harcamalar üzerinden alınan vergiler-eylül 2012

Download Report

Transcript harcamalar üzerinden alınan vergiler-eylül 2012

ANKARA SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ
MÜŞAVİRLER ODASI
HARCAMALAR ÜZERİNDEN
ALINAN VERGİLER
EYLÜL 2012
M. Aykut KELECİOĞLU
E. Gelirler Başkontrolörü, YMM
SUNUMDA YER ALAN BU SEMBOL
GEÇMİŞ YILLARDA ÇIKAN
SINAV SORULARINI İŞARET
ETMEKTEDİR.
GEÇMİŞ YILLARDA ÇIKAN
SORULARIN TEKRAR
SORULABİLECEĞİNİ /
SORULDUĞUNU GÖZDEN
UZAK TUTMAYINIZ
• Harcama vergileri; üretilen, tüketilen , satılan mal ve hizmetler
üzerinden veya çeşitli muameleler üzerinden alınan vergiler
olup, uygulamada gider vergisi, tüketim vergisi, istihsal vergisi
ve muamele vergisi gibi isimlerle de anılmaktadır.
• Harcama vergilerinin en sık rastlanan ayırımı genel tüketim
vergileri ve özel tüketim vergileri şeklinde olanıdır. Genel
Tüketim vergileri tüm iktisadi muameleleri vergi kapsamına
almaktadır. (Katma değer vergisi, gümrük vergisi bu özellikte
olan vergileridir.) Özel tüketim vergileri ise seçilmiş bazı
ürünlerin satışını KDV’ye ilave olarak vergilendirmektedir. Taşıt
alım vergisini ve akaryakıt tüketim vergisini de bu vergilere
örnek olarak gösterebiliriz
HARCAMALAR ÜZERİNDEN
ALINAN VERGİLER
• KATMA DEĞER VERGİSİ
• ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ
• DAMGA VERGİSİ
• BANKA VE SİGORTA MUAMELELERİ
VERGİSİ
KATMA DEĞER
VERGİSİ
• Geniş boyutlu uygulamasına Fransa’da 1954 yılında
başlanılan KDV kısa sürede pek çok başka ülkeyi
etkilemiş, 1967 ‘de ise Avrupa Ekonomik Topluluğu
ülkelerinin ortak harcama vergisi olarak kabul edilmiştir.
Bu önemli adım, KDV’nin önce Ortak Pazar (Avrupa
Topluluğu) ülkelerinde, daha sonra
tüm dünya
ülkelerinde hızla yayılmasına yol açmıştır. Şu sıralarda
toplam 40’ın üzerinde ülke katma değer vergisi
uygulamaktadır.
• 3065 sayılı KDVK’nun uygulaması 1.1.1985 tarihinde
başlamıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle , bu tarihe
kadar uygulanan ve 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu
içinde yer alan ve ayrıca bu kanun dışında uygulanan
çeşitli tüketim vergilerinin tamamı uygulamadan
kalkmıştır.
KDV’NİN 2011 YILI PERFORMANSI
• 2011 TOPLAM VERGİ TAHSİLATI
284.446.000 (BİN TL)
• TOPLAM KDV TAHSİLATI (DAHİLDE VE
İTHALDE): 95.549.000 (BİN TL)
• DAHİLDE ALINAN KDV: 46.859.000 (BİN
TL)
• İTHALDE ALINAN KDV: 48.690.000 (BİN
TL)
• KDV’NİN TOPLAM VERGİ GELİRLERİ
İÇİNDEKİ PAYI: % 33,6
KDV’NİN 2011 YILI PERFORMANSI
• Toplam Alınan Vergi İadesi: 31.409.000
(Bin TL)
• İhracat İstisnası Nedeniyle Dahilde Alınan
KDV’den yapılan vergi
12.914.000 (Bin TL)
iade
miktarı:
KATMA DEĞER VERGİSİNİN TEMEL
YAPISI
• KDV, vergilemede katma değeri esas alan bir vergidir. Bu
vergi bir firmanın, aldığı mallara teşebbüs, işgücü ve
sermayesi ile eklediği değer üzerinden alınmaktadır.
KDV, teoride ve uygulamada çok safhalı, yayılı bir satış
vergisi mahiyetindedir.
• KDV yayılı bir muamele vergisi özelliği taşımaktadır. Yani
ekonomideki üretim zincirinin tüm aşamalarından vergi
alınmaktadır. Örneğin tekstil sektörünü ele alırsak;
pamuğun elbise halini almasına kadar sürecin tamamı
vergiye tabi olmaktadır. Ancak vergi,bu aşamalardaki
satış fiyatı üzerinden değil, her aşamada ortaya çıkarılan
katma değer üzerinden alınmaktadır.
KATMA DEĞER VERGİSİNİN TEMEL
YAPISI
TOPTANCI
100 TL MAL BEDELİ +
18 TL KDV
PARAKENDECİ
130 TL MAL BEDELİ +
23.4 TL KDV
KONFEKSİYON SATICISI
Parakendeci bu şekilde topladığı KDV’den daha önce kendisinin alışlarında
ödediği KDV’yi düşüp aradaki fark olan
(23.4-18=) 5.4 YTL vergi dairesine yatıracaktır
KATMA DEĞER VERGİSİNİN TEMEL
YAPISI
• Fiilen vergi dairesine yatırılan tutar, üretim zincirinin her
aşamasında ortaya çıkarılan katma değer vergisi
olmaktadır. Bu anlamda katma değer; alınan mallara
ödenen bedelle bu malların satış fiyatı arasındaki farkı,
bir başka ifadeyle çıktı fiyatlarıyla
girdi maliyeti
arasındaki farkı oluşturmaktadır.
• Katma Değer Vergisi uygulamasında , üreticiler ve
satıcılar tarafından ödenen vergilerin tamamı sonuçta
tüketiciye yansıtılmaktadır. Kanuni mükellef adını alan
(aracı mükellef de denilmektedir.) bu kişiler veya
kuruluşlar alışlarında ödedikleri vergiyi satışlarında
topladıkları vergilerle telafi etmekte, fazla vergiyi vergi
dairesine yatırmaktadırlar. Bu kişiler bir nevi devletin
tahsildarı gibi çalışmaktadırlar. Bir başka ifadeyle katma
değer vergisinin fiili mükellefi nihai tüketiciler olmaktadır.
KDV’NİN KONUSU
Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler
katma değer vergisine tabidir:
1. Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve
serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
yapılan teslim ve hizmetler,
2. Her türlü mal ve hizmet ithalatı,
3. Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve
hizmetler
KDV’NİN KONUSU
• 3 KOŞUL
1. (Mal teslimi ve hizmet ifası şeklinde) bir
işlem bulunmalıdır.
2. İşlem Türkiye’de yapılmalıdır.
3. İşlem ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest
meslek faaliyetinden kaynaklanmalıdır.
1. KOŞUL: İŞLEM
• İşlem = Muamele
• İşlem : Mal Teslimi ve Hizmet İfası
• KDVK’nun 1. maddesi kapsamında yer
almayan işlemler KDVK’nun konusuna
girmez.
2. KOŞUL: İŞLEMİN
TÜRKİYE’DE YAPILMASI
• Madde metninde geçen “Türkiye’de yapılan “
ibaresinden ne anlaşılması gereği KDVK’nun
6’ıncı maddesinde açıklanmıştır. Buna göre
işlemlerin Türkiye’de yapılmış sayılması için ;
a)Malların teslim anında Türkiye'de bulunması,
b)Hizmetin
Türkiye'de
yapılmasını
veya
hizmetten Türkiye'de faydalanılması ,
Gerekmektedir.
2. KOŞUL:İŞLEMİN
TÜRKİYE’DE YAPILMASI
• MALLARIN TESLİM ANINDA TÜRKİYE’DE
BULUNMASI
 Yurtdışında
teslim
alınan
malın
yurtdışında teslimi KDV’nin konusuna
girmez.
Türkiye’deki malın yurtdışına çıkarılıp
satılması ihracat teslimi sayılır
Yurtdışında teslim alınan malın yurda
sokulmasında ithalat aşamasında KDV
aranılır.
2. KOŞUL: İŞLEMİN TÜRKİYE’DE
YAPILMASI
• HİZMETİN TÜRKİYE’DE YAPILMASI VEYA
HİZMETTEN TÜRKİYE’DE FAYDALANILMASI
 Örneğin; T.C. Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü

•
tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Karayolları ağının iyileştirilmesi
ve geliştirilmesi projesi kapsamında bu ülkede yol yapım işi ihalesini
alan Türkiye’de mukim bir firma bu kapsamda yol yapım işi
gerçekleştirmişse, söz konusu hizmet yurtdışında yapıldığından ve
yurtdışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmeyecektir.
Örneğin; Türkiye’de inşa edilecek bir stadyum inşaatının projesinin
yurtdışında çizilmesi durumunda faydalanma Türkiye’de olacağı için
hizmet Türkiye’de yapılmış sayılır.
Örneğin; Yurt dışında taahhüde dayalı olarak yapılan inşaat işlerinde
kullanılmak üzere finansal kiralama yoluyla edinilmiş iş makineleri ve
ekipmanlarının yurt dışına kiraya verilmesi işlemi, Türkiye’de yapılan
veya Türkiye’de faydalanılan bir hizmet niteliğinde bulunmadığından
katma değer vergisinin konusuna girmemektedir.
ÖRNEKLER (60 NOLU SİRKÜLER)
•
•
•
•
•
Yurt dışında düzenlenen bir fuara Türkiye'den katılan firmalara yurt
dışında verilen stant kurulumu, montajı, lojistik vb. hizmetler,
Yurt dışında yaptığı inşaat, onarım, montaj işleri,
Yurt dışındaki bir firmanın doğrudan yurt dışındaki başka bir firmaya
(mallar Türkiye'ye gelmeksizin) yapacağı teslimlere ilişkin olarak
verdiği aracılık hizmeti,
Türkiye'deki başka bir firmanın personelini yurt dışına götürmek
suretiyle aynı sektörde faaliyette bulunan yabancı firmalarla
tanıştırma, bilgilendirme, eğitim şeklinde yurt dışında verdiği
danışmanlık hizmeti,
Yurt dışındaki bir firmanın mallarının, yine yurt dışındaki bir başka
firmaya pazarlanmasına yönelik olarak yurt dışında verdiği satış
komisyonculuğu hizmeti
TÜRKİYE’DE İFA EDİLMEDİĞİNDEN VEYA BU HİZMETTEN
TÜRKİYE’DE
FAYDALANILMADIĞINDAN
KDV’NİN
KONUSUNA GİRMEMEKTEDİR.
ÖRNEKLER (60 NOLU SİRKÜLER)
• Türkiye'de serbest meslek faaliyeti dolayısıyla KDV
mükellefi olan bir doktor veya avukatın, Türkiye'de KDV
mükellefi olan bir firmaya yurt dışında verdiği hizmetler
de verginin konusuna girmez.
• Türkiye'deki bir mükellefin;
- Yurt dışındaki otellere turist, okullara öğrenci, fuarlara
ziyaretçi veya katılımcı bulunmasına yönelik yurt
dışındaki firmaya Türkiye'de verdiği aracılık hizmetleri,
- Yurt dışındaki firmalara ait ürünlerin Türkiye'de satışı
için bu firmalara verdiği pazarlama, aracılık, danışmanlık
vb. hizmetleri
genel esaslar çerçevesinde KDV'ye tabi bulunmaktadır.
3. KOŞUL:İŞLEM TİCARİ, SINAİ ,ZİRAİ, SERBEST
MESLEK FAALİYETİNDEN KAYNAKLANMALIDIR.
• Ticari, sınai, zirai,serbest meslek faaliyetinden
•
kaynaklanmayan faaliyetler diğer iki koşul olsa
bile KDV’nin konusuna girmez.
Ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek
faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği
GVK’na göre, bu kanunda açıklık yoksa TTK ve
diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenir.
Ticari, sinai, zirai, ve serbest meslek faaliyetleri
kapsamında yapılan işlemlerin KDV’ye tabi
tutulabilmesi için bu faaliyetlerin devamlı olarak
yapılması gerekir. Dolayısıyla arızi olarak yapılan
bu faaliyetlerin
vergilendirilmesi mümkün
değildir.
SINAV SORUSU
• Ulaştırma
hizmeti
veren
firmaların,
rezervasyon iptali veya sipariş iptali
hallerinde müşteriye iade edilmeyen
avanslarının KDVK karşısındaki durumu
nedir?
(Müşteriye iade edilmeyen tutarlar iptale
bağlı tazminat niteliği taşımaktadır. Hizmet
ifası söz konusu olmadığından KDV’de söz
konusu değildir)
SINAV SORUSU
KDV mükellefi olan kurumun bankalardan
kendi adına aldığı kredileri, ortağı olduğu
başka bir şirkete aynı koşul ve vade ile
borç vermesi
M.B. Görüşü: Borç verme işlemi finansman
hizmeti olduğu için KDV’ye tabi.
Danıştay Görüşü: Kredinin aynı koşullarda ortağa
aktarılmasında hizmetten söz edilemeyeceği için
KDV yoktur.
Turmob: (Sınav sorusunun cevap anahtarı) Lehe
alınan bir bedel olmaması halinde yapılan işlem
KDV’ye tabi değildir.
GRUP ŞİRKETLERİNDE ALINAN BANKA KREDİSİNİN VE DAMGA
VERGİLERİNİN YANSITILMASINDA KDV
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 2009/34 Sayılı Uygulama
Genelgesinde;
“Grup şirketinin aktifinde bulunan gayrimenkul teminat gösterilerek
alınan banka kredisinin taksit tutarlarına isabet eden faiz ve kur farkı
tutarının fiilen krediyi kullanan diğer grup şirketine (yatırım yapan
firma) herhangi bir fark ilave edilmeksizin aynen yansıtılması işlemi
KDV’ye tabi bulunmamaktadır.” açıklaması yer almaktadır. Dolayısıyla
söz konusu açıklamadan anlaşıldığı üzere kullanılan kredinin grup
firmasına aynen yansıtılması halinde KDV hesaplanmayacaktır.
 İVDB’nca verilen 19.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17309 sayılı muktezaya istinaden; mal alınan satıcılara verilen banka
teminat mektubu masraf ve komisyonları, KDV nin konusuna giren bir
işlemin karşılığını teşkil etmediğinden, söz konusu masraf ve
komisyonların, şirketinizce satıcılara aynen fatura edilmek suretiyle
yansıtılması işleminde de KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.
 Aynı şekilde taraflardan birinin ödediği damga vergisini diğer tarafa
fatura ile yansıtmasında KDV hesaplanmayacaktır.
ADİ ORTAKLIK HİSSE DEVİR İŞLEMLERİNDE KDV
UYGULAMALARI
• Adi ortaklıklar KDV uygulamasında bağımsız işletme birimleridir.
• KDVK’un 1. maddesinde teslim ve hizmetler KDV’nin konusuna girdiğinden,
ortaklığı sona erdirmeyen ve mal hareketine yol açmayan hisse devir
işlemleri KDV’ye tabi olmayacaktır.
• Mal hareketine sebep olan işlemlerin ise KDV’ye tabi olması gerekir.
(Örneğin;Ortaklıktan ayrılan ortakların bir kısım malları alması halinde
ortaklık tarafından bu ortağa düzenlenecek faturada KDV hesaplanmalıdır.)
• Ortaklığın sona ermesi ve ortakların mallarını bölüşmeleri halinde emsal
bedel üzerinden her bir ortak adına fatura düzenlenerek KDV’si beyan
edilecektir.
• Ortaklardan biri veya bir kaçının hisselerinin diğer ortaklara devredilmesi
suretiyle ortaklığın sona ermesi halinde, hisseler dikkate alınmaksızın,
devralan ortak veya ortaklara teslim edilen mal üzerinden KDV
hesaplanacaktır.
• ( 25 Seri Numaralı Tebliği Okuyunuz)
KDV’NİN KONUSU
İŞLEMİ YAPANIN KİMLİĞİ
• Bu
faaliyetlerin
kanunların
veya
resmî
makamların gösterdiği gerek üzerine yapılması,
bunları yapanların hukukî statü ve kişilikleri, Türk
tabiyetinde bulunup bulunmamaları, ikametgâh veya
işyerlerinin yahut kanunî merkez veya iş merkezlerinin
Türkiye'de olup olmaması işlemlerin mahiyetini
değiştirmez ve vergilendirmeye mani teşkil etmez.
• İthalatın kamu sektörü, özel sektör veya herhangi bir
gerçek veya tüzelkişi tarafından yapılması veya herhangi
bir şekil ve surette gerçekleştirilmesi, özellik taşıması
vergilendirmeye
tesir
etmez.
KDV’NİN KONUSU
• Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler:
a) Posta, telefon, telgraf, teleks ve bunlara benzer
hizmetler ile radyo ve televizyon hizmetleri,
b) Her türlü şans ve talih oyunlarının tertiplenmesi ve
oyanması
c) Profesyonel sanatçıların yer aldığı gösteriler ve
konserler ile profesyonel sporcuların katıldığı sportif
faaliyetler, maçlar, yarışlar ve yarışmalar tertiplenmesi,
gösterilmesi,
d) Müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında
yapılan satışlar ile Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk
Kanununa göre düzenlenen ürün senetlerinin, senedin
temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi
(5228 Sayılı Kanunla değişik) (Hazinece Yapılan
taşınmaz mal teslimleri hariç ibaresi 5228 Sayılı Kanunla
kalktı)
KDV’NİN KONUSU
• Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler:
e) Boru hattı ile hampetrol, gaz ve bunların ürünlerinin
taşınmaları,
f) Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen
mal ve hakların kiralanması işlemleri, (SINAV SORUSU)
g) Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine,
belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere,
üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki
kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından
kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli
kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer
müesseselerin ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî nitelikteki
teslim ve hizmetleri,
h) Rekabet eşitsizliğini gidermek maksadıyla isteğe bağlı
mükellefiyetler suretiyle vergilendirilecek teslim ve
hizmetler. (NEDEN ?)
TESLİM NEDİR?
Teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya
onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket
edenlere devredilmesidir. Sadece zilyetlik devredilmişse,
örneğin mal geri alınmak üzere verilmişse, mal
tesliminden kaynaklanan teslim söz konusu değildir.
(mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlar hariç)
Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin
gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir.
Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere
gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya
nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir.
(Bu düzenleme malın fiziki kontrolünün yapılması için
getirilmiştir. KDV’ne tabi mükellefin işyerinden çıkan
malın bundan sonra izlenmesi güç olabileceği anlayışı ile
çıkış anında teslim olayının vuku bulmuş olacağı kabul
edilmektedir.)
TAZMİNATLAR KDV’NİN KONUSUNA
GİRER Mİ? (60 nolu sirküler)
• Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya
çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak
KDV'nin konusuna girmemektedir.
• Bu
kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun
yapılmaması,
işin
verilen
süre
içerisinde
tamamlanmaması,
sözleşmenin
feshedilmesi
gibi
nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan
cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim
veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna
girmemektedir.
TAZMİNATLAR KDV’NİN KONUSUNA GİRER Mİ?
• Belediye tarafından ihale edilip sözleşmeye bağlanan inşaat, onarım,
malzeme ve hizmet alımı işlerinde yükleniciden kaynaklanan
gecikmelerden dolayı yükleniciye gecikme cezası tahakkuk ettirilmesi
durumunda sözleşme gereği yükleniciden gecikme cezası adı altında
tahsil edilen bedel KDV'ye tabi olmayacaktır.
• İşverenler tarafından çalışanlara ödenen kıdem tazminatları ücret
mahiyetinde olduğundan KDV'nin konusuna girmemektedir. Bu nedenle;
işçilerin iş akitleri feshedilmeden bir başka işverene nakledilmesi
nedeniyle, işçilerin tazminat tutarlarının devir tarihine kadar
hesaplanarak yeni işverene aktarılması KDV'ye tabi olmayacaktır.
• Bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı
olarak ortaya çıkmayan sigorta tazminatları KDV'nin konusuna
girmemektedir. Ancak, sigortalı mükellefin hasar gören eşyayı tamir
ettirerek, adına düzenlenen faturaları ibraz etmek suretiyle tamir
bedelini sigorta şirketinden tahsil ettiği durumda, sigortalının, sigorta
şirketi adına yaptığı ve KDV'ye tabi olan masrafların aynen sigorta
şirketine yansıtılması için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması
gerekmektedir.
AİDATLAR KDV’NİN KONUSUNA GİRER Mİ? (60
NOLU SİRKÜLER)
• Üyelerden veya katılımcılardan alınan aidatlar, herhangi bir teslim
veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV'nin konusuna
girmemektedir. Örneğin dernek tüzüğünde belirtilen gelirlerden olan
üye aidatları KDV'ye tabi tutulmayacaktır.
• Ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin ticari
nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum
kazancının bir unsuru sayılan aidat ödemeleri KDV'ye tabi
tutulacaktır. Örneğin tüketim ve taşımacılık kooperatifleri gibi
kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan kooperatiflerin üyeleri
tarafından yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat
ödemeleri KDV'ye tabi bulunmaktadır. Kurumlar vergisi mükellefiyeti
bulunmayan kooperatifin ortak giderleri karşılamak (üyelerin
güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı, elektrik ve
su gibi ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil ettiği aidatlar ise
ticari mahiyet arz etmediğinden KDV'ye tabi tutulmayacaktır.
ARSA KARŞILIĞI İNŞAAT İŞLERİ (60 numaralı
Sirküler)
Arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan
birincisi, arsa sahibi tarafından müteahhide arsa teslimi; ikincisi ise
müteahhit tarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine bağımsız birim
(konut veya işyeri) teslimidir.
• Arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğuran olay, müteahhidin arsa karşılığı
konut, işyeri gibi bağımsız birimleri arsa sahibine teslimiyle
gerçekleşmektedir. Bu tarih itibariyle arsa açısından da vergiyi doğuran olay
vuku bulmaktadır. Taşınmazda teslim kural olarak tapuya tescil ile
gerçekleşmekle birlikte, tapuya tescilden önce bağımsız birimlerin alıcının
tasarrufuna terk edilmesi durumunda da vergiyi doğuran olay
gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, arsa sahibinin arsa tesliminin ticari nitelikli
olması durumunda arsa için, müteahhidin ise arsa sahibine teslim ettiği
bağımsız birimler için, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle eş
zamanlı olarak fatura düzenlemesi gerekmektedir.
• Uygulamada "hasılat paylaşımı", "gelir paylaşımı" vb. şekillerde
düzenlenen sözleşmeler uyarınca yapılan işlerde, inşa edilen bağımsız
birimler yerine bunların hasılatı paylaşılmakta olup, bu tür sözleşmeler
gereğince yapılan işlerin de "arsa karşılığı inşaat" olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir
ARSA KARŞILIĞI İNŞAAT İŞLERİ
• Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin arsa alım satımını
mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, vergiyi doğuran olayın
vuku bulduğu tarihte, müteahhide yapılan bu arsa teslimi nedeniyle
düzenlenecek faturada arsa karşılığı alınan bağımsız birimlerin emsal bedeli (arsa
payı dahil) üzerinden genel oranda KDV hesaplanması gerekmektedir. Arsa
sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek şekilde arızi faaliyet
olarak arsasını bağımsız birimler karşılığında müteahhide tesliminde KDV
uygulanmayacaktır. Vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte, müteahhitten
arsa sahibine yapılacak bağımsız birim teslimleri için müteahhit tarafından
düzenlenecek faturada bağımsız birimin niteliğine göre emsal bedeli (arsa payı
dahil) üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
• Hasılat ve gelir paylaşımında; Bağımsız birimlerin üçüncü şahıslara satışında,
vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihte sadece müteahhit tarafından üçüncü
şahıslara fatura düzenlenecek, faturada gösterilen toplam bedel üzerinden KDV
hesaplanarak beyan edilecektir. Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya
arsa sahibinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi
halinde, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle hasılattan kendisine
kalan pay için müteahhide arsa satış faturası düzenleyecek, fatura bedeli
üzerinden genel esaslara göre KDV hesaplayarak beyan edecektir. Arsa
tesliminin, KDV'nin konusuna girmemesi veya KDV'den istisna edilmiş olması
halinde bu teslimde KDV hesaplanmayacaktır.
TESLİM NEDİR?
Dağıtım şirketlerinin
müşteri belli olmaksızın,
malları satış kamyonları ile pazarlanmak üzere
sevk edilmesi teslimin vukuu bulduğu şeklinde
değerlendirilemez. Çünkü mülkiyet devrini
gerektiren sözleşmenin daha önce yapılmış
olması gerekmektedir.
Aynı
gerekçeyle
malın
satılmak
üzere
komisyoncuya gönderilmesi
KDV’ne tabi
değildir.
TESLİM NEDİR?
Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının iki veya daha fazla
kimse tarafından zincirleme âkit yapılmak suretiyle, malın
bu arada el değiştirmeden doğrudan sonuncu kişiye
devredilmesi halinde, aradaki safhaların her biri ayrı bir
teslimdir. (Burada iki kere mülkiyet geçişi olmasına
rağmen tek bir taşıma ile mal nihai alıcıya ulaşmaktadır.)
Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri şekillerdeki
dağıtımlar da mal teslimidir.
Kap ve ambalajlar ile döküntü ve tali maddelerin geri
verilmesinin mutat olduğu hallerde teslim, bunlar dışında
kalan maddeler itibariyle yapılmış sayılır. Bunların yerine
aynı cins ve mahiyette kap ve ambalajlar ile döküntü tali
maddelerin geri verilmesinde de aynı hüküm uygulanır.
Trampa iki ayrı teslim hükmündedir.
TESLİM SAYILAN HALLER
Vergiye tabi malların her ne suretle olursa
olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki
amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye
tabi malların işletme personeline ücret,
prim, ikramiye, hediye, teberru gibi
namlarla verilmesi,
 Promosyon Ürünleri: Firmanın yarattığı KDV içerisinde
vergilendiği için KDV hesaplanmaz (50 Seri numaralı tebliğ)
 Eşantiyon ve Numune Mallar: İşletmede tüketilmemekle
birlikte, pazarlama gideri özelliği taşıdığından KDV
Hesaplanmaz. (50 seri numaralı tebliğ) Eşantiyon ve numune
mal adı altında teslim edilen malların KDV’ne tabi olmaması
için ticari teamüllere uyması ve bir satışa konu olmayacak
şekilde verilmesi gerekmektedir.
SINAV SORUSU
• Garanti Kapsamındaki Bedelsiz Mal
Teslimi ve Hizmet İfaları
(Garantili olarak satılan bir malın satışı
sırasında alınan bedel, bedelsiz olarak
temin edilme garantisi verilen mal ve
hizmetleri kapsadığı ve satış sırasında
vergiye
tabi
tutulduğundan,
gerek
doğrudan gerekse müşterilere anlaşmalı
servisler aracılığıyla verilen tamir, bakım
ve
yenileme
hizmetleri
için
KDV
hesaplanması söz konusu değildir.)
TESLİM SAYILAN HALLER
• Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda
zilyedliğin devri
• Vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden
istisna edilmiş olan mallar için her ne suretle
olursa olsun kullanılması veya sarfı, (Örneğin;
Ahşap levha ve mobilya üretimi yapan firma, ahşap
levhaları mobilya üretiminde kullanırsa ve bunları
yurtiçine satarsa levha üretimi satış aşamasında
vergilendirilmektedir. Ancak ahşap levhalar “ihraç
edilecek” mobilyanın üretiminde kullanılırsa ahşap levha
için emsal bedel
üzerinden KDV hesaplanması
gerekmektedir. Çünkü vergiye tabi malların, üretilip
teslimi vergiden istisna edilen mallar için kullanılması
veya sarfı
teslim sayılan haller kapsamında
değerlendirilmektedir.
HİZMET NEDİR?
• Hizmet (Madde:4)
1. Hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal
ithalatı dışında kalan işlemlerdir.
Bu işlemler; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana
getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek,
muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek,
kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek
gibi, şekillerde gerçekleşebilir.
2. Bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya
diğer bir hizmet olması halinde bunların her biri
ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine
göre ayrı ayrı vergilendirilirler.
HİZMET TANIMINA GİREN ÖRNEKLER
• Serbest Meslek tanımına giren işler – Mali
Müşavirlik
• Finansman olarak yapılan işler
• Fason olarak yapılan işler
• Holding şirketlerce merkez hizmet
bedellerinin dağıtılması
• Her türlü komisyon işleri
• Taşımacılık faaliyetleri
• Haberleşme hizmetleri
• Temizlik,güvenlik
KASA VE ORTAKLAR CARİ HESABINA FAİZ HESAPLANMASI…
 Vergi incelemelerde birçok mükellef kasa hesabının çok büyük meblağlarda


borç bakiyesi verdiği durumda bu paranın kasada bulunmasının ekonomik
teamüllere uygun olmadığından ortaklar tarafından kullanılmış olduğu
gerekçesiyle transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı
hükümlerinden hareketle cezalı tarhiyata muhatap olabilmektedir. Bu
bağlamda hiçbir gelir sağlama amacı güdülmeden şirketin kasasında TL
cinsinden işletmenin ihtiyacı üzerinde para tutulması ile ortaklara veya
onların ilişkili bulunduğu kimselere emsaline nazaran düşük faizle veya
faizsiz para verilmesi arasında fark yoktur.
İşletmelerin kasasında normal olarak kabul edilebilecek, azami iki üç günlük
faaliyetleri sırasında nakit ihtiyacını karşılayacak kadar kasada bulundurması
gereken nakit tutarın üzerinde kalan bakiyeler, işletmenin yönetici ortakları
tarafından çekildiği kabul edildiğinden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu’nun 13/1-2. maddelerinde işletmenin ilişki içerisinde olduğu kişiler
ile yapılan bu tür işlemlerin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç
dağıtımı olarak değerlendirilmekte ve adat yöntemiyle faiz hesaplanması
yoluyla da vergilendirilmesi gerekmektedir.
Aynı şekilde işletmelerin ortaklar cari hesabının borç bakiyeleri ortağa para
kullandırma işleminin bir sonucu olarak kabul edilmektedir. Söz konusu
işlem de 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 13/1-2 maddelerine göre
transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç kapsamındadır. Bu itibarla
ortaklar cari hesabına adatlandırma yapılarak faiz ve buna ilişkin olarak KDV
hesaplanması gerekmektedir.
ÖRTÜLÜ SERMAYE ÜZERİNDEN HESAPLANAN VE DAĞITILMIŞ
KAR PAYI OLARAK DEĞERLENDİRİLEN TUTARLARDA KDV
 Bilindiği üzere örtülü sermayeye ilişkin faiz ve benzeri ödemeler bir
yandan kanunen kabul edilmeyen gider iken diğer yandan bu ödemeler
hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kar payı sayılmaktadır.
Bu tutarlar brütleştirilmek suretiyle üzerinden %15 oranında yapılacak
temettü stopajına ilişkin muhtasar beyanname verilmesi gerekmektedir.
 KVK’nın
12/7. maddesi ve KDVK’nın 1. maddesi birlikte
değerlendirildiğinde, örtülü sermaye üzerinden yapılan veya hesaplanan
faiz ve benzeri ödemeler gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının
uygulanmasında gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü
sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle
dağıtılmış kâr payı sayılmaktadır.
 Yani mevcut yasal düzenlemelere göre, örtülü sermaye üzerinden
hesaplanan tutarlar dönem sonu itibariyle iştirak kazancı veya kâr payı
olarak kabul edilmektedir. KDVK’nın 1. maddesinde KDV’nin konusunu
teşkil eden işlemlere yer verilmiş olup, iştirak kazançları veya kâr payları
katma değer vergisinin konusuna girmemektedir.
 Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 09.06.2008
tarih ve 17363 sayılı özelgede de örtülü sermaye faizlerinin KDV’ye tabi
olmadığı belirtilmiştir.
ÖRTÜLÜ SERMAYE ÜZERİNDEN HESAPLANAN VE DAĞITILMIŞ
KAR PAYI OLARAK DEĞERLENDİRİLEN TUTARLARDA KDV
Ancak son olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’nca verilen 18.08.2011 tarih
ve B.07.1.GİB.0.01.55-130-14 sayılı özelgede de;
“… Buna göre, ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç
verme işlemleri, KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre finansman
hizmeti olarak değerlendirilmekte ve bu işlemler nedeniyle
hesaplanacak faiz tutarları KDV ye tabi bulunmaktadır. Kurumlarla
ilişkili kişiler arasında gerçekleşen ticari faaliyetlerin sonradan Gelir
ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulanmasında örtülü sermaye
olarak değerlendirilerek dağıtılmış kar payı sayılması, KDV açısından
işlemin finansman temin hizmeti olmasını etkilememektedir.
Ayrıca, Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi çerçevesinde
örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı ve
benzeri giderlerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu
yapılması kabul edilmediğinden bu giderler dolayısıyla ödenen KDV
nin de, KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca indirim konusu
yapılması mümkün bulunmamaktadır.”
denilmek suretiyle örtülü sermaye faizlerinin KDV’ye tabi olduğu
şeklinde görüş değişikliğine gidildiği görülmektedir.
CİRO PRİMLERİNİN DURUMU
• Fatura
ve benzeri belgede ayrıca
gösterilmeyip,belli bir dönem sonunda
veya belli bir ciro aşıldığında satış primi,
hasılat primi, yıl sonu iskontosu adı altında
yapılan ödemeler KDV’ne tabidir. Zira bu
tür iskonto doğrudan satılan malla ilgili
değildir. Burada söz konusu olan iskonto
firmanın yaptığı ek bir çalışmanın ve
çabanın sonucu doğmaktadır yapılan iş bu
bağlamda ana firmaya karşı verilen
hizmettir. (26 seri nolu KDVKGT)
CİRO PRİMLERİNİN DURUMU
• KDV Kanununun 35. maddesi ile KDV matrahında çeşitli sebeplerle değişiklik
•
•
vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin,
bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükelleflerin ise
indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve
değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltebilmelerine imkân
sağlanmıştır.
Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında, belli bir
dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl
sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan iskontolar esas itibariyle, asıl işleme
ilişkin KDV matrahının değişmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, KDV
matrahında değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda KDV Kanununun 35
inci maddesine göre düzeltme yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem
sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle KDV
matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından
satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla
düzenlenecek
belgede,
KDV
matrahında
değişikliğe
neden
olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu
işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacaktır.
(116 SERİ NUMARALI TEBLİĞ) (Ciro primlerine ilişkin 26 seri numaralı tebliğ
kalktı)
CİRO PRİMLERİNİN DURUMU
• 116 numaralı tebliğ KDVK’nun 35. maddesine atıf
yapmıştır. Artık genel oran değil, ilk teslim veya
hizmetin gerçekleştiği tarihteki geçerli olan oran
uygulanacaktır.
• Örneğin; yıl içinde % 1 oranına tabi mal teslimi
yapılsın. Bu mal teslimleri nedeniyle alıcı ve satıcı
arasında yapılan anlaşma gereğince belli bir ciro
primine hak kazanılsın. Ciro primine hak kazanan
alıcı, satıcı adına fatura düzenleyecek ve
faturasında
KDV
oranını
%
1
olarak
hesaplayacaktır.
HİZMET NEDİR?
• Hizmet Sayılan Haller (Madde:5)
Vergiye tabi bir hizmetten, işletme
sahibinin, işletme personelinin veya
diğer
şahısların
karşılıksız
yararlandırılması hizmet sayılır.
HİZMET SAYILAN HALLER
• ÖZEL PLANINDAKİ İHTİYAÇLAR İÇİN
KARŞILIKSIZ VERİLEN HİZMETLER
 Örneğin nakliyecilik yapan mükellefin, kendisi veya işletme
personelinden birinin ev eşyası taşıması halinde emsal bedel
üzerinden KDV hesaplanır.
• İŞLETME İÇİ HİZMETLERİN KARŞILIKSIZ
VERİLMESİ
 İşletme
bünyesinde üretilen hizmetin işletme içinde kullanılması
dahili bir muameleyi ifade eder. Vergileme yapılması söz konusu
olmaz. 9 seri numaralı tebliğe göre; personele işyerinde ve
müştemilatında yemek verilmesi,personele yatacak yer ve konut
tahsisi, personelin işyerine toplu olarak gidip gelmesini sağlayacak
taşıma hizmetleri.
İŞVERENCE ÖDENEN GRUP SİGORTA
PRİMLERİ KDV’NE TABİ MİDİR?
• İşverence personelin sağlık giderlerinin
karşılanması veya toplu sigortalarda, bir
kısım primin işverence karşılanması
KDV’nin konusuna giren bir işlem değildir.
Hizmetin ifası başkaları tarafından yerine
getirilmektedir. Hizmeti ifa eden başkası,
ödeyen başkasıdır.
KDV’NİN MÜKELLEFİ
• KDV’de ana mükellef grubu KDV’ne tabi
mal
teslimi
ve
hizmet
ifasında
bulunanlardır. KDV temelde nihai tüketim
vergisi olduğundan ,asıl mükellef ve vergi
yüklenicisi nihai tüketicidir. Bir başka
anlatımla KDV’nin mükellefi olmak, nihai
yüklenicisi olmak demek değildir. KDV
bünyesinde yer alan indirim mekanizması
nedeniyle, KDV mükellefleri vezne görevi
yapmaktadırlar.
KDV’NİN MÜKELLEFİ
• KDV’si genelde, ticari, zirai ve mesleki faaliyet
•
•
•
•
çerçevesinde yapılan mal ve hizmet satışlarından
alındığından, mükellefi de mal teslimi veya hizmet ifasını
yapanlardır.
Bu faaliyetler ferdi teşebbüs halinde yapılırsa, mükellef
işletme sahibidir.
Adi ortaklıklarda ortakların her birinin mükellefiyet tesis
ettirmesine gerek olmadan ortaklık mükellef ve muhatap
olarak alınır. (Adi komandit ve kollektif şirketlerde de
aynı)
Kurumlarda mükellef; sermaye şirketi, kooperatif veya
diğer statüdeki kuruluşların tüzel kişiliğidir.
Tüzel kişiliği bulunmayan iktisadi kamu müessesleri ve
dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler
müstakil
muhatap ve mükelleftirler.
KDV’NİN MÜKELLEFİ KİMLERDİR?
a) Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar,
b) İthalatta mal ve hizmet ithal edenler,
c) Transit taşımalarda gümrük veya geçiş işlemine muhatap olanlar,
d) PTT İşletme Genel Müdürlüğü ve radyo ve televizyon kurumları,
e) Spor-Toto, piyango (Millî Piyango dahil) ve benzeri oyunlarda
oyunların teşkilat müdürlükleri,
f) At yarışları ve diğer müşterek bahis ve talih oyunlarında bunları
tertipleyenler,
g) 1 inci maddenin 3 üncü fıkrasının (c) bendine giren hallerde
(konser, maç, yarışma, v.s.) bunları tertipleyenler veya gösterenler,
h) Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve
hakları kiraya verenler,
ı) İsteğe bağlı mükellefiyette talepte bulunanlardır. (NEDEN ?)
KDV’NİN MÜKELLEFİ
Vergiye tabi işlem söz konusu olmadığı
veya KDV’ni fatura ve benzeri belgelerde
göstermeye hakkı bulunmadığı halde
düzenlediği vesikalarda KDV’ni gösterenler
ve borçlu oldukları vergi tutarından daha
yüksek meblağı gösterenler bu vergiyi
ödemekle mükelleftirler
Bu gibi sebeplerle fazla ödenen vergiler,
Maliye Bakanlığı’nın belirleyeceği usul ve
esaslara göre ilgililere iade edilir. (91, 93
ve 116 Nolu KDVKGT’leri.)
KDV’DE SORUMLU
• Vergi
alacağının
güvenliğini
sağlamak amacıyla, katma değer
vergisinde, vergi sorumluluğu
müessesesi
ihdas
edilmiştir.
Kanunda
sayılan
hallerde,
verginin,
tahsil
dairesine
ödenmesinden, mükellefler değil
onlara,
teslim
veya
hizmet
dolayısıyla vergiyi ödeyen kişi
veya
kurumlar
sorumlu
tutulmuşlardır.
KDV’DE SORUMLU
1. Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî
merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli
görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının
emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf
olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.
2. Fiilî yada kaydî envanter sırasında belgesiz mal
bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti
halinde, bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer
vergisi, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan
mükelleften aranır. (4008 Sayılı Kanunla yapılan düzenleme)
3. Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu’na göre
düzenlenen ürün senetlerinin,senedi temsil ettiği ürünü
depodan
çekecek
olanlara
teslimine
ait
KDV’nin
ödenmemesinden lisanslı depo işleticileri sorumludur.
117 SERİ NUMARALI TEBLİĞ
• 9.MADDE
KAPSAMINDA
YAPILAN
TEVKİFAT İŞLEMLERİ BUGÜNE KADAR
ÇEŞİTLİ
KDV
TEBLİĞLERİ
İLE
DÜZENLENMİŞ
OLUP,
117
SERİ
NUMARALI KDV GENEL TEBLİĞİ İLE 37
ADET TEBLİĞİN
TEVKİFATA İLİŞKİN
BÖLÜMLERİ YÜRÜRLÜKTEN KALKMIŞTIR.
• BU TEBLİĞ İLE 01.05.2012 TARİHİNDEN
İTİBAREN TEVKİFAT UYGULAMALARI TEK
ÇATI ALTINDA TOPLANMIŞTIR.
KDV TEVKİFATI
• KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan
verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil bu işlemlere muhatap
olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip
ödenmesidir.
• "Tam tevkifat" işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme
muhatap olan alıcılar tarafından beyan edilip ödenmesi; "kısmi tevkifat" ise
hesaplanan verginin Maliye Bakanlığınca belirlenen kısmının, işleme muhatap
olan alıcılar tarafından, diğer kısmının ise işlemi (teslim veya hizmeti) yapan
tarafından beyan edilip ödenmesidir.
• Tevkifat, genel bütçeli idareler hariç, tevkifata tabi işlemin yapıldığı dönemde
vergi sorumlularına ait 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilecektir.
• 2 No.lu KDV Beyannamesinde herhangi bir surette indirim yapılması mümkün
olmadığından tevkif edilen KDV'nin tamamının beyan edilerek vergi dairesine
ödenmesi gerekmektedir.
• Öte yandan, tevkifat uygulayan alıcının KDV mükellefiyetinin bulunması ve
tevkifat uyguladığı teslim veya hizmeti indirim hakkı tanınan işlemlerde
kullanacak olması halinde, sorumlu sıfatıyla beyan edilen tutar, beyanın yapıldığı
ay içinde verilmesi gereken 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu
yapılabilecektir. Bu indirimin dayanağı 2 No.lu KDV beyannamesi olacaktır.
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU
GEREKTİREN HALLER (Tam Tevkifat)
• YURTDIŞINDAN SAĞLANAN HİZMETLER:
İkametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de
bulunmayanların Türkiye'de yaptığı hizmetler ile bunların yurt
dışında yaptığı ancak Türkiye'de faydalanılan hizmetler KDV'ye tabi
olacaktır.Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa
eden olmakla birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi
ve iş merkezi bulunmadığından, KDV'nin tamamı, hizmetten
faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan
edilip ödenecektir.Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin
yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde,
mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir. (Örneğin;
Türkiye'de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için yurt dışında çizilip
Türkiye'ye gönderilen mimari proje hizmeti veya Türkiye'de
faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak yurt
dışından verilen danışmanlık hizmeti gibi)
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN HALLER
(Tam Tevkifat)
TELİF FAALİYETLERİNDE SORUMLULUK UYGULAMASI :
• KDVK’NUN 1. maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
•
•
•
•
hizmetler vergiye tabidir. Sözü edilen faaliyetleri mutad ve sürekli olarak yapanlar
KDV mükellefi olacak, arızi serbest meslek faaliyetinde bulunanların ise KDV
mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.
Serbest meslek faaliyetlerini mutad ve sürekli olarak yapanların prensip olarak, KDV
mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerekmektedir. Ancak, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 18. maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı
Kanunun 94. maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların
hesaplayacağı KDV'nin bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan
edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için KDV mükellefiyetinin
sadece Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemlerden
ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı Kanunun 94 üncü maddesinde
sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, sorumluluk uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi
Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemleri yapan kişilerin, bu şekilde işlem
yapılmasını önceden vergi sorumlusuna (Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü
maddesinde sayılanlara) bildirmesi gerekmektedir.
Sorumluluk uygulamasını tercih etmeyenler ile esasen bu kapsama girmesi mümkün
olmayan mükelleflerin, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi,
kurum ve kuruluşlar ile bunlar dışındakilere yaptıkları işlemleri sebebiyle hesaplanan
KDV, kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
•
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN HALLER (Tam
Tevkifat)
KİRALAMA İŞLEMLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI
GVK’nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî,
zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV'ye
tabi olacaktır.Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;
- Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunmaması
(sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhildir),
- Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama
dâhil değildir),
şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan
edilecektir.
Ayrıca, kiracının; Gelir Vergisi Kanununa göre basit usulde vergilendirilenler
(istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi), banka ve sigorta şirketleri gibi
faaliyetleri KDV'den istisna olan işletmeler, sadece KDV'ye tabi işlemlerinin bulunduğu
dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler,
5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar olması
hallerinde de, kiralama hizmetine ait KDV söz konusu kiracılar tarafından bu bölüm
kapsamında tevkifata tabi tutulacaktır. KDV'ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya
verenin başka faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, sorumluluk
uygulaması söz konusu olmayacak; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV'yi
diğer faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan edecektir. Faaliyetleri sadece 2
No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler bu kapsamda mütalaa
edilmeyecektir.
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN HALLER
(Tam Tevkifat)
• REKLAM VERME İŞLEMLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI
KDV mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu
kapsama dahil değildir), KDV mükellefiyeti olmayan;
- Amatör spor kulüplerine, oyuncularının formalarında gösterilmek,
- Şahıslara veya kuruluşlara ait bina, arsa, arazi gibi yerlerde duvarlara yazılmak, pano
olarak yerleştirilmek,
- gerçek veya tüzel kişiler tarafından yayımlanan dergi, kitap gibi yazılı eserlerde
yayınlanmak
ve benzeri şekillerde reklâm vermektedir.
Bu şekilde reklâm verme işlemleri ile ilgili KDV, reklâm hizmeti verenlerin KDV mükellefi
olmaması halinde, reklâm hizmeti alanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Ayrıca, bu bölüm kapsamındaki reklam hizmetini alanların; Gelir Vergisi Kanununa göre
basit usulde vergilendirilenler (istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi), banka
ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV'den istisna olan işletmeler,sadece KDV'ye tabi
işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri
uygun görülenler, 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar
olması hallerinde de, reklam hizmetine ait KDV, hizmeti alanlar tarafından bu bölüm
kapsamında tevkifata tabi tutulacaktır. 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare,
kurum ve kuruluşların Tebliğin bu bölümü kapsamında reklâm hizmeti vermeleri halinde,
reklâm hizmeti alanın KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, tevkifat
uygulanmayacaktır.
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN
HALLER (Kısmi Tevkifat)
• Tebliğ kapsamındaki işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan
•
•
-
KDV'nin tamamı değil, bu işlemler için izleyen bölümlerde belirlenen
orandaki kısmı alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip
ödenecek; tevkifata tabi tutulmayan kısım ise satıcılar tarafından
mükellef sıfatıyla beyan edilip (beyannamede ödenmesi gereken
KDV çıkması halinde) ödenecektir.
Kısmi tevkifat uygulanacak işlemler, söz konusu bölümlerde
belirtilenlerle sınırlı olup, bunlar dışındaki işlemlerde işleme muhatap
olanlar tarafından kısmi tevkifat yapılmayacaktır.
Kısmi tevkifat uygulaması kapsamında KDV tevkifatı yapmak üzere
sorumlu tutulabilecekler aşağıda iki grup halinde sayılmış olup,
tevkifat uygulaması kapsamındaki her bir işlem bazında tevkifat
yapacaklar;
söz konusu gruplardan birine
veya ikisine
veyahut söz konusu gruplar kapsamında olan bazı sorumlulara atıf
yapılmak suretiyle Tebliğin ilgili bölümlerinde belirtilmiştir.
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN
HALLER
• I. GRUP: KDV mükellefleri (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu
kapsama dahil değildir.)
• II. GRUP: Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın):
- 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar, il özel
idareleri ve bunların teşkil ettikleri birlikler, belediyelerin teşkil ettikleri birlikler ile
köylere hizmet götürme birlikleri,
- Yukarıda sayılanlar dışındaki, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
- Döner sermayeli kuruluşlar,
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
- Bankalar,
- Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet Teşekkülleri),
- Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar,
- Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün
borsalar,
- Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan idare, kurum ve kuruluşlara ait olan
(tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler,
- Payları İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören şirketler,
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU
GEREKTİREN HALLER
• Kalkınma ve yatırım ajansları belirlenmiş alıcı kapsamındadır. Ancak
•
•
•
•
okul aile birlikleri ve Sağlık Bakanlığına bağlı aile hekimliği kurumları
bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.
Belirlenmiş alıcıların birbirlerine karşı yaptıkları teslim ve hizmetlerde
(şirketleşenler dahil profesyonel spor kulüplerince yapılanlar hariç),
KDV tevkifatı uygulanmayacaktır.
5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve
kuruluşların tevkifat uygulaması kapsamındaki alımlarına ait
bedellerin, genel bütçe ödenekleri dışındaki bir kaynaktan ödenmesi
tevkifat uygulamasına engel değildir.
Bu kapsamda tevkif edilen vergiler, vergi sorumlularına ait 2 No.lu
KDV beyannamesi ile yetki alanı içerisinde bulunulan vergi dairesine,
beyan edilip kanuni süresi içerisinde ödenecektir.
KDV mükellefiyeti bulunmayanların, belirlenmiş alıcı kapsamında
olmamak kaydıyla, kısmi tevkifat uygulaması kapsamındaki
alımlarında tevkifat uygulaması söz konusu olmayacaktır.
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN
HALLER (Kısmi Tevkifat)
• Bu bölümde yer verilen kısmi tevkifat kapsamındaki işlemlerin
tamamı "hizmet" mahiyetinde olup, "teslim" mahiyetindeki
işlemler bu bölüm kapsamına girmemektedir.
• Bu nedenle, bu bölüm kapsamında tevkifat uygulayacak alıcıların
tevkifat kapsamına giren hizmetlerde kullanılmak üzere piyasadan
yapacakları mal (Tebliğde belirtilen kısmi tevkifat uygulanacak
teslimler hariç) alımlarında tevkifat uygulanmayacaktır.
• Ancak, bu bölüm kapsamına giren hizmetleri ifa edenlerin bu amaçla
kullandıkları mallara ait tutarlar hizmet bedelinden düşülmeyecek;
tevkifat, kullanılan mallara ait tutarlar da dahil olmak üzere toplam
hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV tutarına göre
belirlenecektir.
YENİ KDV TEVKİFAT TABLOSU
TEVKİFATA TABİ MAL VE
HİZMETLER
TEVKİFAT Tevkifatı Yapacak
ORANI
Olanlar
GVK m.70’de sayılan mal ve hakların
Tam tevkifat
kiralanması (KDV mükellefi olanların, KDV
mükellefi olmayanlardan ve g. Menkuller hariç
ticari işletmeye dahil olmayan mal ve haklar)
Kiraya verenlerin KDV
mükellefi olmaması,
kiracının KDV mükellefi
olması halinde kiracı
tarafından
İkametgahı,işyeri, kanuni ve iş merkezi
Türkiye’de bulunmayanlar tarafından yapılan
işlemler
Tam Tevkifat
Teslim ve hizmetten
faydalananlar
GVK m.18 kapsamına giren teslim ve
hizmetler
Tam tevkifat
94. Maddede belirtilen kişi,
kurum ve kuruluşlar
KDV mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler
KDV mükellefi olmayan; amatör spor
kulüplerine, oyuncularının formalarında
gösterilmek, sahışlara veya kuruluşlara ait
bina, arsa, arazi gibi yerlerde duvarlara
yazılmak, pano gibi yerleştirilmek, gerçek ve
tüzel kişiler tarafından yayımlanan dergi kitap
gibi eserlerde yayımlanmak ve benzeri
şekilde reklam vermek
Tam tevkiat
Reklam hizmeti verenlerin
KDV mükellefi olmaması
durumunda, bu hizmeti
alanlar tarafından beyan
edilir
YENİ KDV TEVKİFAT TABLOSU
TEVKİFATA TABİ MAL
VE HİZMETLER
TEVKİFAT
ORANI
Tevkifatı Yapacak Olanlar
İşgücü temin hizmeti
9/10
Hizmeti alan KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş
alıcılar
Özel Güvenlik Hizmeti
9/10
Hizmeti alan KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş
alıcılar. (Yapım işlerinin özelliklerini
taşıması hali hariç, özel güvenlik
sistemlerinin kurulması tevkifata tabi
değildir)
Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile
ham post ve deri teslimleri
9/10
Hizmeti alan KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş
alıcılar
Yemek servisi ve organizasyon
hizmetleri
5/10
117 seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş
alıcılar
Fason olarak yaptırılan tekstil
ve konfeksiyon işleri, çanta ve
ayakkabı dikim işleri ve bu
işlere aracılık hizmetleri
5/10
Alıcılar
YENİ KDV TEVKİFAT TABLOSU
TEVKİFATA TABİ MAL
VE HİZMETLER
TEVKİFAT
ORANI
Tevkifatı Yapacak Olanlar
Yapı ve denetim hizmetleri
9/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve
117 seri numaralı teblliğ ile belirlenmiş
alıcılar
Turistik mağazalara verilen
müşteri bulma/götürme
hizmeti
9/10
Tüm KDV mükellefleri (sadece sorumlu
sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama
dahil değildir)
Temizlik,çevre ve bahçe bakım
hizmetleri
7/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve
117 seri numaralı teblliğ ile belirlenmiş
alıcılar
Yapım işleri ile bu işlere ilişkin
mühendislik, mimarlık ve etüd
proje hizmetleri
2/10
KDV mükellefi olsun olmasın 117 seri
numaralı tebliğ ile belirlenmiş alıcılar
Makine,teçhizat,demirbaş ve
taşıtlara ait tadil, bakım ve
onarım hizmetleri
5/10
KDV mükellefi olsun olmasın 117 seri
numaralı tebliğ ile belirlenmiş alıcılar
Etüd, plan-proje ,danışmanlık
,denetim ve benzeri hizmetler
9/10
KDV mükellefi olsun olmasın 117 seri
numaralı tebliğ ile belirlenmiş alıcılar
YENİ KDV TEVKİFAT TABLOSU
TEVKİFATA TABİ MAL
VE HİZMETLER
TEVKİFAT Tevkifatı Yapacak Olanlar
ORANI
Profesyonel Spor
Kulüplerinin Yayın, Reklam
ve İsim Hakkı Gelirlerine
konu işlemleri
9/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş tüm
alıcılar
Servis Taşımacılığı hizmeti
5/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş tüm
alıcılar
Her Türlü Baskı ve basım
hizmetleri
5/10
KDV mükellefi olsun olmasın 117 seri
numaralı tebliğ ile belirlenmiş alıcılar
Külçe Metal
7/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş tüm
alıcılar (Hurda metalden elde edilenler
dışındaki bakır,çinko ve aliminyum
külçelerinin ithalatçılar ve ilk üreticiler
tarafından tesliminde tevkifat yoktur. Bu
safhadan sonra el değiştirirse tevkifat
vardır. Hurda metalden elde edilen
külçelerin ithalatçıları ve üreticileri
tarafından tesliminde tevkifat vardır.
YENİ KDV TEVKİFAT TABLOSU
TEVKİFATA TABİ MAL
VE HİZMETLER
TEVKİFAT Tevkifatı Yapacak Olanlar
ORANI
Bakır,çinko ve aliminyum
ürünlerinin teslimi
7/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş tüm
alıcılar (İlk üreticiler ve ithalatçıları
tarafından tevkifat yapılmayacak, sonraki
safhadaki teslimler için yapılacaktır)
Hurda ve atık teslimi
9/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş tüm
alıcılar
Metal,
plastik,lastik,kauçuk,kağıt,ca
m ve hurda atıklardan elde
edilen hammadde teslimi
9/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş tüm
alıcılar
Ağaç ve orman ürünleri
teslimi
9/10
Hizmet alan tüm KDV mükellefleri ve 117
seri numaralı tebliğ ile belirlenmiş tüm
alıcılar. (İthalatçıları tarafından tevkifat
yapılmayacaktır.
KDV’DE VERGİ SORUMLULUĞUNU GEREKTİREN
HALLER (Kısmi Tevkifat) –İşgücü Temin Hizmeti
• Kısmi tevkifat yapmakla sorumlu olanlara, faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili
•
•
•
işlemlerde kullanacakları işgücünün sağlanması şeklinde verilen hizmetlerde
(işgücü temin hizmeti alımlarında) alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV
tevkifatı uygulanacaktır.
Gerçek veya tüzel kişiler faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin olarak ihtiyaç
duydukları işgücünü kendilerine hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde
hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine, alt işverenlerden veya bu
alanda ya da başka alanlarda faaliyette bulunan diğer kişi, kurum, kuruluş
veya organizasyonlardan temin etmektedirler.
Bu tür hizmetler, esas itibariyle, temin edilen elemanların, hizmeti alan
işletmenin bilfiil sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılabilmesinin mümkün
bulunduğu durumlarda tevkifat kapsamına girmektedir.
Bu şekilde ortaya çıkan hizmetlerde aşağıdaki şartların varlığı halinde
tevkifat uygulanacaktır.
- Temin edilen elemanların, hizmeti alana ücretli statüsünde hizmet akdiyle
bağlı olmaması gerekmektedir.
- Temin edilen elemanların, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında
çalıştırılması gerekmektedir. Elemanların işletmenin mal ve hizmet üretimi
safhalarından herhangi birinde çalıştırılması halinde, sevk, idare ve
kontrolün hizmeti alan işletmede olduğu kabul edilecektir.
İŞGÜCÜ TEMİN HİZMETİ- Devam
• İşgücü temin hizmetinin varlığının tespitinde; hizmetin ifasında
kullanılan elemanların işgücü temin hizmetini veren firmanın
bünyesinde bulunması ve ona hizmet akdiyle bağlı olması, hizmeti
alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması gibi karineler göz
önünde bulundurulacak, bu hususların varlığı, taraflar arasında bir
sözleşme yapılmışsa bu sözleşmedeki hükümler veya sözleşmeye
bağlı teknik şartnamedeki açıklamalar da dikkate alınarak tespit
edilecektir.
• İşgücü temin hizmeti veren mükellefin, söz konusu hizmeti bir başka
mükelleften temin ettiği elemanları kullanarak sunması halinde
sadece kendisine verilen işgücü temin hizmetinde tevkifat
uygulanacaktır.
• Kısmi tevkifat yapmakla sorumlu olanlara verilen özel güvenlik ve
koruma hizmetleri de işgücü temin hizmeti kapsamında tevkifata tabi
tutulacaktır.
KISMİ TEVKİFATLA İLGİLİ ORTAK HUSUSLAR
• Kısmi tevkifat yapmakla sorumlu olan belirlenmiş alıcıların, kısmi tevkifat
uygulaması kapsamındaki teslim ve hizmetlerinde hesaplanan KDV, alıcıların
durumuna bakılmaksızın, tevkifata tabi tutulmayacaktır. Ancak, bu durum
profesyonel spor kulüplerince (şirketleşenler dahil) kısmi tevkifat yapmakla
sorumlu olan belirlenmiş alıcılara yapılan teslim ve hizmetlerde geçerli
değildir.
• Ayrıca, KDV Kanununun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddeleri kapsamındaki
teslimlerde ve KDV Kanunu uyarınca KDV'den istisna olan teslim ve
hizmetlerde tevkifat söz konusu olmayacaktır.
• Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli
1.000 TL yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi
tutulmayacaktır. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden
tevkifat yapılacaktır.Tespit edilen tutarı aşan işlemlerde KDV tevkifatı
zorunluluğundan kaçınmak amacıyla bedel parçalara ayrılamayacak, aynı
işleme ait bedellerin toplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılması halinde
tevkifat yapılacaktır.Tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden
fazla fatura düzenlenmek suretiyle bedelin parçalara bölündüğünün tespiti
halinde vergi dairelerince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının
yukarıda belirtilen sınırı aşıp aşmadığına bakılarak gerekli işlemler
yapılacaktır.
63 SERİ NUMARALI SİRKÜLER
• 63 seri numaralı sirküler ile 60 numaralı KDV
sirkülerinde değişiklik yapılarak KDV tevkifatına
ilişkin
kapsamlı
açıklamalar
yapılmıştır.
Sirkülerde özellikle kısmi tevkifat uygulamalarına
ilişkin olarak 117 seri nolu KDV Genel Tebliğinde
yapılan düzenlemeler çerçevesinde tereddüt
oluşan konulara örneklerle açıklık getirilmiştir.
• 63 SERİ NUMARALI SİRKÜLERİ OKUYUNUZ !
KDV ‘DE SORUMLULUK/BELGESİZ MAL VE HİZMET
BULUNDURMA
• Fiilî yada kaydî envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya
belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle
ziyaa uğratılan katma değer vergisi, belgesiz mal bulunduran veya
hizmet satın alan mükelleften aranır.
• Belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları tespit edilen
mükelleflere, bu mal ve hizmetlere ait alış belgelerinin ibrazı için tespit
tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde alış
belgelerinin ibraz edilememesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen mal ve
hizmetlerin tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan katma
değer vergisi, alışlarını belgeleyemeyen mükellef adına re'sen tarhedilir.
Bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulanır.
• Ancak belgesiz alınan mal ve hizmetleri satanlara, bu satışlarla ilgili
olarak, vergi inceleme raporuna dayanılarak katma değer vergisi
tarhiyatı yapıldığı takdirde, ziyaa uğratılan vergi ve buna ilişkin ceza
ayrıca alıcılardan aranmaz.
2 numaralı beyanname ve indirim
• Vergi sorumluları için, 2 no.lu KDV beyannamesi ihdas edilmiştir. 2 no.lu
beyanname,
sorumluluk
gerektiren
işlemlerin
bulunduğu
dönemlerde
verilecek,
sorumluluk
gerektiren
işlemlerin
bulunmadığı dönemlerde ise verilmeyecektir. Bu yönüyle
sorumluluk uygulaması, süreksiz bir mükellefiyet niteliğindedir.
• KDV yönünden vergi sorumlusu olan mükelleflerin, ilgili işlem bedeli
üzerinden hesapladıkları ya da tevkif ettikleri KDV'yi işlemin vuku
bulduğu vergilendirme dönemini izleyen ayın 24‘üne kadar KDV
yönünden bağlı bulundukları vergi dairelerine 2 no.lu beyanname ile beyan
ederek, aynı ayın 26. günü akşamına kadar ödemeleri gerekir
• KDV'nin beyan edilme
ve ödeme sorumluluğunun yerine getirilmemesi
halinde, sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gereken vergi, buna ilişkin ceza ve
gecikme faizi vergi sorumlusundan aranılacaktır.
• Sorumlu sıfatıyla ödenen verginin indirim hakkı tanınan işle ilgili olarak
yüklenilmiş olması halinde 1 numaralı KDV beyannamesinin tanzimi
esnasında indirilecek KDV tutarına ilave edilerek indirim konusu yapılması
mümkün ve gereklidir.
KDV’DE MÜTESELSİL SORUMLULUK
• VUK’NUN 11’İNCİ MADDESSİNE GÖRE;
"Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak
ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri
yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma
taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya
hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine
katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide
bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar."
Mal veya hizmet alım-satımından doğan katma değer
vergisinin satıcı tarafından Hazineye intikal ettirilmediğinin
tespiti halinde kendilerine teslim veya hizmet ifasında
bulunulan mükellefler, işlem bedeli üzerinden hesaplanan
vergi ile sınırlı olmak üzere, Hazineye intikal etmeyen
vergiden satıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olacaktır.
KDV’DE MÜTESELSİL SORUMLULUK
82 Numaralı Tebliğ İle Getirilen Genişletici Düzenleme:
Ancak alıcılar, katma değer vergisi dahil toplam işlem bedelini;
- 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan
banka veya özel finans kurumları vasıtasıyla ödemeleri ve banka
veya özel finans kurumuna yapılacak ödeme sırasında düzenlenecek
belgede satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı- soyadı (tüzel
kişilerde unvanı) ile banka veya özel finans kurumundaki hesap
numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları,
- Ödemenin çekle yapılmış olması halinde Türk Ticaret Kanununun
697. maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına uygun olarak çek
düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını
yazmaları,
halinde müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar.
• Ancak alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem
yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya
hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer
alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi
incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit
edilmesi halinde ödeme yukarıdaki şekilde tevsik edilmiş olsa bile
müteselsil sorumluluk kalkmayacaktır.
KDV’DE MÜTESELSİL SORUMLULUK
• Katma Değer Vergisi Kanununun 17. maddesinin 1
numaralı fıkrasında sayılan (tarımsal amaçlı kooperatifler
hariç) kurum ve kuruluşlar ile sermayelerinin (% 51)
veya daha fazlası kamuya ait iktisadi işletmelerin mal
teslimi veya hizmet ifalarında taraf olduğu alım-satım
işlemlerinde müteselsil sorumluluk uygulanmaması
uygun görülmüştür. Buna göre;
- yukarıda sayılan kuruluşların mal ya da hizmet satın
aldıkları mükelleflerin bu alışlarla ilgili vergiyi,
- bu kuruluşlardan mal ya da hizmet satın alanların ise
sözü edilen kuruluşların bu satışlarıyla ilgili vergiyi,
Hazine’ye intikal ettirmemeleri nedeniyle
sorumluluk kapsamında işlem yapılmaz.
müteselsil
KDV’DE VERGİYİ DOĞURAN OLAY
• Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde,
malın teslimi veya hizmetin yapılması
Kanunda yapılan bu tanıma göre; “teslim” olayında iki unsur
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, bir malın mevcut olması;
ikincisi ise bu mal üzerindeki tasarruf hakkının devredilmesidir
KDV, malların intikallerini konu alan bir muamele vergisidir. Bu
sebeple, verginin doğuşu da malların intikaline bağlanmıştır.
Böylece verginin doğuşu, intikale ilişkin ticari belgelerin
düzenlenmesi, malların fiilen alınıp verilmesi anında yer ve
zaman olarak belirlenebilmektedir.
KDV’DE VERGİYİ DOĞURAN OLAY
• Malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından
önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi
hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla
sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin
düzenlenmesi
Bu hüküm ile, malın hükmen veya fiilen tesliminden önce fatura
veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, verginin geciktirilmemesi
ve güvenlik altına alınması amacıyla vergiyi doğuran olayın, söz
konusu belgelerin düzenlendiği anda belgelerde gösterilen miktarla
sınırlı olarak meydana geldiği kabul edilmektedir
KDV’nin işlemin yapılması ile doğması kuralının önemli
istisnalarından biri olan bu hükmün konulmasının diğer bir nedeni ise
fatura veya benzeri belgeyi alan karşı tarafın bu belgeye dayanarak
KDV indirimi yapacak olmasıdır.
KDV’DE VERGİYİ DOĞURAN OLAY
Kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu
hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya
bir kısım hizmetin yapılması,
Komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan
satışlarda, malların alıcıya teslimi,
Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi
halinde, malın nakliyesine başlanması veya nakliyeci veya
sürücüye tevdii,
Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya
kullanımlarında bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesi,
İthalatta, Gümrük Kanununa göre gümrük vergisi ödeme
mükellefiyetinin başlaması, gümrük vergisine tabi olmayan
işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescili,
İkametgâhı, işyeri, kanunî merkezi ve iş merkezi Türkiye'de
bulunmayanlar tarafından yabancı ülkeler ile Türkiye arasında
yapılan taşımacılık ile transit taşımacılıkta gümrük bölgesine
girilmesi veya gümrük bölgesinden çıkılması
VERGİYİ DOĞURAN OLAY-ÖZELLİKLİ
DURUMLAR
• KDV esas itibariyle malın teslimi veya hizmetin ifası ile doğar. Malın
teslimini veya hizmetin ifasını konu alan
KDV’nin doğmasına yol açmaz.
sözleşmenin yapılması
• Mal ve hizmet bedeline mahsuben avans alınması KDV’de vergiyi
doğurmaz. (KDV
açısından işlem bedelinin ne zaman tahsil
edildiğinin bir önemi yoktur.)
• Kapıdan satış suretiyle pazarlanan mallarda, bu malların tasarruf
hakkının, tecrübe ve muayene sonucunda devredileceği dikkate
alınarak, bu kapsamdaki satışlara ait KDV’nin, tecrübe ve muayene
sonucunda, nihai teslimin yapıldığı ay itibariyle
doğacağı 54
numaralı tebliğ ile hükme bağlanmıştır
• Müteahhidin avans karşılığı fatura vermemiş olması koşuluyla, işin
başında veya devamı sırasında
hesaplaması söz konusu değildir.
avans alması nedeniyle
KDV
VERGİYİ DOĞURAN OLAY-ÖZELLİKLİ
DURUMLAR
• Hakediş belgesinin vergilendirmeye tabi işlemler üzerinde
önemli bir fonksiyonu bulunmaktadır. Katma Değer Vergisinde
kısım kısım yapılan teslimlerde her bir kısım teslim ile vergiyi
doğuran olay meydana geldiğine göre; her bir kısım teslimin
yapıldığını gösteren evrak olan hakediş belgesi Katma Değer
Vergisinde vergiyi doğuran olayın tespitinde önemlidir. Mali
idarenin veya yargının bu konuda vermiş olduğu kararlarda
açıkça hakediş belgelerinin düzenlenip, ihale makamınca
onaylanması ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği
vurgulanmaktadır. Danıştay verdiği kararlarında, hakediş
raporu işi yapan açısından işin teslimi, ihale makamı açısından
ise işin teslim alındığını gösteren ve içeriği her iki tarafça da
kabul edilerek onaylanan bir belge olduğunu, bu nedenle
hakediş raporunun onaylandığı tarihin işin teslim tarihi
ve KDV’nin doğduğu tarih olarak belirtmiştir. (Maliye Bakanlığı’nın
15.12.1988 tarih ve 260/010 sayılı Özelgesi, Dan. 3.Daire’nin 17.1.1996
tarih ve E. 1995/3306, K 1996/190 Sayılı Kararı)
VERGİYİ DOĞURAN OLAY-ÖZELLİKLİ DURUMLAR
• SERBEST
MESLEK
ERBABINCA
TAHSİL
EDİLEMEYEN BEDEL OLMASI DURUMUNDA KDV
KDV Kanunu'nda hizmetin ifası vergiyi doğuran olay olarak
belirlenmiş olup, serbest meslekle ilgili özel bir düzenleme yer
almamıştır. Gelir Vergisi Kanunu'nda serbest meslek gelirinin tahsil
esasına bağlanması, bu hukuki durumu değiştirmez. KDV açısından
vergiyi doğuran olay, hizmetin yapılması ile oluşur. Bu nedenle
mahkemece, serbest muhasebecilik faaliyetinde hizmetin yapıldığı
tarihin araştırılması ve vergiyi doğuran olayın hizmetin yapıldığı
tarihte -bedel tahsil edilmese de- meydana geldiği nazara alınmalıdır
(Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun oy birliği ile verilen bir
kararı-E.2006/19 K.2006/92 T.14.4.2006)
SORUN: VUK’nun 236. maddesi gereğince herhangi bir tahsilat
olmaması sebebiyle serbest meslek makbuzu düzenlenemediği
durumda, tahsilatın yapıldığı yılın KDV yönünden vergiyi doğuran
olayla farklı bir yıl olması durumunda ise, işleme ait KDV’nin indirimi
mümkün olmayacaktır.
VERGİYİ DOĞURAN OLAY-ÖZELLİKLİ DURUMLAR
İNŞAAT DEVAM ETMEKTE İKEN SÖZLEŞME İLE
YAPILAN BAĞIMSIZ BÖLÜM SATIŞLARI
 Gayrimenkul
teslimlerinde vergiyi doğuran olay
gayrimenkul üzerindeki tasarruf hakkının devredildiği
tarihte meydana gelir ki bu tarih gayrimenkullerin
tapuya tescil tarihi veya fiilen kullanıldığı tarihtir.
 Bu
şekilde
satışlar
için
henüz
teslim
gerçekleşmediğinden, alınan satış bedelleri avans
mahiyetini
taşımakta
dolayısıyla
KDV’ye
tabi
olmamaktadır.
 Alıcının talebi üzerine bağımsız bölümün tapuya
tescilinden önce fatura düzenlenmesi halinde vergiyi
doğuran meydana gelir.
VERGİYİ DOĞURAN OLAY-ÖZELLİKLİ DURUMLAR
• İNŞAAT DEVAM ETMEKTE İKEN KAT İRTİFAKI SURETİYLE
YAPILAN BAĞIMSIZ BÖLÜM SATIŞLARI
 Kat irtifakı; bir arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine konu
olmak üzere yapılacak veya yapılmakta olan bir veya birden
çok yapının bağımsız bölümleri için o arsanın malikleri
tarafından Kat Mülkiyeti Kanununa göre kurulan
irtifak
hakkıdır.
 İnşaat devam etmekte iken kat irtifakı suretiyle yapılan
satışlarda henüz bağımsız bölümün inşaatı tamamlanmadığı
için daire satışının tapuya tescili mümkün değildir. Kat irtifakı
tesisinde arsa satışı da söz konusu değildir. Bu durumda
teslim gerçekleşmediğinden vergiyi doğuran olay da meydana
gelmemektedir.
 İnşaatın tamamlanması ile bu yerlerin fiilen kullanıma hazır
hale geldiği tarihte veya daha önce fatura ve benzeri belge
düzenlenmesi halinde belgede yer alan tutarla sınırlı olmak
üzere belgenin düzenlendiği tarihte vergiyi doğuran olay
gerçekleşecektir.
VERGİYİ DOĞURAN OLAY-ÖZELLİKLİ DURUMLAR
PEŞİN TAHSİL EDİLEN OKUL VE DERSANE ÜCRETLERİNİN
DURUMU
• Uygulamada özel okullar ve dershaneler genelde Eylül-Haziran dönemini
kapsayan eğitim-öğretim dönemine ilişkin ücretleri velilerden peşin tahsil
ettiklerinde bu tutarların KDV açısından hangi dönemde beyana konu
edeceklerine dair tereddütler yaşamaktadırlar. Konuya ilişkin olarak İstanbul
Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 18.05.2007 tarih ve 229–3705
sayılı görüşe göre;
1- Eğitim-öğretim bedelinin avans olarak peşin tahsil edilmesi durumunda
da her bir vergilendirme dönemine isabet eden vergiler ait oldukları
dönemlerde beyan edilecektir.
2- Bedel tahsil edilmemiş olsa dahi belli bir süreyi kapsayacak şekilde
belirlenen eğitim ücretine ilişkin katma değer vergisinin, fiilen eğitimöğretim hizmeti verilen vergilendirme dönemine isabet eden kısmının (bu
kısım basit orantı yoluyla bulunacaktır) bu vergilendirme dönemleri itibariyle
hesaplanıp, beyan edilmesi gerekmektedir.
3- Herhangi bir nedenle önceden fatura düzenlenmesi halinde ise, Kanunun
10/b maddesi uyarınca fatura bedeli üzerinden vergi hesaplanacak ve
hesaplanan bu vergi faturanın düzenlendiği vergilendirme dönemine ait
beyanname ile beyan edilecektir.
SINAV SORUSU
• Emekli memur Bay A 200 metrekarelik apartman
dairesini 50 milyar liraya müteahhit B’den satın almıştır.
Söz konusu inşaat Mart 1999’da tamamlanmıştır. Bay A
söz konusu daireyi Nisan 1999’da Bay C’ye aylığı 200
milyon liraya kiraya vermiştir.Apartman dairesinin tapuya
tescil işlemi Eylül 1999’da yapılmıştır.
 Vergiyi doğuran olay tescile değil, teslime
bağlı
olduğundan, alıcının kullanmaya başlaması Nisan 1999
tarihide gerçekleştiğinden bu tarih itibariyle KDV
hesaplanması gerekir. Bay A ve Bay C arasındaki
kiralama işlemi ticari bir organizasyon çerçevesinde
yapılmadığından KDV’ye tabi değildir.
KATMA DEĞER VERGİSİNİN TEMEL
YAPISI
TOPTANCI
100 TL MAL BEDELİ +
18 TL KDV
PARAKENDECİ
130 TL MAL BEDELİ +
23.4 TL KDV
KONFEKSİYON SATICISI
Parakendeci bu şekilde topladığı KDV’den daha önce kendisinin
alışlarında ödediği KDV’yi düşüp aradaki fark olan
(23.4-18=) 5.4 YTL vergi dairesine yatıracaktır
KDV’DE VERGİ İNDİRİMİ
• KDV genel nitelikte yaygın bir tüketim vergisidir ve
•
•
bünyesinde indirim mekanizmasını barındırmaktadır.Ki bu
durum KDV’ni benzeri vergilerden ayıran temel özelliktir.
Bir mal veya hizmetin üretim aşamasından nihai
tüketiciye intikali aşamasında kadar her aşamada KDV
oluşmaktadır. Ancak her aşamada hesaplanan vergiden,
bir önceki aşamada yüklenilen vergi mahsup edilmekte,
varsa bakiye kısım Hazineye intikal ettirilmektedir.
Dolayısıyla mal ve hizmet sadece bir kez ve yaratılan
toplam katma değer üzerinden vergilendirilmektedir.
KDV, fiyat oluşumu üzerinde bir etkide bulunmaz. Çünkü
indirim mekanizması sayesinde yüklenilen vergi bir
maliyet unsuru değildir.
KDV’DE VERGİ İNDİRİMİ
• KDVK’nun 29. maddesine göre; mükellefler yaptıkları vergiye tabi
işlemler üzerinden hesapladıkları KDV’den, aksine bir hüküm
olmadığı sürece (KDV m.30) faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki
vergileri indirebilirler.
 Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak
düzenlenen ve fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’si
 İthal olunan hizmetler dolayısıyla ödenen KDV’si
Bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamı, mükellefin
vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan KDV toplamından fazla
olduğu takdirde aradaki fark sonraki döneme devrolunur ve iade
edilmez.
Hesaplanan KDV > İndirilecek KDV
Ödenecek KDV
Hesaplanan KDV < İndirilecek KDV
Devreden KDV
İNDİRİM HAKKININ KULLANIMI
• İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku
bulduğu
takvim
yılı
aşılmamak
kaydıyla,
ilgili
vesikaların
kanuni
defterlere
kaydedildiği vergilendirme
döneminde kullanılabilir.
TASDİKLİ ÖN SAYFALAR YETMEDİĞİ İÇİN YEVMİYE
DEFTERİNİN TASDİKSİZ ARKA SAYFALARINA BASTIRILAN
KAYITLARDAKİ FATURALARDA GÖSTERİLEN KDV’LERİN
İNDİRİMİ MÜMKÜN MÜDÜR?
• Vergi idaresi, KDV’nin gerçekte yüklenilmiş olması ve fatura
•
veya benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesi, kayıtların tasdikli
defter-i kebire süresinde ve usulüne uygun kaydedilmesi
koşuluyla, yevmiye defterinin tasdiksiz arka sayfalarına
kaydedilen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’nin
indirilebileceği görüşündedir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, yevmiye defterinin
tasdiksiz arka sayfalarına yapılan kayıtlarla, defter-i kebir ve
envanter defteri arasında karşılaştırmalı bir inceleme ve
araştırma yapılması, bu suretle biten yevmiye defterinin arka
sayfasına yapılan kayıtların doğruluğunun araştırılması
gerektiği, bu yönde bir inceleme yapılmadan sadece, söz
konusu kayıtların biten yevmiye defterinin arka sayfasına
yapıldığından hareketle KDV indirimlerinin reddedilemeyeceği
görüşündedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ AYRICA GÖSTERİLMEYİP DAHİL
İBARESİ YER ALAN FATURALARDAKİ KATMA DEĞER VERGİSİ
İNDİRİLEBİLİR Mİ?
• KDVK’da yer alan kimi düzenlemeler gibi bazı hallerde KDV’nin belge
üzerinde gösterilmesine gerek yoktur. Örneğin, fiyatın tarife ile
belirlendiği hallerde(akaryakıt satışları), bedelin biletle tahsil edildiği
hallerde (otobüs işletmeleri), özel matrah şekline tabi tutulan tekel
maddeleri, gazete dergi satışları gibi. Ayrıca 22 numaralı KDV Genel
Tebliğinde de belirtildiği gibi, gerçek usulde vergilendirilen katma
değer vergisi mükelleflerinden perakende mal satışı yapanlar ile
hizmet ifa edenlerin mal satışlarına ve hizmetlere ait etiket ve
listelerdeki fiyatlar, katma değer vergisi dahil tek tutar olarak ifade
edilecektir. Bu gibi durumlarda mükellefler KDV tutarı ayrıca
gösterilmeyen faturalardaki KDV’ni
iç yüzde hesabı ile bulup
indireceklerdir.
• KDV’nin ayrıca ve meblağ olarak belge üzerinde gösterilmesi
gerektiği halde, satıcı bu mecburiyete uymayarak belgeyi KDV dahil
şekilde düzenlemişse, böyle bir belgeye dayanarak KDV indirimi
yapılması yargıda kabul görmektedir.
DEFTER VE BELGELERİNİ İNCELEMEYE İBRAZ ETMEYEN MÜKELLEFLERİN TÜM
KDV İNDİRİMLERİNİN REDDEDİLEBİLİR Mİ?
• Defter ve belgeler idarece de mücbir sebep olarak kabul edilen, yangın
•
•
•
dolayısıyla ibraz edilememiş ise de; yalnızca, yanan yasal defterlerin ibrazını
olanaksız kılabilecek nitelikte bulunmaktadır. Bu durum, basiretli davranmak
zorunda olan vergi mükellefinin indiriminde kullandığı belgelerinin
örneklerini, düzenleyen firma ve kişilerden temin ederek, ibrazına
engel değildir. (7. D.’nin 19.11.2001 tarih ve E. 2000/6105, K. 2001/3521)
Defter ve belgeleri kaybolduğu gerekçesiyle incelemeye ibraz edilemediği
durumlarda, mükelleflerin emtia alımlarına ilişkin faturaların fotokopilerini
ibraz etmesi ve faturalarda fatura nizamına uygun olması durumunda, KDV
indirimlerinin kabul edilmesi gerekir. (Dan. 11. Daire, 8.11.1997 tarih
E:1986/1703, K:1997/487 sayı)
Defter ve belgelerini yangında yanması nedeniyle incelemeye ibraz edemeyen
yükümlünün beyan ettiği katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilebilmesi
için mahkemece yükümlüye emtia alışı yaptığı kişi ve kuruluşlardan ihtilaflı yılla
ilgili olarak sağlayacağı
faturaların sonucunda ibraz edilen belgelerin
gerçekten alış yaptığı emtialara ait alış faturaları olup olmadığının
araştırılması gerektiği belirtilmiştir. ( Dan. 9. Daire 14.10.1997 tarih Esas
No:2408, Karar No: 3047)
Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan 1991/4 sayılı İç genelgeye göre
mükelleflerce indirim konusu yapılan ancak defter ve belgelerin zayi olması
nedeniyle gerçekten yüklendiği idarece tespit edilemeyen vergiler
reddedilecektir. Görüleceği üzere idare sınırlı da olsa, defter ve belge olmasa
bile, belgelerin varlığını araştırılması gerektiğini vurgulamıştır.
KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE KULLANILAN ALKOLLÜ
İÇECEKLER DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN KDV
• Otel, motel, pansiyon, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerinde sunulan
geceleme hizmetlerinde KDV oranı 1/1/2008 tarihinden itibaren %8 olarak
uygulanacaktır.
• Geceleme hizmeti bu işletmelerde oda veya yer tahsis etmek suretiyle
verilen, tesiste günlük yatma-barınma-kalma hizmetidir. Konaklama
tesislerinde geceleme hizmetinin dışında ayrıca yemek, eğlence, spor, ütü,
kuru temizleme gibi hizmetler de verilebilmektedir. Konaklama tesisinde
verilen bu hizmetlerden geceleme hizmeti satın almaksızın yararlanılması
halinde bu hizmetler ayrıca tabi oldukları oranda vergilendirilecektir.
• Bunun yanı sıra geceleme hizmeti satın alanlara verilen bu hizmetlerin,
konaklama tesisleri tarafından ayrıca faturalandırılması ya da geceleme
hizmetine ilişkin faturada geceleme bedelinin dışında ayrıca gösterilmesi
halinde de söz konusu hizmetler ait oldukları oranda vergilendirilecektir.
• Ancak, geceleme hizmeti dışında olup mutat olarak geceleme hizmeti
kapsamında sunulan hizmetlere ilişkin bedellerin, geceleme bedeline dahil
edilerek geceleme-konaklama bedeli olarak tek bir bedel alınması ve fatura
edilmesi halinde geceleme hizmeti ile birlikte bu hizmetler de geceleme
bedeli kapsamında %8 oranında KDV'ye tabi olacaktır.
KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE KULLANILAN
ALKOLLÜ İÇECEKLER DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN
KDV
• Geceleme hizmetleri kapsamında sunulan alkollü içeceklere ait
yüklenilen KDV tutarları, konaklama tesisleri tarafından hesaplanan
KDV tutarlarından indirilemeyecektir. (KDVK m.36’da tanınan yetki)
Örneğin; konaklama tesisleri tarafından verilen ve her şey dahil
sistem olarak bilinen konaklama hizmet türünde, tek bir fatura
düzenlenmekte ve bu bedel içerisinde müşteri konaklama tesisinde
verilen hizmetlerin tamamından ya da pek çoğundan oda fiyatı
kapsamında mutat olarak yararlanabilmektedir. Böyle bir durumda,
müşteriye verilen hizmete uygulanan KDV oranı %8 olacak, ancak
bu hizmetlere isabet eden alkollü içeceklere ilişkin yüklenilen KDV
tutarları
konaklama
tesisleri
tarafından
indirim
konusu
yapılamayacaktır.
• Konaklama tesislerinin alkollü içeceklere isabet eden hizmet bedelini
ayrıca fatura etmesi veya bu tutarı faturada ayrıca göstermesi
halinde ise hizmet bedelinin alkollü içeceklere isabet eden kısmı
üzerinden %18 KDV hesaplanacak ve bu hizmete konu olan alkollü
içecekler dolayısıyla yüklenilen KDV tutarı indirim konusu
yapılabilecektir.
KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE ATİK’LERE AİT KDV
• KDVK .m 29/2’ye göre Bakanlar Kurulu’nun vergi nispeti indirilen mal ve hizmet
•
grupları ile sektörler itibariyle, ATİK’ler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin iade hakkını
kaldırmaya yetkisi bulunmaktadır.
Bu yetki 19.07.2008 tarihli BKK ile kullanılmıştır.Buna göre; konaklama tesislerini
işleten mükelleflerin bu faaliyetleri kapsamındaki indirimli orana tabi işlemlerden
doğan iade taleplerine ATİK’ler nedeniyle yüklenilen KDV’leri dahil
edilmeyecektir.
• Ancak Danıştay 4. Dairesi’ne yapılan bir iptal başvurusu nedeniyle anılan BKK’na
dayanak oluşturan yetki hükmünün Anayasa’ya aykırılığının ileri sürülmesi üzerine
Danıştay 4. Daire iddiayı haklı bularak 3065 sayılı kanun hükmünün iptali için Anayasa
Mahkemesi’ne başvurmuştur.
• Anayasa Mahkemesi, 14.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 17.11.2011 tarih
•
•
2010/11 Esas sayılı kararında; KDVK’nun 29/2 maddesinde yer alan “Bakanlar Kurulu,
vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibariyle, ATİK’ dolayısıyla
yüklenillen KDV’nin iadesini kaldırmaya yetkilidir” bölümünü Anayasa’ya aykırı olduğu
için iptal etmiştir.
Temel Gerekçe: Anayasa’nın 73. maddesi ile Bakanlar Kurulu’na verilen
yetki; vergi , resim, harç ve benzeri yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirim
oranlarına ilişkin yukarı ve aşağı sınırların belirlenmesine ilişkindir. Bakanlar Kurulu
ancak bu sınırlar içinde değişiklik yapabilir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası yasal dayanaktan yoksun hale gelen BKK,
5.8.2012 tarihinde yayımlanan BKK ile 14.2.2012 tarihinde yürürlükten kalkmıştır.
(KONU İLE İLGİLİ 64 NUMARALI SÜRKÜLERİ OKUYUNUZ)
İNDİRİLEMEYECEK KDV
 Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların
teslimi ve hizmet ifası ile alış vesikalarından gösterilen veya bu mal
ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV
 Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması
veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları
hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış
vesikalarında gösterilen KDV
 Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir
sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak
üzere, zayi olan mallara ait KDV
 GVK ve KVK’na kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler
dolayısıyla ödenen KDV
MÜKELLEFİN VERGİYE TABİ İŞLEMLERİ NEDENİYLE HESAPLANAN
VERGİDEN İNDİRİLMEZ.
İNDİRİLEMEYEN KDV’NİN NE OLUR?
• MD. 58: VERGİNİN GİDER
KAYDEDİLEMEYECEĞİ
Mükellefin vergiye tabi işlemler üzerinden
hesaplanan
KDV
ile
mükellefçe
indirilebilecek KDV Gelir ve Kurumlar
Vergisi matrahlarının tespitinde gider
olarak kabul edilmez.
GİDER VEYA MALİYET
UNSURU OLAN KDV
• Vergiye tabi olmayan veya istisna edilmiş bulunan teslim
•
•
•
•
•
•
ve hizmetlerle ilgili KDV
Binek otomobillerin alımı nedeniyle yüklenilen KDV
Zayi olan mallarla ilgili olarak yüklenilen KDV
KDV mükellefiyeti bulunmayanların yüklendikleri KDV
Takvim yılının aşılması nedeniyle indirilemeyen KDV
Promosyon olarak verilen malların KDV oranının satışı
yapılan maldan daha yüksek olması durumunda
indirilemeyen KDV (50 seri numaralı KDVKGT)
İşi terk halinde sonraki döneme devreden KDV
KONU İLE İLGİLİ 57 SERİ NUMARALI KDV SİRKÜLERİNİ
OKUYUNUZ!
•
BİNEK OTOMOBİL ALIMINDA ÖDENEN KDV
Daha önce binek oto sınıfına dahil olmayan Doblo, Connect,
Kongo, Expres, Combi, Partner, Caddy, Transpoter, Starex gibi
(4+1) araçların Gümrük Müsteşarlığı’nın 8 Seri No.lu Gümrük
Genel Tebliği (Tarife-Sınıflandırma Kararları) ile 21.7.2005
tarihinden itibaren binek otomobili sınıfına dahil edilmiştir.
Dolayısıyla bu araçların alımında ödenen KDV indirim konusu
yapılamayacaktır. 60 no’lu KDVK Sirkülerinde; 1+1, 1+3, 1+4
veya 1+7 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda
emniyet kemerleri veya emniyet kemeri montajı için tertibat,
koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç
kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan
konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örn. yer kaplamaları,
havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca
arka camları bulunan (en arkada yük bölümünün sağ ve sol
taraflarında cam bulunsun bulunmasın); şoför ve öndeki
yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan
arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan
kapalı kasa motorlu taşıtlar 87.03 pozisyonunda yer almakta
olup, binek otomobiller kapsamında değerlendirilmektedir.
TASFİYE HALİNDE İNDİRİLEMEYEN KDV’NİN
DURUMU
• Öncelikle indirime konu edilemeyen bu tutarın münfesih kuruma iade
•
•
edilip edilemeyeceğine bakıldığında cevap nettir. Çünkü, KDV
mevzuatında KDV iadesi yapılacak haller açıkça belirlenmiştir ve bu
haller dışında iade yapılması mümkün değildir. Dolayısıyla bu tutarın
münfesih kuruma iadesi söz konusu olamaz.
Nitekim, konuya ilişkin Danıştay 11. Dairesi’nin 10.04.1996 tarih,
E:1996/683, K:1996/1549 no’lu kararında; Kanunda açıkça anılan
durumlar dışında iade değil, indirim yöntemi benimsenerek, sistem buna
göre oluşturulduğundan, 29 ve 32. maddelerin kapsamadığı durumlarda
verginin iade edilmesine imkan bulunmadığı belirtilmektedir.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 58.
maddesinde, mükellefçe indirilebilecek katma değer vergisinin, gelir ve
kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul
edilmeyeceği belirtilmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, tasfiye
dönemi sonunda oluşan devreden KDV mükellefçe indirime konu
edilemeyecek niteliktedir. Dolayısıyla 58. maddenin mefhumu
muhalifinden hareketle gider yazılması mümkündür. Zira 58. maddede
indirilebilecek KDV’nin gider yazılamayacağı belirtilmekte, buradan da
indirilemeyen KDV’nin gider olarak dikkate alınabileceği sonucu
çıkmaktadır.
TAHSİLİ ŞÜPHELİ HALE GELEN KDV İÇİN
İÇİN KARŞILIK AYRILABİLİR Mİ?
• 344 seri numaralı KDVKGT’ne göre;
“Katma değer vergisi, ekonomik faaliyetlerin doğal bir sonucu olarak
ortaya çıkan ve işletmenin alışları sırasında ödediği, işletme
alacaklarının bir unsurunu teşkil eden ve doğrudan doğruya mal
(veya hizmet) tesliminden (veya ifasından) kaynaklanan bir
alacaktır.Bu itibarla, katma değer vergisinden kaynaklanan alacak
için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi; yukarıdaki madde
hükmünde yer alan şartların mevcut olması, alacağın ilgili dönemin
kayıtlarına girmesi ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan
edilmesi halinde mümkün olacaktır.”
Tahsil edilemeyen KDV’nin şüpheli alacak olarak kabulü ve
karşılık ayrılarak gider yazılmasına olanak sağlanmıştır.
• ÖTV işleyişi bakımından KDV ile benzeşmektedir. Fatura içinde yer
alan ve tahsil edilmemiş bulunan ÖTV’ye de karşılık ayrılması
mümkündür.
•
TRAFİK KAZASI SONRASI PERT OLAN ARACIN KDV
KARŞISINDAKİ DURUMU
Sigorta şirketinden alınacak sigorta tazminat bedeli bir teslim ve
hizmetin bedeli olmadığından KDV’ne tabi değildir. (KDVK m.1)
• Tamir ve bakımından sonra kullanılması mümkün olmayan ve
hurda belgesi almış olan araçların hurda değeri ile satılması
durumunda KDVK 17/4-g gereğince istisna vardır
• KDVK m.30/c’ye (zayi olan mallara ait kdv) göre aracın alışında
ödenen ve ilgili dönemde indirim konusu yapılan KDV, kazanın
meydana geldiği dönemde indirilebilir KDV niteliğini kaybedip
indirilemeyecek KDV niteliğini almaktadır. Bu nedenle kaza
sonucu pert olan araca ilişkin olarak yüklenilen ve indirim
konusu yapılan vergilerin, pert olma fiili meydana geldiği
vergilendirme döneminde düzeltilerek ilgili dönem KDV
beyannamesinde, hesaplanan KDV’ye ilave edilerek ödenmesi
gerekmektedir. ( Bu açıklama nakliye işiyle uğraşan firmanın
aktifine kayıtlı taşıtı için yapılmıştır.)
ÇALINAN VEYA KAYBOLAN MALLARIN DURUMU
• KDVK m.30/c maddesi kapsamında çalınan ve
kaybolan mallar zayi olan mal olarak kabul edilir.
• Söz konusu malların alımı sırasında yüklenilen
vergilerin indirilmiş olması halinde indirilen
vergilerin, malların çalındığı veya kaybolduğu
dönemde verilecek KDV beyannamesinde ilave
edilerek düzeltilmesi gerekir.
• Çalınan mallar veya kaybolan mallar Gelir ve
Kurumlar Vergisi Kanunu uygulamasında gider
yazılamadığı için (KKEG olduğu için), düzeltilen
KDV KKEG olarak dikkate alınmalıdır.
ZAYİ OLAN MALLAR (ÖRNEKLER)
 İmalatta kullanılmak için alınan ancak imalata girmeden eskime, bozulma,
çürüme, çatlama vb. nedenlerle kullanılamaz hale gelen ve bu nedenle
imalatta veya ambalajlamada kullanılabilme vasfını yitiren hammadde ve
malzeme ile ambalaj maddeleri,
 Son kullanma tarihinin geçmesi, çeşitli kimyasallar içerdiğinin tespit edilmesi
gibi nedenlerle kanunen tekrar satılması mümkün olmayan ve imha edilen
bisküvi, çikolata, konserve gibi gıda ürünleri,
 Sağlık Bakanlığınca kullanımının yasaklanması nedeniyle imha edilen ilaçlar
ile kullanım süresi içinde formül hatası bulunan, miadının dolması veya
hasar görmesi nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş, üretimden kalkmış, insan
sağlığını tehdit eden ilaçlar,
 Hatalı dikim, renk farklılığı, leke ve benzeri nedenlerle ya da şirket politikası
gereği satışı mümkün olmadığından imha edilen mallar,
 Kullanım ömrünü tamamladığı için imha edilen araç lastikleri
için yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
(60 Seri Numaralı KDVK Sirküleri)
MALLARIN DEĞERİNİN DÜŞMESİ SONUCU
MEYDANA GELEN KAYIPLAR
• Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli
derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi
olması hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda malların
zayi olması değil, düşük bedelle veya zararına satışı söz
konusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla
yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.
• Örneğin;
 Üretim esnasında renginde problem olan giyeceklerin,
 Yangın sonucu tamamen yok olmayan ve ekonomik değeri
olan yedek parça ve malzemelerin
daha düşük bir fiyatla satılması halinde, bunlar nedeniyle
yüklenilen KDV'nin tamamı indirim konusu yapılabilecektir.
•



•
FİRE SONUCU MEYDANA GELEN KAYIPLAR
Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi
doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlandığından,
imalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan
mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu
durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin de
düzeltilmesine gerek yoktur. Ancak, yasal düzenleme veya ilgili
mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara
ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre
kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu
giderler dolayısıyla yüklenilen KDV'nin de indirim konusu yapılması
mümkün değildir.Örneğin;
Akaryakıtın depolanması sırasında ortaya çıkan ve ilgili kuruluşlar
tarafından belirlenen oranlar dahilindeki kayıplar,
Balık çiftliklerinde balık üretimi esnasında pazarlama aşamasına
ulaşıncaya kadar geçen süreçte, balık üretim ve besleme firesi olarak
oluşan balık ölümleri,
Tavuk çiftliklerinde, üretimin doğal sonucu olarak ortaya çıkan
kayıplar,
fire olarak değerlendirilmekte olup, bunlara ilişkin olarak yüklenilen
KDV indirim konusu yapılabilecektir.
SINAV SORUSU
KDV uygulamasında indirim müessesinin
işleyişini örnek vererek açıklayınız. KDV’de
indirim
müessesinin
işletilemediği
durumlarda
yapılacak
uygulamayı
belirtiniz.
GENEL ANLAMDA İSTİSNA
• Objektif vergi mükellefiyetini kaldırıcı hükümlere istisna
denir. İstisnalar verginin konusunu sınırlamaktadır. Bu
şekilde verginin konusuna giren
mal, hizmet ve
işlemlerden bazıları sosyal, ekonomik, siyasal v.b.
sebepler yüzünden vergi dışı bırakılır.
• KDV mevzuatımızda hem ekonomik, hem de sosyal
amaçlarla, bazı işlemlerin bu vergiden istisna tutulması
öngörülmüştür.
KDVK’nunda,
kanunun
11-17’nci
maddeleri ile geçici maddelerinde yer alan vergi
istisnalarının yanı sıra, uluslararası anlaşma hükümleri
gereğince uygulanan KDV istisnaları da mevcut
bulunmaktadır.
GENEL ANLAMDA İADE KAVRAMI
• Vergi
iadesi mekanizması, tüm vergi
sistemlerinde ekonomik, mali ya da sosyal
amaçlarla kabul edilmiş olan "vergi tevkifatı
sistemi", peşin ödeme sistemi" veya “istisna”
uygulamaları sonucunda yer almaktadır.
• Temelde ihracata rekabet gücü kazandırma ve
uluslararası uygulamada mal ve hizmetin varış
ülkesinde
vergilendirilmesi
ilkesinin
gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak kabul
edilen istisna uygulamaları ile indirimli vergi
oranı uygulamalarının bir sonucu olarak "vergi
iadesi" mekanizması yer almış bulunmaktadır
TAM VE KISMİ İSTİSNA
KAVRAMLARI
• VERGİ MEVZUATIMIZDA TANIMLANMAMIŞTIR
• TANIMLAYABİLMEK İÇİN GEREKLİ KANUN
MADDELERİ
- Vergi İndirimi Başlıklı m.29/1-a ve 29/2
- İndirilemeyecek KDV Başlıklı m. 30
- İstisna Edilmiş İşlemlerde İndirim Başlıklı m. 32
KATMA DEĞER VERGİSİNDE
İNDİRİM MEKANİZMASI
TEMEL KURAL
- Mükellefler, aksine bir hüküm olmadığı sürece, vergiye
tabi
faaliyetleri üzerinden hesapladığı KDV’den
kendilerine yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin yüklendiği
KDV’yi indirirler.(m. 29/1)
- Aradaki müspet farkı vergi dairesine yatırılır.
- Hesaplanan verginin yüklenilen vergiden az olması
halinde indirilemeyen kısım, bir sonraki dönemde indirim
konusu yapılmak üzere sonraki döneme devredilir, iade
edilmez.(m. 29/2)
KISMİ İSTİSNA
• KDVK’nun 30/a maddesi , vergiye tabi olmayan
veya vergiden istisna edilen işlemlerle ilgili satın
alınan mal ve hizmetlere ödenen KDV’nin
mükellef
tarafından
indirim
konusu
yapılamayacağı düzenlemiş olup, bu düzenleme
“kısmi istisna” kavramına tekabül etmektedir.
• Buna göre, vergiden istisna olan işlemler
dolayısıyla yüklenilen KDV mükellef tarafından
indirim konusu yapılamamaktadır.
İşlemin
vergiden istisna olacağı bilinemediği için, mal
alışı veya hizmetlerin
gerçekleştirilmesi
safhasında satıcılara ödenen ve genel hükümlere
göre indirim konusu yapılan KDV ise indirim
hesaplarından çıkarılacaktır.
TAM İSTİSNA
• KDVK’nun 32’inci maddesinde , aynı kanunun
11,13,14 ve 15’inci maddeleri ile 17/4-s maddesinde
sayılan istisnalar kapsamında mal teslim eden veya
hizmet yapanların, bu işlemleri için yüklendikleri
KDV’yi , vergiye tabi diğer faaliyetleri üzerinden
tahsil edecekleri KDV’den indirecekleri, indirimin
mümkün olmaması halinde ise vergi dairesinden
iade olarak alacakları hükme bağlanmıştır.
• Bu madde ile 30/a maddesinin aksine, vergiden
istisna edilen bazı işlemler için verginin indirimi kabul
etmekte, hatta tahsil edilen verginin indirilecek
vergiden az olması veya vergiye tabi başka faaliyet
olmadığı için hiç vergi tahsil edilememesi hallerinde,
yüklenilen ve indirim konusu yapılamayan verginin
iadesi öngörülmektedir.
TAM İSTİSNA-KISMİ İSTİSNA
• Kısmi istisna uygulamasında, vergiden
istisna edilen işlemlerin içinde belirli bir
vergi yükü kalmaktadır. Oysa tam istisna
uygulamasında, vergiden istisna edilen
işlemin içinde herhangi bir vergi yükü
kalmaz.
Dolayısıyla
kısmi
istisna
uygulaması, mali yönden tam bir avantaj
sağlamamaktadır
KDVK’DA YER ALAN KISMİ
İSTİSNALAR
• İthalat İstisnası ( m.16)
• Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer
İstisnalar (m.17)
• Olağanüstü Hal Bölge Valiliğine Yağılan
teslim ve hizmetler (Kalktı)
• Geçici maddelerde tanınan istisnalar (*)
KDVK’DA YER ALAN TAM
İSTİSNALAR
• İhracat istisnası (m.11)
• Araçlar, kıymetli maden ve petrol aramaları ile
•
•
•
•
•
ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda
istisna (m. 13)
Taşımacılık istisnası (m. 14)
Diplomatik istisna (m.15)
Özürlüler için üretilmiş her türlü araç ve özel
bilgisayar programlarına ilişkin istisna (m.17/4-s)
6111 s.k. Geç. M.16 (İSMEP kapsamında yapılan
teslim ve hizmetler)
Geç.m.26
İHRACAT İSTİSNASI (TAM İSTİSNA)
İHRACAT ŞEKİLLERİ İTİBARİYLE İHRACAT
İSTİSNASI
–
–
–
–
–
Mal İhracatı
İhraç Kaydıyla Teslim
Hizmet İhracatı (rooming hizmetleri dahil)
Yolcu Beraberinde Eşya ile yapılan ihracat
Bavul Ticareti
MAL İHRACATI
KDVK’nun 11/a bendi gereğince ihracat teslimlerinin KDV ‘den istisna
olabilmesi her şeyden önce yapılan teslimin ihracat teslimi sayılması
gerekmektedir. Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için şu
şartlar aranmaktadır.
1. Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest
bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine
yapılmalıdır.
2. Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden
çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yurt
dışındaki müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna
konulmalıdır
Ayrıca yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş
merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın
yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade
etmektedir. Buna göre Türkiye’de faaliyet gösteren firmanın
yurtdışındaki
şubelerine mal
göndermesi işlemi de
ihracat
sayılacaktır.
GÜMRÜKSÜZ SATIŞ MAĞZALARINA YAPILAN
TESLİMLER
• KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet
•
•
ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin
KDV'ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 11/1-a maddesinde ihracat teslimleri vergiden istisna edilmiş,
12 nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise bir teslimin ihracat teslimi sayılması;
- Teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya
da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması,
- Teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir
dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da yurt dışındaki
müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna konulması
koşullarının gerçekleşmesine bağlanmıştır.
Gümrük mevzuatına göre, gümrük antreposu sayılan gümrüksüz
satış mağazalarının T.C. gümrük bölgesi içinde faaliyet
gösterdikleri kabul edilmektedir. Bu çerçevede, söz konusu mağazalara
yurt içinden yapılan teslimler, T.C. gümrük bölgesinden geçerek yurt
dışındaki bir müşteriye vasıl olmadığından, hukuken ihracat teslimi
sayılmamaktadır. Dolayısıyla, gümrüksüz satış mağazalarına yurt içinden
yapılacak teslimler KDV Kanununun 1/1 inci maddesi gereğince KDV'ye
tabidir.
MAL İHRACATI
• Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurtdışındaki
alıcı adına hareket eden yurtiçindeki firmalar veya bizzat
alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde
değerlendirilmesi durumu değiştirmez. Ayrıca, fatura ve
belgelerin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi
zorunludur. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce
yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki
firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya
herhangi bir şekilde değerlendirilmesi halinde de ihracat
istisnasından yararlanabilmek için malın Türkiye
Cumhuriyeti gümrük hattından geçmesi şarttır. Bu
durumda da yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt
içindeki ilgililere yapılan teslimler vergiye tabi olacak
bunların yaptığı ihracat ise istisna kapsamına girecektir.
BEYANNAMENİN DOLDURULMASI
İLE İLGİLİ BASİT FORMÜLİZASYON
• İndirilemeyen KDV= Yüklenilen KDV (İndirimler Toplamı) –
Hesaplanan KDV (Toplam KDV)
• İade edilebilir KDV= İhracat teslimi dolayısıyla yüklenilen KDV
• İade edilebilir KDV > İndirilemeyen KDV
İndirilemeyen KDV
• İade edilebilir KDV < İndirilemeyen KDV
İade Edilebilir KDV
İade Edilecek KDV=
İade Edilecek KDV=
• Sonraki döneme devir KDV = Yüklenilen KDV (İndirimler Toplamı) Hesaplanan KDV (Toplam KDV) - İade edilecek KDV
ÖRNEK:
Veriler:
• Alışlar nedeniyle ödenen KDV: 99.000 TL
• Yurtiçi satışlar: 225.000 TL
• Yurtiçi Satışlar nedeniyle tahsil edilen KDV
:
40.500 TL
• Yurtdışı satışlar: 180.000 TL
• Önceki Dönem Devreden KDV: 9.600 TL
• Önceki döneme ilişkin teslim tutarı 100.000
YTL
• KDV Beyannamesi:
Tablo 1 Tevkifat Uygulanmayan İşlemler
(10) Teslim Ve Hizm.Karş.ı Teş. Ed. Bed.
:225.000
(11) Hesaplanan KDV
:40.500.
Tablo 3 Diğer İşlemler
(28) Matrah
:225.000
(29) Hesaplanan KDV Toplamı : 40.500.
(31) Toplam KDV
: 40.500.
•
Tablo 4 İndirimler
(32) Önceki Dönem KDV
(33) Bu Dönem İnd.KDV
(37) İndirim Toplamı
: 9.600
: 99.000
:108.600
Tablo 5 Sonuç Hesapları
(41) Son. Dön. Dev. KDV (37-31-40): 35.700
(68.100)
(40) İade Edilmesi Gereken KDV : 32.400
Tablo 6 Diğer Bilgiler
(43) Tes.ve Hiz. Kar. Teş. Eden Bed. (68 + 28)
: 405.000
(44) Teslim ve Hiz. Kar. Teş. Eden Bed. (Kümülatif)
: 505.000
İstisnalar ve İade Hakkı Doğuran İşlemlere İlişkin
Bildirim:
Tablo 8 Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler
(68) İhracat istisnası (Tes. Ve Hiz. Bedeli)
: 180.000
(69) Yüklenilen KDV
: 32.400
(82) İade Edilebilir Kdv
: 32.400
(40) İade edilmesi gereken KDV : 32.400
İHRAÇ KAYDIYLA TESLİM
• Bu düzenlemenin amacı; imalatçının, teslim ettiği mallar dolayısıyla doğan
KDV borcunun 11’inci maddede yerini bulan tecil-terkin sistemi sayesinde
tecil ve terkin edilerek finansman yükünden kurtulmasının sağlanmasıdır.
İmalatçı düzenlemiş olduğu faturada KDV göstermekle ve bunu beyan
etmekle birlikte alıcı tarafından söz konusu KDV ödenmemektedir. Fatura
muhteviyatı malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından
itibaren üç ay içinde ihraç edilmesi halinde, imalatçı tarafından beyan edilen
ancak tecil edilen vergi terkin edilir.
• Bu bağlamda ihraç kayıtlı teslimlerde ihracatçının KDV açısından yapacağı
bir işlem bulunmamaktadır. Çünkü ihracatçı, ihraç kaydıyla aldığı mallar için
KDV ödememekte, ihraca konu ettiği bu mallar için KDVK’nun 11/1-a bendi
hükmü gereği KDV tahsil etmemektedir.
• Bir başka anlatımla; ihracatçılar ihraç kaydıyla aldıkları malı KDV indirimi
yapmaksızın kayıtlarına geçirirler. İhraç kaydıtlı teslim faturasında görülen
KDV zahiridir ve ihracatçıyı ilgilendirmez. Söz konusu KDV ihracatçı
tarafından yevmiye kaydına alınmayacağı gibi KDV beyannamesinde de
indirimler arasında gösterilmez. İhracatçılar bu şekilde KDV yüklenmeksizin
teslim aldıkları malı KDV hesaplamaksızın ihraç ettikleri için KDV sorunu
ihracatçı açısından hemen hemen tamamiyle çözülmüş olmaktadır
İHRAÇ KAYDIYLA TESLİM
KANUNİ DÜZENLEME (M.11/1-C)
• İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine
teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar
tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak
ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi,
vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.
• Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay
başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil
edilen vergi terkin olunur.
• İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi
halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten
itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen
gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç
edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda
belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi
halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaran 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun
48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi
ile birlikte tahsil edilir.
İHRAÇ KAYDIYLA TESLİM
KANUNİ DÜZENLEME (M.11/1-C)
• İhracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç
ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin
dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara,
Maliye Bakanlığınca veya Bakanlığın uygun görmesi halinde vergi
dairelerince üç aya kadar ek süre verilebilir. (İhracatçı mükellefin
iradesi dışında ortaya çıkan, dolayısıyla ihracatın kanuni süresinde
gerçekleşmesine engel teşkil eden ve mücbir sebep kabul edilmeyen
haller ise beklenmedik durum sayılacaktır)
• Tecil veya terkin edilen bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından
bu Kanunun 32'inci maddesi hükmü uygulanmaz.
• İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer
vergisi,
ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre
hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen
değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla
olmaz (5228 Sayılı Kanun ile değişen fıkra)
• İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken
Katma Değer Vergisi, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra
yapılır. İade veya tecil olunacak vergi miktarı, mükellefin ilgili dönem
beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle
hesaplanır.
İHRAÇ KAYDIYLA TESLİM
• Kanunun 11/1-c maddesinde düzenlenen bu uygulamadan prensip
olarak yalnızca imalatçılar yararlanabilirler. Bununla birlikte, söz
konusu hükmün 2. bendinde yer alan yetkiye istinaden yayımlanan
27 ve 62 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri ile
mükellefler tarafından Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığınca
imalatçı olmayan Dış Ticaret Sermaye Şirketi ve Sektörel Dış Ticaret
Şirketi ünvanı verilen kuruluşlara ihraç kaydıyla mal tesliminde
bulunulabileceği belirtilmiştir. Ayrıca Özel Finans Kurumlarının
(Katılım Bankalarının) ihracatçı firmalara ihraç kaydıyla mal
teslimlerinin tecil-terkin uygulamasından yararlandırılması, Kanunun
11/2. maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak 62
seri numaralı KDV Genel Tebliği ile uygun görülmüştür.
• Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinde düzenlenen ve
tecil terkin sistemi olarak adlandırılan bu uygulama ihtiyari olup,
ihracatçıya mal teslim eden imalatçılar isterlerse 11/1-c kapsamında
işlem yapmayabilirler. Ancak, 77 Seri No.lu Katma Değer Vergisi
Genel Tebliğinde belirtildiği üzere, sektörel dış ticaret şirketlerinin
ihraç ettiği malları imalatçı olmayan ortaklarından veya ortakları
dışındaki firmalardan alışlarında Kanunun 11. maddesinin 1.
fıkrasının (c) bendi kapsamında işlem yapılması gerekmektedir.
İHRAÇ KAYITLI TESLİM/ İMALATÇI OLMA
• KDVK 11/1-c maddesi kapsamında ihracatçılara ihraç kayıtlı teslimde
bulunabilecek imalatçılarda aranacak şartlara 27 Seri No.lu KDV Genel
Tebliği’nin (A) bölümünde yer verilmiştir. Buna göre ; Sanayi ve Ticaret
Bakanlığınca yapılan tanıma göre imalatçının;
1. Sanayi siciline kayıtlı ve sanayi sicil belgesini haiz olması,
2. Sanayi Odası, Ticaret Odası ve Esnaf ve Sanatkar Derneklerine kayıtlı
bulunması,
3. İmalat işinde en az 5 işçi çalıştırması, (99 NUMARALI TEBLİĞ İLE KALKTI)
4. Sanayi sicil belgesinde yer alan üretim konusunda gerekli araç parkına
sahip olması,
5. Bu şartları topluca taşıyan imalatçıların kendi üretimine ilave olarak aynı
zamanda fason imalat da yaptırmaları halinde,
a) Fason imalatı sadece, sanayi sicil belgesinde yazılı üretim dallarında
yaptırmaları,
b) Fason olarak yaptırılan imalatta işin riskini ve organizasyonu üstlenmeleri,
c) Fason olarak imal ettirilen mallarla ilgili ham madde ve yardımcı
maddeleri temin etmeleri,
gerekmektedir.
BEYANNAMENİN DOLDURULMASI İLE
İLGİLİ BASİT FORMÜLÜZASYON
• Tecil Edilebilir KDV = İhraç kaydıyla yapılan teslim üzerinden
hesaplanan KDV
• İade edilecek KDV = Tecil Edilebilir KDV- Tecil Edilecek KDV
• Ödenmesi Gereken KDV= Hesaplanan KDV (Toplam KDV)- Yüklenilen
KDV (İndirimler Toplamı) - Tecil Edilecek KDV
• Hesaplanan KDV (Toplam KDV) – Yüklenilen KDV (İndirimler
Toplamı) > Tecil Edilebilir KDV
Edilebilir KDV
Tecil Edilecek KDV = Tecil
• Hesaplanan KDV (Toplam KDV) – Yüklenilen KDV (İndirimler
Toplamı) <Tecil Edilebilir KDV
Hesaplanan KDV – Yüklenilen KDV
Tecil Edilecek KDV =
ÖRNEK:
VERİLER:
Yurtiçi Alışlar
: 737.000 TL
Yurtiçi alışlar neden. öd. Kdv : 132.600 TL
Yurtiçi Satışlar
: 580.000 TL
Yutriçi satışlar ned. Tah. Ed. KDV
:104.400 TL
İhraç kaydıyla satışlar
:350.000 TL
İhr. Kay. Satış. KDV
:63.000 TL
Ön. Dönem. Dev. KDV
:15.700 TL
KDV Beyannamesi:
Tablo 1: Tevkifat Uygulanmayan İşlemler
(10) Tes.ve Hiz. Kar Teş. Ed. Bed.: 930.000
(11) Hesaplanan KDV
:167.400
Tablo 3: Diğer İşlemler
(28) Matrah Toplamı
(29) Hesaplanan KDV
(31) Toplam KDV
:930.000
:167.400
:167.400
Tablo 4: İndirimler
(32) Önceki Dönem KDV
(33) Bu Dönem İnd.KDV
(37) İndirim Toplamı
Tablo 5: Sonuç Hesapları
(38) Tecil Edilecek KDV
: 15.700
: 132.600
:148.300
: 19.100
(39) Ödenmesi Gereken KDV (31-37-38): 0
(19.100)
(40) İade Edilmesi Gereken KDV
:0
(41) Sonraki Döneme Dev. KDV (37-31-40)
:0
İstisnalar ve İade Hakkı Doğuran İşlemlere İlişkin Bildirim
Tablo 9 Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler
(83) İhraç Edilen Teslimlerle İlgili Tecil Edilemeyen KDV
:0
Tablo 10: İhraç Kaydıyla Teslimler
Teslim ve Hizmet Bedeli
: 350.000
(88) Hesaplanan KDV
: 63.000
(89) Tecil Edilebilir KDV
: 63.000
(90) İhracatın Gerçekleştiği Dön. İade
Edilecek Tecil Edilemeyen KDV (89-38)
: 43.900
İhraç Kayıtlı Satışta İhraç Edilen Malın Aynen
Satılması
• İhracatçının ihraç kaydıyla aldığı malı değiştirmeden, başka bir deyişle
imalatçının teslim ettiği şekilde ihraç etmesi gerekmektedir.
• Ancak, ihraç edilecek mal ile bu malın eklentisi veya ayrılmaz parçası
niteliğindeki malların ihraç kaydıyla teslim edilmesi ve bunların
ihracının tek bir mal olarak gerçekleştirilmesi halinde, asıl malın yanı
sıra eklenti veya ayrılmaz parça niteliğindeki malların yurt dışındaki
müşteriye kesilen faturada ve gümrük beyannamesinde ayrıca yer
almasına bağlı olarak tecil-terkin sistemi kapsamında işlem yapılması
mümkündür. Bu şekilde gerçekleşen işlemlere ait gümrük
beyannamelerinde ihracatçılara ihraç kaydıyla mal teslim eden
imalatçı-tedarikçi firmaların isim ve unvanlarının yer alması gerektiği
de tabiidir. (87 nolu Tebliğ)
• Tecil-terkin sistemi kapsamında teslim alınan malların ihracında
ambalaj maddesi veya malzemesi olarak kullanılan ve ihracat faturası
ile gümrük beyannamesinde yer alan veya beyanname eklerinde
gümrük makamlarınca doğruluğu konusunda meşruhat verilen mallar
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesi kapsamında işlem
görebileceklerdir. (91 nolu tebliğ)
İhraç Kayıtlı Teslimlerde Aleyhe Oluşan Kur
Farkı
KANUNİ DÜZENLEMELER:
1. KDV matrahının teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden
bedel olduğu; bedel deyiminin, alıcının ödediği veya borçlandığı para,
mal ve diğer şekillerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği hükme
bağlandıktan sonra, 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz vb.
unsurların matraha dahil bulunduğu belirtilmiştir. (M.20)
2. Bedelin döviz ile hesaplanması halinde, dövizin vergiyi doğuran
olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına
çevrileceği ve 35’inci maddesinde ise
matrahta değişiklik
vukubulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan
mükelleflerin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap
olan mükellefin ise indirim hakkı bulunan vergiyi değişikliğin
mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönemde
düzelteceği hükme bağlanmıştır.(M.26)
İhraç Kayıtlı Teslimlerde Aleyhe Oluşan Kur Farkı
• Yukarıda bahsedilen hükümler birlikte dikkate alındığında; döviz ile yapılan
•
işlemlerde veya dövize endeksli olarak yapılan işlemlerde, teslim veya
hizmetin karşılığını teşkil eden döviz tutarının vergiyi doğuran olayın
meydana geldiği tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilerek KDV
matrahının belirlenmesi, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarih ile
bedelin nakden veya hesaben ödendiği tarihler arasında farklılık olması
halinde ise nakden veya hesaben ödemenin gerçekleştirildiği tarihe kadar
oluşan kur farkı üzerinden KDV hesaplanarak faturada gösterilmesi gerektiği
sonucuna ulaşılmaktadır. Buna göre, alım-satım işlemlerinde teslim bedelinin
döviz cinsinden belirlenmesi ve vergiyi doğuran olay ile bedelin ödendiği
tarihler arasında kur farkı oluşması halinde, kur farkının alıcı lehine oluşması
halinde alıcı, satıcı lehine oluşması halinde ise satıcı tarafından diğer tarafa
kur farkından kaynaklanan bu tutar için fatura düzenlemesi ve üzerinden
KDV hesaplanması gerekmektedir.
İhrcatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek katma değer vergisi,
ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden
imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin
düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olmaz”.(M.11/C- 5228 S.K. 31.07.2004)
ÖRNEK
Teslim ve Hiz. Kar.
Teş.Ed.Bedel
:600.000 TL
(Yurtiçi 250+ İhraç kaydıyla teslim
350)
Hesaplanan KDV
:108.000 TL
Toplam İnd. KDV
:58.000 TL
İnd. Sonraki KDV
:50.000 TL
Tecil Edilebilir KDV :63.000 TL
(350 x 0.18)
Tecil Edilecek KDV :50.000 TL
İade Edilecek KDV :13.000 TL
İmalatçı aleyhine kurdaki düşme
nedeniyle KDV’si 5.000 TL olan
kur farkı oluşmuşsa
Hesaplanan KDV
İndirilecek KDV
(58.000 + 5.000)
İnd. Sonraki KDV
Tecil Edilebilir KDV
(350 x .18- 5 )
Tecil Edilecek KDV
İade Edilecek KDV
:108.000 TL
:63.000 TL
:45.000 TL
:58.000 TL
:45.000 TL
:13.000 TL
İhraç Kayıtlı Teslimlerde Aleyhe Oluşan
Kur Farkı
Böylece 14 seri nolu KDV sirküleri ile aleyhe
oluşan kur farklarından kaynaklanan KDV’nin
imalatçılar tarafından indirim konusu yapılması
yönünde yapılan uygulama ile imalatçılara
tanınan avantaj, 5228 sayılı kanun ile yapılan
değişiklik sonucu ortadan kaldırılmıştır.
5228 Sayılı Kanun hükmünün uygulanması
sonucu, imalatçı aleyhine oluşan kur farkı
nedeniyle hesaplanan KDV iade tutarı kadar
azalmış olmaktadır.
TEVKİFAT UYGULAMASI KAPSAMINA ALINAN MALLARIN İHRAÇ
KAYITLI TESLİMİ VE SÖZ KONUSU MALLARIN İHRAÇ EDİLMEMESİ
DURUMUNDA NE OLUR
• KDVK m.11/1-c’de ihraç kayıtlı teslimlere ait KDV’nin ihracatçılar
tarafından imalatçılara ödenmeyeceği, ancak tahsil edilmeyen
KDV’nin imalatçılar tarafından beyan edileceği hükme bağlanmıştır.
• Tevkifat uygulaması kapsamına alınan malların ihraç kayıtlı
teslimlerinde, teslim bedelleri
üzerinden hesaplanan
KDV’nin
tevkifata tabi tutulmadan
verginin tamamının satıcılar
tarafından beyan edilmesi ve genel hükümler çerçevesinde tecil –
terkin ve iade işlemine tabi tutulması gerekir.
• İhraç kaydıyla teslimi yapılan malların ihraç edilmemesi durumunda,
genel esaslara göre işlem yapılması gerekmektedir. (İhracat 3 ay
içinde gerçekleşmezse tecil edilen vergi terkin edilir. İhracatın
belirlenen şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi halinde tecil
olunan vergi gecikme zammıyla tahsil olunur.)
HİZMET İHRACATI
• İhracat teslimlere ilişkin hizmetler
• Yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler
• Serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason
hizmetler
• Karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming
anlaşmaları
çerçevesinde
müşteriler için Türkiye'de
hizmetleri
KDV’den istisnadır.
yurt
dışındaki
verilen roaming
HİZMET İHRACATI
 Roaming hizmetleri uluslar arası cep telefonu konuşma hizmetlerini
ifade etmektedir. Yurt dışındaki
GSM operatörleri roaming
hizmetlerinde KDV uygulamazken ülkemizde faaliyet gösteren
operatörlerin yurtdışındaki operatörlerin abonelerine Türkiye’de
verdiği hizmetlerden vergi alınması rekabeti bozmaktadır. KDVK’da
yapılan değişiklikle bu hizmetler istisna kapsamına alınmıştır.
 04.06.2008 tarihinden geçerli olmak üzere serbest bölgelerde
bulunan müşterilere yapılan fason hizmetlerde ihracat istisnası
kapsamında değerlendirilecektir. Bu istisna uygulamasında fason
hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının devralınmaksızın
ücreti karşılığı belirli işlemlere tabi tutularak/işlemlerden geçirilerek
tasarruf veya mülkiyet hakkı sahibine iade edilmesini ifade edecektir.
Buna göre, serbest bölgeden gönderilen ana madde ve
malzemelerin, yurt içinde bulunan işletmelerde çeşitli işlemlere tabi
tutulduktan sonra yeniden serbest bölgeye gönderilmesi suretiyle
verilen fason hizmetler istisna kapsamında değerlendirilecektir. (110
seri numaralı KDVGT)
HİZMET İHRACATI
• Yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri,
kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile
yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında
kendi adına müstakilen faaliyet gösteren
şubelerini ifade eder.
• Bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan
hizmet sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine
getirilmiş olmalıdır.
1. Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için
yapılmış olmalıdır.
2. Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır.
HİZMET İHRACATININ ŞARTLARI
• Hizmet Türkiye’de, yurt dışındaki bir müşteri
yapılmalıdır.
• Fatura veya benzeri belge yurtdışındaki müşteri
adına düzenlenmelidir.
• Hizmetten yurtdışında yararlanılmalıdır.
• Hizmetin
bedeli
döviz
getirilmelidir. (32 Sayılı Kararla
olarak
Türkiye’ye
yapılan değişiklik sonrası ticari
amaçlarla ihraç edilen malların bedelinin 08.02.2008 tarihinden itibaren
ihracatçılar tarafından tasarrufunun serbest bırakılmıştır. Ancak 2008/2 sayılı
iç genelge ile Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da
yapılan değişikliğin, KDV hizmet ihracat istisnası uygulamasına bir etkisinin
bulunmadığı, “hizmet ihracı” ile “bavul ticareti” ve ‘bavul ticareti kapsamında
ihracat yapanlara ihraç kaydıyla teslimler’den kaynaklanan katma değer
vergisi iade işlemlerinde döviz alım belgesinin aranılmasına yeni bir
düzenleme yapılıncaya kadar devam edileceği belirtilmiştir.)
HİZMET İHRACATI
• Yurt dışındaki müşteriler için ifa edilen
hizmetlerin, hizmetin ifa edildiği dönemde,
bedelin döviz olarak Türkiye'ye gelmesi
beklenilmeden
ihracat
istisnası
kapsamında beyan edilecektir.
• Ancak, bu şekilde beyan edilen işlemlerle
ilgili yüklenilen ve indirim konusu
yapılamayan vergilerin KDV Kanununun 32
nci maddesi kapsamında iadesi hizmet
bedeli döviz olarak Türkiye'ye gelmeden
yerine getirilmeyecektir. (113 Seri Nolu
Tebliğ)
HİZMETTEN YURTDIŞINDA YARARLANMAYA
İLİŞKİN ÖRNEKLER
• Türkiye'de tam mükellef durumunda olan
Akpınar Mühendislik Ltd. Şti. Ürdün'de bulunan
bir firma ile yaptığı anlaşma uyarınca bu firmaya
bir tekstil fabrikası projesi çizimini yapmış ve
buna ait bedeli T.C. Merkez Bankası aracılığı ile
tahsil etmiştir. Bu proje çiziminde yukarıda
belirtilen şartların tümü gerçekleştiğinden, bu
hizmet işi, hizmet ihracatı istisnasından
yararlanacak ve Akpınar Mühendislik Ltd. Şti.
firması,
keseceği
faturada
KDV
hesaplamayacaktır.
HİZMETTEN YURTDIŞINDA YARARLANMAYA
İLİŞKİN ÖRNEKLER
• Türkiye'de yerleşik olan ve seyahat acentalığı yapan Gezi
Turizim A.Ş. yurt dışında bulunan bir seyahat acentasının
gönderdiği turist grubuna konaklama, tur düzenleme ve
yeme-içme hizmeti vermektedir. Bu mükellef, söz konusu
hizmeti karşılığında, 15.000 TL para almıştır. Türkiye'deki
seyahat acentası aldığı bu paranın 13.500 TL kısmını, turist
grubunun
Türkiye'deki
konaklama,
yeme-içme
gibi
masraflarında kullanmıştır. Yaptığı bu masraflardan sonra
kendisine 1.500 TL kalmıştır.Bu durumda bu mükellef yabancı
seyahat acentasına 1.500 TL hizmette bulunmuştur. Bu
hizmetten yabancı seyahat acentası yararlandığından bu
tutara KDV uygulanmayacak ve hizmet ihracatı kapsamında
işlem yapılacaktır. Ancak, adı geçen mükellefin turist grubuna
Türkiye'de verdiği yeme-içme, konaklama gibi hizmetlerden,
Türkiye'de yararlanıldığından, bu hizmetler vergiye tabi
tutulacaktır
YOLCU BERABERİNDE EŞYA İLE
İHRACAT
 Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak
Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında Katma
Değer Vergisi tahsil edilir. Ancak gümrükten malın çıkışı
anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen Katma
Değer Vergisi iade olunur. (m. 11/1-b)
 Türkiye’ye geçici olarak gelen kişilerin Türkiye’den satın
aldıkları malları yurtdışına çıkarmaları halinde, malların
yurtdışında tüketimi söz konusu olduğundan ihracat
benzeri bir durum ortaya çıktığı için KDVK 11/1-b
bendine göre, Türkiye’de ikamet etmeyen yolcuların
satın aldığı mallara ödediği KDV, bu malların yurtdışına
çıkarılması üzerine iade edilecektir.
Yolcu Beraberinde Eşya İle
İhracatın Şartları (43 nolu tebliğ)
1. Söz konusu istisnadan, Türkiye'de ikamet etmeyen ve satın
aldığı malı yurt dışına götüren Türk uyruklu veya yabancı
uyruklu alıcılar faydalanabilecektir.
2. Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara tanınan istisna
kapsamındaki satışlar vergi dairesinden "izin belgesi" almış,
gerçek usulde katma değer vergisi mükellefleri tarafından
yapılabilir.
3.Her türlü mal teslimi istisna kapsamına girer. Hizmet
ifalarında istisna uygulanamaz.
4. Alıcının istisna kapsamında satış yapabilen satıcılardan aldığı
malların faturada gösterilen vergisiz bedelleri toplamının
tebliğlerle belirlenen tutarın üzerinde olması halinde istisna
uygulanacaktır.
Yolcu Beraberinde Eşya İle
İhracatta İade Usulü
• İstisna, verginin önce tahsil edilip, malın yurt dışına
çıkarılmasından sonra iade edilmesi şeklinde uygulanacaktır.
Buna göre, satış sırasında düzenlenecek faturada toplam mal
bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp ayrıca
gösterilecek ve alıcıdan tahsil edilecektir. Bu vergi ilgili dönem
beyannamesinde genel esaslar çerçevesinde beyan edilip
ödenecektir. Bu vergi alıcıya aşağıdaki açıklamalara göre iade
edilecektir.
• Alıcılar malın satışı sırasında kendilerinden tahsil edilen vergiyi
aşağıdaki şekillerde geri alabileceklerdir.
1. İadenin Gümrükten Çıkarken Alınması
2. İadenin Gümrük Çıkışından Sonra Alınması
3. Verginin Elden İadesi
4. İadenin Avans Olarak Ödenmesi
5. İadenin Yetki Belgesine Sahip Aracı Firmalardan
Alınması
BAVUL TİCARETİ (61 NOLU Tebliğ)
• Tebliğe göre; vergi dairesine başvurarak "Türkiye'de İkamet Etmeyenlere Döviz
Karşılığı Satışlarda Katma Değer Vergisi ihracat İstisnası İzin Belgesi" (kısaca
"İstisna Belgesi" olarak anılacaktır) alan mükellefler, bu tür satışlarını katma
değer vergisi tahsil etmeden yapabileceklerdir.
• İstisna Belgesine sahip mükellefler, 43 Seri Tebliğde tarif edilen Türkiye'de ikamet
etmeyenlere döviz karşılığı yaptıkları satışlarda, aşağıdaki şartların mevcudiyeti
halinde katma değer vergisi tahsil etmeden işlem yapabileceklerdir.
Şartları:
a) Yapılan mal satışlarının faturada gösterilen vergisiz bedelleri toplamının 600
liranın üzerinde olması gerekmektedir.
b) Bu kapsamdaki satışlarda şekil ve muhtevası Maliye Bakanlığı ile Gümrük
Müsteşarlığı tarafından belirlenen bu Tebliğ ekindeki örneğe uygun "Özel Fatura"
nın kullanılması gerekmektedir
c) Satış bedeline ait döviz bankalara veya Özel Finans Kurumlarına (Katılım
Bankalarına) satılacak ve buna ilişkin olarak düzenlenecek döviz alım belgesinin
aslı veya noter onaylı örneği, ilgili döneme ait katma değer vergisi beyannamesine
eklenecektir.
d) Satın alınan malların satın alma tarihinden itibaren 3 ay içinde Maliye
Bakanlığının görüşü üzerine Gümrük Müsteşarlığınca Belirlenecek gümrük
kapılarından yurt dışına çıkarılması ve bu gümrük kapılarında onaylatılan Özel
Faturaların çıkış tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde satıcıya intikal etmiş olması
gerekmektedir.
BAVUL TİCARETİ (61 NOLU Tebliğ)
• Türkiye'de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı satışlarda Katma
Değer Vergisi İhracat İstisnası İzin Belgesi alan mükelleflere
imalatçılar tarafından yapılacak ihraç kaydıyla teslimlerde, 3065
Sayılı Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında işlem yapılabilecektir.
• İstisna Belgesine sahip satıcıların, Türkiye'de ikamet etmeyenlere,
43 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğindeki açıklamalara
göre vergi tahsil ederek istisna kapsamında satış yapmaları da
mümkündür.
• ÖNEMLİ NOT (84 numaralı tebliğ ile getirilen düzenleme) 61 Seri
No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca Türkiye’de ikamet
etmeyenlere döviz karşılığı özel fatura ile satış yapanlara ihraç
kaydıyla teslimde bulunanların iade talepleri münhasıran mahsup
yoluyla yerine getirilir. Bir başka ifade ile bu mükelleflere nakden
iade yapılmaz.
BAVUL TİCARETİ İLE İLGİLİ YENİ
DÜZENLEME
• Özel fatura üzerindeki bilgilerin yetersizliği nedeniyle uygulamada
sorunlar yaşandığı anlaşılmış olup, uygulamanın daha sağlıklı bir
şekilde yürüyebilmesi bakımından, "Ölçü Birimi" ve "Ağırlık"
bilgilerini ihtiva eden iki sütun eklenmesi amacıyla özel faturada
değişiklik yapılması uygun görülmüştür.
• 114 seri nolu KDV tebliği ekinde örneği yer alan yeni özel faturalar
bastırılıp kullanılıncaya kadar, 64 Seri No.lu KDV Genel Tebliği
ekindeki özel faturaların kullanılması da mümkün bulunmaktadır.
Ancak, bu durumda özel faturanın (bütün nüshalarında görülecek
şekilde) arkasına, teslime konu malların piyasadaki tedavülü
esnasında mutad olarak kullanılan ölçü birimine ilişkin (kutu, koli,
adet, kg, litre, metre ... vb.) bilgiler ile fatura muhteviyatı malların
kg ölçü birimi dikkate alınarak hesaplanacak ağırlığı yazılacak ve izin
belgeli satıcı tarafından kaşe tatbik edilerek imzalanacaktır.
YABANCI SİNEMA YAPIMCILARINA TANINAN
İSTİSNA
• KDV Kanununun 11/1-b maddesine 5904 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle
eklenen alt bentte "14/7/2004 tarihli ve 5224 sayılı Sinema Filmlerinin
Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun
kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan sinematografik
eserlere ilişkin yabancı yapımcılar tarafından satın alınacak 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 232 nci maddesinde yer alan ve ilgili yılda uygulanmakta olan haddin
üzerindeki mal ve hizmetler nedeniyle ödenen katma değer vergisi yapımcılara
iade olunur." hükmüne yer verilmiştir.
• Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayan yabancı
•
•
yapımcılar, Türkiye'de gelir, kurumlar ve KDV mükellefiyetini gerektiren herhangi
bir faaliyetleri olmaması kaydıyla, 14/7/2004 tarihli ve 5224 sayılı Sinema
Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında
Kanun kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan
sinematografik eserlerin yapımına ilişkin olarak verilen çekim izin süresi içinde
satın alacakları veya ithal edecekleri mal ve hizmetler için bu uygulamadan
yararlanacaktır.
İstisna, mal ve hizmet alımları ile ithalat sırasında ödenen KDV'nin vergi
dairesinden iade olarak talep edilmesi suretiyle uygulanacaktır.
İade talebi, yabancı yapımcıların Kültür ve Turizm Bakanlığından aldıkları film
çekim izin süresinin dolmasının sonrasında, ilgili vergi dairesine verilecek bir
dilekçe ile yapılır. İade talepleri münhasıran Yeminli Mali Müşavir (YMM) raporu
ile yerine getirilir. Bu raporlarda iade için üst limit aranmayacaktır.
ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL
ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI
VE YATIRIMLARDA İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
•
ARAÇLARA İLİŞKİN İSTİSNA
Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve
demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve
araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde
işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan
deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının,
yüzer tesis ve araçlarının teslimleri, bu araçların
imal ve inşaası ile ilgili olarak yapılan teslim ve
hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı
şeklinde ortaya çıkan hizmetler ve (6111 s.k. İle
eklenen ibare) faaliyetleri deniz taşıma araçları
yüzer tesis ve araçlarının imal ve inşası olanlara
bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak
yapılacak teslim ve hizmetler KDV’den istisnadır.
ARAÇLARA İLİŞKİN İSTİSNADA ARAÇLARIN
SİPARİŞ ÜZERİNE İMAL VE İNŞASI
• ARAÇLARI SİPARİŞ ÜZERİNE FİİLEN İMAL VE İNŞA EDENLER
Söz konusu araçları aldıkları sipariş üzerine fiilen imal ve inşa edenlerin
bu işle ilgili mal ve hizmet alımlarında istisna uygulanacaktır. Bu
durumda, siparişi alarak imal ve inşa işini fiilen yapan mükellefe
verilecek istisna belgesinde sipariş üzerine yapılan araç imal ve inşası ile
ilgili mal ve hizmet alımlarında geçerli olduğu belirtilecektir. Sipariş
üzerine iş yapanlar, bu işte kullanacakları mal ve hizmetleri istisna
belgesine dayanarak KDV uygulanmaksızın istisna kapsamında temin
edebileceklerdir.
• ARAÇLARI SİPARİŞ VEREREK İMAL VE İNŞA EDENLER
Sipariş verene sadece aracı filen imal ve inşa edenin kendisine yaptığı
hizmet için geçerli olmak üzere bir istisna belgesi verilecektir. Bu belge
siparişi verenin aracın imal ve inşası ile ilgili diğer mal ve hizmet
alımlarında kullanılmayacaktır. Siparişi verenin, aracın imal ve inşasında
kullanılacak mal ve hizmetleri kısmen veya tamamen kendisinin temin
etmesi halinde, bu mal ve hizmetlerin alımlarında genel esaslara göre
KDV uygulanacaktır.
• Yurt içinde yerleşik finansal kiralama şirketlerince kiraya
•
verilmek üzere uçak satın alınması işlemi KDVK m.13/a
kapsamında KDV’den istisnadır.
İthalat istisnasında görüleceği üzere; yurtiçi teslimleri
vergiden istisna edilen mal ve hizmetlerin ithali de
KDV’den
istisna
olduğundan,
finansal
kiralama
şirketlerince kiraya verilmek üzere uçak ithal edilmesi
KDVK m.16/1-a gereğince istisnadır.
• KDVK m.13/a kapsamında
teslimleri vergiden istisna
olan araçların; faaliyetleri kısmen veya tamamen bu
araçların kiralanması veya çeşitli şekilde işletilmesi olan
mükelleflere kiralanmasında KDV oranı %1, bunun
dışında kalan mükelleflere yapılan kiralamalarda KDV
oranı % 18’dir.
ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL
ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI
VE YATIRIMLARDA İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
• Deniz Ve Hava Taşıma Araçları İçin Liman Ve
•
Hava Meydanlarında Verilen Hizmetler Yeniden
Tam İstisnalar Kapsamına Dahil Edilmiştir.
Bu şekilde, deniz ve hava taşıma araçları için
liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler
için yüklenilip indirim konusu yapılan ancak
indirim mekanizması yoluyla giderilemeyen
KDV’nin iadesi tekrar mümkün hale gelmiş
olmaktadır.
ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL
ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI
VE YATIRIMLARDA İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
• Altın, gümüş ve platin ile ilgili arama, işletme,
•
•
zenginleştirme ve rafinaj faaliyetleri ile 6326 sayılı Petrol
Kanunu hükümlerine göre yapılan petrol arama
faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri
yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile aynı kanun
hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık yapanlara bu
bu hatların inşaat ve modernizasyonuna ilişkin yapılan
teslim ve hizmetler KDV’den istisnadır.
5228 S.K. İle yapılan değişiklikle istisna, altın, gümüş ve
platin ile ilgili arama, işletme, zenginleştirme ve rafinaj
faaliyetlerine yönelik teslim ve hizmetleri de kapsayacak
hale getirilerek, ülke ekonomisi bakımından büyük önem
taşıyan bu faaliyetlerin katma değer vergisinden istisna
edilmek suretiyle vergiden arındırılması sağlanmıştır.
Bu faaliyetlere ilişkin olmak üzere bu faaliyetleri
yürütenlere yapılan teslim ve hizmetlerle ilgili yüklenilen ,
ancak indirim mekanizması yoluyla giderilemeyen KDV’si
iadeye konu edilecektir.
ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL
ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI
VE YATIRIMLARDA İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
• Yatırım Teşvik Belgesi sahibi mükelleflere belge
kapsamındaki makina ve teçhizat teslimleri
KDV’den istisnadır. Ancak
yatırımın teşvik
belgesinde
öngörüldüğü
şekilde
gerçekleşmemesi halinde, zamanında alınmayan
vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak
gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Zamanında
alınmayan vergiler ile vergi cezalarında
zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın
kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği
tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren
başlar.
YATIRIM TEŞVİK BELGESİ SAHİBİ MÜKELLEFLERLERİN
FİNANSAL KİRLAMA YOLUYLA MAKİNE VE TEÇHİZAT TEMİNİ
• Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında karar gereği,
finansal kiralama şirketleri aracılığıyla gerçekleştirilecek
yatırımlarda finansal kiralama şirketi adına teşvik belgesi
düzenlenmez.
• Adına
teşvik belgesi düzenlenen
dairesinden konu ile ilgili yazı alır.
yatırımcı
vergi
• Finansal kiralama şirketleri aracılığıyla gerçekleşecek
yatırımlar için, finansal kiralama şirketlerinin teşvik
belgesi sahibi firmalara kiralanmak üzere
teslim
alacakları makine ve teçhizat için, bu yazı ile KDVK
m.13/d kapsamında istisna uygulanır.
ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL
ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI
VE YATIRIMLARDA İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
Limanlar Ve Hava Meydanlarının İnşası,
Yenilenmesi Ve Genişletilmesi İşlerini Fiilen
Kendisi Yapan Veya Yaptıran Mükelleflere Bu
İşlere İlişkin Olarak Yapılan Mal Teslimleri Ve
İnşaat Taahhüt İşleri Kdv’den İstisna Edilmiştir.
• 01.08.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
maddeye eklenen e bendi ile, limanlar ve hava
meydanlarının inşası, yenilenmesi ve genişletilmesi
işlerini fiilen kendisi yapan veya yaptıran mükelleflere bu
işlere ilişkin olarak yapılan mal teslimleri ve inşaat
taahhüt işleri katma değer vergisinden istisna edilerek
katma değer vergisi yönünden tam istisna kapsamına
alınmıştır.
ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL
ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI
VE YATIRIMLARDA İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
İç Ve Dış Güvenlik Kuruluşlarına Milli Savunma Ve İç
Güvenlik İhtiyacı İçin Yapılacak Silah, Makine, Cihaz ,
Sistem Ve Benzeri Alımlarına İlişkin Teslim Ve Hizmetler
İle Bu İşlemleri Yapacak Olanlara İşlemle İlgili Olarak İfa
Edilecek Teslim Ve Hizmetler Kdv’den İstisna Edilmiştir
Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Milli
İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve
Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğüne milli savunma ve iç
güvenlik ihtiyaçları için uçak, helikopter, gemi, denizaltı, tank,
panzer, zırhlı personel taşıyıcı, roket, füze ve benzeri araçlar,
silah, mühimmat, silah malzeme, teçhizat ve sistemleri ile
bunların araştırma-geliştirme, yazılım, üretim, montaj, yedek
parça, bakım-onarım ve modernizasyonuna ilişkin olarak
yapılan teslim ve hizmetler ve bu teslim ve hizmetleri
gerçekleştirenlere bu kapsamda yapılacak olan, miktarı ve
nitelikleri yukarıda sayılan kuruluşlarca onaylanan teslim ve
hizmetler KDV’den istisnadır.
ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL
ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI
VE YATIRIMLARDA İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
• 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer
alan malların Başbakanlık Merkez Teşkilatına teslimi KDV’den istisna
dır.Buna göre, ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan otobüs,
minibüs, midibüs, binek otomobili vb. araçların Başbakanlık Merkez
Teşkilatına teslimi KDV’den istisna bulunmaktadır. İstisnadan sadece
Babakanlık Merkez Teşkilatı yararlanacak olup, taşra teşkilatının
veya merkez teşkilatı ile bir ilgisi bulunmayan bağlı diğer kurum ve
kuruluşların istisnadan yararlanması mümkün değildir.
• 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununa göre
düzenlenen ürün senetlerinin ürün ihtisas borsaları ile Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı’ndan ürün senedi alım-satımı konusunda izin alan
ticaret borsaları aracılığıyla ilk teslimi KDV’den istisna edilmiştir.
TAŞIMACILIK İSTİSNASI (TAM İSTİSNA)
• Transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan
taşımacılık işlerinde, Bakanlar Kurulu tarafından
belirlenecek taşıma işleri vergiden müstesnadır. Bu
istisna, ikametgâhı, kanunî merkezi ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan mükelleflere, ilgili ülkeler
itibariyle karşılıklı olmak şartıyla tanınır. Bakanlar Kurulu
bu yetkisini en geniş şekilde kullanarak 84/8889 sayılı
kararname ile;
- Yabancı bir ülkede başlayıp Türkiye’de sona eren,
- Türkiye’de başlayıp yabancı bir ülkede sona eren,
- Yabancı bir ülkede başlayıp, Türkiye’den geçip, yine bir
yabancı ülkede sona eren yük ve yolcu taşıma işlerinin
tamamını KDV ‘den müstesna tutmuştur.
DİPLOMATİK İSTİSNA (TAM İSTİSNA)
 Karşılıklı olmak kaydıyla, yabancı devletlerin Türkiye'deki
diplomatik temsilciliklerine, konsolosluklarına ve bunların
diplomatik haklara sahip mensuplarına yapılan teslim ve
hizmetler ve
 Uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan
uluslararası kuruluşlara ve bunların mensuplarına yapılan
teslim ve hizmetler KDV’den istisnadır.
• Diplomatik istisnadan
yararlanacak olan
teslim ve
hizmetler Dışişleri Bakanlığınca belirlenecektir.
• İadenin uygulama biçimi ile ilgili olarak 113 seri numaralı
tebliği okuyunuz!
İTHALAT İSTİSNASI (KISMİ İSTİSNA)

Bu Kanuna göre teslimleri vergiden istisna edilen mal ve
hizmetlerin ithali

4458 sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesi [(5) numaralı
fıkrasının (a) bendi ile (7) numaralı fıkrası hariç], geçici ithalat ve
hariçte işleme rejimleri ile geri gelen eşyaya ilişkin hükümleri
kapsamında gümrük vergisinden muaf veya müstesna olan eşyanın
ithali, (Bu Kanunun 11 inci maddesinde düzenlenen ihracat
istisnasından yararlanarak ihraç olunan ancak, Gümrük Kanununun
168, 169 ve 170 inci maddelerinde belirtildiği şekilde geri gelen
eşyanın ithalat istisnasından faydalanabilmesi için, bu eşyayla ilgili
olarak ihracat istisnasından faydalanılan miktarın gümrük
idarelerine ödenmesi veya bu miktar kadar teminat gösterilmesi
şarttır.)
Gümrük Kanunundaki transit ve gümrük antrepo rejimleri ile
geçici depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı mallar,

KDV ‘den istisnadır.
•
Gümrük Kanununa göre geri gelen eşyanın dışarıda bir işleme tabi
tutulması veya asli kısmına bir ilave yapılması halinde eşyanın
kazandığı değer farkı istisnaya dahil değildir
GÜMRÜKSÜZ SATIŞ MAĞZALARININ TESLİMLERİ
• KDV Kanununun 1/2 nci maddesine göre, her türlü mal ve hizmet
ithalatı KDV'ye tabi tutulmuştur. KDV Kanununun ithalat istisnasını
düzenleyen 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının; (b) bendi ile, 4458
sayılı Gümrük Kanununun 167 nci maddesi [(5) numaralı fıkrasının
(a) alt bendi ile (7) numaralı fıkrası hariç] kapsamında gümrük
vergisinden muaf veya müstesna malların ithali, (c) bendi ile,
Gümrük Kanunundaki transit ve gümrük antrepo rejimleri ile geçici
depolama ve serbest bölge hükümlerinin uygulandığı malların
teslimi, KDV'den müstesnadır.
• Gümrük mevzuatı uyarınca gümrük antreposu sayılan
gümrüksüz satış mağazalarının gerçekleştirdikleri mal
teslimleri KDV Kanununun 16 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi uyarınca KDV'den müstesnadır.
SOSYAL VE ASKERİ AMAÇLI
İSTİSNALAR İLE DİĞER İSTİSNALAR
(KISMİ İSTİSNA)
DÖRT ANA BAŞLIK ALTINDA TOPLAMAK MÜMKÜNDÜR
1.Kültür ve eğitim amacı taşıyan istisnalar
2. Sosyal amaç taşıyan istisnalar
3. Askeri amaç taşıyan istisnalar
4. Diğer istisnalar
KÜLTÜR VE EĞİTİM AMACI TAŞIYAN
İSTİSNALAR (M. 17/1)
•
Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri,
belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler,
üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla
kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî partiler ve
sendikalar, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli
ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı
dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların:
1. İlim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve
teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri
2. Tiyatro, konser salonu, kütüphane, sergi, okuma ve
konferans salonları ile spor tesisleri işletmek veya
yönetmek suretiyle ifa ettikleri kültür ve eğitim
faaliyetlerine ilişkin teslim ve hizmetleri, KDV’den
istisnadır.
SOSYAL AMAÇ TAŞIYAN İSTİSNALAR (M. 17/2)
• Kültür ve Eğitim Amacı taşıyan istisnalarda bahsi geçen kurum ve
•
•
•
•
kuruluşların hastane, nekahathane, klinik, dispanser, prevantoryum,
sanatoryum, kan bankası ve organ nakline mahsus bankalar, anıtlar,
botanik ve zooloji bahçeleri, parklar ile veteriner, bakteriyoloji,
seroloji ve distofajin laboratuvarları gibi kuruluşlar, öğrenci veya
yetiştirme yurtları, yaşlı ve sakat bakım ve huzurevleri, parasız fukara
aşevleri, düşkünevleri ve yetimhaneleri işletmek veya yönetmek
suretiyle ifa ettikleri kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri
KDv’den istisnadır.
Ayrıca;
Özel okullarca bedelsiz verilen eğitim, öğretim hizmetlerinde ilgili
dönemdeki kapasitelerinin % 10’nu, öğrenci yurtları tarafından
bedelsiz verilen yurt hizmetlerinde ilgili dönemdeki kapasitelerinin %
10’nu, üniversite ve yüksekokullarda ise % 50’sini geçememek üzere
verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetleri,
Kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak yapılan mal
teslimi ve hizmet ifaları,
Birinci fıkrada belirtilen kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan mal
teslim ve hizmet ifaları ile fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı
faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda,temizlik,
giyecek ve yakacak malzemelerinin teslimi, KDV’DEN İSTİSNADIR.
SOSYAL AMAÇ TAŞIYAN İSTİSNALAR (M. 17/2)
• Yabancı
devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilik ve
konsoloslukları ile yabancı hayır ve yardım kurumlarının, kültür ve
eğitim amacı taşıyan istisnalarda bahsi geçen kurum ve kuruluşlara
bedelsiz olarak yapacakları teslim ve hizmetlere ilişkin olarak
yapılan teslim ve hizmetler KDV’den istisnadır.
• 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki
tescilli taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon
projelerine münhasır olmak üzere, bu projelendirmelerden
yararlananlara verilen mimarlık hizmetleri ile projelerin uygulaması
kapsamında yapılacak teslimleri KDV’den istisnadır.
• Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kanunlarla
kendilerine verilen görev gereği ve kuruluş amaçlarına uygun ruhsat,
izin, onay ve benzeri hizmetleri ile bu hizmetlerle ilgili olarak
kullanılacak basılı kâğıtların bu kuruluşlar tarafından teslimi (motorlu
taşıtlar tescil plaka teslimleri hariç) KDV’den istisnadır.
ASKERİ AMAÇ TAŞIYAN İSTİSNALAR
(M.17/3)
Askeri fabrika, tersane ve atölyelerin
kuruluş amaçlarına uygun olarak yaptıkları
teslim ve hizmetler KDV’den istisnadır.
17’İNCİ MADDE KAPSAMINDAKİ DİĞER İSTİSNALAR
• Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde
vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler
• Gelir Vergisi Kanununa göre gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler ile
aynı Kanunun 66'ncı maddesine göre vergiden muaf olan serbest meslek
erbabı tarafından yapılan teslim ve hizmetler
• Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen işlemler ile Kurumlar
Vergisi Kanununa göre yapılan devir ve bölünme işlemleri ( Bu kapsamda
vergiden istisna edilen işlemler bakımından Katma Değer Vergisi Kanununun
30 uncu maddesinin (a) bendi hükmü uygulanmaz. İşlem sonunda faaliyetini
bırakan, bölünen veya infisah eden mükelleflerce yüklenilen ve indirilemeyen
vergiler, faaliyete başlayan veya devir ve bölünme sonrasında devredilen
veya bölünen kurumların varlıklarını devralan mükellefler tarafından mükerrer
indirime yol açmayacak şekilde indirim konusu yapılır.)
• İktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri
•
Banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler ve sigorta
aracılarının sigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerine ilişkin işlemleri
ile Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (24) numaralı bendinde
belirtilen kurumların kredi teminatı sağlama işlemleri,
KDV’den istisnadır.
17’İNCİ MADDE KAPSAMINDAKİ DİĞER İSTİSNALAR
• Darphane ve Damga Matbaası tarafından yapılan teslim ve hizmetler
ile Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen piyango,
sayısal loto, hemen kazan ve benzeri oyunların tertiplenmesi veya
oynanması
• Külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut,
zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia) döviz, para, damga
pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil ile kira sertifikaları
(6111 s.k), Türkiye’de kurlulu borsalarda işlem gören sermaye
piyasası araçları (6322 S.k) metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt,
cam hurda ve atıklarının teslimi,
• Ziraî amaçlı su teslimleri ile köy tüzel kişiliklerince köyde ikamet
edenlere yapılan ticarî amaçlı olmayan perakende içme suyu
teslimleri, kamu kuruluşları, tarımsal kooperatifler ve çiftçi birliklerince
yapılan arazi ıslahına ait hizmetler
• Serbest bölgelerde verilen hizmetler
KDV İstisnadır.
17’İNCİ MADDE KAPSAMINDAKİ DİĞER İSTİSNALAR
• Boru hattı ile yapılan yabancı ham petrol, gaz ve bunların
ürünlerinin taşınması hizmetleri
• Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin
kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa
ve işyeri teslimleri (3.7.2009 tarihinden itibaren konut
yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri istisna
olmaktan çıktı)
KDV’den istisnadır.
17’İNCİ MADDE KAPSAMINDAKİ DİĞER İSTİSNALAR
• 30.1.2002 tarihli ve 4743 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulan varlık
yönetim şirketlerinin bankalar, özel finans kurumları ve diğer mali
kurumlardan devraldığı alacakların tahsili amacıyla bu alacakların teminatını
oluşturan mal ve hakların (müzayede mahallinde satışı dahil) teslimi ile aynı
Kanuna göre finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmaları hükümleri
kapsamında yeniden yapılandırılan borçların ödenmemesi nedeniyle bu
borçların teminatını oluşturan mal ve hakların (müzayede mahallinde satışı
dahil) teslimi, (5228 Sayılı Kanunla Değişik)
• Bankalar Kanunu uyarınca; mal ve hakların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
teslimi ile bunların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından (müzayede
mahallinde satışı dahil) teslimi, bu Fonun devraldığı alacakların tahsili
amacıyla, bunların teminatını oluşturan mal ve hakların (müzayede mahallinde
satışı dahil) teslimi ve temettü hariç ortaklık haklarıyla yönetim ve denetimleri
devralınan şirketlerin aktiflerinin Fon alacaklarının tahsili amacıyla (müzayede
mahallerinde yapılan satışlar dahil) teslimi
• Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne verilen haber hizmetleri.
• Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin
verildiği gümrüklü sahalarda; ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile
transit rejim kapsamında işlem gören mallar için için verilen ardiye, depolama
ve terminal hizmetleri ile vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait
depo ve ardiye gibi bağımsız birimlerin kiralanması
KDV’den istisnadır.
17’İNCİ MADDE KAPSAMINDAKİ DİĞER
İSTİSNALAR
• Hazinece yapılan taşınmaz mal teslimi ve kiralamaları, irtifak hakkı
tesisi, kullanma izni ve ön izin verilmesi işlemleri ile TOKİ tarafından
yapılan arsa ve arazi teslimleri
• Özürlülerin eğitimleri, meslekleri,günlük yaşamları için özel olarak
üretilmiş her türlü araç,gereç ve özel bilgisayar programları
• SPK gereğince konut finansmanı amacıyla teminat gösterilen veya
ipotek konulan konutun, konut finansman kuruluşları, TOKİ, ipotek
finansman kuruluşları yada üçüncü kişilere teslimi ile bu şekilde
alınan konutun, konut finansman kuruluşları, TOKİ ve ipotek
finansman kuruluşları tarafından teslimi
17’İNCİ MADDE KAPSAMINDAKİ DİĞER İSTİSNALAR
•
5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında
düzenlenen ürün senetlerinin, 1 inci maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı
bendinin (d) alt bendi ile 13 üncü maddenin birinci fıkrasının (ğ) bendinde
belirtilen işlemler hariç olmak üzere, ürün ihtisas borsaları ile Sanayi ve
Ticaret Bakanlığından ürün senedi alım-satımı konusunda izin alan ticaret
borsaları aracılığıyla teslimleri (Bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemler
bakımından 30 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü
uygulanmaz.).
• Menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama
şirketlerine devri ile bu varlıkların varlık kiralama şirketlerince kiralanması ve
devralınan kuruma devri. (6111 s.k.)
• 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca
oluşturulan Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından münhasıran
uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin olarak verilen hizmetler. (6327 s.k.)
17’İNCİ MADDE KAPSAMINDAKİ DİĞER İSTİSNALAR
İŞTİRAK HİSSESİ VE GAYRİMENKUL SATIŞ İSTİSNASI
• Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan
iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle
gerçekleşen devir ve teslimleri, bankalara borçlu olanların
ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak
hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar
dahil) bankalara devir ve teslimleri
• İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapanların, bu
amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak
hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışındadır. Bu
şekilde teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve
teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla
giderilemeyen Katma Değer Vergisi, teslimin yapıldığı
hesap dönemine ilişkin Gelir veya Kurumlar Vergisi
matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınır.
• Gelir Vergisi Mükellefleri ?
KİRALAMA İŞLEMLERİ- (60 NOLU SİRKÜLER)
• KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai
faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
hizmetlerin; 1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci
maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin
KDV'nin konusuna girdiği hüküm altına alınmıştır.
• Aynı Kanunun 17/4-d maddesinde ise iktisadi işletmelere dahil
olmayan
gayrimenkullerin
müstesnadır.
kiralanması
işlemleri
KDV'den
• Buna göre, iktisadi işletmelerin her türlü kiralama işlemleri KDV
Kanununun 1/1 inci maddesine göre KDV'ye tabidir.
• Gelir vergisi açısından gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlansa
dahi bir işletme veya müessesenin belirli bir bedel ve süre dahilinde
başkasının kullanımına bırakılması şeklindeki işletme hakkının
kiralanması işlemleri Kanunun 1/3-f maddesine göre KDV'ye tabi
tutulacaktır.
KİRALAMA İŞLEMLERİ- ÖRNEKLER (60 NOLU
SİRKÜLER)
• Belediye ait arsanın kiraya verilmesi KDV Kanununun 17/4-d maddesine
göre KDV'den müstesnadır. Ancak arsanın, bu kurumların iktisadi
işletmesine dahil olması veya bu kiralama işlemi nedeniyle bir iktisadi
işletme oluşması halinde, söz konusu kiralama işlemi Kanunun 1/1 inci
maddesine göre KDV'ye tabi olacaktır.
• Devlet üniversitesi tarafından bir yerin çay bahçesi olarak işletilmek üzere
kiraya verilmesi durumunda işletme hakkının kiralanması söz konusu
olacağından, çay bahçesinin, kiraya veren kurumun bir iktisadi işletmesine
dahil olup olmadığına bakılmaksızın, bu kiralama işlemi Kanunun 1/3-f
maddesi gereğince KDV'ye tabi tutulacaktır.
• Belediyenin iktisadi işletmesine dahil olmayan gayrimenkulü, bankalara ATM
cihazı konulmak ya da banka şubesi olarak kullanılmak üzere kiraya vermesi
Kanunun 17/4-d maddesine göre KDV'den müstesnadır. Ancak, söz konusu
gayrimenkul belediye veya üniversitenin iktisadi işletmesine dahil ise bu
kiralama işlemi Kanunun 1 inci maddesine göre KDV'ye tabi olacaktır.
• Şehiriçi özel toplu taşıma hattının kiralanması, işletme hakkının kiralanması
niteliğinde olduğundan Kanunun 1/3-f maddesi kapsamında KDV'ye tabidir.
DİĞER İSTİSNALAR-GEÇ.M. 20
• 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri
Kanununa göre teknoloji geliştirme
bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin
kazançlarının
gelir
veya
kurumlar
vergisinden istisna bulunduğu süre içinde
münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve
sistem yönetimi, veri yönetimi, iş
uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve
askeri komuta kontrol uygulama yazılımı
şeklindeki teslim ve hizmetleri katma
değer vergisinden müstesnadır.
DİĞER İSTİSNALAR - GEÇ.M. 23
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA BEDELSİZ TESLİM EDİLECEK
BİLGİSAYARLARDA KATMA DEĞER VERGİSİ İSTİSNASI
İSTİSNANIN KAPSAMI
• Milli Eğitim Bakanlığı’na bedelsiz olarak yapılacak bilgisayar ve
donanımları ile bunlara ilişkin yazılım teslim ve hizmetleri Katma
Değer Vergisi’nden istisnadır.
• Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’na bedelsiz olarak bilgisayar ve donanımı
ile bunlara ilişkin yazılım teslim ve hizmetinde bulunacak olanlara
yapılacak teslimlerin de KDV’den istisna edilmiştir.
• Burada dikkat edilmesi gereken husus, Milli Eğitim Bakanlığına
yapılacak olan bu teslim ve hizmetlerin bedelsiz olmasıdır. Milli
Eğitim Bakanlığı’na belli bir bedel mukabili bilgisayar ve donanımı
veya bunlara ilişkin yazılım teslim ve ifasında bulunulmuş ise, bu
teslim ve hizmeti gerçekleştirenler ve anılan teslim ve hizmeti
gerçekleştirecek olanlara yapılacak olan teslim ve hizmet ifaları için
KDV istisnasından yararlanılması mümkün değildir.
• Geçici 23’üncü maddenin geçerlik süresi 31.12.2010 tarihi idi. Bu süre
6111 s.k. İle 31.12.2015’e uzatılmıştır. Bu tarihten sonra madde
kapsamında yapılacak olan teslim ve hizmet ifaları için KDV istisnası
söz konusu olmayacaktır.
DİĞER İSTİSNALAR - GEÇ.M. 23
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA BEDELSİZ TESLİM EDİLECEK
BİLGİSAYARLARDA KATMA DEĞER VERGİSİ İSTİSNASI
 KDVK’nun geçici 23’üncü madde kapsamında istisna
uygulanabilmesi için,
Milli Eğitim Bakanlığına istisna
kapsamında teslim ve hizmet ifasında bulunacak olanların
KDV mükellefi olup olmadığının bir önemi olmaksızın
“istisna belgesine” sahip olmaları gerekmektedir.
 Milli Eğitim Bakanlığına bedelsiz teslim ve/veya ifa
edecekleri bilgisayarlar ve donanımları ile bunlara ilişkin
yazılımları katma değer vergisi ödemeksizin temin etmek
isteyen mükellefler adlarına düzenlenmiş olan istisna
belgesi ve ekini satıcılara ibraz ederek istisna kapsamında
işlem yapılmasını talep edeceklerdir. Bu şekilde talepte
bulunulmaması durumunda ise Milli Eğitim Bakanlığına
bedelsiz bilgisayar ve donanımları ile bunlara ilişkin
yazılımların teslim ve/veya ifasında bulunacaklara
yapılacak
satışlarda
istisna
kapsamında
işlem
yapılmayacaktır.
DİĞER İSTİSNALAR - GEÇ.M. 23
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA BEDELSİZ TESLİM EDİLECEK
BİLGİSAYARLARDA KATMA DEĞER VERGİSİ İSTİSNASI
 İl veya İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri bünyesindeki
koordinatörlükler tarafından adlarına bedelsiz bilgisayar ve
donanımları ile bunlara ilişkin yazılımların teslim ve/veya
ifası hususunda istisna belgesi düzenlenen katma değer
vergisi mükellefi olmayan kişi veya kuruluşlar, bedelsiz
teslim ve/veya ifa edecekleri bilgisayar ve donanımları ile
bunlara ilişkin yazılımları piyasadan katma değer vergisi
ödemeksizin temin edeceklerdir.
 Buna göre bedelsiz bilgisayar ve donanımları ile bunlara
ilişkin yazılımları Milli Eğitim Bakanlığına bedelsiz teslim
ve/veya ifa edecek istisna belgesine sahip katma değer
vergisi mükellefi olmayan kişi veya kuruluşlar, satıcılara
istisna belgelerini ibraz ederek, kendilerine yapılacak
teslim
ve/veya
ifalarda
katma
değer
vergisi
uygulanmamasını talep edeceklerdir.
DİĞER İSTİSNALAR - GEÇ.M. 23
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA BEDELSİZ TESLİM EDİLECEK
BİLGİSAYARLARDA KATMA DEĞER VERGİSİ İSTİSNASI
 Milli Eğitim Bakanlığının “Eğitime % 100 Destek Projesi”
kapsamında bilgisayar ve donanımları ile bunlara ilişkin
yazılımların alım şartı ile yapılan nakdi bağışların Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından kullanımında da İl veya İlçe
Milli Eğitim Müdürlükleri nezdinde görevlendirilen
koordinatörlüklerin bağış sahibi adına istisna belgesi
düzenlemek suretiyle yukarıda yapılan açıklamalar
doğrultusunda işlem yapabilmeleri mümkündür
 İstisna kapsamında yapılan teslim ve hizmet ifaları için
yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler
hesaplanan vergiden indirilecektir. Ancak
giderilemeyen vergiler iade edilmeyecektir
nedeniyle
indirimle
• Geçici m.26
•
DİĞER İSTİSNALAR
Birleşmiş Milletler (BM) ile Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (NATO)
temsilcilikleri ve bu Teşkilatlara bağlı(*) program, fon ve özel ihtisas
kuruluşları ile İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına (OECD) resmi
kullanımları için yapılacak mal teslimi ve hizmet ifaları, bunların sosyal ve
ekonomik yardım amacıyla bedelsiz olarak yapacakları mal teslimi ve hizmet
ifaları, bedelsiz mal teslimi ve hizmet ifaları ile ilgili mal ve hizmetlerin
bunlara teslim ve ifası; finansmanlarının bu kuruluşlar tarafından
karşılanması şartıyla ilgili kurum, temsilcilik, program, fon ve özel ihtisas
kuruluşlarının Türkiye'deki faaliyetlerinin devamı veya ilgili kurumlara ilişkin
uluslararası anlaşmaların yürürlükte bulunduğu süre içerisinde katma değer
vergisinden müstesnadır.
(6322 sayılı kanunun 23. maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük 15.06.2012)Bu
maddede düzenlenen istisnalar dolayısıyla yüklenilen vergiler, vergiye tabi
işlemler üzerinden hesaplanan vergilerden indirilir. İndirim yoluyla telafi
edilemeyen vergiler ise 32 nci madde hükümleri uyarınca istisna
kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine nakden veya mahsuben
iade edilir.
Bu istisnanın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir. ( İstisna Uygulamasına ilişkin detaylar 120 Seri Numaralı
KDV Tebliğinde yer almaktadır)
DİĞER İSTİSNALAR
İSTANBUL SİSMİK RİSKİN AZALTILMASI VE ACİL DURUM
HAZIRLIK PROJESİ (İSMEP) KAPSAMINDA, İSTANBUL İL ÖZEL
İDARESİNE BAĞLI OLARAK FAALİYET GÖSTEREN İSTANBUL
PROJE KOORDİNASYON BİRİMİNE YAPILACAK TESLİM VE
HİZMETLER
• 6111 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde;
(1) İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi
(İSMEP) kapsamında, İstanbul İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet
gösteren İstanbul Proje Koordinasyon birimine yapılacak teslim ve
hizmetler, finansmanı yabancı devletler, uluslararası kurum ve
kuruluşlarca karşılanmak şartıyla 31/12/2020 tarihine kadar katma
değer vergisinden müstesnadır.
(2) İstisna kapsamındaki teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen
vergiler, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirilir,
indirim yoluyla giderilemeyen vergiler 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 32.maddesi hükmü uyarınca mükellefe iade
edilir.
(3) Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri
tanımlamaya, istisna ve iade uygulamasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir."
DİĞER İSTİSNALAR
6288 SAYILI KANUN İLE KDVK’NA EKLENEN GEÇİCİ 29. MADDE
• 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret
Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanuna göre yap-işlet-devret
modeli çerçevesinde gerçekleştirilecek projeler ve 7/5/1987 tarihli ve 3359
sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 7 nci maddesine göre Yüksek
Planlama Kurulu tarafından kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen
(6322 sayılı kanunun 24.maddesiyle değişen ibare; Yürürlük
15.06.2012) sağlık tesislerine ilişkin projeler ve 25/8/2011 tarihli ve 652
sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 23 üncü maddesine göre Bakanlık tarafından
kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen eğitim öğretim tesislerine
ilişkin projelerden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale veya
görevlendirme ilanı yayımlanmış ancak teklif alınmamış olanlar ile
31/12/2023 tarihine kadar ihale veya görevlendirme ilanı yayımlanacak
olanların; ihale edilmesi ile görevlendirilen veya projeyi üstlenenlere
yatırım döneminde proje kapsamında yapılan mal teslimleri ve hizmet
ifaları katma değer vergisinden müstesnadır.
DİĞER İSTİSNALAR
6288 SAYILI KANUN İLE KDVK’NA EKLENEN GEÇİCİ 29. MADDE (DEVAM)
• Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce teklifleri alınmış ya da ihalesi veya
•
•
görevlendirmesi yapılmış işlerde; görevli şirketin veya yüklenicinin bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunması halinde bu
maddenin yürürlük tarihinden sonra birinci fıkra kapsamındaki mal teslimleri ve
hizmet ifaları da katma değer vergisinden müstesna tutulur. Şu kadar ki, bu
istisnanın uygulanabilmesi için görevli şirketin veya yüklenicinin proje nedeniyle
yatırım döneminde yükleneceği katma değer vergisi tutarının, indirim yoluyla
telafi edilebileceği tarihe kadar, projenin ana kredi finansman koşullarına göre
oluşacak finansman maliyeti tutarı veya buna isabet eden sürenin, ilgisine göre;
işletme süresi öngörülen projelerde işletme süresinden, kira öngörülen
projelerde kira tutarından veya kira süresinden indirileceği hususunun bu
şirketler tarafından, içeriği idarece belirlenecek taahhütname ile taahhüt edilmesi
ve bu taahhüdün idarece kabul edilmesi gerekir. İndirimler, ilgili projelere ait
sözleşmelerde öngörülen esaslar dikkate alınarak yapılır.
Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen
vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim
yoluyla telafi edilemeyen vergiler bu Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyarınca
istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.
Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri tanımlamaya,
istisna ve iadeye ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
GEÇİCİ M. 29 İLE İLGİLİ DÜZENLEME- 118 SERİ NUMARALI
TEBLİĞ
• İstisna; bu tebliğde belirtilen projeleri üstlenen ana yüklenicilere, doğrudan
•
•
•
•
•
•
bu
projelere yönelik olarak yapılacak teslim ve hizmetler ile ithalat işlemlerine uygulanır.
Ancak, doğrudan proje ile ilgili olmayan mobilya, mefruşat ve benzeri demirbaşlar ile
binek otomobili, insan taşımaya mahsus otobüs, minibüs ve benzeri araç alımları
istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir. İstisna kapsamında değerlendirilmeyecek
olan bu alımların yedek parça, yakıt, tadil, bakım ve onarım masrafları ile idari hizmet
birimlerinin tadil, bakım, onarım, ısıtma, aydınlatma giderleri, her türlü büro
malzemesi, kırtasiye, yiyecek, giyecek gibi alımlar ve temizlik hizmetlerinde de istisna
uygulanmayacaktır.
İstisnadan yararlanmak isteyen mükellefler, istisna kapsamında yapacakları mal ve
hizmet alımlarında, bu yazının imza ve kaşe tatbik edilmiş bir suretini satıcıya vermek;
ithalat işlemlerinde ise ilgili gümrük idaresine ibraz etmek suretiyle istisna kapsamında
işlem yapılmasını talep ederler.
Satıcılar yaptıkları teslim ve hizmet ifalarına ilişkin faturada KDV hesaplamazlar.
İstisna tek safhada uygulanacak olup, projeyi üstlenen mükellefe mal teslimi ve
hizmet ifasında bulunan mükelleflerin istisna kapsamında yaptıkları teslim ve
hizmetlere yönelik alımlarında KDV istisnası uygulanması söz konusu değildir.
İstisna kapsamında yapılan teslim ve hizmetlere ait yüklenilen KDV'nin indirim yoluyla
telafi edilemeyen kısmı, 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin mal ihracından doğan KDV
iadesindeki esaslar çerçevesinde mükelleflerin talebi doğrultusunda nakden veya
mahsuben iade edilir.
120 numaralı tebliğ ile, madde kapsamında 6322 sayılı kanunla eklenen eğitim
öğretim tesislerine ilişkin istisnanın uygulama biçimine ilişkin düzenlemeler yer
almaktadır.
DİĞER İSTİSNALAR
6322 SAYILI KANUN İLE KDVK’NA EKLENEN GEÇİCİ 30.MADDE
BÜYÜK STRATEJİK YATIRIMLARDA İADE
• 31/12/2023 tarihine kadar uygulanmak üzere, yatırım teşvik
belgeleri kapsamında asgari 500 milyon Türk Lirası tutarında sabit
yatırım öngörülen stratejik yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle
yüklenilen ve takvim yılı sonuna kadar indirim yoluyla telafi
edilemeyen katma değer vergisi, izleyen yıl talep edilmesi halinde
belge sahibi mükellefe iade olunur. Teşvik belgesine konu yatırımın
tamamlanmaması halinde, iade edilen vergiler, vergi ziyaı cezası
uygulanarak iade tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte tahsil
edilir. Bu vergiler ve cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya
cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip
eden takvim yılı başında başlar.
• Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Maliye Bakanlığı yetkilidir.
DİĞER İSTİSNALAR
6327 SAYILI KANUN İLE KDVK’NA EKLENEN GEÇİCİ 31.MADDE
• 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım
Sistemi Kanununun geçici 1. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca
üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan
dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya sair
ticaret şirketleri nezdinde 16/4/2012 tarihi itibarıyla mevcut bulunan
emeklilik taahhüt planları kapsamındaki yurt içi ya da yurt dışındaki
birikimler ve taahhütlere ilişkin tutarların (plan esaslarına göre
aktarım tarihine kadar mutat yapılan ödemeler nedeniyle oluşanlar
dahil) kısmen veya tamamen bireysel emeklilik sistemine aktarılması
amacıyla taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallinde
satışı dahil) devir ve teslimi 31/12/2015 tarihine kadar
uygulanmak üzere katma değer vergisinden müstesnadır. Bu istisna,
aktarılan tutarla orantılı olarak uygulanır.
• Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir
KONUT YAPI KOOPERATİFLERİNCE ÜYELERİNE KONUT
TESLİMİ
• 5904 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (b) bendi ile KDV Kanununun 17/4-k
maddesinde yer alan "konut yapı kooperatiflerinin üyelerine konut teslimleri"
ibaresi madde metninden çıkarılmış; 5904 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle KDV
Kanununa eklenen geçici 28. maddede de, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince,
üyelerine yapılan konut teslimleri katma değer vergisinden müstesnadır."
•
•
•
•
hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, 5904 sayılı Kanunun yayımlandığı 3/7/2009 tarihinden itibaren bina
inşaat ruhsatını almış olan konut yapı kooperatifleri tarafından, üyelerine
yapılacak konut teslimleri, söz konusu konutlar için belirlenen oranlarda KDV'ye
tabi tutulacaktır.
Dolayısıyla, 3/7/2009 tarihinden itibaren bina inşaat ruhsatı alan konut yapı
kooperatifleri adına, bina inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren KDV
mükellefiyeti tesis edilecek, vergiye tabi işlemleri bulunmasa dahi sözü edilen
konut yapı kooperatifleri tarafından takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle
KDV beyannamesi verilecektir.
Öte yandan, 3/7/2009 tarihinden önce veya sonra kurulan konut yapı
kooperatifleri adına bina inşaat ruhsatı alınmadığı müddetçe KDV mükellefiyeti
tesis edilmesine gerek bulunmamaktadır.
3/7/2009 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı
kooperatiflerince üyelerine yapılan konut teslimlerinde ise istisna uygulaması
devam edecek olup, bu kooperatifler bakımından daha önce yayımlanan KDV
genel tebliğlerinde yer alan açıklamalar geçerli olacaktır.
KONUT YAPI KOOPERATİFLERİNE YAPILAN İNŞAAT TAAHHÜT
İŞLERİNDE İSTİSNA
• KDV Kanununun geçici 15 inci maddesi ile 29/7/1998
tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara
ilişkin olarak; konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat
taahhüt işleri ile sadece 150 metre kareyi aşmayan
konutlara münhasır olmak üzere kanunla kurulmuş
sosyal güvenlik kuruluşları ve belediyelere yapılan inşaat
taahhüt işleri KDV'den istisna edilmiştir.
• 29/7/1998 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alınmış
inşaatlara ilişkin olarak "konut yapı kooperatiflerine
yapılan inşaat taahhüt işleri" ise 30/12/2007 tarih ve
26742 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2007/13033
sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı
listenin 12 nci sırası uyarınca % 1 oranında KDV'ye
tabidir.
…56 nolu sirküler
• Yapı ruhsatının "yapı sahibi" bölümünde adı yer alan konut yapı kooperatiflerine
verilecek inşaat taahhüt işleri, bu bölümde başkaca bir gerçek ya da tüzel
kişinin adına yer verilmemiş olmak istisna veya indirimli oran uygulamasından
yararlanacaktır.
• Yapı ruhsatının "yapı sahibi" bölümünde adı bulunmamasına rağmen "yapı
müteahhidi" bölümünde adı yer alan bir konut yapı kooperatifine yapılan inşaat
taahhüt işlerinde ise "işin konut yapı kooperatifine yapılması"na yönelik şart
gerçekleşmediğinden istisna ya da indirimli oran uygulanmayacaktır.
• Öte yandan, kat karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim (birincisi arsa sahibinin
müteahhide arsa teslimi, ikincisi müteahhidin arsa sahibine konut teslimi) söz
konusudur. Dolayısıyla, bu kapsamdaki işlemler teslim mahiyetinde olduğundan
kat karşılığı inşaat işlerinde konut yapı kooperatiflerine ifa edilen bir inşaat
taahhüt işinden söz edilemez. Örneğin, yapı ruhsatında adı "yapı sahibi"
bölümünde yer alan bir konut yapı kooperatifinin, adı "yapı müteahhidi"
bölümünde yer alan bir konut yapı kooperatifi ile kat karşılığı anlaşması
durumunda yapı sahibi kooperatife konut teslimi söz konusu olduğundan
istisna ya da indirimli oran uygulamasından söz edilemeyecektir. Bina inşaat
ruhsatının "yapı müteahhidi" bölümünde adı yer alan konut yapı kooperatifine bu
kapsamda ifa edilen inşaat taahhüt işleri ise, işin sahibi söz konusu konut yapı
kooperatifi olmadığından ve dolayısıyla
"işin konut yapı kooperatifine
yapılması"na yönelik şart gerçekleşmediğinden genel hükümler çerçevesinde
KDV'ye tabi olacaktır.
İSTİSNADAN VAZGEÇME
Vergiden istisna edilen işlemleri yapanlar çeşitli nedenlerle bu
istisnanın kendileri bakımından yararlı olmadığı kanısına
ulaşabilirler. Gerçekten istisna müessesesi, bu verginin en önemli
özelliği olan vergiden indirim olanağını ortadan kaldırdığı için,
bazı iş kolları ve işletmelerde yarardan çok zarar veren bir durum
yaratabilir. Özellikle büyük, pahalı yatırımları gerektiren ve
girdileri dolayısıyla büyük ölçüde vergi ödemiş bulunan bir
işletmenin işlemlerinin istisna edilmiş olması, bu yatırımlar ve
girdiler dolayısıyla ödenmiş olan vergileri indirme olanağını
ortadan kaldıracaktır. Bu vergilerin fiyat mekanizması yoluyla
aynen bir sonraki safhaya aksettirildiği düşünülse dahi yine de
zaman bakımından hasıl olacak gecikme nedeni ile indirimden
faydalanma daha cazip hale gelebilecektir. Özellikle ziraatte yeni
teknolojiden faydalanan, gübre ve makine gibi paralı girdileri olan
işletmeler bakımından vergiden istisna kılınmak bir ölçüde
cezalandırma mahiyetinde olacak; dolayısıyla modern teknoloji
kösteklenecektir. (KDVK’nun 18. MADDESİNİN GEREKÇESİ)
İSTİSNADAN VAZGEÇME
• KDVK’nun 18’inci maddesine göre; Vergiden istisna edilmiş işlemleri
yapanlar, ilgili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunarak,
belirtecekleri işlem türleri için vergiye tâbi tutulmalarını talep
edebilirler. Bu talebin dilekçede belirtilen ve dilekçe tarihinden sonra
ifa edilen işlemlerin tamamını kapsaması şarttır. Ancak,
mükellefiyetin devam etmekte olan işlemlere şümulü yoktur.
• Kamu menfaatine yararlı dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi
muafiyeti tanınan vakıfların kuruluş amaçlarına uygun olarak işletmek
veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri teslim ve hizmetlere ilişkin
istisnalar hariç olmak üzere, 17 nci maddenin (1) ve (2) numaralı
fıkralarıyla (3) numaralı fıkranın (a) ve (4) numaralı fıkranın (e)
bentlerinde yazılı istisnalar hakkında
istisnadan vazgeçmenin
düzenlendiği ve yukarıda açıklanan 18/1 bendi uygulanmaz
• İstisnadan vazgeçeceklerin talepleri üzerine, vergi dairesince, vergi
mükellefiyetleri talep tarihinden itibaren tesis olunur. Bu şekilde
mükellef olanlar üç yıl geçmedikçe mükellefiyetten çıkamazlar.
Mükellefler üç yıllık sürenin bitiminden önce mükellefiyetten çıkma
talebinde bulunmadıkları takdirde mükellefiyet yeniden üç yıl süre ile
uzatılmış sayılır.
İSTİSNADAN VAZGEÇME-İSTEĞE BAĞLI MÜKELLEFİYET TESİSİ
• KDVK’nun 1’inci maddesi verginin konusunu teşkil eden işlemleri belirlerken
rekabet eşitsizliğini gidermek amacıyla isteğe bağlı mükellefiyetler suretiyle
vergilendirilecek teslim ve hizmetleri diğer faaliyetlerden doğan teslim ve
hizmetler bağlamında KDV’ne tabi tutmuştur.
• Aynı kanunun 18’inci maddesi ise
vergiden istisna edilmiş işlemleri
yapanların, ilgili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunarak, belirtecekleri
işlem türleri için vergiye tâbi tutulmalarını talep edebileceklerini hükme
bağlamıştır.
•
Vergi ödeme konusunda direnç gösteren veya kazancının belli bir bölümünü
vergi adı altında devletle paylaşmak istemeyenler açısından yukarıda
belirtilen hükümlerin anlamsızlığı ve gereksizliği ileri sürülebilir. Bir başka
bakış açısıyla aynı işlemin vergi dışında gerçekleştirilebilmesi olanağına
karşın, bunu tercih etmeyip vergisel bir çok ödevi (defter tutma, muhafaza
ibraz, beyanname verme) yerine getirmeyi tercih etmenin akılcıl bir
davranış olmayacağı düşünülebilir.
• Ancak bu bakış açısının tersine, KDV’nin bünyesinde barındırdığı indirim
mekanizmasının varlığı karşısında belirtilen kanun hükümlerini tercih etmek,
çoğu zaman mükellef açısından bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır.
İSTİSNADAN VAZGEÇME-İSTEĞE BAĞLI MÜKELLEFİYET TESİSİ
• TAM-KISMİ İSTİSNA KAVRAMLARI
• İNDİRİLEMEYEN KDV’NİN GİDER YAZILAMASI
• İsteğe bağlı mükellefiyeti tercih etmenin mükellef açısından anlamlı olabilmesi
için, mükellefin yüklendiği KDV’yi indirebileceği vergiye tabi işlemler üzerinden
hesapladığı KDV’nin olması gerekir. Eğer vergiye tabi işlemler üzerinden
hesapladığı KDV’nin yetersizliği yüzünden
yüklenilen vergiler tam olarak
indirilemiyorsa, bir başka deyimle sonraki döneme devir KDV varsa ve bu devir
KDV süreklilik arz ediyorsa, isteğe bağlı mükellefiyeti tercih etmemek tutarlı
olabilir. Tabi bu durumda mükellefin gider yazmak suretiyle KDV’nin bir
kısmından arındırma işlemi yapabilmesi için o döneme ilişkin kazancın yeterli
olması gerekir ki daha az kurumlar vergisi ödeyebilsin. Bu bağlamda tercih
noktasında olan mükellefin bir fayda-maliyet analizi yapması yerinde olacaktır.
• İstisnadan vazgeçen veya vazgeçmeyi düşünen mükelleflerce dikkat etmesi
gereken husus, istisnanın “tam” mı yoksa “kısmi” istisna niteliğinde olup
olmadığıdır. Eğer istisna tam istisna niteliğinde ise, mükellef indirim hakkına
sahip olacağı ve indiremediği KDV’yi iade alabileceği için, her hal ve takdirde
KDV’nin istisnadan vazgeçemeyerek gider yazılmasına göre daha avantajlı bir
durumda olacaktır. Dolayısıyla istisnadan vazgeçme hükümleri yaptığı işlemler
kısmi istisna tanımı içerisinde değerlendirilebilecek mükellefler açısından önem
arz etmektedir.
İSTİSNANIN SINIRI
• Diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna
hükümleri
bu
vergi
bakımından
geçersizdir. Katma değer vergisine ilişkin
istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna
hüküm eklenmek veya bu Kanunda
değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir.
(6111 s.k. Geç m.16?)
• Uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.
KISMİ VERGİ İNDİRİMİ
• KDVK’na göre; indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı
•
•
•
tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin ancak indirim hakkı
tanınan işlemlere isabet eden kısmı indirim konusu yapılır.
İşlemlerin tamamı indirim hakkı tanınan işlemlerden oluşan ya da sadece indirim
hakkı tanınmayan işlemlerden oluşan mükelleflerin indirim açısından pek
problemi bulunmamaktadır. Çünkü, mükellefler ilk durumda yüklendikleri
vergilerin tamamını indirebilmekte, ikinci durumda ise indirememektedir.
İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde,
yüklenilen KDV’nin sadece indirim hakkı tanınan faaliyetlere isabet eden kısmı
indirilebilmekte, indirim hakkı tanınmayan işlemlere isabet eden tutarı ise
indirilemeyip gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmektedir.
26 seri numaralı tebliğ’de yapılan açıklamalara göre, indirim hakkı tanınan ve
tanınmayan işlemleri birlikte yapan yükümlülerin, satın aldıkları mal ve
hizmetlere ilişkin yüklendikleri vergiyi indirmek için, toplam mal ve hizmet
satışları içindeki indirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemlerin oranını bulmaları
gerekmektedir. Yüklenilen vergilerin bu orana göre ayırıma tabi tutulup,
indirilemeyecek kısmın gider veya maliyet hesaplarına intikal ettirilmesi
zorunludur. İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri birlikte yapan
yükümlülerin, müşterek genel giderler ile amortismanlar nedeniyle yüklendikleri
vergilerden indirim konusu yapılmayıp, gider hesaplarına aktarılacak olanları da
aynı esaslar dahilinde hesaplamaları gerekir
KISMİ VERGİ İNDİRİMİ TUTARININ
HESAPLANMASI
1.000.000 TL satış yapan firmanın toplam satışlarının
içerisinde 600.000 TL kısmı indirim hakkı tanınan
işlemlerden geriye kalan 400.000 TL ise indirim hakkı
tanınmayan işlemlerden oluşmaktadır.
Mükellefin indirilecek KDV toplamı 90.000 TL’dır
Mükellefin indirim hakkı tanınan satışları toplam satışların
içerisinde % 60 oranında bir paya sahip olduğundan,
mükellefin indirilebilir KDV tutarı (90.000 * 0,60=)
54.000 TL olacaktır.
SINAV SORUSU
• Bir inşaat firması tarafından inşaa edilen
net alanı 120 metre kare olan 20 konutun
10
adedi
Maliye
Bakanlığı’na
bağışlanmıştır. Geri kalanı tamamen
satılmıştır. Bu işlemlerin KDV karşısındaki
durumunu açıklayınız.
• KDVK m.17/2-b bu tür bedelsiz teslimleri KDV’den istisna
kılmıştır.
• KDVK m.30/a’ya göre vergiden istisna edilmiş işlemler
için yüklenilen KDV indirim konusu yapılamaz.
• KDVK m.33/1’e göre KDVK’na göre; indirim hakkı tanınan
işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada
yapılması halinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen
katma değer vergisinin ancak indirim hakkı tanınan
işlemlere isabet eden kısmı indirim konusu yapılır. (Kısmi
Vergi İndirimi)
• İstisna kapsamında yüklenilen vergiler gider veya maliyet
olarak dikkate alınır.
KDV’DE İADE – KANUNİ DÜZENLEME
• Bu kanunun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri
uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan
işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda
gösterilen Katma Değer Vergisi, mükellefin
vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak
Katma Değer Vergisinden indirilir. Vergiye tabi
işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan
verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde
indirilemeyen Katma Değer Vergisi, Maliye
Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu
işlemleri yapanlara iade olunur (KDVK m.32)
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE KDV
İADESİ UYGULMASI
KANUNİ DÜZENLEME
• “Bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamı,
mükellefin vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan KDV
toplamından fazla olduğu takdirde, Şu kadar ki, 28’inci madde
uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen
teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği
vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar
Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin
vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli
idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli
kuruluşlar ile sermayesinin % 51'i veya daha fazlası kamuya ait
olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile
organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet
bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. Yılı içinde
mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep
edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan
borçlarına mahsuben iade edilir. Maliye Bakanlığı bu fıkranın
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir “
(M.29/2)
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE KDV
İADESİ UYGULMASI
KDVK’nun 29’uncu maddesinde 5035 Sayılı Kanunla
yapılan düzenleme sonrasında; 28’inci madde uyarınca
Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve
hizmetlerle ilgili olan ve teslim ve hizmetin gerçekleştiği
dönemde indirilemeyen ve Bakanlar Kurulunca belirlenen
tutarı aşan tutarı vergi öncelikle;
- Mükellefin vergi ve sosyal sigorta prim borçlarına
- Genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan
borçlarına
- Döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya
daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme
kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve
hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsup edilir.
• ESKİ HÜKÜM: Yıl içinde mahsuben
iade edilemeyen ( mahsup edilecek
vergisi veya borcu olmayan) vergi nakden
iade edilir.
• YENİ HÜKÜM: Yıl içinde mahsup
edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep
edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin
yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade
edilir. (Değişiklik ne anlama geliyor?)
DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI: ESKİ DÜZENLEMEDEKİ TARTIŞMA
• 5838 sayılı kanunla yapılan tebliğ bazında yapılan düzenleme öncesi;
indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben
iade edilemeyen kısmı, izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak,
nakden veya mahsuben iade edilebilecektir. İade talebi en erken izleyen
yılın Ocak dönemine ait olup Şubat ayı içinde verilecek, en geç Kasım
dönemine ait olup Aralık ayı içinde verilecek KDV beyannameleri ile
yapılabilecektir.
• Bir başka anlatımla, mükellefler bir yıla ait indirimli orana tabi
işlemlerinden doğan iade alacağını, ertesi yılın Kasım dönemine kadar
talep edebilecektir. Düzenlemelere göre bu süreden sonra KDV iadesini
talep imkanı yoktur.
• Danıştay’a intikal eden bir olayda; davacı 2000 yılına ilişkin indirimli orana
tabi işlem nedeniyle indiremediği KDV iade talebinin, süresinden sonra
olduğu gerekçesi ile reddi üzerine,
KDVK’nun 29/2’inci maddesine
istinaden çıkarılan 82 numaralı tebliğde indirimli orana tabi işlemler
nedeniyle doğan KDV iadesi alacağının en geç Haziran 2001 tarihine kadar
talep edilebileceğine ilişkin düzenlemenin hukuka aykırı olduğunu ileri
sürerek yapılan işlemin bozulmasını istemiştir.
119 SERİ NUMARALI TEBLİĞ
• Maliye Bakanlığı’na verilen yetki çerçevesinde
indirimli orana tabi işlemlerde uygulanacak usul
ve esaslara ilişkin 119 Seri Numaralı KDVK GT
yayımlanmıştır. Bu tebliğde ayrıca tereddüt
duyulan
bazı
hususlar
da
açıklığa
kavuşturulmuştur.
• Konu ile ilgili dağınık olarak bu tebliğin
yayımından önce yayımlanan diğer tebliğlerdeki
düzenlemeler yürürlükten kalkmış, uygulama tek
tebliğde toplanmıştır.
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE KAPSAM
• Vergi oranları indirilen teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim
yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen
sınırı aşan kısmı, belirtilen borçlara yılı içinde vergilendirme dönemleri
itibariyle mahsuben, izleyen yıl içerisinde talep edilmesi kaydıyla nakden ya
da söz konusu borçlara mahsuben iade edilebilecektir.
• İndirimli oran kapsamında yer almakla birlikte verginin konusuna girmeyen
veya KDV den istisna edilen işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler bu Tebliğ
kapsamında değerlendirilmeyecektir.
• Buna göre indirimli oran kapsamındaki işlemlerden;
— KDV’nin konusuna girmeyenler KDV beyannamesine dâhil edilmeyecek,
—Kısmi istisna kapsamına girenler dolayısıyla yüklenilen vergilerin indirim ve
iadesi söz konusu olmadığından, yüklenilen bu vergiler işin mahiyetine göre
gider, maliyet veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacak,
—Tam istisna kapsamına girenler (ihraç kaydıyla teslimler hariç) dolayısıyla
yüklenilen vergilerden indirim yoluyla telafi edilemeyenler ise, ilgili işleme
ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde iade edilecektir.
YIL İÇİNDE MAHSUBEN TALEP EDİLECEK İADE TUTARININ
HESAPLANMASI
İndirimli orana tabi işlemleri bulunan mükellefler, bu işlemleri nedeniyle
yüklendikleri ve indirim yoluyla telafi edemedikleri için yılı içinde mahsuben
iadesini talep edecekleri KDV tutarını aylar itibariyle ve kümülatif olarak
hesaplayacaklardır
Hesaplama aşağıdaki şekilde yapılacaktır:
— Hesaplamaya her yılın Ocak ayı itibariyle başlanacaktır. Ay içindeki iade
hakkı doğuran işlemin bünyesine giren vergiden, işlem dolayısıyla % 1 veya
% 8 oranı uygulanarak hesaplanan KDV düşülecek ve ay içi itibariyle “iadeye
esas KDV” tutarına ulaşılacaktır. Bu tutar Ocak ayı devreden vergisi ile
karşılaştırılacaktır. Beyannamede sonraki döneme devreden vergi yer
almıyorsa o dönem için dönem sonu iade hesabı “sıfır” kabul edilecektir.
Sonraki döneme devreden vergi mevcutsa ve iadeye esas KDV tutarını
(yüklenilen KDV - hesaplanan KDV farkı) aşıyorsa iadeye esas KDV tutarı,
aşmıyorsa devreden vergi tutarı “İade Edilebilir KDV” olarak kabul
edilecektir. Bu tutar ilk ay sonu itibariyle iade edilebilir KDV tutarıdır.4
— Ocak ayında indirimli orana tabi işlem yoksa, iade edilebilir KDV “sıfır”
olarak dikkate alınacaktır.
YIL İÇİNDE MAHSUBEN TALEP EDİLECEK İADE TUTARININ
HESAPLANMASI
- Şubat ayında indirimli orana tabi işlemin bünyesine giren vergiden, işlem
dolayısıyla hesaplanan vergi düşülerek Ocak ayında yapıldığı gibi ay içi
iadeye esas KDV tutarına ulaşılacaktır. Bu tutar, Ocak sonu iade edilebilir
KDV tutarı ile toplanacak ve toplam Şubat sonu devreden vergisi ile
karşılaştırılacaktır. Karşılaştırma Ocak ayındaki gibi yapılarak, Şubat sonu
“İade Edilebilir KDV” tutarına ulaşılacaktır. Bu tutar, iadeye hak kazanılan iki
aylık kümülatif KDV tutarıdır.
Şubat ayında indirimli orana tabi işlem yoksa Şubat içi iadeye esas KDV de
olmayacağından devreden vergi ile karşılaştırma Ocak sonu iade edilebilir
KDV esas alınarak yapılacaktır.
Yıl içerisinde yapılacak tüm iade taleplerinde, önceki dönemlerde iade
talebinde bulunulup bulunulmadığına bakılmaksızın, ilgili yıl için belirlenen alt
sınır ve iadesi talep edilen tutarlar dikkate alınmadan iadenin talep edildiği
her bir döneme kadar yukarıda belirtildiği şekilde kümülatif bir hesaplama
yapılması gerekmektedir. Bu hesaplama sonucu bulunan tutardan ilgili yıl için
belirlenen alt sınır ve önceki dönemlerde mahsuben iadesi talep edilen
tutarlar çıkarılacak ve varsa kalan tutarın mahsuben iadesi talep edilecektir.
Bu işlem sonucunda herhangi bir tutar kalmıyorsa bu dönemde iade
talebinde bulunulması söz konusu değildir.
YIL İÇİNDE MAHSUBEN TALEP EDİLECEK İADE
TUTARININ HESAPLANMASI
• Öte yandan ilk defa iade talebinde bulunulduğu dönemden önceki
dönemlerden herhangi birinde ödenecek verginin bulunması durumunda,
ödenecek vergi çıkan bu dönemden önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi
bir iade talebinde bulunulamayacaktır.
• İndirimli orana tabi işlemlerde iade tutarı, indirimli orana tabi teslim veya
hizmetle ilgili olarak yüklenilen vergi ile söz konusu işlemler üzerinden
hesaplanan vergi arasındaki farkın sonraki döneme devreden KDV ile
karşılaştırılması sonucu belirlenmektedir. Bu hesaplama yapılırken, indirimli
orana tabi işlemler üzerinden hesaplanan verginin bu işlemler nedeniyle
yüklenilen vergiden yüksek olduğu dönemlerdeki tutarlar arasındaki fark,
cari dönem sonu iade edilebilir KDV tutarından düşülecektir. (YENİ
UYGULAMA)
• Azami iade tutarının belirlenmesinde iade talebinde bulunulan döneme
kadar yapılan toplam işlem bedeli dikkate alınacak, ay içi hesaplamalarda
azami iade edilebilir tutarın aşılması bu durumu değiştirmeyecektir.
İZLEYEN YIL İÇERİSİNDE NAKDEN/MAHSUBEN TALEP
EDİLECEK İADE TUTARININ HESAPLANMASI
• İzleyen yıl içerisinde nakden veya mahsuben iadesi talep edilecek tutar, bir
önceki takvim yılının bütün vergilendirme dönemleri için
açıklamalara göre hesaplanacaktır.
yukarıdaki
• Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde nakden veya
mahsuben iadesinde, yılı içinde mahsuben iade edilen tutarlar dikkate
alınmadan aylar itibariyle kümülatif hesaplama yapılacak, bulunan tutardan
yılı içinde mahsuben iadeler düşülecek, kalan tutarın işlemin yapıldığı yıl için
belirlenen iade edilmeyecek alt sınırı aşan kısmının nakden veya mahsuben
iadesi, izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin KDV
beyannameleri ile talep edilebilecektir.
• İadesi talep edilebilir tutar, izleyen yılın Ocak vergilendirme döneminden
iadenin talep edildiği döneme kadar verilen beyannamelerde yer alan
devreden vergi tutarları ile karşılaştırılacaktır
İZLEYEN YIL İÇERİSİNDE NAKDEN/MAHSUBEN TALEP
EDİLECEK İADE TUTARININ HESAPLANMASI
Devreden vergi tutarı, iadenin talep edildiği döneme kadar bütün
dönemlerde iadesi talep edilen tutarı aşıyorsa, talep edilen tutarın
tamamı iade edilebilecektir.
Devreden vergi tutarı, iadenin talep edildiği döneme kadar
herhangi bir dönemde iadesi talep edilebilir tutarı aşmıyorsa, iadenin
talep edildiği döneme kadar verilen beyannamelerde yer alan en
düşük devreden vergi tutarı iade edilebilecek tutar olarak dikkate
alınacaktır.
İadenin talep edildiği döneme kadar aradaki dönemlerden herhangi
birisinde ödenecek vergi çıkması halinde iade talep edilmesi söz
konusu olmayacaktır.
Yıllık iadelerde azami iade tutarının belirlenmesinde, iade talebinde
bulunulan yıldaki toplam işlem bedeli esas alınacak, ay içi
hesaplamalarda azami iade edilebilir tutarın aşılması bu durumu
değiştirmeyecektir
YIL İÇİNDEKİ MAHSUBEN İADE TALEPLERİNİN YERİNE GETİRİLMESİ
• Vergilendirme dönemleri itibariyle 4.000 TL’yi aşmayan mahsup talepleri
inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilecek, talep belgelerin
tamamlandığı tarih itibariyle geçerlik kazanacaktır.
• İade talebin 4.000 TL ve üzerinde olması halinde 4.000TL’yi aşan kısmın
nakden ve/veya mahsuben iadesi vergi inceleme raporu, YMM raporu veya
teminat karşılığında yerine getirilecektir.
• İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iade alacakları, mükellefin
kendisine ait; ithalde alınanlar da dahil vergi borçlarına, sosyal sigorta primi
borçlarına ve % 51 veya daha fazla hissesi kamuya ait kuruluşlardan temin
ettikleri elektrik ve doğalgaz borçlarına mahsup edilebilecektir.
• Faaliyetleri indirimli oranda KDV’ye tabi işlemlerden oluşan kollektif şirketler
ile adi ortaklıklar adına ortaya çıkan KDV iade alacakları, yukarıda belirtilen
borçların yanı sıra yalnızca söz konusu şirket ortaklarının vergi (ithalde
alınanlar dâhil) ve sosyal sigorta prim borçlarına da mahsup
edilebilecektir. Öte yandan Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi dairesine
iş ortaklığı olarak mükellefiyet tesis ettiren işletmelerin, diğer kurumlar
vergisi mükelleflerinde olduğu gibi ortaklarının vergi ve sigorta prim
borçlarına bu uygulama kapsamında mahsup yapılması mümkün
bulunmamaktadır.
YIL İÇİNDE MAHSUP EDİLEMEYEN VERGİLERİN
İADESİ
• İndirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben iade
edilemeyen kısmı, izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak nakden veya
mahsuben iade edilebilecektir.
• İade talebi en erken izleyen yılın Ocak dönemine ait olup Şubat ayı içinde
verilecek, en geç Kasım dönemine ait olup Aralık ayı içinde verilecek KDV
beyannameleri ile yapılabilecektir. Üç aylık vergilendirme dönemine tabi olan
mükelleflerde iade talebi en erken izleyen yılın ilk üç aylık, en geç üçüncü üç
aylık vergilendirme dönemlerine ait beyannamelerle yapılabilecektir.
• İndirimli orana tabi işlemlere ilişkin olup indirim yoluyla telafi edilemeyen
yüklenilen vergi tutarları, yılı içinde mahsup edilen vergiler dikkate alınmadan,
işlemlerin yapıldığı yılın tamamı için yıllık olarak ve Aralık dönemi sonu itibariyle
hesaplanacaktır.
• Bu tutardan yılı içinde mahsup edilen vergiler düşüldükten sonra kalan kısmın
işlemin gerçekleştiği yıl için belirlenen alt sınırı, (2011 yılı için 14.300 TL, 2012
yılı için 15.800 TL’yi) aşan kısmı "İade Edilebilir KDV" olarak hesaplanacaktır. Bu
tutar, izleyen yılın Ocak vergilendirme döneminden iadenin talep edildiği
vergilendirme dönemine kadar aradaki dönemlere ait devreden vergi tutarları ile
karşılaştırılmak suretiyle “iade edilecek KDV tutarı” belirlenecektir.
YIL İÇİNDE MAHSUP EDİLEMEYEN VERGİLERİN
İADESİ
• Bu şekilde hesaplanan KDV alacağının 4.000 TL yi aşmaması halinde
nakden ve/veya mahsuben iade talepleri inceleme raporu, teminat
ve YMM Raporu aranılmadan yerine getirilecek, talep bu bölümün
sonunda belirtilen belgelerin tamamlandığı tarih itibariyle geçerlik
kazanacaktır.
• İade talebinin 4.000 TL ve üstünde olması halinde 4.000 TL yi aşan
kısmın nakden ve/veya mahsuben iadesi vergi inceleme raporu veya
YMM Raporu ile yerine getirilecektir. İade talebi, iadenin vergi
inceleme raporuna göre sonuçlandırılması durumunda iade talep
dilekçesinin verildiği tarih itibariyle, YMM Raporu ile talep edilmesi
halinde ise YMM Raporunun ibraz edildiği tarih itibariyle geçerlik
kazanacaktır.
• Varsayımlar
ÖRNEK
1. Mart ve Nisan vergilendirme dönemlerinde mükellefin indirimli
2.
3.
4.
5.
orana tabi işlemi bulunmamaktadır.
Mayıs döneminde indirimli orana tabi işlemler nedeniyle
hesaplanan KDV, bu işlemler nedeniyle yüklenilen KDV’den
büyüktür.
Temmuz ve Ağustos aylarında indirimli orana tabi işlem
bulunmakla birlikte, diğer işlemle üzerinden hesaplanan KDV
nedeniyle bu aylarda ödenecek KDV çıkmaktadır.
Mükellef Ekim ayında çıkan iadenin 4.000 TL’lık kısmının vergi
borçlarına mahsubun istemiştir.
Mükellef Aralık vergilendirme döneminde mahsuben iade talebinde
bulunmamış, bu dönemdeki indirimli orana tabi işlemlerden
kaynaklanan KDV iadesini, Kasım 2011 döneminde mahsuben
iadesi gerçekleşmeyen tutar ile birlikte izleyen yılın Şubat
döneminde nakden talep etmiştir. Mükellefin Ocak 2012
vergilendirme döneminde 55.000 TL, Şubat 2012 vergilendirme
döneminde 75.000 TL devreden KDV’si bulunmaktadır.
DÖNEM
(1)
İN.ORAN.
AİT BEDEL
İN. ORANA
AİT HES.
KDV
(2)
(3)
İND.
ORANA
AİT
YÜK.KDV
FARK
(4-3)
(4)
ÖN.DÖN.
SONU İADE
EDİLEBİLİR
KDV
(5)
TOPLAM
(5+6)
(6)
(7)
DEVREDEN
KDV
CARİ
DÖNEM
SONU
İADE
EDİLEBLİR
KDV
(8)
(9)
MAHSUP
EDİLECEK
KDV
(10)
OCAK
50.000
4.000
6.000
2.000
0
2.000
50.000
2.000
0
ŞUBAT
200.000
16.000
34.000
18.000
2.000
20.000
84.000
20.000
5.700
MART
0
0
0
0
20.000
20.000
90.000
20.000
0
NİSAN
0
0
0
0
20.000
20.000
110.000
20.000
0
MAYIS
20.000
1.600
900
-700
20.000
19.300
112.300
19.300
0
HAZİRAN
100.000
8.000
24.400
16.400
19.300
35.700
125.000
35.700
15.700
TEMMUZ
150.000
12.000
18.000
6.000
35.700
41.700
0
0
0
AĞUSTOS
120.000
9.600
14.600
5.000
0
5.000
0
0
0
EYLÜL
150.000
12.000
20.000
8.000
0
8.000
7.000
7.000
0
EKİM
180.000
14.400
30.000
15.600
7.000
22.600
55.000
22.600
0
2000.000
16.000
34.000
18.00
22.600
40.600
58.000
40.600
4.000
50.000
4.000
13.400
9.400
40.600
50.000
80.000
50.000
0
KASIM
ARALIK
• YILI
İÇERİSİNDE MAHSUBU GERÇEKLEŞEN
TOPLAM
İADE
TUTARI:
25.400
TL’dır.
(5.700+15.700+4.000)
• Bu tutar aynı zamanda 2011 yılına ait kümülatif iade
edilebilir KDV tutarı olup, bu tutardan ilgili yıl için
belirlenen alt sınır ve yıl içerisinde mahsuben iadesi
gerçekleşen tutarlar düşülmek suretiyle iade tutarı,
[50.000-(14.300+25.400)]=10.300
TL
olarak
hesaplanmıştır. Bu tutar, Ocak/2012 ve Şubat/2012
vergilendirme
dönemlerindeki
devreden
KDV
tutarlarından düşük olduğundan iadesi talep edilen
tutarın tamamı, talebi doğrultusunda mükellefe nakden
iade edilecektir.
İADE HESABINA DAHİL EDİLEBİLECEK YÜKLENİLEN KDV
• İndirimli orana tabi işlemlerden doğan iade tutarının hesaplanmasında, önce
işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar nedeniyle yüklenilen vergiler
dikkate alınacak, daha sonra ilgili dönem genel yönetim giderleri için
yüklenilen vergilerden pay verilecektir. Bu şekilde hesaplanan tutarın,
azami iade edilebilir vergi tutarının altında kalması halinde, en fazla
aradaki farka isabet eden tutar kadar amortismana tabi iktisadi kıymetler
(ATİK) dolayısıyla yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verilebilecektir.
• İndirimli orana tabi olmayan teslim ve hizmetler ile indirimli orana tabi
işlemlerle ilgisi bulunmayan giderler dolayısıyla yüklenilen vergiler iade
hesabına dâhil edilmeyecektir.
• Stoklarda yer alan mallarla ilgili olarak yüklenilen vergilerin, gerçekleşen
indirimli orana tabi işlemlere ilişkin iade hesabına dahil edilmesi mümkün
değildir.
• Amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklenilen vergilerden, söz
konusu iktisadi kıymetlerin indirimli orana tabi işlemlerde kullanılması
kaydıyla, iade hesabına pay verilmesi mümkündür.
İADE HESABINA DAHİL EDİLEBİLECEK YÜKLENİLEN
KDV
• Söz konusu iktisadi kıymetlerin bizzat mükellef tarafından imal ve inşa
edilmesi halinde, imal ve inşa sırasında yüklenilen vergilerden, bu
kıymetlerin aktife alındığı ve indirimli orana tabi işlemlerde fiilen
kullanılmaya başlandığı dönemden itibaren iade hesabına pay
verilebilecektir.
• İndirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği dönem içinde veya öncesinde bu
işlemle ilgili olarak yapılan mal ve hizmet alımlarına ait fatura ve benzeri
belgelerin, belge düzenleme süresi içerisinde olmakla birlikte, indirimli orana
tabi işlem gerçekleştikten sonra düzenlenmesi veya zamanında düzenlenen
belgenin işlemin gerçekleştiği vergilendirme döneminden sonra temin
edilmesi halinde, bu belgelerde yer alan KDV tutarları, işlemin gerçekleştiği
vergilendirme dönemi iade hesabına düzeltme beyannamesi verilmek
suretiyle dahil edilebilecektir.(İndirim hakkında takvim yılı aşılmama
koşuluna dikkat edilecektir.)
İNDİRİMLİ ORANA TABİ MALLARIN İHRAÇ KAYITLI
TESLİMİNDE MAHSUBEN İADE
İndirimli orana tabi malların oldukları gibi ihraç edilmeleri şartıyla
mükellefler tarafından;
— Dış Ticaret Sermaye Şirketlerine,
— Sektörel Dış Ticaret Şirketlerine,
— Yarıdan Fazla Hissesine Sahip Oldukları Şirketlere,
— Kendi Hisselerinin Yarısından Fazlasına Sahip Olan Şirketlere,
tesliminden doğan yılı içindeki mahsup talepleri, miktara
bakılmaksızın inceleme raporu, YMM Raporu ve teminat aranılmadan
yerine getirilecektir. (Uygulama biçimi konusunda tebliğe bakınız)
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE DİĞER
KONULAR
• KDV beyannamesinde indirimli orana tabi işlemlerin yanı sıra diğer
işlemlerden doğan iade alacaklarının bulunması da mümkündür. Toplam
iade alacağından öncelikle mükellefin ithalde alınanlar dışındaki kendi vergi
borçlarına mahsup yapılacaktır. Bu mahsup işleminden sonra indirimli orana
tabi işlemlere ait bir KDV alacağının kalması halinde kalan tutar, mükellefin
isteğine bağlı olarak sigorta prim borçları ile diğer borçlarına mahsup
edilebilecektir. İndirimli orana tabi işlemler dışındaki diğer iade hakkı
doğuran işlemlerden doğan KDV alacaklarının mal ve hizmet alımlarına
ilişkin borçlara mahsubu mümkün bulunmamaktadır.
• İndirimli orana tabi mal ve hizmetlerin aynı zamanda tam istisna
kapsamında teslim ve ifa edildiği durumlarda yüklenilen vergilerden indirim
yoluyla telafi edilemeyenlerin ilgili işleme ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde
iade edilmesi gerekmektedir.Buna göre indirimli orana tabi mal ve hizmetleri
aynı dönemde hem vergiye tabi hem de tam istisna kapsamında teslim veya
ifa eden mükelleflerin, bu işlemlerle ilgili yüklendikleri vergilerin, iadenin
talep edildiği vergilendirme dönemine ait devreden vergi tutarını aşması
halinde indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iade tutarı, işlemlerin
toplam iade miktarı içindeki payı dikkate alınarak hesaplanacaktır.
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE
DİĞER KONULAR
• Örnek : Bir mükellefin Eylül/2011 vergilendirme dönemindeki iade
hakkı doğuran işlemleri ihracat ve indirimli orana tabi teslimlerden
oluşmaktadır. Mükellef, ihracat teslimlerinin bünyesine giren vergiyi
120.000 TL, indirimli orana tabi teslimlerin bünyesine giren vergiyi
80.000 TL olarak hesaplamıştır.
• Buna göre ilgili dönemde iade hakkı doğuran işlemlerin bünyesine
giren toplam vergi tutarı içinde indirimli orana tabi işlemlerin payı
[(80/200)x100=40] yüzde 40, ihracat istisnası kapsamındaki
işlemlerin payı ise [(120/200)x100=60] yüzde 60 olacaktır. Bu paylar
dikkate alınarak Eylül/2011 vergilendirme döneminde devreden
100.000 TL katma değer vergisinin yüzde 40 ı olan 40.000 TL si
indirimli orana tabi işlemlere ilişkin yılı içinde mahsuben iade
esaslarına göre iade edilecektir.
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE DİĞER
KONULAR
• KDV Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve geçici 17
nci maddesi kapsamında ihraç kaydıyla teslim edilen malların ihracı üzerine
ihraç kaydıyla teslim faturasında hesaplanan ancak tahsil edilmeyen ve tecil
de edilemeyen KDV mükellefe iade edilmektedir. Bu işlem indirimli orana
tabi bir teslim ise hesaplanan KDV tutarını aşan yüklenimleri de Kanunun 29
uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre mükellefe iade edilebilecektir. Bu
teslim nedeniyle tecil edilecek KDV çıkması halinde yüklenilen KDV indirim
yoluyla telafi edildiğinden mükellefe Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci
fıkrasına göre iade yapılmayacaktır.
• Tekstil ve konfeksiyon sektöründe indirimli orana tabi fason işlerden doğan
KDV iade alacaklarının yılı içerisinde mahsuben iadesini talep eden
mükelleflerin 2.000 TL’yi aşmayan mahsup talepleri vergi inceleme raporu,
YMM Raporu ve teminat aranmaksızın, 2.000 TL ve üzerindeki mahsuben
iade talepleri ise teminat ve/veya vergi inceleme raporu sonucuna göre
yerine getirilecektir.Bu kapsamda işlemleri bulunan mükelleflerin izleyen yıl
içerisinde nakden iade talebinde bulunmaları halinde ise nakden iade
talepleri münhasıran teminat ve/veya vergi inceleme raporu ile yerine
getirilecektir.
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLERDE DİĞER
KONULAR
• İade alacağının ait olduğu aylık dönemde mahsuben iadesinin talep
edilmesi ihtiyaridir. Bu sebeple indirimli orana tabi işlemleri bulunan
mükellefler hak kazandıkları iade miktarını cari yılın sonraki
dönemlerinde mahsuba konu edebilecekleri gibi, bir sonraki yılda da
tebliğde belirtilen açıklamalara göre talep etmeleri şartıyla nakden
veya mahsuben geri alabileceklerdir.Ancak süresinde iade hakkını
kullanmayan mükelleflerin, daha sonra düzeltme beyannameleri ile
iade talebinde bulunmaları mümkün değildir.
• İzleyen yılın Ocak-Kasım dönemlerinde usulüne uygun olarak iade
talebinde bulunan mükelleflerin de talep edilen iade tutarını artırmak
amacıyla, sonraki yıllarda bu dönemlere ilişkin düzeltme
beyannamesi vermek suretiyle iade talebinde bulunmaları söz
konusu değildir. Ancak izleyen yıl içerisinde talep edilen iade
tutarının, aynı yıl içerisinde düzeltme beyannamesi ile artırılması
mümkün olup bu şekilde artırılan kısmın iadesi münhasıran vergi
inceleme raporuna göre yerine getirilecektir.
KISMİ TEVKİFAT KAPSAMINDA TEVKİF
EDİLEN VERGİLERİN İADESİ
• Mal ve hizmet alımları nedeniyle yüklenilen KDV’nin, mal teslimi
ve hizmet ifası sırasında doğan KDV’nin bir kısmının tevkifata tabi
tutulması nedeniyle arındırılamaması durumu ile karşı karşıya
kalınmaktadır.
• Tevkifata tabi hizmetleri ifa eden mükellefler iade talep etmeleri
halinde hizmetin yapıldığı dönem beyannamesinin 9 numaralı
tablosunun 70-80 numaralı satırlarına KDV hariç hizmet bedelini,
iadeye konu olan KDV sütununa ise alıcının sorumlu sıfatıyla
beyan etmek üzere tevkif ettiği KDV tutarını yazacaklardır. Bu
bölüme işlemin bünyesine giren verginin yazılması söz konusu
değildir. İade olarak talep edilecek tutar işlemin
bünyesine giren vergi değil, tevkif edilen vergi esas
alınarak belirlenecektir. Dolayısıyla iadesi istenilecek katma
değer vergisi hiçbir surette tevkif edilen vergiden fazla
olmayacaktır. Ayrıca iade talep eden mükelleflerden istenecek
olan “yüklenilen vergiler listesi” iadenin tevkif edilen vergi
tutarına göre belirlenmesine engel değildir. (KONU İLE İLGİLİ
117 SERİ NUMARALI TEBLİĞDE AYRINTILI AÇIKLAMALAR
YAPILMIŞTIR)
FAZLA UYGULANAN VERGİLERİN İADESİ
• KDVK’nun 8/2 maddesinde 5035 sayılı kanunla bir değişiklik yapılmıştır.
Buna göre eski düzenlemede “bu gibi sebeplerle fazla ödedikleri
vergilerin, indirim hakkına sahip olmayanlara iadesi konusunda Maliye
Bakanlığı yetkilidir” ibaresi yeni düzenleme ile “bu gibi sebeplerle fazla
ödenen vergiler , Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara
göre ilgililere iade edilir.” Şeklinde 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak
üzere değiştirilmiştir.
• Madde ile, fazla ödenen vergilerin yalnızca indirim hakkına sahip
olmayanlara
iadesine olanak
tanıyan mevcut
düzenleme
değiştirilmekte, indirim hakkına sahip olan mükelleflerinde
fazla
ödedikleri vergiyi indirim yoluyla giderememeleri durumunda iade
olarak alabilmeleri konusunda Maliye Bakanlığı’na yetki verilmektedir.
• 91 seri numaralı KDVK Genel Tebliği ile; değişiklik hükmünün Maliye
Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, fazla veya yersiz ödenen
vergilerin indirim hakkına sahip olanlara nakden ve mahsuben iadesinin
belirtilen usul ve esaslara göre yerine getirilmesi uygun görülmüştür.Bu
tebliğ daha sonra 116 seri numaralı tebliğ ile değiştirilmiştir.
FAZLA UYGULANAN VERGİLERİN İADESİ
1. Fazla veya yersiz olarak hesaplanan vergi, aşağıdaki şartlarla
sadece satıcı mükellefe iade edilecektir. Kural olarak, fazla veya yersiz
hesaplanan vergi bulunması durumunda, gerek satıcı gerekse alıcı
nezdinde işlemin KDV uygulanmadan önceki hale döndürülmesi esastır.
2. Fazla veya yersiz olarak hesaplanan vergi, öncelikle satıcı tarafından
alıcıya iade edilecektir. Alıcının indirim hakkı bulunan mükellef
olmaması durumunda, satıcının söz konusu fazla veya yersiz KDV
tutarını alıcıya ödediğini gösterir bir belge ile vergi dairesine başvurması
gerekmektedir. Alıcının indirim hakkı bulunan bir mükellef olması
durumunda ise, satıcının fazla veya yersiz KDV tutarını alıcıya ödediğini
gösterir belgeye ek olarak, alıcının fazla veya yersiz KDV tutarını indirim
hesaplarından çıkarmak suretiyle düzeltme yaptığının alıcının vergi
dairesinden alınacak bir yazıyla tevsiki de istenecektir.
3. Satıcının, fazla veya yersiz olarak hesaplanan vergiyi alıcıya
ödediğini gösterir belge ve indirim hakkı bulunan alıcıların düzeltmeyi
yaptığını gösterir vergi dairesi yazısı ile birlikte, beyanlarını düzeltmesi
gerekmektedir. Bu kapsamda, fazla veya yersiz hesaplanan KDV tutarı
ilgili dönem beyannamesinden tenzil edilecek ve sonraki dönemler de
buna göre düzeltilecektir.
FAZLA UYGULANAN VERGİLERİN İADESİ
-
-
4. Fazla veya yersiz olarak ödendiği iddia edilen
KDV’nin, satıcı tarafından iade olarak talep
edilebilmesi için KDV beyannamesinde hesaplanan
KDV olarak beyan edilmesi ve beyana konu edildiği
dönem ile iade talep edilen dönem arasında asgari söz
konusu KDV tutarı kadar ödenecek KDV çıkması
gerekmektedir.
Beyan edilen dönemle iade talep edilen dönem
arasında fazla veya yersiz uygulanan KDV tutarından
daha düşük tutarda ödenecek KDV çıkması
durumunda,
sadece
bu tutar
iadeye konu
edilebilecektir.
Beyan edilen dönemle iade talep edilen dönem
arasında ödenecek KDV çıkmaması durumunda ise,
sadece düzeltme yapılacak olup, iade söz konusu
olmayacaktır.
FAZLA UYGULANAN VERGİLERİN İADESİ
• 5. Fazla veya yersiz tevkif edilerek ödenen vergi
bulunması halinde, gerek alıcı gerekse satıcının
beyanlarının düzeltilmesi suretiyle işlemin tevkifat
uygulanmadan önceki hale döndürülmesi gerekir. Fazla
veya yersiz tevkif edilen vergi öncelikle tevkifatı yapan
alıcı tarafından satıcıya iade edilecektir. Alıcının, fazla
veya yersiz tevkif ettiği KDV tutarını satıcıya ödediğini
gösterir belge ve satıcının düzeltmeyi yaptığını gösterir
vergi dairesi yazısı ile birlikte başvurması halinde, fazla
veya yersiz tevkif edilen vergi, bu vergiyi vergi dairesine
beyan ederek ödeyen alıcıya iade edilecektir.
• Genel bütçeli kuruluş saymanlıkları tarafından yapılan
fazla veya yersiz tevkifatlar, satıcının beyanlarını
düzelttiğini gösterir vergi dairesi yazısını ibraz etmesi
üzerine ödemeyi yapan saymanlıklarca düzeltilecek ve
gereken durumlarda iade edilecektir.
ATİK’LER DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN VERGİLERİN
İADESİ
Faaliyetleri kısmen veya tamamen "iade hakkı doğuran işlem"lerden oluşan
mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymet için ödedikleri vergilerin
iadesi mümkün bulunmaktadır. Bu işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler,
indirimin mümkün olmaması halinde mükellefe iade edilebilmektedir. İade
kapsamına mal ve hizmet alışları yanında genel giderler ve amortismana
tabi iktisadi kıymetler için ödenen vergiler de dahildir. Ancak, bir
vergilendirme döneminde iade edilecek vergi, o dönemdeki iade hakkı
doğuran işlemlere ait bedelin % 18’i olarak hesaplanan miktardan fazla
olamayacaktır.
FAALİYETLERİ
MÜNHASIRAN
İADE
HAKKI
DOĞURAN
İŞLEMLERDEN OLUŞAN MÜKELLEFLER BAKIMINDAN İADE
Bu mükelleflerin hesaplanan vergileri olmadığından, yüklendikleri vergilerin
iadesi gerekmektedir. Buna göre beyannamede iade hakkı doğuran
işlemlere ait bedel üzerinden kanuni vergi nispetine göre hesaplanan miktar
ile amortismana tabi iktisadi kıymet için yüklenilen vergiler ve vergi
indirimine konu olarak diğer unsurların toplamı mukayese edilecektir. Vergi
indirimi konusu olup iade ile karşılanamayan miktarın sonraki döneme
devrolunacaktır.
ATİK’LER DOLAYISIYLA YÜKLENİLEN VERGİLERİN İADESİ
• VERGİYE TABİ İŞLEMLERLE İADE HAKKI DOĞURAN İŞLEMLERİ BİRLİKTE
YAPAN MÜKELLEFLER BAKIMINDAN İADE
Bu kapsama giren mükellefler yüklendikleri vergilerin tamamını vergiye tabi faaliyetleri
üzerinden hesaplanan vergilerden indireceklerdir. İndirimle giderilmeyen vergilerden
bu mükelleflere ancak iade hakkı doğuran işlemlere isabet eden kısım iade
edilebilecektir. Mükellefler mal ve hizmet alışları ile genel giderlere ait olan vergilerden
her iki işlem grubuna ait kısmı ayırmak zorundadırlar.
Faaliyetleri kısmen iade hakkı doğuran işlemlerden oluşan bu kapsamdaki
mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerine ait vergilerin durumu aşağıdaki
şekilde belirlenecektir.
a) İktisadi kıymet, münhasıran vergiye tabi işlemlerde kullanılıyorsa, mükellefin söz
konusu iktisadi kıymetin iktisabı sırasında yüklendiği vergilerin, iade hakkı doğuran
işlemler nedeniyle yüklendiği vergiler kapsamında, iadesi mümkün değildir.
b) İktisadi kıymet münhasıran iade hakkı doğuran işlemlerde kullanılıyorsa,
amortismana tabi iktisadi kıymet için ödenen vergiler de dahil olmak üzere iade hakkı
doğuran işlemler nedeniyle yüklenilen vergilerden bu işlemlerin % 18’ine tekabül eden
kısmı beyannameye aktarılacaktır. İktisadi kıymete ait verginin indirilemeyen kısmı için
gelecek dönemlerde aynı işleme devam edilecektir.
c) İktisadi kıymet vergiye tabi olan işlemler ile iade hakkı doğuran işlemlerde
ortaklaşa kullanılıyorsa, amortismana tabi iktisadi kıymete ait olup indirimle
giderilmeyen KDV yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, istisna kapsamına giren
işlemlere isabet eden KDV kadar iade konusu olacaktır.
84 NUMARALI TEBLİĞ İLE
GETİRİLEN KDV İADESİ ESASLARI
 Genel Esaslar
- İnceleme raporu ve teminat aranmaksızın iade
- Teminat karşılığı iade
- Vergi inceleme raporu ile iade
 Özel Esaslar
- SMİYB düzenleme ve kullanma fiili ile doğrudan
veya dolaylı ilgisi bulunan mükelleflerin nakden veya
mahsuben iade talepleri
GENEL ESASLAR/İNCELEME RAPORU VE
TEMİNAT ARANMAKSIZIN İADE
• Mahsup yoluyla iade talepleri
• Maliye Bakanlığınca belirlenen sınırı aşmayan nakden
iade talepleri
• Yeminli Mali Müşavir tasdik raporuna dayalı nakden iade
talepleri
• Kamuya ait kuruluşların iade talepleri
İnceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirilir.
İNCELEME RAPORU VE TEMİNAT ARANMAKSIZIN
İADE/ MAHSUP YOLUYLA İADE
• Katma değer vergisi iade alacağının hak sahibi mükellefin kendisinin, ortaklarının
veya ithalat sırasında uygulanan vergilere, Sosyal Sigortalar Kurumu prim
borçlarına mahsubu talepleri miktarına bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat
aranılmadan yerine getirilir.
• İade alacağı öncelikle mükellefin ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına
mahsup edilir. Artan bir miktar olursa mükellefin isteğine bağlı olarak; kendisinin,
ortaklarının ithalde alınanlar dahil vergi borçlarına veya SSK prim borçlarına
mahsup yapılır.
• Aralarında mal veya hizmet alışverişi olmasa bile, iade alacağının;
- sermayelerinin % 51 veya daha fazlası Devlete ait kuruluşlarda bağlı müessese,
iştirak veya ortaklıkların,
- sermaye şirketleri, kooperatifler, kollektif şirketler ve adi ortaklıklarda ise
ortakların
vergi borçlarına mahsubu mümkündür.
• Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı özel fatura ile satış yapanlara ihraç
kaydıyla teslimde bulunanların iade talepleri münhasıran mahsup yoluyla yerine
getirilir. Bir başka ifade ile bu mükelleflere nakden iade yapılmaz.
İNCELEME RAPORU VE TEMİNAT ARANMAKSIZIN
İADE/ M.B.’CA BELİRLENEN SINIRI AŞMAYANLAR
• 4.000
TL’nı geçmeyen nakden iade
talepleri inceleme raporu ve teminat
aranmaksızın
yerine
getirilir.
Talep,
mahsup talebinde aranılacak belgelerin
(mahsup dilekçesi yerine nakden iade
talebine ilişkin dilekçe) ibraz edilmesinden
ve gümrük beyannamesinin ve/veya onaylı
fatura ya da özel faturaların teyidi ile
aşağıda
belirtilen
şartların
gerçekleşmesinden sonra yerine getirilir.
İNCELEME RAPORU VE TEMİNAT ARANMAKSIZIN
İADE/ YMM TASDİK RAPORU İLE
• Vergilendirme dönemleri itibarıyla inceleme raporu ve
teminat aranmaksızın iade için belirlenen limit ile Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğleriyle
belirlenen tutarlar arasındaki iade talepleri YMM raporuna
göre yerine getirilir. Yeminli mali müşavirlerin
düzenledikleri raporlarda gümrük beyannamelerinin veya
gümrükçe onaylı fatura ya da özel faturaların teyidinin
alınmamış olması halinde teyit işlemleri vergi dairesince
yapılır.
• YMM
tasdik raporu ile iade talebinde bulunan
mükelleflere, rapor ibraz edilmedikçe iade yapılmaz.
Mükelleflerin rapor düzenleninceye kadar, izleyen
bölümlerde açıklandığı şekilde teminat göstermeleri
halinde ise iade talebi incelemeye sevk edilmeksizin
yerine getirilir. Rapor ibraz edildiğinde teminatlar iade
edilir.
İNCELEME RAPORU VE TEMİNAT ARANMAKSIZIN
İADE/KAMUYA AİT KURULUŞLARDA İADE
• Sermayelerinin % 51 veya daha fazlası genel ve
katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine,
köylere, belediyelere ve bunların teşkil ettikleri
birliklere, döner sermayeli kuruluşlara, kanunla
kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile Devlet
eliyle kurulan üniversitelere, kanunla kurulan
emekli ve yardım sandıklarına ait mükelleflerin
nakden veya mahsuben iade talepleri, mahsup
talebinde aranılan belgelerin (nakden iade talep
edilmesi halinde buna ilişkin dilekçe) ibrazı
üzerine miktara bakılmaksızın inceleme raporu
ve teminat aranmadan yerine getirilir.
GENEL ESASLAR/ TEMİNAT
KARŞILIĞI İADE
• Kamuya ait kuruluşlar dışında kalan mükelleflerin, 4.000.TL’lık sınırı aşan ve
YMM tasdik raporu ibraz edilmeyen nakden iade taleplerinde aşağıda
belirtildiği şekilde teminat gösterilmesi halinde iade yapılır. Teminat, vergi
inceleme raporu veya YMM tasdik raporuna dayanılarak çözülür.
•
NORMAL TEMİNAT UYGULAMASI
• Normal teminat uygulaması kapsamındaki mükellefler, talep ettikleri iade
miktarının 4.000 TL’sının aşan kısmının tamamı için teminat verirler. İndirimli
ve yükseltilmiş teminat uygulamasına tabi olmayan tüm mükellefler normal
teminat uygulamasına tabidir.
•
İNDİRİMLİ TEMİNAT UYGULAMASI
• İndirimli teminat uygulamasında teminat, 4.000 TL’lık sınırı aşan kısmın %
4’ü veya % 8’i olarak verilir.
• Normal veya indirimli teminat uygulaması kapsamında verilen
teminat mektupları inceleme raporu veya YMM tasdik raporuna
istinaden iade edilir.
GENEL ESASLAR/VERGİ İNCELEME
RAPORU İLE İADE
Mükelleflerin,
- İadelerini
istemeleri
Vergi
İnceleme
Raporu
sonucunda
almak
- İadesini talep ettikleri katma değer vergisinin 4.000 TL’nı
aştığı hallerde; (teminat göstermek veya Yeminli Mali
Müşavirlik Katma Değer Vergisi İadesi Tasdik Raporu ibraz
etmeleri gerekmesine rağmen) teminat göstermemeleri veya
iadelerini YMM tasdik raporu ile alacaklarını beyan etmemeleri
-“Özel esaslar” hükümlerine göre münhasıran vergi inceleme
raporu ile iadesi öngörülen durumların bulunması
hallerinde, iade talepleri Bakanlığımız vergi inceleme
elemanları tarafından düzenlenen inceleme raporları sonucuna
göre yerine getirilir.
ÖZEL ESASLAR
• Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı
belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma
fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi
bulunan mükelleflerin nakden veya
mahsuben iade talepleri özel esaslara göre
yerine getirilir.
ÖZEL ESASLAR
• İade talepleri özel esaslara göre yerine getirilecek mükellefler
kapsamına;
- SMİYB
bulunan
ortakları
oldukları
düzenledikleri ya da kullandıkları konusunda haklarında rapor
mükellefler, bu mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki
ve kanuni temsilcileri ile bunların kurdukları veya ortak
şirketler ve rapor bulunanlardan mal alanlar,
- Haklarında rapor olmamakla birlikte olumsuz tespit bulunan [SMİYB
düzenledikleri ya da kullandıkları, adreslerinde bulunmadıkları, mücbir
sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz
etmedikleri veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi
beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermedikleri
hususunda tespit bulunanlar] veya bu tespitler nedeniyle incelenmesi
istenilenler ile bunlardan mal alanlar,
- Kendileri hakkında katma değer vergisi açısından ihtiyati tahakkuk ve
ihtiyati haciz uygulananlar,
- İşletme kapasitesi ile iş hacmi arasında bariz nispetsizlik bulunanlar,
girmektedir.
ÖZEL ESASLAR
• ÖZEL ESASLARDA, GENEL ESASLARIN
TERSİNE
ARTIRIMLI
UYGULAMASI VARDIR.
• ŞARTLARIN
TEMİNAT
VARLIĞI HALİNDE ÖZEL
ESASLARDAN GENEL ESASLARA GEÇİŞ
MÜMKÜNDÜR.
KDV İADE VE MAHSUPLARINA İLİŞKİN RAKAMSAL HADLERİ BELİRYENEN
TABLO
İade
Hakkı
Doğuran
İşlem
YMM Tasdik
Raporu ile
İade Alma
Hakkı
YMM Tasdik
Raporu İle
İade Sınırı
Sınırsız
Var
364.000 TL
G.B. Teyidi
Teminat
Mektubu
4.000 TL
Sınırsız
Var
364.000 TL
DAB Teyidi
Tem.
Mektubu
Yolcu
Beraberi
4.000 TL
Sınırsız
Var
95 .000 TL
DAB Teyidi
Özel
Fatura
11/1-b
taşımacılı
fuar,
panayır
(90)
1.000 TL
Yok
Yok
Yok
Teminat
Mektubu
İhraç
Kaydıyla
Teslim
4.000 TL
Sınırsız
Var
364.000 TL
G.B. Teyidi
Teminat
Mektubu
Mal
İhracı
Hizmet
İhracı
Teminatsız
ve
Raporsuz
Nakit
İade Sınırı
Kendi
Borçlarına
Mahsup Sınırı
4.000 TL
Teyit
Yapılan
Belgeler
( Tam Tasdik
Sözleşmesi
İmzalamayanlar
için )
(tam tasdik
olup
olmadığına
bakılmaksızın)
KDV İADE VE MAHSUPLARINA İLİŞKİN RAKAMSAL HADLERİ BELİRYENEN
TABLO
İade
Hakkı
Doğuran
İşlem
Teminatsız
ve
Raporsuz
Nakit
İade Sınırı
Kendi
Borçlarına
Mahsup Sınırı
YMM Tasdik
Raporu ile
İade Alma
Hakkı
YMM Tasdik
Raporu İle
İade Sınırı
( Tam
Tasdik
Sözleşmesi
İmzalamaya
nlar için )
Teyit
Yapılan
Belgeler
M. 13/a
200 TL
Sınırsız
Var
364.000 TL
Teminat
Mektubu
M. 13/b
4.000 TL
Sınırsız
Var
364.000 TL
Teminat
Mektubu
M. 13/c
Petrol
aramaları
200 TL
Sınırsız
Yok
Yok
Teminat
Mektubu
M. 13/d
4.000 TL
Sınırsız
Var
364.000 TL
Teminat
Mektubu
M. 13/e
4.000 TL
Sınırsız
Var
364.000 TL
Teminat
Mektubu
KDV İADE VE MAHSUPLARINA İLİŞKİN RAKAMSAL HADLERİ BELİRYENEN
TABLO
İade
Hakkı
Doğuran
İşlem
Teminatsız
ve
Raporsuz
Nakit
İade Sınırı
Kendi
Borçlarına
Mahsup Sınırı
YMM Tasdik
Raporu ile
İade Alma
Hakkı
YMM Tasdik
Raporu İle
İade Sınırı
( Tam
Tasdik
Sözleşmesi
İmzalamaya
nlar için )
Teyit
Yapılan
Belgeler
Transit
Taşımacılık
1.000 TL
Sınırsız
Var
364.000TL
Teminat
Mektubu
15/1-a
Dip.
İstisna
200 TL
Sınırsız
Yok
Yok
Teminat
Mektubu
15/1-b
Dip.
İstisna
200 TL
Sınırsız
Var
364.000 TL
Teminat
Mektubu
İADE İŞLEMLERİNDE YILLAR İTİBARİYLE
UYGULANACAK LİMİTLER
YMM RAPORU İLE ALINABİLECEK KDV İADESİ ÜST LİMİTLERİ (TAM TASDİK
SÖZLEŞMESİ İMZALAMAYANLAR İÇİN)
İADE HAKKI DOĞURAN
İŞLEM
- MAL VE HİZMET İHRACATI (m.11/1-a )
- İHRAÇ KAYITLI TESLİM (m. 11/1-c)
- DENİZ-HAVA-D. YOLU TAŞIMA
ARAÇLARININ TESLİMİ VE İNŞASI (m.13/a)
- Y. TEŞVİK BELGESİ KAPSAMINDAKİ
TESLİMLER (m.13/d)
- TRANSİT TAŞIMACILIK (m.14)
- VERGİ MUAFİYETİ TANINAN ULUSLAR
ARASI KURULUŞAR VE MENSUPLARINA
2012 YILI (TL)
364.000
YAP. TESLİMLER (15/b)
İNDİRİMLİ ORANA TABİ İŞLEMLER
726.000
(m.29/2)
TÜRKİYE’DE İKAMET ETMEYEN
YOLCULARA YAPILAN TESLİMLER
(m. 11/1-b) (Tam Tasdik Sözleşmesi
olup olmadığına bakılmaksızın)
95.000
İADE İŞLEMLERİNDE YILLAR İTİBARİYLE
UYGULANACAK LİMİTLER
YMM'LERİN YAPACAKLARI KARŞIT İNCELEMELERE İLİŞKİN LİMİTLER
İŞLEM TÜRÜ
01.01.2012 Tarihinden İtibaren
Karşıt inceleme
yapılmasının zorunlu
olmadığı haller
19.000
Düzenlenen Belgeler (TL)
Bir mükelleften bir aylık
56.189
dönemde yapılan mal ve
hizmet alımları
toplamının aşması halinde
karşıt inceleme yapılması
gereken limit
KATMA DEĞER VERGİSİNDE İADE HAKKI KULLANILMADAN
BEYANNAMEDE İNDİRİM OLARAK GÖSTERİLEBİLİR Mİ?
• İadenin fiilen gerçekleşebilmesi için beyannamenin ilgili satırlarının doldurulması
•
•
•
•
yeterli değildir. İadenin alınabilmesi için gümrük beyannamesi, alış fatura listesi
gibi pek çok evrağın, teminat mektubunun veya inceleme raporunun veya
yeminli mali müşavir (YMM) tasdik raporunun bulunması gerekmektedir. Bu ise
mükellefin zaman ve maliyet açısından bir takım hususlara katlanması anlamına
gelmektedir.
Bu yüzden 39 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümünde de açıklandığı
üzere, iade hakkı doğuran işlemleri bulunan mükelleflerin bu işlemler dolayısıyla
yüklendikleri vergileri nakden veya mahsuben iade olarak talep etmek yerine
indirim yoluyla giderme tercihinde bulunmaları mümkündür.
Tercihini bu yönde kullanan mükellefler tarafından iade hakkı doğuran işlem
bedelleri KDV Beyannamesinin 8 numaralı tablolarında beyan edilecek, ancak
Tabloların “Yüklenilen KDV” veya “İadeye Konu Olan KDV” sütunlarına “0” (sıfır)
yazılacaktır.
Bu şekilde beyanda bulunan mükelleflerin, iade için istenenler hariç, iade hakkı
doğuran işlemi tevsik eden belgeleri beyanname ekinde ibraz etmeleri
gerekmektedir. Bu mükellefler için indirilecek KDV listesi ile yüklenilen KDV
tablosu gibi iade için aranılan belgeler beyannameye eklenmeyecektir.
KDV alacağını indirim yoluyla giderme tercihinde bulunan mükelleflerin daha
sonra bu tercihinden vazgeçerek nakden veya mahsuben iade talep etmeleri
halinde aradaki dönemler için düzeltme beyannameleri vermeleri gerekmektedir.
Tercih değişikliğinin yapıldığı dönemde iade için istenilen belgelerin de
beyannameye eklenmesi gerekmektedir.
HİS NEDİR?
• Aşağıdaki şartları taşıyan mükelleflere HİS sertifikası verilecektir.
•
1. Başvuru tarihinden önceki son 5 tam yıl itibariyle vergi mükellefiyetinin
bulunması,
2. Başvuru tarihinden önce vergi dairesine vermiş olduğu son yıllık kurumlar
vergisi beyannamesinin ekinde yer alan bilançoya göre en az;aktif toplamının
200.000.000 TL,maddi duran varlıkları toplamının 50.000.000 TL,öz sermaye tutarının
100.000.000 TL,net satışlarının 250.000.000 TL olması,
3. Başvurudan önceki takvim yılında vergi dairesine vermiş olduğu muhtasar
beyannamelere göre aylık ortalama çalıştırılan kişi sayısının 350 ve daha fazla olması,
4. Başvuru tarihinden önceki son 5 yıl içinde;mücbir sebep sayılan haller dışındaki
nedenlerle, defter ve belgelerin ibrazından imtina edilmemiş olması, farklı vergilerin
her birine ait beyanname verme ödevinin birden fazla dönem için aksatılmamış olması
(süresinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler hariç),sahte veya muhteviyatı
itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma fiili nedeniyle hakkında olumsuz
rapor düzenlenmemiş olması, (Raporun, son 5 yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile
ilgili ve öngördüğü tarhiyatın tamamının nihai yargı kararıyla iptal edilmemiş olması
gerekmektedir.)
Başvuru tarihi itibariyle;
a) KDV iade taleplerinde özel esaslara tabi olmayı gerektiren bir durumunun
bulunmaması,
b) ödenmesi gereken vergi borcunun bulunmaması (vergilerin tecil edilmiş olması bu
şartın ihlali sayılmaz).
gerekmektedir.
HİS NEDİR?
• HİS sertifikası sahibi mükelleflerin nakden ve/veya
mahsuben iade talepleri tutarına bakılmaksızın, teminat,
inceleme raporu veya YMM tasdik raporu aranılmadan
yerine getirilecektir.
İade talebi bir dilekçe ile yapılacaktır. Talep, beyanname
ve dilekçenin verilmiş olması şartıyla, ilgili genel
tebliğlerde iade için öngörülen belgelerin tamamlandığı
tarihte geçerlik kazanacaktır.
Bu mükelleflerin nakden iade talepleri, belgelerin
tamamlandığı tarihi izleyen 5 iş günü içinde yerine
getirilecek, mahsuben iade talepleri ise belgelerin
tamamlandığı tarih itibariyle hüküm ifade edecektir.
KDV İADE ALACAKLARINI CARİ DÖNEM
BORÇLARINDAN MAHSUP EDEN MÜKELLEFLERİN
DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUS-262 SERİ NOLU
GELİR VERİGİSİ TEBLİĞİ
• Katma değer vergisi iade alacağının geçici vergi
borçlarına mahsup edilmesi ve mahsup yoluyla ödenmiş
bu geçici verginin de yıllık gelir/kurumlar vergisi
beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar
vergisine mahsubundan sonra kalan tutarın nakden
iadesinin talep edilmesi durumunda, söz konusu iade
taleplerinin asıl kaynağının katma değer vergisi alacağı
olması nedeniyle bu tür iade talepleri, nakden iade
şartları ile iade usul ve esaslarının belirlendiği Katma
Değer Vergisi Genel Tebliğleri çerçevesinde yerine
getirilecektir
KDV ‘DE MATRAH
 Teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedel teslim
ve hizmet işlemlerinde matrahtır.
 Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet
yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu
işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan
veya bunlarca borçlanılan para,mal ve diğer suretlerde
sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve
değerler toplamını ifade eder.
 İthalatta ise ithal edilen malın gümrük vergisi tarhına
esas olan kıymeti,gümrük vergisinin kıymet esasına göre
alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması
halinde CIF değeri, bunun belli olmadığı hallerde malın
gümrükçe tespit edilen değeri, ithalat sırasında ödenen
vergi resim ve harçlar, fiyat farkı kur farkı matrahı
oluşturur.
ÖZEL MATRAH ŞEKİLLERİ
Katma değer vergisi matrahının tespitinde sorun doğmaması veya değişik
yorumlar yapılmaması açısından, söz konusu işlemlerin matrahını Kanun
ayrıntıları ile belirtmiştir. Bunlar, Kanun'un "Özel Matrah Şekilleri" başlıklı 23.
maddesinde beş bent halinde açıklanmıştır.
1. Spor-Toto oyununda ve Milli Piyango dahil her türlü piyangoda, oyuna ve
piyangoya katılma bedeli,
2. At yarışları ve diğer müşterek bahis ve talih oyunlarında bu yarış ve oyunlara
katılma karşılığında alınan bedel ile bunların icra edildiği mahallere giriş
karşılığında alınan bedel,
3. Profesyonel sanatçıların yer aldığı gösteriler ve konserler ile profesyonel
sporcuların katıldığı sportif faaliyetler, maçlar ve yarışlar ve yarışmalar
tertiplenmesi ve gösterilmesinde bunların icra edildiği mahallere giriş karşılığında
alınan bedel ile bu mahallerde yapılan teslim ve hizmetlerin bedeli,
4. Gümrük depolarında ve müzayede salonlarında yapılan satışlarda kesin satış
bedeli,
5. Altından mamul veya altın ihtiva eden ziynet eşyaları ile sikke altınların teslim
ve ithalinde matrah, külçe altın bedeli düşüldükten sonra kalan miktardır.
MATRAHA DAHİL OLAN VE OLMAYAN
UNSURLAR
Aşağıdaki unsurlar KDV matrahına dahildir.
1. Teslim alanın gösterdiği yere kadar satıcı tarafından yapılan
taşıma, yükleme ve boşaltma giderleri
2. Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları
ile vergi,resim harç gibi unsurlar.
3. Vade farkı, fiyat farkı, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve
benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat,hizmet ve
değerler
Teslim ve hizmet işlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda
gösterilen ticari teamüllere uygun miktardaki iskontolar ile
hesaplanan KDV matraha dahil değildir.
VADE FARKI KONUSUNDA BAKANLIK GÖRÜŞÜ (105
SERİ NOLU TEBLİĞ)
KDV Kanununun 24/c maddesine göre, vade farkı, fiyat farkı,
faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında
sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler KDV
matrahına dahildir.Buna göre, teslim ve hizmet işlemlerine ait
faturada ayrıca gösterilen vade farkları matraha dahil edilecek
ve
işlemin
tabi
olduğu
KDV
oranı
üzerinden
vergilendirilecektir.
Öte yandan, vadeli işlemlerde bedelin zamanında ödenmemesi
nedeniyle ortaya çıkan yeni vade farkları da vadeli satışa konu
teslim ve hizmete ilişkin matrahın bir unsuru olduğundan, bu
vade farklarının ayrıca fatura edilmesi ve vadeli satışa konu
teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemlerin tabi olduğu
oran üzerinden KDV hesaplanarak, vade farkı faturasının
düzenlendiği döneme ilişkin beyannamede beyan edilmesi
gerekmektedir.
VADE FARKI-ÖRNEK (60 NOLU SİRKÜLER)
• KDV Kanununun 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim
gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her
türlü menfaat, hizmet ve değerlerin, KDV matrahına dahil olduğu
hükme bağlanmıştır.
• Buna göre, KDV'ye tabi bir teslim veya hizmetin karşılığında alınan
bedelle ilgili olarak, tazminat adı altında olsa bile, yapılan ödemeler
matraha dahil olduğundan, bunlar üzerinden teslim veya hizmetin
tabi olduğu oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.
• Örneğin, elektrik faturasının vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle
aboneden alınan %5 geç ödeme tazminatı KDV matrahına dahil
edilerek, toplam tutar üzerinden KDV hesaplanacaktır.
DEĞERLEME NEDENİYLE ORTAYA ÇIKAN KUR
FARKLARI
• Katma değer vergisinin konusunu teşkil eden işlemler ve kur farklarının matraha
dahil olduğu dikkate alındığında dönem sonu itibariyle yapılan değerleme
işlemleri nedeniyle ortaya çıkan kur farklarının KDV’ye tabi olması mümkün
değildir. Değerleme vergi matrahını hesaplamaya yönelik bir işlemdir, herhangi
bir teslim veya hizmet ifasını içermemektedir.
•
KDV’ye tabi olan kur farklarına ilişkin olarak 105 seri numaralı KDV Genel
Tebliğinde şu açıklamaya yer verilmiştir:
• “….. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği
tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura
düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı
tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV
hesaplanacaktır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması
halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura
düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV
hesaplanması gerekmektedir.”
• Tebliğde yer alan açıklamalar ve Maliye Bakanlığı’nın konuya ilişkin özelgeleri
bir arada değerlendirildiğinde, sadece yapılan değerleme işlemleri nedeniyle
ortaya çıkan kur farkları KDV’ye tabi olmayıp, döviz cinsinden vadeli satışlarda
bedelin tahsil edildiği tarih itibariyle hesaplanan kur farkları ise katma değer
vergisine tabi bulunmaktadır.
HESAPLANAN KUR FARKLARINA KDV’NİN DAHİL OLUP
OLMADIĞI
 KDV dahil toplam bedelin dövize
belirlenmesi durumunda; vergiyi
meydana geldiği tarih ile ödeme
ortaya çıkan kur farkı bedeline
uygulanarak,
endeksli olarak
doğuran olayın
tarihi arasında
iç yüzde oranı
 Dövize endeksli toplam bedele KDV'nin dahil
edilmemesi durumunda;vergiyi doğuran olay ile
ödeme tarihi arasında ortaya çıkan kur farkları
üzerinden lehine kur farkı ortaya çıkan mükellef
tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanması
ve kur farkının ortaya çıktığı dönemde her iki
mükellef tarafından genel esaslar çerçevesinde işlem
yapılması gerekmektedir. (60 Seri Numaralı Sirküler)
ÖZELLİKLİ DURUMLAR
 KDV matrahı, teslim veya ithal edilen malın bedeli ile birlikte vergi,
resim, harç, pay ve fon gibi unsurları da kapsadığından, yukarıda
açıklandığı şekilde tespit edilen KDV matrahına ÖTV de dahil
olacaktır. Konu hakkında 1 Sıra No.lu ÖTV Genel Tebliği’nde gerekli
açıklamalar yapılmıştır.
 Bakanlık görüşüne göre (mukteza); Elektrik faturalarının vadesinden
sonra ödenmesi nedeniyle uygulanan gecikme zamları, Kanunun
24/c maddesine göre KDV matrahına dahil bulunmaktadır. (60 NOLU
SİRKÜLER)
 KDV Kanununun 11-17. maddeleri ile geçici maddelerinde yeralan
istisna kapsamındaki işlemler nedeniyle KDV hesaplanmamaktadır.
Dolayısıyla, KDV'den istisna edilen işlemlere bağlı olarak ortaya
çıkan vade farkları da vergiden istisna olacak, bu bedeller üzerinden
KDV hesaplanmayacaktır.
 Satışı yapılan mal ve hizmetlerin satış bedelinin geç ödenmesi
nedeniyle uygulanan vade farkları, gecikme zam veya faizleri, satış
bedelini artıran unsurlar olarak, Kanun’un 24/c maddesine göre KDV
matrahına dahil bulunmaktadır. Ancak, malların geç yüklenmesi
nedeniyle uygulanan tazminatlar, malların sözleşmede belirtilen
sürede teslim edilmemesi nedeniyle uygulanan gecikme faizleri ve
tazminatlar, ceza mahiyetinde olduğundan ve bir teslim ve hizmetin
karşılığını
oluşturmadığından,
KDV
matrahına
dahil
bulunmamaktadır.
EMSAL BEDEL-EMSAL ÜCRET
• KDV Kanununun 27/1 inci maddesinde, bedeli bulunmayan veya
bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan
başka değerler olması halinde matrahın, işlemin mahiyetine göre
emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, 27/2 nci maddesinde bedelin
emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük
olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple
açıklanamadığı hallerde de matrah olarak emsal bedeli veya emsal
ücretinin esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
• Örneğin;3996 sayılı Kanun kapsamındaki yap-işlet-devret modelinde
ilgili kurumca süre sonunda tesisin kendisine devri karşılığında
işleticiye doğrudan bir bedel ödenmemektedir. Bir finansman türü
olan bu modelde işletici tesisin devrine ilişkin bedeli, tesisi sözleşme
ile öngörülen süre içinde işletmek suretiyle elde ettiği kazanç ile
karşılamaktadır.
Bu çerçevede, yap-işlet-devret modelinde, süre sonunda tesisin
işletici tarafından ilgili kuruma tesliminde emsal bedel üzerinden KDV
aranılmayacaktır. (60 NOLU SİRKÜLER)
SADECE BSMV KAPSAMINDAKİ İŞLEMLERİ YAPANLARIN
SATIN ALDIKLARI MALLARI İADESİNDE VE GERÇEKLEŞMEYEN
HİZMETLERDE KDV UYGULAMASI
• Buna göre, sadece BSMV kapsamındaki işlemleri yapanların
(Banka, banker, sigorta şirketi vb.) KDV mükelleflerinden fatura
ve benzeri belge karşılığında temin ettikleri malların kısmen veya
tamamen iade edilmesi halinde iade amaçlı bir belge (dekont vb.)
düzenlenerek bu belgede;
 Malın alış faturasının tarih ve numarası belirtilecek,
 İade edilen kısma ilişkin tutar KDV dâhil olarak gösterilecek,
 Belgeye, "İşbu belge 116 Seri No.lu KDV Tebliğinin 3. bölümüne
göre iade edilen mallara ilişkin olarak düzenlenmiştir. % ... KDV
dâhildir." açıklaması yazılacaktır.
• Malın iadesine ilişkin bu belgede toplam bedel içerisinde gösterilen
KDV malı iade eden firma tarafından KDV beyannamesi ile beyan
edilmeyecek, gelir/kurumlar vergisi bakımından belgede yer alan
KDV dâhil toplam bedel hasılat olarak dikkate alınacaktır. Malın
iade edildiği firma ise mal bedeli içindeki KDV tutarını iç yüzde
yoluyla hesaplayacak ve genel hükümler çerçevesinde "indirilecek
KDV" olarak dikkate alacaktır. (116 seri nolu KDVK Genel Tebliği)
ORAN
• Katma değer vergisi oranı, vergiye tabi her bir işlem için
% 10'dur. Bakanlar Kurulu bu oranı, dört katına kadar
artırmaya, % 1'e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde
muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların (6322 sayılı
kanunun 22.maddesiyle değişen ibare; Yürürlük
15.06.2012) perakende safhası ve inşaatın yapıldığı
arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri
esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit
etmeye yetkilidir
ORAN
• Genel KDV Oranı % 10’dur. Ancak BKK’na verilen yetki
uyarınca KDV oranları ;
1. Ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere, vergiye
tabi işlemler için, % 18
2. Ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için,
%1
3. Ekli (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için,
%8
olarak uygulanmaktadır.
ORAN- Güncel Değişiklikler
• (2012/2697 sayılı Kararname ile
eklenen
madde
Yürürlük:
28/01/2012) 15/7/2012 tarihine kadar
uygulanmak üzere; okul, sağlık hizmet
tesisi ve öğrenci yurdu olarak kullanılmak
amacıyla inşa edilen prefabrik yapı
teslimlerinde katma değer vergisi oranı
%1 olarak belirlenmiştir
ORAN- Güncel Değişiklikler(Fin. Kiralama)
• I sayılı Listeye yeni sıralar eklenmiştir.
16- (2011/2604 sayılı Kararname ile eklenen sıra Yürürlük:
27/12/2011) 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca Yatırım Teşvik Belgesi sahibi mükelleflere belge
kapsamındaki makine ve teçhizatın, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre
finansal kiralama şirketleri tarafından kiralanması,
17- (2011/2604 sayılı Kararname ile eklenen sıra Yürürlük:
27/12/2011) 20/12/2010 tarih ve 2010/1180 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüğe konulan İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelinin
bazı gümrük tarife istatistik pozisyonlarında yer alan ve amortismana tabi iktisadi
kıymet niteliği taşıyan makine ve cihazların (kullanılmış olanları ile aksam,
parça, aksesuar ve teferruatları hariç) finansal kiralamaya konu olmak üzere,
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre finansal kiralama şirketlerine
teslimi ve bu malların finansal kiralama şirketleri tarafından katma değer
vergisi mükellefleri ile işlemleri katma değer vergisinden istisna edildiği
için katma değer vergisi mükellefiyeti bulunmayan ancak kazançları
bilanço esasına göre tespit edilen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine
kiralanması ve teslimi,
(2011/2604 sayılı Kararname ile değişen sıra Yürürlük: 27/12/2011) (I)
sayılı listenin 16 ncı ve 17 nci sıralarında sayılan işlemler hariç olmak üzere finansal
kiralama işlemlerinde, işleme konu olan malın tabi olduğu katma değer vergisi oranı
uygulanır.
VERGİ TEMİNATI
• KDVK m. 55’e göre vergi teminatı:
Mükelleflerin fabrika, imalathane, ticarethane, şube, satış
mağazası ve depolarında mevcut ilk madde, yarı mamül ve mamül
madde stokları, üçüncü şahıslara satılmış veya rehnedilmiş olsa
dahi, katma değer vergisi ile zam ve cezaların teminatı hükmünde
olup bedellerinden ilk önce sözü edilen hazine alacağı tahsil
olunur.
• 55. Madde hükmü, katma değer vergisini, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 21. maddesi dahilinde, her türlü alacağa
karşı rüçhaniyetli bir duruma getirmektedir. Katma değer vergisi sisteminde,
mükellef verginin tahsil edilmeyip Hazine’ye ödenmesi konusunda aracı
durumunda olduğu için, bu hükümle vergi alacağı, daha ileri bir teminata
bağlanmış bulunmaktadır.
• Bu hüküm ile düzenlenen rüçhaniyet hakkı, maddede sayılan mallar ile sınırlı
olup, bunlar dışında kalan ve borçlu mükellefe ait diğer menkul ve
gayrimenkuller için uygulanamaz. Diğer bir ifade ile, rüçhaniyet hakkı KDV
borcu bulunan mükelleflere ait bulunan menkul ve gayrimenkul mallardan
sadece maddede sayılan mallar için geçerlidir.
KAYIT DÜZENİ
Katma değer vergisi mükellefleri, tutulması mecburi defter
kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan
verecek şekilde düzenlerler.
Bu kayıtlarda en az aşağıdaki hususların açıkça gösterilmesi
şarttır.
a) Vergi konusu işlemlerin mahiyeti, vergisiz tutarları,
hesaplanan vergi, indirilebilir vergi miktarları,
b) Vergiden istisna edilen işlemlerin, indirim hakkı tanınan
ve tanınmayanlara göre mahiyeti ve ayırımı ile hesaplanan
indirilebilir vergi miktarı,
c) İndirim konusu yapılamayacak işlemlerin niteliği ve bu
işlemlerle ilgili vergi miktarları,
d) Matrah ve indirim miktarlarındaki değişmelerle, ödenen
terkin edilen ve iade olunan vergiler.
2. Emtia üzerine iş yapanlar, emtia envanterinde veya envanter defterinde, hesap dönemi sonunda mevcut emtiayı
katma değer vergisine tabi olan ve olmayanlar itibariyle
tefrik edip göstermeye mecburdurlar
BANKA VE SİGORTA
MUAMELELERİ
VERGİSİ
BSMV’NİN KONUSU
1. BANKA VE SİGORTA ŞİRKETLERİNİN
YAPTIKLARI İŞLEMLER
• Banka ve sigorta şirketlerinin Finansal
Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler
hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa
olsun
yapmış
oldukları
bütün
muameleler dolayısıyla kendi lehlerine
her ne nam ile olursa olsun nakden veya
hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta
muameleleri vergisine tabidir.
BSMV’NİN KONUSU
2. BANKERLERİN YAPMIŞ OLDUKLARI İŞLEMLER
Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve
hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile
olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar
(kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp
satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları
menkul kıymet karşılığı boçları ödemeyi taahhüt etmeyi
meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla
lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair
adlarla faiz va benzeri menfaatler sağlamak üzere
devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların
topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler
üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla
aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine
tabidir.
BSMV’NİN KONUSU
3. BANKER
İŞLEMLER
SAYILANLARIN
YAPTIKLARI
90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz
işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve
hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu
olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker
sayılırlar. Bir şahsın münhasıran altın alım ve satımı ile
uğraşması banker sayılmasını gerektirmez (6009 SAYILI
KANUNLA DEĞİŞİK)
BANKER SAYILANLAR / 90 SAYILI KHK
KAPSAMINDA İKRAZ İŞİ İLE
UĞRAŞANLAR
• 90 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca ikraz işleriyle uğraşanlar
banker kapsamında BSMV mükellefidir. Kararnamede ikrazatçılar, devamlı
ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz
karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan
veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni
verilen gerçek kişiler şeklinde tanımlanmaktadır. Ödünç para verme
işlerini yetki belgesi olmaksızın yapan gerçek kişiler (tefeciler) de anılan
Kararname kapsamına girdiğinden banker kapsamında BSMV mükellefidirler.
• Bu çerçevede, 90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi
kapsamında düzenlenen ödünç para verme işleriyle uğraşan gerçek kişiler
ile faktoring ve finansman şirketleri banker kapsamında BSMV mükellefi
olup, bunların yaptığı 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen işlemler BSMV ye tabidir. Dolayısıyla bu işlemlerin
dışında kalan diğer işlemleri ise KDV ye tabi olacaktır.
BANKER SAYILANLAR/ 28.MADDENİN 2 NUMARALI
FIKRASINDA BELİRTİLEN MUAMELE VE HİZMETLERİ ESAS
FAALİYET KONUSU OLARAK YAPANLAR
• Yapılan değişiklikle değişiklikle, banker sayılmak
için aranan devamlılık koşulu söz konusu
işlemlerin esas iştigal konusu olarak yapılması
şeklinde yeniden belirlenmiştir. Buna göre,
banker kapsamında BSMV mükellefi olmak için,
anılan Kanunun 28 inci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen işlemlerin esas iştigal (ana
faaliyet) konusu olarak yürütülmesi ve bu
işlemler
dolayısıyla
lehe
para
alınması
gerekmektedir. (87 SERİ NUMARALI GİDER
VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİNİ OKUYUNUZ)
28/2’de BELİRTİLEN MUAMELE VE HİZMETLERİ
ESAS FAALİYET KONUSU OLARAK YAPANLAR
• Bir işlemin esas iştigal konusu olarak yapılması, işletmenin
kuruluş gayesi ve bu gayesini gerçekleştirmek için yapmakta
olduğu işlem veya işlemlere bakılarak belirlenecektir. İnşaat,
turizm, otelcilik, otomotiv, madencilik gibi alanlarda faaliyet
gösteren işletmeler Kanunun 28 inci maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen işlemleri, esas faaliyet konusu işlemleri ile
birlikte yapabilirler. Ancak esas faaliyet konusu işlemlerin
yanında arızi ve tali şekilde yapılan bu işlemler dolayısıyla
işlemleri yapanların banker sayılması söz konusu olmayacaktır.
Örneğin inşaat ve otelcilik alanında faaliyet gösteren bir
şirketin gerek kullandığı yabancı kaynaklardan gerekse de öz
kaynaklarından sağladığı fonları ortaklarına veya üçüncü
kişilere faiz karşılığında kullandırması işlemi bu şirketin esas
faaliyet konusunun inşaat ve otelcilik olması nedeniyle BSMV
ye tabi olmayacaktır.
89 SERİ NUMARALI GİDER VERGİLERİ
KANUNU GENEL TEBİLİĞİ İLE YAPILAN
DÜZENLEMELER
• Tebliğ, türev ürünlere ilişkin işlemler ile
diğer bazı sermaye piyasası işlemlerinin
BSMV yönünden vergilendirilmesine ilişkin
açıklamaları içermektedir.
TEBLİĞİN
OKUYUNUZ
TAMAMINI
MUTLAKA
• 6802 Sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (p) bendinde,
arbitraj muameleleri ile Türkiye'de kurulu borsalarda gerçekleştirilen vadeli
işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin muameleler ve bu muameleler
sonucu lehe alınan paralar BSMV'den istisna edilmiştir.
•
Söz konusu Kanunun mükellefi belirleyen 30 uncu maddesine göre BSMV'yi
banka ve bankerlerle sigorta şirketleri öder.
• Kanunun 31 inci maddesinde, BSMV matrahının kural olarak 28 inci
maddede yazılı paraların tutarı (lehe alınan para) olduğu, ancak kambiyo
alım ve satım muamelelerinde matrahın kambiyo satışlarının tutarı
olduğu belirtilmiştir.
• Kanunun 33 üncü maddesinde ise, BSMV oranının kambiyo işlemlerinde
binde bir, diğer işlemlerde %15 olduğu; ancak Bakanlar Kurulunun bu oranı
bankalar arası mevduat muameleleri, bankalar ile 28/7/1981 tarihli ve 2499
sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar arasındaki
borsa para piyasası muameleleri ve diğer banka ve sigorta muameleleri için
ayrı ayrı veya birlikte % 1'e, kambiyo muamelelerinde ise sıfıra kadar
indirmeye ve yukarıdaki oranları aşmayacak şekilde yeniden tespit etmeye
yetkili olduğu belirtilmiştir.
• Bakanlar Kurulu;
-
Bankalar arası mevduat muameleleri sonucu lehe alınan paralara
ilişkin BSMV oranını 1/9/1998 tarihli ve 23450 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan 98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/9/1998'den
itibaren %1'e,
-
Kambiyo muamelelerinde satış tutarına ilişkin BSMV oranını
15/4/2008 tarihli ve 26848 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
2008/13459 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 1/5/2008'den itibaren
sıfıra,
-
Genel BSMV oranını (Bakanlar Kurulu Kararı ile oranı farklı olarak
belirlenmemiş diğer tüm işlemler için) 2/9/1998'den geçerli olmak
üzere 98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %5'e indirmiştir.
• BSMV'de vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için bir
muamele yapılması ve bu muamele sonucu lehe para
kalması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla BSMV'de her işlem tek başına bağımsız olarak
dikkate alınmakta ve o işlem sonucu lehe alınan para
vergilendirilmektedir. Diğer bir deyişle, bir işlem
neticesinde gelir elde edilmemişse (lehe para
kalmamışsa)
BSMV'ye
tabi
bir
matrah
da
bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, BSMV'ye
tabi her işlem tek başına ele alınmakta, işlem sonucunda
lehe para kalmışsa BSMV doğmakta, kalmamışsa veya
zarar edilmişse doğmamaktadır. Vergilemede işlem esas
alındığından, vergiye tabi matrah bulunurken, bir
işlemden elde edilen gelirden, başka bir işlemden elde
edilen zarar düşülememektedir. Bu durumun, işlemden
elde edilen gelirin hesabında, işlem maliyetlerinin dikkate
alınmasına engel olmadığı tabiidir.
KAMBİYO MUAMELERİ
• Kambiyo; efektif dâhil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev'i hesap, belge
ve vasıtalar olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla, kambiyo olarak değerlendirilen söz
konusu hesap, belge ve vasıtaların ana unsur olduğu işlemlerin kambiyo işlemi olarak
değerlendirilmesi gerekmektedir.
• Bu kapsamda, dövizin TL veya döviz ile değişimini öngören ve bir tarafa alım, diğer
•
•
tarafa da satış hakkı/yükümlülüğü veren vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinde;
sözleşme vadesinde söz konusu sözleşme yükümlülüklerinin fiziki olarak
yerine getirilmesi yani kambiyo işleminin ana unsur olması durumunda, bu
işlemin kambiyo muamelesi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer
taraftan, sözleşmenin vade tarihinde tarafların sözleşme dolayısıyla lehe aldıkları
parayı hesaplayıp ödemek suretiyle sözleşmeyi sonlandırmaları halinde, sözleşmenin
ana işlem olarak kabulü gerektiğinden, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin
nakdi uzlaşı ile sonuçlanmasının kambiyo muamelesi kapsamında
değerlendirilmesi mümkün değildir.
6802 sayılı Kanunun 31 inci maddesi uyarınca, kambiyo alım ve satım muamelelerinde
döviz satışı ile birlikte vergiyi doğuran olay gerçekleşmekte ve döviz satış tutarının
tamamı vergiye tabi bulunmaktadır. Ancak döviz satış işlemlerinde BSMV oranı sıfır
olarak uygulanmaktadır.
Bu nedenle, fiziki teslimatla sonuçlanan döviz/TL ve döviz/döviz vadeli işlem ve
opsiyon sözleşmeleri neticesindeki kambiyo işlemlerinde BSMV oranı sıfır olarak
uygulanacaktır. Öte yandan, söz konusu sözleşmelerin nakdi uzlaşı ile sonuçlanması
durumunda ise, sözleşme dolayısıyla lehe alınan paranın hesaplanması ve bu tutar
üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanması gerekmektedir.
ARBİTRAJ İŞLEMLERİ
• Arbitraj, herhangi bir menkul kıymetin, dövizin veya malın eş
zamanlı olarak bir piyasadan alınıp diğer bir piyasada satılarak, aynı
kıymetlerin birbiri ile değiştirilmesi sonucu risksiz bir şekilde gelir
elde edilmesi işlemi olup, bu işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar
6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (p) bendi uyarınca
BSMV'den istisnadır.
• Abritraj’dan bahsedebilmek için;
•
•
•
•
•
•
Birden fazla piyasada işlem gören her kıymet, döviz veya mal gibi ürünler kural
olarak arbitraja konu edilebilir
İşleme konu kıymet, döviz veya mal aynı anda birden fazla piyasada alım satıma
konu edilebilen bir ürün olmalıdır
Piyasa, en genel anlamıyla alıcı ve satıcıların alım satıma konu mal ve hizmetleri
almak ve satmak amacıyla bir araya geldikleri yer olarak tanımlanmaktadır.
Aynı ürünün farklı piyasalarda aynı anda farklı fiyatlardan alım satıma konu
edilebilmesi gerekir.
Ürünün eş zamanlı olarak düşük fiyatlı olduğu piyasadan alınıp, yüksek fiyatlı
olduğu piyasada satılması suretiyle vadesiz ve risksiz gelir elde edilmesi
gerekmektedir.
Elde edilen gelirin kaynağı, aynı ürünün farklı piyasalardaki fiyat farklılığı olmalı,
geleceğe, tahmine ve riske dayanmamalıdır.
VADELİ İŞLEM VE OPSİYON SÖZLEŞMELERİNİN
VERGİLENDİRİLMESİ
• Vadeli işlem sözleşmesi; belirli bir vadede, önceden belirlenen
fiyat, miktar ve nitelikte ekonomik veya finansal göstergeyi, sermaye
piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi alma veya satma
yükümlülüğü veren sözleşme olarak tanımlanmıştır.
• Opsiyon sözleşmesi, opsiyonu alan tarafa belirli bir vadede veya
belirli bir vadeye kadar önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikte
ekonomik veya finansal göstergeyi, sermaye piyasası aracını, malı,
kıymetli madeni ve dövizi alma veya satma hakkı veren, satan tarafı
ise yükümlü kılan sözleşme olarak tanımlanmıştır.
• Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere gelecekte belirli bir fiyat,
miktar ve nitelikteki kıymetin alım satım hakkını veren sözleşmeler
yapılabilmekte ve bu sözleşmeler neticesinde gelir (lehe alınan para)
elde edilebilmektedir.
• Vadeli
işlemlere future, forward ve swap sözleşmeleri,
opsiyonlara ise opsiyon sözleşmeleri ve varantlar örnek olarak
verilebilir.
VADELİ İŞLEM VE OPSİYON SÖZLEŞMELERİNİN
VERGİLENDİRİLMESİ
• Banka, banker ve sigorta şirketleri tarafından vadeli işlem ve opsiyon
•
•
sözleşmelerinin düzenlenmesi ve alım satımı nedeniyle lehe alınan paralar
6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca BSMV'ye tabidir. Söz konusu
sözleşmelerin düzenlenme amacı BSMV açısından önem arz etmemektedir.
6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (p) bendinde Türkiye'de kurulu
borsalarda gerçekleştirilen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin
muameleler ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar BSMV'den istisna
edilmiştir.
Türkiye'de kurulu borsalarda yapılan opsiyon sözleşmelerinin alım
satım işlemleri ile opsiyon hakkının satılması dolayısıyla lehe alınan paralar
(opsiyon primi) istisna kapsamına girmektedir. Ancak, sözleşme işlemlerine
ilişkin nakdi teminatların Takasbank'a yatırılması suretiyle lehe alınan
paralar istisna kapsamına girmemekte olup, BSMV'ye tabi tutulmalıdır. Diğer
taraftan, bankaların Takasbank nezdinde zorunlu olarak bulundurdukları
teminat tutarlarının nemalandırılması karşılığında lehe aldıkları paralar,
bankalar arası mevduat muameleleri sonucu lehe alınan para olarak
98/11591 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca %1 oranında BSMV'ye
tabidir.
VADELİ İŞLEM VE OPSİYON SÖZLEŞMELERİNİN
VERGİLENDİRİLMESİ
• Öte yandan, yukarıda yer alan arbitraj tanımı ve unsurlarından da açıkça
•
•
anlaşılacağı üzere, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin arbitraj
kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak, birden fazla
piyasada işlem gören "aynı vadeli işlem veya opsiyon
sözleşmesi"nin eş zamanlı olarak düşük fiyatlı bir piyasadan alınıp
yüksek fiyatlı diğer piyasada satılması işlemi arbitraj işlemi
olduğundan, bu işlem sonucunda lehe alınan para 6802 sayılı Kanunun 29
uncu maddesinin (p) bendi uyarınca BSMV'den istisna olacaktır.
Döviz/TL veya döviz/dövize dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon
sözleşmelerinin fiziki teslimatla sonuçlanması halinde, bu işlemler
kambiyo işlemi olarak sıfır oranında BSMV'ye tabi olacaktır. Bir sözleşmenin
fiziki teslimatla sonuçlanması, tarafların o sözleşmede yazılı edimlerini
karşılıklı olarak yerine getirmelerini ifade etmektedir.Ayrıca , kambiyo
satışında satış tutarı üzerinden hesaplanacak vergi dışında, ayrıca döviz alış
kuru ve satış kuru arasındaki müspet fark üzerinden %5 oranında BSMV
hesaplanmayacaktır.
Diğer taraftan, Türkiye'de kurulu borsalarda gerçekleştirilmeyen gerek
döviz/TL gerekse döviz/döviz vadeli işlem sözleşmelerinin nakdi uzlaşı ile
sonuçlanması halinde vadeli işlem sözleşmesi dolayısıyla lehe alınan paralar
BSMV'ye tabi tutulacaktır.
FORWARD İŞLEMLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
• Forward sözleşmesi, taraflardan birinin sözleşmeye konu
olan finansal varlığı sözleşmede belirlenen fiyat
üzerinden gelecekteki belirli bir tarihte satın almasını,
karşı tarafın da sözleşmeye konu finansal varlığı
satmasını öngören bir sözleşme türüdür.
• Banka ve bankerler tarafından dövize veya diğer finansal
varlığa dayalı olarak yapılan forward işlemlerinde
sözleşme dolayısıyla lehe alınan paralar BSMV'ye tabi
tutulacaktır. Ancak, fiziki teslimatla sonuçlanan döviz/TL
ve döviz/döviz forward sözleşmelerinde ana işlem
kambiyo işlemi olduğundan, BSMV oranı sıfır olarak
uygulanacaktır.
Sözleşmenin
nakdi
uzlaşı
ile
sonuçlanması halinde ise, sözleşme nedeniyle lehe alınan
para üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanacaktır.
SWAP İŞLEMLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
• Swap, iki tarafın belirli bir zaman dilimi içinde farklı faiz
ödemelerini ve/veya farklı para birimlerini karşılıklı olarak
değiştirdikleri bir takas sözleşmesidir.
• Vadeli bir işlem olması ve risk içermesi gibi unsurları
dikkate alındığında, swap işlemlerinin arbitraj işlemlerine
yönelik istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün
bulunmamaktadır. Bu nedenle, swap işlemleri dolayısıyla
lehe alınan
paraların
BSMV'ye
tabi
tutulması
gerekmektedir.
SWAP İŞLEMLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
•
•
•
•
•
Para Swapı İşlemleri
Para swapı, tarafların önceden anlaştıkları oran ve koşullarda belirli miktardaki para
birimlerini (döviz/döviz, döviz/TL) değiştirmek suretiyle gerçekleştirdikleri işlemlerdir.
Para swapı sözleşmesinin fiziki teslimle sonuçlanması durumunda, bu işlem kambiyo
işlemi niteliğinde olacağından BSMV hesaplanmayacaktır. Ancak, para swapı
sözleşmesinin nakdi uzlaşı ile sonuçlanması halinde BSMV mükellefleri tarafından lehe
alınan paralar %5 oranında BSMV'ye tabi tutulacaktır.
Faiz Swapı İşlemleri
Faiz swapı, gösterge bir anapara tutarı üzerinden farklı faiz oranı esaslarına göre
hesaplanacak faizlerin iki taraf arasında anlaşılan vadelerde değişimini öngören bir
sözleşmedir. Bu sözleşmede, aynı para biriminden olan borçların faiz ödemelerinin
yapısı değişmekte, anapara değişimi gerçekleşmemektedir.
Faiz swapı sözleşmesi tek bir işlem, yapılan faiz ödemeleri ise bu işlemin maliyet
unsuru olarak kabul edilmekte ve gelir, sözleşme yükümlülüklerinin sona erdiği
vadede ortaya çıkmaktadır. Bu işlemde lehe alınan paranın tespitinde alınan ve
ödenen faizler birlikte dikkate alındığı için ara dönemlerdeki faiz tahsilâtları üzerinden
ayrıca BSMV hesaplanmayacaktır.
BSMV mükellefi tarafından bu sözleşme sonucunda lehe alınan paranın tespiti
sözleşmenin vadesinde yapılabileceğinden, vade sonunda sözleşme bazında net faiz
gelirinin oluşması halinde bu tutar üzerinden % 5 oranında BSMV hesaplanması
gerekmektedir.
OPSİYON İŞLEMLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
• Opsiyon sözleşmesi, opsiyonu alan tarafa belirli bir vadede veya belirli bir vadeye
kadar önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikte ekonomik veya finansal göstergeyi,
sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi alma veya satma hakkı
veren, satan tarafı ise yükümlü kılan sözleşmedir.
• Türkiye'de kurulu borsalarda gerçekleştirilen opsiyon sözleşmelerine ilişkin
•
muameleler ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar 6802 sayılı Kanunun 29
uncu maddesinin (p) bendi uyarınca BSMV'den istisna edilmiştir. BSMV mükelleflerinin
söz konusu borsaların dışında gerçekleştirdikleri opsiyon sözleşmelerine ilişkin
muameleler ve bu muameleler sonucu lehe aldıkları paralar BSMV'ye tabi tutulacaktır.
Opsiyon işlemleri sonucu lehe alınan para, yani BSMV matrahı; alma hakkı veren
opsiyonlarda sözleşmeye konu olan finansal varlığın piyasa fiyatından kullanım (alış)
fiyatı ve opsiyon priminin indirilmesi suretiyle bulunacak tutar, satma hakkı veren
opsiyonlarda ise kullanım (satış) fiyatından piyasa fiyatı ve opsiyon priminin
indirilmesi suretiyle hesaplanacak tutardır.
• Opsiyon sözleşmelerinde, satın alma veya satma hakkını alan tarafın bu hakkı satan
tarafa yaptığı ödeme, opsiyon primidir. Opsiyon primi, alım veya satım hakkını satan
taraf açısından hak satışı nedeniyle lehe alınan para mahiyetinde olduğundan, BSMV
mükelleflerinin lehlerine aldıkları opsiyon primleri üzerinden sözleşme tarihi itibariyle
BSMV hesaplamaları gerekmektedir. Öte yandan, söz konusu opsiyon primi, opsiyon
sözleşmesi sonucu lehe alınan paranın (BSMV matrahının) hesabında maliyet olarak
dikkate alınacaktır.
VARANTLARIN VERGİLENDİRİLMESİ
• Varant; elinde bulunduran kişiye dayanak varlığı ya da göstergeyi önceden belirlenen
bir fiyattan belirli bir tarihe kadar alma veya satma hakkı veren ve bu hakkın kaydi
teslimat ya da nakit uzlaşı ile kullanıldığı menkul kıymet niteliğinde bir sermaye
piyasası aracı olarak tanımlanmaktadır.
• Hisse senedi varantları, tasarruf sahiplerinin hisse senedi piyasalarında yapmış
oldukları yatırımların, ileriye dönük aşırı fiyat dalgalanmalarına karşı korunmalarını
sağlayacaktır. Varant, yatırımcıların fiyat dalgalanmalarından etkilenmesini önleme
özelliği nedeniyle, koruma özelliği ağır basan bir finansal enstrümandır.
• Varantlar, yatırımcılara düşük tutarlar yatırmak suretiyle, hisse senedi ve diğer yatırım
araçlarının getirilerinden faydalanma olanağı sunması ve türev araçlar kadar karmaşık
olmaması sebebiyle, daha fazla bireysel yatırımcının sermaye piyasalarına
çekilmesinde etkilidir.
• 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (p) bendi uyarınca, Türkiye'de kurulu
borsalarda gerçekleştirilen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin muameleler
ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar BSMV'den istisna edilmiştir. Hukuki
açıdan opsiyon sözleşmelerinin dayanak varlık itibariyle sınırlandırılmış bir çeşidi olarak
kabul edilen varantlar için de, Türkiye'de kurulu bir borsada işlem görmeleri
durumunda söz konusu istisnanın uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, İMKB'de
işlem gören varantlara ilişkin muameleler ve bu muameleler sonucu lehe alınan
paralar BSMV'den istisna olup, Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören opsiyonların
vergilemesine yönelik açıklamalar, varantlar için de geçerli olacaktır.
FOREKS İŞLEMLERİNİN VERGİLENDİRİMESİ
• 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 30 uncu maddesinin (g) bendinde,
"Döviz, mal, kıymetli maden veya Kurulca belirlenecek diğer varlıkların
kaldıraçlı alım satımı, alım satımına aracılık ve bu işlemlere yönelik
hizmetlerin yerine getirilmesi" sermaye piyasası faaliyeti olarak sayılmış
olup, Kanunun 31 inci maddesinde sermaye piyasası faaliyetlerinde
bulunacak kurumların, Kuruldan izin almalarının zorunlu olduğu, faaliyet ve
aracılık türleri itibariyle başvuru ve izin esaslarının Kurulca düzenleneceği
belirtilmiştir.
• 27/08/2011 tarihli ve 28038 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kaldıraçlı
Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin
Esaslar Hakkında Tebliğin "Tanımlar" başlıklı 4 üncü maddesinde kaldıraçlı
alım satım işlemi; yatırılan teminat tutarı karşılığında, her türlü döviz,
mal, kıymetli maden ve Kurulca belirlenecek diğer varlıkların kaldıraçlı olarak
elektronik ortamda alım satımı işlemleri olarak tanımlanmıştır. Aynı
maddede yetkili kuruluş ise; kaldıraçlı alım satım faaliyetinde bulunmak
üzere Kurulca yetkilendirilmiş aracı kurum ve vadeli işlemler aracılık
şirketleri olarak tanımlanmıştır.
• Kaldıraçlı alım satım işlemleri foreks işlemleri, işlemlerin yapıldığı piyasa
da foreks piyasası olarak isimlendirilmektedir.
FOREX- KALDIRAÇLI ALIM SATIM İŞLEMİ NEDİR?
• Esas itibariyle Forex; bir ülkenin para birimi karşılığında başka bir ülke
parasının alımı yada satımını yapmak olarak tanımlanır. Forex, yani döviz
alım satım işlemleri ticari, yatırım, riskten korunma yada spekülatif
amaçlarla dövize duyulan ihtiyaçtan yapılmaktadır. En basit ifadesiyle 1 $ =
1,50 TL kurundan 150 TL karşılığı 100 TL alınması bir forex işlemdir.
• İki ülke parasının birbirine yada altın gibi kıymetli madenlerin ülke parasına göre değeri alım satıma konu
olmakta ve yatırımcılara yatırdıkları teminatın belli bir katına kadar işlem yapma yetkisi verilmektedir. Bu orana
kaldıraç oranı adı verilir.
• Örneğin; kaldıraçın olmadığı bir forex işleminde 1$= 1,50 TL ise 100TL eldeki para için 67 $ alınır. Dolar 1,70
olursa eldeki 67 $ ile 67*1,70= 114 TL almak mümkündür. Yani kar 14 TL’dır.
1’e 100 kaldıraç oranı yapılan forex işleminde ise; 1000 TL karşılığında 100.000 TL’lık işlem yapılabilir. Yani
100.000 TL karşılığında 1 $= 1,50 TL’dan 66.667 dolar almış gibi olunur. Kur 1,60 TL olursa 66.667*1,60=
106.667 TL alınır. Yani 1.000 TL’lık teminatla kar 6.667 TL’dır.
FOREKS İŞLEMLERİNİN VERGİLENDİRİMESİ
• Banka, banker ve sigorta şirketleri tarafından yapılan fiziki teslimatlı döviz alış ve satış
işlemleri, kambiyo işlemi olduğundan sıfır oranında BSMV'ye tabi olup, üzerlerinden
BSMV hesaplanmayacaktır. Ancak, nitelik itibariyle banka muamele ve hizmetleri
kapsamında olduğu kabul edilen foreks işlemleri, dayanak varlıktaki fiyat
değişimlerinden fiziki alım satım olmaksızın yararlanmayı amaçladığından,
kambiyo alım satım işlemi olarak değerlendirilemez. Buna göre;
- Banka ve sigorta şirketlerinin foreks işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paralar,
- İlgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle 6802 sayılı Kanunun 28
inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapan ve
banker kapsamında BSMV mükellefi olanların foreks işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları
paralar,
- Yetkili kuruluşlar banker kapsamında BSMV mükellefi olup kendileri veya başkaları
hesabına yaptıkları foreks işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paralar,
6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca BSMV'ye tabi bulunmaktadır.
• BSMV mükellefleri tarafından Türkiye'de kurulu borsalarda yapılacak kaldıraçlı alım
satım işlemleri, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri mahiyetinde
olmadığından, 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin (p) bendi kapsamında
değerlendirilmeleri mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, Türkiye'de kurulu
borsalarda yapılan foreks işlemleri dolayısıyla lehe alınan paraların tamamı %5
oranında BSMV'ye tabi tutulacaktır.
DAMGA VERGİSİ
DAMGA VERGİSİNİN KONUSU VE ŞUMULÜ
• DVK’na ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisine tabidir.
• Kağıtlar terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret
konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek
için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade eder.
• Yabancı memleketlerle Türkiye'deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda
düzenlenen kağıtlar, Türkiye'de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine devir
veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle hükümlerinden
faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulur.
• 5228 Sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle i1’nci maddenin ikinci fıkrasında
yer alan "belgeleri ifade eder." ibaresi "belgeler ile elektronik imza
kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde
oluşturulan belgeleri ifade eder.", şeklinde değiştirilmiştir. Böylece damga
vergisine tabi kağıtlar terimi, manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde
oluşturulan belgeleri de kapsayacak şekilde yeniden tanımlanmıştır.
• DVK’nun 2. maddesine göre vergiye tabi kağıtlar
•
mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan
mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin
yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine,
devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve
şerhler de Damga Vergisine tabidir.
14. maddeye göre de belli parayı ihtiva eden
sözleşmelerin süresinin uzatılması halinde artan
miktar aynı nispette vergiye tabidir. Devri
halinde
aslından
alınan
verginin
¼’ü
alınır.Sözleşmenin süresinin uzatılması halinde
aynı miktar veya nispette vergi alınır.
• Sözleşmede
Yer
Alan
Miktarın
İndirilmesi: DVK’nunda bedel artırımı için
açık hüküm bulunmasına rağmen, tersi
durum
için
bir
düzenleme
bulunmadığından vergileme bakımından
yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.
• Kağıt Hükümlerinin Kendiliğinden
Uzaması Süreli olarak düzenlenen ve süre
dolması ile aynı şartlarda mevcut kağıdın
süresi uzamakta ve hükmünden tekrar
yaralanılmakta ise de, herhangi bir kağıt
düzenlenmediği için bu işlemin damga
vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.
I SAYILI TABLO
AKİTLERLE İLGİLİ KAĞITLAR
(Örn: Sözleşmeler, teminat ve rehin senetleri,
fesihnameler,sulhnameler, tahkimnameler)
KARARLAR VE MAZBATALAR
TİCARİ İŞLEMLERDE KULANILAN KAĞITLAR
( Örn: Ticari senetler, bilanço,gelir tablosu )
MAKBUZLAR VE DİĞER KAĞITLAR
(Örn: Makbuzlar, beyannameler)
UZLAŞMA TUTANAKLARI DAMGA VERGİSİNE TABİ
MİDİR?
• Bir muktezaya göre; tahkimnameler kişiler arasında çıkan
uyuşmazlıkların hakem aracılığıyla çözülmesine ilişkin
kağıtlardır. Sulhnameler ise bir akdin uygulanmasında
ortaya çıkacak sorunların mahkeme veya hakeme
gitmeden taraflarca sulh yoluyla giderilmesi dolayısıyla
düzenlenen kağıtlardır. Bu nedenle;Avukatlık Kanununa
göre düzenlenecek olan ve ilan hükmünde sayılan
uzlaşma tutanaklarının sulhname olarak değerlendirilmesi
gerektiği
belirtilmiştir.
(7.9.2001
tarih
B.07.4.DEF.0.34.12.2.10-7442 sayılı)
• ?
KONUT YAPI KOOPERATİFİ TARAFINDAN ALINAN
İHALE KARARI DAMGA VERGİSİ’NE TABİ MİDİR?
•1
•
SAYILI
TABLONUN
KARARLAR
VE
MAZBATALAR BAŞLIKLI BÖLÜMÜNE GÖRE
İHALE KANUNLARINA TABİ OLAN VEYA
OLMAYAN RESMİ DAİRE VE KAMU TÜZEL
KİŞİLİĞİNİ HAİZ KURUMLARIN HER TÜRLÜ
İHALE KARARLARININ BİNDE 4,95’İ DAMGA
VERGİSİNE TABİDİR.
KONUT YAPI KOOPERATİFİ
KAMU TÜZEL
KİŞİLİĞİNE HAİZ KURUM OLMADIĞINDAN
ALINAN İHALE KARARI
DAMGA VERGİSİNE
TABİ DEĞİLDİR.
KONUT YAPI KOOPERATİFİ TARAFINDAN MÜTEAHHİDE
YAPILAN İSTİHKAK ÖDEMELERİ DAMGA VERGİSİ’NE TABİ
MİDİR?
• 1
•
SAYILI TABLOYA GÖRE “RESMİ DAİRELER
TARAFINDAN YAPILAN MAL VE HİZMET ALIMLARINA
İLİŞKİN ÖDEMELER NEDENİYLE KİŞİLER TARAFINDAN
RESMİ DAİRELERE VERİLEN VE BELLİ PARAYI İHTİVA
EDEN MAKBUZ VE İBRA SENETLERİ LE BU ÖDEMELERİN
RESMİ DAİRELER NAM VE HESABINA, KİŞİLER ADINA
AÇILMIŞ VEYA AÇILACAK HESAPLARA NAKLEDİLMESİNİ
VEYA EMİR VE HAVALELERİNE TEDİYESİNİ TEMİN EDEN
KAĞITLAR BİNDE 8,25 ORANINDA DAMGA VERGİSİNE
TABİDİR”
KONUT
YAPI
KOOPERATİFİ
RESMİ
DAİRE
SAYILMADIĞINDAN
HAKEDİŞ ÖDEMELERİ DAMGA
VERGİSİNE TABİ DEĞİLDİR.
DAMGA VERGİSİNİN MÜKELLEFİ
• Damga Vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir.
• Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların
Damga Vergisini kişiler öder.
• Yabancı memleketlerle Türkiye'deki yabancı elçilik ve
konsolosluklarda
düzenlenen
kağıtların
vergisini,
Türkiye'de bu kağıtları resmi dairelere ibraz eden,
üzerlerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya
herhangi bir suretle hükümlerinden faydalananlar
öderler. Ancak bunlardan ticari veya mütedavil kağıt
mahiyetinde bulunanların vergisini, bunları en evvel
satan veya kabul veya başka suretle kullanan kişiler
öderler.
KAĞITLARIN MAHİYETİNİN TAYİNİ
• Bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın
mahiyetine bakılır ve buna göre tabloda yazılı vergisi
bulunur.
• Kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda
belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş
olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm
ve manaya bakılır.
• Mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir
kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine
nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınır.
KAĞIT NÜSHALARININ BİRDEN
FAZLA OLMASI
• Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen
kağıtların her nüshası ayrı ayrı aynı miktar
veya nispette Damga Vergisine tabidir. Şu
kadar ki, poliçe ve emre yazılı ticari
senetlerin
yalnız
tedavüle
çıkarılan
nüshaları vergiye tabi tutulur.
BİRDEN FAZLA NÜSHA KONUSUNDA BİR
DANIŞTAY KARARI
• Danıştay 11’inci Dairesi’nin 26.2.1991 tarih
89/4974
Esas, 91/582 sayılı kararında, yasal düzenlemelere bağlı
olarak taşıma ve hizmet sözleşmelerinin yapılmasının
gerektiği bir durumda , kağıtların bu şekilde
düzenlendiğinin saptandığı ancak ikinci nüshayı saklamak
yükümlülüğünde olanların , yasaya aykırı olmakla birlikte
kağıdın tek nüsha olarak düzenlendiği yolundaki beyanda
bulundukları bir durumda , bu beyan yapılan belirleme
çerçevesinde kabul görmemiş ve nüshaların vergisinin
ödendiğinin ispat edilememiş olmasına bağlı
olarak yapılan tarhiyat onanmıştır.
BİRDEN FAZLA NUSHA KONUSUNDA FARKLI BİR
GÖRÜŞLER
• Bir vergi mahkemesi kararına göre; sözleşmenin ilgili maddesine göre tek
nüsha düzenlenen ve düzenlenen bu nüshanın yeminli mali müşavire
bırakıldığı, sözleşmenin yeminli mali müşavirce onaylı bir suretinin iş
sahibine verildiği olayda, 11 Seri numaralı SMMM ve YMM tebliğinde
sözleşmenin iki nüsha düzenlenip, bir nüshasının taraflara verileceği
belirtilmişse de, olayda, Oda tarafından düzenlenen tasdik sözleşmesinde
herhangi bir açıklama olmadığı gibi, sözleşmenin iki veya daha fazla nüsha
düzenlendiği hususunda somut bir tespit bulunmadığından, sözleşmenin iki
nüsha düzenlendiği yönündeki iddia yerine görülmemiştir. Söz konusu karar
bölge idare mahkemesince de onanmıştır.
• İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığınca verilen bir muktezaya göre; tasdik
raporlarının ilgili vergi dairesine ibrazında; raporlarla ilgili diğer tetkik ve
kontrollerin yanı sıra, yeminli mali müşavirlerle mükellefler arasında
düzenlenen sözleşmelerinde kontrol edilmesi gerektiği,bu kontroller
esnasında yeminli mali müşavirlerle mükellefle
arasında düzenlenen
sözleşmelerin iki nüsha düzenlenmiş olması halinde iki nüsha üzerinden, tek
nüsha düzenlenmiş olması halinde tek nüsha üzerinden damga vergisinin
tahakkuk ettirilip tahsil edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
NÜSHA/SURET AYIRIMI
• Nüshalar, belli bir hususu ispat ve belli etmek üzere
müstakilen ve aynı zamanda farklı mekanlarda ibraz edilebilir
mahiyette olan kağıtlardır.
• Suret ise aslında bulunan ibarelerin aynısını taşıyan, fakat
aslında bulunan imzaları taşımayıp aslına uygun olduğuna
ilişkin onaylayanın imzasını veya kaşesini ihtiva eden kâğıtları
ifade etmektedir. Taraf/taraflarınca düzenlenerek imzalanmış,
diğer bir ifadeyle hukuken tekemmül etmiş bir kâğıdın usulüne
uygun
olarak
çıkarılmış,
ancak
taraflarınca
ayrıca
imzalanmamış örnekleri surettir.
• Kâğıtların fotokopi ile çoğaltılmış örneklerinin de "Aslına
uygundur" ya da "Aslı gibidir" şerhi ile onaylayanın imzası
veya kaşesini ihtiva etmesi halinde mahiyeti itibarıyla suret;
kâğıdın taraflarınca ayrıca imzalanması halinde ise nüsha
olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
NÜSHA/SURET AYIRIMI
• Bu ayırım vergileme bakımından önemlidir.
Çünkü nüshalardan her biri, ayrı ayrı aynı
nispet ve miktarlarda vergiye tabi olduğu
halde, suretler, 1 sayılı tablonun IV-4
pozisyonuna göre maktu vergiye tabi olur.
• Fotokopiler nüsha sayılmaz.
Fotokopi
genel hukukta bir hususu ispat ve belli
etmede suretten daha zayıf kabul edilirler.
Delil sayılmazlar.
KAĞITTA BİRDEN ÇOK İŞLEM BULUNMASI / BİRDEN FAZLA
İMZALI KAĞITLAR
•
Bir kağıtta bir birinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem
bulunduğu takdirde bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınır. Bir
kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma
oldukları takdirde Damga Vergisi, en yüksek vergi alınmasını
gerektiren akit veya işlem üzerinden alınır. Ancak bu akit ve
işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve
işlemi de ayrıca vergiye tabidir.
• Kağıtlara konulan imzanın birden fazla olması verginin tekerrürünü
gerektirmez. Ancak maktu vergiye tabi olup müteaddit kişilerin
imzasını taşıyan makbuz ve ibra senetlerinin Damga Vergisi imza
adedine göre alınır. Nispi vergiye tabi ve birden fazla kişinin imzasını
taşıyan makbuz ve ibra senetlerinde her imza sahibine ait olan hisse
ayrıca belli edilmiş ise, vergi hisselere göre ayrı ayrı ödenir. Şu kadar
ki, bir resmi daire veya bir gerçek veya tüzel kişi adına kağıtlara
konulan birden fazla imza bir imza hükmündedir.
DAMGA VERGİSİNDE İSTİSNALAR
• DVK’na
(2) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisinden
müstesnadır.
1. RESMİ İŞLEMLERLE İLGİLİ KAĞITLAR
A. RESMİ DAİRELER ARASINDA KULLANILAN
B. RESMİ DAİRLERDEN KİŞİLERE VERİLEN,
C.KİŞİLERDEN RESMİ DAİRELERE VERİLEN
2. ÖĞRENCİLER VE ASKERLERLE İLGİLİ KAĞITLAR
3. İŞÇİLER, ÇİFTÇİLER VE GÖÇMENLERLE İLGİLİ KAĞITLAR
4. TİCARİ VE MEDENİ İŞLEMLERLE İLGİLİ KAĞITLAR
5. KURUMLARLA İLGİLİ KAĞITLAR
KVK’YA GÖRE YAPILAN BİRLEŞME, DEVİR
VE BÖLÜNME İŞLEMLERİNDE DÜZENLEN
KAĞITLAR
• 2 Sayılı Tablonun IV Ticari ve Medeni
İşlerle İlgili Kağıtlar Başlıklı bölümünün 17
numaralı fıkrasına göre, KVK’na göre
yapılan birleşme, devir ve bölünmeler
nedeniyle düzenlenen kağıtlar damga
vergisinden istisnadır.
(Bu işlemler HK’nun 123. maddesine göre
harca da tabi değildir.)
6322 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİK
• DVK’na ekli 2 sayılı tablonun IV.numaralı başlıklı
bölümünde yer alan 23 ve 30 numaralı bentlerde
bankalar veya finansman şirketlerinde kullandırılan
kredilere ve bunların geri ödenmesine ilişkin kağıtlara ve
bu kağıtların üzerine konulacak şerhler damga
vergisinden istisna idi. 6322 sayılı kanunla yapılan
değişiklik sonrasında istisna kapsamına
“kredilerin
teminatlarına ilişkin kağıtlar “ da dahil edilmiştir.
• Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra
teşkilatları ile döner sermaye işletmelerinde geçici olarak
istihdam edilenlerle yapılan sözleşmeler ile Aile Hekimliği
Kanununa göre hizmet alımına ilişkin yapılan hizmet
sözleşmeleri Damga Vergisinden istisnadır. ( 2 sayılı
tablo V numaralı başlık)
VERGİLEME ÖLÇÜSÜ / VERGİNİN ÖDENMESİ
• Damga vergisi nispi veya maktu oranda
alınır. Nispi vergilerde nevi mahiyetlerine
göre “belli para” maktu vergilerde ise
kağıtların “mahiyeti” esastır.
• Damga
vergisi,
makbuz
karşılığı,
istihkaktan kesinti yapılması veya basılı
damga konulması şekillerinden biriyle
ödenir. (Pul yapıştırma suretiyle ödeme
kalktı)
“BELLİ PARA” YI İÇERMEYEN SÖZLEŞMELERDE
DAMGA VERGİSİ NASIL HESAPLANIR?
• Verginin hesabına esas alınacak meblağın özel şekilde hesaplanmamış
•
•
•
olması vergilemeyi etkilemez. Örneğin bir taşıma mukavelesinde 1 ton
demirin 100 TL olmak üzere 1.000 ton demirin taşınacağı kayıtlı ise,
verginin matrahı 100.000 TL olarak hesaplanabilir.
Meblağın başlangıçta hesaplanamaması, bazen kağıdın bütünüyle maktu
vergiye tabi olmasına yol açabilir. Örneğin, bir maden sahasının belli
süreyle istihraç edilecek cevherin satışı ile ilgili bir mukavelenamede,
birim fiyat bulunsa bile, bir meblağa ulaşmak mümkün değildir. Çünkü,
öngörülen sürede ne kadar cevher istihraç edileceği bilinemez.
Dolayısıyla, bu hallerde maktu vergi alınması ile yetinmek durumu
doğar.
Bazı hallerde sözleşmede miktar ve fiyat belirlenmeyebilir. Ancak
sözleşme hükümlerine uyulmaması sonucu öngörülen tazminat miktarı
varsa belli para olarak tazminat miktarı esas alınarak vergileme
yapılabilir.
Bir satış sözleşmesinde satış bedelinin vadeli olarak tahsili öngörülmüş
ise vade farkı da satış bedelinin unsuru sayılır. Dolayısıyla belli paraya
dahildir.
• Belli parayı ihtiva eden sözleşmelerin değiştirilmesi
halinde artan miktar aynı nispette vergiye tabidir.
Bunların devri halinde aslından alınan verginin dörtte biri
alınır.
• Daha önce de ifade edildiği gibi sözleşmelerin sürelerinin
uzatılması halinde aynı miktar ve nispette vergi alınır.
(“kira sözleşmesinin bitimine 15 gün kala hiçbir itirazda
bulunulmaması durumunda kira süresi kendiliğinden
uzar” şeklinde ifade bulunan kira sözleşmeleri için Maliye
Bakanlığının mukteza bazındaki görüşü: Yeni bir kağıt
düzenlemeden veya ayrı bir şerh ve mektupla uzadığı
belirtilmeyen kira sözleşmelerinde damga vergisi
hesaplanmayacaktır.)
NİSPET
• Kağıtların Damga Vergisi bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı nispet veya
miktarlarda alınır. Ancak her bir kağıt için hesaplanacak vergi tutarı (1) sayılı
tabloda yer alan sınırlamalar saklı kalmak üzere
2012 yılı
için 1.379.775,30 TL’nı aşamaz.
• Belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan
miktar aynı nispette vergiye tabidir. Bunların devri halinde aslından alınan
verginin dörtte biri alınır.
• Mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette
vergi alınır.
• Akreditif mektup ve telgraflarında süre uzatıldığı takdirde verginin dörtte biri
alınır.
• Yabancı memleketlerden Türkiye üzerine düzenlenen kağıtlar aynı miktarda,
yabancı memleketlerin birinden diğeri üzerine düzenlenip Türkiye`de
tedavüle çıkarılanlar ise yarı nispette vergiye tabidir.
NİSPET/ I SAYILI TABLO
-
Akitlerle İlgili Kağıtlar
Kararlar ve Mazbatalar
Ticari İşlemlerde Kullanılan Kağıtlar
Makbuzlar ve Diğer Kağıtlar
İHALELERDE DAMGA VERGİSİ
NİSPETLERİ
• İhale yapılması halinde, söz konusu ihale sonucu
düzenlenen ihale kararları binde 4,95 (II Kararlar ve
Mazbatalar Bölümü 2. fıkra)
• İhale
kararının
uygulanmasına
ilişkin
sözleşme
düzenlenmesi binde 8,25 (I Akitlerle İlgili Kağıtlar
Bölümü A-1 Fıkrası)
• Hakediş ödemelerinde binde 8,25 (IV Makbuzlar ve Diğer
Kağıtlar Bölümü 1-a fıkrası)
BİRDEN FAZLA NÜSHA DÜZENLENEN
SÖZLEŞMELERDE AZAMİ DAMGA VERGİSİ
• Gelir İdaresi görüşüne göre 14. maddede
•
belirtilen sınır” her kağıt için hesaplanacak ve
ödenecek en yüksek vergi tutarına” ilişkindir.
Dolayısıyla azami sınırın tespitinde her kağıt ayrı
ayrı alınacaktır.
Danıştay, damga vergisine tabi kağıtların her
nüshasının diğerinden
ayrı ayrı olarak
vergilendirileceği;
ancak
nüshalar
için
hesaplanan toplam verginin 14. maddede yazılı
azami haddi aşamayacağı görüşündedir.
DAMGA VERGİSİNDE SORUMLULUK
• Vergiye tabi kağıtların Damga Vergisinin ödenmemesinden veya noksan
ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere
rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumludur.
• Birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın
tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında
vergiden müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan
ödenmesini gerektirmez. Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin (1)
sayılı tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu
kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler tarafından
ödenir. Ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya noksan
ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte kurumlar
müteselsilen sorumludurlar.
• Resmi daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede
bırakılan ve Damga Vergisi hiç alınmıyan veya noksan alınan kağıtların
vergisi mükelleflere, cezası düzenleyenlere aittir.
• Vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları
düzenleyenlerden alınır.
TAŞINMAZ VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANÇ İSTİSNASI
KAPSAMINDA DÜZENLENEN KÂĞITLAR DAMGA VERGİSİNDEN
DE İSTİSNA MIDIR?
• “ıv- ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar”
“35. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinin birinci
fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler nedeniyle
düzenlenen kâğıtlar.”
• 5520 sayılı yeni K.V.K.’nın geçici 1. Maddesinin (5) numaralı
fıkrasında, diğer kanunlarla 5422 sayılı kanuna yapılmış olan
atıfların, ilgili olduğu maddeler itibarıyla 5520 sayılı kanuna yapılmış
sayılacağı belirtilmiştir.
• Damga Vergisi Kanunu ile 5422 sayılı eski K.V.K.’nın8/12
maddesinde düzenlenen gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazancı
istisnası ile bankalara borçlu durumda olanlar ile bunların kefillerinin
bu borçlara karşılık bankalara devrettikleri gayrimenkul ve iştirak
hisselerinden elde ettikleri kazanca ilişkin istisna hükümlerine atıf
yapılmıştır. Dolayısıyla, Damga Vergisi Kanunu’nda yapılan bu atfın,
5520 sayılı yeni K.V.K.’nın geçici 1. Maddesine göre, aynı kanun’un
5. Maddesinin (1) numaralı fıkrasının e) ve f) bentlerinde düzenlenen
istisnalara yapıldığının kabul edilmesi gerekmektedir.
YURT DIŞINDA İMZALANAN SÖZLEŞMELER DAMGA
VERGİSİNE TABİ MİDİR ?
• Yurtdışında düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olmaları
Kanun’un 1. maddesinin son fıkrasında yer alan şartların varlığı
halinde söz konusudur. Bu hükme göre; yurtdışında düzenlenen
kağıtların damga vergiye tabi olabilmesi için;
a)
Türkiye’de resmi dairelere ibraz edilmesi
b)
Üzerinde devir ve ciro işlemleri yürütülmesi
c)
Herhangi bir suretle hükümlerinden Türkiye’de faydalanılması
Koşullarından herhangi birinin gerçekleşmesi yeterli olmaktadır.
 HÜKMÜNDEN FAYDALANMA: Bir yargı kararında
“hükmünden
faydalanma” ibaresinden, yurtdışında düzenlenen kağıdın Türkiye’de
ispat için ibraz edilmesi hatta ibraz edilebilme olasılığı dahi yeterli
olmaktadır. Bu hükme göre Türkiye’de ispat için ibraz edilmeyen
veyahut ibraz edilebilme olasılığı bulunmayan kağıtların,
hükümlerinden Türkiye’de faydalanıldığını kabul edilemez.
FİNANSAL KİRA SÖZLEŞMELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN
SÖZLEŞMELERDE DAMGA VERGİSİ VE HARÇ UYGULAMASI (10 NUMRALI
HARÇLAR SİRKÜLERİ)
• Finansal kiralama kanuna göre finansal kiralama sözleşmesi her türlü vergi, resim ve
harçtan muaftır.
• 13 seri numaralı harçlar kanunu tebliğinde sadece finansal kiralama sözleşmesinin
değil, bu sözleşmenin hüküm ifade edebilmesi için gerekli olan noterde yapılacak
işlemler, tapu şerh işlemlerinin de harçtan istisna edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
• 1997/2 sayılı Damga Vergisi İç Genelgesinde de finansal kiralama sözleşmesinin yanı
sıra söz konusu sözleşmenin teminatını teşkil eden
kağıtlarda damga vergisinden istisnadır.
işlemler nedeniyle düzenlenen
• Finansal Kiralama Kanununun amacı işletme tarafından ihtiyaç duyulan malların temini
için işletmeye finansman sağlamaktır. Bu hususa yönelik olarak taraflar arasında
yapılan finansal kiralama sözleşmesinde, karara bağlanan ödeme planında, vadede
veya teminat hükümlerinde işletmenin mali gücüne göre değişiklik yapılabilmektedir.
Yapılan bu değişiklikler mevcut finansal kiralama sözleşmesinin amacının
sürdürülmesine yönelik kağıtlardır.
• Bu itibarla, finansal kiralama sözleşmelerinde; ödeme planının revize edilmesi,
sözleşmeye yeni bir mal eklenmesi veya çıkarılması, sözleşmenin süresinde veya
teminat hükümlerinde değişiklik yapılması ya da kiracı değişikliği nedeniyle
düzenlenecek kağıtların ve yapılacak işlemlerin 3226 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi
uyarınca damga vergisi ve harçtan istisna tutulması gerekmektedir.
DAMGA VERGİSİNDE
ZAMANAŞIMI
VUK’nun 114’üncü maddesinde; “Vergi
alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın
başından başlayarak beş yıl için tarh ve
mükellefe
tebliğ
edilmeyen
vergiler
zamanaşımına uğrar. ... Damga Vergisine tabi
olup vergi ve cezası zamanaşımına uğrayan
evrakın hükmünden tarh zamanaşımı süresi
dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkur
evraka ait vergi alacağı yeniden doğar.” hükmü
yer almıştır.
DAMGA VERGİSİNDE ZAMANAŞIMI
• DVK Ek:1.maddesine göre;Döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin
işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden
müstesnadır. Döviz kazandırıcı faaliyetlerin kısmen veya tamamen
gerçekleştirilmemesi halinde, gerçekleşmeyen kısma ait alınmayan
damga vergisi, mükelleflerden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre ceza ve gecikme faizi ile birlikte geri alınır.
• VUK’nun 114. maddesine göre;Şarta bağlı istisna veya muafiyet
uygulamaları sonucu kısmen veya tamamen alınmayan vergilere
ilişkin zamanaşımı süresi, istisna veya muafiyet şartlarının ihlâl
edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlar.
• Bu durumda döviz kazandırıcı işlemlere ait damga vergisi
zamanaşımının başlangıcı, istisna ve muafiyet şartlarının ihlal edildiği
ve dolayısıyla taahhüt süresinin sona ermesi ile belgenin iptal
edildiği tarihtir.
ÖZEL TÜKETİM
VERGİSİ
• Harcama vergileri, bir yandan gelirin toplanmasına, diğer yandan
ise tüketicilerin harcama tercihlerini etkileyebilmesi ve ülkelerin
toplam vergi gelirleri içerisindeki önemi nedeniyle çok aşamalı ve
değişik adlar altında uygulanmaktadır. Bu uygulama ülkemizde de
tüm mal ve hizmetleri kapsayan çok aşamalı harcama vergisi olan
KDV ile bu verginin dışında değişik adlar altında vergi, harç ve fon
payı gibi tek aşamalı bir çok vergi alınmaktaydı. Ancak mevzuattaki
bu dağınıklığın giderilmesi ve Avrupa Birliğine uyum sağlama
amacıyla 01.08.2002 tarihinden itibaren değişik adlar altında alınan
tek aşamalı harcama vergilerinin yerine ÖTV adı altında yeni bir
harcama vergisi yürürlüğe konmuştur.
• 4760 Sayılı ÖTV Kanunu ile, yasalaşan tek aşamalı ve dar kapsamlı
bu harcama vergisi ile, mevzuatta dağınık bir şekilde yer alan vergi
harç ve fon payı gibi bir çok yükümlülük ortadan kaldırılmış ve
KDV’ne tabi olup, genel orandan daha yüksek oranda vergilenen
mal teslimleri bu vergi kapsamına alınarak , KDV’nin yanı sıra ithalat,
imalat veya ilk iktisap
aşamalarında ikinci bir dolaylı vergi
uygulamasına geçilmiştir
• ÖTV ile karmaşık olan dolaylı vergi sistemimiz
•
sadeleştirilmiştir. AB’ye uyum süreci kapsamında ;TAV,
lüks tüketim ürünlerinde yükseltilmiş KDV uygulaması,
ATV gibi vergiler kaldırılmıştır. (Değişik adlarla anılan 16
adet vergi, harç, fon kaldırılıp tek vergi uygulamasına
geçilmiştir.) (KDVK m.60’da yer alan “ek vergi” ATV,
TAV,Özel İşlem Vergisi, SSDF, Toplu Konut Fonu, Tütün
Fonu gibi)
ÖTV ithalat ve imalat safhasında bir kez uygulanacaktır.
Bu safhadan sonra bir daha ÖTV alınmayacaktır. Vergi
ödenerek satın alınan malların ÖTV tabi başka bir malın
imalinde kullanılması halinde, imal edilen malların teslimi
nedeniyle hesaplanacak vergiden daha önce ödenen
verginin indirilmesi suretiyle bir mal üzerinde tek bir
vergi yükü olmaması sağlanmıştır.
ÖTV NEDİR?
• Maliye teorisinde ÖTV, ekonomik sürecin
üretim ve dağıtım aşamalarında veya
sadece bunların birinde, istisna ve
muafiyetler dışındaki bütün mal ve
hizmetlerden genel olarak alınan muamele
vergisine karşılık, ayrı ayrı belirtilen mal ve
hizmetlerden alınan vergiler şeklinde
tanımlanmaktadır.
VERGİNİN KONUSU
• Verginin konusuna, Türk Gümrük Tarife Cetvelinde tanımlanan
•
•
•
•
eşyalardan oluşan dört ayrı listede bulunan ve genel KDV oranından
daha yüksek oranda vergiye tabi bulunan malların teslimi veya ilk
iktisabı girmektedir.
(I) sayılı listede yer alan malların (akaryakıt ürünleri, doğalgaz,
propan, bütan, sıvılaştırılmış petrol, Lpg v.b.) ithalatçıları veya
rafineriler dahil imal edenler tarafından teslimi
(II) sayılı listede yer alan mallardan ( kara, deniz ve hava taşıma
araçları) kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabı,
(II) sayılı listede bulunan ve kayıt ve tescile tabi olmayan mallarla,
(III) ve (IV) sayılı listelerde bulunan malların (alkollü ve alkolsüz
içecekler, lüks tüketim maddeleri ) ithalatı veya imal yada inşa
edenler tarafından teslimi,
( I), ( III ) ve ( IV ) sayılı listelerdeki mallar ile ( II ) sayılı listedeki
mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanların özel tüketim vergisi
uygulanmadan önce müzayede yoluyla satışı,
bir defaya mahsus olmak üzere, Özel Tüketim Vergisine tabi
olacaktır.
İLK İKTİSAP / TESLİM
• İLK İKTİSAP: '' ilk iktisabı '' ifadesi, (II) sayılı listede yer alan mallardan
Türkiye'de kayıt ve tescil edilmemiş olanların, kullanılmak üzere ithali,
müzayede yoluyla yada motorlu araç ticareti yapanlardan iktisabı, motorlu
araç ticareti yapanlar tarafından kullanılmaya başlanması, aktife alınması
veya adlarına kayıt ve tescil ettirilmesi
• TESLİM: Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya adına hareket
edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesini, İfade eder.
Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya
kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket
edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci
ya da sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir. Trampa iki ayrı teslim
hükmündedir. Kap veya ambalajların geri verilmesinin mutat olduğu
hallerde teslim, bunların içinde bulunan mallar itibarıyla yapılmış sayılır.
Aşağıdaki haller de teslim sayılır:
a) Vergiye tâbi malların, vergiye tâbi olan malların imali dışında her ne
suretle olursa olsun kullanılması, sarfı, işletmeden çekilmesi veya işletme
personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi,
b) Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyetliğin devri.
VERGİYİ DOĞURAN OLAY
a) Mal teslimi veya ilk iktisap hallerinde malın teslimi veya ilk
iktisabı,
b) Malın tesliminden önce fatura veya benzeri belgeler
verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı
olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi,
c) Kısım kısım mal teslim edilmesi mutat olan veya bu
hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi,
d) Komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle
yapılan satışlarda malların alıcıya teslimi,
e) İthalatta, 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre gümrük
yükümlülüğünün doğması, ithalat vergilerine tâbi olmayan
işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescilidir.
MÜKELLEF/ SORUMLU
a) (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı
listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olmayanları imal,
inşa veya ithal edenler ile bu malların müzayede yoluyla
satışını gerçekleştirenler,
b) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi
olanlar için; motorlu araç ticareti yapanlar, kullanmak
üzere ithal edenler veya müzayede yoluyla satışını
gerçekleştirenlerdir.
• Örneğin; A kişisinin İngiltere’den araba ithal etmesi durumunda bu
kişi ÖTV mükellefi, aynı aracı Türkiye’deki bayiden
alması
durumunda bayi ÖTV mükellefidir.
• Bayi araçları satmak amacıyla ithal ettiğinde ÖTV yoktur. Bu taşıtlar
satıldığında, kullanılmaya başlandığında yada aktife alındığında ÖTV
doğar.
SORUMLU
• Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni ve iş
merkezlerinin bulunmaması halleri ile gerekli görülen diğer hallerde
Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla
vergiye tâbi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu
tutabilir.
• Fiilî veya kaydî envanter sırasında bu Kanuna ekli listelerdeki
malların belgesiz olarak bulundurulduğunun tespiti halinde, belgesiz
mal bulunduran mükelleflere, bu malların alış belgelerinin ibrazı için
tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde
alış belgelerinin ibraz edilememesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen
malın tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan özel
tüketim vergisi, alışını belgeleyemeyen mükellef adına re'sen tarh
edilir. Tarh edilecek özel tüketim vergisi, asgari maktu vergi tutarına
göre hesaplanacak vergiden az olamaz. Bu tarhiyata vergi ziyaı
cezası uygulanır.
• Ancak, belgesiz mal bulunduran mükelleflere bu malları satanlara,
bu satışları ile ilgili vergi inceleme raporuna dayanılarak özel tüketim
vergisi tarhiyatı yapıldığı takdirde, ayrıca alıcıdan özel tüketim vergisi
ve buna ilişkin ceza aranmaz. (1.7.2008’den itibaren)
İSTİSNALAR
• İHRACAT İSTİSNASI
• İTHALAT İSTİSNASI
• DİĞER İSTİSNALAR
İHRACAT İSTİSNASI
• Teslim yurt dışındaki bir müşteriye yapılmalıdır. Yurt
•
•
dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş
merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde
bulunan bir işletmenin, yurt dışında faaliyet gösteren
şubelerini ifade eder.
Teslim konusu mal, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük
Bölgesinden çıkmış olmalıdır. Malın ihraç edilmeden önce
yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat
alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde
değerlendirilmek üzere yurt içinde teslimi ihracat
sayılmaz.
İhraç edilen malların alış faturaları ve benzeri belgeler
üzerinde gösterilen ve beyan edilen özel tüketim vergisi
ihracatçıya iade edilir. Maliye Bakanlığı, ihraç edilen
mallara ait verginin iadesine ilişkin usul ve esasları
belirlemeye yetkilidir.
DİPLOMATİK İSTİSNA
• Bu Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı listelerde
yer alan malların karşılıklı olmak kaydıyla yabancı
devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri,
konsoloslukları ve uluslararası anlaşmalarla vergi
muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve
bunların diplomatik haklara sahip mensupları
tarafından kendi ihtiyaçları için ilk iktisabı, ithali
veya bunlara teslimi vergiden müstesnadır.
(DİKKAT EDİLECEK NOKTA: IV SAYILI LİSTE
YOK.)
DİĞER İSTİSNALAR
(I) sayılı listede yer alan malların; (Akaryakıt ürünleri)
a) Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilâtının
ihtiyacı için bu kuruluşlara veya bunların gerek
göstermeleri üzerine ve işlemlerin bu kuruluşlar adına
yapılması koşuluyla akaryakıt ikmalini yapanlara teslimi,
b) 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol
arama ve istihsal faaliyetlerinde kullanılmak üzere bu
faaliyetleri yapanlara teslimi,
DİĞER İSTİSNALAR /2
(II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan;
a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor
silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında
yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler
tarafından,
b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor
silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında
yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici
özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,
c) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç), 87.04 (motor
silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında
yer alanların, bu bendin (a) ve (b) alt bentlerinde belirtilen malûl ve
engelliler tarafından ilk iktisabından sonra deprem, heyelan, sel, yangın
veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya
çıkarılmasında, bu G.T.İ.P. numaralarında yer alan malları hurdaya çıkaran
malûl ve engelliler tarafından,
Beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı,
DİĞER İSTİSNALAR /3
• (II) sayılı listede yer alan mallardan; uçak ve helikopterlerin Türk
•
•
•
•
Hava Kurumu tarafından ilk iktisabı,
(II) sayılı listede yer alan malların, Başbakanlık merkez teşkilatı
tarafından ilk iktisabı,
(IV) sayılı listedeki 9302.00 ve 93.03 tarife pozisyonunda yer alan
malların (revolver,tabanca,ateşli silahlar ve benzeri cihazlar) Milli
Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik
Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilâtı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve
Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğüne teslimi veya bunlar
tarafından ithali,
(IV) sayılı listede yer alan malların genel ve katma bütçeli dairelere,
il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri
birliklere bedelsiz teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak
ithali,
KDV’de yer alan ithalat istisnasına benzer uygulamalar: M. 7/6-7
GEÇİCİ 5. MADDEDE YER ALAN İSTİSNA: ELEKTRİK
ÜRETİMİDE KULLANILMAK ÜZERE FUEL OİL VE MOTORİN
TESLİMLERİNDE ÖTV İSTİSNASI
• 31.12.2012 tarihine kadar, Kanuna ekli І sayılı listenin (A) cetvelinde
yer alan 2710.19.61.00.11, 2710.19.61.00.19, 2710.19.63.00.11,
2710.19.63.00.19,
2710.19.65.00.11,
2710.19.65.00.19,
2710.19.69.00.11 ve 2710.19.69.00.99 GTİP numaralı malların
(FUEL OIL) yalnızca elektrik üretiminde kullanılmak üzere teslimi ile
birincil yakıtı doğalgaz ve ikincil yakıtı akaryakıt olan santrallara
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı talimatı veya onayı ile Kanun’a
ekli (I) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan 2710.19.41.00.11,
2710.19.41.00.18,
2710.19.45.00.11,
2710.19.45.00.12
ve
2710.19.49.00.11 GTİP numaralı (MOTORİN )malların aynı amaçla
kullanılmak
üzere
teslimi
vergiden
müstesnadır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları Maliye Bakanlığı
belirlemeye yetkilidir
• (15 SERİ NOLU ÖTV TEBLİĞİNİ OKUYUNUZ)
•
•
•
•
•
Yalnızca elektrik üretiminde kullanılmak üzere satın alınacak fuel oilleri, “İstisna
Kapsamında Fuel Oil Satın Alma İzin Belgesi”ni haiz, motorinleri ise “İstisna Kapsamında
Motorin Satın Alma İzin Belgesi”ni haiz üreticiler satın alabileceklerdir.
İstisna kapsamında teslim edilecek olan fuel oil ve motorini yalnızca, ÖTV mükellefiyetinin
bulunduğu yer vergi dairesinden alınan ve geçerlilik süresi dolmamış olan “Dağıtım İzin
Belgesi”ni haiz dağıtıcılar teslim edebilirler.
İstisna kapsamındaki dağıtıcılardan fuel oil satın almak isteyen üreticiler, “İstisna
Kapsamında Fuel Oil Satın Alma İzin Belgesi”nin, motorin satın almak isteyenler ise “İstisna
Kapsamında Motorin Satın Alma İzin Belgesi”nin işletme yetkililerince kaşe tatbik edilerek
onaylanmış örneği ile “Talep ve Taahhütname”nin bir örneğini dağıtıcılara vereceklerdir.
Üreticilere istisna kapsamında teslim edilecek olan fuel oil ve/veya motorini, yalnızca
dağıtıcılar teslim edebilirler. Dağıtıcılar ithal ettikleri fuel oil ve/veya motorini üreticilere
tesliminde, teslim tarihi itibariyle hesaplanacak ÖTV tutarını fatura bedeline dahil
etmeyeceklerdir. Dağıtıcılar bu suretle fatura bedeline dahil etmedikleri ÖTV tutarlarını ve
teslim ettikleri fuel oil ve/veya motorin miktarlarını, (1) numaralı ÖTV beyannamesinin
“İstisnalar ve İndirimler” bölümünün “İstisnalar” kısmında yer alan “Geçici 5 inci Madde
Kapsamında Yapılan Teslimler” ibaresini seçerek istisna kapsamında beyanda
bulunacaklardır.
Dağıtıcılar, rafinerilerden ÖTV ödeyerek satın aldıkları fuel oil ve/veya motorini üreticilere
istisna kapsamında teslim etmeleri halinde, teslim ettikleri fuel oil ve/veya motorine ilişkin
olarak üreticiler adına düzenleyecekleri faturalarda, teslim tarihindeki ÖTV tutarını teslim
bedeline dahil etmeyeceklerdir. Dağıtıcıların bu suretle yaptıkları teslimlere ilişkin tahsil
etmediği ÖTV tutarları, rafinericilerden aldıkları mallar için hesaplanacak ÖTV tutarından
mahsup edilecektir.
• Üreticiler, istisna kapsamında satın aldıkları fuel oilleri ve/veya motorinleri yalnızca
elektrik üretiminde yakıt olarak kullanmaları halinde, söz konusu istisna kapsamındaki
uygulamadan yararlanabileceklerdir.
VERGİNİN TECİLİ
Verginin Tecilinde ikili bir uygulama vardır.
1. I/B’de sayılan malların I sayılı liste dışındakilerin
imalinde kullanılması
2. İhraç kaydıyla teslim.
Tecil-terkin uygulamasından sanayi sicil belgesine haiz imalatçılar
yararlanacaktır.
Vergisi tecil edilerek satın alınan malların, satın alma tarihinden
itibaren 12 ay içinde imalatçı tarafından (I) sayılı listedeki mallar
dışındaki malların üretiminde kullanıldığının 12 aylık süreyi takip
eden 6 ay içinde YMM tarafından düzenlenen “ üretim raporu” ile
tevsik edilmesi halinde tecil edilen vergi terkin edilir.
İhraç kaydıyla teslimde tecil-terkin uygulaması ihtiyari olup, mükellef
dilerse vergi tahsil ederek satış yapabilecektir.
VERGİNİN TECİLİ (I/B’DE SAYILAN MALLARIN
SAYILI LİSTE DIŞINDAKİLERİN İMALİNDE
KULLANILMASI)
• Bu Kanuna ekli (I) sayılı listenin (B)cetvelindeki malların
(Benzol,toluen v.b.) , (I) sayılı listeye dahil olmayan malların
imalinde kullanılmak üzere ithalatçıları veya imalâtçıları tarafından
tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar
Kurulu tarafından belirlenecek kısmı, teminat alınmak suretiyle tecil
olunur. Söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından
itibaren oniki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların
imalinde kullanılması halinde tecil olunan vergi terkin edilir. Bu
hükümlere uyulmaması halinde tecil olunan vergi, vade tarihinden
itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte
alıcıdan tahsil edilir. Ancak, tecil edilen verginin 213 sayılı Vergi Usul
Kanununda belirtilen mücbir sebepler dolayısıyla terkin edilememesi
halinde bu vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre
ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.
VERGİNİN TECİLİ (I/B’DE SAYILAN MALLARIN
SAYILI LİSTE DIŞINDAKİLERİN İMALİNDE
KULLANILMASI)
• Tecil terkin uygulaması seçimlik bir hak olup, bu
•
•
uygulamadan yararlanmak isteyenlerin ÖTV mevzuatında
belirlenen usul ve esaslara uymaları gerekmektedir.
Bu nedenle, uygulama kapsamında mal teslimlerine
ilişkin verilmesi gereken teminat ile sanayi sicil belgesi,
talpe ve taahhütname yada indirimli teminattan
yararlanılan dönemler için ilgili bilgi formunun
beyanname süresi içinde ilgili vergi dairesine verilmeden
tecil-terkin uygulamasından faydalanılması mümkün
değildir.
(17 SERİ NUMARALI ÖTV SİRKÜLERİNİ OKUYUNUZ)
VERGİNİN TECİLİ (İHRAÇ KAYITLI TESLİM)
• İhraç edilmek şartıyla ihracatçılara teslim edilen mallara ait özel
tüketim vergisi, mükelleflerce ihracatçılardan tahsil edilmemesi
şartıyla, bu mükelleflerin talebi üzerine vergi dairesince tarh ve
tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların ihracatçıya
teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç
edilmesi halinde tecil edilen vergi terkin olunur. İhracatın yukarıdaki
şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi
vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme
zammı ile birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim
edilen malların 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir
sebepler nedeniyle ihraç edilememesi halinde, tecil edilen vergi, tecil
edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli
tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.
• İhraç kaydıyla teslim edilen malların ihracatçıya teslim tarihini
takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde ihraç edilmemesi
halinde, ilgili vergi dairesinden KDV uygulaması açısından ek süre
alınmış olsa dahi, tecil edilen ÖTV’nin gecikme zammı ile birlikte
tahsil edilmesi söz konusudur. (19 seri numaralı ÖTV tebliği)
VERGİNİN İNDİRİMİ
• Özel tüketim vergisine tâbi malların, yer aldığı listedeki
başka bir malın imalinde kullanılması halinde ödenen
vergi, Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre
ödenecek vergiden indirilir.
Örneğin; I sayılı listede yer alan baz yağın ÖTV
mükelleflerinden
satın alınmasında ödenen vergi,
bundan imal edilen madeni yağın teslimi dolayıyla
ödenecek vergiden indirilecektir.
• Aynı şekilde solvent türü ürün alan tiner üreticileri,
tinerin satışı dolayısıyla hesaplayacağı vergiden bunun
için kullandığı solvent ürününe ödediği ÖTV’yi
indirebilecektir.
VERGİLEME REJİMİ
• I sayılı listede yer alan mallar için maktu vergiler (örneğin 95
oktan kurşunsuz benzinde litresinde 1,8915 TL)
• II sayılı listede yer alan mallar için % 1-130 arasında değişen
nispi vergiler (motor silindir hacmi 1600 cm(3) ü geçmeyenler
için % 37,motor gücü; 85 kw’ı geçemeyenler %3, 85-120 kw
için %7, 120 kw’ı geçenler için %15)
• III sayılı listede yer alan mallar için % 25-65 arasında değişen
nispi (ve asgari maktu) vergiler (örneğin tütün içeren
sigaralarda % 65, asgari maktu 0,1450 TL)
• IV sayılı listede yer alan mallar için sabit bir vergi oranı (%
6,7 veya % 20) (Örneğin çamaşır kurutma makinasında %
6,7 , kristal avizeler % 20)
belirlenmiştir.
MÜTESELSİL SORUMLULUK 1: PETROL ÜRÜNLERİNDE
• Gerçek veya tüzel kişiler tarafından ithal edilen ham petrolün
Türkiye’deki rafinerilere fason olarak rafine ettirilmesi sonucu elde
edilen (I) sayılı listedeki malların tesliminde doğacak özel tüketim
vergisinin ödenmesinden, ham petrol ithalini gerçekleştirenlerle
birlikte, ilgili rafineri şirketi müteselsilen sorumludur.
• (I) sayılı listedeki malları teslim alanların, bu malları daha yüksek
tutarda vergiye tâbi bir mal olarak kullanmak veya üçüncü kişilere
satmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet vermeleri halinde, ziyaa
uğratılan vergi bunlar adına tarh olunur ve tarhiyata 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı cezası
uygulanır.
• Örneğin rafineriden mutfak tüplerine doldurulmak üzere LPG alan bir
dağıtım firması, bu malı otogaz istasyonlarına satarsa LPG’nin tüplü
kullanımı ile otogaz kullanımı için belirlenen vergi tutarı arasındaki
fark, vergi ziayı cezası ile birlikte dağıtım firmasından tahsil edilir.
MÜTESELSİLSORUMLULUK 2: ARAÇ TESLİMLERİNDE
• (II) sayılı listedeki malların ilk iktisabı, teslimi veya
ithaline ilişkin işlemleri gerçekleştirenler, bu işlemlerden
önce özel tüketim vergisinin ödendiğini gösteren
belgeleri aramak zorundadırlar. Bu mecburiyete
uymamak suretiyle gerekli verginin ödenmesinden önce
işlem yapan gümrük memurları, kayıt ve tescile yetkili
memurlar, motorlu araç ticareti yapanlar, bu malların
müzayede yoluyla satışını gerçekleştirenler ile icra
memurları, ziyaa uğratılan vergi, vergi cezası ve gecikme
faizinden mükellefle birlikte müteselsilen sorumludurlar.
Ancak bunlar, ödemek zorunda kaldıkları vergi, ceza ve
faizler için mükellefe rücu hakkına sahiptirler.
MATRAHTA VE VERGİDE DEĞİŞİKLİK/
DÖNÜŞTÜRME
• (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi
olanların, ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde
87.02 (10 ve daha fazla kişi taşımaya mahsus motorlu
taşıtlar) (Otobüs ve midibüs hariç), 87.03 (binek
otomobil ve insan taşımaya mahsus taşıtlar) veya 87.04
(eşya taşımaya mahsus taşıtlar) ("Diğerleri" grubu hariç)
tarife pozisyonlarında yer alan mallara dönüştürülmesi
halinde, daha önce ödenen vergi mahsup edilmek
suretiyle bu malların ilk iktisabındaki matrah esas
alınarak değişiklik uyarınca adına kayıt ve tescil işlemi
yapılandan, değişikliğin kayıt ve tescili tarihinde
dönüştürülen mallar için geçerli olan oran üzerinden, bu
tarihte özel tüketim vergisi alınır.
VERGİNİN BEYANI VE ÖDENMESİ
• I SAYILI LİSTEDEKİ MALLAR: 15 GÜNLÜK
•
•
•
DÖNEMLER HALİNDE BEYAN EDİLİR. DÖNEMİ İZLEYEN
10. GÜNDE ÖDEME YAPILIR
II SAYILI LİSTEDEKİ MALLAR
A. TESCİLE TABİ OLMAYANLAR: DÖNEM 1 AYLIK,
DÖNEMİ İZLEYEN 15. GÜN ÖDEME
B. TESCİLE TABİ OLANLAR: İLK İKTİSAPTAN ÖNCE
ÖDEME
III SAYILI LİSTEDEKİ MALLAR: DÖNEM 1 AYLIK,
DÖNEMİ İZLEYEN 15. GÜN ÖDEME
IV SAYILI LİSTEDEKİ MALLAR: DÖNEM AYLIK,
DÖNEMİ İZLEYEN 15. GÜN ÖDEME
TEŞEKKÜR EDERİZ
YARARLANILAN KAYNAKLAR
• A. Murat YILDIZ, Vergide Gündemden Düşmeyen 100 Soru 100 Cevap, İzmir
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
SMMMO Yayınları,Nisan 2008.
A. Murat YILDIZ, Dönem Sonu İşlemlerinin Vergisel Boyutu,Seminer Notları,
ASMMO, Ocak 2012.
M. Aykut KELECİOĞLU, Son Yapılan Değişiklikler Çerçevesinde Katma Değer
Vergisinde İstisna ve İade Uygulama Rehberi, İSMMMO Yayınları, Ocak 2008.
M. Aykut KELECİOĞLU,İndirimli Orana Tabi İşlemlerde KDV İadesi Uygulama
Rehberi, Turmob Sirküler Rapor, Ağustos 2007
Yılmaz ÖZBALCI, Katma Değer Vergisi Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş
Yayıncılık
Şükrü KIZILOT, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması, Yaklaşım Yayıncılık
Nuri DEĞER, Açıklamalı ve Uygulamalı Katma Değer Vergisi Kanunu, Yaklaşım
Yayıncılık
Mehmet MAÇ, Katma Değer Vergisi Uygulaması
Kemal OKTAR, Soru ve Cevaplarla KDV ve ÖTV Uygulaması, Maliye Hukuk
Yayınları, Temmuz 2011.
Katma Değer Vergisi Kanunu,Tebliğleri, Sirkülerleri
Yılmaz ÖZBALCI, Damga Vergisi Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık
Kanunlar, Tebliğler, Sirkülerler
Maliye Bakanlığı Muktezaları, Danıştay Kararları