Transcript Document

KONUŞMA
BOZUKLUKLARININ
SINIFLANDIRILMASI
Tanımlar

Ses: Ses tellerinin titreşimi ile ortaya çıkan,
akustik
enerjidir.
Konuşma
sesinin
hammaddesidir.

Fonasyon
(Sesleme):
Vokal
foldların
titreşimidir. Bu olayda bir temel frekans ve
bunun harmonik adı verilen katlarından oluşan
ses ortaya çıkar.
Sesin Oluşumu ve Yayılımı(Sound)
Sesin Oluşumu ve Yayılımı(Voice)
Sesin Oluşumu ve Yayılımı(Voice)
Tanımlar

Rezonans (Tınlama): Harmoniklerin bir
kısmının ses yolunun o andaki durumuna göre
selektif olarak amplifiye olması olayıdır.

Artikülasyon (Boğumlama, Eklemleme):
Fonasyonla ortaya çıkan sesin; dil, dudak,
yumuşak damak gibi organlar yardımı ile
işlenerek konuşma sesinin oluşması olayıdır.
Konuşma

Dilin duyulabilir şekildeki tezahürüdür. Bir dilin
sözcüklerini oluşturmak üzere fonasyonla ortaya
çıkan sesin, ses yolunda şekillenmesi ile oluşur.
Yazılı bir müzik eseri dil ise, bu eserin bir
orkestra tarafından seslendirilmesi de
konuşmadır. Konuşma; fonasyon, rezonasyon ve
artikülasyon olaylarından oluşmaktadır.
Dil

İnsanlar arasında komünikasyon amacı ile
kullanılan semboller ve bu sembollerin nasıl bir
araya geleceği ile ilgili kurallardan oluşan bir
sistemdir. Başka bir ifade ile "Bir toplumda, ses
ve anlam yönünden ortak olan öğeler ve
kurallardan yararlanılarak; düşünce, duygu ve
isteklerin başkalarına aktarılmasını sağlayan
gelişmiş bir sistemdir.
Konuşma Bozuklukları ve
Otolaringoloji







1. Konjenital malformasyonlar: Yarık dudak, yarık
damak, ankiloglossi
2. Velopalatin yetmezlik: Konjenital, nörolojik
3.Tümörler: Dudak, dil, ağız tabanı, farinks, burun
4. Cerrahi Girişimler: Abbe-Estlander, Bernard,
parsiyel glossektomi, pull-through, komando,
tonsillektomi,
5. Periferik fasial paralizi
6. Palatin tonsil ve adenoit hipertrofisi
7. Çeşitli nedenlere bağlı skarlar: Dudak,yumuşak
damak, dil
Konuşma Bozuklukları
İki ana grupta incelenir:


1. Artikülasyon Bozuklukları
2. Akıcılık Bozuklukları
1.ARTİKÜLASYON
BOZUKLUKLARI

Artikülasyon (Boğumlama)
Fonasyonla ortaya çıkan sesin; dil, dudak,
yumuşak damak gibi organlar yardımı ile
işlenerek konuşma sesinin oluşması olayıdır.
Konuşma Sesleri

Vokaller: Dil ve dudakların hareketi ile ses
yolunda hava akımına karşı bir engel olmadan
ortaya çıkan konuşma sesleridir. (a, e, ı, i, o, ö, u,
ü) fonemleri vokalleri oluşturur.
Konuşma Sesleri

Konsonantlar: Ses yolunun farklı noktalarda ve
farklı şekillerde daralması ile oluşan seslerdir.
Konsonantlar artikülasyon şekli, artikülasyon
noktası ve vokal foldların titreşim durumuna
göre sınıflandırılır. Alfabede yer alan ünsüz
fonemler ve bunların allofonları konsonantları
oluşturur.
Konsonantların Sınıflandırılması
1. Ses telinin titreşip titreşmemesine göre:
Voiced (Ötümlü), Voiceless (Ötümsüz)
2. Artikülasyon Şekline göre:
Plozif(Patlamalı),
frikatif
(sürtünmeli),
afrikat
(plozif+frikatif), nazal, tril (çok çarpmalı), tap (tek
çarpmalı), aproksimant (daralmalı), lateral aproksimant
(yan daralmalı)
3. Artikülasyon Noktasına göre:
Bilibial (çift dudak), labiodental (diş-dudak), dental
(diş), alveoler (dişeti), postalveoler (dişeti ardı), palatal
(sert damak), velar ( yumuşak damak), glotal (gırtlak)
Artikülasyon Şekilleri
Artikülasyon Noktaları
“a” Vokalinin Artikülasyon şekli ve
MR görüntüsü
MR
Görüntüleri: Kılıç, M, A. X.International Conference on Turkish Linguistics, (2000).
Sesler: Ladefoged P. A Course in Phonetics, 3rd ed. Fort Worth: Harcourt Brace College Publishers, 1993.
“a” Vokalinin Akustik Analizi
“ü” Vokalinin Artikülasyon Şekli ve
MR Görüntüsü
MR Görüntüleri: Kılıç, M, A. X.International Conference on Turkish Linguistics, (2000).
Sesler: Ladefoged P. A Course in Phonetics, 3rd ed. Fort Worth: Harcourt Brace College Publishers, 1993.
“ü” Vokalinin akustik Analizi
“ğ” Konsonantının Artikülasyon
Şekli ve MR Görüntüsü
MR Görüntüleri: Kılıç, M, A. X.International Conference on Turkish Linguistics, (2000).
Sesler: Ladefoged P. A Course in Phonetics, 3rd ed. Fort Worth: Harcourt Brace College Publishers, 1993.
“ğ” Konsonantının Akustik Analizi
“r” Konsonantının Artikülasyon Şekli
ve Görüntüsü
Ladefoged
P. A Course in Phonetics, 3rd ed. Fort Worth: Harcourt
Brace College Publishers, 1993.
Tap “r” Konsonantının Akustik
Analizi
Tril “r” Konsonantının Akustik
Analizi
“y” konsonantının artikülasyon şekli
ve MR görüntüsü
MR Görüntüleri: Kılıç, M, A. X.International Conference on Turkish Linguistics, (2000).
Sesler: Ladefoged P. A Course in Phonetics, 3rd ed. Fort Worth: Harcourt Brace College Publishers, 1993.
“y” Konsonantının Akustik Analizi
Artikülasyon Bozuklukları


A. Motor Artikülasyon Bozukluklar:
1. Dizartri (anartri)
2. Verbal dispraksi (apraksi)
B. Dislaliler:
1. Fonksiyonel dislali
2. Organik dislali (Disglossi)
3. Odyojen dislali
A. Motor Bozukluklar

A. 1) Anartri / dizartri: Konuşma mekanizması
ile ilgili kas hareketinin yetersiz olması veya hiç
olmaması durumudur. Motor sistemin korteksle
konuşma ile ilgili kaslar arasında her hangi bir
noktasında bir bozukluk söz konusudur.
Dizartri Nedenleri








Beyin felci (Cerebral Palsy)
Serebro vasküler olaylar
Multipl skleroz
Parkinson hastalığı
Myasthenia gravis
Menenjit
Beyin tümörleri
Kurşun ve CO zehirlenmeleri
Dizartri Belirtileri



Konuşma yavaş ve zayıftır.
Larinksin tutulduğu durumlarda ses solukludur
(dizartrofoni).
Velumun tutulduğu durumlarda hiperrinofoni
söz konusudur.
A. Motor Bozukluklar
A. 2) Oral apraksi / Verbal dispraksi:
√ Dispraksi: Paralizi ya da kaslarda zayıflık
olmaksızın, volanter kas hareketlerinin
bozulmasıdır.
√ Verbal dispraksi: Konuşma seslerini çıkarma
yeteneği olan bir kişide ağız bölgesindeki kasları
ilgilendiren dispraksi nedeni ile konuşmanın
bozulmasıdır.
√ Dizartriden farklı olarak kaslarda bir zayıflık söz
konusu değildir.
Dispraksi Nedenleri
A. Edinsel Verbal Dispraksi:
1. Serebrovasküler olaylar
2. Kafa travması
3. Beyin tümörleri
B. Gelişimsel verbal dispraksi: Etyolojisi karanlıktır.
Doğuştan itibaren olan bu durum, çocuk konuşma
seslerini öğrenmeye başladığında kendini belli eder.
Sıklıkla ifade edici dil bozukluğuyla karıştırılır.
Dispraksi Belirtileri


Konuşma sırasında sabit olmayan hatalar söz
konusudur. Hangi sesin veya kelimenin hatalı
çıkacağı önceden kestirilemez. Hatalı çıkan bir
ses tekrar edildiğinde hatasız çıkabilir.
çay tay
pencere pençere
Sıklıkla genel motor beceri de bozulmuştur.
Fakat istemsiz hareketler bozulmamıştır.
B. Dislaliler

B.1. Fonetik Bozukluklar (Dislaliler): Bu tip
bozukluklarda konuşma seslerinden bir veya bir kaçının
yerini standart olmayan başka bir ses alır. Bozuk olan
her ses için ayrı bir karşılık vardır, yani fonolojik
kontrast bozulmamıştır ve bu nedenle fonolojik
bozukluktan farklı olarak konuşmanın anlaşılabilirliği
bozulmamıştır Örneğin, çocuk,”S” fonemi yerine
Türkçede olmayan farklı bir ”S” sesini veya standart dışı
başka bir sesi çıkarır. Fonetik bozukluklar, fonksiyonel
veya organik orijinli olabilir. En çok “S” (sigmatizm), ve
“R” (rotasizm) seslerinde bozukluk görülür.
İsimlendirme

Artikülasyon bozukluğundan etkilenen sesin
Yunan alfabesindeki karşılığına –tizm veya –sizm
eklenerek isimlendirilir.
Sigmatizm (Lisping): [s], [z], [ş]
Rotasizm (Lalling): [r]
Lamdasizm: [l]
…
Sigmatizm (Lisping) Pelteklik


[s] sesinin bozuk çıkmasıdır. Genellikle [z], [ş]
seslerindeki bozukluklar da bu gruba dahil edilir.
En sık görülen dislali şekillerinden biridir.
Disglossi Türleri







Labial disglossi: [b], [p], [m] gibi libial konsonantlarla,
[o], [u], [ü], [ö],gibi yuvarlak vokaller etkilenir.
Dental disglossi: [d], [t], [n] ve [l] gibi dental sesler
etkilenir.
Lingual disglossi: Linguolabial ve lingual sesler
etkilenir.
Alveoler disglossi
Palatal disglossi
Velar disglossi
Nazal disglossi
Etyoloji
(Fonksiyonel Dislali)





Alışkanlık: Diş değişimi sırasındaki diş eksikliği nedeni
ile ortaya çıkan dislali, dişler tamamlandıktan sonra da
devam edebilir.
Çevresel nedenler: Çocuğun yakın çevresinde
artikülasyon bozukluğu olan varsa, çocuk onu taklit
edebilir.
Kinestetik duyu zayıflığı: Kinestetik duyu zayıflığı
nedeni ile dil pozisyonunu ayarlayamaz.
Kognitif bozukluklar
Bilinmeyen nedenler
Etyoloji
(Organik Dislali, Disglossi)






Konjenital malformasyonlar (yarık damak, yarık
dudak, ankiloglossi)
Velopalatin yetmezlik
Geçirilmiş operasyonlar
Nazal obstrüksiyon yapan hastalıklar
Diş anomalileri, eksiklikleri, oklüzyon
bozuklukları
Fasial paralizi
Etyoloji
(Odyojen Dislali)


İleri derecede işitme kayıplarında dil bozuklukları
ön plandadır.
Fazla dikkat çekmeyen sekretuvar otitis media
veya sadece tiz sesleri ilgilendiren işitme
kayıplarında [s], [ş], [z], [j] gibi sibilan sesler iyi
duyulamadığı için öğrenilemez.
Konuşma Seslerinin Gösterildiği
Speech Banana
Tanı









Ayrıntılı anamnez
Nörolojik muayene
KBB muayenesi
Konuşma sesinin perseptüel olarak değerlendirilmesi
Konuşma sesinin akustik analizi
Artikülasyon testleri
Nazal endoskopi (flesibl ve rijit endoskoplarla)
Manyetik rezonans (MR) görüntüleme
Elektropalatografi (EPG)
2. AKICILIK BOZUKLUKLARI


Cluttering (Takifemi)
Kekemelik (Disfemi)
Cluttering (Takifemi)




Kelimeleri yuvarlayarak anlaşılmayı bozacak
derecede hızlı konuşma durumudur. Cluttering
de kekemelik gibi bir akıcılık bozukluğu olup
dört temel özelliği vardır:
Konuşma ileri derecede hızlıdır.
Cümle yapısı bozuktur.
Bazı heceler ve sesler anlaşılmaz veya
yutulmuştur.
Sıklıkla okuma-yazma problemleri de görülür.
Cluttering (Takifemi)

Cluttering hastasının konuşması hızlı, düzensiz
ve monoton olup cümle yapısı bozuktur.
Kelimeler tekrarlanabilir, birleştirilebilir, okumayazma problemleri görülebilir. Bu kişiler yavaş
konuştukları takdirde konuşmaları normal ve
anlaşılabilirdir.
Kekemelik (Disfemi, Stuttering)

Kekemelik; konuşmadaki akıcılığın ve ritmin
bozulması, bunlara verilen psikolojik
(Konuşmaktan çekinme, konuşurken hata
yapmaktan korkma) ve motor reaksiyonlarla
(Vücudun çeşitli yerlerinde oluşan tikler)
konuşmadaki uzatmalar, tekrarlar ve
duraklamalarla karakterize bir konuşma
bozukluğudur.
Kekemelik (Disfemi, Stuttering)

D.S.M. IV psikiyatrik tanı kriterlerine göre;
kekemelik, yaşına ve lehçesine uygun gelişimsel
olarak çıkartması beklenen konuşma seslerini
çıkartamaması, konuşmanın olağan akıcılığında
ve zamanlama örüntüsünde bozukluk olması
durumudur. (D.S.M. IV, 1994, S.48-49).
Kekemelik genellikle:




Hece-ses uzatma (v-v-v-ver),
Kısa kelime tekrarı (al-al-al),
Ses uzatma (Ssssssabah),
Durma –Bloklamalar (okk-ula ge-geldim),
şeklinde olabilir.
Akıcılıktaki Bozulmaya Karşı Verilen
Tepkiler


i) Psikolojik Tepkiler: Konuşmaktan kaçınma,
konuşmaya başlangıçta ya da devam ederken
yoğun stres ve anksiyete.
ii)Motor Tepkiler: Vücudun çeşitli
bölgelerinde meydana gelen tiklerdir.
(Ekstremiteler, baş, boyun, çene)
Kekemeliğin Gelişimsel Evreleri / Davranış
Düzeyleri
Gelişim/Davranış Düzeyi





Normal Akıcılık Bozukluğu
(Normal disfluency konuşmanın gelişim
süreci içersinde görülebilir ve doğaldır.)
Sınır Düzey Kekemelik
Kekemelik Başlangıcı
Orta Düzey Kekemelik
İleri Düzey Kekemelik
Tipik Yaş
1,5-6 yaş
1,5-6 yaş
2-8 yaş
6-13 yaş
14 yaş ve +
(Guitar, B. Stuttering An Integreted Approach to Its Nature and Treatment.1998)
Türkiye’de Görülme Sıklığı


Kekemeliğin erken dönem görülme sıklığı: % 4
iken,
Kekemelikte genel sıklık; % 1’dir.
(Konrot, A. Mayıs 2003, Ankara)
Evreleme

Kekemelikte 2 temel evre vardır. Bunlar:
1-Primer Evre Kekemelik
2-Sekonder Evre Kekemelik
1-Primer Evre Kekemelik

Bu dönem 2-2,5 yaşlarından 6-7 yaşlarına kadar
uzanabilmektedir. Kekemelik sürekli olmayıp
epizotlar halindedir. Bu dönemde çocuk
kekemeliğinin farkında değildir ve genellikle
konuşmaktan kaçınmaz ve akıcılıktaki
bozulmalara psikolojik tepkiler vermez. Aileye
verilen eğitimle bu sorun aşılabilmektedir. Bu
dönem akıcılık bozukluğuna; primer kekemelik,
normal disfluency, kimi kaynaklarda ise fizyolojik
kekemelik denmektedir.
1-Primer Evre Kekemelik

Primer evre kekemelikte kekelenen hece sayısı
%10’dan büyüktür.
2-Sekonder Evre Kekemelik



7’li yaşlardan sonra ortaya çıkan ve çocuğun
konuşmasındaki bozukluğun farkına varıp psikolojik
tepkiler vermeye başladığı dönemdir. Bu dönem
kekemeliği tedavi gerektiren bir evredir.
Yaş ilerledikçe çocuk kekemeliğinin farkına varır ve bu
şekildeki konuşmaya reaksiyon vermeye başlar. Önceleri
eforsuz olan uzatma ve tekrarlar daha hızlı, düzensiz,
yoğun ve eforlu olmaya başlar.
Konuşma ritmindeki bozukluğa gösterilen tepki kişiler
arası farklılık göstereceğinden ileri yaşlardaki kekemelik
arasında büyük farklılıklar görülür.
2-Sekonder Evre Kekemelik

Sekonder evre kekelemelikte kekelenen hece
yüzdesi %5’ten büyüktür.
Epidemiyoloji



2-6 yaş arası çocukların ortalama %5’inde kekemelik
vardır. Fakat bunların %80’i kendiliğinden ya da aile
eğitimi ile düzeldiği bilinmektedir.
Sekonder evre kekemeliğin görülme sıklığı %1’dir.
Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık görülür. Bu
oran çeşitli yayınlarda değişiklik göstermektedir. Ama
genel olarak 1/3 ve ¼ gibi olduğu bilinmektedir.
Etyoloji


Kekelemeliğin etyolojisi ile ilgili teoriler üç ana
grupta toplanmaktadır:
1-Organik Teoriler: Kekemeliğin organik orjinli
olduğu üzerinde duran teorilerdir. Kekemeliğin
organik orijini üzerine yapılan çalışmalarda
anlamlı farklılıklar bulunamamış, fakat ailede bu
tür bir hikaye olduğunda çocuklarda görülme
oranın daha yüksek olduğu bilinmektedir.
KONUŞMA SIRASINDA BEYİN AKTİVİTELERİ
Kekeme olmayan kişinin
beyin aktiviteleri
(Guitar, B. Stuttering An Integreted Approach to
Its Nature and Treatment.1998)
Kekeme olan kişinin
beyin aktiviteleri
Tomografi
Projeksiyonu
L=Sol
R=Sağ
1900’lü yılların başlarında konuşma patolojisinin yeni gelişmeye başladığı dönemlerde daha
çok serebral dominans üzerinde durulmuş; sağ veya sol el kullanımına bakılmış fakat yapılan
araştırmalarla bunların kekemelik üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Son araştırmalar göstermektedir ki; beyin aktiviteleri bakımından kekelemelerle akıcı
konuşanlar arasında anlamlı fark yoktur, yukarıda görülen fark konuşma sırasında yaşanılan
stresten kaynaklanmaktadır. (Konrot, A. Ocak 2003, İstanbul)
Sol elini kullanan, kekeme olamayanların konuşma sırasındaki beyin aktiviteleri
Sol elini kullanan, kekemelerin konuşma sırasındaki beyin aktiviteleri

Yukarıdaki çalışmada; konuşmacılara kendilerini
tanıtma ödevi verilmiş ve konuşma sırasındaki
beyin aktiviteleri ölçülmüştür. Başlangıçta her iki
grup arasında; 21. ve 22. alanlarda küçük
farklılıklar olduğu söylenmektedir. Konuşma
sırasındaki farklılıklar yukarıda verilen MRI
görüntülerinde açıkça görülmektedir.
Etyoloji

2- Nöroz Teorisi: Psikolog ve psikiyatristlerin
ileri sürdüğü bir teoridir. Kekemeliğin
kökeninde psikolojik bir travma olabileceği öne
sürülmektedir.
Etyoloji

3- Öğrenme Teorileri: Günümüzde kabul
gören teorilerdendir. Kekemeliğin aileden ya da
çevreden öğrenilerek kazanıldığı fikrini savunur.
Konuşmayı edinim yaşında akıcı konuşma yerine
patolojik konuşmayı öğrenirler, der.
Öğrenme Teorileri

Semantik Teori:2-4 yaşlarındaki çocukların
çoğunda, bazı stres durumlarında duraklama ve
hece tekrarlan görülür. Fakat çocukların pek
azında bu duraklama ve tekrarlar devam eder ve
anne babalar bunlara kızarak tepki verirlerse bir
süre sonra da kaçınma reaksiyonları ortaya
çıkmaya başlar. Bu gruptaki teorilerden semantik
teoriye göre kekemelik çocuğun ağzında değil
ebeveynin kulağında başlar.
Öğrenme Teorileri

Hayal kırıklığı Teorisi: Tekrarlara ve
uzatmalara karşı anne babanın kızarak veya
cezalandırarak cevap vermesi ile çocuk
konuşmaktan korkmaya ve çekinmeye başlar. Bu
gruptaki hayal kırıklığı teorisine göre ise
kekemelik ebeveynin kulağında değil çocuğun
kendi kulağında başlar.
Öğrenme Teorileri


Çatışma Teorisi: Konuşmak ya da
konuşmamak arasında çatışmadan kaynaklı
olarak konuşmada bir ritim bozukluğu ortaya
çıkar.
Tanısal Teori: Başlangıçtaki normal akıcılık
bozukluğuna kekemelik tanısı konulmasıyla
ortaya çıkar, der.
TEŞEKKÜRLER…
KAYNAKÇA










1- Ladefoged P. A Course in Phonetics, 3rd ed. Fort Worth: Harcourt Brace College Publishers,
1993.
2- Ball MJ. Phonetics for Speech Pathology, 2nd ed. London: Whurr Publishers, 1993.
3- Minifıe FD. Introduction to Communication Sciences and Disorders. San Diego: Singular
Publishing, 1994.
4- Demircan Ö. Türkçenin Sesdizimi. İstanbul: Der Yayınları, 1996.
5- Guitar,B. Stuttering: An Integrated Approach to Its Nature and Treatment. Vermont, (1998).
6- Kılıç, M, A. X.International Conference on Turkish Linguistics, (2000).
7- Ramig, P. Parent-clinician-child Partnership in the Therapeutic Process of the Preschool-and
Elementary-aged Child Who Stutters. Seminars in Speech and Language, vol. 14, #3.
8- Onslow,M.,Packman,A., Harrison, E. The Lidcombe Program of Early Stuttering
Intervention. Sydney, 2001
9- Blomgren, M. At al.(Preliminary results of a functional MRI study of brain activation patterns
in stuttering and nonstuttering speakers during a lexical access task.) Journal of Fluency
Disorders. 28 (2003) 337–356
Konrot, A. Kekemelik . Dil ve konuşma bozuklukları kongresi, Ankara. Mayıs 2003