PORFİRİNLER: YAPILARI, SINIFLANDIRILMALARI VE GENEL ÖZELLİKLERİ (2 saat) Doç. Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD.

Download Report

Transcript PORFİRİNLER: YAPILARI, SINIFLANDIRILMALARI VE GENEL ÖZELLİKLERİ (2 saat) Doç. Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD.

PORFİRİNLER: YAPILARI,
SINIFLANDIRILMALARI VE
GENEL ÖZELLİKLERİ
(2 saat)
Doç. Dr. Mustafa ALTINIŞIK
ADÜTF Biyokimya AD
2009
Porfirinler
porfirin halka sistemi içeren renkli maddelerdir
Porfirin halka sisteminin en basit temel maddesi
pirol halkasıdır.
Dört pirol halkası metenil (=CH-, metin)
köprüleri ile birbirine bağlanırsa porfin
halka sistemi oluşur
Porfin halka sistemindeki pirol halkalarına
çeşitli yan zincirlerin eklenmesiyle porfirin
halka sistemi oluşur.
Asetil (A) ve metil (M)
küçük takılardır;
propiyonil (P), vinil (V),
etil (E) ve oksietil
(EOH) büyük takılardır.
Porfirinler, porfirin halka sistemini oluşturan pirol
halkalarına bağlı takıların türüne göre isimlendirilirler ve
sınıflandırılırlar; ayrıca her sınıfın alt sınıfları vardır
takıların diziliş sırasına göre çeşitli izomer şekiller oluşur
ki doğada en çok tipI ve tip III izomer şekiller bulunur
Üroporfirinler (URO) koproporfirinler (KOPRO)
ve protoporfirinler (PROTO), üç ana porfirin
türüdürler
Porfirin halka sistemindeki pirol halkalarının N
atomlarına Fe, Mg, Co, Zn, Ni, Cu gibi metallerin
iyonlarının bağlanmasıyla metalloporfirinler diye
tanımlanan çeşitli porfirin bileşikleri oluşur
En yaygın olarak bulunan biyolojik
metalloporfirinler demir ve magnezyum
içerenlerdir
Eritrositlerde bulunan ve kana kırmızı rengini
veren hemoglobinin yapısında bulunan hem,
önemli bir demir-porfirin bileşiğidir
Hem, hemoglobin, kasların kırmızı rengini
veren miyoglobin, sitokromlar, sitokrom
oksidaz, katalaz ve peroksidaz gibi
enzimlerin yapısında bulunur
Bitkilerin yeşil rengini veren klorofil,
magnezyum-porfirin bileşiğidir
Hem biyosentezi
Hem biyosentezi için temel prekürsör, glisin amino asididir.
Hem sentezinde ilk reaksiyon ve son üç reaksiyon
mitokondride, diğerleri sitoplazmada gerçekleşir
Hem biyosentezi için ilk
reaksiyon, mitokondride
glisin ile süksinilKoA’nın, -amino-ketoadipat üzerinden aminolevülinat (ALA)
oluşturmak üzere
reaksiyonlaşmasıdır.
ALA sentaz, porfirin
biyosentezinde hız
belirleyici enzimdir
PLP
Mitokondride oluşan -aminolevülinat (ALA),
sitoplazmaya çıkar. Sitoplazmada, 2 molekül aminolevülinat (ALA), porfobilinojen (PBG) oluşturmak
üzere kondense olur. Reaksiyonu porfobilinojen sentaz
(ALA dehidrataz) katalizler
ALA dehidrataz, Zn2+ gerektiren sitozolik bir enzimdir; sülfhidril
grupları içerir; ağır metallerle inhibisyona çok hassastır. Kurşun
ile zehirlenmelerde ALA miktarı artar
Dört molekül
porfobilinojen,
üroporfirinojen I
sentaz (porfobilinojen
deaminaz) ve
üroporfirinojen III
kosentaz etkisiyle
hidroksimetilbilan ara
ürünü üzerinden
üroporfirinojen III
(ÜRO III) oluşturur
Üroporfirinojen III, üroporfirinojen
dekarboksilaz etkisiyle koproporfirinojen III’e
dönüştürülür
Koproporfirinojen III, mitokondriye taşınır ve
burada mitokondriyal bir enzim olan
Koproporfirinojen oksidaz, koproporfirinojen
III’den protoporfirinojen IX oluşturur
Mitokondride protoporfirinojen oksidaz
etkisiyle, protoporfirinojen IX’dan
protoporfirin IX oluşur
Aktivite için redükleyici ajanlara gereksinim
gösteren ferroşelataz, protoporfirin IX içerisine
demir yerleşimini katalizler ve böylece hem
molekülü oluşur
Hem, ALA sentazın feedback inhibitörüdür
Hem, ALA sentazın
feedback inhibitörüdür
Mitokondride oluşan hem,
mitokondri dışında,
ribozomlarda sentez
edilmiş olan globin ile
birleşerek hemoglobin
oluşturur
İnsanlarda hem biyosentezinde görevli bazı enzimlerde
genetik defekt olması durumunda, porfiriyalar diye
bilinen bazı genetik hastalıklar ortaya çıkar
Kongenital eritropoetik porfiriya hariç tüm
porfiriyalar otozomal dominant kalıtılırlar
Porfirialarda defektli enzim gerisindeki porfirinler ve
prekürsörleri vücut dokularında ve vücut sıvılarında
birikir
Porfiriyalar, porfirinlerin ve prekürsörlerinin biriktiği
dokulara göre iki sınıfa ayrılabilir
Porfirialarda biriken bileşiklerin toksik yapısına bağlı
olarak her bir porfiriyaya özgü semptom ve belirtiler
ortaya çıkar
Porfiriyalarda mide bağırsak yakınmalarından abdominal
ağrı, en sık belirtidir. Kabızlık, mide bulantısı ve kusma
olabilir
Porfiriyalarda otonom sinir sistemi anormallikleri olarak
taşikardi, hipertansiyon, terleme, idrar retansiyonu
gözlenebilir
Periferal nöropati, ekstremitede ağrı, duyuda azalma, kas
zayıflığı, paralizi, görme kaybı, felç, koma, ADH’un
uygunsuz salınımı belirtileri ile ortaya çıkabilir
Pb zehirlenmesi, porfirin metabolizmasında
sekonder bozukluğa neden olur
ALA dehidrataz ve ferroşelataz aktiviteleri düşer.
Eritrosit Zn protoporfirini yükselir. İdrarda ALA
artar; PBG normaldir. Tanı için tam kanda Pb
ölçümü yapılmalıdır
Hem prekürsörlerinin idrardaki normal değerleri
şöyledir: PBG 0-2 mg/gün, -ALA 1,3-7,0
mg/gün, üroporfirin < 40 g/gün, koproporfirin<
235 g/gün, protoporfirin 60 g/gün
Hemoglobin
Hemoglobin, kanda eritrositlerde bulunan,
kana kırmızı rengini veren, demir-porfirinli
bir bileşik proteindir
%g olarak kandaki hemoglobin
konsantrasyonunun normal değeri
yetişkin erkek için %14-18 g
yetişkin kadın için %12-15 g
çocuk için %12-13 g
yeni doğan için % 21 g kadardır
Hemoglobin miktar tayini
Hemoglobin miktar tayini deneyinde önce hemoglobin,
K3Fe(CN)6 çözeltisi ile ferrihemoglobin şekline
dönüştürülür
Daha sonra ferrihemoglobin CN ile
reaksiyonlaştırılarak stabil olan siyanmethemoglobine
çevrilir
Oluşan siyanmethemoglobin kolorimetrik olarak
ölçülür ve standart ile karşılaştırılarak hemoglobin
miktarı bulunur
Hemoglobin molekülü 4 hem ve 1 globin içerir
Hemoglobindeki 4 hemin her biri bir
protoporfirin III ve bir Fe2+ içerir
Hemoglobin,
molekülünde içerdiği
toplam 4 adet Fe2+
sayesinde akciğerlerden
dokulara O2 molekülü
taşıyabilmektedir. 1
hemoglobin molekülü
toplam 4 adet O2
molekülü bağlayarak
taşıyabilir
Hemoglobinin protein komponenti olan globin,
glisince fakir bazik amino asitlerce zengin bir
proteindir; 4 polipeptit zincirden yapılmıştır
Çeşitli hemoglobin tiplerinde bulunabilen
polipeptit zincirleri -zincir, -zincir, -zincir, zincir olmak üzere dört tiptir. Bir hemoglobin
molekülünde bu zincirlerden iki tür bulunur
Türlere özel hemoglobin tipleri, molekülündeki
globinin içerdiği polipeptit zincirleri bakımından
birbirlerinden farklıdırlar
Fizyolojik hemoglobinler (normal
hemoglobinler)
• HbA1: Globininde 2 ve 2 polipeptit zinciri
içeren fizyolojik hemoglobindir. HbA1, erişkin
bir şahsın eritrositlerinde bulunan
hemoglobinin %97-98’ini oluşturur
• HbA2: Globininde 2 ve 2 polipeptit zinciri
içeren fizyolojik hemoglobindir. Erişkin
sağlıklı bir şahsın eritrositlerinde
bulunan hemoglobinin %0,5-2,5’ini
oluşturur
• HbF: Globininde 2 ve 2 polipeptit zinciri
içeren, primitif hemoglobin (HbP) diye de
bilinir. yeni doğanda total hemoglobinin %7090’ını oluşturur
HbA1’in globininin -polipeptit
zincirindeki -amino grubuna enzimatik
olmayan bir reaksiyonla kovalent bir
şekilde karbonhidrat bağlanması sonucu
glikozile hemoglobinler oluşur
Glikozile hemoglobin oluşumu, yaş ve
açlık kan şekeri artışıyla birlikte artar.
HbA1a (HbA3), HbA1b, HbA1c,
HbA1d, HbA1e bilinen glikozile
hemoglobinlerdir. Bu hemoglobinler
normalde çok az bulunurlar ve hiçbiri
toksik değildir
Glikozile hemoglobinlerden en sık
rastlananı, HbA1c’dir
HbA1c’de  zincirlerindeki genellikle valin
amino asidine fruktoz bağlanmıştır; glukozun
fruktoza dönüşümü, amadori düzenlenim
diye bilinen yeniden düzenlenme reaksiyonu
sonucu gerçekleşir
Hemoglobinlerin glikozilasyonu, eritrositlerin
120 günlük yaşam süresince devam eder;
oluşan miktar, etkileştikleri kan glukoz
miktarıyla orantılıdır ki uzun süreli
hiperglisemide artar
HbA1c, erişkin sağlıklı bir insanda total
hemoglobinin %5-8’ini oluşturur;
diyabetli kişilerde glikozile hemoglobin
düzeyi total hemoglobinlerin %8’inin üzerine
çıkarak normalin 2-3 misli olabilir
Kan HbA1c düzeyi, diyabetin takibinde ve
kan glukoz düzeyinin regülasyonunda önemli
bir kimyasal parametredir
HbF, yeni doğanda total hemoglobinin %7090’ını oluşturur
Doğumda total hemoglobinin %70-90’ını
oluşturan HbF, 1.ayın sonunda %50-70,
2.ayın sonunda %25-30, 3.ayın sonunda
%10-30, 3 yaşında %1, erişkinde %0,4’tür
HbF’in oksijene affinitesi fazladır
Anormal hemoglobinler
Anormal hemoglobinler, oksijen taşıma kapasitesi
azalmış olan hemoglobinlerdir
1) Hemoglobinin polipeptit zincirine bir veya daha
fazla amino asit eklenebilir, zincirden amino asit
çıkabilir veya zincirdeki amino asitler yer
değiştirebilir
2) Globin zinciri üretiminde defekt olabilir; belli bir
globin zinciri türü üretilmez
3) Tip 1 ve tip 2’nin kombinasyonu olabilir
4) Herediter persistant fetal hemoglobinemi de
tanımlanmıştır; asemptomatiktir
• Hb S: HbA1’in -zincirlerindeki 6. amino asit
glutamik asit değil de valin olan hemoglobindir
• Hb C: HbA1’in -zincirlerindeki 6. amino asit
glutamik asit değil de lizin olan hemoglobindir
• Hb Gun Hill: Globini 4 hem değil de 2 hem içeren
anormal hemoglobindir
• Hb H ve Hb Bart: Hb H, globini -zinciri içermeyen
4-zinciri içeren hemoglobindir. Hb Bart ise globini
-zinciri içermeyen, 4-zinciri içeren hemoglobindir
anormal hemoglobinlerin üretilmesiyle karakterize
hastalıklar hemoglobinopatiler olarak tanımlanır
Hb S: Oksijensiz ortamda solubulitesi azalır;
çubuk benzeri lifler ve fibröz agregatlar
oluşturur. Hb S içeren eritrositler orak
şeklinde görüntü oluştururlar ve kolayca
parçalanırlar
oraklaşmış eritrositlerin ince kapillerlerde
dolaşımı yavaşlatmasıyla tromboz ve
emboliler gelişebilir
Hb S, orak hücreli anemi ( Hb S hastalığı)
olarak tanımlanan hemoglobinopatinin ortaya
çıkmasına neden olur
Orak hücreli anemi ( Hb S hastalığı), otozomal resesif
kalıtılır; homozigotlarda hemolitik anemi ortaya çıkar.
Heterozigot taşıyıcılarda asemptomatiktir
Heterozigot orak hücreli anemi hastaları, sıtma paraziti olan
plasmodyum falsiparuma karşı dirençlidirler; sıtmaya karşı
hassasiyetleri azdır. Bu kişilerde eritrositlerin yaşam süresi
normalden kısadır; parazit, eritrosit içindeki gelişimini
tamamlayamaz. Pl.falsiparum eritrosit içinde büyürken
intrasellüler pH’da düşme ve H2O2 oluşumunda artışa neden
olur. Eritrosit içi pH’da düşme oraklaşmayı artırır ve H2O2
hücre membran yapılarını bozar; eritrositlerin içinde oldukça
fazla bulunan K+ iyonları hücre dışına sızar; K+ iyonlarının
eritrosit içinde azalması sıtma parazitini öldürür
Hb C: Hemoglobin C hastalığı olarak bilinen
hemoglobinopatinin ortaya çıkmasına neden
olur
Homozigot hemoglobin C hastalarında, orta
derecede kronik hemolitik anemi gözlenir
Bir kısmı  globinde orak hücre mutasyonu
gösterirken bir kısmı Hb C özelliğinde olan
bir hemoglobinopati, hemoglobin SC
hastalığı olarak tanımlamaktadır
Hb H ve Hb Bart: -talasemili hastaların
kanında saptanır
Talassemiler, herediter hemolitik
hastalıklardır; insanlarda tek gen defektinin
görüldüğü en sık rastlanan hastalık grubunu
oluştururlar. Talassemilerde, normalde uyum
içinde sentezlenen  ve  zincirlerinden biri
sentezlenmez veya azalmış olarak sentezlenir.
0 veya 0, + veya + gibi, defektli globin
zinciriyle anılan çeşitli talassemiler
tanımlanmıştır
Hemoglobin bileşikleri
•
•
•
•
•
•
•
Oksihemoglobin (HbO2)
Karbaminohemoglobin
Karboksihemoglobin (HbCO)
Methemoglobin
Sulfhemoglobin
Azotmonoksit hemoglobin
Siyanhemoglobin
Oksihemoglobin (HbO2)
Oksihemoglobin, hemoglobin molekülündeki 4 Fe2+’e
akciğerlerde birer O2 molekülü bağlanması sonucu oluşan
hemoglobin bileşiğidir
Hemoglobin molekülüne akciğerlerde O2 moleküllerinin
bağlanması olayı, hemoglobinin oksijenasyonu olarak
tanımlanır
Bir hemoglobin molekülü, oksijenasyon olayı sonucunda
4 O2 molekülü bağlayabilmektedir
Hemoglobinin oksijene affinitesi, oksijenin kısmi
basıncına bağlıdır
pO2 değişimine karşı hemoglobinin oksijenle %
satürasyonunu gösteren grafiklere hemoglobinin
satürasyon eğrisi veya oksihemoglobinin dissosiasyon
eğrisi denir
Akciğerlerde oksijenasyon olayı sonucunda
hemoglobine bağlanan oksijen, diğer dokularda
deoksijenasyon olayı sonucunda hemoglobinden
ayrılır
Oksijenize hemoglobin (oksihemoglobin)
parlak kırmızı, deoksijenize hemoglobin
(deoksihemoglobin) koyu kırmızıdır
kanın oksijenlenmesinde bir azalma ve
bunun sonucu olarak deoksijenize olmuş
hemoglobinde artış, deri ve mukozalara
karakteristik mavimtrak bir renk verir ki
bu durum siyanoz olarak tanımlanır
Karbaminohemoglobin
hemoglobindeki globinin serbest -amino
gruplarına reversibl olarak CO2 bağlanmasıyla
oluşan hemoglobin bileşiğidir
Karbamino grubu, hemoglobinin oksijene olan
ilgisini azaltır ki bu etki, pH düşüşünden
bağımsızdır
CO2, deoksijenize hemoglobine
oksihemoglobinden daha çok bağlanır ve böylece
dokulardan akciğerlere hemoglobin ile taşınabilir
Kandaki CO2’in
%15-20’si karbaminohemoglobin
bileşimindedir;
%5’i plazmada serbest veya H2CO3
halindedir;
%75-80’i de HCO3 şeklindedir
Karboksihemoglobin (HbCO)
oksihemoglobindeki O2 yerine
karbonmonoksit (CO) geçmesi suretiyle
oluşan hemoglobin bileşiğidir
Hemoglobinin CO’e affinitesi O2’e
affinitesinden 210 misli fazladır; ortamda
oksijen ve karbonmonoksit eşit
miktarlarda bulunduğunda hemoglobine
tercihli olarak CO bağlanır ve anemik
hipoksiye neden olur
CO ile zehirlenmenin
belirtileri, bilinç kaybı, tırnak
dipleri ve mukoz
membranların kiraz kırmızısı
renk almasıdır
CO ile zehirlenmenin tanısı
için kan NaOH ile karıştırılır;
normalde koyu kahverengi
renk gözlendiği halde CO ile
zehirlenme durumunda kiraz
kırmızısı renk gözlenir
Methemoglobin
Methemoglobin, hemoglobindeki
Fe2+ ’nin Fe3+ haline reversibl
olarak oksitlenmesi sonucu oluşan
kahverengi bir hemoglobin
bileşiğidir
hemoglobine bazı oksidan
etkenlerin etkisi sonucunda
oluşur. Glikoliz sırasında oluşan
NADH ve spesifik bir enzim olan
methemoglobin redüktaz
tarafından indirgenir
normalde kanda total hemoglobinin
%0,5-1’i kadar methemoglobin bulunur
Methemoglobin, O2 ve CO bağlayamaz;
kandaki methemoglobin total
hemoglobinin %10’undan fazla ise
siyanoz görülür; %20’sinden fazla ise
ayrıca yorgunluk, baş ağrısı, baş
dönmesi, uyuklama, taşikardi gibi
hipoksi bulguları ve polisitemi görülebilir
Sulfhemoglobin
oksihemoglobin ile H2S’ün
reaksiyonlaşması sonucu oluşan yeşil-sarı
renkli bir hemoglobin bileşiğidir
Ölümden sonra proteinlerin kokuşması
sonucu olarak dokularda H2S oluşur ki
kadavraların kan toplanan yerlerinde
görülen yeşil lekeler buralarda
sulfhemoglobin oluşmasının sonucudur
Azotmonoksit hemoglobin
nitritli dumanların solunması durumlarında oluşan
pembe renkli bir hemoglobin bileşiğidir
Siyanhemoglobin
HCN solunması sonucu oluşan bir hemoglobin bileşiğidir
inorganik siyanür bileşiklerinin ağızdan alınması sonucu
siyanmethemoglobin oluşur
Hemoglobinin yıkılımı
Normal insan vücudunda
her gün eritrositlerin
parçalanmasıyla yaklaşık
6,5-7 gram kadar
hemoglobin
serbestleşmektedir
Eritrositlerin
parçalanmasıyla
serbestleşen hemoglobin,
retiküloendoteliyal sistemde
(RES) yani başlıca
karaciğer, dalak ve kemik
iliğinde yıkılır ve bilirubin
oluşturur
Hemoglobinin hem kısmının yıkılmasıyla oluşan
bilirubin, indirekt bilirubin (ankonjuge bilirubin)
olarak bilinir. İndirekt bilirubin, suda çözünmez, idrara
geçmez ve safra ile atılmaz. İndirekt bilirubin,
liposolubldur; membranlardan kolaylıkla geçerek
dokulara diffüze olabilir
İndirekt bilirubinin karaciğerde glukuronik asitle
konjugasyonu veya çok az oranda sülfatlanmasıyla
direkt bilirubin (konjuge bilirubin) oluşur. Direkt
bilirubin, suda çözünür ve safra ile atılır. Direkt
bilirubin normalde kanda bulunmaz veya çok az
bulunur; ancak safra ile atılımının engellendiği
durumlarda kanda artabilir ki kandaki düzeyi %1,5
mg’ı aştığında idrarda saptanır
Serum total bilirubin düzeyinin normal değeri
Doğumdan hemen sonra miadında doğan bebekte %0,44,0 mg arasında, prematüre bebekte %8 mg’dan düşük
Doğumdan üç gün sonra miadında doğan bebekte %1,010,0 mg arasında, prematüre bebekte %12 mg’dan
düşük
1 aylık bebekte %0,1-0,7 mg arasında
Erişkinde %0,2-1,0 mg arasında
Hiperbilirubinemiler
• Serbest (indirekt) bilirubin düzeyindeki artışlar
Yenidoğan sarılığı
Gilbert hastalığı
Crigler-Najjar sendromu tip I
Crigler-Najjar sendromu tip II
• Konjuge (direkt) bilirubin düzeyindeki artışlar
Kolestaz
Dubin-Johnson sendromu
Rotor sendromu
Yenidoğan sarılığında serum bilirubin düzeyi
48.saatte %10 mg değerine kadar çıkabilir ve 7-10
günde normal düzeye iner
Gilbert sarılığında serbest bilirubin düzeyleri %1,23,0 mg kadardır, %5 mg değerini nadiren aşar
Crigler-Najjar sendromu tip I, nadir görülür,
genellikle hayatın ilk 15 gününde ölümle sonuçlanır.
Serbest bilirubin düzeyi %20 mg’ı aşar ve bazen %50
mg’a ulaşır
Crigler-Najjar sendromu tip II’de serum bilirubin
düzeyi %6,0-20,0 mg arasında değişir
Kolestazda plazmada konjuge bilirubin artar ve
idrarla bilirubin atılır
Dubin-Johnson sendromunda plazma bilirubin
düzeyi %3,0-10,0 arasındadır ve karaciğerde melanin
benzeri bir pigment birikir
Rotor sendromunda Dubin-Johnson
sondromundakine benzer bulgular vardır, ancak
karaciğerde pigment birikimi olmaz
Miyoglobin
Miyoglobin, prostetik grubu hem olan bir
kromoproteindir
Başlıca kırmızı kaslarda özellikle kalp
kasında yüksek konsantrasyonda bulunur
153 amino asitten oluşan bir polipeptit
zinciri ve bir hem grubu içerir
Miyoglobinin
hem
grubundaki
Fe2+, O2 ile
reversibl
olarak
bağlanabilir
Miyoglobinin oksijene affinitesi,
hemoglobinin oksijene affinitesinden fazladır
Ancak ağır egzersizden sonra oksijenin
azaldığı durumlarda kas dokusunun pO2’si 5
mmHg’ya kadar düşebilir ve miyoglobin kas
mitokondrisinde ATP’nin oksidatif sentezi
için kendisine bağlı oksijeni derhal serbest
bırakır
miyoglobin, kasta bir çeşit oksijen deposu
olarak işlev görür
Kaslarda bol miktarda bulunan
miyoglobin, kas yaralanmalarında kana
geçer ve idrarla atılır
İdrarla miyoglobin atılması
miyoglobinüri olarak tanımlanır; klinik
tanı açısından önemlidir
Kanda miyoglobin artması miyokard
infarktüsünün tanısı açısından önemlidir
Sitokromlar
prostetik grup olarak bir demir-porfirin
bileşiği olan hem içeren elektron taşıyıcı
proteinlerdir
mitokondrilerin iç membranlarında
bulunurlar
Sitokromlar, ışık absorpsiyon
spektrumlarındaki farklılıklara göre
sitokrom a, sitokrom b ve sitokrom c
olmak üzere üç sınıfa ayrılırlar
En uzun dalga boyundaki
absorpsiyon bandı olan  bandı,
sitokrom a’larda 600 nm’ye yakın,
sitokrom b’lerde 560 nm’ye
yakın,
sitokrom c’lerde 550 nm’ye
yakındır
Bazen bu banda ait kesin dalga
boyu sitokromun adında kullanılır.
Örneğin sitokrom b562,  bandının
562 nm’de saptandığını ifade eder