TÜRKİYE - AB İLİŞKİLERİ

Download Report

Transcript TÜRKİYE - AB İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE - AB İLİŞKİLERİ
"Türkiye’ye evet: Bunu tereddütsüz söylüyorum
çünkü, Avrupa’nın geleceğinin Türkiye’den geçtiğine
her geçen gün daha fazla inanıyorum.
Avrupa Birliği Türkiye’yi içine almalı. Avrupalılar
olarak, bu ülkeyi kıtamıza katarak elde edeceğimiz
çıkar en az Türklerinki kadar. Müslüman, güçlü ve
ekonomik kalkınma içinde olan bu ülkenin katılımı
sadece onun isteklerine hizmet etmeyecek.
Türkiye’nin üyeliği Avrupa için bir hayat sigortası.
Türk sorunu, daha erken ve düzgün biçimde
yapamadığımızı yapmak, Avrupa için kimliğiyle ilgili
soruları sormak, genişlemeye karar verdiğine göre
halkların
yakınlaşmasına
katkıda
bulunacak
dünyadaki gerçek misyonunu nihayet sorabilmemiz
için harika bir fırsattır: Ve tam da Müslüman olduğu
için Türkiye’nin Avrupa’ya katılması gerektiğini
düşünüyorum. "
Michel Rocard,
Fransa Eski Başbakanı (1988-1991),
“Türkiye’ye Evet” isimli Kitabın Yazarı
AB-Türkiye İlişkilerinin Tarihsel Gelişimi
31 Temmuz 1959 ortaklık başvurusu
11 Eylül 1959 AET Bakanlar Konseyi Yunanistan ve Türkiye’nin
ortaklık başvurularını kabul etti
17 Mart 1960 Türkiye, AET ülkelerinin Ankara Büyükelçilerine
“Yunanistan ile müzakerelere başlanırken Türkiye’nin geri
bırakılamayacağını” belirten bir memorandum verdi
21 Nisan 1960 AET Komisyonu, Türkiye’nin Yunanistan gibi ağır
yükümlülükler altına giremeyeceğini belirtmiştir.
27 Mayıs 1960 ordu yönetime el koydu, Türkiye-AET ilişkileri
donduruldu.

14 Ekim 1960
Türkiye en kısa sürede bir anlaşma imzalanması için “tüm
yükümlülükleri almaya hazır olduğunu” açıklamış, 27 Mayıs
sonrası kurulan yeni Hükümet, AET’den Yunanistan ile yapılan
anlaşmanın aynısının Türkiye ile yapılmasını talep etmiştir.

20-21 Mart 1961
AET Bakanlar Konseyi, Komisyon’un önerisini dikkate alarak
Türkiye’ye iki seçenekli bir teklifte bulunmuştur. Bu
seçeneklerden birincisi 5 yıllık bir “Ticaret Anlaşması”
yapılması ve Türk ekonomisinin istenen seviyeye ulaşması
halinde Gümrük Birliği anlaşmasının imzalanmasını içerirken,
ikincisi Yardım Anlaşması yapılmasını öngörmüştür.

21 Ağustos 1961
Türkiye AET ülkeleri başkentlerine gönderdiği bir
memorandum ile AET’nin Yunanistan ile anlaşmasına
rağmen Türkiye ile görüşmelerin başlamamış
olmasını protesto etmiş, Gümrük Birliği’nden başka
bir modeli kabul etmeyeceğini bildirmiştir.
AET Konseyi Türkiye’deki demokratikleşme sürecini
desteklemek hedefiyle, Gümrük Birliği’ne giden bir
anlaşma için Türkiye ile resmi görüşmelerin
açılmasını kararlaştırmıştır
 12 Eylül 1963 Ankara Antlaşması

Madde- 28
Anlaşma'nın işleyişi, Topluluğu kuran
Antlaşmadan kaynaklanan
yükümlülüklerin tümünün Türkiye
tarafından üstlenebileceğini
gösterdiğinde, Akit Taraflar, Türkiye'nin
Topluluğa katılması olanağını incelerler.
AB YOLUNDA TÜRK SİYASİ LİDERLERİ
TARİH
GİRİŞİM
KİŞİ
PARTi
31.07.1959
Ortaklık Başvurusu
A. Menderes
DP
01.03
ö 1961
Ortaklık müzakerelerine devam
isteği
C. Gürsel
MBK
12.09.1963
Ankara Anlaşması imzalanması
İ. İnönü
CHP
23.11.1970
Katma Protokol imzalanması
S. Demirel
AP
14.04.1987
Tam üyelik başvurusu
T. Özal
ANAP
06.03.1995
G. Birliğinin tamamlanması
T. Çiller
DYP
25.05.1999
Aday sayılma isteği
B. Ecevit
DSP
12.12.1999
Türkiye’nin aday kabul edilmesi
B.Ecevit
D.Bahçeli
M.Yılmaz
DSP
MHP
ANAP
17.12.2004
Müzakerelere başlama kararı
R.T.Erdoğan
AKP
03.10.2005
Müzakerelere başlanması
R.T.Erdoğan
AKP
22 Temmuz 1970 Geçiş Dönemi’nin gereklerini içeren
Katma Protokol kabul edildi. 13 Kasım 1970 tarihinde
imzalanan ve 1 Ocak 1973 yürürlüğe giren Katma
Protokolde geçiş döneminin hükümleri ve tarafların
üstleneceği yükümlülükler belirlenmiştir Katma Protokol,
AET üyesi ülkelerin Parlamentolarında onaylanana kadar,
ticari hükümleri işletecek olan “Ara Anlaşma” Eylül 1971
yürürlüğe girdi.
 1971’den itibaren AT, Türkiye çıkışlı sanayi mallarına uyguladığı
tüm gümrük vergilerini sıfırladı. Türkiye ise, 12 ve 22 yıllık
sürelerde Topluluk çıkışlı sanayi mallarında gümrük vergileri ve
eş etkili vergileri kaldırmayı taahhüt etti.
1973 & 1976 gümrük indirimi ve konsolide liberasyon listesi
uyumu

KATMA PROTOKOL
MADDE - 33.
Yirmi iki yıllık dönem içinde, Türkiye, tarım ürünlerinin
Türkiye ile Topluluk arasında serbest dolaşımı için Türkiye'de
uygulanması gerekli ortak tarım politikası tedbirlerini bu
dönemin sonunda alabilmek amacıyla, kendi tarım
politikasının uyumu yoluna gider.
MADDE - 34.
Yirmi iki yıllık dönemin sonunda Ortaklık Konseyi,
Türkiye'nin 33. maddenin 1. fıkrasında belirtilen Ortak Tarım
Politikası tedbirlerini aldığını tespit ettikten sonra, tarım
ürünlerinin Türkiye ve Topluluk arasında serbest dolaşımının
gerçekleşmesi için gerekli hükümleri tespit eder. .
MADDE - 60
1. Türk ekonomisinin bir faaliyet sektörünü veya dış
mali istikrarını tehlikeye düşürecek ciddi bozukluklar
ortaya çıkar veya Türkiye'nin bir bölgesinin
ekonomik durumunun bozulması şeklinde güçlükler
belirirse, Türkiye gerekli korunma tedbirlerini alabilir.
Bu tedbirler ve bunların uygulama usulleri Ortaklık
Konseyi'ne geciktirmeksizin bildirilir.
2.Topluluğun, bir veya birkaç üye devletin bir ekonomik
faaliyet sektörünü; bir veya birkaç üye devletin dış
mali istikrarını tehlikeye düşüren ciddi bozukluklar
ortaya çıkar veya Topluluğun bir bölgesinin
ekonomik durumunun bozulması şeklinde güçlükler
belirirse; Topluluk, gerekli korunma tedbirlerini
alabilir veya ilgili üye devlet veya devletleri bu
tedbirleri almakla yetkili kılabilir.


25 Aralık 1976
Türkiye, tek yanlı bir kararla Katma Protokoldeki korunma
maddesi olan madde 60’ı işletip tüm yükümlülüklerini dondurdu
1977 ve 1978 yıllarında gümrük indirimini yapamayacak.
12 Mayıs 1977
1979-1982 yılları arasında Türkiye’ye 310 milyon ECU tutarında
kredi sağlayacak olan III. Mali Protokol imzalanmıştır.
4-11 Ekim 1978
Türkiye, Dördüncü Beş Yıllık Plan süresince kendine düşen
sorumlulukları dondurdu. 21 Eylül 1979 anlaşma karşılıklı olarak
ilişkiler 5 yıllık donduruluyor.
8 milyar Dolarlık yardım talebinde bulunmuştur
 28 Aralık 1979
Ecevit hükümetinin yerine geçen Demirel hükümeti AET ile
ilişkileri geliştirmek istediklerini açıklamış ve Katma Protokol
çerçevesindeki sorumlulukları dondurma isteğini geri çekmiştir.





24 Ocak 1980 İstikrar Paketi
30 Haziran 1980 Dışişleri Bakanı H. Erkmen Brüksel’de basın
toplantısında, Türkiye’nin sonbaharda tam üyelik için
başvuracağını açıkladı.
Ortaklık Konseyi tarım ürünlerinin tamamına yakın bir
kısmında Türkiye’ye uygulanan gümrük vergilerinin 1987
yılına kadar sıfıra indirilmesini kararlaştırmıştır. Ayrıca,
Türkiye’ye 600 milyon ECU tutarında destek verilmesini
öngören IV. Mali Protokol üzerinde anlaşmaya varılmıştır.
12 Eylül 1980 ordu yönetime el koydu.






22 Ocak 1982 AT ilişkileri dondurdu.
26 Kasım 1983 Türkiye’de seçimler yapılmıştır.
17 Ekim 1986
AT ilişkilerinden sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Ali
Bozer
1 Aralık 1986
AT Türkiye’nin Katma Protokol hükümlerinden
doğan iş gücünün serbest dolaşım hakkının
yürürlüğe girmesini durdurmuştur.
14 Nisan 1987 AT’ye tam üyelik başvurusu
18 Aralık 1989 AT Komisyonu Görüşü
1 Ocak 1996 Türkiye-AB Gümrük Birliği

1963 Ankara Antlaşması: Taraflar arasında bir
gümrük birliğine dayanan ve ilerde tam üyeliği
öngören ortaklık anlaşması

1970 Katma Protokol: Geçiş Dönemi

1995, 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı: Katma
Protokol’ün yürürlüğe girmesinden 22 yıl sonra
31.12.1995 tarihinde GB tamamlandı.
Gümrük Birliği ile ilgili Tartışmalar

Gümrük Birliği iyi müzakere edilmemiş, Türk sanayinin Avrupa
sanayi karşısında rekabet gücünün henüz düşük olduğu bir
dönemde iç piyasada pazar kaybına yol açmıştır.

Gümrük Birliğiyle gerçek bir ithalat patlaması yaşandı!

Serbest Ticaret Anlaşmaları Türkiye 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi
Kararı’nın 16.maddesi uyarınca kararın yürürlüğe girmesini
takip eden beş yıl içinde Topluluğun tercihli gümrük rejimine
aşamalı olarak uyum sağlar. Bu uyum, hem otonom rejimleri
hem de üçüncü ülkelerle tercihli anlaşmaları kapsar

Hassas ürünler 5 yıl süreyle korumaya tabi
tutulmuştur.
Hassas Ürünlere İlişkin 2/95 sayılı Ortaklık Konseyi
Kararı
Türkiye’nin üçüncü ülkelere karşı 1 Ocak 2001
tarihine kadar 5 yıl süreyle Ortak Gümrük Tarifesinin
üzerinde vergi uygulayabileceği “hassas ürünler”
tespit edilmiş(otomotiv sanayi ürünleri, deri ve
köseleden bazı eşyalar, ayakkabı ve ayakkabı
aksamı, porselen ve seramikten bazı sofra ve mutfak
eşyaları ile mobilya).
 Gümrük Birliği sonrası üçüncü ülkelerle gerçekleştirdiği
ticarette de belirgin bir değişiklik olmadığı görülmektedir.
Gümrük Birliği Avrupa Birliği lehine bir ticaret sapması
yaratmamış ve Türkiye’nin diğer dış ticaret pazarlarında bir
kayba yol açmamıştır.
 Türk ekonomisinin rekabet edebilirliğini arttırmasında GB itici
bir güçtür. GB sonrası teknik mevzuata uyum,fikri ve sınai
mülkiyet hakları ve rekabet kanununun yürürlüğe girmesi,
kaliteli üretimi, teknoloji kullanımını ve özellikle de AR-GE’ yi
teşvik edici etkisi olduğu söylenebilir.

İhracatın ağırlığının, geleneksel ve emek yoğun
tekstil ve konfeksiyon sektöründen, katma
değeri yüksek, sermaye ve teknoloji yoğun
otomotiv ve elektronik sektörlerine kayması bu
yapısal değişikliklerin göstergesidir.

Gümrük Birliği Türk dış ticaretindeki değişimleri
tek başına belirleyen bir süreç değildir.

Türkiye, GB kapsamındaki yükümlülükleri
gerçekleştirirken, DTÖ’nün kurallarına uyumu
da sağlamıştır.

AB’nin Genelleştirilmiş Tercihler Sistemine uyumun
üstlenilmesi de söz konusudur. AKÇT ve tarım ürünleri ise GB
kapsamında olmadığından, bu ürünlerde GTS rejimine uyum
sağlama yükümlülüğü yoktur. Türkiye, bu sistem kapsamında,
Ermenistan ve Güney Kıbrıs hariç AB’nin GTS rejimini
uyguladığı tüm ülkelere uygulamaya başlamıştır.
GTS kapsamında Türkiye sanayinin girdi gereksinim olan birçok
üründe tavizli ithalat imkanı vardır.

gümrük birliği, 2008’de 100 milyar avroyu aşan AB-Türkiye ikili
ticaretinin artmasına katkıda bulunmuş, böylelikle Türkiye’nin AB’nin
yedinci en büyük ticari ortağı olmasını sağlamıştır.
AB-27’nin Ana Ortakları ile Dış Ticareti
AB-27’nin Dış
Ticareti
İHRACAT
%
İTHALAT
%
1,552.4
ABD
19.1
12.0
186.4
Çin
6.0
16.0
247.9
Rusya
8.0
11.2
173.6
İsviçre
7.5
5.2
80.1
Norveç
3.3
5.9
92.0
Japonya
3.2
4.8
74.9
Türkiye
4.1
3.0
45.9
G. Kore
2.0
2.5
39.4
Türkiye’nin Dış Ticaretinde AB’nin Payı (%)
Yıl
Toplam İhracat
Toplam İthalat
1995
2009
51.2
50,1
47.2
41,5
Source: Dış Ticaret Müsteşarlığı
Gümrük Birliği Öncesi Mali Yardımlar
Kredi
(milyon
ECU)
II.1.1. Birinci Protokol (1964-1969):
175
II.1.2. İkinci Protokol (1973-1976):
220
II.1.3. Ek Protokol (1971-1977):
47
II.1.4. Üçüncü Protokol (1979-1981):
310
II.1.5. Dördüncü protokol, Temmuz 1980'de
görüşülmüş ve paraflanmıştı. Bu yardım,
Avrupa Birliği Konseyi'nde oybirliği
sağlanamadığından uygulamaya
konulamamıştır.
(600)

12-13 Aralık 1997 Lüksemburg Zirvesi
Türkiye ise aday ülkeler arasına alınmamış, tam
üyeliğe ehil olduğu teyit edilmiştir.

14 Aralık 1997 Lüksemburg Kararlarını takiben,
Türk hükümeti AB ile siyasi diyalogun
dondurulması kararını almıştır.

10-11 Aralık 1999 Helsinki Zirvesi Türkiye aday
ülke

12-13 Aralık 2002 Kopenhag Zirvesi
Konsey’in 2004 yılı İlerleme Raporu ve Komisyon’un
görüşleri ışığında, Aralık 2004 tarihli Zirve’de Türkiye’nin
Kopenhag siyasi kriterlerini karşıladığı kararını alması
halinde
müzakerelerin
gecikmeksizin
başlatılacağı
belirtilmiştir.

7 Mayıs 2004 Anayasa Reform Paketi TBMM’de kabul
edildi.
Komisyon, 2004 İlerleme Raporu ile birlikte Türkiye’ye
ilişkin tavsiye kararını şu şekilde açıklamıştır: “Komisyon
Türkiye’nin siyasi kriterleri yeterli düzeyde karşıladığını
düşünmekte ve katılım müzakerelerinin açılmasını tavsiye
etmektedir.“

“Her durumda AB’nin, belli müzakere kısımlarının mali
etkilerinin karşılanabilmesi için 2014 sonrası döneme ilişkin
mali perspektifini yeniden tanımlaması gerekecek.” yani
üyelik, 2014’ten önce olamaz denilmektedir.
Türkiye’ye Özgü Koşullar
Kalıcı Koruma Önlemleri
işçilerin serbest dolaşımı konusunda kalıcı
koruma önlemleri alınabileceği
 Açık Uçlu Müzakere
“Müzakere sürecinin sonucu önceden garanti
edilemeyecek açık uçlu bir süreç olduğu,
müzakerelerin ya da onay sürecinin sonucu ne
olursa olsun Türkiye’nin Avrupa yapılarına bağlı
kalmasının sağlanması gerektiği” görüşü



.
Müzakerelerin Askıya Alınabilmesi
“AB’nin dayandığı temel hak ve özgürlüklere, insan
haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin ciddi
şekilde ve devamlı ihlali halinde müzakerelerin askıya
alınabileceği” ifadesi kullanılmıştır.

AB "hazmetme kapasitesi"ni göz önünde tutacaktır.
Bunlar; sosyal, mali ve idari kapasite olarak
nitelendirilmelidir.
 Türkiye Ankara Anlaşması ve eklerini 1 Mayıs 2004
tarihinde AB’ye üye olan 10 yeni ülkeye genişletecektir.
Sürecin Safhaları
Brüksel Zirvesi kararı (17.12.2004)
Müzakereler daha önce olduğu gibi, içinde
tüm üye devletlerin yer alacağı
Hükümetlerarası Konferans şeklinde ve 35
başlık altında yapılacaktır.
 Müzakere çerçevesi (3 Ekim 2005)
 Tarama (20 Ekim 2005 – Ekim 2006)
 Geçici kapama & final
(Müzakere edilen ilk fasıl ►25. Fasıl -Bilim ve
Araştırma ► 12 Haziran 2006 tarihinde geçici
olarak kapandı

Kopenhag Kriterleri
1993’de Kopenhag’da yapılan zirvede tam
üyeliğin ön koşulları:
Siyasi Kriterler
 Hukukun üstünlüğü
 İnsan hakları ve azınlık haklarına saygı
 Çoğulcu demokrasi
Ekonomik Kriterler
Hukuki Kriter
Müzakere Çerçeve Belgesi Nedir?






AB’nin, müzakerelerin temel ilkelerini ve yürütülme biçimine
ilişkin yöntemi belirlediği belgedir.
23 Madde ve 1 ekten oluşuyor
Kabulü
: 3 Ekim 2005
Niteliği
: Anlaşma değildir, AB'nin tek taraflı belgesidir
Aday ülkenin:
müzakere sürecindeki performansının hangi kriterlere göre
değerlendirileceğini,
müzakere başlıklarının açılma ve kapanma koşullarını,
geçiş sürelerinin hangi durumlarda temin edilebileceğini, vb.
hususları ortaya koyar.
Tüm dosyalarda uyum sağlanmadan hiçbir konuda uyum
sağlanmış sayılmayacaktır
Müzakere Sürecinin Boyutu
1.Siyasi Boyut
2.Teknik Boyut
Teknik konular politik alana taşınabiliyor (örn.
Ruhban okulunun açılması)

Siyasi boyut: üye devletler toplam olarak 1975 veto
hakkına sahiptirler.
Müzakere süreci: 35 dosya x 2 = 70 x 27 üye devlet = 1890
Tüm dosyaların onayı : 27+1=28
İmza aşaması
: 27+1=28
Parlamento onayı : 28+1=29
=============================
Toplam
: 1975 kere veto riski vardır
“Müzakereleri destekliyorum..... çünkü müzakerelerin
İkinci Dünya Savasından sonra Fransa ile Almanya
arasında barışın tesis edilmesi veya 1989 yılında
Berlin Duvarının yıkılmasından sonra Avrupa’nın
yeniden birleşmesi gibi çok önemli bir fırsat teşkil
ettiğini düşünüyorum. Bu görüşmeler, Hıristiyanlar
ve Müslümanlar arasında, bütün dünya için
olağanüstü yeni bir dönem yaratması olası yeni bir
diyalog başlatmaktadır.”
Wilfried Martens (Belçika eski Başbakanı ve AB
Hıristiyan Demokrat Partileri Grubunun Kurucusu ve
Başkanı)
Müzakere Süreci
Türkiye
AB Üye
Devletleri
AB Komisyonu
COREPER
TARAMA
Türkiye’nin Pozisyon Belgesi
AB Pozisyon Belgesi
Müzakereler
Ortak Pozisyon
Belgesi
Başlığın geçici kapatılması
Tarama süreci nedir?
AB müktesebatı ile aday ülke mevzuatının
karşılaştırılarak:
● farklılıkların,
● uygulamada karşılaşılacak sorunların,
● idari kapasitelerin,
● uyum takviminin,
● fiili müzakerelerin başlatılacağı konu başlıklarının,
● geçiş dönemi ve istisna öngörülerinin belirlendiği
süreç.
Müzakere Pozisyon Belgesi nedir?
Türkiye her müktesebat başlığında:
AB müktesebatına uyumda ne noktada olduğunu,
 Tam uyum ve uygulama için yapacağı çalışmaları ve
planladığı takvimi,
 Varsa uygulama için ihtiyaç duyduğu geçiş dönemi/
istisna taleplerini ve gerekçelerini; düzenleyici etki
analizleri
 Gerekli finansman ihtiyacını;
 Nasıl bir kurumsal yapı oluşturacağını müzakere
pozisyonunda ortaya koyacak.

Pozisyon Belgelerinin Hazırlanması
Türkiye’nin Pozisyon Belgesi
Gerekli Düzenlemelerin Yapılması ve Onayı
Türkiye’nin Taslak Pozisyon Belgesi
Bakanlıklararası Komite
Çalışma Grupları
Müzakere Heyeti
Müzakere Sürecine Toplumsal Katılım
 Müzakereler
sancılı süreç: iç ve dış
muhalefet var
 toplumsal destek

ŞEFFAFLIK (ilgili kesimlerin süreci
izleyebilmeleri )

KATILIMCILIK (görüş ve taleplerini sürece
yansıtabilmeleri)
Adaylık Sürecinin İzlenmesi
İlerleme Raporları

1998’den beri her yıl Brüksel’de Türkiye’nin
fotoğrafı çekiliyor. Komisyonu’nun ilerleme
raporları bilgi toplumu çağında“kol kırılır, yen
içinde kalır” anlayışının geçersizliğini
gösteriyor.
Türkiye – AB Müzakerelerinde Kıbrıs
14-15 Aralık 2006 Zirvesi’nde AB, Komisyon Türkiye’nin
Ek Protokole ilişkin taahhütlerini yerine getirdiğini
doğrulayana kadar:
(i) bazı fasılların açılmamasına
(ii) hiçbir faslın geçici olarak kapatılmamasına karar
vermiştir.
Açılmaması kararlaştırılan fasıllar:
Malların serbest dolaşımı (1); İş kurma hakkı ve
hizmet sunma serbestisi (3) ; Mali hizmetler (9);
Tarım ve kırsal kalkınma (11); Balıkçılık (13)
Ulaştırma politikası (14); Gümrük Birliği (29); Dış
İlişkiler (30)
Müzakere süreci
 Belirsizlikler
 Zor
* süre * sonuç
koşullar
* İlgili başlıkta müzakerelerin başlaması
için
koşullar (benchmark)
* uzun geçiş dönemleri / derogasyonlar
KAYGILAR




Türkiye AB'ye
katıldığında egemenlik
haklarını koruyabilecek
mi?
AB iç meselelerimize ne
ölçüde müdahalede
bulunabilir?
Din & Kültür çatışması
Biz katılana kadar AB
kalır mı?
Beklentiler
 3.9
milyon km karelik yüzölçümü & 455
milyonluk bir tüketici topluluğu
 Dünya GSH’ sının %28i
 Dünya ticaretinde pay %18-20
 Dünyadaki doğrudan yabancı
yatırımların 2/3ü AB kökenli
AB’ye üye olmak için Türkiye’nin yerine getirmesi
gereken Kopenhag Kriterleri’ni ne kadar
biliyorsunuz?
%58
%7
Hiç
bilmiyorum
1
2
%7
3
%76
%9
%5
4
%4
5
6
%14
Ortalama= 2,7
%4
7
%3
8
%1
9
%10
%2
10
Çok
İyi biliyorum
AB bir Hıristiyan Kulübü müdür, yoksa Türkiye gibi
Müslüman ülkelere de yer var mıdır?
Bir Hıristiyan
kulübüdür
49%
Fikri yok
9%
Türkiye gibi
Müslüman
ülkelere de
yer vardır
42%
Türkiye’nin AB üyeliğine bakışı
Genel olarak düşündüğünüzde Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği ....?
80
71
70
62
60
59
55
54
52
50
49
%
İyi bir şey olur
48
44
Kötü bir şey olur
40
49
42
Ne iyi ne kötü bir şey olur
Bilmiyor
30
29
25
20
20
20
21
17
10
13
9
7
22
22
21
23
18
15
26
25
17
17
12
15
13
16
13
17
11
9
5
8
9
9
7
3
0
2004-1
2004-2
2005-1
2005-2
2006-1
2006-2
2007-1
2007-2
2008-1
2008-2
2009-1
(Türkiye Ulusal Eurobarometre 71, 2009)
Türkiye AB’ye üye olursa hayatınızda nasıl bir
değişim olacaktır?
%26
%12
%14
%13
%11
%8
%4
Çok
kötü
1
2
%4
3
%20
%4
4
%4
5
6
%38
Ortalama= 6,0
7
8
9
%42
10
Çok
iyi
AB’ye girmenin Türkiye’ye en önemli iki yararı ne
olacaktır?
Ekonominin gelişmesi, işsizlik ve
hayat pahalılığının düşmesi
% 52
Türk vatandaşlarının AB
ülkelerinde serbest dolaşımı
% 30
Demokrasinin gelişmesi, halkın
yönetime katılımının yaygınla
% 28
% 24
Rüşvet ve yolsuzlukların azalması
Devletin vatandaşlara karşı
daha eşit ve adil davranması
% 20
Türkiyenin uluslararası alanda
gücünün artması
% 18
% 14
Toplumsal huzurun artması
%1
Yararı olmaz
%3
Fikri yok
0
10
20
30
Baz Yüzde=%192
40
50
60
AB’ye girmenin Türkiye’ye en önemli iki zararı ne
olacaktır?
% 50
Dini değerlerin zayıflaması
% 50
Milli kimliğin zayıflaması
% 21
Bağımsızlığın kısıtlanması
% 20
Tarım kesiminin zayıflaması
Bölücü akımların
güçlenmesi
% 17
Türk şirketlerinin
zayıflaması
% 12
Köktendinci faaliyetlerin
güçlenmesi
%9
%3
Zararı olmaz
%5
Fikri yok
0
10
20
30
Baz Yüzde=%188
40
50
60
Sizce Türkiye AB’ne girmeye ne derece
hazır?
%25
%17
%13
%11
%8
%7
%6
%7
%5
%2
Hiç
hazır değil
1
2
3
%56
4
5
6
%24
Ortalama= 4,1
7
8
9
%20
10
Tamamen
hazır
Avrupa’nın Kaygıları
“Öteki” tanımı
 Demografik dinamizm
(göç endişesi; karar
mekanizmalarında
etkinlik)
 Tarımın konumu
 Gelir dağılımı ve
bölgelerarası eşitsizlik
 Din & kültür çatışması
 farklı yaşam biçimlerine
karşı hoşgörüsüzlük

Genişleme Süreçlerinin Etkisi
Yüzölçümü Nüfus
artışı
artışı
Toplam
GSYIH
artışı
Kişi başı
GSYIH
değişimi
Ortalama
Kişi başı
GSYIH
(AB
15=100)
AB 15/
AB 27
% 23
% 20
% 4,7
% -8,8
91,2
AB 25/
AB 27
%9
%6
% 0, 7
% - 4,3
87,4
% 15
% 2,2
% - 9,1
79,4
AB 27/
%18
AB27+TR
Kaynak: Eurostat’tan düzenlenmiştir.
Demografik Profil
AVRUPA BİRLİĞİ
Demografik profil:
Yaş 0-14: %16.03
15-64: %67.17
65 ve üstü: % 16.81
Nüfus artış hızı: %0.15
TÜRKİYE
Demografik profil:
Yaş 0-14 : %25.5
15-64: %67.7
65 ve üstü: %6.8
Nüfus artış hızı: %1.06
Nüfus: Türkiye, AB 25, AB 28 (Bin)
2003
2015
2025
Türkiye
71325
82150
88995
AB 25
454187
456876
454422
AB 28 ( Türkiye dahil)
555743
567842
570832
12.8%
14.5%
15.6%
Türkiye’nin AB 28 içindeki
payı
Kaynak: UN World
Population Division:
World Population
Prospects: the 2002
Revision
AB ülkelerindeki Türk Nüfusu
Bin
Toplam yabancı nüfus
içindeki payı (%)
Almanya
1998.5
27.4
Fransa
208.0
6.4
Avusturya
134.5
17.7
Hollanda
100.8
15.1
İngiltere
58.0
2.2
Belçika
56.2
6.5
Danimarka
35.2
13.6
Kaynak: K. Hughes, Turkey and EU: Just Another Enlargement, 2004, LSE , London
Türkiye’nin AB’ne getirdiği ekonomik yük

varsayımsal verilere
dayanarak 2017 yılında
toplam 45.5 milyar Euro

Mansiyon üçüncü
ülkelerin bakışını
yansıtmaktadır. Gerçekte
Türkiye gerekli mali
yardımı bile alamamıştır
Yeni Üyelerin Türkiye'nin Üyeliğine
Bakışı
Evet
Hayır
Polonya
51
31
Litvanya
33
42
Slovenya
53
41
Romanya
66
7
G. Kıbrıs Rum Kesimi
26
68
Macaristan
44
46
Çek Cumhuriyeti
32
61
Malta
35
31
Slovakya
33
55
Bulgaristan
47
26
Letonya
35
47
Estonya
35
49
“Europe is about peace and integration, not
about conflict and exclusion. Turkish
kebab is a part of Europe - as much as
French cheese. Young Europeans from all
over the continent expect more from
Sarkozy than cultural segregation.”
Jan Seifert, President of Young European
Federalists
Aşağıdaki Ülkelerin AB üyeliğini destekliyormusunuz?
%
Evet
Hayır
Yanıtsız
Turkiye
31
55
14
Hırvatistan
52
34
14
Makedonya
40
43
17
Bosna Hersek
40
44
16
Sırbistan
38
47
15
Montenegro
41
41
18
Arnavutluk
34
51
15
Kosovo
34
50
16
Ukrayna
43
42
15
AB ülkelerinin AB üyeliğine bakışı
AB ülkelerinin genişlemeye bakışı
“AB’nin sürekli bir şekilde genişlemesi ve bu
arada hareket kabiliyetini yitirmesi anlamsız.
Türkiye’yle imtiyazlı ortaklığa ’evet’, AB
üyeliğine ’hayır’ diyoruz."
Angela Merkel,
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin Almanya
Fransa Buluşması Etkinliği, Berlin 11.05.2009
“Türkiye zaten imtiyazlı ortağımız. Türkiye, AB’ne
diğer üçüncü ülkelerden çok daha sıkı bağlı.
Aramızda gümrük birliği var. Türkiye’ye, şimdikini
aşacak ama tam üyeliğin altında kalacak daha ne
verebiliriz, bilmiyorum? İmtiyazlı ortaklığın pratikteki
anlamını bana şimdiye kadar kimse izah edebilmiş
değil. Soru şu: Türkiye’ye şimdiye kadarkinden fazla
daha ne verilebilir? Üstelik Türkiye’de bununla
yetinmek niyetinde değil. Bize yıllar önce söz
verdiniz, başlatılmasına 27 üyenin oy birliğiyle karar
verdiği müzakereler sürüyor, biz niye vazgeçelim?',
diyor.”
Günter Verheugen,
18.10.2009,
Deutschlandfunk radyosuna verdiği mülakat,
Nüfusa Göre Oy Ağırlıkları: AB 25, AB 28
AB 25 içindeki payı
AB 28 içindeki payı
2004
2015
Almanya
18.1
14.5
Fransa
13.2
11.0
Italya
12.6
9.7
İngiltere
13.0
10.7
İspanya
9.0
7.2
Polonya
8.4
6.7
Hollanda
3.5
2.9
Türkiye
--
14.4
4 büyük ülke
+Türkiye
--
60.3
Toplam AB 28
100
100
AVRUPA PARLAMENTOSU
Siyasi Grubun Adı
Üye
Sayısı
Türkiye’nin
Üyeliğine
İlişkin Görüşleri
265
OLUMSUZ
AYRICALIKLI
ORTAKLIK
184
OLUMLU
TAM ÜYELİK
84
OLUMLU
TAM ÜYELİK
(Uzun dönemde)
55
OLUMLU
TAM ÜYELİK
Avrupa
Muhafazakarlar ve
Reformcular Grubu
(ECR)
Avrupa Birleşik Solu/
İskandinav Yeşil Solu
Konfederasyon Grubu
(GUE/NGL)
Bağımsızlık/Demokrasi
Grubu (EFD)
55
OLUMSUZ
BELİRSİZ
35
OLUMLU
TAM ÜYELİK
OLUMSUZ
STRATEJİK
ORTAKLIK
Hiçbir gruba bağlı
olmayanlar
26
Avrupa Halk Partisi
(Hıristiyan
Demokratlar) (EPP)
İlerleyen Sosyalistler ve
Demokratlar İttifak
Grubu (S&D)
Avrupa Liberaller ve
Demokratlar İttifakı
Grubu (ALDE)
Avrupa Özgür İttifakı/
Yeşiller Grubu (EFA/G)
32
Önerileri
BELİRSİZ
AB ve TÜRKİYE FIKRASI...
AB, tam üyelik konusunda son kararını verebilmek için, geri kalan üç
aday ülkeyi yazılı bir sınava davet ediyor. Aralarında hiçbir ayırım
yapmış olmamak içinde, aynı konuda soru sorulacağı açıklanıyor.
Bulgar Başbakanına "ilk nükleer bomba hangi tarihte atıldı?" diye
soruluyor.
Bulgar Başbakanı yanıtı hemen yapıştırıyor:
"1945'te..."
Sınav heyeti çok memnun, bravo'lar arasında alkışlıyor ve tam
üyelik sınavını geçtiği belirtiliyor.
Ardından Romen Başbakanına sıra geliyor. Ona da "ilk nükleer
bomba hangi kente atılmıştı?" diye soruluyor. Yanıt hemen geliyor:
"Hiroşima.."
Sınav heyeti çok memnun, Romanya'nın da sınıfı geçtiğini açıklıyor.
Sıra Türk Başbakanına geliyor. Eşitliği bozmamak adına, ona da
aynı konuda soru soruluyor:
"1945'te Hiroşima'ya atılan ilk nükleer bomba sonucu ölenlerin, isim
soyadı ve doğum tarihlerini yazıp veriniz!..."
"Derin devlet, sivil-asker ilişkisi, Kürt sorunu, Ermeni
meselesi gibi konular günlük şekilde tartışılır hale geldi;
düşünülmezken siyasi gündemi meşgul eder hale geldi.
Demokratik açılım projesi, atılan adımların ulaştığı son
noktayı gösteriyor. Geçtiğimiz 5 yıl çok heyecan ve verici
büyüleyiciydi. Türk halkının, net bir AB yol haritası temin
edildikten sonra bu yola ne kadar baş koyduğunu gördüm.
Bu talepler Brüksel'den istendiği için değil, kendi
çocuklarının geleceği için bu reformları gerçekleştiren bir
Türkiye ile karşılaştım. Türkiye'nin AB yolunun en büyük
destekçisi olmaya devam edeceğim.”
Olli Rehn, Boğaziçi Konferansı, İstanbul, 17.10.2009
Müzakere takvimi
Tanıtıcı Tarama
Ayrıntılı Tarama
Müzakere
Başlangıç/
Geçici
Kapanış
25. Bilim ve Araştırma
20 Ekim 2005
14 Kasım 2005
12 Haziran 2006
26. Eğitim ve Kültür
26 Ekim 2005
16 Kasım 2005
5.Kamu Alımları
7 Kasım 2005
28 Kasım 2005
8. Rekabet Politikası
8-9 Kasım 2005
1-2 Aralık 2005
3.Yerleşme Hakkı ve Hizmet
Sunma Serbestisi
21-22 Kasım
2005
19-20 Aralık
2005
4. Sermayenin Serbest Dolaşımı
25 Kasım 2005
22 Aralık 2005
11. Tarım ve Kırsal Kalkınma
5-8 Aralık 2005
1. Malların Serbest Dolaşımı
24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik
29. Gümrük Birliği
23-26 Ocak
2006
16-20 Ocak
20-24 Şubat
2006
2006
23-25 Ocak
13-15 Şubat
2006
2006
31 Ocak-1 Şubat 13-14 Mart
2006
2006
19 Aralık 2008
Müzakere takvimi
Tanıtıcı Tarama
Ayrıntılı
Tarama
Müzakere
Başlangıç/
Geçici Kapanış
7. Fikri Mülkiyet Hukuku
6-7 Şubat 2006
2-3 Mart 2006
17 Haziran
2008
19. Sosyal Politika ve İstihdam
8-10 Şubat 2006
20-22 Mart
2006
17. Ekonomik ve Parasal Politika
16 Şubat 2006
23 Mart 2006
13. Balıkçılık
24 Şubat 2006
31 Mart 2006
12. Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve
Bitki Sağlığı
9-15 Mart 2006
24 Nisan-28
Nisan 2006
20. İşletme ve Sanayi Politikası
27-28 Mart
2006
4-5 Mayıs 2006
9. Mali Hizmetler
29-30 Mart
2006
2-3 Mayıs 2006
27. Çevre
3-11 Nisan 2006
29 Mayıs-2
Haziran 2006
29 Mart 2007
Müzakere takvimi
Müzakere
Başlangıç/
Geçici
Kapanış
Tanıtıcı Tarama
Ayrıntılı Tarama
15. Enerji
15-17 Mayıs 2006
14-16 Haziran 2006
32. Mali Kontrol
18 Mayıs 2006
30 Haziran 2006
16. Vergilendirme
6-7 Haziran 2006
11-12 Temmuz 2006
26 Haziran
2007
30 Haziran
2009
28. Tüketicinin ve Tüketici
Sağlığının Korunması
8-9 Haziran 2006
6-7 Temmuz 2006
19 Aralık 2007
10. Bilgi Toplumu ve Medya
12-13 Haziran 2006
13-14 Temmuz
2006
19 Aralık 2008
18. İstatistik
19-20 Haziran 2006
17-18 Temmuz 2006
26 Haziran
2007
6. Şirketler Hukuku
21 Haziran 2006
20 Temmuz 2006
17 Haziran
2008
14. Ulaştırma Politikası
26-29 Haziran 2006
25-28 Eylül 2006
Katılım öncesi mali yardımlar
Katılım
öncesi
paketler,
Є Milyon
2008
2009
2010
2011
2012
Toplam
2008-2012
Hırvatistan
146.0
151.2
154.2
157.2
160.4
769.0
Eski Yugoslav
Makedonya
Cumhuriyeti
70.2
81.8
92.3
98.7
105.8
448.8
Türkiye
538.7
566.4
653.7
781.9
899.5
3440.2
Toplam
754.9
799.4
900.2
1037.8
1165.7
4658.0
2009
İLERLEME
RAPORU

Raporda ele alınan konular;
 Birlik ve Türkiye arasındaki ilişkiler;
 üyelik için karşılanması gerekli siyasi
kriterler açısından Türkiye’deki durumu;
 üyelik için karşılanması gerekli ekonomik
kriterler açısından Türkiye’deki durumu;
 Türkiye’nin üyelik yükümlülükleri, diğer bir
ifadeyle, Antlaşmalar, ikincil mevzuat ve
Birlik politikalarının oluşturduğu AB
müktesebatını üstlenme kapasitesi.

11 fasıl (Bilim ve Araştırma, İşletme ve Sanayi
Politikası, İstatistik, Mali Kontrol, Trans-Avrupa
Ağları, Tüketicinin ve Sağlığın Korunması, Fikri
Mülkiyet Hukuku, Şirketler Hukuku, Bilgi Toplumu ve
Medya, Sermayenin Serbest Dolaşımı ve
Vergilendirme) müzakereye açılmış olup, bunlardan
biri (Bilim ve Araştırma) geçici olarak kapatılmıştır.
“France will not be against the opening of
new chapters under Swedish
chairmanship, but of course this chapter
should allow that Turkey should be an
associated member of Europe and not a
full-fledged member “
Nicolas Sarkozy,
05.05.2009, Hurriyet Daily News
SİYASİ KRİTERLER


Devlet bakanı olarak tam zamanlı yeni bir Baş
müzakerecinin atanması ve görevini yerine getirirken
gösterdiği çabalar olumlu karşılanmıştır.
Ergenekon davasının Türkiye’de bir darbe teşebbüsü
iddiası ile açılan ilk dava olduğu ve tüm sanıkların
yasal haklarının güvence altına alınması
konusundaki endişelere karsın demokratik kurumları
ve hukukun üstünlüğüne güveni güçlendirmek için
bir fırsat olduğu ifade edilmektedir.
siyasi reformlar hususunda sınırlı ilerleme
olduğu
 Doğan Medya Holding’e yönelik olarak
başlatılan vergi ile ilgili prosedür ve yüksek
cezaların basın özgürlüğünü olumsuz
etkilediği
 Kamu yönetimindeki reformlar konusunda
bürokrasinin azaltılması, düzenleyici etki
analizleri, şeffaflık, devlet memurluğu
reformu, Ombudsmanlık kurumunun
oluşturulması, yeni bir insan hakları kurumu
kurulması


Güvenlik güçlerinin sivil denetimi alanında
kaydedilen ilerlemelerin yanında askeri
mahkemelerin yargı yetkisinin AB
uygulamaları ile uyumlu hale getirilmesi
gerektiği ifade edilmiş ve silahlı kuvvetlerin
siyasi etki sahibi olması, TSK iç hizmet
yasasının değiştirilmemesi, gizli EMASYA
protokolünün yürürlükte kalması ve askeri
bütçe ve harcamaların yasama organı
tarafından denetimi konusunda ilerleme
olmaması eleştirilmektedir.


Venedik Komisyonu’nun görüşüne atıfta bulunarak
parti kapatmalar ile ilgili yasal hükümlerin Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi ile uyumlu
olmadığı tespitinde bulunmaktadır.
Dini özgürlükler alanında Vakıflar Kanunu’nun
düzgün bir şekilde işlediği ve Alevilerin durumundaki
gelişmeler belirtilmekte ancak Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararına rağmen din kültür ve ahlak
dersinin zorunlu olmaya devam etmesi
eleştirilmektedir.




Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapalı olmaya devam
ettiği,
“Ekümenik Patrik” sıfatı ile nitelendirilen Fener Rum
Ortodoks Patriği’nin “Ekümenik” sıfatını
kullanamadığı,
Yargıtay’ın Patrikhane’deki dini seçimlere sadece
Türk vatandaşlarının katılabilmesi yönünde aldığı
kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyumlu
olmadığı,
Azınlıktaki dini gruplara ve misyonerlere uygunsuz
hareket ve saldırıların yaşandığı ifade edilmektedir.



Ekonomik ve sosyal haklar ve cinsiyet eşitliği
alanında kaydedilen gelişmelerden olumlu olarak söz
edilmekte ama kadınların topluma her alanda katılımı
ve aile içi şiddet, namus cinayetleri ve erken/ zorla
yaptırılan evlilikler gibi önemli sorunları devam
ediyor
çocuk isçiliği, çocuk mahkemelerinin yetersizliği,
Güneydoğudaki gösterilere katılan çocuklara
orantısız hapis cezalarının verilmesi
İşçi ve sendikal haklar alanında, 1 Mayıs’ın “Emek ve
Dayanışma günü” olarak ilan edilmesi olumlu bir
gelişme, Sendika Kanununun AB ve ILO
standartlarına uyumlu olmadığı ifade edilmektedir.

Kültürel haklar alanında TRT 6 gibi olumlu
gelişmelerin yanında Türkçe dışındaki dillerin özel
TV ve radyo yayınlarında, siyasi yasamda, eğitimde
ve kamu kurumları ile temasta kullanılmasında
kısıtlamalar olduğu eklenmektedir.

Doğu ve Güneydoğudaki durum ile ilgili bölümde
konuyla ilgili başlatılan kamusal tartışmanın olumlu
olduğu, ancak anti-terör yasasının geniş
yorumlanmasının temel hakları sınırlayıcı etkisi
olduğu ifade edilmektedir.

Kıbrıs: AB Bakanlar Konseyi’nin Aralık 2006’da verdiği
karardan bu yana Türkiye Ek Protokol’ün tamamıyla
uygulamaya geçmesine yönelik hiçbir ilerleme
kaydetmemiştir. Aralık 2008’deki Konsey kararı uyarınca
Türkiye’nin Ek Protokol’ü tam olarak uygulamaya
geçirmesi gerekmektedir.

Türkiye, G. Kıbrıs ile ikili ilişkilerini normalleştirmede
ilerleme kaydetmemiştir. Türkiye, G. Kıbrıs’ın birçok
uluslararası örgüte üyeliğini veto etmeye devam
etmektedir.

Türkiye’nin bölgesel inisiyatifleri, Irak ve Kuzey Irak
yönetimi ile yakınlaşma, Ermenistan ile başlatılan yeni
süreç de raporda olumlu bir şekilde ele alınmıştır.
Müktesebat
AB Müktesebatı ile uyum ile ilgili 33 baslıktaki tespitlere
bakıldığında,
Az ya da Sınırlı Gelişme
 malların serbest dolaşımı, isçilerin serbest dolaşımı, yerleşme
serbestisi ve hizmetlerin serbest dolaşımı, tarım, gıda güvenliği,
ulaştırma, sosyal politika ve istihdam, dış ilişkiler, mali kontrol
alanlarında
Biraz gelişme,
 Sermayenin serbest dolaşımı, kamu alımları, mali hizmetler, bilgi
toplumu ve medya, balıkçılık, enerji, ekonomi ve para politikası,
trans-Avrupa ağları, yapısal politika ve yapısal araçların eşgüdümü,
yargı ve temel haklar, eğitim ve kültür
iyi gelişme
 istatistik ve bilim ve araştırma alanlarında olduğu,
gelişme
 vergilendirme ve girişimcilik ve sanayi politikası

TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞE
YÖNELİK GÖRÜŞLER
“Moving forward towards Turkish
membership in the EU would be an
important signal of EU’s commitment to
this agenda and ensure that we
continue to anchor Turkey firmly in
Europe”
Barack Obama
06.04,2009, Türkiye Ziyareti
“Turkey is a critical ally. Turkey is an important
part of Europe and Turkey and the United
States must stand together and work
together to overcome the challenges of our
times" .
“The US strongly supports Turkey's bid to
become a member of the European Union.
Europe gains by the diversity of ethnicity,
culture and faith - it is not diminished by it.
And Turkish membership would broaden and
strengthen Europe's foundation once more."
Barack Obama,
06.04.2009, Türkiye Ziyareti
“Türkiye’nin üyeliğinin önemli olduğunu
düşünüyorum. AB üyesi olarak Sarkozy farklı
görüşte. ABD’nin yapmak istediği, Türkiye’nin
Fransa ve tüm Avrupa ile dostluğundan emin
olacağı, o derece ki, kendisini bunun bir parçası
olarak tanımlayabileceği süreci ve müzakereleri
cesaretlendirmek.
Bunda Fransa ve Avrupa’nın da oynayacağı bir rol
olduğunu, tüm dünyadaki Müslümanlara ‘Sizi
memnuniyetle karşılıyoruz, barışçı, müreffeh, tüm
halkların yaranına gelişen dünya topluluğuna
katılmanızı istiyoruz’ mesajı gönderebileceğini
düşünüyorum.”
Barack Obama,
06.06.2009, Normandiya Çıkarması’nın başladığı gününün 65. yıl
dönümü kutlamaları
“Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında köprü
olmasında hemfikiriz. Ama hangi koşullarla
yapılması gerektiğinde ayrılıyoruz. ABD’nin
tavrı AB’ye entegrasyon, benimkiyse değil.
Obama’ya Avrupa’nın sınırlarının önemini
belirttim. Benim için Avrupa dünyada istikrar
gücüdür ve bu istikrarın yıkılmasına izin
veremem. Türkiye ve Rusya ile ortak
ekonomi-güvenlik alanı oluşturabiliriz”
Nicolas Sarkozy,
06.06.2009, Normandiya Çıkarması’nın başladığı gününün 65. yıl
dönümü kutlamaları
Bağımsız Türkiye Komisyonu İkinci Raporu (2009)
“Avrupa’da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak”



Avrupa Birliği Konseyi (Helsinki) Türkiye’nin “diğer
aday ülkelerle eşit statüde” aday ülke (Aralık 1999)
Tüm AB ülkelerinin devlet veya hükümet
başkanlarından oluşan Avrupa Birliği Konseyi’nin
oybirliğiyle Türkiye ile müzakerelerin başlaması
kararı (Aralık 2004) ►Bu karar 407 lehte ve 262
aleyhte oy ile Avrupa Parlamentosu’nda da
onaylandı.
Müzakere Çerçevesi ►“müzakerelerin ortak hedefi
üyelik”


Bazı Avrupalı liderlerin AB ile Türkiye arasındaki
müzakerelerin üyelik dışında başka seçenekleri de
hedefleyebileceği yönündeki söylemleri ►imtiyazlı
ortaklık önerileri▼AB’nin daha önceki tüm karar ve
taahhütleriyle çelişiyor ▼ AB’nin inandırıcılığı,
güvenilirliği ve yapılan anlaşmalara uyma konusunda
ahde vefa (pacta sunt servanda) ilkesine uyumu
sorunu
Türkiye’nin son on yılda her alanda gerçekleştirdiği
çarpıcı ilerleme ülkenin AB adayı statüsüyle ve
katılım süreciyle doğrudan bağlantılı-- Türkiye’nin
dönüşümünü devam ettirmesi açısından Avrupa
yönelimini korumasının önemi
“Tam üyelik, sürecin son aşaması olmalı. Çünkü sona ancak, Türkiye
reform sürecini tamamladığı ve hürriyet, demokrasi ve hukuk devleti
gibi ortak değerlerimizin ilk kez dünyanın Müslüman nüfus çoğunluklu
bir ülkesinde gerçekleştirildiğini kanıtladığı zaman varılabilir. Batılı
demokrasilerle İslam ülkeleri arasındaki ilişkilerin uyum içinde
şekillendirilmesine büyük katkıda bulunacağından bu bizim için çok
önemlidir. Bizim Türkiye’ye, Türkiye’nin bize olduğundan daha fazla
ihtiyacımız var. Stratejik önemine paha biçilemez. Enerjiden değil
bütün bölgenin güvenliğinden söz ediyorum. Türkiye’nin batılı
devletler topluluğuna bağlanma dışında bir yol izlemesi ne demektir,
biliyor musunuz? Böyle bir riski göze alamayız. Ama dediğim gibi önce
Türkiye’nin şartları tam anlamıyla yerine getirmesi gerekir. Avrupa
Birliği açısından büyük stratejik öneme sahip olması, Türkiye’nin
üyelik şartlarının yumuşatılmasına gerekçe oluşturamaz.”
Günter Verheugen,
18.10.2009
Deutschlandfunk radyosuna verdiği mülakat