ISLAHAT FERMÂNI ve Sonuçları ( 28 Şubat 1856 )

Download Report

Transcript ISLAHAT FERMÂNI ve Sonuçları ( 28 Şubat 1856 )

ISLAHAT FERMÂNI
ISLAHAT FERMÂNI
ve
Sonuçları
( 28 Şubat 1856 )
Islahat Fermânı,
1853-1856 arasında yaşanan
Kırım Harbi’nin son
aşamasında hazırlanarak
Paris Konferansı ve
Andlaşması’nın
imzalanmasından 6 hafta
önce, 28 Şubat 1856’da ilân
edilen önemli bir belgedir
Tarihsel arka plâna
kısa bir bakış …
Osmanlı Devleti, 1500’lerin
sonlarında (16. – 17.yüzyıl)
batıda Atlas Okyanusu kıyılarından
doğuda Kafkaslara,
güneyde Kızıl Deniz’den
kuzeyde Kırım yarımadasına,
Ukrayna ovalarına kadar
üç kıt’aya yayılmış ve
“doğal sınırlarına” dayanmıştı
[ 19.902.000 km² ]
Osmanlı Devleti 16. yüzyılın sonunda yaklaşık
20 milyon kilometrekarelik arazisi ve
100 milyonluk nüfusu ile en geniş sınırlarına
ulaşmıştı
Ancak bu durum,
18. ve 19. yüzyıllarda
batıda meydana gelen teknolojik
gelişmelerle yeni bir boyut
kazandı;
Osmanlı’nın bu gelişmelere
ayak uyduramaması ise
Devlet’in önce “gerileme”,
sonra da “çöküş” sürecini
hızlandırdı
Osmanlı yöneticileri
bu olumsuz gelişmelere karşı
önlem ve çare olur düşüncesiyle
bir dizi
“ıslahat” uygulamasına girişti
Böylece,
1770’lerde
önce ordudan başlayan
önemli “yenileşme” hareketleri
devreye kondu
Daha sonra,
[16 Ağustos 1838'de İngiltere’yle imzalanan
ticarî içerikli
“Balta Limanı Anlaşması”nın bir uzantısı
olarak]
batılı devletlerin de etkisiyle
3 Kasım 1839’da
bütün ülkeyi etkilemesi beklenen
TANZİMAT FERMÂNI
ilân edildi
1850’lere gelindiğinde ise,
Devlet son 150 yılda
önemli toprak kayıplarına uğramış,
ayrıca
1839-Tanzimat Fermânı’na rağmen
batılı devletlerin beklenti ve
baskılarından da kurtulamamıştı
>>>>
Çarlık Rusyası da,
1850’lerin başında,
o zamanlara kadar izlediği
“zayıf bir Osmanlı Devleti
üzerinde dolaylı etki alanı kurma
politikasını” bırakarak,
“Osmanlı’yı doğrudan yıkma
politikası”
takip etmeye başladı
Sonuçta,
Osmanlı egemenliğindeki
Kudüs ve çevresinde yer alan
“Kutsal Yerler”in denetimini
bahane eden Rusya,
Osmanlı Devleti’nin Balkan
topraklarını işgale başladı ve
savaşa yol açtı
Bunun üzerine,
Haziran-Ekim 1853 arasındaki
Rus saldırılarıyla
patlak veren ve tarihte
“Kırım Harbi”
olarak anılan savaş
gündeme geldi
Kırım Harbi’nde İngiltere, Fransa ve
Avusturya
Osmanlı İmparatorluğu’nu
Rusya’ya karşı desteklemişti.
Ancak …
Savaş sonrası şartların görüşüleceği
1856 Paris Konferansı öncesinde,
Osmanlı İmparatorluğu’nu Rusya’nın
müdahalelerine karşı korumanın
bedeli ve Osmanlı İmparatorluğu’nun
Avrupa Devletleri ailesine
katılmasının şartı olarak ,
Avrupa Devletleri birtakım şartlar
ileri sürdüler
Böylece,
İngiltere, Fransa ve Avusturya
kendi aralarında çeşitli
görüşmeler yaparak
bazı kararlar aldılar
Özellikle İngilizler ve Fransızlar,
Rusların Osmanlı-Ortodokslarının
korumacılığını alarak
Avrupa kamuoyunda lehlerine
propaganda yapmalarını önlemek
için,
Paris Anlaşmasına
“Osmanlı Devleti’ndeki Hıristiyanlar
için, bir Islahat fermânı ile
yapılmasını istedikleri reform”
şartları koydurmayı
uygun buldular
Bu şartlar
Islahat Fermânı’nın esasları
olarak
zamanın başbakanı/sadrâzam
Âlî Paşa ile İstanbul’daki İngiliz ve
Fransız elçileri arasında kararlaştırıldı
Islahat Fermânı da,
Tanzimat Fermânı gibi
Sultan Abdülmecid tarafından
kabul ve ilân edildi
Islahat Fermânı’nın
prensipleri, ilk bakışta
“Tanzimat Fermânı”
prensiplerinin bir devamı
niteliğindeydi
Aslında, Tanzimat daha çok
İmparatorluğun eskiyen
müesseselerini yenileştirmek ve
batılılaştırmak için yapılmışken,
Islahat Fermânı’na
tamamen dış kurgulu ve siyasî
düşünceler hâkim olmaktaydı
Kırım Harbi sonlarında
özellikle İngiltere ve Fransa’nın baskılarıyla,
onların hazırladığı prensipler kabul edilmiş ve
Paris Anlaşması’na bir madde olarak
eklenmişti.
Bu durumda Osmanlı Devleti’nin kendi başına
yapacağı yenilikler ve
teb’asına vereceği haklar bile,
Paris Anlaşmasını imzalayan batılı devletlerin
vesâyeti altına alınıyordu
Sonuçta,
Islahat Fermanı,
Paris Anlaşmasının
imzalanmasından
6 hafta önce,
28 Şubat 1856’da
Bâb-ı Âlî’de bütün bakanlar, yüksek
memurlar, şeyhülislâm, patrikler,
hahambaşı ve cemaat ileri gelenleri
önünde okunarak ilân edildi ve
Paris Anlaşmasını hazırlayan devletlere
bildirildi
Paris Konferansı
görüşmelerinden önce ilân edilen
Islahat Fermânı,
içerdiği taleplerin dış baskı
sonucu değil, bir iç hukuk belgesi
olarak gerçekleştiği görüntüsü
verilerek, padişahın konumunu
sarsmaması düşüncesiyle
sunulmuştu
Islahat Fermânı ,
Tanzimat Fermânı’ndan
daha kapsamlı olup,
Paris Konferansı’nın
sonuçlarıyla birlikte
belli başlı maddeleri
şunlardı :
*Bütün teb’anın can, mal, ırz, namus
dokunulmazlığı
*Kanunlar önünde eşitlik
*Şahsın veya topluluğun tasarruf
hukukuna saygı
*Devlet hizmetine ve askerliğe bütün
teb’anın kabulü
*Mezhep ve milli eğitim hürriyeti
*Vergiler konusunda eşitlik
*İltizam usulünün kaldırılarak
verginin doğrudan doğruya
toplanması
*Mahkemelerde şahitlik konusunda
eşitlik mahkemelerin açık olması ve
idamların yayınlanması
*Suçlu mülklerinin müsâderesi
usulünün kaldırılması
*İşkencenin kaldırılması
*Hapishane şartlarının daha uygun
hale getirilmesi
*Karma ticaret, ceza ve cinayet
mahkemeleri kurulması,
bu mahkemelerdeki usûl ve
kanunların yeniden düzenlenmesi
*Gayr-i Müslimlerin din imtiyazları
muhafaza edilerek diğer
imtiyazlarının incelenmesi veya
değiştirilmesi sağlanacak
*Patrikhanelerin veya Müslüman
olmayan bazı meclislerin, bazı hukuk
dâvalarına bakabilmeleri
*Vilâyet ve nâhiye meclisleriyle
Ahkâm-ı Adliye Meclislerinde Gayr-i
Müslim teb’adan üye bulundurulması
*Resmî yazılarda Hıristiyanlar için
hakaret manâsı taşıyan tâbirlerin
kullanılmaması
*Rüşvetin, irtikap ve iltimasın
kaldırılması
*Yabancıların Osmanlı Devleti
sınırları içinde taşınmaz mal ve mülk
sahibi olabilmeleri
*1841 de imzalanan Boğazlar
Sözleşmesi aynen kabul edilecekti …
*Karadeniz tarafsız hâle getirilecekti.
*Karadeniz bütün devletlerin ticaret
gemilerine açık, savaş gemilerine ise
kapalı olacaktı.
*Osmanlı Devleti ve Rusya Karadeniz
kıyılarında tersane ya da donanma
bulunduramayacaktı. Sadece
güvenliğin korunması açısından
küçük çapta hafif savaş gemisi
bulundurabileceklerdi.
Paris Konferansı’nda kabul
edilen esaslar da
30 Mart 1856’da
bütün taraf devletlerce
imzalandı
ISLAHAT FERMÂNI’nın
Sonuçları
Bu maddeler Tanzimat prensiplerine göre
daha genişletilmişti.
Ne var ki,
Islahat Fermanı’nın
PARİS ANLAŞMASI’na
9. madde olarak konulması,
batılı devletlere Osmanlı Devleti’ndeki
gayr-i Müslimlerin avukatlığını
tanımış oluyordu.
Bundan sonra Avrupa Devletleri
Islahat Fermanı ilkelerinin
uygulanıp uygulanmadığını
denetlemek bahânesiyle,
hiçbir dönemde görülmediği
kadar Osmanlı Devleti’nin
iç işlerine
karışmaya başladılar…
Sonuç olarak,
ISLAHAT FERMÂNI
Osmanlı yöneticilerinin
Tanzimat’tan beri süregelen
“Devlet, ancak Avrupalılaşıp
batılılaşarak kurtulabilir”
düşünce ve zannıyla ilân ettikleri,
fakat sonuçları hayâl kırıklığı
yaratan ve teslimiyete ve yıkıma
yol açan belgelerden biri olarak
tarihe geçmiştir…
SON