ticari defterler

Download Report

Transcript ticari defterler

6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU
DOÇ. DR. MEHMET ÖZDAMAR
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi
TİCARET KANUNUNUN DEĞİŞTİRİLMESİNİN
SEBEPLERİ
1) 29.06.1956 Tarih ve 6762 Sayılı Kanunun (6762 Sayılı
TTK) güncel ihtiyaçları karşılamaması.
Kanunun kabul edilmesinin üzerinden elli yılı aşkın bir
sürenin geçmiş olması sebebiyle ekonominin ihtiyaçlarına
yeterince cevap verememesi. Dünyada 1980’den sonra
meydana gelen ekonomik ve sosyal gelişmeler,, ticaretin
sınır aşan şekilde hızla gelişmesi, AB ve NAFTA gibi
ekonomi temeline dayalı birliklerin oluşması sonucunda
dünya yeni bir hal almıştır. Bu şekilde Türkiye’nin de uluslar
arası piyasalarda rol alabilmek için bunların kurum ve
kurallarına yer vermek gerekmiştir.
TİCARET KANUNUNUN DEĞİŞTİRİLMESİNİN
SEBEPLERİ
2) Avrupa Birliği ile müzakerelerin başlaması.
1960’lı yıllardan beri AET/AT ile üyelik görüşmeleri yürüten
Türkiye, 11/12/1999 tarihinde tam üye adayı olarak kabul
edilmiş ve müzakerelere başlamıştır. AB’ye uyum
sürecinde hukuki mevzuatın da değiştirilmesi ve
yenilenmesi gerekmiştir
3) Mevcut Kanunun teknolojik gelişmeler ve internete
ayak uyduramaması.
Gerçekten 1990’lı yıllarda dünyada iletişim ve teknoloji baş
döndürücü bir şekilde gelişmiştir. Bu gelişmeler karşısında
hukuk düzeninin de sessiz kalması ve uyum göstermemesi
mümkün değildir. Dolayısıyla Ticaret Kanununun da bu
gelişmelere ayak uydurması zorunludur.
TİCARET KANUNLARININ SİSTEMATİĞİ
– 6762 Sayılı TTK
1) Başlangıç Hükümleri (m. 1-10).
2) Ticari İşletme (m. 11-135).
3) Ticaret Şirketleri (m. 136-556).
4) Kıymetli Evrak (m. 557-815).
5) Deniz Ticareti (m. 816-1262).
6) Sigorta Hukuku (m. 1263-1459).
7) Son Hükümler (m. 1460-1475)
Toplam madde sayısı: 1475
TİCARET KANUNLARININ SİSTEMATİĞİ
• 6102 Sayılı TTK
1) Başlangıç Hükümleri (m. 1-10).
2) Ticari İşletme (m. 11-123).
3) Ticaret Şirketleri (m. 125-644).
4) Kıymetli Evrak (m. 645-849).
5) Taşıma İşleri (m. 850-930).
6) Deniz Ticareti (m. 931-1400).
7) Sigorta (m. 1401-1520).
8) Son Hükümler (m. 1521-1535).
Toplam madde sayısı: 1535
6102 SAYILI (YENİ) TİCARET KANUNUNUN
YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ
 Ticaret Kanunu temel bir kanun olması sebebiyle,
bünyesinde çok sayıda ikincil mevzuat (Tüzük, Yönetmelik,
Tebliğ vb.) bulundurmaktadır. Ayrıca bir takım
müesseselerin uygulanabilmesi için alt yapı çalışmaları
(veri tabanları, lisanslama vb.) gerekmektedir. Bundan
dolayı kanun koyucu (TBMM) kanunun yürürlüğe girmesini
01.07.2012 tarihine bırakmıştır.
 Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesine ilişkin ayrı bir
kanun kabul edilmiştir. 6103 Sayılı ve 14.01.2011 tarihli
Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun, geçiş sürecini düzenlemek, usul ve
esasları belirlemek amacı taşımaktadır.
6102 SAYILI (YENİ) TİCARET KANUNUNUN
YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ
 Kanunun yürürlüğe girmesi bakımından temel prensip,
01.07.2012 tarihinden önce meydana gelen olaylara,
hukuki fiillere mevcut Kanunun uygulanması esastır.
Yürürlük tarihinden sonra gerçekleşen olay ve filler yeni
Kanuna tabi olacaktır.
 Yeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da,
önceden kazanılmış olan hakları koruyacaktır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARİ İŞ KAVRAMI
 Ticari işin belirlenmesi için kullanılan, Ticaret Kanununda
yer alma veya bir ticari işletmeyi ilgilendirme kıstasları
aynen muhafaza edilmiştir (Yeni TTK. md. 3).
 Ticaret Kanunundan kaynaklanan ve her iki tarafın ticari
işletme (şirket) olması halinde açılacak davaların ticari
dava olarak ticaret mahkemelerinde görülmesi usulüne
devam edilmiştir. Ancak yeni TTK’nun 5’inci maddesi
uyarınca değerine bakılmasızın tüm davalar Ticaret
Mahkemelerinde görülecektir.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARİ İŞ OLMAYA BAĞLANAN SONUÇLAR
 Teselsül (Müteselsil Sorumluluk) Karinesi: Mevcut
Kanunda olduğu gibi yeni TTK’nun da 7’inci maddesinde,
birden fazla kişinin ticari bir iş sebebiyle birlikte
(müştereken) borç altına girmeleri halinde kanunda veya
esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde
müteselsil sorumluluk ortaya çıkar. Ancak, kefil ve
kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine
getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.
 Aynı hüküm, ticari borçlara kefalet halinde de uygulanır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARİ İŞ OLMAYA BAĞLANAN SONUÇLAR
 Ticari İşlerde Faiz: Ticari işlerde faiz oranının serbestçe
belirleneceğine ilişkin prensip, yeni Kanunda da muhafaza
edilmiştir. Birleşik (mürekkep) faiz uygulaması kaldırılmak
istenmesine karşın Kanunun son halinde yeniden yer
almıştır.
 Yeni Kanunun m.8/2 hükmüne göre birleşik faiz ancak,
hesap devreleri üç aydan kısa olmayan ve her iki tarafı
tacir olan cari hesap sözleşmeleri ile her iki taraf
bakımından ticari iş niteliğinde olan ve her iki tarafı tacir
olan ödünç sözleşmelerinde uygulanabilir. Hükme aykırı
şekilde işletilen faizin yok hükmünde olduğu belirtilmiştir.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARİ İŞLETME
6762 Sayılı TTK’nda temel müessese olarak kabul edilen
“ticari işletme” ayrıca tanımlanmamıştı. Buna karşılık
yeni TTK’nun 11’inci maddesinde ticari işletme “Ticarî
işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan
düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı
ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir”, şeklinde
tanımlanmıştır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARİ İŞLETME
 Yeni TTK’nda ayrıca ticari işletmenin bir bütün olarak
devredilmesine yönelik hukuki düzenleme de yapılmıştır
(md. 11/3). İşletmenin bütün olarak devri veya
kiralanması gibi hukuki işlemler yazılı şekil şartına
bağlanmıştır.
 Mevcut TTK’nda ticari işletmenin türlerinin sıralandığı
maddeler (md. 12-13) yeni Kanuna alınmamıştır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TACİR ve TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI
 Gerçek kişi tacir mevcut Kanunda olduğu gibi, “Bir
ticarî işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten
kişiye tacir denir” şeklinde tanımlanmıştır.
 Tüzel kişi tacirlerin kim olduğu yine aynı şekilde
belirtilmiş (Şirket, Dernek ve Kamu Kuruluşları) ve
mevcut Kanunda yer almayan “Vakıf”lar da ticari işletme
işletmeleri halinde tacir sayılmışlardır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TACİR ve TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI
 Tacir olmanın hüküm ve sonuçları arasında önemli bir
değişiklik bulunmamaktadır. Öncelikle tacirler arasındaki
ihbar ve ihtarlarda öngörülen özel şekil şartlarının içerisine
“elektronik imza” da konulmuştur.
 Böylece muhatabını temerrüde düşürmek, sözleşmeyi
feshetmek veya sözleşmeden dönmek isteyen tacir, noter,
(iadeli) taahhütlü mektup ve telgrafın yanı sıra elektronik
imza kullanmak suretiyle de bildirimde bulunabilecektir.
Böylece kanun koyucu çağın imkanlarının kullanılabilmesinin
önünü açmıştır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARET SİCİLİ
 Ticaret sicili, tacir ve ticari işletme ile ilgili kayıtların
tutulduğu resmi sicildir. Ticaret ve sanayi odalarına bağlı
ticaret sicil müdürlükleri tarafından tutulan sicil, Sanayi ve
Ticaret Bakanlığının gözetimi altındadır.
 Mevcut Kanunda “ticaret sicili memurluğu” denilmesine
karşın yeni Kanunda “ticaret sicili müdürlüğü” ifadesi
kullanılmıştır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARET SİCİLİ
 6102 Sayılı Ticaret Kanununda getirilen en önemli
yeniliklerden birisi, ticaret sicillerinin elektronik ortamda
tutulmalarına yönelik sistemdir. Kanunun m. 24/2 ve 3
hükümlerinde yer alan düzenlemeye göre, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı ile TOBB nezdinde elektronik bir sicil
oluşturulacaktır.
 Böylece ticaret sicili kayıtları elektronik ortamda tutulup
depolanabilecek ve yine elektronik ortamda kullanıcılara
sunulacaktır. Bu konuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Mersin’de pilot uygulamayı başarı ile sürdürmektedir.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARET SİCİLİ
 Ticaret sicili kayıtlarının tutulmasından dolayı ortaya çıkan
zarardan mevcut Kanuna göre ilgili Oda sorumlu olmasına
karşın, yeni Kanunda sorumluluk Devlet ve ilgili Oda
müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Tabi bu durumda,
zararın tazmini için zarar gören Odaya dava açabileceği
gibi Hazineye (veya Bakanlığa) de yönelebilir.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
TİCARET UNVANI VE İŞLETME ADI
 Tacirin, ticari işlemlerinde kullanmak zorunda olduğu
ismine “ticaret unvanı” adı verilmiştir. İşletme adı ise,
İşletme sahibi ile ilgili olmaksızın doğrudan doğruya
işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayırt etmek
için kullanılan adlardır.
 Ticaret unvanı, tacirin ticari işlerinde kullanılmalı ve
işletmenin veya şirketin girişine okunaklı bir şekilde
asılmalıdır.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
 Yeni Kanunun m. 39/2 hükmünde, uygulanması zor bir
düzenleme getirilmiştir.
 Buna göre: “Ayrıca, tacirin işletmesiyle ilgili olarak kullandığı
her türlü kağıt ve belgede, tacirin sicil numarası, ticaret
unvanı, işletmesinin merkezi, tacir sermaye şirketi ise taahhüt
edilen ve ödenen sermaye, internet sitesinin adresi ve
numarası gösterilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara
bölünmüş komandit şirketlerde, sırasıyla yönetim kurulu
başkan ve üyelerinin; müdürlerin ve yöneticilerin adları ile
soyadları gösterilir. Tüm bu bilgiler şirketin internet sitesinde
de yayımlanır”.
TİCARET KANUNUNUN
1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
• Hükmün gerekçesinde, Avrupa Birliği’nin şirketlere ilişkin
63/151 sayılı Yönergesi doğrultusunda düzenleme yapıldığı,
tacirin işletmesiyle ilgili kağıt ve belgelerde hem taahhüt edilen
hem de ödenen sermayenin açıkça yazılması zorunluluğunu
belirten ek yapılmasının uygun görüldüğü belirtilmiştir.
• Ayrıca uygulamanın ihtiyaçları göz önüne alınarak ve şeffaflık
ilkesi açısından yararlı olacağı da düşünülerek, sermaye
şirketlerinde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, müdürlerin ve
yöneticilerin adlarının işletme ile ilgili belge ve kağıtlarda yer
alması ve bu bilgilerin internet sitesinde de yayınlanmasına
ilişkin gereklilik de hükme eklenmiştir.
• Çünkü üçüncü kişiler şirkette kimi muhatap alacaklarını
bilememekte, yöneticilerin kimler olduğu hakkında bilgi
alamamaktadır. Hükmün yeni şekli uygulamada kolaylık
sağlayacağı ifade edilmiştir.
HAKSIZ REKABET
 Haksız rekabet, iyiniyet kurallarına aykırı şekilde,
ekonomik rekabetin kötüye kullanılmasıdır. Haksız
rekabetin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve
bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Piyasadaki
rekabetin, genel olarak tesisine yönelik olarak getirilen
haksız rekabet hükümlerinde temel, dürüst olmayan
ticari faaliyetlerdir.
 Haksız rekabetin çerçevesi yeni Kanunun 54/2
hükmünde, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle
müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya
dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile
ticarî uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde
çizilmiştir.
HAKSIZ REKABET
 Haksız rekabete ilişkin yer alan düzenlemelerde esaslı
değişiklikler yapılmıştır. Mevcut Kanunda yer alan bazı
haksız rekabet halleri çıkarılmış, bunların yerine oldukça
ayrıntılı bir düzenleme getirilmiştir.
 Özellikle saldırgan satış yöntemleriyle müşterinin karar
verme özgürlüğünü kısıtlayacak şekilde pazarlama
yapmak, tedarik fiyatının altında birden çok kere mal ve
hizmet satmak, müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek
değeri hakkında yanıltmak, tüketicilerin aleyhine olan
sözleşme ve pazarlama teknikleri kullanmak, haksız
mukayeseli reklam yapmak sayılabilir.
HAKSIZ REKABET

Haksız rekabetin meydana gelmesi halinde
açılabilecek davalar esas itibariyle muhafaza edilmiştir.
Haksız rekabetin tespiti, ortadan kaldırılmasının yanı sıra
gerekiyorsa haksız rekabetin işlenmesine yarayan araç ve
malların imhasını talep edebilmesi husus da yenilik olarak
ifade edilebilir.
 Ayrıca kusur olması halinde maddi ve (manevi) tazminat da
talep edilir.
TİCARİ DEFTERLER

Yeni Ticaret Kanunundaki esaslı değişikliklerden birisi
de, ticari defterlerle ilgili olarak gerçekleşmiştir. Ticaret
Kanununun değiştirilme sebeplerinden birisi de, dünya
ile entegre olan Türk ekonomisinin gelişimine ayak
uydurabilmektir. Bundan dolayı Uluslararası Finansal
Raporlama Standartlarına uygun şekilde düzenlenen
Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun muhasebe
sistemi belirlenmeli ve gerekli olan defterler tutulmalıdır.

Ticaret Kanunu bir taraftan elektronik ortamda defter
tutmanın ve belge saklamanın önünü açarak teknolojik
gelişmelere ayak uydururken diğer taraftan uygulamada
ortaya çıkan sıkıntıları da bertaraf etmeye çalışmıştır.
TİCARİ DEFTERLER
Ticari Defterlere İlişkin Düzenlemeye Hakim Olan İlkeler
 Yeni TTK’da yer alan tüm defterler ticari defter
sayılmıştır.
 Mevcut Kanunda defterlere ilişkin olarak öngörülen ayrım
terk edilmiş ve tüm defterler ticari defter olarak kabul
edilmiştir.
 Bu bağlamda anonim ve limited şirket pay defteri, yönetim
kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere
defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler
de ticari defter olarak kabul edilmiş; böylece açılış ve
kapanış tasdikine tabi tutulmuştur.
 Bunun sonucunda ilave tasdik prosedürü ortaya çıksa da adı
geçen defterlerin de ispat aracı olarak kullanılabilmesinin
önü açılmıştır.
TİCARİ DEFTERLER
Ticari Defterlere İlişkin Düzenlemeye Hakim Olan İlkeler
 Defter tutmak her tacir için zorunludur.
 Tutulması gereken defterlerin niteliği ve sayısı ikincil
düzenlemeler ile tespit edilecektir.
TİCARİ DEFTERLER
Ticari Defterlere İlişkin Düzenlemeye Hakim Olan İlkeler
 Ticari defterlerin tamamı tasdike tabi tutulmuştur.
Böylece tasdike tabi olmayan defterlere duyulan güvensizlik
ortadan kaldırılmak istenmiş ve çift defter tutulmasının
önüne geçilmek istenmiştir. Kapanış onayları ilgili dönemin
sona ermesinden itibaren 6 ay içinde yapılmalıdır. Elektronik
ortamda tutulacak defterin onayına ilişkin usul ve esaslar
Kurul tarafından çıkarılacak tebliğ ile tespit edilecektir.
 Defterlerin dili Türkçedir.
Mevcut Kanunda da yer alan bu ilke muhafaza edilmiştir.
Ancak yabancı ortaklı veya yabancı sermayeli şirketlerin
farklı bir dilde ilave defter tutmalarının önünde hiçbir engel
bulunmamaktadır.
TİCARİ DEFTERLER
DEFTERLERİN SAKLANMASI, İBRAZI
 Tacirler defterlerini ve defterlerdeki kayıtlara mesnet
teşkil eden belgelerini, ticari bir işe ilişkin tüm yazışma
ve mektupları 10 yıl süreyle saklamak zorundadır.
Finansal tablolar dışındaki tüm defter ve belgelerin
elektronik ortamda saklanması mümkündür (md.
82/3).
 Mahkemeye intikal etmiş olan bir hukuki uyuşmazlık
çerçevesinde, ticari defterlerin ibrazına karar verilebilir
(md. 83). Ayrıca şirket, miras ve mal ortaklığı
hallerinde defterlerin tamamen incelenmesi de söz
konusu olabilir.
TİCARİ DEFTERLER
DEFTERLERİN İSPAT KUVVETİ
 6762 Sayılı TTK’da yer alan önemli ilkelerden birisi,
ticari defterlerin sahibinin lehine ve aleyhine kesin delil
olabilme özelliğidir. Gerçekten 6762 Sayılı TTK’nın 82
ve 86’ncı maddeleri arasında, ticari defterlerin kesin
delil olma özelliği ve buna ilişkin şartlar yer almaktadır.
 Yeni TTK, dünyada bu şekilde bir uygulamanın
olmadığından bahisle, ticari defterlerin kesin delil olma
özelliğini kaldırmış ve bu defterlerin hakimin takdirine
bağlı delil haline getirmiştir.
TİCARİ DEFTERLER
DEFTERLERİN İSPAT KUVVETİ
 Ticari defterlerin delil olma özelliği ve şartları,
TTK’ndan çıkarılmakla beraber yeni kabul edilen 6100
Sayılı HUMK’ nun 222’nci maddesinde tafsilatlı bir
şekilde kaleme alınmıştır.
 Aslında HUMK Tasarısında böyle bir düzenleme
olmamakla birlikte, ticari defterlerin ispat fonksiyonunun
uzun süreden beri önemli bir yer işgal etmesi sebebiyle,
davaların usulünü düzenleyen ana Kanuna alınmıştır.
Böylece ticari defterlerin kesin delil olma özelliği
TTK’ndan çıkarılmakla birlikte hukuk uygulamasını terk
etmemiştir.
CARİ HESAP

Cari hesaba ilişkin 6102 Sayılı TTK, yenilikler
getirmemiş ve düzenlemenin sistematiğini bozmamıştır.
Sadece dilin sadeleştirilmesinin yanında, mevcut
Kanunda çok net olmayan beş yıllık zamanaşımı
süresinin başlangıcını, “cari hesap sözleşmesinin sona
ermesinden itibaren” demek suretiyle net bir şekilde
belirlemiştir.
TACİR YARDIMCILARI
 6762 Sayılı TTK’da yer alan ticaret işleri tellallığı,
uygulamasının çok fazla olmaması sebebiyle Kanundan
çıkarılmıştır. Yeni dönemde sözleşmelerin kurulmasına
aracılık edilmesi halinde Borçlar Kanununda (md. 520525) yer alan Simsarlık (Tellallık) sözleşmesi hükümleri
uygulanacaktır.
 Borçlar Kanununda yer alan ticari temsilci (mümessil),
ticari vekile ilişkin düzenlemeler esas itibariyle muhafaza
edilmiştir. Sadece “seyyar tüccar memuruna” ilişkin
düzenleme yeni BK’ya alınmamıştır.
TACİR YARDIMCILARI
ACENTE
 Türk hukukunda çok fazla uygulama alanı bulan
acentelik sözleşmesi, turizm, sigorta, finans, pazarlama,
deniz ticareti gibi alanlarda daha fazla kullanılmaktadır.
Acentelik sözleşmesine ilişkin temel düzenleme Ticaret
Kanununda yer almaktadır. Yeni Kanunda da bu gelenek
bozulmamış, 6102 Sayılı Kanunun m. 102 ve 121’inci
maddeleri arasında “Acentelik” düzenlenmiştir.
TACİR YARDIMCILARI
ACENTE
 Kurumun yapısı ve özelliklerinde çok fazla değişiklik
yapılmamıştır. Sözleşmede yer alması halinde
acenteye belirli yer veya bölgede tekel hakkı
tanınması hususu kanunda yer almıştır.
 Müvekkiline izafeten acenteye karşı dava açılması
halinde, mahkemeden alınacak kararın acenteye
karşı uygulanmasının mümkün olmadığı kanunda
açıkça zikredilmiştir (m. 105/3). Böylece uygulamada
ortaya çıkan ihtilaflar engellenmek istenmiştir.
TACİR YARDIMCILARI
ACENTE
 Acentenin yetkisiz temsilci olması halini düzenleyen 6762
Sayılı TTK’nun 122’nci maddesindeki düzenleme, yeni
TTK’nun 108’inci maddesinde Borçlar Kanununa uygun
hale getirilmiştir. Böylece yetkisiz acentenin yapmış olduğu
işleme ses çıkarmayan tacir, icazet vermemiş sayılacaktır.
Söz konusu düzenleme ile tacirlere yüklenen ağır bir
sorumluluk kaldırılmıştır.
 Acentenin ücrete hak kazanmasına ilişkin yeni
düzenlemeler yapılmıştır. Yeni TTK’nun m. 113 hükmünde,
acentelik sözleşmesinin devam etmesi ve sona ermesi
hallerinde ayrı ayrı ücrete ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
TACİR YARDIMCILARI
ACENTE
 Acente kendisine bırakılan bölgede kendi çabası ile
yaptığı sözleşmeler dolayısıyla ücrete hak kazanır. Kendi
çabası olmadan kendi bölgesinde yapılan sözleşmeler
dolayısıyla da ücrete hak kazanır (md. 113/2). Acentelik
sözleşmesinin sona ermesinden sonra kurulan sözleşmeler
bakımından da, acentenin bu sözleşmelerde emeği ve
çabası olması halinde ücrete alması gerektiği belirtilmiştir
(md. 113/3).
 Ayrıca acentelik sözleşmesinde acentenin aleyhine olan
ve 6102 Sayılı Kanunun 120. maddesinde sayılan
hususlara aykırılık teşkil eden şartların geçersiz olacağı
ifade edilmiştir.
TACİR YARDIMCILARI
DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI
 Türk hukukunda kanuni bir temeli olmayan, ancak
Yargıtay’ın 1996 yılında verdiği bir karar ile uygulanmaya
başlayan tazminat, acentenin uzun süreli bir sözleşmenin
ardından tacire bıraktığı müşteri portföyü için ödenir ve
temeli MK m. 2’deki dürüstlük kuralıdır.
 6102 Sayılı TTK’nun 122’nci maddesi, acentenin
sözleşmenin normal şekilde acentenin kusuru olmaksızın
sona ermesinden sonra belli şartlar altında tazminat talep
edebileceğini hükme bağlamıştır.
TACİR YARDIMCILARI
DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI
 Buna göre acente, Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden
sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde,
sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli
menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak,
onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış
veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla
sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret
isteme hakkını kaybediyorsa ve
TACİR YARDIMCILARI
DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI
 Buna göre acente, Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden
sonra;
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde,
ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden
uygun bir tazminat isteyebilir.
TACİR YARDIMCILARI
DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI
 Acentenin talep edebileceği tazminat miktarı, acentenin
son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya
diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi
daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı
sırasındaki ortalama esas alınır.
 Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez.
Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona
ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
 Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile
benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin
sona ermesi halinde de uygulanır.
TACİR YARDIMCILARI
ACENTENİN REKABET YASAĞI
 Acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra,
acentenin ticari faaliyetlerini kısıtlayan ve tacir ile
rekabet etmesini önlemeye yönelik “rekabet yasağı
hükümleri” yeni kanun ile özel olarak düzenlenmiştir.
TACİR YARDIMCILARI
ACENTENİN REKABET YASAĞI
 Kanunun 123’üncü maddesi, “Acentenin, işletmesine ilişkin
faaliyetlerini, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrası
için sınırlandıran anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve
anlaşma hükümlerini içeren ve müvekkil tarafından
imzalanmış bulunan bir belgenin acenteye verilmesi gerekir.
Anlaşma en çok, ilişkinin bitiminden itibaren iki yıllık
süre için yapılabilir ve yalnızca acenteye bırakılmış olan
bölgeye veya müşteri çevresine ve kurulmasına aracılık
ettiği sözleşmelerin taalluk ettiği konulara ilişkin olabilir.
Müvekkilin, rekabet sınırlaması dolayısıyla, acenteye
uygun bir tazminat ödemesi şarttır” şeklindedir.
TACİR YARDIMCILARI
ACENTENİN REKABET YASAĞI
 Görüldüğü acentelik sözleşmesinde yer alan
rekabet yasağına ilişkin hükümlerin, bu maddeye
uygun olması gerekir. Aksi halde söz konusu
hükümler, acentenin aleyhine olduğu ölçüde geçersiz
kabul edilecektir.
• BU SUNUMUMUZ SONA ERDİ…