Slayt 1 - Kpssrehber.com
Download
Report
Transcript Slayt 1 - Kpssrehber.com
KPSS TARİH - ÖZGÜR GÜVERCİN
KPSS TARİH SORULARI
Yeni sistemde Selçuklu Devleti ve Öncesi Türk
Devletlerinden 3 soru, Osmanlı devletinden 9 soru, İnkılap
tarihinden ise 12 soru gelecek.
Ayrıca 2013 sınavı ile birlikte ilk defa Çağdaş Türk ve Dünya
Tarihinden 3 soru gelecek.
Güncel konuların soru sayısı 3 iken 6’ya yükseldi. Bu durum
adayları daha çok gazete okumaya ve haberleri takip etmeye
teşvik edecek gibi gözüküyor.
Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938)
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı olan Türk
siyasetçi ve devlet adamı. Osmanlı mirlivası ve Türkiye'nin iki
mareşalinden biridir. 1919 yılında başlattığı Kurtuluş Savaşı'nın
önderliğini yapmış; daha sonra, modern Türkiye'yi oluşturan devrim
ve reformları gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı
Ordusu'nda subay olarak görev yapmış; Türk Orduları Başkomutanı
olarak Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki başarısından dolayı 19 Eylül
1921 tarihinde, "Gazi" unvanını almış ve mareşalliğe yükselmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi'ni kurmuş ve ilk genel başkanı
olmuştur.1938 yılındaki vefatına kadar arka arkaya 4 kez
cumhurbaşkanı olan Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten
cumhurbaşkanı olmuştur.
Vladimir İlyiç Ulyanov, bilinen adıyla Lenin (1870 -1924)
Rus sosyalist devrimci, Ekim Devrimi'nin lideri, Sovyetler
Birliği Komünist Partisi'nin öncülü olan Tüm Birlik
Komünist Partisi/Bolşevik lideridir.
Lenin aynı zamanda Marksist teorik ve felsefi yazıların
yazarı olarak bilimsel sosyalizmin Marx ve Engels sonrası
geliştiricilerindendir. Lenin'in en büyük amacı;
kapitalizmin uzlaşmaz sınıf çelişkilerinden proleter bir
dünya devrimi oluşturup toplumsal sınıf karşıtlıklarının
olmadığı insan toplumunun tarihsel oluşumuna öncülük
etmekti.
Josef Stalin (1878-1953)
Gürcü asıllı Sovyet devlet adamı, mareşal, 1922'den, 1953
yılındaki ölümüne kadar 31 sene boyunca Sovyetler Birliği
Komünist Partisi Genel Sekreteri. Lenin'in ölümünden
sonra, Sovyetler Birliği'nin lideri konumuna gelmiştir.
Adolf Hitler (1889- 1945)
Avusturya asıllı Alman politikacı, devlet adamı ve diktatör.
1921-1945 yılları arasında liderliğini yaptığı Nasyonal Sosyalist
Alman İşçi Partisi'nin 1933'te iktidara gelmesiyle Almanya
başbakanı ve 1934'den ölümüne kadar Almanya devlet başkanı
olarak görev yapmıştır. Devlet başkanı olduğu dönemde
başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı makamlarını birleştirerek
führer (lider-önder) unvanı altında devlet başkanlığı yapmıştır.
Nasyonal sosyalizmin kurucusu olup, Almanya'yı 12 yıl
boyunca bu doktrinle yönetmiştir. Politikacı kimliği dışında bir
ressam, yazar ve askerdi.
Benito Amilcare Andrea Mussolini (1883-1945)
İtalyan politikacı, devlet adamı ve diktatör. II. Dünya Savaşı
sırasında ve öncesinde 31 Ekim 1922 ve 25 Temmuz
1943 tarihleri arası İtalya başbakanı, 23 Eylül 1943 ve 25
Nisan 1945 tarihleri arası İtalyan Sosyal Cumhuriyeti
devlet başkanı. Unvanı Duce'dir. Adolf Hitler ile birlikte
faşizmin en önemli uygulayıcılarındandır.
Thomas Woodrow Wilson (1856 –1924)
Amerika Birleşik Devletleri'nin 28. Başkanıdır (1913-1921).
Önceleri bir akademisyen olan Wilson, bir ara Princeton
Üniversitesi'nin rektörlüğünü yapmış ve 1911-1913 yılları
arasında da New Jersey eyaleti valiliğinde bulunmuştur.
1919 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştür.
Ayrıca ünlü Wilson İlkeleri'ni öne süren kişidir.
David Lloyd George (1863 –1945)
Britanyalı siyasetçi, 1916-1922 arasında başbakan. David
ön adı, Lloyd George soyadıdır.
I. Dünya Savaşı boyunca ülkesini yönetti, savaş sonrasında
Avrupa'nın yeniden şekillenmesinde baş rolü oynadı.
Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalama siyasetini
destekledi, Kurtuluş Savaşı süresince İngiliz Hükümeti'ni
idare etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına neden
olan Türklere karşı açılmış savaşın baş mimarı oldu.
1870
İTALYA
Piyemonte
1871
ALMANYA
Prusya
I.Dünya Savaşı
(1914-1918)
1871
Sedan
Savaşı
19 ve 20. YÜZYILDA SORUNLU BÖLGELER
AlsasLoren
Balkanlar
Boğazlar
Irak
Akdeniz
Makedonya
ÖNEMLİ POLİTİKALAR
Panslavizm
Pang(c)ermenizm
Pantürkizm
Panislamizm
Ulusçuluk (Milliyetçilik)
Paris Konferansı’ndan galip devletlerin beklentileri
ABD
Milletler Cemiyetinin kurulmasını sağlayarak yalnızlık
politikasına dönmek.
İNGİLTERE
Barış düzeninde kendi menfaatlerini en iyi şekilde
gerçekleştirmek, Almanya’nın denizlerdeki gücünü
azaltıp sömürgelerini ele geçirerek Almanya’yı etkisiz
hâle getirmek.
FRANSA
Çıkarlarını en iyi şekilde gerçekleştirmek, Almanya’nın
bir daha Avrupa dengesini bozmasını önlemek.
İTALYA
SIRBİSTAN
Avusturya ve Anadolu’dan bazı toprakları almak.
JAPONYA
Çin’den topraklar almak.
Akdeniz’e çıkmak.
Paris Barış Konferans’ında “ünlü dörtlü” [Soldan sağa: Lloyd
George (İngiltere), Vittorio Emanuele Orlando (İtalya),
Georges Clemenceau (Fransa), Woodrow Wilson (ABD)]
PARİS BARIŞ KONFERANSI
Bu konferansta, Viyana Kongresi’nin (1815) aksine, milliyetçilik ilkesi
önemsendi. Böylece Avrupa’nın siyasi haritası yeniden çizildi.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti, Rus Çarlığı
ve Alman İmparatorluğu parçalandı ve tek bir milletten ibaret
kalacak kadar küçüldü (Almanya, Avusturya, Macaristan ve Türkiye).
Yalnızca bir milletin kısmen bulunduğu Bohemya, Transilvanya gibi
küçük devletler veya eyaletler, tarihî kimliklerini ve isimlerini
kaybettiler. Polonya, Çekoslovakya, Litvanya, Letonya, Estonya ve
Finlandiya gibi yeni devletler kuruldu veya yeniden yapılandırıldı.
Sırbistan (yeni adıyla Yugoslavya), Romanya, Yunanistan, İtalya,
Fransa (Alsace- Lorraine’i alarak) ve Danimarka gibi devletler
genişledi ya da güç kazandı.
PARİS BARIŞ KONFERANSI SONUÇLARI
Bu devletlerin oluşturduğu Milletler Cemiyeti kuruldu.
Galip devletler Wilson ilkelerine uymayarak ağır şartları olan
antlaşmalar hazırladılar. ABD de Avrupa ile ilişkileri en alt düzeye
indirdi.
Ermeniler ilk defa bu konferansta Doğu Anadolu’da Bir Ermenistan
Devleti kurulması fikrini dile getirdi. Avrupa destekledi.
Savaş sırasındaki gizli antlaşmaların uygulanması karara bağlandı.
İngiltere ve Fransa Wilson ilkelerine ters düşmemek için savaş tazminatı
yerine “savaş onarımı” sömürgecilik yerine “manda-himaye sistemi”
getirerek uygulanmasını sağladılar.
Bu konferansta Almanya, Avusturya ve Bulgaristan’ın antlaşma taslağı
hazırlanırken Osmanlının ki sonraya bırakılmıştır. Çünkü Rusya’ya
verilen bölgelerin Rusya’nın savaştan çekilmesiyle yeniden paylaşılması
gerekiyordu.
PARİS BARIŞ KONFERANSI SONUÇLARI
ABD Avrupa’daki bu olaylara aktif olarak katılmama politikası izledi.
Monroe Doktrini denilen bu politika sayesinde İngiltere ve Fransa
II.Dünya Savaşı’na kadar rahat hareket etmişlerdir.
İngiltere ve Fransa’nın İtalya’ya vermeyi kararlaştırdıkları İzmir’i
Boğazlara yakın olmasından dolayı İngiliz çıkarlarını tehdit edecek bir
güç olmasından çekinmeleriydi. Bu nedenle İtilaf devletleri ile İtalya
arasında ilk görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır.
Konferans sonunda, itilaf devletleri sömürgecilik anlayışı yerine “Manda
ve himaye” sistemini ortaya atmışlardır.
En fazla tartışılan mesele Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma
olmasına rağmen; aralarında çıkar çatışmasına düşen galipler Osmanlı
ile imzalanacak olan antlaşmayı karara bağlayamamışlardır.
MONROE DOKTRİNİ
1787’de kurulan Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa devletlerinin Amerika
kıtasına karışmalarını istemiyordu. İngiltere, Fransa ve Prusya’nın Latin
Amerika; Rusya’nın Kuzey Amerika üzerindeki isteklerine karşı koymak için
ABD, dış politikasını bazı kurallara bağlama gereği hissetmişti. ABD başkanı
Monroe, kongrede yaptığı konuşmada devletin dış politikasını şu esaslara
dayandırıyordu (1823): 1. ABD, Avrupa devletlerinin Amerika kıtasında
yeniden sömürgecilik hareketlerine girişmelerine ve kendi sistemlerini
kıtanın herhangi bir yerinde uygulamak için yapacakları girişimlere izin
veremez. 2. ABD, Avrupalı güçlerin arasında bunları ilgilendiren soruna,
savaşlara ve politikalara karışmamayı esas alır. Bu esaslarla ABD, Avrupa’nın
kendi kıtasına karışmamasını, buna karşılık kendisinin de Avrupa sorunları ve
diplomasisinden uzak durmasını yani kıtasına kapanarak yalnızlık (infirad)
politikasına dönmesini sağlamış oldu.
Prof. Dr. Fahir ARMAOÐLU, 20. Yüzyıl
Siyasi Tarihi, s. 69-71’den özetlenmiştir.
I. Dünya Savaşı, 1815 Viyana Kongresi ile kurulan ancak bazı değişikliklere
uğrayarak 1914’e kadar gelen Avrupa siyasi haritasının değişmesine ve güçler
dengesinin yıkılmasına sebep oldu. Rusya, Osmanlı Devleti, Almanya ve
Avusturya-Macaristan İmparatorlukları yıkılarak yerlerine yeni devletler
kuruldu. Avrupa’da İtilaf Devletleri lehine yeni bir siyasi harita ve güçler
dengesi oluştu. Yıkılan imparatorluklardan doğan siyasi boşluğu, başta
İngiltere olmak üzere Fransa, İtalya ve Japonya gibi devletler doldurmaya
çalıştı. I.Dünya Savaşı sonunda dünyanın bir daha böyle büyük felaketlerle
karşılaşmaması için Milletler Cemiyeti kuruldu. Sömürgecilik, isim
değiştirerek “manda yönetimi” adıyla daha da yaygınlaştı. Sömürge rekabeti
Uzak Doğu’dan Orta Doğu’ya kaydı. Dünyada “milliyetçilik” düşüncesi güç
kazandı, yeni millî devletler, yeni rejimler ortaya çıktı. Savaş sonrasında
sınırların çiziminde etnik yapıya dikkat edilmemesi azınlıklar sorununu ortaya
çıkardı. Savaşa katılan yaklaşık 65 milyon civarındaki askerin 9,2 milyonu
öldü.
I. Dünya Savaşı’nın galip devletler açısından sonuçları
ABD
ABD’nin I. Dünya Savaşı’na katılışı ve Avrupa’ya asker sevkiyatı
Amerika’nın Monroe Doktrini’nden ilk ayrılışıdır. Savaştan sonra ABD,
Avrupa ile ilgisini keserek Monroe Doktrini’ne geri dönmüştür
İNGİLTERE En büyük rakibi Almanya’yı devre dışı bırakarak Avrupa’dan İngiltere’ye
gelebilecek tehlikelerden ve denizlerde de bu devletin rekabetinden
kurtulmuş oldu. Orta Doğu’ya yerleşti. Rusya’yı etkisiz hâle getirdi. En
önemlisi sömürgelerini muhafaza ederken bunlara yeni yerler ekledi.
Fransa’yı ikinci plana iterek Avrupa’nın ve dünyanın bir numaralı
devleti hâline geldi.
FRANSA
Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun yenilmesi ile
sınırlarındaki iki büyük tehlikeden kurtulmuştu.
Avrupa ve Orta Doğu’da elde ettikleriyle İngiltere’den sonra ikinci
kazançlı devlet oldu.
İTALYA
Avusturya’dan aldığı topraklarla sınırlarını kuzeye doğru genişletti.
Anadolu’da ise payına düşen toprakların bir kısmının Yunanistan’a
verilmesinden dolayı İngiltere ve Fransa’ya kırgındı. Ancak elde ettiği
toprak ve adalarla Akdeniz ve çevresinde güçlü bir konuma geldi.
JAPONYA
Uzak Doğu’da geniş çıkarlar elde ederek bu bölgede söz sahibi oldu.
İleriki Konu:
SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ (SSCB)
ORTA ASYA’DAKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI
Daha Sonra:
Soru çözüm dersi olacak.