YENİ KEYNESYEN MAKRO İKTİSAT TEORİSİ
Download
Report
Transcript YENİ KEYNESYEN MAKRO İKTİSAT TEORİSİ
KEYNESYEN AKIMA BAĞLI
İKTİSADİ OKULLAR
Keynes Sonrası 5 Akım Ortaya Çıkmıştır. Bunlar;
1. Neo Klasik Keynesci sentez (Hidrolik Yorum)
2. Cambridge Keynesciliği
3. Dengesizlik Keynesciliği
4. Yeni Keynesyen İktisat
5. Post Keynesyen İktisat
Neo Klasik Keynesci Sentez yada NeoKeynesyen İktisat
(Hidrolik Yorum)
Savunucuları;
J. Hicks, F. Modigliani, A. Lerner, A.Hansen, P. Samuelson
J. Tobin, J. Duesenberry, W. Baumol, J. Gurley, E. Shaw
Görüşlerde, uzun dönemde neo klasik iktisattan, kısa dönemde de IS-LM
analizlerinden yararlanılmıştır.
Sisteme Yapılan Katkılar;
1938 J.Hicks; IS-LM Analizi
1944 F. Modigliani ; işgücü piyasası analizleri
1958 Phillips, 1960, Lipsey; Phillips eğrisi
1962 Mundel ve Fleming; IS-LM analizinin dışa açık ekonomilere
uygulanması
Neo Klasik Keynesci Sentez yada NeoKeynesyen İktisat
(Hidrolik Yorum)
Önemli Noktaları;
Eksik istihdam dengesi
Katı nominal Ücretler
Yatırımların faize duyarlılığının düşük olması
Para talebinin gelire duyarlılığının düşük olması
Ömür boyu gelir hipotezi ( F. Modigliani)
İşlem güdüsüyle yapılan para talebinin gelirin yanı sıra faize de
duyarlı olması (Baumol)
Portföy dengesi (Tobin)
En zayıf tarafı
Ücret ve fiyat katılıklarının nedenini açıklayamamışlardır.
Cambridge Keynesciliği
Neokeynesyen iktisat, Keynesyen iktisadın Amerika kolu iken, Cambridge
Keynescileri İngiliz kolunu temsil ederler.
Kurucuları; 1960’lar R. Harrod’dur.
Görüşleri ; Uzun dönem büyüme ve devresel dalgalanmalar üzerine oturtulmuştur.
Bazı Özellikleri;
Tasarruflar yatırımları değil, yatırımlar tasarrufları belirler
Bugünkü kararlar üzerinde hem geçmişteki durum hem de gelecekteki beklentiler
etkili olur.
Gelir dağılımı iktisadi büyüme ile direkt orantılıdır.
Nominal ücretler dışsal olarak kurumsal faktörler tarafından belirlenir.
Firmalar fiyat alıcısı değil fiyat yapıcısıdırlar
Geçmiş bilinir, ancak gelecek belirsizdir.
Dengesizlik Keynesciliği ( Walrasyan-Keynesyen Okul)
Kurucular; R. Clower ve A. Leijonhufvud, D.Patinkin, R.Barro, H.
Grossman
Bu iktisatçılara göre Keynesyenlik demek; analizlere dengesizliği
katmak demektir.
Dengesizliğin olması kaçınılmazdır. Çünkü bilgiye ulaşmak
maliyetlidir. Bu nedenle iktisadi birimler gerekli olan bütün bilgilere
ulaşamazlar. Sonuçta tahmin hataları yapılır ve beklentilerden sapma
olur.
YENİ KEYNESYEN MAKRO
İKTİSAT TEORİSİ
Yeni Keynesyen terimi ilk defa 1984 yılında Michael Parkin tarafından
kullanılmış olmakla birlikte, bu düşünce tarzı Yeni Klasik Devriminin ilk
yıllarında, yani 1980’lerde gündeme gelmiştir.
Savunucuları
M. Parkin
J. Yellen
A. Okun
G. Mankiw
S. Fischer
G. Akerlof
E.Phelps
O. Blanchard
J. Taylor
L. Ball
J. Stiglitz
D. Romer
A. Blinder
Grup heterejon özellik taşır, görüşlerde farklılıklar mevcuttur
Ortaya Çıkış Gerekçeleri;
Yeni Klasik Makro İktisat Teorisinin öncülerinden olan Robert Lucas Jr.’ın
1970’lerde Orthodoks Keynesyen Makro İktisat Teorisi’ne yönelttiği
eleştirilere cevap olarak gelişen Yeni Keynesyen Makro İktisat Teorisi’nin
temel görevi,
Ortodoks Keynesyen Modeldeki teorik kusurları ve tutarsızlıkları tedavi
etmek ve ücret ve fiyat katılıklarını açıklayan bir toplam arz teorisi
kurmaktı.
Lucas ve Thomas Sargent’a göre Ortodoks Keynesyen Makro Teori’nin üç temel
kusuru vardı. Onlara göre ;
1)
2)
3)
Ortodoks keynesyen makro iktisat teorisinin mikro ekonomik bakımından
temelleri zayıftır.
Ortodoks keynesyen makro iktisat teorisi, uyumcu beklentiler hipotezini
esas almaktadır.
Ortodoks keynesyen makro iktisat teorisi, sadece toplam talebi esas
almaktadır. Bu nedenle toplam arz tarafı zayıftır.
Yeni Keynesyen Makro teori, Lucas ve Sargent tarafından ileri sürülen
ve yukarıda açıklanan Ortodoks Keynesyen makro iktisat teorisinin üç
temel kusurunu ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Buna göre yeni
Keynesyen makro iktisat teorisi;
1)
Zayıf olan mikro ekonomik temelleri güçlendirmeye ve ekonomide
dengesizlik durumuna yol açan fiyat ve ücret katılıklarının mikro
ekonomik nedenlerini göstermeye çalışır.
Ortodoks Keynesyen makro iktisat teorisinin benimsediği uyumcu
beklentiler hipotezini terk ederek rasyonel beklentiler hipotezini
benimsemiştir. Böylece, ekonomik karar birimlerinin fayda ve kar
maksimizasyonu davranışları ile tutarlı olmayan bir hipotezi
benimsemekten vazgeçmiştir .
2)
YENİ KEYNESYEN MAKRO İKTİSAT
TEORİSİNİN BAZI ÖZELLİKLERİ/
VARSAYIMLARI
Piyasa dengesizliği esastır.
(fiyatların piyasaları dengeleyebilecek kadar hızlı bir ayarlama
yapamayışı talep ve arz şoklarının ekonominin üretim ve istihdam
seviyesi üzerinde önemli reel etkiler yapamayacağı anlamına
gelmektedir.)
Keynesyen acıdan konjonktür dalgaları, hem büyük ölçekli hem de uzun
sürelidir ve iktisadi refaha zarar verici niteliktedir. Yeni Keynesyen makro
teorinin iddiasına göre, piyasa dengesizliği konjonktür teorisi, yeni klasik
ve yeni klasik reel konjonktür teorisi alternatiflerine göre daha gerçekçidir.
Ortodoks Keynesyen makro iktisat teorisi ile yeni Keynesyen makro iktisat
teorisi arasındaki temel fark, neoklasik sentezle birleştirilen Ortodoks
Keynesyen modelin sabit parasal ücret varsayımı yapması ve bunun
nedenleri üzerinde durmamasıdır. Yeni Keynesyen makro teori ücret ve fiyat
katılıklarının açıklanmasına daha kabul edilebilir mikro ekonomik temeller
getirmektedir.
Para kısa dönemde yanlı uzun dönemde yansızdır. Paranın yanlı oluşu
fiyatların katı oluşundan kaynaklanır ve fiyat katılığı piyasadaki eksik
rekabet şartlarından doğar.
Kurdukları modele Phelps-Friedman beklentili Phillips eğrisini ve arz
şoklarının etkisini ilave ettiler. Bu yolla Ortodoks Keynesyen makro
iktisat teorisinin temellerini güçlendirdiler.
Yeni klasik ve yeni Keynesyen modeller arasındaki temel fark, fiyat oluşum
davranışlarından kaynaklanmaktadır. Yeni klasik modelde fiyat, tam
rekabet şartlarına göre belirlenir ve bu nedenle firmalar piyasa fiyatını
olduğu gibi kabul ederler, yani firmalar fiyat alıcısıdırlar.
Yeni Keynesyen modelde ise fiyatı tekelci firmaların belirlediği varsayılır.
Bu nedenle firmalar fiyat yapıcısıdırlar. Böylece yeni Keynesyenler eksik
rekabet piyasalarını, piyasa dengesizlik modeline eklemişlerdir.
Hem arz hem de talep şokları ekonomi için potansiyel bir istikrarsızlık
kaynağıdır. Bu nedenle aktivist (duruma göre) politikalardan yanadırlar.
yani ekonomiye devlet müdahalesini savunurlar.
Ancak; kurala göre iktisat politikalarını savunanlar da vardır
Eksik rekabet, eksik piyasalar, heterojen işgücü ve asimetrik
enformasyon gibi tespitler yapmışlardır.
Ekonomide istek dışı issizlik mevcuttur.
Rasyonel beklentiler varsayımı kabul edilir. ANCAK; ücretler ve fiyatlar
yapışkan olduğu için dengesizlik durumunda piyasaların temizlenmesi
söz konusu değildir.
Hem öngörülen hem de öngörülmeyen para politikaları üretimi artırır.
Ancak öngörülmeyen para politikası, öngörülene göre çıktı düzeyini
daha fazla artırır.
Öngörülmeyen para politikasının üretimi artırmasının kabulü yeni klasiklerle ortak olan bir
noktadır.
Genel olarak Yeni Keynesyenler, Yeni Klasiklerin şu görüşlerini kabul ederler;
Rasyonel beklentiler,
doğal işsizlik oranı,
doğal hasıla düzeyi,
öngörülmeyen para politikasının çıktı düzeyini etkilemesi
Para politikasının çıktı düzeyini etkilemesi kabulü ile orijinal Keynesten ayrılmış olurlar
Ücretlerin ve Fiyatların Yapışkan Olmasının Nedenleri
•
Etkin ücret teorileri
•
Zımni sözleşmeler teorisi
•
Süre teorileri
•
İçeridekiler-dışarıdakiler modeli
•
Koordinasyon yetersizlikleri
•
Fiyatların karışık ayarlanması
•
Toplam talep dışsallıkları
•
Uzun dönemli sözleşmeler
•
Menü (Katalog) maliyetleri (G. Mankiw)
Ücretlerin ve Fiyatların Yapışkan Olmasının Nedenleri
1) Etkin ücret teorileri;
Verimlilik ile reel ücret arasında ilişki kuran bir teoridir. Alınan ücretin
yüksekliği işgücünün vasfıyla doğru orantılıdır. İşgücü arzının fazla
olması durumunda ücretlerde düşüşe gitmenin bir mantığı yoktur. Zira
ücret düşüklüğü verimliliği olumsuz yönde etkileyecektir.
2) Zımni sözleşmeler teorisi;
A. Okun bunu A. Smith’ten esinlenerek “görünmez tokalaşma” olarak
adlandırmıştır. Ücretler, işçi-işveren arasında yazılı bir anlaşma
olmaksızın uzun dönemli olarak örtük bir biçimde belirlenir.
Konjonktürün genişleme dönemlerinde ücret artışı yada durgunluk
dönemlerinde ücretlerde düşme gibi uygulamalar yapılmaz.
Ücretlerin ve Fiyatların Yapışkan Olmasının Nedenleri
3) Süre teorileri;
Uzun süre işsiz kalan kişinin yeteneklerinde azalma olduğu varsayılır ve düşük
ücret düzeyinden de olsa çalıştırılmak istenmez
4) İçeridekiler-dışarıdakiler modeli;
İçeridekiler ile çalışanlar, dışarıdakiler ile de işsizler kastedilmektedir. İşsizlik
olması durumunda firmalar işsizleri işe alıp çalıştırmak yerine mevcut
işçileriyle çalışmaya devam etmeyi tercih ederler. Zira yeni iççileri işe
alıp tecrübe kazandırmanın maliyeti oldukça yüksektir. Bu maliyet kadar
mevcut işçilerinin ücretlerine zam yapılıp çalıştırılma yolu daha
rasyoneldir.
Ücretlerin ve Fiyatların Yapışkan Olmasının Nedenleri
5) Koordinasyon Yetersizlikleri;
Gerek firmalar gerekse işçiler ve sendikalar arasındaki koordinasyon
yetersizlikleri olarak gruplandırılabilir.
Genelde talepte bir artış olduğunda firmalar önce üretimlerini sonra fiyatları
artırma yolunu seçerler. Bu da fiyat ayarlama sürecini yavaşlatır.
Aynı şekilde işçiler yada sendikalar da ücretler hakkında karar verirken
birbirlerine bakarlar. Ve ücret ayarlama süreci gecikir.
6) Fiyatların karışık ayarlanması;
Bir ekonomide fiyatların aynı anda ve koordineli olarak değiştirilmesi
mümkün değildir. Firmalar, fiyatı ilk değiştiren firma olmak istemezler.
Bu nedenle de fiyat ayarlamaları yavaş gerçekleşir.
Ücretlerin ve Fiyatların Yapışkan Olmasının Nedenleri
7) Toplam Talep Dışsallıkları;
Firmalar fiyat ayarlamaya giderken, bu ayarlamanın hem kendilerine hem de
diğer firma
8) Uzun dönemli sözleşmeler;
İşçi-işveren arasındaki sözleşmeler genellikle uzun vadeli (bir yıldan uzun)
olarak yapılırlar. Haliyle, fiyat artışı durumunda istenilen ücret artışı
ancak sözleşmenin bitiminden sonra olabilecektir.
Aynı şekilde firmaların kendi aralarındaki hammadde vs. alış-verişinde de
uzun vadeli sözleşmeler esastır.
9) Menü (Katalog) Maliyetleri;
Fiyat değişikliklerinin uygulamaya geçirilmesinin firmaya getireceği yük menü
maliyetleri olarak adlandırılır. Örn. Turistik hizmet veren bir otelin fiyat
değişikliklerinin duyurulması, gazetelere ilan, acentelere bildirim, yeni
broşürler, yeni listeler vs. nin maliyetleri yüksek olabilmektedir.
Doğal İşsizlik Oranı, NAIRU ve
Histeresiz Etkisi
1960’ larda Ortodoks paracı makro teorisyenler Friedman-Phelps Beklentili
Phillips Eğrisi kavramını geliştirdiler. Buna göre; enflasyona yol açmadan
piyasayı dengeleyen issizlik oranına; doğal işsizlik oranı adı verildi.
Yeni Keynesyenler, ortodoks paracıların doğal issizlik oranı yerine, NAIRU
kavramını tercih etmektedirler. Bunlara göre, doğal issizlik oranı ile NAIRU
arasındaki temel fark;
Doğal issizlik oranı – tam rekabet piyasaları ,
NAURI ise – eksik rekabet piyasaları için tanımlanmıştır”
Doğal issizlik oranı yani Yeni Keynesyenlere göre NAIRU, gelişmiş
ekonomiler için %3, gelişmekte olan ekonomiler için %6 oranında issizlik
enflasyona yol açmadan ekonomiyi dengelemektedir.
1980 ve 1990’ların baslarındaki resesyonlar nedeniyle Avrupa’da ortaya
çıkan yüksek oranlı issizliğe, NAIRU nun %3 yada %6 üstüne çıkmasının
neden olduğu anlaşıldı.
NAURI oranlarındaki eşanlı yükselme, Yeni Keynesyenler tarafından yeni
bir açıklamayla tarif edildi.
Bu açıklamaya literatüre Hysteresis Etkisi olarak geçmiştir.
Hysteresis Etkisi ; Cari issizlik oranının,bir çekim merkezi gibi hareket
ederek , NAIRU’yu peşine takarak yükseltmesini, bulunduğu yerde
sabitlenmesini veya düşmesini engellemesine denir.
Yeni Keynesyenlerde Para Politikalarının Etkisi
Yeni klasiklerde öngörülen para politikası çıktı üzerinde etkili olmazken,
öngörülmeyen yada daha önceden kamuoyuna açıklanmayan şok politikalar
ancak üretim üzerinde etkili oluyordu.
Yeni Keynesyen düşünceye göre ise; gerek öngörülen gerek se
öngörülmeyen politikaların ikisi de çıktı üzerinde etkili olur. Ancak
öngörülmeyen politikaların çıktı üzerindeki etkisi öngörülene göre daha
fazladır.
Yeni Klasik ve
Yeni Keynesyenlere Göre
Para Politikasının Etkinliği
Genişletici Para Politikası Durumu
Öngörülmeyen Para Politikası
Yeni Klasikler
Öngörülen Para Politikası
KISA Dönem Durumu
Gerçekleşen fiyat, beklenen fiyattan büyüktür. P>Pe
Fiyatlar genel düzeyi yükselir
Çıktı düzeyi artar. Y>YN
ÖNGÖRÜLMEYEN PARA POLİTİKASI KISA DÖNEMDE
ETKİNDİR.
UZUN Dönem Durumu
Gerçekleşen fiyat, beklenen fiyata eşittir. P=Pe
Fiyatlar genel düzeyi artar
Çıktı düzeyi doğal seviyesine geri döner.
Y=YN
ÖNGÖRÜLMEYEN PARA POLİTİKASI UZUN DÖNEMDE ETKİN
DEĞİLDİR.
Kısa ve Uzun Dönem
Gerçekleşen fiyat, beklenen fiyata
eşittir. P=Pe
Fiyatlar genel düzeyi artar
Çıktı düzeyi değişmez
Y=YN
ÖNGÖRÜLEN PARA POLİTİKASI NE KISA
DÖNEMDE NE DE UZUN DÖNEMDE ETKİN
DEĞİLDİR
Yeni Keynesyenler
Gerçekleşen fiyat, beklenen fiyattan büyüktür.
Fiyatlar genel düzeyi yükselir
Çıktı düzeyi artar. Y>YN
P>Pe
ÖNGÖRÜLMEYEN PARA POLİTİKASI ETKİNDİR.
Ancak, Öngörülen para politikasına göre daha etkindir.
Gerçekleşen fiyat, beklenen
fiyattan büyüktür. P>Pe
Fiyatlar genel düzeyi yükselir
Çıktı düzeyi artar. Y>YN
ÖNGÖRÜLEN PARA POLİTİKASI ETKİNDİR.
Ancak, Öngörülmeyen para politikasına
göre daha az etkindir.
ÇIKMIŞ SORULAR
Aşağıdakilerden hangisi Yeni Keynesyen yaklaşımın geliştirdiği
hipotezlerden biridir? Sayıştay 2006
a)Kısa dönemde reel değişkenler yalnızca beklenmedik para politikası ile
değiştirilebilirler
b)Kısa dönemde para politikası bekleniyor olsa bile reel değişkenleri
etkileyebilir.
c)Kısa dönemde işsizlik ve enflasyon arasında bir değiş tokuştan söz edilemez.
d)Parasal fiyat ve ücretler bütünüyle esnektir
e)Parasal fiyat ve ücretler hem kısa hem de uzun dönemde sabittir.
Doğru cevap B şıkkıdır.
Yeni Keynesyen teoriye göre aşağıdakilerden hangisi nominal
fiyat ve ücret katılıklarına yol açmaz?
(Kamu İhale Kurumu 2006)
a)Katalog maliyetleri
b)Etkin ücret uygulaması
c)Uzun dönemli sözleşmeler
d)Zımni sözleşmeler
e)Fiyatların müzayede süreciyle belirlenmesi
Doğru cevap E şıkkıdır.
Yeni Keynesyen iktisat teorisinin Rasyonel beklentiler teorisinden farklı
olmasına yol açan önerme aşağıdakilerden hangisidir? (TBMM
Uzmanlık 2002)
a)Kısa dönem ücretler, toplu sözleşmeler nedeniyle sabittir.
b)Para stokunda öngörülmeyen değişikliklerin çıktı üzerinde reel etkileri
vardır.
c)Emeğin marjinal verimliliği artmakta olduğu için potansiyel gelir artışı söz
konusudur.
d)Çalışanlar (işçiler) sistematik öngörü hatası yaparlar
e)Mal ve işgücü piyasalarında uzun dönemde fiyatlar ve ücretler aşağı doğru
esnek değildir.
Doğru Cevap A şıkkıdır.
Katı (yapışkan) ücret modeline göre aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır? Ziraat Bankası 2008
a)Beklenen ve gerçekleşen reel ücret düzeyleri farklı olabilir.
b)Kısa dönem toplam arz eğrisi emek piyasasındaki aksaklık
nedeniyle pozitif eğimlidir
c)Gerçekleşen fiyat düzeyi beklenen fiyat düzeyinden yüksek ise
istihdam azalır
d)Uzun dönem arz eğrisi üzerinde beklenen ve gerçekleşen fiyat
düzeyleri eşittir.
e)Gerçekleşen fiyat düzeyi beklenen fiyat düzeyinden yüksek ise
gerçekleşen reel ücret, hedeflenen düzeyden düşük olur.
Doğru cevap C Şıkkıdır
Çağdaş Keynezyenlere göre, stagflasyon açıklaması
aşağıdakilerden hangisine dayanmaz? (KPSS 2003 Maliye)
a)Talep yönünden gelen şokların ekonomiyi sürekli etkilemesi
b)Arz yönünden gelen şokların ekonomiyi sürekli etkilemesi
c)Ücretlerin aşağıya doğru esnek olmaması
d)Fiyatların aşağıya doğru esnek olmaması
e)Devlet bütçesinin fazla vermesi
Doğru cevap B şıkkıdır.
Yeni Keynezyen iktisatçılara göre, aşağıdakilerden hangisi
nominal ücretlerin yapışkan olmasına yol açar? KPSS 2009
a)Sistematik beklenti hataları
b)Sistematik olmayan beklenti hataları
c)Bireylerin yaptığı seçimlerin irrasyonel olması
d)İşveren ve işçiler arasındaki zımni kontratlar
e)Hükümetlerin asgari ücret uygulaması
Doğru cevap D şıkkıdır.
I. Yeni Klasik Model
II. Yeni Keynesyen Model
III: Reel Konjonktür Teorisi
Mevcut verilere göre, vergilerde beklenmeyen bir değişikliğin ekonomik
durgunluğa neden olduğu belirlenmiştir. Bu durum yukarıdaki konjonktür
teorilerinden hangilerinin görüşünü destekler? (Halk Bank Uzm. Yrd. 2009)
a)Yalnız I
b)Yalnız II
c)Yalnız III
d)I ve II
e)I, II ve III
Doğru Cevap D Şıkkıdır