görme engelli çocukların eğitim

Download Report

Transcript görme engelli çocukların eğitim

GÖRME ENGELLİ
ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ
1
TEMEL KAVRAMLAR
 Görme Yetersizliği: Çeşitli nedenlerle
gözün yapısında meydana gelen
zedelenme sonucu gözün görme işlevini
yerine getirememesidir.
2
 Optalmolojist: Göz rahatsızlıkları ve görme
bozukluklarının tanılanması ve
sağaltımında uzman doktordur.
 Optometrist: gözün kırılma kusurlarının
ölçümlenmesinde ve bu kırılma
kusurlarının düzeltilmesi için kontak lensler
ve gözlük için reçete yazan lisanslı uzman
optometri doktorudur.
3
 Görme Öğretmeni: Görme yetersizliği olan
çocukların eğitiminde onların özel
ihtiyaçları olan materyaller araçlar ve
uyarlamalarda bulunan özel eğitim
sertifikalı öğretmendir
4
 Bağımsız Hareket: Kişinin bağımsız
hareket tekniklerini, görme kalıntısını ve
diğer duyularını kullanarak güvenli ve etkili
bir şekilde bina içinde ve dışında hareket
edebilme becerisidir.
 Dolaşma becerileri: kişinin fiziksel ve
sosyal çevresinde bir yerden bir yere
güvenli ve etkili seyahat etme becerisidir
5
 Yönelim: Kişinin görme kalıntısı duyularını
kullanarak çevre içindeki yerini anlama
yeteneğidir.
 Bağımsız hareket öğretmeni.görme
yetersizliği olan çocukların bağımsız
hareket ve yönelim becerilerinde
gereksinimi olan becerileri belirlemek ve
bu becerileri kazandırmakla görevli
öğretmendir.
6
Tanım ve Sınıflandırma
Görme engelliler körler ve az görenler olarak sınıflanır.
Görme engelli denilince kör ve az gören anlaşılır.
Görme engellinin (kör ve az gören) yaygın kabul gören
iki farklı tanımı vardır. Bunlardan biri yasal, diğeri
eğitsel tanımdır.
Yasal tanım tıp alanında çalışanlarca ve sosyal
güvenlik kurumlarınca benimsenirken, eğitsel tanım
görme engelliler için öğretim düzenlemelerinin
planlanması sırasında kullanılır.
Yasal tanım nesneldir. Eğitsel tanım özneldir.
7
Kör ve Az Görenin Yasal
Tanımları
Yasal tanıma göre kör, tüm düzeltmelerle birlikte olağan
görme gücünün 1/10'ine yani 20/200'lik görme
keskinliğine ya da daha azına sahip olan ya da görme
alanı yirmi derecelik açıyı aşmayan kişilere denir.
20/200'nin anlamı, normal görme gücüne sahip bir
kişinin 200 ayaklık (1 ayak: 0.3048 cm) uzaklıktan
görebildiği bir şeyi, görme engelli kişinin ancak 20
ayaklık uzaklıktan ya da daha yakından görmesidir.
Diğer bir deyişle, normal gören kişinin 6.1 m. den
görebildiği büyüklükteki bir şeyi yaklaşık 60 cm. den ya
da daha kısa bir uzaklıktan gören ya da hiç bir uzaklıktan
göremeyen kişi, yasal tanıma göre kördür.
8
Normal görme keskinliğine sahip olmakla
birlikte ancak anahtar deliğinden ya da
kapı aralığından bakıldığında
görülebildiği kadarıyla görebilen kişi de
kör olarak tanımlanır.
Görüldüğü gibi, kör olarak tanımlanan
kişi, nesneleri karaltılar halinde ya da
nesnelerin bir bölümünü görebilen ya da
hiç göremeyen anlamına gelir.
9
Kör ve Az Görenin Eğitsel
Tanımları
Görme keskinliğine dayalı olan yasal tanım,
görmenin nasıl kullanılacağı konusunda yeterli
değildir. Yasal tanıma göre kör olarak
sınıflananlardan çok azı tamamen görme
keskinliğinden yoksundur. Büyük çoğunluğu artık
görme gücünden çevresini anlamada yararlanır ve
önemli bir bölümü normal yazıyı gözleriyle
okuyabilir.
10
Körlüğün ve az görmenin yasal tanımlarındaki
sınırlılıklardan dolayı eğitimciler,
körlüğün ve az görmenin eğitsel tanımlarını
yeğlemektedir.
Körlüğün eğitsel tanımı şöyledir:
Görme keskinliği kaybında ağır derecede
etkilenmiş olup, öğretimini dokunarak
okuduğu kabartma yazıyla (Braille'le) ve
konuşan kitaplardan dinleyerek sürdürmeye
gereksinimi olanlar görme engellilerdir.
11
Az gören ise, büyüteçlerle normal puntolu ve büyük
puntolu yazılı materyali okuyabilen görme engellilerdir.
Eğitsel tanımın öznelliği, öğretim değişkenlerinden öğrenme
kanalları olan görme, işitme ve dokunmaya ölçüt almasındandır.
Milli Eğitim Bakanlığının Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde
körlüğün ve az görmenin tanımları şöyledir:
"Kör, bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10'dan
aşağı olan, eğitim,öğretim çalışmalarında görmesinden
yararlanması mümkün olmayandır.“
"Az gören, bütün düzeltmelere rağmen iki gözle görmesi 1/10
ile 3/10 arasında olan ve özel bir takım araç ve yöntemler
kullanmadan eğitim, öğretim çalışmalarında görme gücünden
yararlanması mümkün olmayanlardır"
12
Görme Yetersizliği Olan Çocukların Eğitsel
Değerlendirmesi
***Görüşmeler, gözlemler, kaba değerlendirme
formları kullanılabilir.
***Gelişim ve disiplin alanlarına ek olarak işlevsel
görme değerlendirmesi ve okuma yazma aracı
başlangıç/uygunluk değerlendirmesine yer
verilmelidir.
 İşlevsel Görme Değerlendirmesi: Görmesi
az görme yetersizliği olan öğrencilerin
görme becerilerini kullanmalarıdır. İki
gruba ayrılır:
1. Yakın görme becerileri: 1-2 karış
mesafeden görmeyi gerektiren işlerde
kullanılan görme becerileridir.
2. Uzak görme becerileri: birkaç adım
ileride görmeyi gerektiren işlerde
kullanılan görme becerileridir.
14
 Okuma Yazma Aracı Başlangıç /Uygunluk
Değerlendirmesi: tıbbi değerlendirme ve
doktor görüşüne dayalı olarak görme
kalıntısı olduğunun belirlenmesi ve o
öğrencinin okuma yazmada dokunsal
materyal mi? Yoksa görsel materyal mi
kullanılacağına karar verilmede yeterli
değildir. Bunun için sistemli gözlemlere yer
verilir.
15
 Gözlemlerin iki amacı vardır. 1. öğrenci
okuma yazmayı yeni öğrenecekse hangi
araçla okuma yazmaya başlanacağına
karar vermek 2. Hali hazırda okuma
yazma aracı kullanıyorsa bu aracın uygun
olup olmadığına karar vermektir.
16
GÖRME YETERSİZLİĞİ SINIFLANDIRMASI
SINIFLANDIRMA
DÜZEYİ
NORMAL
GÖRME DÜZEYİ
normal görme normale
yakın görme
ORTA
YETERSİZLİKTEN ETKİLENME DERECESİ
Özel araçlar olmadan görevleri yerine getirebilir
Özel araçlarla görevleri normale yakın düzeyde
yerine getirir.
AZ GÖRME
KÖR
DÜŞÜK
Görmeyle ilgili görevleri özel araçlar yardımıyla bile
yavaş ve aralıklı olarak yapar.
ÇOK DÜŞÜK
Ayrıntılı görme gerektiren işlerde güçlük
yaşar,ayrıntılı görme gerektiren işlerin çoğunu
yerine getiremez
KÖRE YAKIN
Çevreden bilgi almak için diğer duyulardan daha
çok yararlanır.
KÖR
Hiç görme yoktur, tamamıyla diğer duyulara
bağımlıdır.
17
Yaygınlık
Görme engellilerin yaygınlığı, benimsenen tanımlara ve yaş
kümelerine göre farklılaşmaktadır.
Yasal tanıma göre, tüm görme engellilerin sayısının toplumun
0.15 ile 0.56 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Eğitsel
tanım dikkate alındığında, kör sayısı iki nedenden dolayı
düşmektedir.
•İlki yetişkinlerde rastlanan bir yetersizlik türü olmasıdır.
Körlüğün okul çağındaki çocuklar arasındaki yaygınlığı,
yetişkinler arasındaki yaygınlığın onda biri kadardır. Çocuklar
arasında körlük oranı % 0.1'dir.
•İkincisi, yasal tanıma göre kör olarak tanımlananlardan bir
bölümü normal yazıyı okuyabildiklerinden dolayı eğitsel
tanıma göre kör olarak tanımlanmamaktadır
18
Nedenler
Görme yetersizliğine ne yol açmıştır sorusu, hepimizin
ve tüm ana babaların sormuş olduğu bir sorudur.
Neden, çocuğum göremiyor? Neden, çocuğum az
görüyor?
Sorulan ilk sorulardır. Çocuğun neden göremediğini
öğrenmek, tekrar aynı durumun ortaya çıkmasını
önlemek için önemlidir. Ancak, neden göremediğini
öğrenmenin çocuğun nasıl yetiştirileceği ve neler
yapabileceğine ilişkin yardımcı olmayacağı
bilinmelidir.
19
Çocuklar hangi nedenlerle görme
engelli olurlar?
•Diğer engel grupları gibi, görme yetersizliği kalıtsal olabilir.
•Annenin gebeliği sırasında, kızamıkçık gibi ateşli hastalıklara
yakalanma, bazı ilaçlar ve röntgen ışınlarına maruz kalınmasıyla
görme organı ve görmeyle ilgili sinirler zedelenir, böylece görme
yetersizliği oluşur.
•Erken doğan bebekleri yaşatabilmek için oksijen verilir. Verilen
oksijen miktarının fazla olması sonucunda retina zedelenerek,
görme yetersizliği oluşur.
•Doğumun güç olması görmeyle ilgili sinirleri zedelerse, bebeğin
görmesi yetersizleşir.
•Doğum sonrasında geçirilen ateşli hastalıklar,kazalar ve
zehirlenmeler de görme yetersizlerine yol açabilir.
•Doğum sonrasında gözün ve göz sinirlerinin zedelenmesi
20
sonucunda yine görme yetersizlikleri oluşur.
21
Temel Kavramlar
Gözün Yapısı
Göz organı küçük olmasına rağmen çok iyi gelişmiş bir ışık
alıcısıdır.
Gözler, burnun iki yanında kemiklerle çevrili göz çukurlarında ve
göz kapakçıklarıyla örtülüdür. Göz üç tabakadan oluşmaktadır.
1. Dış tabaka; arkada bağ dokusu, arkadan öne doğru kılıf gibi saran
göz akı ve önde saydam tabaka.
2. Orta tabaka; gözün damarlı ve pigmentli tabakasıdır. İris, kirpiksi
cisim ve damar tabakadan oluşmaktadır.
3. İç tabaka (retina); görme sinirleri, ağ tabakanın en duyarlı bölümü
olan sarı nokta koni ve çevresel retina çomak şeklindeki
hücrelerden oluşmaktadır. Göz merceği irisin arkasındadır.
22
Gözün en ön kısmındaki şeffaf, kubbe şeklindeki yuvarlak
yapı ‘kornea’ dır. Korneada bulanıklık olursa görüntü içeriye
alınamaz.. Kornea gözü dış etkilerden korur. Gözün ışık
ışınlarını en güçlü kıran bölümüdür. Göz nakli denilen,
başka bir insandan alınıp takılan tek göz parçası bu
şeffaf dokudur.
23
Gözü top gibi sert tutan mat beyaz yapı ‘sklera’
dır. Skleranın diğer adı göz akıdır.
Sklerayı örten zara ’konjunktiva’ denir.
Göz kapağı, sklera ve konjunktiva, gözü dış
etkilerden korur. Bu koruyucularda eksiklik olursa
göz dokuları dış etkilerle bozulur ve körlük ortaya
çıkar.
24
 Korneadan bakınca gördüğümüz göze rengini veren
renkli tabaka ‘iris’ tir. İrisin gelişme geriliğinde, göze
giren ışığın ayarı yapılamadığından görme çok
azalır. İrisin ortasından ışığın geçtiği küçük delik
‘pupil’ göz bebeğidir
25
26
•Gözün içini çiğ yumurtanın akı gibi bir sıvı doldurur buna :
vitre denir.
•Göz küresinin içini halı gibi döşeyen kan damar ağına
koroid denir.
•Koroid bir çok kan damarı taşır ve gözü besler. Koroidin
üstünde yatan ışığa hassas hücre örtüsüne ‘retina’
denir.Retina gözün en içteki bölümüdür.Kalıtsal hastalıkların
çoğunda retina hücrelerinin eksik çalışmaları sonucu körlük
oluşur. Retina görsel uyaranlara tepki veren hücreleri içerir.
Bunlar koni ve çubuk hücreleridir.
•Çubuk hücreler büyük form ve hareketlere duyarlıdır. Az
ışıkta bile iyi işlevde bulunur.
•Koni hücreler renkler ve ince ayrıntılara duyarlıdır.
Görülenin ne olduğunun anlaşılmasından sorumludur.
27
•
İnce detayları, ışıkta ve renkli görmemizi
sağlayan göz bebeğinin tam arka iz düşümüne
oturan yeşil mercimek kadar küçük bir retina
alanı çok hassastır ve ‘maküla’ adını alır. koni
hücrelerin yoğun olduğu alandır. Merkezi
görmeden sorumludur. Maküladaki zedelenme
ince ayrıntıların ve renklerin görülmesinde
yetersizliğe yola açar.
28
• Retinadan toplanılan bilgileri beyine taşıyan
elektrik kablosuna ‘optik sinir’ denir. Optik sinirin
başlangıcına kör nokta denir, optik sinir retinada
kör nokta ile başlar. Koni ve çubuk hücrelerinden
aldığı mesajı beyine iletir.
29
Göz
bebeğinin
arkasında
görüntüyü
netleştiren
‘merceğimiz’ vardır. Mercek renksiz ve saydam yapıdır.
Oval
biçimindedir.ışık
ışınlarını
retina
üzerinde
odaklayabilmek
için
uzayıp
yuvarlaşarak
şeklini
değiştirir.Silier kaslar bu merceği odaklamaya yardım
ederler.
30
NASIL GÖRÜRÜZ?
1.IŞIK IŞINLARI KORNEADAN, GÖZ SIVISINDAN,
GÖZ BEBEĞİ VE GÖZ MERCEĞİNDEN GEÇER.
.
2.GÖZ BEBEĞİ IŞIĞIN YOĞUNLUĞUNA GÖRE
BÜYÜR YADA KÜÇÜLÜR.
31
3.IŞIK IŞINLARI SAYDAM SIVI İÇİNDEN
GEÇEREK RETİNADAKİ KONİ VE ÇUBUK
HÜCRELERİ UYARIR.
4. GÖRME SÜRECİ RETİNADA BAŞLAR. IŞIK
IŞINLARI RETİNADAKİ KONİ VE ÇUBUK
HÜCRELERDE ELEKTRİK TEPKİSİNE
DÖNÜŞTÜRÜLÜR.
32
5.OPTİK SİNİR YOLUYLA BEYİNDEKİ GÖRME
MERKEZİNE İLETİLİR. EĞER GÖZÜN BÜTÜN
BÖLÜMLERİ GÖREVLERİNİ YERİNE
GETİRİYORSA İLETİLEN BİLGİLER BEYİN
TARAFINDAN YORUMLANILIR VE GÖRSEL
BİR İMGEYE DÖNÜŞTÜRÜLÜR.
33
Görme Yetersizliğinin Türleri
•
Mercekte bulanıklık ‘katarakt’ olarak bilinir. Çocuk göz
bebeğinde bulanıklık ile doğarsa acil ameliyat edilmelidir.
•
Gözün ön kamara sıvısı sürekli üretilir ve iris kökünden
boşaltıcı kanallar ile boşalması şarttır. Eğer uygun
boşalamazsa göz içi basıncı yükselmesi ile göz tansiyonu
hastalığı ‘glokom’ oluşur. Çocuğun gözü büyüktür. Acil
tedavi gerektirir. Tedavi edilemezse görme azalır ve körlük
olur.
•
Görme siniri gözden aldığı görüntüyü beynin arka
tarafındaki görme merkezine taşır. Gördüğünü anlama
burada gerçekleşir. Taşıyıcı sinir kablosundaki hasar ile
34
görme taşınamaz ve görmeyen göz hücreleri zayıflar.
KIRILMA KUSURLARI

Göze gelen ışık demeti hatalı
kırıldığında,nesnenin görüntüsü ağ
tabakanın önüne ya da/ve arkasına
düşebilir. Nesnenin görüntüsünün ağ
tabaka üzerine düşmemesinin sonucu
kimyasal ve elektriksel olaylar oluşmaz ve
çok sık karşılaşılan görme yetersizleri
gözlenir.
35
Nesnenin görüntüsü ağ tabaka üzerine değil
de, önüne düştüğünde,uzaktaki nesneler iyi
görülememektedir, bu durum miyopi olarak
bilinmektedir.
Miyopide, ağ tabakanın önüne düşen
görüntünün ıraksak camlar kullanılarak,
ağ tabaka üzerine düşmesi sağlanır.
Kuramsal olarak, görüntü ağ tabakanın
arkasına düştüğünde yakındaki nesneler iyi
görülememektedir, bu durum hipermetropi
olarak bilinmektedir.
36
37
MİYOPİ
HİPERMETROPİ
38
Hipermetropide, ağ tabakanın arkasına düşen
görüntünün, yakınsak camlar kullanılarak ağ
tabaka üzerine düşmesi sağlanır. Saydam tabaka
eğriliği, astigmatizmadır.
Astigmatizmada, göz küre biçiminde değil, kaşığın
dışı biçimindedir. Astigmatizmada, nokta şeklindeki
nesnenin görüntüsü nokta değildir.
Değişik uzaklıklara yerleşmiş birbirine dik iki çizgi
şeklindedir
39
Kornea gözün, saydam ön penceresidir. Normal bir kornea
basketbol topu gibi yuvarlak ve düzgündür. Astigmatizma
varsa kornea, beyzbol topu gibi bir eksende eğilir.
Astigmatizma hem yakın hem de uzaktaki görüşü bozar.
Lunaparktaki aynalarda olduğu gibi görüntüler çok uzun,
çok geniş veya çok ince görünür. Astigmatizma, miyopi
veya hipermetropiye de eklenebilir
40
Görme problemlerinden bir diğeri de göz kaslarının
dengeli çalışmamasıyla ilgilidir.
Göz kaslarının dengesinin bozuk olması sonucunda
şaşılık oluşmaktadır. Bu tür problemler gözlük ve
ameliyatla düzeltilebilmektedir. Bu çocuklarda
rastlanabilen göz tembellikleri erken yaşlarda iyi olan
gözün kapatılması ve az gören gözün çalıştırılması
ile düzeltilebilmektedir.
Görme problemlerinin önemli bir bölümünü kırılma
kusurları ve kasların dengeli çalışmaması oluşturmakla
birlikte, bunlar görme engelinin temel nedenleri
değildir.
41
KORNEA İLE İLGİLİ ZEDELENME
 Keratokonüs: Korneanın eğiminde görülen bir
bozukluktur. Kalıtımsal nedenlere bağlı olarak
ortaya çıkar. Görme keskinliğinin azalması
korneanın giderek koni biçimini almasıyla
sonuçlanır. Erken dönemlerinde lens takılarak
ilerlemesi önlenebilir. İlerlediği durumlarda
kornea nakli yapılır.
 Keratit: Keratit kornea iltihaplarının genel adıdır.
Bunun dışında A vitamini eksikliği ve travmalar
da keratite neden olabilir. Belirtileri ağrı ve
ışıktan rahatsız olmadır.
42
DİĞER GÖRME BOZUKLUKLARI
 Albinizm: Kalıtımsal bir hastalıktır. Deride, saçta ve gözde renk




pigmentlerinin olmaması durumudur. Işığa aşırı duyarlılık ve
astiğmata sebep olur.
Anridia: İrisin tam olarak gelişememesiyle ortaya çıkar . Gözbebeği
ışık miktarına göre açılıp kapanamaz ve göz içine giren ışık miktarı
kontrol edilemez.,
Şaşılık: göz kaslarında ki sorun nedeniyle her iki gözün içe veya
dışa dönük olması durumudur. Bu nedenle gözler aynı nesneye
odaklanamazlar. Düzeltilmese beyin iki görüntü oluşmasını
engellemek için bir gözü baskılar ve bunun sonucunda baskılanan
gözde göz tembelliği oluşur.
Göz tembelliği(amblyopia): Gözde her hangi bir zedelenme
olmasına karşın görmenin zayıf olmasıdır. Bilinen en etkili tedavisi
iyi gören gözün kapatılmasıdır. Bu tedaviye erken çocuklukta
başlanması gerekir.
Maküler Dejenerasyon: makülanın zedelenmesiyle oluşur. Merkezi
görmede azalma görülür. Genellikle yaşlılarda, nadiren çocuklarda
görülür. Özellikle yakın görme mesafesinde yapılan işler etkilenir.
43
 Optik sinir atrofisi: optik sinirin zedelenmesi ile
olur. Görme keskinliğinde azalma olur. Renk
görmede ve geceleyin görmede güçlük yaşanır.
 Prematür retinopatisi: erken doğan bebeklerde
küvezde fazla oksijen verilmesi sonucunda fazla
oksijen retinaya zarar verir. Görme keskinliğinde
azalma ve total körlükle sonuçlanabilir.
 Retinist pigmentosa(=gece körlüğü): kalıtımsal
nedenlerle retinanın ilerleyen biçimde
bozulmasıyla oluşur. Çevresel görme etkilenir.
En önemli belirtisi gece görme zorluğudur.
44
SEREBRAL GÖRME ENGELİ
 Serebral görme engeli (Cerebral Visual
Impairment -CVI) beynin özel görme
bölümündeki durumdur ve bağlantı hasar
görmüştür. Göz normal olsa bile görme
engeli oluşur. Sıklıkla CVI’lı çocuklar
gerekli görme yeterliliği sahiptirler fakat
gördükleri şeyi anlamlandıramazlar. Birçok
durumda zarar görme durumu daha
kötüye gitmez. Çocuk büyüdükçe görmesi
gelişebilir
45
Serebral Görme Engelinin
(CVI)nedeni nedir?
 Beyindeki görme bölümünün zarar
görmesi için birçok farklı neden vardır.
Aynı zamanda bu hasar çocuğun
hayatında farklı zamanlarda olabilir.
46
 Çocuk doğduktan sonra görmesini





etkileyebilecek beyin hasarının başka birçok
sebebi vardır:
Enfeksiyon (menenjit, ensefalitis and enfekte
kafatası içinde patolojik atardamar genişlemesiintrakranial anevrizma)
Genetik ve kalıtımsal durumlar
Beyindeki fazla suyu boşaltma sırasında oluşan
hasar (hidrosefali)
Ciddi kafatası zedelenmesi
Felç (cerebrovasküler kaza)
47
 Eğer beynin sadece bir bölümünde küçük





çapta bir zarar varsa görme problemi daha
az olabilir. CVI’lı çocukların yaşadıkları
görme problemleri:
Çevrede dolaşma
Nesneleri tanıma
Yakın objelere odaklanma
Hızlı göz hareketleri
Görme alanı kaybı
48
KORTİKAL GÖRME
YETERSİZLİĞİ
 Beyindeki patolojik doku değişimi ile
ortaya çıkan görme bozukluklarına kortikal
görme bozukluğu diyoruz
49
 Çocuklarda, özellikle 1500 gm’ın altında
doğan prematüre bebeklerde, sık
görüldüğü üzere doğum esnasında, beynin
oksijensiz kalması, beyin içi kanama,
iltihaplanmalar, hidrosefali, kafa içi tümör
ve ameliyatları sonrasında, kafa travması
sonrasında, doğumsal beyin anomalileri
nedeni ile çocuklarda kortikal görme
bozukluğu olabilir
50
 Kortikal görme engelli çocuklarda,
bağımsız hareket, görsel–mekansal
ilişkilerin algılanması, insan yüzleri,
hayvanlar ve cisimlerin tanınmasında, elgöz koordinasyonu ve göz- ayak
koordinasyonunda güçlükler vardır
51
 Kortikal görme engelli çocuklarda görülen
ortak davranış özelliklerinden birkaçını şu
şekilde sıralayabiliriz
52
 Görme değişkendir. Dakika, dakika ve gün
içinde çok farklı görme sergileyebilirler.
 Bir cismi iyi görmek istedikleri zaman gözlerinin
kenarı ile bakarlar. Sanki çevresel görme alanını
kullanıyormuş gibidirler.
 Renk görme genelde normaldir.
 Derinlik problemi yaşarlar. Yürürken yüzey
farklılıklarında ayaklarını çok yükseğe
kaldırabilirler. Basamak, kaldırım kenarı
yüksekliklerini algılayamayabilirler.
53
 Çalışma ve dikkatlerini devam ettirme süreleri




çok kısıtlıdır. Görmede kesintiler olduğu ve
zorlandıkları için çalışmaya konsantre olmaları
ve sürdürmeleri güç olabilir.
Bilmedikleri ortamlarda rahat dolaşabilirler.
Görsel uyaranlara ilgi göstermeyebilirler.
İlk keşfetme duygusu olarak nesneye
dokunmayı tercihi edebilirler.
Birbirlerine yakın konumlanmış objeleri ve
resimleri görme zordur.
54
Görme Engelinin Anlamı
Zedelenmenin gözün hangi bölümünde olmasına ve etkisine
bağlı olarak, görme yetersizliğinin anlamı değişmektir. Görme
engeli ya da kör terimi çocukların aynı düzeyde gördüklerine
işaret eder. Kör olarak tanımlanan çocukların kişisel
yaşantılarından kesitlere bakarak, ne kadar gördüklerini görelim.
Örneğin, Hakan doğduğundan beri renkleri fark edememektedir.
Uzağı görememektedir.
Büyüteç aracılığıyla, kısa süreyle yazıları okuyabilmektedir.
Büyük harflerle okunaklı yazılar yazabilmektedir. Fakat, yazdığı
yazıları doğrudan kendisi okuyamamaktadır. Büyük eşyaları,
evleri, otomobilleri fark edebilmektedir.
55
Uzaktaki görüntüler, ağaçlar, telefon ve elektrik
direkleri birer gölge olarak kendisine
yansımaktadır. Hakan, günlük yaşamını dikkati
çekmeden sürdürmektedir. Top oynamakta,
resim yapmaktadır. Ancak, renkleri ayırmasına
arkadaşları yardım etmektedir.
Aslı ise, sadece tek gözüyle uzağı çok az
görmektedir. Fakat bu kız çocuğu yine de diğer
çocuklar gibi hareket etmektedir. Diğer çocuklar
gibi oynayan ve zıplayan çok hareketli bir
çocuktur.
56
Çok yakından yazıları okuyabilmekte ve yazabilmektedir.
Ancak, binaların çatılarını ve camilerin kubbelerini yeterince
görememektedir.Arkadaşlarıyla parkta yapmış olduğu bir gezi
sırasında, onları çok yakından takip etmesine rağmen parktaki diğer
seslerden dolayı arkadaşlarını bulamamıştır. Harun, görme güçlüğü
olduğunu bilmemektedir. Çevresindekiler de, çocuğun böyle bir
problemi olduğunu farketmemiştir. Günün birinde bir kar topu sağ
gözüne gelmiş ve o anda itibaren Harun yeterince görememeye
başlamıştır. Bu olay sırasında çok acı duymuştur. Doktora
götürüldüğünde, sol gözüyle göremediği ve kar topundan dolayı sağ
gözüyle görme yetisini kaybettiği ortaya çıkmıştır. Sol gözündeki
bozukluğun doğuştan olması nedeniyle, gözlük ve diğer tıbbi
yardımlardan yararlanamamaktadır. Önceleri top oynarken topu
ucundan tutması ve bazı eşyaları tam kavrayamaması, sol gözünde
görme güçlüğünün doğuştan olduğunu göstermesine rağmen, farkına
varılamamıştır.
57
Bazen çocuklar yeterince göremediklerini
bilseler bile, hekimden ya da tıbbi
müdahalelerden korktukları için göremediklerini
gizleyebilirler.
Çocukların yaşantılarının kesitlerinden
görüldüğü gibi, kör olarak tanımlanan çocuklar
da görmektedir. Dolayısıyla çocukların
görebilmelerini artırma ve artık görme
kalıntılarından yararlanmalarına fırsat
verilmelidir.
58
ÇOCUĞUN GÖRME SEVİYESİ
Bütün çocukların doğumda görme düzeyi düşüktür.
Işık ve şekil görebilen çocuğun görmesi 0-3 yaşında
gelişir.
Altı ayda anne ve babasının gözlerinin içine bakabilir.
Zaman içinde göz doktorları çocuğunuzun görmesi
hakkında daha çok bilgiye ulaşabilecektir.
Araştırmalar göz ve görmenin doğumdan sonra
gelişmesini sürdürerek 2 ay- 4 ay- 6 aylık dönemlerde
özel ilerlemeler kaydederek 6 yaşında olgun görme
seviyesine ulaştığını göstermektedir.
59
Tam ve keskin görmenin olgunlaşması için gözün iyi ışık
ve şekil ile uyarılması şarttır.
Bakma işinin görme işine dönüşmesi için gözden gelip
beyine gönderilen görüntünün algılanıp anlamlandırılması
gerekir.
Çocuğun dil gelişimi ve çevreyi tanıması ile ilişkili
olmasından dolayı çocuğun tam olarak ne kadar ve nasıl
gördüğünü anlamak zaman alacaktır.
Tam körlük çok ender rastlanan bir durumdur. Çoğu çocuk
fazla olmasa da bir miktar görebilir. Işığı görebilen çocuk,
pencereyi bulabilir. Bu bilgi ile odanın genel yapısını
anlayabilir. Çocuğun yaşadığı ortamdaki davranışlarını
gözlemlemek önemli bilgiler verecektir.
60
Anne ve babalar kadar çocuğu kimse iyi tanıyamaz. Aile
çocuğu gözlemleyerek elde ettiği bilgileri uzmanlara
anlatmalıdır.
61
ÇOCUKTA GÖRME YETERSİZLİĞİNİN
ALGILANMASI
Araştırmalara göre, çocuğun görmesinin
gelişmesi doğum sonrası devam etmektedir.
Kullanılabilir düzeye gelebilmesi için sürekli ve kaliteli
uyarılmasına ihtiyaç vardır.
‘Görme’ için algılama yetenekleri de gelişmeli ve
görüntülerin beyinde anlamlandırılması yapılmalıdır.
Bu sebeple çocuğun ne kadar ve nasıl gördüğünü
anlamak için aylar, yıllar geçer.
62
Çocukta görme özründen şüphelenilmesi için şu
belirtilerin olması gerekir;
-Yenidoğan bebeğin gözbebekleri siyah olması
gerekirken beyaz gözükmesi,
-Gözün alışılmışın dışında küçük, çok büyük veya
gelişmemiş olması,
-Çocuğun yüzünü ışık kaynağına dönmemesi,
-6-8 haftalık bebek anne-babasının yüzüne bakabilmeli
ve gülümsemelidir.
Tam körlük çok enderdir. Çoğu çocuk biraz görür. Ancak
her görüntünün önemi vardır ve kullanılabilir.Yalnızca ışık
görebilen bir çocuk pencerenin yerini bulunca odanın
düzenini kurabilir.
63
Görme Duyusunun Gelişim
Aşamaları
Normal Çocuklarda
0-1 ayda;












Başını ve gözünü ışık kaynağına
döndürme,
Yatay ve dikey düzlemde obje takibi,
6-8 haftada gözün içine bakış, “sosyal
gülüşme”.
2-3 ayda;
Yoğun göz teması,
Dikey ve dairesel hareket takibi,
Hareketli oyuncak takibi,
Dudak okumaya başlama,
3-6 ayda;
Kendi ellerini seyretme,
ileri uzanma, sallanan nesneyi
yakalamak,
Düşen ve uzaklaşan oyuncağı gözleme,
Karşıya bakıştan yana bakışa dönme,
Görsel dikkat alanının genişlemesi,
Görme Özürlü Çocuklarda;
0-3 ayda;









Gözbebeğinin titreşmesi (Nistagmus),
Görüntüyü normal dışı odaklama (Eksentrik
fiksasyon),
Göz teması yok:bağlanma gelişmez,
Orta hat (düz çizgi yol gibi) kavramı
oluşmaz,
3-6 ayda;
Görsel takip gelişmez,
Şaşılık oluşur,
Göz tembelliği (Ambliyopi),
Motor gelişim geriliği:başını tutamaz,
emekleyemez,
Kötü alışkanlıklar, göze parmak sokma,
sallanma,
64
Normal çocuklarda













7-10 ayda;
Küçük parçacıkları fark etme,
Önce dokunma ve parmak ucu ile
tutma,
Resimlerle ilgilenme,
Yarısını gördüğü nesneye ilgi ve
tanıma,
11-12 ayda;
Evde görsel yer bulma,
İnsanları tanıma
Resimleri tanıma,
Saklambaç oynama,
1-2 yaşda;
Haberleşmede görmenin önemi ,
Yüz ifadeleri ve vücut dili,
Öncül uyarılar ve gözlem,
Olayların akışına bağlantı kurma,
Sesli uyaranlara bağlanma.
Görme engelli çocuklarda
7-12 ayda;
 Uzay duygusu gelişmez,
 Göz uyumu yoktur, görsel
takip yapamaz,
 Merak duyusunda gelişme
geriliği:arama yapamaz,
1-2 yaşda;
 Görsel haberleşme eksikliği:
oyun alanında dışlanma,
 Anlık-doğal öğrenme geriliği,
 Çevre ile iletişim kurmada
zorluk; hareket kısıtlılığı ve
uyum bozukluğu.
65
Öğretim Süreçlerinde
Uyarlamalar
Görme engellilerin derslerin amaçlarını
gerçekleştirebilmeleri, içerikte değişiklik
yapmaktan çok, öğretim sunusu ve araç
gereçleri kapsayan öğretim süreçlerinde
değişiklikler yapmayı gerektirmektedir.
66
 Öğretim sürecinde yapılması gerekli
değişiklerden başlıcaları;
• Braille-Kabarma yazı,
• büyük puntolu yazı
• İşitmeye dayalı öğretim materyallerinin
oluşturulmasıdır. Bağımsız hareket ve
günlük yaşam becerileri okul
programlarına katılması gerekli derslerdir.
67
Görme Kalıntısından Yararlanma
 Görme engelli çocuklardan pek çoğunun
yazıyı okuyacak kadar yeterli görme
kalıntısı vardır. Kabartma harflerle
okumada karşılanan güçlüklerden dolayı
ve görme engelinin öğrenme ve çevreye
uyumunu artırması nedeniyle, görme
kalıntısından yararlanma yoluna gidilir.
68
Kabartılmış Altı Nokta Braille
 19. Yüzyılda kendisi de kör olan Louis
Braille, günümüzde, körlerin okuma ve
yazmada kullandığı sistemi oluşturmuştur.
Kabartılmış altı nokta-Braille sistemi, yazılı
materyali okuyamayacak kadar
göremeyen kişiler için dokunarak okuma
sistemidir.
69
 Parmak ucuyla duyumlanacak
kabarıklıkta altı nokta soldan sağa iki ve
yukarıdan aşağıya üç noktanın
oluşturduğu bir dikdörtgen biçimindedir.
Karakterleri betimleme de kolaylık
sağlamak amacıyla kabartılmış noktalar
soldan aşağıya doğru 1., 2., 3. nokta ve
sağdan aşağıya doğru 4., 5., 6. nokta
olarak sıralanır.
70
İletişim Becerileri
 Görme engelli öğrenciler çevrelerine ve
derslerine ilişkin bilgileri kabartma yazıda
olduğu gibi dokunarak kazandıkları gibi, bu
bilgileri dinleyerek de büyük ölçüde
kazanırlar. Dinleme becerilerinin gelişimi
bebeklikten başlar. Görme engelli çocuk
çevresini, çevrede oluşan sesleri
dinleyerek anlamlandırır. Okul çağında
dinleme zaman zaman, dokunarak ve
görme kalıntısıyla bilgi edinmenin yerini
alır.
71
Program Uyarlamaları
 Bağımsız Hareket
 Görme engelli çocuklarda geliştirilmesi
gerekli becerilerden biri bağımsız
harekettir. Bağımsız hareket edemeyen
kişinin çevreyi anlaması ve öğrenmesi
sınırlandırılmış olur. Görme engelli kişinin
görme yetersizliğiyle baş etmesi, bağımsız
bir şekilde dolaşmasına bağlıdır.
72
 Bağımsız hareketin iki boyutu vardır:
 a. Zihinsel yönelim
 b. Dolaşma
Zihinsel yönelim görme engelli kişinin
çevresini ve çevresiyle olan ilişkisini
anlamlandırmasıdır. Dolaşma ise, görme
kalıntısından ve geri kalan diğer
duyulardan yararlanarak bir yerden bir
yere gidebilme becerisidir.
73
Oryantasyon (Zihinsel Yönelim)
Kişi çevresini ve çevresiyle kendi ilişkisini
anlamlandırmasında seslerden önemli
ölçüde yararlanır.
Çevredeki nesnelerin çıkarttıkları sesler ve
yankıları aracılığıyla görme engelli kişi
nasıl bir çevre içinde olduğunu
tasarlayabilir.
74
Teşekkürler 
75