
Bu demektir ki, kendimizi ifade edecek ortamlar,
olanaklar aslında çok sınırlı
Giderek hep başkalarını düşünerek, dinleyerek
onlara özenerek ve onlara dönüşerek yaşıyoruz.
Kendimizi dinleyecek ve ifade edecek paylaşım
ortamları oluşturmazsak iletişimsiz, etkileşimsiz
bireylerle çevreleneceğiz.
Karşılaşma
Depolama
Sonuç
1.
Anlaşıldı
Daha önceki bilgi ile
karşılaştırılıp güncellendi
Daha önceki bilgi
kullanılmaya devam ediyor
2.
Atlandı
4.
Anlaşıldı
Öğrenme
Kullanılmaya başlandı Kullanılıyor
5.
Anlaşıldı
Öğrenme gerçekleşti
Kullanılmaya başlandı Unutuldu
6.
Atlandı
7.
Anlaşılmadı
8.
Anlaşıldı
Gereksiz görüldü
Kullanılmıyor
9.
Atlandı
Nasıl Bir İletişim
•Radyoda Çocuklara Yönelik Yayınların Oranı Düşük
•Televizyonda Çocuklara Yönelik Yayınların Oranı Düşük
•Çocuk Kanalı kavramını denetlemek, sorgulamak gerekli
•Sinemada Çocuklara Yönelik Filmler Tartışmalı
•Yazılı Basında Çocuklara Yönelik Yayınların Oranı Düşük
•Yazılı Basında Çocuklarla İlgili Haberler Sorunlu
•İnternette Çocukların görünmezliği, pek çok sorunu
beraberinde getirmekte
•Koruyucu yasalar ne derece koruyucu?
Çocuğun
*Bedensel
*Duygusal
*Düşünsel
* Düşgücüne yönelik
özellikleri göz ardı ediliyor
Çocuklara yönelik anlatılarda önemli noktalar
* Kişiler
* Eylemler
* Katılım oranı
* Çocuklara yönelik, düzeylerine uygun bildiri
* Öğreticilik ve yeniden kullanım alanı
* Olay akışı ve zenginliği
Çocuğun Medyadaki Görünürlüğü
* Araç Olarak Çocuk
* Amaç Olarak Çocuk
Medyadaki Çocuk İmgesi
Basındaki Çocuk Yansımaları
Cinsel İstismar
Fiziksel İstismar
Toplumsal Çocuk Haberleri
Çocuk Sağlık Haberleri
Çocuk Ölüm Haberleri
Çocuk Cinayet / İntihar Haberleri
Çocuk Eğitim Haberleri
Tanınmış Çocuklarla İlgili Haberler
Çocuk Başarı Haberleri
Medya, Çocuk ve Etik
Habercilik
Medyadaki Çocuk İmgesinde Genelde Etik Sorunlar Vardır
İsim / Adres / Resim ve Özel Bilgi Kullanımında
Çocukların Haberlerde ve Görsellerde
Konumlandırılışında
Çocukların Tektipleştirilmesinde
Çocukların Kitle İletişim Araçlarından Yararlanma
Hakkı
Olumlu Rol Modellerin Sunumu
Medyada Çocuk Haberleri
7 Kasım – 31 Aralık 2007
Yüzde oranı
Toplam Haber Sayısı
Toplam çocuk haber
sayısı
Cumhuriyet
2628
44
% 1.7
Zaman
2658
65
% 2.4
Radikal
2107
64
% 3.0
Milliyet
2417
62
% 2.6
Sabah
2889
166
% 5.7
Posta
1897
121
% 6.3
Toplam
14596
522
% 3.57
Gazete Adı
Medyada Çocuk Haberleri
10833
477
4,4
Toplam Çocuk Çocuk Çocuk Haberleri
Haberi Haberleri Yüzdesi
Medyada Çocuk Haberleri
Trafik Kazası
Çocuğun Basında Ele Alınışı
Yangın
2%
Tanınmış Çocuk
0%
3%
İntihar Başarı Haberi Çeşitli
Fiziksel İstismar
Toplumsal
0%
0%
3%
Haberler
Ölüm
23%
5%
Cinayet
6%
Siyasi
9%
Sağlık
19%
Eğitim- Kültür
15%
Cinsel İstismar
15%
Medya Suçlu Mu?
Tüm Sorunlar Medyadan mı Kaynaklanıyor?
Anne-Baba ve Eğitimciler Olarak Bize Düşenler
Denetim?
Kim, Kimi, Neden, Ne Zaman, Nerede Nasıl
Denetleyecek?
Sorunun Çözümü Nerede?
İzleyici Çocuğa Getirilebilecek Kısıtlamalar
İzlenilen Yayına Getirilebilecek Kısıtlamalar
Sorunun Çözümü Nerede?
İzlenilen Yayına Getirilebilecek Kısıtlamalar
Sansür / Denetleme / Otokontrol
Özellikle yazılı basının denetlenmesi çok önemlidir.
Sorunun Çözümü Nerede?
İzleyici Çocuğa Getirilebilecek Kısıtlamalar
* Çocukların yalnızca seçilmiş ve kendilerine yönelik
yayınları izlemelerine izin verilmelidir.
* Çocukların sürekli ekran başında kalmaları engellenmelidir.
* Televizyonun işlevleri gözden geçirilmelidir. Bu durumda,
çocuk bakıcısı, ya da başarı ödülü konumuna
oturtulmamalıdır.
* Aile tutumları çocuğa örnek olmalıdır.
* Fiziksel ve sosyal koşullar uygun ve uygar hale
getirilmelidir.
Televizyon ve Çocuk
İzleme Sıklığı
İzleme Süresi
İzlenen Programlar
İçerik
İşlev
Etkileri
Denetim
Medyanın Öz Denetimi
Anne-Baba’nın - Ailenin Denetimi
Çocuğun İç Denetimi
Bilinçli Çocuklar Yetiştirme
Medya Okuryazarlığı
Beyinde Oluşan Hasar
Sağlıklı Beyin
Hasarlı Beyin
Neye Güldüğünüz Önemlidir
Farklı Birey Tipleri
Farklı Sahiplenme Modelleri
Farklı İlgilenme Boyutları
Bir Düzen Anlayışı
Farklı Düzen Anlayışları
Ya da Düzenin Kurbanları
Özgür Bireyler
Yetiştirmek
Bazen Verdiklerimiz
Vermek İstediklerimiz
Değildir
Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürdü.
Bu yolculuğun tek amacı vardı;
insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna
göstermek.
Çok fakir bir ailenin evinde iki gün geçirdiler.
Köyden oturdukları
kente gelirken baba
oğluna sordu;
"İnsanların ne kadar
fakir olabildiklerini
gördün mü?"
"Evet!"
"Ne öğrendin peki?"
"Şunu öğrendim:
Bizim evde bir köpeğimiz var,
… onlarınsa üç.
Bizim bahçede çok büyük bir havuzumuz var,
… onlarınsa sonu olmayan bir dereleri.
Bizim birkaç halımız var, onların yemyeşil, göz
alabildiğince uzanan çimenleri
Bizim görüş alanımız karşı apartmana kadar,
onlarsa bütün bir ufku görüyorlar.
Oğlu sözünü
bitirdiğinde babası
söyleyecek bir şey
bulamadı.
Oğlu ekledi;
"Teşekkürler, baba.
Ne kadar fakir
olduğumuzu gösterdiğin
için!''
Hayata biraz da çocukça bakabilmek gerekli belki de
En iyiyi en güzeli hedeflemek ve bu hedefe
doğru ilerlemek hepimizin sorunu.
Siyah ya da beyaz, kız ya da erkek, yaramaz ya
da uslu, tembel ya da çalışkan diye
sınıflamadan, etiketlendirmeden gençlerin
hepsini kazanmamız gerek.
Her birine, kendini ifade etme, kendi ayakları
üzerinde durabilme, dilediğince üretebilme,
etik değerlere sahip bireyler olabilme şansını
vermeliyiz.
Onları, toplumun ya da yaşamın
kenarında yaşayan değil, merkezinde yer
alan bireylere dönüştürebilmemiz
gerekiyor.
Onları, tedirgin, ürkek, güvensiz, edilgin
varlıklar olarak değil, değerleri olan,
bunlara sahip çıkan, kendine güvenen,
cesur ve mert bireyler olarak
yetiştirebilmemiz gerekiyor.
Onlara doğru, dürüst ve iyi bir insan
olabilme hakkını tanımamız gerekiyor.
Ve bizim, tek bir bireyi kaybetmeye,
geride bırakmaya hakkımız yok.
Hepsini kucaklamamız, hepsini ileriye
taşımamız gerekli.
Çocuklarımıza
Gereken Özeni
Gösterdiğiniz İçin
Teşekkürler
İLETİŞİM EMEKTİR
[email protected]