Erken Çocukluk Döneminde Bedensel, Bilişsel ve Sosyal Gelişim

Download Report

Transcript Erken Çocukluk Döneminde Bedensel, Bilişsel ve Sosyal Gelişim

Erken Çocukluk Döneminde
Bedensel, Bilişsel ve Sosyal Gelişim
Dr.Mustafa Ergün
2-6 yaşları arası, erken çocukluk veya
okulöncesi çocukluk çağlarıdır. Çocuklar
özellikle boy atma, konuşma ve sosyal
yönden hızlı bir gelişim içindedirler.
Bedensel gelişim
Bebeklik dönemindeki kadar olmasa da, gene etkileyici bir
gelişim vardır.
3 yaşlarında bebek tombulluğu gider, vücut incelir; gövde, kol
ve bacaklar uzar.
Beyin gelişimi
Beynin sol yarımküresi (dil, mantık, matematik) sağa göre daha
fazla gelişir. Sağ yarımküre (yaratıcılık, hayal, sanat, müzik) orta
çocukluk döneminde gelişir.
Sol beyin güçlü olunca sağ el daha güçlü olur (%90), sağ beyin
güçlü olunca solak olur.
Hareket becerileri (Motor skills)
Kaba hareket becerileri, koşma, zıplama, sekme, dönme, atlama, atma, dengede
durma, dansetme gibi bedenin büyük kısmını etkileyen hareketlerdir.
İnce hareket becerileri, çizme, yazma, ayakkabı bağlarını bağlamaya çalışma gibi ince
beden hareketleridir. Bu hareketlerin hepsi erken ocukluk döneminde gelişir; ancak
ince hareketler daha yavaş gelişir.
Albert Bandura’nın gözlemsel veya taklit yoluyla öğrenmesi, erken çocukluk
döneminde hem kaba hem de ince hareketlerin gelişmesinde önemli rol oynar.
Sağlık sorunları
Okulöncesi çocukları genelde sağlıklıdır, ancak gene de
bazı medikal sorunlar çıkabilir. Bedensel sorunların yanı
sıra, uzun süreli hastalıkların ortaya çıkardığı psikolojik
engeller, gelişim geriliği (developmental delay), bunalım ve
acılar olabilir.
Erken çocuklukta bilişsel gelişim
Çocuklar dışarda gördükleri nesne ve olayları kendi beyinlerinde belli
kalıplar halinde gruplamaya başlarlar.
Ancak dikkatlerini ve hafızalarını tam olarak kontrol edemezler,
gerçekle realiteyi birbirine karıştırırlar ve aynı anda bir tek şeye dikkat
edebilirler.
Piaget, 2-7 yaşlar arasındaki
bu döneme işlem öncesi
dönem (preoperational stage)
demiştir. Bu dönemde dil ve
diğer semboller gelişir,
yetişkin hareketleri taklit edilir
ve bol oyun oynanır. Özellikle
hayal ürünü oyunlar çok
yaygındır. Sihirli hayallere
bayılırlar…
Okulöncesi çocukları hala ben merkezcidir ve hayal kırıklığına
uğradıklarında ben merkezli konuşmalar (nonmutual) yaparlar.
Piaget’ye göre bu aşamada özelliklere göre düzgün sınıflandırma
(classification) ve sıraya koyma (serial ordering) yapamazlar. Dolayısıyla
mantıksal işlemlerde becerikli değildirler.
Piaget’ye göre bu dönem çocukları korunum (conservation), yani
görünüm ve biçimi değişse bile eşyanın aynı kalabileceği özelliğini
bilmezler. İşlem öncesi dönem çocuğu beş tane on lirayı tek bir yüz
liradan daha fazla değerlendirir. Çocuklar 7 yaş civarında bu eşyanın
korunumu ilkesini kavradıklarında somut işlemler dönemine geçerler.
2-3 yaşlarında çocuklar görünüşlere
odaklanırlar, 4-5 yaşlarında ise dünyayı
daha gerçekçi görürler ve anlarlar. Dünyayı
anlarken sosyal ilişkileri de anlarlar (social
cognition), düzgün ilişkiler, arkadaşlıklar ve
dostluklar ararlar.
5 yaşındaki çocuklar kendi zihinleri ile
ilgilendiği gibi, başkalarının duygu ve
düşüncelerini de anlamaya başlarlar. «Bana
ne, bana ne» demezler.
Küçük çocuklar geçmişi büyük
çocuklar ve yetişkinler kadar
net hatırlayamazlar.
Hatırlamadan ziyade görünce
tanıma özellikleri gelişmiştir.
Ayrıca bu dönem
çocuklarında seçici dikkat
(selective attention) eksikliği
de vardır.
Çocuklar doğuştan bir merak
güdüsü getirirler; bunun
yetişkinler tarafından
mümkün olduğu kadar çabuk
ve kapsamlı geliştirilmesi
gerekir.
Dil
Erken çocukluk döneminde dil
becerileri gelişmeye devam eder. Bazı
araştırmacılar dil gelişimini çocukların
kurdukları cümlelerdeki kelime sayısı
ile açıklamaya çalışırlar.
Anne babalar, kardeşler, arkadaşlar,
öğretmenler ve medya okulöncesi
çocukların dil gelişimini geliştirmek için
birçok olanaklar sunarlar. Dolayısıyla dil
gelişimi bir sosyal ve kültürel ortam
içinde olur.
2–6 yaşlar arasındaki erken çocukluk döneminde, çocuklar
anne babalarından ayrı ve bağımsız olma duygusunu
geliştirmeye başlarlar (elerinden tutturmazlar).
Erikson’un gelişim kuramına göre, okulöncesi çocuklar 1-3
yaşları arasında özerklik veya kendi başına hareket
(autonomy, self-direction), 3-6 yaşlar arasında da girişim ve
girişkenlik (initiative, enterprise) duygularını geliştirirler.
Freud, psikoseksüel gelişim teorisinde çocukluğun ikinci
yaşına anal stage diyor. Anne babalar bu dönemde
çocuklarına tuvalet eğitimi vermeye çalışırlar.
Bu dönemi sağlıklı atlatamama (fixation) yetişkinlik
döneminde şahsiyet özelliklerine negatif olarak yansıyabilir.
Örneğin tuvaletini aşırı derecede tutma (anal retention) aşırı
temizlik, düzen ve tasarrufa; tersi olarak tuvaletini hiç
tutmama (anal expulsion) da dağınıklık ve savurganlık gibi
özellikler olarak ortaya çıkar.
Okulöncesi çocuğun bedensel, zihinsel, sosyal sağlık ve
gelişiminde aile ilişkileri çok önemlidir. Ailede annebabalık teknikleri, disiplin, kardeş sayısı, ailenin
ekonomik durumu, yaşama koşulları, sağlık durumu vs.
çocuğun psikososyal gelişimini etkiler.
Anne-baba kontolü, anne baba sıcaklığı
Otoriter ebeveynler, fazla müsamahakâr anne
babalar...
Tek çocuk olgusu (Only children)
Çocukluktaki oyun arkadaşları ve dostlar
Aile içinde sağlıklı ilişkileri olan çocukların,
arkadaşlarıyla ilişkileri de sağlıklıdır.
İlk arkadaşlıklar 3 yaş civarında kurulur.
Burada kavga, barış, başkalarının hakkına
saygı gösterme, kendi hakkını savunma,
paylaşma vs. yaşayarak öğrenilir.
Erken çocuklukta cinsellik
Freud’un psikoseksüel gelişim teorisine göre 3-6 yaşlar
arası phallic stage diye adlandırılır; bu dönemde
çocukların bütün ilgisi cinsel organlarındadır. Fallik
dönemin sonuna doğru çocukların karşı cinsiyetteki
ebeveyne yönelir ve Ödipal veya Elektra çatışmalarını
aşmak zorunda kalır.
Bu dönem boyunca öğrencilerin çoğu masturbasyon
yaparlar.
Okulöncesi çocuklar kendi bedenlerine ilgi duydukları
kadar kardeşlerinin ve arkadaşlarının bedenlerine de ilgi
duyarlar ve özellikle kız-oğlan farkına odaklanırlar.
Erken çocuklukta korku ve saldırganlık
Korku (fear, anxiety) ve saldırganlık (aggression,
hostility) duyguları erken çocukluk döneminde
ortaya çıkmaya başlarlar.
2-6 yaş arasındaki çocuklar hayvanlar, bedensel
yaralanmalardan, karanlık yerlerden, yüksek
seslerden, yabancılardan ve anne babalarından
ayrı olmaktan korkarlar.
Saldırganlık 2-3 yaşlarında ortaya çıkmaya
başlar ve bir başka çocuğu ısırma, bir başkasının
oyuncağını zorla alma gibi şekillerde gözükür.
Ancak 6 yaşına ulaştıklarında çocuklar daha az
saldırgandır.