Sunuyu İNDİR!

Download Report

Transcript Sunuyu İNDİR!

EDEBİYATIN BİLİMLERLE İLİŞKİSİ Edebiyat insanın duygu, düşünce ve hayallerini, ilgilerini konu edinir. Bunun içindir ki edebiyat araştırmacılarının insanı ve toplumu değişik yönleriyle incelerken edebiyat tarihi, psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi bilim dallarıyla yakın ilişkisi vardır. Meselâ edebiyat araştırmacısı, bir edebî eseri incelerken yazarın ruh halini anlayabilmesi için psikolojiden yararlanır. Yine toplumu ve sosyolojiden, tarihe mal olmuş edebi eserler ve şahsiyetleri araştırırken de tarihten faydalanması gerekir.

www.edebiyatogretmeni.net

Edebiyat ve Edebiyat Tarihi İlişkisi

 

Bir milletin tarih boyunca ortaya koyduğu edebi eserler ve yetiştirdiği edebi şahsiyetleri tarihi bir sıra ile inceleyen, araştıran, tertip ve tahlil eden bilim dalına edebiyat tarihi denir. Edebiyat tarihi, bir milletin tarihi boyunca geçirdiği kültür ve medeniyet devrelerini, hayat tarzını, büyük acı ve seviçlerini, inançlarını ve bütün değerlerini edebî eserler vasıtasıyla ortaya koyması bakımından büyük önem taşır.

Edebiyat ve Tarih İlişkisi

 

Edebî metinlerde sosyal ve siyasî çevre üzerinde durulur, her türlü insan ilişkilerinden söz edilebilir. Edebi metinlerin ve edebiyatla ilgili konulardaki değişmelerin ortaya konması gerekir. Bunların incelenmesinde tarihin metotlarından yararlanılır.

Edebiyat ve Sosyoloji İlişkisi

 

Edebî metinler sosyal çevrede ortaya çıkar. Bu sosyal çevrede yaşananlar, konuşulup tartışılanlar belirli bir oranda edebi metinlerde dile getirilir. Ayrıca sosyal hayatı düzenleyen ilişkiler edebi metinlerdeki kişi ilişkilerine model olur. Edebi metinlerin teması ile sosyal hayat arasında da ilişki vardır. Ayrıca edebi metnin yazarı da sosyal bi çevrede varlığını sürdürür. İşte bütün bunlar sosyolojinin konularıdır. Bir sosyolog, sosyolojinin metotlarıyla edebi metinleri inceler ve değerlendirir.

 

Edebiyat ve Psikoloji İlişkisi

Edebi eser, şair veya da yazarın iç dünyasında, ruhunun derinliklerinde yoğrulur, onun kişiliğini yansıtır. Bu yönüyle o, psikolojiyi yakından ilgilendirir.

Edebi metinlerdeki kişilerin de psikolojik halleri vardır. Onlar da bazı olaylar, kişiler, görüşler karşısında duygulanır; kendi kendileriyle hesaplaşırlar. Bunların anlaşılıp yorumlanması için psikolojiyi ilgilendiren çok malzeme vardır. İşte bütün bu nedenlerden dolayı bir edebi metin incelenirken psikolojinin metotlarından yararlanmak gereklidir.

Edebiyat ve Felsefe İlişkisi

 

Her edebi metnin özünde bir düşünce vardır. Böyle bir düşünce bulunmazsa edebi metni bir bütün halinde incelemek mümkün olmaz. Ancak bu düşünce çok defa bir veya Birkaç cümleyle felsefeye özgü bir dille anlatılır. İşte edebi metinlerde işlenen düşünce sistemi felsefenin metotlarıyla incelenir. Bu yönüyle edebiyat ve felsefe arasında sıkı bir ilişki vardır, diyebiliriz.

Bütün bu açıklamalar da gösteriyor ki bir edebi metin hayatı bütün alanlarıyla ilgili olabilir. Bu nedenle onu değerlendirmek, bazen tüm bilgi alanlarını gerekli kılabilir. İşte bu nedenler edebiyatın diğer bilimlerle ilişki kurmasını zorunlu hale getirmiştir.

 

AŞAĞIDA VERİLEN İFADELERİN DOĞRU YA DA YANLIŞ OLDUĞUNU PARANTEZ İÇERİSİNE (D) veya (Y) YAZARAK BELİRTİNİZ.

         ( ) Edebiyat, anlatım biçimlerini ve dili araç olarak kullanan bütün bilim dallarıyla ilişkilidir. Edebiyat, insanın duygu, düşünce ve hayallerini, birikimleri konu edinir.

( ) Yazar sosyal bir çevrede yaşadığı için edebi eser ortaya çıktığı dönemin sosyal durumunu yansıtır. Ama yazarın düşündükleri edebi metne yansımaz.

( ) Edebi metinler diğer sanat eserlerinde olduğu gibi, dış dünyada var olan nesnelerden, yaşanmış olaylardan ve yaşanacaklardan hareketle sanatçı tarafından meydana getirilen kurgudur.

( ) Edebi metinler sadece tarih biliminin verilerinden yararlanır. Yazar bu verilerden hareketle tarihi metnini kurar.

( ) Edebiyat tarihi; eser, sanatçı ve edebi olaylara tarihe özgü bakış açısıyla yaklaşır. Onların zaman içindeki yerlerini belirler; gelişme çizgilerini ortaya koyar.

( ) Edebi metinler ile sosyal yaşam arasında konu bakımından uyum olabilir. Bu nedenle edebiyatçı toplum biliminin verilerinden yararlanabilir.

( ) Edebiyat tarihinde en önemli belge sözlü ürünlerdir. Bir başka önemli malzemede bu ürünü ortaya koyan yazardır.

( ) Edebi metinler içinden çıktığı zamanın çocuğudur. Bu bakımdan edebiyat tarihi, edebi eserleri incelerken, özellikle tarihe mal olmuş edebi şahsiyetleri araştırırken tarihin metotlarından faydalanması gerekir.

( ) Tarih içinde yetişen edebiyatçılarla, ortaya konulan edebi eserler hem evrensel hem de milli bütünlük açısından birer değer ifade eder. Ancak bu ürün sanatçının düşünce dünyasından soyutlanmıştır.

         ( ) Edebiyatın tarihi seyri içinde incelenmesi, edebiyat tarihi adı verilen bilim dalını ortaya çıkarmıştır. Bu sahada ortaya konulan çeşitli tablet, destan, efsane, seyahatname, tezkire... vb. Ürünler edebiyat tarihi içinde birer belge niteliği taşır.

( ) Kültür, bir ulusun veya bir topluluğun tarihsel süreç içinde oluşturduğu her türlü ortak değerdir. Dilin sınırlarını o toplun kültürü belirler.

( ) Dil kullanıldığı yere göre değişiklik göstermez; çünkü dillerin evrensel bir birleştirim özelliği vardır.

( ) Edebiyat, kültürün bir parçasıdır. Çünkü insanlar birikimlerini, kültürlerini dil aracılığıyla sonraki kuşaklara aktarırlar. Yani edebiyat ve kültürün taşıyıcısıdır.

( ) Edebi metni meydana getirilirken zar, tarih biliminin dışında hiçbir bilimin dundan yararlanmaz.

( ) Bir milletin yazılı ürünlerine bakarak kültürü hakkında bilgi edinebiliriz.

( ) Bir edebiyat tarihçisi incelediği eser yazarının ruh halini anlayabilmek için psikolojiden yararlanır.

( ) Toplumu ilgilendiren bir eser incelerken en çok coğrafyanın metodundan yaralanır.

( ) Edebiyat, sosyal bilimlerin birikim yöntemlerinden yararlandığı gibi bu alanlara kaynak ve inceleme malzemesi de sağlar.

            

AŞAĞIDA VERİLEN CÜMLELERDEKİ BOŞ BIRAKILAN YERLERİ UYGUN KELİMELERLE TAMAMLAYINIZ

Varlığın ve bilginin temelini araştıran, bunları inceleyen bilim dalına .................... denir.

............., kişiler arası iletişimi sağlayan en etkili araçtır. Bu bir milleti meydana getiren ve onu diğer milletlerden ayıran temel unsurdur.

Dil, din, örf, coğrafya ve bunlara benzer ortak paydası olan en geniş insan havuzuna .......... denir.

Geçmiş zamanlardaki olayları zaman ve yer gösterek anlatan bu olaylar arasındaki ilişkileri, karşılıklı etkileşimleri inceleyen bilim dalında .......... denir.

İnsanlar arasında iletişim geçleşmesi için ............ ile ................. arasında ortak bir işaret sisteminin kullanılması gerekir.

..............., milletlerin tarih boyunca oluşturdukları yaşam bilimlerinin, maddi ve manevi değerlerinin bütünüdür.

İnsanlarda güzellik, heyecan ve hayranlık uyandıran ve dilin en etkili bir biçimde kullanılmasıyla ortaya çıkan yazılı ve sözlü ürünlere ........................... denir.

Edebiyatçıların hayatlarını ve eserlerini edebiyat akımlarını, edebi tür, topluluk ve anlayışları belli ölçülerle kronolojik olarak değerlendiren alana ......................................... denir.

..................... bir ülkede yaşayan halkın kültür ürünlerini, törenlerini, gelenek ve göreneklerini, halkoyunlarını, ninnilerini, efsanelerini...inceleyen, bunların birbiriyle olan ilişkilerini araştıran, kaynak göstermeye çalışan, toplumdaki değişim ve etkilerini değerlendiren bilim dalıdır.

Malzemesi dil olan; duyguya, hayale ve estetik heyecana dayanan uyarımlar yoluyla zihinde yer edebilme gücüne sahip bulunan sözlü ve yazılı eserlere .................... denir.

Edebiyat araştırmacısı bir edebi eseri incelerken gerek yazarın, gerekse yazarının sözünü ettiği kişilerin ruh hallerini anlayabilmesi için .................... yararlanır.

Edebî metnin ortaya çıktığı sosyal çevrenin analiz edilmesinde, insanlar arasındaki ilişkilerin edebî metne nasıl yansıdığını tespitte ............... yararlanılır.

AŞAĞIDAKİ METİN PARÇALARINI HANGİ BİLİMİN METODUYLA İNCELEYEBİLECEĞİMİZİ PARANTEZ İÇİNDEKİ BOŞLUĞA YAZINIZ

             Osmanlı Devleti'nin askeri mızıkası. Kısaca Mehter denen mehterhane veya mehter takımı Osmanlı Devleti'nin askerî mızıka kuruluşudur.

Padişaha özgü olanına “Mehterhane-i Hümayun”    Veya “Mehterhane-i Hakani” denirdi.Ortağçağ'da Îslâm devletlerinde bağımsızlığın üç maddî  Simgesinden biri de askerî mızıka takımı idi. Bunların  Üçüne birden “sikke vü tabl-u alem” denirdi. Sikke, Madenî para, tabi, davul, alem de sancak veya bayrak  Anlamına gelir, Îslâm devletlerinin hepsinde sultanların Hatta bir ilde valilik yapan şehzade ve emirlerin mehter              Takımları vardı (.............................................)  Aristoteles'in bir filozof olarak en önemli Özelliği onun sağduyuya olabildiğince yakın Bir düşünür olmasıdır. Hem Platon'un ideallerine Hem de Demokritos'un maddi atom görüşüne karşı Çıkan Aristoteles, hem ahlaki değerleri teminat Altına alacak bir teori ve bilimsel doğruları ortaya Koyacak bir kuram, bilime ve ahlaka hakkını Verebilmek için, atomlar veya idealar benzeri gözle  Görülemez varlıkların var oluşunu öne sürmeyecek Bir teori arayışı içinde olmuştur.

            (..................................................)     Nesir (düzyazı), edebiyatımızda Batı etkisine gelinceye Kadar şiirin yanında hep gölgede kalmıştır. Verilen   Örnekler de bir düşünceyi iletmekten çok sanat yapmak Amacıyla ortaya koyulmuştur. Divan edebiyatı döneminde İki tür nesir örneği görülür. Birincisi bazı tercüme eserlerle Halk için yazılan kitaplarda, özellikle tarihlerde kullanılan Sade nesirdir. Gerçi mecazlı, cinaslı ve secili nesir Türk Edebiyatında öteden beri görülen ve sevilen bir nesirdi. En Güzel örneklerini ise Dede Korkut Hikâyelerinde görmekteyiz.

Diğer ise özellikle Sinan Paşa'yla başlayan süslü nesirdir.

(..........................................) Bir ülkenin başka ülkelerle yaptığı alışverişe Dış ticaret denir. Dış ticaretin para karşılığına Dış ticaret hacmi denir. Gelişmiş ülkelerde dış Ticaret hacmi fazla, gelişmemiş ülkelerde Düşüktür. Yine, gelişmiş ülkelerde ihracat, genelde ithalattan daha fazladır. Bu ülkeler Dışarıdan daha çok hammadde alıp dışarıya İşlenmiş sanayi ürünleri satarlar. Az gelişmiş Ülkeler ise dışardan daha çok işlenmiş sanaayi Ürünleri alıp, dışarıya tarım ürünleri veya ham Maddeler satarlar.

İnsanın farklılığını ve şahsiyeti farklandıran etkenleri İncelerken gördük ki her birey, anılan bu etkenlerin Tesiriyle diğer tüm insanlardan farklı bir biçimde Yapılanıyor. Dolayısıyla, yer yüzündeki insan sayısı Kadar, birbirinden farklı insan tipleriyle ve farklı Karakterlerle karşı karşıyayız.

            (............................................) Nasıl bir toplumda yaşıyoruz? Toplumsal Davranışlarımıza etki eden faktörlerin farkında Mıyız? Toplumsal davranışlarımız her gün Sayısız kalıplaşmış eylemlerden oluşur. Örneğin,, Ev dışında çalışsalar bile evli kadınlar sabah erken Kalkıp, kahvaltıyı hazırlayıp ardından kocası ve Çocuklarını uyandırırlar. Bunun tersi, yani kocanın Erken kalkıp, kahvaltıyı hazırlayıp karısı ve Çocuklarını uyandırması enderdir. Kocasının Giyeceği kıyafetleri, çorapları, karısı hazırlar, Yatağın üzerine koyar.

                                      1. Geçmişteki bir olayı ele alarak bize günümüzü en etkili biçimde anlatma olanağı sağlar. İnsanlar gereksiz, işe yaramaz ayrıntılardan temizlenmiş geçmişi daha açık seçik görebilir.

Yukarıdaki düşünceyi savunan biri edebî eser yazarken daha çok hangi bilimin verilerinden yararlanır?

A) Tarih B) Resim

yazar

D)Felsefe E) Coğrafya C) Sosyoloji

2. Türk destanlarının insan üzerindeki etkilerini ortaya çıkartmak isteyen birisi aşağıdaki bilimlerin hangisinden yararlanır?

A) Felsefe 

yararlanabilir?

C) Sosyoloji Biyoloji B) Psikoloji E) Zooloji 3. Türk romanlarını okuyanlar, nerdeyese sömürünün sadece köylerde olduğunu sanırlar; köylerde yetişen yazarlar, yaşadıkları çevrenin sorunlarını enine boyuna işlemişlerdir romanlarında.

Yaşanılan çevrenin enine boyuna incelenmesinde aşağıdaki bilimlerden hangisinden yararlanabilir?

A) Tarih B) Felsefe C) Sosyoloji D) Psikoloji E) Dil Bilimi 4. “Yazar eserinde köylülerin ruhî hallerini çok güzel dile getirmiştir.” Cümlesinde “kölülerin ruhî hallerini”

okuyucuya aktaran yazar hangi bilimden

A) Psikoloji B) Sosyoloji C) Tarih D) Coğrafya E) Etnografya                                        5. Yaban romanı Birinci Dünya Savaşı'nda yaralanıp sakat kalmış bir subayın İstanbul işgal edilince, çaresiz, birliğindeki erlerden birinin Anadolu'daki köyüne sığınışının öyküsünü anlatmaktadır. Bu nedenle roman, edebiyatımızda Kurtuluş Savaşı romanı olarak değerlendirilmektedir.

Yazar romanı yazarken hangi bilimin verilerine başvurmuştur?

A) Mantık B) Coğrafya D)Psikoloji C) Tarih   E) Sosyoloji              6. Toplumlar, ilk çağlardan bugüne, çeşitli değişim ve gelişmeler göstermişlerdir. Kişiler de yaşadıkları çevre ve ortamın etkisiyle duygulanmış, düşünmüş, ulaştıklarının özlemini çekmiş; yeri gelince de bunları söz Ya da yazı ile dile getirmiştir.

Yukarıdaki parçada edebiyatın hangi bilim dalıyla ilişkisi anlatılmıştır?

A) Edebiyat- Tarih B) Edebiyat- Halk Bilimi C) Edebiyat- Sosyoloji D) Edebiyat- Psikoloji E) Edebiyat- Sanat Tarihi 7. Edebiyat ürün ve eserlerinin konuları incelendiği zaman, yine insan, toplum, olay ve olgular karşı mıza çıkar. Bir şair Ya da yazar, yaşadığı toplumun ve çevrenin etkisiyle, ondan esinlenerek eserini ortaya koyar.

                      

Yukarıdaki parçada edebiyatın hangi bilim dalıyla ilişkisi anlatılmaktadır?

A) Folklor D) Tarih E) Felsefe

8. Aşağıdaki bilim dallarından hangisinin edebiyatla ilişkisi yoktur?

A) Tarih B) Psikoloji C) Dil Bilimi

D)

B) Sosyoloji Sosyoloji E) Genetik 9. ................. bir ülkede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini törelerini, inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların birbirleriyle ilişkisini belirtir.

Yukarıdaki boşluğa aşağıdaki bilim dallarından hangisi getirilmelidir?

D)Psikoloji E) Coğrafya C) Psikoloji A) Folklor B) Sosyoloji C) Felsefe 10. Yazının bulunşundan önce her toplumun olduğu gibi, Türklerin de kendilerine göre sözlü edebiyat ürünleri vardı. Bunlar, eski Türk toplumlarının sığır, şölen, yuğ adı verdikleri dinsel törenlerden doğan ürünlerdir.

Verilen paragraftaki bilgileri edinirken yazar hangi bilimden yararlanmış olabilir?

A) Tarih B) Mantık C) Biyoloji D) Folklor E) Sosyoloji

                                   11. Edebî metinler bir hastalığı tanıtmak için değil, insanların ruhî hallerini etkili bir biçimde vermek için ...................... den/dan yararlanır.

Yukarıdaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Psikoloji B) Sosyoloji C) Tarih D) Felsefe E) Folklor 12. Büyük cereyanlar doğuran fikir ve edebiyat hareketlerinin millî uyanışlara dayandığını artık hepimiz biliyoruz. ( Ahmet Hamdi Tanpınar )

Bu cümledeki düşünce hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?

A) Fikir ve edebiyat millî uyanışları doğurur.

B) Fikir ve edebiyatı büyük akımlar doğurur.

C) Fikir ve edebiyat millî uyanışlara dayanır.

D) Millî uyanışlar, fikir ve edebiyat hareketlerinden doğar.

E) Büyük akımlar fikir ve edebiyat hareketlerini doğurur.

13. Edebiyat araştırmacısı, aşağıdaki bilim dallarından hangisinden daha az yararlanır?

A) Coğrafya B) Sosyoloji C) Tarih D) Psikoloji E) Dil Bilimi                                  14. Edebiyat araştırmacısı, eserin yazıldığı dönemin sosyal ve siyasî şartlarını, kültürel değişmeleri, toplumun bazı değer yargılarını tarih ve sosyoloji yardımıyla ortaya çıkarır bilgiler ışığında eserin, edebî şahsiyetlerin birçok yönden incelenmesini sağlar.

Yukarıdaki parçada yazar neyi vurgulamaya çalışmıştır?

A) Edebiyatın diğer bilimlerle ilişkisini B) Edebiyatın tarihle ilişkisin C) Edebiyatın sosyal yönünü D) Edebiyatın evrenselliğini E) Edebiyatın estetik yönünü 15. I. Edebiyat bazı bilim dallarının verilerinden yararlanır.

II. Edebiyatın en fazla yararlandığı bilim dalı coğrafyadır.

III. Folklor, kültürü, gelenek ve görenek halkın yaşayış biçimi gibi değer yargılarını inceler.

IV. Antropoloji, insan bilimi demektir.

V. Edebiyat araştırmalarında sosyolojiden çok psikoloji sıkça başvurulur.

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerden hangisinde bilgi yanlışlığı vardır?

                           A) I B) II C) III D) IV E) V

16. Aşağıdaki bilimlerden hangisine edebiyat araştırmalarında başvurulmaz?

A) Arkeoloji B) Lengüistik ( Dil Bilimi) C) Antropoloji ( İnsan Bilimi) D) Coğrafya E) Zooloji ( Hayvan Bilimi) 17. Sihirdir, şüphesiz, bütün bu şeyler; Bakışın zihnimi perişân eyler Bana aşk elinden efsâne söyler, Aşka inanmayan yalan gözlerin!

Yukarıdaki dörtlüğü açıklayan biri aşağıdaki bilimlerden hangisinin verilerinden yararlanabilir?

A) Sosyoloji B) Psikoloji C) Antropoloji D) Felsefe E) Lengüistik

                                   18. Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola yağula aşı Bal ile yağ ede bir söz

Yunus Emre'ye ait yukarıdaki dörtlük özelliklerini yansıtır?

içerdiği anlam özellikleri bakımandan hangi bilimin

   A) Siyaset Bilimi B) Dil Bilimi C) Halk Bilimi D) Toplum Bilimi E) İnsan Bilimi  19. Kulak verdim, dört köşeyi dinledim Arkamızdan gıybet eden çoğ imiş Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden Az yaşayıp devran sürmek yeğ imiş.

Yukarıdaki dörtlükte toplumu ilgilendiren bir duygu dile getirilmiştir. Bu dörtlüğü aşağıdaki bilim dallarından hangisinin verileriyle açıklayabiliriz?

            A) Sosyoloji B) Psikoloji C) Felsefe D) Tarih E) Coğrafya      

20. 15. yüzyılda yazılmış edebî bir eser incelenirken aşağıdaki bilim dallarından hangilerine başvurulur?

A) Tarih- Dil Bilimi B) Dil bilimli- Felsefe          D) Dil Bilimi- Sosyoloji E) Felsefe- Coğrafya

21. Aynı konu hakkında farklı düşünceleri işleyen iki edebî eser incelenirken aşağıdaki bilim dallarından hangisine başvurulabilir?

A) Sosyoloji B) Felsefe C) Biyoloji D) Antropoloji E) Lengüistik 22. Karşıda görülen yapraklı dağlar Hastanın hâlinden ne bilsin bağlar Her nere vardımsa dertliler ağlar Aradım cihanı dertsiz yoğ imiş.

Yukarıdaki dörtlük insanın ruhî özelliklerini

yansıtmaktadır. Bu dörtlüğü aşağıdaki bilimlerin hangisinin verilerinden yararlanarak açıklayabiliriz?

         A) Biyoloji B) Zooloji C) Folklor D) Psikoloji E) Dil Bilim 23. Toplumu ilgilendiren bir olayı konu edinen bir çok edebî eser yazılmıştır. Toplumu ilgilendiren bir edebî eser

hangi bilim dalının ilgi alanına girer?

A) Psikoloji B) Sosyoloji C) Felsefe D) Folklor E) Dil Bilim              C) Tarih- Psikoloji  

24. Aşağıdakilerden hangisi edebiyatın en fazla ilişkili olduğu bilim dalıdır?

A) Felsefe B) Psikoloji C) Sosyoloji D) Tarih E) Coğrafya 25. Tarihçiler, sosyologlar ve felsefeciler edebî eserlerin sonuçlarından yararlanarak toplumun tarihî, sosyal ve kültürel yapısıyla ilgili tespitlerde bulunurlar.Örneğin, İstanbul'un Tanzimat dönemindeki sosyolojik ve kültürel yapısını inceleyen bir tarihçi bu devirde yazılmış olan Türk romanlarını da incelemek durumundadır.

Yukarıdaki bilgiler edebiyatın hangi yönünü vurgulamaktadır?

A) Edebiyat ile diğer bilimler arasındaki ilişki B) Edebiyatın ulusallığı C) Edebiyatın ilgi alanları D)Edebiyatın yazılı ürünleri E) Edebiyatın kaynakları

                                     1. Kimi yazarlar, kendi yaratma yöntemlerini açıklarken, gerçeğe her yönüyle bağlı kaldıklarını, gerçeği eksik sizce yansıtmayı yazarlığın temel ilkesi saydıklarını söylerler. Düşsellikten kaçındıklarını, söz arasında özellikle belirtmeye özen gösterirler. Yazdıklarıyla yaşananlar arasındaki ilişkiyi vurgulamaya çabalarlar.

Dahası, bir romancıdan, öykücüden çok, bir tarihçi, toplumbilimci, ruhbilimci gibi davrandıklarını söyle yenler bile vardır.

Aşağıdakilerden hangisi, bu paraçada belirtilen görüşle uyumludur?

A) Bir sanat yapıtında yansıtılan gerçek, gerçeğin  kendisi değil, törpülenmiş, cilalanmış bir görünümüdür.

  B) Bir yapıtta yansıtılan gerçekleri yaşamla özdeşleştirmeye  çalışmak, doğru bir tutum değildir.

              C) Yaşamdan alınan öğeler, yazarın yüreğinde ve kafasında  yeniden biçimlendirilmezse yazınsal bir yapıta dönüşemez.

D) Düş gücüyle oluşturulmamış bir yapıt, gerçek anlamda yazınsal bir yapıt sayılamaz.

   E) Yapıtların, içerik yönünden yaşama sıkı sıkıya bağlı olması gerekir.

(2003-ÖSS)

2. Bu yazarımızın, anlattığı çevre ve kişiler hakkında geniş bilgisi vardır. Ama o, bunu hiçbir zaman açık ça gözler önüne sermez. Anlattıkları, buzdağının suyun üstünde kalan kısmı gibidir. Okur, zamanla buzdağının altta kalan kısmını fark eder ve yazarın asıl kimliğinin orada saklı olduğunu anlar.

    

Bu parçada anlatılmak istenenle aşağıdaki yargılardan

    

hangisi arasında anlamca yakınlık vardır?

A) Her yazarın, olayları ve kişileri algılama biçimi farklıdır.

B) Kimi yazarlar, yapıtlarında kendilerini bütünüyle açığa vurmaktan kaçınır.

C) Bir yapıtı, her okur farklı biçimlerde algılayabilir.

D) Okur, beğendiği yazarların yapıtlarından her okuyuşta değişik tatlar alır.

E) Kimi yazarlar, olayların değerlendirilmesini okura bırakarak ilgi çekmeye çalışır

(2003-ÖSS)

3. Önemli bir edebiyat yapıtını çevirirken o yapıtın yazarıyla çok farklı bir ilişki kurmanın mutluluğunu da tadar çevirmen.

Bir yazarla çeviri aracılığıyla ilişki kurmak, onun söyledikleri ve söyleme biçimleri üzerinde kafa yormayı gerektirir. Çünkü çeviride yapılması gereken, yalnızca okumakla, okunanı anlamakta sınırlı değil; asıl önemli olan, yazarın söylediklerine, söyleme biçimlerine, hangi dile çeviriyorsak o dilde varlık kazandırmaktır.

    

Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Başarılı çevirmenler, yapıtları çevirirken tarihsel ve toplumsal koşulları da düşünürler.

               B) Bir çevirinin başarısı, yapıtın, çevrildiği dilde düşünce ve  anlatım yönünden yeniden oluşturulmasına bağlıdır.

C) Çevirmenle çevrilen yapıtın yazarı arasında duygusal            yönden benzerlik olması, çeviriyi olumlu yönde etkiler.

D) Çevirmenler, çeviriyi bitirinceye değin çok değişik duygular yaşarlar.

E) Anlatım olanakları birbirine benzeyen dillerde yapılan çeviriler daha başarılı olur.

(2003-ÖSS)

4. Tarihsel yapıların eskimiş bölümlerini, özelliklerini yitirmeden bir yenileştirme konusunda insanların bir yanılgısı var. Böyle işlem “bugünü” de yaşatmak için yapılır ama eskinin izlerini silmeden, bozmadan. Bir de yapıyı insan sıcaklığına kavuş turmak önemlidir. Antalyalı bir teyzeye sormuştum: “Teyze onarım nedir?” “Düşen taşı yerine koyarsın, onarım olur.” dedi. İşte düşen taşı yerine koyabilmek için, o yapının içinde birilerinin yaşaması gerekir. Yapı yalnızlıktan hoşlanmaz, onun onarılması şarttır. Ama öyle olmuyor. Örneğin evi yıkıyorlar, yeniden yapıyorlar; tarih bitiyor o zaman.

Bu parçada tarihsel yapılarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır.

A) Onarılırken gerekli ön hazırlıkların yapılmamasından B) Halkın, oturduğu bu evleri özenli kullanmamasından C) Bu nitelikteki evlerin oturmaya elverişli olmamasından D) Onarılırken onların özgün özelliklerinin korunmamasından E) İnsanlara bu yapıların değerine yönelik bilgiler verilmemesinden

(2007-ÖSS)

                               5. Büyük edebiyatçılar sadece yapıtlarıyla değil, yarattıkları imgelerle de yaşarlar. Bu sanatçı, gerek kişiliği, gerek ede biyat bilinci, gerekse yapıtlarıyla kendisinden sonraki ku şaklara yol göstermiştir. O, özellikle 1970' li yıllarda öykü cülüğümüze yeni bir soluk getirmiştir. Öyküyü, romana geçiş için bir basamak gibi kullanmaması, edebiyat bilin cinin çok önemli bir göstergesiydi. Günlükleri, eleştirileri ve çevirilerinde gösterdiği titizlikle öyküdeki başarısının bir rastlantı olmadığını bize açıkça kanıtlamıştı.

Bu parçadan, sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A) Genç yazarlara örnek olmuştur.

B) Sanatın toplumsal işlev olduğuna inanmıştır.

C) Öykücülüğümüzün havasını değiştirmiştir.

D) Değişik yazınsal türlerde ürün vermiştir.

E) Yapıtlarında belirli bir düzeyi korumuştur.

DOĞRU-YANLIŞ SORULARI

1-D 2-Y 3-D 4-Y 5-D 6-D 7-Y 8-D 9- Y 10- D 11-D 12-Y 13-D 14-Y 15-D 16-D 17-Y 18-D

(ÖSS-2007)

                        

METİN ÇALIŞMASI

1- felsefe 2- dil 3- millet 4- tarih 5- gönderici-alıcı 6- kültür 7- edebiyat 7- edebiyat tarihî 9- halk bilimi 8- edebî eser 11- psikolojiden 12- sosyolojiden

BOŞLUK TAMAMLAMA SORULARI

1- tarih 2- edebiyat tarihi 3- psikoloji 4- felsefe 5- coğrafya 6- sosyoloji

TEST 1

1-A 2-B 3-C 4-A 5-C 6-A 7-B 8-E 9-A 10-A 11-A 12-C 13-A 14-A 15-B 16-E 17-B 18-A 19-A 20-A 21-B 22-D 23-B 24-D 25-A

ÖSS-ÖSYS SORULARI

1-E 2-B 3-B 4-D 5-B

EYÜP KÖKSAL

İ

STANBUL BA

Ğ

CILAR ABDURRAHMAN VE NERM

İ

N B

İ

L

İ

ML

İ

ATL, AML, TL, EML