DÜNYAMIZ İÇİN; Hangi Enerji Kaynağı?.. ENERJİNİN TARİHİ Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir. Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da ülkelerin.

Download Report

Transcript DÜNYAMIZ İÇİN; Hangi Enerji Kaynağı?.. ENERJİNİN TARİHİ Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir. Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da ülkelerin.

Slide 1

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 2

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 3

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 4

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 5

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 6

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 7

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 8

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 9

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 10

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 11

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 12

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 13

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 14

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 15

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 16

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 17

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 18

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 19

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 20

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 21

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 22

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 23

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 24

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 25

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 26

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 27

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 28

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 29

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 30

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 31

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 32

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 33

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 34

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 35

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 36

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik


Slide 37

DÜNYAMIZ İÇİN;
Hangi Enerji Kaynağı?..

ENERJİNİN TARİHİ
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir.
Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da
ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip
tükettikleri enerjiyle ölçülür.
Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü
gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı
büyük hızla artmıştır.

Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının
genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok
büyük hızla artmıştır.
Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da
beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen
hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak
yapılanmalarının çok zor olmasıdır.
Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip
değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği
sorunlar ortadadır.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya
Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre;
nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki
yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a
gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç
tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin
bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya
çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde
1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr
enerjisinde.

Nükleer Santraller
Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar,
toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi
210 adet Nükleer santralde toplam
367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari
kullanım için elektrik üretmiştir.
Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine
elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de
Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.

NÜKLEER SANTRALLERİN
GELİŞMESİ
Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen
bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü
ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2
formülü ile ilişkilidir.
Bununla beraber,kütle enerji
denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu
açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer
kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak
ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine
dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.

Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin
başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde
sürdürüldüğü aygıtlardır.
Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka
bir tür enerjiye olarak kullanılırlar
2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör
çalışır durumdadır…
Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile
oluşur;
Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu
Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak
parçalanması
Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı
hale geçmesi…

Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını
karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi
kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi
faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara
yenileri eklenecek.

Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan
konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer
santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların
bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor.
Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta
saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak
önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada
gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin
ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu
depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl
kalabileceği de sonuçta bir iddia.

ÇERNOBİL
Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması
sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100
katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar

rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan
yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere
indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin
kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu
İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka
büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.

Avantaj,Dezavantaj
1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25
ton kömürün yanmasıyla elde edilir.
Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza
edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların
çevreye zararları
Herhangi bir kaza durumunda ekosistem
için geri dönülemez radyasyon kirliliği
yaratması.
Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER
Barajda biriken su potansiyel enerji
içermektedir. Su, belli bir yükseklikten
düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine
göre potansiyel enerjisi önce mekanik
enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına
bağlı jeneratör motorunun dönmesi
aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.

HİDROELEKTRİK SANTRALLER

EKSİLERİ
Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun
süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar
yapılması,su altında kalan arazi için
ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım
maliyetinin yüksek olması ilk yatırım
maliyetinin yükselmesin neden olur.
İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta
bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak
olmasıdır.

ARTILARI
Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim
maliyeti çok ucuzdur.
Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar.
Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama
Sel ve taşkınları önleme
Tarım arazilerini sulama
Balıkçılık
Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme
Turizmi geliştirme
Ulaşım
İklimde yumuşama

TERMİK SANTRALLER
Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı
enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine
dönüştüren tesislerdir.
Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton
kömüre ihtiyaç vardır.
Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de
düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik
makinalar kullanarak güç üretimi yapan
santrallerdir.

ARTILARI
Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve
yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için
ekonomiktir.
Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir.
Kuruluş masrafları azdır.

Eksileri
Termik santrallerde üretilen enerjinin
sadece %30-40’lık bölümü elektrik
enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı
kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da
baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır.
Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine
neden olurlar.
Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin
kül artıkları…

Hidroelektrik Santralle
Karşılaştırılması
Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen
su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su
insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle
çalıştırmaya yetmeyebilir.
Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok
kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen
miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye
alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına
uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale
gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu
yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere
tasarlanmıştır…

Türkiye enerjisinin
%65’ini termik
santrallerden
karşılamaktadır.

Rüzgar enerjisi
Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının
sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu
enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya
elektrik enerjisine dönüştürülebilir.
Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması
çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden
ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve
yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl
öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için
de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır.
Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla
kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde
atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu
gazlar havayı ve suyu kirletmektedir.
Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında
ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere
salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz
bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür.
Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler
günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.

Rüzgâr Enerjisi Temizdir
Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz.
Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir
yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik
santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine
geçecektir.
20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir
rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı,
faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan
enerjinin sekiz misli fazladır.
Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl
etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri
kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.

Rüzgâr Enerjisi Yoğundur
Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir
kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir.
Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik
tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu
rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine
yükselmesi beklenmektedir.
Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki
rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın
kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar
niteliktedir.

Dünyadaki durum
Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok
artan yenilenebilir enerji kaynaklarından
biri haline gelmiştir. Günümüzde
dünyadaki kullanım oranının çok düşük
olmasına karşılık, 2020 yılında dünya
elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr
enerjisinden karşılanması için çalışmalar
yapılmaktadır.

Artıları
Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların
salınmaması,
Temiz bir enerji kaynağı olması,
Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve
atmosfer olduğu sürece),
Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin
diğer tesislere göre daha kolay olması,
Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,
Güvenilirliğinin artması,
Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi
elektriğini üretebilmesi.

Eksileri
Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim
değerinin sabit olmaması,
Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,
Gürültü kirliliği oluşturması
Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye
oranla enerji üretiminin düşük olması
Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,
Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların
doğada geri dönüştürülmesinin mümkün
olmaması.

SONUÇ
Nükleer santral çok verimli fakat doğaya
verebileceği zararlar korkunç boyutlarda…
Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya
zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı
zaman işlevini yitiriyor…
Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı
ve çalıştığı sürece çevreye zararlı…
Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim
düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…

TEŞEKKÜR EDERİM…
kemal tosik