Slide 1 - utesav

Download Report

Transcript Slide 1 - utesav

Kur’ân’ın ve kâinatın dilinden
İSLÂM İNANÇ İLMİHALİ
ÜMİT ŞİMŞEK
OTUZ BİRİNCİ BÖLÜM
Âhirete iman: 3
Berzah âlemi

Cennet size ayakkabınızın bağından
daha yakındır.

Cehennem de öyle.

BUHARÎ, Rikak: 29
Dünya
hayatı
Berzah
Berzah âlemi
Âhiret
hayatı
Berzah âlemi

Berzah-Dünya ilişkisi

Arkada bıraktığı iyilik veya kötülükler

Arkasından yapılan dualar ve hayırlar
Berzah âlemi

Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Âdemoğlu öldüğünde, yaptığı işlerin
sevabı da kesilir — üç şey müstesna:
◦ sadaka-i cariye,
◦ kendisinden yararlanılan ilim,
◦ kendisine dua eden hayırlı evlât.

MÜSLİM, Vasiyyet: 14
Kabir manzaraları

Resulullah (s.a.v.) buyurdu:

Mü’min kulun dünyadan ayrılıp âhirete geçmesi
yaklaştığında, gökten onun üzerine yüzleri güneş
gibi parlayan melekler iner, beraberlerinde
getirdikleri Cennet elbisesi ve Cennet kokularıyla
onun gözü önünde bir yere otururlar.
Derken Ölüm Meleği (selâm üzerine olsun) gelir ve
yanı başına oturur. “Ey temiz ruh,” diye seslenir.
“Rabbinin af ve hoşnutluğuna çıkıver.”
Ve ruh, tıpkı bir su kabından damlayan su gibi
kolaylıkla çıkar.
 . / ..
Kabir manzaraları


. / ..
Melekler ruhu alır almaz Cennet kefenine ve
kokularına sararlar. Öyle ki, o ruhtan, yeryüzünde
bulunabilecek en güzel kokular yayılmaya başlar.
Melekler onunla yükselirken, yanlarından geçtikleri
melek toplulukları “Bu güzel koku da ne?” diye
sorarlar. Onlar da “Bu filân oğlu [veya kızı] filândır”
diye, dünyada iken anıldığı en güzel isimlerle onu
tanıtırlar.
Dünya semâsının sonuna geldiklerinde kapının
açılmasını isterler ve onlara semâ kapıları açılır.
Her semâ katından, böylece bir sonraki semâya
uğurlanırlar.
 .. / ...
Kabir manzaraları


.. / ...
En sonunda yedinci semâya geldiklerinde Yüce
Allah buyurur ki:
“Kulumu İlliyyûn’a kaydedin ve tekrar
yeryüzüne götürün. Zira Ben onları topraktan
yarattım; sonra ona döndürür, sonra bir kere
daha ondan çıkarırım.” [Tâhâ, 20:55]
Bunun üzerine melekler onun ruhunu tekrar
cesedine getirirler.

MÜSNED, 4:287
Kabir manzaraları

Mü’min kabrine konduğunda, yer ona
şöyle seslenir:

“Hoş geldin, safâlar getirdin. Benim için
sen, üzerimde dolaşanların en sevgili
olanısın. Artık işin bana havale
edildiğine ve sen de bana döndüğüne
göre, şimdi sana ne yapacağımı
göreceksin.”

TİRMİZÎ, Kıyamet: 26
Kabir manzaraları

Onun yanına iki melek gelir ki, birinin adı Münker,
diğerininki Nekir’dir. Ona “Şu adam [Muhammed
Aleyhisselâm] hakkında ne diyorsun?” diye sorarlar.
O da daha önce söylediği gibi der ki:
“O Allah’ın kulu ve resulüdür. Tanıklık ederim ki,
Allah’tan başka hiçbir tanrı yoktur ve Muhammed
de Onun kulu ve resulüdür.”
Bunun üzerine melekler “Senin böyle söylediğini biz
zaten biliyorduk” derler.
Sonra kabrinde ona yetmişe yetmiş arşın
genişliğinde yer açılır ve aydınlatılır.
Sonra da ona “Uyu” denir.

. / ..
Kabir manzaraları

. / ..

O “Dönüp de aileme haber verebilir miyim?”
diye sorar.
Melekler ona “Sen uyumana bak,” derler.
“Damat [veya gelin] uykusuyla uyu ki, onu
ancak en sevdiği kişi uyandırır.”
İşte, o mü’min kul, yattığı yerde, Allah’ın onu
dirilteceği güne kadar böylece uyur.

TİRMİZÎ, Cenâiz: 70
Kabir manzaraları

Mü’minin iki sevinci:

“Ateşteki yerine bak; Allah bunun
yerine, sana Cennetten bir yer verdi”
denir. Mü’min bakar, ikisini de görür.

BUHARÎ, Cenâiz: 87; MÜSLİM, Cennet: 70
Kabir manzaraları

İman edenleri Allah dünya hayatında da,
âhirette de sağlam söz üzere sabit kılar. Allah
zalimleri de şaşkınlıkta bırakır. Böylece Allah
dilediğini yapar.

Sağlam söz üzerinde sabit kalmak (kavl-i
sabit):

Müslümanın kabir sualine doğru cevap vermesi

BUHARÎ, Tefsir 14:2; MÜSLİM, Cennet: 73; EBÛ DÂVUD, Sünnet:
23; TİRMİZÎ, Tefsir 14:4; NESÂÎ, Cenâiz: 114; İBNİ MÂCE, Zühd:
32
Kabir manzaraları

Kabir âhiret duraklarının ilkidir. Kişi
ondan kurtulursa, sonrası daha
kolaydır; kurtulamazsa, sonrası bundan
daha da çetin olur.

TİRMİZÎ, Zühd: 5
Kabir manzaraları

Cennet ehli olan kimseye, kıyamete
kadar sabah akşam Cennetteki yeri,
Cehennem ehlinden olan kimseye de
ateşteki yeri gösterilir.

BUHARÎ, Cenâiz: 90; MÜSLİM, Cennet: 65; TİRMİZÎ, Cenâiz: 70;
NESÂÎ, Cenâiz: 116
Kabir manzaraları

Allah o kimseyi, Firavun ehlinin
kurdukları tuzağın şerrinden korudu.
Firavun ehlini ise o kötü azap
kuşatıverdi.

Ateşe sunulurlar sabah akşam;
kıyamet kopunca da sokun Firavun
ehlini azabın en şiddetlisine!

MÜ’MİN, 40:45-46
Kabir manzaraları

Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya
kadar sen onları kendi hallerine bırak.

Tuzaklarının o gün onlara bir faydası
olmaz; kimseden yardım da görmezler.

Zulmedenler için ondan önce bir azap
daha vardır; lâkin çoğu bilmiyor.

TÛR, 52:45-47
Şehitlerin hayatı

Allah yolunda öldürülenler için “ölü”
demeyin. Onlar diridirler; lâkin siz
farkında değilsiniz.

BAKARA, 2:154
Şehitlerin hayatı

Allah yolunda öldürülenleri ölü sayma. Onlar
hayattalar ve Rablerinin katında rızıklanıyorlar.

Allah’ın kereminden onlara bağışladığı
nimetlerin mutluluğu içinde, arkalarında olup
da henüz kendilerine katılmamış kardeşlerine,
kendileri için hiçbir korku olmayacağını ve
hiçbir şeye üzülmeyeceklerini müjdeliyorlar.

Onlar Allah’ın nimetini ve lütfunu, bir de
mü’minlerin ecrini Allah’ın asla zayi
etmeyeceğini müjdeliyorlar.

ÂL-İ İMRÂN, 3:169:171
Kabir azabı

Sa’d b. Ebî Vakkas’ın (r.a.) bildirdiğine
göre, Resulullah (s.a.v.) namazlardan
sonra şu dua ile Allah’a sığınırdı:

Allahım, korkaklıktan ve cimrilikten
Sana sığınırım. Erzel-i ömürden Sana
sığınırım. Dünya fitnesinden Sana
sığınırım. Kabir fitnesinden Sana sığınırım.

BUHARÎ, Cihad: 25
Kabir azabı

Resulullah (s.a.v.) buyurdu:

Sizden biri namazda teşehhüdü okuduğu
zaman şöyle diyerek dört şeyden Allah’a
sığınsın:

Allahım, Cehennem azabından, kabir
azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden
ve Mesih Deccal fitnesinin şerrinden Sana
sığınırım.

MÜSLİM, Mesacid: 128
Kabir azabı

Hz. Aişe (r.a.):

Ben Resulullaha (s.a.v.) kabir azabının
olup olmadığını sordum.

“Evet, kabir azabı haktır” buyurdu.

Hz. Aişe (r.a.):

Resulullahın (s.a.v.) namaz kılıp da
arkasından kabir azabından sığınmadığı
bir zamanı görmedim.

NESÂÎ, Sehv: 64
Ölü için dua etmek

Resulullah (s.a.v.) bir ölü defnedildikten
sonra kabri başında durdu ve şöyle
buyurdu:

Kardeşiniz için istiğfar edin ve onun için
sebat isteyin. Çünkü o sorgulanıyor.

EBÛ DÂVUD, Cenâiz: 69
Kabir ziyareti

Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Kabirleri ziyaret etmek isteyen etsin.
Çünkü kabir ziyareti bize âhireti
hatırlatır.

EBÛ DÂVUD, Cenâiz: 77; TİRMİZÎ, Cenâiz: 60
Kabir ziyareti

Resulullah (s.a.v.), Ashabına, kabirlere
gittikleri zaman şöyle demelerini
öğretirdi:

Selâm üzerinize olsun, ey bu diyarın
mü’min ve Müslüman ahalisi!
İnşaallah biz de size katılacağız.
Size de, bize de Allah’dan bağışlanma
diliyorum.

MÜSLİM, Cenâiz: 104
Kıyamet

Evvelki Âd kavmini de O helâk etti.
Semud’dan da geriye birşey bırakmadı.
Daha önce Nuh kavmini de O helâk etti. Çünkü onlar zulme
sapmış ve azıtmıştı.
Alt üst edilen beldeleri de yerin dibine O geçirdi.
Onları kaplayan öyle bir kapladı ki!
Şimdi Rabbinin hangi bir nimetinden şüphe edersin?
İşte bu da evvelki uyarıcılardan bir uyarıcıdır.
Yaklaşan iyice yaklaştı.
Onu Allah’tan başka açığa çıkaracak yoktur.
Siz bu söze mi şaşıyorsunuz?
Ağlamıyor, gülüyorsunuz.
Ve hâlâ eğleniyorsunuz.

NECM, 53:50-61











Kıyametin vakti

Bir de diyorlar ki: “Doğru söylüyorsanız,
vaad ettiğiniz şey ne zaman?”

Sen de ki: Onun bilgisi Allah katındadır;
ben ise apaçık bir uyarıcıyım.

MÜLK, 67:25-26
Kıyametin vakti

Sana kıyametin ne zaman geleceğini
soruyorlar. De ki: Bu bilgi Rabbimin
katındadır; onun vaktini Ondan başkası
açıklayamaz. Gökler ve yer için o çok
büyük birşeydir. Size ansızın geliverir.
Sanki onu biliyormuşsun gibi sana
soruyorlar. De ki: Bu bilgi Allah
katındadır; lâkin insanların çoğu bunu
bilmiyor.

A’RÂF, 7:187
Kıyametin vakti

İnsanlar sana kıyameti soruyorlar. De ki:
Onun bilgisi Allah katındadır. Nereden
bileceksin, belki de onun vakti çok
yaklaşmıştır.

AHZÂB, 33:63

Kıyamet vakti gelecektir. Herkes
çalışmasının karşılığını görsün diye onu
gizliyorum.

TÂHÂ, 20:15
Kıyametin vakti

O Allah ki, kitabı ve mizanı hak ile indirdi.
Nereden bileceksin, belki de kıyametin
vakti yakındır.

Ona inanmayanlar, kıyametin çabuk
gelmesini istiyorlar. İman edenler ise onun
gerçek olduğunu biliyor ve ondan
korkuyorlar. Bilmiş olun ki, kıyamet
hakkında tartışanlar, derin bir aldanış
içindedirler.

ŞÛRÂ, 42:17-18
Kıyametin vakti

De ki: Size vaad olunan şey yakın mıdır,
yoksa Rabbim onun için bir süre mi tanır;
onu da ben bilemem.

CİN, 72:25

Sen güzel bir sabırla sabret.

Onlar o günü uzak görüyorlar.

Biz ise yakın görüyoruz.

MEÂRİC, 70:5-7
Kıyametin vakti

Hesapları yaklaştı; ama insanlar hâlâ
gaflette, aldırmıyorlar.

Onlara ne zaman Rablerinden yeni bir
öğüt gelse, eğlenerek dinlerler.

ENBİYÂ, 21:1-2

Kıyamet yaklaştı, Ay yarıldı.

KAMER, 54:1
Kıyamet alâmetleri

10 büyük alâmet (MÜSLİM, Fiten: 39-42; EBÛ DÂVUD,
Melâhim: 12; TİRMİZÎ, Fiten: 21):

1. Duhân (duman): Ortalığı kaplayan bir
dumanın çıkması
◦ Sen göğün aşikâr bir duman çıkaracağı günü
gözle.
◦ O duman insanları kaplar. İşte bu acı bir
azaptır.
◦ DUHÂN, 44:10-11
Kıyamet alâmetleri

2. Deccal:
◦ Olağanüstü yeteneklere sahip, tanrılık iddiasında
bulunacak şahıs
◦ Hakkında pek çok hadis var
◦ Bu ümmetin içinde otuz kadar deccal çıkacak (TİRMİZÎ,
Fiten: 43)

3. Dâbbe:
◦ Söz verilen zaman gelip çattığında, onlara yerden bir
dâbbe çıkarırız ki, kendileriyle konuşur da insanların
âyetlerimize kesin bir şekilde inanmadıklarını söyler.
(NEML, 27:82.)
◦ Mü’minin yüzünü parlatıp kâfirin yüzünü damgalayacak
(TİRMİZÎ, Tefsir 27:1; İBNİ MÂCE, Fiten: 31; MÜSNED, 2:491)
Kıyamet alâmetleri

4. Güneşin batıdan doğması:
◦ Yoksa onlar, kendilerine melekler gelsin, yahut
Rabbin gelsin, yahut Rabbinin âyetlerinden biri
gelsin diye mi bekliyorlar? Halbuki Rabbinin
âyetlerinden biri geldiği zaman, daha önce iman
etmemiş yahut imanıyla bir hayır kazanmamış
olan kimsenin imanı artık kimseye fayda vermez.
Sen “Bekleyedurun,” de. “Biz de bekliyoruz.” (EN’ÂM,
6:158.)
◦ Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz.
Güneşin batıdan doğduğunu gören herkes iman
eder; lâkin o an, daha önce iman etmemiş olan
kimseye imanının fayda vermediği andır.” (BUHARÎ,
Tefsir 6:9; MÜSLİM, İman: 248, 249; EBÛ DÂVUD, Melâhim: 12;
TİRMİZÎ, Tefsir 6:8, 9.)
Kıyamet alâmetleri

5. Hz. İsâ’nın (a.s.) inmesi:
◦ Kıyamete yakın yeryüzüne inecek, insanlar
arasında adaletle hükmedecek, haçı kırıp
domuzu öldürecek (BUHARÎ, Enbiya: 49; MÜSLİM,
İman: 242)

6. Ye’cüc ve Me’cüc
◦ Nihayet Ye’cüc ile Me’cüc’ün önü açılır ve
herbir tepeden akın ederler. (ENBİYÂ, 21:96.)
◦ Hadislerde geçen tarifler yorum gerektiren
müteşabihat kabilinden.
Kıyamet alâmetleri

7-9. Üç yerde yerin çökmesi
◦ Doğuda, batıda, Arap yarımadasında

10. Bir ateşin çıkması
◦ Yemen taraflarında çıkacak ateşin her
tarafı aydınlatması
Kıyamet alâmetleri

Küçük alâmetler









İlmin azalıp cehaletin yaygınlaşması
Savaş ve cinayetlerin artması
Zinanın açıkça işlenmesi
İçki içmenin çoğalması
Emanetin ehline verilmemesi
İnsanların bina yapmakta yarışması
Birçok kimsenin peygamberlik iddia etmesi
Depremlerin çoğalması
İslâm ümmetinden bazı toplulukların
müşriklere katılıp putlara tapması
Kıyamet alâmetleri

Kıyamet alâmetlerine dair haberlerin
ortak özellikleri:

Geleceğe ait haberlerdir

Pek azı müstesna, açıkça bildirilmez

Birçoğu değişik zamanlar ve toplumlarda
da görülmüştür

Kötülüklerin yaygınlaşmasına karşı uyanık
bulunmaya teşvik eder
Kıyamet

Cennet size ayakkabınızın bağından
daha yakındır.

Cehennem de öyle.

BUHARÎ, Rikak: 29
İnternet adresleri

[email protected]

utesav.org.tr

facebook.com/yazarumitsimsek