MUHAKKİK EĞİTİM SEMİNERİ BÖLÜM I. Disiplin Suç ve Cezaları

Download Report

Transcript MUHAKKİK EĞİTİM SEMİNERİ BÖLÜM I. Disiplin Suç ve Cezaları

MUHAKKİK EĞİTİM
SEMİNERİ
2012
Av. Çetin TANBAY
I.Disiplin Suç ve Cezaları
1.657 sayılı DMK’da ,Kamu Görevlileri, yaptıkları işlere ve istihdam şekillerine
göre,memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi olarak ayrılmıştır.
Sözleşmeli Personel: Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli
projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zarurî ve
istisnaî hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren
geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığı’nın
görüşleri alınarak Bakanlar kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar
verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.
Geçici Personel: Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel
Dairesi’nin ve Maliye Bakanlığı’nın görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar
verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi
sayılmayan kimselerdir.
İşçiler: Memurlar, sözleşmeli personel ve geçici görevlilerin dışında kalan kişilerdir. Bunlar
DMK hükümlerine tabi olmayıp, 4857 sayılı İş Kanununa göre çalıştırılırlar. Kamuda
görevli işçiler için ayrı bir düzenleme yoluna gidilmemiştir.
4924 Sayılı Kanuna tabi Sözleşmeli personele uygulanacak Disiplin Hükümleri
konusunda;
27 Nisan 2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Sözleşmeli Sağlık personeli
Disiplin ve Disiplin Kurulları hakkında yönetmelik hükümleri uygulanır.
Sözleşmeli Sağlık personeli hakkında (4924 sayılı yasaya tabi) disiplin suçları,
disiplin cezaları, disiplin işlemleri, disiplin amirleri ve Disiplin Kurulları bakımından 4924
sayılı kanun ile bu yönetmelik hükümleri saklı kalmak üzere Bakanlıkta çalışan emsali
Devlet Memurlarına uygulanan mevzuat hükümleri (657 sayılı Kanundaki hükümler)
uygulanır.
Bu yönetmelik hükümlerine göre; Aylıktan kesme cezası, Sözleşmeli Sağlık
personelinin brüt ücretinin 1/30-1/8 arasında kesinti yapılması Kademe ilerlemesinin
durdurulması cezası, kıdem süresinde fiilin ağırlık derecesine göre 1-3 yıl arasında indirim
yapılması, Devlet Memurluğundan çıkarılması cezası ise Sözleşmenin feshedilmesi
suretiyle yerine getirilir
Bu yönetmeliğin 7. Maddesi :
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesinde sayılan fiiller hariç olmak
üzere hizmet sözleşmesi ile ekinde yer alan görev tanımları ve etik kurallarda belirtilen
koşullara uyulmadığının sıralı disiplin amirleri tarafından öğrenilmesi üzerine, ilgili amir 10
gün içerisinde soruşturma açar veya doğrudan savunma ister. Savunma isteminde sözleşmeli
personele uymadığı koşul açıklıkla belirtilir ve savunmasını yapmak için 7 günden az
olmamak üzere süre verilir. Savunmanın uygun görülmemesi halinde 10 gün içerisinde ilgili
sözleşmeli personel yazılı olarak ve gerekçesi ile ikaz edilir.
Hizmet sözleşmesinin geçerli olduğu yıl içerisinde aynı konuda ihlalin tekerrürünün sıralı
disiplin amirleri tarafından öğrenilmesi halinde sözleşmeli personelle ilgili tespit Valiliğe
bildirilir. Valilik gerek görmesi halinde, yukarıdaki usule göre, sözleşmeli personel
hakkında soruşturma açar veya savunma ister.
Soruşturma sonucunda Vali, hizmet sözleşmesinde ve eklerinde belirtilen koşullara
uymama halinin tekerrür ettiğine karar vermesi halinde, soruşturma evrakı ile birlikte ilgili
sözleşmeli personelin hizmet sözleşmesinin feshini Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulundan
talep eder
Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda öngörülen
usullere göre ilgili hakkında gerekli işlemleri yapar. Bu işlemler sonucunda ilgilinin hizmet
sözleşmesinin feshine veya ilgili Valiliğin talebinin reddine karar verilir. Her iki durumda
karar ve gerekçesi ilgililere bildirilir.
Bir sözleşme yılı içerisinde hizmet sözleşmesinde ve eklerinde yer alan ayrı konuların
ihlali halinde ilk iki defa sıralı disiplin amirlerince işlem yapılır; üçüncü defasında Valilik
talebi ile yukarıdaki usule göre işlem tesis edilir.
Yüksek Disiplin Kurulu, sözleşmenin feshini gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten
itibaren iki yıl içinde kararını vermediği takdirde, sözleşmeyi fesih yetkisi zaman aşımına
uğrar.
. 4-B Sözleşmeli personel
657 Sayılı Kanunun 4. Maddesinin B fıkrasına göre istihdam edilen Sözleşmeli
personele Disiplin işlemleri hususunda istisnalar haricinde 657 sayılı DMK hükümleri
uygulanacaktır. Tek fark;
Bu personele Disiplin Soruşturması yapılıp savunması alındıktan sonra
Disiplin cezası uygulanmayacaktır. Savunması alındıktan sonra bu personele(
Sözleşmeli personele ilişkin hizmet Sözleşmesinin 9. Maddesinin (f) bendi gereği)
örneğin Kınama cezasını gerektiren bir fiilde bulunduğu hususu yazılı olarak tebliğ
edilecek ve özlük dosyasında saklanacaktır. (Sağlık Bakanlığı Personel Genel
Müdürlüğünün 07.09.2010 tarih ve 214706 sayılı yazısı gereğince)
4-B Sözleşmeli personel hakkında Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan
Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar dikkate alınır.Kabul Tarihi:
06.06.1978 RGT: 28.06.1978 RG No: 16330
4-B’li personelin hizmet sözleşmeleri;
657 sayılı DMK’nun 125.maddesinde belirtilen uyarma veya kınama cezasını
gerektiren fiil veya hallerin dört defa ,aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil veya
hallerin üç defa ,kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil veya
hallerin iki defa,Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil veya hallerin
bir defa işlendiği,yapılacak disiplin soruşturması sonucunda tespit edilmesi halinde
feshedilir.(hizmet sözleşmelerinin 9. Maddesinin (f) fıkrası gereğince)
Muhakkik: Disiplin amirleri tarafından inceleme ve soruşturma yapmak amacıyla
görevlendirilen memurdur.
Tahkikat (Soruşturmalar): “Kısaca, suç istinat edilen kişinin, bu suçu işleyip
işlemediğinin yetkili kişilerce araştırılarak bir rapora bağlanmasıdır.
Muhbir (İhbarcı): İşlenmiş ya da işlendiği sanılan bir suçu yetkili makamlara
bildiren, suçtan zarar görmeyen ve suçla ilişkisi bulunmayan kimsedir.
Müşteki (Şikayetçi/Yakınıcı): Suçtan zarar gören ve yetkili makamlara bu suçu
ihbar eden kişidir.
Hakkında disiplin soruşturması yapılan: Suç istinadı yapılan ve hakkında
soruşturma açılan kişidir.
Bilirkişi: Açıklığa kavuşturulması özel bilgi ve teknik gerektiren hallerde sahip
olduğu bilim, teknik, sanat ve uzmanlığından istifade amacıyla rey ve mütalaasından
istifade edilen kişidir.
Kusur: Hukuka aykırı sonucu istemek veya bu sonucu istememekle birlikte, hukuka
aykırı sonucu doğurmaktan kaçınmak için yeteri kadar ihtiyatlı davranmamaktır.
Kusur; eylemin bilerek ya da istenmeyerek gerçekleşmesine göre kasıt ya da ihmal
şeklinde olabilir. İlke olarak ceza ya da tazminat sonucunu doğurur
Kusurlu davranış kamu görevlileri tarafından yapılmakla birlikte, yönetime ve
yürüttüğü hizmetlere ilişkin ise idarenin sorumluluğunu gerektirir ki, buna Hizmet
Kusuru denir.
İdarenin bazı tutum ve davranışlarından, kusurlu olmasa da sorumlu tutulmasına
Kusursuz Sorumluluk denir.
Haksız Fiil: Bir ferdin iradesi neticesi vuku bulan ve bir hukuk kuralını ihlal eden
olaydır. Haksız fiilin oluşması için; kusur, zarar, hukuka aykırılık ve illiyet bağı gibi
dört ana unsur gereklidir.
2.DİSİPLİN VE DİSİPLİN CEZASI KAVRAMLARI:
Kavram olarak “disiplin” ya da “disiplin cezaları” hakkında hukukta ve
literatürde çeşitli tanımlar bulunmaktadır.
Ancak devlet memuru için genel kabul gören en iyi tanım, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunun 124 üncü maddesinde yapılmıştır. Buna göre;Kamu hizmet ve
görevlerinin sağlıklı, düzenli ve zamanında gereği gibi yürütülmesini ve yerine
getirilmesini sağlamak için kanun, tüzük, yönetmeliklerin kamu görevlilerine ve
hizmetlilerine emrettiği ödevleri yurt içinde ya da yurt dışında yerine getirilmesini
öngören anlayışa “disiplin”, Bu ödevleri yerine getirmeyenler ile uyulmasını zorunlu
kıldığı hususları yapmayanlara ve yasakladığı işleri yapanlara eyleminin niteliğine ve
ağırlığına göre uygulanan idari yaptırımlara da “disiplin cezası”, denilmektedir.
657 sayılı Kanunda;
* Uyarma,
* Kınama,
* Aylıktan kesme,
* Kademe ilerlemesinin durdurulması,
* Devlet memurluğundan çıkarma,
Olmak üzere 5 çeşit disiplin cezası öngörülmüştür.
Kanunun 125 inci maddesinde ise, hangi eylemler için hangi cezaların uygulanacağı
sayılmıştır. Diğer bir ifade ile memurların, hangi eylemlerinin disiplin suçu olduğu ve
hangi tür cezalarla cezalandırılacağını önceden bildikleri bir sistem söz konusudur.
Dolayısıyla bu sistem içerisinde memurlar aynı zamanda amirlerinin keyfi
hareketlerine karşı da korunmuş olmaktadırlar.
Disiplin cezalarının uygulanacağı kamu görevlileri, yine 657 sayılı Kanunda
belirtilmiştir. Buna göre, Kanunun 1 inci maddesi uyarınca, genel ve katma bütçeli
kuruluşlar, il özel idareleri, belediyeler ve bunların kurdukları birlikler ile bunlara bağlı
döner sermayeli kuruluşlarda, fonlarda, kefalet sandıklarında ve beden terbiyesi
bölge müdürlüklerinde çalışan memurlar hakkında uygulanabilecektir. Ayrıca
maddenin ikinci fıkrasında, sözleşmeli ve geçici personel hakkında da bu
kanunda belirtilen özel hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür.
Gerek 657 sayılı Kanun ve gerekse disiplin suç ve cezaları içeren bazı özel
kanunlarda düzenlenen, disiplin hukukuna göre, genel olarak disiplin suçu sayılan
eylemleri şu başlıklar altında toplamak mümkündür.
Bunlar;
—Devlet memurlarının kanun, tüzük, yönetmelik hükümlerine göre
yapmak zorunda olduğu görevleri yapmamaları hali,
— Devlet memurlarının uymak zorunda olduğu kurallara uymamaları hali,
— Devlet memurunca yapılması yasaklanan eylemlerin yapılması hali,
Memur Suçları;
a) Türk Ceza Kanunu veya ceza hükümlü diğer kanunlarla açıkça suç sayılan söz, fiil
ve davranışlar,
b) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda disiplin suçu olarak sayılan söz, fiil ve
davranışlar olmak üzere iki kısma ayrılır.
Birinci gruptakiler, adli nitelikte olup tüm vatandaşlar tarafından işlenebilir. İkinci
gruptaki suçlar ise, disiplin nitelikli olup sadece memurlar tarafından işlenebilir. Bu
suçlar hakkında ise, idari soruşturma yapılır. İdari soruşturmanın diğer bir
adı da disiplin soruşturmasıdır.
3.Disiplin Soruşturmasında Uygulanacak Cezalar;
-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde, yer alan hükümlerle
belirlenmiştir.
- Memurun adli yönden beraat etmesi, disiplin yönünden işlem yapılmasına engel
teşkil etmez. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 131. maddesinin ikinci
fıkrasında bu husus açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesinde; "Memurun ceza kanununa
göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına
engel olamaz'' denilmiştir.
Adli mahkemelerde beraat etmiş olmak disiplin yönünden işlem yapılmasına engel
teşkil etmez D. 5. D, 30/09/1969 E. 1966/97. K. 1969/2716).
MEMURLARIN İŞLEDİKLERİ SUÇLARIN İDARECE HABER ALINMASI
a )şikayet ve iddia üzerine
b ) ihbar yolu ile
c) denetim yolu ile olur.
ŞİKAYET : Suçtan zarar görenin bizzat yetkili makamlara başvurarak soruşturma
açılmasını istemesidir.Şikayet yazılı ve sözlü olmak üzere iki şekilde yapılır.şikayetin
sözlü olarak yapılması halinde bir tutanak düzenlenmesi ve müştekiye
imzalattırılması gerekir.
İHBAR : Suçla ilişkisi bulunmayan bir kimse veya kimselerin suç işlendiğini yetkili
makamlara bildirmesidir.Sözlü ihbarlarında bir tutanağa geçirilerek muhbire
imzalattırılması gerekir.
2.Disiplin Amirleri: Sağlık Bakanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliğinde disiplin cezası
vermeye yetkili amirler gösterilmiştir.
Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların,
tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde
veya dışında yerine getiremeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları
yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine
göre 125. maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir.
3.Disiplin Cezalarının Çeşitleri ile Ceza Uygulanacak Fiil ve Haller:
Madde 125: (Değişik : 12/5/1982-2670/31 md.)
Devlet Memurlarına Verilecek Disiplin Cezaları ile Her Bir Disiplin Cezasını
Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır :
A-Uyarma : Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin
yazı ile bildirilmesidir.
Uyarma Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır:
a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde
kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi
belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek
veya düzensiz davranmak,
b) Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini
terk etmek,
c) Kurumca belirlenen tasarruf' tedbirlerine riayet etmemek,
d) Usulsüz müracaat veya şikayette bulunmak,
e) Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,
f) Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak,
g) Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,
h) Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak.
B-Kınama: Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile
bildirilmesidir.
Kınama Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır:
a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde
kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmî
belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak,
b) Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç sürekli
faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,
c) Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,
d) Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak
nitelikte davranışlarda bulunmak,
e) Devlete ait resmî araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,
f) Devlete ait resmi belge, araç gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,
g) İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede
bulunmak,
h) İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,
ı) Görev mahallinde genel ahlâk ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı
yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,
j) Verilen emirlere itiraz etmek,
k) Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden
olmak,
1) Kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenin bozmak.
m) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon
kurumlarına bilgi veya demeç vermek (21.09.2004 tarihli resmi gazetede yayımlanan
5234 sayılı kanunla ek bent)
C-Aylıktan Kesme: Memurun, brüt aylığından 1/30-1/8 arasında kesinti
yapılmasıdır.
Aylıktan Kesme Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller Şunlardır:
a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev
mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili
resmî belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,
b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
c) Devlete ait resmî belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için
kullanmak,
d) Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda
bulunmak,
e) Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,
f) Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri
amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,
g) mülga
ğ) mülga
h) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte
davranışlarda bulunmak,
ı) mülga
D-Kademe İlerlemesinin Durdurulması:
Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1-3 yıl
durdurulmasıdır.
Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezasını Gerektiren Fiil ve
Haller Şunlardır:
a)Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,
b)Özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek,
c)Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak,
d)Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve
hareketler yapmak,
e)Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla
izinsiz kullanmak veya kullandırmak,
f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,
g) mülga
h)Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici
faaliyetlerde bulunmak,
ı) Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din ve
mezhep ayırımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda
bulunmak,
j) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,
k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,
l) Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak
veya bunları tehdit etmek,
m) Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep
göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki
tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe
dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,
n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,
o) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.
j) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,
k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,
l) Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak
veya bunları tehdit etmek,
m) Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep
göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki
tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe
dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,
n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,
o) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.
E-Devlet Memurluğundan Çıkarma:
Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Fiil ve Haller
Şunlardır :
a) İdeolojik veya siyasî amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini
bozmak, boykot, işgal, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu
amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya
yardımda bulunmak,
b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart,
bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi
bir yerine asmak veya teşhir etmek,
c) Siyasî partiye girmek,
d) Özürsüz olarak (1) bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
e) Savaş, olağanüstü hal veya genel âfetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev
veya emirleri yapmamak,
f) Amirlerine ,maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç
verici hareketlerde bulunmak,
h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
ı) Siyasî ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum
ve davranışlarda bulunmak,
k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri
işlemek.
Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından
silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır.
Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin
cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.
h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
ı) Siyasî ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum
ve davranışlarda bulunmak,
k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri
işlemek.
Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından
silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır.
Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin
cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.
Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan
memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir.( Burada yetkili
amirlere bir takdir hakkı tanınmış olmakla birlikte, şayet alt ceza uygulanmamış ise
gerekçesinin belirtilmesi gerekmektedir. Aksi halde idari yargı kararları ile bir alt
cezanın uygulanması gerektiği yönünde içtihat oluşmuştur. Nitekim Danıştay 8.Dairesi
18.10.1991 tarihli bir kararında(Karar No:1991/1677), gerekçenin açıklanması
gerektiğini belirtmiştir.Bu nedenle Bir alt cezanın uygulanmadığı hallerde İdari Yargıda
,Disiplin amirlerinin gerekçesine bakılarak öne sürdükleri gerekçenin kabul edilebilir
nitelikte olup olmadığına bakılarak karar verilmektedir.)
Bilindiği gibi uyarma cezasının bir altı bulunmamaktadır. Ancak kınama cezasının bir
altı uyarma, aylıktan kesim cezasının bir altı kınama, kademe ilerlemesinin
durdurulması cezasının bir altı aylıktan kesim ve Devlet memurluğundan çıkarma
cezasının bir altı ulaşabileceği derecenin son kademesinde olanlar için aylıktan kesim
ve diğerleri için kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıdır.
Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere
nitelik ve ağırlıktan itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı
neviden disiplin cezaları verilir.
Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan
Devlet memurlarına, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini
gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4'ü-1/2'si kesilir ve tekerrüründe görevlerine
son verilir.
Özel kanunların disiplin suçlan ve cezalarına ilişkin hükümleri saklıdır.
Disiplin kovuşturmasının yapılmış olması, fiilin genel hükümler kapsamına girmesi
halinde, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil etmez.
Disiplin Cezası Verilebilmesi İçin;
-İşlenmiş bir suçun bulunması,
-Bu suçun bir memur tarafından işlenmiş olması,
-Soruşturma yapılmış olması,
-Memurun savunmasının alınmış olması,
-Suçun zaman aşımına uğramamış olması,
Verilecek disiplin cezasının yasada belirlenmiş olması gerekir.
Örnek mahkeme kararı
Önemli olan önceki cezanın tebliği ve uygulanması değil,aynı nitelikte
suçun tekrar işlenmesidir(.Danıştay 8.Daire 13.06.1994 tarih ve Esas
1994/356, Karar 1994/1779)
2. 657 sayılı Yasanın 125. maddesindeki hükmünde "cezaların tekerrüründen" değil,
disiplin cezalarının verilmesine sebep olmuş bir "fiil veya halin" tekerrürü halinden
bahsedilmiş olup, bu nedenle söz konusu fiil ve haller mevcut iken, bu fiil ve haller
nedeniyle verilen disiplin cezalarının affa uğramış olmasıyla ilgiliye tekerrür
hükümlerinin uygulanamayacağı sonucuna varılmasına olanak bulunmamaktadır.
(Danıştay 12.Dairesi Esas: 2000/3109 Karar: 2000/3834 Karar Tarihi: 08.11.2000)
-Cezada indirme,hafifletmeye gidildiyse tekerrür halinde,verilmiş cezaya göre değil,
verilmesi gereken ilk cezaya göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını alan bir memur, 10 yıl içinde aynı
suçu tekrar ederse, bu cezanın bir ağırı olan Devlet memurluğundan çıkarma cezası
ile tecziye edilir.
Bir üst ceza, kanunda sayılan disiplin cezalarının sıralamasındaki üst anlamına
gelmektedir. Örneğin uyarmanın üst cezası kınama, kınamanın üst cezası aylıktan
kesim cezasıdır. Keza bir eylemi nedeniyle 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması
cezası almış bir memurun bu cezanın sicilden silinebilmesi için geçmesi gereken 10
yıl içinde aynı eylemi tekrarlaması halinde 2 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması
cezası değil kademe ilerlemesi cezasının bir üstü olan Devlet memurluğundan
çıkarma cezasının uygulanması gerekmektedir.
Danıştay 8.Dairesi Esas: 1993/1293 Karar: 1994/680 Karar Tarihi: 02.03.1994
ÖZET: Disiplin cezası verilmesine neden olmuş bir fiil veya halin öğrencilik süresince
tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Bir derece ağır ceza kavramından suçun
niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının anlaşılması gerekir.
Aksi bir anlayış cezaların derece derece ağırlaşarak fakülteden çıkarılması sonucunu
doğurur ki bu da Anayasa ile güvence altına alınan öğrenim hakkını kısıtlayıcı bir
duruma yol açar. Bu durumda öğrencinin eyleminin kınama cezasını gerektirmesi
açık olduğuna göre, tekerrür durumunda kınama cezasının bir derece ağırı olan bir
haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasının uygulanması gerekirken, bir yarıyıl
uzaklaştırma cezası verilmesi isabetsizdir.
Aynı süre içinde aynı derecede cezayı gerektiren, fakat ayrı bir suçun işlenmesi
halinde tekerrür hükmü uygulanmaz.
Aynı derecede cezayı gerektiren fakat, ayrı fiil ve haller nedeniyle verilen disiplin
cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza tatbik edilir. Burada
anlatılmak istenen konu, aynı derece ceza verilmesini gerektiren iki ayrı eylemden
sonra, muayyen süre içerisinde aynı derece cezayı gerektiren üçüncü bir eylemin
işlenmiş olmasıdır
4.Disiplin Cezalarının Hafifletilmesi:
657 sayılı DMK’nın 125. maddesinin (E) fıkrasının (k) bendini takip eden ikinci
paragrafında ''Geçmiş hizmetleri sırasında çalışmaları olumlu olan ve ödül veya
başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı
uygulanabilir.”
''Uygulanabilir'' durumu zorunluluk ifade etmez.Ancak burada yetkili amirlere bir
takdir hakkı tanınmış olmakla birlikte, şayet alt ceza uygulanmayacaksa gerekçesinin
belirtilmesi gerekmektedir Ceza vermeye yetkili amir ve kurullar isterlerse, bu
maddeye binaen memurların cezalarını hafifletilebilirler.
Örnek. 20 senelik kamu hizmeti sırasında başarılı çalışmalarıyla dikkati çeken ve ödül
veya başarı belgesi almış bir memur izinsiz veya kurumunca kabul edilen mazereti
olmaksızın 3 gün süreyle göreve gelmezse, bu halde kendisi hakkında
uygulanması gereken disiplin cezası kademe ilerlemesinin durdurulması cezası
olmasına karşın, disiplin cezası vermeye yetkili disiplin kurulu, memurun önceki
hizmetlerinde görülen başarısını ve aldığı ödül veya başarı belgesini dikkate alarak
memura bir derece hafif olan "aylıktan kesme'' cezasını verebilir.
5. Disiplin Cezalarının özlük dosyasından Silinmesi:
Disiplin cezaları memurun özlük dosyasına işlenir .Cezaların sicilden silinme süresi
anılan kanunun 133. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre; ''uyarma'' ve
''kınama'' cezaları cezanın uygulanmasından 5 sene, ''aylıktan kesme'' ve ''kademe
ilerlemesinin durdurulması'' cezaları da 10 sene sonra sicilden silinir. Sicilin
silinmesi için memurun, atamaya yetkili amire başvurması gerekir. ''Devlet
memurluğundan çıkarma cezası'' sicilden silinmez.
6. Disiplin Cezası Uygulamasında Takdir Hakkı:
Disiplin cezalarının uygulanmasıyla ilgili olarak anılan kanunun 126. maddesinde;
''Disiplin Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu'nun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur;
cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde, atamaya yetkili amirler, 15 gün içinde
başka bir disiplin cezası vermekte serbesttirler.” hükmü yer almaktadır. Bu madde,
takdir yetkisini sadece atamaya yetkili amire vermektedir.
7. Disiplin Cezası Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesine göre; ''uyarma'',
''kınama'' ve ''aylıktan kesme'' cezaları disiplin amirleri tarafından; ''Kademe
İlerlemesinin Durdurulması'' cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki "Disiplin
Kurulunun'' kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler tarafından, "İl Disiplin
Kurulunun'' kararına dayanan hallerde valiler tarafından verilir. ''Devlet
memurluğundan çıkarma'' cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı
bulunduğu kurumun "Yüksek Disiplin Kurulu'' kararı ile verilir. Özel Kanunların disiplin
cezası vermeye yetkili amir ve kurullarla ilgili hükümleri saklıdır.
8. Disiplin Kurulları :
657 sayılı Devlet memurları Kanunu'nun 134. maddesi, disiplin kurullarının
oluşmasına dayanak teşkil etmektedir. Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında
Yönetmelikte belirtilmiştir. Bu yönetmeliğe göre disiplin kurulları;
-İl Disiplin Kurulu,
-Merkez Disiplin Kurulu,
-Yüksek Disiplin Kurulu,
şeklinde oluşmakta olup,
İl Disiplin Kurulu:
Valinin veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında;
-Hukuk İşleri Müdürü,
-Defterdar ,
-Milli Eğitim Müdürü,
-Sağlık Müdürü,
-Tarım ve Köy İşleri Müdürü,
-Bayındırlık ve İskan Müdürü'nden oluşur.
Disiplin Kurullarının Görev Alanları :
İl Disiplin Kurulu; Bakanlar Kurulu veya ortak kararla atananlar hariç, bakanlığın
illerdeki teşkilatında çalışan personelin,.
Merkez Disiplin Kurulu; bakanlık merkez teşkilatında çalışan, bakanlar kurulu
veya ortak kararla ya da başka surette atanan her türlü görevli hakkında,
Yüksek Disiplin Kurulu; Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatında çalışan bütün
görevlilerin, ''Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile ilgili işleri karara bağlar.
Yüksek Disiplin Kurulu, kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli
gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili
kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten
dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler.
Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, özlük dosyası hariç,
soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda yazılı olarak
kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir (657. mad. 129).
9. Memurun Savunma Hakkı:
Savunma hakkının esası, adalet ilkesine dayanır. Söylenmesi gerekenin ceza korkusu
ile söylenememesi adaletin yerine getirilmesine engel olur. Bu sebeple memura en
son olarak savunma hakkı tanınmıştır.
1982 Anayasası'nın 129. maddesinde; ''Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları memurlarına
savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” denilmektedir.
Anayasanın yukarıya alınan hükmüne dayanılarak 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu' nun 130. maddesinde;
''Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.
Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun (7) günden az olmamak üzere
verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur;
savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” denilmiştir.
Yasa maddesinde memurun savunma yapması için belirli bir sürenin verilmesi
öngörülmüştür. Disiplin cezasını verecek olan amir veya disiplin kurulu memura
savunması için en az yedi gün süre tanır. Bu süre içinde savunma yapmayan
memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. Savunma hakkından vazgeçmiş
sayılma, memurun işlediği suçu ikrar anlamına gelmez, suçluluğa elde mevcut bilgi
ve belgelere göre karar verilmesi gerekir.
Soruşturma sırasında müfettiş veya muhakkikin memurun ifadesini
alması, yasa maddesinde yazılı memurun savunması değildir. Soruşturma
tamamlandıktan sora mutlaka memurun savunmasının alınması gerekir.
Bu savunma alınmadan ceza verilmesi, yasaya aykırı bir durumdur. Bu tür
verilen cezalar için açılan davalarda mahkemeler cezayı iptal etmektedir.
10.Türk Ceza Kanunu İle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 125.
Maddesinde Yer Alan ve Birbiriyle İlintisi Bulunan Maddeler;
TÜRK CEZA KANUNU MADDELERİ
657 SAYILI DMK’NIN 125. MADDESİ
Zimmet, İhtilas,
İrtikap
(E/g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.
Rüşvet, Hırsızlık,
Dolandırıcılık ve hileli İflas,
Devlet Sırlarının açıklanması
Gayrın (Meslek) Sırrını İfşa
Zimmetin Oluşmasını ve Artmasını Mümkün Kılmak
(E/ h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak.
Fiil’e göre;
(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak
(D/k) Açıklaması yasak bilgileri açıklamak.
(C/a) Kasıtlı olarak, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak.
Fiil’e göre;
Alım, Satım ve Yapıma Fesat Karıştırmak
(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını, hedef tutan davranışlarda bulunmak.
(E/g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.
Memurların Devlet İhalelerinden Haksız Çıkar Sağlamaları
(D/c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak.
Fiile göre;
Keyfi ve Sert Muamele
(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde, kişilerin yarar ve zararına hedef tutan davranışlarda bulunmak.
(C/ı) Hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunmak.
Fiile göre;
Memuriyet Sırrını İfşa
(C/ı) Hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunmak.
(D/k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak.
Fiile göre;
(C/a) Kasıtlı olarak, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak.
(D/n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak.
Görevi İhmal
(Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmamasında..... kusurlu davranmak
(B/a) sadece disiplin cezasını gerektirir.]
(Verilen emirlere itiraz etmek)
(B/j) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir.}.
İftira
(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak
Yalan Yere Tanıklık ve Ant İçmek
(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak
Fiile göre;
(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak
Evrakta Sahtekarlık
(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak
(E/g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde
bulunmak.
Gerçeğe Aykırı Belge Düzenlemek
(D/f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek.
Ticaret ve Sanayi ve Artırmaya Fesat Karıştırmak
(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.
Fiil’e göre;
Tedbirsizlik,
Dikkatsizlik
veya
Meslekte
Acemilik Nedeniyle Ölüme Sebebiyet Vermek.
(C/ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.
(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.
Fiil’e göre;
Şahıslara
Karşı
(Dövme,Yaralama)
Müessir
Fiiller
(E/f) Amirine ve maiyetindekilere fiili tecavüzde bulunmak.
(D/d) Amirine ve maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak.
(Söz veya hakaretle sataşmak(B/h) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir.)
Şahıslara Karşı Müessir Fiiller (Bir Kişiye
Bedence Eza Vererek Sıhhatini Bozmak.)
(D/ı) Görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak.
Fiil’e göre;
(D/ı) Amirine, maiyetindekilere iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek.
Hakaret ve Sövme Tehdit
(Amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak (B/c)fiili sadece disiplin cezasını gerektirir).
(Kötü muamele (B/g) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir).
(Sözle saygısızlık (C/e) fiili sadece disiplin cezasını gerektirir).
Fiil’e göre ;
(D/c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar
sağlamak
Emniyeti Suiistimal (İnancı kötüye kullanmak)
(D/ı) görevin yerine getirilmesinde kişilerin yarar ve zararını
hedef tutan davranışlarda bulunmak.
(E/g) memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz
kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.
Fiil’e göre;
Yetkili Organların Emrine İtaatsizlik
(C/a) Kasıtlı olarak.belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek.
(D/n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak.
Cürmü Haber Vermekte Zühul
Fiil’e göre; (A/a), (B/a), (C/a)
Delillerin Muhafazasında İhmal
Arabaların Yönetim ve Korunmasında Kusur
Fiil’e göre;(A/a), (B/a), (C/a)
Fiil’e göre; (A/a), (B/a), (C/a)
(D/a) Göreve sarhoş gelmek,görev yerinde alkollü içki içmek.
Sarhoşluk
Edebe Muhalif Hareketler
Fiil’e göre;
(C/ı) Hizmet içinde devlet memurunun itibar ve güven duygusunu
sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.
(B/ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda
bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim benzeri şekiller çizmek ve
yapmak.
11.Disiplin Cezalarına itiraz:
1982 Anayasası'nın 129. maddesinin 3. fıkrasında,yapılan değişiklikle
Disiplin
kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz hükmü getirilmiştir. (13.05.2010 tarihli
değişiklikle)Böylece tüm disiplin cezalarına yargı yolu açılmıştır.
Madde 135 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 25.02.2011 RG NO: 27857 MÜKERRER KANUN
NO: 6111/113)
Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme
cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması
cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.
İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz
edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.
İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine
intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır.
İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı
hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.
Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.
12. Soruşturmaya Başlamada Zaman Aşımı:
657 sayılı Kanunun 125. maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil
ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; uyarma, kınama, aylıktan
kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarını içeren suçlarda BlR AY
içinde disiplin soruşturmasına, memuriyetten çıkarma cezasını gerektiren suçlarda
ise ALTI AY içinde disiplin kovuşturmasına başlanması gerekmektedir. Bu süre
içinde, soruşturma veya kovuşturmaya başlanmadığı takdirde ceza verme
yetkisi zaman aşımına uğramaktadır.
Fiilin İşlenildiğinin Öğrenildiği Tarih;
Disiplin amirinin durumu öğrenmiş olduğu ve işi resmiyete geçirip evrakın ilgili
birimin genel evrak kaydına girişi ile başlar. Bu husus, disiplin fiillerinin öğrenilmesi
keyfiyetinin kayıt gördüğü tarih olarak esas alınmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Bakanlıkların Yeniden Düzenlenmesi ve
Çalışma Esasları Hakkındaki 27/02/1982 tarihli ve 8/4334 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararnamesinde işlemlerin süre yönünden başlangıç tarihi olarak evrakın ilgili birimin
genel evrak kaydına girişi ile başlayacağı hükme bağlanmıştır.
143 Ceza Vermede Zaman Aşımı:
Ceza vermede zaman aşımı''; disiplin suçunun işlendiği tarihten itibaren en geç İKİ
YIL içerisinde soruşturmanın bitirilip memura gerekli disiplin cezasının uygulanmış
olmasını gerektiren zaman aşılmasıdır. Ceza vermede zaman aşımı, fiilin işlendiği
tarihin ertesi gününden itibaren işlemeye başladığından, bu günün çok iyi
belirlenmesi gerekir. Ayrıca, soruşturma raporlarının başlangıç kısımlarında disiplin
fiillerinin vuku bulduğu ve işlendiğinin öğrenildiği tarihlerin yıl, ay ve gün olarak
açıkça belirtilmesi yasal bir zorunluluktur.
14. Disiplin Cezalarının Uygulama ve Karar Süresi
Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın
tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma
dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir.
Disiplin Kurulu da dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma
evrakına göre kararını bildirir. Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri
tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun
Yüksek Disiplin Kurulu'na tevdiinden itibaren azami ALTI AY içinde bu kurulca,
karara bağlanır (657, mad.128).
15. Disiplin Cezasını Düşüren Haller:
Memurların kusurlu fiil ve hallerinden dolayı kendilerine uygulanan disiplin cezaları;
-İlgilisine tebliğ edilmeden memurun ölmesi,
-Lehte yeni bir kuralın konması,
-Cezanın değişmesi ve fiilin disiplin suçu olmaktan çıkması,
-Suç olan fiilin soruşturma açma veya ceza verme zaman aşımına uğramış olması,
-Disiplin ile ilgili af yasası çıkması. (En son 2006 yılında çıkarılan 5525 sayılı yasa ile
23 Nisan 1999 tarihinden 14.02.2005 tarihine kadar işlenmiş disiplin cezaları
affedilmiştir.Bu yüzden bu tarihler arasında disiplin cezası almış olan memurların
disiplin cezalarına ait tüm kayıtların ilgili memurun müracaatı aranmaksızın özlük
dosyalarından çıkarılması gerekmektedir.
16 .Disiplin Cezalarının Memura Etkisi:
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 132. maddesindeki; aylıktan kesme ve
kademe ilerlemesini durdurma cezası alanlar;
-Vali ,
-Büyükelçi,
-Müsteşar,
-Müsteşar yardımcısı,
-Genel müdür,
-Genel müdür yardımcısı,
-Daire başkanı, görevlerine atanamazlar.
-Atamaları Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü
uygulanır.
17. Memurun Görevden Uzaklaştırılması:
Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi
başında kalmasında sakınca görülen Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir
tedbirdir. Bu tedbir, soruşturmanın herhangi bir safhasında alınabilir (657, mad.137).
a) Görevden Uzaklaştırmaya Yetkili Olanlar :
1. Atamaya yetkili amirler,
2. Bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri,
3. İllerde valiler,
4. İlçelerde kaymakamlar (ilçe idare şube başkanları hakkında valinin muvafakati
şarttır).
Valiler ve kaymakamlar tarafından alınan görevden uzaklaştırma tedbiri, memurun
kurumuna derhal bildirilir. Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan
memurlar da zikredilen yetkililerce görevden uzaklaştırılabilirler (657, mad.140).
b) Görevden Uzaklaştıran Amirin Sorumluluğu:
Görevinden uzaklaştırılan Devlet memurları hakkında görevden uzaklaştırmayı
izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanılması şarttır. Memuru görevden
uzaklaştırdıktan sonra derhal soruşturmaya başlamayan, keyfi olarak veya garaz
veya kini dolayısıyla bu tasarrufu yaptığı, yaptırılan soruşturma sonunda anlaşılan
amirler hukuki, mali ve cezai sorumluluğa tabidirler (657, mad. 139).
Soruşturma sonunda disiplin yüzünden memurluktan çıkarma veya cezai bir işlem
uygulanmasına lüzum kalmayan Devlet memurları için alınmış görevden
uzaklaştırma tedbiri yukarıda belirtilen yetkililerce, (müfettişler tarafından görevden
uzaklaştırılanlar hakkında atamaya yetkili amirlerce) derhal kaldırılır (657, mad.142).
c) Memurun Göreve Tekrar Başlatılması Zorunlu Olan Haller
Soruşturma veya yargılanma sonunda yetkili mercilerce;
a) Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler,
b) Yargılamanın men'ine veya beraatına karar verilenler,
c) Hükümden önce haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar,
d) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel
olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler,
Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri
kaldırılır (657, mad. 143).
Görevden uzaklaştırma tedbiri, memurun soruşturmaya konu olan fiillerinin,
hizmetlerini devama engel olmadığı hallerde her zaman kaldırılabilir (657, mad.
144).
e) Görevden Uzaklaştırmada Süre:
Görevden uzaklaştırma bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok 3
AY devam edebilir. Bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memur
görevine başlatılır. Bir ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde,
görevinden uzaklaştırmaya yetkili amir (Müfettişlerin görevinden
uzaklaştırdıkları memurlar hakkında atamaya yetkili amir) ilgilinin
durumunu her iki ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi
hakkında karar verir ve ilgiliye de yazı ile tebliğ eder (657, mad. 145).
f) Görevden Uzaklaştırmanın Gerekçeleri:
Görevden uzaklaştırma, memurlar hakkında gerek ceza yasasına, gerek disiplin
hüküm1erine göre, soruşturmanın sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için başvurulan
geçici bir önlemdir. Görevden uzaklaştırma kararı bir görevden çıkarma kararı
değildir, bu nedenle memuriyet görevi sona ermez. Yapılan soruşturmanın
sonuçlanması yahut ceza soruşturması sonunda verilecek muhakemenin yapılmasına
gerek olmadığı ya da beraat kararı ve disiplin soruşturması sonunda memurluktan
çıkarmaya gerek kalmayanlar hakkında alınan karar ile görevden uzaklaştırma sona
ermiş olur. Hatta görevden uzaklaştırma kararı idare tarafından her zaman
geri alınabilir.
Bir memurun görevden uzaklaştırılabilmesi için ''Devlet hizmetlerinin
gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülmesi'',
gerekir. Ortada herhangi bir sebep yokken sırf ''görevi başında kalması sakıncalı”
diye bir memur kesinlikle görevden uzaklaştırılmamalıdır. Ancak görevden
uzaklaştırma önleminin alınabi1mesi için ortada disiplin veya Türk Ceza Kanunu'na
göre soruşturma yapılmasını gerektiren bir olayın bulunması gerekir. Bu olay üzerine,
memurun kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde görevi başında kalmasında
sakınca bulunup bulunmadığının değerlendirmesi yapılarak karar verilebilir.
Bir memur hakkında mahkemece ceza kovuşturması yapılması halinde, bu durumu
öğrenen görevden uzaklaştırmaya yetkili amir, ilgili memuru görevden
uzaklaştırabilir. Bundan, her ceza kovuşturmasında, memurun mutlaka görevden
uzaklaştırılması gerektiği sonucu çıkartılmamalıdır. Çünkü, gerek 137. gerekse 140.
madde hükümlerinde böyle bir zorunluluk yer almamaktadır. O halde, ceza
kovuşturması yapılmakta olan hallerin de görevden uzaklaştırmaya yetkili olan
makamlarca bir ayırıma tabi tutulması ve memur hakkında açılan davanın niteliğine
bakılarak, iddia edilen suçların, 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 5.fıkrasındaki
suçlardan olup olmadığı araştırılır.
(kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da
affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu
düzenin işleyişine karşı suçlar, (İPTAL EDİLEN BÖLÜM RGT: 01.12.2010 RG NO:
27772 ANY. MAH. 25.02.2010 T. 2008/17 E. 2010/44 K.) (YÜR. TAR.: 01.12.2011)
(KOD 8) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye
kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçları
Müfettişler, kanunlara göre haklarında görevden uzaklaştırma hükümlerinin
uygulanabileceği kişileri, geçici bir önlem niteliğinde olmak ve gerekçesini açıkça
ortaya koymak koşuluyla, durumu bir tutanakla tespit ederek teftiş, inceleme ve
soruşturmanın her aşamasında, aşağıdaki durumlarda görevden uzaklaştırabilirler;
a) Teftiş, inceleme ve soruşturmayı güçleştirecek, engelleyecek ve yanlış yollara
sürükleyecek davranışlarda bulunmak,
b) 19/04/1990 günlü ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu 'nun 17. maddesine giren eylemlerde bulunmak,
c) Görev başında kalması kamu hizmetleri yönünden sakıncalı olmak. Görevden
uzaklaştırma işlemi, müfettiş tarafından gerekçesiyle birlikte görevden
uzaklaştırılana, amirine, mülki amire, Kurul Başkanlığına ve aylığın ödendiği birime
hemen bildirilir.
Soruşturma sonucunda, diplin yönünden meslekten veya memurluktan
çıkartılmasının veya cezai bir işlem uygulanmasının gerekmediği anlaşılan görevliler
hakkında, görevden uzaklaştırma önleminin kaldırılması, müfettişlerce
beklenilmeksizin Kurul Başkanlığına bildirilir. Bu bildirim üzerine ilgililer, atamaya
yetkili amirlerce derhal görevlerine başlatırlar.
Görevden uzaklaştırılması gereken memurlar hakkında, işledikleri suçların nevi ve
mahiyetine göre kanuni esaslar dahilinde başlanacak takibatın, diğer işlerden
öncelikle sonuçlandırılması zorunludur.
Herhangi bir personelin görevden uzaklaştırılması sebebiyle işlerin aksamaması için
gereken tedbirler, o iş yeri amirince alınır. Teftiş ve tahkikat neticesinde suçun
işlendiğinin anlaşılamadığı veya yeterli delil bulunamadığı hallerde; görevden
uzaklaştırılmış personel, müfettişin derhal vereceği rapor üzerine, atamaya yetkili
amirlerince bekletilmeksizin görevine iade edilir.
18. Aday Memurlarla İlgili Disiplin İşlemleri:
Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde
başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle
bağdaşmayacak durumları olan ve devamsızlıkları tespit edilenlerin sicil amirlerinin
teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir. İlişkileri kesilenler ilgili
kurumlarınca derhal Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilir (657, mad. 56).
Aday memurlara kademe ilerlemesinin durdurulması cezası dışındaki cezalar
verilebilir.
ÖRN. YARG1 KARARLARI
“Aday memurlara 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan, kademe
ilerlemesinin durdurulması cezasının daha hafifi olan ve uygulama kabiliyeti bulunan
cezalar verilebilir." (D. 5. D. 15/09/1969/2484).
19. Memuriyetten Ayrılanlar Hakkında Disiplin Cezası Uygulanması:
Memurların disiplin suçu işledikten sonra çalıştığı kurumundan ayrılması, istifa
etmesi veya emekli olması halinde hakkında ne gibi işlem yapılacağı hususunda
Devlet Memurları Kanunu'nda açık bir hüküm yoktur. Ancak, gereğine göre herhangi
bir nedenle çalıştığı kurumdan ayrılan personele, disiplin cezası verilmesi
gerektiğinde görevden ayrılmamış personel gibi değerlendirilir. Ancak yaş haddinden
emekli olmuş bir Devlet memuruna, yeniden göreve dönme imkanı olmadığı için
disiplin cezası uygulama imkanı yoktur.
20.Çekilme
Madde 94:
1. Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı müracaat etmek şartıyla çekilme
isteğinde bulunabilir.
Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk
edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde yazılı müracaat şartı
aranmaksızın çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.Böyle bir durumda Göreve
devamsızlık nedeniyle memur hakkında görevden çekilmiş sayılma işlemi
yapılmadan önce mutlaka bir inceleme yapılacak ve neticede tüm bilgi ve belgeler
değerlendirilerek kabul edilir bir mazeret olmaksızın görevin terk edildiği ve bu terkin
kesintisiz 10 gün veya daha fazla olduğunun tespiti halinde müstafi işlemi
yapılacaktır. Bu gibi hallerde memur hakkında hiçbir şekilde disiplin hükümleri
işletilmeyecektir.Örneğin bir memur kesintisiz olarak 20 gün göreve gelmemişse bu
memur hakkında devlet memurluğundan çıkarılması için disiplin işlemi yapılmayacak
bu memur DMK’nın 94.maddenin 2.fıkrası gereğince müstafi sayılacaktır.
Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin
kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği
veya yerine bir vekil atamadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.
-Olağanüstü mazeretle çekilenler, üstüne haber vermek şartıyla bir ay kaydına tabi
değildir.
Çekilen ve Çekilmiş Sayılanların Yeniden Atanmaları:
Madde 97:
Memurların mali ve cezai sorumlulukları saklı kalmak üzere,
A-94. maddenin 2.ve 3. fıkrasına (çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin
gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine
atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atamadığı takdirde,
üstüne haber vererek, görevini bırakabilir) uygun olarak memuriyetten çekilenler
altı ayı geçmeden memurluğa alınamazlar.
B-Bu kanuna göre çekilmiş sayılanlar (94. maddenin 2. Fıkrası) bir yıl geçmeden
memurluğa alınamazlar.
C-95. maddede yazılı zorunluluklara uymayanlar(devir ve teslimle yükümlü olduğu
halde, devir ve teslim yapmadan ayrılanlar) 3 yılı geçmeden memurluğa
alınamazlar.
D-96. madde ye aykırı (Olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde
veya genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki Devlet memurları, yerine
atanacaklar gelip işe başlamadıkça görevlerini bırakamazlar) hareket edenler hiçbir
surette Devlet memurluğuna atanamazlar.
21.Memurluğun Sona Ermesi:
Madde 98:
Devlet Memurlarının;
a) Bu kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması
b) Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması
veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi,
Memurluğa alınmanın Genel ve özel şartları
DMK Madde 48 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 16.05.1982 RG NO: 17696 KANUN NO:
2670/14) (KOD 2) (KOD 1)
Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.
A) Genel şartlar:
1. Türk Vatandaşı olmak,
2. Bu Kanunun 40 ncı maddesindeki yaş şartlarını taşımak,
3. Bu Kanunun 41 inci maddesindeki öğrenim şartlarını taşımak,
4. Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
5. Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile;
kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da
affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu
düzenin işleyişine karşı suçlar, (İPTAL EDİLEN BÖLÜM RGT: 01.12.2010 RG NO:
27772 ANY. MAH. 25.02.2010 T. 2008/17 E. 2010/44 K.) (YÜR. TAR.: 01.12.2011)
(KOD 8) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye
kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm
olmamak.
6. Askerlik durumu itibariyle;
a) Askerlikle ilgisi bulunmamak,
b) Askerlik çağına gelmemiş bulunmak,
c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş
veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,
7. 53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına
engel olabilecek (MÜLGA İBARE RGT: 27.04.2005 RG NO: 25798 KANUN NO:
5335/29) (KOD 6) akıl hastalığı (MÜLGA İBARE RGT: 27.04.2005 RG NO: 25798
KANUN NO: 5335/29) (KOD 6) bulunmamak.
B) Özel şartlar:
1. Hizmet göreceği sınıf için 36 ve 41 inci maddelerde belirtilen öğretim ve eğitim
kurumlarının birinden diploma almış olmak,
2. Kurumların özel kanun veya diğer mevzuatında aranan şartları taşımak.
c) Memurluktan çekilmesi,
ç) İstek, yaş haddi,malullük ve sicil sebeplerinden biri ile emekliye ayrılması,
d) Ölümü, hallerinde memurluğu sona erer.
1. Devlet memurluğunun DMK’nın 98/b maddesine göre sona erdirilmesi için yasada
öngörülen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesi şarttır. (D.5:D.21.10.1976,
E974/5068, K1976/7204).
2. Hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşmemiş bulunan davacının görevine son
verilmesinin yasaya aykırıdır (D.5.D.8.4.1987-E.1986/1150, K1987/576).
II. Soruşturma Yapma Tekniği
Memurun işlediği suç, ihbar, şikayet veya yapılan bir inceleme vesilesiyle ortaya
çıkabileceği gibi, doğrudan amir tarafından da öğrenilebilir. Suçun hangi şekilde
öğrenilirse öğrenilsin, yetkili amirlerce doğrudan veya muhakkik görevlendirmek
suretiyle incelettirilmesi gerekmektedir.
b) Disiplin Soruşturması Açma Yetkisi.
Disiplin soruşturmasına, disiplin cezası vermeye yetkili amirin soruşturma onay emri
ile başlanabilir. Yetkili amir, disiplin soruşturmasını bizzat yapabileceği gibi
görevlendireceği bir muhakkik aracılığıyla da yaptırabilmektedirler.
-Disiplin amirlerinin Muhakkik(soruşturmacı)görevlendirirken, herhangi bir
makamdan (Valilikten veya Kaymakamlıktan) onay almalarına gerek yoktur,doğrudan
muhakkik görevlendirebilirler.(Sağ.Bakan.Per.Gn.Md.’nün 16.01.2002 tarih ve 5425
sayılı yazısı)
Bir memurun disiplin cezasını gerektiren eylemini yetkili amirin öğrenmesine rağmen
soruşturma açılması için emir ya da onay vermemesi halinde nasıl bir yöntem
izleneceği konusunda düzenleme bulunmamaktadır. Eylemin öğrenilmesinden
itibaren 30 gün içinde soruşturmaya başlanılmaması halinde ceza verilememektedir.
Bu durumda varsa daha üst amire müracaat edilebilmekte, Yetkili amir hakkında ise
ceza soruşturması söz konusu olmaktadır. Yetkili amir soruşturmacı görevlendirirken
hakkında soruşturma yapılacak memurun üstü ya da eşit düzeyinde bulunan kişileri
görevlendirmesi gerekmektedir.
Bir disiplin cezası verebilmek için öncelikle disiplin soruşturması yapılması
zorunludur. Disiplin soruşturması yapılmadan sadece savunma istenerek ceza
verilmesi işlemleri, idari yargıda iptal edilmektedir.
Disiplin Soruşturmasına Başlamak.
Her türlü soruşturmada olduğu gibi, bir disiplin soruşturmasında da önce bir hazırlık
yapılması gerekmektedir. İdari usul konusunda başvurulacak bir düzenleme
olmaması göz önünde tutulduğunda, disiplin soruşturması konuları, muhbir yada
müşteki ve hakkında disiplin soruşturması yapılan kişilerin konumları ve sayıları
dikkate alınarak her disiplin soruşturması için farklı yöntemler izlenebileceğini
söylemek mümkündür.
Diğer bir ifade ile, soruşturmacı öncelikle soruşturma konusunu dikkatli şekilde
incelemeli, iddia konusunun hukuki çerçevesini belirlemek suretiyle bir
“soruşturma planı” hazırlamalıdır. Ancak bu plan, durağan bir plan değil,
soruşturma aşamasında ortaya çıkabilecek gelişmelere göre yenilenebilen bir plan
olmalıdır. Her disiplin soruşturması kapsamı açısından farklı özellikler taşımasına
rağmen hazırlanacak planda, genel olarak izlenecek usul ve yöntemler bellidir.
Öncelikle disiplin soruşturmasına başlanmadan önce “yeminli kâtip”
görevlendirilmesi yapılmalıdır. Her ne kadar yeminli kâtip görevlendirilmesi zorunlu
olmamakla birlikte, yeminli katip kullanılması tavsiye edilmektedir. Bu nedenle,
usulüne uygun yemini yaptırılmak suretiyle yeminli kâtip görevlendirilmesi ve
tutanağının dosyaya eklenmesi gerekmektedir.
.
Bilahare soruşturma konularına ilişkin “bilgi ve belgeler” istenmeli ve
incelenmelidir. Bilgi ve belgeler, genel kural olarak ilgili kurumlarda yazı ile
istenmelidir. Belgelerin tasdikli örnekleri alınmalıdır. Ancak kriminal incelemeye tabi
tutulmak üzere aslı alınacak belgeler için, bir tutanak tanzim edilmeli ve
soruşturmacı tarafından onaylanmış birer örneği kuruma verilmelidir.
Kurum tarafından verilecek belgeler, bazen soruşturmanın konusu yada belgelerin
önemi göz önünde tutularak bir dizi pusulasına bağlı olarak istenebilir.
Çok fazla evrak ve yazışmanın bulunduğu hallerde, kırtasiyeciliğe yol açmamak
amacıyla kurum görevlileri ile birlikte düzenlenecek ve imzalanacak bir tespit
tutanağı ile belgelerin niteliği ve içerikleri özetlenmek suretiyle belge örnekleri
alınmayabilir.
-Bir sonraki adım ise, “muhbir yada müştekinin ifadesinin alınması” olmalıdır.
Ancak muhbir yada müştekinin kimliğinin tereddüde meydan vermeyecek şekilde net
olması ve ihbar ve şikayet dilekçesinde öne sürülen iddiaların somut ve anlaşılır
olması hallerinde muhbir yada müştekinin mutlaka yeniden ifadesinin alınması
gerektiği gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bununla birlikte uygulamada, sahte
isim ve imza ile haksız iftira ve isnatlarda bulunulduğu dikkate alınarak, 3071 sayılı
.
Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümlerine uygun dilekçelerin işleme
konulacağı hükmü yada iddiaların daha somut hale getirilmesi ihtiyacı nedenleriyle
muhbir yada müştekinin ifadesinin alınmasında yarar bulunmaktadır.
Muhbir yada müşteki, çeşitli iletişim araçları kullanılarak davet edilebilir. Gelmemesi
halinde yazı ile davette bulunmalı, yine davete icabet edilmemesi halinde zorla
getirilmesi yollarına başvurulamaz. Ancak muhbir yada müştekinin kamu görevlisi
olması halinde, davete icabet etmesinin sağlanması ilgili kurum amirinden talep
edilebilir.
Muhbir yada müştekinin ifadesi, yeminsiz olarak alınır.
Muhbir yada müştekinin önce kimlik tespiti yapılır, dilekçenin ve imzanın kendisine
ait olup olmadığı sorulur, daha sonra iddiasına ilişkin bilgi ve belge bulunup
bulunmadığı, tanık gösterip gösteremeyeceği hususlarının da belirtilmesi istenerek
ifadesi tamamlanır.
Şayet muhbir yada müşteki olarak davet edilen kişi, dilekçenin ve dilekçedeki isim ve
imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca iddia edilen konularda herhangi bir bilgisinin
bulunmadığını ifade etmesi halinde, her ne kadar bu tür dilekçeler 3071 sayılı Kanun
uyarınca incelenemeyecek dilekçe sayılmakla birlikte, uygulamada isim ve imza
açısından sahte dilekçelerin somut ve önemli iddialar içermesi halinde incelemenin
devam ettirildiği, hatta disiplin soruşturması onayı verilmiş ise disiplin raporu
hazırlandığı görülmektedir.
İsim ve imzasız yada sahte isim ve imza ile verilen dilekçelerde somut iddialar öne
sürülmesi yada sıhhati şüphe götürmeyen belgelere dayalı isnatlarda bulunulması
halinde bir inceleme yapılması idarede uygulanan bir yöntemdir. Nitekim memur
yargılama hukukunda da, ihbar yada şikayetlerin isimsiz ve imzasız yada sahte isim
ve imza ile yapılması halinde işleme konulmayacağı, bununla birlikte iddiaların
sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad,
soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmayacağı
öngörülmüştür.
Şikâyetçi olan kişi, bilahare şikayetinden vazgeçse dahi disiplin
soruşturmasının tamamlanması ve gerekiyorsa disiplin cezası verilmesine
engel teşkil etmez.
Muhbir yada müştekinin ifadesi için düzenlenen ifade tutanağında, açık kimliği ve
adresi belirtilmelidir.
Daha sonra Gerek soruşturmacı tarafından tespit edilen ve gerekse muhbir yada
müşteki ile hakkında disiplin soruşturması yapılanların göstereceği tanıkların ifadeleri
alınmalıdır.
İsim ve imzasız yada sahte isim ve imza ile verilen dilekçelerde somut iddialar öne
sürülmesi yada sıhhati şüphe götürmeyen belgelere dayalı isnatlarda bulunulması
halinde bir inceleme yapılması idarede uygulanan bir yöntemdir. Nitekim memur
yargılama hukukunda da, ihbar yada şikayetlerin isimsiz ve imzasız yada sahte isim
ve imza ile yapılması halinde işleme konulmayacağı, bununla birlikte iddiaların
sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad,
soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmayacağı
öngörülmüştür.
Şikâyetçi olan kişi, bilahare şikayetinden vazgeçse dahi disiplin
soruşturmasının tamamlanması ve gerekiyorsa disiplin cezası verilmesine
engel teşkil etmez.
Muhbir yada müştekinin ifadesi için düzenlenen ifade tutanağında, açık kimliği ve
adresi belirtilmelidir.
Daha sonra Gerek soruşturmacı tarafından tespit edilen ve gerekse muhbir yada
müşteki ile hakkında disiplin soruşturması yapılanların göstereceği tanıkların ifadeleri
alınmalıdır.
Bilahare “hakkında disiplin soruşturması yapılan memurların ifadelerine
başvurulur.” İfade almak ile savunma istemek farklı kavramlardır. İfade alınması,
iddia edilen konularda açıklama yapılmasını istemek niteliğindedir. Alınacak ifade ile
hakkında disiplin soruşturması yapılan memurun bilgi ve belge sunmasına ve varsa
tanık göstermesine imkan yaratılmış olacaktır.
Hakkında disiplin soruşturması yapılan memurlar yeminsiz olarak dinlenir.
Hakkında disiplin soruşturması yapılan memurların ifadeleri yazılı yada sözlü olarak
alınabilir.
Yazılı ifade, soruşturmacı tarafından yazılı olarak sorulan sorulara yazılı olarak cevap
göndermeleridir. Bu yöntem, ifadesine başvurulacak kişilerin, belli bir makam ve
mevki sahibi olması ya da başka bir yerde bulunmaları halinde istisnai olarak
uygulanmaktadır.
Sözlü ifade, soruşturmacı ile ifadesi alınan kişi yüz yüzedir. Soruşturmacı tarafından
sorular yöneltilir ve ilgilinin söyledikleri bir yeminli katip tarafından tutanağa geçirilir.
Tanıklar ifade vermek üzere çeşitli iletişim yöntemleri kullanılarak davet edilir. Davete
icabet edilmemesi halinde yazı ile çağırılır. Yine davete uyulmadığı takdirde zorla
getirilmesi yoluna başvurulamaz. Ancak tanığın kamu görevlisi olması halinde,
davete icabet etmesinin sağlanması ilgili kurum amirinden talep edilebilir.
Disiplin soruşturmasında, CMK hükümlerinin uygulanabileceği yönünde bir hüküm
bulunmamaktadır. Oysa memur yargılama hukukunu düzenleyen 4483 sayılı
Kanunda, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde CMK hükümlerinin uygulanacağı
açıkça öngörülmüştür.
Bununla birlikte, bir eylem nedeniyle bir görevli tarafından hem 4483 sayılı Kanuna
göre ön inceleme ve hem de disiplin soruşturması yapılması durumunda, 4483 sayılı
Kanuna ve dolayısıyla CMK hükümlerine göre yürütülen işlemler sonucunda toplanan
bilgi, belge ve ifadelerin, disiplin soruşturması için de kullanılabileceği göz önünde
tutulmalıdır.
Tanık tutanakları yazıldıktan sonra, ifade verenin okuması sağlanmalı ve eklenecek
bir şey olup olmadığı sorulduktan sonra topluca imzalanmalıdır.
-Müteakiben “bilgi ve belgelerin tamamlanması” sağlanır. Yapılan disiplin
soruşturması sırasında gerek muhbir yada müşteki, hakkında disiplin soruşturması
yapılanlar ve tanıkları ifadeleri ile ve gerekse ortaya çıkan yeni durumlar karşısından
bilgi ve belge tamamlanmasına ihtiyaç duyulabilir. Bu hallerde, eksik bilgi ve belge
tamamlanarak dosya ikmal edilmelidir.
-Nihayet “raporlama” işlemi yapılır. Raporlama, yapılan çalışmaların dayanakları ile
birlikte sonucun yetkili amire sistemli biçimde sunulmasıdır. Yapılan soruşturma
sonucunda, mevcut bilgi ve belgeler ile ifadeler bir arada değerlendirilmek suretiyle
iddia konusu eylemin disiplin suçu oluşturup oluşturmadığı, disiplin suçunu
oluşturması halinde ilgili mevzuata göre hangi tür disiplin cezasını gerektirdiğinin
belirtileceği bir disiplin raporu düzenlenir
MUHAKKİKLERİN GÖREV VE YETKİLERİ İLE DAVRANIŞLARI
Muhakkiklerin Nitelikleri:
muhakkik görevlendirirken, şikayetin türü, kapsamı, niteliği ve derinliğini
görebilmeli, ona göre soruşturulacak kişi ya da kişilerin amiri konumundaki(en
azından eşdeğer görevdeki) bir ya da birkaç muhakkik görevlendirmeli; muhakkikte
konu ile ilgili bilgi bulunmasına, ret ya da çekilme şartlarının oluşturulmaması için
titiz davranmalı, muhakkikin; sicil, başarı ve davranışlarının da ideal nitelikte
olmasına dikkat etmeli, etki altında kalmayacak biri olmasına özen
gösterilmelidir.
Muhakkik; her türlü peşin hükümlülükten uzak, objektif, dengeli, kendisi ile barışık,
engin görüşlü, ideal nitelikli, bilgili, sadece cezayı değil, ödüllendirmeyi de esas
almalı ve olayları geniş bir açıdan değerlendirecek niteliklere sahip bulunmalıdır.
Kısaca, muhakkik; inceleme ve soruşturmayı şikayet eden, şikayet edilen ve kurum
açısından değerlendirebilmeli, etki altında kalmamalı, ilgili mevzuatta suç olarak
belirtilmeyen bir davranışı cezalandırma yoluna gitmemeli ve önereceği cezanın da
caydırıcı olmasına özen göstermelidir.
a) Disiplin Soruşturmasının Niteliği.
Disiplin soruşturmalarının nasıl yapılacağı yönünde herhangi bir yasal düzenleme
bulunmamaktadır.
657 sayılı Kanun ile sadece disiplin suç ve cezaları sayılmış ve bazı esaslar
belirlenmiştir. 657 sayılı Kanuna göre çıkarılan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri
Yönetmeliği ise, disiplin amirlerini, kurullarını belirlemiş, görev ve yetkilerini tespit
etmiştir. Diğer bir ifade ile, disiplin soruşturmalarının yürütülme esasları ortaya
konulmamıştır.
Bilindiği gibi memurların ceza hukuku açısından yargılamasına esas olmak üzere
idare tarafından yapılacak işlemleri gösteren 4483 sayılı Kanunda, ön inceleme
sırasında açıklık bulunmayan hallerde CMK hükümlerinin uygulanacağı
öngörülmüştür. Ancak memurların disiplin hukuku açısından yapılacak
soruşturmalarda, usul ve esasları ortaya koyan bir yasal düzenleme yoktur.
Bu nedenle, disiplin soruşturmalarının yapılmasındaki usul ve esaslar konusunda,
yargı kararları, doğrultusunda bir sistem oluşmuştur.
3. Muhakkiklerin dikkat etmesi gereken hususlar
Muhakkiklerin ,İnceleme ve Soruşturma mevzuatı ile uygulama usul ve esasları
konusunda Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının 05.01.2006 tarih ve 150 sayılı
yazıları ve Başbakanlık Makamının 14.09.2010 tarihinde Resmi Gazetede yayınladığı,
Denetim Görevlilerinin uyacakları Mesleki Etik Davranış ilkeleri hakkındaki
Yönetmelik hükümleri gereğince aşağıdaki hususlara titizlikle riayet etmeleri
gerekmektedir.
Yetkili Disiplin Amirlerince görevlendirilen İncelemeci ve Muhakkikler
1- çağdaş denetim ve soruşturmanın gereği olarak sadece hukuka uygunluğu yeterli
saymayacak, kamu kaynaklarının etkin, verimli ve amacına uygun kullanılmasını
sağlamayı hedefleyerek, yönetimin geliştirilmesine yönelik Rehberlik ve eğitim
faaliyetlerinde de bulunmalıdır.
2-İnceledikleri defter ve evrak üzerinde açıklama ve düzeltme yapmamalıdır.
3- İncelemek üzere almayı gerekli gördükleri evrak ve belgeleri, sorumlulardan bir
tutanak ile teslim almaları gerekmektedir.
4- Soruşturmanın gizliliği ilkesine aykırı hareket edilmemeli, gizli olan yazıları,
inceleme ve soruşturma raporlarını yeminli zabıt katibi dışında kimseye
yazdırmamalıdır.
5- Muhakkik, hakkında, inceleme ve soruşturma yaptığı personele, inceleme ve
soruşturmanın sonucu hakkında yorum yapmamalı, bu personelin leh ve aleyhindeki
tüm delilleri toplamalıdır.
6- Görevleri sebebiyle elde ettikler bilgileri ve inceleme ve soruşturma sonuçlarını
görevlendiren Makam haricinde kimseye açıklamamalıdır.
7- Soruşturma sırasında nezaket kuralları dışına çıkmamalı hakaret ve tehdit edici
tavırlardan kaçınmalıdırlar.
8- İnceledikleri veya soruşturdukları görevlilerin şahsiyet ve vakarını rencide edecek
tutum ve davranışlardan kaçınmalı, hatta raporlarında bile görevlileri incitecek ima,
istihza ve ağır ifadelere yer verilmemelidir.
9- Görevlerini herhangi bir baskı, etkileme ve yönlendirme olmaksızın yerine
getirirler; tarafsızlıklarına zarar verecek veya böyle bir izlenim uyandıracak
faaliyetlerde bulunamazlar.
10- Raporlarını Soruşturmanın veya İncelemenin amacına uygun nitelikte, süresi
içinde somut, güvenilir ve geçerli kanıtlara dayalı olarak özlü, açık, tam ve kesin
olarak düzenlemelidirler.
11- Peşin hükümden kaçınmalı, vaad edici veya taraf tutucu şekilde konuşmamalı,
konuşmaları ile kendilerini bağlamamalıdır.
12- Her ne suretle olursa olsun tartışma yapmaktan ve personelin görevlerine
müdahale etmekten kaçınmalıdır.
13- Soruşturma konusu ile ilgili tanık ve sanıkların ifadelerine sınırlama
getirilmemeli, söylemek istedikleri TCK’ya göre suç unsuru içermeyen beyanları ifade
tutanaklarına geçirilmelidir.
14- İnceleme ve soruşturma sırasında karşılaştıkları yanlışlık, eksiklik ve aksaklıkları,
alınması gereken tedbirlerle birlikte gerekçeli olarak görevlendiren makama
sunmalıdır.(idari teklifler)
15- İnceleme ve soruşturma ile ilgili kişi yada kurum personelinin özel hizmet ve
ikramlarını kabul edemezler.
16- Sıfatlarının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak nitelikte
davranışlarda bulunamazlar.
17- Bizzat incelemek zorunda oldukları belge ve işlemleri başkalarına inceletemezler
(Bilirkişi hariç), resmi evrak ve defterleri ait olduğu kurum dışına çıkaramazlar.
18- İnceleme ve soruşturmayı şahsileştirmekten kaçınmalı, kişilere değil işlendiği
iddia edilen fiillere yönelik çalışmalıdırlar.
19- İnceleme ve soruşturma sırasında ifadesine ihtiyaç duyulan kişilerin bizzat
muhakkik veya incelemeci tarafından ifade için davet edilmeleri ve ifadelerin bizzat
muhakkik veya incelemeci tarafından alınması ifadeler alınırken ifade alınan odada
Muhakkik, Zabıt Katibi ve ifade verenin dışında kimsenin olmaması, ifade bitiminde
ifade tutanağının sırasıyla, ifade veren, ifadeyi yazan (Yeminli Zabıt Kâtibi) ve
muhakkik tarafından imzalanması gerekmektedir.
20- İfadelerin soruşturmanın gizliliği dikkate alınarak sadece ifade alma odasında
alınmasına dikkat edilmelidir.
21- İnceleme veya soruşturma sürelerine özellikle dikkat edilmeli, süresi içerisinde
inceleme ve soruşturmanın bitirilmemesinin, incelemeci ve Muhakkiklerin idari ve
hukuki sorumluluğunu gerektirebileceği hususunun unutulmaması gerekmektedir.
22- Görevlendirilen Bilirkişilere ön bilgi mutlaka muhakkikler tarafından verilmelidir.
23- Soruşturma veya inceleme kapsamında toplanacak delillere, diğer kurumlardan
bilgi ve belge istenilmesine, hangi bilgi ve belgenin soruşturma dosyasına
ekleneceğine muhakkik karar vermelidir.
24- Tanıklar ile hakkında soruşturma yapılan kişilerin veya müşteki ile hakkında
soruşturma yapılan kişilerin aynı gün içerisinde ifadelerinin alınmaması
gerekmektedir.(karşı karşıya gelmelerinin önlenmesi için)
25- İnceleme veya soruşturmalarda ilk önce müştekinin ifadesinin alınması, bütün
bilgi ve belgeler toplanıp varsa tanık ifadeleri alındıktan sonra en son hakkında
soruşturma veya inceleme yapılan kişinin ifadesine başvurulması hususuna dikkat
edilmesi gerekmektedir.(Savunma hakkının tam olarak kullanılabilmesi için)
26- Her türlü baskıya karşı tarafsızlıklarını muhafaza ederler. Siyasi, İdari, Sosyal ve
Kültürel etkilerden kaçınırlar. Tarafsızlığının etkilenmesi söz konusu olduğunda
durumu görevlendiren Makama bildirirler.
27- Görevin gerektirdiği bilgi, beceri ve deneyime sahip olmak zorundadırlar.
28- İnceleme ve Soruşturma görevlerini yürütürken görevini tarafsız ve nesnel bir
şekilde yürütmesini engelleyecek bir durumun ortaya çıkması halinde (Potansiyel
veya gerçek çıkar çatışması) bu hususu derhal kendisini görevlendiren Makama
bildirir ve Muhakkiklikten çekilme talebinde bulunur.
Yukarıda sayılan hususlara uymamaları halinde durumun niteliğine göre Adli ve
Disiplin yönünden sorumluluklarının olduğunun bilinciyle soruşturmaları zamanında
ve eksiksiz şekilde bitirerek hazırladıkları Soruşturma Dosyalarını görevlendiren
Makama sunarlar
DİSİPLİN SORUŞTURMASINA ÖRNEK VE AÇIKLAMA
Disiplin Soruşturması yapılırken aşağıda belirtilen sıralama düzenine dikkat edilir.
1. Muhakkik ifadeleri bir memur yardımı ile alacaksa,öncelikle yeminli
zabıt katibi tutanağı düzenlenir ve imzalandıktan sonra soruşturma
dosyasına takılır.
YEMİN TUTANAĞI
Tarafımca yapılmakta olan bir soruşturma nedeniyle, ifade tutanaklarının
düzenlenmesi işinde V.H.K.İ …………………. zabıt katibi olarak görevlendirilmesi
uygun görülmüş ve kendisine konu ile ilgili bilgi verilerek usulen yemin ettirilmek
suretiyle göreve başlatılmış olduğuna dair iş bu tutanak tarafımızdan düzenlenerek
imza altına alınmıştır. 18.12……….
………………………
Baştabip Yardımcısı
Kâtibi
Muhakkik
…………………
Y.Zabıt
2.Muhbir veya müştekinin ihbar veya şikayet yoluyla intikal ettirdiği
olayla ilgili ifadesinin alınması :
Bunun için ; şu örneğe uygun olarak muhbir veya müştekiye yazı gönderilir.
T.C.
KAYSERİ VALİLİĞİ
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği
SAYI
: B.10.4.ISM.4.38.48.27/640/
…../………/…….
KONU : Şikayet dilekçeniz hk.
Sayın: …………………………………………….
……………………………………………………..
……………………………….ne
vermiş olduğunuz …../……./200… tarihli şikayet
dilekçenizde
belirttiğiniz
hususları
incelemek
üzere
……………………….ce
görevlendirildim. Konu ile ilgili olarak ifadenize müracaat edileceğinden;
…./…../200… Perşembe saat 10:00’da Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Başhekimlik binası Disiplin Bürosu odasında hazır bulunmanızı rica ederim
………………….
MUHAKKİK
T.C.
KAYSERİ VALİLİĞİ
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği
Sayı
:
Konu
:
KAYSERİ
.../..../200…
…………………………………………..
…………………………………………………………………
Kayseri Devlet Hastanesi Baştabipliğinin ..../.../200… gün ve ...........sayılı
emirleri gereğince, tarafımdan yapılmakta olan soruşturmada, beyanına (Açıklayıcı
ifadesine)
başvurulması
gereken
.......................adresinde
mukim..........................’nın,.../..../200.. günü saat;......’de aşağıdaki muhakkiklik
adresimde hazır bulunmasının tebliği ile alınacak tebellüğ ilmühaberinin
gönderilmesini arz/rica ederim.
Muhakkikin açık adresi:
görevi ve imzası)
MUHAKKİK
(Adı soyadı, asli
AÇIKLAMA: (Muhbir ve müştekiler ya genelde kendilerine şifahi olarak bildirilerek
ifadeye davet olunmakta, bazen de soruşturma yapılan kurum yetkilileri aracılığı ile
davet edilmektedir. Anılan kişilerin, yapılan bu şifahi davete icap etmemeleri halinde
yukarıda örneği gösterilen yazılı talebe başvurulması yoluna gidilmektedir
MUHBİR YA DA MÜŞTEKİNİN ÇAĞRIYA UYMAMASI
TUTANAK
Tarafımdan yapılmakta olan bir soruşturma ile ilgili olarak muhbir/müşteki
olarak açıklayıcı ifadesinin alınmasına lüzum görülen ...................................adresinde
mukim
....................’nın,
.../.../200..
günü
saat:.....’da,
.................................adresindeki muhakkiklik bürosunda, hazır bulunması tebliğ edilmiş
ise de, davete icabet etmediğine dair iş bu tutanak tarafımızdan mahallinde tanzim ve
imza altına alınmıştır……/…../…………..
İmza
MUHAKKİK
İmza
Y. ZABIT KATİBİ
MUHBİR YA DA ŞİKAYETÇİNİN(MÜŞTEKİ) AÇIKLAYICI İFADESİNİN
ALINMASI
AÇIKLAYICI İFADE TUTANAĞI
Adı ve Soyadı:
TC Kimlik No:
Baba Adı:
Doğum Yeri ve Tarihi:
Nüfusa Kay. Olduğu Yer:
Medeni Hali:
Mesleği:
İkamet Adresi:
Kimliği yukarıda kayıtlı ilgilinin, davet edildiği Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Disiplin Bürosunda, müşteki-muhbir sıfatıyla alınan beyanıdır/açıklayıcı ifadesidir.
Soruldu; (Soruşturmaya esas dilekçesi kendisine gösterilip, dilekçenin ve dilekçedeki
imzanın kendisine ait olup olmadığı sorularak, dilekçenin kendisi tarafından düzenlendiği
ve iddiaların kendisine ait olduğunu beyan etmesi halinde de, dilekçesinde belirttiği
iddiaları, sırasıyla ve açıkça, yer, tanık, somut olay belirtmek suretiyle yinelemesi istenir)
Cevap;
1-...........
2-...........
(İddia konularını dilekçedeki sıraya göre ve başka konularla karıştırılmayacak
şekilde anlatması gerektiğinin, beyanı alınan kişiye açıkça söylenmesi gerekir.)
......................................................................dedi.
İlgili,
yukarıda
belirtilenlerin dışında başkaca bir iddiası ve diyeceği olmadığını beyan ederek, yazdırdığı
ifadesini okuyup (ya da yazdırdığı ifadesi kendisine okundu ve) doğruluğunu imzası ile
tasdik etti (tarih ve yer yazılacak).
(İmza)
MUHAKKİK
(İmza
YEMİNLİ KATİP
(İmza)
MÜŞTEKİ-MUHBİR
.Soruşturma ile ilgili belge ve bilgilerin teminine yönelik çalışmalar:
Konuyla ilgili belge ve bilgilerin toplanmasıdır.Muhakkik olayın safahatına göre kendi
bağlı olduğu kamu kuruluşu veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarından yazılı olarak bilgi
ve belgeleri isteyebilir.Ayrıca konuyla ilişkili kişilerin ifadelerine de başvurabilir.
Muhakkik, soruşturma ile ilgili tanık dinleyebilir, bilirkişi görevlendirebilir.
Tanık ifadeleri aşağıdaki örneğe uygun olarak alınır.
TANIK ÇAĞRI YAZISI
Sayın;.....................................
………………………………….
Muhakkikliğimce yapılmakta olan bir soruşturma için tanık olarak, ifadeniz
alınacağından,.../..../200… günü saat:......’da aşağıdaki muhakkiklik adresimde
bulunmanız gerekmektedir.
Bilgi ve gereğini rica ederim.
………………….
MUHAKKİK
Muhakkiklik adresi:
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Disiplin Bürosu
KAYSERİ
TANIK İFADE TUTANAĞI ÖRNEĞİ
Adı ve Soyadı
TC Kimlik No:
Baba Adı:
Doğum Yeri ve Tarihi:
Nüfusa Kay. Olduğu Yer:
Medeni Hali:
Mesleği:
İkamet Adresi:
Yukarıda açık kimliği yazılan ……………………………. tanık sıfatıyla tarafıma ayrılan Kayseri
Eğitim ve Hastanesi Disiplin Bürosuna davet edilerek, tanıklık edeceği konu kendisine
anlatıldı. Tanıklığın önemi ve anlamı konusunda kendisine bilgi verildi. Tanıklığa engel bir
hali olmadığı anlaşıldıktan sonra usulüne uygun yemin ettirilerek alınan ifadesinde
Soruldu:.............(Bu kısma tanıktan öğrenilmesi gereken konu net ve bir şekilde
sorulmalı ve soru yanlış anlamalara neden olmamalıdır. Diğer yandan sorulacak soru
birden fazla ise dilekçedeki iddia sırasına göre sorular sorulmalıdır)
Cevaben:............(Bu kısma tanığın bilgisi net bir şekilde ve başka bir olayla ilgi
kurulmadan, yani konunun dışına çıkılmayarak ve konu dağıtılmadan ifade tarzına uygun
bir şekilde cevapları yazılacaktır)
........................... dedi. Başkaca bir bilgi, görgü ve duyumunun olmadığı ve
söyleyeceğinin bulunmadığını beyan ederek, yazdırdığı ifadesinin doğru olduğunu
okuyup, imzası ile tasdik etti. (tarih ve yer)
MUHAKKİK
YEMİNLİ KATİP
YEMİNLİ
TANIK
(Adı Soyadı ve imzası)
(Adı soyadı ve imzası)
(Adı soyadı ve
Bilirkişi görevlendirilmesi gerekirse aşağıdaki tutanak tanzim edilir.
BİLİRKİŞİ TAYİN,TENSİP VE YEMİN TUTANAĞI
…………….Valiliğinin ..../..../2001 gün ve........sayılı emirleri gereğince, tarafımdan
yapılmakta olan soruşturmada, teknik, ilmi ve fenni kanaatlerine başvurulması zarureti
hasıl olduğundan,..............oğlu, 19... /.....(Doğum yeri) doğumlu ve ...............nüfusuna
kayıtlı, ...............................nde görevli,................................’nın ( birden fazla ise ayrı,
ayrı yazılacak ) CMK’nın 63. maddesi hükmü gereğince, bilirkişi olarak atanmasına karar
verilmiş olup, adı geçene/geçenlere CMK’nın 64. maddesi hükmüne göre, yemini
yaptırılarak, aşağıdaki konularda teknik, ilmi ve fenni kanaatlerinin belirtilmesi istenildi.
KONU :.................(Buraya bilirkişinin hangi konuda kanaatinin belirtilmesi isteniyorsa
kendisine teslim edilen belgeler aynen belirtilerek net bir şekilde ve konular birden fazla
ise sıra numarası verilerek belirtilmelidir. Konunun alt kısmına da, bilirkişiden konunun
aydınlatılmasına yönelik, hangi hususlarda
ve hangi soruların cevaplarının istendiği
açıklanmalıdır.)
Bilirkişiye CMK’nın 66. Maddesinde belirtilen yetkileri hatırlatılarak konu hakkındaki
kanaatlerini içeren raporun tarafıma 05.08.2009 tarihine kadar teslim edilmesi istendi.
Soruşturma esnasında başvurulması gereken evrakın örnekleri kendisine teslim edildi ve
bu evrakı raporuyla iade etmeleri gerektiği hatırlatılarak işbu tutanak müştereken
düzenlenerek imzalandı………./……./………
MUHAKKİK
YEMİNLİ KATİP
BİLİRKİŞİ/BİLİRKİŞİLER
İfadesi alınacak kişinin bir başka ilde ikamet etmesi halinde, ifadesi istinabe
suretiyle alınır.Kişi hangi ilde ikamet ediyorsa o ilin İl Sağlık Müdürlüğüne
istinabe soru belgesi üst yazı ile muhakkik tarafından gönderilir
Üst yazı şu örneğe uygun hazırlanır
T.C.
KAYSERİ VALİLİĞİ
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği
SAYI:
KONU:İstinabe suretiyle ifade
İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNE
………………
Yapmış olduğum bir soruşturmaya esas olmak üzere ; iliniz ……………da
ikamet etmekte olan ……………….’ın ifadesinin alınması gerekmiştir.İstinabe
suretiyle ilgilinin ifadesinin alınarak ekte sunulan istinabe ifade tutanağının
tarafıma gönderilmesini arz ederim.
Adres: Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
EK:
1.Bir adet görevlendirme yazısı
2.Bir adet istinabe ifade tutanağı
………………..
MUHAKKİK
İSTİNABE İFADE TUTANAĞI
............oğlu,............yılı..............doğumlu
ve...........nüfusuna
kayıtlı,
halen...............’da görevli,.....................’nin tanık sıfatıyla ve istinabe yoluyla alınan
yeminli tanık ifadesidir.
Tanığa sorulacak sorular;
1-..............................
2-..............................(Buraya tanığa sorulacak sorular net bir şekilde ve
herhangi bir yanlış anlaşılmaya meydan vermeyecek şekilde yazılmalıdır. Örneğin;
“...........tarihinde.........’yi resmi araçta eşi ve çocuğu ile birlikte gördüğünüz iddia
edilmektedir.........ve bu gibi)
Cevap:
1-.........................
2-........................ (Cevaplar bölümüne her sorunun cevabının soruya tekabül
edecek şekilde yazılması gerekmektedir)
........dedi ve ekleyeceği başkaca bir husus bulunmadığını belirterek, okuduğu
ifadesinin(veya kendisine okunan ifadesinin) doğruluğunu imzası ile tasdik etti
(tarih ve yer)
Naib
(İfadeyi alan)
Yeminli Katip
Tanık
4.Hakkında Disiplin Soruşturması Yapılan Memurun Savunma ifadesinin
alınması :
Hakkında Soruşturma yapılan kişinin ifadesinin alınmasından amaç gerçek durumun
ortaya çıkması amacı ile , kişinin bilgisine başvurmaktır.Alınan bilgi 657 sayılı DMK
anlamında
memurun
savunması
değildir.Zira
savunma
disiplin
cezasının
uygulanmasından önce DMK’nun 130. maddesi
gereği yapılması zorunlu bir
işlemdir.Halbuki soruşturma sırasında muhakkik tarafından alınan ifade olayın
aydınlatılmasına yöneliktir.
Hakkında soruşturma yapılan kişinin ifadesi aşağıdaki örneğe uygun olarak alınır.
İFADE TUTANAĞI
Adı ve Soyadı:
TC Kimlik No:
Baba Adı:
Doğum Yeri ve Tarihi:
Nüfusa Kay. Olduğu Yer:
Medeni Hali:
Mesleği:
İkamet Adresi:
Yukarıda açık kimliği yazılan .............. tarafıma ayrılan, Kayseri Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Disiplin Bürosuna davet edilerek, konu kendisine anlatıldı, ifade
vereceğini beyan etmesi üzerine alınan ifadesinde;
CEVABEN: “ ”Dedi.
Başka bir diyeceğinin olup olmadığı soruldu, başka bir diyeceğinin olmadığını
belirtmesi üzerine, yukarıda ki beyanını okudu, doğru ve eksiksiz yazıldığını
belirtmesi üzerine ifade tutanağı müştereken imza altına alındı.12.12.2001
....................................
Muhakkik
….......................
İfadeyi Yazan
……………………..
Hak.Dis.Sor.yapılan
*** Şikayet edilen kişi ifade vermeye zorlanamaz ancak ifade vermesi gerekli
olduğu hallerde ifade vermek istemesse aşağıdaki örneğe benzer bir yazı ile,
yazılı olarak konu ile ilgili savunması istenebilir.
B- Yazılı Savunma İstemi
Sayın:...........................( Hak.Dis.Sor.yapılanın ad ve soyadı, görevi )
Tarafımdan yapılmakta olan bir inceleme ve soruşturma sonunda;
.....................................................
...................................................... (Buraya iddia konuları teker teker ve
ayrıntılı bir şekilde ve birden fazla dilekçedeki sıraya riayet edilerek yer, zaman ve
müşahhas olay belirtilerek yazılır.)
Tespit edilmiştir/İddia edilmektedir/Anlaşılmış bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen iddialar nedeniyle,Baştabipliğin
....../.../200… gün
ve...........sayılı emirleri gereğince, hakkınızda tarafımdan 657 sayılı Kanun hükümleri
gereğince soruşturma yapılmaktadır.
Anılan iddialarla ilgili, yazılı açıklamalarınızı,
iş bu yazının tarafınıza tebliğ
tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde, aşağıda belirtilen adresime 2 örnek halinde,
imza ve tarihte atılmak suretiyle göndermenizi, aksi takdirde savunma vermekten imtina
etmiş sayılacağınızın bilinmesini önemle rica ederim.
Savunma gönderilecek adres;
………………………………….
MUHAKKİK
AÇIKLAMA:
1. Anılan yazı ya PTT vasıtasıyla iadeli taahhütlü olarak hakkında disiplin soruşturması
yapılan memurun adresine gönderilir (Bu takdirde PTT makbuzları muhafaza edilmelidir)
veya acil durumlarda bu tebligatın Hak.dis .sor.yapılan memurun bağlı bulunduğu birim
amirine yazı yazılarak tebliği istenebilir. Tebliğ yazısına bu takdirde savunma yazısı kapalı
zarf içinde eklenir ve kapalı zarf içindeki savunmanın açılmadan kişiye tebliği istenerek
tebellüğ belgesinin gönderilmesi talep edilmelidir.
2. Bu işlem ya bulunulan yerin uzaklığından veya muhakkikin özel hükümler gereği
savunmayı böyle almasının belirtilmesine ilişkin hükümden kaynaklanan bir savunma
usulü olup, savunmanın makul bir süre tanınarak yazılı olarak alınmasıdır. Danıştay Birinci
Dairesinin 16.02.1993 tarih ve E:1993/29,K:1993/26 ve 01.11.1995 tarih ve
E:1995/195,K:1995/220 sayılı kararlarına göre de, makul bir süre tanınarak sanık
ifadesinin yazılı olarak alınması mümkün bulunmaktadır.
Hakkında soruşturma yapılan kişi sözlü veya yazılı ifade vermekten imtina
ederse bu durum aşağıdaki tutanak örneği ile tespit edilir.
TUTANAK
Yazılı (veya sözlü) davetimiz üzerine, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Disiplin
Bürosuna gelen ……………………’nin şikayet edilen hususla ilgili bilgisine müracaat
edilmek istenmiş ancak…………….’nın ifade vermekten çekinmesi üzerine iş bu tutanak bir
sayfa ve iki örnek olarak tarafımızca düzenlenmiştir. ……/…./20…
……………. ……
Muhakkik
…………………
Zabıt Katibi
. ….……………..
İfade Sahibi
5.Disiplin Raporunun Düzenlenmesi :
Soruşturma, yetkili Disiplin Amirlerince görevlendirilen Muhakkiklerce yapılmışsa konuyla
ilgili olarak tespit edilen bilgi,belgeler ve alınan ifadeler belli bir mantık zinciri içinde
değerlendirilir ve sonunda bir rapor düzenlenir.
Rapor aşağıdaki şablona uygun olarak tanzim edilir.
İNCELEME/ SORUŞTURMA RAPOR ÖRNEĞİ
İNCELEME/ SORUŞTURMA RAPORU(657 sayılı Kanuna Göre)
İNCELEMENİN NE SURETLE YAPILDIĞI:
-Baştabiplikçe verilen görev emrinin tarih ve sayısı (Ek: ..),
İNCELEMENİN BAŞLAMA TARİHİ: (Tarih)
İNCELEMENİN BİTİŞ TARİHİ : (Tarih)
İNCELEMENİN NEDENİ VEYA ŞİKAYETÇİ:
-Bu bölümde inceleme talebinde bulunan mercii ile varsa, muhbir veya müştekinin kimlik
bilgileri ile açık adresleri yazılacaktır. (Ek: ),
HAKKINDA İNCELEME YAPILANLAR VEYA ŞİKAYET EDİLENLER
-Bu bölümde hakkında inceleme yapılanların adı, soyadı, isnat edilen suç ( fiil )
tarihindeki ve halen çalıştığı görev yeri ve unvanlarının yazılması,
İNCELEME KONUSU VEYA KONULARI:
-Hakkında inceleme yapılanlar veya şikayet edilenlerin isimleri, görev yeri ve unvanları
belirtildikten sonra, fiillerinin kısa ve özet olarak, maddeler halinde, yazılması.
FİİLİN VEYA FİİLLERİN İŞLENDİĞİ YER VE TARİH
Fiilin işlendiği yer İlçe bazında yazılacak-Kocasinan/Kayseri gibi ,tarih kesin olarak
bilinmiyorsa bu tarih yazılacak,bilinmiyorsa ay ve yılı ile yetinilecektir-18.10.2003/ Ekim
2003 gibi)
İNCELEMENİN SEYRİ:
(konular ayrı ayrı ve maddeler halinde çok özet halde mutlaka ek numaraları ile
belirtilecek)
-Bu bölümde soruşturma ile ilgili yetkinin dayanağı (Ek:),
-Görevlendirme emirleri ekindeki şikayet veya konu hakkındaki yazıların özeti (Ek:),
-Varsa şikayetçinin açıklayıcı ifadesi (Ek:),
-İddia konuları ile ilgili yapılan inceleme ve araştırma sonucu elde edilen bilgi ve belgeleri
yazılması (Ek:),
-Sırasıyla tanık ve savunma ifadelerinin özetlenmesi (Ek:)
-Varsa CMK´ya göre başvurulan Bilirkişi ve adli tıp raporları (Ek:),vs.
KONUNUN/ KONULARIN TAHLİLİ:
Bu bölüme, öncelikle inceleme konusu başlığı altındaki konuların tekrar başlık şeklinde
yazılıp, sırasıyla iddianın (fiilin) cereyan tarzının elde edilen delillere göre objektif şekilde
ortaya konulması, mevzuata ve hizmetin gereğine göre varsa aykırılıkların, mevzuattan
bahsedilerek
belirtilmesi,inceleme konusu fiillerde suç unsuru olup olmadığı ek
numaraları ile belirtilmesi leh ve aleyhteki deliller ve diğer verilerin etraflı bir şekilde
tartışılması, gereği halinde adli, idari ve inzibati sorumluluklar ve hazine zararının detaylı
bir şekilde değerlendirilmesi,
NETİCE VE KANAAT:
Yukarıdaki Tahlil bölümü müşterek olabilir,ancak;
* Netice ve kanaat bölümü rapor çeşidine göre ayrı ayrı yazılacaktır.(Tevdi raporu,
tazmin raporu,suç duyurusu raporu gibi)
*Yine bu bölümde kişi ve konular ayrı ayrı ele alınarak, yetkili makamca verilecek karara
esas olmak üzere, fail,fiil,yeri,tarihi,yasal dayanağı ile birlikte cezai müeyyideler ile diğer
öneriler tüm unsurlarıyla açıkça belirtilecektir.
*Fiile uygun ceza önerilecek, fiil sabit görülmüyorsa işlem yapılmasına gerek olmadığı
vb. teklifler getirilecektir.
*Raporlar ekli iki örnek halinde düzenlenecek, konularla ilgili birden fazla rapor
düzenlenmesi halinde (mesela soruşturma raporu ile birlikte tazmin raporu da
düzenlenmişse) ilgili makama her rapor için ayrı ek konulmayacak,raporların birer örneği
ile takım halinde bir ek dosyası verilmesi yeterli olacaktır.
Son paragrafta:
Netice ve kanaatine varılarak tarafımdan düzenlenen işbu İnceleme/Soruşturma
raporu, ilişik listesindeki ekleriyle birlikte iki örnek halinde Başhekimlik Makamına
sunulmuştur.
Arz ederim. …/…../….
( MUHAKKİK)
isim,soy isim unvan ve imza
denilerek raporun tamamlanması gerekir.
Soruşturma Raporu hazırlandıktan sonra, Soruşturma dosyası aşağıdaki
örneğe benzer bir dizi pusulasına bağlanarak iki örnek halinde üst yazı ile
görevlendiren makama sunulur.
Soruşturma Raporu hazırlandıktan sonra, Soruşturma dosyası aşağıdaki
örneğe benzer bir dizi pusulasına bağlanarak iki örnek halinde üst yazı ile
görevlendiren makama sunulur.
ÖRNEK DİZİ PUSULASI
SIRA NO-KONU-DOSYA SIRA NO
1.Devlet Hastanesi Baştabipliği’ nin …/…./.200…. tarih ve …… sayılı görevlendirme yazısı
Ek-1
2.12.03.2002 tarihli tutanak Ek-2
3.Hak.Dis.Sor.yapılan Dr.. ………………………………… ifade tutanağı Ek-3-4
4.Sağlık Memuru ……………… ifadesi Ek-5
5.Yardımcı Hizmetli……………. İfadesi Ek-6
6.Laboratuar Teknisyeni ………. İfadesi Ek-7
7.Yardımcı Hizmetli ……………ifadesi Ek-8
8.Dr. ……………………………ifadesi Ek-9
9.Ebe Hemşire ………………….ifadesi Ek-10
10.Hemşire ……………………….ifadesi Ek-11,12,13
Disiplin Soruşturma dosyası 13 (on üç) sayfadan oluşmaktadır.
BAŞTABİPLİK MAKAMINA
KAYSERİ
İLGİ :……… tarih ve …………….sayılı Görevlendirme yazınız.
İlgi sayılı yazınıza istinaden, Hastanemiz ………………………..’de görevli ebe ……………..
hakkında verilmiş olan …./…./200… tarihli şikayet dilekçesindeki iddialar hakkında
yapmış olduğum inceleme neticesinde, hazırladığım Soruşturma raporu dizi pusulasına
bağlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
………………….
MUHAKKİK
Ekler:
1.Adet Dosya(….sf)
ÖRNEK SORUŞTURMA RAPORU
İNCELEMENİN NE SURETLE YAPILDIĞI :
……………. İl Sağlık Müdürlüğünün …/…/200… tarih ve ….. sayılı yazısı ile soruşturmaya
başlanmıştır.
İNCELEMENİN BAŞLADIĞI TARİH : …/…/200..
İNCELEMENİN BİTTİĞİ TARİH
:
…/…/200..
İNCELEME NEDENİ VEYA ŞİKAYETÇİ:
İlimiz …… sk. No:2 /3 ………….. Adresinde ikamet etmekte olan ……………nın ………….
Valiliğine vermiş olduğu …/…/200.. tarihli şikayet dilekçesindeki iddiaları
HAKKINDA İNCELEME YAPILAN VEYA YAPILANLAR:
İlimiz Sağlık Müdürlüğü Acil Yardım ve Kurtarma Hizmetleri Şube Müdürlüğünde görevli
ebe …………….. hakkında,
İNCELEME KONUSU VEYA KONULARI :
Ebe …………………….. ın .DMK’nun 28.md.’ne aykırı olarak ticari faaliyette bulunduğu
iddiası
FİİLİN VEYA FİİLLERİN İŞLENDİĞİ YER VE TARİHİ :Ankara - 2002 ve 2003
İNCELEMENİN SEYRİ
:
1- …………….. İl Sağlık Müdürlüğünün …./…./2003 tarih ve ………sayılı görevlendirme
emirleri ile ………………….. hakkında gerekli soruşturmanın tarafımdan yapılması tensip
kılınmıştır. (Ek-1)
2- Muhbir …………. şikayet dilekçesinde (Ek-2) özetle ; ebe ………..’ın DMK ’nun 28
maddesindeki ticari faaliyette bulunma yasağına rağmen ticaretle uğraştığını ifade
etmektedir.
3.Muhbir ……….’nın alınan ifadesinde (Ek-10) özetle ; şikayet dilekçesinin doğru
olduğunu , sunduğu ek belgelerin incelenmesi gerektiğini beyan etmiştir.(Ek 4-5-6-7-8-9
)
4.Şikayet dilekçesine ekli belgeler
4-1) A…… Sağlık Ltd. Şti.’nin 10.04.2002 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi (Ek: 4)
incelendiğinde …………….’ın kurucu ortak olmadığı hisse devri suretiyle bu şirkete ortak
olduğu görülmektedir.
4-2) 21.10.2002 keşide tarihli çek fotokopisi (Ek: 5); …………. verdiği ifadede bu çekin
kendisi tarafından imzalandığını kabul etmiştir. Ayrıca çek Şekerbank’a ait olduğundan
gerekli araştırma banka nezninde de yapılmış, banka gönderdiği cevabi yazı ile bu çekin
………………. tarafından keşide edildiğini doğrulamıştır.
4-3) …….. Medikal Ltd. Şti.’nin 25.06.2002 tarihli karar tutanağı (Ek: 6)
4-4) 26.11.2002 tarihli ihtarname fotokopisi (Ek:7) incelendiğinde …………’ın A……. Ltd.
Şti.’nin temsilcisi sıfatıyla 21.10.2002 vade tarihli bir çekin muhatabına ihtar çektiği
anlaşılmaktadır. ……….. verdiği ifadede (Ek:11) bu ihtarnamenin kendisi tarafından
çekildiğini kabul etmiştir.
4-5) 27.07.2001 tarihli vekaletname incelendiğinde, (Ek:8) …… Medikal Ltd.Şti.’ni
temsilen ………..’nın bir devlet memuru olan ……….’ı ticari vekil olarak atadığı
görülmektedir. …………. verdiği ifadede bu vekaleti doğrulamıştır.
4-6) ………. Ltd.Şti.’nin ana sözleşmesi (Ek:9) incelendiğinde, bu şirketin……………………
tarafından kurulduğu anlaşılmaktadır.
5.Hakkında disiplin soruşturması yapılan ebe …………….’ın alınan ifadesinde (Ek:11)
özetle; …. Medikal firması ile hiçbir ilgisinin olmadığını, bu şirketin kardeşi ………….
tarafından kurulduğunu daha sonra bir başka şahsa devredildiğini, şikayetçi tarafından
ileri sürülen Kastamonu Mahkemelerinde karşılıksız çek keşide etmekten yargılandığı
şeklindeki iddiaların doğru olmadığını, ancak çekin kendisi tarafından imzalandığını, çekle
ilgili Kastamonu Cumhuriyet Savcılığında hazırlık takikatı yapıldığını, …………..’nın,
bilgisizliğinden istifade ederek kendisini ticari vekil olarak atadığını, bir dönem A…..
Ltd.Şti.’nin ortağı olduğunu, Limited Şirketlere ortak olmayı DMK’nın yasaklamadığını,
26.11.2002 tarihli ihtarnamenin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, ticari faaliyette
bulunmadığını beyan etmiştir. …………… ifadesine ek olarak aşağıdaki belgeleri
sunmuştur.
5-1) 3 Şubat 2003 tarihli noter belgesi (Ek: 12, 12-a)
5-2) 25.06.2002 tarihli karar fotokopisi (Ek: 13)
5-3) 4.10.2001 tarihli tutanak (Ek: 14)
5-4) 25.06.2002 tarihli karar fotokopisi (Ek: 15)
5-5) 23.04.2003 tarihli gazete fotokopisi (Ek: 16)
5-6) 5.10.2001 tarihli vekaletname fotokopisi (Ek: 17)
6.Şekerbank Ulus Şube Müdürlüğüne yazdığım 17/06/2003 tarih ve 3935 sayılı yazı. (Ek:
19)
7.Şekerbank Ulus Şubesinin 18/06/2003 tarih ve 909 sayılı cevabi yazısı ve ekleri (Ek:
21, 21-a, 21-b, 21-c) incelendiğinde 13/07/2001 tarihli vekaletname fotokopisinin sahte
olmadığı, bu vekaletname ile devlet memuru olan ………’ın ticari vekil olarak atandığı,
………..’ın bu vekalete dayanarak Şekerbank Ulus Şubesine imza sirküsü vererek bir
kambiyo senedi olan çek keşide ettiği, söz konusu 21/10/2002 tarihli çekin sahte
olmadığı görülmektedir.
8.Ankara 31. Noterliğine yazdığım 16/06/2003 tarih ve 3931 sayılı yazı (Ek: 20)
9.Ankara 31. Noterliğinin 17/06/2003 tarihli cevabi yazısı (Ek: 22) üzerine söz konusu
evraklar noterliğe gidilerek bizzat yerinde görülmüş, şikayet dilekçesi ekinde sunulan
27/07/2002 tarihli vekaletname ve 10/04/2002 tarihli hisse devri sözleşmesinin noterde
kalan asılları ile aynı olduğu görülmüştür.
KONUNUN VEYA KONULARIN TAHLİLİ :Yukarıda toplanan deliller ve alınan
ifadeler ile tüm inceleme dosyası birlikte değerlendirildiğinde ;
1-Burada öncelikle Devlet Memurlarının Ticaret Şirketlerine ortak olup olamayacağı
konusunun incelenmesi gerekmektedir.
Devlet Memurlarının Ticaret yapıp yapamayacağı , hangi hallerde yapabileceği ve hangi
şirketlere kurucu veya ortak olabileceği veya görev alabileceği hususu idare hukuku ile
ticaret hukukunun müşterek konularından birini oluşturur.
1965 tarih ve 657 sayılı DMK konuyu ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde
bulunma yasağı başlığı altında 28.maddede düzenlemiştir.
Madde 28 : Memurlar , T.Ticaret Kanununa göre (tacir) veya (esnaf) sayılmalarını
gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesselerinde görev alamaz ,
ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette
komandite (sınırsız sorumlu ortak ) olamazlar (görevli oldukları kurumların iştiraklerinde
kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç) memurların üyesi oldukları yapı , kalkınma
ve tüketim kooparatifleri ile kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim ve denetim
kurulları üyelikleri görevi ve özel kanunlarda belirtilen görevler bu yasaklamanın
dışındadır.Eşleri , reşit olmayan veya mahcur olan çocukları yasaklanan faaliyetlerde
bulunan memurlar bu durumu 15 gün içerisinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle
yükümlüdürler.)
Buna göre kanun aşağıda sayılan ticari faaliyetlerle , kazanç getirici (emeği ile gelir
sağlayacak )faaliyetlere bulunmayı Devlet Memurları için açıkça yasaklamıştır.Bu
faaliyetler şunlardır :
*Tacir ve esnaf sayılmasını gerektirecek bir faaliyette bulunamazlar.(Ticaret Kanunu
Md.14-17)
*Ticari mümessil (Borçlar Kanunu Md.449) ticari vekil (borçlar Kanunu Md.453 )
olamazlar.
*Kollektif Şirket ortağı olamazlar.
*Komandit Şirketin Komandite (sınır sorumlu ortak) ortağı olamazlar.
*Ticari ve sanayi müesseselerinde görev alamazlarKanunda ortak olunamayacak şirketler
açıkça gösterilmesine rağmen hangi nevi ticaret şirketlerine ortak olunabileceği
konusunda açıklık yoktur.Maddenin amaca göre yorumundan , Devlet Memurlarının
sermaye Şirketlerine ortak olabilecekleri hem doktrin olarak kabul edilen hukukçular
hemde yargıtay tarafından kabul edilmektedir.(Yargıtay 11.Hukuk dairesinin 9/11/1991
tarih ve esas 1990/5211, karar.1991 /6529 sayılı kararı)
Bu hükmün ışığı altında kuruluş kanunu veya ilgili yönetmeliklerde aksine bir hüküm
olmadıkça Devlet Memurları :
*Komandit Şirkette Komanditer ( Sınırlı sorumlu ortak) ortak
*Limited Şirket Ortağı
*Adi Şirket Ortağı , Hususi Şirketin gizli ortağı
*Anonim Şirket Ortağı olabilirler
Görüldüğü üzere mevcut mevzuat çerçevesinde Devlet Memurlarının Limited Şirketlere
ortak olamayacağı konusunda DMK28. maddesinde açık ve kesin bir hüküm yoktur.Ayrıca
Ltd.Şti ortaklığını 28 .maddede sayılan yasak faaliyetler içine alma imkanı yoktur.Çünkü
Kanunda açıkça sayılmayan bir hususu Devlet Memurlarına Yasaklamak uygun değildir.
Ayrıca 6762 sayılı T.Ticaret Kanununun 540.maddesinin 3.fıkrasında yetki ve temsil
mecburiyetinin Ltd.Şirkete kuruluşta ortak olanlar bakımından cari olduğu hükme
bağlanmış olduğundan ve kuruluştan sonra şirket ortağı olanlar kanun gereğince şirket
işlerini idare ve temsile yetkili ve mecburi olmadıklarından ,memurun şirket ortaklığını
kuruluştan sonra iktisap etmesi , şirket ana sözleşmesi ile memur olmayan birinin şirket
müdürü tayin edilmiş olması veya ortaklar tarafından memur olmayan birinin müdür
seçilmiş olması hallerinde Devlet Memuru bakımından Ticari faaliyet Yasağının ihlali söz
konusu olmayacaktır.
Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi DMK’nın 28. maddesinde memurların ticari vekil olması
(Borçlar Kanunu Madde 453) kesin şekilde yasaklanmıştır. Bu yasağın ihlali ticaret yapma
yasağı kapsamı içerisindedir. Borçlar kanunu’nun 453. maddesine göre ticari
vekil: Ticari mübessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya
ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin
bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen
kimsedir, demektedir.
.
Yukarıdaki Hukuki durumu inceleme konusu olaya tatbik edecek olursak şu sonuçlar
çıkmaktadır:
1-Şikayet dilekçesinde ileri sürülen ………………’ın ……. Medikal Ltd. Şti.’nin gizli ortağı
olduğu şeklindeki iddiayı doğrulayacak somut bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır.
2-Ebe …………..’ın Ltd. Şti. ortağı olması mevcut mevzuat açısından suç teşkil etmemekle
birlikte, ticari vekil olarak atanıp şirket adına işlemler tesis etmesi sebebi ile 657 sayılı
DMK’nın 28. maddesinde belirtilen ticari faaliyetlerde bulunma yasağını ihlal
etmiştir…………………..’ın ticari vekil olarak atandığı ve bu vekalete dayanarak işlemler
tesis ettiği hem kendi ikrarı hem de Şekerbank Ulus Şubesi’nin yazısı ve ekleri ile sabittir.
Bu konuda somut ve inandırıcı deliller mevcuttur.
3-Dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden ebe ………………..’ın 13/07/2001 tarihinde ticari
vekil olarak atanması ve bu vekalete dayanarak 21/10/2002 tarihinde çek keşide etmesi
DMK’nın 28. maddesindeki ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağını
ihlal edici niteliktedir
NETİCE VE KANAAT :
Değerlendirmeler ışığında;ebe ………………… hakkında
İdari yönden
; Herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı,
Disiplin yönünden ; Eylemine uyan DMK’nın 125. maddesinin D/h fıkrası gereğince
kademe ilerlemesinin 1 yıl süre ile durdurulması cezası ile tecziyesinin uygun olacağı,
Sonuç ve kanaatine varılarak tarafımdan düzenlenen işbu soruşturma raporu ilişik
listesindeki ekleriyle birlikte iki örnek halinde Sağlık Müdürlüğü Makamına sunuldu.
Bilgilerinize arz ederim.20/06/.20…
Av.Çetin TANBAY
Muhakkik
******Muhakkiki görevlendiren makam soruşturma dosyasını inceler ve soruşturma
raporunda disiplin cezası teklifi getirilmiş ise bu teklifi değerlendirir ve ceza verilip
verilmeyeceğine karar verir.Yetkili Disiplin Amiri, muhakkikin teklifine uygun ceza vermeyi
uygun gördüğünde soruşturma raporunun son sayfasına derkenar savunmasını
isteyelim notunu düşer Daha sonra hakkında soruşturma yapılan kişinin savunması
aşağıdaki örneğe uygun şekilde istenir
SAYI
KONU
:
:
SAVUNMA İSTEK YAZISI
ÖZEL
T.C.
KAYSERİ VALİLİĞİ
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabipliği
Sayın---------------………….. Uzmanı
Hastanemizde Acil Tıp Asistanı olarak görev yapan Dr………………. tarafından düzenlenen
…………… tarih ve ……………….. sayılı tutanakta bahsi geçen hususlarla ilgili olarak
hakkınızda Baştabipliğimizce yaptırılan Disiplin Soruşturması neticesinde düzenlenen
…………… tarihli Disiplin Raporunda, ……………. tarihinde acil servis nöbetçi hekimi ve
ilgili uzman doktor tarafından İcapçı Hekim olarak Acil Servise çağrıldığınız halde ancak
6 saat sonra acil servise gelmeniz nedeniyle "Görev mahallinde kurumlarca belirlenen
usul ve esasların yerine getirilmesinde kayıtsızlık gösterdiğiniz iddiasıyla 657 sayılı DMK'
nın 125. maddesinin A/a fıkrasına göre Uyarma Cezası ile tecziyeniz teklif edildiğinden,
konu ile ilgili olarak savunmanızı 657 sayılı DMK' nın 130. maddesi gereğince tebliğ
tarihinden itibaren, kanuni süre olan 10 (on) gün içerisinde vermenizi, yasal süre
içerisinde savunma vermediğiniz takdirde savunma hakkınızdan vazgeçmiş
sayılacağınızın bilinmesini rica ederim.
………………
DİSİPLİN AMİRİ
ÖZEL
Bu özel kayıtlı savunma istek yazısı, zarfa konur ve zarfın üzerine özel kaşesi
vurulduktan sonra ayrı bir kağıtla tebliğ- tebellüğ ilmuhaberi düzenlenir ve ilgili memura
imzalattırılır.
Verilen 10 gün içerisinde savunma verilmesse aşağıdaki tutanak düzenlenir.
TUTANAK
………………. görevli, Dr.……………….,Baştabipliğimizin …./…../.200…. tarih ve
…… sayılı savunma istek yazısını …../…./.200… tarihinde tebellüğ etmesine rağmen,
yasal süre (10 gün) içerisinde savunmasını vermediği tespit edilmiş olup, iş bu tutanak
tarafımızdan tanzim ve imza edilmiştir. …../…./.20
……………
………………..
Baştabip yard.
V.H.K.İ
T.C. Danıştay 5.Dairesi Esas: 2003/5993 Karar: 2004/2832 Karar Tarihi: 11.06.2004
Kararın Özeti:TEBELLÜĞDEN İMTİNA TUTANAĞI TEBLİGAT YERİNE GEÇMEZ
Bu yüzden tebliğden imtina halinde, tebliğ evrakı imtina eden memura ,Tebligat
Kanununun 21 maddesi ve Tebligat Yönetmeliği hükümlerine göre tebliğ edilmelidir.
SAYI :
KONU :Uyarma cezası ile tecziyeniz.
Sayın:......................................
………………………..
İlgi a)..../…/200… tarih ve….. sayılı savunma istek yazımız.
İlgi b)…/../200.. tarihli savunmanız
…../…../200… tarihinde bir hasta yakınına hakaret ettiğiniz iddiası ile ilgili
olarak, Baştabipliğimizce yaptırılan soruşturma neticesinde, hakkınızda getirilen teklif
doğrultusunda ilgi (a) sayılı savunmanız istenmişti.
Ancak ilgi (b) sayılı yazınız ile vermiş olduğunuz savunmanız yeterli bulunmamıştır. Söz
konusu fiilinizin Baştabipliğimizce
değerlendirilmesi neticesinde; devlet memuru
vakarına yakışmayan tutum ve davranışlarda bulunmanızdan dolayı, 657 DMK’nun 2670
Sayılı Kanunla değişik 125.maddesinin A/e fıkrası gereğince “Uyarma” cezası ile tecziye
edildiniz.
Bundan sonra, görevinizde daha dikkatli olmanız hususunda,
Gereğini bilgilerinize rica ederim
……………………..
DİSİPLİN AMİRİ
Baştabip
****Ceza yazısı da savunma istek yazısısın da olduğu gibi aynı yolla memura
tebliğ edilir.Savunma istek yazısı,tebliği, memurun savunması, ceza
onayı,tebliği ve eklerinin asılları üst sicil amirine dosyasına işlenmek üzere
gönderilir.
***Memurun savunması uygun bulunmuşsa aşağıdaki yazı hazırlanır ve
memura tebliğ edilir.
SAYI
:
KONU: Bir alt ceza
Sayın :………………………
Hemşire
İlgi a) 16.06.20…. tarih ve ……………….. sayılı savunma istek yazımız.
b) 25.06.20…..tarih ve ……………… sayılı savunmanız.
Hastanemizde …………. olarak görev yapan ………………………………. tarafından
Baştabiplik makamına verilen 06.05.20….. tarih ve …………………. sayılı şikayet dilekçesi
ile ilgili olarak hakkınızda, Başhemşireliğimizce yaptırılan Disiplin Soruşturması
neticesinde düzenlenen 06.06.20…tarihli Soruşturma Raporu neticesinde getirilen teklif
doğrultusunda ilgi (a) ' da kayıtlı yazımızla savunmanız istenmişti.
İlgi (b) de kayıtlı yazınız ile vermiş olduğunuz savunmanızın Başhemşireliğimizce
değerlendirilmesi neticesinde;
06.05.20…..tarihinde …………..’de iş arkadaşınız
……………………..' a söz ve hareketle sataşmanız sebebiyle 657 sayılı DMK' nın 125.
maddesinin B/h fıkrasına göre Kınama Cezası ile tecziyeniz gerekirken; geçmişteki
çalışmalarınızın olumlu olması ve daha önce herhangi bir disiplin cezası almamış
olduğunuzun anlaşılması nedeniyle DMK' nın 125. maddesinin E/k fıkrasından sonra
gelen ikinci parağraftaki "geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan memurlar
için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir" hükmü gereğince Uyarma
cezası ile tecziye edildiniz.
Bundan sonra daha dikkatli olmanız hususunda;
Bilgilerinize rica ederim.
…………………..
DİSİPLİN AMİRİ
BAŞHEMŞİRE
İhbar ve şikayetlere ilişkin olarak düzenlenmesi gereken rapor çeşitleri aşağıda
belirtilmiştir.
1. İnceleme Raporu:
Kanun, tüzük, yönetmelik ve genel tebliğlerin uygulamalarında görülen noksanlıklar ve
bunların düzeltilmesi yolları ile yeniden konulması gereken hüküm ve usuller hakkında
görüş ve önerilerin, incelettirilen konulara ilişkin düşüncelerin, şikayet ve ihbarlar
üzerinde yapılan inceleme
cezai/adli takibatı gerektirir hal görülmediği takdirde
yapılacak işleme esas görüşlerin, bildirilmesi amacıyla düzenlenen raporlardır.
İNCELEME RAPORU
İNCELEMENİN NE SURETLE YAPILDIĞI: Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Baştabiplik Makamının 23.08.2006 tarih ve ………… sayılı görevlendirme emirleri ile
incelemeye başlanmıştır. (Ek-1)
İNCELEMENİN BAŞLADIĞI TARİH: …./…../…….
İNCELEMENİN BİTTİĞİ TARİH: …../……/……
İNCELEMENİN NEDENİ VEYA ŞİKAYETÇİ: Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğünün
16.08.2006 tarih ve ………..sayılı yazıları ekinde gönderilen ………………….. isimli
vatandaşın …………….Müdürlüğüne vermiş olduğu 15.08.2006 tarihli dilekçe. (Ek-2, Ek-3)
İNCELEME KONUSU VEYA KONULARI: ……………………………………. ın verdiği
dilekçede belirttiği üzere eşi ……………………… a Hastanemiz Acil servisinde idrar tetkiki
yapılmadığı halde fatura edildiği ve Acil servise gelen hastalara daha iyi şartlar altında ve
zamanında müdahale edilmediği iddiası. (Ek-3)
İNCELEMENİN SEYRİ:
1- Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Baştabiplik Makamının 23.08.2006 tarih ve
……………………… sayılı görevlendirme emirleri ile gerekli incelemeye başlanmıştır. (Ek-1)
2- ……………………….. isimli vatandaş, Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğüne vermiş olduğu
15.08.2006 tarihli dilekçesinde; eşi ……………..……..’ ı 23.07.2006 tarihinde Kayseri Eğitim
ve Araştırma Hastanesi Acil servisine götürdüğünü, şiddetli karın ağrısı şikayeti sebebiyle
muayene edildiğini, tetkikler ve film istendiğini, hastasının Acil gözlem servisine alındığını
ve 30 dakika burada beklediğini, daha sonra da Hariciye servisine yatırıldığını, eşinin
ağrılarının geçmediğini ve telefonla
eşinin doktoru Op.Dr. ……………………….. ile
görüştüğünü ve doktorun da hemşireye tedavi hakkında gerekli direktifleri verdiğini
belirttiğini ve 1 gün süreyle müşahede altında kalacağını belirttiğini, bunun üzerine kendi
isteğiyle hastasını taburcu ettiğini ifade etmektedir. Ayrıca 15.08.2006 tarihinde Kurumu
tarafından kendisine gönderilen ve Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından eşi
………………………… adına düzenlenen faturayı incelediğinde idrar tetkiki işleminin eşine
yapılmadığı halde faturada yapılmış gibi gösterildiğini ve adına 6,00 YTL ücret tahakkuk
ettirildiğini tespit ettiğini belirtmekte ve yersiz ödeme yapılmaması için gereğinin
yapılmasını istemektedir. (Ek-3)
3- Acil Poliklinik Defterinin incelenmesi sonucunda (Ek-4), …………………. isimli hastanın
……………. tarihinde saat 08:55’ te bilgisayar barkodu aldığı, Acil servis defterine
…………..protokol no ile kaydolduğu ve Dr. ……………….. tarafından muayene edildiği
anlaşılmaktadır. Hastada Akut batın düşünülerek Ayakta Direkt Batın Grafisi (ADBG),
Hemogram ve Tam İdrar tahlili (TİT) istendiği ve daha sonra da icapçı Op.Dr.
………………….ile hastayı telefonda konsülte ettiği ve hastaya damar yolu açılıp serum
takıldığı ve antibiyotik yapıldıktan sonra hastanın Hariciye servisine yatırıldığı
anlaşılmaktadır. Laboratuvar kayıtlarının incelenmesi sonucunda hastaya Hemogram
yapıldığı ancak İdrar tetkikinin (TİT) yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hastanın Acil servise
müracaatı Acil defterindeki barkoddan anlaşıldığı üzere, saat 08:55 olup Hastaneden
ayrılışı saat 10:15’ tir.
KONUNUN VEYA KONULARIN TAHLİLİ:Alınan ifadeler ve toplanan deliller birlikte
değerlendirildiğinde;
Hasta Acil serviste Dr. …………………. tarafından muayene edildikten sonra hastaya Akut
batın düşünülmüş ve hastalığının ayırıcı tanısı için gerekli rutin tahliller olan Ayakta Direkt
Batın Grafisi (ADBG), Hemogram ve Tam İdrar tahlili (TİT) (Özellikle kadın hastalarda
mutlaka gereklidir.) istenmiş ve muayene salonundaki bilgisayara kaydedilmiştir. (Ek-5)
Hasta laboratuvara gittiğinde, bilgisayarda istenen tetkikler görülüp yapılmaktadır.
Laboratuarda Hemogram için kan alınmıştır. İdrar tetkiki için normalde hastaya idrar kabı
verilmekte ve hastaya idrarını yapıp getirmesi istenmektedir. Burada ya hastanın idrar
için sıkışık olmaması ya da o sırada herhangi bir nedenle idrarının verememesi ve daha
sonraya ertelenmesi ve daha sonra da hastanın aciliyeti nedeniyle Hariciye servisine
yatırılmış olması idrar tetkikinin yapılamamasına neden olmuş olabilir.
Hastanın yatışı devam etse idi gerekli olan bu tetkikin yine yapılması gerekirdi. Bu
ücretlendirme hatası tahlilin yapılmadan önce bilgisayara erken girişinin yapılmasından
kaynaklanmaktadır. Yapılmayan bir işlemi yapmış gibi göstermek amacıyla olmadığı ve
herhangi bir kasıt içermediği anlaşılmaktadır.
Hasta kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmaktadır ki hastanın Hastaneye girişi, yatışı ve
çıkışı arasında 1,5 saatlik bir zaman geçmiştir. Bu süre içerisinde hastaya Acil serviste
doktor tarafından gerekli muayene ve tetkikler yapılmış, icapçı Dr. ……………….. ile
telefonda konsülte edilmiş ve Hariciye servisine yatışı sağlanmıştır. Damar yolu açılıp
serum takılması ve antibiyotik yapılması tedavinin bir basamağıdır. Böyle Akut batın
düşünülen hastalarda tedavinin şekline (operasyon veya tıbbi tedavi) serviste yatarken
takibine, yeniden yapılan tetkiklere ve hastanın genel durumuna göre karar
verilmektedir. Ağrı kesici yapılması hastalık tablosunun değişmesine ve maskelenmesine
neden olacağı için kesinlikle önerilmez. Bu nedenle bu tür hastalarda uygulanan standart
tedavi prosedürü bu şekildedir. Hafta sonu olması ve icap nöbeti tutulması nedeniyle o
sırada uzman doktorun Hastanede olmadığı ancak servis hemşiresi ile görüşüp gerekli
tedaviyi yapmasını sağladığı ve hasta yakını ile telefonda görüşerek 1 gün süre ile
hastanın müşahede altında tutulacağını belirttiği anlaşılmaktadır. Ancak hasta yakınının
hastasını kendi isteği ile taburcu ettiği ve Hastaneden saat 10:15’ te ayrıldığı
anlaşılmaktadır. (Ek-6)
NETİCE VE KANAAT:
İdari Yönden:
1- ……………….. isimli hastaya ait …………. nolu faturada belirtilen Tam İdrar tetkiki ücreti
olarak tahakkuk ettirilen 6,00 YTL ücretin bu tetkikin hastaya yapılmadığı ve yine aynı
faturada belirtilen 520012 tetkik kodlu Acil Konsültasyon ücreti olan 6,00 YTL nin de
Konsültasyon yapılmadığı anlaşıldığından, Hastanemiz Faturalama Birimine bildirilmesi ve
bu ücretlerin Faturadan çıkarılmasının sağlanmasının uygun olacağı,
2- Bundan sonra bu tür yanlışlıklara meydan verilmemesi için yapılan işlemlerde
bilgisayar kayıtlarının ya işlem yapıldıktan sonra kaydedilmesi veya işlemin yapıldığı
bölümde bilgisayara kaydedilmesi ya da yapılmamış işlemler kaydedilmişse bilgisayardan
kaydının silinmesinin sağlanması hususunda Bilgi İşlem birimince bilgisayar kullanıcılarına
gerekli eğitimin verilmesinin ve uyarıların yapılmasının uygun olacağı,
Disiplin Yönünden: Herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tarafımdan düzenlenen iş bu inceleme raporu ilişik listesindeki ekleriyle birlikte iki örnek
halinde Baştabiplik Makamına sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim. …………/………../……….
………..………………
Baştabip Yardımcısı
İncelemeci
2. Soruşturma Raporu:
657 sayılı DMK’nın 125. maddesinde belirtilen disiplin suçları için yapılan soruşturmalar
sonucunda düzenlenen rapordur.
Soruşturma raporunda; disiplin cezası, mali ve idari teklifler bulunur. Adli teklifler
soruşturma raporunda yer almaz. İşlenen suçun adli yönü mevcutsa; 4483 sayılı Kanun
kapsamına giren suçlar için tevdi raporu yapılarak izin vermeye yetkili makama, bu
kanuna tabi olmayan suçlar için de rapor yapılarak doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına
(Muhakkikler için; yetki veren makam aracılığı ile yapılması uygun olacaktır) intikal
ettirilir.
Soruşturma raporunda, tevdi raporu ya da Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu
raporu yapıldığı belirtilir.
3. Ön İnceleme Raporu:
4483 sayılı Kanunun 5. maddesine göre; yetkili merciler tarafından verilecek izin üzerine
4483 sayılı Kanun kapsamına giren memur ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve
şikayete konu olan eylem ve işlemlerin hukuki durumunun tespiti amacıyla yapılan
inceleme ve soruşturma çalışmalarıdır.
Dolayısıyla da,Türk Ceza Kanununa veya ceza hükmü taşıyan özel kanunlara göre suç
sayılan ve idareden yetki alınmasını gerektiren fiiller nedeniyle yargı aşamasına
geçişi sağlamak için 4483 sayılı Kanuna göre düzenlenen rapor şekline Ön İnceleme
Raporu denilmektedir.
4.Tevdi Raporu:Yapılan inceleme ve soruşturma sonucu, inceleme sırasında Türk Ceza
Kanununa veya ceza hükmü taşıyan özel kanunlara göre suç tespit edilmesi halinde, ön
inceleme başlatılmasını temin bakımından yetkili mercilere ibraz edilen raporlardır.
5.Tazmin Raporu: Yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda kamu zararı tespit
edilmesi halinde diğer raporların yanı sıra ayrıca düzenlenir.
6.Suç Duyurusu Raporu: Türk ceza Kanunu açısından suç teşkil etmekte birlikte 4483
Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmeyecek fiiller nedeniyle genel hükümlere göre
işlem yapılmak üzere Savcılıklara suç duyurusunda bulunmak için düzenlenir.
Rapor Bölümleri:
Raporlar aşağıdaki bölümlerden oluşur.
1. Giriş,
2. Konu,
3. Deliller,
4. Tahlil
5. Sonuç.
Bu Bölümleri Kısaca Özetlersek:
1. Giriş: Yetki (görevlendirme, soruşturma ya da ön inceleme emri tarih ve onay sayısı)
ve inceleme/soruşturma gerekçesi belirtilir.
2. Konu: Kimler hakkında, hangi iddia nedeniyle işlem yapılacağı suç ya da olay yeri ile
tarihi belirtilir.
3. Deliller:
İnceleme/soruşturmaya nasıl başlandığı, şikayetçi veya muhbirin kimliği, iddia/iddialara
ait tanık ve sanık ifade özetleri ile sanık leh ve aleyhindeki deliller, iddia konu başlıkları
altında sıralanır. Ayrıca, konu/konularla ilgili mevzuat belirtilir.
4. Tahlil (Yorum, Mütalaa):
Suçlanan kişi/kişilerin iddia/iddialar ile ilgili lehinde ve aleyhindeki tüm ifade, edinilen
bilgi, delil ve belgeler karşılaştırılıp, sanık savunmaları ile de değerlendirilerek ileri
sürülen iddia konu/konularının doğrulanıp doğrulanmadığı (ifade, savunma, bilgi ve
belgelere ek numaraları da verilmek suretiyle) irdelenir. Varılan sonuç; suç veya kusur
oluşturup oluşturmadığı mevzuatla karşılaştırılarak tasnife tabi tutulur.
İddia/iddialar, TCK ya da suç hükmü taşıyan diğer kanunlara aykırılık taşıyorsa, bu kanun
ve maddeleri belirtilir.
İddia/iddialar, disiplin hükümlerine aykırılık taşıyorsa, hangi kanun, tüzük, yönetmelik,
yönerge, genelge veya emrin ihlal edildiği belirtilir.
İddianın, değerlendirilip, irdelenen delillerle doğrulanmadığı kanaatine ulaşılması halinde,
iddia ile ilgili olarak herhangi bir işlem yapılması gerekmeyeceği kanaati
belirtilir. Ayrıca, iddia sahibi hakkında işlem tayini gerekip gerekmeyeceği, işlem
yapılması gerekiyorsa; ne gibi işlem yapılacağı belirtilir.
5. Sonuç: İddia/iddialarla ilgili olarak ulaşılan kanaat suç oluştuğu yönünde ise;
4483 sayılı yasa kapsamına giren bir suçun tespiti halinde Muhakkik disiplin
raporu hazırlamadan direk Tevdi Raporu hazırlamalıdır.
- Suç 4483 sayılı Kanuna tabi değilse, yine suçla ilgili kanun ve madde numaraları
belirtilerek, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.(3628 Sayılı
yasaya tabi suçlar vb)
Disiplin Suçu Halinde;-İhlal edilen kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelgeler
belirtilmek suretiyle işlenen disiplin suçu belirlenir.
-Varsa; tayin, idari görev vermeme, uygulama ile ilgili öneriler sıralanır.
-Disiplin affı kapsamına girmişse; affın içeriğine göre, gerekli görülen disiplin cezası dahi
yazılmadan af kapsamına girdiğinden yapılacak işlem bulunmadığı belirtilir.
-Suçlanan kişinin emekli olması halinde, suç tanımlanarak emekli olduğu da belirtilir
(Tekrar göreve dönmesi halinde, suçun durumu belirlenir).
-Suçlanan vefat etmişse, bu durum belirtilerek öneride bulunulmaz.
Ayrıca, düzenlenmişse; ön inceleme raporu, suç duyurusu raporu ya da tazmin raporu
belirtilir.
Soruşturma sırasında bir kamu zararı tespit edildiyse ayrıca Tazmin Raporu
düzenlenir.Tazmin Raporunda, Kamu zararının nasıl ve ne kadar oluşturduğu,
gecikme faizleriyle birlikte, kimden, hangi miktar ya da oranda, şahsen ya da
müşterek ve müteselsilen tahsil edileceği belirtilir. Kamu zararı peşin tahsil
edilmişse bu rapor düzenlenmez. Soruşturmada tahsilat yapıldığı belirtilir.
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele
Kanunu kapsamına giren bir suçla (zimmet,rüşvet,irtikap,kaçakçılık,gerçeğe
aykırı mal beyanında bulunmak,mal bildiriminde bulunmamak,haksız mal
edinme,mal kaçırma ve gizleme,mal bildirimini açıklama,devlet alım ve
satımlarından çıkar sağlamak,görev sırasında veya görevinden dolayı
kaçakçılık,devlet sırlarının açıklanması ve açıklanmasına sebebiyet verme
suçları) karşılaşan Muhakkik Suç Duyurusu Raporu hazırlayarak ilgili makama
sunması gerekir.
Bir disiplin soruşturmasına başlandıktan sonra, inceleme konusu fiilin 4483
sayılı yasa kapsamına girdiğinin tespit edilmesi halinde, muhakkikin disiplin
soruşturmasına devam etmesi ancak bu hususu ivedilikle yetkili makama
bildirmesi gerekmektedir.Konu ile ilgili ayrıca 4483 sayılı yasaya göre ön
inceleme başlatılması için ilgili evraklar yetkili makama gönderilmelidir.
KONU İLE İLGİLİ ÖRNEK DANIŞTAY KARARLARI
1. Dosyanın incelenmesinden, davacının 2.11.1994 gününde gümrük başmüdürünün,
gümrük müdürünün, müdür yardımcıları ve muayene memurlarının hazır bulunduğu bir
toplantıda, gümrük başmüdürü ile aralarında geçen bir tartışma nedeniyle üst disiplin
amiri olan gümrük başmüdürünce 8.11.1994 gününde savunması alındıktan sonra
savunmada yer alan hususlar da dikkate alınarak aylıktan kesme cezası ile
cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının kusurlu davranışı nedeniyle üst disiplin amirince
soruşturmacı tayin edilmeden ve usulüne uygun bir soruşturma yapılmadan
doğrudan savunma alınarak verilen disiplin cezasında yukarıda anılan
mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle İstanbul 1. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın anılan
mahkemeye gönderilmesine, 22.5.1997 gününde oybirliği ile karar verildi. (Danıştay
8.Dairesi)
Kaynak=DKD. Sayı 94 s: 515
2. Uyuşmazlık, davacının Kınama Cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemden
doğmuştur.
Uyarma ve Kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalıysa da usul ve
zamanaşımı yönlerinden hukuka aykırılık halinde, tam anlamıyla oluşmuş bir
disiplin cezası işleminden söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
Davacı, usulüne uygun soruşturma yapılmadan ceza verildiğini öne sürdüğüne göre
tebligat ve cevap verme evreleri geçip dosya oluştuktan sonra davacı savının irdelenmesi
ve eğer savı doğru ise bu konuda karar verilmesi gerekmektedir. Ancak usulüne
uygun olarak disiplin cezası verildiğinin tespit edilmesi durumunda yargı
yolunun açık olup, olmadığı tartışılabilecektir.
Bu yönüyle, davanın incelenmeksizin reddine ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki
isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 8. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın
anılan mahkemeye gönderilmesine 21.10.1999 günü oybirliği ile karar
verildi.(Danıştay 8.Dairesi)
Kaynak=DKD. Sayı 103 s: 756
3. Davacının, hakkında herhangi bir disiplin soruşturması açılmaksızın, doğrudan disiplin
amirince savunması alınarak aylık kesimi cezası ile cezalandırılmasında isabet
bulunmadığı Hk.(Danıştay 10.Daire 23.11.1989)
4.Disiplin cezası verilirken birkaç madde ile ilgili suçlardan dolayı tevhiden bir ceza
verileceği. (D. 5. D. 24.6.1968 T.K. 639/2944)
5.İnzibati (Disiplin) cezaları tatbik edilirken, idari mevzuatta yazılı olmasa bile, ceza
hukuku prensiplerinin tatbiki iktiza eder. Bu itibarla haksız tahrik neticesinde ve
mukabele ederek, amirini tahkir eden memura verilen inzibati cezanın hafifletilmesi
gerekir. (D. 5. D. 23.3.1952 T.K.616/3119)
6.“Soruşturmanın esenlikle yürütülmesi gerekçe gösterilerek kamu personelinin bir
başka yerde geçici görevlendirilmesi yoluna gidilemeyeceği...”(Danıştay 5.Daire Esas
No:1989/547 Karar no:1990/420)
7. “2886 sayılı Devlet hale Kanununa aykırı hareket etmenin ve keyfi olarak yapılan satın
almaların T.C.K' ya göre görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı...”(Danıştay 2.
Daire Esas No:1990/2244 Karar No: 1990/3609)
8.“Memuriyetle bağdaşmayan tutum ve davranışları saptanan ve bu eylemleri nedeniyle
disiplin cezası verilen davacının adaylık süresinin dolması beklenmeden görevine son
verilmesinde mevzuata aykırılık olmadığı...” (Danıştay 5. Daire Esas No:1990/3713
Karar No:1990/1812
9.“Davacı hakkında soruşturmacı atanıp tam anlamıyla usulüne uygun bir soruşturma
açılmaksızın doğrudan disiplin amirince savunma ve ifade alınıp her hangi bir rapora
bağlanmadan disiplin cezası verilmesinde mevzuata ayarlık bulunmadığı gerekçesiyle
işlemi iptal eden Ankara 7.İdare Mahkemesinin 23.12.2003 tarih ve 1542 sayılı kararının
onaylanmasına karar verildi.” Danıştay 8. Daire Esas No: 1994/1044, Karar No:
1994/447; Esas No: 1994/157, Karar No: 1994/685)
10. “İlçelerin lise ve dengi okullarında görevli öğretmenlerin disiplin amiri okul müdürü
ve üst disiplin amiri de ilçe Milli Eğitim Müdürü olarak belirlenmiştir.
.......İlçesi......Lisesi........öğretmeni olan davacı hakkında, yönetmelik kuralları uyarınca
disiplin amiri olan okul müdürü veya üst disiplin amiri olan İlçe Milli Eğitim Müdürü
tarafından ceza verilmesi gerekirken İl Milli Eğitim Müdürünce verilen disiplin cezasında
yetki yönünden yönetmelik kurallarına uyarlık bulunmadığına...”(Danıştay 8.Daire
Esas No:1991/1316: Karar No: 1992/92)
11. Tekerrür nedeniyle bir derece ağır ceza verilirken, işlenen suçun niteliği hangi cezayı
gerektiriyorsa bu cezanın bir derece ağırının verilebileceği, yoksa her suç işlenişinde
önceki cezanın bir üstü cezanın verilemeyeceği...”(Danıştay 8.Daire Esas No:
1993/1203; Karar No: 1994/680)
12.“Tekerrürden dolayı aynı suçun her işlenmesinde daha üst ceza verilerek
Memuriyetten çıkarma cezası verilemeyeceği...”(Danıştay 8.Daire Esas
No:1994/162; Karar No: 1994/1579)
13. Disiplin amiri ve kurullarına karar vermek için tanınan sürelerin (DMK 128.Md.
Dis.amirleri uyarı,kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın bittiği tarihten
itibaren 15 gün içinde vermek zorundadır hükmü) idarenin iç işleyişi ile ilgili olduğu, bu
süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmadığı...”
(Danıştay 8.Daire Esas No: 1991/1370; Karar No: 1991/1358)
14.Davacının isnat olunan suçtan dolayı Adliye mahkemesinde beraat etmesi veya ceza
davasının ortadan kaldırılması, aynı suçtan dolayı disiplin cezası uygulamasına engel
teşkil etmez. (Danıştay 13.03.1980)
15. Disiplin cezası verilirken sicil durumuna göre cezanın bir alt dereceye
indirilmesi hususu mutlak olmayıp, ilgili amirin takdirine bağlıdır. (D.2. Daire
06.02.1980)
16. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Esas No:2005/3292 Karar No:2008/1633
Karar Tarihi: 12.06.2008
Karar Özeti: 2577 sayılı İYUK’un 20. Maddesinde öngörülen istisnai durum dışında
(istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine ilişkin ise)
Davacılara dava konusu işlemin dayanağı olan her türlü bilgi ve belgeyi, bu bağlamda
Disiplin Soruşturma raporlarını istemleri halinde inceleyebilme olanağının tanınması,
hukuk Devletinin, Adil yargılama hakkının ve idari yargılama Usul Kanunun 20.
Maddesinin gereğidir.
DİSİPLİN SORUŞTURMASI VE CEZA VERİLİŞİ İLE İLGİLİ GENEL KURALLAR
- Bir kurumda çalışan memurun disiplin suçu işledikten sonra başka bir
kuruma geçmesi, o disiplin suçu hakkında kovuşturma yapılmamasına ve ceza
verilmemesine sebep teşkil etmez. Bu gibi durumlarda memurlar hakkında
disiplin soruşturması devam edecek ve gerekli disiplin cezası verilecektir. Bu
gibi memurlar hakkında memurun disiplin suçunu işlediği kurumun disiplin
cezası vermeğe yetkili amiri veya disiplin kurulu disiplin cezası verecektir.
Verilen ceza memurun gittiği kuruma gizli yazıyla bildirilecektir.
- İstifa etmesi veya emekliye ayrılması(yaş haddinden emeklilik hariç) durumlarında da
aynı yol izlenecektir. Zira bu memurların tekrar aynı veya başka kurumlarda görev alma
imkanı olabilmektedir.
- Verilen disiplin cezaları memurun özlük dosyasına işlendiği gibi sıralı disiplin
amirine de mutlaka bildirilir.
- Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiilin veya halin cezaların Sicilden silinmesine
ilişkin süre içerisinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır.
-Uyarı ve kınama cezaları uygulanmasından 5 sene diğer cezaların uygulanmasından 10
sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak verilmiş olan cezaların özlük dosyasından
silinmesini isteyebilir.(Devlet memurluğundan çıkarma cezası sicilden silinmez.)
Memurun yukarda yazılan süreler, içerisinde davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte
görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar özlük dosyasına işlenir.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının özlük dosyasından silinmesinde disiplin
kurulunun mütalaası alındıktan sonra yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.(657 DMK.
Md.133)
- Devlet memuruna Disiplin soruşturması açılmadan ve soruşturmanın sonucunda
savunması alınmadan disiplin cezası verilemez .
- 7 günden az savunma süresi verilemez.
- Verilen süre içerisinde savunmasını vermeyen memur savunmasından
vazgeçmiş sayılır. (657 DMK. Md.130)
- Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya
başlanmış olması disiplin soruşturmasını geciktiremez. Ceza kanununa göre
mahkum olması veya olmaması halleri ayrıca disiplin cezasının
uygulanmasına engel olamaz (657 DMK. Md.131)
- Disiplin Cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır.
Verilen disiplin cezaları geri alınamaz.
Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır.
Devlet memurluğundan çıkarma cezası ayrıca Devlet Personel Dairesi Başkanlığına
bildirilir.
- Disiplin cezası ve kovuşturması ceza kovuşturmasına engel teşkil etmez.
- Disiplin cezası takdiridir. Ancak, keyfi değildir. Belli ve gerekli şartlara bağlanmış olması,
uygulanacak kişiler için bir güvence oluşturmaktadır.
- Disiplin cezaları, eşit ilkelere göre düzenlenmiştir. Aynı suçu işleyene aynı
ceza uygulanmaktadır.
- Disiplin cezaları kademeli ve ölçülüdür. Kademeli ve ölçülü olmasının nedeni eylemlerin
ağırlığına göre değişmesidir.
- Disiplin cezaları, kişiseldir. Ceza yalnız disiplin suçunu işleyen kişiye
uygulanır.
- Disiplin cezaları kesindir.
- Disiplin cezasının verilmesinde yargı organı kararı aranmaz, yetkili idareci ve
idari organ tarafından uygulanır.
- Geçmiş hizmetleri sırasında çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı
belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı
uygulanabilir (bu kural değildir, takdiridir.)
-Geçmiş sicilleri iyi olan kamu görevlisine, bu hafifletici neden tartışılmadan ve
değerlendirilmeden asıl cezanın verilmesinde hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.
-Aynı fiil nedeniyle, durumları aynı olan birden fazla kamu görevlisinden, sadece biri için
uygulanan alt disiplin cezası verilmesi işleminin diğer memurlara da uygulanması gerekir.
- Öğrenim durumları itibariyle yükselebilecekleri kadroların son kademesinde bulunan
Devlet Memurlarının kademe ilerleme durdurma cezasının verilmesini gerektiren
hallerde, brüt aylıklarının 1/4'ü – 1/2'si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.
- Aynı fiilden dolayı bir memura aynı anda birden fazla ceza verilemez. Örnek:
Özürsüz olarak göreve geç gelen memura, bu fiilinden dolayı aynı anda hem
uyarma, hem de kınama cezası verilemez.
- Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin, cezaların özlük dosyasından
silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede
cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü
uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.
-Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, özlük dosyası hariç,
soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü
veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma hakkına sahiptir.
-- Disiplin cezası tayin edilirken ilgilinin mevzuata uygun olarak savunmasının alınması ve
cezanın yetkili disiplin amiri tarafından bizzat verilmesi gerekir. Disiplin amiri başhekim
ise yerine baştabip yardımcısı imzasıyla veya Sağlık Grup Başkanı yerine başka bir hekim
imzasıyla ceza verilemez.
- Ceza vermeye yetkili amirin kararı ile ilgili disiplin kurulunun görüşü
arasında bir uyuşmazlık olması halinde, kesin karar disiplin kuruluna ait
olacaktır.
- Yetkili Disiplin Kurulu tarafından verilmemiş bulunan disiplin cezalarının yetki yönünden
iptali gerekir.
-Soruşturmacının yetkili makam tarafından görevlendirilmiş olması gerekir.
-Disiplin cezasına konu eylemin vuku bulduğu tarihteki mevzuat uygulanır.
-Tekerrürde verilecek ceza, ancak ilk cezanın bir ağırı olabilir.
-Aynı fiili birden fazla tekerrür eden görevliye ancak bir üst ceza verilir, fiilin her
tekrarında daha üst cezaların verilmesi mümkün değildir.
-Disiplin amirleri, soruşturmacılar tarafından önerilen cezayı aynen kabul etmek zorunda
değillerdir.
-Zamanaşımı dolmadan verilen bir disiplin cezasının, idari yargı tarafından yeniden işlem
tesis etmek üzere bozulması halinde zamanaşımı süresi işlemez.
-Disiplin amir ve kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin iç işleyişi ile ilgili
olması nedeniyle bu süreler geçtikten sonra da ceza verilebilir.
-Zimmet suçu yargı kararı ile kesinleşen görevlinin af nedeniyle davası ortadan kalksa
dahi, Devlet memurluğundan çıkarılması kararı hukuka uygundur.
.
-Disiplin cezasını doğuran eylemin meydana geldiği tarihten sonra yürürlüğe giren ve
aleyhe hükümler taşıyan mevzuat hükümleri uygulanmaz.
-657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılanlardan dışında kalan bir eylem için yüz
kızartıcı suç tanımlaması yapılarak Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilemez.
****Genel Hukuk Düzeninde olduğu gibi Disiplin Hukuku alanında da idareciler, Adalet
ve Güven duygusunu sarsacak kişisel değerlendirmelerden kaçınarak hukuki kurallara
göre işlem tesis etmelidirler.
Hizmet dışı düşüncelere yer vermeyen, adil, objektif ve güvenilir davranış kalıplarıyla
hareket eden idarecilerin örnek uygulamaları, Kurumsal Kültüre önemli izler bırakacaktır
Av. Çetin TANBAY
Yar.Kaynak: Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Muhakkik Eğitim Notları
TEŞEKKÜRLER