av. abbas bilgilinin sunumu için tıklayınız

Download Report

Transcript av. abbas bilgilinin sunumu için tıklayınız

SOMA GERÇEĞİ

Av. ABBAS BİLGİLİ

Fırça Yiyen İşçi

Sanayi Öncesi Dönem

İlk çağ ve ortaçağlarda madenlerde çalışanlar kölelerdi.

Sanayi Devrimi

Kömürün önem kazanması sanayi devrimi ile başlamış, James Watt’ın buhar makinasını icadı, kömüre olan ihtiyacı artırmıştır;

Demir çelik üretiminin,

Demiryollarının,

Buharlı gemilerin Ana gıda maddesi olmuştur.

1838/İngltere

• • • • •

5 yaşındaki çocuklar havalandırma kapaklarının açılıp kapanması işinde çalışıyordu.

11 yaşındaki kız çocuğu kömür yüklü vagonu çekiyordu Doğum yapan kadın işçi, doğum yaptığı günün akşamında işbaşına çağrılıyordu.

1836’da Huskar’da (İngiltere) madendeki kazada 26 çocuk işçi öldü.

Bu kazadan sonra 10 yaşından küçük çocukların madende çalıştırılması yasaklandı

1906/Fransa

1906’da Fransa’daki maden ocağındaki grizu patlamasında 1099 işçi öldü

Madenciler

1913/İngiltere

• •

1913 yılında 37 gün süren madenci grevi sonunda işçiler asgari ücretten yararlandılar 1913 ’de İngiltere’de kömür tutuşması sonucunda 439 işçi öldü tozu

1921/Amerika

• ABD’de (Virginia) maden işçilerinin sendikal örgütlenme ve grev kırıcılar arasındaki mücadelede 100’e yakın işçi öldü, 1000’e yakın işçi yaralandı,

1934/Franco İspanayası

Madenci ayaklanmasında Franco yönetimi 1700 madenciyi öldürdü.

26 Nisan 1942/ÇİN

Çin’in Japon işgalinde ve Japonların yönetiminde olan bölgesindeki maden ocaklarındaki kömür tozu tutuşması sonucu yangın çıktı, Japonlar ocağın ağzını kapattı, içerde kalanlar karbonmonoksit zehirlenmesinden öldü. Ölü sayısı 1549 kişi idi.

Ekmek peşinde

21 Ocak 1960/Güney Afrika

• •

Maden ocağındaki zehirlenmede 429’u siyah, 8 ’i beyaz toplam 437 işçi öldü.

Beyazların eşlerine yılda 396 sterlin, siyahların eşlerine ise bir defaya mahsus olmak üzere 252 sterlin tazminat verildi.

1849/ZONGULDAK

• II. Mahmut için İngiltere’de yapılan buharlı gemi için kömür gerekiyordu, • 1827’de bizde kömür bilinmiyordu, gemi için ithal kömür yoluna gidildi, • Padişahın yerli kömür bulunması için talimat verdiği söylenir.

• 1849’da Zonguldak’ta bir İngiliz şirketi kömür ocağını işletmeye başladı, yerli işçi bulmakta zorlandığı için Hırvat ve Karadağ’lı işçileri getirdi.

1850-1900

1850 – 1900 döneminde kömür ocağı sahipleri ve mültezimler, üretilen kömürü doğrudan devlete satmakla yükümlüydüler

Maden İşçileri

Osmanlı Nizamnameleri

• • • • • •

1861, 1867, 1868, 1887 ve 1906’da madenlerle ilgili nizamnameler (tüzükler) yayınlandı, Tüzüklerdeki temel amaç işçileri korumak değil, üretimi artırmakla ilgili, 1861 tarihli nizamnamede 54 madde vardı, ancak işçilerle ilgili ödenmeyen ücretler, meslek hastalıkları ve iş kazalarına ilişkin hükümler yoktu, 1867 tarihli Dilaver Paşa Nizamnamesi’nde Ereğli ve civarında 13-50 yaş grubundaki sağlıklı erkeklerin tamamı iki grup halinde her ayın 12 günü zorunlu olarak madene inmek zorundaydı, Bu uygulama 50 yıl devam etti.

1868’deki nizamnamede işverene az da olsa bazı sorumluluklar getirilirken, ücretin miktarı için «layık oldukları ücret» ödeneceği belirtiliyordu O zaman mevzuatta işçiler için «biçare» kavramı kullanılıyordu.

II. Meşrutiyet

• •

II. Meşrutiyetin ilan edildiği 1908’den sonra işçilerde örgütlenme, sendikalaşma girişimi başladı, 1908’de Balya kazasındaki maden grevinde, grevi bastırmak için mevcut jandarmalar yetersiz kalınca, ilave jandarma istendiğinde, bütçenin jandarma ödeneğine müsait olmaması nedeniyle, işveren şirketi jandarma masraflarını karşılamayı üslenmişti.

«mükellef»

• II: Dünya Savaşı yıllarında 1940-1947 arasında «mükellefiyet» denilen uygulama başladı, • Bu uygulama kapsamında binlerce köylü, jandarma baskısı ile maden ocaklarında çalışmak zorunda bırakıldı, kaçanlar cezalandırıldı.

• Uygulamanın ilk 2 yılında (1940-1942) köylüler 30 gün çalışıp, 30 gün köyüne dönüyor, bu şekilde dönüşümlü olarak devam ediyordu, • 1942 – 1947 döneminde ise 45 gün madende çalışıp, 45 gün köyünde yaşıyordu.

• 1947’de zorunlu «mükellefiyet» uygulaması kaldırıldı, ancak 1960 yılına kadar kısmen de olsa uygulandı.

Bir

Altta kalanlar

60’li ve 80’li ve 2000’li yıllar

• • • •

1960 1980 dönemi işçilerin örgütlenmesi ve sendikaların etkinliği açısından olumlu gelişmelerin olduğu bir dönemdi, 1980 sonrasında, sendikaların etkinliği kırıldı, 2000’li yıllarda «taşeron»laşma sürekli arttı, Madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde «iş cinayetleri» arttı

Biraz Edebiyat

“Kara bir mürekkep gibi yoğun ve karanlık bir gecede”

bir maden kasabası olan

Montsou

’ya doğru iş bulmak amacıyla yürüyen dehlizlerde genç işçi kız

Catherine

’in diye yükselen sesini unutmak mümkün mü?

Etienne Lantier

’in maden ocaklarındaki yaşamı, 19. Yüzyıl vahşi kapitalizminin edebi bir betimlemesi sayılabilir. Her satırında ezilmişliğin, sömürünün, çaresizliğin her halini görmek olası. Maden ocağındaki karanlık

“ölmek istemiyorum… ölmek istemiyorum…”

Biraz Edebiyat

Biraz Edebiyat

“Mumlarımızın turuncu ışığı altında pırıl pırıl parlayan siyah kömür damarına bakar ve bir şerit gibi uzayıp giden bu damarı bir yas kurdelesi ne benzetirdim. Yoksa, bu şerit dünyamızın taşıdığı bir yas işareti midir diye düşünürdüm kendi kendime. Biz onu yakmak için yerinden sökerken, dünyamızın hesaplaşma gününü bekleyerek, yarı kapalı gözlerle bize baktığını sanırdım. Oradayken her zaman bir korku duyardım içimde. Bu korkudan bütün ömrüm boyunca kutulamadım” (Vadim O Kadar Yeşildi Ki, sh. 477)

Biraz Edebiyat

• Şair

Behçet Necatigil

1940 – 1943 arasında Zonguldak’ta öğretmenlik yaptı, Tahir Alangu’ya yazdığı mektupta;

bekliyoruz, paltomla ben. Ne onda giyilebilecek yüz kaldı, ne bende kömür tozundan surat»

diyordu.

«Baharı

• İki genç şairle (

Rüştü Onur

sanat çevresi oluşturdu.

ve

Muzaffer Tayyip Uslu

) tanışarak, bir • Bu iki genç şair yirmili yaşlarda veremden öldüler.

• Zonguldak’ta mükellefiyet yıllarıydı.

• Gazeteci Hikmet Bila bu olayları

«Kömür Kara»

ismi ile senaryolaştırdı, Yılmaz Erdoğan

«Kelebeğin Rüyası»

ismi ile sinemaya aktardı.

Madenci

Bugün

• • • • •

Bugün 740 kayıtlı işletmede 49.000 maden işçisi çalışıyor.

1946 2010 arasında 59.300 işçi öldü.

Yılda ortalama 880 işçi ölüyor.

Bugün 700 bini kamuda 1.200 bin taşeron işçisi var Siyaset bilimci Ayşe Kadıoğlu «merhametsiz büyüme» veya «insafsız büyüme» diyor.

Madenci

Soma Örneği/denetim

13 Mayısta kazanın meydan geldiği ocakla ilgili olarak iş sağlı ve güvenliği konusunda 13-18 Martta denetim yapıldığı ve mevzuat açısından bir eksiklik ve aksaklığın tespit edilmemiş olması, denetimlerin kağıt üzerinde ve adet yerini bulsun diye yapıldığını gösteriyor. Nitekim denetimi yapan müfettişlerden birinin, denetlenen maden ocağındaki müdürlerden birinin akrabası olması da

“eş dost kapitalizmi”

nin bir göstergesi olsa gerek.

Hedef maliyeti düşürmek

Ocağı işleten Soma Kömür İşletmelerinin yetkilisi maliyeti 130-140 dolardan 23 24 dolara düşürme taahhüdü verdiklerini söylerken de aslında cinayetin gerçek sebebini itiraf etmiş oluyor. Maliyetlerin bu kadar düşmesinin ana nedeni ücretlerin düşüklüğü olduğu kadar, iş sağlığı/güvenliği önlemlerinden görünüyor.

“tasarruf”

edilmiş olmasıdır. İş sağlığı ve güvenliğinden tasarruf etmenin cinayete davetiye çıkardığı çok net

Madenci

Vardiya Değişimi

Vardiya değişiminin yer altında yapılması, iki vardiyanın da yer altındayken kazaya yakalanmış olmaları sonucunu doğurmuş ve buna bağlı olarak ölü sayısı artmıştır. Vardiya değişimlerinin mutlaka gözden geçirilmesi gerekir.

Madenci

Paylaşım

Yanlış Bilgilendirme

Yetkililerin ilk açıklamalarının aksine, yangının trafo patlamasından değil de, kömürdeki kızışmadan kaynaklandığının anlaşılması da gösteriyor ki, büyük bir yanlış bilgilendirmenin ya da bilgisizliğin hakim olduğu sonucu çıkıyor.

Teknik Nezaretçi

Maden Kanunu’nun

“teknik nezaret”

başlıklı 31. maddesinde düzenlenmiş olan teknik nezaretçi ile ilgili daha ayrıntılı düzenleme Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 111. maddesinde yapılmış olup, teknik nezaretçisi olmayan ruhsat sahalarında üretim yapılamaz. Teknik nezaretçi maden sahasında onbeş günde en az bir defa denetlemek, tespitlerini ve önerilerini teknik nezaretçi defterine not etmek zorundadır. Tespit ve önerilerini panoya asar, noter onaylı deftere rapor ederken ruhsat sahibine bildirir. Soma örneğinde teknik nezaretçiliğin de iyi işlemediği anlaşılıyor.

Yaşam Odası

Ocaklarda

“yaşam odası"

denilen kurtarmaya yönelik mekanların olmaması büyük eksiklik. Mevzuatta zorunlu olmadığı söyleniyor, ama “her türlü önlemi almakla yükümlü olan” işverenin bu odaları yapması zorunludur. Maliyetinin 200 bin dolar olduğu söylenen yaşam odalarının işletme için büyük bir külfet olmayacağı kanısındayız. Kaldı ki, insan yaşamının söz konusu olduğu yerde maliyet hesabı yapmanın bir anlamı yok.

Bir manzara (!)

Kalitesiz ve yetersiz maskeler

Maden ocaklarında, yer altında çalışanların en önemli iş güvenliği malzemelerinden biri olan maskelerin yetersiz ve kalitesiz olduğu konusunda medyaya yansıyan haberlerin dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Sadece 45 dakika dayanabilen eski tip maskeler yerine 2 saat dayanabilen yeni tip maskelerin kullanılması sağlanmalı idi.

Gaz Sensörleri

• Gaz sensörlerinin yeterli olmadığı da anlaşılıyor. Kaldı ki, mevcut sensörlerin uyarıları dahi dikkate alınmış değil. 50 ppm karbonmonoksitin insan sağlığı için tehdit kabul edildiği uzmanlarca söylenirken, olay anında 500 ppm gösteren sensörlerin olduğu söyleniyor ki, bu hususun da hiç dikkate alınmadığı, anlaşılıyor.

“bize bir şey olmaz”

alaturkalığının burada da hüküm sürdüğü

Madenci

Yeraltındaki işçilerin izlenmesi

Yeraltındaki işçilerin çip sistemi veya başka yöntemlerle takip edilmesi gerekirken, Soma’da bunun yapılmadığı anlaşılıyor.

İşçi - Patron

Yedek enerji ve havalandırma sistemlerinin yokluğu

• Yedek enerji sisteminin yokluğu, • Yedek havalandırma sistemlerinin yokluğu, Felaketin boyutunu artırmıştır.

Eğitim

İş sağlığı ve güvenliği konusundaki en önemli önlemlerden biri, işçilere eğitim vermektedir. Ancak uygulamada bir çok işveren, bu eğitimi vermediği halde, işçilere anlaşılıyor.

“eğitim aldım”

beyanını içeren belgeler imzalattığı da bu ülkenin acı gerçeklerindendir. Özellikle maden sektöründe ciddi bir eğitim şart olup, bu eğitimin tatbikatlarla güçlendirilmesi gerekir. Soma olayında da işçilere yeterli eğitim verilmeden yer altına gönderildikleri

Aşırı yüklenme

Bantlardaki aşırı kömür yükü nedeniyle elektrik panolarının sürekli arıza yapması ve dayanamayacak duruma gelmesi de, aksayan bir başka yön.

Madenci

İşverene bağımlı iş güvenliği uzmanlığı

İşverene bağımlı çalışan iş sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının işverenin açıklarını rapor etmesi oldukça zor. Bu durumun düzeltilmesi ve bağımsız denetim sisteminin geliştirilmesi gerekir.

Sendikaların etkisizleşmesi

Sendikaların madencilik sektöründe etkin olması beklenir. Ancak Soma örneğinde görüleceği üzere, sendikaların işçilerin (üyelerinin) hak ve menfaatlerini korumda hiç de etkin olmadıkları, beklenenin tam aksine işverene daha yakın durdukları görülüyor.

Rödövans

• Fransızca bir kavramdır, •

«bir şeyi kullanmanın karşılığında ödenen vergi»

anlamına gelir, • Bugün madencilik alanında

karşılığında verilmesi»

dir.

«bir maden sahasının belirli bir süreliğine, alt sözleşme yoluyla bir şirkete belirli bir para

• Ruhsat sahibi madenci, işletme iznini rödövansçıya devretmekte, bunun karşılığında rödövansçıdan , rördövans bedeli denilen pay almaktadır. • Başka anlatımla rödövans; maden ruhsat karının hak sahibi tarafından başkalarına süreli tahsisinde, ton başına elde edilen hasılat (kira) geliri.

RÖDÖVANS

Devletin alım garantisi verdiği bir sistemde daha fazla üretim için işçilerin zorlandığını söylemeye gerek yok. Daha fazla üretim ve daha fazla kazanç hırsının iş güvenliğinin önüne geçtiği görülüyor. Rödövans sisteminin teşvik ettiği az fiyata çok üretim ve sınırsız satış imkanında işçiler sadece birer üretim süjesi olarak kabul ediliyor.

Alt İşverenlik (Taşeron)

• • •

Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir (İş Kn. Md. 2) Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir (5510 sayılı KN. Md. 12) İki tanım arasında önemli fark var ve bu farklılık giderilmelidir.

Madenci

Rödövans, alt işverenlik midir?

• • • • • •

«Rödövans, alt işverenlik değildir»

İşverenlik, sh. 200), (Levent Akın, İş Sağlığı Güvenliği ve Alt

«Rödövans, alt işverenlik değil, hasılat kirasıdır.

İş Dergisi, Sayı: 2014/3, sh. 1-21) «(Osman Güven Çankaya, Kamu

«Rödövans, sözleşmesi Borçlar Kanunu’ndaki hasılat kirası sözleşmesidir»

(Yargıtay 14. HD, 23.10.2009, E.2009/8474, K.2009/11535) Hizmet tespiti ile ilgili bir kararda,

«rödövansçı hakkında karar verilmesi ve ruhsat sahibinin hasım olamayacağı»

kararı verilmiştir (Y. 10 HD. 30.10.2008, E.2007/12464, K.2008/13747) SGK’nın açtığı rücu davasında

uygulanması» «rödövans sözleşmesinin Maden Kanunu’nda açıkça düzenlenmediği, bu sebeple BK’nın hasılat kirası hükümlerinin

gerektiği belirtilmiş (Y. 10. HD, 18.10.2010, E.2009/6050, K.2010/13806) Bir işe iade davasında,

«sözü edilen rödövans sözleşmesine göre, işletme hakkını devreden şirket, işyerinde çalışan işçilerle ilgili olarak tüm yükümlülükleri üzerine almış bulunmaktadır. Dosyada mevcut olgulara göre, dava konusu işyeri kapanmamış, rördövans sözleşmesi ile dava dışı bir şirkete devredilmiştir. Devir tarihi itibariyle iş sözleşmesi devam ettiğinden, iş sözleşmesinin de işyeri devriyle birlikte devredildiğinin kabulü gerekir»

deniyor (Y. 9. HD, 21.5.2007, E.2007/6437, K.2007/15608)

Muvazaa

Sayıştay denetçilerinin yaptığı incelemede, ilişkinin muvazaalı olduğu belirtiliyor (Murat Özveri, Güncel Hukuk, Haziran/2014).

Soma Faciasından 4Yıl Önce

29 Nisan – 2 Mayıs 2010 günlerinde yapılan

“Kamu İşletmelerinde Alt İşveren Uygulamasının Doğurduğu Sorunlar ve Çözüm Arayışları”

konulu bir sempozyumda konuşan Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdür Yardımcısının görüşleri oldukça ilginç. Soma’daki ocakta rödövans sistemi uygulanmakla birlikte, Genel Müdür Yardımcısının açıklamalarına göre TKİ, madencilikte 18 ayrı işi

“hizmet alım”

yöntemi ile

taşeronlara

yaptırıyor. Bu işlerin bir kısmı yemek, temizlik, güvenlik, personel taşıma gibi yardımcı işler iken, bir kısmı da

yer altı kömür üretimi, tüvenan kömür nakli, kömür kazı yükleme, kriblaj tesisleri çalıştırma, delme-patlatma işleri gibi asli işlerdir.

“Kamu İşyerlerinde Alt İşveren Uygulamasının Doğurduğu Sorunlar ve Çözüm Arayışları (Seminer/Çalıştay), Kamu-İş Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası Yayını, Antalya – Belek 29 Nisan – 02 Mayıs 2010 (TKİ Genel Müdür Yardımcısı

Fehmi Okumuş

’un konuşmasından alıntı), sh. 85

Faciadan 4 yıl önce

• Genel Müdür Yardımcısının açıklamasına göre, ülkenin enerji ihtiyacını karşılayabilmek için ortaya çıkan personel Burada ihtiyacı hizmet alım yoluyla sağlanmaktadır.

yine ilginç bir açıklama var,

hizmet alım

uygulamalarını açısından karlılık,, başarıyla istihdam ve uyguladığımıza Hizmet alım uygulamalarının olsa da kamu bizi zorlayan mevzuatlar yararı açısından oldukça başarılı bir uygulama olduğuna inanıyoruz”

diyor

üretkenlik inanıyoruz.

sayın müdür.

• Mevzuatın kendilerini zorladığını söylüyor

Faciadan 4 yıl önce

• Anlaşılıyor ki,

“mevzuat zorlaması”

na rağmen üretimi ve karlılığı artırabilmek için önemli gayret sarf edilmiş. Bu açıklamalara göre 2001 yılında TKİ’nin karı 4,5 milyon TL iken, 2005 ’den itibaren hizmet alım yoluyla taşeron işçilerin sayısı artmış ve kar 2008’de 196, 2009’da da 424 milyon TL olmuş. Bu rakamları sayın yönetici yorumlarken,

“kadrolu personel istihdamındaki kısıntının bir sonucu olarak yapılan hizmet alımı uygulamaları, kamunun üretkenliğine büyük katkı sağlamıştır”

diyor.

• ilave ediyor;

“2006 yılında yer altından 1 ton kömürü kamu imkanları ile 125 TL’ye çıkarırken, hizmet alımı uygulaması yolu ile 1 ton kömürü 26 TL’ye çıkarmaya başlamıştır.”

.

Faciadan 4 yıl önce

• • Yine sayın yöneticiden ilginç bir cümle;

“üretimde ve karlılıkta, netice itibariyle geldiğimiz noktada, müfettiş raporlarıyla bu konunun bizim muvazaaya canımızı sıktı , taşınmış olması, açıkça ancak heyecanımızı kırmadı. Zaman zaman bizi zorlayan konular bunlar”

diyor TKİ yetkilisi.

Müfettişlerin canını sıkmış .

muvazaa tespiti yetkililerin

Faciadan 4 yıl önce

• • • • •

Faciadan 4 yıl önce, Mevzuat yetkilileri zorlamış yani, hukuk ayak bağı olmuş, Müfettişin muvazaa tespiti «can sıkıcı» bulunmuş, Bu tespitler gösteriyor ki, Kaza «GELİYORUM» demiş.

HERKES CİNAYETİ BİLİYORDU

Kolombiyalı büyük yazar

Gabriel Garcia Marquez

Kırmızı Pazartesi

bildiği, ancak engel olmak için hiç kimsenin müdahale etmediği bir cinayeti anlatır. Roman kahramanı isimli

Santiago Nasar

romanında, herkesin ’ın öldürüleceği baştan bellidir.

Çevresindeki

herkes bu cinayetin işleneceğini biliyor

. Kasabadakiler bu cinayeti bekliyor.

Hiç kimse cinayeti önlemek için harekete Nasar geçmiyor

öldürülüyor.

ve sonuç olarak

Santiago

Madenci