Doğal Afetlere Hazırlıklı Bir Türkiye İçin Kentsel Dönüşüm Seferberliği

Download Report

Transcript Doğal Afetlere Hazırlıklı Bir Türkiye İçin Kentsel Dönüşüm Seferberliği

Hazırlayan
Sunan
Mustafa AYDIN
Necmettin ŞAHİN
Yük. Şehir Plancısı
İzmir Vali Yardımcısı
İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü
13.01.2012
4-5 Mart 2011 tarihlerinde İstanbul’da TOKİ tarafından
düzenlenen “2011 Konut Kurultayı” yapıldı.
Kurultay yaklaşık 4000 kişinin katılımı ile gerçekleşti.
Katılımcılar arasında 30 ülkeden Bakan, Müsteşar
düzeyinde kişiler de bulunmaktaydı.
Kurultay 3’ü paralel oturum olmak üzere toplam 10
oturum halinde gerçekleşti.
Kurultayda paralel oturumlar nedeniyle 4. Oturum,
Paralel Oturum 2 ve 6. Oturum dışındaki tüm
oturumlar ve açılış bölümü izlenmiştir.
Sayın Başbakan açış konuşmasında; “TOKİ’nin 2011
yılı sonuna kadar 500.000 konut hedefine
ulaşacağını, 2011’den 2023 yılına kadar 500.000
konut daha yapılacağı” hedefini açıkladı.
Yabancı konuşmacıların ifadelerinde TOKİ’nin
faaliyetleri, performansı, finansman modelinin
dünyada ilgiyle takip edildiği belirtilmektedir.
TMMOB’ne bağlı oda temsilcileri yoktu.
Davet edilip edilmedikleri, neden bulunmadıkları
bilgisi yok. Ama olmalıydılar.
Konuşmacılar için tanınan süre genelde 12 dakika idi
ve çok azdı.
Kurultayın başlıklarından birisi olan “Doğal Afetlere
Hazırlıklı Bir Türkiye İçin Kentsel Dönüşüm
Seferberliği” teması çok iyi vurgulanamadı.
Prof. Dr. Mustafa ERDİK hocamız süre azlığı nedeniyle
konusunu anlatamadı.
Kurultayda, oturumlardan birinde büyük proje olarak
görülen Kentsel Dönüşüm uygulamalarından birisi ele
alınıp olumlu - olumsuz yönleri anlatılabilirdi. Olumlu
yönleri örnek gösterilebilir, olumsuz yönleri
belirtilerek nasıl olması gerektiği bir simülasyon ile
anlatılsa çok iyi olurdu.
Emre AROLAT’ın “imar uygulaması sonucu terk
edilen alanların” nasıl kullanıldığını ve özele yönelik
kapatıldığını göstermesi ve simüle etmesi dikkat
çekiciydi.
Kentsel Dönüşümle ilgili yasal düzenlemeye ihtiyaç
bulunduğu sıkça ifade edildi.
Özellikle Gürol KONYALIOĞLU ve Yrd.Doç.Dr.
A. Erdem ERBAŞ bu konuyu çok iyi anlattılar ve bir
çerçeve yasasına ihtiyaç duyulduğunu belirttiler.
Gürol KONYALIOĞLU;
(TOKİ Kentsel Yenileme Daire Başkanı)
 Yasal altyapı eksikliği, koordinasyon, finansman,
siyasal çekinceler, yöntem belirsizliği/kararsızlığı gibi
sorunlar var.
 Yasal düzenleme yapılmalı.
 Üst koordinatör kurum/yetkili belirlenmeli.
 Kentsel Dönüşüm Master Planı hazırlanmalı.
Yrd.Doç.Dr. A. Erdem ERBAŞ;
(MSGSÜ Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
 Temel mevzuat yok.
 Uygulama rehberi/araçları yok.
 Bütünden kopuk kentsel projeler yapılıyor.
 Fiziksel mekan esas alınıyor, sosyal yapı göz ardı
ediliyor.
 Düzenlenen konutlar tek tip.
 Kentsel dönüşüm şehircilik kanunu içinde yerini
bulmalı.
 Kentsel gelişim vizyonu oluşturulmalı.
 Mekansal stratejik plan ve kentsel projeler yapılmalı.
Prof. Saskia SASSEN;
(Columbia Üniversitesi Global Düşünce Komitesi Eşbaşkanı)
 Konut projeleri kentleşmeli.
 Çevre ve konut sorununu bir arada çözmek için
yapılacak her binanın çevrenin sürdürülmesine katkı
koyması gerekir.
 Her şehir kent değildir. Sosyal ve çevre boyutu çok
önemli, ihmal edilmemeli.
 Mahalle esnafı yok edilmemeli, süpermarketler sorun.
 Şehirlerin dağılımı çok önemli. Şehir içinde her şey her
yerde olmalı.
 Eşitsizliğin giderilmesi için çoğunluğu orta sınıf olan
şehir en iyisidir. Böyle bir yapı oluşturulmaya çalışılmalı.
Prof.Dr. Murat H. GÜVENÇ ve David A. SMİTH
göç ve konut ilişkisine vurgu yaptılar.
Prof.Dr. Murat H. GÜVENÇ;
(İstanbul Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
 (İstanbul’a) Göçün bölgesel analizi yapılmalı.
 Göçmen makro düzeyde değil, mikro düzeyde göçmen
katmanlarına göre yorumlanmalı, konut ihtiyacı ona göre
belirlenmeli.
David A. SMİTH;
(Affordable Konut Enstitüsü Kurucusu)
 Ülkenizde doğal afet riski yüksek, yoğun göç var,
şehirler yükseliyor ve yoğunlaşıyor.
 Önce gecekondular iyileştirilmeli.
 Herkesin riski paylaşması gerekir.
 Mahallelerde örgütlenmeli, halkın talebi hükümetlerce
dinlenmeli.
 Kararlar yerel olarak alınmalı.
Prof. Dr. Ali TÜREL;
(ODTÜ Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
 Ülke bazında ihtiyaçtan fazla konut üretiliyor.
 İllere göre dağılım çok farklı.
 Alt gelir grupları için mülk konut yerine sosyal kiralık
konut arzı düşünülmeli.
Emre AROLAT;
(Mimar- EEA Architects Kurucusu)
 Şehir içinde kapalı adalar, pahalı gettolar oluşturuldu.
 Tasarım bağlamında itina yoksunluğu var.
 Parıltılı binalar yapılıyor ve bunlarda da intihal var.
 Yönetime yakın mimarlar rahat ediyor.
 Her yerde aynı binalar yapılıyor, kentler benzeşiyor.
Ahmet Haluk KARABEL;
(TOKİ Başkan Yardımcısı)
 Hazineden pay almıyoruz.
 Hazine arazileri üzerine yapılan binaları satıyoruz.
 Büyükşehirlerdeki arazileri imarlı hale getirip satıyoruz.
 Arsa karşılığı proje satışından gelir elde ediyoruz.
 2003-2010 yılları arasında ihale toplamı 35 milyar $.
Tahir AKYÜREK;
(Konya Büyükşehir Belediye Başkanı)
 Marka kentler, semboller ve tarih önemli.
 Dönüşüm kentin ruhuna, ihtiyaçlarına uygun olmalı.
 Halkın katılımı çok önemli. Ancak zor. Çoğu kez
söylemde kalıyor.
 Şehirlerimiz uluslararası rekabete uygun planlanmalı.
Sidney RASEKH; (Urban Green Global Kurucusu ve Kentsel Gelişme Uzmanı)
 Planlamaya fiziki değil sosyal yönü ile başlanılmalı.
 Şehir karma olmalı ve her şey her yerde bulunmalı.
 Şehirler yürünebilir olmalı, mahalle anlayışı
geliştirilmeli, insanlar tanışıp, konuşabilmeli.
 Enerji önemli, şehirler sürdürülebilir olmalı.
Bruce CAHAN;
(Urban Logic Başkanı)
 TOKİ’nin güçlü bir yapısı var.
 Mimari tasarımların benzerliği kentlerin birbirine
benzemesine yol açıyor.
İ.Fernandez MEJİA;
(ISOCARP Başkanı)
 Amaç, konut sorununu çözmek değil, yaşanabilir kentler
oluşturmak olmalı.
 Öncelikle kaçak yapılaşma önlenmeli.
 Doğal afetlere hazırlıklı bir Türkiye için Kentsel
Dönüşüm seferberliği yapılmalı.
 Bir çerçeve yasal düzenlemeye ihtiyaç var.
 Kentsel Dönüşüm Master Planı hazırlanmalı.
 Tekil uygulamalar sorunlar yaratabilir, bütüncül
planlama ilkeleri çerçevesinde projeler hazırlanmalı.
 Projelerde sosyal yapı ve ihtiyaçlara mutlak yer
verilmeli.
 Yaşanabilir kent kavramına uygun yapılaşmaya
gidilmeli.
 Mimari tasarımın benzerliği sonucu kentler birbirine
benzemekte, bu nedenle tek tip yapılardan/
yapılaşmadan uzaklaşılmalı.
 Projelerde kentsel ulaşım ve enerji kullanımına/
tasarrufuna dikkat edilmeli.
Türkiye’de 19,5 milyon yapı mevcut.
Bunların;
• % 55'i birinci derece deprem bölgesinde.
• % 65'inden fazlası kaçak ya da ruhsatsız (Bunların da
% 60'ı 20 yaş üzerinde, % 40'ı oturulamaz halde).
Sanayi kuruluşlarının yüzde 98'i, barajların yüzde 95'i
de deprem bölgelerinde kurulu.
Bu vahim tabloya dikkat çeken uzmanlara göre,
mevcut yapıların gözden geçirilerek güçlendirilmesi
veya mahallelerin peyderpey yıkılarak yeniden inşa
edilmesi kaçınılmaz.
Van'da meydana gelen 7,2 ve 5,6'lık depremlerden
sonra kentsel dönüşüm ve afete müdahale Türkiye'nin
gündemine oturdu. İki depremde toplam 644 kişi
hayatını kaybetti. Yaşanan depremlerin ardından
kentleşmenin getirdiği, çarpık yerleşim alanları ve
oturanların bile güvenemediği evler en büyük sorun.
Van depreminden sonra gündeme gelen kentsel
dönüşümün nasıl yapılması gerektiği konusunu
uzmanlar masaya yatırdı.
Doç.Dr. Murat Cemal YALÇINTAN;
(MSGSÜ Mimarlık Fak. Dekan Yard.-Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
Kentsel dönüşüm uygulamalarının yeniden patlak
vermesinin iki tane çok önemli belirleyicisi var:
1. Deprem.
2. Ekonomik Büyüme.
1. Deprem riski karşısında bir şeyler yapmaları
gerekiyordu ve gerçekten kentsel dönüşüm kavramı buna
çözüm olacak bir cankurtaran gibi geldi.
2. Ekonomik Büyüme; Türkiye ekonomisi inşaat sektörüne
her zaman bir can simidi gibi sarılmıştır. Şu an gelişmiş
ülkelerin inşaat sektörü %3 civarındayken bizde %5-6
civarında seyrediyor ve bu sektör, ekonominin motoru gibi
kullanılıyor. Bir yandan işsizlik sorununu çözebiliyorlar
çünkü inşaat sektöründe bir büyümeye bir istihdam
sağlarken sanayi sektöründe 1 büyümeye 0,3 istihdam
sağlanıyordu.
Dolayısıyla bu iki dinamik, deprem ve ekonomik büyüme
anlamında Türkiye'nin inşaat sektörüne duyduğu ihtiyaç
bence kentsel dönüşüme sığınmamıza neden oldu.
Konut fazlası var. …... Bildiğim kadarıyla sadece TOKİ son
10 senede 400.000 civarında konut üretti. Bu çok büyük
bir rakam. Bu üretimin planlı olduğu tartışmalıdır. Çünkü
yarın bu alanlar çöküntü bölgesine de dönüşebilir. ……..
Bunların toplumsal ve ekonomik sonuçları vardır. İşe
sadece kenti tasarlayıp güzelleştiriyorum şeklinde
bakamayız.
Belediye-özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile mahalle
dernekleri arasında bir uzlaşmanın yaratılması, dönüşümün
herkes için sağlanması olabilir mi?
Yönetişim, farklı aktörlerin bir araya gelmesi ve karar
üretmesidir. Yaşayanlardan çok yoksul olanlar gerçekten
bu işlerle ilgilenemiyor, karınlarını doyurma derdindeler.
Orta sınıf dediğimiz grup, Türkiye'de zayıf bir grup yani
sözü olmayan, talebini ifade edemeyen bir grup. Onlar ciddi
anlamda bu masada yer alamıyorlar. Sivil toplumun da
yeterince gelişememesi gibi bir durum var. Üst gelir grubu
ise ya siyaset ya da yatırımcı ayağında bir şekilde temsil
edilen pozisyonda bulunuyor. Böyle olunca sağlıklı bir
yönetişim modeli kurmanız mümkün değil.
Artık kamu da kamu gibi davranmıyor. Ekonomik model,
inşaat sektörünü geliştirmeye çalışma, sermaye birikimini
arttırmaya çalışma güdüsüyken kamunun kamu gibi
davranması mümkün değil. İşte o zaman her şeyi sermaye
birikiminin önünü açmaya adıyoruz. “Önünü açmak”
aslında dizginsiz bir yatırım alanı açmak demek.
Ne kadar dizginsiz olursa o kadar çok para kazanacaktır.
Mesela 5 kat yerine 15 kat imar izni verilecek, yoğunluklar
arttırılacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR;
Barınma sorununu çözmek için maliyetleri aşağı çektik,
klasik konsept uyguladık. Her ilde konut siluetinin aynı
olması göze battı, bu bazılarını rahatsız etti ama bu haklı
bir rahatsızlıktır. Konsept bir mimari yakalamak
gerekirdi. Şimdi bunu nasıl değiştiririz diye TOKİ'de
toplantılar yapılıyor.
İstanbul/Zeytinburnu
TOKİ Çalışmaları
Ankara'nın bazı gecekondu
mahallerinde gerçekleştirilen
kentsel dönüşüm çalışmaları
BURSA/Doğanbey Kentsel Dönüşüm Projesi
Cazibe merkezi anlayışının izleri, birbiri ardına
safları mümkün olduğunca sıklaştırmak
suretiyle dikilmiş, şehrin hiçbir yerinden
referans alınamayacak yükseklikleriyle koca
koca çirkin ve de ruhsuz beton kütleleri
halinde, kentsel bellek olgusunu da yıkarak
karşımızda duruyor.
Kentin çehresini bu denli darbeleme
anlayışını bir kenara bıraktığımızda bile,
proje, bir toplu konut projesi olarak da
sınıfta kalmış durumda. Yüksek kütleler
birbirine o denli yakın ki, aralarına
güneş ışığının sızabilmesi büyük mucize
olur. Amaç, bölge halkının yaşam
kalitesini yükseltmek olmalıyken, daha
da düşürecek gibi görünmekte.
Deprem kuşağında olan bir ülkenin bugüne kadar gerekli
tüm tedbirleri almış olması lazımdı. Ne yazık ki ne
vatandaşta, ne de siyasetçilerde böyle bir düşünce biçimi
oluşmadı. Ve bu zamana kadar bir avuç toprağın sahibi olan;
yatırımcılar da dahil herkes, bu topraktan maksimum rant
elde etmek istedi. Hatta istemenin de ötesinde baskı kurdu.
Şakir Sinan GÜNGÖR;
(İnşaat Mühendisi)
 Bugüne kadar uygulana gelen kentsel dönüşüm
uygulamaları her ne kadar mevcut yasalar çerçevesinde
yapılmış olsa da sonuçlarına bakıldığında insanı dikkate
almayan, sorunları sadece fiziki yenileme olarak ele alan
(o da yoğunluk arttırarak) anlayışları ortaya koyduğu
görülmektedir.
 Özellikle son günlerde tüm belediyelerin rüyalarını
süsleyen kentsel dönüşüm, TOKİ’nin katkılarıyla yeni bir
boyut kazandı. ….. Örneğin Sulukule’de ….. yıllardır kendi
kültür ve gelenekleriyle yaşamlarını sürdüren, özellikle
Roman vatandaşlar kentin 60 km uzağına sürülürken,
ellerinden alınan bu kent parçasına ‘yeni seçkin’ kişiler
yerleştiriliyor.
Mahmut ÇELİKCAN;
(Adana-Yüreğir Belediye Başkanı)
 Türkiye’de başlatılan, kanunla da desteklenen kentsel
dönüşüm hamlesi Adana ve Yüreğir için de büyük bir fırsat,
bu fırsat kısır çekişmeler ve kıskançlıklarla kaçırılmamalı.
 Belediyeler kentsel dönüşümlerde TOKİ ile hasılat
paylaşımı yapıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi bu yolla
650 trilyon lira hasılat kazandı. Bu gelirle Ankara’nın
bütün yollarını alt ve üst geçitlerle donattı. Bu imkanı biz
niye kullanmayalım. Neden Adana ve Adanalı kazanmasın?
(Beyaz Gazete-Koza TV- 27 aralık 2011)
TASARI KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ
İstanbul’da Kentsel Dönüşüm Projeleri
TASARI KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ
İstanbul/Kartal Kentsel Yenileme (Zaha Hadid)
 Kentsel dönüşüm için gerekli kanuni düzenleme hemen
yapılmalı.
 Dönüşüm süreci ranta değil, depreme dayanıklı güvenli
yapılar inşa etmeye odaklanmalı, vatandaş mutlaka ikna
edilmeli ve süreçlere katılmalı.
 Büyük kentler müdahale sırasında öncelikli olmalı.
 Kentsel dönüşümden önce mevcut binalar incelenmeli ve
zemin etütleri yapılmalı. Büyük ölçekli planlara uygun
olarak yeni yerleşim alanları oluşturulmalı.
 Kentsel dönüşümde merkezi yönetimin imkanlarının yanı
sıra yerel yönetimlerin (belediyelerin) kaynakları da
kullanılmalı.
 Prof. Dr. Murat BALAMİR;
(ODTÜ Mimarlık Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
 Doğru bir kentsel dönüşüm için vatandaşın katılımı şart.
 Yasal düzenlemelerde işin durmasını engellemeyecek
maddeler yer almalı. Yani itiraz edenleri de bağlayacak bir
düzenleme olmalı ki başlanan dönüşüm yarıda kalmasın.
 Finansal bir düzenleme de yapılmalı.
 Prof. Dr. Alper ÇABUK;
(Anadolu Üniversitesi Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Müdürü)
Van depremi sonrası gündeme yerleşen kentsel dönüşüm
süreci, doğru yapılandırılması halinde ülkemiz için tarihi
bir fırsat olacak. ……
Bu dönüşüm sürecinde sadece afet riski boyutu değil,
kentlerin ortaya çıkardıkları karbondioksit emisyonlarının
azaltılması, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanıldığı, daha yaşanabilir ve ekolojik
kentler oluşturulması, açık yeşil alanların ülke genelinde
yaygınlaştırılması gibi hususlar da göz önünde
bulundurulmalıdır.
Kentsel dönüşüm, sadece bir yıkım ve alan temizliği değil,
bir proje ve plan dahilinde eskimiş, yıpranmış ve afet riski
taşıyan alanların üst ölçekli planlar çerçevesinde planlanıp
modellenerek yenilenmesi olmalıdır.
Kentsel dönüşüm kentsel planlamaya bir alternatif olarak
düşünülmemelidir.
Kentsel dönüşüm adı altında yeni rant alanları
oluşturmamalı, afetlere karşı dirençli kentle bütünleşmiş
yaşanabilir güvenli yerleşim birimleri meydana
getirilmelidir.