F.T.1.ÜNİTE VÜCUDUMUZ BİLMECESİNİ ÇÖZELİM sunusunu

Download Report

Transcript F.T.1.ÜNİTE VÜCUDUMUZ BİLMECESİNİ ÇÖZELİM sunusunu

Vücudumuzu oluşturan yapı ve organlar bir bütünlük içinde çalışır.İnsan
hayatının devam edebilmesi için bu organların işbirliği içinde çalışması gerekir.
Vücudumuzda kemiklerden oluşan ve hareket edebilmemizi sağlayan iskelet
bulunur.İskeletimiz olmasaydı vücudumuz şekilsiz, sulu bir et yığını görünümünde
olurdu.
İnsan iskeleti sert ve sağlam yapılı kemiklerden meydana gelir.Yetişkin bir
insanın iskeletinde 206 tane kemik bulunur.Bu kemiklerin yapısı, şekli, büyüklüğü ve
görevi birbirlerinden farklıdır.
Vücudumuzdaki kemikler şekillerine göre uzun, kısa ve yassı kemikler
olarak gruplandırılır.
Kemiklerin gelişmesi için beslenirken bol süt,yoğurt ve yumurta
yenmelidir.
Dişlerimizde kemiklerin yapısına sahiptir.Dişlerimizi korumak
için onları fırçalamalı, kemiklerimizi korumak için kalsiyumlu
yiyecekler yemeliyiz.
Kemiklerin sağlıklı olabilmesi için Güneş ışığıyla etkinleşen ve
sütte bulunan D vitamini alınması gerekir.
BAŞ İSKELETİ
GÖĞÜS KAFESİ
OMURGA
KOLLAR VE BACAKLAR
Kafa tası ve yüz kemiklerinden oluşur.
Şekil bakımından yassı kemiklerdir.
Sağlam ve dayanıklı bir yapıları vardır.
Sadece altçene kemiği hareket eder.
Diğerleri hareket etmez.
Yassı kemiklerden oluşur.
Kaburga,kürek,omuz kemikleri ve
göğüs kemiği bulunur.
Hareketsizdirler.
İçinde bulunan kalp,akciğer gibi hayati
organlarımızı korur.
Kısa kemiklerden oluşur.
Çok az hareket eder.
Vücudumuzun dik durmasını sağlayan İskeletimizin,
önemli bir kısmıdır.
İçersinde bulunan ve omurilik adı verilen yapıyı korur.
Boynumuzdan başlayıp sırt boyunca uzanır.
Boyun kısmındaki omurga başımızı dik tutabilmemizi
sağlar.
Kol ve bacaklarımızda bulunan kemiklerden oluşur.
Bilek ve parmak kemikleri kısa diğerleri uzundur.
İskeletin en hareketli kısımlarıdır.
Kolda pazı,ön kol,bilek,el tarak ve parmak
kemikleri bulunur
Bacakta ise uyluk,kaval,baldır,bilek ve
ayak tarak kemikleri bulunur
Sadece bacağımızda bulunan uyluk kemiği yassı,
diğerleri uzun ve kısa kemik gruplarına girer.
UYLUK KEMİĞİ
Vücudumuzun en uzun kemiği uyluk kemiğidir.
En kısa kemik ise kulağın içinde bulunur.
Kasların yardımıyla vücudun hareket etmesini sağlar.
Beyin, kalp ve akciğer gibi iç organları korur.
Vücuda destek olur.
Vücudun dik durmasını sağlar.
Kaslarla birlikte vücuda şekil verir.
KISA KEMİKLER
YASSI KEMİKLER
UZUN KEMİKLER
Kemik Çeşitleri
• Uzun kemikler:
– Kol ve bacaklarda bulunur.
• Kısa kemikler:
– Omurgamızda el ve ayak
bileklerimizdeki kemikler
kısadır.
• Yassı kemikler:
– Kafatası, kürek, kalça ve
kaburga kemikleri yassıdır.
Günlük hayatımızda sürekli hareket ediyoruz.iskeletimizi oluşturan kemikler
bir yap bozun parçaları gibi birbirine sıkıca bağlanmıştır.
eklem
Kemiklerin birbirine eklendiği yere …………………denir.
Bacağımızı her büktüğümüzde ya da
yumruğumuzu her
sıktığımızda eklemlerimiz
çalışır.
Eklemlerimiz
kemiklerin
birleştiği
yerlerde bulunur. Onlar olmadan vücudumuz
hareket edemez dimdik dururdu.
Üç temel eklem türü vardır.
1- HAREKETLİ EKLEMLER
2- YARI HAREKETLİ EKLEMLER
3- HAREKETSİZ EKLEMLER
Hareketli eklemler,
oldukça esnektirler ve
vücutta büyük oranda
bulunurlar.
Çok
edebilen
az
hareket
eklemler
,
belkemiğinde olduğu gibi
,
kemiklerin
kısıtlı
hareketlerini sağlarlar.
Bu
kemiklerin
eklemler,
kafatasında
olduğu gibi sabit ve sıkı
şekilde
tutturulduğu
yerlerde bulunurlar.
İskelet tek başına vücudumuza şekil veremez.Kaslar insan vücudunu
sararak iskeletin tamamını örter.Vücudumuzu örten bu yapıya KAS denir.
Kaslar, iskeletle birlikte çalışarak vücudumuzun hareket etmesini
sağlar.Farklı kas grupları kemikler arasında uzanarak kemiklerle bağlantı kurar.
Yaptıkları ritmik çalışmalar sonucu koşma,zıplama,tutma gibi hareketleri
gerçekleştirebilirler.
Bir kemiğin hareket etmesini iki kas grubu sağlar.Bu iki kas grubundan
birisi kasılıp kalınlaşınca,karşısında bulunan kaslar gevşeyerek harekete
imkan verir.
Kolumuzu dirseğimizden hafif büktüğümüzde pazı kasımız kasılır.
Pazı kasımızın arkasındaki kol kası gevşer.Kolumuzu aşağıya doğru
bıraktığımızda pazı kası gevşeyerek eski halini alırken arka kol kasları kasılır.
Kaslar çalışırken ön ve arkada olanlar birbirine zıt olarak hareket eder.
Kaslar
• Vücudumuzu örten yapıya kas denir.
• Çizgili kaslar: renkleri kırmızı olduğu için
kırmızı kas da denir. İsteğimizle çalışır.
• Düz kaslar: beyaz renklidir. İç organlarımız
düz kaslardan oluşur. İstek dışı çalışır.
• Kalp kırmızı kastan oluşur ama istek dışı çalışır.
Kasların kemiklere bağlantı yaptığı yerlere kiriş denir.
Kaslar lif denilen özel tellerden oluşur.Lifler paket lastiği gibi
kısalıp uzayabilirler.Bu sayede bağlandıkları kemikleri hareket ettirirler.
Kemikleri birbirine bağlar.
Vücudun hareket etmesini sağlar.
Vücuda şekil verir.
Yürüme ve koşma gibi
pek çok aktivitemiz, kaslarımızın
ve iskeletimizin sağlıklı olmasına
bağlıdır.
Bu yapılarımızın korunmasına
ve gelişmesine özen göstermeliyiz.
Kas sağlığının ilk koşulu dengeli
Beslenmedir.Et ve yumurta yenilmeli,
bol miktarda süt içilmelidir.
İskeletin görevlerini tam olarak
yapabilmesi için duruş ve oturuş
biçimlerine dikkat edilmelidir.
Özellikle gelişme çağındaki,
çocukların hatalı duruş ve
yürüyüşleri iskeletlerinde şekil
bozukluklarına yol açar.
Okul çantasını taşırken, eğilip
kalkerken ani hareketlerden kaçınmalıyız.
Hareketler yavaş ve dengeli yapılmalıdır.
Ayakta dururken ve otururken vücudun
doğru konumda tutulması gerekir.
Güneş ışığının ve sporun
kemik gelişimine ve kas sağlığına
olumlu etkileri vardır.Bu bakımda
güneş ışığından yeterince
faydalanmalıyız.
Spor yapmaya önce ısınma
hareketleri ile başlamalıyız.
Bu konuda öğretmenlerimizin
ve ilgili kişilerin önerilerini
dikkate almalıyız.
Canlılar yaşamları için gerekli enerjiyi besinden sağlarlar.
Bunun için oksijene ihtiyaç duyarlar.
Vücudun enerji elde etmek için havadan oksijeni alarak,
vücuda zararlı olan karbondioksiti havaya vermesi olayına
solunum denir.
Solunum olayı ; solunum sistemi organları ile gerçekleştirilir.
Bu organların;
Vücudumuz için gerekli olan oksijeni havadan alarak kana
girmesine soluk alma,
Solunum olayı sonunda meydana gelen karbondioksiti kandan
alarak havaya vermesine soluk verme denir.
- Burun
- Yutak - Gırtlak - Soluk Borusu - Akciğerler
Solunum sisteminde; göğüs kasları ile
diyaframda görevlidir.
Koku almamızı sağlayan ve dış ortamdan havayı vücudumuza
alan organdır.
Burun,içinden geçen havayı ;
Isıtır
Nemlendirir
İçindeki kıllar ve sümüksü maddeyle havadaki yabancı
maddeleri süzer.
Ağız ve burun boşluğuyla,yemek borusu ve soluk borusunun
birleştiği bir kavşak gibidir.
Burundan geçen hava yutaktan sonra gırtlağa gelir.
Gırtlak;
Havayı soluk borusuna iletir.
İçindeki ses telleri yardımıyla ses oluşumunu sağlar.
Havanın akciğerlere
iletilmesini sağlar.
Akciğerler göğüs boşluğunda
sol ve sağ akciğer olmak üzere
iki büyük parçadan oluşur.
Sol akciğer üç,sağ akciğer
iki bölmelidir.
Sol akciğerin küçük
olmasının sebebi kalbin
buraya yakın olmasıdır.
Akciğerlerin altında
diyafram bulunur.
Akciğerlerde çok sayıda
hava kesecikleri vardır.
Solunum sistemi organları
dışında vücudumuzun ,deri
yüzeyinde bulunan gözenekler
aracılığı ile de solunum yapar.
Soluk alırken;
Kaslı bir yapısı olan diyafram
aşağı doğru düzleşir.
Kaburga kemikleri arasındaki
kaslar kasılır.Göğüs kafesi
genişler.
Akciğerler genişler.
Hava akciğerlere dolar.
Soluk verirken;
Diyafram kası gevşeyerek
yukarı doğru yükselir.
Kaburgalar arası kaslar
gevşeyerek kasılır.Göğüs
kafesi daralır.
Akciğerler daralır.
Akciğerlerdeki hava dış
ortama atılır.
Burnumuzdan giren hava,akciğerlerdeki hava keseciklerine
gelir.Hava keseciklerinin çevresi kılcal damarlarla çevrilidir.
Hava keseciklerine gelen temiz havadaki oksijen kılcal
damarlara geçer.
Kılcal damarlarda bulunan karbondioksit hava
keseciklerine geçerek vücut dışına atılır.Böylece kan
temizlenir.
Açık ve temiz havada yürüyüş ve spor yapmalıyız.
Evleri ve odaları sık sık havalandırmalıyız.
Kirli hava ve ortamlardan uzak durmalıyız.
Yeterli beslenmeliyiz.
Bulaşıcı hastalıklardan kaçınmalıyız
Gerekli aşılarımızı yaptırmalıyız.
Sigara gibi zararlı maddeleri
kullanmamalıyız.
Hava şartlarına uygun giyinmeliyiz
- Nezle
- Difteri
- Bronşit
- Menenjit
- Zatüre
- Çiçek
- Verem
- Grip
- Kabakulak
- Boğmaca
- Kızıl , kızamıkcık
KAN
Bir yerimiz kesildiğinde akan kırmızı renkli sıvaya ………………denir.
Kan insan vücudundaki besin ve oksijeni taşır.
Kanın zararlı maddelerin vücuttan atılmasında da rolü vardır.
DAMAR denir.
Kanın içinde hareket ettiği yapıya ……….…….
Damarlar su hortumlarına benzer.Kanın vücuda rastgele dağılmasını önler.
Kan insan vücudundaki besin ve oksijeni taşır.
Kaslardan oluşan bir organdır.Kanın damarlar içinde hareket etmesini sağlar.
İsteğimiz dışında bir pompa gibi durmadan çalışır.
Vücudumuzda kirli kanın temizlendiği yerdir.Göğüs boşluğunun
sağında ve solunda olmak üzere iki tanedir.
Kalbin, akciğerlerdeki temiz kanı vücudumuza; vücudumuzda kirlenen kanı
KAN DOLAŞIMI
akciğerlere pompalamasına …………..…………………………denir
Kalp, bir dakikada yaklaşık 70 kez kasılarak kanı vücuda dağıtır.
Kanın damarlarda hareket edebilmesi için gerekli gücü sağlar.Bu güç damarlarda
bir etki oluşturur.Bu etkiyi kalbe yakın büyük damarlarda hissedebiliriz.
Kalbin sebep olduğu ve damarlarda da hissedilebilen bu etkiye NABIZ
…………. denir.
Doktorlar hastalarını muayene
ederken nabızlarını sayarlar.
Kalp ve akciğerlerinin sesini
dinleyebilmek için stetoskop
denilen aleti kullanırlar.Böylece
soluk alıp vermede bir sorun olup
olmadığı anlaşılır.
Kan dolaşımı sırasında besin ve oksijen vücudumuzun
her yerine ulaşır.Besinlerden enerji elde etmek için solunum
yoluyla aldığımız oksijen kullanılır.Kanda bulunan oksijen
Vücutta kullanıldıktan sonra vücut için zararlı olan karbondioksit
oluşur.Karbondioksit damarlar yoluyla kalbe, oradan da akciğere
gönderilir ve soluk verirken dışarı atılır.
Günümüz insanı, gelişen
teknolojinin etkisiyle adeta
hareket edemez hale
gelmiştir.Otomobiller, asansörler
ve yürüyen merdivenler hareket
etmemizi engellemektedir.Halbuki
Yürüme, koşma, yüzme ve
çeşitli sporları yapma vücudumuzun
bütün organlarını çalıştırır.Ancak
egzersize başlamadan önce ne tür
hareketler yapabileceğimiz
konusunda doktorlara danışmamız
gerekir.
vücut sağlığımız için düzenli
olarak egzersiz yapmamız gerekir.
Dinlenme sırasındaki nabız ve soluk alıp
verme sayısı ile yürüme ve koşma arasındaki
sayı arasında farklar vardır.Egzersiz sırasında
nabız ve soluk alma sayısı gittikçe artar.Bu
artış bir noktaya gelince durur.Çünkü
kalbimizin atış sayısının kişiden kişiye değişen
bir sınırı vardır.
Nabız ve soluk alıp verme sayımız, sadece
egzersiz yaparken artmaz. SEVİNME ,
HEYECANLANMA, ÜZÜLME, KORKMA,
ENDİŞELENME ve ÖFKELENME gibi
durumlarda nabız ve soluk alma sayımızda bir
artış görülür.