27.12.2013 Dönem Sonu İşlemleri ve Özellikli Konular Semineri

Download Report

Transcript 27.12.2013 Dönem Sonu İşlemleri ve Özellikli Konular Semineri

GAZİANTEP SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI GAZİANTEP CHAMBER OF CERTIFIED PUBLİC ACCOUNTANTS

DÖNEM SONU İŞLEMLERİ VE ÖZELLİKLİ KONULAR

S.M.M.M. Döndü ÇELİK

S.M.M.M. Metin ÜZÜMCÜ

S.M.M.M. İsmail TEKBAŞ

GİRİŞ

V.U.K. 186.

Maddesi hükmünce envanter ; bilanço günündeki mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir.

Sırayla Dönem Sonunda yapılması gereken işlemler ;

1 Yapılan fiili sayımla, işletmedeki mal ve diğer kıymetlerin miktar itibariyle son durumu tespit edilecek. (Kasa,Stok,Alacaklar,Duran Varlıklar vb. Fiili ile kayıtlar karşılaştırılır.) 2 İşletmenin ticaretini yaptığı ya da kayıtlarında yer alan kıymetlerde ( mal, alacak vb. ) meydana gelebilecek değer kaybının tespiti yapılacak, 3 İşletmedeki dönen ve duran varlıkların VUK ’da ki hükümlerine uygun olarak değerleme değerlemesi yapılarak, yasal defterlere ilgili muhasebe kayıtları yapılacaktır. Yine alacakların şüpheli ya da değersiz hale gelmesi durumunda veya ticareti yapılan malın bir kısmında değer kaybı ortaya çıktığında, bunların VUK ’na göre tespiti yapılacak ve muhasebe Duran kayıtlarına intikal ettirilecektir. (Kasa, Banka, Menkul Kıymetler, Varlıklar vb.) 2

VUK dikkate ’un defter tutmaya ilişkin hükümleri(171-226. Maddeleri) alındığında, envanter işlemini yapacak olanlar şunlardır.

1 Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri, 2- Her türlü ticaret şirketleri, 3- Kurumlar vergisine tabi olup kişiler, bilanço esasına göre defter tutan diğer tüzel 4 İhtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih eden mükellefler, 5 İşletme hesabı esasına göre defter tutanlardan emtia üzerine iş yapan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri.

Envanter işlemlerindeki aşamalar: Sayım ve Değerleme Süreci

1) 31.12.2013 tarihi itibariyle 2)

Muhasebe

Geçici mizan çıkarılır,

dışı envanter yapılır:

Buna Tespit işlemi diyoruz.

3) Defter kayıtları ile fiili durum arasındaki farklar bulunur, 4) Farkları düzeltici yevmiye kayıtları yapılır,

(muhasebe içi envanter)

5) Böylece, fili durum ile defter kayıtları arasında uyum sağlanır: Ve daha sonra kesin mizan düzenlenir.Kesin mizan kalanları bize bilanço kalemlerini verecektir. Bu işlemlerden sonra dönem sonu işlemleri tamamlanmış olur.

6) 7) Bilanço ve Gelir Tablosu düzenlenir, Yıllık beyannameler verilir.

3

Muhasebe Dışı Envanter İşlemleri Muhasebe dışı envanter işlemlerini genel olarak aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

A-) Bilanço Hesaplarıyla ilgili işlemler 1.

Varlık Hesaplarıyla ilgili işlemler

• Hesap mutabakatı sağlama, • Yabancı paralı işlemlerde değerleme, • Aktif değer düşüklüğüne karşılık ayırma, • Amortisman hesaplama, • Alacak senetlerine reeskont hesaplama, • Gelir ve giderlere dönem ayırmaya ait tutar belirleme, • Varlıklarda sınıflandırmaya ait tutar belirleme, • Karşılık ayrılacak şüpheli alacakların tespiti • Vergi mevzuatı ile uyum sağlamaya ait tutar belirleme vd.

2. Kaynak Hesaplarıyla ilgili işlemler

• Hesap mutabakat sağlama, • Yabancı paralı işlemlerde değerleme, • Borç ve gider karşılıkları hesaplama (kıdem tazminatı ve vergi karşılıkları dahil), • Borç senetlerine reeskont hesaplama, • Gelir ve giderlerde dönem ayırımına ait tutar belirleme, (Ör.: Faiz gider tahakkuklar›) • Yabancı kaynaklarda sınıflandırmaya ait tutar belirleme, • Vergi mevzuat› ile uyum sağlamaya ait tutar belirleme vd.

4

Muhasebe İçi Envanter İşlemleri

Dönem sonu muhasebe kayıtları olarak da ifade edilen bu aşamada muhasebe dışı envanter çalışmaları ile belirlenen tutarlar, muhasebe defterine esas gider ve gelir kayıt edilir. Yapılacak envanter kayıtları muhasebe dışı envanter kayıtlarında tespit edilen tutarlar alınarak yukarıda belirttiğimiz işlemleri kapsamına alacak bir biçimde yapılmalıdır. Özetle bu aşamada ; varlık, kaynak, maliyet, hesaplarıyla ilgili mutabakat sağlama kayıtları, Türk ve yabancı para ile ilgili değerleme farklarına ait kayıtlar, yeniden değerleme ait kayıtlar, aktif değer düşüklüğüne ve kıdem tazminatlarına karşılık ayırma kayıtları, amortisman ayırma kayıtları, alacak ve borç senetleri reeskontu ayırma kayıtları, şüpheli alacak karşılıkları ayırma kayıtları, dönen varlıklarda, duran varlıklarda, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklarda dönem ayırma kayıtları, varlıkların ve yabancı kaynakların likidite ve istenme (geri kayıtları yapılır.

ödeme) durumlarına göre sınıflandırılmasına ait kayıtlar, ortak giderleri dağıtma kayıtları, maliyet hesaplarına yansıtma ve kapatma kayıtları, satışların maliyetini belirleme 5

Değerleme

Değerleme envanter işleminin Muhasebe dışı envanter aşamasında yer almaktadır.

VUK

iktisadi

’nun 258.

maddesi, değerlemeyi, vergi matrahının hesaplanması ile ilgili kıymetlerin taktiri ve tespiti olarak tanımlanmıştır. Bu durumda, değerleme bir taktir ve tespiti olarak tanımlanmaktadır.

Değerlemede, iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda sahip oldukları kıymetler esas tutulur ve iktisadi kıymetler değerlenirken her biri tek başına hesaplanır. Aynı cinsten sayılan malları ve düşük kıymetli çeşitli eşyayı toplu olarak değerlemek uygun olur.

İktisadi kıymetlerin değerlemesinde kullanılan başlıca değerleme ölçüleri şunlardır: 1- Maliyet bedeli (V.U.K. 262.)

- Gayrimenkuller Demirbaş eşya Özel Maliyet Bedeli - Zirai Mahsuller - Hayvanlar.

6

2- Borsa rayici (V.U.K. 263)

Yabancı Paralar - Devlet Tahvili ve Hazine Bonoları

3- Tasarruf değeri (V.U.K. 264)

-Alacak ve Borç Senet ve Çekleri Reeskontu

4- Mukayyet değer (V.U.K. 265)

Senetsiz alacak ve borçlar, Reeskont uygulaması yapılmayan senetli alacak ve borçlar, İlk tesis ve tavazzuh giderleri ile peştamallıklar, Aktif ve geçici hesaplara ilişkin kıymetler, Karşılıklar.

7

5 İtibari değer (V.U.K.266)

- Kasa

6 Vergi değeri (V.U.K. 268)

- Bina ve araziler

7 Rayiç Bedel (V.U.K. Mükerrer 266)

Veraset ve İntikal Ver.Kan.’nun 10/c maddesinde yer alan menkul kıymetler, -Gemiler.

8 Emsal bedeli ve ücreti (V.U.K. 267)

- Ortalama Fiyat Esası, - Maliyet Bedeli Esası, - Takdir Esası.

9 Alış Bedeli

- Hisse senetleri, Bazı yatırım fonları katılma belgeleri.

8

1.BÖLÜM İsmail TEKBAŞ

9

ALACAKLARIN VE BORÇLARIN DEĞERLENMESİ

 Alacaklar ve Borçlar vadelerine göre kısa ve uzun vadeli olmak üzere ikiye ayrılır. Kısa vadeli olan alacaklar bilançonun dönen varlıklar, uzun vadeli olan alacaklar ise duran varlıklar içinde gösterilir.

Kısa vadeli borçlar bilançonun Kısa vadeli yabancı kaynaklar, uzun vadeli borçlar ise Uzun vadeli yabancı kaynaklar içinde gösterilir.

 Alacaklar

V.U.K.

’un 281.

Borçlar ise

V.U.K.

’un 285.

uyarınca mukayyet değeri (Kayıtlı Değer) ile değerlenir.

Maddesi  Dövizli Alacak ve borç tutarları Maliye Bakanlığı’nın yıl sonunda tebliğ ile ilan ettiği döviz kurlarıyla çarpılmak suretiyle düzeltilir. Oluşan kur farkları gelir veya gider olarak sonuç hesaplarına yansıtılır.

V.U.K.

280 Maddesi

10

 Dövizli veya dövize endeksli olarak düzenlenen faturalar dolayısıyla

31.12.2013

tarihi itibariyle oluşan kur farkları gelir veya gider yazılır. Söz konusu fatura bedelleri tahsil edildiğinde tahsilat tarihi itibariyle kesinleşen kur farkı tutarı için KDV’li fatura düzenlenmesi gerekir . Kur farkı tutarları; her bir fatura için yapılan tahsilata göre ayrı ayrı hesaplanarak faturalanması gerekir.

(105 Nolu KDV Tebliğ)

 Yıl sonunda Alacak ve borç bakiyelerinin muhakkak mutabakatının yapılması gerekir. Bu yazılı olarak, mümkünse ıslak imzalı olarak gerçekleştirilmelidir.

 Alacaklarda sonucu tespit oluşan mutabakatsızlıkların sebebi araştırılmalı. Araştırma yapılırsa gereken düzeltme yapılır. Tespit yapılamıyor ise fark gelir veya gider olarak Gider kayıtlara alınarak düzeltme tamamlanır.

yazılan tutar KV beyannamesinde KKEG olarak dikkate alınır.

11

SENETLİ ALACAK VE BORÇLAR İÇİN REESKONT UYGULAMASI

Vadesi kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa T.C. Merkez Bankasının avanslar için iskonto haddi uygulanır

.

gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün

(Reeskont işlemleri sırasında iç iskonto yöntemi uygulanmalıdır).

V.U.K. 285.Maddesi-V.U.K. 281. Maddesi 64 Nolu VUK

reeskont

Sirkülerinde

aşağıda yer verilen değerlendirme kapsamında Maliye İdaresi’nin VUK uygulaması açısından vadeli çeklerde yapılabileceği dair görüşüne yer verilmiştir.

Dayanak; 5941 sayılı Kanunun

geçici hükümlerine göre çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden evvel ödenmek için bankaya ibrazının

31.12.2017

tarihine kadar takip geçersiz olması; ayrıca ana maddelere göre çekle ilgili hukuki yapılabilmesinin ve karşılıksız çıkan çekle ilgili müeyyide tatbik edilmesinin çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine vadeli olma hususiyetini

göre kanuni ibraz

süresi içerisinde ibraz edilmesine bağlı olması ve son olarak karşılıksız çıkan çekin bedelinin ödenmek istenmesi hâlinde kanuni faizin, üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işlemesi dikkate alındığında, gerçek mahiyeti itibariyle çeklerin vergi uygulamaları bakımından kazandığını söylemek mümkün olacaktır.

12

REESKONT UYGULAMA BİLGİLERİ

 Reeskont edilmiş orandır. Eğer senet üzerinde belirtilmiş oran mevcut değilse, T.C.

Merkez uygulamasında esas alınacak faiz oranı, senet üzerinde belli bankasının resmi iskonto haddi esas alınır.

V.U.K. 281.Maddesi-285

 Yabancı para cinsinden olan senede bağlı alacak ve borçlarda esas alınacak faiz oranı senette gösterilmemişse değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınacaktır.

V.U.K. 280. Maddesi

 Reeskonta tabi tutulan senede sonuç hesaplarına (gelir veya gider yada maliyet olarak) etki etmiş bir alacak veya borç olması gerekir.

bağlı borç-alacak daha önce işletmenin  Vadesiz senetler için reeskont uygulaması yapılamaz. Aynı şekilde, vadesi belli olan ancak senede bağlanmayan alacak ve borçlar da reeskonta tabi tutulamaz.

 Reeskont hesaplanmasında iç iskonto yönteminin kullanılması gerekir.

 

31.12.2013

tarihi itibariyle vadesi geçmiş senetler için reeskont ayrılamaz Avans olarak reeskont alınan (özellikle kampanyalı satışlarda) alacak senetleri için ayrılamaz.

13

 Hatır senetleri ve Hatır Çekleri için reeskont uygulanamaz.

 Teminata verilen senetler ile tahsile verilen senetler üzerinde mükellefin hakkı devam ettiğinden bu senetlerin reeskonta tabi tutulması mümkündür.

 Alacak senedinin KDV’ne isabet eden kısmı için de reeskont ayrılabilir .

(Farklı Görüşler ve Mukteza mevcuttur.)  Alacak senetlerini reeskonta tabi tutan zorundadırlar.

işletmeler borç senetlerini de reeskonta tabi tutmak  Şüpheli alacak karşılığı ayrılmış senetli alacaklar için reeskont hesaplanamaz. Yapılan hesaplamalar KKEG’dir.

 Reeskont Uygulaması ihtiyaridir.

 Önceki yılda gider yazılan alacak senetleri reeskontlarının cari yılda ters kayıtla kapatılarak gelir yazılması gerekir.

  Önceki yılda gelir yazılan borç senetleri reeskontlarının cari yılda ters kayıtla kapatılarak gider yazılması gerekir.

GVK md.42

kapsamındaki senetler, işin bittiği yıl itibariyle reeskonta tabi tutulabilirler

.( YILLARA YAYGIN İNŞAAT TAAHHÜT VE ONARIM İŞLETMELERİNDE)

14

ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR BİLGİLENDİRME

 Bilanço esasında defter tutulması ve ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

(V.U.K. 323.

Maddesi)

 Dava ve icra safhasında bulunan alacaklar,  Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar, şüpheli alacak sayılır.

 Şüpheli alacağın teminatsız kısmı için pasifte karşılık ayrılabilir.

Teminatlı alacaklar şüpheli alacak uygulamasına konu olmazlar

(Danıştay K.).

 Kamu idare ve bu müesseselerinden olan alacağın tahsil edilememesi ve yüzden bir zararın oluşması ihtimali olmadığından bu tür alacaklar için prensip olarak şüphelilikten bahsedilemez.

Aksi yönde yargı Kararları Mevcuttur.

 Şüpheli alacağın sonradan tahsil edilen miktarı tahsil edildiği dönemde gelir olarak dikkate alınır.

15

 Alacak şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılabilir. (Ancak şüpheli halde geldiği yılda karşılık ayrılmayan alacak için izleyen yılda karşılık ayrılabileceği hususunda Danıştay'ın kararı vardır. (Dnş. 4. 10.11.1992 T.E. 1992/719 K.

1992/4809 Sayılı Karar)

 Şüpheli hale gelen verilen avanslar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz. (Aksi görüşlerde mevcuttur)  KDV alacakları için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir.(334 Nolu V.U.K. Tebliğ)  Kampanyalı satışlarda dönemi gelmeyen erken (peşinat olarak) alınmış senetler için karşılık ayrılamaz.

 İcra takibi ciddi olmalıdır (Danıştay K.).

 Şüpheli alacak karşılığı ayrılması ihtiyaridir.

 Vergi otoritesi, ticari alacakların karşılık ayrılma suretiyle zarara intikal ettirilebilmesi için, Alacağın daha önce hasılat olarak kayıtlara intikal ettirilmesi gerektiğini şart koşmuştur. (Faktoring şirketleri için) İlgili konu için Danıştay aksi yönde karar vermiştir. Ticari ve zirai kazançtan elde edilmesi yeterlidir.

16

SABİT KIYMETLERİN DEĞERLENMESİ

Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, aşağıdaki giderler dahil edilir : (V.U.K. 270. Maddesi)

 Makina ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri,  Mevcut bir giderler.

binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit  Noter, mahkeme, kıymet maliyetine ilavesi veya Genel giderlerde gösterilmesi serbesttir. (Binek oto KDV ve ÖTV) kıymet takdiri, komisyon ve ÖTV ile emlak alım vergisinin sabit 

Sabit Kıymetlerde Maliyet Bedelini Arttıran Giderler: V.U.K. 262.Maddesi

 Normal iktisadi bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün maliyet bedeline eklenir.

 Sabit kıymetin maliyetine eklenen maliyet arttırıcı giderler ilgili sabit kıymetin kalan amortisman süresi içerisinde veya yaratılan yeni değer üzerinden eşit taksitler halinde itfa edilir.

17

Binek Otolarda KDV ve ÖTV’nin Durumu:

 Binek oto alımlarında ödenen KDV, hasılat KDV’den indirilemez. Binek oto alımında indirilemeyen bu KDV binek otonun maliyet bedeline dahil edilir veya gider yazılır.

(KDV 30/B-23 Seri Nolu KDV Genel Tebliğ)

 gider Binek oto yazılır.

alımlarında ödenen ÖTV binek otonun maliyet bedeline dahil edilir veya

(V.U.K. 270.Maddesi)

Sabit Kıymetlerin Aktifleştirme ve Amortisman Başlangıç Zamanı: Sabit kıymetler,

 Envantere alındıkları veya   işletmede kullanılmaya başlandıkları yada kullanıma hazır hale geldikleri,

yılda aktifleştirilirler.

Sabit Kıymetlerle İlgili Kredi Faizleri ve Kur Farkları:

•  Sabit kıymetin aktifleştirildiği dönemin sonuna (

31.12.2013 tarihine

) kadar oluşan, sabit kıymetlerle ilgili, kredi faiz ve kur farklarının maliyet bedeline dahil edilmesi zorunludur

.

(Yapılmakta olan yatırımlar Aktifleştiği Dönem sonuna kadar Oluşan kur farkı)- (163 ve 238 nolu VUK Genel Tebliği)- (334 nolu V.U.K.Genel Tebliği) (238 No.lu

VUK Tebliği)

18

 Sabit kıymetin aktife alınmasından sonraki dönemlerde doğan kur farkları ve faizlerin ise aktifleştirilmesi ihtiyaridir.

 Yukarıda açıklanan hususlar kur farklarının maliyet azaltıcı etki yapması halinde de geçerlidir.

 Sonraki yıllarda aktifleştirme işlemi yapılması bu uygulamanın daha sonraki yıllarda da sürdürülmesini gerektirmez. (Danıştay da bu görüşte olmakla birlikte Maliye idaresi tersi görüştedir.) 

Yenileme Fonu Uygulaması

 Amortismana tabi iktisadi nedeniyle zarar kar, belli kıymetlerin satışından veya doğal afetler görmeleri halinde alınan sigorta tazminatları dolayısıyla doğan şartlarla yenileme fonuna alınabilir. Yenileme fonunun tespiti ve kullanılması ile ilgili hususlar şu şekildedir: Bilanço esasına göre defter tutulması gerekmektedir.

 verilip Satılan veya yenilenmesinin zaruri afetler yüzünden elden bulunması veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar teşebbüse geçilmiş olması gerekmektedir.

çıkarılan iktisadi kıymetin 19

 Satın alınacak iktisadi kıymetin daha önce satılan kıymetle aynı nitelikte olması gerekmektedir.

 Satılan ve yenilenecek olan iktisadi kıymetin, amortismana tabi iktisadi kıymet olması gerekmektedir.

VUK’nun 328. ve 329.

hesapta azami 3 maddelerinde yenileme fonunun pasif geçici yıl tutulabileceği ve her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karların, üçüncü yılın vergi matrahına eklenmesi gerekmektedir.

(Yargı kararlarına göre üç yıl bilançoda kalabilir.)  Yenileme fonunun teşkili suretiyle satın alınan yeni kıymetlerin amortismanı, yenileme fonundan mahsup edilir.

 gerekmektedir.

tahsili ve kur Yenileme fonunun iktisadi kıymetin satış karı kadar olması Ayrıca, iktisadi kıymetin satış bedelinin yabancı para ile döviz bedelinin bankalarda tutulması durumunda ortaya çıkan farkı ve elde edilen faiz yenileme fonuna alınamaz. Bu tutarların ilgili yılın hâsılatına dâhil edilerek vergilendirilmesi gerekir.

20

       

ARGE İNDİRİMİ VE UYGULAMA ESASLARI

ARGE Uygulamaları ile ilgili Kanunlar : 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 10/1(a) maddesi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu 89/1(9) maddesi 01.01.2006 tarihinden itibaren 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.2. Ar-Ge İndirimi” Bölümü 5746 sayılı Desteklenmesi Araştırma ve Geliştirme Hakkında Kanun Faaliyetlerinin 5746 sayılı Araştırma Desteklenmesine ve Geliştirme Faaliyetlerinin İlişkin Uygulama Yönetmeliği 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği

21

AR-GE FAALİYETLERİ

 Bilimsel ve teknolojik alanlardaki belirsizlikleri gidermek ve bunları aydınlatmak amacıyla, bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni teknik bilgilerin elde edilmesi,  Yeni yöntemlerle yeni ürünler, madde ve malzemeler, araçlar, gereçler, işlemler, sistemler geliştirilmesi, tasarım ve çizim çalışmaları ile yeni teknikler ve prototipler üretilmesi,  Yeni ve özgür tasarıma dayanan yazılım faaliyetleri,  Yeni üretim geliştirilmesi, yöntem, süreç ve işlemlerinin araştırılması veya  Bir ürünün maliyetini düşürücü, kalite, standart ve performansını yükseltici yeni tekniklerin/teknolojilerin araştırılması 22

AR-GE SAYILMAYAN FAALİYETLER

             Pazar araştırması ya da satış promosyonu Kalite kontrol Sosyal bilimlerdeki araştırmalar Petrol, doğalgaz, vb. sondaj faaliyetleri İcat edilmiş süreçlerin kullanımı Biçimsel değişiklikler (renk vb.) Bilimsel ve teknolojik yenilik doğurmayan Rutin faaliyetler (rutin veri toplama vb.) İlk kuruluş aşamasında kuruluş ve Örgütlenmeyle ilgili araştırma giderleri Proje sonucunda geliştirilen ürüne ilişkin Fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik çalışmalar Numune verilmek amacıyla prototiplerden kopyalar çıkarılıp dağıtılması ve reklam amaçlı tüketim testleri 23

5746 sayılı Kanun ile 5520 sayılı Kanun arasındaki farklılıklar

 5746 Kanunu izleyen sayılı Kanun kapsamında, yararlanılamayan Ar-Ge indirimi Vergi Usul uyarınca belirlenecek yeniden değerleme oranında endekslenerek dönemlere devredilecektir. 5520 sayılı Kanun uygulamasında ise endeksleme yapma imkanı bulunmamaktadır.

 5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine ilişkin olarak, kamu kurum ve alınan karşılıksız destekler özel bir fon hesabında tutulur. Bu fonda yer alan tutarlar, 193 kuruluşları, kanunla kurulan vakıflar ile uluslararası fonlardan sayılı Kanun ve 5520 sayılı Kanuna göre vergiye tabi kazancın tespitinde gelir, Ar-Ge indirimi tutarının tespitinde Ar-Ge harcaması olarak dikkate alınmaz. Bu fonun, elde edildiği hesap dönemini izleyen

beş yıl

içinde sermayeye işletmeden ilâve dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi veya vergiler ziyaa çekilmesi halinde, uğratılmış sayılır.

zamanında tahakkuk ettirilmeyen  5520 alınan karşılıksız destekler, gelir yazılarak kurum kazancına dahil edilir. Ancak, bu fondan sayılı Kanun Kapsamında Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine ilişkin olarak yapılan harcamalar da Ar-Ge harcaması olarak dikkate alınır ve dolayısıyla, Ar-Ge indirimine konu edilir. Her iki Kanun uygulamasında, bu şekilde sağlanan karşılıksız fonlardan yapılan harcamalar yapıldığı yere göre doğrudan gider ya da amortismana tabi iktisadi kıymet olarak muhasebeleştirilir.

24

 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında Ar-Ge indiriminden faydalanılabilmesi için, mükelleflerin 1 seri no.lu

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan formata uygun olarak hazırladıkları başvuru dosyaları ile Gelir İdaresi Başkanlığına başvurmaları faydalanılabilmektedir.

gerekmektedir.

TÜBİTAK tarafından desteklenen bir proje bulunması halinde ise Başkanlığa başvuru yapılmaksızın destek karar yazısının YMM raporuna eklenmesi suretiyle de Ar-Ge indiriminden  5746 sayılı Kanun kapsamında ise Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat edilmesine gerek olmayıp, projelere ilişkin destek karar yazısının, proje sözleşmesinin v.b.

belgelerin beyanname ekinde veya YMM raporu ekinde yer alması suretiyle Ar-Ge indiriminden faydalanılması mümkün bulunmaktadır.

Ar Ge merkezi, Teknoloji Geliştirme Merkezinde projeleri yürütülen Ar-Ge çalışmaları ve desteklenen Ar-Ge için yapılan Ar-Ge harcamalarının indirimine ilişkin istenilen belgelerle ilgili ayrıntılı açıklamalar 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama Yönetmeliğinde yapılmıştır.

25

 Ar-Ge indirimi ve 5746 iki satır oluşturulmuştur. Şartlar sağlanmışsa tercih mükelleflere aittir.

Kurumlar vergisi beyannamesinde 5520

01.01.2008

tarihinden uygulanacak olan oran sayılı kanuna göre Ar-Ge indirimi şeklinde

%100

itibaren olarak dikkate sayılı Kanuna göre yapılan harcamalara alınacaktır.

 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun uygulanmasına ilişkin yayımlanan 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin

“10.2.5. Ar-Ge harcamaları”

başlıklı bölümünde, genel giderler genel olarak açıklanmıştır. Büro ve kırtasiye giderlerine ilişkin ayrıca bir belirleme yapılmamıştır.

 5746 yenilik sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliğinin “Ar-Ge ve harcamalarının kapsamı” başlıklı 7 nci maddesinde ise büro ve kırtasiye gibi sarf malzemelerine ilişkin giderlerin Ar-Ge ve yenilik harcaması kapsamına girmediği belirtildiğinden, bu harcamalar Ar-Ge indirimine konu olmayacaktır 26

ARGE İNDİRİMİ KISA BİLGİLENDİRME

5746-)

Ar-Ge indirimi uygulaması

31.12.2023

tarihine kadar geçerlidir., 

5520-)

yoktur.

Ar-Ge indirimi uygulamasında herhangi bir süre kısıtlaması 

5746-)

Gelecek yıllara devreden indirim tutarları yeniden değerleme oranı ile endekslenir.

5520-)

Gelecek yıllara devreden indirim tutarları endekslenmez.

5746-)

Ar-Ge departmanı kurulması zorunlu değildir.

5520-)

Ar-Ge departmanı kurulması zorunludur.

5746-)

Destek personeli giderleri belirli hesaplamasında dikkate alınır.

kıstaslara göre Ar-Ge indirimi 

5520-)

alınır.

Sadece tam zamanlı Ar-Ge personeli ücret giderleri dikkate 27

5746-)

Alınan danışmanlık hizmeti ve diğer hizmet alımlarına ilişkin harcamalar toplam Ar-Ge harcamalarının %20’sini geçemez.

5520-)

Alınan danışmanlık hizmeti ile ilgili bir sınırlama bulunmamaktadır.

5746-)

İktisadi kıymet amortismanları Ar-Ge faaliyetinde kullanıldıkları gün sayısına göre Ar-Ge indirimi hesaplamasında dikkate alınır.

5520-)

faaliyeti indirimi İktisadi kıymetin münhasıran Ar-Ge faaliyetinde kullanılması esastır. Ar-Ge dışındaki diğer işlerde de kullanılan iktisadi kıymet amortismanları Ar-Ge hesaplamasında dikkate alınmaz 

5746-)

Finansman giderleri Ar-Ge indirimi hesaplamasında dikkate alınmaz.

5520-)

Finansman giderleri Ar-Ge indirimi hesaplamasında dikkate alınır.

5746-)

Ar-Ge Belirli şartları taşıyan Ar-Ge Merkezlerine özgü olmak üzere o yıl yapılan harcamalarının bir önceki yıla göre artışın yarısı ayrıca indirim konusu yapılır.

28

5520-)

Ar-Ge Merkezlerine bulunmamaktadır.

önceki yıla göre artışla ilgili istisna uygulaması 

5746-)

Ar-Ge harcamaları VUK’a göre aktifleştirilmek suretiyle giderleştirilir.

5520-)

Gayri maddi hakka gayri maddi hakka yönelik yapılan harcamaların aktifleştirilmesi zorunlu yönelik olmayan harcamaların aktifleştirilmesi ihtiyaridir.

5746-)

Destek yapılan kurum tarafından yönetmelikte belirtilen rapor ve belgelerin onaylanması yeterli olup; ayrıca projenin TÜBİTAK tarafından onaylanması şartı bulunmamaktadır.

5520-)

TÜBİTAK’ın projeyi onaylaması şarttır.

5746-)

Hibe desteklerin özel bir fon hesabına alınması ve fonun elde edildiği dönemi izleyen 5 yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir hesaba nakledilmemesi veya işletmeden çekilmemesi gerekir.

5520-)

Hibe ve desteklerin kurum olarak dikkate kazancının tespitinde ticari kazancın unsuru alınması gerekmektedir .

29

AMORTİSMANLAR UYGULAMALARI VE ESASLARI

İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetler ,alet, edevat, mefruşat, demirbaş VB. amortismana tabidir.

(V.U.K. 313-314-315-316-317-318 319-320-321 Maddeleri)

 İşletmeye ait olma: Fiilen işletmenin tasarrufunda bulunması  İşletmede envantere kayıtlı olma  Bir yıldan fazla kullanılması  Yıpranma, aşınma veya kıymetten düşmeye maruz bulunması  Kullanılmaya hazır halde olma. (Yapılmakta olan yatırım için amortisman ayrılmaz.)  Belli değerin altındakiler doğrudan gider yazılabilir.

(2011 Yılı için 700 TL-2012 Yılı için 770 TL- 2013 800 TL )

 İktisadi ve teknik bakımdan bütünlük gösteren sabit kıymetler topluca dikkate alınır.

 Amortisman listeleri ile mizan bakiyelerinin no’lu hesaplar) kontrolü yapılmalı. (250-256;260-267;257-268 30

 Faydalı Ömür Esası ( VUK.G.T.No : 333,339,365,389,399 ve 406) Amortisman oranlarının faydalı ömre göre uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilmelidir.

 Normal ve azalan bakiyeler amortisman yöntemine göre amortisman ikiye ayrılır. Normal usulüne başlandıktan sonra azalan bakiyelere dönülemez.

 Azalan bakiyelerden normal amortisman amortisman süresine bölünür.

usulüne dönülürse kalan net değer  Azalan bakiyelerde amortisman amortisman oranının iki katıdır.

oranı % 50'yi geçmemek üzere normal  Herhangi bir oranından amortisman yıl amortisman ayrılmamasından veya belirlenen amortisman daha düşük oranda süresi uzatılamaz.

amortisman ayrılmasından dolayı  Geçmiş Dönem ilişkin eksik ayrılan amortisman gideri KKEG, fazla ayrılan amortisman gideri önceki dönem gelirlerine yazılarak düzeltilir.

 Binek otomobillerde otomobilin aktife kıst dönem amortisman söz konusudur. Binek girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay amortisman son süresi kadar amortisman ayrılır. İlk yıl ayrılmayan yılda (5.yılda) ayrılır. (Kıst amortisman tutarı 280 Hesapta izlenir.) 31

 Araç lastiğinde amortisman süresi 2 yıl olmakla birlikte Kurumun iştigal konusu taşımacılık vb. olması dolayısı ile lastiğin çabuk aşınması sebebi ile kullanım süresinin bir yıldan az olmasına göre gider yazılabilir.

 Yıl içinde A.T.İ.K. alınmışsa, bunların alımıyla ilgili olarak yılın sonuna kadar oluşan kredi faizi, kur farkı, vade farkı vs. giderler ilgili iktisadi kıymetin maliyetine eklenmelidir.

 Mükellefler, normal amortisman usulü ile azalan bakiyeler usulünden diledikleri bir tanesini uygulayabilirler.

 Bilanço esasına göre defter tutmayan mükellefler yalnızca normal amortisman yönetimini uygulayabilirler.

 Sabit Kıymetin İşlevini artıran harcamalar Sabit Kıymetin kalan amortisman süresi İçinde,  Sabit Kıymetin Ömrünü uzatan harcamalar ise sabit kıymetin tabi olduğu amortisman süresi içinde giderleştirilir.

 Kiraya verilen iktisadi aittir.

kıymetler için amortisman ayırma hakkı, iktisadi kıymeti aktifinde bulundurana  Amortisman oranları Tebliğle belirlenen oranlarda fazla olamaz. Bu oranlardan düşük oran uygulanması halinde amortisman süresi uzatılamaz.

 Devir ve nevi değişikliği hallerinde devralınan sabit kıymetler için kıst amortisman,  Bölünme halinde yıllık amortisman,  Adi Ortaklıkta Ortak Değişikliği: İki ayrı kıst dönem halinde amortisman ayrılır.

32

Finansal Kiralamaya Konu Kıymetlerin Değerlenmesi

 Finansal kiralamada amortisman hakkı kiracıya aittir.

(VUK Mükerrer. Mad.290-298)

 Vergi Usul Kanunu’nun 319 Sıra No’lu Genel Tebliğinde, kiracı tarafından aktifleştirilen kiralamaya konu iktisadi kıymeti kullanma hakkı, Vergi Usul Kanunu ve finansal kiralama ile ilgili genel tebliğlerde bu iktisadi kıymet için tespit edilmiş amortisman sürelerinde itfa edilecektir.

 Amortisman ayırma konusunda yapılan düzenlemeler ile 01.01.2004 tarihinde itibaren satın alınan ATİK’ler için Maliye Bakanlığı tarafından faydalı ömür süreleri dikkate alınarak tespit ve ilan edilen oranlar esas alınarak amortisman ayrılacaktır.

Özel Maliyetler bedelleri

 Özel Maliyet; bir iktisadi işletme tarafından faaliyetini yürütmek amacıyla kiralanan gayrimenkullerle ilgili olarak, kiracı tarafından yapılan ve kiralanan gayrimenkulün iktisadi değerini ve ekonomik ömrünü devamlı suretle artıran harcamaların toplamıdır.

 Kira süresi boyunca eşit tutarlarda itfa edilir. Kira süresi belli değilse itfa süresi beş yıl olarak alınır.

 Kira veya boşaltılması veya işletme hakkının herhangi bir sebepten sona ermesi halinde henüz itfa edilmemiş olan giderler, boşaltma veya hakkın sona erdiği yılda bir defada gider yazılır.

işletme hakkı süresi dolmadan, kiralanan veya işletme hakkı alınan şeyin 33

Kuruluş ve Amortismanı: Örgütlenme Giderleri İle Peştamallıkların

 Kuruluş ve örgütlenme giderleri (KÖG) ile peştamallıklar beş yılda eşit miktarlarda itfa edilir. Konuyla ilişkin olarak iktisadi ömür esasına göre belirlenen amortisman tabloları ile ilgili 365 sıra numaralı Vergi Usul Yasası Genel Tebliğinin “55.1” ayırımında peştamallıklar için beş yıllık, 333 sıra numaralı Vergi Usul Yasası Genel Tebliğinin “54” numaralı bölümüne göre ilk tesis ve taazzuv giderleri için beş yıllık iktisadi ömür belirlenmiştir.

 KÖG için amortisman ayırma işlemine kuruluşun işletme dönemine başladığı yılda başlanır.

 Yasal açıdan belirli aktifleştirilmesi zorunlu iken kurumlar vergisi mükellefleri ilk tesis ve tavazzuh giderlerini bir tutarın üzerindeki peştamallıkların yapıldığı yılda gider yazmak veya aktifleştirmek hususunda giderlerinin tutabilirler.

seçimlik hakka sahiptirler. Kurumlar, ilk tesis ve tavazzuh tamamını bir defada yapıldıkları yılda gider yazılabilecekleri gibi aktifleştirme suretiyle amortismana da tabi 34

GELİR VE GİDER TAHAKKUKLARI

Dayanak V.U.K. 174.-283-287 Maddesi ve Dönemsellik Kavramı

(Kurumlar Vergisi maddede Kanunu’nun 6. maddesi; “kurumlar vergisi birinci yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır.” denilmekte olup, hesap maddesinde; “...kurumlar

vergisinde yine Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrasında “... Beyanname ilgili bulunduğu döneminin sonuçlarını içerir...” denilmektedir. Ayrıca aynı Kanun’un 16.

vergilendirme dönemi hesap dönemidir...” denilmektedir.) 

Faiz Gelirleri

 İşletmenin verdiği borçlar dolayısıyla (sözleşme düzenlenmiş olsun olmasın, faiz hesaplama dönemi kapanış tarihine rastlasın veya rastlamasın) taraflarca belirlenen faiz oranına göre kapanışı yapılan döneme ilişkin faiz gelirlerinin tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir.

Kredi Faizi, Elektrik, Su, Telefon vb. Gider Yansıtmaları

 İşletme tarafından ödenen kredi faizi, elektrik, su, telefon vb. hizmet bedellerinden, söz konusu hizmetlerden başka kişi veya firmaların yararlanması halinde onlara düşen gider paylarının yansıtılarak kayıtlarda gelir olarak tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir.

(İlgili firmalarında gider tahakkuku yapmaları gerektiği tabiidir.) 35

Mal Satış Hasılatı

 Mal satış hasılatını tespit ederken işletmenin teslimini gerçekleştirdiği mallara ilişkin satış bedellerinin dikkate alınmış olması gerekmektedir.

 İşletmenin teslimini gerçekleştirmemiş olduğu dönem satış hasılatı olarak dikkate alması gerekmez.

fakat faturasını düzenlediği işlemlere ilişkin fatura üzerinde gösterilen satış bedellerini  Tersi durumda ise (Vergi Usul yedi Kanunu’nda belirtilen teslimden sonraki gün içerisinde fatura düzenlenir hükmü gereğince) teslim yapılmış olmasına rağmen fatura düzenlenmemiş olsa bile bu satış işlemine ilişkin satış bedellerinin hasılat olarak dikkate alınması (tahakkuk ettirilmesi) gereklidir.

Kira Gelirleri

 İşletmenin kiraya vermiş bulunduğu kıymetleri ile ilgili kapanışı yapılan döneme isabet eden kira gelirinin (ilgili kira sözleşmelerinden tespit edilerek) tahsil edilmemiş ve fatura düzenlenmemiş olsa bile tahakkuk ettirilmesi gerekir.

36

GİDER TAHAKKUKU

Kira Giderleri:

 İşletmenin kiralamış olduğu kıymetler dolayısıyla yapmış olduğu sözleşmelere göre borçlandığı fakat henüz ödemede bulunmadığı kiralar dolayısıyla kapatılan döneme ilişkin gider tahakkuklarının yapılması gerekir.

  Söz konusu kira gider tahakkuklarının sözleşmelerde yer alan kiralama süreleri ve kira bedelleri göz önünde bulundurularak dönemsellik ilkesi çerçevesinde hesaplanması gerekmektedir.

Faiz, Vade Farkı vb. Giderler:

 İşletmelerin kullanmış olduğu yabancı kaynaklar dolayısıyla doğan faiz, vade farkı gibi giderlerden kapatılan döneme isabet eden kısımların tahakkuk ettirilerek gider yazılması gerekmektedir.

 Sözkonusu giderlerin karşı işletmeler tarafından sözleşme gereği kapanış tarihi itibariyle hesaplanmaması ve bunlar için faturalama yapılmaması, dönem sonu itibariyle tahakkuk etmiş bu finansman giderlerinin gider yazılmasına engel değildir.

Elektrik, Su, Doğalgaz,Telefon vb. Giderleri:

 Genellikle dönem sonundan sonra gelen elektrik, su doğalgaz, telefon vb. gibi faturaları dolayısıyla kapatılan döneme isabet eden giderler için tahakkuk yapılması gerekir.

 Söz konusu tahakkuk hesaplamalarının isabetli olması için sayaçların dönem sonu itibariyle okunması, önceki dönemlere göre tahmin yapılması uygundur. Yapılan tahakkuklar kurumlar vergisi beyannamesi verilme tarihine kadar gerçekleşme durumuna göre gerekirse düzeltilmelidir.

37

Factoring Giderleri:

 Factoring, kuruma işletmenin alacaklarının factor olarak adlandırılan aracı satılması işlemidir. Normal bir alım satımda olduğu gibi işletmelerin alacaklarını factoring şirketine kesin olarak satmaları halinde alacak bedeli ile satış bedeli arasında oluşan olumsuz farkın (ki bu factoring ücreti olarak adlandırılır) gider yazılması tabiidir.

 Bu çerçevede factoring işlemleri dolayısıyla ödenen factoring ücretlerinin ödendiği dönemde gider yazılması gerektiği yönünde görüşler olmakla birlikte bu tutarların dönemsel bazda giderleştirilmesi yönünde görüşlerde mevcut olup, kanımızca doğru olanıdır.

 isabet Vadesi sonraki eden yıla sarkan kredi faizlerinin cari yılda geçen süreye birden Kurulunca ele kısmı gider yazılabilir. Bu konu uzun süre inceleme elemanlarınca ihtilaf konusu yapılmış ve bu konuda yargı birbiriyle çelişen çok karar vermiştir. Son olarak konu Danıştay İçtihatları Birleştirme alınarak bu konuda Danıştay Üçüncü ve Dördüncü Daire kararları vadesi arasındaki aykırılığın, Danıştay Üçüncü Daire kararları doğrultusunda giderilerek, banka ve finans kurumlarından temin edilen ve kullanıldığı yılı izleyen yıla sarkan kredinin faiz tutarının cari yıla isabet eden kısmının kurum kazancının tespitinde karşılık ayırmak suretiyle gider yazılabileceği yönünde içtihadın birleştirilmesine karar verilmiştir.Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı gerek vergi yargısını gerekse vergi idaresini bağlayan, uyulması zorunlu nitelikteki kararlardandır.

38

30:00 Dakika

39

2. BÖLÜM

Metin ÜZÜMCÜ

40

ADAT HESAPLAMA

Adat finansal açıklanabilmektedir.

literatürde(gün x kredi tutarı) şeklinde

Dolayısıyla bilindiği üzere klasik günlük faiz hesabı ise (gün x kredi tutarı x faiz oranı) / 36.000

şeklinde olmaktadır.

Vergisel açıdan yapılacak adat yöntemiyle faiz hesabında buradaki kredi tutarı; kasa hesabı açısından ticari hayatın gerekleri, işletme olağan nakit çıkışları üzerinde işletmenin gelir hanesine girmeyen bir şekilde, işletme kayıtları dışında değerlendirildiği kabul edilen tutardır

.

olduğu ve Ancak dikkat edilecek husus, kasa tamamı faiz hesabında dikkate alınmayacak, normal olarak kabul edilebilecek

azami kasa

hesabı bakiyesinin

tutarı (azami bakiye)

tespit edilecek ve asgari tutarın üzerinde kalan bakiyeler faiz hesabında dikkat alınacaktır.

41

FAİZ TUTARI= KASA FAZLASI*GÜN*FAİZ ORANI/36.000

------------------------------- / ----------------------------------------------------------- 131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 1.222,34. 679 DİĞ.O.DIŞI GELİR VE KARLAR 391 HESAPLANAN KDV Dönemin kasa adat faizinin kaydı 1.035,88. 186,46. ------------------------------- / ----------------------------------------------------------- Tekdüzen hesap planı gereği olması gereken gelir hesabının 679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar hesabı olduğunu düşünüyoruz. 642 Faiz Gelirleri hesabı hesap planında mali yatırımlar sonucu elde edilen faiz gelirlerinin izlendiği hesap şeklinde açıklanmıştır. Burada mali bir yatırım söz konusu değildir. Ayrıca 642, 645 hesaplar aynı zamanda 193 Peşin Ödenen Vergiler hesabı ile de elde edilen faiz gelirleri üzerinden yapılan stopajların takibi açısından bağlantılıdır.

Bu kayıt şekli ile işletmeden çekilen değerler nedeniyle işletmenin kaybı olan gelir kayıtlara alınmış olacak ve aynı zamanda nakit girişi de sağlanacaktır. Eğer bu tutar ortaklar tarafından en kısa sürede ödenmezse, 131 hesaba da ayrıca adat yöntemiyle faiz gündeme gelecektir.

42

Yüksek bakiyeli kasalara adat yöntemiyle sürekli faiz hesaplamak vergisel yönden oluşabilecek tüm eleştirileri ve olumsuz sonuçları engeller mi?

Kesinlikle hayır !

Kasa bakiyesi edilemeyecek derecede fazla olan sürekli olarak kabul işletmelere vergisel açıdan

kesinlikle kayıt dışı işlemleri olan işletme

gözüyle bakılacaktır. Bu nedenle mali işlemleri, ortakları ile olan ilişkileri, ortaklarının şahsi vergi beyanları daha detaylı bir incelemeye tabi tutulacaktır.

Olması gereken kasa hesabında yüksek tutarların bulundurulmaması, işletme nakdinin ve mümkün olduğunca bankada tutulması ve tahsilat ödemelerde kesinlikle banka kanalının tercih edilmesidir.

43

FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI

İşletmelerin finansman 2012 tarihli Resmi Gazete'de ihtiyaçlarını borçlanma yerine öz kaynakları ile finanse etmelerini teşvik etmek amacıyla 15 Haziran yayımlanan 6322 sayılı kanunla ihdas edilen ve finansman şirketleri hariç tüm gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini kapsayan uygulamadır.

2004 yıllarda kaldırılmıştı. Ancak, yıllar sonra, 15 Haziran 2012 tarihli ve 28324 yılına kadar devam eden finansman gider kısıtlaması o sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6322 No.lu Kanunun getirdiği hükümler sonucu, gelir ve kurumlar vergisinde finansman gider kısıtlaması tekrar 01.01.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Gerek gelir vergisi ve gerekse kurumlar vergisi kanununda yapılan değişiklik kabul edilmeyen aynı olup, Gelir vergisi kanununda ödemeler olarak aşağıdaki madde ilave edilmiştir.

41/9 maddesinde, Kurumlar vergisi kanununda 11/i maddesinde gider 44

 Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler unsuru olarak dikkate hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı gider alınmayacaktır.

 Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri finansman gider kısıtlaması uygulamasının dışında tutulmuştur.

 Belirlenecek olan uygulamaya oranı sektörler itibariyle farklılaştırmaya ve ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

 ilişkin Bu düzenlemenin uygulanabilmesi için yabancı kaynaklara finansman indirilemeyeceğinin gerekmektedir. Ancak yapılmamıştır.

giderlerinin Bakanlar ne Kurulu kadarının tarafından kazançtan belirlenmesi söz konusu düzenleme bugüne kadar 45

   

Yapılan düzenlemeye göre bir örnek verecek olursak; İşletmenin ;

Öz kaynakları Yabancı Kaynak Tutarı : 200.000.- TL : 250.000.- TL Katlanılan Finansman Gideri : 25.000.- TL Öz kaynağı Aşan Kısım = 250.000-200.000=50.000.-

Yabancı Kaynağa İsabet eden Finansman Gideri = Finansman Gideri * Öz kaynağı Aşan Kısım / Yabancı Kaynak Tutarı

Bu durumda, öz kaynağı aşan kısım olan 50.000 TL yabancı kaynağa isabet eden finansman gideri de 5.000 TL’dir.

• Şu şekilde 25.000 x 50.000/250.000 = 5.000) olacaktır. Bu 5.000 TL'lik finansman giderinin %10'u (Bakanlar Kurulunca kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.

oranın yüzde 10 olarak belirlendiği kabul edilmiştir.) olan 500 TL de kanunen 46

ÖRTÜLÜ SERMAYE

 Kurumların Ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek kullandıkları borçların hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte öz sermayenin üç katını aşan kısmı örtülü sermayedir.

 Hesaplamada kurumun hesap tespit edilen dönemi başındaki VUK uyarınca öz kaynaklarının toplamı kullanılacaktır.

 Hesap dönemi başındaki sermayesinin negatif olması durumunda, ortak veya ortakla ilişkili kişilerden yapılan borçlanmaların tamamının örtülü sermaye olması durumu söz konusudur.

Örtülü sermaye uygulamasında kriterler;

• Ortakla ilişkili kişi/kişiler, • Borç / Öz sermaye oranı, • Öz sermaye, • Borcun işletmede kullanılma şartı 47

Örtülü Sermaye Kapsamı Dışında Kalan Borçlar

 Kurumun VUK uyarınca tespit edilmiş edilmiş bulunan, Ortakların veya ortaklarla ilişkili kişilerin gayri nakdi teminatıyla üçüncü kişilerden sağlanan borçlar.

 Kurumların iştiraklerinin, ortaklar veya ortaklarla ilişkili kişilerin, banka veya finans kurumları ya da sermaye piyasasından temin ederek aynı şartlarla kullandırdıkları krediler.

 Bankalar tarafından yapılan borçlanmalar, 3226 kiralama sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında finansal şirketleri • Finansman ve factoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bu faaliyetleri ile ilgili olarak ortak veya ortaklarla ilişkili kişi sayılan bankalardan yaptıkları borçlanmalar.

48

Vergisel Sonuçları :

 Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz,kur farkları ve benzeri giderler kurum kazancının tespitinde gider kabul edilmez.

(MD.11/b)  Örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar Örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır.

(MD.12/7)  Kar Dağıtılmış sayılan kar payının Stopaj uygulaması açısından Net Payı olarak kabul edilmesi ve brüte tamamlanması gerekir.

 Bulunan brüt tutar üzerinden ortakların hukuki niteliğine göre belirlenen oranlarda vergi kesintisi yapılmalıdır.

49

SERMAYE AZALTIMI

1.KAYNAK

Sermaye azaltımının, ortaklar tarafından nakden veya aynen yapılan ödemelerden kaynaklanması halinde, ortakların esas olarak işletmeye koydukları sermayeyi Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde geri almış olmaları nedeniyle mükellefiyet statüsüne bakılmaksızın vergilendirme işlemi yapılmayacaktır.

Yapılacak olan sermaye azaltımın da da, öncelikle yeniden değerleme değer artış fonu kaynaklandığı kabul edilecektir.

ve geçmiş yıl kârlarının işletmeden çekildiğinin kabulü gerekmekte olup, azaltılan sermaye tutarı, yeniden değerleme değer artış fonu ve geçmiş yıl karları tutarından fazla ise, fazlalığın şirket ortakları tarafından nakit olarak konulan sermayeden Bu hüküm ve açıklamalara göre; Daha önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl karlarının, şirketin sermaye azaltımı yapılması sebebiyle ortaklara dağıtılması durumunda, kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması, 50

Daha fonunun, halinde, önce sermayeye eklenmiş olan yeniden değerleme değer artış şirketin sermaye azaltımı yapılması sebebiyle ortaklara dağıtılması işletmeden çekilen tutarların öncelikle kurumlar vergisine, vergi sonrası dağıtılan kazanç da kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması, ticari Şirket ortakları tarafından şirkete nakden veya aynen konulan sermaye kazancın bir unsuru olmadığından, sermaye azaltılmasına konu edilen tutar üzerinden vergi hesaplanmaması ve stopaj yapılmaması gerekmektedir.] Bu yeniden sermaye özelge ile; azaltılan sermayenin bünyesinde ortaklar tarafından nakdi veya ayni sermaye dışında yeniden değerlenme değer artış fonu ile geçmiş yıl kârlarının bulunması durumunda, yapılacak sermaye azaltımında öncelikli olarak değerleme değer artış fonu ve geçmiş yıl kârlarının işletmeden çekildiğinin kabulü gerektiği belirtilerek gerekli vergilemenin yapılacağı, azaltılan tutarının yeniden değerleme değer artış fonu ile geçmiş yıl kârları toplamından fazla olması durumunda aşan kısmın, ortaklar tarafından konulan nakdi veya ayni sermaye kabul edilerek herhangi bir vergileme yapılmaması gerektiği açıklanmıştır Burada öncelikli olarak belirtilmesi gereken husus, enflasyon düzeltmesi işlemlerinin yapıldığı yılda ilgili işletmeler sermayeye ilave edilen yeniden değerleme değer artış fonlarını, sonuç itibariyle, aşağıda belirtilen kayıtla iptal etmeleri, yani sermaye hesabından çıkartarak enflasyon düzetme kâr/zarar hesabına aktarmış olmaları gerekmektedir .

51

----------------------------------------/----------------------------------------------- 500 SERMAYE HESABI ………………..TL

K/Z 648 ENFLASYON …………………TL DÜZELMESİ --------------------------------------/------------------------------------------------- Dolayısıyla işletmelerin sermayelerinde böyle bir fonun varlığından söz edilemez. Ancak yeniden değerleme değer artış fonunu da bünyesinde barındıran enflasyon düzeltme kârlarından enflasyon sermayeye ilavesi yeniden düzeltme zararlarının mahsubundan sonra kalan farkın sonrasında sermaye azaltmasına gidilmesinde, değerleme değer artış fonu olarak değil, enflasyon düzeltme farklarının işletmeden çekilmesi olarak cari dönem karı ile irtibatlandırılmaksızın önce kurumlar vergisine ve daha sonrada %15 kâr dağıtım stopajına tabi tutulması gerekir.

Özelgede vergilendirme ile ilgili olarak değinilmesi gereken ikinci husus; “Yapılacak olan sermaye azaltımında da, öncelikli olarak yeniden değerleme değer artış fonu (bize göre enflasyon düzelme olumlu farkı) ile geçmiş yıl karlarının işletmeden çekildiğinin kabulü gerektiği” belirlemesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır 52

   Bu durumda sermaye sermaye azaltılması nedeniyle ortaklara iade edilen paylarının vergilendirilmesinde dikkate alınacak vergi matrahın hesaplanmasına yönelik görüşlere aşağıda yer verilmiştir.

ilk giren ilk ilk konulan

Birinci Görüş:

Bu görüşe göre sermayenin azaltılmasında çıkar yöntemi uygulanmalıdır. Burada azaltılan sermayenin kuruluş sermayesinden başlanılarak son artırılan sermayeye doğru bir sıra takip edilmesi gerekmektedir.

son giren ilk

İkinci Görüş:

Bu görüşe göre sermayenin azaltılmasında çıkar yöntemi uygulanmalıdır. Burada azaltılan sermayenin öncelikli olarak son sermaye artırımından yapılması kabul edilerek ilk kuruluş sermayesine doğru bir sıra takip edilmesi gerekmektedir.

sermaye

Üçüncü Görüş:

Bu görüşe göre sermayenin azaltılmasında sermaye yapısını oluşturan tüm unsurların toplam içindeki oranları dikkate alınarak, her sermaye unsurdan azaltma yapılmış olduğu esasına dayanır.

Bu yöntemlerden birinin kullanılarak azaltılan sermayenin hangi unsurlardan kaynaklandığı belirlenir ve buna göre yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda gerekli vergileme işlemleri yapılır.

Bu üç farkı yöntemin kullanılması farklı sonuçlar doğurduğu gerçeği göz önüne alınarak ve uygulama birliğinin ve vergilemede adaletin sağlanması bakımında yapılan vergi düzenlemelerinde konunun ele alınarak yasal bir düzenleme yapılmasının daha doğru bir yaklaşım olacağını belirtmek yerinde olacaktır..

53

2. KAYNAK

Şirketlerce yapılacak sermaye azaltımı işlemlerinde; öncelikle sermayeye eklenmiş olan enflasyon düzeltmesi farklarının, yeniden değerleme değer artış fonunun, maddi duran varlıklar yeniden değerleme artış fonunun, iştirakler yeniden değerleme artışlarının ve maliyet artış fonunun, daha sonra gayrimenkul satış kazancı ile diğer istisna kazançlardan kaynaklanan ve geçmiş yıl kârlarının işletmeden çekildiğinin kabulü gerekmekte olup azaltılan sermaye tutarı bunların toplam tutarından fazla ise fazlalığın, şirket ortakları tarafından nakit olarak konulan sermayeden kaynaklandığı kabul edilecektir.

Bu açıklamalar çerçevesinde;

tutar 1 Ödenmiş sermayenin yeniden değerleme artış fonlarının sermayeye ilave edilmesinden kaynaklanan azaltımına konu edilmesi halinde, sermaye azaltımına konu edilen üzerinden Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin Mülga "Yeniden Değerleme" başlıklı bölümünün birinci fıkrası uyarınca kurumlar vergisi ve kâr payı dağıtımına bağlı vergi kesintisi hesaplanarak ödenmesi ancak sermayeye ilave edilen yeniden değerleme artış fonlarının geçmiş yıl veya cari dönem zararlarına mahsubunda nakden veya hesaben bir kısmının sermaye ödeme bulunmadığından kâr payı dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

54

Daha önce sermayeye eklenmiş olan enflasyon düzeltme farklarının, sermaye azaltımına gidilmesi nedeniyle işletmeden çekilmiş sayılması ve işletmeden çekilen bu tutarların öncelikle kurumlar vergisine, vergi sonrası dağıtılan kazancın da kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir.

3/a yoluyla Ödenmiş sermayenin kurumlar vergisinden istisna edilen ve sermayeye ilave edilen gayrimenkul işletmeden çekilen bu satış kazancından kaynaklanan kısmının sermaye azaltımına konu edilmesi halinde, söz konusu kazancın sermaye hesabında kalması için aranılan yasal süre olan beş yıllık sürenin dolmasından sonra yapılması halinde, sermaye azaltımı tutar için kurumlar vergisi hesaplanmayacak, ancak kar tutulacak, ancak nedeniyle de vergi kesintisi dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi geçmiş yıl veya cari dönem zararlarına mahsubu yapılmayacaktır.

3/b- Sermaye maddesinin birinci azaltımının Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci fıkrasının (e) bendi kapsamında istisna edilen kazançtan (beş yıllık süre içinde) karşılanması halinde, istisna kazanç işletmeden çekilmiş sayılacağından, istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin zıyaa uğramış sayılarak Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi zıyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecek ve kar dağıtımı hükümleri çerçevesinde ortakların statüsüne göre vergi kesintisi yapılacaktır.

55

4 Ödenmiş sermayenin yasal veya olağanüstü yedek akçenin sermayeye ilave edilmesinden kaynaklanan cari halinde ise kısmının öncelikle kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması, yedeklerin geçmiş yıl veya dönem zararlarına mahsubu suretiyle sermaye azaltımına konu edilmesi kâr payı dağıtımı olarak değerlendirilmeyeceğinden vergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.

5 Daha sermaye önceki yıllarda şirket sermayesine eklenen geçmiş yıl karlarının azaltımı dolayısıyla ortaklara dağıtılması durumunda kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılacaktır.

6    Sermaye azaltımının, ortaklar tarafından nakden veya aynen yapılan ödemelerden karşılanması halinde, ortakların esas olarak işletmeye koydukları sermayeyi Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde geri almış olmaları nedeniyle mükellefiyet statüsüne bakılmaksızın vergilendirme işlemi yapılmayacaktır. Şirket ortakları tarafından nakden veya aynen konulan sermaye ticari kazancın bir unsuru olmadığından, sermaye azaltımına konu edilen tutar üzerinden vergi kesintisi de yapılmayacaktır.

Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul VDB’nın 05/12/2012 tarih 62030549-125 [9-2012/ 58]-3132 sayılı muktezası.

Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir VDB’nın B.07.1.

GİB.4.35.16.01-176300- 791 sayılı muktezası.

Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir VDB’nın B.07.1.

GİB.4.35.16.01-125-741 sayılı muktezası.

17/08/2012 08/08/2012 tarih tarih

56

BAĞIŞ VE YARDIMLAR

Bağışlar, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilecek bağışlar, gider olarak dikkate alınabilecek bağışlar ve özel kanunlar uyarınca gider yazılabilecek bağış ve yardımlar olarak ayrımlanabilir.

Ancak, bağış ve yardımlar beyanname üzerinde ar-ge harcamalarının % 100 ’ü olarak hesaplanan ar-ge indirimi ve spor dalları için yapılan sponsorluk arcamalarından sonra indirilebilir.

Kurumlar vergisi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi yapılır (KVK m.10): a) Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 100 ’ü oranında hesaplanacak “Ar-Ge indirimi”. Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz.

Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devreder.

Maliye Ar-Ge uygulamadan indiriminden Bakanlığı yetkilidir.

yararlanılacak harcamaların kapsamını yararlanılabilmesi için gerekli belgeler ile usulleri belirlemeye 57 ve

b) 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.

Kurum Kazancının % 5’i ile sınırlı bağışlar:

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı. (KVK 5520 md. 10/c) İndirim konusu yapılacak bağış ve yardımın belirlenmesinde esas alınacak kurum kazancının zarar mahsubu dâhil giderler düşüldükten, iştirak kazancı hariç, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kazanç olarak anlaşılması gerekmektedir (KVKGT. 1) 

Kurum Kazancının Tamamına Kadar İndirilebilecek Bağışlar:

• 5520 Sayılı kanunun 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı.

58

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köyler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel kuruluşlar tarafından yapılan veya Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen ya da desteklenmesi uygun araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve görülen; 1) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine, 2) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dâhil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına, 3) Yazma ve nadir eserlerin eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına, 4) 21/7/1983 tarihli ve 2863 kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine, 5) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına, 6) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirilmesi çalışmalarına, 7) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına, 8) varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınır kültür Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına, 59

9) Somut olmayan ve geleneksel el alanlarda film platosu tedariki ile film yapımına, kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş sanatları alanlarındaki üretim ve faaliyetler ile bu araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatının 10) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültür ve sanat faaliyetlerinin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına, ilişkin harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların % 100’ü.

Bakanlar Kurulu, yarısına kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar getirmeye yetkilidir. (5520 bölgeler ve faaliyet türleri itibarıyla bu oranı, sayılı Kanun md. 10/d) nakdi 11) Bakanlar Kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile makbuz karşılığı yapılan ayni ve bağışların tamamı. (5520 sayılı Kanun md. 10/e) 12) İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneği’ne makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış veya yardımların tamamı (5520 Sayılı Kanun Md.10/f Yürürlük 3.7.2009) Bağış ve yardımların nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.

60

Özel Kanunlarında Yer Alan Bağış ve Yardımlar

Özel kanunlarında hüküm bulunan kurum ve kuruluşlara yapılan bağış ve yardımlarda GVK m.89 ve KVK m. 10’da öngörülen sınırlamalar geçerli değildir. Bu bağış ve yardımların tamamı farklı bir düzenleme olmadıkça kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınırlar.

ve Özel Kanunlarında gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince gider yazılabilecek bağışların yapılabileceği kurum ve kuruluşlar aşağıda verilmiştir. Bilindiği üzere, bağış yardımların makbuz mukabili yapılması ve bu amaçla verildiğinin makbuzda açıklanması gerekmektedir. Bir kısmı aşağıda verilmiştir.

Tabii afet usul ve kurum yasası gereğince yapılanlar, gıda bankacılığı kapsamında öngörülen esasları dâhilinde yapılan gıda, temizlik, giyecek, yakacak yardımları ve tamamı indirim konusu yapılabilecek bağış ve yardımlar hariç yapılan bağışlardan kazancının % 5 ‘ini aşan kısmı ile vergiden muaf olmayan vakıflara ve kamuya yararlı sayılmayan derneklere yapılan bağış ve yardımların KKEG olarak kayıtlara alınması gerekmektedir. Öte yandan, firmanın mali zararı var ise yapılan bağış ve yardımların KKEG olarak dikkate alınması gerekecektir. Bağış yapılması dolayısıyla zarara geçilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, vergi kanunlarında yer alan ve ister beyan edilen kazancın belirli bir oranı ile sınırlı olsun, ister tamamı beyanname fakirlere üzerinden indirilebilir nitelikte olsun bağış ve yardımların kanuni defterlere gider kaydedilerek giderleştirilmesi mümkün değildir. Bunun yanında zarar doğurucu bir işlem olarak da değerlendirilmesi mümkün değildir. Bunun tek istisnası, yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak yardımlarıdır. Sadece bu bağışların gider yazılarak zarar doğurucu işlem olarak kabulü mümkündür 61

Bağış ve Yardımların KDV’ye Etkisi

Üniversite ve yüksekokullar ile 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Kanun hükümlerine tâbi özel okullar tarafından ilgili dönemdeki kapasitelerinin %10 ’unu geçmemek üzere verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri, kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları, birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları ile fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin teslimi kısmi istisna kapsamındadır. (KDVK md.17/2-b) Bir işlemin kısmi istisna kapsamı niteliğinde olması halinde, ilgili teslimlere ait KDV yüklerinin KDVK md 30/a hükmü gereğince indirim imkânı ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle yüklenilen KDV’lerin KDV beyannamesinde diğer ilaveler satırında beyan edilmesi öte yandan da bağış ve yardımın maliyetine ilave edilmesi gerekecektir.

62

3. BÖLÜM DİĞER ÖZELLİKLİ KONULAR

63

Götürü Gider Uygulaması

İhracatçılar, yurt dışında inşaat, onarma ve montaj faaliyetlerinde bulunan firmalar, yurtdışı satışlarından döviz olarak elde ettikleri hasılatın % 0,5 ’ ini aşmamak şartıyla, yurtdışında bu işlerle ilgili yapmış oldukları giderlerine karşılık olmak üzere götürü gider yazabilirler. (FOB DEĞER)-

(GVGT/ 195-233)

Ancak bu hakkın kullanımı için söz konusu gider tutarının işletme varlıklarından çıkmış olması, diğer bir anlatımla böyle bir harcamanın belgesiz dahi olsa dönem içinde yapılmış olması ve kayıtlara yansıtılması gerekmektedir.

işletmenin götürü gider hakkından yararlanması mümkün değildir.(bu konuda tersi Eğer böyle bir harcama söz konusu değilse söz konusu yargı kararları da mevcuttur)

Son Danıştay kararlarında -195 no.lu GV Genel Tebliğinde belirtilen öz kaynak azalmasına gerek olmadığı belirtilmektedir.

Finansal Kiralama İşlemlerinde Faiz ve Kur Farkları

Yabancı para ile yapılan finansal kiralama ödemelerinin değerlemesi sonucunda oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilip ettirilemeyeceği hakkında 64

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ve İstanbul Defterdarlığınca verilen;

03.05.2005 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.20./VUK-1 /MÜK-290-11161 sayılı 05.07.2006 tarih B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK, 09.05.2005 tarih B.07.4.DEF.0. 34.20/VUK 1-280 11448 sayılı, 23.08.2006 tarih 6713 sayılı, B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK 1- MÜK-290 sayılı muktezalarda, “Finansal kiralama yoluyla edinilen kıymete ilişkin olarak KİRALAMA SÜRESİ İÇİNDE sözleşmeye istinaden yabancı para üzerinden yapılan kira ödemelerinin değerlemesi sonucu ortaya çıkan kur farkları ile kiracı tarafından ödenen faizlerin, finansal kiralama konusu kıymetin maliyetine intikal ettirilmesi ve maliyete eklenen bu farkların ilgili kıymetin amortisman süresi içinde itfa edilmesi gerekmektedir.

” denilmektedir 65

6322 SAYILI KANUNLA GETİRİLEN BAZI DÜZENLEMELER

GİRİŞİM SERMAYESİ FONU

Usul İşletmeler, 15 Haziran 2012 tarihinden itibaren, 6322 sayılı Kanun ile Vergi Kanunu’na eklenen 325/A maddesi uyarınca, Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi olarak Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi fon, kurum yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayırabilecekler. Bu kazancının veya beyan edilen gelirin %10’unu ve öz sermayenin %20 ’sini aşamayacak.

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar pasifte geçici bir hesapta tutulacak.

Mükelleflerce, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir. Aksi halde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecek.

6322 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde gerekli düzenlemeler yapıldı. Buna göre; beyan edilen gelirin veya kurum kazancının % 10’unu aşmamak şartıyla, ayrılan girişim sermayesi fonları, gelir vergisi matrahından veya kurum kazancından indirilebilecek.

Böylece, kazancı yüksek olan bir işletmede, ayrılan fonun vergi oranı kadarlık kısmı devletçe karşılanmış olacak. 01.01.2013 tarihinden itibaren girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ile girişim sermayesi yatırım fonlarından elde edilen kazançlar da kurumlar vergisinden indirimi mümkün olacak.

66

DİĞER İNDİRİMLER

Cami ve Kur’an kurslarına yapılacak ayni ve nakdi bağış ve yardımların indirimine izin verildi.

Yeşilay Cemiyetine yapılacak nakdi yardımların indirimine izin verildi.

Esas Faaliyet Konusu Gayrimenkul Ticareti Olmayan Firmalarda Taşınmaz Satış Kazancı İstisnası

Başlık : Ana sözleşmesinde, iştigal konuları arasında taşınmaz ticareti bulunmakla beraber bu işi fiilen yapmayan şirketin aktifinde bulunan taşınmazın satışı işleminin, KDV ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında yer alan istisna uygulaması yönünden değerlendirilmesi hk.

Tarih 05/09/2011 Sayı B.07.1.GİB.4.38.15.01-KV-20-185-102 67

1- Kurumlar Vergisi Yönünden:

Bu taşınmaz açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz her ne kadar ticaretini yer alan istisnadan fiilen yapmasa sözleşmesinde iştigal konuları arasında taşınmaz ticareti bulunması dolayısıyla, bilançoda duran varlıklar arasında kayıtlı olan ve 13.09.2004 tarihinde tescil edilen taşınmazın satışından elde edilen kazancın 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci da, şirketin ana fıkrasının (e) bendinde faydalanması mümkün bulunmamaktadır.

2- Katma Değer Vergisi Yönünden:

Bununla beraber, ana arasında taşınmaz mal alım satımı bulunan mükelleflerin envanterine sözleşmesindeki faaliyet konuları kayıtlı olan taşınmaz satışlarının (iki yıl aktiflerinde yer alsa dahi) Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-r maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

68

CİRO PRİM FATURALARI

Bu konuda daha uygun çelişkili muktezalara rastlanılsa da, ciro primlerine dair faturaların düzenlendiği tarihe bağlı kalınmaksızın, primin üzerinden hesaplandığı ilgili yılın geliri veya gideri olarak ele almak vergi sistematiğine düşecektir. Yani, 2013 yılında belirli bir mal alım seviyesini aşan alıcıya ciro primi ödenmesine karar verilmiş ve fatura 2014 yılı içinde düzenlenmiş olsa dahi, ciro primini elde eden gelirini, ciro primi ödeyen mükellef de giderini 2013 yılına kaydetmeli ve 2013 yılı kurum kazancı ile ilişkilendirmelidir.

Ancak muhasebe kayıtların vergi kaybına yol açmamasına dikkat etmek gerekecektir. Bu kapsamdaki kaydında farklı yöntemler tercih edilse dahi yapılan değerlendirmelerimiz aşağıda yer aldığı gibidir: prim Öncelikle belirtmek gerekirse, Gelir İdaresi ciro primini elde edenlerin, tutarlarını satın aldıkları malın maliyet bedelinden düşmemelerini, bu primleri doğrudan gelir yazmalarını istemektedir.

Uygulamada ciro primlerinin edenler konuda muhasebeleştirilmesi noktasında, elde açısından 602 ve 679 hesapların kullanıldığına rastlanılmaktadır. Bu şahsi kanaatimiz, satışlarla doğrudan bir bağlantısı olmayan ciro primlerinin 602 hesap yerine 679 hesapta durumda gelir tablosunun sonundaki net gelir olmayacaktır.

gösterilmesidir. Ancak her iki rakamında bir farklılık 69

Alıcı ve satıcının Türkiye’de bulunduğu durumlarda ciro primleri için fatura düzenlenmesi gerektiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak Ciro primini ödeyen firmanın yurt dışında bulunması durumunda, yurt dışı firma genellikle credit note adı altında bir belge düzenlemekte, Türkiye’de bulunan firmalarda credit note’lara dayanarak gelir kaydı yapmaktadırlar.

Bu durumda bulunan mükelleflere, credit note ile yetinmemelerini mutlak suretle fatura düzenlemelerini tavsiye etmekteyiz. Zira daha önce de belirttiğimiz üzere ciro primlerinin bir hizmetin karşılığı olarak elde edildiği varsayıldığından, olası vergi incelemelerinde denetim elemanlarının hizmet bedeli için fatura düzenlenmediği iddiası ile %10 oranında özel usulsüzlük cezası istemesi kuvvetle muhtemel gözükmektedir.

Yurtdışına ödenen ciro primlerinde ise genelde karşı firma tarafından debit note düzenlenmektedir. Bu belgelerin karşı ülkede yasal ve geçerli bir belge olması kaydıyla, debit note’lara istinaden gider yazılması mümkündür.

70

Debit-Not ve Credit-Not Hakkında Açıklama

öne İhracatın yapıldığı firma tarafından ihraç edilen malın kusurlu çıkması veya benzeri nedenlerle düzenlenen reklamasyon faturaları da sürülen kusurların kabul edilmesi halinde gider olarak kaydedilebilir. Konuya yararlı olabilir. Reklamasyon tutarlarının fatura yerine geçen belgeler ile belgelendirilmesi de ilişkin yazışmaların faturanın altına eklenmesi mümkündür. Konu ile ilgili Bakanlık muktezasında bu yol tür belgelerin alınamadığı durumlarda yeni bir belge düzenleyerek önceki faturanın iptal edilmesi ve reklamasyon bedeline isabet eden kısmının iade edildiğini gösterir bir belgeyi de ispat vesikası olarak kullanılmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Ancak uygulamada eski faturanın iptal edilerek yeni bir fatura düzenlenmesinin birçok probleme açması ihtimali vardır. (Bakanlığın 20.08.1999 tarih ve 39884 sayılı muktezası) Diğer yandan Bakanlığın son dönemlerde vermiş olduğu muktezaya göre ilgili ülkede geçerli belge olduğu kanıtlanan debit note’lar da gider olarak kaydedilebilecektir. Bunu yapabilmek için ilgili ülkedeki, yetkili kuruluşlardan bu belgenin o ülkede vergi mevzuatı açısından geçerli bir belge olduğuna dair yazı alınması gerekmektedir.

(Maliye Bakanlığı’nın B.07.0.GEL.0.29/2920-227-80/38132 sayılı özelgesi) 71

Ödenmeyen SSK Primlerinin Gider Yazılamaması

İlke olarak hesap dönemi içinde ödenmeyen SSK primleri gelir veya kurumlar vergisi firmalarda matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamaz. Bunun tek istisnası hesap dönemi takvim yılı olan Aralık ayı, özel hesap dönemine tabi firmalarda ise özel hesap döneminin son ayına ait SSK primlerinin yasal ödeme süresi bir sonraki hesap dönemi olmasına karşın, yasal süresi içinde ödenmek koşuluyla gider olarak kayıtlara alınabilmesidir. Hesap dönemi içinde ödenmediğinden gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate döneminin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamayan SSK primlerinin ödendikleri hesap alınması gerekir. (174 seri numaralı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği)

Sermaye Azalması veya Borca Bataklık durumu

(6102 sayılı) Türk Ticaret Kanunu’nun 376 maddesi, eski TTK’daki esas sermayedeki (tescilli sermaye) azalmayı değil,

esas sermaye ile kanuni yedek sebebiyle

aşağıdadır.

akçe toplamının yarısının karşılıksız kaldığı durumda zarar

şirket organlarına belirli görevler vermiştir. Söz konusu görevler ve yapılması gereken hususlar 72

Yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun sebebiyle gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.

Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğer ki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.

73

Hesap Dönemi Sona Erdikten Sonra Gelen Faturaların Kaydı

Firmalarda hesap döneminin son ayına ait KDV beyannamesi verildikten sonra da biten hesap dönemine ait ve biten hesap döneminin tarihini yasal taşıyan bazı gider faturaları geldiği bilinmektedir. Bu tür faturalar kayıt süresi sona ermeden (45 günlük süre) gelmiş ise KDV dâhil tutarı ile gider olarak kayıtlara intikal ettirilebilir. Faturalar yasal kayıt süresinden sonra gelmiş ise kurumlar vergisi beyannamesinde diğer indirimler satırında KDV dâhil tutarı ile gösterilmek ve dilekçe ile mahiyetini açıklamak kaydı ile indirim konusu yapılabilir. Beyanname üzerinden indirilen faturalar bir sonraki hesap dönemi kayıtlarına 681 Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak kayda alınır ve kayda alındığı yılda ise gider olarak dikkate alınmaz. Benzer şekilde yasal kayıt süresi geçtikten sonra gelir kaydedilmesi unutulan fatura olduğu anlaşılır ise yine kurumlar vergisi beyannamesinde ilaveler içine dâhil ederek veya kurum kaydıyla beyan edilebilir. Bu tür faturalar da sonraki hesap döneminde 671 kazancına ilave etmek ve dilekçe ile mahiyetini açıklamak Önceki Dönem Gelir ve Karları olarak kayda alınır ve kaydın yapıldığı yılda vergilendirilecek gelir olarak dikkate alınmaz 74

Kaybolan Yasal Belgeler İle İlgili Yapılacak İşlemler

Firmalar neden ile davası tespitin tarafından kullanılan yasal belgelerin herhangi bir kaybolması durumunda, mutlaka yargı organına tespit açılmak kaybolduğunun ilk tespitin itfaiyeye suretiyle tespit kaybolan ettirilmesi yasal gerekmektedir.

belgelerin Belgelerin çalınması halinde ise öncelikle güvenlik kuvvetlerine gerekli yaptırılması ve daha sonra yargı organında tespit davası açılması gerekecektir. Belgelerin yanmış olması durumunda ise yaptırılması ve daha sonra yargı organına tespit tespit ekinde davası edilmiş açılması olması gerekmektedir.

mükellefi bu Yasal belgelerin kaybolduğunun, çalındığının veya yandığının yargı organınca belgelerin ibraz yükümlülüğünden kurtarmaktadır. Yapılan tespit işlemi bir dilekçe bağlı bulunulan vergi dairesine ayrıca bildirilmelidir.

Bunlar konusu mevcut yapılmadığı takdirde vergi idaresi giderleri ve indirim yapılan KDV’yi reddetmekte, satış faturaları için ise faturaların hâsılat ortalamasını alarak matrah tespiti yapmaktadır.

75

GAZİANTEP SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI GAZİANTEP CHAMBER OF CERTIFIED PUBLİC ACCOUNTANTS

Katılımınız İçin Teşekkür Ederiz.

Kaynak : Deolitte Türkiye, KMPG Türkiye, PWC Türkiye Gelir Uzmanı Mehmet Ayçin

76