LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER*NDE DEVLET YÖNET*M

Download Report

Transcript LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER*NDE DEVLET YÖNET*M

Türklerin Müslüman olması ve ilk
Müslüman Türk devletleri
 Talas Savaşı (751) yeni bir süreç başlatmış ve Türkler
arasında İslamiyet hızla yayılmıştır. Özellikle Karluk, Yağma
ve Çiğil Türkleri bu konuda öncülük yapmış ve bu topluluklar
Karahanlılar devletini kurmuşlardır (840).
 Batı Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han’ın Müslüman
olmasıyla İslamiyet devletin dini haline geldi. Artık her
hükümdar bir Müslüman isim almaya başladı (Abdülkerim,
Cebrail, Muhammed, Yusuf vb).
 Batı Karahanlılar bir taraftan İslamiyeti yaymaya çalışmışlar,
bir taraftan da Sünni İslamlığa karşı çıkan akımlarla
mücadele etmişlerdir.
 Karahanlılar 11. yüzyıl ortalarında ikiye ayrılmışlar ve
1212’de tamamen ortadan kalkmışlardır.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
1
İlk Müslüman Türk devletleri
Karahanlı devleti her yönden bir Türk devleti
olmakla birlikte, öncekilerden farklı olarak
«gaza ve cihat» politikası izlemeye başlamıştır.
Kut’un yerini İslamiyet'le beraber adalet ve
doğruluk anlayışı almıştır (köni).
Yerleşik hayat öne çıkmış, şehirli nüfus öne
çıkmış, şehirler büyük gelişmeler göstermiştir.
Bariz bir şekilde Hint ve İran etkisi
hissedilmeye başlamıştır.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
2
İlk Müslüman Türk devletleri
 Artık yöneten ve yönetilen açık olarak ortaya çıkmıştır. Yusuf Has
Hacip Kutadgu Bilig’de:
“Budun koy sanı ol begi koyçısı
Bağırsak kerek koyka koy kötçisi”
Yani,
“Budunu koyun san, beyi de çobanı
Merhamet gerek koyuna, koyun güdeni”
 Siyasetnamelerde de İran ve Hint etkisi vardır.
• Otorite ise ancak adalet yoluyla kurulabilirdi. Halkın
memnuniyetsizliği veya fakirliği, adalet duygusunu aşındırıp halkı
isyana teşvik edebilecek konulardı. Han’a düşen, bunlardan
mümkün olduğunca kaçınması, halkını hoşnut etmesiydi.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
3
İLK MÜSLÜMAN TÜRK
DEVLETLERİNDE DEVLET YÖNETİMİ
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL NİZAMOĞLU
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
4
İlk Müslüman Türk devletleri
 “Ey hakim! Memlekette uzun müddet hüküm sürmek
istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın.
Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer, zulüm ile ülke
eksilir ve dünya bozulur”.
 Asırlardan beri monarşik idarelere tanıklık eden coğrafyada
benzer bir siyasi kültür gelişmiş ve bunun sonucu olarak
politik reçeteler hükümdara yönelik kaleme alınmıştır.
Siyaset risalelerinde hükümdarların vasıflarına ağırlıkla yer
ayrılması, bahsettiğimiz kültürün tipik yansımasıdır.
 Kutadgu Bilig, ideal hükümdarı şöyle tarif eder:
 “Bey tok gözlü, haya sahibi ve yumuşak tabiatlı olmalı” (b.
2000); “beyin dili dürüst ve kalbi doğru olmalı” (b. 2010);
“beye cömertlik ve alçak gönüllülük lazımdır” (b. 2049),
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
5
İlk Müslüman Türk devletleri
 Hükümdar ile halk arasında kurulan dolaysız bağlantı, mevcut
siyaset risalelerinde işlenen ve özellikle Osmanlılarda daha da
geliştirilecek olan “adalet dairesine” işaret etmekteydi; “Memleket
tutmak için çok asker ve ordu lazımdır, askerini beslemek için de çok
mal ve servete ihtiyaç vardır, bu malı elde etmek için halkın zengin
olması gerekir. Halkın zengin olması için de doğru kanunlar
konulmalıdır”.
 Orta Asya hükümdar unvanlarına, “emir” ve “sultan” gibi İran-İslam
dünyasında kullanılan unvanlar eklenmiştir. Karahanlılardan itibaren
yöneticiler hükümranlıklarını, İslam Dünyası'nda olduğu gibi adlarına
hutbe okutup, para (sikke) bastırarak ilan etmeye başlamışlardı.
 Halifeler daha Karahanlılar devrinden itibaren Türk sultanlara
birtakım meşruiyet sembolü ile beraber hil’at denilen elbiseyi de
göndermişlerdir.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
6
İlk Müslüman Türk devletleri
• Hatun: Hükümdar eşlerine Eski Türklerde olduğu gibi “hatun”
(katun) denmekteydi. Ancak hatunun devlet teşkilatında ve saray
hayatındaki yeri konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır.
Kutadgu Bilig’de hatuna değil ancak kadınlar hakkında azami
temkinli
olunması
gerektiği
yönünde
nasihatlerde
bulunulmuştur. Buradan bazı araştırmacılar eskiye nazaran
hatunun konumunun düştüğünü iddia etmişlerdir.
• Saray Teşkilatı: Karahanlılarla beraber hanın işlerini görmek
üzere görev tanımı yapılmış kalabalık bir görevliler gurubu ile
karşılaşmaktayız. Söz konusu maiyetin başında Hacib unvanlı ve
hükümdarın bir numaralı danışmanını görüyoruz. Hacib, Saray'ın
tüm teşrifat ve protokol işlerinden sorumlu tutulmuştu. Ayrıca
mutfak, giyim kuşam, güvenlik, protokol işlerine bakan görevliler
bulunuyordu.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
7
İlk Müslüman Türk devletleri
 Merkez Teşkilatı: Hayatı sarayda geçen devlet görevlilerinin bir
numarası Yuğruş yani vezirdir. Kutadgu Bilig’den anladığımıza göre
tuğ, nevbet, zırh, hil’at, at ve mühür, makama tayinle vezirlere
sunulan hediyelerdi. Vezirler için adeta hana mahsus birtakım
vasıflar aranırken, kendisinden orduyu hazır, hazineyi bol, ülke
sınırlarını geniş ve halkı esen kılmak gibi görevler belirlenmişti.
Kendisi, devlet görevlilerinin toplandığı ve önemli konularda hana
danışmanlık yapılan Büyük Divan'ın en önemli üyesiyken, ofis
işlerinde benzer alt divanlar oluşturmuştu. Hazinedar, Tamgacı gibi
alt divanlar vardı.
 Taşra Teşkilatı: Ülke doğu ve batı şeklinde ikiye bölünmüş, ayrıca
ülke vilayetlere bölünerek başına hanedandan prensler tayin
edilmiştir. Ayrıca esnaf ve tüccarı takip eden muhtesip ve asayişten
sorumlu kale komutanları tayin edilmiştir. Ayrıca posta görevlisi
olarak eşkinci tayin edilmiştir.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
8
Gazneliler
 Gazneliler devleti Abbasilerin zayıflamasıyla ortaya çıkan «Tavaif-i
Müluk» devletlerinden biri olarak ortaya çıkan Samanoğulları
topraklarında kurulmuş, İran, Horasan, Afganistan ve Hindistan’ın
büyük bölümüne hakim olmuştur.
 Altın çağını Gazneli Mahmut döneminde yaşamıştır. Mahmut
Hindistan’a yaptığı 17 seferle İslamiyet'in bölgede yayılmasını
sağlamıştır.
 Selçuklularla ve mahalli Hint güçleriyle yaptığı mücadeleler sonunda
zayıflamış ve yıkılmıştır.
• Gaznelilerde devlet Samanilerden yani İran kültüründen etkilenme
hissedilmektedir. devlet tecrübesini İranlı devlet adamları kanalıyla
miras almışlardı. Yönetici hanedanın ve ordunun büyük bir kısmı› Türk
olmasına karşı Gazneliler, tipik bir Ön Asya devletiydi. Tebaası İran-Hint
unsurlardan oluşan ve bürokrasisi, söz konusu halklardan devşirilmiş,
çok dilli çok toplumlu bir sistemdi.
Kısaca
TÜRK YÖNETİM
TARİHİ fark, sadece idareci zümrenin
9
Gazneliler
 Sultan: Gazne Hükümdar'ının en ayırt edici tarafı, “sultan”
unvanını sahiplenen ilk Müslüman-Türk devleti olmasıdır.
Kelime anlamı olarak hükmetmek anlamına gelen unvan,
siyaset bilimciler tarafından otoritenin şahsileştiğinin en
açık göstergesi olarak değerlendirilmiştir.
 Merkez teşkilatında “hace-i büzürg” ünvanlı bir vezir vardır,
fakat karar alma sürecinin tek sorumlusu sultandır. Bu
anlamda kendisi hem vezir, hem başkadı, hem de ordularını
sefere çıkaran başkomutandır.
 Vilayetlere gönderdiği hanedan mensubu veya asilzadeleri,
yakınlarını rehin alarak veya yer değiştirerek kontrol altında
tutmaya çalışmıştır. Diğer yandan casus ve muhbirleriyle
hem merkez hem taşrada etkili bir istihbarat ağı kurmuştur.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
10
Gazneliler
•
•
•
•
•
•
•
•
Diğer görevliler:
Vezir
Divan-ı Ârz: Askerlik işleri.
Divan-ı Risalet: Dış ilişkiler.
Divân-ı Şugul-i İşrâf-ı Memleket: İç ve dış istihbarat.
Divân-ı Berîd: Posta işleri.
Divan-ı Vekâlet: Saray.
Meclis-i mezalim: Haftada iki defa Hükümdar
tarafından toplanan divanı.
• Muhtesib: Şehrin idaresi.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
11
Selçuklular
 Oğuzların Kınık boyu tarafından kurulan Selçuklular, Cent’e göçle
ortaya çıkmış, Karahanlılar ve Gaznelilerle mücadele etmişlerdir.
Dandanakan Savaşı ile de bağımsız bir duruma geldiler.
 Selçuklular İranlı vezirlerin etkisi ile merkezi bir yapı kurmuşlar,
«Şahinşah» unvanını kullanmışlardır.
 Abbasilerle kurulan diyaloglardan sonra da «Sultan ü’l muaazzam»
olarak anılmaya başlamışlardır.
 Tuğrul Bey’den sonra Alparslan hükümdar olmuş, Anadolu akınları
artmıştır.
 Melikşah devri en görkemli devirdir. Sınırlar Marmara kıyılarına ve
Çin’e, Basra Körfezi ve Karadeniz’e kadar ulaşmıştır.
 Melikşah’tan sonra taht kavgaları başlamış, Sencer bir süre devleti
toparlasa da 1141’de Karahıtaylara yenilerek güçlerini tamamen
kaybetmişlerdir.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
12
Selçuklular
Selçukluların zayıflamasıyla;
Suriye Selçuklu Devleti,
Kirman Selçuklu Devleti,
Irak Selçuklu Devleti,
Zengiler gibi devletler ortaya çıkmıştır.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
13
Türkiye Selçukluları
 Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından kurulmuş ve
Danişmentliler, Mengücükler, Saltuklar ve Artuklularla
beraber Anadolu’ya hakim olmuştur.
 Bu dönem Anadolu’ya yoğun Türk göçlerinin olduğu bir
dönemdir. Özellikle Türkmenler büyük gruplar şeklinde
Anadolu’ya yerleşmişler, bölge yoğun bir Türkleşme
yaşamıştır.
 Artuklu Beyi Kara Arslan göçleri şu şekilde açıklamıştır;
“Biz bu tehcir ettiğimiz insanları esir yapacak değiliz.
Bunları köylere nakl ve iskân edeceğiz; onlar da
çiftliklerinde bizim için çalışacaklar”.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
14
Selçuklular
 Sonuç olarak gerek iskân gerek fetih hareketlerinde Selçuklu Devleti
diğer beyliklerin önüne geçti. Bunda Bizans sınırında olmalarından
daha ziyade içinde barındırdığı devlet mantığına hakim unsurların
ağırlıkta olması en önemli nedendi.
 Selçuklu yönetimine bakıldığında Türk ve İranlı gazilerin yanında
merkezi devlet kültürüne vâkıf yönetici, hukukçu ve müderris
bulunmaktaydı. Bir yüzyıl sonra başlayacak Moğol istilasına kadar
Anadolu’daki yerleşik kültür ve devlet adabı iyice kökleşecek,
gelmeye başlayan Türkmen kafileleri kendilerinden gittikçe
farklılaşmış soydaşlarıyla karşılaşacaklardı.
 Köprülü, Konya’da başlayan bürokratik süreci “Bütün memuriyetler,
hukuken değil, fakat teamülen, adeta irsi, sülalenin etrafında
eskiden beri o sülaleye hizmet etmiş ailelerin etrafında eskiden beri
mürekkep bir bürokratlar aristokrasisi teşkil etmiştir”.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
15
Selçuklular
 Selçuklu üst düzey yönetiminin serveti dillere destan olmuştur. Ortaya
koydukları eserler o kadar göz alıcıdır ki 1270’lerde Anadolu’ya gelen
Memluk Sultanı Baybars hayranlığını gizlememiştir (Köymen, 1986).
Ticarete atfedilen önemi, kervansaray politikasından da takip edebiliriz.
Dönem araştırmacılarına bakılacak olursa, kentlerin imarı, şehirlerarası
yollar, şehir içi sulama sistemleri, saray, bedesten ve kervansaray gibi
imar çalışmaları o kadar geniş çaplı yürütülmüştür ki Selçuklular bu
konuda Romalıları adeta ezmiştir.
 Anadolu Selçuklularının seleflerine göre en önemli farkı, merkezî idare
konusunda daha hassas uygulamalara yönelmeleridir. Örneğin
Anadolu’nun pek çok kentinde kalıntıları hâlå görülebilen medreseler
söz konusu bakış açısının ürünüydüler. Selçuklu ideolojisine bağlı okuryazar zümreyle memur kadrolarını her daim besleyebilen bürokrasi,
diğer yanda ilk defa uygulamaya geçirdiği mirî toprak rejimiyle taşrayı
mümkün olduğunca kontrolü altında tutmaya çalışmıştır.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
16
Selçuklular
 Anadolu Selçukluları seleflerinden farklı şekilde tüm toprakları
“mirî” arazi statüsüne soktuklarından yani devletleştirdiklerinden,
gerek kendi bürokratlarına, gerek gaza harekâtına girişen taşra
yöneticilerine, gerekse Anadolu’ya gelen Türkmenlere yeni hukuku
uyguluyor, toprağın tasarrufunu (zilyed) bırakıyor, ancak büyük bir
kıskançlıkla çıplak mülkiyetini (rakabesini) kendisine saklıyordu.
Sistem, Anadolu Selçuklu idaresinin çöktüğü 1277’den sonra
İlhanlılar tarafından “dalay” adıyla devam ettirilmiş ve nihayet
Osmanlılar tarafından çok daha profesyonelleştirilerek “tımar
sistemi”ne dönüştürülmüştür.
 Merkezi yapıya rağmen taht kavgaları eksik olmamış, 1. Mesut ve II.
Kılıçarslan dönemlerinde parçalanmanın eşiğinden dönülmüştür.
 Önce Baba İshak isyanı, sonra da Kösedağ Savaşı ile büyük bir darbe
yiyen Anadolu Selçukluları güçlerini kaybederek Moğol istilasına
uğradılar.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
17
Selçuklularda Yönetim
 Selçuklularda İran etkisi çok ciddi bir şekilde
kendini göstermiş, resmi dil «Farsça» olmuştur.
• SULTAN: Allah her asırda ve zamanda halk
arasından pâdişahlık vasıfları ve öğülmeğe değer
hasletleriyle bezediği birini seçer; dünya işleri ve
reayanın sulh ve sükûn içinde yaşamalarını ona
tevcih eder...”.
• “Bütün mülk ve reâyâ, Sultan'ındır”.
• «Hükümdarın biricik görevi ihsan ve adalettir.»
NİZAMÜLMÜLK-SİYASETNAME
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
18
Selçuklularda Yönetim
 Sultan artık «Şahinşah», «Sultan ü’l Muazzam» ve «Sultan-ı azam» dır.
 Karahanlılarla başlayan Cuma namazlarında hükümdarın adının
okunması geleneği devam etmiştir.
 Hükümdarın tahta çıkınca yaptığı bir diğer eylem sikke kestirmektir.
 Türklerin İslamiyet’e geçmelerinden sonra kabul ettikleri bir diğer
sembol tac’dır. ‹llk tacın Abbasi Halifesi tarafından Tuğrul Bey’e takıldığı
söylenmektedir. Özellikle takip eden sultanlar tacı giysilerinin bir
parçası› olarak görüp, benimsemişlerdir.
 Veraset sisteminin olmayışı, tahtın hanedanın ortak malı olarak kabul
edilmesi, kamu düzeni ve devletin bekasını tehdit eden büyük bir
sorundu.
 Süleyman’a karşı Alp Arslan, Alp Arslan’a Kutalmış ve kardeşi Kavurt,
Melikşah’a Kavurt, Mahmut’a Berkyaruk, Berkyaruk’a Tutuş ve Mehmet
Tapar, I. Mesut’a kardeşleri, II. Kılıç Arslan’a oğulları baş kaldırdılar.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
19
Selçuklularda Yönetim
 Selçuklu Sarayı: Tuğrul Bey’den itibaren
Selçukluların muazzam saray inşaatlarına
soyundukları hatta hükümdarları için farklı
şehirlerde saray inşa ettiklerini biliyoruz. Bu biraz
da başkentin çok sık şekilde değiştirilmesinden
kaynaklanmaktaydı. Merv, Serahs ve Nişabur bu
listede öne çıkmıştır. Saray mimarisinde
Sasanilerden etkilenmişlerdir.
 Büyük hâcib olarak adlandırılan görevli Saray'ın
en yetkili kişisiydi. Sonra da diğer görevliler yer
alırdı.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
20
Selçuklularda Yönetim
 Merkez Teşkilatı: Devlet örgütünün merkezinde vezir bulunmaktaydı.
Kündüri ve Nizamülmülk gibi vezirlere bakıldığında bazı ortak noktalar
göze çarpmaktadır. Örneğin her ikisi de İranlı toprak aristokratıydı ve
vezarete haciblik makamından terfi ettirilerek getirilmişlerdi.
 Vezirlerin ülkelerarası› ilişkilerde de son derece yüksek bir itibarı
bulunmaktaydı. Örneğin halifeler sadece sultanlara değil vezirlere de
unvanlar vermişler, onları “seyyidü’l-vüzerâ” ve “amîdü’l-mülk” gibi
unvanlarla taltif etmişlerdi. Vezirlik sembolü, sarık ve altın divit idi.
 Tuğrâ ve İnşâ Divanı: Yazışmalar.
 Divân-ı İstifâ-yı Memalik: Mali işler-Müstevfi.
 Divan-ı Arzı’l-cuyuş: Arz-ı ceyş-Ordunun ihtiyaçları-Milli Savunma
Bakanlığı.
 Divan-ı Mezâlim, Divan-ı Müsâdere, Divanü’l-Terekât ve Divanü’l-Kaza
diğer divanlardı.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
21
Selçuklularda Yönetim
 Eyalet Teşkilatı: Selçuklu taşrası, eyalet adı verilen
birimlerden oluşmaktaydı. Eyaletler “amid” veya “hakim”
olarak adlandırılan valilerce idare edilmekteydi. Valiler,
merkezde divanlar veya doğrudan sultanla haberleşmekte
ve direktifler almaktaydılar. Taşra bürokrasisindeki etnik
yapı merkezden farklı değildi. Yani Türk-İran karışımı bir
bürokratlar grubunca yönetilmekteydi.
 Önceleri tayinlerde zenginlik ve asillik öne çıkarken
Melikşah’tan itibaren memuriyetler halka açılmıştır.
 Taşrada sıkça bahsedilen yetkililer arasında; amîd, nazır,
muhtesib, reis, kadı, hatib ve müftü bulunmaktaydı. Amid,
eyalet/vilayet yöneticisi, reis ise şehir/kasaba amiriydi.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
22
Selçuklularda Yönetim
 Kadılar, devlet tarafından tayin edilen devlet memurlarıydı. Sünni
itikada göre davaları ele almaktaydılar. Ancak davanın ele
alınmasından sonuçlandırılmasına kadar her bir safhası vilayetşehir bürokrasisinin gözetimine tabi bir süreçti.
 Şer’i hukukun tüm topluma nizam vermesi kabul edilmekle
beraber özellikle Melikşah, hayata geçirdiği altı maddeli
Yasası'yla mülkiyet ve evlilik konularında örfi yetkisini
kullanmıştır. Bağdat’ta bir başkadı (kadî’l-kûzât) bulunur, mülki
ve siyasî (örfi hukuk) konularla ilgili hukuki meselelerle de “emîr-i
dâd” (ve onun eyaletlerdeki temsilcileri) ilgilenirdi. Anadolu
Selçuklularında ise kadî’l-kûzât makam›, başkent Konya’daydı.
Adalet işlerine sivil ve askerî olmak üzere farklı adalet görevlileri
tayin edilmişti. Kadı'lar halkın, kadıleşkerlerse sivil-asker
yöneticilerin hukuki mevzularıyla
TÜRK YÖNETİM ilgilenirdi.
TARİHİ
23
Selçuklularda Yönetim
 Selçuklu taşrası yönetimi; hanedan mensupları, gulam (kul-köle)
emîrler, Türkmen gazi beyleri, Ermeni ve Gürcü krallıkları, Mekke
şerifleri gibi hükümetler/idareler arasında taksim edilmişti.
Merkezden tayin edilen eyalet yöneticisine “emir” unvan› verilirken
hanedan mensuplarına “melik” denmekteydi.
 Şehzadeler/melikler ise kendi başına bir kategori oluşturmaktaydı.
Atandıkları eyalette küçük bir divan oluşturur ve vezir (atabeg) tayin
ederdi. Nizamülmülk, Alp Arslan'ın melikliği döneminde vezirliğini
üstlenmiş, kariyer çizgisi en parlak atabeglerden birisidir. Anadolu
Selçuklularında ise atabeg, sultanın yardımcısıydı. LALA?
 Anadolu Selçuklularında şehzadeler atandıkları yerlere maiyetleriyle
gitmişler ve küçük payitahtlar oluşturmuşlardır.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
24
Selçuklularda Yönetim
• Toprak sistemi:
• Has: Vergileri Hükümdara tahsis edilen arazidir.
• İkta’ sistemi: Vergilerinin; hizmet ve maaşlarına
karşılık kumandan, asker ve devlet görevlilerine
ayrıldığı topraklardır.
• Mülk arazi: Sahibi toprak üzerinde her türlü
tasarruf hakkına sahiptir.
• Vakıf arazi: Gelirinin vakıflara ayrıldığı
topraklardır.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
25
Selçuklularda Yönetim
• Halk: Selçuklularda saray teşkilatı ve askeri sınıf
Türklerden oluşuyordu. Merkezde ise İranlılar ön
planda idi.
• Devlet memurlukları genellikle babadan oğula
geçiyordu.
• Şehirlerde büyük nüfuz sahibi aileler yer alıyor, aydın
zümreyi din adamları, tarikat şeyhleri, alimler ve
tabipler temsil ediyordu.
• Tüccar ve zanaatkârlar ayrı ayrı lonca meydana
getirmişti.
• Köylerde ise toprak sahipleri ve köylüler yaşıyordu.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
26
Selçuklularda Yönetim
• Halk:
• Şehirlerdeki halk; memurlar, a’yan, ilim erbabı
ve fütüvvet (ahilik) teşkilatından oluşuyordu.
• Türkmen kökenli Türk köylüsü ise yerleşik ve
göçebe unsurlardan oluşuyordu.
• Gayrimüslimlere Müslüman halka zarar
vermedikleri sürece hoşgörü ile
davranılıyordu.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
27
Selçuklularda Yönetim
• İktisadi Durum:
• İpek yolu hakimiyeti ticaretin gelişmesine zemin
hazırladı.
• Antalya ve Sinop’un alınması, Suğdak’ın fethi
ticareti geliştirdi.
• Karahanlılar
döneminde
ortaya
çıkan
kervansaraylar en görkemli dönemini Selçuklular
zamanında yaşadı.
• Zarara uğrayan tüccarın zararı devlet tarafından
karşılanıyordu.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
28
Selçuklularda Yönetim
• Kültür hayatı:
• Alimler her zaman himaye gördüler.
• Büyük Selçuklular döneminde farsça altın çağını
yaşadı.
• Medrese geleneği Nizamiye ile başladı ve zaman
içinde yayıldı.
• Melikşah zamanında rasathane kuruldu.
• Mevlana, Yunus Emre bu dönemde yaşadılar.
• Muhiddin Arabi, Sadreddin Konevi bu dönemde
Konya’da yaşadılar.
TÜRK YÖNETİM TARİHİ
29