genel kimya - personals.okan.edu.tr

Download Report

Transcript genel kimya - personals.okan.edu.tr

GENEL KİMYA
Ders kitapları:
1. Yazarlar: Petrucci & Harwood; Çeviri editörü: Tahsin Uyar
Genel Kimya: Prensipler ve Modern Uygulamalar
2. Yazar: Mortimer; Çeviri editörü: Turhan Altınata
Modern Üniversite Kimyası
Kimya notları: personals.okan.edu.tr/erinc.kocak
KiMYA-Türkçe klasörü
Konu 1: Madde: Özellikleri ve Ölçümü
Konu 2: Atomlar ve Atom Teorisi
Konu 3: Atomun Elektron Yapısı
Konu 4: Kimyasal Bileşikler
Konu 5: Kimyasal Tepkimeler
Konu 6: Gazlar
Konu 7. Termokimya
Konu 1: Madde—Özellikleri ve
Ölçümü
Madde nedir?
• Madde: bir hacim kaplayan ve kütlesi olan her
şeye
madde
denir.
Maddeler
duyu
organlarımızla hissedebileceğimiz şeyler olabilir
(su, toprak, ağaçlar, hava, vb.). Bunun yanı sıra
bazı maddeleri duyu organlarımızla değil ancak
özel cihazlarla gözlemleyebiliriz (radyoaktif
bozunum sonucu ortaya çıkan parçacıklar,
kozmik ışınlar, vb.).
• Maddenin şekil almış haline cisim denir.
Maddenin ortak(kapasite) ve
ayırt edici(şiddet) özellikleri
• Maddenin ortak özellikleri madde miktarına
bağlıdır (kütle, hacim, eylemsizlik).
• Maddenin ayırt edici özellikleri madde
miktarına bağlı değildir (yoğunluk, erime ve
kaynama noktası, çözünürlük, genleşme,
iletkenlik, esneklik, koku, renk, sertlik)
Maddenin Fiziksel ve Kimyasal
Özellikleri
• Fiziksel özellikler: Maddenin yapısını veya
bileşimini değiştirmeden ölçebileceğimiz ve
gözlemleyebileceğimiz özellikleridir. Örnekler:
•Erime noktası
•Donma noktası
•Yoğunluk
•Renk
• Kimyasal özellikler: Maddenin kimyasal
özelliklerini gözlemleyebilmemiz için yapısında
kimyasal farklılaşmaya sebep olan değişiklikleri
gözlemlemeye ihtiyaç vardır. Örnek:
•Maddenin aktif olup olmadığı, oksijen içerisinde yanıp yanmadığı,
asit ve bazlarla tepkime verip vermediği, v.s.
Maddenin hal değişimleri
(Depolanma)
KATI ↔ (erime/donma) ↔ SIVI ↔ (buharlaşma/ yoğunlaşma) ↔ GAZ
(süblimleşme)
Katı halden gaz haline geçerken:
•
•
•
•
•
•
•
•
Moleküller arası uzaklık artar
Moleküllerin kinetik enerjisi artar
Moleküller arası çekim kuvvetinin etkisi azalır
Kütle değişmez
Kimyasal özellik değişmez
Fiziksel özellik değişir
Yoğunluk genellikle azalır
Düzensizlik artar
Maddenin halleri
KATI
SIVI
GAZ
Bu üç fiziksel hal arasındaki geçişlerin sıcaklıkla olan ilişkisini aşağıdaki
suyun sıcaklık zaman grafiğinde inceleyelim.
Bu grafik 1 atmosfer basınca göre
hazırlanmıştır.
( Ek = KİNETİK ENERJİ, Ep = POTANSİYEL
ENERJİ )
Madde
Fiziksel metotla ayrıştırma
Saf Maddeler
Bileşikler
Elementler
Kimyasal metotla ayrıştırma
Karışımlar
Homojen
Heterojen
Saf Madde - Karışım
• Saf maddeler sabit bir bileşimi olan ve
özellikleri belirli olan maddelerdir (su, cıva,
tuz, şeker, altın, vb.). Elementler ve
bileşikler saf maddelerdir.
• Karışımlar iki veya daha fazla saf
maddenin
karışmasından
oluşurlar.
Karışım içerisinde her madde kendi fiziksel
özelliğini korur. Karışımlar ikiye ayrılır:
– Homojen
– Heterojen
Karışımlar
• Karışımlar katı, sıvı, gaz hallerinde
olabilirler. Örnek:
– Hava gaz-gaz karışımıdır
– Tuzlu su katı-sıvı karışımıdır
– Gazoz gaz-sıvı karışımıdır
– Alkollü su sıvı-sıvı karışımıdır
– 14 ayar altın katı-katı karışımıdır
Yukarıda verilen örneklerin hepsi homojendir.
Heterojen karışımlara bir örnek: demir tozu ve kum karışımı
Element - Bileşik
• Elementler kimyasal yollarla daha basit maddelere
ayrılamayan maddelerdir. Bugün bilinen 111 tane
element vardır ve bunlar elementlerin periyodik
tablosunda listelenmiştir. Varlığı kesin olarak
kanıtlanmamış ve yeni keşfedilen elementlerle bu
sayı zaman içinde değişebilmektedir. Bu tabloda
92. element olan “uranyum”dan sonraki elementler
laboratuarlarda nükleer reaksiyonlar sonucunda
elde edilmişlerdir, diğerleri doğada doğal olarak
bulunurlar.
• Bileşikler iki veya daha fazla farklı elementin
atomlarının birleşmesiyle oluşan maddelerdir.
Periyodik Tablo
KARIŞIMLARIN ÖZELLİKLERİ
1. Karışımı oluşturan maddeler her oranda karışır.
2. Karışımı oluşturan maddeler kendi özelliklerini kaybetmez.
3. Karışımın özellikleri karışımı oluşturan maddelerin karışma oranına
göre değişir.
4. Karışımlar bileşenlerine fiziksel yöntemlerle ayrılabilir.
5. Formülleri yoktur.
6. Homojen ya da heterojen olabilirler.
BİLEŞİKLERİN ÖZELLİKLERİ
1. Bileşiği oluşturan maddeler arasında belirli bir oran vardır.
2. Bileşiği oluşturan maddeler kendi özelliklerini kaybeder.
3. Bileşikler bileşenlerine kimyasal yöntemlerle ayrışabilir.
4. Bileşiklerin erime ve kaynama noktaları sabittir.
5. Belirli bir formülleri vardır.
6. Homojendir.
KARIŞIMLARIN AYRILMASI
Karışımları oluşturan maddeleri ayrı ayrı geri kazanma
işlemlerine ayırma veya saflaştırma yöntemleri denir. Ayırma
yöntemleri bileşenlerin bir ya da birkaç fiziksel özelliğinin farklı
olmasına dayanarak geliştirilir.
A) Heterojen Karışımları Ayırma Teknikleri
1. Elektriklenme ile Ayrılma
Bir ebonit veya plâstik çubuk, yün parçasına sürtüldüğünde
elektrik yükü ile yüklenir. Elektrik yükü ile yüklenen ebonit
çubuğu, kum ve kükürt tozu karışımına yaklaştırdığımızda kükürt
tozlarını çektiğini ve kumu çekmediğini görürüz. Karışımdan
kükürt tozları ayrılmış ve geriye kum kalmıştır.
Elektriklenme ile ayırma yöntemi sadece küçük miktarlar için
uygulanır. Endüstride uygulaması yapılmaz. Bazı karışımları,
maddelerin elektriklenme özelliklerinin farklı olmasından
yararlanarak birbirinden ayırabiliriz.onra tuz vekarışımına
yaklaştırdığınızda tarağın tuzu çektiğini karabiberi ç
2. Mıknatıslanma ile Ayırma:Demir, kobalt ve nikel gibi
maddeler mıknatıs tarafından çekildiği hâlde, kükürt,tuz, bakır,
altın gibi maddeler mıknatıstan etkilenmez. Demir ve kükürt
tozları karışımına mıknatısı yaklaştırdığımızda, mıknatıs demir
tozlarını çeker ve karışımdan ayırır (Resim 1.1). Mıknatısla
ayırma yöntemiyle kullanılmış kâğıtlar arasına karışmış toplu
iğne, ataç ve demir gibi cisimler kâğıttan ayrılır. Bu yöntem kâğıt
endüstrisinde kullanılır. Maddelerin mıknatıstan etkilenme
özelliklerinin farklılığından yararlanılarak katı-katı karışımındaki
maddeler birbirinden ayrılabilir.
Resim 1.1 Demir ve kükürt karışımına mıknatıs yaklaştırıldığında mıknatıs demir
tozlarını çekerek kükürtten ayırır
3. Yüzeye Çıkma ve Dibe Çökme (Öz Kütle Farkı ile Ayırma)
Demir tozu ile kepek karışımını bileşenlerine nasıl ayırabiliriz?
Demir tozu ve kepekten oluşmuş bir karışımı bileşenlerine
ayırmak için karışımın üzerine bileşenlerle etkileşmeyen su
eklenir. Öz kütlesi sudan büyük olan demir tozu dibe çöker, öz
kütlesi sudan küçük olan kepek ise suyun üstünde toplanır
(Resim 1.2). Bir kaşık yardımıyla üstten kepek alınır. Su yavaşça
süzüldüğünde kabın dibinde demir tozu kalır. Böylece karışımı
oluşturan maddeler birbirinden ayrılmış olur.
Resim 1.2. Demir tozu kepek karışımı suyla karıştırılırsa kepek üstte, demir tozu ise
dipte toplanır. Katı maddeler, öz kütle farkından yararlanılarak birbirinden ayrılabilir.
4. Süzme ile Ayırma
Heterojen sistem değişik yoğunluktaki sıvı-katı
karışımından oluşmuşsa, çökeltme işlemi uygulanır.
Buna sedimentasyon da denir.
Katı kısım iyice çökeldikten sonra, üstteki sıvı
kısmın aktarma suretiyle alınmasına dekantasyon denir.
Katı sıvı arasındaki yoğunluk farkı fazla değilse ve katı
parçacıkları büyük çaplı değilse dekantasyon işlemi
zorlaşır. Böylesi bir durumda süzme işlemine
başvurulur.
Süzme yönteminde gözenekleri farklı büyüklüklerde
olan süzgeçler kullanılır. Süzmenin tam olarak
gerçekleşmesi için kullanılan süzgecin gözenek
büyüklüğünün, ayrılacak katının taneciklerinden küçük
olması gerekir.
Örneğin; toprak ve suyun
birbirlerine iyice karıştırılmasıyla
elde edilen bulanık su, süzgeç
kâğıdından süzüldüğünde,
çözünmeyen madde (toprak
parçaları) süzgeç kâğıdında kalır.
Suyun ise süzülerek bardakta
toplandığı görülür. Böylece topraklı
su bileşenlerine ayrılır (Resim 1.3).
Resim 1.3. Çamurlu suyun süzme yöntemi ile
bileşenlerine ayrılması
Süzme işlemini kolaylaştırmak ve zamandan tasarruf etmek için
vakumda süzme işlemi uygulanır. Süzme yöntemi sadece katısıvı karışımlarını değil, katı-gaz karışımlarını ayırmak için de
kullanılır. Örneğin; fabrika bacalarından çıkan gazları, katı
taneciklerinden ayırmak için, katıları tutan süzgeçler
kullanılır
5. Santrifüjleme:
Sıvı içerisindeki katı parçacıkları çok küçük ise ve katı sıvı
arasındaki yoğunluk farkı fazla değilse bu durumda süzme ile
ayırma yeterli olmayabilir. Bu katı parçacıkların çökeltilmesi için
santrifüjleme aletinden yararlanılır. Bu işlem normal ayırmalarda
da kullanılır ve zamandan tasarruf sağlar.
6. Ayırma Hunisi :
Öz kütleleri farklı olan ve birbiri
içinde çözünmeyen iki sıvıdan
oluşmuş karışımı bileşenlerine
ayırmak için ayırma hunisi
kullanılır. Örneğin; ayırma hunisine
birbiri içinde çözünmeyen ve öz
kütleleri farklı olan zeytinyağı-su
karışımı konulur. Ayırma hunisinin
üst kısmında öz kütlesi küçük olan
zeytinyağı, alt kısmında da öz
kütlesi büyük olan su toplanır
(Resim 1.4). Bir süre beklenildikten
sonra musluk açılarak öz kütlesi
büyük olan su başka kaba alınır.
Zeytinyağı ise ayrı bir kaba
alınarak birbirinden ayrılmış olur.
Resim 1.4. Ayırma hunisi yardımıyla öz
kütleleri farklı sıvılardan oluşmuş karışım
bileşenlerine ayrılabilir
7. Çözünürlük Farkı ile Ayırma
Çözünürlük maddeler için ayırt edici bir özellik olduğunu için
maddelerin çözünürlüklerinin farklı olmasından yararlanarak
karışımlar bileşenlerine kolayca ayrılabilir.
Resim 1.5. Tuz-kum karışımının çözünürlük farkı özelliğine göre
bileşenlerine ayrılması
Örneğin; kum ile yemek tuzu karışımı, suya konulup karıştırıldığında
yemek tuzu suda çözünürken, suda çözünmeyen kum suyun dibine çöker.
Oluşan çözelti süzülerek kumdan ayrılır. Tuzlu suyun, suyu
buharlaştırıldığında geriye yemek tuzu kalır. Böylece kum ve yemek tuzu
birbirinden ayrılmış olur. Bu yöntem karışımda bulunan maddelerden biri
çözücüde çözünüyor, diğeri çözünmüyorsa uygulanabilir.
B) Homojen Karışımları Ayırma Teknikleri
1. Damıtma (Distilasyon)
Her madde farklı kaynama noktasına sahiptir. Karışımı oluşturan
maddeleri bu özellikten yararlanarak gaz fazına geçirip
yoğunlaştırmak suretiyle teker teker geri kazanma işlemine
distilasyon (damıtma) denir.
Homojen katı-sıvı karışımlarını damıtma ile bileşenlerine
ayırabiliriz. Damıtma balonundaki sıvı buharlaştırılır ve oluşan
buhar soğutucudan geçirilerek yoğunlaştırılıp toplama kabında
toplanır. Elde edilen sıvıya destilat denir. Uçucu bir sıvı ile bir
katının karışımı basit damıtma ile birbirinden ayrılır (Resim 1.6).
Distilasyon maddelerin doğasına göre ikiye
ayrılır:
a) Kaynama noktaları çok yüksek olmayan
ve bozunmaya uğramayan maddelerin
distilasyonu iki yöntemle yapılır:
Basit
damıtma:
Karışımı
oluşturan
maddelerin kaynama noktaları çok farklı ise
uygulanabilir. İki sıvı ısıtılır. İki sıvı da
buharlaşır. Kaynama noktası düşük olan sıvı
buharın içinde çok daha fazla miktardadır.
Geri soğutucuda bu iki buhar karışımı
yoğunlaşır. Dolayısıyla toplama kabında
toplanan sıvı safsızlık olarak bir miktar
yüksek kaynama noktalı sıvıdan da içerir.
Basit damıtma iki sıvıyı saf olarak ayırmak
için iyi bir yöntem değildir. İkinci bir defa
daha basit damıtma yapılarak düşük
kaynama noktalı sıvının daha saf hali elde
edilebilir.
Resim 1.6. Homojen katı-sıvı
karışımının basit damıtma ile
bileşenlerine ayrılması
Ayrımsal damıtma: Kaynama noktası yakın sıvıları
birbirinden ayırmak için basit damıtma işlemini arka
arkaya tekrarlamamak için ilaveten fraksiyon kolonu
içeren distilasyon sistemi kullanılır. Bu kolon sıvılarla
etkileşmeyen cam kırıklarıyla doldurulur. Yükselmeye
başlayan buhar kolondaki cam kırıklarının üstüne
yoğunlaşır. Sıvı tam aşağıya doğru süzülürken, yine
yükselmekte olan buharla ısıtılır ve bu sıvının bir kısmı
yeniden buharlaşıp biraz daha yukarı çıkar ve bu buhar
başlangıçtaki buhara kıyasla daha fazla oranda düşük
kaynama noktalı sıvının buharını içerir.
Resim 1.7. Ayrımsal damıtma yöntemi ile etil alkol ve su karışımının birbirinden
ayrılması
Buhar bu şekilde kolonun son bölümüne geldiğinde hiç
yüksek kaynama noktalı sıvının buharından içermez ve geri
soğutucuda yoğunlaşarak saf sıvı olarak toplanır. Bu işleme
ayrımsal damıtma denir (resim 1.7).
Örneğin; su-etil alkol karışımı bu iki maddenin kaynama
sıcaklıklarının farklı olmasından dolayı bileşenlerine damıtma
ile ayrılır.
b) Kaynama noktaları çok yüksek olan ve bu sıcaklığa gelmeden
bozunan maddeleri birbirinden ayırmak için iki farklı distilasyon
yöntemi uygulanabilir:
- vakum distilasyonu: Normal distilasyon düzeneği kapalı hale
getirilip vakum pompasına bağlanır. Böylece karışımı oluşturan
maddeler daha düşük sıcaklıkta kaynar.
-su buharı distilasyonu: Damıtma işlemini 100oCde gerçekleştiren
bir sistemdir. Su ile karışmayan uçucu bitkisel yağların damıtılmasını
sağlar. (örn: limon esansı eldesi)
2) Kondenzasyon(Yoğuşturma)
Gaz-gaz karışımlarını bileşenlerine ayırmak için gazların yoğunlaşma
sıcaklıklarının farklı olmasından yararlanılır. Örneğin; azot ve oksijen
gazı, yoğunlaşma sıcaklıklarının farklı olmasından yararlanılarak sıvı
havadan elde edilir.
3) Ekstraksiyon
Bir çözeltideki çözünen maddelerden biri bir başka çözgende
(çözücü) daha fazla çözünüyorsa ve bu bahsi geçen çözgen
çözeltinin çözgen ile karışmıyorsa çözeltiye bu ikinci çözgen ilave
edilir. Çözgenin ilavesiyle ikinci bir fazın oluşumu gözlenir. Bu
karışım bir ayırma hunisine alınır ve şiddetli bir şekilde çalkalanır.
Bu işlem sırasında çözelti içindeki madde daha iyi bir çözücü olan
ikinci çözgene çekilmiş olur. Bu işleme ekstraksiyon denir.
Madde, ikinci çözgene çekildikten ve fazlar tamamen ayrıldıktan
sonra ikinci çözgen ayırma hunisiyle çözeltiden ayrılır ve
çözgenin buharlaştırılmasıyla bahsi geçen madde saf halde elde
edilir. Örneğin; suyun içinde çözünmüş olarak bulunan bazı
organik bileşikler ve metal kompleksleri bu maddeleri daha iyi
çözen kloroform çözgeni ilavesiyle bu çözgene çekilebilirler.
4) Kristallendirme
Karışımı oluşturan katı maddelerin sudaki çözünürlükleri
sıcaklığa bağlı olarak değişir. Bu durumdan yararlanılarak
karışımı oluşturan katı maddeler bileşenlerine ayrılabilir.
Çözünürlük farkı ile karışımlar bileşenlerine ayrılabilir.
Çözünürlüğü
sıcaklıkla
değişen bir maddenin yüksek
sıcaklıkta doymuş çözeltisi
hazırlanıp
bu
çözelti
soğumaya bırakılırsa çözünen
madde çöker (Resim 1.7.).
Sıcaklığın
düşmesiyle
çözünürlüğü azalan maddeler,
düzgün geometrik şekilli
Resim 1.7. Çözünürlük farkı ile ayırma
katılar hâlinde toplanırlar. Bu
olaya kristallenme, belirli
geometrik şekle sahip katı
parçalarına ise kristal denir.
BİLEŞİKLERİN AYRIŞMASI
Daha önceki konularda karışımların bileşenlerine fiziksel
yöntemler kullanılarak ayrılmasını öğrenmiştiniz. Şimdi ise
bileşiklerin
kendilerini
oluşturan
maddelere
ayrışmasını
öğreneceksiniz.
Günlük yaşantımızda ve endüstride kullanılan saf maddeler,
bileşiklerin kimyasal yöntemlerle ayrışmasından elde edilir.
Bileşiklerin kendilerini oluşturan maddelere ayrışması için aşağıda
belirtilen yöntemler kullanılır.
a. Isı Enerjisi ile Ayrışma
Bazı maddeler ısı enerjisi etkisi ile kendisini oluşturan maddelere
ayrışır. Örneğin; civaoksit ısıtıldığında, iki farklı saf madde olan sıvı
civa metali ile oksijen gazı elde edilir.
Isı enerjisi ile bileşikler ayrıştırıldığında iki farklı element veya iki farklı bileşik de oluşabilir.
Isı enerjisiyle ayrıştırma yöntemi sanayide çok sık kullanılır.
Cıva oksit (HgO) → Cıva (Hg) + O2(g)
Cıva (Hg) + O2 → Cıva oksit (HgO)
ısı
Cıva oksit bir bileşiktir. Isıtıldığında
Kendisini oluşturan cıva ve oksijen
elementlerine ayrılır.
b. Elektrik Enerjisi ile Ayrışma (Elektroliz)
Isı etkisiyle ayrışmayan bazı saf maddeler, elektrik
enerjisi ile kendisini oluşturan saf maddelere ayrışabilir.
Elektroliz nedir?
Maddelerin elektrik enerjisi etkisiyle ayrıştırılmasına
elektroliz denir. Elektroliz yapılırken elektrik akımını ileten
çözeltiye elektrolit denir. İletken çözelti içine daldırılan metal
levha veya çubuğa ise elektrot denir
Örneğin; su elektrik enerjisi (elektroliz) ile kendisini
oluşturan oksijen ve hidrojen gazına ayrışabilir. Büyük boy bir
beheri su ile doldurup 2 deney tüpünü desteklerle tutup suyun
içine içlerine hava kaçırmadan ters çevirip daldırınız. Sonra çelik
elektrotları güç kaynağına bağlayıp tüplerin içine girecek şekilde
yerleştiriniz. Güç kaynağını 9Va ayarlayıp devreden akım
geçirince tüplerin içinde belirgin bir değişiklik gözlenmez. Akım
kesilip suyun içerisine birkaç damla sülfrik asit damlatılınca
tekrar akım geçtiğinde her iki tüpte de gaz çıkışı gözlenir. - uca
bağlı elektrodun(katot) bulunduğu tüpte H2 gazı, + uca bağlı
elektrodun(anot) bulunduğu tüpte O2 gazı açığa çıkar.
Sülfrik asit (H2SO4) ilavesi suyun elektriği iletmesini sağlar.
Elektroliz sırasında anot ve katotta gaz çıkışı aşağıdaki
gibi gerçekleşir:
H+ katota gider ve katotta indirgenir.
4H+ (aq) + 4 e-  2H2(g)
Anotta ise sudaki H yükseltgenir.
2 H2O  4H+ (aq) + O2(g) +4 eNet tepkime: 2 H2O  2H2(g) + O2(g)
Su elektroliz edildiğinde oluşan hidrojen ve oksijen gazlarının
hacimlerinin oranı aynı mıdır?
Yanıtımız hayır olacaktır. Çünkü, su elektroliz edildiğinde elde
edilen hidrojenin hacminin, oksijenin hacmine oranı
2/1’dir.Örneğin; suyun elektrolizi sonucunda 20 cm3 hidrojen
toplanmışsa 10 cm3 de oksijen toplanır. Hidrojenin, oksijen
gazına oranı her zaman 2/1’dir.
ÖRNEK
Bir miktar su elektroliz edildiğinde, katotta 30 cm3 gaz toplanıyor.
Anotta hangi gazdan kaç cm3 toplanır?
Çözüm
Katotta toplanan gaz hidrojen olduğundan, anotta toplanan gaz
oksijendir.
2 cm3 hidrojen toplandığında
1 cm3 oksijen
toplanırsa
30 cm3 hidrojen toplandığında
X
___________________________________________________
X = (30x1)/2 = 30/2= 15 cm3 oksijen toplanır.
Elektroliz yöntemi, kaplamacılıkta ve sanayide bir çok maddenin saf
olarak elde edilmesinde kullanılan bir yöntemdir.Örn: NaCl(aq) 
NaOH + Cl2(g). Elde edilen NaOH elektrolize uğratılırsa Na metali
elde edilir. Ayrıca bakır, nikel, altın gibi metaller elektroliz ile
saflaştırılırlar
c. Başka Ayrıştırma Teknikleri
Saf maddelerin başka saf maddelere dönüşümü, ısı ve elektrik
enerjisi
dışında
değişik
yöntemler
uygulanarak
da
gerçekleştirilebilir.
Doğada metaller, çoğunlukla metal oksitler hâlinde bulunur. Maden
yataklarından çıkarılan metal oksitlerden metali saf olarak elde
edebilmek için, metal oksitler genellikle karbon ile tepkimeye
sokulur.
Örneğin; demir (III) oksit yüksek fırınlarda karbonla (kok
kömürüyle) tepkimeye sokulduğunda demir elde edilir.
2 Fe2O3 (k) + 3 C(k)  4 Fe (k) + 3 CO2 (g)
Metal bileşiklerinden, metalleri saf olarak elde
etmenin bir başka yolu da metallerin çözeltilerini
kendilerinden daha aktif olan bir metalle tepkimeye
sokmaktır.
Örneğin; bakır (II) sülfat çözeltisine çinko çubuk
batırıldığında, çinko çubuğun bakır ile kaplandığı ve
çözeltinin renginin değiştiği görülür. Bu sırada bakır
saf olarak elde edilir.
CuSO4 (aq) + Zn (k)  Cu (k) + ZnSO4 (aq)