Kimyasal maddeler

Download Report

Transcript Kimyasal maddeler

KİMYASAL
MADDELER
KİMYASAL
MADDELERİN
YARARLARI NELER?
PEKİ YA
ZARARLARI?
Aslında bildiğimiz zararlar o kadar
az ki ve biz bunun bilincinde bile
değiliz ki hala kendimize DUR
diyemiyoruz.Bu gün bazı kimyasal
maddelerin biyolojik etkileri
üzerinde duracağız.Öncelikle
kimyasal maddeleri tanıyalım.
Kimyasal maddeler hayatımızda
birçok yerde karşımıza çıkan
kolaylaştıran bazen zararlı etkileri
sonucu olumsuz sonuçlar da
doğuran maddelerdir.Kimyasal
maddeleri genel olarak üçe ayırdık
bunlar; deterjanlar, ilaçlar ve
boyalar.
DETERJANLAR
Evlerimizde işyerlerimizde kısacası
hayatin birçok yerinde karşımıza
çıkmaktadır. Deterjanlar içerdiği kimyasal
maddeler ve bileşikler bakımından
hayatımızda olumsuz sonuçlar
doğurabilmektedir. Özellikle bulaşık ve
çamaşır yıkarken bayanların dikkatli
olması gerekmektedir.Bunun dışında
koruyucu olarak eldiven kullanabilirler.
Deterjanlar atık sulara karışmasıyla da
çeşitli reaksiyonlar geçirerek yeni zararlı
gaz veya bileşiklerin oluşmasına sebep
olmaktadır.Yani denizleri ve gölleri kirleten
deterjan atıkları mavi yeşil alglerin
sayısının artmasına da sebep olmaktadır.
Deterjanlar egzama, bağırsak kanseri
solunum yolları enfeksiyonlarına da yol
açmaktadır.
Burada önemli olan bir şey var
mavi yeşil alglerin sayısının artması
ekosistemde nelere yol açar kısaca
aklınıza gelenleri söyleyebilir
misiniz.
Algler evsel atıklarda bulunan azot
ve fosforu kullanarak aşırı miktarda
üreyebilir.Fazla ürediklerinde suyun
oksijenini azaltırlar,bulanıklığa
neden olurlar ve ışığın derin sulara
gitmesini engellerler.Bu durum derin
su canlılarının da ölmesine neden
olur.
Peki ya Türkiye’de
deterjanın olumsuz
etkileri için neler
yapılabilir?
Yüzey aktif maddelerin biyolojik parçalanma
olanağı olanlar sırasında seçilmesi.
Katkı maddesi olarak kullanılan fosfatların
oranının minimuma indirilmesi.
Atık suların kesinlikle arıtma tesislerinden
geçirilmesi.
İçme ve kullanma sularının periyodik
kontrollerinin yapılmasının sağlanması.
Ülke gerçeklerine göre sağlık zararlarının
önlenmesini amaçlayan standartların hazırlanması.
Halkın deterjanlardan gelebilecek zararlara
koruma yöntemlerine göre eğitilmesi halinde bir
süre daha deterjanlardan gelebilecek sağlık
zararlarından korunabilinecektir.
Araştırmalar, çevre sularına karışan
düşük miktarlardaki ilaçlarla sürekli
temas halinde kalmanın balık ve diğer
sucul canlılarda fizyolojik ve
davranışsal değişikliklere neden
olduğunu göstermektedir.
Ayrıca çevreye karışan düşük
miktarlardaki antibiyotiklerle sürekli
temas ilaca dirençli mikroorganizma ve
bakterilerin ortaya çıkmasına neden
olabilecektir.
"ilaç hedeflendiği insan vücudunda yararlıdır;
çevrede değil!!"
İlaçlar doğaya nasıl karışıyor?
•Çöpe
ya da kanalizasyon sistemine
atılan kullanılmayan ilaçlar
•İdrar ve dışkı ile kanalizasyon
sistemine salınan kullanılmış ilaçlar
•Atık su arıtımı ile arıtılamayan
farmasötik bileşenler
•Yer altı sularına karışan
hayvancılıkta kullanılan hormon ve
antibiyotiklerdir.
Doğaya karışan bu ilaçların
zararlı etkileri ile ilgili birkaç
örnek verelim.
Kafkaesk bir durum…
Hormonlu tavuk yiyip
yumuşakça sınıfına geçmekten
çok daha sofistike cinsiyet
değişimleri yaşanıyor şu anda
doğada. Daha geçen ay
Washington’daki Potomac Nehri’nin
levreklerinde bir anomali tespit edildi. Erkek
levrekler yumurtluyordu.
Tahminen, tavuk gübrelerindeki östrojen
atıkları ya da kanalizasyondan nehir
sularına karışan insan hormonları yüzünden.
Başka örnekler de var. Kanada ve
Norveç’teki erkek kutup ayılarında dişi
üreme organları gelişmeye başlıyor.
Avrupa nehirlerindeki balıkların testislerinde
yumurta oluşumuna yarayan proteinden
bulunuyor. Hem de aşırı dozda. Sebebi,
sulara karışan sanayi atıkları, deterjanlar. Bu
kimyasal maddeler, hayvanlar üzerinde dişi
hormonu etkisi yaratıyor.
Doğadaki bu metamorfoz şu anlama
geliyor: Erkekler de yarın öbür gün havadan
sudan östrojen kapabilir.
İNFERTİLİTE
24 Avrupa ülkesinden alınan verilere göre, sperm enjekte yönteminin
kısırlık tedavisinde kullanım oranının 1997’den 2002’ye gelindiğinde
yüzde 43’ten yüzde 52’ye çıktığı tespit edildi.
Komite Koordinatörü Dr. Nyboe Anderson, günümüze kadar erkek ve
kadınlar arasında eşit oranda görülen kısırlık problemine bugün
erkeklerde daha fazla rastlanmasında, kirliliğin artması gibi çevresel
faktörlerin yanı sıra birçok farklı etkenin de rol oynayabileceğini
açıkladı.
Antibiyotik
dirençli
bakteriler
Farmasötik kirliliğin
önemli sonuçlarından bir
tanesi antibiyotik dirençli
bakteriler.
ABD Hastalık Kontrol ve
Önleme Merkezine göre
hastanelerde her yıl 2
milyon insan enfeksiyon
kapıyor ve bunların 90.000’i
hayatını kaybediyor. Bu
ölümlerin yaklaşık yüzde
70’inin antibiyotik dirençli
bakteriler nedeni ile olduğu
düşünülüyor.
İLAÇLARIN
ZARARLARINDAN
KURTULMAK İÇİN
NE YAPABİLİRİZ?
Evlerde kullanılmayan veya miadı
dolmuş ATIK İLAÇLARIN eczanelerde
kurulacak özel bir sistem aracılığı ile
geri toplanmasını ve imha ettirilmesini
sağlayabiliriz.
"Amerika, Avrupa Birliği ülkeleri,
Avustralya ve Kanada gibi yaklaşık 30
ülke farklı ilaç toplama sistemleri
uyguluyor. Bir sonraki neden Türkiye
olmasın?"
Türkiye'de ilk kez bir "atık ilaç toplama"
sistemi uygulanacak. Siz de bu harekette
yer alabilirsiniz.
 Çevreden insanlara ulaşan atık ilaç
karışımlarının, uzun süre maruz
kalındığında karşılaşacağı sağlık sorunları
henüz BİLİNMİYOR!!!

BOYA
Bir yüzeyin kişisel zevklere göre seçilen
renklere bürünmesini sağlayan, sürüldüğü
yüzeyi koruyan ve dekoratif özellik ve bir
tabaka kazandıran kimyasal maddelere ''Boya''
denir.Boya hemen hemen tüm yüzeylere
uygulanabildiği için sanat,endüstriyel
kaplamalar,tasarım gibi pek çok alanda
kullanılmaktadır.Bunların yanında eğitim
sisteminde de öğretim materyali olarak ta
kullanılmaktadır.Boyalar kullanım alanı ve
amaçlarına göre çok değişik özelliklere
sahiptir.
İnsanoğlu yani bizler
hayatımızın konforunu
arttırmak,daha güzel görünmek
amacıyla kimyasal boyalara
başvuruyoruz.Peki biz bu
boyaların ne derece zararlı
olduğunu biliyor muyuz?
BOYALARIN ZARARLARI
Özellikle
mevsim değişikliği sonucu ülkemizde
evleri yenilemek için boya badana yapılır.Yapılan
boyamada yeterli korunma sağlanmazsa astım ve
deride alerjik hastalıklara neden olur.
Fenolün deriye temasıyla deride
şişme,soyulma,sivilceler oluşur.
Az alınması bile dolaşım sistemini bozabilir.
Sentetik boyalar tiner kullanılırken buharlaştığı
için havadaki oksijenin azalmasına dolayısıyla
solunum problemlerine yol açar.
Kalitesiz boyalardaki kimyasallar ciğerlerde
ciddi tehlikeler yaratabilir.
Saç boyalarının zararları:ABD de Yale
Üniversitesinin çalışanlarının bir
araştırmasında yılda dokuz kezden fazla
boyayanların lenfositler lösemiye yakalanma
olasılığının %60 arttığı,koyu renk boya
kullananların ise bir tür kan kanseri olan
foliküler lenfoma yakalanma riskinin %50
olduğu açıklanmıştır.
Mobilyalarda,mobilya cilalalarının,özellikle
aerosol içerenlerin kullanılmasında çıkan
gazların solunması yada yutulması
tehlikelidir.Bu cilalar pek çok zehirli madde
içerirler.Cilaların çoğunda fenol vardır.
BAZI MAKALELERDEN ALINTILAR
Plastik bardaklarda servise sunulan sıcak içeceklere,
sıcak besin maddelerine ve mikrodalga fırında ısıtılan
plastik kaplardaki yiyeceklere dioksin bulaşır. Pet
şişelerde satılan sulara, güneşin ve sıcağın etkisiyle
kanserojen dioksin maddesi karışır.
Dioksin bir kez bedene girdikten sonra dışarı atılamaz.
Yağ dokuda birikir ve canlının yaşamı boyunca orada
kalırlar. Hiç doğum yapmamış kadınlarda göğüs
kanseri görülme sıklığı bu nedenle daha fazladır.
Emzirmeyle birlikte kadınlar, farkında olmadan
göğüslerinde biriken dioksini
bebeklerine aktarırlar. Böylece bebekleri daha ilk
günden dioksinle tanışır. Yaşamı boyunca bedeninde
taşımak zorunda kalacakları, bu güne kadar bilinen en
kansorejen maddeyle birlikte yaşarlar.
Yarattıkları atık miktarıyla, büyük bir çevre
sorunu yaratan "kullan-at" niteliğindeki
tüketim ürünleri için en iyisi hiç
tüketmemektir. Nasıl olsa geri kazanılıyor
diye, "kullan-at" türündeki ürünleri sınırsız
kullanımına yönelten yanlış bir bilinç vardır.
Temizlenemeyen besin ve içecek artığı
bulunan "kullan-at" ürünleri yakma tesisine
gönderilir. Bu tür ürünler geri kazanım
sırasında da, gereksiz hammadde ve enerji
kullanımına ve diğer birçok tehlikeli atığa
neden olurlar. Dioksin, bunların başında
gelir.
UNUTMAYALIM Kİ BU
TABİAT BİZE
ATALARIMIZDAN BİR MİRAS
DEĞİL GELECEK NESİLLERE
BIRAKACAĞIMIZ BİR
EMANETTİR.
HABERLER