ÖRNEK PROJELERİMİZ Bu belgenin tüm hakları saklıdır. Tüm makaleler Makale Çarşısı’na aittir.

Download Report

Transcript ÖRNEK PROJELERİMİZ Bu belgenin tüm hakları saklıdır. Tüm makaleler Makale Çarşısı’na aittir.

ÖRNEK PROJELERİMİZ
Bu belgenin tüm hakları saklıdır. Tüm
makaleler Makale Çarşısı’na aittir.
Sağlık Açısından Büyük Öneme Sahip
Pırasa
Kış günlerinde sofralarımızda yerini alması gereken pırasa ne yazık ki pek çok kişinin evine hiç girmemektedir. İnsanlar çoğu zaman tadını bile
bilmedikleri bu enfes sebzeyi mutfaklarından ve sofralarından uzak tutmaktadırlar. Oysa soğangiller ailesinden pırasa, sağlığa faydalı pek
çok vitamini içerisinde barındırmaktadır.
Bir porsiyonu ile bile sağlık ve şifa kaynağı olan pırasa kış aylarının en faydalı sebzelerinden biri olma özelliğine sahiptir. Sulu yemeklerde, soğuk
mezelerde, salatalarda ve hamur işlerinde kullanılan pırasanın faydaları herkesi şaşırtmaktadır.
1-Vitamin ve Mineral Deposu Pırasa: C, K ve B vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, silisyum, manganez, kükürt, bakı, iyot, demir içeren pırasa
besin değeri oldukça yüksek bir sebzedir. Sahip olduğu vitamin ve mineraller nedeni ile de hayati pek çok konuda şifa kaynağı olmaktadır.
2-Böbrek ve Mide: Böbrekleri, bağırsakları ve mideyi çalıştıran ve güçlendiren pırasa, böbrek kumlarını ve taşlarını da dökmeye yardımcıdır.
Ayrıca bağırsakları da yumuşatan bu mükemmel kış sebzesi, kabızlığı giderir, basur şikâyetlerine karşı da oldukça fayda sağlar.
3-Kan: Kan ve damar sağlığı için oldukça yararlı bir gıda olması kolesterolü düşürüp nitrik oksidin serbest bırakılmasını sağlayarak damar
sertliğini önlemesine yardımcı olmaktadır. Trombosit pıhtı oluşmasını engelleyerek kroner arter, damar hastalıkları ve felci de önlemektedir.
Ayrıca anti bakteriyel, antiviral ve mantar önleyici etkilere de sahiptir. Damarları koruduğu açıkça bilinen kaempferol adlı flavonid, pırasada
bol miktarda bulunmaktadır.
4-Folat: Pırasa, bioaktif bir folat olan 5-methyltetrahydrofolate içermektedir. Bu folat ise özellikle gebelik döneminde önemli bir role sahiptir.
5-Göz Sağlığı: Pırasa içerisinde lutein ve zeaxanthin adlı bileşenler yer almaktadır. Bu bileşenler göz hücrelerini oksidadif strese karşı
korumaktadır.
6-Kemik Sağlığı: Vücudumuza enerji sağlayan ve pek çok vitamin ve mineral açısından zengin bir kaynak olan pırasa, kemik ve doku gelişimine
katkı sağlamakta ve kemikleri korumaktadır.
7-Kilo Problemi: Pırasa aslında fazla kilo problemi olan kişiler için oldukça ideal bir besin kaynağıdır. Yüksek oranda lif içermesi, kolay hazım
sağlaması ve sindirim kolay olması pırasayı diyet listelerinin en üst sıralarına yerleştirmektedir.
8-Pırasa şurubu: Pek çok şekilde kullanılabilen ve mutfaklarımızı süsleyen pırasadan yapılan şurup göğsü yumuşatmakta, öksürüğü kesmekte
ve sinüzite iyi gelmektedir. Ayrıca cilde de faydalı olan bu ürün, sivilce ve lekelerle mücadelede de yardımcı olmaktadır. Bir başka yararı ise
arı ve böcek sokmalarının verdiği acı ve yangıyı almak, şişmeyi önlemektir.
İyi bir ağrı kesici özelliğe de sahip olan pırasa romatizma ve mafsal ağrılarına karşı da olumlu etkiler bırakmaktadır. Damar sertliği, böbrek
hastalıkları, üremi ve idrar tutukluluğu gibi dertlere de deva niteliğindedir. Ayrıca pırasa ve daha pek çok bitkisel gıda ürünü hakkında
sitemizin adresine tıklayarak bilgi edinebilir, bitkisel şifa kaynaklarından yararlanabilirsiniz.
Meyan Kökünün Sağladığı En Önemli 6 Faydası
Irmak kenarlarında, sulak ve nemli yerlerde yetişen bu yabani bitki yüzlerce yıldır şifa dağıtmaya devam etmektedir. Yeşil yapraklı, morumsu ve
pembemsi kelebek şeklinde çiçekli olan bu bitkinin köklerine meyan kökü denmektedir. İlaç yapımında ve bira endüstrisinde
kullanılmaktadır. Anadolu’da da şerbet şeklinde hazırlanarak içilmektedir.
Pek çok faydası bulunan meyan kökü, arılar tarafından bal yapmak amaçlı da kullanılmaktadır. Genel olarak çayı ile de şifa da dağıtan meyan
kökünün faydaları çok fazladır ve pek çok derde devadır.
1-Meyankökü Çayı: Hem batı hem de doğu kültüründe şifalı bitkiler kategorisine giren meyankökü, çok yaygın şekilde olmasa da çay olarak
tüketilmektedir. Pek çok faydası bulunan meyankökünün çayı da çeşitli hastalıklara şifa kaynağı olmaktadır. Yatıştırıcı özelliği bulunan
meyankökü çayı, özellikle de boğaz problemleri için ideal bir tedavidir. Soğuk algınlığı ve grip nedeni ile meydana gelen öksürük, balgam,
boğaz ağrısı gibi problemlerde önemli faydalar sağlayan meyankökü çayı, gribin de çabuk geçmesinde etkilidir. Ayrıca göğsü yumuşatarak
bronşit ve nefes darlığının geçmesine de fayda sağlar. 1 tatlı kaşığı meyankökünü 1 bardak suda 10 dakika kadar demleyerek hazırlanan
meyankökü çayına farklı ve hoş bir lezzet vermek için tarçın ve nane de eklenebilir. Şekersiz içmek istemeyenler ise meyankökü çayına bal
ilave edebilirler.
2-Mide: Meyankökünün en önemli faydası da mideyedir. Zira mide ülseri için olumlu faydalar sağlayan meyankökü, ülserle mücadelede etkili
sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle de mide ve onikiparmak bağırsağı ülserinin tedavisinde ve ince bağırsak iltihaplarında etkilidir.
3-Ağız Sağlığı: Ağız ve diş sağlığı tüm vücut sağlığımız açısından önem taşımaktadır. Diş eti iltihapları, yaraları, kanamaları ve daha pek çok diş
ve ağız enfeksiyonlarında ve pamukçuk yani aftlarda büyük ölçüde fayda sağlayan meyankökü, hazırlanan gargara ile şifa dağıtmaktadır.
4-Cilt: Meyankökü özellikle de jel halinde hazırlanarak pek çok cilt problemine çözüm sunmaktadır. Özellikle de kaşıntılı egzama türü cilt
rahatsızlıklarında tedavi edici ve kaşıntıyı alıcı özelliğe sahiptir.
5-Kilo: Meyankökünün en güzel ve özellikle de kadınlar tarafından en çok beğenilen özelliği hızlı kilo vermeyi sağlamasıdır. Meyankökünün
aldosteron hormonu sağlaması vücudun yağ kitlesini azaltmaya ve kilo vermeye yardımcı olmasını sağlamaktadır.
6-Antiviral: Antiviral özelliğe sahip olan meyankökü, özellikle de hepatit A ve hepatit C hastalıklarına neden olan virüslere karşı etkilidir. Kronik
hepatit ve siroz tedavisinde de oldukça fayda sağlamaktadır. Kanseri önlemeye de yardımcı olmasının yanında antibakteriyel ve antifungal
özellikleri ile zararlı bakterilere ve iltihaplara karşı savaş açmaktadır ve vücudu korumaktadır.
Glikoz, şeker ve flavon kamışlarından 50 kat daha fazla tatlı glycyhizik asit içeren meyan kökü hakkındaki tüm detaylı bilgilerin orijinal adresi
sitemizdir. Siz de sitemize giriş yaparak tüm bitkilerin sağladıkları şifa ve sağlık hakkında gerekli bilgileri bulabilirsiniz.
Petek Bakımı
Doğalgaz insanların hayatında büyük kolaylıklar sağlasa da fiyatı yüzünden çoğu kişi bu konuda dertlidir. Yüksek doğalgaz faturaları
bazen ciddi boyutlara ulaşarak ödenmez bir hal alabilmektedir. Bunun çözümü ise kombi ve peteklerin gerekli bakımının
yapılmasıdır. Sorun büyük ölçüde hallolur. Petek bakımı ise uzman ellerde yapılması gerekli olan bir işlemdir.
-Peteklerin Görevi ve Çalışma Mekanizması
Petekler kombiyle doğrudan bağlantılı olan cihazlardır. Kombi suyu belirlenen derecede ısıttıktan sonra borular vasıtasıyla
peteklere gönderir. Petekler ısıyı tutan ve uzun süre muhafaza eden elementlerden yapılmıştır. Eski petekler dökme demirken
yeni petekler yekpare saçtan yapılır. Peteklerin içinde bölümler bulunur. Bu bölümler peteklerin tüm yüzeyine aynı derecede
ısının gönderilmesi için gerekli görevi üstlenir. Olası petek arızları;
Panellerde Kirli Su Birikmesi ve Sızıntı
Sistemde ve borularda oluşacak sızıntıda suyun rengi siyah ya da kahverengiyse bu bir korozyon oluşumuna işaret olabilir.
Çamurlaşma ve peteklerin içinde kirlenmenin belirtisidir. Bu durumda petek bakımı yapılmalıdır. Yapılmaz ise çamur, gelen
temiz suyu içine hapsederek peteklerin istenilen derecede ısı vermesini önleyecektir. Sürekli eksilen su nedeniylede kombi
radyatörlere sürekli su pompalayacaktır. Sonuç yüksek doğalgaz faturası ve ısınmayan petekler.
Peteklerde Soğuk Bölümler Oluşması
Bu arıza ise peteklerde kireç birikimi ve çamurlaşma olmasını gösterir. Bakım yapılmaması durumda ise ortamı ısıtmak için fazla
enerji ve yine yüksek fatura bedelleri ödenmek zorunda kalınır.
Radyatör Peteklerinin Üstü Isınmıyorsa
Peteklerde hidrojen gazının birikmesi sonucu ya da petek sistemlerinin paslanması neticesinde bu sorun ortaya çıkar. Petek bakımı
ve temizliği yapılmalı sorun giderilmelidir. Isı kaybı bu sorunda en yüksek sevilerde olur. Yüksek doğalgaz faturalarının gelmesi
kaçınılmazdır.
-Petekler Neden Isı Kaybına Uğrar?
Kullanılan şebeke suyunun kireçli olması ve su ile gelen çeşitli pislikler zamanla kalorifer borularını tıkamakta. Suyun geçişinin
zorlanması ve radyatörlerin metal aksamlı olması da paslanmalara yol açar. Suyun akışının tersine bir işlem yapılarak güçlü
makine ve kimyasallar ile petek bakımı yapılmalıdır. Peteklerin ana ısı kaybı nedeni tıkanıklık ve çamurlaşmadır. Peteklerden
siyah bir renkte su sızıntısı varsa sistemin çamur tuttuğu anlaşılır. Radyatörlerin havası alındıktan sonra sorun hala devam
ediyorsa uzman bir firmadan destek alınmalıdır. Geçici çözümler ısı kaybını önlemek için yeterli olmaz. Soğuk kış aylarına
girmeden önce peteklerin bakımının yaptırılması olası sorunların önüne geçek ve yüksek doğalgaz faturalarına maruz
kalmamak için önemlidir.
-Petek Bakım İşlemi Nasıl Yapılır?
Sıradan petek bakım ve temizliği yapan kimseler bazı kimyasalları birleştirip peteklere aktarırlar. Daha sonra oluşan pisliği ise
kombiden su basarak manüel olarak dışarı atmaktadırlar. Bu işlem amatörce yapılan bir işlemdir. Doğrusu ise özel basınçlı
cihazlar kullanılarak yapılanıdır. Kimyasalların peteklerde ki kireci tortuyu ve paslanmayı çıkarttıktan sonra yüksek basınçlı
temiz suyu borulardan vererek dışarı atılması olayına petek bakımı denilir. Bundan sonra yapılacak işlemler borulardan su
geçişleri ve sıcaklık testlerinin yapılmasıdır.
Aile Nedir?
‘’Aile nedir‘’ sorusunun cevabı hemen hemen her toplumda aynı anlamda ve genel olup çok kısıtlı olarak bu tanım yapılabilmektedir. Aile
kavramının esası evliliktir. Aile olabilmenin ilk kuralı iki kişinin evlenmesidir ki sayı konusunda bu kavramın bir sınırı yoktur. Bir aile
sadece iki kişiden oluşabildiği gibi 10 kişiden de oluşabilir. Bu durum tamamen aileyi kurmakta olan büyüklerin kültürleri ve tercihlerine
bağlı olmaktadır. Aile tek başına bir birim olmakla birlikte bu birimlerin birleşmesiyle toplum oluşmaktadır. Kişiler, yetiştikleri aile
ortamlarında aldıkları eğitimler ile hayata başlamaktadırlar ve sahip oldukları kültür değerleri de aile içerisindeki gördükleri kültüre göre
şekillenmektedir. Bir aile sadece anne, baba ve çocuktan oluşmak zorunda değildir, aile kavramı içerisinde kişilerin anne, baba ve
kardeşleri de yer alabilmektedir. Aile kavramının esaslarından bir diğeri ise paylaşımdır. Aile bireyleri öncelikle bir tek evi paylaşmakla
hayata başlarlar ve ardından yemeklerini, giyeceklerini paylaşmaya başlarlar. Eğer, ortada paylaşım yoksa aile kavramı da zamanla yok
oluyor demektir.
Yapısal Açıdan Aile Çeşitleri
Türk toplumu aldığı yoğun göçler ile çok farklı kültürleri barındıran bir toplum niteliğindedir. Bu kapsamda birçok türde aile yapısını
içermektedir. Türk toplumunda görülen yapısal açıdan aile türleri şunlardır:
Aşiret ailesi
:En fazla üyeye sahip aile birimidir.
Köy ailesi
:Bu aile tipinde genellikle kadına değer verilmez ve kadının çalışmasına ihtiyaç duyulur.
Kasaba ailesi :Köy ailesi tüpünden kent ailesi tipine geçiş yapmak isteyen ve her iki kültür arasında gidip gelen aile tipidir.
Kent ailesi
:Modern düşünce yapısında yaşayan aile tipidir.
Aile Olabilmek İçin Gerekli Öğeler
Aile oluşturmak için sadece birey sayısının artması veya bir çatı altında yer alınması yeterli olmamaktadır. Aile olabilmenin sürekliliğini
sağlamak adına psikolojik altında yeterlilik ve sağlıklı bir birey olmak gerekmektedir ki aile ortamı içerisinde bir kişinin psikolojik durumu
herkesi fazlasıyla etkisi altına almaktadır. Öncelikle, aile büyüklerinin sorumluluk duygusunu hissetmesi gerekmektedir. Ardından ailenin
bütün üyelerinin kendilerini güven ortam içerisinde hissetmeleri ve değerli olma duygusundan hiç kopmamaları gerekmektedir.
Aile Nedir Anlamı
Aile nedir? sözlük anlamı çerçevesinde evlilik ve kan bağına dayanan; karı, koca, çocuk, kardeşler arasındaki ilişkilere dayanan toplum içinde
bulunan en küçük birlik olarak tanımlanmaktadır. Aile kavramı evrensel olup tarihsel gelişimi çok eski yıllara dayanmaktadır. İlk kez 1861
yılında İsviçreli bir hukukçu tarafından incelenmiştir ve kendi yazdığı kitabında aile kavramı hakkındaki bilimsel araştırmalarına yer
vermiş bulunmaktadır. Aile kavramının kurulması ve kurulmasındaki amaçları bütün topluluklarda ortak olup aile düzeninin işleyiş
sürecindeki kültürel yönü farklılık göstermektedir. Toplumun genel anlamda kültürü aileleri etkiler, ailelerin sahip olduğu kültürlerde
toplumun genel algısını etkiler ve bu döngü içerisinde bir toplumun kültürü nesilden nesle geçmektedir. Kelime Arapçadan wl kökünden
türeyip dilimize girmiştir.
Peyzaj Nedir?
Peyzaj kelimesi sabit bir noktadan, tek bir alandan görülebilen çevrenin bütün parçalarının oluşturduğu bir alan olarak ifade edilmektedir.
Çevre bütününde yer alan olgular herhangi bir şey olabilir mesela bir göl ve gölün kenarındaki evin görüntüsü ‘’Peyzaj Nedir?‘’
sorusunun cevabı olma niteliğindedir. Sadece ağaçlardan oluşan bir bütünde bu peyzaj tanımında yer almaktadır. Peyzajın en belirgin
özelliği kıstasının olmamasıdır. Doğada görülebilen her şey ve her canlı peyzaj olabilmektedir. Sınırsızca havadaki materyaller, insanlar,
hayvanlar, bitkiler hepsi peyzajın araçlarının içerisine dahil edilebilmektedir. Peyzajın sınırı tamamen kişinin hayal gücüne bağlı olmakla
birlikte bunu yapabilen kişiler sadece mevcut konuda uzmanlık almış kişilerdir. Peyzaj konusunda uzmanlaşmış ve tasarım yapma
yetkisine sahip kişilere peyzaj mimarı adı verilmektedir. Peyzaj mimarlarına peyzaj projeleri yaptırılır ve projenin uygulanması yine
peyzaj mimarlarına ait olmaktadır. Doğanın herhangi bir parçasına sahip olan bir kimse bu alanı daha da güzelleştirmek, estetik katmak
ve göze hitap edebilen bir hale sokmak isterse bu durumda bir peyzaj mimarından yardım alabilir.
Peyzaj Mimarı Olmak
Peyzaj mimarı olabilmek için üniversitelerin 4 yıllık peyzaj mimarlığı bölümünden mezun olmak gerekmektedir. Eğitim sırasında doğadaki
bütün materyaller dokularıyla birlikte incelenmektedir. İnceleme aşaması sonrasında peyzaj mimarı adaylarına hangi materyalin nereye
yerleşmesi konusunda bilgiler verilir. Ayrıca, mimarlık dersleri de verilen bu bölümde sonuç olarak hem doğa materyalleri hem de
tasarım ve çizim yapma aşamaları teker teker gösterilir. Doğadaki herhangi bir bölüme ne yapılabileceğine karar verebilen potansiyel
peyzaj mimarları piyasaya girebilmek adına eğitim sırasında sürekli tasarımlarını sergilerler.
Peyzaj Türleri
Peyzaj çok genel bir tanımdır ve doğadaki her şey peyzajın bir aracı olma niteliğine sahiptir. Bu geniş yelpazenin tek bir seferde incelenmesi
zor olacağından bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümlerin ait olduğu peyzaj türleri şunlardır:
Gökyüzü Peyzajları
:Özellikle bulutları kapsamaktadır.
Mehtap Peyzajları
:Ay ışığını kapsamaktadır.
Deniz Peyzajları
:Denizleri kapsamaktadır.
Nehir Peyzajları
:Nehir veya nehir kıyılarını kapsamaktadır.
Kent Peyzajları
:Yüksek bir noktadan görüş açısı içerisine girebilen peyzaj çeşididir.
Kuşbakışı Peyzajları
:Kuşbakışından görülebilen peyzaj çeşididir.
Peyzaj Nedir Anlamı
Peyzaj Nedir denildiğinde en dar anlamı manzara olmakla birlikte mevcut manzara anlamına buna ait her türlü olgu eklenebilmektedir. Bir
manzarada yer alan deniz, göl, ağaç, bitkiler ve bunlar gibi manzaranın her parçası peyzajın tanımında yer almaktadır. Yani, gözle
görülebilen bir tek görüş açısındaki doğa veya çevre materyallerinin bütünü olarak adlandırılmaktadır. Peyzaj kelimesi Türkçe diline
Fransızca‘dan değişikliğe uğrayarak girmiştir. Peyzaj yapan kişilerin özel bir unvanı vardır ki bu unvan peyzaj mimarıdır. Peyzaj yapılması
21. y.y‘da oluşan ve bir anda gelişen bir uğraştır. Estetik görünümlerin doğaya ait parçalarla elde edilebilmesi tamamen peyzajın ilgi
alanına girmektedir