Document 7201650

Download Report

Transcript Document 7201650

HAZIRLAYANLAR
CENNET KAPLAN
ELİF ÇORBACIOĞLU
MEHTAP ŞAHAN
06.05.2009
KONUNUN ÖNEMİ
ATEŞLİ SİLAHLARIN TARİHÇESİ
 Ateşli silahlar, barut gazının itici
gücüyle mermi atan bütün
silahlara denir. Ateşli silah
denince, genellikle bir kişi
tarafından taşınabilen küçük
çaplı silahlar akla gelir. Oysa
ateşli silahlar, büyük toplardan
tüfeğe, av tüfeğine ve tabancaya
kadar her türde ve boyuttaki
silahları kapsar.
 Ateşli silahların tarihi barutun
keşfi ile başlar. Ancak barutu
kimin ve ne zaman keşfettiği
bilinmemektedir.
 Prof. J.K.Partington milattan sonra bin yıllarından önce
Çinlilerin güherçile esaslı barut kullandıklarını bildirmekte ise
de 12. yy’da İspanya’da Müslüman Endülüslerin kolayca
tutuşabilen tozlarla uğraştığı göz önüne alındığında bu tozların
Çin’e Kuzey Afrika üzerinden müslüman tüccarlar tarafından
götürüldükleri görüşü daha ağır basmaktadır. Çin’de barut
hakkındaki ilk yazılı belgeye bu tarihten sonra rastlanmıştır. 1776
yılında Doğu Hindistan Şirketi tarafından eski Sanskritçe
yazılarının çevrilmesi ile barutun Hindistan’da beş yüz yıldır
bilindiği ortaya çıkmıştır. Tüm tartışmalara rağmen barutun
önce kimler tarafından bulunduğu ve hangi amaçla kullanıldığı
tam olarak açıklanamamıştır
BARUT NASIL ELDE
EDİLİR?




Bir barutun bileşiminde;
% 70-80 oranında potasyum nitrat (güherçile)
% 3-14 oranında kükürt bulunur.
%12-20 odun kömürü
 Bu karışımdaki potasyum nitrat, kömürle kükürtün yanması için
gerekli olan oksijeni verir; kükürt de, barutun kolayca tutuşmasını
sağlar ve yakılınca çok miktarda gaz çıkartır. Barutu meydana getiren
maddelerden kömürün yanmasıyla, karbon dioksit (CO2), kükürtün
yanmasıyla da, kükürt dioksit (SO2) gazları oluşur. Geriye, potasyum
sülfat, potasyum karbonat, potasyum sülfür kalır ki, bunların gazları
yüksek bir basınç meydana getirir. Bu basınç da, ateşli silahlarda,
merminin ileriye fırlatılmasını sağlar.
 Barut çoğu kez, "kara barut" adıyla anılır. Barutun çok eski bir tarihi
vardır. M.Ö. 1000 yıllarında, Çinliler, ateşi bir savaş silahı olarak
kullanırlardı. Gerek Doğu'da, gerekse Batı'da, alev ve ateşten savaşlarda
da yararlanılıyordu.
 Batılıların, ateşli silahları Doğululardan öğrendikleri sanılıyor. Ancak,
tarihçi Homeros'un (M.Ö. IX. yüzyıl) eserlerinde, ateşli silahlar üzerinde
herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Peloppones Savaşları'nda (M.O.
428-424) içlerinde kömür, kükürt ve zift gibi yanıcı maddeler bulunan
toprak kapların mancınıklarla atıldığı biliniyor. Ne var ki, bu yoldan
çıkarılan yangınlar, üzerine toprak atmakla kolaylıkla söndürülebiliyor,
büyük bir zarara yol açması önleniyordu.
 Bunun sonucu olarak, daha etkili yanıcı maddeler aranmaya başlandı.
Yanmak için gerekli oksijeni havadan değil de, kendi bünyesinden
alabilen yanıcı maddeler en iyisiydi. Yani, ateşin üstü örtü ise bile,
sondürülememeli, alevler çıkmaya devam etmeliydi. İşte böylece de,
ateşli silahlardan patlayıcı silahlara geçilmiş oldu. Bu işte ilk olarak,
güherçile kullanıldı. Güherçile, beyaz renkte, ince billurlar halinde bir
maddedir. Kimyasal adı "potasyum azotat“ tır.
 Doğu'da, Çinliler, güherçileyi biliyorlardı. Abdullah
adında Malaga'lı (İspanya'nın güneyi) bir Arap yazarı
(1200 yılları), güherçileden söz ederken, "Çin karı"
deyimini kullanmıştır. İranlı yazarlar ise, güherçileye
"Hint karı" derlerdi. Böylece, güherçile, XIII. yüzyılın
ortalarına doğru. Doğu'dan İslam ülkelerine geçti.
Anlaşıldığına göre, Çinliler barut yapmayı biliyorlardı.
Ancak, barutu, "maytap" ve "kestane fişeği" dediğimiz
biçimde kullanmışlardır. Büyük İskender Hindistan'a
gittiği sıralarda, barut Hindistan'da da biliniyordu.
Marco Polo, Çin'e yaptığı uzun gezisinde, Çinli
rahiplerin geceleri havada baruttu fişeklerle şenlikler
yaptığını görmüştü.
 Avrupa'da, ateşli silahlarla barut, ilk kez XIII.
yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. XIV.
yüzyılda da, barutun topçuluk alanında
kullanılması geliştirilmiştir. Barutun, bugünkü
anlamıyla, ilk olarak. İngilizlerle Fransızlar
arasındaki Cressy Savaşı'nda (1346) kullanıldığı
sanılıyor.
 Kimya alanındaki ilerlemeler sonucunda, nitrosellüloz ve
nitrogliserinin elde edilmesiyle, hafif dumanlı barutlar kullanılmaya
başlanmıştır. Eskiden, barut çok miktarda duman yaptığı için, ateş
eden topun yeri hemen belli oluyor, üstelik, bu, top namlusunün kalın
bir is tabakasıyla örtülmesine de yol açıyordu. Paul Vieille adındaki
Fransız mühendisi (1854-1934) dumansız barutu icat ettikten sonra İse,
silahlarda yalnız bu çeşit barut kullanılmaya başlandı (1886). Bundan
birkaç yıl sonra da, İsveçli kimyager Alfred Nobel (1833-1896) daha
yüksek nitelikte patlayıcı bir madde olan nitrogliserinil barutu keşfetti.
Zamanla, barut geliştirilerek, değişik silahlarda, istenilen biçimde
kullanılabilecek duruma getirildi.
 Mevzuatımızda silah, ‘uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen,
yaralayan, etkisiz bırakan, canlı organizmaları hasta eden, cansızları
parçalayan veya yok eden araç ve aletlerin tümü biçiminde
tanımlanmaktadır.
 Türk Ceza Hukuku silah kavramını üç sınıfta incelemiştir:
- Suçun ağırlaştırıcı nedenini veya unsurunu oluşturan silah,
- Yasak silahlar,
- İzinsiz taşıması yasak olan silahlar.
Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 189. maddesine
göre cezanın belirlenmesinde yasanın şiddet
nedeni sayarak bildirdiği silah terimi şöyle
tanımlanmaktadır: “Ateşli silahlar, patlayıcı
maddeler, tecavüz ve savunmada kullanılan her
türlü kesici, delici, bereleyici aletler, yakıcı,
aşındırıcı, yaralayıcı, eczalar veya diğer her
türlü zehirler ve boğucu, kör edici gazlardır.”
ATEŞLİ SİLAHLAR
Kısa Namlulu Silahlar
(Tabancalar)
Toplu tabancalar
(revolver)
Otomatik tabancalar Makineli tabancalar
Uzun Namlulu Silahlar
Savaş silahları
Av tüfekleri
 Kısa Namlulu Silahlar (Tabancalar):
Namlu uzunluğu 5-15 cm olan yivli-setli
silahlardır.
*Toplu tabancalar (revolver): Namlu
arkasında mermi sayısı kadar fişek yatağı
içeren bir top vardır ve mermi sayısına
göre 5’li, 6’lı, 7’li, 8’li diye isimlendirilir.
Smith-Wesson, Nagant gibi modelleri
vardır.
*Otomatik tabancalar: Yarı otomatik ve
tam otomatik tipleri vardır. Yarı otomatikte
tetiğe her basışta bir mermi atılırken, tam
otomatik tipinde tetik basılı kaldığı
sürece şarjördeki mermiler tükeninceye
kadar atış yapılır. Browning, Parabellum,
Ceska, Walter, Kırıkkale gibi modelleri
vardır.
*Makineli tabancalar: Dipçikli,
katlanabilir, taşıması kolay, hafif, yarı ve
tam otomatiğe ayarlanabilen, dakikada
100-200 mermi atabilen, 800 m’ye kadar
erimli (menzil) yakın saldırı ve savunma
silahlarıdır. En çok tanınanı Kalashnikof,
Sten ve Thompson’dur.
 Uzun Namlulu Silahlar: Bu
silahlara tüfek ya da omuzdan
ateşlenen silahlar denir.
*Savaş silahları: Yivli-setli, güçleri ve
erimleri çok fazla (2.000 m) olan
silahlardır.Mermisi hava direncini
yenmek için konik,sivri uçludur.Bu
silahların namlu uzunlukları değişiklik
göstermekle birlikte genellikle 75-85 cm
arasındadır.
*Av tüfekleri: Avcılıkta kullanılan yivsizsetsiz silahlardır.Namlularına göre; tek
namlulular tekli, çift namlulular çifte
adını alır.Mekanizması elle pompalama
esasına dayanan tüfeklere pompalı av
tüfekleri denir.En çok kullanılan av
tüfekleri 12 ve 16 kalibrelidir. Türk
Standartları Enstitüsü’ne göre av
tüfeklerinin namlu boyları 550-860 mm
arasındadır.
ATEŞLİ SİLAH YARALANMALARI
 Mermi; kovan,kapsül,barut ve mermi
çekirdeği olarak dört gruba
ayrılır.Kovan,barutu ve mermi
çekirdeğinin bir kısmını içine alan,tüp
şeklinde,sarı pirinçten yapılmış, bir
tarafı kapalı,diğer tarafı darca bir boru
şeklinde muhafazadır.Mermi çekirdeği
barutun üstüne ve kovanın ağız
kısmına yerleştirilmiştir.Hedefe giden
ve esas işi gören kısımdır.
 Mermi çekirdeğinin vücutta harabiyet
oluşturması için sahip olduğu kinetik
enerjinin bir kısmının veya tamamının
ısı, ses ve mekanik enerji olarak doku
tarafından absorbe edilmesi gerekir.
 Ateşli silahlar insanoğlunun her dönem ilgisini
çekmiştir.Günümüzde avcılığın yanı sıra
savunma ve saldırı amacı ile de çok çeşitli türleri
kullanılmaktadır.Ateşli silahların elde edilmesi
kolaylaştıkça ateşli silahlarla meydana gelen
yaralanma ve ölüm olguları daha sık
görülmektedir.
 Ateşli silah yaralanmaları ister kaza, ister intihar,
isterse cinayet orijinli olsun adli olgulardır.
Ölümle sonuçlanan ateşli silah yaralanmalarında
asla ölü muayenesi ile yetinmemek, mutlaka
OTOPSİ yapmak gerekir.
GSR parçacıkları
 Bir silâhın ateşlenmesi, öncelikle kapsülün yanmasından dolayı havada
partikül atış bulutu oluşturur. Söz konusu partiküller değişen oranlarda
Kurşun (Pb), Antimon (Sb) ve Baryum (Ba)’dan ve kapsülün diğer
bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu inorganik bileşenlere ek olarak,
kapsül ve barutta, bir çok organik bileşen bulunmaktadır.
 Yanan maddeler, silâhın açıklıklarından buhar şeklinde kaçar ve çeşitli




şekil ve büyüklükteki (mikron altı seviyeden 100 mikronun üzerine
kadar) partiküllere dönüşür. Atış artığı analizi, bu maddelerin
şüphelilerin cilt veya elbisesi veya araç içi ve dışı gibi partiküllerin
yerleşebileceği yüzeyler üzerindeki varlığını tespit eder. Bir kartuşun
gövdesinin altındaki küçük ve yuvarlak girinti, kapsül diye
isimlendirilir. Kapsül, bileşiklerin bir karışımından oluşur.
Bu karışımın üç büyük bileşeni, atış artığının oluşumu ve
tanımlanmasında önemli rol oynar. Bunlar;
Başlatıcı: Kurşun Stifnat, iğnenin kapsüle sert bir şekilde vurmasıyla
ateşlenir.
Yükseltgen: Baryum Nitrat, yanmanın gerçekleşmesi için gerekli
oksijenin kaynağıdır.
Yakıt: Antimon Sülfür, çok yüksek bir sıcaklıkta yanar. Bu yanmanın
amacı çekirdeği harekete geçirecek olan barutu ateşlemektir
Tablo: Atış artıklarının bulunma şekilleri
Temel Bulunan Atış Artığı
Kombinasyonları
Karakteristik Kombinasyonlar
Diğerleri
PbBaSb
PbBa
Ba
PbBaSbSn
PbBaS
BaS
BaSb
PbBaSn
BaSn
BaSbS
PbBaSnS
BaSnS
BaSbSn
PbSb
Pb*
BaSbSnS
PbSbSn
Sb
SbS
SbSn
SbSnS
Tablo: Atış artıklarının bulunma şekilleri
Pb*.Saf kurşundur.
Olay Yerindeki Kanıtların Toplanması
Olay Yeri kısaca mağdur, suç sanığı veya sanıklarının birbirleriyle
ilişkilerinin saptandığı ve olayın işlendiği dinamik bölgeye denilmektedir.
Olay yerinin etrafı ip veya şeritle kordon altına alınmalı ve araştırma planlı
bir şekilde yapılmalıdır.
 Ateşli silah yaralanması olgularında;
 silahın nerede ve ne şekilde bulunduğu,
 modeli,
 kalibresi ve seri numarası,
 emniyetin açık olup olmadığı;
 boş kovanlarının nerede bulunduğu ve sayısı;
 silahın üzerinde parmak izi,
 doku parçaları,
 barut izi bulunup bulunmadığı hususları önem
taşır.
 Olay yerinde silah ve bulunduğu yerlerin birkaç
cepheden fotoğrafları çektirilip; silah, mermi
çekirdekleri ve boş kovanlar üzerinde sonradan
herhangi bir iz oluşturmayacak şekilde
korunma altına alınması önemlidir
 İntihar kuşkusu olan olgularda, her iki elden atışa ait olan artıkların
(barut tanecikleri) saptanması için swap ya da parafin kalıbı alınması
gerekir.
 Kişinin elbiseleri analizde önemli olduğundan incelemenin yapılacağı
birime uygun koşullarda korunarak gönderilmesi gerekir. Elbiseler
kanlı ve nemli ise kurutulmalı,yıkanmadan ve ütülenmeden aralarına
kağıt (mümkünse pelür kağıdı) konularak korunma altına alınmalı ve
balistik laboratuara gönderilmelidir.
 Otopsi için ceset olay yerinden dikkatlice taşınmalı, materyal kaybını
önlemek için plastik torbaya konulmalıdır. Ölenin vücudunda ateşli
silah mermi çekirdeği veya saçma tanesi kaldığı düşünülen
durumlarda, otopsiden önce cesedin skopiye (röntgen) alınarak olası
metalik imajların saptanması, iç muayenede çekirdek veya saçmanın
bulunmasına yardımcı olur.
 Atıştan sonra mümkün olan en kısa sürede atış artıkları toplanır.
Şüpheli kişinin ellerini yıkamasına izin verilmez. Svab için eller
yıkanır ve plastik eldiven giyilir. % 5 nitrik asitle sulandırılmış ve
nemlendirilmiş iki ayrı pamukla şüphelinin önce sağ, sonra sol
elinin iç, üst ve arka kısımlarının ayrı ayrı svabı alınır. Bunun için
4×4 cm. ebadında hastane flasteri kullanılır.
 Olayda tüfek kullanılmışsa ya da kullanıldığı şüpheleniliyorsa,
tüfeği yanağına dayayarak ateş edeceğinden kişinin her iki
yanağından da svab alınır. (Svab alınırken kullanılan maddenin
gözlere gelmemesine dikkat edilir ve alınan bölge hemen yıkanır.)
Svab, sulandırılmış asitle nemlendirilir ve plastik kutuya konulup
etiketlendirilir.
 Atılmış mermi çekirdeği, saplandığı yerden üzerinde iz
bırakmayacak şekilde çıkartılır. Gerek otopsi sırasında, gerekse
ölümcül olmayan yaralamalı olguların muayene ve cerrahi işlemleri
sırasında elde edilen mermi çekirdekleri, balistik inceleme
yapılması için savcılığa teslim edilmelidir.
Analiz Yöntemleri
Ateşli Silahlarda Atış Mesafesi ve Bulguları
Ateşli silahlarda “atış mesafesi” denince; ateş edildiği esnada namlu ucu ile
cilt arasındaki uzaklık anlaşılır. Bir ateşli silahla ateş edildiğinde,
namlunun ağzından esas yaralayıcı olan mermi çekirdeği saçma tanesi
gibi cisimlerle beraber barut gazları, alev, duman, yanmamış barut
taneleri, metal partikülleri, av tüfeklerinde tapa ve kapak gibi ürünler
çıkar
• Ateşli silah atış mesafeleri bitişik, yakın ve uzak olmak üzere başlıca üç
kategoride incelenir. Cilt ile namlu ağzı arasındaki mesafenin 0-3
cm.,cilde tamamen dayalı olduğu atışları bitişik, cilt ile namlu ağzı
arasında az da olsa 3 cm.'ye kadar bir mesafenin bulunduğu atışları
bitişiğe yakın atış olarak sınıflamak daha doğrudur.
• Yakın atış kısa namlulu silahlar için 3-(30-45) cm'den, uzun namlulu
silahlar için ise 3-(75-100) cm. mesafeden yapılan atışlardır.
• Yakın atışın üst sınırından daha uzak, bir başka ifadeyle ciltte herhangi
bir atış artığı bırakmayacak mesafeden yapılan atışlara da uzak atış
denir.
 Ateşli silah yaralanmalarında tespit edilmesi gereken önemli
kriterlerden biri olan atış mesafesi, yara özelliklerine veya yaralanma
giysili bölgede ise giysilerdeki değişimlere göre yapılan bir saptamadır.
a) Giriş deliği:
• Bitişik atışlarda boyutları aşağı yukarı
namlu çapında olan tek bir giriş deliği bulunur.
•
15 cm’den az mesafeden yapılan yakın atışlarda giriş
deliğinin çevresinde kontüzyon halkası ile beraber
duman
isi, deride alev yanığı, kıllarda yanma ve tatuaj görülür.
 15–30 cm’lik mesafeden yapılan atışlarda giriş deliğinin çevresinde
kontüzyon halkası, silinti şeridi, tatuaj görülür.Deride duman isine de
rastlanabilir.
 40–60 cm’nin üzerindeki mesafelerden yapılan uzak atışlarda ise giriş
deliği çevresinde kontüzyon halkası ve silinti şeridinden başka duman
isi, alev yanığı, kıllarda yanma, tatuaj ve dokularda CO varlığı gibi
bulguların hiçbiri yoktur. Uzak atışlar için mesafenin alt sınırından
başka herhangi bir mesafe tahmini yapmak mümkün değildir.
 Ara sıra silah sesini azaltmak için yastık kullanılır. Eğer silah olarak
tabanca kullanılmışsa, kararmış yanık mermi giriş deliğine ilave olarak
silah namlusunu saran yastık üzerinde düz çizgi veya L veya V harfi
şeklinde kararmış yanık izi gözlenir
 Atış artıkları (GSR) analizleri sürekli olarak
geliştirilmiştir.
 İlk başta nitrat testleri kullanılarak yapılan analizlerin
yerini daha sonra;
 Neutron Activation Analysis(NAA),
 Inductively Coupled Plasma-Mass Spectroscopy (ICP-
MS)
 Graphite Furnace Atomic Absorption Spectroscopy
(GFAAS) testleri almıştır.
 Neutron Activation Analysis(NAA),
 Madde miktarı tayini için kullanılır.
 Örnek hazırlanır.
 Atomlaştırılır.
 Her atom için farklı nötron kaynakları kullanılarak
atomların radyoaktif emisyon değerleri ölçülür.
 Nükleer reaktörler gerekir.
Inductively Coupled Plasma-Mass
Spectroscopy (ICP-MS)
 ICP-MS (Inductively Coupled Plasma – Mass
Spectrometer) katı ve sıvı örneklerde çok sayıda
elementin hızlı, ucuz, hassas ve doğru biçimde, niteliksel,
niceliksel ya da yarı-niceliksel olarak ölçülmesine olanak
sağlayan ileri teknoloji ürünü bir analiz tekniğidir.
 Teknik elektromanyetik indüksiyonla 10,000 oK sıcaklığa
ulaştırılan argon plazması tarafından örneğin iyonize
edilmesi; iyonize elementlerin kütle spektrometresi
tarafından ayrıştırılması ve element derişimlerinin
elektron çoklayıcı bir dedektör tarafından ölçülmesi
aşamalarını içerir.
 Örnekteki tüm elementlerin derişimleri 1 ile 2 dakika
arasında değişen oldukça kısa bir sürede ölçülür.
Graphite Furnace Atomic Absorption Spectroscopy (GFAAS).
 Atomik absorpsiyon spektroskopisi, element
atomlarının karakteristik dalga boyundaki ışınları
absorplaması esasına dayanır.
 Elementlerin nitel ve özellikle nicel analizlerinde
yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir.
 Nitrik asit veya hidroklorik asitle ıslatılmış 4 pamuk
flaster kullanılarak örnek alınır. 5.flaster ise sadece
asitle muamele edilirek örnek alınır.
GFAAS DEZAVANTAJLARI
 Svaptaki toplam metal konsantrasyonları tayin edilir.
Tayin edilen metallerin nereden kaynaklandığını
belirlemek mümkün değildir
 Yüksek oranda negatif sonuç verir.
Günümüzde en çok kullanılan GSR analiz yöntemi
Scanning Electron Microscopy (SEM)’dir.
Yapılan bir dizi çalışmada antimon, baryum ve
kurşun miktarları GFAAS ile tayin edildiğinde
Sb: > 35 ng
Ba: > 150 ng
Pb: > 800 ng
ise anlamlıdır.
TARAMALI ELEKTRON
MİKROSKOBU (SEM)
 Taramalı elektron mikroskopta (SEM) katı numune yüzeyi yüksek
enerjili bir elektron demeti ile taranır ve yüzeyden çeşitli tür sinyaller
oluşturulur.Bunlar geri saçılmış elektronlar ve ikincil elektronlar ver X
ışınları emisyonudur.
 Elektron demetlerinin katılarla etkileşimi
Katının bir elektron demeti ile etkileşimi iki kategoriye ayrılır.
Esnek Etkileşim
Esnek Olmayan Etkileşim
SEM katı yüzeyler hakkında
morfolojik ve topografik bilgi sağlar.
Bu genellikle yüzeylerin
davranışlarının anlaşılması için
gereklidir.Böylece bir katının yüzey
özellikleri ile ilgili çalışmalarda
elektron mikroskopik incelemenin
ilk adımını oluşturur.
 Partiküllerin ateş artığı olup olmadığı
SEM-EDX ile kesin olarak belirlendiğinden
bu teknik örnek aldıktan sonra geçen
zamana ETAAS ve NAA kadar bağlı
değildir.
 Eldeki atış artıkları SEM ile silahın
kullanılmasından 12 saate kadar sonra bile
belirlenebilmiştir.
 SEM ile nicel analiz ETAAS ye göre
yetersizdir. Sadece silahla ateş edilip
edilmediği hakkında bilgi verir.
 SEM ile analizler ETAAS ile analize
göre çok daha pahalıdır.
 Spesifik partiküllerin varlığı ve onların ellerdeki




dağılım ve sayısına göre pozitif olarak karar verilen
vakalardan
38 lik Magnum’ların sadece %27-33 ü ;
38 lik Special lerin %33-37 i;
22 liklerin % 5 i;
9 mm liklerin %8-25i gerçek ateş eden el ile
uyumludur.
ESER METAL TAYİN TEKNİĞİ
 Silah etmiş elde kalan eser metalleri tayin eden
yöntemdir.
 Ateş eden ele bir sprey sıkılıp oluşan renk ve
desenlerden silahların metal içeriği tayin edilir.
 Renk ve desen oluşumu şahısın
terlemesiyle ve silahı tutma süre
siyle alakalıdır.
 Önceleri TMDT de %0.2 lik 8-hidroksikinolin çözeltisi
kullanılmaktaydı ve ultraviyole ışınla bakmak
gerekiyordu.
 Daha sonraları kullanılan 2-nitroso-1-naftol ultraviole
ışın altında inceleme gerektirmediğinden daha
kullanışlıdır.
TMDT spesifik bir yöntem değildir çünkü tayin edilen
eser metal silahtan değil başka bir eşyadan da gelmiş
olabilir . Aynı zamanda renk oluşumu zor belirlenen
bir olaydır.
 Çoğunlukla yakın menzilli
atış nedeniyle is ve
barut tanecikleri kumaş
üstünde kolayca gözle
görülebildiği halde bazen
çıplak gözle ve hatta
mikroskopla yapılan
inceleme yetersiz olabilir.
Bu gibi durumlarda nitritler
için Modifiye Griess testi ,
kurşun için sodyum
Rodizonat testi uygulanır.
Modifiye Griess Testi
 Ateş eden elde oluşan desenin aynısını oluşturmak
adına ortam koşulları olay anındaki gibi sağlanıp atış
mesafesi gibi bilgiler elde etmek için kullanılır.
Kanıtlar
 %5 lik sulfanilik asit
 % 0.5 lik alfa-naftol veya naftoresorsinol
 %20 lik asetik asit
Çözeltileri ile muamele edilerek analiz yapılır.
 Alfa naftol nitritlerin turuncu
 Naftoresorsinol ise sarı renkli olarak gözlenmesine
neden olur.
 Bu test nitritler için seçicidir ve teorik olarak var olan
bir analiz metodudur.
Sodyum Rodizonat Testi
 Modifiye Griess testinden farklı olarak atış menzili
tayini değil ellerdeki ve giriş deliği çevresindeki kurşun
ve baryum tayini yapılır.
 %10 luk asetik asit
 sodyum rodizonat
 tartarik asit tamponu
kullanılarak analizler yapılır.
 Kurşun parlak pembe, baryum ise turuncu renk
oluşturur.
EDX ile Giyecek Analizi
 Menzil tayini için kullanılan bir diğer yöntemdir.
 Giriş deliğinin kenarındaki antimon, kurşun, baryum ve
bakır miktarları tayin edilir.
 Giriş deliğinin değişik uzaklıklarından ölçümler alınır.
 Analiz sırasında aynı tür kumaş, giysi, silah ve mühimmat
kullanılmalıdır.
 EDX kullanımın avantajı analiz sırasında malzemeyi yok
etmemesi ve giysinin hazırlanması için hazırlık yapmaya
gerek olmadığından çok hızlı olmasıdır. Gerekirse, EDX
analizinden sonra giysi Griess ve/veya Sodyum Rodizonat
testi ile analiz için gönderilebilir
Patlayıcı Madde Nedir?
 Hararet ve şok tesiriyle bulundukları hacimden
kimyasal değişikliğe uğrayarak çok hacimde gaz,
yüksek derecede ısı meydana getirebilen katı, sıvı ve
gaz haldeki tüm kimyasal bileşim ve karışımlardır.

Kimyasal karışım veya bileşimler olup şok
basınç ve hararet sonucunda yüksek derecede
ısı, ses, darbe ve gazlar ortaya çıkarırlar.
Patlayıcı Madde Nedir?
 Yanma süresi çok kısa zamanda
olduğundan yanma için ihtiyacı olan
oksijeni havadan sağlayamaz bunun için
patlayıcı maddelerin yapısında oksijen
(yakıcı-oksitleyici madde) bulunmaktadır.
 En az bir yanıcı madde ile yakıcı
(oksitleyici) maddenin belirli oranlarda
birbirleriyle harmanlandığı karışımlardır.
 Yüksek hızda yanma (Patlama) ise
1/10,000 sn. de oluşur.
PATLAYICILARIN SINIFLANDIRILMASI
PATLAYICILAR
Yüksek Patlayıcılar
(High Explosives)
Düşük Patlayıcılar
(Low Explosives)
Dumansız Barut
(Smokeless
Powder)
Birincil
Yüksek
Patlayıcılar
Kara Barut
(Black Powder)
Kurşun
Azid
Ateşleme Barutu
(Flash Powder)
Kurşun
Stefenat
İkincil Yüksek
Patlayıcılar
Yardımcı
(booster)
Ana Yük
(main
charge)
DDNP
PETN
Dinamitler
Civa
fulminat
RDX
İkili Patlayıcılar
Tetrazen
TNT
ANFO
Emülsiyonlar
Su jelleri
Karabarut
 Karabarut bir patlayıcı maddedir. Çeşitli kaynaklara göre 6-9yy.




Çinliler, Araplar veya İngiliz bilimadamı Frances Bacon tarafından keşif
edildi. Üç farklı maddeden oluşur:
%10 kükürt,
%15 odun kömürü (karbon)
%75 Potasyum nitrat,
Barutun yanması için kimyasal bir denklem
10 KNO3 + 3 S + 8 C → 2 K2CO3 + 3 K2SO4 + 6 CO2 + 5 N2
Dumansız Barut
 Kara barut fazla duman çıkarması ve artık
oluşturması nedeniyle yerini dumansız baruta
bırakmıştır.
 Dumansız barutun temel maddesi
nitroselülozdur, nitroselülozun üretiminde ilk
adım nitrik asit ile elyafın birleştirilmesidir. Bu
şekilde meydana gelen selüloz nitrat, karbon
monoksit, karbondioksit, nitrojen, hidrojen ve
buhar meydana getiren patlayıcı bir maddedir
BİRİNCİL PATLAYICILAR
 Birincil patlayıcılar son derece hassas olup patlatılmaları için çok az
enerjiye gereksinim vardır. Genellikle, ikincil patlayıcıların
ateslenmesini saglayan baslatıcı olarak kullanılırlar.
Kurşun Azid: Pb(N3)2
Kursun stefenat: PbC6H(NO2)3O2
Civa fulminate: Hg(ONC)2
DDNP: C6H2N4O5
Tetrazen: C2H8N10O
İKİNCİL PATLAYICILAR
 Kısmen hassas olup patlatılabilmeleri için
önemli miktar baslatma enerjisi veren
detonatörler gereklidir.
 Birincil patlayıcılara göre daha fazla güce
sahip olduklarından yıkım, parçalama
gibi islemlerde kullanılırlar.
PETN
 Pentaeritritoltetranitrat, bilinen en kuvvetli
patlayıcılardan biridir.
 Sürtünme ve şoka karsı TNT veya TETRIL’e göre daha
hassas olup tek basına patlayıcı olarak kullanılmaz.

Dışı su geçirmez ve PVC kaplıdır.
Bu özelliğinden dolayı çevre
koşullarından etkilenmez ve uzun
süre depolanabilir.
RDX
 Siklotrimetilentrinitramin, birçok
diğer patlayıcı bilesenleri,
plastiklik verici maddelerin
karısımlarından olusmustur ve
askeri amaçlı patlayıcılar için
temel olusturur.
 Bu patlayıcı için kullanılan RDX
kısaltması, patlayıcı İngiliz
menşeili olduğundan "Royal
Demolition Explosive"
kelimelerini ifade etmektedir.
DİNAMİT

Dinamit, 3 ölçü nitrogliserin, 1 ölçü diatomit ve
küçük bir miktar sodyum karbonatın
karıştırılmasıyla elde edilir. Hamur halinde olan
karışım klasik çomak şekline getirilir ve kağıda
sarılır.
 Nitrogliserin kendi başına çok kuvvetli bir
patlayıcıdır ve saf hali şoka duyarlıdır. Yani ani
hareketler patlamasına sebep olabilir. Nitrogliserin,
üretimi üzerinden zaman geçtikçe daha da kararsız
maddelere dönüşür ve taşınmasındaki tehlike artar.
Diatomite adsorbe edildiği zaman nitrogliserinden
doğan tehlike azaltılmış olur.
TNT
 C7H5N3O6 formülasyonuna sahip
olan trinitrotoluen, Amatol, pentolit,
tetritol, torpex, tritonal, pikratol,
ednatol gibi birçok patlayıcının ana
maddesidir.



En çok bilinen askeri Patlayıcı
maddedir.
Genellikle el bombaları yapımında
kullanılır.
Tolüenin nitrolanması ile elde edilir
TATP
 Tri-aseton-tri-peroksit hassas ve
güçlü el yapısı bir patlayıcı maddedir.
 Beyaz kristalize organik bir
peroksittir.
 Ticari ve askeri kullanımlar için
uygun değildir.
 Hazırlanması kolay ama risklidir.
TATP yasadışı üretim ve kullanıma
uygun bir patlayıcıdır.
•
TATP elektrik, sürtünme, darbe, ısı, ateş, ve kuvvetli asitle
temas etmesi halinde patlama özelliğine sahip bir patlayıcı
maddedir.
PATLAYICILARIN ANALİZİ
Örnek analizi için çeşitli analitik teknikler uygulanmaktadır. Bunlar;
 Renk testi
 Light and scanning electron microscopy (SEM)
 Infrared Spektroskopisi (IR)
 Kromatografi türleri
a) İnce Tabaka Kromatografisi (TLC)
b) Gaz Kromatografisi (GC), GC-MS
c) Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi (HPLC)
d) İyon Kromatografisi (IC)
 Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi
Renk Testi
 Patlayıcıların analizi için yapılması gereken ilk işlemdir. Patlayıcı çeşidi




hakkında ipucu verir.
En çok kullanılanı difenilamin testi. Organik ve inorganik nitratlarla,
kloratlarla koyu mavi renk verir.
Organik ve inorganik patlayıcıları birbirinden ayırt etmek için de
kullanılır.
Anatazoline testi - inorganik patlayıcı
Etanol solventi ile KOH - organik patlayıcı
 Bazı reaktiflerin patlayıcılarla verdiği yükseltgenme
tepkimeleri
Difenilamin+TATP= mavi renk
Anilin sülfat+kloratlar= mavi renk
 Griess reaksiyonu- nitrit iyonlarının analizi –mor renk
Infrared Spektroskopisi (IR)
 Her patlayıcı karakteristik bir IR spektrumu verir.
 Olay yerindeki kalıntının spektrumu her bir patlayıcının standart IR
spektrumu ile karşılaştırılır.
İnce Tabaka Kromatografisi (TLC)
 Patlayıcının varlığını
göstermek için kullanılan
kimyasal testtir.
 TLC bileşenleri
büyüklüklüklerine,
şekillerine,
çözünürlüklerine ve plaka
ile etkileşimlerine
dayanarak ayırır.
 Birçok örnek ve standart
aynı TLC plakasına
ekilebilir.
 Basit, hızlı ve ucuz olması
nedeniyle tercih edilir.
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN
TEŞEKKÜR EDERİZ.