HİPNOZ - WordPress.com

Download Report

Transcript HİPNOZ - WordPress.com

HYPNOS’US

HİPNOZUN TANIMI

Hypnos:

Yunan mitolojisinde uyku tanrısı.

Hipnoz;

Uykudaki gibi bütün vücudun gevşediği fakat uykudan farklı olarak kişinin bilincini kaybetmediği bir değiştirilmiş bilinç durumudur.

Hipnoz;

Çevresel ve düşünsel uyaranlardan bir süreliğine uzaklaşarak telkin alabilme düzeyine-farkındalığına erişmektir. Tıbbi Hipnoz Derneği Başkanı Dt. Ali Eşref Müeezinoğlu

Bilinçli Hipnozu:

olarak tanımlıyor.

“ Beyinsel fonksiyonların çalıştığı, bireysel denetimin açık olduğu, kesinlikle uyku hali olmadan, istekle gerçekleşen psişik bir durum”

HİPNOZUN TANIMI

Hipnoz:

Bir kişinin, başka bir kişi tarafından telkin etmek yoluyla o şahsı kendi kontrolü altına alarak, söylediği telkinleri kabul edilebilir duruma sokma halidir.

HİPNOZDA

Sağ beyin küresi aktif durumdadır.

Farklı bir duygu durumdur.

Beynin iki yarım küresinin tek bir alanda işbirliği yapar.

Bilinçaltını yönlendirme vardır.

BEYİN DALGALARI

GAMMA DALGASI (26-100) Bir sorunla uğraşırken,öğrenirken BETA DALGASI (14-32) Günlük olağan faaliyetlerde ALPHA DALGASI (7-14) Zihinsel gevşeme rahatlama durumlarında THETA DALGASI (4-7) Uyuklamaya başlanan ileri gevşeme halinde DELTA DALGASI (1-4) Derin uyku koma durumunda

HİPNOZUN TARİHÇESİ

•Hipnoz eski bir sanattır, •ilk olarak, kutsal kitaplardan önce, büyü, din ve tıpın bir olduğu zamanlarda dînî ayinlerde kullanıldı. •Mısır'da kabile rahiplerinin başarılı tedaviler yaptığı uyku tapınakları vardı. •Eski Yunanistan'da tıp tanrıları tapınaklarında hayaller gösterilirdi ve şifalar meydana getirilirdi. •Hint fakirleri çivili yatakların üzerine rahatça uzanır veya kızarmış kömürlerin üzerinde çıplak ayakla yürürlerdi.(Hipnotik anestezi) •Eskiden transın kutsal olduğuna inanılırdı. •İlk Hristiyan inanışına göre hipnoz, büyücülüğün bir şekli olarak değerlendirilirmiş. •Fakat onsekizinci yüzyılın sonuna doğru tedavi vasıtası olarak kabul edilmiş.

HİPNOZUN TARİHÇESİ

İlk kez 1765 yılında Franz Antoine

Mesmer

hipnozu kullanmaya başladı. Bugün strese bağlı ve psikosomatik hastalıklar olarak bilinen hastalıkların tedavisinde alternatif bir yöntem olarak kullanmaya başladı.

1841'de, İngiltere'de çalışan İskoçyalı bir hekim,

Dr. James Braid

, ilk kez hipnoz kelimesini kullanmıştır. Hindistan'da, Calcutta'da çalışan bir İngiliz cerrahı Dr. James Esdaile ile 1840'dan 1845'e kadar hipnoanesteziyle operasyonlar yapmıştır.

1958’li yılların ortasında Amerikan Tıp Birliği ve Amerikan Psikiyatri Birliği hipnozu resmi bir tedavi yöntemi olarak kabul etmiştir.

1961 yılında ise İngiliz Tıp Birliği hipnozu resmi bir tedavi yöntemi olarak kabul etmiştir.

HİPNOZ

Franz Antoine

MESMER Dr. James Braid

TÜRKİYEDE HİPNOZ

*1935 yılında Cemil Sena Ongun Pierre Janet’nin bir kitabından yapılan tercümeyle başlamış.

* 1946 yıllarında Dr. Bedri RUHSELMAN’ın bu konudaki yayınlarına rastlamaktayız. * İleri ki yıllarda Dr. Can TAN ilmi tebliğler vermiştir.

*Aynı yıllarda Dr Sevil AKAY hipnoz yöntemi bademcik ameliyatları yapmıştır.

*1951 yıllarında hekim olmayan bir hipnozitör D. WATSON’ın, Türkiye’ye gelerek İstanbul’da diş hekimliği fakültesinde “hipnoz altında diş çekimi”, Ankara Tıp Fakültesinde de bir ameliyat yapılmasını sağlanmıştır. *Prof. Dr. Orhan TOYGAR Ankara tıp Fakültesinde hipnotik anestezi ile ameliyatlar yapmıştır. *1951 yılından sonra Opr. Dr Hüsnü İsmet ÖZTÜRK adına “Bilinçli Hipnoz Tekniği’’ dediği kendi metodunu kurarak ve uygulayarak bir ekolün kurucusu olmuştur. 1979 yılında vefat ettiğinde 2000’ den fazla hastayı kendi yöntemiyle tedavi etmiş,250’ye yakın hastanın da hipnoanestezisini kendi yapıp ameliyatlarını da gerçekleştirmiştir. *1979 yılında vefatından sonra Kurucusu olduğu ‘’bilinçli hipnoz’’ ekolünü geliştiren ve sürdüren Diş Hekimi Ali Eşref MÜEEZİNOĞLU ’ halen çalışmalarını sürdürmektedir

TÜRKİYEDE HİPNOZ

1960 yılında ise “Hipnotizma” adlı tezi ile Dr. Recep DOKSAT, hipnozu bir bilimsel çalışma halinde üniversiteye duyurmuştur. Ege üniversitesi Diş Hekimliği Fakültes’inde Profesör olan Turhan CENGİZ, doktora tezini “Hipnodonti” adı altında vermiştir. Atatürk Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. Hayati ÇELEBİ’nin de bu konuda çalışmaları olmuştur.

Türkiye de hipnoz ve hipnoterepi konusunda emeği geçen , özgün çalışmalarıyla dikkati çeken bir diğer önemli isim Uzm. Dr Tahir ÖZAKKAŞ’ tır. Hipnozla tedavi konusunda ülkemizdeki bilincin oluşmasında ve yayılmasında önemli bir yere sahiptir.

HİPNOZ

HİPNOZ

HİPNOZ ÇEŞİTLERİ

Ferdi hipnoz Grup hipnozu Oto hipnoz İlaçla hipnoz ( Pentothal ) Özel hipnoz halleri

ÖZEL HİPNOZ HALLERİ

Yol ve direksiyon hipnozu Televizyon hipnozu Annenin hipnozu

HİPNOZ İLE İYİLEŞME NASIL SAĞLANMAKTADIR

Hastayı iyileştiren bizzat Hipnozun kendisi değil, Hipnoz sırasında uygulanan değişik tedavi yöntemleridir.

KULLANILDIĞI ALANLAR

Tıpta -Psikiyatri Kadın doğum Ağrı ve Anestezi Alerji ve deri hastalıkları Çocuk -Endokrin Diğer alanlar Diş hekimliği -Spor Eğitim -Sanat Kötü alışkanlıklar -Askeri alanda

HİPNOZ

HİPNOZ

HİPNOZ

HİPNOZ

EN ÇOK KULLANILDIĞI YERLER

Ağrı tedavisi

Yanık ) (Baş ağrı, Migren ağrılarında, trigeminal Nevraljide, fibromiyaljide,

Ağrısız doğumda , Anestezide , Gece işemelerinde, Korku ve fobiler

( Karanlık korkusu, hayvan korkusu,yükseklik korkusu, yalnızlık korkusu, asansör fobisi , kan fobisi , gök gürültüsü ve fırtına korkusu , uçuş korkusu , okul korkusu, Belirli seslerden korkma , hayaletlerden korkma , ateşten korkma denizden ve yüzmekten korkma …vs )

Konuşma bozukluğu ( kekemelik ) Çocuklarda davranış bozuklukları

,

Eğitim ve öğrenme sorunları , Çocuklarda uyum sorunu

( arkadaşlarına, okul ve sınıfına , )

Tikler

( Parmak emme, Tırnak yeme )

EN ÇOK KULLANILDIĞI YERLER

Kilo verme

,

Kötü alışkanlıların bırakılması Sınav stresi,

(Sigara, alkol,madde bağımlılığı, kumar)

Anoreksia Nervoza, Depresyon, Performans Anksiyetesi, Panik Bozukluğu, Sosyal Fobi, Posttravmatik Stres Bozukluğu Çoğul Kişilik Bozukluğu

,

Psikolojik Bellek Kayıpları, Cinsel İşlev Bozuklukları,

(Vajinismus,)

Uyku Bozukluklarında, Yorgun bacak sendromu

…. vs

Deri hastalıkları

( Sedef hastalığı,siğil vb.)

HİPNOZ EVRELERİ

Hafif trans hali ( Letarjik devre ) : Sersemlik hali. Kişi bu dönemde dünya ile ilişkisini kesmiş; ancak kendisine yapılacak bir uyaranla hemen kendisine gelir ve kendini toparlar.

Orta trans hali ( Kataleptik devre) : Donup kalma Derin trans hali (Somnambulik devre): Uykuda kalkıp gezen,konuşan kişiler için kullanılır.

HİPNOZ

HİPNOZ

HİPNOZ

HİPNOZ

HİPNOZ

HİPNOZA YATKINLIK TESTLERİ

Arkaya düşürme testi Nokta hareket testi Kağıt kaybetme testi Renk halusinasyon testi Göz kapaklarını ağırlaştırma testi Göz kapaklarını yapıştırma testi Rakkas testi Kol kaldırma testi Parmakları kilitleme testi Kol düşürme testi

HİPNOTİK FENOMENLER

Halüsinasyonlar Katalepsi Analjezi Anestezi Paralizi (Felç) Amnezi (Unutma) Otomatik devri hareketler Süjenin hipnozitöre taklidi Rüya gördürme Posthipnotik telkin Şuuraltı gerçekleri söylenmesi Refleksleri hakim olma, bloke etme Otonom sinir sistemine tesir ve fizyolojik değişiklikler Ruhsal görü

KİMLER HİPNOZ OLMAK İSTER

Hastalar Merak edenler Araştırma için teklif edilenler Hipnoz fikirleri çürütmek isteyenler Bazı yeteneklerini artırmak isteyenler

KİŞİNİN KORKULARI

Uyanmamak Kendince mahsurlu sırların ortaya çıkayacağı Toplum için küçük düşeceği Tecavüz edilme Kendisinin ahlaksız veya kanunsuz hareketlere zorlanacağı Uyandıktan sonra kendisinin eskisi gibi olmayacağı korkusu

HERKES HİPNOZ OLABİLİR Mİ ?

Hayır herkes hipnoz olamaz.

Toplumun %20 hipnoza girmez.

Akıl hastalığı olanlar.

Sağır- dilsizler.

Bunayanlar.

6 yaşın altındaki çocuklar.

ALTARNETİF BİR TIP MIDIR

Hayır Tıbbın içindedir. Tamamen bilimsel ve tüm dünyada tıbbın kabul ettiği bir yöntemdir.

HİPNOZ - AKUPUNKTUR

Akupunktur de belli hastalıklarda etkili ve değerli bir tedavi yöntemidir.

Ancak akupunktür ve hipnozun etki mekanizmaları birbirinden çok farklıdır. Akupunktürün refleksonojenik yönden ve bazı nörotransmitterler (serotonin, asetilkolin, endorfinler, enkafalinler vb.)'ın salınmalarını değiştirerek etkili olduğu biliniyor.

Bunun için bir morfin antagonisti olan naloxon kullanılmıştır. Akupunkturun iç morfin (endorfin)leri artırarak ağrı hissini ortadan kaldırdığı bilindiğinden, akupunktur anestezisi yapılan hastaya naloxon enjeksiyonu yapıldığında,ağrı hissinin yeniden doğmasına yol açarken, hipnozla anesteziye edilen kişilere yapılan naloxon hipnozun sağladığı anesteziyi etkilememiştir.

YAN ETKİSİ VAR MI?

Güvenilir, eğitimli ve yetkili bir tıp mensubu Doktor, Diş hekimi ve Psikolog tarafından yapıldığı sürece, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.