Transcript Slayt 1

UZAKTAN
ALGILAMA
TARİHİ&TEKNOLOJİSİ&GELİŞİMİ
1302080083 Engin Erçetin
1302090066 Öznur Sürek
1302100019 Koray Başeğmez
1302100087 Berkay Ersus
Uzaktan Algılama’nın Tarihsel
Gelişimi
Tarihçesi
• 17. yüzyılda geliştirilen teorik optik prensipler
sayesinde gözlük lensleri üzerinde önemli gelişmeler
kaydedildi. Böylece algılama çok daha fazla önem
kazandı. Uzaktan algılamada temel eleman,
yeryüzünün görüntüsünü kaydetme yeteneği
olduğundan, bu bilimin başlangıç noktası fotoğrafın icat
edildiği tarih olarak kabul edilmektedir. 1800’lerin
başında fotoğrafik kimyasal maddeler ile çok sayıda
deneyler yapılmış ve yeryüzünün havadan balonlarla
kaydedildiği fotoğrafların kullanımı ilk 1850’li
dönemlerde başlamıştır. Bu ilk dönemlerde platform
olarak güvercinler bile kullanılmıştır.
• Fotoğraf çekme gereksinimi hızla artınca, bu
konudaki çalışmalar hızlandırıldı ve görüntü
alma ve kaydetme üzerine hırslı araştırmalar
yapıldı. Tarihte bilinen ilk fotoğraf 1827 yılında
çekildi (Şekil 1.4.) Fotoğraf çekebilme ve
bundan yararlanma, çok büyük istek duyulan
bir hal aldı. Talepler arttıkça, ürünler de
artmaya başladı. (Şekil 1.5)'te 1839 yılında
çekilen Paristeki boş bir cadde görülmektedir.
• Havadan çekilen fotoğrafların ilk tarihlerinde
en önemli rolü Nadar olarak da adlandırılan
balondan çekimlerdi. Şekil 1.6'da Nadar ile
çekilen Parisin 1868 yılına ait fotoğrafı
görülmektedir.
• Uçurtma, her dönemin vazgeçilmez hava
aracıdır. Tabii ki ilk yıllarda Uzaktan Algılama ve
fotoğraflama çalışmalarında önemli bir yer
edinmiştir. Uçurtma ile çekilen ilk hava
fotoğrafı 1880 yıllarının sonlarındaki
Fransa'nın görüntüsüne aittir (Şekil 1.7).
• 1900 ile 1914 yılları arasında yapılan
çalışmalar fotoğrafçılık alanında önemli
adımların atılması gerekliliğini doğurdu. 1906
yılında Lawrence 9-17 adet arası uçurtma
sistemleri kullanarak 49 pounds (22,3 kg)
ağırlığındaki büyük kamerayı yüksek
mesafelere çıkararak resimler çekti (Şekil 1.8)
•
• Lawrence, bu büyük kamerasını 2,000 fit kadar
yukarı çıkarmayı başardı ve elektrik kabloları
kullanarak fotoğraf makinesinin mekanizmasını
kontrol edebildi. Yaptığı bu büyük atılım ile 1906
yılında depreminden sonraki San Fransisco
yerleşim yerinin fotoğrafını çekebildi (Şekil 1.9).
Yaptığı diğer denemelerde, kendisinin geliştirdiği
geniş formatlı kameralarla, merdiven ve yüksek
kule kullanarak yerden fotoğraflama çalışmaları
da yaptı. Çalışmalarının iler aşamalarında
geliştirdiği tekniklerle, 200 fit yukarıdan
Şikago'nun hava fotoğrafını çekti.
• Dünya savaşları sırasında Uzaktan Algılama
tekniklerine acil talep ve ciddi bir ihtiyaç
duyuldu. Önemli bütçeler ayrıldı ve gelişen
teknolojinin bütün imkanları seferber edildi.
Öncelikle uçaklar kullanılmaya başlandı. Savaş
sırasında İngiliz gözlemciler, düşman hatlarının
fotoğraflanarak kaydedilmesi üzerinde
çalıştılar (Şekil 1.11).
• Birinci Dünya savaşı sırasında çok etkin olarak
kullanılan hava fotoğrafları, savaşın gidişatını
bir çok açıdan etkilemiştir. İngiliz ve Alman
sığınakları hava fotoğrafları kullanılarak takip
edilmiş ve savaş stratsjilerinin geliştirilmesinde
kullanılmış tır.(Şekil 1.12)
• İngilizler ve Almanlar savaş süresince günde en az
iki kez fotoğraf çekerek kritikler yapmışlar. İki ülke
de hava fotoğrafları üzerinde adeta yarışırcasına
çalışmışlar. İngilizler birbuçuk milyondan fazla
fotoğraf çekmiş. Çekilen bu fotoğraflar yanyana
konulursa ülkeyi altı kez kaplayabilirdi. Bu
çalışmalar değişim analizi uygulamasına en güzel
örnektir. 1920'lerde dik açılı fotoğraf tekniği
geliştirilerek haritacılık üzerine büyük bir atılım
gerçekleştirildi ve bu fotoğraf sistemi ile
Manhattan adasının hava fotoğrafı kullanılarak
haritası yapıldı (Şekil 1.13).
• Almanlar ikinci dünya savaşı sırasında hava
fotoğrafları alanında büyük atılımlar
gerçekleştirdiler. O dönemde üzerinde denemeler
yapılan ve günümüz modern uzay araştırmalarının
başlangıcı sayılan Wernher von Braun tarafından
1937 yılında geliştirilen V2 roketleri ile
gerçekleştirilen uygulamalar, öncelikle savaş
amaçlıydı. Ancak daha sonra çok önemli sivil
uygulamalara destek olmuştur. 23 Haziran 1943
tarihinde V2 roketlerinin hedef aldığı
Peenemunde bölgesinin bombalamadan önceki
ve sonraki durunları Şekil 1.15’de görülmektedir.
• 1950’lerde hava fotoğrafçılığı teknikleri hızla gelişmeye
devam etti. Özellikle ikinci dünya ve Kore savaşları, çok
önemli işler çıkarıldı. Farklı vejetasyon tiplerinin
tanımlanmasında ve vejetasyonda meydana gelen
tahribatların algılanmasında, renkli infrared çalışmaları
gerçekleştirildi. Multispektral görüntüleme, yani aynı
zamanda fakat spektrumun farksız bölgelerinden alınan
görüntüleme, farklı uygulamalarda kullanılmaya
başlandı. Bu aşamada radar görüntüleme iki farklı
açıdan gelişimini sürdürdü. SLAR (Side Looking Air-born
Radar) ve (SAR) Synthetic Aperture Radar.
• 1950’li yıllarda Amerika ile Sovyetler Birliği arasındaki soğuk savaş
kızıştı. Amerika Sovyetler Birliği’nin sahip olduğu, bombaları,
uçakları ve bunun gibi askeri donanımı ve yatırım potansiyelini ve
nerede olduğunu bilmek istiyordu. Normal askeri uçaklar Sovyetler
Birliği hava sahasında uçamazdı. O dönemde uydu teknolojisi de
henüz gelişmemişti. Bu aşamada CIA için, kod adı Aquatone olan, U2 uçakları geliştirildi (Şekil 1.16). Beş yıl süre ile U-2 kameraları
Sovyetler Birliği’nin 70,000 fit üzerinden çekim yaptı. Amerika ile
Sovyetler arasında herhangi bir bomba yada başka bir silah saldırısı
yapılmadı U-2 ile. 1 mayıs 1960 tarihinde U-2 projesi durduruldu.
Uçak pilotu Sovyetler tarafından tutuklandı ve hapse atıldı. U-2
projesi farklı amaçlarla dünya çapında devam etse de, uydu
teknolojisi kullanılarak yapılan Uzaktan Algılama çalışmalarının
başlangıcı olarak kabul edilir. Dünya yüzeyinin araştırılması
çalışmaları bilimsel olarak bu aşamada başladı ve Uzaktan Algılama
terimi ilk kez kullanıldı.
• I. Dünya Savaşı’nda hava fotoğrafları önemli bir keşif
aracı haline gelmiş ve II. Dünya Savaşı sırasında da
kullanımı yaygınlaşmıştır. Tüm bu gelişmeler 1950'lerin
sonlarına kadar devam etti ve algılayıcılar atmosfer
üzeri platformlara taşındı.
• İlk uzaydan algılama faaliyetleri Alman V-2 roketlerine
yerleştirilen otomatik foto-kamera sistemiyle
başlamıştır. 4 Ekim 1957’de fırlatılan SPUTNIK uydusu
(Şekil 1.17) ile uzayda belirli bir yörüngedeki uzay
aracına film kameralarının takılması mümkün olmuş ve
1960’larda meteoroloji uydularından (TIROS-1)
televizyona benzer siyah-beyaz görüntüler elde
edilmiştir.
• Operasyonel bir sistem olarak yeryüzü hakkındaki bilgilerin
periyodik toplanması, 1970’lerde SKYLAB ve LANDSAT sistemleriyle
başlamış ve yeryüzündeki doğal ve kültürel kaynakların belirlenmesi
(haritalanması) amaçlanmıştır. 1978’de aynı amaçlarla bir RADAR
sistemi olan SeaSAT devreye girmiştir. İlk askeri olmayan RADAR
sistemi ise, 1982’de SIR-A uydusunun fırlatılmasıyla başlamıştır.
1980’lerde uçak-bazlı sistemlere yerleştirilen ve elektromanyetik
ışınımı simultane olarak çok sayıdaki spektral bantlar şeklinde kayıt
eden hiperspektral algılayıcıların uydu sistemlerinde kullanımı bu
yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır. Günümüzde farklı yörüngelerde
bulunan ve farklı özelliklere sahip (pasif/aktif algılayıcı sistemler
ve/veya optik/ısıl/mikrodalga algılayıcılar) birçok uydu sistemi
bulunmaktadır.
• Uzaktan algılamanın en önemli kaynağını uzay fotoğrafları
ve tabiki uydular oluşturur. Uzay fotoğrafçılığı insanların
uzaya açılmasından 10 yıl kadar bir süre önce, 1946 yılında
başlamıştır. 2. dünya savaşında Almanlar'dan alınan V2 roketlerinin bazıları 1946 yılında ABD'de uzayın
bilinmeyenlerini incelemeye yarayacak bir takım gereçlerle
donatılarak fırlatılmış ve yerin 105 km yükseklikten ilk kez
resmi çekilmiştir.
• 1955 yılında Viking-12 roketi ile 244 km ve 1959 yılında da
Atlas roketi ile 1120 km yükseklikten ABD'nin bazı
bölgelerinin fotoğrafları çekilebilmiştir.
• Dünya da ilk uydunun 1957 yılında Sovyetler Birliği(SSCB)
tarafından Sputnik adıyla uzaya gönderilmesi ile yeni bir çağ
açılmıştır.
• Yerin uzaydan otomatik fotoğraf makinaları ile fotoğraflarını çeken
ilk insansız uydu 1959 yılında ABD tarafından uzaya gönderilen
Explorer-6 uydusudur.
• Yer kaynaklarının araştırılması ve yer yüzünün incelenmesi amacı ile
uzaya gönderilen ilk uydu ERTS uydusudur. 1972 yılında
yörüngesine ABD tarafından yerleştirilmiş ve adı daha sonra
Landsat-1 olarak değiştirilmiştir. Bu uydu iş göremez hale gelince
Landsat-2 bu devreden çıkınca 1978'de Landsat-3, 1982'de Landsat4 ve 1985'de Landsat-5 uzaya gönderilmiştir. Bu uydunun
amacı ziraat, orman, jeoloji, su kaynakları, haritacılık gibi yer
kaynaklarının araştırılmasıdır.
• ISPRS (International Society of Photogrammetry and Remote
Sensing: Uluslararası Fotogrametri ve Uzaktan algılama Birliği)
günümüzde özel ve tüzel kişilerin oluşturduğu, bu alanda Dünyanın
en büyük kuruluşudur.
Uzaktan algılama, elektromanyetik spektrumun mor ötesi ışınlarla mikrodalga ışınları arasındaki
bölümleri aracılığı ile havadan ve uzaydan cisimlerin özelliklerini kaydetme ve inceleme tekniği olarak
tanımlanır.
Bu ölçmeler özellikle objelerin elektromanyetik spektrum içerisindeki davranışları konumsal ve yıl
içerisinde özelliklerindeki değişimlere dayanmaktadır (Curron, 1985).
Sensör
EM Işın Kaynağı
Yayılma
Emilim
Yayılma
Yayılma
Yayılma
Emisyon
Emilim
Emilim
Uzaktan algılama kısaca şöyle gerçekleşir ;
Uzaktan Algılayıcılar (sensörler), dünya yüzeyi ile etkileşimde bulunan elektromanyetik (EM) ışını
ölçerler. Madde ile etkileşimler EM ışının yönünü, yoğunluğunu, dalga boyu içeriğini ve
kutuplaşmasını değiştirebilir.
Uydu yörüngelerindeki yüksekliklerin sağladığı geniş görü, uydu sistemlerinin veri toplama hızı ve
kullanılan spektral bant sayısı nedeniyle yeryüzü hakkında çok tekrarlamalı ve çok fazla sayıda verinin
ekonomik olarak elde edilmesi mümkün olabilmektedir.
Uzaktan algılama çalışmaları için gerekli veriler, elektromanyetik alanlar ve kuvvet alanları
içerisinde oluşan; spektral (ışık dağılımına ait), spatial (mekansal) ve tempord (zamana bağlı, geçici)
farklılıkların ölçülmesi şeklinde toplanır.
Bu ölçümler o alan içerisinde çalışan Algılayıcı Sistemler tarafından yapılır.
Bunlara örnekler aşağıda gösterilmiştir:
Elektromanyetik alanlar .. Fotoğraf kamerası, çok bantlı algılama sistem
Kuvvet alanları ................ Magnetometre, gravitemetre
Akustik dalga alanları ...... Sonar, bets.
Bütün dünyada geniş uygulama alanları bulabilen uzaktan algılama, Türkiye’de de çağdaş
teknolojik gelişimlere paralel olarak uygulanabilmektedir. Özellikle bilgisayar teknolojisinin
yurdumuzdaki öneminin artmasıyla uzaktan algılamadan gelecekte çok daha fazla yararlanılacaktır.
Günümüzde yeryüzü hakkındaki bilgilerin pek çoğu dünya etrafında belirli yörüngeler izleyen
uydulardan elde edilmektedir.
Uydulardan elde edilen veriler jeoloji, hidroloji, bitki örtüsü, arazi kullanımı
Doğal kaynakların saptanması (petrol, altın, doğalgaz, bor vb.)
Zemin etüdleri için gerekli kayaç dayanıklıklarının belirlenmesi
Buzul hareketleri ve volkanik olayların incelenmesi
Çığ hareketlerinin incelenmesi
Fay hatlarının belirlenmesi ve yanı sıra deniz ve okyanus bilimlerinde de kullanım alanları
bulmuştur.
Ülkelerin ekonomik gelişmesinin temeli, doğal kaynaklarının en verimli bir şekilde kullanılmasına
bağlıdır. Gelişmiş ülkeler kaynaklarını bu şekilde kullanırken gelişmekte olan ülkeler genellikle doğal
kaynaklarının nitelik ve niceliklerine ilişkin yeterli bilgilerden henüz yoksundurlar.
Bu nedenle, özellikle az gelişmiş ülkelerde doğal kaynakların yeterli biçimde haritalanmamış olması
sonucu toprak ve su kaynakları, işlenen toprakların dağılımı, orman ve otlaklar ile madenlerin yerleri ve
miktarları hakkında tam ve kesin veriler elde bulunmamaktadır...
Uzaktan algılama bu kaynakların kullanıma sunulmasında oldukça önemli bir yer tutar.
Uzaktan algılama bilim dalında atmosfer, hidrosfer ve litosferin özelliklerinin
tanımlanması, yeryüzünün doğal ve kültürel yapısının haritalanması yanında diğer bazı
çalışmalar çok bantlı kamera (multispectral camera), ısısal (thermal sensor) ve radar
algılayıcıları (radar sensor) kullanılarak yürütülmektedir.
Yakın zamanda böyle çalışmalara yönelik olarak geleneksel hava fotoğraflarının sınırlı
olanaklarıyla yetinilmeyip, çok geniş alanları daha çabuk ve ayrıntılı biçimde algılayan yeni
uzaktan algılama gereç ve teknikleri geliştirilerek başarıyla kullanılmaya başlanmıştır.
Özellikle spektroradyometreler, makrodesitimetreler ve uydulara yerleştirilen çok
bantlı algılayıcılar, elektromanyetik spektrumun insan gözünün göremediği bölgelerinde
yeryüzü objelerinin spektral özelliklerinin incelenmesinde yeni ufuklar açmıştır (SCHANDA,
1976). Çünkü üzerinde yaşadığımız gezegen insanların fiziksel algılama yeteneklerini aşan bir
genişliğe sahip bulunmaktadır.
Uzakta algılama da kullanılan temel iki işlem;
1. Veri toplama,
2. Veri analizidir.
VERİNİN ELDE EDİLMESİ
•
•
•
•
•
A. Enerji Kaynağı: Hedefe bir kaynak tarafından enerji gönderilmesi
gerekmektedir. Bu kaynak hedefi aydınlatır veya hedefe elektromanyetik enerji
gönderir. Optik uydular için enerji kaynağı güneştir, ancak radar uyduları kendi
enerji kaynaklarını üzerlerinde taşır ve elektromanyetik enerji üreterek hedefe
yollarlar.
B. Işınım ve Atmosfer: Enerji, kaynağından çıkarak hedefe yol alırken atmosfer
ortamından geçer ve bu yol boyunca bazı etkileşimlere maruz kalır.
C. Hedef ile Etkileşim: Atmosfer ortamından geçen elektromanyetik dalga, hedefe
ulaştığında hem ışınım hem de hedef özelliklerine bağlı olarak farklı etkileşimler
oluşur.
D. Enerjinin Algılayıcı Tarafından Kayıt Edilmesi: Algılayıcı hedef tarafından yayılan
ve saçılan enerjiyi algılar, ve buna ilişkin veri kayıt edilir.
E. Verinin İletimi, Alınması, ve İşlenmesi: Hedeften toplanan enerji miktarına ait
veri algılayıcı tarafından kayıt edildikten sonra, görüntüye dönüştürülmek ve
işlenmek üzere bir uydu yer istasyonuna gönderilir.
VERİNİN İŞLENMESİ
•
A. Yorumlama ve Analiz: Görüntü görsel, sayısal (dijital) ve
elektronik işleme teknikleri ile zenginleştirilir, analiz edilir ve nicel
sonuçlar elde edilecek veriye sahip olunur.
•
B. Uygulama: İşlenmiş veriden bilgi çıkarılır, bazı sonuçlara ulaşılır.
Ayrıca elde edilen sonuçlar, başka veri kaynakları ile birleştirilerek
kullanılabilir.
Görüntü oluşumu elektromanyetik enerji
kavramına dayanmaktadır.
Elektromanyetik enerji; c ışık hızında sinüzoidal
ve harmonik dalgalar şeklinde hareket eden bir
enerji olarak tanımlanmaktadır
Algılama Sistemleri
İDEAL BİR UZAKTAN ALGILAMA SİSTEMMİ
Gerçek uzaktan algılama sistemlerinin anlaşılırlığını kolaylaştırmak ve bu sistemlerdeki sınırlamalarla,
sorunlarının açıklık kazanmasını sağlamak amacıyla ideal bir uzaktan algılama sisteminin özelliklerini belirtmenin
yararlı olacağı düşünülmüştür.
Bir “ideal” uzaktan algılama sisteminin temel bileşenleri aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Bu temel bileşenler
aşağıda açıklandığı gibidir:
Değişmeyen Enerji Kaynağı: Tüm dalga boylarında, zaman ve yerden bağımsız, devamlılık gösteren ve bilinen
yüksek şiddetteki elektromanyetik enerji sağlayan bir kaynak olmalıdır.
Engelleyici Özelliği Olmayan Atmosfer: Enerji kaynağından hedefe ve hedeften algılayıcıya olan yol
üzerinde enerji kaybolmaksızın yayılmalıdır.
Yeryüzünde Benzersiz Enerji/Madde Etkileşim Serisi: Seçilen çeşitli dalga boylarındaki enerji, hedef
ile etkileştiğinde her bir yeryüzü özelliği için benzersiz değişmez ve bilinir, yansıma ve/veya yayılma sinyalleri
oluşturmalıdır.
Üstün Algılayıcı: Tüm dalga boylarına karşı yüksek duyarlıklı, basit, güvenilir, doğru ve ekonomik bir çalışma
sağlayacak yapıda olmalıdır.
Gerçek-Zamanlı (Real-time) Veri Toplama Sistemi : Yeryüzü özelliğinden yansıyan veya yayılan benzersiz
yapıdaki dalga boyu şiddeti, buna karşılık gelen kayıt sisteminde yorumlanabilen bir formatta işlenmelidir. Enerji/madde
etkileşiminin düzenli doğası nedeniyle de, analiz aşamasında dayanak verilerine gereksinim duyulmayacaktır. Elde edilen
veriler ilgili her özelliği fiziksel-kimyasal ve biyolojik durumu hakkında yeterli bilgiyi sağlayacaktır.
Çok Sayıda Veri Kullanıcısı: Yeryüzü özelliği hakkında elde edilen bilgi kullanıcılara yararlanabilecekleri şekilde
hazır edilmelidir. Söz konusu kullanıcılar uzaktan algılama ile ilgili veri toplama ve analiz tekniklerinin yanı sıra, kendi
disiplinlerinin derin bilgisi ile de donatılmış olmalıdırlar. Aynı veri seti içerisinde belirli yeryüzü kaynakları hakkında
algılanmış bilgilerin zenginliği nedeniyle, değişik disiplinlerdeki kullanıcılara sunuluş biçimi çeşitlilik arz edecektir. Ayrıca
bu bilgi aktarımını hızlı, ucuz ve yeterli düzeyde gerçekleştirecek bir sistem sayesinde, araştırmaya konu olan yeryüzü
kaynağının idaresi ile ilgili doğru kararlar alınması sağlanacaktır.
UZAKTAN ALGILAMADA SİSTEMLER
Uzaktan algılamanın son çeyrek asırda hızla gelişmesi, algılamanın atmosferden uzaya sıçraması, yeni
tip sensor (algılayıcı alet) sistemlerinin oluşturulmasına yol açmıştır.
SENSOR SİSTEMLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
Yansıma ve yayılmanın değişik tipteki aletler tarafından ölçülerek kaydedilmesi uzaktan algılamanın iki
özelliğidir. Daha önce de belirtildiği gibi bu ölçüm aletlerine sensor yada algılayıcı alet denilir. Uzaktan
algılamada en çok kullanılan sensor sistemleri sınıflaması aşağıda gösterilmiştir. Bununla birlikte, bu
sınıflamaların dışında bir sınıflama yapmak her zaman için olanaklıdır.
Ürünlerine Göre Sınıflama:
Yapılarına göre sınıflama:
Örnek
Örnek
Sistem
Sistem
Yalnız
elektronik
electronic)
(Purely
Radyometre
Yalnız optik (Purely optic)
Foto kamerası
Optik-mekanik
mechanical)
Multispektral scanner
(Optichal-
Elektro-optik (Electrical-optical)
Radar
Sayısal sistemler (Digital systms)
Radyometrik veri
Veri görüntü(image format)
durumuna dönüştürülemez.
Sistem
Sistem
(Framing
Görüntüsüz
sistemler(Non-imaging)
Örnek
Örnek
sistemler
Foto kamerası
Veri görüntü(image format)
Durumuna dönüştürülebilir.
Çalışma şekline göre sınıflandırma:
Verinin son şekline göre sınıflandırma:
Çerçeveli
systems)
Görüntü
sistemleri(Imaging)
Foto kamerası
Görüntü durumundaki veri
bir çerçeve içindedir.
Scanner (Tarayıcı)
Görüntü oluşturacak
sayısal durumundadır.
veri
Pasif sistemler (Passive
systems)
Foto kamerası
Veri toplayabilmek için
gerekli enerjiyi dış bir enerji
kaynağından,
örneğin;
Güneş’ten elde ederler.
Aktif sistemler (Active
systms)
Radar
Veri toplayabilmek için
gerekli enerjiyi kendileri
üretirler.
•
AKTİF VE PASİF UZAKTAN ALGILAMA
Uzaktan algılama sistemleri genelde ışınım kaynaklarından (güneş, yer, atmosfer) oluşan
ve elektromanyetik dalgalar şeklinde taşınan enerjinin, objelerce yansıtılan bölümünü
algılarlar.
Ancak bazı uzaktan algılama sistemleri kendi yapılarında bulunan elektromanyetik dalga
üreticilerinden yeryüzeyine elektromanyetik dalgalar gönderir ve yine onların yansıyan
bölümlerini, algılarlar. Yani sistem tarafından algılanan veriler yapay olarak oluşturulur. Bu
nedenle uzaktan algılama sistemleri Pasif ve Aktif olmak üzere iki kısma ayrılırlar:
–
–
(1) Pasif Sistemler: Pasif sistemler yeryüzünün doğal yayılım enerjisi veya
güneş enerjisinin yansıtımını algılayan optik, ısıl ve mikrodalga
algılayıcılardır.
(2) Aktif Sistemler: Aktif Sistemler kendi enerji kaynaklarını kullanırlar.
Hedefe ürettikleri elektromanyetik dalga sinyallerini yollar ve hedeften
saçılan enerjiyi algılarlar.
PASİF SİSTEMLER
• Enerji kaynağı: Güneş
•
Pasif sistemler, doğal ışınımın yeryüzeyi objelerince yansıtılan bölümünü
algılarlar. Bu sistemler fotoğrafın bulunmasıyla, önceleri yerden, daha sonra
çeşitli uzay araçlarından fotoğraf alımları ile uygulamaya konulmuştur
•
Koordinatları ve yeryüzü özelliği belli bir alandan yansıtılan enerjinin
ölçülmesiyle o yüzey özelliği veya objeye ait spektral aralığını belirlemiş oluruz.
Bu bilgi bize, benzer nitelikteki yeryüzü veya objelerin yerlerini, alanlarını ve
niteliklerini elde etmemizi sağlar.
•
•
•
•
Pasif sistemlerde bu nedenle kendi aralarında;
Fotoğrafik sistemler (alımlar)
Fotoğrafik olmayan sistemler
şeklinde sınıflandırılır
Fotoğrafik Sistemler
Fotoğrafik sistemler fotoğrafın bulunması ve ilk hava fotoğrafının alınmasıyla uzaktan
algılamanın uygulamaya konulduğu kabul edilirse, kamera ilk uzaktan algılama aygıtını
oluşturmaktadır. Doğal ışınımın objelerce yansıtılan bölümünün fotoğrafik emülsiyon üzerinde
saptanması olayı, ilk uzaktan algılama ürünüdür. Fotoğrafik alımların gerçekleştirilmesinde,
spektrumun farklı kesimlerinin ayrı ayrı algılanması şeklindeki gelişmeler fotoğrafik alımlara yenilikler
kazandırmıştır.
AKTİF SİSTEMLER
Uzaktan algılamada kullanılan bir diğer bir araç da RADAR'dır.
Radar, Radio Detecting And Ranging
kelimelerinin baş harflerinin birleştirilmesi ile oluşmuş bir kelimedir. Aktif bir sistem olması nedeniyle
gece ve gündüz, sisli ve puslu havalarda kullanılabilir.
1930' lu yıllarda Almanya'da ve Amerika
Birleşik Devletleri'nde hemen hemen aynı zamanda ortaya çıkmıştır. Bu, halen hava alanları, uçak ve
gemilerde kullanılan ve dairesel tarama yapan bir alettir.
Radar sistemleri bir tür tarayıcı(scanner) dır.
K bandı kısa dalaga, S bandı uzun dalgaboyu olarak bilinir.
Kısa dalga boyu ile çalışan bir radarın bitki örtüsünü delip geçme kabiliyeti az fakat üç boyutlu ayırma
gücü fazladır.
Haritacılar daha çok Laser Profilimetre adı verilen bir tür radar sistemini kullanır.
Uçaktan yapılan bir uçuş ile arazi profili bu aletle rahatlıkla 3 boyutlu bir şekilde çıkarılabilir.
Radar kullaımının faydaları şu şekilde özetlenebilir:
- Bulutları deler, sisten geçer, bitki gölgelerinden geçer. Dolayısı ile her zaman bulutlu olan tropik
ülkelerde kolaylık sağlar.
Radar kullanarak 100 bin kilometrekarelik bir alanı bir günde algılamak mümkündür.
-
Gece de çalışmak mümkündür.
-
Gölgeli bir görüntü verdiği için, düşey alınmış fotoğraflara göre değişik persfektiflerden görüş
verir.
Stereoskopik(3 boyutlu) görüş elde etmek için, bindirmeli çekim yapılabilir.
Radarla okyanus dalgalarının boyu, yönü ve genliği bulunabilir.
Buz dağlarının oluşumu belirlenebilir. Bu bakımdan deniz trafiğinde çok yararlı olur.
Uzaktan algılamada kameraların ve radar sistemlerinin dışında laser, radyo dalgası alıcıları,
-
UYDU SİSTEMLERİ
• YAPAY UYDULAR
• Platform ve
• Tarayıcılardan oluşurlar
• İnsanlı uydular ( Mercury, Gemini,
Apollo, Uay mekiği (space shuttle),
MIR uzay aracı
• İnsansız Uydular
Haberleşme uyduları
Konum belirleme ( GPS) uyduları
Yeryüzünü inceleme uyduları ( casus, meteoroloji, ölçme)
UYDU SİSTEMLERİ
ALOS (Advanced Land Observing Satellite)
•
ALOS (Advanced Land Observing Satellite) JAXA (Japon Uzay Ajansı) tarafından
geliştirilen ALOS (Daichi) uydusu, J-ERS ve ADEOS uydularından sonra bu teknolojilerin
daha da geliştirilerek uygulandığı bir uydudur. Bu uydunun üzerinde üç farklı sensör
bulunmaktadır.
•
PALSAR ( Phased Array type L-band Synthetic Aperture Radar)
Palsar, L-Band SAR (Yapay Açıklıklı Radar) sensörü , gece veya gündüz her türlü hava
koşulunda, 10 ila 100m mekansal çözünürlüklü görüntüler sağlayabilmektedir.
PRISM (Panchromatic Remote-sensing Instrument for Stereo Mapping)
Prism, üç adet (öne, nadir ve arkaya yönlendirmeli) 2.5 m mekansal çözünürlüğe sahip
pankromatik teleskoptan oluşan, stereoskopik görüntüleme sistemidir.
AVNIR-2 (Advanced Visible and Near Infrared Radiometer type 2)
AVNIR-2, sensörü 10m mekansal çözünürlüğe ve dört spektral kanala ( görünür ve
yakınkızıl ötesi dalga boylarında) sahip olup, kara ve kıyı alanlarını gözlemlemek için
dizayn edilmiş radyometredir.
•
•
UYDU SİSTEMLERİ
ALOS (Advanced Land Observing Satellite)
Satellite) • Sahibi: JAXA (Japon Uzay Ajansı)
Yörüngeye Atılış tarihi: 24 Ocak 2006
Testlerin Bitişi: 23 Ekim 2006
Dizayn Ömrü: 3-5 yıl
Ağırlık: Yaklaşık 4 ton
Yörünge: Güneş-uyumlu( Sun-synchronous
sub-recurrent)
Uçuş Yüksekliği: 691.65 Km (ekvator'da)
Eğim: 98.16o
Veri Transfer Hızı: 240 Mbbs (Data Relay
Technology Satellite yolu ile) 120 Mbbs
(Doğrudan Transfer ile)
Yörünge Tekrarı: 46 Gün
Kayıt Kapasitesi: 90Gbytes
UYDU SİSTEMLERİ
AQUA
•
Aqua uydusu 4 Mayıs 2002 de NASA (ABD uzay Ajansı) tarafından uzaya
gönderilmiştir. Aqua uydusu üzerinde taşıdığı 6 farklı ölçüm cihazı ile atmosfer,
okyanuslar ve arazi yüzeyleri birbirleri ile iletişimli sistemleri gözlemlemek üzere
uzaya gönderilmiştir. Bu cihazlar hakkında bilgiler kısaca aşağıda verilmiştir. Ancak
MODIS sensörünün görüntüleri küçük yer istasyonları kullanılarak ücretsiz olarak
isteyen kurum veya kuruluşlarca indirilebilir veya gerçek-yakın zamanlı olarak
sipariş edilebilmektedir. Bu uydu ile detay bilgilere http://aqua.nasa.gov/
adresinden ulaşabilirsiniz.
UYDU SİSTEMLERİ
AQUA
•
SENSÖRLER:
AIRS: (Atmospheric Infrared Sounder)
2370 infrared ve 4 görünür/yakın-kızılötesi kanallı geliştirilmiş atmosfer sondası. Bu sonda, atmosferin yüksek
doğruluklu sıcaklık profillerini oluşturabilmek için dizayn edilmiştir.
AMSU-A: (Advanced Microwave Sounding Unit)
Atmosferin üst tabakalarında (özellikle stratosfer) sıcaklık profillerinin çıkarılması için kullanılan bu sondanın 15
mikrodalga kanalı mevcuttur.
HSB : ( Humidity Sounder for Brazil)
Dört kanallı mikrodalga sondası, Brezilya tarafından atmosfer içindeki nem profillerinin ölçülmesi için
kullanılmaktadır.
AMSR-E: ( Advanced Microwave Scanning Radiometer EOS)
Dual Polarizasyonlu, 12 kanal ve 6 frekanslı, pasif mikrodalga radyometresi.
CERES : ( Clouds and the Earth's Radiant Energy System)
3 kanallı radyometre olup, yansıyan güneş ışınımını 0.3-5 µm dalga boyunda ölçer.
MODIS : ( Moderate Resolution Imaging Spectroradiometer)
36 spektral bantlı spektroradyometre olan MODIS, okyanusların, atmosferin ve bitki örtüsünün gözlemlenmesi için
kullanılmaktadır. Çözünürlüğü, okyanuslardaki klorofilin, atmosferdeki aerosol değişimlerinin izlenmesi ve kar/buz
gözlemlerine uygundur.
UYDU SİSTEMLERİ
BİLSAT
•
ARAŞTIRMA UYDUSU (BİLSAT) PROJESİ küçük uydu teknolojilerini öğrenerek ülkemize kazandırmak için
başlatılmış bir teknoloji transferi projesidir. Proje, Surrey Üniversitesi'nin (İngiltere) bir kuruluşu olan SSTL şirketi
ile birlikte gerçekleştirilmektedir. Proje kapsamında;
• Küçük uydu tasarımı ve üretimi için gerekli altyapı (temiz odalar, prototip laboratuarları, test laboratuarları ve
tasarım ofisi) kurulmuştur.
• Bir teknoloji transfer ekibi İngiltere'de eğitim almış ve uydunun yapım sürecine fiilen katılmıştır. Ayrıca uydunun
mühendislik modelini üreterek test ve entegre etmiştir.
• Uydunun iki görev yükü (UZAY) elemanları tarafından Türkiye'de tasarlanarak üretilmiştir. Yükler uyduya
entegre edilerek UZAYa fırlatılmıştır.
• BİLSAT uydusu üretilmiş ve sigortalanarak yörüngeye yerleştirilmiştir.Uydunun işletimi için UZAY'da bir adet
sabit yer istasyonu kurulmuştur
•
BILSAT uydusu, Ağustos 2006 tarihi itibarı ile görevini tamamlamıştır
BILSAT uydusu, pil hücrelerinden iki tanesinin ömrünü tamamlaması ile, Ağustos 2006 tarihi itibarı ile enerji
depolayamaz duruma gelmiş ve bu nedenle operasyonlar sona ermiştir.
UYDU SİSTEMLERİ
BİLSAT
•
SENSÖRLERİ:
ÇOBAN
• Çok bandlı orta çözünürlükte kamera - 120m. yer çözünürlüğü
GEZGİN
• Gerçek zamanlı görüntü işleme kartı
• Her 5 saniyede 2048 x 2048 piksel boyutunda 4 band spektral görüntülerin gerçek zamanlı işlenmesi
• JPEG2000 algoritmasının uygulamaya özel donanım ve DSP üzerinde paralel gerçekleştirilmesi
• Diğer görüntü işleme görevleri (Yörüngede programlanabilir)
• Değişik tip görüntüleme uydularının tamamına yakınında kullanılabilir.
• Görüntüleme ile görüntü aktarımı arasındaki zamanın kısıtlı olduğu veya veri depolama kapasitesinin
kısıtlı olduğu uydular için uygun
• Yörüngede tekrar konfigüre edilebilir donanım blokları ve yazılım yükleme imkanı
• Elektronik devrelerde oluşabilecek radyasyon kaynaklı hatalara karşı donanım yedekleme ve arıza
durumunda daha düşük performansla çalışma imkanı
• COTS DSP IC, SDRAM FPGA gibi yüksek performanslı ve düşük maliyetli ancak uzayda denenmemiş
teknolojilerin denenmesi ve kanıtlanması
• Taban band iletişim işlemcisi veya veri depolama aygıtı olarak kullanım imkanı
UYDU SİSTEMLERİ
CARTOSAT
•
CARTOSAT-1 ISRO tarafından kartografik uygulama amaçlı yapılan bir uzaktan algılama uydusudur..
Hint Uzaktan Algılama (IRS) uydu serisinin on birincisidir. Kalkış ağırlığı 1560 kg, 618 kilometrelik Sun
Synchronous Orbit (SSO) yörüngesindedir.
CARTOSAT-1 elektromanyetik spektrumun görünür bölgesinden siyah beyaz stereoscopic resimler
alan iki adet Panchromatic (PAN) kamera taşır. Yüksek çözünürüklü PAN kamera görüntülerinin
çerçeve genişliği 30 km ve yersel çözünürlüğü 2.5 metredir. Bu kameralar aynı alan üzerinde
mümkün olan iki farklı açıdan eş zamanlı görüntü alacak şekilde uyduya yerleştirilmiştir. Uydunun
bu özelliği, 3 boyutlu eksiksiz haritalar oluşturma kolaylığı sağlar.Kameraların uydunun hareket yönü
doğrultusunda hareket ettirilebilmesi, bölgeden sıklıkla görüntü alabilme imkanı sağlar. CARTOSAT-1
kameralarının çektiği görüntüler sıkıştırılır, şifrelenir, formatlanır ve yer istasyonlarına aktarılır.
Görüntüler yer istasyonlarında yeniden yapılandırılır.
CARTOSAT-1 ın çektiği görüntüleri saklamak için ayrıca 120 Giga Bitlik bir belleği vardır. Kayıtlı
görüntüler uydu yer istasyonlarının menziline girdiğinde istasyonlara aktarılabilir.
UYDU SİSTEMLERİ
ENVISAT
•
•
ENVISAT
Avrupa 'nın en kuvvetli yer gözlem uydusudur. ESA (European Space Agency) tarafından yönetilmektedir. Mart
2002 yılında fırlatılan Envisat, atmosfer, okyanus, arazi ve buz ölçümleri için kullanılan kutupsal yörüngeli gelişmiş
bir gözlem uydusudur. Envisat verisi, yer bilimleri araştırmalarına ve iklimsel ve çevresel değişimlerin izlenmesine
olanak sağlar.
UYDUNUN ÜZERİNDEKİ SENSÖRLER:
MERIS , ASAR , AATSR , RA-2 , MWR , DORIS , GOMOS , MIPAS , LRR SCIAMACHY
MERIS (Medium Resolution Imaging Specrometer Instrument):
Meris sensörünün esas amacı, okyanus ve kıyısal alanlardaki denizin rengini ölçmektir.
Deniz rengi bilgisi, klorofil pigment konsentrasyonu ve asılı haldeki sediment (çökelme) konsantrasyonuna
rahatlıkla dönüştürülebilir. Okyanus karbon dönüşümü, Üst okyanus termal rejimi, Balıkçılığın düzenlenmesi, Kıyısal
zonların düzenlenmesi gibi sebeplerden dolayı deniz rengi ölçülür.
Meris sensörünün ayrıca bulut üst yüksekliğini, su buharı total sütünu ve kara üstündeki duman miktarını
ölçebilme kabiliyeti de vardır.
ASAR (Advanced Synthetic Aperture Radar):
C-Bantta işlem gören ASAR, SAR görüntü modu ve ERS-1/2 AMI dalga modunun devamlılığını temin ediyor.
Gelişmiş kapasitede kapsama alanı, insidans açısı menzili, polarizasyonu ve farklı işlem modları gibi özellikleri
bulunur. Sensörün g elişmiş kapasitesi dizaynındaki belirgin özelliklerden kaynaklanmaktadır. Sahil ve okyanus ile
kara topoğrafik uygulamalarında, ayrıca kar ve buz uygulamarında
UYDU SİSTEMLERİ
IKONOS
24 Eylük 1999 da Kaliforniya Vandenberg hava sahası ABD den fırlatılan IKONOS uydusu Geoeye
tarafından çalıştırılan yüksek çözünürlüklü bir uydudur. Nadir de 3.2 metre yersel çözünürlüklü
Multispektral (renkli), 0,82 metre yersel çözünürlüklü pankromatik (siyah-beyaz) görüntü elde edebilir.
Doğal kaynakların kent ve kırsal kesimler için haritalanması, doğal afet yönetimi, tarım ve orman
uygulamaları, madencilik, mühendislik ve inşaat gibi birçok uygulama alanına sahiptir.
Kullanım süresi : 7 yılın üzerinde Yörünge: 98.1 derece, sun synchronousYörüngedeki hızı : 7.5 kilometre /
saniye
Yersel Hız : 6.8 kilometere / saniyeDünya etrafındaki devri: her 24 saatte 14.7 kere
Yükseklik: 681 kilometere
Nadir de çözünürlük : 0.82 metre pan (siyah-beyaz); 3.2 metre ms (renkli)26°
Off-Nadir de çözünürlük : 1.0 metre pan (siyah-beyaz); 4.0 metre ms (renkli)
Görüntü genişliği : nadirde 11.3 kilometere; 26° off-nadir de 13.8 kilometere
Aynı noktadan tekrar geçiş zamanı : 40° enleminde yaklaşık olarak 3 gün
UYDU SİSTEMLERİ
SPOT 5
•
SPOT 5
Spot 5 zenginleştirilmiş görüntü kalitesi ve geliştirilmiş servisi ile Spot serisinin beşincisidir.
Spot 5 deki iki yeni HRG cihazı Spot 4 deki HRVIR cihazlarından türetilmiştir ve 2,5,-5 m pankromatik (siyah-beyaz)
ve 10 metre de multi spektral (renkli) yersel çözünürlüklü görüntü imkanı sağlar. Spot5 2.5 metre çözünürlüklü
ürünlerini 2 farklı sensörünün aynı anda çektiği 5metre çözünürlüklü görüntüleri "supermode" denilen bir
örnekleme işlemi ile elde eder.
Operatör: SPOTIMAGE
Ülke: FRANSA
Distributor Link: http://www.spotimage.fr
Tasarım ömrü: 5 Yıl
Fırlatılış Tarihi: 4 Mayıs 2002
Ağırlığı: 3030kg
Yörünge Tipi: Polar Sun Synchronous
Yörünge Yüksekliği: 832km
Yörünge eğimi: 98.7°
Yörüngedeki tek tur zamanı: 101.4 dakika
Görüntüleme Sıklığı: 26 gün
Sabit depolama diski: 90 GB
Sensör Sayısı: 4
UYDU SİSTEMLERİ
LANDSAT
•
•
•
•
LANDSAT İlk LANDSAT uydusunun 1972 yılında uzaya gönderilmesinden sonra 4 adet LANDSAT
uydusu daha yörüngeye oturtulmuştur. İlk kuşak 3 uydudan oluşmaktadır. Bu uydular iki sensör
taşımaktadır: Return Beam Vidicon (RBV) kamera ve Multispectral Scanner (MSS). RBV kamera ile
yaşanan teknik sorunlar, MSS'in spektral ve radiometrik üstünlüğü nedeniyle RBV data nadiren
kullanılır.İkinci kuşak LANDSAT uyduları, 1982'de LANDSAT 4 ile başlayarak , RBV yerine Thematic
Mapper (TM) adında yeni bir cihazla donatılmışlardır. 1993 yılında, LANDSAT 6 şansız bir şekilde
düştükten sonra LANDSAT 7, geliştirilmiş Thematic Mapper ve yüksek çözünürlüklü scanner ile
donatılarak Mart 1999 da fırlatılmıştır.
Yörünge Karakteristikleri
LANDSAT uydusu tekrarlı, dairesel, güneşe senkronize, kutuplara-yakın (near-polar) yörüngeye
sahiptir. Bu özellikleri sayesinde 81 °N and 81°S arasında görüntüleme yapar.
LANDSAT 1 - 3 uyduları için revisit-cycle ( tekrar süresi ) 18 gündür, LANDSAT 4 & 5 için 16 gündür.
LANDSAT 5 için takvimler Eurimage' ın web sayfasından elde edilebilir.
Ekvatorda yol ayrımı ( ground track separation ) 172 km'dir ki bunlar komşu trackler arasında %7.6
lık bindirme oluşur. Bu bindirme kutuplara doğru yaklaştıkça daha da artmaktadır. Öyle ki 60°
boylamda %54 olmaktadır.
UYDU SİSTEMLERİ
LANDSAT
•
Coğrafik Kapsama Alanı
–
–
–
–
•
LANDSAT'ların 16 günlük yörünge tekrarları LANDSAT'ların Dünya Referance Sistemi'nin ( Worldwide
Reference System) parçasıdır. WRS Dünya haritası LANDSAT Uydularının geçiş yollarına göre sıra ve
sütunlara ayrılmış path haritasıdır. LANDSAT 1, 2 ve 3 (WRS 1) 'ün koordinat sistemi LANDSAT 4 ve 5
(WRS 2) 'inkinden farklıdır.
Afrika üzerinde 1994 ve 1995 'te LANDSAT 5 TM verilerini almak için Nairobi, Kenya ve Libreville,
Gabon 'da portatif alıcı istasyonu kullanılmıştır.
TM ve MSS verileri için veri dizisi 8-bit'ten oluşmaktadır (Yani sinyal 256 farklı değere
eşleştirilmektedir).
Multi-Spectral Scanner (MSS) MSS alıcısı görünür ve yakın-infrared bölgede 4 adet band'a sahiptir.
(0.5 ; 10 ; 1.1 pm) ve 80 metre çözünürlüktedir. Thematic Mapper adlı cihazın spektral ve geometrik
çözünürlük üstünlüğü nedeniyle MSS' in talebi hızla azalmıştır. Aşağıdaki karakteristikler TM veriye
aittir.
Thematic Mapper
LANDSAT 5 teki Thematic Mapper (TM) LANDSAT 4 'teki ile aynıdır. 1984 yılından beri kullanılan TM
görünür NIR ve SWIR bölgede 30m çözünürlüklü 6 adet band ve 120m çözünürlüğüe sahip Termal Band'a
sahiptir.( önceki verilerle uyumluluğu sağlamak amacıyla bu band Band 6 olarak kullanılmaktadır ).
UYDU SİSTEMLERİ
LANDSAT
•
LANDSAT 7'nin Cihazları
– LANDSAT 7 Geliştirilmiş Thematic Mapper Tarayıcısı taşımaktadır. Standart 7 Band'a ek
olarak 15m çözünürlüğe sahip pankromatik band ( 0.50- 0.90pm ) eklenmiştir. Bunlara ek
olarak Termal Band'ın çözünürlüğü de 60m'ye indirilmiştir. Aynı zamanda MSS yerine
HRMSI taşıyacaktır.Bu cihaz 10m çözünürlüğe sahiptir. İlk 1-4 bandları TM ile aynı
spektral aralığa sahip olup stereo görüntüleme özelliğine sahip 5-metrelik pankromatik
tarayıcıya da sahiptir. HRMSI 60km görüntüleme alanı (swath width ) içerisinde yandaki
iki path'i de görüntüleyebilmektedir.
– Üzerinde bulunan kayıt ünitesi sayesinde alıcı istasyonun olmadığı bölgelerde de görüntü
çekebilmektedir.
– Landsat 5-7 Path Row haritasi için tıklayınız..
UYDU SİTEMLERİ-LANDSAT
UYDU SİTEMLERİ-SPOT
UYDU SİTEMLERİ-SPOT
UYDU SİSTEMLERİ
Görüntülerin Özellikleri
• Spektral Ayırma GücüNesnelerin ve arazi türlerinin uzaktan algılama yolu ile ayırt
edilebilmelerinin en önemli
nedeni spektral özelliklerinin değişiklik göstermesidir.
– Algılayıcılar bu değişimleri fark edecek şekilde tasarlanır
– Her spektralaralık elektromanyetik spektrumun bir bölgesine duyarlıdır
UYDU SİSTEMLERİ-Görüntülerin Özellikleri
Radyometrik Ayırma Gücü
– Bir piksele ait yayın şiddeti (amplitude)
– Ayırma gücü sayısal olarak bit cinsinden ifade
edilir 28, 211, 216
28 = 256 [0-255]
211 = 2048 [0-2047]
216 = 65536 [0-65535]
UYDU SİSTEMLERİ-Görüntülerin Özellikleri
• Zamansal Ayırma Gücü
– Uydunun aynı bölgeden arka arkaya geçişi
arasındaki süre
– Bazı uygulamalar için görüntülerin alınma aralığı
önem taşır
Tarım alanlarının izlenmesinde : Gün
Kent alanlarının bümesinin izlenmesinde : Yıl
UYDU SİSTEMLERİ-Görüntülerin Özellikleri
• Yersel Ayırma Gücü
– Piksel büyüklüğü
– 2√2 ~3piksel
–
–
–
–
LANDSAT
30 x30
SPOT
20m x 20m / pan 10m x 10m
IKONOS 4m x 4m / pan 1m x 1m
QUICKBIRD
60 cm x 60cm
Fotogrametrik Sistem Nedir?
Birden fazla fotoğraf görüntüleri ile
nesnenin şeklini türetme olayıdır.
Fotogrametri nerelerde kullanılır?
Fotogrametri Ölçme Prensibi
Bu yöntemde şeffaf ve yansıtıcı
membralar kullanılmalıdır.