EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

Download Report

Transcript EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

Hafta 5




Eğitimin en önemli işlevlerinden birisi kültürün aktarılmasıdır.
Eğitim tarihiyle kültürün gelecek nesillere aktarılma yolları ve
yöntemleri incelenir.
Eğitim tarihi bize kültürü aktarma işleminin veya işlevinin
nasıl gerçekleştiği hakkında bilgi verir. Böylece, geçmişten
günümüze eğitimin ve eğitim anlayışının geçirdiği değişim ve
dönüşümleri öğrenerek, bunlardan dersler almayı ve aynı
hataları yapmamayı sağlar.
Ayrıca, eğitimin tarihsel temelleri günümüzde eğitimde var
olan sistem, yapı, işleyiş ve temel uygulamaların tarihsel arka
planını ve gelişimini öğrenebilme fırsatı verir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
2




Eğitim tarihinin başlangıç noktasını belirlemek
güçtür.
Binbaşıoğlu’na (1982) göre eğitim aslında
insanlık kadar eski olmasına rağmen, ne zaman
ve nasıl başladığına dair kesin bir bilgi yoktur.
Yazının icadından sonra eğitim amaçlı yapılan
etkinliler hakkında bilgiler mevcut olup bu
bilgiler de eski uygarlıkların tarihiyle sınırlıdır.
Bir başka görüşe göre, eğitimin tarihi, bir bireyin
ailesiyle yaşamaya başlaması ve ailenin ona bir
şeyler öğretmeye başladığı tarihe kadar iner.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
3





ilkçağ, yazının icadı ile İsa’nın doğumunu izleyen
4.–5. yüzyıla kadarki zaman aralığıdır.
Bu döneme Antik Çağ da denilmektedir.
Antik tarih insanlık tarihinin başlangıcından
erken dönem Orta Çağ'a kadarki zaman
dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları
konu alır.
Bu çağlarda özellikle Antik Yunan ve Antik Roma
uygarlıkları ile yine bu dönemlerde uygarlık
yaratan çeşitli uluslar mevcuttu.
Bunlardan bazıları; Orta Asya’da yaşayan Eski
Türkler, Mısırlılar, Çinliler, Hintliler, Sümerler,
İranlılar ve İsraillilerdir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
4




Her ne kadar bu dönemde Yunan şehir
devletlerinde demokratik bir yönetim anlayışı
benimsense de, bu demokrasi sadece aristokrat
erkekler için geçerliliğini sürdürmüştür.
Başka bir ifadeyle, köylü, kadın ve köleleri
kapsamamıştır.
Eski Yunan kültüründe bu dönemde Atina ve
Isparta şehir devletleri ön planı çıkmıştır.
Bunun yanı sıra, Atina şehir devletinin
zayıflamasıyla birlikte M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren
Roma devleti güç kazanmaya başlamıştır
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
5



1)
2)
Isparta şehir devleti bugünkü Mora yarımadasında bir
tarım devleti olarak yer almıştır.
Isparta’da eğitimin amacı, devlete hizmet edecek, onun
işine yarayacak ve bedence güçlü ve kuvvetli asker
yetiştirmekti.
Gençleri yetiştirmede özellikle şu noktalara dikkat edilirdi:
Savaşa elverişli bir nesil yetiştirmek amacıyla kuvvetli ve
devamlı bir beden eğitimi,
Manevi ve özellikle ahlaki eğitim.
Gençlerin yetiştirilmesinde kanuna ve yetişkinlere saygı,
amirlere ve devlet otoritesine itaat, kendine hâkim olma,
zahmete ve acıya dayanma, kanaat, kararlı olma ve savaş
ruhu gibi meziyetlere çok önem verilirdi.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
6



Isparta’da kadınların ödevi de kuvvetli
çocuklar dünyaya getirmekti.
Ancak Isparta’da erkek ile kadın eşit
tutulurdu zira kadınlar erkeklerle birlikte
eğitilir onlar gibi siyasal yaşama
katılabilirlerdi.
Isparta eğitiminde beden ve müzik eğitimine
çok fazla yer verilmesine karşın okuma,
yazma ve aritmetik gibi alanlara pek fazla yer
verilmemiştir .
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
7







Atina’da devlet okulu bulunmamakta ve eğitim ücretli
olan özel okullarda yapılmaktaydı.
Her bir özel okul içinde beden terbiyesi, müzik ve dil
dersleri verilmekteydi.
Başka bir ifadeyle, Atina’da fiziksel, ahlak ve estetik
eğitimi arasında bir denge kurulmaya çalışılmaktaydı.
Bu eğitimi genellikle erkek çocuklar alır ve kızlar
okula gitmezlerdi.
Kızların eğitimi ev hayatında zorunlu olan bilgileri
öğrenmeyi içerdiği için evde yapılırdı.
Sadece bazı zengin ailelerin kızları okuma yazma
bilirdi.
Bu yönüyle eğitim erkeklere mahsus bir hak gibi idi.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
8





Atina’da eğitim “hakseverlik” temeline dayanıyordu ve
tarihte ilk kez “halk demokrasisi” terimi burada
doğdu ki, bu terim halk egemenliğini simgeler.
Her ne kadar köleler bunun dışında tutulsa da bu tür
yönetim toplumda eğitim ve öğretime önem
verilmesine neden oldu.
Buna bağlı olarak zihinsel eğitimle ilgili erdemlerin
eğitim yoluyla kazanılabileceği düşüncesi hâkim oldu
ve okullar açıldı.
Seçkin insanların erkek çocukları 7 yaşından itibaren
“pedagog” adı verilen eğiticilerle birlikte okullara
gidip gelmeye başladılar.
Bu işle uğraşanlara “pedagog”, bu işin bilimine de
“pedagoji” denmesi Atina eğitimine dayanmaktadır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
9


Roma’da aile eğitimi ön
planı çıkmaktadır
Baba oğluna okuma
yazmayı, Roma
kanunlarını, tarihini,
geleneklerini ve savaşa
yönelik fiziksel eğitimi
öğretirken, anne kızına
ip eğirme, dikiş gibi
becerileri öğretiyordu.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
10




M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren
Romalılar, Yunan kültür ve
medeniyetinin etkisine girmiş ve
onların eğitim sistemini
ülkelerine uyarlamışlardır.
Böylece, birçok çocuk özel
okullara gitmeye başlamıştır.
Ancak kızlar ve fakir çocuklar
okullara gönderilmemiştir.
Sadece ailenin imkânı varsa evde
okuma yazma eğitimi
alabilmişlerdir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
11
Düşünür
Eğitimle ilgili görüşü
Sokrates
Öğrenmenin bir hatırlama öğretmenin de bir hatırlatma işi
olduğunu savunmuştur. Bu hatırlatma sürecinde kendi adıyla
anılan Sokratik diyalog (bir tür soru-cevap) yöntemini
kullanmıştır.
Sokrates'in soru cevap metodunu daha etkili bir hale
getirmekle kalmayıp,
Sokrates'in metoduna sezgiyi de
katmıştır.
Platon
Aristoteles
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinde mantıksal düşünceye, deney
ve gözleme yer vermiştir.
Quintilianus
Çocuğun eğitiminin dünyaya gelişiyle başladığını ve çocuğun
gelişiminde oyunun önemli bir yerinin olduğunu belirtmiştir.
Çocuğun eğitimine yedi yaşından önce başlanması gerektiğini
belirtmiştir.
Çocukların eğitiminde önemli rol oynayan kadınların da eğitim
alması gerektiğini savunmuştur. Ayrıca, ahlak eğitiminin
yanında düşünce eğitiminin de önemine vurgu yapmıştır.
Plutarkhus
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
12

Türklerin Alpler, Toroslar ve
Hindukuş dağlarının kuzeyinden
Çin’e kadar uzanan Bozkırlar
kuşağında ilkçağlardan itibaren
yaşadığı ve devlet kurdukları
bilinmektedir.

Eski Türklerde doğa
koşullarına uygun ve
doğayla etkileşim içerisinde
bir eğitim sistemi mevcuttu.
“Hayat içinde, hayat için
eğitim” görüşü daha çok
hâkimdi.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
13


Eski Türkler, doğanın içinde
sürü besleyerek, atlı göçebe
hayatı yaşayarak, savaşçı bir
toplum içinde varlıklarını
devam ettirecek bir şekilde
eğitimden geçiyorlardı.
Hayat için gerekli olan bilgi,
beceri ve alışkanlılar bu
yolla kazanılıyordu.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
14





Türklerin eğitim anlayışları ve uygulamaları, yaşama biçimlerine
göre şekillenmiştir.
Çocukların ve gençlerin toplumsallaştırılmasında töre önemli bir
rol oynamaktadır.
Türklerin eriştikleri uygarlık ve kültür düzeyi, onlarda örgün
eğitim kurumlarının bulunduğuna kanıt ise de bu kurumlar
hakkında kesin bilgiler mevcut değildir.
Bu dönemin eserlerinde iyiliğin, cömertliğin, bilgeliğin, cesaretin,
büyüklere itaatin önemi vurgulanmaktadır.
Eski Türklerde Alp insan tipine örnek verilmektedir (savaşçı,
bilge, dışa dönük, akıncı, göçebe, mert ve cesur insan tipi).
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
15




Eski Türklerde köklü bir bilim sevgisi vardır. Alp insan
tipinin temel özelliklerinden biri, onun cesur olduğu
kadar bilge kişi oluşudur.
Eski Türklerde mesleki eğitim önemli bir yer tutar.
Türklerin tarihi bilinen en eski yazılı belgeleri de
Müslüman olmalarından önceki döneme aittir.
Eski Türklerde, genellikle cinsiyet farkı gözetmeden,
büyük bir çocuk sevgisi vardır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
16




Ortaçağ, Yunan ve Roma
kültüründen sonra gelerek,
Aydınlanma çağına kadar
uzanan yaklaşık bin yıllık bir
dönemi kapsar.
Bu çağ Antikçağ ile Rönesans
arasında bir geçiş dönemi
olarak kabul edildiğinden
Ortaçağın başlangıç noktası
batıda Hıristiyanlık dininin
doğuşudur.
Aynı dönemler içerisinde
Doğuda ise Müslümanlık
gelişmiştir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
17


Avrupa’da özellikle
kiliseler ve din
adamlarının hâkimiyeti
ön plana çıkmakta ve
dindar insanlar
yetiştirmek
amaçlanmaktadır.
Bu bağlamda,
manastırlar birer
eğitim kurumu olarak
kullanılmaktaydı.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
18



Ortaçağda Batıda eğitim
faaliyetleri büyük ölçüde
Hıristiyanlığın dogmaları
ve öğretilerinin etkisi
altında kalmıştır.
Bu çağda, özellikle
kilisenin baskısı
nedeniyle ilkçağda
eğitim alanında görülen
gelişmelerin arkasına
düşülmüştür.
Tanrı kavramı aklın
yerini almıştır ve tek
eğitici kilise olmuştur.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
19



Batıda eğitimin merkezi
genel olarak “dindar insan”
yetiştirmek olmuştur.
Bu dönemde iyi bir eğitimci
yetişmemiştir.
Ortaçağ Avrupasında
Skolastik Düşünce, Manastır
Okulları, Şövalye Eğitimi,
Meslek Birliklerinde Eğitim
ve Üniversitelerin Kurulması
eğitim alanın en belirgin
unsurları olarak karşımıza
çıkmaktadır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
20



St. Thomas Aquinas (1225–1274)
Kilisenin etkisiyle hâkim olan
yeniliğe kapalı ve baskıcı bir
düşünce sistemi olarak
gelişmiştir.
Her şeyin en doğrusunun
kilise ekolünce dini kurallar
ışığında kararlaştırılacağını
benimser.
Ortaçağ karanlığı denilen
durum bu düşünce sisteminin
hâkimiyeti altındaki
Avrupa’da ortaya çıkmış,
bilimin ve sanatın gelişimini
engellemiştir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
21



Bu dönemde bilim ve sanatla ilgilenenlere
cadı ve büyücü gözü ile bakılmış bunlara
şeytan sıfatı bile yakıştırılmıştır.
Skolâstik düşüncede modern anlamda bir
araştırma yapmaya gerek yoktur.
Hakikat zaten vardır ve bunların dogmatik bir
şekilde öğretilmesi esastır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
22




Türkler, 10. yüzyılda Karahanlılar döneminde
Müslümanlığa geçtiler.
Bu dönemde Türkler, İslam gelenek ve
kültürüyle karşılaştılar. Semerkant, Buhara,
Taşkent, Balasagun, Yarkent ve Kaşgar gibi
şehirlerde medreseler açıldı.
Bu medreseler aracılığıyla eğitim planlı,
düzenli ve güçlü bir öğretim yapısına kavuştu.
Bu medreselerde din öğretimi ile hayata
yönelik bazı bilgiler birlikte öğretildi.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
23



Bu medreselerde Farabi, İbni Sina ve Biruni gibi Türk
bilginleri yetişti ve ders verdi.
Bu bilginler 8–10. yüzyıllarda Arapçaya çevrilmiş olan
eski Yunan eserlerinden de yararlanarak, eski Türk–
İslam gelenekleri ile eski Yunan Roma filozoflarının bir
anlamda sentezini yaptılar.
Bu çağı Türkler açısından düşündüğümüzde, altı Türk
devleti bu çağ sürecinde varlığını sürdürmüştür. Bunlar;
Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Selçuklular, Anadolu
Selçukluları ve Osmanlı Devletleridir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
24





Farabi (870–950)

İslam dünyasının Aristo’su olarak kabul
edilir. İnsan ahlakının temeli, ona göre
bilgidir; akıl iyiyi kötüden ancak bilgiyle
ayırır.
İnsan için en yüksek erdem olan bilgi,
insan beyninin çalışması sonucu elde
edilemez; çünkü tanrısaldır, doğuştandır.
Farabi’ye göre eğitim, bedenen yüksek
kavrayışlı, güzel konuşmasını bilen, maddi
zevklerde aşırılığa kaçmayan, adaletli olan
bir yurttaş yetiştirmelidir.
Farabi, “öğretim” ile “eğitim” kavramlarını
ayırmıştır.
Ona göre öğretim, toplumlarda kuramsal
erdemler yaratmak; eğitim ise
toplumlarda ahlaksal erdemler ve bilimsel
sanatlar ortaya koyma işidir.
Öğretimin kolaydan zora, basitten
karmaşığa, yakından uzağa ilkelerine
uygun olması gerektiğini savunmuştur
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
25




İbn-i Sina (980–1037)
Gerek Türk, gerekse dünya düşünce, tıp
ve eğitim tarihinde önemli bir bilge olan
İbni Sina’nın asıl alanı tıp olmasına
rağmen eğitim alanındaki görüşleriyle de
eğitimcileri etkilediği görülmektedir.
İbni Sina’ya göre çocuğun eğitimine
doğumundan kısa bir süre sonra ahlak
eğitimiyle başlanmalıdır.
İbni Sina çocuğa baskı yapılmamasını ve
hatalarının uygun biçimde düzeltilmesi
gerektiğini savunur.
Altı yaşında çocuğun okula
gönderilmesini ve on dört yaşına kadar
okutulmasını vurgulayan İbni Sina’ya
göre öğretmen; dindar, dürüst, bilgili,
insaflı, temiz, kibar, çocuk eğitim ve
öğretimini bilen, çocukların yeteneklerini
tanıyabilen ve onlarla ilgilenen bir yapıya
sahip olmalıdır
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
26



Biruni (973-1051)
Astronomi, tarih, botanik,
farmakoloji, jeoloji, matematik ve
coğrafya alanında çalışmaları ve
eserleri olan Biruni, eğitim
açısından hümanist bir görüşe
sahipti.
Başka insanları sevebilmeyi
öğrenebilmek için, o ülkenin dilini,
gelenek ve göreneklerini ve
düşüncelerini öğrenmek
gerektiğine ve özellikle de dinlere
saygı gösterilmesinin önemine
değinmiştir.
Biruni’ye göre bilimsel çalışmalar
her türlü akla uymayan yöntemden
arındırılmalı, bu çalışmalara sihir,
hurafe ve akla uygun olmayan
düşünceler katılmamalıdır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
27



Selçuklular dönemindeki ilk
medreseler 1040 yılında Nişabur’da
Tuğrul Bey tarafından kurulmuştur.
Alparslan döneminde (1067) ise
Bağdat’ta Nizamiye Medresesi
kurulmuştur.
Medreselerde belirli bir öğrenim
süresinin bulunması yerine belli
kitapları okuma ve öğrenme temel
olarak amaçlanmaktaydı.
Eğitim-öğretim sürecinde ise
genellikle ezber kullanılmakta, bunun
yanı sıra, yer yer tartışma yönteminden
de faydalanılmaktaydı.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
28




Bu teşkilatta dinsel eğitime devam
edilmekle beraber, eğitsel değeri olan
mesleğe ve işe yönelik bir eğitim
mevcuttu.
Ahilik, esnaf, sanatkâr ve işçiyi içine
alan, onlara mesleki bilgi ve eğitim
veren, dini bilgilerini artıran, iş ahlakına
dayanan bir kuruluştur.
Ahilik ocağı, çıraklara, sanat ve teknik
öğretmekle birlikte sosyal hayatın
gerektirdiği kültür ve terbiyeyi de
öğretirdi.
Bu teşkilat Türk esnaf ve sanatkârlarını
terbiyeli, ahlaklı ve dürüst insanlar
olarak uzun yıllar yetiştirmiştir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
29


İslami eğitim; temizlik, cömertlik, başkalarına
iyilik yapma, kanaatkâr olma gibi erdemler,
öğretim süresi içinde yapılan törenlerle
çocuklara kazandırılmaya çalışılıyordu.
Selçukluların bu döneminde özellikle 13, 14
ve 15. yüzyıllarda, Türk ve dünya düşünce
tarihini etkileyen Mevlana, Yunus Emre, Âşık
Paşa ve Hacı Bektaşi Veli gibi büyük Türk şair
ve düşünürleri yetişmiş, Tanrı ve insan sevgisi
konularını en güzel biçimde işlemişlerdir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
30


Osmanlı İmparatorluğu’nda en yaygın
eğitim kurumları medreselerdi ve
devletin kuruluşuyla birlikte
Selçuklulardan devralınan medreselerin
yanısıra yeni medreselerin açılmasına
önem verilmişti.
Maddi durumu iyi olanların medrese
yaptırması adet haline geldiğinden,
medreseler ülkenin hemen her köşesine
kadar yayılmışlardı.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
31




Medreselere Sıbyan okullarından sonra
gidilmekteydi ve kendi içlerinde ilk, orta ve
yüksek olarak kademelere ayrılmışlardı.
Parasız ve yatılı olmaları ve mezunlarının iş
bulma imkânının olmasından dolayı
medreseler tercih edilmekteydi.
Medreselerde sadece müslüman Sünni
erkek çocukları eğitim görmekteydi ve kızlar
alınmazdı. Medreselerde öğretmenlik
yapanlara müderris denilirdi.
Ortaçağ boyunca medreselerde Selçuklular
döneminde olduğu gibi dini ve edebi
bilimlerin yanında felsefi ve pozitif bilimler
de öğretilmekteydi.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
32



16. yüzyıldan sonra Ortaçağda Avrupa’da
sadece dine dayandırılarak egemen
kesimlere verilen eğitim düzeni, kilisenin
yozlaşarak zayıflamaya başlamasıyla
değişime uğramış, bu dönemdeki yeni
hareketler nedeniyle toplumların
ekonomik ve ideolojik yapılarında da
değişiklikler meydana gelmiştir.
Avrupa’daki bu değişim 18. yüzyıldan
itibaren daha doğudaki toplumları,
özellikle de Osmanlı İmparatorluğunu
çoğu yönleriyle etkilemiştir.
Bu dönemde eğitimdeki yenilik ve
değişim hareketleri, aydınlanma çağının
doğmasına neden olmuştur.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
33




15. yüzyıldan sonra kilisenin etkisinin azalmasıyla,
insan hayatında Tanrı kavramından ziyade bireyin
kendisi kavramı ön plana çıkmıştır.
Bu nedenle eğitimin merkezine birey alınmış ve bireyin
iyiye, güzele yönelme potansiyelinin onu her yönden
geliştireceğine inanılmaya başlanmıştır.
Bu görüşlere Hümanizma Hareketi denmiş ve İtalya’da
başlayan Rönesans döneminin başlangıcı olmuştur.
Kısaca, Rönesans, yeniden doğma; Hümanizm ise
gerçek insan eğitimi veya sadece insanlık demektir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
34
Sonuçları
Sebepleri
 Ortaçağ’ın sonlarına doğru kültür ve
sanatta önemli bir birikimin oluşması.
 Avrupa’nın İspanya'da Endülüs Emevi
Devleti ve Sicilya aracılığı ile İslam
Medeniyeti'ni tanıması.
 Matbaanın geniş kullanım alanına
girmesiyle yeni buluş ve düşüncelerin
yayılması.
 Avrupa'da kültür ve sanat faaliyetlerini
destekleyen, bilim adamları ve sanatkârları
himaye eden varlıklı kişilerin (mesenlerin)
ortaya çıkması.
 Coğrafi Keşiflerden sonra zenginleşen
Avrupa'da, sanattan ve edebiyattan zevk
alan bir sınıfın ortaya çıkması.
 Antikçağ (Eskiçağ) eserlerinin
incelenmesi.
 İstanbul'un fethinden sonra Bizanslı bazı
bilginlerin İtalya'ya göç ederek eski
Yunancayı öğretmeleri ve eski eserleri
tanıtmaları.






Avrupa ülkelerinde bilim, sanat, edebiyat
alanlarında yeni bir dünya görüşü ortaya
çıktı.
Skolastik düşünce yıkıldı. Düşüncede
serbest bir ortam doğdu.
Deney ve gözleme dayanan pozitif
düşünce ortaya çıktı.
Kilise zayıfladı. Bu durum Reform
Hareketlerini başlattı.
Bu döneme kadar bilim, sanat ve
medeniyet alanlarında İslam Ülkeleri
öncülük yaparken, Rönesans
hareketleriyle Avrupa Ülkeleri öne geçti.
Avrupa’da insan faktörü öne çıktı.
İnsanlar kendi haklarına sahip çıkmaya
başladılar.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
35






Rönesans hareketleriyle bilim ve sanatta görülen köklü reform hareketleri
eğitimi de çok yönüyle etkilemiş ve eğitim alanının yeniden şekillenmesine
neden olmuştur.
Rönesans eğitiminin temel özelliklerinden birisi bireyi ve bireysel gelişimi
ön plana çıkarmasıdır.
Daha önce kilisenin baskısıyla oluşan bilgilerin sorgulanmadan ve
doğrudan kabul edilmesi düşüncesi, bu dönemde yerini bilimsel
gelişmelerin de etkisiyle akılcı ve bilimsel bir düşünceye bırakmıştır.
Antik Yunan’a ait eserler okullarda yeniden ele alınmış ve incelenmiştir.
İnsanın çok yönlü gelişimi amaçlanarak, dini söylemlerin etkisi giderek
azalmıştır.
Bu dönemde ayrıca eğitim veren okul çeşidi artmıştır.
Böylece aynı anda insanın çok yönlü gelişimine olanak veren farklı türdeki
okullar faaliyet göstermeye başlamıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
36

Yeniçağ döneminde Avrupa eğitim tarihine
damgasını vuran ve günümüz eğitim
sistemlerinin şekillenmesinde önemli fikirlere
imza atan eğitim düşünürleri yetişmiştir.
Bunlardan en önemlileri Erasmus, Comenius,
Dekart, Luther, Montaigne, Ratke, Locke, ve
Rousseau’dur.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
37



Erasmus’a göre eğitim sürecinde
çocuklara önem verilip, her yönüyle
onları tanımak amacıyla
incelenmelidir.
Erasmus ayrıca okulda ve öğretimde
oyuna yer verilerek öğrenmenin
daha eğlenceli bir hale getirilmesi
gerektiğini savunmuştur.
Çocuklara bedensel ceza
verilmesinden kaçınılmasını, onlara
anlayış gösterilerek daha hoşgörü ve
samimiyetle yaklaşılması gerektiğini
vurgulamıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
38




Almanyalı bir papaz olan Luther,
aynı zamanda üniversite
profesörü ve Protestanlık
mezhebinin kurucusudur.
Avrupa’da laik eğitimi ilk
savunanlardan biridir.
Eğitim işini özellikle ilköğretimi
devletin üstlenmesini ve
ilköğretimin herkese zorunlu
olması gerektiğini vurgulamıştır.
Luther ayrıca, kız ve erkek
çocukların aynı eğitimden
geçmesini önermiştir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
39





Fransız deneme yazarıdır.
Montaigne’e göre genel eğitim
verimsiz olup özel eğitime önem
verilmelidir.
Ona göre hafıza hamallığı olan kitabi
bilgiler yerine çocukların bireysel
durumlarını göz önünde bulundurup,
tüm yönleriyle gelişimi sağlanmalıdır.
Çocuk, gerçek hayat içerisinde yer
almalı, doğa, sosyal çevre ve diğer
bireyler hakkındaki bilgileri kendi
yaşantılarından çıkarmalıdır.
Montaigne’e göre çocuklara
öğretilecek bilgiler bizzat hayatın
kendisinden alınmalıdır.
Ona göre “Çocuk doldurulacak bir kap
değil, yakılacak bir ateştir.”
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
40




Alman eğitim sisteminin kurucusu sayılmaktadır.
Almanya’da genel bir öğretim başlatılması için
savaşmış, bütün çocukların okula devam etmesi
gerektiğini savunmuştur.
Okulların kiliseye bağlı olmasından kurtarılıp, devlete
bağlanması gerektiğini vurgulayarak, halkın bütün
çocuklarının her türlü öğretim kurumuna devam
edebilmelerini sağlayacak demokratik bir okul reformu
planı geliştirmiştir.
Öğretimde her şeyin anadille yapılmasını şiddetle
savunmuş, derslerde “sınıf” kavramının kurulmasını
istemiştir.
Öğretmenlerin tek tek öğrencilerle ilgilenmesi yerine,
bütün sınıfın aynı zamanda ders görmesini, düzenli
olarak yapılacak sınavlarla öğrenci başarısının
ortalama aynı seviyede tutulacağını vurgulamıştır
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
41
En çok öğretim teknikleri konusundaki katkılarından dolayı
tanınmıştır.
 Comenius tüm çocukların, sosyo-ekonomik durum ve
cinsiyet gözetmeksizin okula gitmelerini, yaşadıkları
medeniyeti anlamaları ve kabul etmeleri için aynı
eğitimden geçmeleri gerektiğine inanmıştır.
 Ona göre eğitimin amacı, çocuklara yüzeysel ve genel
bilgiler kazandırmak değil, kolay yöntemlerle sağlam bilgi
kazandırmak olmalıdır.
 Bu görüşüyle eğitimde bilgiden çok öğretim yöntemine
vurgu yapmaktadır.
Comenius, öğretim faaliyetlerini;
 1) Anaokulu,
 2) Genel ilkokul,
 3) Gymnasiumlar (12–18 yaş arası orta dereceli okullar)
 4) Akademi ve yüksek okullar (18-24 yaş arası) olarak dört
dereceye ayırmıştır.
 Bu sınıflandırma halen bütün dünyada geçerliliğini
korumaktadır
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
42



Fransız filozofu olan Dekart,
matematikçi olup, yapıtlarında
düşünme yöntemini araştırmış,
her şeyi aklın süzgecinden
geçirmek gerektiğini savunmuş ve
bir konu üzerinde uslamlama
yapmanın (akıl yürütme,
muhakeme), karar vermenin
kurallarını belirlemiştir.
Dekart “Gerçek bilgi, yaparak,
deneyerek öğrenilen bilgidir”
görüşünü savunmaktadır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
43




İngiliz olan Locke, düşünce özgürlüğünü,
eylemlerimizi akla göre düzenlemek anlayışını en
geniş ölçüde yayan ilk düşünür olduğu için
Avrupa’daki aydınlanma ve Akıl Çağı’nın gerçek
kurucusu olarak kabul edilir.
İnsan zihni üzerine yaptığı çalışmalar
doğrultusunda insan zihnini “boş bir levha”ya
benzeterek eğitimin bu levhayı donatan bir
aktivite olduğunu savunmuştur.
Ona göre bilginin temeli “yaşantı” olup boş bir
levha olan insan zihni ancak yaşantılar ile
doldurulur ve zenginleştirilir.
Locke özel eğitime öğrenciyi yakından ve tüm
yönleriyle tanıma fırsatı verdiği için önem
verilmesi gerektiğini vurgulamıştır
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
44




Fransız yazar, düşünür, filozof,
politika ve müzik teorisyenidir.
Görüşleriyle hem kendi çağının,
hem de daha sonraki çağların
eğitimini etkilemiştir.
Eğitimle ilgili görüşlerini “Emile”
yahut “Eğitime Dair” isimli ünlü
eserinde toplamıştır.
Rousseau, bireyin kendi doğası
içerisinde yetiştirilmesini ve
bireysel eğitim modelini
önermektedir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
45







Ona göre bireyci eğitim şu ana görevleri
yüklenmiştir:
Eğitimin ilk görevi, tabiatın gelişim yoluna engel olarak çıkan her şeyi ortadan
kaldırmaya çalışmaktır. Çocuk ancak bu sayede kendi tabiatı ve ihtiyaçları
doğrultusunda serbestçe hareket edebilir.
Eğitimdeki geleneksel baskı metodu terk edilmeli, çocuklar baskıyla değil yalnızca
açıklamalar yoluyla yönetilmelidir.
Çocuk daha küçük yaştan itibaren belirli bir meslek için değil, bir insan olarak
yetiştirilmelidir. Ancak bundan sonra bir meslek edinmelidir.
Eğitim, çocuğun her gelişim kademesine uygun düşecek şekilde düzenlenmeli; yani
çocuğun her gelişim kademesindeki ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek tarzda
olmalıdır.
Eğitim, Locke’un aksine, yalnızca çocuğun aklına hitap etmemelidir.
İnsan her yönüyle tüm yetenekleriyle bütün ve harmoni içerisinde gelişmiş bir
varlık olmalıdır. Yani çocuk fiziksel yeteneklerinden başlayarak, duyusal, duygusal,
zihinsel ve sosyal yetenekleri bir bütün olarak geliştirilmelidir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
46






Batıda, özellikle Avrupa’da Rönesans ve Reform hareketleriyle skolâstik düşünceden ve
kilise dogmalarından kurtulup, bilimsel, insani, laik ve dünyevi bir eğitim anlayışı
gelişirken, Doğudaki İslam ülkelerinde ve Osmanlılarda dine dayalı medrese eğitimi
devam etmekteydi.
Osmanlılardaki eğitim sistemi muhafazakâr ve tutucu grupların elinde giderek
yozlaşmakta ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayıp, istenen kalitede insan gücünü
yetiştiremez hale gelmekteydi.
Bu dönemde ‘Osmanlı eğitim anlayışı giderek skolastikleşmiş, insani ve bilimsel
özelliklerini yitirerek doğmalara dayalı bir görünüm almıştır.
Okullar ve özellikle de medreseler bozulmuş, cebir, geometri, astronomi, felsefe,
mantık gibi derslere gerekli önem ve ağırlık verilememiştir’.
Ortaçağ döneminde Avrupa’ya öncülük eden ve önemli bilim insanı ve düşünürleri
yetiştiren Doğu ülkeleri, hem ekonomik ve asker alanda zayıflamış hem de batıda hızla
gelişen endüstri ve teknoloji karşısında geri kalmışlardır.
Bu durumu fark eden Osmanlı yöneticileri çeşitli reform hareketlerine girişmiştir
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
47





Osmanlı İmparatorluğu, Rönesans ve Reform dönemlerini Avrupa
ülkelerindeki gibi yaşamamıştır.
Osmanlıya ait sosyal ve ya siyasi yapılanmalar ve tüm kurum ve kuruluşlar
önceki yüzyılda olduğu gibi devam etmiştir.
Selçuklularda olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nda da 19. yüzyılın
ortalarına gelinceye kadar eğitim ve öğretim faaliyetleri devletin
sorumluluğuna alınmamıştır.
Eğitim ve öğretim sadece hayır işi ve bir dini görev olarak kabul edilmiştir.
Bu nedenle, eğitim ve öğretim sosyal yardımlar türünde imar ve belediye
işleri gibi, hayırsever Osmanlıların kurduğu “vakıflar” aracılığıyla
yürütülmüştür.
İmparatorluğun sınırları içerisinde çok sayıda cami, mescit, tekke, türbe,
çeşme vb. yanında mektepler, medreseler ve imaretler daima bu vakıflar
aracığıyla desteklenmiş, yalnızca “askeri eğitim” ve “yöneticilerin eğitimi”
devlet tarafından desteklenmiştir
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
48







XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun eğitimiyle ilgili kurum ve
kuruluşlar “mektep” ve “medreseler” diye iki ana gruba ayrılıyordu.
Mektepler, özellikle saray, hükümet ve askerlik işlerinde çalışacak
memurlara, medreseler ise dini ve hukuki bilgiler edinmek isteyen halk
sınıfına aitti.
Eğitimin ilköğretim basamağı olarak kabul edilen “sıbyan mekteplerinde”
Kuran ve namaz sureleriyle biraz da okuma ve yazma öğretilirdi.
Bu okullar Anadolu’da her yerde mevcuttu.
Çocuklar bu okullarda parasız okurlardı.
Saray mektepleri saraydaki çocukları okutmak, Osmanlı imparatorunun
hizmetinde görev yapacak hizmet kesimini yetiştirmek üzere saraylarda
açılan okullardı.
Öğretim dili mektep ve medreselerde Arapçaydı.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
49






Fatih Sultan Mehmet döneminde açılan (1455) Enderun Mektebi (saray
okulu) bu dönemdeki en önemli gelişmelerden birisidir.
Bu okula Müslüman olmayan ailelerin yetenekli çocuklarından titizlikle
seçilen öğrenciler alınırdı.
Bu seçme sürecinde, zekâ durumlarına ve fiziksel görünümlerine bakılarak
ortalama her 40 evden bir çocuk alınır, ancak evli gençler, ana-babası
ölenler, bir evin tek oğlu olanlar vs. alınmazdı.
Enderun mektebinin temel amacı ileride devlet kademesinde görev alacak
olan, iyi ve güvenilir devlet adamı ve asker yetiştirmekti.
Burada verilen eğitim esnasında, Türkçe, Arapça, Farsça, Edebiyat, Tarih,
İslami Bilimler ve Matematik derslerinin yanı sıra, beden eğitimi, Türk örf
ve adetleri, nezaket kuralları, askeri sporlar gibi konulara da özel önem
verilirdi.
Bu okullar Yakın Çağda da bazı değişikliklerle eğitimini devam ettirmiş ve
1909 tarihinde kapatılmıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
50
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
51





Bu dönemde özellikle Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman
zamanlarında eğitime çok önem verilmiş ve birçok medrese açılmıştır.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra sekiz kiliseyi medreseye
çevirmiş ve o dönemin bilim adamlarını buralarda görevlendirmiştir.
Bunlar ihtiyacı karşılayamadığı için meşhur Fatih Külliyesi’ni kurmuştur.
Fatih Sultan Mehmet, öğretmen eğitimine yönelik uygulamaları ile de
çağının çok ilerisinde bir formasyona sahip olduğunu göstermiştir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde de Süleymaniye Külliyesi kurulmuş,
medreselere yönelik olarak çıkarılan kanunla medreselere tıp, fen,
matematik ve tabii bilimler dersleri eklenmiş ve ders kitaplarının
bitirilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
Ayrıca medreselere ders geçme sistemi uygulaması getirilmiştir
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
52
Fatih Külliyesi
Süleymaniye Külliyesi
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
53





Yakın Çağ, 1789’da yapılan Fransız İhtilâli ile başlayıp
günümüze kadar süren dönemdir.
Çağın iki önemli olayı Fransız İhtilâli ve Sanayi Devrimidir.
Fransa’da, Aydınlanma Çağı ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın
etkisiyle ortaya çıkan özgürlükçü düşünceler, sosyal
tabakalaşma ve sınıf farklılıkları Fransız İhtilâli’nin hazırlayıcısı
oldu.
Fransız İhtilâli sonucunda feodalizm ortadan kalktı, egemen
sınıf olan soylular ve rahipler güçlerini kaybettiler; üretici sınıf
haklarına kavuştu.
İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi yayımlanarak insan hakları
konusunda önemli adımlar atıldı.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
54



Yakın Çağda ortaya çıkan bilimsel ve teknik
gelişmeler sonucunda kömür, petrol, buhar
gibi yakıtlarla çalışan çok verimli üretim
araçları kullanılmaya başlandı.
Bu durum, üretimin artmasıyla birlikte
tekelleşmenin oluşmasına yol açtı.
İngiltere’den tüm Avrupa’ya yayılan ve işçi
sınıfının oluşmasına yol açan bu değişime
Sanayi Devrimi adı verilir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
55






Sanayi Devrimi sonrasında üretimin bol ve ucuza mal edilmesi üzerine,
hammadde ve pazar ihtiyacı daha da arttı.
Bu devrim sonucunda pazar arayışına giren emperyalist devletler
arasındaki ekonomik rekabet, bu devletlerin sömürgelerini korumak için
silâhlanmaları ve oluşan bloklar Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının temel
nedenleri olacaktır.
Kol gücünün yerini makinenin almasıyla, küçük işyerleri ve atölyeler,
yerlerini fabrikalara bıraktı.
Fabrikaların ihtiyacını karşılamak amacıyla büyük sermayeli şirketler ve
bankalar doğdu.
Ucuz el emeği, sosyal güvencesi olmayan, ağır şartlarda çalışan fabrika
işçisini ortaya çıkardı.
Sosyalizm, Komünizm, Liberalizm ve Kapitalizm gibi ekonomik sistemler
tanımlanmaya başlandı.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
56






Fransız İhtilalinin getirdiği özgürlükçü düşünce, eğitime demokrasinin
uyarlanmasını başlatmış ve bu dönemlerde gelişen psikolojinin
verilerinden yararlanılmaya başlanmıştır.
Sanayi devrimi ve endüstrileşmeye bağlı olarak ta eğitimde köklü
değişiklikler meydana gelmiştir.
Bu dönemin önemli özelliklerinden birisi eğitimde bireye yönelik amaçlar
yerine topluma yönelik amaçların ön plana çıkmasıdır.
Eğitimin daha geniş kitlelere ulaştırılarak, sanayinin ihtiyaç duyduğu teknik
becerilerle donatılmış işgücünün yetiştirilmesi görevi, eğitime
yüklenmiştir.
Endüstrileşme çağında sosyal ve ekonomik sorunlar ve bunların çözüm
yollarının aranması gitgide önem kazanmıştır.
Bunun sonucu olarak eğitimde çeşitli felsefi akımlar (materyalist, sosyalist,
pozitivist vb) ağır basmaya başlamıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
57

18, 19 ve 20. yüzyıllarda Avrupa’da önemli
eğitimciler ve düşünürler yetişmiş ve bunlar
eğitim sistemlerini birçok yönüyle etkileyen
akımlar oluşturmuşlardır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
58
Düşünür Yaşadıkla Eğitim
rı Dönem Alanı
Görüşleri (kullandıkları temel
kavramlar)
J. H.
1746-1827
Pestalozzi
J. F.
1776-1841
Herbart

Sosyal
Eğitim
Eğitici
Öğretim




F. W.
Fröbel
L.N.
Tolstoy
1782-1852
1828-1910
Okul
Öncesi
Eğitim
Özgürlükçü
Eğitim




Karl
Marx
F. Engels
1818-1883
1829-1895
Sosyalist
Eğitim


Yaparak–yaşayarak öğrenme
Bütün halkın eğitimi
Öğretim, yönetme ve disiplinleştirme
Eğitimin amacı bireye hizmet etmektir.
Eğitimde “ilgi” kavramını vurgulamıştır.
Çocukların 3-4 yaşından itibaren
eğitilmesini vurguladı.
“Çocuk bahçesi” isimli ilk anaokulunu açtı.
Öğretmen-öğrenci arasında otoriter bir ilişki
değil usta-çırak ilişkisi önerdi.
Eğitimde bedensel cezaya ve ezberci
öğretime karşı çıktı.
Eğitimin maddi üretimle birleştirilmesi
Zihinsel, bedensel ve politeknik eğitim
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
59
A. Comte
J. S. Mill
1796-1857
1806-1873
Pozitivist Eğitim


H. Spencer
F. Hegel
1820-1903
1770-1831
Pragmatik,
Pozitivist Eğitim

Devletçi Eğitim



A. Schopenhauer
F. Nietzche
1788-1860
1844-1900
İrrasyonalist
Eğitim



J. Dewey
G.
Kerschnetsteiner
1859 -1952 İş eğitimi
1854-1932




Maria
Montessori
1870-1952
Duyusal eğitim



Dinsel çağ bitmiş ve bilimsel bir devir
başlamıştır.
Matematik, astronomi, fizik, kimya, biyoloji ve
sosyoloji bilimleri hiyerarşik olarak
gelişmelidir.
Pragmatik evrimcilik (yararcılık)
Zihinsel, ahlaksal ve bedensel eğitimin bütününe
önem verdi.
Eğitimde temel ilke doğaya değil kültüre uygun
olmalıdır.
Devlet istediği tipteki insanı yetiştirir.
Endüstri devrimi insanları mekanikleştirmiştir.
İnsanın özel yeteneklerinin geliştirilmesi gerekir.
Erdem ve kötülükler doğuştandır, çevre ve eğitim
sınırlı bir öneme sahiptir.
Örgütlenmiş okul eğitimi yerine insanın kültür
içindeki eğitimine değer verir.
Eğitim yaşama hazırlık değil, yaşamın kendisidir.
Eğitimin amacı çocuğa düşünmeyi öğretmektir.
Yaparak-yaşayarak öğrenmeye ağırlık
verilmelidir.
Öğretmen öğrencilerle çalışan bir rehber
olmalıdır.
Montessori metodunu geliştirmiştir.
Daha çok anaokullarında uygulanan bir
yöntemdir.
Kendi kendini yetiştirme yöntemini
60





Avrupa’daki yenileşme hareketlerine sonradan cevap veren Osmanlı
yöneticileri 1776-1839 yılları arasında eğitimde yenileşme çabalarına
girmişlerdir.
Eğitimde yenileşme hareketleri kendini önce askeri alanda göstermeye
başlamıştır. Askeri okullar olarak önce Mühendishane-i Bahr-i Hümayun
(1776), ardından Mühendishane-i Berr-i Hümayun (1795) açıldı.
1824 yılında ise II. Mahmut bir fermanla ilköğretimi zorunlu hale getirdi.
1838’de yeni okul türü olan Rüştiye Mektepleri (bugünkü ilköğretim II.
kademe) açıldı.
Daha sonra, İdadi, Sultani isimleriyle orta öğretim okulları (liseler) ve
Darülfünun adıyla da yüksek öğretim kademesinde yeni eğitim kurumları
oluşturulmuştur
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
61
1856 Islahat Fermanına göre:
 İlköğretim zorunludur.
 Rüştiyeler en az 500 haneli kasabalarda kurulur.
 İdadiyeler 100 haneli merkezlerde kurulur.
 Sultaniler vilayet merkezlerinde kurulur.
 İstanbul’da bir Darülfünun (üniversite)
bulunacaktır.
 İstanbul’da Darülmuallimin (erkek öğretmen) ve
Darülmuallimat (kız öğretmen) okulları
bulunacaktır.
 Öğretim yöntem ve teknikleri geliştirilerek,
öğretmenlerin bilgi ve görgüleri artırılacaktır.
 Maarif merkez örgütü oluşturulacaktır.
 Okul giderlerini karşılamak amacıyla halktan
yardım toplanacaktır
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
62



1879’da kabul edilen ve Osmanlının ilk
anayasası olan Kanun-i Esasi, eğitimle ilgili
olarak bazı hükümler içermektedir.
Kanun-i Esasiye göre okullarda öğretim işi
kanunlara uymak koşuluyla herkes tarafından
yapılabilir.
Dinsel öğretime karışılmayacağı ve
ilköğretimin herkes için zorunlu ve parasız
olduğu ibaresi de bu anayasada belirtilmiştir.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
63


II. Abdülhamit’in tahta çıkışından
sonra, Osmanlı–Rus Savaşının
kaybedilmesi sonucu meclis
kapatılmış ve mutlakıyet dönemi
başlamıştır.
Bu dönemde eğitimde sayısal
olarak önemli gelişmeler
sağlanmış, meslek ve sanat
okulları açılmış, özel öğretim
kurumları açılmış ve öğretmenlik
mesleğine ilişkin bazı hukuki
düzenlemeler yapılmıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
64



Bu dönemde fikir hayatında bir canlanma ve yayın
hayatında bir özgürleşme başlamış, Cumhuriyet
Döneminde gerçekleşecek olan eğitim devriminin
tohumları atılmıştır.
Kızlar için ilk kez yüksek öğretim kurumu açılmış ve
kızlar öğretmenlik dışında devlet dairelerinde memur
olarak çalışmaya başlamışlardır.
Eğitim sisteminin millileştirilmesi, geleneksel ve
modern okulların birleştirilmesi, okul öncesi ile ilgili
ilk oluşumlar ve mesleki örgütlenme çalışmaları bu
dönemlerde başlamıştır
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
65
20. Yüzyılda Avrupa’da ve Türkiye’de
Eğitim
 20. yüzyıl, eğitimde önemli gelişmelerin kaydedildiği




66/83
bir dönem olmuştur.
Bu dönemde eğitimle ilgili daha bilimsel çalışmalar
yapılmıştır.
Özellikle psikoloji disiplini gelişmiş ve bireyin
öğrenme özelliğiyle ilgili bilimsel veriler ortaya
koymuştur.
Bunun sonucu olarak eğitimde de bu verilerden
yararlanılmaya başlanmıştır.
Böylece eğitim alanında da bilimsel çalışmalar
yapılabileceği görüşü ağırlık kazanmıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

1918 yılında Franklin
Bobbitt, eğitimde ilk
defa “program”
kavramını kullanmış,
yayınladığı “Eğitim
Programı” isimli
eseriyle eğitimi
felsefeden bağımsız bir
alan olarak düşünmüş
ve eğitim programının
hazırlanması ve
programın öğeleri
üzerinde durmuştur.
Franklin Bobbitt
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
67

1920’lerde Amerika’da
bireysel eğitim kavramı
ön plana çıkarken,
Sovyetler Birliği, Çin ve
doğu bloku ülkelerinde
Marx ve Lenin’in
önerdiği sosyalist
eğitim modelleri kabul
görmüştür.
Karl Marx (1818-1883)
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
68


1930 ve 1940’lı yıllarda Amerika’da eğitimle ilgili
çalışmaları üniversiteler üstlenmiş,
1949 yılında Ralph Tyler halen günümüz program
geliştirme araştırmalarını etkileyen görüşleri
içeren “Eğitim programı ve öğretim” adlı kitabını
yayımlamıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
69

1950’lerde deneysel
psikoloji alanında
kaydedilen gelişmeler
ve bunların öğrenme
üzerindeki etkileri
Skinner tarafından
“Programlı öğretim”in
geliştirilmesine yol
açmıştır.
Burrhus Frederic Skinner
(1904 –1990
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
70
20. Yüzyılda Avrupa’da ve Türkiye’de Eğitim
 1960 ve 1970 yılları arasında eğitimle ilgili olarak yapılan teorik




71/83
çalışmalar zirve noktasına ulaşmış, ve bu dönemde “eğitim, kuramsal
mı yoksa uygulamalı bir bilim midir?” tartışması ön plana çıkmıştır.
1957 yılı eğitim çalışmaları açısından bir milat niteliğini taşımaktadır.
Bu yıl Sovyetler Birliğinin uzaya Sputnik uydusunu göndermesi, başta
Amerika olmak üzere Avrupa ülkelerini, eğitim sisteminde yenilikler
ve değişiklikler yapmaya sevk etmiştir.
Özellikle, fen, matematik, teknoloji alanlarında Nuffield, LISP, CLISP,
Chem-study, BSSC, PSSC, Chemical-bond approach, SAPA gibi
öğrenciyi merkeze alan ve buluş yoluyla öğrenmeyi teşvik eden
projeler geliştirilmiştir.
Bu projeler geliştirilen ülkelerin dışında, başka ülkeler tarafından da
tercüme edilerek uygulanmıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
20. Yüzyılda Avrupa’da ve Türkiye’de Eğitim
 1970’li yıllarda Bloom’un Tam Öğrenme
Modeli ortaya çıkmıştır.
 Bu model, uygun öğrenme koşullarının
sağlanması sonucunda herkesin
öğrenebileceği görüşünü ortaya
koymuştur.
 Ayrıca, öğrenmeyi etkileyen değişkenlerin
düzenli olarak planlanması durumunda
öğrencilerin öğrenmelerinin en üst düzeye
ulaşabileceği fikrini savunmuştur.
 Bunun bir sonucu olarak, öğrenme
ortamının düzenlenmesinin öğrenme
üzerindeki etkileri gittikçe önem
kazanmaya başlamıştır.
72/83
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ


1980’li yıllardan itibaren günümüze kadar ise
yapılandırmacılık (constructivism), çoklu zekâ,
bağlamsal öğrenme, beyin temelli öğrenme,
yaşam temelli öğrenme gibi çeşitli öğrenme
kuramlarının etkileri görülmekte olup, bu
kuramlara uygun öğretim faaliyetleri ile öğrenci
merkezli öğrenmenin gerçekleştirilmesi
hedeflenmektedir.
Kısacası, eğitim artık sadece okulları
ilgilendiren bir süreç olmaktan çıkmış ve
uluslar arası bir boyut kazanmaya başlamıştır.
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
73



Bu yüzyıl Cumhuriyet sonrası döneme denk gelmektedir.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, halkın yaklaşık olarak %90’ı
okuma yazma bilmemekteydi.
Bu bağlamda, ilk olarak ulusal egemenliği yaşam biçimi haline
getirmiş kuşaklar yetiştirmek, ulusal kültürü güçlendirmek ve
ulusal birliği sağlamak amacıyla 3 Mart 1924’te Tevhid-i
Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu çıkarılmıştır.
Böylece, farklı programlar uygulayan ve farklı insanlar
yetiştiren kurumlar birleştirilmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı’na
bağlanmıştır .
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
74
Alfabenin Kabulü
 1928 yılında Latin alfabesi
kabul edilmiştir.
 Alfabe değişikliğinin hızla
uygulanması için yaygın bir
eğitim kampanyası başlatılmış,
bu amaçla Millet Mektepleri
açılmıştır.
 1928–1942 yılları arasında
yaklaşık 1,2 milyon Türk insanı
okuma yazma öğrenmiştir
75/83
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
Program Geliştirme Çalışmaları
 Bu yıllarda mevcut programlara
içerik kazandırmak için eğitim
alanında uzmanlar Türkiye’ye davet
edilmiştir.
 Bu amaçla çağırılan uzmanlardan
birisi de, ünlü sosyolog ve eğitimci
John Dewey olup, Türk Eğitim
Sisteminde Türk halkının
ihtiyaçlarına uygun ve bu
ihtiyaçlara yönelik müfredatın
geliştirilmesini ve düzenlenmesini
tavsiye eden bir rapor sunmuştur .
76/83
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
Cumhuriyet Dönemi Eğitimcileri
 Cumhuriyet Döneminde eğitim sistemimizi şekillendiren








77/83
önemli eğitim düşünürleri ve şahsiyetleri yetişmişlerdir.
Bunlardan bazıları şunlardır:
Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938),
Mehmet Emin Erşilgil (1891-1965),
N. Atuf Kansu (1880-1949),
İsmail Hakkı Baltacıoğlu, (1886-1978),
Hasan Ali Yücel (1897-1961),
İsmail Hakkı Tonguç (1897-1960),
M. Emin Soysal (1905-1970),
H. Raşit Öymen (1899-1979)
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
Öğretmen Eğitimi
 Cumhuriyet Döneminde
öğretmen eğitimine önem
verilmiş, Cumhuriyet’i
koruyacak nesilleri yetiştirecek
laik öğretmenler yetiştirilmeye
çalışılmıştır. Bu amaçla ilkokul
öğretmeni yetiştirmek üzere 17
Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı
yasa Köy Enstitüleri açılmıştır.
 Tamamen Türkiye’ye özgü olan
bu eğitim projesini 28 Aralık
1938 tarihinde Milli Eğitim
Bakanı olan Hasan Ali Yücel
bizzat yönetmiştir.
 Bu okullar 1954’te
kapatılmıştır.
78/83
Öğretmen Eğitimi
 Cumhuriyetin ilk 50 yılında ilkokul öğretmenleri İlk
Öğretmen Okullarından ve Köy Enstitülerinden yetişmiştir.
1973 yılında çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Kanununda öğretmenlik bir ihtisas mesleği olarak kabul
edilmiş ve her kademedeki öğretmenin yüksek öğrenim
görmesi gerektiği ilkesi benimsenmiştir.
 Buna dayalı olarak 2 yıllık Eğitim Enstitüleri açılmış,
1982’de bu enstitüler üniversitelere bağlanıp Eğitim
Yüksek Okullarına dönüştürülmüştür.
79/83
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
Öğretmen Eğitimi
 1989-1990 eğitim-öğretim döneminde ilkokula öğretmen
yetiştiren bu yüksek okulların süresi 2 yıldan 4 yıla çıkarılmış,
1992’de Eğitim Fakültelerinin Sınıf Öğretmenliği Bölümü haline
getirilmiştir.
 Bu bölüm 1997’de eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması
kapsamında Eğitim Fakültelerinin İlköğretim Bölümü altında bir
Anabilim Dalına dönüştürülmüştür.
80/83
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
Öğretmen Eğitimi
 Ortaöğretime öğretmenler ise Cumhuriyet Döneminde
Yüksek Öğretmen Okullarından sağlanmış, daha
sonraları Fen ve Edebiyat Fakültelerinden ve Eğitim
Enstitülerinden yetiştirilmeye çalışılmıştır.
 Günümüzde eğitim fakültelerinde mevcut olan
Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi ve
Güzel Sanatlar Eğitimi bölümlerinden ülkenin orta
öğretim öğretmeni ihtiyacı karşılanmaktadır.
81/83
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ
Eğitimde Son Dönem Çalışmalar
 1990-1991 eğitim-öğretim yılında ise belirlenen bazı pilot
okullarda, Ders Geçme ve Kredi Sistemi uygulanmaya
başlanmıştır.
 Ancak, Amerikan Eğitim Sisteminden esinlenerek hazırlanan bu
sistem, teoride bireyin ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda
eğitimini plânlamasına fırsat verse de, uygulama sürecinde araçgereç imkânsızlıkları, öğretmen yetersizlikleri, ortak ve seçmeli
derslerin açılmasındaki zorluklar gibi pek çok aksaklıklar ve
olumsuzluklar ortaya çıkmıştır.
 Bu olumsuzlukların sonucu olarak, Milli Eğitim Bakanlığı, yeni
bir düzenlemeye gitmiş ve Sınıf Geçme-Alan Seçme Sistemini
1995-1996 öğretim yılından itibaren uygulamaya koymuştur.
 1997 yılında ortaokul düzeyindeki bütün okullar kaldırılmış ve
ilköğretim kesintisiz ve zorunlu olarak 8 yıla çıkarılmıştır.
82/83
Eğitimde Son Dönem Çalışmalar
 2004-2005 eğitim-öğretim yılından itibaren, kademeli olarak
öğretim programlarında “İlk ve en kapsamlı eğitim reformu”
olarak lanse edilen yenileşme ve düzenlemeler yapılmaya
başlanmıştır.
 Bu programlarla birlikte, az bilgi öz bilgi görüşü ve sarmallık
ilkesi temel alınmış ve yapılandırmacı öğrenme teorisi başta
olmak üzere aktif öğrenme, çoklu zekâ gibi güncel öğrenme
teorilerinden faydalanılmıştır.
 7 Haziran 2005 tarihinden itibaren liseler dört yıla çıkarılmıştır.
 Milli Eğitim Bakanlığı ileriki yıllarda zorunlu eğitime liseleri
de katarak on iki yıla çıkarmayı planlamaktadır.
83/83
EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ