Transcript Üniversite - Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Üniversite ve Eğitim-Öğretimin Ana İlkeleri
Prof. Dr. Durmuş Günay YÖK Yürütme Kurulu Üyesi
Açılış Dersi
D.Günay 6 Ekim 2011 Kilis 7 Aralık Üniversitesi 1
K
ü
reselleşme, Teknoloji ve Rekabet
Ö zellikle son 20 yıldan beri, ve Teknoloji üç l ü s ü “ Değişimin Kutsal Olmayan Unholy Trinity Three Forces for Change) ” başlıca değişim fakt ö Üç Kuvveti ( An olarak bilinen; K ü reselleşme , Rekabet rleri olarak dile getirilmektedir.
Bu üç fakt ö r, k ü lt ü r ve toplum ü zerindeki etkilerinin yanı sıra, kendi aralarında birbirleri ile de etkileşim i ç indedir Bir ekonominin rekabet tarafından belirlenmektedir.
g ü c ü , esas itibariyle, sahip olduğu teknolojik d ü zey G ü n ü m ü zde insanlığın i ç inde yaşadığı, k ü reselleşme olgusunu doğuran ana dinamik, merkezinde elektronik [ bilişim (information) ve iletişim teknolojisi olmak ü zere teknoloji dir (communication)] D.Günay 2
Üniversite Nedir?
Üniversite, Latince uni-versitas sözcüğünden gelir. Uni-versitas sözcüğü, unum (bir) ve vertere (-e yönelmek, dönmek ) sözcüklerinin bileşiminden oluşur Universitas. “bire yönelmek/birin etrafinda dönmek” anlamındadır, ve üniversitenin temel niteliğini dile getirir. Bir yönüyle aynı amac etrafinda bir araya gelmis birlik, bir başka yonuyle de, Varlığın çok cepheli görüntüsüne ait bilgilerin senteziyle, varlığın bütününe ilişkin tümel bilgiye (hakikate) varmayı ifade eder. Üniversite bir kurum olarak inşa edilmiş akıldır, bilimdir Üniversite tarihi süreç içinde hangi formu almış olursa olsun ; ilk ortaçağ üniversitesi , Humboldt üniversitesi kültür, bilgi ve araştırma merkezleridir.
, çağdaş üniversite olsun, varlığın bilgisinin aydınlatıldığı bir kurumdur. Bu bakımdan üniversiteler; D.Günay 3
Üniversite Ne İçindir?
• • • • Universitenin ruhunu yeniden keşfetmeliyiz!!!
Kurumlar, bir amaç için tasarlanmş makina gibidir.
Üniversite bilim üretecek ise, Bilim Nedir?Sorusunun cevabına göre tasarlanmalıdır.
Eğitim vercek ise eğitim nedir? İnsan nasıl öğrenir? Sorularının cevabına göre tasarlanmalıdır D.Günay 4
Çağımızda Yükseköğretim
• • • • Genel ve mesleki eğitim önem kazanmaktadır.
Genel eğitim: Bireyin mesleki eğitimi dışındaki tüm eğitimi anlamına gelir.
Beklenmedik bir çağ yaşıyoruz.
Gençlerimizi giderek karmaşıklaşan ve zorlaşan küresel, dinamik bir dünyada yaşamak üzere hazırlamalıyız.
D.Günay 5
Çağımızda Universite
• • • Universite günümuzde süper kompleksite ile karşı karşıya gelmiş bulunuyor.
Gercekten üniversite kaotik bir dünyada belirsizlik ile birlikte yasamak zorundadir.
Eğitimciler, süreklice geçmişi incelemeli, şimdiyi değerlendirmeli ve geleceği kucaklamalıdır.
D.Günay 6
Bir Toplumun Sorumluluğu
•
Bir toplumun en temel sorumluluklarından biri, gençlerini, erişkin yaşlarında , üretken ve refah içinde yaşamak üzere yetiştirmektir
D.Günay 7
Üniversite
Ü niversite, bilgi i ç in varolan bir kurumdur: Dilde varolan alanıyla uğaşır Ü niversite bilgiyi ;
Ö ğretir : Eğitim misyonu – Teaching Excellence Ü retir : Araştırma misyonu- Research Quality Sunar, yayar, uygular : Servis misyonu-Service 20 Eylül 2010 D.Günay 8
Üniversitenin Araştırma Misyonu
Bir problemin ortaya konulması, hipotez ileri sürülmesi, hipotezin sınanması araştırma faaliyeti içerisinde sürdürülür.
Bilim bir araştırmadır.
Araştırma sonucunda çözüm elde edildikten sonra yapılacak hiçbir şey bilim değildir. Çünkü; bilim daha önce bilinmeyen (mevcut olmayan) bir bilgi ortaya koymaktır.
Bilim keşiftir. Bilineni öğretmek ya da öğrenmek sahici anlamda bilim değildir.
D.Günay 9
Üniversite
Ü
niversite her şeyden
ö
nce, bir k
ü
lt
ü
r ortamıdır.
mesleğinin ideal bir ü yesi olmayı ö ğreten bir kurumdur ”
K ü lt ü r. bilimsel bilgi de dahil her t ü rl ü bilgi alanıdır.
Ü niversite ö ncelikle eğitim verdiği insana k ü lt ü r kazandırmalıdır
D.Günay 10
Yükseköğretimin Rolü
•
Yükseköğretimin toplumdaki rolü konusunda, genel olarak, uzlaşmaya varılmış anlayış şudur: Sosyal gelişmede, ekonomik büyümede, rekabet edebilir mal ve hizmetlerin üretiminin desteklemesinde, kültürel kimliğin şekillenmesi ve korunmasında, sosyal bağın sürdürülmesinde, ve nihayet yoksulluğa karşı mücadelede ve barış kültürünün desteklenmesinde yükseköğretim, yeri doldurulamaz bir unsurdur.
(UNESCO, 1996).
D.Günay 11
Üniversite
Üniversiteler, bilgi-tabanli toplum inşasının ana Aktörlerindendir. Eğitim, bilginin yayılması ve insan serma yesinin geliştirilmesiyle, araştırmalar yoluyla üniversiteler; insanlığın bilgi ufkunu genisletir ve diğer etkinlikleriyle toplum kesimlerine bilgiyi transfer ederler. Mevcut endustri ile calışmalar yaparak yeni şirketlerin doğumunu hazırlarlar.
D.Günay 12
Yüksekoğretimin Amacı
•
Avrupa Konseyi Yüksekögretimin 4 ana amacı olduğunu dile getirmektedir: Sürdürülebilir istihdam için hazırlamak Demokratik toplumda aktif yurttaşlar olarak hayata hazırlamak Kişisel gelişme Öğrenme, ögretme, ve araştırma yoluyla geniş ve ileri bilgi tabanııi muhafaza etmek ve geliştirmek
D.Günay 13
Tarihsel Arkaplan
• • • • 1. Modern Üniversitenin nüvesini, Stadium Generale oluşturuyor.
Stadium: Çalışma mekanı Genarale : değişik yerlerden gelenlere açık anlamında D.Günay 14
Tarihsel Arkaplan
• • • • 2. Değişik sebeblerle kurulan tüzel kisiliklere Latincede, Üniversitas Societas Collegium denilmekteydi.
D.Günay 15
Tarihsel Arkaplan
3. Öğrenci loncalarına , Universitas Scholarium 4.Hocaların kurduklari loncalara , Universitas Magistrorum D.Günay 16
Tarihsel Arkaplan
• 5. Universitenin anlamında evrensellik sözkonusu değildir • 6. Universitas, tüzel kişilik olarak öğrenim görenlerin topluluğu anlamıyla baglantiliolarak doğmuştur.
D.Günay 17
Tarihsel Arkaplan
• • XIII. yy sonlarına doğru bir kuruma Stadium Generale unvanını sadece, Papa, Mukaddes Roma Imparatoru bir Kral veya bir şehir cumhuriyeti belediyesi tarafindan verilebiliyordu.
Universitas terimi kullanımi 15. yy da yaygın hale geldi .
D.Günay 18
Tarihsel Arkaplan
• Orta Çag Üniversiteleri, 7 (3+4) Edebi ve Beşeri bilim (sanat) şeklindeki Greko-Romen fikrini benimsemislerdi. Trivium+Quadrivium • Bu disiplinlere hem Platoncular ve hem de Pythagorcular eğitim sistemlerinde merkezi yer veriyorlardı.
D.Günay 19
Yedi Liberal Sanat
• • Avrupa eğitimi, “Yedi Liberal Sanat” (The Seven Liberal Arts:Artes Libaretes) olarak bilinen derslere genişledi
Artes Libaretes:Trivium+Quadrivium
Gramer Retorik Diyalektik Trivium(Üç boğumlu yol) Aritmetik Geometri Astronomi Muzik Quadrivium (Dört boğumlu yol) 20 Eylül 2010 D.Günay 20
Yedi Liberal Sanat
12. yüzyılda ortaya çıkan Avrupa üniversiteleri,
7 özgür sanat
bilinen “
artes liberates
” Greko-Romen fikrini benimsemişlerdi. olarak Latincede “
liber
” sözcüğü, el işlerinden özgür (free) olup zihinsel işte çalışan anlamındadır. “Arte” sözcüğü, sanat anlaminda. Ancak o zaman sanat ile kastedilen, bu gün bilim anlamına gelmektedir.
Artes Liberates
=
Trivium+Quadrivium Trivium(3 lü) = Gramer+Mantık+Hitabet Quadrivium(4 lü) = Aritmetik+Geometri+Müzik+Astronomi
Trivium
, üç boğumlu yol;
Quadrivium
, dört boğumlu yol anlamında Şurası ilginçtir ki; yaşanmaktadır.
liberal sanatlar, bilimleri ve güzel sanatları, iletişim ve analitik becerilerin geniş spektrumu içinde birleştirmiştir . Günümüzde ortaya çıkan yeni üniversite kavramının şekillenmesinde, yeniden bu kavramlara dönüp değerlendirmek gerekmektedir. Yükseköğretimde, Liberal/genel eğitime vurgu yapan gelişmeler D.Günay 21
Orta Çağda 3 Entellektüel Kültür
• • Latin Manastırları • Bizans İslam Kültür Merkezleri Latin Manastırlarında latince kullanılıyordu.
476 da Batı Roma yıkıldı. 1453’e kadar Doğu Roma (Bizans) Batı kültürünün sürdürücüsü oldu.
D.Günay 22
Tarihsel Değişim
• • • • Antik Yunan yükeköğretim kurumları Ilk universiteler, Bologna universitesi Islam Dünyası D.Günay 23
Bologna Üniversitesi
• • • • 1. Edebi ve Beşeri Bilimler Fakültesi, 2. Hukuk
f
akültesi 3. İlahiyat ƒakültesi 4. Tıp
f
akültesi D.Günay 24
Bologna Tıp Fakültesi
• • • 1. yıl: Avicenna (Ibni Sina) 2.+3. yıl: Galen+Hipokrat+Averroes (Ibn Rüşd) 4. yıl: Müfredat tekrarı D.Günay 25
Üniversitenin Tarihsel Dönüşümü
• 1. İlk Ortaçağ Üniversitesi: (1. Nesil Üniversite) • 2. Modern üniversite (Humboldt Üniversitesi):Klasik Üniversite (2. Nesil Üniversite) • 3. Çağdaş Üniversite: (21.YY Üniversitesi/Mültiversite) (3. Kuşak -Nesil ) üniversite, Evrensel Üniversite D.Günay 26
Teknoloji Tarihinde Bazı Büyük Olaylar
5/1/2020 D.Günay 27
Evrensel Üniversite
•
1. Liyakat sahibi herkes için yükseköğretime evrensel(üniversal) erişilebilirlik: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 26. Maddesi: Yükseköğretim, liyakat sahibi herkes için eşit olarak erişilebilir olmalıdır. Liyakat ilkesi evrensel olmak zorundadır. Tüm akademisyenlere ve öğrencilere bütün aşamalarda uygulanan evrensel bir ilke olmak zorundadır.
58
Evrensel Üniversite
•
2. Ömür boyu evrensel(üniversal) yükseköğretim imkânı
Yükseköğretimde “treni kaçırma” riski olmamalıdır. Herkes için hayatının kendisi için en uygun olan zamanında yükseköğretim yapabilme imkanı teminat altında olmalıdır. UNESCO’nun Sınırsız Öğrenme Programı, ömür boyu öğrenmenin önündeki her türlü engel ve sınırı ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.
59
Evrensel Üniversite
•
3 . Bütün şartları karşılamak üzere evrensel(üniversal) yaygınlık
Bu ilke evrensel yükseköğretim imkânı ilkesine dayanır. Yükseköğretimde yaygınlık; toplumun yaşadığı bütün şartları göz önüne alarak part istemektedir. time, uzaktan öğretim, kısa kurslar ve hatta ihtiyaç olduğunda otonom öğrenme imkânı sunmalıdır. Yeni bilişim teknolojisi, yaygınlığı artırma ve çeşitlendirmede büyük bir rol oynayabilir. Üniversite yöneticileri riskleri göze almalı ve farklı formüller denemelidir. UNESCO, başarılı çözümlerin doğması için çapraz denemeleri desteklemek 60
Evrensel Üniversite
•
4. Sadece eğitim değil, meslek için evrensel(üniversal) eğitim öğretim
Üniversite çeşitliliği artırırken, yalnızca eğitim değil, evrensel meslek eğitim derslerinde oluşturacaklardır. öğretimini de sürdürmeli ve tam anlamıyla güçlendirmelidir. Eğitim fonksiyonunu güçlendirmek suretiyle, sadece hümanist değerleri nakletmekle kalmayıp, aynı zamanda bütün derslerde; akademik, uzmanlık ve meslek “hayat için eğitim” sağlamalıdır. Bu yolla, öğrenciler sadece iş beklemenin ötesinde girişimciliği öğrenecek ve kendi imkanlarını 61
Dijital Yerliler ve Dijital Göçmenler
• • Dijital Anadil Dijital Goçmen dili D.Günay 32
Dijital Yerliler ve Dijital Göçmenler
• 21. yy başında yüksekogretim alanında meydana gelen değisim, tedrici (aşamalı) bir değisme degildir. Dijital teknolojinin hizli yayılışının sonucu olarak, bir “süreksizlik “ vardir. Ve adeta “tekillik” sözkonusudur. Günümüzün gencleri, cocukluklarını, bilgisayar, e-mail, internet, video kamerasi, DVD, VCD, video oyunlari, dijital muzik aletleri ile kusatılmış bir çevrede yasamaktadırlar. Onların yasadiığı ortam atalarininkinden cok farklidir. Kimi uzmanlar, buyume caginda yasanan farkli dneyimler, farkli zihinsel yapilara yol actigini soylemektedirler. D.Günay 33
Eğitim(education)
Latince eğitim(education) sözcüğünün iki fiil kökü vardır : “ Educare ” ve “ Educere ” D.Günay 34
Educare Köküne Dayalı Eğitim(Education)
Öğreneni özel bir beceri ile donatmak üzere “
talim ettirmek
” anlamına gelir. Bir ustanın bir cerrahın, bir tamircinin el mahareti ya da bir futbolcunun ayak mahareti gibi. Educare, beceriye dayalı meslek erbabını veya zanaatkarı yetiştirmeye yönelik eğitim.
D.Günay 35
Educere Köküne Dayalı Eğitim(Education)
Educere ilkesine göre yürütülen eğitim, öğrencinin hem dünyayı hem de kendisini keşfine izin veren bir eğitimdir. Zihinsel/düşünsel alanda eğitim: Sanatçı eğitimi gibi.
Bir kişinin bu eğitimden “mezun” olduğuna dair diplomasını göstermesi dolayısıyla eğitilmiş olduğu iddiası, akıl hastanesinden taburcu olduğuna dair raporu var diye sağlam olduğunu iddia etmek kadar saçmadır. 20 Eylül 2010 D.Günay 36
Ezberci Eğitim(!)
“Ezberci eğitim” ifadesinin kendisi ezberlenmiş bir söz
. Hafızasının zayıf olduğunu dile getirmekte mahsur görmeyenler, zekalarında zaaf bulunduğunu kabule asla yanaşmazlar. D.Günay 37
Hafıza Derinliktir
Bilgisayar, insan zihni örnek alınarak tasarlanmıştır. Hard Diskte (hafızada) bir bilgi yok ise RAM bellekte (kullanılmakta olan bellek) işleyecek bilgi olmaz.
Ezberi tahfif etmek, hafızasında bir şiir dahi olmayan tarih hafızasını yitirmiş günlük yaşayan, kültürsüz, derinliksiz nesiller yetişmesine hizmet eder.
D.Günay 38
Pozitif Bakış ve Öğrenme
Zihinsel faaliyet için, tefekkür için, ipek böceğinin karnında biriktirdiği dut yaprağını işlemesine benzer tarzda, hafızada malzeme olmalıdır.
İnsan zihni pozitif bakışla yaklaştığımız şeyleri hafızaya kaydeder. Eğer ezbere negatif bakarsak, hafıza bilgiyi kaydetmekten vazgeçer
. D.Günay 39
Bütün Olarak Algılama
D.Günay 40
Öğrenme-Öğretme: Alış-veriş
Öğrenme ve hafızaya kaydetmek, istek ile talep ile olur. Onun için " talebe " (talep eden) denilmiştir. İstek yoksa öğrenmede yoktur.
Bir bitkinin yararlanabildiği özsuyu, saçakları tarafından emebildiği su kadardır.
Bir öğrenci için de talep etiği ve aldığı ölçüde öğrenme söz konusu olabilir.
Öğrenme ye ilişkin bütün etkinlikler, “ almak ” fiiliyle, öğretme ye ilişkin bütün etkinlikler de “ vermek ” fiiliyle dile getirilir. “ Ders almak ”, “ ders vermek ” veya “ kafam almıyor ” ifadelerinde olduğu gibi.
Öğrenme, almak fiili ekseni etrafınfa ; öğretme vermek fiili ekseni etrafında temerküz etmektedir.
20 Eylül 2010 D.Günay 41
Eleştiri, Sorgulama
Ezberciliğin aleyhinde, fakat eleştirinin ve sorgulamanın lehinde bir söylem tekrarlana gelmektedir.
Eleştiri den ve sorgulamadan önce, zihinde, eleştiriye ve sorgulamaya konu olacak bir bilgi malzemesi olmalıdır. Eğer hafıza boş ise, neyi eleştireceksiniz, neyi sorgulayacaksınız.
Sorgulamadan önce, anlamayı öne çıkarmalı. Bir olayı, bir nesneyi, öncelikle anlamaya çalışmalıyız. Hafıza olmadan bilgi malzemesi olmadan anlama olabilir mi? Mahiyetini anlamadığımız bir şeyi, eleştirebilir ve sorgulayabilir miyiz? D.Günay 42
Bir Öykü
Dört yıl süre ile İran’ın Rey kentinde büyük medresede eğitim gören El Gazali(o zaman henüz İmamı Gazali değil) felsefe, metafizik ve bu medresede verilen bütün dersleri izlemiş ve öğreneceği bir şey kalmadığı kanısına varınca, doğduğu kente dönmek üzere yola çıkmıştı. O zamanlar tek başına yolculuk yapmak zorunda kalan herkes gibi Gazali de dönüş yolunda bir kervana katılmıştı. Çölde karşılarına çıkan Bedeviler kervanı soymuş ve bu arada Gazali’nin içinde derslerde tutuğu notları da bulunan heybeyi de almışlardı. Bunun üzerine Bedevilerin başı olan kişiye yalvaran Gazali, heybenin içinde ders notlarından başka bir şey bulunmadığını ve bunların da okuması yazması olmayan bedevilerin işine yaramayacağını anlatarak heybesini geri istemişti. Bunun doğru olduğunu kendi gözleri ile de gördükten sonra heybeyi Gazali’nin ayaklarının dibine fırlatan bedevi, “
Medreseye kağıtlar dolusu yazı yazmak için değil, ilim öğrenmek için gidildiğini sanıyordum
dört yıl daha okumuştu ” demişti. Öyküye göre bu sözden çok etkilenen Gazali kervandan ayrılarak, Rey’e geri dönmüş ve bu kez hiç not tutmadan (Modern Çağ Öncesi Fizik, J.D. Bernal, s.78, TÜBİTAK, 1995) D.Günay 43
Anlama
İnsana özgü anlama, açıklamayı aşar.
Açıklama soyut yada maddi şeylerin düşünsel yada nesnel olarak anlaşılması için yeterlidir. İnsana özgü anlama için yetersizdir.
İnsana özgü anlama, öznenin özne tarafından bilinmesini içerir. Ağlayan bir çocuk gördüğümüzde, onu gözyaşlarının tuzluluk derecesini ölçerek değil, ama kendi içimizdeki çocukluğumuzun üzüntülerini yakalayarak, onu kendimizle özdeşleştirerek ve kendimizi onunla özdeşleştirerek anlamaya çalışırız. D.Günay 44
Anlama
Anlamak bir empati, özdeşleşme ve kendini yansıtma sürecidir.
Her zaman kendi içinde öznel olan anlama, açıklık, sempati, cömertlik gerektirir.
D.Günay 45
Modern İnsan
Modern insan, gerçekliği empoze edilmiş kavramsal yapılar aracılığıyla kavramayı dayatan bir düşünme tarzı; akılcı, bilimsel bir düşünme tarzı tarafından tuzağa düşürülmüş ve köleleştirilmiş durumdadır.
Modern insan, felsefesinde, biliminde ve etkinliğinin her yönünde, soyutlayıcı, hesaplayıcı ve her şeyi hakimiyeti altına alıcı çılgın tavrıyla, bizzat bu tavrın kendisinin kurduğu bir tuzak içerisindedir ve sahici düşünmeden uzaklaşmış durumdadır.” “ Sahici düşünme , bir soyutlama ve açıklama bitimsiz bir anlama etkinliği dir.” etkinliği değil, M. Heidegger D.Günay 46
B
İLMENİN
K
ÖRLÜKLERİ
: Hata ve İllüzyon (Yanılsama)
Bilgileri iletmeyi kendine amaç edinen eğitim, insanın bilme yeteneğinin ne olduğunu, zayıflıklarını, hata ve yanılsamaya yatkınlıklarını da öğretmelidir.
Her bilgi kendi içinde hata ve yanılsama tehlikesi içerir.
Hata ve yanılsamayı kabul etmek zordur, çünkü hata yanılsama kesinlikle kendisini öyle kabul etmezler Eğitim, az ya da çok ölçüde, hata ve yanılsama tarafından tehdit edilmeyen bilgi bulunmadığını göstermelidir.
D.Günay 47
Hata ve Yanılsama
Bilgi şeylerin ya da dış dünyanın bir aynası değildir.
Bilgiler (ve tüm algılar), duyuların yakaladığı ve kodladığı uyarı ya da işaretlerden hareketle, beyinde gerçekleşen çeviriler ve yeniden inşalardır.
Algılama hatasının dışında bir de zihinsel hatalar vardır. Sözcük, düşünce, teori biçimindeki bilgi, dil ve düşünme araçları ile gerçekleşen bir çeviri/yeniden inşa eyleminin ürünüdür ve böylece hata tehlikesi belirir.
Bilgi, hem çeviri hem yeniden inşa bakımından yorumlama içerir, bu da bilenin öznelliği dünyaya bakış açısı ve bilme ilkelerinin hata tehlikesi içermesine yol açar.
Hataya karşı bağışıklığı olan hiçbir bilimsel teori yoktur.
20 Eylül 2010 D.Günay 48
Zihinsel Hatalar
► Sinir-beyin sisteminin, organizma ile dış dünyanın bağlantısını sağlayan giriş ve çıkış yolları bütünün ancak %2 sini temsil ederken, %98’i iç işleyişle ilgilidir; böylece ihtiyaçlar, düşler, arzular, düşünceler, imgeler, düşlemelerin kaynaştığı, görece bağımsız bir ruhsal dünya oluşmuştur, ve bu dünya dış dünyaya bakışımızı ve kavrama yetimizi derinden etkilemektedir.
► Her zihinde, kesintisiz hata ve yanılsama kaynağı olan, kendine yalan söyleme (
self-deception
) olasılığı vardır. başakasına yansıtma eğilimi herkesin, kendi yalanını araştırmadan, kendisine yalan söylemesine yol açar.
Ben merkezcilik, kendini aklama gereksinimi, kötünün nedenini D.Günay 49
Zihinsel Hatalar
Belleğimizde pek çok hata kaynağı oluşturabilir: Hatırlanmayan bir hatıra gücünü yitirebilir, ama her yeniden hatırlama bu hatırayı güzelleştirebilir veya çirkinleştirebilir.
Aklımız, bilinçsizce, işimize gelen hatıraları seçmek ve işimize gelmeyenleri bastırmak, hatta silmek eğilimindedir ve herkes kendine gurur okşayıcı bir rol biçer.
Bazen yaşanmış olduğuna inanılan ama gerçekte olmayan hatıralar olduğu gibi, kimi zamanda asla yaşanmadığına inanılan bastırılmış hatıralar vardır. Böylece hakikatin yeri doldurulamaz kaynağı olan hafıza, hatalar ve yanılsamalara maruz kalabilir.
D.Günay 50
Düşünsel Hatalar
D.Günay 51
Aklın Hataları
• • • Bilenin kendi bilme yetenelerini ve zaaflarını bilmek yoluyla o zaaflara karşı kendi kendini tahkim etmelidir. İnsan zihni, kendi düşünce ürünlerine karşı dikkatli olmalıdır. Zihnimiz ile düşüncelerimiz arasında karşılıklı pazarlıklar ve denetlemelere ihtiyacımız var.
Kendi kendine söylenen yalanı yakalamak için her zaman alarm durumunda olunmalıdır.
D.Günay 52
Aklın Hataları
• Eğer 21. yüzyılda temelde bir ilerleme olacaksa, tüm insanların (erkek ve kadınların) sadece kendi düşüncelerinin değil, ama kendilerine söyledikleri yalanlarının da bilinçsiz oyuncakları olmamalarıyla gerçekleşecektir. Herkesi, bilinçlilik için verilen hayati mücadelede silahlandırmak, eğitimin en önemli görevlerinden biridir.
D.Günay 53
21. Yüzyıl: Üçüncü Binyıl
•
DEĞİŞEN EĞİTİM
D.Günay 54
Küresel Refah Araçları
…
Değişen dünyada başarı için okullar öğrencilerine şunları kazandırmalıdır:
Özerklik ve ömür boyu öğrenici olma, nasıl öğrenileceğini öğrenme kapasitesi
Problem çözme ve yeni çözümler üretme yeteneği
Başkaları ile ortaklaşa iş yapabilme yeteneği
D.Günay 55
Eski ve Yeni…
Eski iş yeri
İşçiler belirli bir işyerinde çalışmaktaydılar
Başarı şunlara dayanıyordu:
• Kariyer düzeyine • Firmaya bağlılık • Yetkili olma
İşçiler maaş ve iş güvencesine sahipti
İşçiler amirlerini gözetirlerdi
İşçiler bireylerdi. Doğrudan istihdam edilen bireysel olarak çalışmakta ve doğrudan bireysel verimliliğe göre değerlendiriliyordu.
D.Günay
Yeni iş yeri
Çalışanları iş yeri sanal olabilir
Başarı şunlara dayanıyordu :
• Değerli becerilere • İş performansı • Pazarlamacılık
İşçilerin maaşları, gelirleri ve iş güvencesi kişisel özgürlük ve tercihi ile dengelenmiştir
İşçiler müşterilerini gözetmektedirler
İşçiler, müteahhit, müteşebbis ile birlikte bir ekibin üyeleri olup, grup verimliliğine dayalı olarak değerlendirilmektedir.
56
Okulların Değişmesi
Daha aktif öğrenme istenmektedir Öğretim yerine öğrenim stillerine dönüşüm yaşanmaktadır Akademik içerik üstel miktarı üstel fonksiyon ile artmaktadır Başarının önündeki engeller dile getirilmelidir 20. yüzyılın öğrenme unsurları geçersiz hale gelmektedir. D.Günay 57
21. Yüzyılın Öğrenmesinin Anahtar Unsurları
Bilişim ve iletişim teknolojisi okuryazarlığı
Finansal, ekonomik ve iş okuryazarlığı
Küresel farkındalık
Şehir hayatı
Öğrenme becerilerini uygulama yeteneği
D.Günay 58
Eski-Yeni…
Eski Okullar
Eğitim esas itibariyle sınıf ile sınırlıydı Yeni Okullar
Eğitim topluma genişledi
Öğretmenler derdi
“
kendi işini yap
”
Okuma yazma ve konuşma önemliydi
Akademik disiplinler ayrılmıştı
Öğretmenler demektedirler
“
takım olarak çalış
”
Şimdi bunlara üç yeni unsur daha eklendi: Dikkat, ilgi ve ilişki
Akademik disiplinler bütünleşti
Okullar öğrencileri iş veya üniversite için hazırlamaktaydı
Okullar öğrencileri hayat için hazırlamaktadırlar
Eğitim mezuniyetle son bulurdu
Eğitim asla sona ermemektedir
D.Günay 59
Artık Eğitemeyiz…
Yarın için, bu günün öğrencilerini, dünün okullarında
eğitemeyiz
D.Günay 60
Bölünmüş Çizgi Analojisi/ (The Simile of the Line, Platon )
Epistemoloji [Epistemology] Saf Akıl –Zihin (Seziş, kavrayış) [Pure Reason-Mind] Formlar [The Forms] Anlama/Düşünme [Understanding] Kavramlar
(Matematiksel Nesneler)
[Concepts] İnanç/Sanı [Belief] Algılanabilir Nesneler [Sensible Objects] Hayaletme/tasavvur [Imaging] Ontoloji [Ontology] Görüntüler [Images]
D.Günay 61
Bölünmüş Çizgi Analojisi [Platon]
Epistemoloji Saf Akıl -Zihin (Seziş-Kavrayış) Ontoloji Formlar Anlama(Düşünme) İnanç(Sanı) Hayaletme(tasavvur) Kavramlar
(Matematiksel Nesneler)
Algılanabilir Nesneler Görüntüler
D.Günay 62
Görünen Dünya-Kavranan Dünya
Bölünmüş Çizgi Analojisi ile Platon, düşey bir çizgiyi, önce yatay bir çizgi ile ikiye bölerek alt Parça,
Algılanan
/
Görünen Dünya (the
visible world), üst parça ile
Kavranan Dünya
yı (the intelligible world); göstermektedir.
Her bir parçayı tekrar ikiye bölerek, Algılanan/Görünen Dünya= Görüntüler (images) + Algılanan nesneler (sensible objects) bölgesi olarak, ve Kavranan Dünya= Matematiksel nesneler Formlar (forms) bölgesi, (mathematical objects-concepts) bölgesi + şeklinde ayırarak, kendi anlayışına göre varlık bölgelerini bir analoji ile ortaya koyuyor. 20 Eylül 2010 D.Günay 63
Görünen Dünya [ The Visible World]
Görünen Dünya
[The Visible Wold] Görüntüler [Images] + = Algılanan (duyulur) Nesneler [Sensible Objects] Görüntüler = Gölgeler + Her türlü yansıma görüntüleri (sudaki, aynadaki görüntüler) Görüntülerin bilgisine, tasavvur etme(imaging) ile varılır Algılanan Nesneler nesneler = Canlı varlıklar+Bitkiler+İnsanın yaptığı bütün Algılanan(duyulur) nesnelerin bilgisine, inanç (belief) ile ulaşılır
Görünen Dünya’ nın Bilgisine [ Doxa (Opinion)]; tasavvur etme ve inanç (Imaging+Belief) ile ulaşılır.
Görünen dünyayı güneş aydınlatmaktadır.
D.Günay 64
Kavranan Dünya [ The Intelligible World ]
Kavranan Dünya [Intelligible World]
= Kavramlar-Matematiksel Nesneler [Concepts-Mathematical Objects] + Formlar [Forms] Kavramlar-Matematiksel Nesneler = Bilimsel kavramlar + Aritmetiğin ve Geometrinin Nesneleri : Bilgisine anlama (understanding) ile varılır.
Formlar = Formlar (idealar): Bilgisine saf akıl (pure reason) ile varılır.
Kavranan dünyanın Bilgisi Episteme(knowledge); anlama(understanding) ve saf akıl veya zihin (pure reason or mind) ile elde edilir.
Kavranan dünyayı iyilik aydınlatmaktadır. İyilik hakikat ışığı verir. Gözlerin güneş ışığında görmesi gibi, akıl da iyilikte(hakikatın ışığında ) anlar.
D.Günay 65
Bilgi Türleri
Bir başka sınflama daha yapılabilir
1. Açık (zahiri) Bilgi
2. Örtük Bilgi
[batıni, zımni(tacit knowledge)]: Bu bilgi tarzına, Platon epistemik bilgi, Gazali ise Hakke’l Yakin bilgi adını vermektedir. Bilimsel bilginin bireysel tecrübe ile birleştiği bilgi. kimya bilgisi olarak bilinir. Su (bileşiği) Hidrojen ile oksijenin birleşiminden meydana geldiği, Kimya bilgisi olarak bilinir, ve redoks denklemi ile hidrojen ve oksijen molekülleri birleştirilerek suyun bileşim denklemi yazılabilir. Bu bilgi bilimsel bilgidir. Bir kimya öğrencisi laboratuarda oksijen ve hidrojen gazını birleştirerek suyun oluşumunu deney ile tecrübe ederse, bu bilgi, Platon’a göre
Epistemik
bilgi, Gazzaliye göre dile getirilmediğinden pek farkında olunmayan bir bilgi tazı. Bir çok alanda örtük bilgi açığı fark edilmediğinden başarısızlıklar ortaya çıkmaktadır.
Hakke’l Yakin
olur. Günümüzde 20 Eylül 2010 D.Günay 66
DİKKATİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
D.Günay 67
• • • • • • • • •
Kaynaklar
1.
Bernal
, J.D., çeviren: Deniz Yurtören; Kitapları, 1995, Ankara.
“
Modern Çağ Öncesi Fizik
” , TÜBİTAK Popüler Bilim 2.
Morin, E.
, Çeviren: Dilli, H.; “Gelecegin eğitimi için Gerekli Yedi Bilgi”, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Temmuz 2003, İstanbul.
3. Gasset,Y.Ortega;“Üniversitenin Misyonu ” ,Çev: Bülent Üçpınar,Birleşik Yayıncılık,Ocak 1997, İstanbul.
4 Heidegger, M., Çevuren: Hünler; “Bilim Üzerine İki Ders” Eylül 1998, Paradigma, İstanbul.
5
Sakaoğlu
, Necdet; ”
Osmanlıdan Günümüze Eğitim Tarihi
Eğitim 2, Mart 2003, İstanbul.
” ,İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 33 6
Sanchez-Sosa
, Juan Josê; Lerner-Febres, Salomon, “
Academic freedom and social responsibility; the role of university organization and possible instruments for international monitoring
” , Pergamon, Higher Education Policy 15(2002) 385-390.
7. Skirbekk, G. & Gilje, N.: Çev.: Akbaş, E.; Mutlu,Ş; "Felsefe Tarihi", Kesit Yayınlari, 2006, Cağaloğlu/Istanbul.
8
Altbach
, Philip G.; “
Measuring academic progress: the course-credit system in American higher education
” Pergamon, Higher Education Policy 14(2001) 37-44.
9
Günay
, Durmuş; “
Bilimin Matematiksel (Olan) Temeli
Sempozyumu, Eylül,2003, Çanakkale.
”
,
1.Ulusal Mantık, Matematik ve Felsefe 10
Günay
, Durmuş., “
Akreditasyonun Neliği ve Mühendislik Eğitimi Üzerindeki Etkisi
“ tmmob, Makina Mühendisleri Odası V. Ulusal Makina Mühendisliği ve Eğitimi Sempozyumu, 7-8 Kasım 2003, YTÜ, Yıldız-İstanbul, Bildiriler Kitabı, MMO Yayın No: E/2003/341, Sayfa:117-134.
D.Günay 68