BAŞARIYA GİDEN YOL ÇOK ÇALIŞMAKTAN GEÇMEZ Amaçlar, motivasyon için temel oluşturur, davranışları yönlendirir. Öğrencinin kendisine ait bir sebebi yoksa, yeterince verimli çalışması imkansızdır. Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol etmektir. Prensip sahibi.

Download Report

Transcript BAŞARIYA GİDEN YOL ÇOK ÇALIŞMAKTAN GEÇMEZ Amaçlar, motivasyon için temel oluşturur, davranışları yönlendirir. Öğrencinin kendisine ait bir sebebi yoksa, yeterince verimli çalışması imkansızdır. Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol etmektir. Prensip sahibi.

Slide 1

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 2

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 3

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 4

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 5

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 6

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 7

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 8

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 9

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 10

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 11

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 12

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 13

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 14

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 15

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 16

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 17

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 18

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 19

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 20

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 21

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 22

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 23

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 24

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 25

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 26

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 27

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 28

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 29

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 30

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 31

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 32

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 33

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000


Slide 34

BAŞARIYA GİDEN YOL
ÇOK ÇALIŞMAKTAN
GEÇMEZ

Amaçlar, motivasyon için temel
oluşturur, davranışları
yönlendirir.
Öğrencinin kendisine ait bir sebebi
yoksa, yeterince verimli çalışması
imkansızdır.

Zamanı kontrol etmek, hayatı kontrol
etmektir.
Prensip sahibi bir insan olarak, ne
pahasına olursa olsun hazırladığınız planı
hayata geçirmeye çalışın. Unutmayınız ki;
başarılı insanların prensipleri, başarısız
insanların da mazeretleri vardır

Her insan amacına ulaşamayabilir,
fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka
amaçlarına inanan, amaçları
doğrultusunda mücadele eden ve onun
şartlarını yerine getirenler arasından
çıkar. “Büyük insanlar, büyük insan
olmak isteyen insanların arasından
çıkar”.

Yale Üniversitesi son sınıf öğrencileri
üzerinde yapılan bir ankette,
katılanlardan sadece %3’ü mezun
olduktan sonra yapacağı iş üzerinde
net bir fikir beyan etmiştir. %97’si ise
yapacağı iş ile ilgili bir fikir belirtmeyip
bunun için mezun olmayı beklemeyi
uygun görmüştür.

20 yıl sonra aynı öğrencilerle
yapılan görüşme sonucunda,
%3’lük öğrencinin aylık gelirinin
%97’lik öğrencinin gelirinden
daha fazla olduğu(!)
görülmüştür.

Başarı; çok çalışmayla değil, etkili
çalışmayla elde edilir. Bu da
öğrencinin iyi dinlenmesi ve dengeli
beslenmesiyle; müziğe, spora, sanat
ve edebiyata, arkadaş ve yakınlarına
zaman ayırabilmesiyle gerçekleşebilir.

Bilinçli olarak düşünülen her düşünce,
bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun
derecesine bağlı olarak eyleme
dönüşür.
Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve
güvenle bekleyebildiğiniz her şey
mutlaka gerçekleşir.

Başarınızın garantisi ve mutlak şartı,
sınav kapısından içeri girmezden önce
beş kez tekrar yapmış olarak girmektir.
Düzenli tekrarlar yapan biri çalışırken
hafızasındaki geniş bilgi birikimi sayesinde
yeni bilgileri daha kolay özümser.

Düzenli tekrarların en önemli özelliği
öğrenme, düşünme ve hatırlama
konusundaki birikim sağlayıcı etkisidir.
Düzenli tekrarlar, yuvarlanan kartopu
gibi, yeni bilgileri çok daha kolay
çözümleyerek bilgiyi arttırır

İnsan öğrendiklerinin %50’sini ilk
20 dakika içinde unutur. İlk 24 saat
içinde de yaklaşık %70’ini unutur.

TEKRAR, AMA
NASIL?

İLK TEKRAR: 30-40 dakikalık bir öğrenme
seansı sonunda yapılmalı ve 10 dk. sürmelidir.
Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını
sağlar.
İKİNCİ TEKRAR: 24 saat sonra yapılır ve 5-10
dk. sürer. Bu kısa tekrar, bilgilerin bir hafta
süreyle saklanmasını sağlar.

ÜÇÜNCÜ TEKRAR: Öğrendikten bir hafta
sonra yapılır ve bu tekrar da bilginin bir ay
süreyle saklanmasını sağlar
DÖRDÜNCÜ TEKRAR: Öğrenmeden yaklaşık
bir ay sonra yapılır ve bu da bilginin çok daha
uzun süre saklanmasını sağlar.

Ayrıca, yatmadan önce 15-20 dakikalık
özgün çalışılan konular tekrar edilir ve
sabahleyin de 15-20 dk. tekrar edilirse,
çalışılan konu uzun süre hatırlanır.

Uyku ve öğrenme üzerinde yapılan
en son araştırmalar, rüyalı uyku
sırasında salgılanan bazı
hormonların, yeni öğrenilmiş
bilgileri pekiştirdiğini ortaya
koymuştur..

Böylece insan doğası, gece yatmadan
önce yapılan kısa tekrarla, yeni
öğrenilen bilginin hafızada
yerleşmesi konusunda mükemmel
bir imkan sunmaktadır

DİNLEMEK ve NOT
TUTMAK

Not tutma, aktif katılımı sağlar ve
unutmayı önler.
İyi not tutmanın şartı, uygun
malzemeyle sınıfa gelme ve
kısaltmalar kullanmaktır.
Notların yeniden yazılması zaman
kaybı değildir. Bu işlem bilginin
hafızada pekişmesi açısından son
derece yararlıdır.

Okumanın %20’si, okuduktan sonra
dinlemenin %40’ı , okuyup
dinledikten sonra yazmanın %60’ı
hatırda kalır.

Not alırken dinleme etkin olmalı,
anlaşılmayan her nokta öğretmene
sorulmalı ve ancak konu
öğrenildikten sonra akılda kalanlar
kendi ifadelerimizle yazılmalıdır.

Bilimsel araştırmalar ortaya
koymuştur ki, kaygının arttırılması
öğrenme motivasyonunu
yükseltmez, tam aksine
biyokimyasal düzeyde beyinde
öğrenmeyi güçleştiren etkenlerin
ortaya çıkmasına yol açar.

Gerginlik ve kaygı sırasında beden
kimyasında mevcut olan fazla miktarda
adrenalin, öğrenme işlemi için gerekli
protein zincirlerinin kurulmasını engeller.

Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin
kullanılarak tüketilmesini sağladığı için
kaygıyı azaltır ve dolayısıyla
öğrenmeye elverişli bir zemin hazırlar.
Fizik egzersiz sırasında ortaya çıkan
duygusal boşalma ve rahatlığın,
kaygıda azalmanın, zihin ve kas
gevşemesinin sebebi budur.

Çalışmaya başlamak veya
sürdürmekte güçlük çekenler bir
arkadaş grubuyla yapacakları
programı uygulayabilirlerse
verimleri artar.

ÖSS sınav sorularının zorluk derecesi

Zorluk derecesi Testteki oranı
1. Çok kolay
%10
2. Kolay
%20
3. Normal
%40
4. Zor
%20
5. Çok zor
%10

Yukarıdaki dağılıma bakıldığında,
öğrencinin kendisini daha iyi bulduğu
alandan başlaması, ilk turda soruların
%70’ine ulaşabileceğini görürüz.
Bu nedenle zor ve karmaşık sorulara
gereksiz zaman ayırmayın.
Unutmayınız ki, çok zor ve çok kolay
soruların size sağlayacağı değer
aynıdır.

Her insanda iyi geliştirilmek şartıyla
kendisini başarıya götürecek kabiliyetler
mevcuttur. Şu halde yapılacak iş, oturup
başarısızlık ihtimallerini düşünerek yıkılmak
değil kabiliyetleri geliştirmektir. Herkesin
ruhunda uyandırılmayı bekleyen bir dev
yatar. Bu dev iyiliğe de yarar, fenalığı da.
Asıl hüner, bu devi faydalı işlerde
kullanabilmektir.

O HALDE İÇİNİZDEKİ
DEVİ UYANDIRIN!!

Düşünebiliyor musunuz?
On beş milyar beyin hücreniz
var!!!

Bu,
on beş milyar taraftar
demektir..

Tüm dünyada beş altı milyar insan
varken, sizin on beş milyar taraftarınız

varsa, yapamayacağınız hiç şey yoktur.
Ancak bu on beş milyar taraftarın
hepsinin yanınızda olması gerekir.
Yarısı karşı tarafı destekliyorsa işiniz
zor demektir. Hele hele tümü sizi
yuhalıyorsa asla başarıyı
düşünemezsiniz.

Ve unutmayınız ki
yapabileceğinize inandığınız her
şeyi yapabilirsiniz!!

Bu bir Orhan BAĞIŞ yapımıdır
Ankara-2000