Transcript Document
Modals
(Kipler)
By Yunus Özüberk
Modal nedir?
• Modal yardımcı fiilleri, genellikle
konuşmacının duygularını yansıtır. Yani,
gereklilik, zorunluluk, olasılık gibi kipleri
ifade ederler.
Devam…
• İngilizce'de modal yardımcı fiilleri:
• Can, could, will, would, shall. should,
ought to, had better, may, might, mııst
gibi sözcüklerdir.
Verdikleri Anlama Göre
Gruplandırılırlar
•
•
•
•
•
•
•
•
Request(rica)
Necessity(gereklilik)
Prohibition(yasaklama)
Advisability(tavsiye)
Expectation (beklenti)
Ability(yetenek)
Suggestion(öneri)
Preference (tercih)
Advisability(tavsiye)
1. Should
2. Ought to
3. Had better
Should, ought to ve had better öğüt bildiren
yapılardır.
• You should read a lot of books to improve your
knowledge.
• A student ought to study regularly in order to be
successful.
• I had better study hard tonight, or I'll fail the test.
• "Had better" ise ".... yapmam
gerekir/yapsam iyi olur. Eğer yapmazsam,
kötü şeyler olabilir." anlamını verir.
• "Should" ve "ought to" aynı anlama
sahiptir. ".... yapmam gerekir." anlamını
verir.
Örnek:
• I should/ought to study for my geography
exam, but I don't feel like studying tonight.
I think I'll study for it tomorrow.
Should not, Ought not to,
Had better not
• Bu yapılan, yapılmaması gereken şeyleri
öğütlerken kullanırız.
Örnek:
• You shouldn't go out alone after dark.
• She ought not to (oughtn't to) treat him so
unkindly.
• We'd better not tell her the bad news, or
she'll get depressed.
NOTE:
• "Shouldn't (oughtn't) ile "needn't"
arasındaki ayrıma dikkat ediniz.
Devam…
• You shouldn't work so hard, or you'll lose
your health.
• (Bu kadar çok çalışmaman gerekir, yoksa
sağlığını yitireceksin.)
Devam..
• You needn't work so hard. You are a good
student already.
(Bu kadar çok çalışman gerekmez. Sen
zaten iyi bir öğrencisin.)
Ability(yetenek)
1. Can
2. Be able to
Yeteneklerimizi ifade ederken "can"
ya da "be able to" kullanırız.
• He can speak two foreign languages
fluently.
• He is able to speak two foreign languages
fluently.
Olumsuz cümlede can't ve
am/is/are not able to kullanılır.
• I can speak English, but I can't speak
French.
• I'm able to speak English, but I'm not able
to speak French.
"Can" in past biçimi "could", "be
able to" nun past biçimi ise
"was/were able to" dur.
• I could run very fast when I was a child.
• I was able to run very fast when I was a
child
"Could", geçmişteki
yeteneklerimizi ya da geçmişte
birine izin verme gibi durumları
ifade ederken kullanılır.
• Mozart could play the piano when he was
only four, (ability in the past)
• There was a holiday the next day, the
children could stay up late.(permission in
the past)
"was able to", "geçmişte belli bir
olayın (a specific event) üstesinden
gelme" anlamını ifade ediyor.
• When I was a child, I could/was able to run
very fast.
Suggestion(öneri)
1.
2.
3.
4.
Let’s + do something
Why don’t/doesn’t + subject...?
Shall we/I ....?
Could
Öneri getirirken kullanırız.
• What shall we do tomorrow?
We could meet friends and go to the
cinema.
(Arkadaşlarla buluşup sinemaya gidebiliriz.)
LET'S + DO SOMETHING
• A: I have a test tomorrow, but I don't
understand some of the grammar patterns.
B: Let's study together. (Birlikte çalışalım.)
Let's kalıbının olumsuz biçimi
"Let's not" dır.
• Let's not stay at home, go out for a walk.
(Evde oturmayalım, yürüyüşe çıkalım.)
WHY DON'T / DOESN'T +
SUBJECT......?
• "Why don't .....?" yapısı, soru biçiminde
olmasına karşın, gerçek bir soru değildir.
Öneri getirir.
Devam…
• I'm getting sleepy.
Why don't you go to bed?
(Neden yatmıyorsun?)
I think I will.
SHALL WE /I ....?
• "Shall", özne olarak sadece "we" ve "I" ile
kullanılır.
— Okay. Shall I bring some pastries? My
mother can make delicious pastries.
"Shall I/we ........?" sorusu
Türkçe'ye "........ yapayım
mı/yapalım mı?" biçiminde çevrilir.
• Shall we take a rope and a ball with us
when we go on the picnic?
(Pikniğe giderken yanımıza ip ve top alalım
mı?)
COULD
• "Could" da, öneri getirirken
kullanabileceğimiz yapılardan biridir.
— What shall we do tomorrow?
— We could meet friends and go to the
cinema. (Arkadaşlarla buluşup sinemaya
gidebiliriz.)
"Could"un past biçimi "could have
done"dır. "Geçmişte bir şeyi
yapabilirdin ama yapmadın."
anlamını verir.
• Yesterday, it was my day off. I could have
gone somewhere, but I felt rather lazy, and
spent the whole day at home.
(Bir yerlere gidebilirdim ama...)
"Could have done" ile "was/were
able to, could do" arasındaki aynına
dikkat ediniz.
• I could have sent them a cheque. (But I
didn't send them a cheque.)
(Onlara çek gönderebilirdim ama
göndermedim.)
Devam…
• I was able to send them a cheque. (I sent
them a cheque.)
(Onlara bir çek gönderebildim.)
• İlginiz için teşekkür
ederim…
• Yunus Özüberk
1090620006
• İöp Elt 1(B)
• Projektörde
sınıfa gösterilmek
için yapıldı...