Transcript Slayt 1

KOZMETİK VE
TOKSİK ETKİLERİ
•Nesligül YÜKSEL
•Selin DEMİR
•Erdinç PAZAR

Kozmetikler, deri, tırnak, saç gibi organların
görünüşünü düzelterek bir kimseyi
güzelleştirmek için kullanılan maddeler,
preparatlar, tedavi biçimleri ve araçlarıdır.
KOZMETİĞİN TARİHÇESİ
İnsanlar
en eski çağlardan beri, renklerin
önemini kavrayarak renkleri çeşitli amaçlarla
kullanmışlardır. Bunların en önemlilerinden biri
kadınları
görünüşlerini
değiştirmek
güzelleştirmek ve cinsel çekiciliği arttırmak
amacı ile kullanılmasıdır.
M.Ö.5000 yılında eski Mısır firavunlarından
malaşit yeşilinin göz boyası olarak kullanıldığı
bilinmektedir.
Yine
Mısır firavunlarından Nentavi’nin
mumyası bize firavunun saçlarının kırmızıya
boyanmış olduğunu göstermektedir.
İÖ 2300'lerde Çin'de yasemin ve lotustan, İÖ
1500'lerde ise Hindistan'da santal, yasemin,
gül, nergis gibi çiçeklerden parfüm yapılıyordu.
Anadolu' da ise öteden beri güzel kokular
sürme, kına kullanma, gözlere sürme çekme
geleneği vardı.
Fransa‘ nın saraylarında ve İtalya'da ise,
kozmetikler
olmazsa
olmaz
süslenme
öğeleriydi. Kadınlar kadar erkekler de
yüzlerinin beyazlanmasına ve makyaja
düşkündü.
18. yüzyılda Fransa'da parfüm ve güzellik
gereçleri bir sanayi dalı durumuna geldi
1920-1930 yılları arasında kozmetikler genelde
kadınlar tarafından geniş ölçüde kullanılmaya
başlayarak, kozmetik endüstrisinin gelişmesine
yol açmıştır.
1958 de Mrs-Mc Donald kozmetiklerin
kadınların
birçok
psikolojik
sorunlarının
giderilmesinde çok önemli bir rol oynadığını ileri
sürerek yeni bir çığır açmıştır
KOZMETİK ÜRÜNLERİN
SINIFLANDIRILMASI
Genel anlamda kozmetikler deri, tırnak, saç
gibi organların görünüşünü düzelten ve
güzelleştiren
preparatlar
olarak
bilinir.
KOZMETİKLERİN DERMATOLOJİDE
KULLANIMI ÜÇ TEMEL AŞAMADAN
OLUŞUR:
1)Cilt temizliği
2)Cildin nemlendirmesi
3)Cilt bakım ürünleri
1)Cilt temizliğinde kullanılan ürünler
Sabunlar ve sindetler
Yağ içermeyen temizleyiciler
Temizleyici kremler
Tonikler ve sıkılaştırıcılar
Temizlik maskeleri
Sabunlar ve sindetler:
•İnsanoğlunun su dışında kullandığı en eski
temizleyici 'sabundur.' Sabunlar, yağ asitlerinin suda
çözünebilen sodyum ve potasyum tuzlarıdır. Sabunlar
anyonik yüzey etken maddelerdir ve pH'sı alkalidir.
Oysa derinin normal pH‘sı asidikdir. Bu nedenle
sabunlar deride kuruluk, kızarıklık, yanma, kaşıntı
gibi gözle görülür ve hissedilir etkilere yol açarlar.
•Sabunun yapısını temel olarak; bitkisel ve
hayvansal yağlar, alkaliler, yağlandırıcı ve köpük
stabilize ediciler, antioksidanlar, kompleksleştirici
maddeler, deodorantlar, renk maddeleri, parfüm
yağları ve özel bileşenler oluşturur.
•Sabunların alkali olmaları ve yapılarındaki yağ asitleri
deri üzerinde irritasyona yol açabilmektedirler. Bu
nedenle bunların yerine yüzey etkin maddeler
kullanılarak daha az irritan etkiye sahip 'sindet' veya
sabunsuz sabun, deterjan bar gibi isimlerle sentetik
deterjan esaslı temizleyiciler elde edilmiştir. Bunlar, pH
ayarlı, düşük tahriş gücüne sahip el, yüz ve vücut
temizleyici ürünlerdir.
•Sentetik sabunlar fenol, triklosan, triklokarben,
kloroksilenol gibi toksik veya kanserojen maddeler
içerebilirler.Çare olarak klasik beyaz ya da esmer
sabun kullanılabilir.
Yağ içermeyen temizleyiciler:
•Bunlar su, gliserin, setil alkol, stearil alkol,
sodyum loril sülfat ve propilen glikol içeren
yağsız likit ürünlerdir. Su ve sabun kullanmadan
cilt temizliği yaparlar.
•Hassas cilde sahip kişilerin yüz temizliğinde
kullanılır.
Temizleyici kremler:
•Bunlar hem yüzü temizlemek ve hem de
nemlendirmek için kullanılırlar. Bu tür kremlere
'cold krem' denir. Bunlar kuru cilde sahip
kişilerin kozmetik temizliğinde kullanılırlar. Su,
mineral yağı, vazelin ve mum içerirler.
Tonikler ve sıkılaştırıcılar:
•Bunlar deriyi sıkılaştırarak etki yapan ve yağın
temizlenmesi için kullanılan koku maddesi ve alkol
içeren ürünlerdir. Genellikle sindet tipi sabunlarla
yıkama sonrası önerilirler.
Temizlik maskeleri:
•Yüz temizliğinde kullanılan maskeler cildin
sıkılaştırılması ve gözeneklerin derinlemesine
temizliğini sağlarlar. Balmumu, vinil ya da kauçuk
bazlı, hidrokolloid ve killi olmak üzere değişik
maddelerle hazırlanırlar.
2)Cildin nemlendirilmesinde kullanılan
ürünler
Oklüzif yağlar
Su çekici humektanlar
Hidrofilik maddeler
Güneşten koruyucular
Oklüzif yağlar:
•Transepidermal su kaybını geciktiren örtücü
yağlar: Bunlar ya yağ içinde su emülsiyonları
şeklindedir ve deri yüzeyinde bir film tabakası
oluşturarak etki gösterirler. Yada su içinde yağ
emülsiyonları şeklindedir ve bunların kozmetik
kabul edilebilirlikleri diğerlerine göre daha iyidir.
Su çekici humektanlar:
Vazelin, lanolini kollajen, mineral yağlar gibi ürünler
ise farklı işleve sahip olan ürün grubunu
oluşturuyor. Güçlü su emme özelliğine sahipler.
Atmosfer
nemi
%80′den
fazla
olduğunda
atmosferden nemi çekerek derinin nem oranını
arttırıyorlar.
Hidrofilik maddeler:
•Bunların amacı deride yumuşaklık
sağlamak ve suyun buharlaşmasına karşı
bir örtü oluşturmaktır. Böylece deriyi hem
dış etkenlere karşı korur,hem de doğal bir
parlaklık sağlar.
Güneşten koruyucular:
Deri,güneşten aldığı enerjiyi toplama ve
işleyerek dağıtma, aynı zamanda zararlı
etkilerinden alttaki yapıları koruma görevini
üstlenmiştir. Güneş ışınları bronzlaşma ile
deriye sağlıklı ve şık bir görünüm vermesinin
yanı sıra, uzun vadede erken deri
yaşlanmasına yol açabilir.
•Güneş malzemelerinin amacı,zararlı olan
ışınları absorbe edip,uzun dalga boylu
ışınların penetre olmasını sağlayarak,
pigmentlerin oluşmasını hızlandırmaktır.
•Güneşten koruyucular güneş yanığını
önlerler, foto yaşlanma izlerini, UVA'ya bağli
kronik güneş hasarını ve bağışıklık
sisteminin baskılanmasını azaltırlar, özellikle
bazı deri kanserlerini ve kanser öncülerinin
(güneş lekeleri) oluşumunu önlerler.Bir
güneşten koruyucunun etkinliği bir ürünün
SPF (Sun Protection Factor) değerine
dayanır ve ürünün cildi UVB ışınımının
oluşturduğu deri yanığına karşı koruyabilme
yeteneğini gösterir.
•Açık tenli, çilleri ve benleri olanlar SPF
değeri 15-30 arasında olan güneşten
koruyucular ile korunabilirler. Deri rengi daha
koyu olan, haifi yanan ama iyi bronzlaşanlar
ise SPF değeri 10-15 arasında olan güneşten
koruyucular kullanabilirler.
•Genellikle güneş kremlerinde, oksibenzon
denilen bir organik bileşik bulunmaktadır.
Fakat Benzophenone denen bileşenden türetilen
oksibenzon cildin altında emilip DNA’ya zarar
vererek cilt kanserine neden olabiliyor.
•Avrupa’da %0.5’in üzerinde içeren ürünlere
“Oksibenzon İçerir” uyarısı konuluyor. Ancak
Türkiye’de üretilen ürünlere böyle bir uyarı
koymak gerekmiyor.
Oksibenzon
3)Cilt bakımında kullanılan ürünler
Yumuşatıcı kremler
Yumuşatıcı losyonlar
Temizleyici kremler
Yüz maskeleri
Ter kokularını önleyen
Traş preparatları
Yumuşatıcı Kremler
•Cildin kuruluğuna engel olan cildi koruyan
maddelerdir.En iyi yumuşatıcı ajan su,suyun
buharlaşma hızını kontrol eden ise yağdır.
Yumuşatıcı olarak lanolin ve türevleri,koruyucu
tabaka için katı parafin,bitkisel yağlar,bal mumu
Gliserin,propilen glikol veya sorbitol de nem
miktarını düzenler.
Deodorant ve terleme önleyiciler
•Deodorant
ve
terleme
önleyiciler
alüminyum klorür, zirkonyum klorür, çinko
fenol sülfat, zirkonil klorür ve paraben gibi
maddeler içerebilirler.
•Bu
maddeler
deride
iltihaplanmalar yapabilir.
tahriş
ve
•Alüminyum klorür Alzheimer’a neden olabilir.
•Paraben içeren preparatlar meme kanserine
neden olabilir.
•Çare olarak banyo yaptıktan sonra koltuk
altına bir tutam kabartma tozu (yemek
karbonatı) sürerek deodorant etki
sağlayabilirsiniz.
Traş Preparatları :
Traş öncesi Traş sonrası ve Traş preparatları
olarak sınıflandırılırlar.
Traş öncesi preparatlar ,sakalı traşa hazırlayıcı
olarak görev yaparlar.Yumuşatma ve nemi
uzaklaştırma amacıyla kullanılırlar.
Traş preparatları ,kayganlık vermeli ve kılların
dik durmasını sağlayıcı bir viskoziteye de sahip
olması gerekir.Bu nedenle traş sabunlarında fazla
ve dayanıklı köpük elde etmek amacıyla sodyum
hidroksitin bir kısmı yerine potasyum hidroksit
kullanılır.
Traş sonrası preparatlar, cildi rahatlatan
serinleten,tahrişleri önleyen preparatlardır.
Alkollu losyonlar en çok kullanılanlarıdır.
Astrenjan özellik(Organik dokuları büzerek
salgıyı azaltan madde) alkol ile,serinleten
özellik mentol ile,yüzde kalan sabun nötralizasyonu
ise borik asit ve zayıf asitlerle sağlanır.
SAÇA UYGULANAN KOZMETİK
ÜRÜNLER ÜÇ TEMEL AŞAMADAN
OLUŞUR:
1)Saç bakım ve temizliği
için kullanılan(şampuanlar)
2)İyileştirici bakım ürünleri
3)Saç şekillendirici ve saç
rengini değiştirmek için
kullanılanlar
Şampuanlar
•Şampuanlar laurylsülfat, EDTA, DCgreen-5,
DCred-33, FDCblue, green-3, FDCyellow6,FDCred-4, dietilamin (DEA), trietilenamin
(TEA), kresol, polivinilpirolidon, polisorbat-80,
polisorbat-60, plietilenglikol ve formaldehit gibi
toksik veya kanserojen maddeler içerebilirler.
•Çocuk şampuanlarında daha yumuşak
olan tansiyo aktif maddeler
kullanılırlar.Amfoterik deterjan içerirler.
Bebeklerin saçlarında yağlanma az
olduğundan deterjan miktarı ve
temizleyici özellikleri azdır. Bu tip
şampuanlar saçlarını her gün
yıkayanlar için de uygundur. Ayrıca
polisorbat 20 gibi nonanyonik
maddelerle kombine edilmesi ile
irritasyon özelliği daha da azaltılabilir.
•Yıkanırken suyun sıcak olması toksinlerin
saç derisinden daha çabuk emilmesine yol
açar.
•Çare olarak 30 gram Kastilye sabununu
(zeytinyağı + soda) bir bardak sıcak su ile
karıştırarak şampuan olarak kullanabiliriz. Ya
da klasik beyaz sabun ile saçlarımızı
yıkayabiliriz.
Saç boyaları
•Saç boyaları bitkisel,mekanik ve sentetik
organik boyalar şeklinde sınıflandırılırlar.
*Bitkisel boyalar bazı bitkilerin yapraklarının ya
da çiçeklerinin kurutulması ile elde edilir.
*Metalik boyalar ,kurşun,gümüş,bakır,demir,
nikel,kobalt bileşikleri bazen de bizmut tuzları
ile oluşturulurlar.
*Sentetik organik saç boyaları günümüzde
çoğunlukla kullanılır.Geçici,yarı sabit ve sabit
olmak üzere çeşitleri vardır.Sabit saç boyaları
küçük ve renksiz moleküller halinde girdiği
saçın kortexinde oksidasyona neden
olarak büyük ve renkli moleküller oluşturarak
etkili olurlar.Alerji yapma olasılıkları yüksektir.
•Saç boyalarında otuza yakın toksik veya
kanserojen madde kullanılmaktadır.
•Bunlardan bazıları şunlardır; acid orange-87,
acid blue-168, solvent brown-44, aci violet-73,
fenildiamin vb.
•Uzun süre saç boyası kullanan kişilerde
meme kanseri, lenf kanseri ve lösemi gibi
kanserler daha fazla görülmektedir.
•Çare olarak kına kullanılabilir ve ton için
aşağıdaki doğal maddeler ilave edilebilir.
Kırmızı renk için: Kırmızı biber, pancar suyu
Kahve renk için: Hindistan cevizi, sıcak kahve
suyu, zencefil
Sarı saç için: Siyah çay, soğan suyu, papatya
Günümüzde
kozmetikler
tıbbi
gözetim
gerektiren ve belirgin ilaç aktivitesi gösteren
bileşikleri kapsamaktadır. Bu nedenle şöyle bir
grup ele almamız mümkündür:
1) Alfa-Hidroksi asitler (Aha)
2) Antioksidantlar
3) Vitaminler ve derideki etkileri
4) Bitkiler ve bitki kaynaklı maddeler
5) Biyolojik maddeler
1-)Alfa-Hidroksi asitler (Aha)
Dermatolojide kullanım alanları;
•güneş lekeleri gibi pigment düzensizlikleri,
•ince ve orta derinlikteki kırışıklıklar, kuru cilt,
•akne vulgaris ve rozasea tedavisi,siğil tedavisi,
•seboreik keratoz ve solar keratoz gibi bazı
dermatolojik hastalıklar sayılabilir.
2-)Antioksidantlar
•Deride hücresel proteinler, enzimler,
DNA,ve RNA ve hücre zarındaki
doymamış yağ asidleri üzerindeki
oksidatif
hasarlar derinin doğal
savunma mekanizmasını bozar.
•Derinin
oksidatif
strese
karşı
korunması
amacıyla
içinde
antioksidanların bulunduğu kozmetikler
ve deri bakım ürünleri geliştirilmiştir.
3-)Vitaminler ve derideki etkileri
•Son yıllarda gerçekleştirilen klinik ve
laboratuar çalışmaları çeşitli deri hastalıklarını
iyileştirilmesinde tropikal vitamin
uygulamasının yaralı olduğunu göstermiştir.
•Özellikle vitaminlerin,yaşlanmaya bağlı
kırışıklıkların,kuru/yağlı cilt değişikliklerinin
önlenmesi,geciktirilmesi ve durdurulmasında
önemli bir yeri olduğunu göstermiştir
4-)Bitkiler ve bitki kaynaklı maddeler
►İnsanlar
bitkisel kaynaklı ürünlerin daha
güvenli olduğuna inandıklarından bitkisel
ürünlerin kullanımı daha popülerdir. Bitkiler
kozmetikler ve deri bakım ürünlerinde koku
verici olarak kullanılmaktadır.
5-)Biyolojik maddeler
•Cilt
bakım
ürünlerinde
deriye
etkili
maddelerin kullanımının artmasına bağlı
olarak kullanılan biyolojik maddelerin sayısı
artmaktadır.
•Bu maddeler derideki hücresel olayları
etkileyerek,hücrelerin doğal yenilenme,tamir
ve kontrol mekanizmalarını uyararak,derinin
daha sağlıklı ve genç görünmesini sağlarlar.
Kozmetik ürünlerde mikrobiyolojik
etkiler :
Mikroorganizmalar, üremeleri için uygun
bir ortam oluşturan herhangi bir maddenin
içinde ya da yüzeyinde oluşabilirler.
Bu
yüzden
kozmetik
ürünlerin
tüketicilerin sağlığı ve ürünlerin tüketiciler
tarafından güvenli kullanımı önemlidir.
Bu mikroorganizmaların ürünlere çeşitli
etkileri vardır:
a. Gözle görülür etkiler:
• Sıvı formülasyonlarda mikroorganizmalar
çökelti, bulanıklık veya ince bir zar
oluşumuna neden olabilirken daha katı
preparatlarda, sıklıkla renkli olmak üzere
bakteri, maya ve küf kolonileri oluşabilir
b. Renk değişiklikleri :
bileşenlere bağlı değişikliklerin
bir sonucu olarak, PH, redoks veya
organizmanın
metabolik
değişiklikleri
sonucu mikroorganizmaların oluşturduğu
pigmentler
renk
değişikliklerine
yol
açmaktadır.
•Üründeki
c. Gaz oluşumu ve PH değişimi :
•Kozmetik ürünlerdeki oksijen eksikliği,
mikroorganizmaların fermantasyona sebep
olmalarına yol açar.
•Kozmetik ürünlerin çoğunda gerekli bir
madde olan gliserin, bazı mikroorganizmalar
tarafından kolaylıkla fermente edilir.
e. Koku ile ilgili etkiler :
•Birçok mikroorganizmanın karakteristik koku
oluşturduğu,
çeşitli
aroma
oluşturan
bakterilerin tanımlandığı bilinmektedir.
•Bu aromalardan en tipik olanları, hidrojen
sülfür gibi kükürt içeren metabolikler, yağ
asitlerinin kötü kokusu, enzimlerin kokusu ve
amonyağın kokusudur.
f. Yapı ile ilgili etkiler :
•Tropikal
preparatların
deri
üzerinde
oluşturduğu his,kabul edilebilirlikleri için
önemlidir.
•Kremler, topak veya kumlu hale gelebilir.
Sıvı preparatlarda, deriye uygulandığında
hissedilebilen
viskozite
değişiklikleri
olabilmektedir
g. Toksik etkiler :
•Kozmetik
ürünlerin
uygulanmasının
ardından bazen tahriş oluşabilmektedir.
•Özellikle göz, kont amine olmuş
kozmetik
ürünlerden
kaynaklanan
enfeksiyonlara duyarlıdır.
kullanılacak olan hammaddelerin
mikrobiyolojik
kaliteleri
kullanılmadan
önce
yeterince kontrol edilmelidir. Hammaddeler aynı
üreticiden, özelliklerini belirten belgelerle birlikte
alınmalıdır. Alınan örneklerde bakteri, maya ve
mantar kontrol testleri yapılmalı, temiz ve tozsuz
ortamlarda iyi kapalı kaplarda saklanmalıdır.
►Kozmetikte
Kozmetik
ürünlerle ilgili düzenleyici otorite FDA,
kozmetikleri ve içerikleri halka satılmadan önce
onaylamak zorunda değildir. Genellikle FDA bu ürünleri
pazara sunulduktan sonra düzenlemeye alır.
Bu
şu demektir; üreticiler herhangi bir içeriği
veya hammaddeyi, renk, katkı maddeleri ve
bazı yasaklanmış maddeler hariç , hükümet
onayı almadan, bir ürün pazarlayabilirler.
Bu yüzden ;
Kaliteli kozmetik ürünlerin içeriklerinin
güvenliği için de gerekli programların
sağlanması gerekmektedir:
CIR
(Kozmetik İçeriklerini Değerlendirme Programı)
•1976 yılında kurulan bu programın
amacı,
kozmetiklerde
kullanılan
maddelerin güvenilir olup olmadıklarını
belirlemektir
•CIR programı, kamuya açık işleyişi,
uzman paneli üyelerinin bütünlüğü, FDA
ve CFA’nın katkıları ve kozmetik
endüstrisinin işbirliği sayesinde karar
vermede bağımsız kalmıştır.
Kozmetik ürünlerin üretiminde bu
etkilerin azalması için kullanılan
hammaddelerin ve bitmiş kozmetik
ürünlerin
taşıdığı
mikroorganizma
sayısının
düşürülmesinde
GAMA
RADYASYONU ve IŞINLAMA YÖNTEMİ
günümüzde halen güvenli, etkili ve
verimli
bir
yöntemler
olarak
onaylanmaktadır.
Kozmetik bir preparatın
geçimsizliği iki türlüdür :
deri
ile
Bunlardan ilki Toksik reaksiyondur. Bu
tür maddeler deriye sürüldüklerinde
1.dereceden
irritasyon
meydana
getirirler (ödem ve eritem). Örnek olarak
düşük
yağ
asidi
sabunlarını
gösterebiliriz.
İkincisi, derinin tahammülsüzlüğüdür .
Tahammülsüzlük, belirli bir preparatın
çoğu kişide herhangi bir reaksiyon
göstermezken
diğer
bir
kişide
duyarlılık yaratmasıdır.
Bu çeşit maddeler uygulamalarından
ancak 24-48 saat sonra bir tepki
yaratır. Ürünlerin etkisi kişiden kişiye
değişmektedir.
Örneğin;
saç losyonlarında renk açma
amacıyla
kullanılan
kinin
tuzları,
antiseptik preparatlarda kullanılan birçok
kozmetik preparatta kullanılan lanolin bile
bazı kişilerde tahammülsüzlük yaratabilir.
A.B
Devletlerinde bir firma 1961 yılında bastırdığı
Professional Formulary de alerjik reaksiyonların
nedeni oldukları gerekçesi ile kullanılmasında
dikkatli olunması gereken maddeler listelenmiştir.
•Acı badem yağı
•Arsenik bileşikleri
•Arap zamkı
•Bizmut bileşikleri
•buğday nişastası
•Çinko sülfat
•Fenol
•Kakao yağı
•Karanfil esansı
•Karaya sakızı
•Lavanta esansı
•Limon esansı
•Portakal kabuğu yağı
•Reçineler
Kozmetikler;
Dekoratif
Psikolojik
Sosyal
Klinik yönlerden insanları
etkilemektedirler.
Dekoratif:
Bu kozmetik preparatların
dekoratif olarak etkisini
göstermek için yüz veya
vücudun kusurlu yanlarını
gizlemek amaçlanmaktadır.
Psikolojik:
Kozmetik uygulamalar kişilerin
özellikle
kadınların
ruhsal
bozukluklarını
tamamen
gideremese bile önleyici bir etki
sağlamıştır.
Sosyal
Kozmetiklerin herkes tarafından
kullanılması bunların gerektiği şekilde
uygulayacak güzellik salonlarının
açılması, taklit mücevher endüstrisinin
gelişmesi güzellik yönünden kadınların
arasındaki gelir farkından doğan eşitsizliği
azaltmıştır.
Klinik
Kozmetiklerin kuşkusuz en önemli etkileri
klinik etkileridir. Örneğin, nemlendirici
kremler, derinin gerektiğinden önce
yaşlanmasını önler.
Güvenli bir şekilde güzellik sağlamak için
tüketicilerin dikkat etmesi gerekenler vardır…
• Makyaj ürünleri
sürülmemelidir.
zarar
verici
şekilde
• Farklı aplikatörler kullanılmalıdır.
• Bir ürünün orijinal kıvama gelmesi için asla bir
sıvı katılmamalıdır.
• Alerjik bir reaksiyona sebebiyet veren ürünü
kullanmayı hemen bırakmalısınız.
•Rengi
değişiyorsa
veya
kokusu
yoğunlaşıyorsa bu ürünü kullanmayı
bırakınız.
• Işık ve sıcaklık ürün içindeki koruma
faktörünü azaltır.
•
Makyaj
ürünlerinin
ağzı
kapatılmalıdır.
sıkıca
• Aereosol güzellik ürünleri herhangi bir ısı
materyalinin veya sigaranın yanında
kullanılmamalıdır
çünkü
bu
ürünler
yanıcıdır.
Bazı korunma önlemleri ise şu şekildedir:
*Çocuk ve gençlerin kozmetik kullanmaması,
cilt kuruluğu ve güneşten korunmak için
dermatolog önerisiyle ürün alması gerekiyor.
* Saç ve vücut temizliğinde pH’ı 5.5 olan nötr
şampuan ve sabunlar, bunların bulunmadığı
durumlarda boya ve parfüm içermeyen doğal
beyaz sabun öneriliyor.
* Güneşe çıkarken kozmetik kullanılmaması,
sadece 30 faktör ve üzerinde koruma faktörü
içeren ürünler kullanılması yararlı bulunuyor.
*Aynı anda üst üste çeşitli kozmetik kremler
sürülmesi yerine, uygun olan tek ürün
kullanılmalıdır deniyor.
*Cilt bakımı için boya ve parfüm içermeyen
ürünlerin tercih edilmesi öneriliyor.
* Bitkisel kozmetiklerin daha az zararlı
olduğu veya alerji yapmayacağı
düşüncesinin yanlışlığına dikkat çekiliyor.
*Göz kapakları, derinin en ince ve hassas
bölgesi olduğu için, bu bölgeye sürülen
kozmetiklerde egzama gibi reaksiyonlara sık
rastlanıyor. Tırnak cilası sürülen elin göze
değmesi ile bu bölgede kızarıklık, pullanma
ve egzama ortaya çıkıyor.
Ayrıca şu içeriklerin yasaklı olduğunun
bilincinde olmalıdır:
•Bithional
•Cıva bileşimleri
•Halojenli salisinidler
•Kloroform
•Kloroflorokarbon propellant
•Hekzaklorofen
•Derinin temizlenmesi, güzelleştirilmesi ve
sağlıklı bir görüntü kazanması,
insanoğlunun zamanla değişmeyen
içgüdüsel diyebileceğimiz isteklerinden
biridir.
•İnsanoğlu önceleri bu isteğini yerine
getirmek için, deneme yanılma yolu ile
çeşitli maddeler bulmuş ve kendisini
güzelleştirecek biçimde bu maddeleri
uygulamışlardır ve günümüzde kullanılmaya
devam edilmektedir.
Kozmetik Ürünlerde Yapılan Testler
1-)Dayanıklılık Testleri
Hazırlanan ürünün kullanılma ve depo edilme
süresince,istenilen özelliğinin korunup
korunamayacağının
kontrolüdür.
2-)Kullanılış Testleri
Ürünün istenilen amaca erişip erişmediğini,
çoğunluğun isteklerine cevap verecek özellikte
olup olmadığını,aynı tür ürünler arasındaki
durumunu saptamak amacı ile yapılır.
3-)Fizyolojik Testler
İki grup olarak incelenebilir.Bunlardan birincisi
tıbbi etkisi olan preparatların istenilen özelliklerinin
klinik testlerle saptanması,ikincisi ise preparatın
herhangi bir biçimde zararlı olup olmadığı,fizyolojik
bir etki yapıp yapmadığının incelendiği toksisite
testleridir.
4-)Kalite Kontrol Testleri
Preparatın istenilen standartlara uyup uymadığı,
imalatın uygun şartlarda yapılıp yapılmadığının
kontrol edildiği ve imalat serileri arasındaki farkları
ortaya koyan testlerdir.
Kaynakça:
*Mennan Aysan Kuzanlı, Nasıl Zehirleniyoruz?
Nasıl Korunuruz, Dharma Yayınları, 2008
*Kaymak, Y. ve Tırnaksız, F. (2007). Kozmetik
Ürünlere Bağlı İstenmeyen Etkiler. Gazi
Üniversitesi Mediko Sosyal Sağlık Merkezi, Gazi
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Farmasötik
Teknoloji Anabilim Dalı. Ankara.
*http://www.derssunu.com/wpcontent/uploads/2010/12/toksinler.ppt
*http://kisi.deu.edu.tr/bulent.cavas/ders/bok5.ppt