intiharı önleme - Afyonkarahisar Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğü

Download Report

Transcript intiharı önleme - Afyonkarahisar Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğü

Tarih boyunca kişinin kendini öldürmesi insanları
derinden etkileyen bir davranış olmuştur. İnsanlar
cezalandırılmış, dinler kendini öldürme davranışını
yasaklayan ve kınayan uygulamalar getirmiştir.
İntiharın “tabu” oluşu konunun açıkca ve bilimsel
boyutta ele alınmasını engellemektedir. İntihar
konusu utanç, huzursuzluk, suçluluk duyguları ile
beraberdir. Sonuçta gizlenir, kaderci bir yaklaşımla
karşılanır. Bu ise tedavi ve önleme çalışmalarını
engeller.
İnsanlar olumsuz duygular, ölüm, yaşamın anlamını
sorgulama gibi konulardan uzak kalmak isterler. Ölümü
sorgulamaktan kaçınılır ve intihar konusu doğal
içgüdüsel korunma yaklaşımı içinde korkuyu bertaraf
etmek için görmezden gelinir. Bütün kültürler ölüm
korkusuna karşı çeşitli örf ve adet sistemleri
oluşturmuşlardır. Bilinçli ya da bilinç dışı olarak intiharı
konuşmak ve bir yardım çağrısı olarak buna duyarlı
olmak konusunda bir duyarsızlık geliştirmişlerdir.
İNTİHAR (öz-e-kıyım)
SEBEBLERİ
•Ümitsizlik,
•Dayanılmaz durumlardan kaçma,
•Sevileni cezalandırma,
•Dikkat çekme,
•Davranışları, kişileri değiştirme,
•Ölen birine eşlik etme,
•Cezadan kaçma,
•Aşkı ifade etme,
•Birini kaybetme, ilişkinin bitmesi ,
okula girememe….
 Genellikle
bir olay intiharı harekete geçirir. Kişi
başka çıkar yol bulamaz, dener ya da
gerçekleştirir.
 Herkes denemez ancak, intiharı modelli öğrenme
ile alanlar, daha önce deneyenler, uyuşturucu
etkisinde kalanlar, depresyona girenler, hayal
kırıklığı, kızgınlık, suçluluk, üzüntü, saldırganlık
gibi duyguları yoğun yaşayanlar deneyebilir
Kişide bir olaydan sonra, depresif durum ve
aşağıdaki ipuçları varsa risk grubundan
sayılır.
 Kesin planı varsa, ümitsizse
 Ailede ölüm ve kayıp olmuşsa
 Travmatik kaybın yıl dönümüyse,
 Yalnızsa, eşyalarını düzenliyor veya
dağıtıyorsa
 Davranış ve duygularında ani değişim varsa
 Söz;
Ben işe yaramazım; Bu sefer kendimi
öldüreceğim
 Davranış; Eşyalarını dağıtıyor veya düzenliyorsa
 Durum; Ölüm, anma dönemi ile uğraşması
 Sendrom; Depresyon, yalnızlık,tatmin olamama…
Riskleri fark edemezsek müdahale şansımız
azalır.
Batı kültüründe 1864’e kadar intihar
kriminal bir olay sayılmış, 1909’ a kadar dini
yaptırımlar devam etmiştir. Liberalleşen yaklaşım
içinde cezalandırılmalar kalkarken bunun bir
özlük hakkı olduğu şeklinde bir yaklaşım ortaya
atılmıştır. Ancak bu yaklaşım kabul görmemiştir.
İntihar olgusu her bireyde arkasında
farklı nedenler barındıran bir davranıştır.
Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerden
oluşan bir etiyolojiye sahiptir.
İntiharlarda çoğunlukla altta yatan etken
çoğunlukla bir ruhsal bozukluktur. Öncelikle
depresyon intihar riskinin en yüksek olduğu
klinik tablodur.



İntiharı önleme konusunda öncelikli konuların başında
psikiyatrik bozuklukların erken ve yeterli tedavisi gelir. Bu
özelliği nedeniyle konu ruh sağlığı uygulamaları, program
ve politikaları içinde ele alınmalıdır.
İntihar ruhsal bozuklukların yanı sıra acımasız eleştiriler,
hakaret,dayak,işkence gibi davranışlara maruz kalma,
kişilerarası ilişki güçlükleri yaşama, üst üste gelen zorlu
yaşantılar gibi nedenlerle de ortaya çıkan spesifik bir
sorundur. İntihar girişimlerinde daha çok zorlayıcı koşullar,
umutsuzluk,çaresizlik duyguları ölüm isteğini gündeme
getirir. Bu özelliği nedeniyle de intiharı önlemede sorunun
toplumsal, psikolojik boyutları çerçevesinde çalışılır.
İntiharlara ekonomik açıdan bakıldığında diğer sağlık
hizmetlerine göre daha az sayıda insanı kapsar. Otopsi
harcamaları dışında bir masraf getirmezler. Ancak girişim
sonrası bakım ve tedavi masraflıdır.
Hümanistik, psikoloik, sosyal, tıbbi ve
ekonomik
nedenlerle
intiharı
önleme
çalışmalarına gereksinim olduğu yadsınamaz.
Ancak konu bir devlet politikası içinde ele
alınmalı, toplumun yapısı, özellikleri ve
potansiyellerine
uygun
programlarla
yürütülmelidir. Bu genel ilkeler çerçevesinde
çalışırken üç ana başlık altında gerçekleştirilen
bir uygulama önerilir.
İntihar girişiminde bulunmuş,intihar tehdidinde
bulunan suisidal bireyleri belirleyip gerekli bakım ve
tedavinin sağlanmasına ilişkin çalışmaları kapsar. Bu
çalışmalara örnek uygulama olarak; A.Ü Psikiyatrik Kriz
Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin 1994’te başlatarak
yürüttüğü acil servis kriz odası uygulamaları gösterilebilir.
İntihar girişimlerinde acildeki medikal bakımın bittiği
anda krize müdahale çalışmalarının başlatılması önerilir. Bu
dönem hasta ve ailesinin tedaviye en açık olduğu
dönemdir. Altta yatan psikiyatrik bir hastalık yoksa bu
yaklaşım hemen o anda etkili olarak intihar girişimini
tekrarlama riskini önleyecektir.
Acil müdahaleyi temel alan bu uygulama kriz merkezi
ile sağlık bakanlığı ruh sağlığı daire başkanlığının ortak
çalışmaları ile devlet hastaneleri acil servislerinde de
uygulanmaya başlanmıştır.
Bu boyuttaki çalışmalar risk gruplarını
kapsamaktadır. Öncelikle depresyon, ilaç madde
bağımlılığı, kişilik bozuklukları ve diğer ruhsal
bozuklukların erken tanı ve tedavisi ilk
basamakta yer alır.
İkinci büyük risk grubu gençlerdir. Gençlere
ulaşmak aile ve okullardaki çalışmalarla
gerçekleştirilebilir. Öğretmenlerin ruh sağlığı
alanında bilgilendirilmeleri önde gelen çalışma
alanlarındandır.
 İntihar
davranışının toplumdaki dağılımını
değerlendiren epidemiyolojik çalışmaların
yapılarak sonuçların ilgililerle paylaşılması ilk
uygulama olmalıdır. Böylece sorunların
boyutlarının ve özelliklerinin, risk gruplarının
belirlenmesi mümkün olacaktır.
 toplumun intihar davranışı konusunda
bilgilendirilmesi, “tabu” olmaktan çıkarılması
için gerekli çalışmaların yapılması, intihara
yönelik tutum ve inançlarda gerçekçi çağdaş
yönelimlerin sağlanması için çalışması diğer
önemli konudur.



Sağlık alanında çalışanların intihar, intihar riski
ve intihar girişimlerinde ilk yardım konularında
eğitilmesi gerekmektedir.
Gönüllülerin bu alanda çalışmalarını özendirme
ve yönlendirme bir diğer çalışma alanıdır.
İntihar araçlarına ulaşmayı engelleyen çalışmalar
göz ardı edilmemelidir. Örneğin; “intihar ilacı”
diye isimlendirilen bazı ilaçların ulaşılabilirliğini
engellemek, silahların serbestçe alım-satımını bir
kurala bağlamak,tarım ilaçlarının gelişi güzel
satışına düzenleme getirmek…


Risk grubu olarak görülen gençlerin kendine güven ve
zorluklarla başa çıkma becerilerini pekiştirmek amacıyla
eğitim programları hazırlanmalıdır.
Medyanın intiharı işleyişi bir diğer önemli konudur. İntiharı
bir çözüm yolu olarak gösteren ifadelerin, mazur gösteren
ifadelerin ve özendiren biçimde verilen haberlerin
intiharların yaygınlaşmasındaki etkisi yadsınamaz. Buna
karşın haberlerde o durumda önlenebilirliği öne çıkaran
ifadeler ve çarelere yer verilmesi olumlu bir yönlendirme
olacaktır.


Bir intihar olgusunun yakın çevreyi etkilediği bilinen bir
gerçektir. Bu nedenle bir yakını intihar etmiş ya da
yakınında bir intihar olayı yaşamış olanlar için koruyucu
yaklaşım içeren çalışmalar(seminerler,
gruplar…)yapılmalıdır.
Toplumda genel olarak ruh sağlığını bozan sorunlar
üzerinde çalışmalar başlatılmalıdır. Örneğin; ev içi şiddet,
saldırıya uğramak,gençlerin sınav kaygısı, işsizlik…
Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş
Milletler intiharı önleme çalışmalarını
seksenli yıllardan itibaren programlarına
almışlardır. Sağlık politikaları içinde
intiharı önleme de hedeflerden biri olarak
üzerinde çalışılmaya başlanmıştır.
İntiharı önleme çalışmalarının çağdaş boyutta ve
globalleşme süreci içinde ele alınışı Dünya Sağlık
Örgütünün 1984’te “2000 yılında herkes için sağlık” sloganı
ile başlatılmıştır. Sağlıkta 38 hedef belirlenmiş 12. hedefte
giderek büyüyen intihar sorununa değinilmiştir. Bunu
DSÖ’nün 1989’da Avrupa’da intiharı önlemede “ülkelere
özel ulusal programların oluşturulması “ önerisi izlemiştir.
1993’de BM ve DSÖ’nün Kanada’da gerçekleştirdiği
toplantıda ulusal programların temel ilkeleri belirlenmiştir.
Bu çalışmalarla birlikte Avrupa Birliğinde ulusal intiharı
önleme programları oluşturulmaya başlanmıştır. Bu
alandaki ilk uygulamalar Finlandiya, İsveç ve İngiltere’ye
aittir.
2004’te DSÖ 10 eylülü Dünya İntiharı Önleme Günü
olarak kabul ve ilan etmiştir. Ülkemizde de intiharı önleme
derneği her yıl 10 eylülde toplantılar düzenlemektedir.
Türkiye’de intiharı konu alan çalışmalar 1931’de
basında fotoğraflı intihar haberlerinin verilmesini
yasaklayan kanunun çıkarılmasıyla başlamıştır. İlk
akademik çalışma İstanbul’da 1939’ da Gökay’ın “basın
haberleri ile intiharların ilişkisi isimli makaledir. 1989’ da
kuruluşundan bu yana A.Ü psikiyatrik kriz uygulama ve
araştırma merkezi intihar davranışı üstüne kurumsal
boyutta çalışmalar yapan bir kurum olmuştur.
kriz merkezinin alanda yayınlanan tüm çalışmaları
topluca veren intihar bibliyografisi beş yılda bir
yayınlanmaktadır. Ayrıca yılda üç sayı olarak 1992’den beri
aralıksız çıkartılan “kriz dergisi” krize müdahale ve intiharı
önleme alanında yayınlanan tek süreli yayındır.
2004 yılında kriz merkezi çalışanları tarafından
kurulan intiharı önleme derneği bir sivil toplum örgütü
olarak alandaki yerini almıştır.
Kriz merkezinin intiharı önlemede çok önemli bir yeri
olan kriz durumlarında ve intihar girişimiyle acile
gelenlerde nitelikli tedavi olanakları sunan öncü bir kurum
olduğu söylenebilir. Ayrıca intihar davranışını anlamaya
yardımcı olan epidemiyolojik çalışmalara yönelerek gerekli
verilere ulaşmayı hedeflemiştir. Bu da intiharı önlemede
önemli bir yere sahiptir.
Eğitim; aile/öğretmen/öğrenci
Önleyici programlar; Stresle baş etme
İletişim becerileri
Yaşam becerileri
Destek oluşturma
 Öğrenci
ile konuşmak, aileyi bilgilendirmek
 Tüm tehdit ve olayları ciddiyetle ele almak
ve rapor etmek
 Okulu haberdar etmek, idare, öğrt,
hemşire..
 Ciddi durumlarda başkalarından yardım
almak, doktordan yazılı belge, mektup
almak
 Öğretmen toplantıları yapmak
 Kriz sonrası takibi sürdürmek
 Tedavi önerilmişse, tedaviyi takip etmek
Olay öncesi personel eğitilmeli
 Müdürün yetki verdiği kişi yazılı konuşma hazırlamalı
 Öğrencinin arkadaşları ile görüşmeler yapılmalı,
duyguların açığa çıkmasına destek olunmalı
 Arkadaş aileleri ile konuşulmalı
 Öğrencilerle problemleri ile baş etme yolları
konuşulmalı
 İlk saatler tek kaynaktan haberler yayılmalı
 Ölüm Olmuşsa ilk48 zordur.
 Kahramanlık olmasına müsaade edilmemeli
 Saygı duruşu, yıllıkta anı sayfası, anma törenleri
yapılmamalı
 Cenazeye organize olarak gidilmesine müsaade
edilmemeli
 Üç gün sonra yaşamı normale çevirmeye çalışılmalıdır

Kişi yalnız bırakılmamalı onu koruyan kollayan kişiler
ayarlanmalıdır.
Üzerinde kesici aletler, kravat, ip, kemer gibi boğucu
eşyalar bulundurulmamalıdır.
Yüksek ve tehlikeli yerlerden uzak tutulmalıdır.
Üstü aranarak ilaç vb. zehirleyici maddelerden uzak
tutulmalıdır.
Derhal hastaneye sevk edilerek gerekli tedavilerin
yapılması sağlanmalıdır.
Kişinin yakın çevresi ile iletişim kurularak
sorumluluklarını yerine getirmeleri istenmelidir
Yapılabilecek başka çalışmalar zamanında yapılmalıdır
Unutulmamalıdır ki intiharlar önlenebilir.
Ancak uygun bir yöntem dahilinde çalışılması
gereklidir. Uygun programlarla intiharların
azaldığı ülkelerin varlığı bunu
doğrulamaktadır.