Ülkeler Arası Etkileşim Sunumu İndir

Download Report

Transcript Ülkeler Arası Etkileşim Sunumu İndir

KÜLTÜR BÖLGELERİNİN OLUŞUMU VE TÜRK KÜLTÜRÜ
‘Türkiye cumhuriyeti’nin temeli kültürüdür.”
A.Dünya kültüründe Türk izleri
Kültür;belirli bir zamanda belirli bir yerde yaşayan bir toplumun yeleri tarafından
paylaşılan ve birbirine aktarılan bilgi,tavır, davranış ve değerler bütünüdür.
Bu yüzden dünya kültürleri kültürel coğrafya olarak coğrafyanın inceleme alanına
girmiştir.
kültürel coğrafya ülkelerin ve bölgelerin dil,din,yeme_içme,mimari,giyim_kuşam
gibi özelliklerini inceler.
Kültürü oluşturan unsurları ikiye ayıralım.Bu unsurlar;
Dil
Din ve
inançlar
Komşu
Dünya
ve
görüşü
kültürler
Ahlak
kuralları
Örf ve
adetler
Hukuk
kuralları
Manevi (soyut) unsurlar
Coğrafi konum
-
simgeler
-
Doğal ortam
ve
özellikleri
-ilklim
özellikleri
-su özellikleri
-toprak
özellikleri
Maddi (somut) unsurlar
B.Türk kültürü
Dünya’nın en eski kültürlerinden olan Türk kültürü komşu olduğu kültürleri etkilemiş
Ve onlardan etkilenmiştir.Türk kültürünün etkisi çok geniş alanlara yayılmıştır.ilk Olarak
Orta Asya’da görülen kurak iklim özelliklerinin ve bozkır bitki örtüsünün Türk kültürü
Üzerinde Etkileri olmuştur.bozkır iklimi eski Türk yaşayışına,düşünce tarzına,inancına,
dünya görüşüne,gelenek ve göreneklerine Ve uğraş alanlarına tesir etmiştir.
Orta Asya’dan göç etmek zorunda kalan Türkler Anadolu’ya geldiğinde doğuda İran_pers
batıda yunan kültürüce temelden etkilendiği İslam kültürüyle komşu olmuştur.Türk
kültürü Bu köklü ve büyük kültürlerle komşu olduğu halde varlığını sağlam şekilde
sürdürmüştür.
Türkler yaşadıkları yerlerde çeşitli
kültürel değerler bırakmışlardır
Göçebe hayatını benimseyen eski
türk topluluklarında
at,halı,kilim,çadır kültürünün
önemli unsurlarıdır. Yerleşik hayata
geçildikten sonra kervansaray han
hamam,köprü,cami medrese,imaret
ve çeşmeler türk mimarisinin
önemli eserlerini oluşturmuştur.

Türkler,milyonlarca insanın konuştuğu mükemmel bir dil çok çeşitli alfabe ve yazı
tipleri kullanmışlardır.çok gelişmiş bir devlet sistemine,yönetim biçimine,adil
hukuk alanlarına sahiptir. Dünya’nın en mükemmel ve disiplinli kahraman ordusuna
sahiptir.ilk kumaşı kullanmış,ilk parayı basmış,atı evcilleştirerek kullanmışlardır.
Türk kültür öğelerinden ebru sanatı
c.Türk Kültürünün Genel Özellikleri
•Türk kültürü çok köklü
ve eski bir geçmişe
sahiptir yapılan
araştırmalara göre
Türklerin 4000 yıllık bir
tarihe sahip oldukları
ortaya çıkmıştır
•ilk ortaya çıktığı bölgenin
coğrafi konumu ve denizden
uzak olması nedeniyle
Karasallığın etkisi fazladır.
Bu durum,halkı tarım ve
hayvancılık faaliyetlerine
yöneltmiştir.Göçebe yaşam
tarzında hayvancılık,yerleşik
hayata geçildiğinde ise hem
tarım hem de Hayvancılık
faaliyetleri önem
kazanmıştır.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜN
GENEL ÖZELLİKLERİ
•Hem göçebe hem de
yerleşik özellikler
gösteriri. Göçebe
kültüre ait eserlerin bir
kısmı tahrip
olmuş,yerleşik kültüre
ait eserler günümüze
kadar gelmiştir.
•Yaşadığı coğrafyada farklı
kültürleri hem etkilemiş
hem de onlardan
etkilenmiştir.
•İnsan sevgisine ve
dünya barışını esas
alınmıştır.
YURTTA SULH,CİHANDA SULH
2- KÜRESEL TİCARETİN EN ÖNEMLİ ÜÇ ELEMANI :HAMMADDE,ÜRETİM,PAZAR
Kazanç sağlamak amacı ile yapılan mal alıp satma faaliyetlerine
ticaret denir.Ticaret üretim ile tüketim arasındaki bağlantıyı
sağlar.
a.iç ticaret:Bir ülkenin sınırları içerisinde yapılan ticarettir.
b.Dış ticaret(uluslar arası ticaret):ülkeler arası yapılan
ticarettir.dış ticaret ihracat ve İthalat şeklinde olur.
c.Transit ticaret:milletler arası yük ve yolcu taşımacılığında bir
ülkeden başka ülkeye taşımacılık yapılırken üçüncü ülkeden
durmaksızın geçmek demektir.
Ekonomik sistem içinde hammadde ,üretim ve
Pazar arasında sıkı bir ilişki vardır.bunlar
günümüz ekonomisinde ticaretin temel kaynağını
oluşturur.bunlar ülkeler arasında küresel ticareti
ortaya çıkarmışlardır.birbirleriyle sürekli
etkileşim halindedirler.bu yüzden dünyanın bir
bölgesinde ortaya çıkan olumsuz gelişme diğer
bölgelerini de etkilemektedir.
Ekonominin temelini oluşturan hammadde
kaynakları ,bu kaynakların üretim yerlerine Pazar
alanları farklılık göstermektedir.bu durum ülkeler
arasındaki ticaretin önemini artırmaktadır
PETROL
HAMMADDE
ÜRETİM
PAZAR
KÜRESEL TİCARET
DÜNYADAKİ ÖNEMLİ ÜRETİM ALANLARI VE BÖLGELERİ
TARIMSAL HAMMADDE ALANLARI




Toprak ürünleri üretim alanları:ABD
Rusya,Çin,Hindistan
Orman ürünleri üretim alanları:Kongo
havzası,amazon havzası,kuzey Avrupa
Kuzey Amerika
Balıkçılık üretim alanları:Japonya ve
çevresi,Peru ve çevresi,Kanada’nın batısı
ABD’nin doğu kıyıları
Hayvancılık üretim alanları:Avustralya
kuzeybatı Avrupa orta ve güney Afrika
SANAYİ ÜRETİM ALANLARI
kuzey Amerika,batı Avrupa,Japonya,Çin,güneydoğu
Asya,Rusya federasyonu
MADENLER VE ENERJİ KAYNAKLARI ÜRETİM ALANLARI
Kuzey Amerika,orta Asya,büyük sahra,Kongo havzası,güney
Amerika’nın orta Kesimi,orta Avustralya,Avrasya bölgesi,orta doğu
HİZMET ALANLARI
Avrupa,ABD,Japonya,Güneydoğu Asya
PAZAR ALANLARI
Avrupa,ABD,Japonya,Güneydoğu Asya
BUĞDAY
DOĞAL GAZ
RUSYA ÖZBEKİSTAN
KANADA
ÇİN
PETROL
KAHVE
S.ARABİSTAN
VENEZUELLA
ORMAN
ÜRÜNLERİ
PİRİNÇ
KENYA
AVUSTURALYA
BREZİLYA
GÜNEY
AFRİKA
ALTIN_GÜMÜŞ
PAMUK
YÜN
BAZI HAMMADDELER VE BUNLARIN EN FAZLA ÜRETİLDİĞİ BAZI ÜLKELER
Günümüzde büyük kapasiteli ve çok çeşitli üretim yapabilen fabrikaların bulunması,
Sermayenin artması ve işgücünün fazla olması gibi nedenler hammaddeye olan
ihtiyacı daha da artırmıştır.örneğin;motorlu araçların artması petrole olan talebi,
Fabrikaların artması da enerji kaynaklarına(doğalgaz,kömür v.s)olan talebi
artırmıştır.
Devletler Topluluğu(BDT),Ortadoğu ve doğu Avrupa ülkeleri ile bazı Afrika ülkeleri
izler.Hammadde bakımından zengin olup endüstrisi gelişmemiş ülkelerin dünya
Ticaretinden aldığı pay da düşüktür.Gelişmiş ülkelerin satın aldığı ürünler arasında
hammaddeler,geri kalmış,sanayileşmemiş ülkelerin dış alımında ise, işlenmiş
ürünler daha fazladır.
İhracat
(milyar
dolar)
Dünya
İthalat(mil
ihracatında yar dolar)
ki payı (%)
Dünya
ithalatındak
i payı(%)
ABD
781
12,3
1,256
19,4
Japonya
479
7,6
380
5,8
Almanya 550
8,7
498
7,7
İngiltere 281
4,4
334
5,1
Fransa
299
4,7
300
3,6
Çin
249
3,9
206
3,2
ÜLKE
Bazı ülkelerin ithalat ve ihracat değerleri ile dünyadaki payları(2000 yılı)

Ülkeler arasındaki etkileşim sağlayan önemli
faaliyetlerden biride turizmdir. Turizm insanların
gezip görme eğlenme dinlenme yeni mekânları
tanıma gibi nedenlerle diğer ülkeleri yaptıkları
gezilerdir. Dünya turizm ve seyahat konseyinin
yaptığı araştırmada dünyanın en büyük endüstri
ve istihdam oluşturan işvereni olarak tanımladığı
turizmin milyonlarca yeni iş olanağı ve kişiyi
barındırdığı bilinmektedir.

Günümüzde sanayisi gelişmiş ABD Fransa
ve İngiltere gibi birçok ülke turizmle
beraber milyonlarca dolar döviz girdisi
sağlayarak bütçelerini dengeleme yoluna
gitmektedirler. Turistlerin gittiği ülkelerde
yeme içme geceleme gibi ihtiyaçları için
yaptığı harcamalar diğer malların
ihracatında olduğu gibi herhangi bir
sözleşmeye bağlanmadığından turizm
faaliyetlerinin ülkeye kazandırdığı gelire
görünmeyen ihracat denir.
Doğal güzellikler
iş
inanç
tarih
İnsanları turizm
faaliyetlerine
yönelten etkenler
eğitim
Sportif aktiviteler
sağlık
Akraba ziyareti
Eğlenme-dinlenme
Kongre-toplantı
Turizmin etkileri

turizm faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı
mekânlarda meydana gelen değişmelerin
yanında ülkelerin ekonomik toplumsal yapılarında
da olumlu ve olumsuz bir takım etkileri söz
konusudur turizmle birlikte inşaat iletişim alt yapı
gibi çeşitli hizmet kollarının gelişmesi olumlu
ancak mekânsal bazı değişikliklerin yapılmasına
çevreyi ve doğal ortamı değiştireceğinden
olumsuz etki oluşturur.
Ekonomik etkileri


turizmin ekonomik etkileri kesin olarak
ölçülemez turizmin geliştiği alanlara yatırımcılar
daha çok turist çekme beslenme ve barınma
giderlerinden pay alabilmek için yatırımlar
yaparlar
Uluslar arası turizm dünya ticareti %8ini
oluşturmaktadır. Buda yaklaşık 600 milyar
dolarlık ticaret hacmi ile diğer sektörlere geçerek
ilk sırayı almıştır.
Ülke
Dünyadaki
pay(%)
Geliri(mily
ar dolar)
Dünyadaki
payı(%)
Fransa
Gelen
turist
(milyon)
76
9,4
42,3
6,2
İspanya
55,6
6,9
47,9
7
ABD
49,4
6,1
81,7
12
Çin
46,8
5,8
29,3
4,3
İtalya
36,5
4,5
35,4
5,2
İngiltere
30
3,7
30,4
4,4
Almanya
21,5
2,7
29,2
4,3
Türkiye
20,3
2,5
18,2
2,7
Politik etkileri

farklı milletlerin birbirini görmesi tanıması ve
iletişim kurması daha çok turizm faaliyetleriyle
gerçekleşir. Günümüzde turizm uluslar arası
dostluğun ve barışın temel unsurlarından biri
olarak kabul edilmektedir. Turizme bağlı olarak
ülkeler arası ilişkilerin gelişmesi ise ekonomik
olarak ülkeleri birbirine bağlanmaktadır. Politik
ilişkilerin kötü olması ülkeler arasındaki turizm
harekâtlarının ve ekonomik ilişkilerini
sınırlandırmaktadır(Türkiye Ermenistan gibi)
Sosyal kültürel etkileri


: turizm faaliyetleri kültürlüğün tanınması
toplumların yakınlaşmasına yol acar.
Yaşam tarzları etnik yapıları diller dinler vs.
daha iyi tanınarak çeşitli milletler arasında
hoş görü ortamı oluşur.

Dünya’da nadir olarak bulunan kaynakların
koruma altına alındığı,bunlardan yararlanmanın
yasalarla belirlendiği mekanlardır.Günümüzde
nüfus,sanayi,ulaşım,turizm gibi unsurların artış
göstermesi yeryüzünün değiştirilmesine yol
açmaktadır.bu artış kaynakları bilinçsiz
kullanımına ,ekosistemlerin dengesinin
bozulmasına neden olmaktadır.bu durum
Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan
UNESCO(Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür
Örgütü)’nun desteğiyle sadece doğal kaynakların
değil beşeri değerleri de koruma altına alınmasını
gerekli kılmaktadır.

Bir mekanın ulusal park haline
dönüştürülmesinde yüzölçümünün genişliği
dikkate alınmaz.Bir yerin Birleşmiş Milletler
tarafından milli park olarak kabul görmesi için
tarım,ormancılık,madencilik,avcılık ve balık tutma
gibi faaliyetlerin yasaklanması yine karayol ve
demiryolu ulaşım faaliyetlerinin
olmaması,yerleşim alanı olarak kullanılmaması
gibi şartlar gerekmektedir.ulusal parklarda
yapılabilecek tek ekonomik faaliyet turizmdir.Bu
amaçla turizm faaliyetlerinin yürütülmesi belirli
yasalar dahilinde gerçekleştirilir.Dünya’nın bir çok
yerinde ulusal parklar bulunur.ancak ABD ve bazı
Afrika ülkelerinde bulunan ulusal parklardaha
fazla ilgi çekmekte ve diğerleride daha farklı
özellik göstermektedir.

Bir mekanın ulusal park haline
dönüştürülmesinde yüzölçümünün genişliği
dikkate alınmaz.Bir yerin Birleşmiş Milletler
tarafından milli park olarak kabul görmesi için
tarım,ormancılık,madencilik,avcılık ve balık tutma
gibi faaliyetlerin yasaklanması yine karayol ve
demiryolu ulaşım faaliyetlerinin
olmaması,yerleşim alanı olarak kullanılmaması
gibi şartlar gerekmektedir.ulusal parklarda
yapılabilecek tek ekonomik faaliyet turizmdir.Bu
amaçla turizm faaliyetlerinin yürütülmesi belirli
yasalar dahilinde gerçekleştirilir.Dünya’nın bir çok
yerinde ulusal parklar bulunur.ancak ABD ve bazı
Afrika ülkelerinde bulunan ulusal parklardaha
fazla ilgi çekmekte ve diğerleride daha farklı
özellik göstermektedir.

Ulusal park uygulamasını ilk başlatan ülke
ABD olmuştur.1872 yılındaYellowstone
ulusal parkı Amerikan kongresi’nde alınan
kararla ulusal varlık ilan ederek koruma
altına alınmıştır. İkinci uygulama ise,1879
yılında Avustralya’daki Royal Ulusal
Parkı’dır.Avrupa’da 1903 yılında
Lüneburgar heide(luneburg fundalıkları) ile
Almaya’da olmuştur.

Günümüzde 180 adet doğal koruma
bölgesi ve milli park yer alırken bu sayı
Kanada’da 156,Almanya’da 58,Japonya’da
23,kenya’da 10,sudan’da 3,Türkiye’de ise
30 civarındadır.
1.YELLOWSTONE ULUSAL PARKI

Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzeyindeki
Wyomig_Montana eyaletleri içerisinde yer
alır.1872 yılında milli parka dönüştürülerek
koruma altına alınmıştır.park içerisinde çeşitli
göller,gayzerler,termal kaynaklar,çağlayanlar gibi
doğal güzellkilerin yanında,boz
ayı,kurt,bizon,kanada geyiği gibi çok çeşitli
hayvan türleri yer alır.Yellowstone parkı dünyanın
en eski ve en iyi korunmuş doğal güzelliklerinden
biridir.
2.AFRİKA ULUSAL PARKLARI
Bu parkların oluşturulmasında
binlerce hayvan türü ve
milyonlarca hayvanın barındığı
doğal yaşam alanları olmaları
ve doğal güzellikleri etkili
olmuştur.Tanzanya’nın
‘serengeti,selous(selus)’ ulusal
parkları bunların en
önemlileridir.

Keops piramidi dünyanın 7 harikasından biridir
ve günümüze dek ulaşan tek eserdir.
• Keops Piramidi'nin nasıl inşa edildiğine dair hala
bir cevap bulunamamıştır. Herodot'a göre 30
yılda tamamlanmıştır ve yapımında 100.000 esir
çalışmıştır. Diğer bir teoriye göre köylüler
tarafından inşa edilmiştir. İşçilerin ücreti yemek
vererek yani gıda yardımıyla ödenmiştir.
Temmuz ve Kasım ayları arasında Nil Nehri
taştığından dolayı bu arazide çalışamıyorlardı.
Taşan sular, Aswan ve Tura'dan satın alınan
taşların yer değiştirmesine yardım etmiştir. Su,
taşları piramide doğru getirmiştir.
• *Bu piramidin inşası, bir düşünceye
göre M.Ö. 2589-2566 yılları arasında
tamamlanmıştır.
• *Piramitte 2.300.000 adet taş blok
kullanılmıştır ve bir taşın ortalama
ağırlığı 2,5 tondur. Toplam ağırlık
yaklaşık olarak 6.000.000 tondur ve
yükseklik 482 feet (140 m) dir. Gize' deki
en geniş ve en eski piramittir.
•
• Keops hakkında bilgilerimiz oldukça azdır.
Arkeologlar incelemeye gelmeden önce
mezarlar soyulmuş. Piramit hakkındaki
bilgiler, içindeki nesneler vasıtasıyla
öğrenilmiştir.
• Mısır’ da Giza’ da ki bu üç piramit
bugün de görülebilecek durumdadır.
Bunlar, İÖ yaklaşık 2613-2494 yılları
arasında Mısır kralları için mezar olarak
yapılmıştı.
• Dünyanın yedi harikası arasında
günümüze kadar gelebileni Mısır
piramitleridir. Mısırın çeşitli bölgelerinde
onlarca piramit vardır. Piramitlerin nasıl ve
niye yapıldığı hakkında çeşitli görüşler
olmasına rağmen bu sorulara kesin
cevaplar verilememiştir. Ama en akla
yatkını piramitlerin Mısır’da tanrısal bir
anlam taşıyan firavunların mezarı
olmasıdır.
• İçindeki gizli dehlizler, kapılar, salonlar hep
yabancılara karşı firavunun hazinelerini ve
mumyalanmış bedenini korumak için
yapılmıştır. Bu piramitlerin en büyüğü
Firavun Keops’a ait olan 146 metre
yüksekliğindeki piramittir.
Dünyanın yedi harikasından günümüze
kadar ulaşan tek eser, Mısır’daki Keops
Piramididir. Mısır’ın başkenti Kahire
yakınındaki Nil Nehrinin batısında bulunan
Giza Yaylasında bulunmaktadır. Keops
Piramidinin yanında biraz daha küçük olan
Kefren ve Mikorinos piramitleri
bulunmaktadır.
•
Piramitler, firavunun mumyası ile hepsi
birbirinden değerli eşsiz nitelikteki sanat
eserlerini; kral, kraliçe, prens heykellerini
de içlerinde saklıyordu ve bu eşsiz
hazineleri saklamak için yapılmışlardır.
• M.Ö. 450'li yıllarda tarihçi Herodot
"Babil, yeryüzünde bilinen bütün diğer
şehirlerin ihtişamını aşar." demiştir.
Herodot, şehrin dış duvarlarının 80
kilometre uzunlukta, 25 metre kalınlıkta
ve 97 metre yükseklikte olduğunu ve 4
atlı bir arabanın gezinmesine uygun
olduğunu belirtmiştir. İç duvarlar, dış
duvar kadar kalın değildi.
• Duvarların içinde som altından yapılmış
büyük heykeller bulunan kaleler ve
tapınaklar vardı. Şehrin içinde ünlü
Babil Kulesi vardı. Bu kule, Tanrı
Marduk'a yapılan bir tapınaktı ve
cennete ulaşmak için göğe doğru
yükseliyordu.
• Babil, M.Ö. 605'den itibaren 43 yıl
hüküm süren kral Nebuchadnezzar
tarafından yapılmıştır. Daha zayıf bir
rivayete göre ise M.Ö. 810 yılından
itibaren 5 yıl hüküm süren Asur
kraliçesi Semiramis tarafından
yapılmıştır.
• Bahçeler Nebuchadnezzar'ın sıla
hasreti çeken karısı Amyitis'i
neşelendirmek için yapılmıştı.Amytis,
Medes kralının kızıydı ve iki ülkenin
müttefik olması amacıyla
Nebuchadnezzar ile evlendirilmişti.
Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve
dağlıktı. Mezopotamya'nın bu dümdüz
ve sıcak ortamı onu depresyona itmişti.
• Kral, karısının sıla hasretini gidermek
için onun memleketinin bir benzerini
yapmaya karar verdi. Yapay dağlar ve
suların akacağı büyük teraslar yaptırdı.
• Yunanlı coğrafyacı Strabo'nun M.Ö. birinci
yüzyıldaki tanımlamasına göre, bahçeler
birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden
oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük
bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için
toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar
ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan
yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için
Fırat nehrinden zincir pompalarla su
yukarılara çıkarılıyordu.
• Zincir pompa, biri yukarıda, diğeriyse su
kaynağında bulunan iki büyük volana gerili,
üzerinde kovalar bulunan bir sistemdi. Nehirden
dolan kova yukarıya çıkıyor içindeki suyu havuza
boşaltıp tekrar nehre dönüyordu. Bu şekilde üst
seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak
teraslardan aşağıya doğru akıyordu.
• "Bahçenin yamacına yaklaştığınızda, yapının kat kat
yükseldiğini görüyorsunuz... Dev bitki yığınları,
büyük ve kalın ağaçlar öylesine cazibeli ki, bakanları
büyülüyor. Nehirden gelen bol suyu aletler
yükseltiyor; ve dışarıdan bunları göremiyorsunuz."
(Tarihçi Diodorus Siculus)
• Büyük Yunan heykelcisi Phidias'ın
Yunanistan'da, Olympia'daki Zeus
Tapınağı için yaptığı 12 m. yüksekliğinde,
görkemli bir heykeldi. Dev bir sandalyeye
oturmuş olan Zeus' un başı tapınağın
tavanına erişiyordu. Giysileri altın, bedeni
fildişi ve gözleri değerli taşlardandı.
Söylenceye göre Zeus bu yapıtı
beğendiğini göstermek için gökten
yıldırımlar yağdırmıştı.
• Büyük Yunan heykelcisi Phidias'ın
Yunanistan'da, Olympia'daki Zeus
Tapınağı için yaptığı 12 m. yüksekliğinde,
görkemli bir heykeldi. Dev bir sandalyeye
oturmuş olan Zeus' un başı tapınağın
tavanına erişiyordu. Giysileri altın, bedeni
fildişi ve gözleri değerli taşlardandı.
• Söylenceye göre
Zeus bu yapıtı
beğendiğini
göstermek için gökten
yıldırımlar
yağdırmıştı.
• Tapınak dikdörtgen bir platform üzerine
inşa edilmişti. Binanın yanlarında yer alan
13 adet büyük sütun, tavanı destekliyordu.
Her köşede 6 adet sütun vardı. Üçgen
şeklindeki tavan heykellerle
doldurulmuştu.
Kolonların üzerindeki pedimentler,
Heracles'in heykelleriyle süslüydü.
Tapınağın içerisinde tanrıların kralı
Zeus'un görkemli bir
• Heykeli, Atina'daki Parthenon tapınağı için
Athena heykelini yapan Phidias yapmıştır.
• Heykelin derisi fildişinden, sakalı,
saçları ve elbisesi altındandı.
Tasarım, bir ahşap çerçeveye altın
ve fildişi levhaların tutturulmasıyla
yapılmıştı. Olimpos'un havası çok
fazla nemliydi. Bu yüzden fildişi
levhaların çatlamaması için
tapınağın altındaki özel bir havuzda
bulundurulan bir yağ ile sürekli
yağlanıyordu.
•
Kolonların üzerindeki pedimentler,
Heracles'in heykelleriyle süslüydü.
Tapınağın içerisinde tanrıların kralı
Zeus'un görkemli bir heykeli yer alıyordu.
• Efeslilerin ilk yerleşimlerinin bu tapınağın
olduğu yerde bulunduğu bilinmektedir. Daha
sonra bir depremle yıkılması üzerine Roma
İmparatorluğu’nun yardımı ile Efesliler
tapınağı yeniden ve daha gösterişli bir
biçimde inşa etmişlerdir. Dünyanın 7
harikasından biri olarak kabul edilen Efes
Artemis Tapınağı’nın bugün sadece temel
kalıntıları bulunmaktadır.
• Artemis tapınağı 127 sütunlu olup cephedeki 36
sütunu kabartmalıdır. Tapınağın 125 metre
uzunluğu, 65 metre genişliği ve 25 metre
yüksekliği olabileceği düşünülmektedir.
Tapınağın en eski kalıntılarının M. Ö. 6. yy’a
kadar tarihlendiği, tapınağın ikinci kez
yapılışında ölçülerin105 metre uzunluğu, 55
metre genişliğinin, 25 metre yükseklik ile 600
metrekarelik bir alana yayıldığı bilinmektedir
•
Bizanslı Philon "Babil'in asma bahçelerini,
Olimpos'taki Zeus Heykelini, Rodos
Kolossusu'nu, yüksek piramitlerin kudretli
işçiliğini ve Mausoleus'in mezarını gördüm.
Ama bulutlara doğru yükselen Efes'teki
tapınağı gördüğümde, diğerlerinin
tümünün gölgede kaldığını hissettim." diye
yazmıştı.
• Bu eski tapınakta muhtemelen Jüpiter'den
düşen bir meteorit olduğu düşünülen
kutsal bir taş vardı. Tapınak, sonraki
yüzyıllarda birkaç kez tahrip olmuş ve
yeniden inşa edilmiştir. M.Ö.600'lerde Efes
şehri büyük bir ticaret limanı haline geldi
ve Chersiphron adlı bir mimar yüksek taş
kolonları olan yeni ve büyük bir tapınak
inşaa etti.
• Rodos’un ilk sakinleri olan Dor’lar,
Argos’tan gelen denizci bir kavimdi ve
güneş ilahı olan Helios’a taparlardı. Dor’lar
Rodos’ta en parlak devrini M.Ö. 3. asırda
yaşayan bir medeniyet kurdular. Mısır ve
Fenike’nin ürünlerini alıp satarak zengin
oldular. Adayı kültür-sanat merkezi, güzel
konuşma ve felsefe okulu haline getirdiler.
• Makedonya Kralı Demetrios, Rodos’u uzun süre
kuşatma altında tutmuştu. Dor’lar, Demetrios’la yaptıkları
bir savaşı kazandıktan sonra, kuşatmanın kalkması
anısına zafer anıtı olarak ve ilahları Helios’a şükran
borçlarını ödemek için, Rodos limanının girişine büyük
bir Helios heykeli yaptılar. M.Ö. 281-280 yılında yapılan
32 metre yüksekliğindeki bu tunç heykel, elinde bir
meşale tutuyordu. Bugünkü Newyork limanındaki
Özgürlük Anıtı Rodos Heykeli’ni andırmaktadır.
• Rodoslular bu heykelin kendilerini ve adayı
koruduğuna inanırlardı. Bu nedenle her yıl
“Helicia” denilen şölenler düzenler, bu
heykelin dibinde dört atlı bir arabayı
denize atarlardı. İnanışlarına göre, Helios
böyle bir arabayla dünyayı dolaşarak
insanları gözetlerdi.
• Rodos heykeli ancak 50 yıl ayakta
kalabilmiştir. M.Ö. 223 yılında bir
depremde devrildi ve Araplar 653’te
Rodos’u alana kadar öyle durdu. Araplar
ise heykeli parçalayıp hurda olarak sattılar.
• Rodos Kolossosu da denilen bu anıtın
heykeltıraşı Lindos’lu Khares’ti. Lindos,
Rodos adasının üç büyük kasabasından
biridir.
• Büyük İskender öldükten sonra Mısır’ın
hakimiyeti İskender’in komutanı Ptolemy
Batlamyus Soter’e geçmişti. Batlamyus
olarak anılan devlet, Yunanlılar ile yakın
ilişki halindeydi ve deniz ticareti
yapılıyordu, bu nedenle bir deniz feneri
yapılması zorunluydu.Fener, milattan önce
285-246 arasında yapılmış ve iki kral
görmüş.
• . Şimdiye kadar yapılmış en yüksek deniz
feneri olan 135 metrelik binanın tunç
aynası geceleri 70, gündüzleri 35
kilometre uzaklıktan görülebiliyormuş.
Önce ayna kırılmış, sonra 356’daki
depremde üst kısmı yıkılmış. 1302’de ve
1323’de yaşanan iki depremde orta kısmı
da yıkılmış ve 1500’lerde tamamen
yokolmuş.
• Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri
yönlendirmek amacı ile İskenderiye kenti
kıyısındaki Faros (Pharos) adasında
yapılmıştır.Proje Büyük İskender'in
komutanları Ptolemy Soter zamanında
M.Ö 290 yılları sonunda başlamış,
ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı
zamanında bitirilmiştir.
• Şehrin batı limanında bulunan fener
yaklaşık 166 m. yüksekliğindedir. Sadece
harikaların değil bugüne kadar yapılmış
fenerlerin de en yükseğidir. Gemicilik için
güvenli bir ortam sağlamak isteyen
Yunanlı tüccar Sostratus tarafından
finanse edilmiştir. Fener’in en gizemli yanı,
gündüzleri bile güneş ışığını denize
yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı
bronz aynalarıydı.
• Geceleri ise aynaların önünde ateşler
yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık
gece yaklaşık 50 km. mesafeden
görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme
kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler
ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı
955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan
fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir
depremde çöktü.
• En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı
Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere
yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak
üzere tamamen yıkıldı.
Halikarnas Mozolesi
• Kral Mausolos adına karısı ve kız
kardeşi Artemisia tarafından
Halikarnassos'da yaptırılmış, Dünyanın
yedi harikasından biri sayılan,
kolonlarıyla Yunan mimarisini, piramit
şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini
birleştiren, oldukça büyük boyutlardaki
mezar. Bu öneminden dolayı kendinden
sonra gelen, aynı stildeki tüm yapılara
mozole denmiştir...
• Mozole alanı bugün açık hava müzesi
olarak düzenlenmiştir. İçeri girildiğinde
sağda Bodrum tipi bir ev görülmektedir.
Solda görülen uzun yapı içinde
Mausoleion'la ilgili kabartmalar, maket ve
bazı çizimlerle yapıya ait mimari parçalar
sergilenmektedir
• Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri diye
tanımlanan mozolenin yükseldiği yer
bugün bir çukur olarak görülür. Bu çukurun
ne olduğunu anlamak için öncelikle kapalı
sergi salonunun gezilmesi gerekir. Taban
ölçüleri 32 x 38 metre boyutlarındaki
Mausoleion, bir zamanlar uzun kenarı
242,5 kısa kenarı 105 metre olan geniş bir
alanın kuzeydoğu köşesinde
• Antik yazarların anlattıklarına göre
Mausoleion, dört bölümden oluşmaktadır.
En altta yüksek bir kaide (podyum); onun
üzerinde kenarlarında onbir, kısa
kenarlarında dokuz olmak üzere 36 İon
sütunlu tapınak şeklinde bir bölüm vardır;
onun da üzerinde 24 basamaklı piramit
şekilli bir çatı ve en tepede dört atın çektiği
araba içinde Mausolos ve Artemisia'nın
heykelleri yer almaktadır.