MSİ 2013 Mühendislik Etiği

Download Report

Transcript MSİ 2013 Mühendislik Etiği

Karanlık ortaçağ dönemi….
 1000-1500 yıl
 Her şeyin kilise tarafından açıklandığı, serbest
bilimsel düşüncenin mümkün olmadığı dönem…
1
1
Modern Etiğin güçlü bir kilise düşüncesi etkisi
altında yeniden doğuşu….
 BAŞLICA İKİ ÖNEMLİ OKUL:
 1) NATURALİZM
Etik fikirleri doğa kanunlarından ileri gelir.
Naturalizm, doğadan başka gerçeklik olmadığını
savunan felsefe öğretilerinin genel adıdır.
Doğalcılık olarak da bilinir. Doğalcılara göre doğaüstü
gerçekler ya da güçler yoktur. Doğada, nesnel yasalar
uyarınca işleyen bir düzen vardır. İşte bu yasalar
sayesinde, gözlem ve deneye dayalı bilimler, doğa ile
ilgili her alanda sağlam, kesin bilgilere ulaşabilir.
2
2
 Doğalcılık, doğa bilimlerinin sanata ve edebiyata
uygulanmasıyla ortaya çıkmıştır.
 Doğalcı anlayışa göre gerçek olduğu gibi yansıtılmalı,
yaşamın kaba ve bayağı sayılarak ele alınmayan
yönleri de işlenmelidir.
 Doğalcı anlayışa göre birey, içinde yetiştiği
toplumsal ve doğal çevrede biçimlenir.
 Ekonomik ve toplumsal baskılar altında ezilen
bireyler, içlerinden gelen güçlü dürtülerle hareket
ederler.
 Alınyazılarını
belirleyebilme gücünden uzak
olduklarından davranışlarından da sorumlu
tutulamazlar.
3
3
2) İÇGÜDÜLER (INTUITIONISM)
Etik fikirler insanda içgüdü olarak mevcuttur.
Bu akım, sezgiye dayanarak etik önermelerinin
doğrulanmasını, kabulunu veya reddedilmesini
tanımlar.
Buna göre sezgiye uyumlu etik önermesi kabul edilebilir,
sezgiye dayanmayan veya sezgiyle uyumsuzluk
gösteren etik önermesi kabul edilemezdir.
Eylemlerin doğru ya da yanlış oluşları, onlar üzerine
düşünmeyle ulaşılacak bir sonuç değil, aksine
doğrudan sezgiyle varılacak bir bilgidir.
4
4
HOBBES(1588-1679)
(Çağdaş etiğin kurucusu, Egoistik Naturalist)
Ortaçağ sonrasındaki aydınlanma çağında Hobbes
ile başlayan yeni bir etik bilimini görüyoruz.
Hobbes Modern Etiğin babası olarak bilinir.
Bu etik öğretisinin iki mantıksal yöntemi vardır;
eleştiri ve kıyaslama.
Kendisi de bir İngiliz olan Hobbes’tan hemen sonra
İngiliz ve Alman etik öğretilerinin farklılaştığını
görüyoruz.
5

5
 19. Yüzyıldan itibaren İngilizler içgüdüsel (intuitionist)
ve doğaya dayalı (naturalist) akımları benimserken,
 Alman filozofların Kantien etiği geliştirdiklerini
izlemek mümkün.
 Immanuel Kant tarafından ortaya konan bu güçlü etik
akımı, günümüzde de geçerlidir. Karşıtı ise faydacı
(utilitarian) etik düşüncesidir. Halen de çarpışan bu iki
farklı teori, 19. Yüzyıl boyunca Avrupa’da çok ciddi
tartışmalara yol açmıştır.
6
6
Thomas Hobbes, geleneksel etik görüşlerine aykırı,
materyalist felsefesiyle uyumlu bir etik anlayışına
sahiptir.
Bireyin öncelikli hedefi kendi varlığını korumak ve
sürdürmektir, bencillik insanın doğasında vardır, bu
bireysel bencilliğin toplumun çıkarlarıyla örtüşmesi
olumlu sonuçlar doğurur.
Bu sebeple bireysel bencillikle toplumun çıkarının
örtüştüğü noktalar erdemlerdir.
Bireyin
bencil
yönelimiyle
toplumun
çıkarının
örtüşmediği ve hatta toplumun çıkarının zarar
gördüğü davranışlarsa kötü davranışlardır.
7
 Hobbes’un doktrini Egoizm’dir (Burada Ego “ruh”
anlamına gelir).
 Buna göre herkes doğası gereği eşittir; kendini
savunmak için ve benzer hazlardan zevk almak için
de eşit güçleri vardır. Çok özel durumlar dışında
insanlar her zaman birbirleriyle savaş halindedir
(İNSAN İNSANIN KURDUDUR).
“Animal farm!”
8
8
Bu düşünce tarzına göre hiç bir şey “doğru” veya
“yanlış” olamaz. “Güç” ve “aldatmaca” iki temel
toplumsal erdemdir. Ancak bunlar sadece akılcı
kullanıldıklarında barış olur.
Toplumsal uyum yoksa mutluluk imkânsızdır. O
halde barışı aradığımızda ve barış peşinden
koştuğumuzda mutlu olabiliriz; çünkü barışı
yakalayamazsak kendimizi ne yapıp etmeli ve
korumalıyız.
Barışı yakalamak için ise insanlar kendilerine uygun
gördükleri miktardaki özgürlüğü başkalarına da
tanımalılar.
9
“Kendine yapmadığın bir şeyi başkalarına
yapma” der.
 Hobbes:
 İyiliği de sadece kendin için istemeyi önerir. Akıl yolu
toplumsal uyumun kişisel mutluluğun sağlanması için
gereken en garantili yöntemin doğanın kanunlarına genel
bir uyum göstermek olduğunu göstermektedir.
 Bu kanunlar sosyal ahlakın temel yasalarıdır. Sosyal “iyi”
ise bireyin bakış açısından tam bir nihai son sayılmaz.
10
10
 İngiliz
içgüdücüler (intuitionist’lerin) Hobbes’un
egoistik düşüncelerine karşı büyük mücadele
vermişlerdir.
11
11
 Bir etik teorisi etik ile ilgili genel soruları yanıtlar. Daha
spesifik soruları ise etik teorisi bilgimizle değil, dünya
görüşümüze göre bireysel olarak yanıtlarız.
 Batı felsefesinde gelişmiş olan etik teorileri iki temel
yaklaşıma dayanmaktadır:
-Deontolojik yaklaşım
-Teleolojik yaklaşım
12
12
Deontolojik etik yaklaşım
 Temellerini Kant’ın attığı, görevlerden hareket eden
yaklaşım.
 İyi davranışın ne olduğunu sonuçlara değil,
davranışın ‘kendisine’ bakarak çıkarmak anlamına
gelir.
 Bir davranış sonuçları ile doğrulaşmaz, ancak ‘kendisi’
doğruysa doğrudur.
13
13
Teleolojik etik yaklaşımı
 Temellerini Aristo’nun attığı, amaçtan ve sonuçlardan
hareket eden yaklaşım.
 ‘İyi’ davranışın ne olduğunu davranışın yapılma
‘amacına’ ve ‘sonuçlarına’ bakarak çıkarmak
anlamına gelir.
 Sonuç, amaca uygunsa ahlakidir.
14
14
Sonuçlara bakarak karar veren teoriler
arasında en iyi bilineni faydacılıktır .
Faydacılık
 Buna göre bir şeyin iyi olduğuna karar vermek için
sonucun iyi olduğunu, kötü olduğuna karar vermek
için ise sonucun kötü olduğunu bilmek yeterlidir.
 Klasik faydacılığın kurucusu olan Jeremy Bentham’a
(1748-1832) göre tek mutluluk zevk almak ve acı
duymamaktır. Aslında kendiliğinden iyi olan tek şey de
budur. Bunun dışındaki her şey mutluluğa giden doğru
yolda bulunuyorsa iyidir.
15
15
16
 Faydacılığın
kurucusu olarak
bilinen Jeremy
Bentham Hayvan haklarının ilk savunucularındandır
ve
liberalizmin
gelişiminde
büyük
katkıda
bulunmuştur.
 Yasa ve Törenin İlkelerine Giriş adlı yapıtında ilk kez
faydacılığın bütününü ana hatlarıyla sergiledi.
17
 Faydacılık teorisine göre insanlığın toplam
mutluluğunu arttırmak iyidir, azaltmak ise
kötüdür.
 Bazı faydacı çağdaş düşünürler toplam
mutluluk hesabına hayvanların mutluluğunu
da eklemişlerdir.
18
18
Çağdaş faydacılık
 Bentham’dan farklı olarak bazı çağdaş faydacılar hedefte
mutluluğu değil, tercih ve ilgiyi esas alırlar.
 Aslında bu klasik hedeften çok da farklı değildir, çünkü
klasik faydacılar zaten mutluluğu herkesin tercih ettiği ve
ilgilendiği tek hedef olarak daha önceden tanımlamakta
idiler.
 Bu tanıma göre mutluluk tercih edilene ulaşmanın verdiği
tatmin duygusunun maksimize edilmesiyle ortaya çıkar;
yani tercihin ya kendi içinde veya onun hemen ardında
bulunur.
 Mühendislikte en çok kullandığımız karar verme stratejileri
olan fayda-masraf, risk-fayda analizleri ve bunlardan
türemiş olan optimizasyon metotları faydacılık esasına
dayanmaktadır.
19
19
Faydacılığın diğer bazı uygulamaları
 etik egoizm (iyi olan bana yarayışlı olandır)
 milliyetçilik (iyi olan milletin ilerlemesini sağlayandır)
 diğergâmlık (iyi olan başkalarına fayda sağlayandır)
...der.
20
20
Deontolojik teori
 Deontolojik




teorinin
kurucusu
Immanuel
Kant’tır
(1724-1804).
Kantizme göre insanların özgür ve akıllı yaratıklar
olarak değerleri kendi özlerinde bulunur.
Evrensel ahlâk insanlara saygı göstermeyi gerektirir.
Bu yüzden bir ahlâki prensibin akılcı olması önem
taşır, bunu sınamak için ise bu prensibin evrensel
hale gelip gelemeyeceğine bakmalıyız.
Evrenselleşmeyi sınamak için bir kuralın herkes
tarafından kullanılır olup olmadığına ve herkese
uygulanıp uygulanamayacağına bakmak gerekir.
21
21
Kantizm…
 Ortaya çıktığı tarihten beri kuralcı deontolojik bir etik
teorisi olan Kantizm batı dünyasına egemen olmuştur.
 Bunun sonucunda da ‘insan hakları’ daha doğrusu
‘haklar’ kavramı geçerli hale gelmiştir. Dolayısıyla
Kant içinde yaşadığımız değer yargıları dünyasının en
belirleyici ve en önemli fikir üreticisidir.
22
22
23
 Kant, kategorik zorunluluklardan bahseder,
 örneğin sonuç ne olursa olsun yalan söylememek
zorunluluğundan kaçınamayız. Koşullar ve sonuçları
ne olursa olsun yalan söylenmemelidir, iyi niyetle
yapılsa ve sonu ölüm bile olsa.
 Ayrıca bu kural son derecede evrenseldir ve
gelecekte
de
değişmesi
mümkün
değildir.
Seçeceğiniz yol ne olursa olsun başkalarının da bu
yolu seçerek hareket edebileceğini peşinen kabul
etmiş olursunuz.
 Kant “kategorik zorunluluk” tanımlamasında “kişi
prensipleriyle hareket etmelidir, herkes bu
prensibe uyarsa bu evrensel bir kanun haline
gelir” demektedir.
24
24
Gert’e göre çağdaş on emir
 Kantizmin çağdaş temsilcilerinden olan Bernard Gert
akılcı insanların herkesin avantajına olmak üzere belli
kurallara uyması ve ahlâklı olmasının aklın gereği
olduğunu savunur.
 Herhangi bir nedeni yokken kuralları çiğnemek
akılsızlıktır.
 Gert’e göre bu kurallar, ya da kendi deyimiyle çağdaş
“on emir” şöyledir;
25
25
Çağdaş 10 Emir….
 Öldürmeyeceksin
 Acı vermeyeceksin
 Yetersiz ve aciz hale getirmeyeceksin
 Özgürlükleri kısıtlamayacaksın
 Zevk almayı (hoşlanmayı) engellemeyeceksin
 Kandırmayacaksın
 Sözünü tutacaksın
 Kopya çekmeyeceksin ve göz boyamaya
çalışmayacaksın
 Yasal yollardan sapmayacaksın
 Görevini ihmal etmeyeceksin.
26
26
Çelişkiler….
 Günlük yaşamımızda bu kurallara uymaya çalışırken
çapraz çelişkiler olabilir...
 Randevunuza geç kalmamak için süratli araba
kullanırsanız yasaları çiğnemiş olursunuz; yani 7 ve 9
numaralı emirler çatışmış olur. O zaman aklınızı
kullanarak bir karar vermeniz gerekir; örneğin biraz
gecikmeyi göze alır ve sürat sınırına uyarsınız, bu
aklın gereği olan çözümdür.
 Diğer bir yorumla yukarıdaki 10 emrin kendi
aralarında da bir hiyerarşisi vardır ve ömrümüz
verdiğimiz kararlarda bu hiyerarşiyi doğru kullanmaya
çalışmakla geçer.
27
27
 Örneğin bir arkadaşınıza söz verdiniz ve belirli bir yerde
belirli bir saatte buluşacaksınız. Arabanız da var ve ona
güveniyorsunuz. Ama önünüzde bir kaza oldu ve siz de
kazayı gördünüz ve izlediniz. Bir çocuğa bir araba çarptı.
Çocuğu kenara aldılar ve polisin gelmesi bekleniyor.
Telefonla polisi aradınız. Bir saat içerisinde orada ifade
verip tutanağa geçirildikten sonra karakola gitmeye
kalksanız ya da çocuğu alsanız hastaneye yetiştirmeye
çalışsanız arkadaşınıza verdiğiniz sözü tutamayacaksınız.
Acaba hangisini yaparsınız?
Yetişmek için kazayı görmezden gelip yolunuza devam mı
edersiniz ya da;
çocuğu hastaneye yetiştirmek ya da polise ifade vermek
için mi beklersiniz?
28
28
 20. Yüzyıl ise Compte, Darwin ve Spencer gibi bilimdeki
evrimcilik akımının kurucu ve geliştiricileri ile devam eder;
böylece Fen bilimlerinde görülen akımların etik bilimindeki
gelişmelerdeki yansımasını izleriz.
 20. Yüzyılı kana bulayan iki büyük dünya savaşının ardından
toplumdaki etik anlayışı da temelden değişmiştir denebilir. Dünya
savaşlarının ardından kalkınma ve toparlanma evresine giren
Avrupa’da değişik uygulamalı mesleklerin gelişmesine sahne
olmuştur.
 Mühendislik mesleğinin gelişmesi de bu dönemde hızlanmış, çok
farklı mühendislik dalları doğmuş ve kendi etik kuralları ile
uygulama alanındaki yerlerini almıştır.
 21. Yüzyıldan bu yana ise toplumsal alanda etkili yeni
“uygulamalı etik” prensipleri yoğun olarak tartışılmakta, küresel
ve evrensel boyutlarda geçerli olabilecek meslek etiği prensipleri
ortaya çıkmakta ve benimsenmektedir.
29
29
 Pek çok iş ve meslek topluluğu, özellikle kendi durumları
için geçerli olan değerleri, yukarıda ifade edilen her
dereceden değerden özelleştirerek, ”mesleki etik
kuralları”nı hazırlamışlardır.
 Bazı mesleklerde, özellikle tıpta, kurallar öyle ayrıntılı
hale gelmiştir ki neredeyse yasanın yerini almıştır.
 Ancak bir etik kurallar sistemi, yasalar gibi ayrıntılara
inmeye uygun değildir. Bu nedenle etik kurallar sistemi,
genel yol gösterici ilkeleri veren bir stratejidir ve yasaların
izin vereceğinden çok daha geniş bir yoruma açıktır.
 Bu kurallar belli
tarihsel uygulamalardan çıkar ve
uygulamalardaki değişikliklere göre değişebilirler.
30
30
DEĞER nedir?
 Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir
şeyin değdiği karşılık, kıymet
 Üstün nitelik, meziyet, kıymet
 Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse
 Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve
bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin
bütünü
TDK Güncel Türkçe Sözlük
31
DEĞER nedir?
 Sahip olmaya değer bulunan veya istenebilir nitelikteki
bir ‘prensip, standart veya kalite’ özelliğidir.
32
Temel Etik Değerler
toplumdan diğerine çok büyük
göstermeyen temel ve üst etik değerler:
 Bir
değişiklik
 Adalet(hakça davranma)
 Doğruluk-Dürüstlük(içi-dışı bir olma, hilesiz olma)
 Tarafsızlık(nesnel davranma, liyakatı esas alma)
ve kişisel çıkarlardan uzak
olma, sorumlu davranma)
 Sorumluluk(bencillik
33
DEĞERleri kişisel ve mesleki olarak ayırabilir miyiz?
 Olabildiğince aynı değerler kişisel ve mesleki
yaşamda kullanılmalı,
 bu bizi kişilikli ve güvenilir kılar.
34
35