örnek sunu - Safranbolu Meslek Yüksekokulu
Download
Report
Transcript örnek sunu - Safranbolu Meslek Yüksekokulu
KARABÜK ÜNİVERSİTESİ
SAFRANBOLU MESLEK YÜKSEKOKULU
MUMYA VE MUMYALAMA
YÖNTEMİ
2006015307022
SUNA ARSLAN
Safranbolu, 2009
1
İÇİNDEKİLER
I. MUMYA NEDİR?
i. MUMYACILIK TARİHİ
II.MUMYALAMA NASIL YAPILIR?
III.BAZI MUMYA ÖRNEKLERİ
i. PALERMO’ DAKİ KAPUÇİN MANASTIRI
ii. ROSALİA LOMBARDO
iii. NİĞDE MÜZESİ’NDEKİ KADIN MUMYASI
iv. KADIN FİRAVUN HATŞEPSUT
v. ÇAÇAPOYALAR
vi. LA DONCELLA
vii.SİDON KRALI TABNİT
IV.HAYVAN MUMYASINA ÖRNEKLER
2
MUMYA VE MUMYALAMA
YÖNTEMLERİ
3
I.
MUMYA NEDİR?
Kokmaktan ve çürümekten koruyabilmek, bozulmaksızın
yüzyıllarca saklayabilmek için özel eczalarla muamele edilen
ve özel yerlerde (lâhid) saklanan cesetlere verilen ad. Bu usulü
eski Mısırlılar icat etmişler ve onlar uygulamışlardır.
Mısırlılar, insan öldükten sonra ruhunun yaşadığına ve o ruhun
kendi vücudunu aradığına inandıklarından, mumya yapımına
önem vermişlerdir.
4
i.
MUMYACILIK TARİHİ
Tarihçi Herodotos, Mısır'da bulunduğu sırada (M.Ö 450) üç ayrı
tipte mumyalama gördüğünü yazar. Daha sonra Helenistik devir
tarihçisi Diodoros ve Romalı tarihçi Strabon'da mumyacılıkla ilgili,
kısmen doğru ve işe yarar bilgiler vermektedir. Bu kaynaklara göre
mumyacılıkta kullanılan başlıca malzeme bitumen (zift, asfalt) dir.
Fakat son araştırmalar gösterdi ki iş bununla bitmiyor. Mumyacılıkta
kullanılan ecza ve kimyasal karışımları analiz etmek zannedildiğin5
den çok daha karmaşık bir iştir.
Tarihte mumyayı
hiç yapmayanlar olduğu
gibi, az veya çok
mumya yapan sayısız
uluslar yaşamıştır. Diğer
kültür çevrelerinde de
görülmekle beraber
"mumya" sözünün
hemen aklımıza Mısır'ı
getirmesi sebepsiz
değildir. Mısır'da bu
sanatın otuz asırlık bir
tarihi vardır. Pek çok
arkeolog Mısırlılara
mumyanın mucidi, bu
tekniğin eşsiz ustaları
olarak bakarlar..
6
Gerçekten de
günümüze kalabilmiş
mumyaların pek çoğu
ve en eskileri Mısır
uygarlığının
miraslarıdır. Eski Mısır
halkı, ilk zamanlarda,
ölülerini çıplak olarak
derin olmayan
çukurların içine,
doğruca kuma
gömüyorlardı. Kum
mezar içinde sıcak ve
kuru hava cesedi
atmosfer etkilerinden
koruyor, böylece
çürüme ve bozulma
kendiliğinden önlenmiş
oluyordu.
7
Doğanın koruduğu
bu cesetler, kuşkusuz
zaman zaman mezar
hırsızları ve defineciler
tarafından açıldığı için
tahribat önlenemiyordu.
Daha sonraları ölüm
sonrasındaki dünyada
kişinin kullanacağı eşya
ve yiyecekleri içine
koyabilmek için daha
büyük mezar yapıları
inşa edilmeye başlandı.
Taş ve ahşap olan bu
yapılar, tabii olarak, dış
etkileri
önleyemediğinden ceset
havayla doğrudan
temastaydı ve bozulma
kaçınılmazdı.
8
Mezar odasının iyi
korunamayışı herhalde
cesedi koruma fikrini
vermiş olmalı ki, cesedi
yapay yöntemlerle
korumak için yollar
aranmaya başlandı. En
eski mumyaların
çoğunluğu kral ailesine
ait cesetlere
uygulanmıştır. Zamanla
halk, en alt sınıflar ve
gücü yeten herkes
mumya yaptırmaya
başladı.
9
Daha 4. Sülale
Devrinde (MÖ. 2613
2494) vücudun iç
organları boşaltılıp,
bunlar topluca
"Kanopus küpü" adı
verilen kaplara
konuluyordu 17.
Sülaleden önce yapılan
mumyalar özensiz
işçilik yüzünden
çürümüş, tahrip
olmuştur. Muhtemelen
bu tarihten sonra beyin
de kafatasının içinden
çıkarılmaya başlanmıştı.
21. Sülale zamanında
mumyacılık sanatı
zirveye ulaşmıştır.
10
Mısır'da insandan
başka, Apis öküzü, kedi,
şahin ve timsah gibi kutsal
hayvanların da
mumyalandığı görülüyor.
Bu adet Romalılarda da
vardır. Mumyacılık,
Mısır'da MÖ. 3. Yüzyılda
yaygınlığını kaybeder
fakat, Hıristiyan kaba da
olsa M.S. 640 yılındaki
Arap istilasına kadar bu
geleneği sürdürürler.
Hıristiyanlık ilk yıllarında
mumyacılığa çok önem
vermiş fakat, zamanla
vazgeçilmiştir .
11
Eski toplumların
birçoğu, örneğin
Kanarya Adaları, Yeni
Gine gibi bazı adalarda
yaşayan topluluklar ve
Orta Asya’da yaşayan
Şaman geleneklerine
bağlı Türkler’ de de
ölüler mumyalanırdı.
Mumyalama geleneği
İslam dininin Türkler
arasında
yaygınlaşmasından
sonra da sürdürülmüştür.
12
Anadolu'da, Selçuklu dönemine ait bazı mumya
kalıntılarının görülmesi bu geleneğin uzunca bir süre
yaşadığını gösteriyor. islâm dini ölünün alayişsiz bir törenle
doğrudan toprağa açılan bir mezara gömülmesini emreder. "En
iyi mezar en çabuk kaybolanıdır" ana fikriyle özetlenen
islâmın mezar anlayışı mumyacılığa, mezar binasına ve
benzeri ölünün cismani varlığını hatırlatacak her şeye karşıdır.
Selçuklular Müslüman olmalarına rağmen Sultan, komutan ve
beyleri için mumya yapmışlardır. Gerçekte dini inançlarıyla
çelişir gibi görünen bu gelenek çok eski bir alışkanlığın bir
hatırası ve seçkin kişilere duyulan saygının bir belirtisi olarak
bir süre daha yaşamıştır.
13
II. MUMYALAMA NASIL
YAPILIR?
• Mumyala işlemi için hafif meyilli bir taş kullanılıyor. Ölen kişi
buraya yatırılıyor.
• Burun kıkırdağı kırılarak, beyni burun kanalından çekiliyor.
Gözlerin içeriye düşmemesi için yine aynı yoldan keten
dolduruluyor.
• Diğer yandan vücudun yanlarından açılan küçük deliklerden
dört ayrı organ zarar görmeden çıkarılıyor.
• Vücuttan çıkarılmayan tek organ kalp. Kalp, mahkeme
14
gününde hesap vermek için vücutta kalıyor.
• Diğer organlar yeniden yaşama dönüldüğünde kullanılmak
üzere testilere konularak mumyanın yakınına gömülüyor.
• Mumyalama işlemini yapan kişi çakal maskesi takıyor. Ölü
yiyen bir hayvan olan çakal onlar için Mumya Tanrısı
konumunda.
• Mumyalama işlemi kırk gün sürüyor. Bir çok medeniyette
çokluk belirtilen "Kırk" sayısının
• Bu işlem esnasında formülü hala gizli bir sıvı etlerin
çürümemesi için vücuda sürülüyor.
• En son olarak da vücut ketenle sarılarak sandığın içine
konuluyor.
15
BAZI MUMYA ÖRNEKLERİ
III.
i.
PALERMO’ DAKİ KAPUÇİN MANASTIRI
Sicilya ölü bedenin kurutulması konusunda oldukça gelişmiş bir
yer. Duvarlarda asılı, banklarda oturan 2 bin ölü var.Giysileri
mesleklerini ele veriyor.Batı kültüründeki ölüleri sergileme
geleneğinin tersi söz konusu.Bedenlerin çoğu 19. yüzyıldan kalma. İlk
başta sadece rahipler mumyalanıyormuş. Zamanla hayırseverler, üst
düzey kişiler ve toplumda önde gelen insanlar da din adamlarına
katılmış. Yaşamını yitiren kişi, bedensel sıvılarının akıp gitmesi ve
cesedin yavaş yavaş kuruması için, süzgeç adı verilen odalarda,
giderlerin üzerine yerleştirilen tuğla ızgaralara yatırılırdı.Bir yıl
süreden sonra sirkeyle yıkanır,giysileri giydirilip ya tabuta konur 16
ya
da duvara asılırlardı.
ii. ROSALİA LOMBARDO
Rosalia 1920 yılında
zatüreden öldüğünde iki
yaşındaymış ve kederden
deliye dönen babası, ünlü
mumyalama uzmanı Alfredo
Salafia’ dan kızının
cesedinin bozulmaması için
yardım istemiş. Ortaya
çıkan sonuç inanılmaz
başarılı ve trajik; keder hala
bu minik sarışın başın
üzerinde asılı gibi.Palermo’
da Rosalia’ dan bir tür yarı
tanrıça, büyülü bir küçük
melek olarak söz ediliyor.
17
iii. NİĞDE MÜZESİ’ NDEKİ
KADIN MUMYASI
Niğde Müzesinin Kadın
Mumyası M.S.10. yüzyıllara ait
olduğu ve Aksaray ilinin Ihlara
Vadisi’nde Yılanlı Kilise’den
çıkarılmıştır.1965 yılında yurt
dışına kaçırılmak istenirken
yakalanarak Niğde Müzesine
getirildi. Rahibe Mumyası 162
santimetre boyunda, üzerinde el
dikişli bir elbise, başında ise
başörtü bulunmaktadır. Sağ kolu
göğüslerinin üzerine sol kolu ise
göğüs altına doğru uzatılmıştır.
Sol gözüne mil çekilerek beyni
ve çürüyecek organları
çıkarılmıştır. İncelemelerde 22
yaşında sarışın ve bakire olduğu
18
anlaşılmıştır.
iv. KADIN FİRAVUN
HATŞEPSUT
Mısır’ ın Krallar Vadisi’nde 1903’ te bulunan kadın
firavun Hatşepsut’ a ait mumya bulunduktan 104 yıl sonra ilk
kez Kahire’ deki Mısır Müzesi’ nde sergilenmiştir ve bu kadın
mumyasının bulunduktan 3 bin 500 yıl önce yaşamış olduğu
bilinmektedir. Bu kadın mumyasının hatşepsut’ a ait olduğunu
ise dişinden alınan DNA ve diğer bilimsel testlerden
anlaşılmaktadır. Ayrıca testlerden şeker hastalığına yakalanmış
ve şişman olduğu ayrıca ölüm nedeninin şeker hastalığının 19
etkiyle ortaya çıkan kemik kanseri olduğu da anlaşılır.
v. ÇAÇAPOYALAR
Güney Amerika’ nın Amazon
bölgesinde daha önce mezarlık ve
tapınak olarak kullanılan bölgede
tesadüfen bir köylü tarafından
keşfedilen 600 yıl öncesi
çaçapoyalar ( bulut insanları)
kabilesine ait bir düzine mumya
bulundu. Buradaki sanki korku ve
dehşetten yüzünü kapatmış kadın
mumyası ise büyük ilgi yarattı.
Bilim adamları ise kadının bu
pozisyonunun ölüm korkusunu
nasıl yaşadığını apaçık ortaya
koyduğunu söylediler.
20
vi. LA DONCELLA
İnkalılar tarafından
tanrıları için kurban
edildiğinde henüz 15
yaşında olan küçük kız La
Doncella ismiyle Arjantin’
deki High Mountain
Arkeoloji Müzesi’ nde
bugüne kadar bulunmuş en
eski ve en iyi korunmuş
cesetlerden biri olarak
sergileniyor. Ceset 1999
yılında bulunmuş. İnka
soyundan gelenler
sergilemeye karşılar çünkü
atalarına saygısızlık
yapıldığını düşünüyorlar.
21
vii. SİDON KRALI TABNİT
ABD’ li uzmanların 2003 yılında İstanbul Arkeoloji müzesi’
ndeki Sidon Kralı Tabnit’ in mumyasından DNA testi için azıdişi ve
kaburgadan aldıkları bir parça deri örneğine rağmen mumya hakkında
bilgilere ulaşılamamıştır.
Ancak mumyaya ait lahtin üzerindeki krala ait şu sözler de en az
mumyadan elde etmek istediğimiz bilgiler kadar önemlidir.
“ Ey mezarımı bulan kişi, her kim olursan ol lahtimi açma,
huzurumu bozma. Çünkü yanımda ne gümüş, ne altın, ne de define
vardır. Mezarımı açarsan nesilden ve nesepten mahrum kal ve ölüler
arasında yatacak yer bulma. ”
22
IV. HAYVAN MUMYASINA
ÖRNEKLER
Üstte parmak
uçları bile ihmâl
edilmeden, gayet
özenle mumyalanmış
bir maymun
görmektesiniz.
Binlerce yıl
öncesinden bugüne
müstehzî bir ifade ile
gülümsüyor gibi.
Atta ise en az iki
metre boyunda bir Nil
timsahına ait mumya.
23
KAYNAKÇA
Meydan Larousse, Büyük Lügat Ve
Ansiklopedi, Meydan Yayınevi, cilt 9,
sf.59
Temel Britannica, Ana yayıncılık A.Ş (
İstanbul), Cilt 12, sf.309
http://www.tarihcininyeri.net/forum/arsi
v-baslik571.0.html
http://www.nationalgeographic.com.tr/ng
m/0902/gecmisebakis.aspx
24