Bitkilerde Beslenme, Büyüme ve Hareket

Download Report

Transcript Bitkilerde Beslenme, Büyüme ve Hareket

BİTKİLERDE BESLENME BÜYÜME
VE HAREKET
Ömer YANIK
Biyoloji Öğretmeni
2010 / BURSA
• Kaliforniya”daki Devasa
Sekoya ağacı Dünya
üzerindeki en geniş bitkidir.
Hedefler
•Bitkilerin büyüyüp gelişebilmeleri için hangi inorganik besinlere ihtiyaçları olduğunu
kavramak.
•Çevresel olayların bitkiler tarafından nasıl algılandığını kavramak.
•Hormonların bitkilerin büyümesi üzerine olan etkilerini kavramak.
•Bitkilerin ışığa , kimyasal maddelere doğru yönlenmelerinin nedenlerini kavramak.
•Genetik mühendislikte bitkilerin nasıl kullanıldıklarını kavramak.
•Dolly isimli koyun , klonlama yöntemiyle oluşan ilk memeli olmasına rağmen
bitkilerde klonlama 1950 ‘li yıllardan beri uygulanmaktadır.
•Bitki kloanlaması , süs ve kültür bitkilerinin elde edilmesinde yaygın olarak
kullanılmaktadır.
•Bitkiler ortamlardaki ışığı ve mevsimsel değişiklikleri algılamak için ışığa
duyarlı moleküller kullanırlar.
•Bitki büyüme ve gelişmesi hormonlarla düzenlenir. Hormonlar etki ettikleri
yerlerden farklı yerlerde meydana gelen kimyasal bileşiklerdir.
•Bitki organları plazmodesmalar yoluyla birbirlerine bağlantılı hücrelerden
oluşan dokulardan meydana gelir.
BİTKİLERDE BESLENME
•Bitkiler organik maddelerinin ,büyük bir oranda ,yapımı için gerekli CO2’i havadan
sağlarlar aynı zamanda topraktaki su ve mineral şeklindeki besin elementlerine de
bağımlıdırlar.
•Bitkiler dokuz makrobesin elementine ve en az sekiz mikrobesin elementine
gereksinim duyar.Makrobesin elementleri karbon, hidrojen, oksijen , azot ve
organik bileşiklerdeki diğer ana bileşenleri içerir.Pek çok mikrobesin elementi
enzimlerin kofaktörleri olarak katalitik işlev görür.
•Bir mineralin eksikliğinin neden olduğu bozukluklar , o elementin işlevi ve
hareketliliğine bağlıdır.Hareketli bir besin elementinin eksikliği , çoğunlukla yaşlı
organları genç organlara göre daha fazla etkiler.Örneğin magnezyum eksikliği
yapraklarda sararmaya neden olur.
İLK ARAŞTIRMA
•Belçikalı fizikçi ,bitkilerin besinlerini topraktan aldıklarını
ispatlamak için bir deney planlamıştır.
Jan Baptista Van Helmont
1577-1644
•Van Helmont içinde 90.9 kg toprak içeren bir saksıya
bir söğüt fidanı dikmiştir.Beş yıl sonra söğüt fidanı
76.8 kg ağırlığındaki bir ağaç haline gelmiştir.Fakat
toprakta sadece 0.06 kg lık bir toprak eksilmesi
olmuştur.
•Bitkinin ağırlığındaki artış neden kaynaklanmaktadır ?
•Van Helmont söğüdün esas olarak düzenli olarak sudan aldıklarıyla büyüdüğü
sonucuna varmıştır.
•100 yıl sonra İngiliz fizyolog Stephen Hales bitkilerin büyük ölçüde havadan
beslendiğini öne sürmüştür.(Fotosentez sayesinde aldıkları CO2 ile)
•Bir bitki tarafından emilen suyun %90 dan fazlası terleme ile kaybedilir.Bir bitkinin
kuru ağırlığının %95’i organik geri kalan inorganiktir.Köklerden alınan oksijen ve
dışarı verilen karbondioksit solunum sonucu oluşur.
•Bitkilerde hangi besinin ne rol oynadığını anlamak için sadece o maddenin eksik
olduğu bir çözelti içinde geliştirilir ve kontrol grubu ile kıyaslanır.
Element
Makrobesinler
Karbon
Oksijen
Hidrojen
Azot
Kükürt
Fosfor
Potasyum
Bitkiler tarafından
kullanılabilir formu
CO2
CO2
H2O
NO2 , NH4
SO4
H2PO4 ,
K
Kalsiyum
Ca
Magnezyum
Mg
Mikrobesinler
Klor
Demir
Bor
CI
Fe
H2BO3
Manganez
Mn
Bakır
Molibden
Cu
MoO4
Nikel
Ni
Başlıca işlevi
Bitkinin organik bileşiklerinin ana bileşeni.
“
“
“
“
Nükleik asitlerin ,proteinlerin,hormonların ve koenzimlerin bileşeni.
Koenzim yapısındaki proteinlerin bileşeni.
Nükleik asitlerin, fosfolipitlerin,ATP ve baz koenzimlerin bileşeni.
Protein sentezinde kofaktör, su dengesinde iş gören çözünen
ana madde, stomaların işlevinde yer alır.
Hücrenin çeperlerinin oluşumu ve kararlığında zar yapısının ve
geçirgenliğinin sürmesinde , hücrenin uyarılabilmesinde yer alır.
Klorofil bileşeni, pek çok enzimi aktifleştirir.
Fotosentezde suyun ayrışması için gerekli, su gengesinde iş görür.
Sitokromların bileşeni, bazı enzimleri aktifleştirir.
Klorofil sentezinde kofaktör, karbonhidrat sentezinde ve nükleik
asit sentezinde yer alabilir.
Amino asitlerin oluşumunda aktif , bazı enzimleri aktifleştirir ,
fotosentezin su ayrıştırma basamağında gerekli
Pekçok redoks ve lignin biyosentezi enziminin bileşeni
Azot tespiti için elzem , nitrat indirgenmesinde kofaktör olarak
iş görür.
Azot metabolizmasında iş gören bir enzimin kofaktörü.
Sağlıklı
Fosfat eksikliği
Potasyum eksikliği
Azot eksikliği
Bitki beslenmesinde toprağın rolü
•Kayaların parçalanmasından köken alan çeşitli büyüklükteki partiküller , çeşitli
parçalanma aşamasındaki organik madde(Humus) ile birlikte toprakda bulunur.
•Humus kilin sıkışmasını önler ve suyu tutan gevrek bir yapı oluşturur.Humus
ayrıca mikroorganizmalar organik maddeleri ayrıştırınca yavaşca toprağa geri
dönen mineral besin maddelerinin bir deposu olarak iş görür.
•Toprakdaki pek çok mineral ( K, Ca, Mg) kil partiküllerinin negatif yüklü yüzeylerine
elektriksel çekimle tutunmuştur.Toprakdaki hidrojen iyonları , kil partiküllerindeki
mineral iyonları ile yer değiştirdiğinde pozitif yüklü mineraller , bitki için
kullanılmaya hazır hale gelir.
•Katyon değişimi olarak isimlendirilen bu işlem , kökün kendisi tarafından teşvik
edilir ve kökler ,H iyonu ve toprak çözeltisi içerisinde asit oluşturan bileşikler
salgılar.
Su filmi tarafından
Kuşatılmış toprak partikülleri
Kök tüyü
+
K
Bitkinin kullanabileceği
su
-
Toprak partikülü
- - 2+
Cu
H2O + CO2
+
K
H2CO3
-
- -
+
K
2+
Ca
2+
Mg
+
+ H
HCO3 + H
-
Kök tüyü
Hava
Toprak suyu
Toprakdaki katyon değiş tokuşu
•Solunumla toprağa verilen CO2 ,karbonik asite dönüşür ve hidrojen oluşur.Hidrojen
toprak partiküllerine bağlı mineraller ile yer değiştirir ve bu mineraller daha sonra
köklerdeki emici tüylerle bitkiye geçer.
•Toprakdaki hidrojen iyonları , kil partiküllerindeki mineral iyonları ile yer değiştirdiğin de
pozitif yüklü mineraller , bitki için kullanmaya hazır hale gelir. Buna katyon değişimi
denir.
Bitki beslenmesinde Azotun rolü
•Toprak bakterilerinin metabolizması , azotu bitkilerin kullanabileceği forma
dönüştürür.
•Bitkiler havadaki gaz azotu kullanamaz.Bitkilerin azotu alabilmesi için azotun önce
amonyum (NH4) ya da nitrata (NO3) bakteriler(Nitrifikasyon) tarafından
dönüştürülmesi gerekir.Bitkiler tarafından proteinler ya da nükleik asitlerin yapısına
katılan azot gene bakteriler tarafından inorganik azota (Denitrifikasyon) dönüştürülür.
N2
N2
Toprak
N2
Azot bağlayan
bakteriler
Toprakdan
alınan H+ iyonu
Denitrifikasyon
bakterileri
NH4
(amonyum) Nitrit
bakterileri
Amonyak
Organik
bakterileri
Madde (Humus)
Nitrat ve
Azotlu organik
bileşikler
köklerle
taşınır
NH4
NO3
(Nitrat)
Kök
BİTKİLERDE GENETİK MÜHENDİSLİĞİ UYGULAMALARI
•Bakteriden elde edilen Plazmide istenen gen eklenerek rekombinant plazmit
oluşturulur.Daha sonra bu plazmit bitki hücrelerine aktarılarak bitki DNA sına
katılımı sağlanır.
•Bu yöntem sayesinde yabancı otları öldüren ilaca karşı dirençliliği sağlayan
genler pamuk bitkilerinin DNA larına aktarılır ve ilaçlar yabancı otları öldürürken
pamuk bitkisi bu ilaçtan etkilenmez.
BİTKİSEL HORMONLAR
Bitkilerde sinyal oluşumu ve iletimi
•Bitkiler dıştan ve
içten gelen sinyallere
karşı çeşitli tepkide
bulunurlar.
•Özel bir reseptöre
bağlanan bir hormon
veya diğer bir madde
sinyal sekonder mesajcılar üretmek için hücreyi
uyarır.Sekonder
mesajcılar , orjinal
sinyale karşı hücrenin
çeşitli tepkiler üretmesini
tetikler.
•Hücrede sinyal oluşumunun üç farklı evresi evresi vardır.Bunlar algılama ,iletme
ve yanıt verme şeklinde gerçekleşir.
•Bir sürgün , güneş ışığına ulaşınca çok önemli morfolojik ve biyokimyasal
değişiklikler geçirir.Bu değişiklikler yeşillenme olarak isimlendirilir.Yeşillenmede
yer alan reseptör fitokrom olarak adlandırılır.Özel bir proteine bağlanmış ışık
absorblayan bir pigmentdir.Yeşillenme süreci çok düşük düzeydeki ışık
tarafından başlatılır.
•Sinyal algılandıktan sonra hücre içi iletimi başlar ve yüzlerce ikinci mesaj taşıyıcı
molekül oluşturabilir.Fitokromun aktifleştirdiği G-proteinleri ikincil bir mesaj taşıyıcı
olarak sıklik GMP’ı oluşturan enzim olan guanil siklazı aktifleştirir.Sonuçta protein
kinaz adı verilen enzimler aktifleştirilir.Bununla birlikte çok çeşitli hormonlar ve
çevresel uyartılar sitoplazmadaki Ca seviyesinde küçük bir artışa neden olur.
Bu yolla protein kinazlar aktifleşir.Yeşillenme mekanizması sırasında fitokromun
aktifleşmesinin ikincil mesaj taşıyıcıları olarak hem cGMP hem de Ca-Kalmodulin
üretilmesiyle sonuçlanır.
•Yanıtın oluşması transkripsiyon faktörlerinin doğrudan DNA bölgesine bağlanması
ile meydana gelir.Mevcut enzim moleküllerinin aktifleştirilmeside bir yanıt meydana
getirir.
P
•Yeşillenmeden sorumlu proteinlerin çoğu fotosentezde görev alan enzimlerdir.Diğerleri
klorofilin üretilmesini sağlayan ve büyümeyi düzenleyen hormonların seviyesini
etkileyen proteinlerdir.
Bitkiler çevresel uyartılara hormonlarla cevap
verirler
•Bütünlüğü bozulmamış bitki organlarının
uyartıya yönelmelerine ya da o uyartıdan
uzaklaşmalarına neden olan büyümeye yanıt
tropizma olarak isimlendirilir.Işığa yönelim ise
pozitif fototropizmadır.
•Sadece koleoptilin ucu ışığı algılayabilir, fakat
kıvrılma uçtan belli bir uzaklıkta oluşur.Bir
sinyal çeşidinin ,uçtan aşağı taşınması gerekir.
Sinyal ,geçirgen bir engelden geçebilir fakat
katı bir engelden geçemez.
•Bu sinyal oksin adlı büyüme hormonudur.Işık
almayan bölgede daha çok bulunması o bölge
nin büyümesine neden olur ve sürgün ucu
ışığa doğru yönlenmeye başlar.
•Ucun yerine bir blok konduğunda
koleoptilden agar blok’a
geçebilen bir kimyasal kök
koleoptilin uzamasını teşvik
eder.
•Eğer blok karanlıkta tutulan
ve ucu kesilmiş bir koleptilin
ucunun uzağına yerleştirildiğinde
organ,tek taraftan ışık alıyormuş
gibi kıvrılır.
•Oksin sürgünde hücrelerin
uzamasını teşvik etmektedir.
Bitki hormonları
Hormonlar
Bitkide üretildiği yer
Ana işlevler
Oksin
Tohumun embriyosu,apikal
tomurcukların meristemleri
genç yapraklar
Gövde uzamasını , kök büyümesini ,hücre
farklılaşmasını ve dallanmayı teşvik eder.
meyve gelişimi düzenler, fototropizma
Sitokininler
Köklerde sentezlenir ve
diğer organlara taşınır
Kök büyüme ve farklılaşmasını etkiler, hücre
bölünmes ve büyümesini teşvik eder,
çimlenmeyi teşvik eder.
Giberelinler
Apikal tomurcukların ve
köklerin meristemleri ,genç
yapraklar , embriyo
Tohum ve tomurcuk çimlenmesini , gövde
uzamasını ve yaprak büyümesini arttırır
çimlenmeyi ve meyve gelişimini teşvik eder
kök büyümesini ve farklılaşmasını etkiler
Absisik asit
Yapraklar,gövdeler ,kökler
yeşil meyva
Büyümeyi engeller,su stresi sırasında
stomalar kapanır ,dormansinin kırılmasını önler
Etilen
Olgunlaşan meyve dokuları
gövdelerin nodyumları ,yaşlanan
yapraklar ve çiçekler
Meyve olgunlaşmasını arttırır,bazı oksin
etkilerini bastırır, türe bağlı olarak köklerin
yaprakların ve çiçeklerin büyümesini arttırır
ya da engeller
Brassinosteroidler
Tohumlar, meyveler , gövdeler
yapraklar ve çiçek tomurcukları
Kök büyümesini engeller , yaprak absisyonunu
engeller ,ksilem farklılaşmasını arttırır.
•Esas olarak sürgünün apikal meristeminde üretilen oksin ,farklı hedef dokularda
hücre uzamasını teşvik eder.
•Kökler ,embriyolar ve meyveler gibi aktif olarak büyüyen dokularda üretilen
sitokininler yapraklarda ve gövdede büyümeyi teşvik eder.
•Giberellinler gövde de hücre büyümesini ve bölünmesini uyarır, meyve bağlanma
sını sağlar , tohumların uygun ortamlarda çimlenmesini sağlar.
•Tohumlarda dormansi absisik ait tarafından sağlanır.Ayrıca bitkilerin kuraklığa
karşı koymasını sağlar.
•Etilen meyve olgunlaşmasının kontrol edilmesini sağlar.Programlanmış hücre
ölümü sırasında üretilir.Yaprakların dökülmesini sağlar.
•Kimyasal olarak hayvanlardaki eşey hormonlarına benzeyen brassinosteroidler
hücre uzaması ve bölünmesini teşvik eder.
Hücre duvarı
Lifleri arası
polisakkaritleri
Hücre duvarı
enzimleri
Mikrofibril
Oksin etkisiyle
Aktive olan
Proton pompası
•Oksin, bir gövdenin uzama bölgesinde, plazma zarındaki proton pompalarını uyarır.
Bu etkileşim sonucu dakikalar içinde hücre çeperinin pH’ı düşer.Çeperin asitleşmesi
ekspansin adı verilen enzimleri aktifleştirir.Selüloz mikrofibriller arası bağlantılar
kopar ve hücre çeperi gevşer.Zar potansiyellerindeki artış sonucu hücreye iyon
alınımı artar ve kofullara su girer.Bu da hücrenin uzamasına neden olur.
0.5 mm
•Bir akçaağaç yaprağındaki
absisyonu etilen ve oksin
dengesindeki değişiklik
kontrol eder.Yaşlanan bir
yaprak giderek daha az oksin
üretir.Absisyon tabakası böylece
oluşmaya başlar.Etilenin absisyon
tabakası üserindeki etkisi arttıkça
selülozu ve hücre çeperlerinin
diğer bileşenlerini parçalayan
enzimler üretilir.
•Yaprak düştükten sonra
kabuktaki bir koruyucu doku
yaprak izi haline gelir.Bu
yaprak izi bitkiyi patojenlere
karşı korur.
Dal Koruyucu
tabaka
Absisyon
tabakası
Petiyol
GA
•Bir tohum çimlenirken başlangıçta su alır ve gibberellin hormonu salgılanır.Bu hormon
etkisiyle alöron tabakasından enzimler salgılanır(alfa-amilaz).Bu gibi enzimler etkisi
ile endospermde depolanmış besinler parçalanmaya başlar ve embriyo bir fideye
dönüşür.
Bitkilerin ışığa tepkisi
•Bitkiler yalnız ışığın varlığını değil , aynı zamanda yönü,şiddetini ve dalga boylarını
da saptarlar.Klorofilin mavi ve kırmızı ışıktaki absorsiyonu en yüksek değerdedir.
•İki ışık reseptör sınıfı vardır.Heterojen bir mavi-ışık reseptörler grubu ve fitokromlar
olarak adlandırılan kırmızı ışığı absorblayan fotoreseptörler ailesi.
•Fototropizma, çimlenme sırasında toprak üstüne çıkan bir fidede hipokotil uzaması
ve stoma açılmasının uyarılması gibi olaylarda mavi ışık etkili olmaktadır.
•Bitkiler mavi ışığı tanımak için üç farklı tipte pigment kullanırlar.Bunlar kriptokrom
(Hipokotil uzamasının engellenmesi için) fototropin(Fototropizma için) ve
karotenoyit olarak adlandırılan zeaksantin(Stoma açılması için) dir.
•Işığa doğru kıvrılma fototropin
olarak adlandırılan mavi-ışık
reseptörü tarafından kontrol
edilir.
•Mısır koleoptillerindeki
fototropizmanın bu etkin
spektrumunda yalnız 500nm’nin
altındaki dalga boyları kıvrılma
oluşturur.
•Her çiftte üstteki resimler deneme
nin başında alınmıştır, alttaki
resim belirtilen renklerdeki ışık
yandan verildikten 90 dakika
sonra alttaki resim çekilmiştir.
•Fitokromlar , bir bitkinin tüm yaşamı boyunca ,yani tohumdan çiçeğe kadar ,ışığa
verilen yanıtların pek çoğunu düzenler.Marul tohumlarının çimlenmesi incelendiğin
de ,660 nm dalga boyundaki kırmızı ışığın ,herhangi bir ışığa maruz bırakılmayan
kontrol tohumlarına göre ,marul fidlerinin
çimlenmesini en fazla arttırdığını ortaya
çıkarmıştır.Bu tür tohumlar ışık koşullarında bir
değişiklik oluncaya kadar uyku halinde kalırlar.
Gölge yapan bir agacın ölmesi ,tarla sürülmesi
gibi olaylar çimlenme için uygun ortam oluşturur.
•Uzak kırmızı (730nm) ışık ise kontrollere göre
marul tohumlarının çimlenmesini engellemiştir.
Karışık ışık koşullarında ise en son uygulanan
ışık flaşı etkilidir.
•Sorumlu olan fotoreseptör bir fitokromdur.Fitokrom
protein olmayan ve kromofor olarak iş gören
kısma kovalent olarak bağlanmış bir proteinden
oluşur.
•Bir fitokromun kromoforunun iki izometrik formu vardır.Bu iki birbirine dönüşür.
İzomerlerden biri kırmızı ışığı diğeri ise uzak-kırmızı ışığı absorblar.
Kırmızı ışık
Pr
Pfr
Uzak kırmızı
Bir fitokrom işlevsel bir molekül
oluşturmak için birleşmiş birbirinin aynı
iki proteinden oluşmuştur.
Kromofor
Fotoreseptör aktivitesi.Fotoreseptör olarak
iş gören bir bölge protein olmayan pigment
ya da kromofora kovalent bağla bağlanır.
Kinaz aktivitesi.Diğer bölge protein kinaz
aktivitesine sahiptir.Fotoreseptör bölge alınan
ışığın hücresel tepkilere dönüşmesi için kinaz
bölgeleri ile etkileşir.
Sentez
•Kırmızı ışığa bırakılan marul tohumlarında Pr ,Pfr’ye dönüşür.Böylece çimlenme
sağlanır.Bitkiler fitokromu Pr olarak sentezler.Eğer tohumlar güneş ışığı alırsa
fitokrom kırmızı ışığa maruz kalır Pfr oluşur ve çimlenme başlar.Tohumlar karanlıkda
kalırsa pigment Pr formunda kalır.
•Güneş ışığı hem kırmızı ve hemde uzak kırmızı ışık içerir.Gündüzleri Pr ile Pfr
arasında dinamik bir denge vardır.Eğer bir ormanda diğer agaçlar bir ağacı gölgelerse
fitokrom oranı Pr lehine değişir.Çünkü ormanın oluşturduğu örtü kırmızı ışığı daha
fazla eler.Böylece ağacın kaynakları büyümeye harcanır.Bu sefer ışığı doğrudan
almaya başlar ve Prf oranı artar çiçeklenme başlar.
Biyolojik saatler ve Fotoperiyot
•Biyolojik saatler bitkilerde ve diğer ökaryotlarda günlük ritimleri (sirkadian ritim)
kontrol eder.Bu ritimlerdeki dalgalanmalar iç kaynaklıdır ve 24 saatlik bir peryoda
göre ayarlanır.
•Tohum çimlenmesi , çiçeklenme ve tomurcuk dormansisinin oluşması ,kırılması
yılın belirli dönemlerinde ortaya çıkar.Bitkilerin yılın belirli bir dönemini belirlemek
için kullandıkları çevresel uyartı fotoperyotdur.Fotoperyot gece ve gündüzün
nispi uzunluğudur.
•Çiçeklenme için kritik uzunlukdan daha kısa bir ışık periyoduna gereksinim duyan
bitkilere kısa gün bitkileri denir.Bu bitkiler yaz sonunda , sonbaharda ya da kışın
çiçek açarlar.Örnek sütleğen , soya fasulyesi.Uzun gün bitkileri ise ilkbahar
sonunda ya da yaz başında çiçek açarlar.Turp ,marul,süsen gibi bitkiler.Bazı
bitkiler de ise çiçeklenme fotoperyotdan etkilenmez.Örnek domates, pirinç gibi.
•Gece , kritik karanlık periyodunu aştığı
zaman çiçeklenme gerçekleşir.Karanlık
periyodunun ışık flaşı ile kesintiye
uğratılması çiçeklenmeyi önler.
•Çiçeklenme gece , kritik karanlık
periyodundan kısa olduğunda
gerçekleşir.Gece uzunluğu ışık
flaşıyla kısaltılabilir.
BİTKİLERDE HAREKET
•Bitkiler , ışık , yer çekimi veya dokunma gibi çevresel uyarıcılara karşı tepki
gösterir.Bitkinin gelen uyarının yönüne bağlı olarak pozisyon değiştirmesine
tropizm denmektedir.Uyarının geldiği yöne doğru harekete pozitif tersi yöndeki
harekete negatif tropizm denir.
Fototropizm:Bitkinin ışığın geldiği yöne doğru büyümesidir.Sürgünlerde pozitif
fototropizm görülürken köklerde negatif fototropizm gözlenir.
Işık
Jeotropizm:Bitkinin yer çekimi etkisinde gösterdiği
büyümedir.Sürgünler genellikle negatif jeotropizm
gösterirken , kök uçları pozitif jeotropizm göstermektedir.
Hidrotropizma,Kemotropizma ve Tigmotro
pizma diğer tropizma çeşitleridir.
Nasti:Uyaranın yönüne bağlı olmaksızın gerçekleşen
hareketlerdir.Örnek olarak küstüm otuna dokunulunca
tüm yapraklar aşağı doğru sarkar.
Çeşitleri:Fotonasti,Termonasti,Sismonasti
Taksi (Yer Değiştirme) Hareketleri
Uyaranın yönüne bağlı olarak, özellikle tek hücreli
bitkilerin yer değiştirme hareketidir. Uyaranın yönü
önemli olduğu için (+) ve (–) taksi hareketinden söz edilir.
Işık Fototaksi .Sıcaklık Termotaksi.
Kimyasal madde Kemotaksi
Değerlendirme
•Bitki gelişimini , eksikliğinde etkileyen inorganik maddelerin önemlileri hangileridir.
•Bitkiler çevreden gelen sinyalleri nasıl algılarlar.
•Başlıca büyüme hormonları hangileridir.
•Bitkiler hareketlerini nasıl gerçekleştirirler.
•Bir tohumun kış koşullarında çimlenmemesini hangi olaylar sağlar.
•Bitki gelişimi genetik mühendisliği sayesinde nasıl değiştirilebilir.
E-Mail : [email protected]