2. Öğretici (Pragmatik) Tarih

Download Report

Transcript 2. Öğretici (Pragmatik) Tarih

1. Hikâyeci (Rivayetçi) Tarih
Bu tarz ilk olarak eski Yunan'da
ortaya çıkmıştır. Başlangıçta
ağızdan ağza dolaşan hatıralar
şairler tarafından nazım
tarzında söylenmekte ve
bunlara "epos" adı
verilmekteyken, Logograflar
tarafından hikâyeleştirilerek
nesre çevrilmişler ve
arşivlerdeki malzemenin de
ilavesiyle içlerine birtakım
gerçekler de karışmıştır. Fakat
yine de, Strabon'un ifadesiyle
bunlar "epos" olmaktan
kurtulamamışlardır.
Logografların eserleri ne edebi,
ne de tarihi eserlerdir. Sadece
ilmi araştırma yolunu açan
"basit kronikler"dir.
2. Öğretici (Pragmatik) Tarih
•
Geçmiş olaylardan ders almak, gelecekteki yolu doğru
çizebilmek, okuyucuya ahlaki ve milli duygular aşılayabilmek
maksadıyla yazılan bu tarz eserler, öğretici bir mahiyet arz
ettiklerinden "öğretici" veya "pragmatik" denilen tarihçilik
akımı içinde yer alırlar. Bu tarzın önderliğini yapan kişi
Thukydides'tir. Gerçek anlamda tarihçilik, onun
"Pelopennesoslular ile Atinalıların Savaşı" adlı eseriyle
başlamıştır. Bu eser sadece edebi bakımdan değil, metod ve
zihniyet bakımından da daha önceki eserlerden çok farklıdır.
Bu fark, eserin gerek konu, gerekse muhtevasında kendini
göstermektedir.
3. Araştırmacı Tarih
• XIX. yüzyılda tarih yazıcılığı tarzında ciddi bir hamle yapılmış,
olayların sade anlatım ve geleceğe matuf öğreticisi vasfı
yanında, çıkış sebepleri, bunları hazırlayan amiller, çeşitli
olayların sebep ve sonuç ilişkilerinin araştırılmasına
başlanmıştır ki, böylece tarih bir bilim olma kimliğini
kazanmıştır. Dünyada cereyan eden olaylar, sadece yeri ve
zamanı bakımından değil, cereyan tarzı, rol oynayan kişiler
bakımından da farklılıklar gösterir. Şartların müsait olması
halinde "benzer" olaylar cereyan edebilirse de "tarih tekerrür
etmez."
• Dünyada cereyan eden olaylar, sadece yeri ve zamanı
bakımından değil, cereyan tarzı, rol oynayan kişiler bakımından
da farklılıklar gösterir. Şartların müsait olması halinde "benzer"
olaylar cereyan edebilirse de "tarih tekerrür etmez" Yani, tarihi
olaylar hiçbir zaman, aynı cins ve miktarda malzemelerin
kullanıldığı laboratuar deneyleri gibi değildir. Her birinin özel
şartları, değişik mekânları vardır. Bu olaylara karışan kişilerin
karakterleri, olay sırasındaki halet-i ruhiyeleri, dış tesirler
birbirinden farklıdır.
Osmanlılar Dönemi
 Siyasi
ve Askeri olaylar
 Yöneticiler(Hayatları, başrıları)
 Devlet Politikası içindir.
 Başarıları aktarmak
 Kanıt oluşturmak
 Avrupa etkisi vardır.(18. Yüzyıl)
VAKANÜVİS
Merkez Teşkilatı Devlet Tarihçisi
Dönemin olaylarını kaydetmek
Öneceki tarihin derlenmesi
Görevler
Görevler
Halepli Mustafa Naima Efendi (İlk Vakanüvis)
Düşüncesi: Sosyolojik yorumların tarihçilikte
yer alması
DİĞER TARİHÇİLER
 Hoca Sadeddin Efendi
 Aşık Paşazade
 Oruç Bey
 Behişti
 Peçevi
 Selaniki
 Ahmet Cevdet Paşa
Cumhuriyet Dönemi
 Modernleşmeye yönelik
 Yabancı devletlerin kötülemelirini yok etmeyi
amaçlayan
 Milli öz güven duygusunu arttırmak
 Halkı bir araya getirmek
ATATÜRK’ÜN TÜRK TARİHİ İLE İLGİLİ SORULARİ
Türkiye’nin en eski yerel halkları kimlerdir?
Anadolu Uygarlıkları nasıl ve kimler tarafından oluşturulmuştur?
Türklerin dünya tarihindeki yeri nedir?
Türklerin İslam tarihinde rolü ne olmuştur?
I. Türk Tarih Kongresi’nde bu sorulara cevap arandı ve ortaya Türk Tarih Tezi
çıktı. İslam merkezli tarih yorumuna alternetiftir.


Atatürk’ün kurduğu ve gösterdiği doğrultuda
ilerleyen bu kurumun amacı, İslam ve dünya
tarihini inceleyip, sonuçları yaymaktır.
Bu amaçlar doğrultusunda anma törenleri,
konferanslar, seminerler, kongreler
düzenlenip; kazılar yapılmaktadır.