Rasyonel Emotif Terapi Albert Ellis

Download Report

Transcript Rasyonel Emotif Terapi Albert Ellis

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI
TERAPİLER
Artan terapi deneyimleri, davranışçı tedavilerin hastaların
düşünce ve inançlarını yeterince göz önünde
bulundurmadığı fikrini pekiştirmiştir. Bunun üzerine
insan davranışlarını belirlemede önemli olan düşünce ve
inançları içeren bilişsel süreçlerin daha iyi anlaşılması ve
bunların davranışçı terapilere entegre edilmesi arayışına
girilmiştir. Pek çok bilişsel davranışçı model olmasına
rağmen en çok bilinenleri Ellis’in “Rasyonel Emotif
Terapi”(Akılcı Duygusal Terapi) yaklaşımı ve Beck’in
“Bilişsel Terapi” yaklaşımıdır.
Bilişsel Davranışçı Terapilerin Temel
İlke ve Özellikleri
1- Duygusal bozuklukların bilişsel modeli üzerine kurulmuştur.
2- Zaman sınırlı ve kısa süreli terapilerdir
3- Etkili bir terapi için, terapötik ilişki gereklidir ancak bilişsel
davranışçı terapilerde terapötik ilişki temel odak değildir
4- Terapistle hasta arasında işbirliğine yönelik bir çaba gereklidir
5- Daha çok SOKRATİK yöntem kullanılır
6- Yönlendirici ve yapılandırılmıştır
7- Soruna odaklıdır
8- Eğitimsel modele dayanır
9- Bilişsel terapilerin teori ve teknikleri tümevarımcı yönteme
dayanır
10- Ev ödevleri bilişsel davranışçı terapilerin vazgeçilmez öğesidir
Rasyonel Emotif Terapi
(Akılcı Duygusal Terapi)
Albert Ellis
Albert Ellis (1913- )








Pittsburg,Pennsylvania’ da doğdu
12 yaşındayken anne-babası boşandı (zor bir çocukluk geçirdi)
NewYork Şehir Üniversitesinden iş yönetimi alanında mezun
oldu
Hediye ve süs eşyası firmasında çalıştı
Kurgusal yazılar yazdı fakat yayınlatma konusunda sıkıntılar
yaşadı
1942’de Columbia Üniversitesi klinik psikoloji master
programına başladı, 1947’de doktora eğitimini de tamamladı
Doktoradan sonra psikanaliz eğitimi ve süpervizyonu alarak,
psikanaliz uygulamaya başladı
Psikanalize karşı şüpheleri ortaya çıkmaya başlayınca,
terapisinde yavaş yavaş daha aktif ve yönlendirici olmaya
başladı
Albert Ellis






Kendi analizine başlamadan önce kendi kişisel sorunlarını
çözmek üzere Epictetus, Spinoza, Russell gibi filozofları
okuyup, kendi sorunlarının çözümüne katkısı olan felsefi
ilkeleri hastalarına da öğretmeye başladı. Özellikle
Epictetus’un “insanlar şeylerden değil, şeylerle ilgili
düşüncelerinden rahatsız olurlar” sözlerinden etkilendi ve
bunu benimsedi.
1955’de Rasyonel Emotif Terapiyi kullanmaya başladı
1956’da APA’nın yıllık toplantısında terapisini tanıtan ilk
bildiriyi sundu
1959’da akılcı yaşamın ilkelerini öğretmek için Rasyonel
Yaşam Enstitüsünü kurdu
1978’de bu enstitünün adı değişerek Rasyonel Emotif Terapi
(RET) Enstitüsü oldu
1990’larda yaklaşımının adını Rasyonel Emotif Davranış
Terapisi (REBT) olarak değiştirdi.
Temel varsayımlar



İnsanda hem rasyonel hem de irrasyonel
eğilimler doğuştan vardır
İrrasyonel düşünme biçimi kişinin içinde
bulunduğu aile ve kültür tarafından
artırılabilir
Düşünce ve duygu birbirleriyle çok yakın
ilişki içindedir
ABC modeli



A (Activating event); harekete geçiren durumdur.
Bir olayı veya bir kişinin davranışını ve tutumunu
içerir.
B (Belief); kişinin A hakkındaki inançlarından ve
düşüncelerinden oluşur.
C (Consequences) sonuç veya bireyin duygusal
ve davranışsal tepkisidir. Genellikle mutsuzluk
veya duygusal rahatsızlıklardır.
Davranışçılarda C’nin doğrudan A’yı
izleyeceği varsayılmaktadır.
A
(bir iş görüşmesine gittim ve işe alınmadım)
mantıksız inançlar
mantıklı inançlar
B
B
(reddedilmek bir felakettir,
ben buna tahammül edemem)
C
Depresyon kaygı
bir daha iş aramak istememe
(reddedilmekten hoşlanmıyorum
ne kadar can sıkıcı bir durum)
C
üzüntü, kaygı, becerilerini
geliştirme yeniden iş arama
Psikopatoloji







Ellis’e göre, uyumsuzluğa ya da psikopatolojiye neden olan 12 temel inanç
vardır: Bunlar;
1- Herkes tarafından sevilip onaylanmalıyım
2-Tamamen yetkin, başarılı, yetenekli olmalı ve hata yapmamalıyım
3- Kötü, ayıplanacak şeyler yapan, suçlu bireyleri günahları için ciddi
biçimde ayıplamak, lanetlemek ve cezalandırmak gerekir
4- Olaylar kendi istediğim biçimde gelişmediğinde, bu, yaşamın çok kötü,
berbat, korkunç veya felaket olduğunu gösterir
5- Duygusal sıkıntılar dışsal olaylardan kaynaklanır, depresyon, düşmanlık
gibi durumlardan kurtulmak ya da duyguları kontrol etmek için pek fazla
becerimiz yoktur
6- Eğer bir şeyler tehlikeli ya da korkutucu görünüyorsa, zihnimi sürekli
bununla meşgul etmeli ve bundan rahatsızlık duymalıyım.
7- Yaşamın pek çok zorluğu ve sorumluluğuyla yüzleşmekten ve bunları
üstlenmekten kaçınmak gerekir





8-Geçmişimizdeki önemli olaylar yaşamımızı çok fazla
etkilediğinden, bugünkü duygu ve davranışlarımızın belirlenmesinde
rol oynar.
9- İnsanlar ve şeyler olduklarından daha iyi olmalıdırlar, eğer ben de
yaşamın güçlüklerine iyi ve çabuk çözümler üretemiyorsam, bunu
çok kötü ve korkunç bir şey olarak görmeliyim
10- Atalet içinde, hareketsiz veya pasif bir biçimde durarak ve
kendini bir şeye adamadan zamanını harcayarak mutlu olunabilir
11- Son derece düzenli olmalıyım veya rahat olmamalıyım veya
güvenebileceğim bazı doğa üstü güçlere gereksinim duyuyorum
12- Bir insan olarak kendi kendime değer vermem ve kendimi
kabullenmem, benin genel olarak değerim; benim performansımın iyi
olmasına ve insanların beni onaylama düzeyine bağlıdır.
İrrasyonel inançların bazı temel özellikleri vardır:




1- Talepkarlık (örn; sınavdan geçmeliydim, işe alınmalıyım)
2- Felaketleştirme (örn; sınavdan kötü not almak bir
felakettir, işe alınmamak çok berbat bir şeydir)
3- Engellenmeye toleransın olmaması (örn; sınavdan kötü
not almayı kaldıramam, iş görüşmesinde reddedilmeye
tahammül edemem)
4-Aşırı genelleme (örn; bu sınavdan kötü not aldım, bu dersi
asla geçemeyeceğim, işe alınmadığıma göre, bir daha kimse
beni beğenip işe almaz)
Terapi Modeli
ABC modeli ABCDE’ye genişler.
 D (Dispute); mantıksız inançların
çürütülmesi
 E (Effects); olumlu psikolojik etkiler
tartışılıp
RET’in Özellikleri







RET bireysel ve grup olarak uygulanabilir.
Genellikle kısa süreli ve yapılandırılmış bir tekniktir.
Terapist yönlendirici ve aktiftir.
Ev ödevleri, model olma, davranış provaları gibi davranışçı teknikler
de kullanılır.
RET ilişki merkezli bir terapi modeli değildir, terapist ve danışan
arasında çok sıcak ve yakın bir ilişki olması gerekmez. Ancak
terapistin danışanı koşulsuz bir kabulü söz konusudur.
Felsefi bir yöntemdir felsefi olmasının nedeni, hastanın genel olarak
dünyaya bakışı üzerine odaklanılmasından kaynaklanmaktadır. Temel
amaç, kişinin koşulsuz olarak ve olduğu gibi kendini kabul etmesi,
başkalarını kabul etmesi ve yaşamı kabul etmesidir.
Pek çok bozuklukta uygulanabilir: anksiyete, depresyon, öfke, evlilik
sorunları, kişiler arası ilişkilerde yetersizlik, cinsel problemler, kişilik
bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları,
psikosomatik bozukluklar, cinsel işlev bozuklukları ve psikotik
bozukluklar gibi.
Bilişsel Terapi
Aaron T.Beck
(1921- )
Aaron Beck ve Albert Ellis (2000)
Beck’in Bilişsel Terapisi
Beck ilk olarak depresyonun gelişimini
bilişsel olarak açıklamış ve bilişsel terapiyi
depresyonun tedavisinde kullanmıştır.
Başlangıçta bilişsel terapinin başka
bozukluklarda kullanılıp kullanılamayacağı
konusunda tereddütleri olmuş ancak çok
sonraları yöntemi başka bozukluklara da
uyarlamıştır.
Bilişsel Terapide Temel Kavramlar
Olumsuz Üçlü
Özellikle
depresyonda
görülen
bir
durumdur. Kişinin kendisine, çevresine ve
geleceğine yönelik olumsuz düşüncelerinin
olmasıdır.
Bilişsel Terapide Temel Kavramlar
Şemalar
Beck’ e göre çocukluk çağındaki yaşantılar kişide
bazı temel düşünce, varsayım ve inanç
sistemlerinin oluşmasına neden olur. Bu temel
düşünce ve varsayımlara şema denir. Bu şemalar
ileride kişinin kendisine, yaşadığı dünyaya ve
geleceğe ilişkin algılarını ve bunlardan yola
çıkarak
geleceğe
ilişkin
beklentilerini
şekillendirir. Şemalar, katı ve değişime
dirençlidirler. Ancak patoloji için tek başlarına
yeterli değildirler.
Örneğin:
•Birey ne yaparsa yapsın kendisini değerli hissedebilmesi için
başkalarının onayına ihtiyaç duyması
•Başarılı sayılmak için her alanda başarılı olma zorunluluğunu
hissetme
•Yaşamda her şeyin kontrol edilebileceğine inanma
Bu çeşit fikir ve inançlar sürekli olarak bilişsel çarpıtmalarla
desteklenmektedir.
Bilişsel Terapide Temel Kavramlar
Olumsuz Otomatik Düşünceler
Kişide hoş olmayan duygulara (üzüntü, suçluluk,
öfke, kaygı vb.) yol açan olumsuz düşüncelerdir.
Bunlar kişiye mantıklı gelirler. Temeldeki
şemaları yansıttıkları için yaşanan kritik olaylarla
şemaları biraz daha besleyerek onların kalıcılığını
artırırlar. Otomatik düşünceler, kişinin içinde
bulunduğu durumla ilgili bilgi ve verilerin
işlenmesi sırasında oluşan bilişsel hataları
içerirler.
Bilişsel Terapide Temel Kavramlar
Bilişsel Hatalar
Gerçekliği konusunda yeterince veri olmayan bilgilerin yanlı ya da hatalı
olarak işlenme biçimlerini yansıtırlar. Beck’in ileri sürdüğü temel
bilişsel hatalar şunlardır:
Seçici Soyutlama: Bir durumun seçici olarak belirli bir ayrıntısına
odaklanılarak, diğer özelliklerin göz ardı edilmesidir.
Abartma: Olumsuz olayları büyütmedir.
Küçümseme: Olumlu olayları küçümsemedir.
Aşırı Genelleme: Bir tek olaydan genel kurallar çıkartma
Kişiselleştirme: Günlük aksiliklerden kendini sorumlu tutmadır.
Ya hep ya hiç tarzı düşünme: Olayların siyah ya da beyaz, çok kötü ya
da çok iyi gibi iki uçta algılanması
Keyfi çıkarsama: Kanıt olmadan ya da aksi yönde kanıtlar olduğu halde
bazı sonuçlara ulaşma
Terapinin İşleyişi


Önce danışanın sorunlarını anlamaya odaklanılır
Duygusal problemin ortaya çıkmasına neden olan
otomatik düşünceler incelenir.
Bunu yaparken çeşitli sorularla hastaya yardımcı olunur
Hastanın tekrarlayan olumsuz otomatik düşüncelerini tanıması
için kayıt tutturulabilir.

Olumsuz otomatik düşünceler bulunduktan sonra bunların
gerçekçi olup olmadığına yönelik sorgulama yapılır. Bu
sorgulamada,
1- Bu düşüncenin doğruluğunu gösteren kanıtlar neler?
2-Bu şekilde düşünmenin yararları ve zararları neler?
3- Ne tür bir mantık hatası yapıyorum?
Terapinin İşleyişi

Otomatik düşüncenin hatalı ve kişi için zararlı olduğu ve
gerçekçi olmadığı anlaşıldıktan sonra alternatif
düşüncenin ne olabileceği tartışılır. Bunu kolaylaştırmak
için şu sorular sorulabilir:
- Kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir zaman olsa ne düşünürdünüz
- Güvendiğiniz bir kişi olsa bu durumda ne düşünürdü?
- Bir arkadaşınız size bunu anlatsa ona ne derdiniz?
Şemalarla Çalışma
Hasta, olumsuz otomatik düşünceleri tanıyıp, sorgulayarak
alternatif düşünce tarzlarıyla onları değiştirme becerisi kazandıktan
sonra, tedavide iyileşmenin daha kalıcı olabilmesi için şemaları
oluşturan temel varsayımların sorgulanması gerekir. Ancak bu
işlevsel olmayan varsayımların (temel inançların) ortaya çıkarılması
otomatik düşüncelerin ortaya çıkarılmasından daha zordur. Bunları
ortaya çıkarmak için bazı ipuçlarından faydalanılır.
1- Tedavi sırasında bir araya gelen ortak düşünceler ve temalardan yola
çıkarak
2- Bu duyguyu ilk defa ne zaman hissetmiştin gibi sorularla
3- Aşırıya kaçan duyguların araştırılmasıyla
4- Aşağı inen oklar tekniğiyle. (burada otomatik düşünceyi değiştirmek
yerine farz edelim ki bu doğru, bunun senin için anlamı nedir? gibi
tekrarlayan sorular sorarak temel varsayımlara ulaşır)
Şemalarla Çalışma

İşlevsel olmayan varsayımlara (şemalara) ulaşıldıktan sonra
bunların değiştirilmesi aşamasına gelinir. Bunun için şu sorular
sorulabilir:
1- Bu varsayım ne kadar gerçekçi? Ya da gerçek hayata
uygulanabilir mi?
2- Bu varsayımın yararları ve zararları neler?
3- Bu varsayımlar nereden geliyor? Erken yaşam olaylarına
dayanıyorsa, bunların şimdiki yaşam koşullarına uymadığı
gösterilebilir
4- Bu varsayımın alternatifi ne olabilir?
Örneğin; “hayatla tek başıma mücadele etmeli kimseden
yardım almamalıyım” yerine, “ben bir insanım benim de
yardıma ihtiyacım olabilir” ya da “problemlerle mücadele
etmek güzel ama hepsiyle tek başıma mücadele edemem”
düşünceleri gelebilir.
Hem otomatik düşüncelerin hem de şemaların
değiştirilmesinde
davranışsal
denemeler
kullanılabilir. Örneğin kişiden varsayımın tam
tersi yönde bir davranış deneyerek bunun
sonucunu görmesi istenebilir. Örneğin yardım
isteyemeyen birine gerekli olmadığı halde
birinden yardım istemesi yönünde ödev verilerek
sonuçları gözlemesi ve sonucun düşüncesiyle
tutarlı olmadığını görmesi sağlanabilir.