Hz. Peygamber (sav) ve Birlikte Yaşama Ahlakı

Download Report

Transcript Hz. Peygamber (sav) ve Birlikte Yaşama Ahlakı

HZ. PEYGAMBER ve BİRLİKTE
YAŞAMA AHLAKI
HAZIRLAYAN
Necmiye KAYA
Mahdumlar Mah.
Kur’an Kursu Ögreticisi
Taraklı /SAKARYA
BİRLİKTE YAŞAMA AHLAKI
Yüce dinimiz evrensel ve çağlar üstü bir
din olup, gerek Kur’anı- Kerim’de gerek Hz.
Peygamberin hayatında birlikte yaşama
ahlakına dair sayısız örnekler vardır. Bu
sunumumuzda Birlikte Yaşama Ahlakını
hem K. Kerim’den hem de sevgili
Peygamberimizin hayatından örneklerle
alt başlıklar halinde inceleyeceğiz.
A) İNSANLARLA BİRLİKTE YAŞAMA
AHLAKI
Kainatı yaratan, bütün imkanları ile birlikte
dünyayı istifademize sunan, tüm insanları
var eden yüce Mevla her şeyden önce
bizden insana saygı istemektedir. Çünkü
canımız üzerimizde bize nasıl emanetse
bütün insanlar da bize birer emanettir.
İnsana saygıyı esas alan Yüce Mevla
kim olursa olsun ona yapılan
saldırıyı en büyük günahlardan
kabul eder.
Bir başka ayet-i kerimede
insanlarla birlikte yaşama ahlakı
şöyle ifade edilir.
B) FARKLI ETNİK GRUPLARLA
BİRLİKTE YAŞAMA AHLAKI
Hem K.Kerim. Hem de Hz. Peygamberin hayatı ,
dili, rengi, ırkı farklı insanlarla beraber yaşama
ahlakının örnekleri ile doludur.
Yüce Allah Rum Süresinde , insanların
dillerinin ve renklerinin farklılığının bir
eksiklik değil, Allah’ın insanlara
ikramının bir işareti olarak ifade eder.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) de bir
hadislerinde bütün insanların aynı
babanın evlatları olduğunu, üstünlüğün
ancak takva ile olabilecegini belirtirler.
C) İNANANLARLA BİRLİKTE
YAŞAMA AHLAKI
Hem K. Kerim’de, hem de Hz. Peygamberin
hayatında tüm müslümanların kardeş
oldukları, birbirlerine karşı
sorumluluklarının bulunduğuna dair pek
çok örnek bulunmaktadır.
Her iki ayeti kerimede Rahmanın buyruğunu
unutan islam toplumlarının içine düştüğü çıkmazı,
akan kan ve gözyaşını, kin ve nefreti, bitmeyen
nüfuz ve çıkar kavgalarını özetlemektedir.
Sevgili Peygamberimiz
müslümanları birlik, beraberlik
ve dayanışmada bir bedenin
tümüne benzetmişlerdir.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V) ,
müslüman kardeşine yardımcı olma ile
ilgili olarak bir defasında şöyle
buyurdular:
Bera b. Azib’den bir rivayette
Peygamberimiz (S.A.V) şöyle
buyurmuşlardı:
Mü’min kardeşler arasındaki hukuka
dair sevgili Peygamberimiz (S.A.V)
bir defasında yine şöyle
buyurmuşlardır:
D) GAYR-İ MÜSLİMLERLE BİRLİKTE
YAŞAMA AHLAKI
Birlikte yaşama ahlakının kapsamı o
kadar geniş tutulmuştur ki farklı
inançlara mensup kişilere de saygıda
kusur edilmemiştir.
Hz. Peygambere ve inananlara en
büyük haksızlıkları yapan
müşriklerle ilgili olarak Tevbe
sûresinde şöyle buyurulmaktadır.
Hz. İbrahim’e misafir olarak gelen bir Mecusi
ondan yemek ister. Ancak Hz. İbrahim ona
önce iman etmesini teklif eder. Mecusi iman
etmeden ve yemek yemeden gider.
Bunun üzerine Hz. İbrahim’e şöyle buyrulur.
‘’Biz onu kafir olduğu halde yetmiş yıldır
beslemekteyiz. Sen bir kerecik onun inancına
bakmasaydın ne olurdu.’’
(Kuşeyri er-Risale Kahire 1972 s.360)
Biz kimseye kin tutmayız
Ağyar dahi dosttur bize.
Nerde ıssızlık var ise
Mahalle vü şardır bize.
Adımız miskindir
Düşmanımız kindir bizim.
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize.
Yunus Emre
E) AİLE FERTLERİ ve AKRABALARLA
BİRLİKTE YAŞAMA AHLAKI
Hz. Aişe ( r.a) sevgili Peygamberimizin aile fertleri ile
geçimi konusunda bir defasında şöyle buyurdular:
Peygamberimizi (S.A.V) ne bir hizmetçiye ne de bir
kadına vururken asla görmedim.
(Müslim Fedail-29)
Bir kişi, Hz. Aişe'ye: Hz. Peygamber (s.a.v)
evde ne yapardı?" diye sordu. Hz. Aişe: "Ev
işleriyle meşgul olurdu. Elbiseleri kendi
yamalar, evi kendi eliyle süpürürdü. Eliyle süt
sağar, çarşıdan ev eşyasını satın alır gelirdi.
Ayakkabısı sökülürse bizzat kendisi kendi
eliyle onarırdı. Su kovasının ipini bağlardı.
Deveyi kendi eliyle bağlar, ona yem verirdi.
Köle ile birlikte un öğütürdü. (s.a.v)" diye
cevap verdi. (Buhari)
Hz. Peygamberin aile hayatı ile ilgili olarak;
-Eve girdigi zaman ev halkına selam vermesi,
-Aile bireyleri arasında adaletli davranması,
-Vefat edenler için üzülüp ağlaması,
-Eşleri ve torunları ile şakalaşıp oynaması,
-Torunları sırtında olduğu halde namaz
kılması, kıldırması,
-kızı Fatıma geldiği zaman onu ayakta
karşılaması,
-Halkın sevinç günlerini eşleri ile birlikte
kutlaması sayılabilir.
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre bir adam :
- Ey Allahın Elçisi benim bazı akrabalarım var.
Ben onlarla ilgileniyorum. Onlar benimle ilişkiyi kesiyorlar .
Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük yapıyorlar .
Ben onlara yumuşak davranıyorum , onlar bana kaba
davranıyorlar. dedi.
Bunun üzerine Hz Peygamber :
‘’ Eğer dediğin gibi isen , onlara sıcak kül yediriyor gibisin.
Sen bu şekilde devam ettikçe Allah tarafından onlara karşı
senin yanında daima bir yardımcı bulunacaktır.’’ buyurdular.
(Müslim, birr, 22)
F) KOMŞULARLA BİRLİKTE YAŞAMA
AHLAKI
İbn-i Ömer ve Hz. Aişe’den rivayet edildiğine
göre sevgili Peygamberimiz (S.A.V) bir
defasında şöyle buyurdular:
Cebrail bana komşuluk hakkında o kadar
çok tavsiyede bulundu ki ; neredeyse
komşuyu komşuya mirasçı yapacağını
zannettim.
(Buhari, Kitabu’l-edeb 28)
G) YETİM ÖKSÜZ ve KİMSESİZLERLE BİRLİKTE
YAŞAMA AHLAKI
Hz. Peygamber’in hayatında kimsesizler önemli bir yer
tutmuş, O kimsesizin kimsesi olmuştur.
Koruyucu aile dediğimiz olguya da K. Kerim asırlar
önce ışık tutmuştur.
Yetim, öksüz ve kimsesizlerle
ilgili iki Ayet-i Kerime
H) HASIMLARLA BİRLİKTE
YAŞAMA AHLAKI
Hem K. Kerim’de hem de hadisi
şeriflerde sadece hısımlarla ilgili degil,
hasımlarla birlikte yaşama ahlakı ile
ilgili örnekleri de bulmak mümkündür.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Mekke döneminde
müşriklerin baskılarının arttığı bir dönemde belki
inanan birileri çıkar diye bir umutla Taif’e gittiler.
Ancak onlar Hz. Peygambere inanmak bir yana Hz.
Peygamberin sağ salim dönmesine bile fırsat
vermediler. Hz. Peygamber ve yanındaki Zeyd b.
Harise taşlandılar. Kan revan içerisinde bir ağacın
altına sığındılar. Kendisine Allah’ın selamını getiren
ve isterse iki dağı onların üzerine yıkabileceğini
söyleyen Cebrail’e Hz. Peygamber ‘’ Hayır. Ben
Allah’ın, bu müşriklerin soyundan , yalnız ona kulluk
edecek tertemiz bir nesil var edecegini umuyorum.’’
buyurdular
Sevgili Peygamberimizin, Mekke’yi
fethettiği zaman kendisine ve
ashabına zulmedenler de dahil
müşrikleri affetmesi, kendisini
öldürmek isteyen ama başarılı
olamayan kişiyi bağışlaması O’nun,
hasımları ile de birlikte yaşama
ahlakına verdiği degeri ifade
etmektedir.
I) HAYVANLARLA BİRLİKTE
YAŞAMA AHLAKI
Peygamberimiz, sadece insanlara değil hayvanlara karşı da
şefkat ve merhamet gösterirdi. O, susayan bir kediye kendi
eliyle su içirmiş, hayvanların aç bırakılmamasını, onlara iyi
davranılmasını emretmiştir. Meşhur sahabi Ebu Hureyre (r.a)
efendimize, yavru bir kediye baktığı için ve onun bu tavrı çok
hoşuna gittiği için kedicigin babası anlamına gelen bu lakabı
Hz. Peygamber vermişlerdir.
İbn Mes’ud (r.a) efendimiz şöyle buyurdular:
Peygamberimizle beraber bir yolculuk
yapıyorduk. Peygamberimiz bir ihtiyacı için
ayrılmıştı. Orada iki yavrusu olan bir serçe
kuşu gördüm ve yavrularını aldım. Serçe
peşimden gelerek yavruları için çırpınıp
bağırmaya başladı. Bunu gören
Peygamberimiz:
- Bu kuşu yavru acısı ile sızlandıran kimdir?
yavrusunu ona verin, dedi.
Yine bir defa Peygamberimiz Medineli
Müslümanlardan birinin bağında bir
devenin açlıktan bağırdığını görmüş,
buna üzülmüştü. Devenin yanına
gelerek onu okşamış ve sahibinin kim
olduğunu sormuş ve öğrenmişti.
Sonra da:
“Hayvanlara gösterdiğiniz muamele
konusunda Allah’tan korkunuz.”
buyurarak devenin sahibini uyarmıştı.
J) TABİATLA BİRLİKTE
YAŞAMA AHLAKI
Üzerinde yaşadığımız dünya yeraltı ve yerüstü
kaynakları ile bizlerin istifadesine sunulmuştur.
Bizlerin olduğu kadar bizden sonra gelecek
nesillerin de dünyamız üzerinde hakları vardır.
Konu o kadar hasastır ki doğayı katletmeyi bir
kenara bırakalım, akarsudan abdest alınırken
bile suyun ölçülü kullanılması emredilmiştir..
Bugün, kirlenen havamız, katledilen
yeşilimiz, betonlaşan şehirlerimiz,
zehirlenen akarsularımız, geçit vermeyen
trafiğimiz, bombalar patlayan şehirlerimiz
insanoğlunun doğayı hoyratça
kullanmasının bir sonucudur.
İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden
karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah
yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın;
belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.
(Rum-41)
‘’Kıyamet kopmaya başladığında birinizin
elinde bir ağaç fidanı bulunsa, kıyamet
kopmadan onu dikmeye gücü yeterse hemen
diksin.’’
(Ahmet b. Hanbel, 3/91)
“Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir bitki
ekerse, ondan kuş, insan veya hayvan
yediğinde bu onun için sadaka olur.”
(Müslim, Müsakat 10)
İnsanlığa rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz
(s.a.v)’in doğumunu şerefle yad ettiğimiz Kutlu Doğum Haftası
’nın, bütün insanlara huzur getirmesini, Müslümanların içine
düştüğü sıkıntıların aşılmasına, kardeşlik bağlarımızın
güçlenmesine ve yeni rahmet kapılarının açılmasına vesile
olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyoruz.
Yüce Rabbimiz, bizlere Peygamberimizin hadislerinde
dile getirdiği kardeşler topluluğu olabilmeyi nasip eylesin.